Namaz Vakitleri

24 Cemâziye'l-Evvel 1446
26 Kasım 2024
İmsak
06:26
Güneş
07:56
Öğle
12:56
İkindi
15:24
Akşam
17:46
Yatsı
19:10
Detaylı Arama

İçkinin Zararları

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

20 Zilka'de 1414 / 01.05.1994
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

İçkiye Devam Eden Puta Tapan Gibidir, İçki Bütün Kötülüklerin Anasıdır, Bedir ve Uhud Şehidleri, Ateşli Hastalığa Sabredin!, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

İçkinin Zararları

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

20 Zilka'de 1414 / 01.05.1994
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

İçkiye Devam Eden Puta Tapan Gibidir, İçki Bütün Kötülüklerin Anasıdır, Bedir ve Uhud Şehidleri, Ateşli Hastalığa Sabredin!, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bismillahirrahmanirrahim. Bismillahirrahmanirrahim.

el-Hamdü lillâhi hakka hamdih.el-Hamdü lillâhi hakka hamdih. Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ MuhammedinVe's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'd: Emmâ ba'd:

Fa'lemû eyyuhe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitabullâh ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâFa'lemû eyyuhe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitabullâh ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre'l-umûri muhdesâtüha ve külle muhdesetin bid'atünMuhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre'l-umûri muhdesâtüha ve külle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr.ve külle bid'atin dalâletün ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. Ve bi's-sennedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâle: Ve bi's-sennedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâle:

Üşhidü billâhi ve eşhedü lillâhi le-kad kâle lî CibrîlüÜşhidü billâhi ve eşhedü lillâhi le-kad kâle lî Cibrîlü yâ Muhammedu inne müdmine'l-hamri ke-âbidi vesenin. yâ Muhammedu inne müdmine'l-hamri ke-âbidi vesenin.

Sadaka Resûlullah fîmâ kâl ev kemâ kâle. Sadaka Resûlullah fîmâ kâl ev kemâ kâle.

Aziz ve değerli kardeşlerim! Aziz ve değerli kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretlerinin rahmeti, bereketi, ihsanı, ikramı iki cihanda üzerinize olsun.Allahu Teâlâ hazretlerinin rahmeti, bereketi, ihsanı, ikramı iki cihanda üzerinize olsun. Peygamberimiz Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve âlihî ve sellemePeygamberimiz Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve âlihî ve selleme teslîmen kesîra hazretlerinin mübarek hadîs-i şerîflerinden bir demet okuyupteslîmen kesîra hazretlerinin mübarek hadîs-i şerîflerinden bir demet okuyup taallüm ediyoruz, tefeyyüz ediyoruz. taallüm ediyoruz, tefeyyüz ediyoruz.

Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizi Peygamber Efendimiz'in rızasına vâsıl eylesin. Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizi Peygamber Efendimiz'in rızasına vâsıl eylesin.

Bu hadîs-i şerîflerin okunmasına başlamadan önce,Bu hadîs-i şerîflerin okunmasına başlamadan önce, ilk önce Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in rûh-i pâkine hediye olmak üzereilk önce Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in rûh-i pâkine hediye olmak üzere ve sonra cümle âl'inin, evladının, ashabının, etbâının, sâdât ve meşayih-i turuk-u aliyyemizin,ve sonra cümle âl'inin, evladının, ashabının, etbâının, sâdât ve meşayih-i turuk-u aliyyemizin, evliyâullah büyüklerimizin, Hocamız Muhammed Zahid-i Bursevî hazretlerinin, kitabını okuduğumuzevliyâullah büyüklerimizin, Hocamız Muhammed Zahid-i Bursevî hazretlerinin, kitabını okuduğumuz Gümüşhaneli Efendimiz hazretlerinin ve bu beldelerde medfun bulunan enbiyâullah, evliyâullah,Gümüşhaneli Efendimiz hazretlerinin ve bu beldelerde medfun bulunan enbiyâullah, evliyâullah, sahabe-i kirâm ve ehlullahın ruhları için, uzaktan yakından bu derse iştirak için gelmiş olansahabe-i kirâm ve ehlullahın ruhları için, uzaktan yakından bu derse iştirak için gelmiş olan siz kardeşlerimizin âhirete göçmüş olan bütün müslüman âbâ u ümmehât, ecdâd u ceddât,siz kardeşlerimizin âhirete göçmüş olan bütün müslüman âbâ u ümmehât, ecdâd u ceddât, akrabâ-i taallukât, ahbâb u ihvân-ı yârânının ruhları için,akrabâ-i taallukât, ahbâb u ihvân-ı yârânının ruhları için, bizim de dünya ve âhiret saadet ve selametimiz için,bizim de dünya ve âhiret saadet ve selametimiz için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım, ondan sonra başlayalım. bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım, ondan sonra başlayalım.

Okuduğumuz hadîs-i şerîfler, Gümüşhaneli [Ahmed Ziyâeddin] Efendimiz'in tertip etmiş olduğu,Okuduğumuz hadîs-i şerîfler, Gümüşhaneli [Ahmed Ziyâeddin] Efendimiz'in tertip etmiş olduğu, tekkemizin Râmûzü'l-ehâdîs isimli hadis kitabının 72. sayfasının ikinci hadîs-i şerîfidir.tekkemizin Râmûzü'l-ehâdîs isimli hadis kitabının 72. sayfasının ikinci hadîs-i şerîfidir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyuruyor: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyuruyor:

Üşhidü billâh. "Allah'ı şahit getiririm ki." Ve eşhedü lillâh.Üşhidü billâh. "Allah'ı şahit getiririm ki." Ve eşhedü lillâh. "Ve Allah için kendim de şahadet ederim ki.""Ve Allah için kendim de şahadet ederim ki." Lekad kâle lî Cibrîlü. "Hemen az önce Cebrail bana geldi ve dedi ki." Lekad kâle lî Cibrîlü. "Hemen az önce Cebrail bana geldi ve dedi ki." Yâ Muhammed. "Ey Muhammed!" İnne müdmine'l-hamri. Yâ Muhammed. "Ey Muhammed!" İnne müdmine'l-hamri. "Muhakkak ki içkiye müdavim olan kişi, içki müptelası." Ke-âbidi vesenin. "Puta tapan insan gibidir." "Muhakkak ki içkiye müdavim olan kişi, içki müptelası." Ke-âbidi vesenin. "Puta tapan insan gibidir."

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Allah her günahı affediyor. Neyi affetmiyordu?Allah her günahı affediyor. Neyi affetmiyordu? Kur'ân-ı Kerîm'den bildiğimiz bir gerçek; şirki affetmiyordu.Kur'ân-ı Kerîm'den bildiğimiz bir gerçek; şirki affetmiyordu. İtikadı bozuk olan, inancı sakat olan, kâfir veya müşrik olan veya dinsiz olan kimseyi affetmiyor.İtikadı bozuk olan, inancı sakat olan, kâfir veya müşrik olan veya dinsiz olan kimseyi affetmiyor. Bir dinsiz var; inançsız, itikatsız kitapsız, hiçbir şeye inanmıyor, kapkara.Bir dinsiz var; inançsız, itikatsız kitapsız, hiçbir şeye inanmıyor, kapkara. Tabi bu cehennemin dibine.Tabi bu cehennemin dibine. Sonra güya bir din tutturmuş insanlar var ama yahudiler, hıristiyanlar, budistler,Sonra güya bir din tutturmuş insanlar var ama yahudiler, hıristiyanlar, budistler, brahmanistler vesaire. Bunların inançları da bozuk.brahmanistler vesaire. Bunların inançları da bozuk. Onun için Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyuruluyor: Onun için Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyuruluyor:

Lekad kefere'l-lezîne kâlû inne'l-lâhe hüve'l-Mesîhu'bnü Meryem.Lekad kefere'l-lezîne kâlû inne'l-lâhe hüve'l-Mesîhu'bnü Meryem. "Meryemoğlu İsa'ya tanrı diyenler muhakkak ki kâfir oldular." "Meryemoğlu İsa'ya tanrı diyenler muhakkak ki kâfir oldular."

O zaman hıristiyanlar kâfir. Ehl-i Kitab ama kâfir olmuş, çünkü peygambere "tanrı" diyorlar.O zaman hıristiyanlar kâfir. Ehl-i Kitab ama kâfir olmuş, çünkü peygambere "tanrı" diyorlar. Sapıttılar. Yahudiler? Sapıttılar.

Yahudiler?

Amerika'da bir mühendis arkadaş bir büyük toplantı yapmış;Amerika'da bir mühendis arkadaş bir büyük toplantı yapmış; piskoposu, hahamı, imamı çağırmış; üçünü konuşturmuş.piskoposu, hahamı, imamı çağırmış; üçünü konuşturmuş. Tabi sonunda müslümanların haklı ve doğru yolda olduğu anlaşılmış.Tabi sonunda müslümanların haklı ve doğru yolda olduğu anlaşılmış. Ama ilk konuşma yapan haham, âhireti inkâr etmiş. "Âhiret yok! Her şey dünyada." demiş. Ama ilk konuşma yapan haham, âhireti inkâr etmiş. "Âhiret yok! Her şey dünyada." demiş.

Ve bi'l-yevmi'l-âhiri. Âhiret inancı. İslâm inancının en önemli bölümlerinden biri. Ve bi'l-yevmi'l-âhiri. Âhiret inancı. İslâm inancının en önemli bölümlerinden biri.

Âhirete inanmadan iman olur mu? Olmaz.Âhirete inanmadan iman olur mu?

Olmaz.
Kendilerine Musa aleyhisselam peygamber olarak gönderilmiş, Kendilerine Musa aleyhisselam peygamber olarak gönderilmiş, Harun aleyhisselam peygamber olarak gönderilmiş. Harun aleyhisselam peygamber olarak gönderilmiş. Peygamber gönderilmiş bir kavim olmalarına rağmen yahudiler âhiret inancını kaybetmiş.Peygamber gönderilmiş bir kavim olmalarına rağmen yahudiler âhiret inancını kaybetmiş. O da gitmiş gümbürtüye. O da gitmiş gümbürtüye.

Kâfirler. Allah affetmiyor. İnancı var ama bunun yanı sıra müşrik.Kâfirler. Allah affetmiyor. İnancı var ama bunun yanı sıra müşrik. Allah'ı da kabul ediyor ama Allah'a şirk koşuyor. Allah'ı da kabul ediyor ama Allah'a şirk koşuyor. Nârun mü'sadeh.Nârun mü'sadeh. Mu'sadeh "Kapıları desteklenerek, artık açılmayacak şekilde kapatılmış." demek. Mu'sadeh "Kapıları desteklenerek, artık açılmayacak şekilde kapatılmış." demek. Cehenneme atılacaklar, çıkmak yok.Cehenneme atılacaklar, çıkmak yok. Ebediyen kapıları açılmamak üzere kapatılacak; orada yanacaklar. Neden? Ebediyen kapıları açılmamak üzere kapatılacak; orada yanacaklar.

Neden?

Yaratanlarını tanıyamamışlar da ondan.Yaratanlarını tanıyamamışlar da ondan. Kendilerini yaratan, yaşatan, nimetlere gark eden, büyüten,Kendilerini yaratan, yaşatan, nimetlere gark eden, büyüten, ömür sürdüren, yediren, içiren Allah'ı tanıyamamışlar! Yanacaklar, ebediyen yanacaklar, sonsuz… ömür sürdüren, yediren, içiren Allah'ı tanıyamamışlar! Yanacaklar, ebediyen yanacaklar, sonsuz…

Hüm fîhâ hâlidûn. Cayır cayır, cayır cayır yanacaklar. Hüm fîhâ hâlidûn.

Cayır cayır, cayır cayır yanacaklar.

"Ah ölsek!" diye ölümü temenni edecekler. "Ah ölsek!" diye ölümü temenni edecekler.

Yooo yağma yok! Ölünce kurtulacağı için cehennemde ölmek yok, devamlı azap çekmek var. Yooo yağma yok! Ölünce kurtulacağı için cehennemde ölmek yok, devamlı azap çekmek var.

Lâ yukdâ aleyhim fe-yemûtû. "Öyle bir şey yok ki ölsünler de kurtulsunlar." Lâ yukdâ aleyhim fe-yemûtû. "Öyle bir şey yok ki ölsünler de kurtulsunlar."

Azap çekecekler. Azap çekecekler.

Lâ yuhaffefu anhümü'l-azâb. "Azapları azaltılmayacak, hafiflemeyecek de." Lâ yuhaffefu anhümü'l-azâb. "Azapları azaltılmayacak, hafiflemeyecek de."

Devamlı azap çekecekler. Neden? Devamlı azap çekecekler.

Neden?

Allah'ı tanıyamadılar.Allah'ı tanıyamadılar. Bu edepsizlik, bu aptallık, bu küstahlık, bu hakaret, bu cahillik, bu gafillik, Allah'a bu iftira! Bu edepsizlik, bu aptallık, bu küstahlık, bu hakaret, bu cahillik, bu gafillik, Allah'a bu iftira! Adam biter, mahvolur. Çok fena! Bir insanın inancının bozuk olması, en fena şeydir. Adam biter, mahvolur. Çok fena! Bir insanın inancının bozuk olması, en fena şeydir.

İnsanın malı batabilir, çıkabilir.İnsanın malı batabilir, çıkabilir. Karadeniz'de gemileri batar, harmanı yanar, mahsulünü don vurur;Karadeniz'de gemileri batar, harmanı yanar, mahsulünü don vurur; zengin olur, fakir olur, hapse girer çıkar.zengin olur, fakir olur, hapse girer çıkar. Her şey olur. Bu dünyada insanoğlunun başına neler geliyor; mühim değil.Her şey olur. Bu dünyada insanoğlunun başına neler geliyor; mühim değil. Ama itikadı bozuk oldu mu, işte o çok mühim. Bitti, âhireti gitti. Ama itikadı bozuk oldu mu, işte o çok mühim. Bitti, âhireti gitti.

Âhiret nasıl bir şey? Âhiret nasıl bir şey?

Ebedî hayat ya! Bu dünya hayatı gibi yetmiş sene, seksen sene değil kiEbedî hayat ya! Bu dünya hayatı gibi yetmiş sene, seksen sene değil ki "Sabredeyim, geçsin de kurtulayım." diyesin; ebedî hayat! Ebediyen cehennemde yanmak var. "Sabredeyim, geçsin de kurtulayım." diyesin; ebedî hayat! Ebediyen cehennemde yanmak var.

"Ben cehennem azabından korkmam. Haramı sen yemiyorsan getir ben yiyeyim." "Ben cehennem azabından korkmam. Haramı sen yemiyorsan getir ben yiyeyim."

Bazıları öyle diyor. İnanmıyor, inancı yok. Bazıları öyle diyor. İnanmıyor, inancı yok.

"Faiz haram" diyorsun mesela. "Faiz haram" diyorsun mesela.

"Haram mı? Tamam, sen yemiyorsan getir de ben yiyeyim." diyor. "Haram mı? Tamam, sen yemiyorsan getir de ben yiyeyim." diyor.

"Sen içki kullanmıyorsan ver ben içeyim." Diyor. Neden? "Sen içki kullanmıyorsan ver ben içeyim." Diyor.

Neden?

İnancı yok, korkmuyor. Ama Allah'ın her şeye kudreti tam mı? İnancı yok, korkmuyor.

Ama Allah'ın her şeye kudreti tam mı?

Tam, âmennâ ve saddaknâ! Her şeye kudreti yetiyor mu? Yetiyor. Tam, âmennâ ve saddaknâ!

Her şeye kudreti yetiyor mu?

Yetiyor.

Senin elinde çok büyük imkân ve iktidar olsa Sırplar'ı ele geçirsenSenin elinde çok büyük imkân ve iktidar olsa Sırplar'ı ele geçirsen onları yaptıklarına pişman eder misin, etmez misin? onları yaptıklarına pişman eder misin, etmez misin?

"Ederim. Çok kızıyorum, ederim!" dersin değil mi? "Ederim. Çok kızıyorum, ederim!" dersin değil mi?

Kâdir-i mutlak olan Allahu Teâlâ hazretleri bu kâfirleri pişman etmesini bilmez mi? Aciz mi? Kâdir-i mutlak olan Allahu Teâlâ hazretleri bu kâfirleri pişman etmesini bilmez mi? Aciz mi?

Pişman edecek, canından bezdirecek, mahvedecek, kahredecek.Pişman edecek, canından bezdirecek, mahvedecek, kahredecek. Çok fena olacak ama millet şimdi o azaba daha uğramadığı için hafife alıyor;Çok fena olacak ama millet şimdi o azaba daha uğramadığı için hafife alıyor; "Olsun." diyor, aldırmıyor, gülüyor. Gülüyor ama biraz sonra görecek. Az bir zaman sonra görecek."Olsun." diyor, aldırmıyor, gülüyor. Gülüyor ama biraz sonra görecek. Az bir zaman sonra görecek. Peygamber Efendimiz'le mücadele edenler geldi geçti, firavunlar geldi geçti,Peygamber Efendimiz'le mücadele edenler geldi geçti, firavunlar geldi geçti, kâfirler geldi geçti, müşrikler geldi geçti. Hepsini gördük.kâfirler geldi geçti, müşrikler geldi geçti. Hepsini gördük. Hepsini okuyoruz, duyuyoruz, biliyoruz.Hepsini okuyoruz, duyuyoruz, biliyoruz. Hepsini bilmiyoruz da -gözümüzün önünde- çoğunu Allah gösteriyor. Hepsini bilmiyoruz da -gözümüzün önünde- çoğunu Allah gösteriyor.

Muhterem kardeşlerim! Muhterem kardeşlerim!

Tamam, bunu anladık da, Peygamber Efendimiz içki içeni puta tapan insana benzetiyor.Tamam, bunu anladık da, Peygamber Efendimiz içki içeni puta tapan insana benzetiyor. İşin önemli tarafı, vahim tarafı bu. Ve millet bunu içiyor. Ve müslüman evlatları içiyor.İşin önemli tarafı, vahim tarafı bu. Ve millet bunu içiyor. Ve müslüman evlatları içiyor. Şu memleketin içinde, anası babası müslüman, mütedeyyin, başörtülü, Şu memleketin içinde, anası babası müslüman, mütedeyyin, başörtülü, sakallı, hacı baba, hacı dedeleri olan insanlar içiyor. İşin vahim tarafı bu. sakallı, hacı baba, hacı dedeleri olan insanlar içiyor. İşin vahim tarafı bu.

Bak Peygamber Efendimiz ne diyor? Bak Peygamber Efendimiz ne diyor?

Üşhidü billâh. "Allah'ı şahit getiririm ki." Ve eşhedü lillâh.Üşhidü billâh. "Allah'ı şahit getiririm ki." Ve eşhedü lillâh. "Kendim de Allah için şehadet ederim ki." "Kendim de Allah için şehadet ederim ki."

Hem Allah'ı şahit getiriyor senin karşına, onu ileri sürüyorHem Allah'ı şahit getiriyor senin karşına, onu ileri sürüyor hem de "Ben kendim de şahitlik ederim ki" diyor;hem de "Ben kendim de şahitlik ederim ki" diyor; "İçkiye müdavim olan insan, puta tapan insan gibidir." "İçkiye müdavim olan insan, puta tapan insan gibidir."

Bu ifadeden korkulmaz mı? Bu ifadeden korkulmaz mı?

Efendim bira alkolü az olan bir içkiymiş de, bilmem besliyormuş da… Efendim bira alkolü az olan bir içkiymiş de, bilmem besliyormuş da…

Hiç besin kalmadı mı memlekette? Başka besin kalmadı mı? Ekmek mi yok?Hiç besin kalmadı mı memlekette? Başka besin kalmadı mı? Ekmek mi yok? Pekmez mi yok, üzüm mü yok, elma mı yok, meyve mi yok, sebze mi yok, tahıl mı yok? Pekmez mi yok, üzüm mü yok, elma mı yok, meyve mi yok, sebze mi yok, tahıl mı yok?

Bol bol vitaminli, çeşit çeşit, türlü türlü yiyecekler, hububat, meşrubat.Bol bol vitaminli, çeşit çeşit, türlü türlü yiyecekler, hububat, meşrubat. Cebinde birazcık para oldu mu, köşe başında mısır kaynıyor.Cebinde birazcık para oldu mu, köşe başında mısır kaynıyor. "Alibeyköyü'nün sütlü mısırı" diyor; alıyorsun, tuzu ekiyorsun, hart hurt, hart hurt yiyorsun."Alibeyköyü'nün sütlü mısırı" diyor; alıyorsun, tuzu ekiyorsun, hart hurt, hart hurt yiyorsun. İşte al sana bir nimet! Ekmekler çeşit çeşit, tip tip. İşte al sana bir nimet! Ekmekler çeşit çeşit, tip tip. Eskiden fırına giderdik, bir tane ekmek alırdık, gelirdik.Eskiden fırına giderdik, bir tane ekmek alırdık, gelirdik. Şimdi ekmek çeşitlerinin önünü almak mümkün değil.Şimdi ekmek çeşitlerinin önünü almak mümkün değil. Tuzlu ekmek, tuzsuz ekmek, çavdar ekmeği, buğday ekmeği, arpa ekmeği, yulaf ekmeği, kepekli ekmek,Tuzlu ekmek, tuzsuz ekmek, çavdar ekmeği, buğday ekmeği, arpa ekmeği, yulaf ekmeği, kepekli ekmek, kepeksiz ekmek, has ekmek, baston ekmek, pide ekmek, bilmem ne. Her birisi nimet.kepeksiz ekmek, has ekmek, baston ekmek, pide ekmek, bilmem ne. Her birisi nimet. Allah'ın çeşit çeşit nimetleri. Hepsi besleyici; bulguru, yoğurdu, sütü.Allah'ın çeşit çeşit nimetleri. Hepsi besleyici; bulguru, yoğurdu, sütü. Nerede içkinin fiyatı, nerede bir şişe sütün fiyatı. İşte, besleyicilerin en üstünü buyur, süt.Nerede içkinin fiyatı, nerede bir şişe sütün fiyatı. İşte, besleyicilerin en üstünü buyur, süt. İnsana yarayışlı her türlü maddeyi ihtiva eden madde, buyur. İnsana yarayışlı her türlü maddeyi ihtiva eden madde, buyur.

Bira besliyormuş! Şeytan insanoğullarını nasıl kandırıyor. Bira besliyormuş!

Şeytan insanoğullarını nasıl kandırıyor.

Bir boynuzlu, kuyruklu şeytan var, bir de insanların şeytanları var. Bir boynuzlu, kuyruklu şeytan var, bir de insanların şeytanları var.

Bu benim yakıştırmam mı? Hayır. Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor: Bu benim yakıştırmam mı?

Hayır. Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor:

Şeyâtîne'l-insi ve'l-cin. "İnsanların şeytanları ve cinlerin şeytanları." Şeyâtîne'l-insi ve'l-cin. "İnsanların şeytanları ve cinlerin şeytanları."

İnsanların da şeytanları var. Eline kalemi alıyor, yazılar yazıyor, laflar söylüyor, milleti kandırıyor.İnsanların da şeytanları var. Eline kalemi alıyor, yazılar yazıyor, laflar söylüyor, milleti kandırıyor. Çeşit çeşit kandırma tuzakları var. Kimler için? Çeşit çeşit kandırma tuzakları var.

Kimler için?

Mü'minler için. Mü'minleri imandan ayırmak, küfre düşürmek, hak yoldan saptırmak için türlü türlü tuzaklar var. Mü'minler için. Mü'minleri imandan ayırmak, küfre düşürmek, hak yoldan saptırmak için türlü türlü tuzaklar var.

Kimler hazırlıyor? İnsanların şeytanları da var.Kimler hazırlıyor?

İnsanların şeytanları da var.
Boynuzları, kuyrukları görünmüyor ama insanların da şeytanları var; onlar hazırlıyor. Boynuzları, kuyrukları görünmüyor ama insanların da şeytanları var; onlar hazırlıyor.

Ne yapacağız? Ne yapacaksın? Ne yapacağız? Ne yapacaksın?

Kur'an okuyacaksın, dinini öğreneceksin; başka çaren yok, başka işin yok.Kur'an okuyacaksın, dinini öğreneceksin; başka çaren yok, başka işin yok. Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'i göndermiş; Kur'ân-ı Kerîm'i okuyacaksın, bileceksin. Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'i göndermiş; Kur'ân-ı Kerîm'i okuyacaksın, bileceksin.

Ankara'da sohbetimize Kanadalı birisi geldi de; "Nasıl müslüman oldun?" diye sorduk. Ankara'da sohbetimize Kanadalı birisi geldi de;

"Nasıl müslüman oldun?" diye sorduk.

"Kur'an okudum, müslüman oldum." dedi. "Kur'an okudum, müslüman oldum." dedi.

Millet müslüman olunca sanki kendilerine Kur'an lazım değil.Millet müslüman olunca sanki kendilerine Kur'an lazım değil. Sanki Kur'ân-ı Kerîm gayrimüslimlere lazım. Sanki Kur'ân-ı Kerîm gayrimüslimlere lazım. Sen müslümansın; Kur'an okumasını bilmezsin, Kur'an'ın mânasını öğrenmezsin, Sen müslümansın; Kur'an okumasını bilmezsin, Kur'an'ın mânasını öğrenmezsin, Kur'an'a çalışmazsın, Kur'an'ın ahkâmını tutmazsın. Bu ne biçim Müslümanlık? Kur'an'a çalışmazsın, Kur'an'ın ahkâmını tutmazsın.

Bu ne biçim Müslümanlık?

Millet şöyle düşünüyor, biliyorum: "Nasılsa ben müslümanım, Allah beni affeder." Millet şöyle düşünüyor, biliyorum:

"Nasılsa ben müslümanım, Allah beni affeder."

Öyle yağma yok! Bu iş ciddi bir iş.Öyle yağma yok! Bu iş ciddi bir iş. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz titremiş.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz titremiş. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ağlamış. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ağlamış. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz sabaha kadar ibadet etmiş.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz sabaha kadar ibadet etmiş. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Allah'a iltica etmiş; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Allah'a iltica etmiş;

"Yâ Rabbi! Senin gazabından senin rahmetine sığınırım,"Yâ Rabbi! Senin gazabından senin rahmetine sığınırım, senden sana sığınırım yâ Rabbi!" demiş, haramlardan uzak durmuş.senden sana sığınırım yâ Rabbi!" demiş, haramlardan uzak durmuş. Bir keresinde bir âmâ biraz fazla; Bir keresinde bir âmâ biraz fazla;

"Yâ Resûlallah, yâ Resûlallah, yâ Resûlallah!" deyince, kendisi "öteki adamlarla konuşuyor" diye"Yâ Resûlallah, yâ Resûlallah, yâ Resûlallah!" deyince, kendisi "öteki adamlarla konuşuyor" diye canı sıkılmış, yüzünü ekşitmiş.canı sıkılmış, yüzünü ekşitmiş. "Yüzünü ekşitti." diye, Abese sûresi inmiş. "Falanca şey oldu" diye, falanca âyet inmiş. "Yüzünü ekşitti." diye, Abese sûresi inmiş. "Falanca şey oldu" diye, falanca âyet inmiş.

Peygamber Efendimiz; "Ben sizin Allah'tan en çok korkanınızım." buyuruyor. Ondan peygamber.Peygamber Efendimiz; "Ben sizin Allah'tan en çok korkanınızım." buyuruyor. Ondan peygamber. Peygamberin huyundan örnek almamız lazım. İşte öyle insanlar peygamber olarak seçiliyor. Peygamberin huyundan örnek almamız lazım. İşte öyle insanlar peygamber olarak seçiliyor.

Allah'tan korkmuyor; "Allah beni affeder." diyor. Allah'tan korkmuyor; "Allah beni affeder." diyor.

Niye affedecek seni? Ne meziyetin var, ne özelliğin var? Nereden umuyorsun Allah'ın rahmetini? Niye affedecek seni? Ne meziyetin var, ne özelliğin var? Nereden umuyorsun Allah'ın rahmetini?

Namaz kılmaz, oruç tutmaz, zekât vermez, haramdan kaçınmaz, günah işler. Namaz kılmaz, oruç tutmaz, zekât vermez, haramdan kaçınmaz, günah işler.

Eee, neymiş? Anadan babadan bir Müslümanlığı var; bitmez tükenmez sermaye. Eee, neymiş?

Anadan babadan bir Müslümanlığı var; bitmez tükenmez sermaye.

İnsanın nafile ibadetleri, sünnetlerini korur; sünnetleri farzlarını korur;İnsanın nafile ibadetleri, sünnetlerini korur; sünnetleri farzlarını korur; kıldığı, tuttuğu farzlar da imanını korur.kıldığı, tuttuğu farzlar da imanını korur. Bunlar olmazsa imanı da zedelenir, günün birisinde kayar gider.Bunlar olmazsa imanı da zedelenir, günün birisinde kayar gider. Nice insan var, gazetelerde abuk sabuk konuşuyor.Nice insan var, gazetelerde abuk sabuk konuşuyor. "Ben de müslümanım." diyor arkasından da bir cümle ekliyor."Ben de müslümanım." diyor arkasından da bir cümle ekliyor. Kâfirce bir söz söylüyor, kâfir oluyor; "Ben de müslümanım." diyor.Kâfirce bir söz söylüyor, kâfir oluyor; "Ben de müslümanım." diyor. Sen cehenneme uçtun gittin, haberin yok. Sen cehenneme uçtun gittin, haberin yok.

"Ben müslümanım ama Kur'an'ı kabul etmem." diyor. "Ben müslümanım ama Kur'an'ı kabul etmem." diyor.

Ne biçim müslümansın sen? Ne biçim müslümansın sen?

"Ben de müslümanım; dedem de babam da müslümandı, ama şeriatin ahkâmına karşıyım." "Ben de müslümanım; dedem de babam da müslümandı, ama şeriatin ahkâmına karşıyım."

Sen nasıl müslümansın? Gittin işte! Hapı yuttuğunun resmidir.Sen nasıl müslümansın? Gittin işte! Hapı yuttuğunun resmidir. Gel bir resmini çekelim, altına da yazalım: Gel bir resmini çekelim, altına da yazalım:

"Falanca adamın hapı yuttuğunun resmidir." "Falanca adamın hapı yuttuğunun resmidir."

Buyur; o lafı söylerken hapı nasıl yutmuş. Millet cahil. Buyur; o lafı söylerken hapı nasıl yutmuş. Millet cahil.

Muhterem kardeşlerim! Şimdi bakın, İslâm içkiye bu kadar savaş açmış. Neden? Muhterem kardeşlerim!

Şimdi bakın, İslâm içkiye bu kadar savaş açmış.

Neden?

İçki insanın aklını alıyor da ondan.İçki insanın aklını alıyor da ondan. Dünkü gazetede geçiyordu; doldurmuş kızları son model arabasına,Dünkü gazetede geçiyordu; doldurmuş kızları son model arabasına, önüne de üç tane delikanlıyı katmış, Boğaz'da virajı alamamış,önüne de üç tane delikanlıyı katmış, Boğaz'da virajı alamamış, hepsi birden cump suyun içine. hepsi birden cump suyun içine. Kız arkadaşları bornozlara sarılmışlar ıslak ıslak; "Çok alkollüydü." diyorlar.Kız arkadaşları bornozlara sarılmışlar ıslak ıslak; "Çok alkollüydü." diyorlar. Ha, gördün mü işte İslâm'ın içkiyi yasaklamasının nedenini.Ha, gördün mü işte İslâm'ın içkiyi yasaklamasının nedenini. Sen İslâm'ı gericilik olarak görüyorsun. Sen İslâm'ı gericilik olarak görüyorsun.

Avrupalılar'ın, modern Amerikalılar'ın dinlerinde içki yasak değil. Avrupalılar'ın, modern Amerikalılar'ın dinlerinde içki yasak değil.

"Tüh be, ne diye müslüman olduk?" "Tüh be, ne diye müslüman olduk?"

Böyle diyen adamlar var. O da din işte, Amerikalıları'n dinini alsaydık ya.Böyle diyen adamlar var. O da din işte, Amerikalıları'n dinini alsaydık ya. Dans etmek var; kadına sarıl, beline sarıl, yanağını yanağına daya, dans et; hem de kendini dindar say.Dans etmek var; kadına sarıl, beline sarıl, yanağını yanağına daya, dans et; hem de kendini dindar say. Papaz, yanında şortlu kızlarla gezmeye gitsin. "Erkek erkekle evleniyor." diye papaz nikâh kıysın.Papaz, yanında şortlu kızlarla gezmeye gitsin. "Erkek erkekle evleniyor." diye papaz nikâh kıysın. "Kadınla erkek değil, erkek erkekle evleniyor." diye nikâh kıysın."Kadınla erkek değil, erkek erkekle evleniyor." diye nikâh kıysın. Ondan sonra yine de kendisini inançlı saysın. İçki içsin, inançlı saysın.Ondan sonra yine de kendisini inançlı saysın. İçki içsin, inançlı saysın. "Kalbim temiz" desin, inançlı saysın. "Kalbim temiz" desin, inançlı saysın.

Öyle şey var mı? Bu Allah'ın yolu Oyuncak mı? Öyle şey var mı? Bu Allah'ın yolu Oyuncak mı?

Allahu Teâlâ hazretlerinin emrettiği her şeyde bir fayda var. Sen misin flört yapan? Allahu Teâlâ hazretlerinin emrettiği her şeyde bir fayda var.

Sen misin flört yapan?

Kızları doldurursun arabaya, içersin içkiyi, bulursun belanı. Bir de birisini öldürmüş.Kızları doldurursun arabaya, içersin içkiyi, bulursun belanı. Bir de birisini öldürmüş. Onlar kenarda duruyorlarmış, araba çarpmış. Delikanlı bir insan göçtü, gitti. Onlar kenarda duruyorlarmış, araba çarpmış. Delikanlı bir insan göçtü, gitti.

"İçki bütün kötülüklerin anasıdır." Ne demek? "İçki bütün kötülüklerin anasıdır."

Ne demek?

Adam içki içti mi, her kötülüğü yapar;Adam içki içti mi, her kötülüğü yapar; zina da işler, hırsızlık da yapar, adam da öldürür, her şeyi yapar.zina da işler, hırsızlık da yapar, adam da öldürür, her şeyi yapar. İçki içti mi tamam, aklı gitti mi tamam. İslâm, aklı korumaya önem veriyor. İçki içti mi tamam, aklı gitti mi tamam. İslâm, aklı korumaya önem veriyor.

İslâm'ın güzelliğini millet görmüyor, boyuna İslâm'a çatıyor; gericilikmiş, bilmem neymiş.İslâm'ın güzelliğini millet görmüyor, boyuna İslâm'a çatıyor; gericilikmiş, bilmem neymiş. Herkes İslâm'ı tepelemeye çalışıyor.Herkes İslâm'ı tepelemeye çalışıyor. Eline güç kuvvet geçiren, İslâm'ı tepelemeye çalışıyor, müslümanı sindirmeye çalışıyor. Neden? Eline güç kuvvet geçiren, İslâm'ı tepelemeye çalışıyor, müslümanı sindirmeye çalışıyor.

Neden?

İslâm'a Kızıyor. Kendisinin yaşantısı İslâm'a ters ama kendisine kızmıyor, İslâm'a kızıyor.İslâm'a Kızıyor. Kendisinin yaşantısı İslâm'a ters ama kendisine kızmıyor, İslâm'a kızıyor. "İçkisine laf söylüyor." diye İslâm'a kızıyor; "Zinasına laf söylüyor." diye İslâm'a kızıyor."İçkisine laf söylüyor." diye İslâm'a kızıyor; "Zinasına laf söylüyor." diye İslâm'a kızıyor. Doğru söyleyene kızıyor. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovdukları gibi,Doğru söyleyene kızıyor. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovdukları gibi, "İslâm doğruyu söylüyor." diye İslâm'ı da dışlıyorlar. "İslâm doğruyu söylüyor." diye İslâm'ı da dışlıyorlar.

Hep hatırıma geliyor; mühendislere söyleyeceğim.Hep hatırıma geliyor; mühendislere söyleyeceğim. Müslüman olmadığından, gayri İslâmî hareket ettiğinden dolayıMüslüman olmadığından, gayri İslâmî hareket ettiğinden dolayı şu memlekete zarar veren insanların ve verdikleri zararlarınşu memlekete zarar veren insanların ve verdikleri zararların şöyle bir hesabını yapsınlar, yekününü tutsunlar.şöyle bir hesabını yapsınlar, yekününü tutsunlar. Bankalarda paraları çarçur edenler, milyarları heba edenler, rüşvetleri alanlar, içki içenler,Bankalarda paraları çarçur edenler, milyarları heba edenler, rüşvetleri alanlar, içki içenler, arabaları haşat edenler, trafik kazası yapanlar, adam öldürenler,arabaları haşat edenler, trafik kazası yapanlar, adam öldürenler, vesaire acaba ne kadar maddî ve mânevî zararlar veriyorlar? vesaire acaba ne kadar maddî ve mânevî zararlar veriyorlar?

Muhterem kardeşlerim! Muhterem kardeşlerim!

Türkiye İslâm'dan uzak oluşunun faturasını ödüyor! Cezasını çekiyor, belasını buluyor.Türkiye İslâm'dan uzak oluşunun faturasını ödüyor! Cezasını çekiyor, belasını buluyor. Hâlâ da akıllanmış değil. İslâm fenaymış, Kur'an fenaymış, gericilikmiş, imam-hatip okulları fenaymış,Hâlâ da akıllanmış değil. İslâm fenaymış, Kur'an fenaymış, gericilikmiş, imam-hatip okulları fenaymış, başörtülü kızlar fenaymış, namuslu insanlar fenaymış!başörtülü kızlar fenaymış, namuslu insanlar fenaymış! Elinde güç kuvvet olanlar, ahtapot gibi bütün güçleriyle sekiz dokuz koldan;Elinde güç kuvvet olanlar, ahtapot gibi bütün güçleriyle sekiz dokuz koldan; "İslâm'ı nasıl çelmeleriz de yok ederiz" diye düşünüyorlar. "İslâm'ı nasıl çelmeleriz de yok ederiz" diye düşünüyorlar.

Bugün Türkiye'nin içine düştüğü bunalımın sebebi, İslâm'dan uzaklaşmasıdır.Bugün Türkiye'nin içine düştüğü bunalımın sebebi, İslâm'dan uzaklaşmasıdır. Başımıza gelen belaların hepsi, İslâm'dan uzak insanlardan kaynaklanıyor.Başımıza gelen belaların hepsi, İslâm'dan uzak insanlardan kaynaklanıyor. Onların belasını çekiyoruz, onların derdini çekiyoruz.Onların belasını çekiyoruz, onların derdini çekiyoruz. Güneydoğu Anadolu'daki öldürmelerin sebebi de odur.Güneydoğu Anadolu'daki öldürmelerin sebebi de odur. Bu hırsızlıkların, arsızlıkların, yüzsüzlüklerin sebebi de odur. Bu hırsızlıkların, arsızlıkların, yüzsüzlüklerin sebebi de odur. İçki fabrikası kurarsan, adamların içki içmesini teşvik edersen olacağı budur.İçki fabrikası kurarsan, adamların içki içmesini teşvik edersen olacağı budur. "Hiç olmazsa öğrenciler içmesin." diye büfelerden kaldırılmasına çalışıldı,"Hiç olmazsa öğrenciler içmesin." diye büfelerden kaldırılmasına çalışıldı, apar topar hemen onu düzelttiler.apar topar hemen onu düzelttiler. Bugün otomobil tamircisinin çırağı sandviçle beraber bira içiyor.Bugün otomobil tamircisinin çırağı sandviçle beraber bira içiyor. Adam pazar yerinde fasülye satıyor, elinde bira şişesi var;Adam pazar yerinde fasülye satıyor, elinde bira şişesi var; bir taraftan bağırıyor, bir taraftan bira içiyor. O hale geldi. Gözlerinizle görüyorsunuz.bir taraftan bağırıyor, bir taraftan bira içiyor. O hale geldi. Gözlerinizle görüyorsunuz. İçkiyi o kadar yaygınlaştırdılar, İslâmî ahlâkı o kadar düşürdüler, İçkiyi o kadar yaygınlaştırdılar, İslâmî ahlâkı o kadar düşürdüler, milleti İslâm'dan o kadar uzaklaştırdılar.milleti İslâm'dan o kadar uzaklaştırdılar. Şimdi faturası gelince ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Çaresi İslâm! Şimdi faturası gelince ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Çaresi İslâm!

Allah İslâm'ı niye gönderdi? "İnsanlar hem dünyada hem âhirette bahtiyar olsunlar." diye. Allah İslâm'ı niye gönderdi?

"İnsanlar hem dünyada hem âhirette bahtiyar olsunlar." diye.

Allah niye emirler verdi? Allah niye emirler verdi?

"Aile mutlu olsun, insan sıhhatli olsun, ruhu dengeli olsun,"Aile mutlu olsun, insan sıhhatli olsun, ruhu dengeli olsun, aklı tam olsun, toplum kuvvetli olsun." diye.aklı tam olsun, toplum kuvvetli olsun." diye. "İnsanlar toplum halinde mutlu ve bahtiyar yaşasınlar." diye İslâm geldi."İnsanlar toplum halinde mutlu ve bahtiyar yaşasınlar." diye İslâm geldi. Millet reçeteyi yırtıyor. Millet reçeteyi yırtıyor. Kendisini iyi edecek ilacın şişesini tepiyor, kırıyor, hapları atıyor; Kendisini iyi edecek ilacın şişesini tepiyor, kırıyor, hapları atıyor; kendisini hasta edecek mikroplara bulaşmayı, onların içinde yatmayı tercih ediyor. Dert o. kendisini hasta edecek mikroplara bulaşmayı, onların içinde yatmayı tercih ediyor. Dert o.

Şimdi içkiye müdavim olmak öyle yaygınlaştı ki.Şimdi içkiye müdavim olmak öyle yaygınlaştı ki. Bursa'da bir yerden bir yere iniyoruz; uzunca bir cadde var, aşağı doğru gidiyor.Bursa'da bir yerden bir yere iniyoruz; uzunca bir cadde var, aşağı doğru gidiyor. Bir caddenin üzerinde 17 tane birahane saydım. Bir tanecik cadde.Bir caddenin üzerinde 17 tane birahane saydım. Bir tanecik cadde. O caddenin üzerinde bir tane cami yok, on yedi tane birahane saydım.O caddenin üzerinde bir tane cami yok, on yedi tane birahane saydım. Camilerde bir saf, iki saf insan namaz kılıyor, birahaneler tıklım tıklım dolu. Camilerde bir saf, iki saf insan namaz kılıyor, birahaneler tıklım tıklım dolu.

Ne yapıyor bu adamlar? İçiyor. Ne yapıyor bu adamlar?

İçiyor.

Ondan sonra ne yapıyor? Bir faturasını çıkar bakalım.Ondan sonra ne yapıyor?

Bir faturasını çıkar bakalım.
Ondan sonra araba kazası yapıyor, ondan sonra adam öldürüyor, ondan sonra kadın dövüyor,Ondan sonra araba kazası yapıyor, ondan sonra adam öldürüyor, ondan sonra kadın dövüyor, ondan sonra hırsızlık yapıyor, ondan sonra sıhhati bozuluyor,ondan sonra hırsızlık yapıyor, ondan sonra sıhhati bozuluyor, karaciğeri mahvoluyor, siroz oluyor vesaire. karaciğeri mahvoluyor, siroz oluyor vesaire.

Faturasını bir çıkar bakalım.Faturasını bir çıkar bakalım. İç politika bakımından, trafik bakımından, askerlik bakımından faturasını bir çıkar bakalım. İç politika bakımından, trafik bakımından, askerlik bakımından faturasını bir çıkar bakalım.

Yine de İslâm'a kızıyorlar. Kötüler galip oldu artık. İyilerin sesi çıkmıyor.Yine de İslâm'a kızıyorlar.

Kötüler galip oldu artık. İyilerin sesi çıkmıyor.
Allah'ın dostu olan mü'minler gevşek; şeytanın dostu olan öteki herifler kurnaz mı kurnaz,Allah'ın dostu olan mü'minler gevşek; şeytanın dostu olan öteki herifler kurnaz mı kurnaz, cevval mi cevval, entrikacı mı entrikacı. cevval mi cevval, entrikacı mı entrikacı. Allem ediyor kallem ediyor, hazinenin paraları hop havaya uçuyor. Milletin paraları hop havaya uçuyor. Allem ediyor kallem ediyor, hazinenin paraları hop havaya uçuyor. Milletin paraları hop havaya uçuyor.

İslâm akla önem verdiği için içkiyi yasak kıldı.İslâm akla önem verdiği için içkiyi yasak kıldı. İçkinin imali de yasaktır, taşıması da yasaktır, sunması da yasaktır, satması da yasaktır.İçkinin imali de yasaktır, taşıması da yasaktır, sunması da yasaktır, satması da yasaktır. Adam sakallı, benden uzun sakalı -şimdi ben bayağı uzatıyorum bakalım-Adam sakallı, benden uzun sakalı -şimdi ben bayağı uzatıyorum bakalım- sakalı benden uzun adamın; bakkal dükkânında içki satıyor. Hacca da gitmiş. sakalı benden uzun adamın; bakkal dükkânında içki satıyor. Hacca da gitmiş.

Niye satıyorsun? "Müşteri gelmiyor. İçki satan öbür bakkala geliyor.Niye satıyorsun?

"Müşteri gelmiyor. İçki satan öbür bakkala geliyor.
Hem de içki alan müşteriler şuurlu; ‘Sen içki satmıyor musun;Hem de içki alan müşteriler şuurlu; ‘Sen içki satmıyor musun; ben senden ekmek de almam, peynir de almam' diyor." ben senden ekmek de almam, peynir de almam' diyor."

Onlar şuurlu. İçki satmayan bakkalı cezalandırıyor.Onlar şuurlu. İçki satmayan bakkalı cezalandırıyor. İçki satmayan bakkal da "müşterim kaçıyor" diye, Allah'tan korkmuyor, içki satıyor.İçki satmayan bakkal da "müşterim kaçıyor" diye, Allah'tan korkmuyor, içki satıyor. "Rızkım azalıyor." diyor. Rızkını Allah veriyor! Ama anlamıyor tabi. "Rızkım azalıyor." diyor.

Rızkını Allah veriyor! Ama anlamıyor tabi.

Peygamber Efendimiz; "Şeytan kendisinin yakınlarını korkutur." diyor.Peygamber Efendimiz; "Şeytan kendisinin yakınlarını korkutur." diyor. "Fakir olacaksın." diye korkutur. "Sadaka verme, zekât verme."Fakir olacaksın." diye korkutur. "Sadaka verme, zekât verme. Kendi kazandığın paraları cüzdanından çıkarıp ne diye veriyorsun?Kendi kazandığın paraları cüzdanından çıkarıp ne diye veriyorsun? Fakire paraları veriyorsun, yarın ne yapacaksın?" Korkutuyor şeytan. Fakire paraları veriyorsun, yarın ne yapacaksın?" Korkutuyor şeytan. Adam hayır yapmıyor, yapamıyor; eli titriyor. "Peki, ben ne yapacağım?" Adam hayır yapmıyor, yapamıyor; eli titriyor.

"Peki, ben ne yapacağım?"

Ne yapacaksın? Kırk kazanmışsan bir tanesini zekât veriyorsun, otuz dokuzu sana kalıyor.Ne yapacaksın? Kırk kazanmışsan bir tanesini zekât veriyorsun, otuz dokuzu sana kalıyor. Ye, iç, yan gel, keyfine bak. Hayır, onu da vermeyecek.Ye, iç, yan gel, keyfine bak. Hayır, onu da vermeyecek. O kırkda bir, gözüne yüzde iki buçuk çok görünüyor. Ama yılbaşı eğlencesini yapıyor.O kırkda bir, gözüne yüzde iki buçuk çok görünüyor. Ama yılbaşı eğlencesini yapıyor. Falanca yerde forsunu fiyakasını göstermek için para harcıyor.Falanca yerde forsunu fiyakasını göstermek için para harcıyor. Dansözün göğsüne 500 binlikleri takıyor. Dansözün göğsüne 500 binlikleri takıyor. Şarkıcının elbisesi tepeden tırnağa para doluyor, iliştirilmiş paralardan elbisesinin rengi görünmüyor.Şarkıcının elbisesi tepeden tırnağa para doluyor, iliştirilmiş paralardan elbisesinin rengi görünmüyor. Ona feda olsun, şarkıcıya feda olsun, içkiye feda olsun! Ama zekâta para yok, sadakaya para yok. Ona feda olsun, şarkıcıya feda olsun, içkiye feda olsun! Ama zekâta para yok, sadakaya para yok.

Neden? "Fakir olurum." diye korkuyor. Allah yaptırtmıyor, Allah hayrı nasip etmiyor. Neden?

"Fakir olurum." diye korkuyor. Allah yaptırtmıyor, Allah hayrı nasip etmiyor.

Böyle bir acayip dünyadayız. Türkiye müslüman ülkesi.Böyle bir acayip dünyadayız. Türkiye müslüman ülkesi. Yemin et bakayım; "Vallahi, billahi" de, müslüman ülkesi mi?Yemin et bakayım; "Vallahi, billahi" de, müslüman ülkesi mi? Milletin kılığından kıyafetinden, davranışından, yaşayışından,Milletin kılığından kıyafetinden, davranışından, yaşayışından, yemesinden, içmesinden pek öyle görünmüyor.yemesinden, içmesinden pek öyle görünmüyor. İnsan şöyle gecenin birisinde Türkiye'nin bir şehrine getirilse, sorulsa;İnsan şöyle gecenin birisinde Türkiye'nin bir şehrine getirilse, sorulsa; "Bil bakalım, burası neresi?" denilse, etrafına baksa;"Bil bakalım, burası neresi?" denilse, etrafına baksa; "İtalya mı, İspanya mı, Yunanistan mı, Yugoslavya mı?" belli değil. "İtalya mı, İspanya mı, Yunanistan mı, Yugoslavya mı?" belli değil.

Müslüman ülke! Müslüman ülke alameti nedir? Müslüman ülke!

Müslüman ülke alameti nedir?

Hiçbir şey kalmadı. Türkiye'nin yüzde doksan dokuzu müslümanmış. Hiçbir şey kalmadı. Türkiye'nin yüzde doksan dokuzu müslümanmış.

Nerede? Nerede?

Bir sürü kâfir var. Gazetelerde, dergilerde, meydanlarda, yukarılarda, aşağılarda bir sürü kâfir var. Bir sürü kâfir var. Gazetelerde, dergilerde, meydanlarda, yukarılarda, aşağılarda bir sürü kâfir var.

"Milletin gözüne bir görünecek var da, ondan böyle oluyor." diyenler de oluyor. "Milletin gözüne bir görünecek var da, ondan böyle oluyor." diyenler de oluyor.

Allah affetsin, Allah ıslah etsin, Allah doğru yola dönmesini nasip etsin!Allah affetsin, Allah ıslah etsin, Allah doğru yola dönmesini nasip etsin! Biz cezayı, belayı temenni etmiyoruz ama felaket geliyor.Biz cezayı, belayı temenni etmiyoruz ama felaket geliyor. Bütçe batıyor, devlet batıyor. Cezasız kalmıyor. Fatura kesiliyor.Bütçe batıyor, devlet batıyor. Cezasız kalmıyor. Fatura kesiliyor. İslâm'a uymamanın, İslâmî ahlâka sahip olmamanın cezası devam edip duruyor. İslâm'a uymamanın, İslâmî ahlâka sahip olmamanın cezası devam edip duruyor.

Eşhedü enne hâülâi şühedâü inde'l-lâhi yevme'l-kıyâmeti fe'tûhüm ve zûrûhümEşhedü enne hâülâi şühedâü inde'l-lâhi yevme'l-kıyâmeti fe'tûhüm ve zûrûhüm ve'l-lezî nefsî bi-yedihî lâ yüsellimü aleyhim ehadün ilâ yevmi'l-kıyâmeti illâ reddû aleyhi. ve'l-lezî nefsî bi-yedihî lâ yüsellimü aleyhim ehadün ilâ yevmi'l-kıyâmeti illâ reddû aleyhi.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Üçüncü hadîs-i şerîfe geçtik. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Üçüncü hadîs-i şerîfe geçtik.

"İçkiyi küçümsemeyin, ‘mühim bir şey değil' sanmayın." diye"İçkiyi küçümsemeyin, ‘mühim bir şey değil' sanmayın." diye az önce okuduğumuz hadîs-i şerîf çok önemli. Çünkü millet birayı içki saymıyor, içiyor. az önce okuduğumuz hadîs-i şerîf çok önemli. Çünkü millet birayı içki saymıyor, içiyor. Şarabı içiyor. Çocuğu içiyor, çırağı içiyor, büyüğü içiyor.Şarabı içiyor. Çocuğu içiyor, çırağı içiyor, büyüğü içiyor. Babası içiyor, çocuğunu da karşısına oturtuyor; Babası içiyor, çocuğunu da karşısına oturtuyor;

"Gel lan buraya, bu kadar da yobaz olma, al bakalım şu kadehi, iç!" diyor."Gel lan buraya, bu kadar da yobaz olma, al bakalım şu kadehi, iç!" diyor. Böyle babaları duyuyorum; çocuk içmiyor. Böyle babaları duyuyorum; çocuk içmiyor.

"Gel buraya! Ben babayım, bana itaat etmen lazım." diyor. "Gel buraya! Ben babayım, bana itaat etmen lazım." diyor.

Allah'a isyanda babaya, kocaya, hocaya itaat edilmez. Günahı emrederse itaat edilmez. Allah'a isyanda babaya, kocaya, hocaya itaat edilmez. Günahı emrederse itaat edilmez.

Babası içiriyor. Babası çocuğun namaz kılmasından işkilleniyor. Öyle hale gelmiş.Babası içiriyor. Babası çocuğun namaz kılmasından işkilleniyor. Öyle hale gelmiş. "Kız kapandı." diye babası muhalif, anası muhalif. "Kız kapandı." diye babası muhalif, anası muhalif.

Çocuk taze, vicdanı var, duymuş bir yerlerden hakkı hakikati, örtünüyor;Çocuk taze, vicdanı var, duymuş bir yerlerden hakkı hakikati, örtünüyor; anası muhalif, babası muhalif, akrabası muhalif, dedesi muhalif, ninesi muhalif;anası muhalif, babası muhalif, akrabası muhalif, dedesi muhalif, ninesi muhalif; "Başını örttü, hak yola girdi." diye herkes ona muhalif. "Başını örttü, hak yola girdi." diye herkes ona muhalif.

"Tarikate girdi, eyvah oynatacak, zikir yaparken fıttıracak!" "Tarikate girdi, eyvah oynatacak, zikir yaparken fıttıracak!"

Böyle, düşünce tarzı bu. Milletin genel yapısı bu oldu. Böyle, düşünce tarzı bu. Milletin genel yapısı bu oldu.

"Ben tecrübeliyim" diyor yaşlı, ihtiyar; "Ben tecrübeliyim" diyor yaşlı, ihtiyar; "İslâm'a, dine bu kadar fazla düşmek iyi olmaz, insan oynatır sonra, bu kadar olmaz!" "İslâm'a, dine bu kadar fazla düşmek iyi olmaz, insan oynatır sonra, bu kadar olmaz!"

Ya nasıl olacak? Ne kadar, ne miktar, kaç kilo İslâm lazım insana? Günde bir buçuk kilo yeter.Ya nasıl olacak? Ne kadar, ne miktar, kaç kilo İslâm lazım insana? Günde bir buçuk kilo yeter. Tamam, o kadar. "Öyle fazla miktarda olursa iyi olmaz." diye düşünüyor, Allah ıslah etsin. Tamam, o kadar. "Öyle fazla miktarda olursa iyi olmaz." diye düşünüyor, Allah ıslah etsin.

İslâm bir bütündür ve İslâm ciddi bir dindir. İslâm bir bütündür ve İslâm ciddi bir dindir.

Muhterem kardeşlerim! İslâm oyuncak değildir.Muhterem kardeşlerim!

İslâm oyuncak değildir.
Dün akşam bir evliyâullah, büyük zâtın hayatını okuduk. Dün akşam bir evliyâullah, büyük zâtın hayatını okuduk.

"Allah derken hiçbir zaman gafilce Allah demedi."Allah derken hiçbir zaman gafilce Allah demedi. Allah derken, Allah'ı zikrederken hâli değişirdi, rengi değişirdi. Hâlini herkes fark ederdi." diyor. Allah derken, Allah'ı zikrederken hâli değişirdi, rengi değişirdi. Hâlini herkes fark ederdi." diyor.

Millet şimdi Allah diyor, yüreği titremiyor; Allah'ın âyetleri okunuyor, yüreği titremiyor;Millet şimdi Allah diyor, yüreği titremiyor; Allah'ın âyetleri okunuyor, yüreği titremiyor; Peygamberimiz'in hadisleri okunuyor, yüreği titremiyor. Peygamberimiz'in hadisleri okunuyor, yüreği titremiyor.

Bir sigaradan vazgeçiremiyoruz milleti. Zararlı işte, içme! Bir sigaradan vazgeçiremiyoruz milleti.

Zararlı işte, içme!

İçkiden vazgeçmiyor, sigaradan vazgeçmiyor, kötü âdetinden vazgeçmiyor, namaza gelmiyor.İçkiden vazgeçmiyor, sigaradan vazgeçmiyor, kötü âdetinden vazgeçmiyor, namaza gelmiyor. Namazlı niyazlı ailenin çocuğu, ayağından sürüklesen namaza kalkmıyor.Namazlı niyazlı ailenin çocuğu, ayağından sürüklesen namaza kalkmıyor. Bunu böyle sen yetiştirdin. Akıllılar nasıl yetiştiriyor? Bunu böyle sen yetiştirdin. Akıllılar nasıl yetiştiriyor?

Geçenlerde söylemiştim, halamız anlatmıştı. Geçenlerde söylemiştim, halamız anlatmıştı.

Sabahleyin ezan okunuyor, sahur vakti. O vakitlerde ezan erken okunuyor.Sabahleyin ezan okunuyor, sahur vakti. O vakitlerde ezan erken okunuyor. Böyle ortalık kapkaranlıkken, karanlıkta ezan okunurken gitmiş,Böyle ortalık kapkaranlıkken, karanlıkta ezan okunurken gitmiş, kundaktaki bebeğin burnunu sıkmış. Çok hoşuma gidiyor.kundaktaki bebeğin burnunu sıkmış. Çok hoşuma gidiyor. Yanağını sıkmış, piş piş yapmış, bebeği uyandırmış. Bizim hala; Yanağını sıkmış, piş piş yapmış, bebeği uyandırmış. Bizim hala;

"Niye takılıyorsun bebeğe? Ne diye uykudan uyandırdın?" demiş. "Niye takılıyorsun bebeğe? Ne diye uykudan uyandırdın?" demiş.

"E sabah namazı vakti, ezan okunuyor!" "E sabah namazı vakti, ezan okunuyor!"

"Fesübhanallah! Çocuğun zaten altı çişli, kakalı. Namaz kılacak değil ya, niye uyandırıyorsun?" "Fesübhanallah! Çocuğun zaten altı çişli, kakalı. Namaz kılacak değil ya, niye uyandırıyorsun?"

"Bu saatte çocuğu uyutursam kocam kızar."Bu saatte çocuğu uyutursam kocam kızar. Çocuk bu saatte uyku uyumamayı bebeklikten öğrenecek." demiş. Çocuk bu saatte uyku uyumamayı bebeklikten öğrenecek." demiş.

Ha tamam. Çocuk bebeklikten sabah namazı vaktinde uyumamayı öğrenir,Ha tamam. Çocuk bebeklikten sabah namazı vaktinde uyumamayı öğrenir, öyle yetişirse, o zaman büyüdüğü zaman kalkar. öyle yetişirse, o zaman büyüdüğü zaman kalkar.

Ama büyüdü mü, delikanlı oldu mu, yanaklarında sakal çıkmaya başladı mı,Ama büyüdü mü, delikanlı oldu mu, yanaklarında sakal çıkmaya başladı mı, bıyıkları terlemeye başladı mı, o zaman anayı babayı takmamaya başlar.bıyıkları terlemeye başladı mı, o zaman anayı babayı takmamaya başlar. Babası bir-iki söylüyor, hanıma diyor ki; Babası bir-iki söylüyor, hanıma diyor ki;

"Oğlana söyle, namaza kalksın." Sonra da fazla üsteleyemiyor, çünkü ötekisi izbandut gibi oldu. "Oğlana söyle, namaza kalksın."

Sonra da fazla üsteleyemiyor, çünkü ötekisi izbandut gibi oldu.

"Niye kaldırmadın?" diye hanıma çatıyor; "Efendi, söyledim ama…""Niye kaldırmadın?" diye hanıma çatıyor;

"Efendi, söyledim ama…"
Ötekisi annesini dinlemiyor. Neden? Ötekisi annesini dinlemiyor.

Neden?

Çünkü öyle alıştı. Sen alıştırdın onu.Çünkü öyle alıştı. Sen alıştırdın onu. Sen ey anne, ey baba! Küçükken çocuğuna kıyamıyordun ya, işte ondan böyle alıştı. Sen ey anne, ey baba! Küçükken çocuğuna kıyamıyordun ya, işte ondan böyle alıştı.

Elbise giydiriyorlar, bacaklar meydanda. Tombul tombul, dolma gibi. Elbise giydiriyorlar, bacaklar meydanda. Tombul tombul, dolma gibi.

"Küçük çocuk, ne olacak?" diyor. "Küçük çocuk, ne olacak?" diyor.

Sen onu öyle alıştırırsan, bakalım sonra o kapanır mı? Sen onu öyle alıştırırsan, bakalım sonra o kapanır mı?

Saçları çok güzel lüle lüle. Saçları çok güzel lüle lüle.

Tamam, açılsın, öyle gezsin. Sen onu açık saçlı yetiştir yetiştir, bakalım sonra kapanır mı? Tamam, açılsın, öyle gezsin. Sen onu açık saçlı yetiştir yetiştir, bakalım sonra kapanır mı?

Bizim kardeşlerimizin öyle çocukları var ki uykudan uyanırsa başını örtüyor. Öyle alışmış.Bizim kardeşlerimizin öyle çocukları var ki uykudan uyanırsa başını örtüyor. Öyle alışmış. Alıştığı gibi gider. Nasıl alışırsa öyle gider. Alıştığı gibi gider. Nasıl alışırsa öyle gider. "Aman, başım görünecek." diye başörtü arıyor hemen, her şeyden evvel."Aman, başım görünecek." diye başörtü arıyor hemen, her şeyden evvel. Küçücük kız beni görünce kapıdan kaçıyor. Öyle gördüğü için. Küçücük kız beni görünce kapıdan kaçıyor. Öyle gördüğü için. Başını örtüyor, öyle geliyor. O zaman karşıma çıkıyor. Başını örtüyor, öyle geliyor. O zaman karşıma çıkıyor.

Çocukları iyi yetiştireceğiz ve Allah'ın hiçbir emrini hor, hakir, küçük ve ehemmiyetsiz görmeyeceğiz.Çocukları iyi yetiştireceğiz ve Allah'ın hiçbir emrini hor, hakir, küçük ve ehemmiyetsiz görmeyeceğiz. İslâm ciddi bir dindir, İslâm'a sımsıkı sarılacağız.İslâm ciddi bir dindir, İslâm'a sımsıkı sarılacağız. Giyimimiz kuşamımız, yememiz içmemiz, sözümüz konuşmamız, oturmamız kalkmamız,Giyimimiz kuşamımız, yememiz içmemiz, sözümüz konuşmamız, oturmamız kalkmamız, gülmemiz, kızmamız, kaşımızı çatmamız, tebessüm etmemiz İslâm'a göre olacak.gülmemiz, kızmamız, kaşımızı çatmamız, tebessüm etmemiz İslâm'a göre olacak. Allah'ın dinine aykırı bir şeye tebessüm bile edilmeyecek.Allah'ın dinine aykırı bir şeye tebessüm bile edilmeyecek. Yanlış bir şey görüldüğü zaman söylenecek; "Bu yanlıştır, ne yapıyorsun?" denilecek.Yanlış bir şey görüldüğü zaman söylenecek; "Bu yanlıştır, ne yapıyorsun?" denilecek. Doğrunun yanında yer alınacak, eğrinin karşısına çıkılacak.Doğrunun yanında yer alınacak, eğrinin karşısına çıkılacak. Emr-i mâruf, nehy-i münker yapılacak, aktif vatandaş olacak;Emr-i mâruf, nehy-i münker yapılacak, aktif vatandaş olacak; pasif, uyuyan vatandaş olmayacak. Memleketin meseleleriyle, toplumun meseleleriyle ilgilenecek. pasif, uyuyan vatandaş olmayacak. Memleketin meseleleriyle, toplumun meseleleriyle ilgilenecek.

İkinci hadîs-i şerîf Bedir ve Uhud şehitleriyle ilgili. Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: İkinci hadîs-i şerîf Bedir ve Uhud şehitleriyle ilgili. Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor:

Eşhedü. "Ben şehadet ederim ki, şahit olurum ki" Enne hâülâi şühedâü inde'l-lâhi yevme'l-kıyâmeti.Eşhedü. "Ben şehadet ederim ki, şahit olurum ki" Enne hâülâi şühedâü inde'l-lâhi yevme'l-kıyâmeti. "Bu mübarekler, bu harpte öldürülen müslümanlar kıyamet gününde Allah'ın indinde şahit olacaklar." "Bu mübarekler, bu harpte öldürülen müslümanlar kıyamet gününde Allah'ın indinde şahit olacaklar."

Ondan dolayı "şehit" diye isim veriliyor. Ondan dolayı "şehit" diye isim veriliyor.

Fe'tûhüm. "Onlara gidiniz." Ve zûrûhüm. "Onları ziyaret ediniz."Fe'tûhüm. "Onlara gidiniz." Ve zûrûhüm. "Onları ziyaret ediniz." Ve'l-lezî nefsî bi-yedihî. "Canım elinde olan, nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki." Ve'l-lezî nefsî bi-yedihî. "Canım elinde olan, nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki."

İnsanın canı nasıl Allah'ın elinde? İnsanın canı nasıl Allah'ın elinde?

Dilerse yaşatır dilerse öldürür.Dilerse yaşatır dilerse öldürür. Hayatımız, mematımız, sıhhatimiz, hastalığımız, varlığımız, yokluğumuz hep Allah'a bağlı. Hayatımız, mematımız, sıhhatimiz, hastalığımız, varlığımız, yokluğumuz hep Allah'a bağlı.

Lâ yusellimü aleyhim ehadün ilâ yevmi'l-kıyâmeti.Lâ yusellimü aleyhim ehadün ilâ yevmi'l-kıyâmeti. "Kıyamete kadar bunların yanına gelip de onlara selam veren hiçbir kimse yoktur ki.""Kıyamete kadar bunların yanına gelip de onlara selam veren hiçbir kimse yoktur ki." İllâ reddû aleyhi. "Ona selam vermesinler." İllâ reddû aleyhi. "Ona selam vermesinler."

Selam verirler. Siz es-selâmu aleyküm dersiniz, onlar da aleyküm selam derler. Selam verirler. Siz es-selâmu aleyküm dersiniz, onlar da aleyküm selam derler.

Allah onlara o makamı vermiştir, o dereceye ermişlerdir.Allah onlara o makamı vermiştir, o dereceye ermişlerdir. Resûlullah yolunda, Allah yolunda, İslâm yolunda,Resûlullah yolunda, Allah yolunda, İslâm yolunda, Allah'ın rızasını kazanmak için canlarını vermişlerdir.Allah'ın rızasını kazanmak için canlarını vermişlerdir. Allah da onları dünyada şehit eylemiştir, âhirette de onları halkına şahit olarak,Allah da onları dünyada şehit eylemiştir, âhirette de onları halkına şahit olarak, insanlara örnek olarak gösterecek, şahit getirecektir. insanlara örnek olarak gösterecek, şahit getirecektir.

Allahu Teâlâ hazretleri bizi o şehit dedelerimizin, büyüklerimizin yolundan ayırmasın. Allahu Teâlâ hazretleri bizi o şehit dedelerimizin, büyüklerimizin yolundan ayırmasın.

Onlar canlarını verdiler, biz de hiç olmazsa gayretimizi İslâm yolunda sarf edelim.Onlar canlarını verdiler, biz de hiç olmazsa gayretimizi İslâm yolunda sarf edelim. Malımızın bir kısmını Allah yoluna sarf edelim.Malımızın bir kısmını Allah yoluna sarf edelim. Paramızın bir kısmını Allah'ın yoluna verelim, Allah'ın dinine hizmet edelim. Paramızın bir kısmını Allah'ın yoluna verelim, Allah'ın dinine hizmet edelim.

Türkiye'de 60 milyon insan var; yarısı ıskartaya çıksa 30 milyon müslüman var.Türkiye'de 60 milyon insan var; yarısı ıskartaya çıksa 30 milyon müslüman var. Çürük çarık, ekşi turşu, yarısını çıkarsak, 30 milyon insan var. 30 milyon insan çok büyük bir kuvvet. Çürük çarık, ekşi turşu, yarısını çıkarsak, 30 milyon insan var. 30 milyon insan çok büyük bir kuvvet.

Peygamber Efendimiz'in ashabının sayısı ne kadardı? Mekke'nin nüfusu ne kadardı?Peygamber Efendimiz'in ashabının sayısı ne kadardı? Mekke'nin nüfusu ne kadardı? Medine'nin nüfusu ne kadardı?Medine'nin nüfusu ne kadardı? Peygamber Efendimiz bu dîn-i mübîni Arabistan'a nasıl yerleştirdi? Nasıl üç kıtaya yaydı? Peygamber Efendimiz bu dîn-i mübîni Arabistan'a nasıl yerleştirdi? Nasıl üç kıtaya yaydı?

Bu işi çok az insanla yaptı. Bizim şimdiki sayılarımız çok büyük miktarlar.Bu işi çok az insanla yaptı. Bizim şimdiki sayılarımız çok büyük miktarlar. Biz adam olsak, tam müslüman olsak; yalnız Türkiye'ye değil,Biz adam olsak, tam müslüman olsak; yalnız Türkiye'ye değil, dünyaya ferman okuturuz, Amerika'ya söz geçiririz.dünyaya ferman okuturuz, Amerika'ya söz geçiririz. Müslüman tam müslüman olsa Amerika'ya da Rusya'ya da söz geçirir,Müslüman tam müslüman olsa Amerika'ya da Rusya'ya da söz geçirir, Bulgaristan'a da Yugoslavya'ya da söz geçirir.Bulgaristan'a da Yugoslavya'ya da söz geçirir. Tam müslüman olmadığı için cezalar çekiliyor, belalar bulunuyor.Tam müslüman olmadığı için cezalar çekiliyor, belalar bulunuyor. Tam müslüman değiliz, eksik müslümanız.Tam müslüman değiliz, eksik müslümanız. Biz de öyleyiz, şu camideki müslümanlar da öyle; Biz de öyleyiz, şu camideki müslümanlar da öyle; kurcalasan, incelesen ya bilgisi az, ya kazancı hatalı, ya şöyle ya böyle bir yerden bir şey çıkar. kurcalasan, incelesen ya bilgisi az, ya kazancı hatalı, ya şöyle ya böyle bir yerden bir şey çıkar.

Tam müslüman olmak lazım. İslâm'ı tam öğrenip kolları paçaları sıvayıpTam müslüman olmak lazım. İslâm'ı tam öğrenip kolları paçaları sıvayıp "Ben Allah'ın istediği bir kul olacağım." diyerek işe öyle girişmek lazım."Ben Allah'ın istediği bir kul olacağım." diyerek işe öyle girişmek lazım. Yarım yamalak olmaz. Yarım oldu mu Allah kabul etmez. Tam olacak. Yarım yamalak olmaz. Yarım oldu mu Allah kabul etmez. Tam olacak.

Yarı öyle, yarı böyle; niyeti bir öyle, bir böyle. Olmaz! Yarı öyle, yarı böyle; niyeti bir öyle, bir böyle.

Olmaz!

Niyeti halis olacak, tam olacak, gayreti güzel. E günahları var. Niyeti halis olacak, tam olacak, gayreti güzel.

E günahları var.

Allah günahları affedebilir. Tevbe edenin bütün günahlarını siliyor.Allah günahları affedebilir. Tevbe edenin bütün günahlarını siliyor. Sen Cenâb-ı Hakk'ın yoluna döndün mü Allah affeder. Sen Cenâb-ı Hakk'ın yoluna döndün mü Allah affeder.

Bir hadis daha okuyalım. Bu, şehitlerle ilgili hadîs-i şerif. Onlar canını vermiş.Bir hadis daha okuyalım. Bu, şehitlerle ilgili hadîs-i şerif. Onlar canını vermiş. Biz de hiç olmazsa vaktimizin, mesaimizin bir kısmını verelim. Biz de hiç olmazsa vaktimizin, mesaimizin bir kısmını verelim. Sekiz saati dünyaya veriyoruz, sekiz saatini uykuya veriyoruz, 16 saat; kalıyor geriye sekiz saat.Sekiz saati dünyaya veriyoruz, sekiz saatini uykuya veriyoruz, 16 saat; kalıyor geriye sekiz saat. Kocaman bir vakit.Kocaman bir vakit. Bu sekiz saatin bir saatini İslâm'a versen, bir saatinde İslâmî şeyler okusan, Bu sekiz saatin bir saatini İslâm'a versen, bir saatinde İslâmî şeyler okusan, bir saatinde de İslâm'a faydalı işler yapacak olsan ortalık güllük gülistanlık olur. bir saatinde de İslâm'a faydalı işler yapacak olsan ortalık güllük gülistanlık olur.

"Ben bir saat Allah'ın dinine hizmet edeceğim." diye insan kazmayı, küreği alsa sokağını düzeltse"Ben bir saat Allah'ın dinine hizmet edeceğim." diye insan kazmayı, küreği alsa sokağını düzeltse bir saat mesai ile o sokak güllük gülistanlık olur.bir saat mesai ile o sokak güllük gülistanlık olur. Çöp kalmaz, kanal kalmaz, pislik kalmaz, yıkık duvar kalmaz,Çöp kalmaz, kanal kalmaz, pislik kalmaz, yıkık duvar kalmaz, mezbele kalmaz, gayri muntazam bir şey kalmaz. Ama millet çalışmıyor. mezbele kalmaz, gayri muntazam bir şey kalmaz. Ama millet çalışmıyor. Kahvede oturuyor, caminin önünde oturuyor, evde oturuyor, boyuna oturuyor.Kahvede oturuyor, caminin önünde oturuyor, evde oturuyor, boyuna oturuyor. Hiçbir şey yapmadan oturuyor. Üçüncü hadîs-i şerîfe geçiyoruz: Hiçbir şey yapmadan oturuyor.

Üçüncü hadîs-i şerîfe geçiyoruz:

Isbirî fe-innehâ tüzhibü habse'bni âdeme kemâ yuzhibü'l-kîru habse'l-hadîdi yağnî el-hummâ. Isbirî fe-innehâ tüzhibü habse'bni âdeme kemâ yuzhibü'l-kîru habse'l-hadîdi yağnî el-hummâ.

Peygamber Efendimiz hasta olan bir kimseye müjde yoluyla bu sözünü ifade buyurmuş: Peygamber Efendimiz hasta olan bir kimseye müjde yoluyla bu sözünü ifade buyurmuş:

Isbırî. "Ey hanım! Sabret."Isbırî. "Ey hanım! Sabret." Fe-innehâ tüzhibü habse'bni âdeme."Çünkü bu senin tutulduğun hastalık, bu ateşli rahatsızlık Fe-innehâ tüzhibü habse'bni âdeme."Çünkü bu senin tutulduğun hastalık, bu ateşli rahatsızlık -seni yatağa düşürmüş, cayır cayır yanıyorsun, hastasın--seni yatağa düşürmüş, cayır cayır yanıyorsun, hastasın- Âdemoğlu'nun fenalıklarını, günahlarını, pisliklerini giderir." Ne gibi? Âdemoğlu'nun fenalıklarını, günahlarını, pisliklerini giderir."

Ne gibi?

Kemâ yüzhibü'l-kîru habse'l-hadîd.Kemâ yüzhibü'l-kîru habse'l-hadîd. "Demirci ocağında demirin, pisliğini giderip de cevherini ortaya çıkarıp halis çelik olduğu gibi,"Demirci ocağında demirin, pisliğini giderip de cevherini ortaya çıkarıp halis çelik olduğu gibi, bu hastalık insanoğlunun pisliğini giderir." bu hastalık insanoğlunun pisliğini giderir."

Evet, hastalığın öyle bir özelliği vardır. Başka hadîs-i şerîflerde açık olarak ifade edilmiş, biliyoruz.Evet, hastalığın öyle bir özelliği vardır. Başka hadîs-i şerîflerde açık olarak ifade edilmiş, biliyoruz. Hastaların sevabı çoktur. Hastanın uykusu ibadettir, iniltisi tesbihtir, duası makbuldür.Hastaların sevabı çoktur. Hastanın uykusu ibadettir, iniltisi tesbihtir, duası makbuldür. Amelleri yapmadığı ibadetleri, yapmış gibi sevap almaya devam eder. Amelleri yapmadığı ibadetleri, yapmış gibi sevap almaya devam eder. Ve günahları mağfurdur, günahları silinir.Ve günahları mağfurdur, günahları silinir. Onun için müslüman için hasta olmak bir sıkıntı değildir, çok feci bir şey değildir.Onun için müslüman için hasta olmak bir sıkıntı değildir, çok feci bir şey değildir. Günahları affolunuyor.Günahları affolunuyor. Sabrederse mükâfatı olacak, vücudu mânen günahlardan temizlenip çelik gibi olacak. Sabrederse mükâfatı olacak, vücudu mânen günahlardan temizlenip çelik gibi olacak. Yaşarsa yaşayacak, ölürse Allah iman selametliği versin!Yaşarsa yaşayacak, ölürse Allah iman selametliği versin! Mühim olan âhiret saadetini kaybetmemek ama tabi biz Efendimiz'in bize tavsiye ettiğine göre,Mühim olan âhiret saadetini kaybetmemek ama tabi biz Efendimiz'in bize tavsiye ettiğine göre, hem dünyada hem âhirette sıhhat ve âfiyet istiyoruz. hem dünyada hem âhirette sıhhat ve âfiyet istiyoruz. Hem dinde hem dünyada hem âhirette. Dinde sıhhat ve âfiyet nedir? Hem dinde hem dünyada hem âhirette.

Dinde sıhhat ve âfiyet nedir?

İnsanın sapık bir itikada sahip olmaması, yanlış bir yolda olmaması, günahlı işlere bulaşmış olmaması. İnsanın sapık bir itikada sahip olmaması, yanlış bir yolda olmaması, günahlı işlere bulaşmış olmaması.

Bugün müslümanların çoğu günahlı işlere bulaşmıştır. Bugün müslümanların çoğu günahlı işlere bulaşmıştır.

O bankalara paralarını kaptıran insanları televizyonda seyrettiniz mi? O bankalara paralarını kaptıran insanları televizyonda seyrettiniz mi?

İçlerinde sakallı insanlar da var. Götürmüş paraları, repoya vermiş; paranın kökü gitmiş.İçlerinde sakallı insanlar da var. Götürmüş paraları, repoya vermiş; paranın kökü gitmiş. Tabi âyet-i kerîmede öyle bildiriliyor; sermayenin temelini de götürür.Tabi âyet-i kerîmede öyle bildiriliyor; sermayenin temelini de götürür. Allah ile harp etmek gibi oluyor. Allah ile harp etmek gibi oluyor.

Biz dergilerimizde yazıyoruz, kardeşlerimizi kurtarmaya çalışıyoruz, meseleleri anlatmaya çalışıyoruz;Biz dergilerimizde yazıyoruz, kardeşlerimizi kurtarmaya çalışıyoruz, meseleleri anlatmaya çalışıyoruz; "anlasınlar, dinlesinler" diye nasihatler ediyoruz, uzmanları konuşturuyoruz ama"anlasınlar, dinlesinler" diye nasihatler ediyoruz, uzmanları konuşturuyoruz ama bakalım Ümmet-i Muhammed'in aklı ne zaman başına gelecek? bakalım Ümmet-i Muhammed'in aklı ne zaman başına gelecek? Ne zaman meseleleri anlayacak? Ne zaman meseleleri anlayacak?

El-Fatiha El-Fatiha

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2