Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

İlim İslâm’ın Hayatıdır

Mehmed Zahid KOTKU

23 Şevvâl 1391 / 12.12.1971
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn.el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.

İ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullah ve enne efdale'l-hedyiİ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullah ve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellemhedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâlehve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri. ve külle dalâletin fi'n-nâri. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâle; Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâle;

el-Ilmü dînün ve's-salâtü dînün fe-n'zurû mimmen te'huzûne hâze'l-ılme el-Ilmü dînün ve's-salâtü dînün fe-n'zurû mimmen te'huzûne hâze'l-ılme ve keyfe tüsallûne hâzihi's-salâte ve inneküm tüs'elûne yevme'l-kıyâmeti. ve keyfe tüsallûne hâzihi's-salâte ve inneküm tüs'elûne yevme'l-kıyâmeti.

Sadaka Rasûlullah. Ravâhü'd-deylemî an ibni Umar. İlim bahsiydi dersimiz. Sadaka Rasûlullah.

Ravâhü'd-deylemî an ibni Umar.

İlim bahsiydi dersimiz.

Bugün Cenâb-ı Peygamber Efendimiz yine buyuruyor ki; Bugün Cenâb-ı Peygamber Efendimiz yine buyuruyor ki;

İlim, ilm-i dînî, şerî ilim, ilm-i diniyesini bilme, bu herkesin üzerine vacib. İlim, ilm-i dînî, şerî ilim, ilm-i diniyesini bilme, bu herkesin üzerine vacib. Doğuştan ölüşüne kadar herkese, kadın ve erkek, dinini öğrenmek üzerine borçtur. Doğuştan ölüşüne kadar herkese, kadın ve erkek, dinini öğrenmek üzerine borçtur. Binâenaleyh namaz da dinden ibarettir. "Namaz da dindir ilim de dindir." Binâenaleyh namaz da dinden ibarettir.

"Namaz da dindir ilim de dindir."

İlmi bir öğrenmek her mü'min-i muvahhid üzerine farz-ı ayındır. Öyleyse; İlmi bir öğrenmek her mü'min-i muvahhid üzerine farz-ı ayındır.

Öyleyse;

Fe-n'zurû mimmen te'huzûne hâze'l-ılme.Fe-n'zurû mimmen te'huzûne hâze'l-ılme. "Dininizden ibaret olan ilmi kimlerden alıyorsunuz, ona dikkat edin." "Dininizden ibaret olan ilmi kimlerden alıyorsunuz, ona dikkat edin."

Size dini telkin eden insanlar kimlerdir, kimliklerini bilin de ona göre onlardan din öğrenin.Size dini telkin eden insanlar kimlerdir, kimliklerini bilin de ona göre onlardan din öğrenin. Olur ki size o dini öğretmek isteyen insan başka bir mezhebin,Olur ki size o dini öğretmek isteyen insan başka bir mezhebin, başka bir akîdenin, başka bir cinsin insanıdır da size yanlış şeyler öğretebilir. başka bir akîdenin, başka bir cinsin insanıdır da size yanlış şeyler öğretebilir. Yanlış şeyler öğrenirseniz o da siz de saplanır kalır. Yanlış şeyler öğrenirseniz o da siz de saplanır kalır. Onun için kimlerden öğreniyorsunuz onlara dikkat ediniz. Onun için kimlerden öğreniyorsunuz onlara dikkat ediniz.

Ve keyfe tüsallûne hâzihi's-salâte. Ve keyfe tüsallûne hâzihi's-salâte. "Kıldığımız namaza da dikkat edin, bakalım nasıl namaz kılıyorsunuz?" "Kıldığımız namaza da dikkat edin, bakalım nasıl namaz kılıyorsunuz?"

Çünkü ilminiz de din namazınız da dinden ibarettir. Çünkü ilminiz de din namazınız da dinden ibarettir. Binâenaleyh dininize, ilminize ve namazınıza çok dikkat edin ki; Binâenaleyh dininize, ilminize ve namazınıza çok dikkat edin ki;

Ve inneküm tüs'elûne yevme'l-kıyâmeti. "Kıyâmet gününde bundan sorulacaksınız." Ve inneküm tüs'elûne yevme'l-kıyâmeti. "Kıyâmet gününde bundan sorulacaksınız."

Sen bu dini nasıl öğrendin? Bu namazı nasıl kıldın? diye sorulacaksınız. Sen bu dini nasıl öğrendin? Bu namazı nasıl kıldın? diye sorulacaksınız. Onun için dikkat etmemizi Cenâb-ı Peygamber Efendimiz bize tavsiye etmektedir. Onun için dikkat etmemizi Cenâb-ı Peygamber Efendimiz bize tavsiye etmektedir.

Buradaki ilimden murat; Mâ câe bihi'r-rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem. Buradaki ilimden murat;

Mâ câe bihi'r-rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem.
"Cenâb-ı Peygamber'in getirmiş olduğu ahkâm, Kur'an ve hadislerdir." "Cenâb-ı Peygamber'in getirmiş olduğu ahkâm, Kur'an ve hadislerdir."

el-Ilmü halîlü'l-mü'mini. "Mü'minin en güzel dostu, en güzel yardımcısı ilimdir." el-Ilmü halîlü'l-mü'mini. "Mü'minin en güzel dostu, en güzel yardımcısı ilimdir."

Halîl. Çok dostlar vardır insanlarda; parası da dosttur, komşusu da dosttur, Halîl. Çok dostlar vardır insanlarda; parası da dosttur, komşusu da dosttur, şu da dosttur bu da dosttur ama en güzel dost ilimdir.şu da dosttur bu da dosttur ama en güzel dost ilimdir. Binâenaleyh ilmi öğreniniz. Başka dostlardan size fayda gelmezBinâenaleyh ilmi öğreniniz. Başka dostlardan size fayda gelmez fakat ilim sizin için daima fayda ve necat verir. fakat ilim sizin için daima fayda ve necat verir.

Ve'l-aklu delîlühû. "Akıl da bu ilmin delilidir." Akıl, ikâlden gelir. Ve'l-aklu delîlühû. "Akıl da bu ilmin delilidir."

Akıl, ikâlden gelir.

Akıl neye derler bilir misiniz? İşte çok biliyor aya da gidiyor, Akıl neye derler bilir misiniz?

İşte çok biliyor aya da gidiyor,
yarın güneşe de gidecek belki nereye giderse...yarın güneşe de gidecek belki nereye giderse... Bu akıl değil. Akıl ikâl, bağlama, seni günahlardan bağlıyor mu? Bu akıl değil.

Akıl ikâl, bağlama, seni günahlardan bağlıyor mu?

Allah'a isyandan seni alıkoyuyor mu? Seni Allah'a isyan etmekten, günah etmekten, Allah'a isyandan seni alıkoyuyor mu?

Seni Allah'a isyan etmekten, günah etmekten,
tecrübe et kendini, alıkoyuyor mu? tecrübe et kendini, alıkoyuyor mu?

Günahın hangisi olursa olsun ufağı büyüğü bir. Kime karşı hata ettiğinizi insan düşünürse Günahın hangisi olursa olsun ufağı büyüğü bir. Kime karşı hata ettiğinizi insan düşünürse günahların hepsi birdir. günahların hepsi birdir. Binâenaleyh günahtan seni alıkoyuyorsa sende akıl var demektir. Aklın var. Binâenaleyh günahtan seni alıkoyuyorsa sende akıl var demektir. Aklın var.

Aklın varlığını nereden anlayacağız? Yapılan günahlardan bizi sakınıyorsa koruyorsa; Aklın varlığını nereden anlayacağız?

Yapılan günahlardan bizi sakınıyorsa koruyorsa;
"Yapma bunu!" diyor da ve bizi ondan uzak ediyorsa akıl işidir o. "Yapma bunu!" diyor da ve bizi ondan uzak ediyorsa akıl işidir o. Ki aynı zamanda akıl insanları hayra da sevk eder.Ki aynı zamanda akıl insanları hayra da sevk eder. Hem fenalıklardan men eden hem de hayırlara sevk eden içerden gelen kuvvete akıl denir.Hem fenalıklardan men eden hem de hayırlara sevk eden içerden gelen kuvvete akıl denir. Yoksa aya git, güneşe git, kâinatı dolaş bu aklın iktizası değil.Yoksa aya git, güneşe git, kâinatı dolaş bu aklın iktizası değil. Bugün çeşitli hünerler var işte hepsini görüyoruz.Bugün çeşitli hünerler var işte hepsini görüyoruz. Televizyonundan tut da daha nelerine varıncaya kadar. Televizyonundan tut da daha nelerine varıncaya kadar. Bunların mûcitlerine de akıllı diyeceği gelir insanın ama bu akıl dünya aklıdır.Bunların mûcitlerine de akıllı diyeceği gelir insanın ama bu akıl dünya aklıdır. Makbul bir akıl değil. Dünyada bunları Cenâb-ı Hak her çeşit mahluka vermiş. Makbul bir akıl değil. Dünyada bunları Cenâb-ı Hak her çeşit mahluka vermiş. Bu mikrop denilen, ufacık, gözümüzle göremediğimiz hayvanın da kendine göre bir aklı var.Bu mikrop denilen, ufacık, gözümüzle göremediğimiz hayvanın da kendine göre bir aklı var. Neslini koruyor ve neslini üretmesini biliyor işte. Bu da akıldır ama dünya aklı.Neslini koruyor ve neslini üretmesini biliyor işte. Bu da akıldır ama dünya aklı. Onun için kıymeti yoktur. Asıl [akıl] günahlardan seni men edip,Onun için kıymeti yoktur. Asıl [akıl] günahlardan seni men edip, kurtarıp hayırlara sevk edebiliyorsa seni, ne mutlu! kurtarıp hayırlara sevk edebiliyorsa seni, ne mutlu!

Hayırların başında namaz gelir. Hayırların başında namaz gelir. Namaza, niyaza seni vaktinde sevk edebiliyorsa ne mutlu senin aklına! Namaza, niyaza seni vaktinde sevk edebiliyorsa ne mutlu senin aklına! Günahlardan da kabahatlerden de seni koruyabiliyorsa ne mutlu sana! Günahlardan da kabahatlerden de seni koruyabiliyorsa ne mutlu sana!

Ve'l-amelü. Amel de var ya şimdi, işte yaptığımız hayırlara da amel diyoruz. Ve'l-amelü. Amel de var ya şimdi, işte yaptığımız hayırlara da amel diyoruz. Namaz kılmak, oruç tutmak, hayr u hasenâta iştirak etmek... çeşitli.Namaz kılmak, oruç tutmak, hayr u hasenâta iştirak etmek... çeşitli. Bunlar da; Kayyimuhû. "O ilmin kayyumudur, muhafızıdır." Ve'l-hılmü.Bunlar da;

Kayyimuhû. "O ilmin kayyumudur, muhafızıdır." Ve'l-hılmü.
Hilm denilen bir şey var ya ahlâkta. Hilm seyyidü'l-ahlâk. "Ahlakların başı hilmdir." Hilm denilen bir şey var ya ahlâkta. Hilm seyyidü'l-ahlâk. "Ahlakların başı hilmdir." Hilm seyyidül ahlaktır. Hilm nedir? Kızdığı vakitte gücü var karşısındakini dövecek,Hilm seyyidül ahlaktır.

Hilm nedir?

Kızdığı vakitte gücü var karşısındakini dövecek,
öldürecek, her şeye hakim, gücü kuvveti yerinde. öldürecek, her şeye hakim, gücü kuvveti yerinde. Bunu yapmayıp sabrediyor ve onu affediyor. Sabır ve af; bu hilmden ibaret oluyor.Bunu yapmayıp sabrediyor ve onu affediyor. Sabır ve af; bu hilmden ibaret oluyor. Ki hilm ilme mütâvaat, ilme, bilgisine uyuyor, günahlardan kaçıyor. Ki hilm ilme mütâvaat, ilme, bilgisine uyuyor, günahlardan kaçıyor.

"Bu [hilm] de [insanın] veziridir." derler. Onun için Cenâb-ı Hak bir idareden"Bu [hilm] de [insanın] veziridir." derler. Onun için Cenâb-ı Hak bir idareden hayır murad ediyorsa onun, bu idarecinin yanına hayırlı bir vezir verir. hayır murad ediyorsa onun, bu idarecinin yanına hayırlı bir vezir verir. Bizim de hayırlı vezirimiz aklımızdır. Bizim de hayırlı vezirimiz aklımızdır. Bizim vezirimiz hayırlı olursa ne âlâ, işte böyle gazaptan, şiddetten koruyor,Bizim vezirimiz hayırlı olursa ne âlâ, işte böyle gazaptan, şiddetten koruyor, hilm ile muamele edip af ile müsâmaha tarafına sevk ediyor, güzel şeyler tavsiye ediyor. hilm ile muamele edip af ile müsâmaha tarafına sevk ediyor, güzel şeyler tavsiye ediyor.

Ve's-sabru. Şimdi bir de ahlâkların içine hilmden sonra bir de sabır geliyor. Hilm, sabır. Ve's-sabru. Şimdi bir de ahlâkların içine hilmden sonra bir de sabır geliyor. Hilm, sabır.

"Sabır da." Emîrü cünûdihî. Askerin emîri nasıl, kumandanı nasılsa, kumandansız asker "Sabır da." Emîrü cünûdihî. Askerin emîri nasıl, kumandanı nasılsa, kumandansız asker nasıl perişan olursa sabırsız insan da böyle perişandır.nasıl perişan olursa sabırsız insan da böyle perişandır. Onun için sabır muhakkak herkese lazımdır. Onun için sabır muhakkak herkese lazımdır.

Ve'r-rifku. "Rıfk, yumuşaklık. Sertlik değil yumuşaklık." Nedir? Ve'r-rifku. "Rıfk, yumuşaklık. Sertlik değil yumuşaklık."

Nedir?

Vâlidühû. "İnsanın anası babası neyse bu rıfk da öyledir işte insanda." Vâlidühû. "İnsanın anası babası neyse bu rıfk da öyledir işte insanda."

Yani insan daima refik ve şefik olmalıdır. Sertlikten bir şey çıkmaz. Yani insan daima refik ve şefik olmalıdır. Sertlikten bir şey çıkmaz.

Ve'l-lînü. "Bu da rıfkın bir çeşididir, yani o da yumuşaklık." [Ehûhü.] Ve'l-lînü. "Bu da rıfkın bir çeşididir, yani o da yumuşaklık." [Ehûhü.] "O da insanın kardeşi mesabesindedir." "O da insanın kardeşi mesabesindedir."

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bu ahlakları bize öğretmek için Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bu ahlakları bize öğretmek için bunları bize birer misal olarak verdi. bunları bize birer misal olarak verdi. Bu misallerle kendimizi öğrenmiş oluyoruz. Yine ilimden bir ders veriyor; Bu misallerle kendimizi öğrenmiş oluyoruz.

Yine ilimden bir ders veriyor;

el-Ilmü hayâtü'l-islâmi... Şimdi buraya bak çok dikkat edin, Efendimiz ne güzel tavsif ediyor! el-Ilmü hayâtü'l-islâmi...

Şimdi buraya bak çok dikkat edin, Efendimiz ne güzel tavsif ediyor!

el-Ilmü hayâtü'l-islâmi. "İslâm'ın yaşaması ilme bağlıdır." el-Ilmü hayâtü'l-islâmi. "İslâm'ın yaşaması ilme bağlıdır."

Nasıl insanın yemesi, insanın yaşaması yemeğe içmeye mütevakkıftır, çeşitli şeylere ihtiyaçları var.Nasıl insanın yemesi, insanın yaşaması yemeğe içmeye mütevakkıftır, çeşitli şeylere ihtiyaçları var. Bu İslâm denilen camianın yaşaması için de ilme ihtiyaç vardır. İlimsiz İslamiyet yaşamaz. Bu İslâm denilen camianın yaşaması için de ilme ihtiyaç vardır. İlimsiz İslamiyet yaşamaz.

Daha? Ve imâdü'l-îmâni. "[İlim] İslâm'ın hayatı olmakla beraber imanın da direğidir." Daha?

Ve imâdü'l-îmâni. "[İlim] İslâm'ın hayatı olmakla beraber imanın da direğidir."

Direksiz bina olmaz, direksiz çadır olmaz. Direksiz İslamiyet de olmaz iman da olmaz. Direksiz bina olmaz, direksiz çadır olmaz. Direksiz İslamiyet de olmaz iman da olmaz.

[İmanın direği] nedir? İlimdir. [İmanın direği] nedir?

İlimdir.

Öyleyse her müslümana doğuşundan ölünceye kadar [ilim öğrenmesi] farz-ı ayındır; Öyleyse her müslümana doğuşundan ölünceye kadar [ilim öğrenmesi] farz-ı ayındır; ilmini öğrenecek, dinini öğrenecek. ilmini öğrenecek, dinini öğrenecek. Onun için Müslümanlık der ki; bir insan müslüman olaraktan evlenirken dinini imanını bilmezse, Onun için Müslümanlık der ki; bir insan müslüman olaraktan evlenirken dinini imanını bilmezse, kadın olsun erkek olsun, dinini imanını bilmezse nikahları makbul değildir. kadın olsun erkek olsun, dinini imanını bilmezse nikahları makbul değildir.

Dikkat etmek lazım. Bugün ki evlenen kişilerin hangisine sorsak Dikkat etmek lazım.

Bugün ki evlenen kişilerin hangisine sorsak
İslâm'ın şartını bize doğruca söyleyebilir? İslâm'ın şartını bize doğruca söyleyebilir?

Bilenler müstesna. Din ile ilgisi olmayanların hiçbirisi bilmez bunları. Bilenler müstesna. Din ile ilgisi olmayanların hiçbirisi bilmez bunları. Ne babasından öğrenmiştir ne de sonradan okumakla öğrenmiştir. Ne babasından öğrenmiştir ne de sonradan okumakla öğrenmiştir.

Yalnız bilgi de para etmez. Belki birçok dinsizler vardır ki onlar da bilirler. Yalnız bilgi de para etmez. Belki birçok dinsizler vardır ki onlar da bilirler. Bilirler ama o dinsizlikleri ile [bu bildikleri] para etmez. Bilirler ama o dinsizlikleri ile [bu bildikleri] para etmez. İman lazım. İmansız bilginin kıymeti yoktur. İman lazım. İmansız bilginin kıymeti yoktur. Müslümanın iman ile beraber bunları bilmek mecburiyetindedir. Müslümanın iman ile beraber bunları bilmek mecburiyetindedir.

Onun için; el-Ilmü hayâtü'l-islâmi. "İlim İslâm'ın hayatıdır."Onun için;

el-Ilmü hayâtü'l-islâmi. "İlim İslâm'ın hayatıdır."
Namaz kıl oruç tut başka, fakat ilim şart. Hayâtü'l-islâmi ve imâdü'l-îmâni. Namaz kıl oruç tut başka, fakat ilim şart.

Hayâtü'l-islâmi ve imâdü'l-îmâni.
"[İlim İslâm'ın hayatı,] imanın da direğidir." İlmi biz nereden alacağız? "[İlim İslâm'ın hayatı,] imanın da direğidir."

İlmi biz nereden alacağız?

Gökten yağmur gibi yağacak da biz de kapları koyacağız altına, dolacak evimize koyacağız. Gökten yağmur gibi yağacak da biz de kapları koyacağız altına, dolacak evimize koyacağız.

Böyle mi alacağız bu ilmi? İlmi ilim sahiplerinden alırız. Böyle mi alacağız bu ilmi?

İlmi ilim sahiplerinden alırız.
Yani İslamiyetin ruhu ilmin sahipleridir demek.Yani İslamiyetin ruhu ilmin sahipleridir demek. İlmin sahipleri olan, İslâmiyetin sahibi olan ilim sahiplerinden ilmi alınız demek. İlmin sahipleri olan, İslâmiyetin sahibi olan ilim sahiplerinden ilmi alınız demek.

E onları biz hor görürsek, hakir görürsek, onlara kıymet E onları biz hor görürsek, hakir görürsek, onlara kıymet ve pâye vermezsek onlardan nasıl ilim alacağız? ve pâye vermezsek onlardan nasıl ilim alacağız?

Sevmediğimiz insandan ilim alınır mı? Sevmediğimiz insandan ilim alınır mı?

Ona tenezzül etmiyoruz ve onu hor görüyoruz, beğenmiyoruz. Ona tenezzül etmiyoruz ve onu hor görüyoruz, beğenmiyoruz.

Beğenmediğimiz insanlardan biz ilmi nasıl alacağız? Beğenmediğimiz insanlardan biz ilmi nasıl alacağız?

Bugün ben çocukların [birisi] radyoda konuşuyordu da kısacık rast geldim. Bugün ben çocukların [birisi] radyoda konuşuyordu da kısacık rast geldim. Çocuk diyor işte orada; "Benim öğretmenim canımdır!" diyerekten öğretemenini methediyor.Çocuk diyor işte orada; "Benim öğretmenim canımdır!" diyerekten öğretemenini methediyor. Ondan öğreniyor, öğrendiği için ona sevgisini sözüyle izhar ediyor. Ondan öğreniyor, öğrendiği için ona sevgisini sözüyle izhar ediyor. Binâenaleyh bir müslümanın hocasına bu sevgiyi beslemedikten sonra onun ilmini [alamaz,] Binâenaleyh bir müslümanın hocasına bu sevgiyi beslemedikten sonra onun ilmini [alamaz,] ilmi gökten böyle içersine dolsa boştur. ilmi gökten böyle içersine dolsa boştur. Evvela sevgi lazım. Allah'ı bilmek için ne lazım? Allah'ı sevelim. Allah'ı bilelim. Evvela sevgi lazım.

Allah'ı bilmek için ne lazım?

Allah'ı sevelim. Allah'ı bilelim.

Nasıl bileceğiz Allah'ı ve o Allah'ı nasıl seveceğiz? Bilmeden Allah sevilir mi? Nasıl bileceğiz Allah'ı ve o Allah'ı nasıl seveceğiz?

Bilmeden Allah sevilir mi?

Evvela bileceğiz ki bizi yaradan O, kâinatı da yaradan O, her şeyi yaradan da O. Evvela bileceğiz ki bizi yaradan O, kâinatı da yaradan O, her şeyi yaradan da O. Her muhtaç olduğumuz şeyi yaradan da O. Binâenaleyh O'nu tanıyacağız ve seveceğiz ki; Her muhtaç olduğumuz şeyi yaradan da O. Binâenaleyh O'nu tanıyacağız ve seveceğiz ki; "Bu varlığın sahibini elbette sevmek boynumuzun borcudur." diyeceğiz. "Bu varlığın sahibini elbette sevmek boynumuzun borcudur." diyeceğiz.

Bilmeden sevgi olur mu? Olmaz. E binâenaleyh bize dinimizi öğreten, Bilmeden sevgi olur mu?

Olmaz.

E binâenaleyh bize dinimizi öğreten,
bize dinimizi telkin edecek olan o insanlara biz bu sevgiyi beslemedikçe [onlardan ilim alamayız.] bize dinimizi telkin edecek olan o insanlara biz bu sevgiyi beslemedikçe [onlardan ilim alamayız.]

Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e; Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e; fedâke ebî ve ümmî diyordu ashab-ı kirâm. fedâke ebî ve ümmî diyordu ashab-ı kirâm.

Neden diyordu? Fedâke ebî ve ümmî. "Anam babam sana feda olsun! Neden diyordu?

Fedâke ebî ve ümmî. "Anam babam sana feda olsun!
Ben başta fedayım ya, anam babam da senin yolunda feda olsun!" Niçin? Ben başta fedayım ya, anam babam da senin yolunda feda olsun!"

Niçin?

Ondan öğreniyor imanı, İslamiyeti. İmanı, İslamiyeti ondan öğrendiği için ona diyor ki; Ondan öğreniyor imanı, İslamiyeti. İmanı, İslamiyeti ondan öğrendiği için ona diyor ki;

"Ben de, anam da, babam da senin uğrunda feda olsun!" "Ben de, anam da, babam da senin uğrunda feda olsun!"

Bu ruh ile yetişen İslamiyet az zamanda şark ile garp arasını ne yaptı? Bu ruh ile yetişen İslamiyet az zamanda şark ile garp arasını ne yaptı?

Yakalayıverdi, tutuverdi. Bu gün Pakistan koca koca ordularla dövüşüyor. Ne zamandan beri? Yakalayıverdi, tutuverdi.

Bu gün Pakistan koca koca ordularla dövüşüyor.

Ne zamandan beri?

Ancak işte ne kadar biribirlerini işgal edebiliyorlar. Ancak işte ne kadar biribirlerini işgal edebiliyorlar. Fakat İslamiyet ne top kullandı ne bugün ki silahı kullandı [ne başka birşey kullandı]Fakat İslamiyet ne top kullandı ne bugün ki silahı kullandı [ne başka birşey kullandı] fakat Endonezya'sından tâ İspanya'sının, Amerika'sının her bir ucuna İslâm,fakat Endonezya'sından tâ İspanya'sının, Amerika'sının her bir ucuna İslâm, Müslümanlık böyle kuş gibi gitti. Müslümanlık böyle kuş gibi gitti.

Ne sayesinde? İşte bu ilmin sayesinde gitti. İlmin sayesinde! Ne sayesinde?

İşte bu ilmin sayesinde gitti. İlmin sayesinde!
İlim onun için hiçbirşeye benzemez. Ve men alleme ılmen. "Bir ilmi öğretiyorsunuz. İlim onun için hiçbirşeye benzemez.

Ve men alleme ılmen. "Bir ilmi öğretiyorsunuz.
Bildiğiniz bir ilmi öğretiyorsunuz." Enmellahu lehû ecrahû. Bildiğiniz bir ilmi öğretiyorsunuz." Enmellahu lehû ecrahû. "Onun ecrini Cenâb-ı Hak böyle kat kat büyütür, kat kat çoğaltır." "Onun ecrini Cenâb-ı Hak böyle kat kat büyütür, kat kat çoğaltır." İlâ yevmi'l-kıyâmeti. "Kıyamete kadar." İlâ yevmi'l-kıyâmeti. "Kıyamete kadar."

Şimdi biz size ne öğretiyorsak, bize Allahu Teâlâ ne sevap veriyorsa, Şimdi biz size ne öğretiyorsak, bize Allahu Teâlâ ne sevap veriyorsa, benim ve benim arkadaşlarım olan hocamızın yetiştirdiği bütün talebelerin aldıkları sevaplarbenim ve benim arkadaşlarım olan hocamızın yetiştirdiği bütün talebelerin aldıkları sevaplar hocamızın defterine geçiyor.hocamızın defterine geçiyor. Hiç şeysiz yani. Hocamızın defterinden de hocasının defterine, hocasının defterinden de Hiç şeysiz yani. Hocamızın defterinden de hocasının defterine, hocasının defterinden de onun hocasının defterine ilâ yevmi'l-kıyâmeh böyle geçmektedir.onun hocasının defterine ilâ yevmi'l-kıyâmeh böyle geçmektedir. Onun için ilmi öğrenme ve öğretici olmaktan daha büyük bir meslek yoktur.Onun için ilmi öğrenme ve öğretici olmaktan daha büyük bir meslek yoktur. En iyi meslek, ilmi öğren ve onu öğretmeye çalış. En iyi meslek, ilmi öğren ve onu öğretmeye çalış.

İlmin tabii birçok parçaları var bugün, sayamayacağımız kadar çok. İlmin tabii birçok parçaları var bugün, sayamayacağımız kadar çok. Onların hepsinin faydası insanın şahsına münhasırdır.Onların hepsinin faydası insanın şahsına münhasırdır. Tayyere de yapsan, füze de yapsan, bugünkü hangi bilgiye sahip olursan ol hep [şahsî] menfaat. Tayyere de yapsan, füze de yapsan, bugünkü hangi bilgiye sahip olursan ol hep [şahsî] menfaat. Âmmeye de var faydası başka. Tabanca gibi, dil gibi hayıra kullanırsan [tamam].Âmmeye de var faydası başka. Tabanca gibi, dil gibi hayıra kullanırsan [tamam]. Dilini hayra kullanırsan sevap kazanırsın, şerre kullanırsan şer kazanırsın. Dilini hayra kullanırsan sevap kazanırsın, şerre kullanırsan şer kazanırsın. Çünkü bu bilgiler iki tarafa da böyle meyyal. Ve men te'alleme ilmen.Çünkü bu bilgiler iki tarafa da böyle meyyal.

Ve men te'alleme ilmen.
Bu öğretene böyle ecir mükâfat ilâ yevmi'l-kıyâmeh. Bir de öğreniciye var. Bu öğretene böyle ecir mükâfat ilâ yevmi'l-kıyâmeh. Bir de öğreniciye var.

"Öğrenici de böyle amel öğreniyor." Fe-amile bihî. "O öğrendiği ile de amel ediyor." "Öğrenici de böyle amel öğreniyor." Fe-amile bihî. "O öğrendiği ile de amel ediyor."

Öğreniyor ve öğrendiği ile de amel ediyor. Amel edince; Öğreniyor ve öğrendiği ile de amel ediyor. Amel edince;

Kâne hakkan alellahi en yu'allimehû mâ lem yekün ya'lemuhû. "Bu sefer Allahu Teâlâ diyor ki; Kâne hakkan alellahi en yu'allimehû mâ lem yekün ya'lemuhû. "Bu sefer Allahu Teâlâ diyor ki; 'Bana vazifedir ki o öğrenip de öğrendiğiyle amel edene bilmediklerini de öğretmek." 'Bana vazifedir ki o öğrenip de öğrendiğiyle amel edene bilmediklerini de öğretmek."

Bilmediğini de öğretmek benim üzerime düşer diyor Cenâb-ı Hak. Bilmediğini de öğretmek benim üzerime düşer diyor Cenâb-ı Hak. Bu bilemiyorsa birçok şeyler daha, onları da Ben ona ilm-ü ledün ile [öğretirim.] Bu bilemiyorsa birçok şeyler daha, onları da Ben ona ilm-ü ledün ile [öğretirim.] İlm-ü ledün diyorlar. Hazîne-i İlâhîyeden onun gönlüne doldurulur bu ilim; İlm-ü ledün diyorlar. Hazîne-i İlâhîyeden onun gönlüne doldurulur bu ilim; yalnız ilmi ile amel ettiği taktirde. yalnız ilmi ile amel ettiği taktirde.

Bir tane daha okuyayım. el-Ilmü mîrâsî. "İlim benim mîrasımdır." Bir tane daha okuyayım.

el-Ilmü mîrâsî. "İlim benim mîrasımdır."

Benim mîrasım ne para kalmıştır ne mal kalmıştır, ne eşya kalmıştır, şu bu hani dünyaya ait. Benim mîrasım ne para kalmıştır ne mal kalmıştır, ne eşya kalmıştır, şu bu hani dünyaya ait. Bunlardan hiçbirisi beni mîrasım değildir. Benim mîrasım bıraktığım bu ilimdir; Bunlardan hiçbirisi beni mîrasım değildir. Benim mîrasım bıraktığım bu ilimdir; Kitâbullah ve Sünnet-i Resûlullah. İlim bu ikiden ibarettir, bunları ben mîras bırakmışımdır. Kitâbullah ve Sünnet-i Resûlullah. İlim bu ikiden ibarettir, bunları ben mîras bırakmışımdır.

Ve mîrâsü'l-enbiyâi kablî. Ve mîrâsü'l-enbiyâi kablî. "Benden evvel geçen peygamberlerin hepsinin de mîrası bundan ibarettir." "Benden evvel geçen peygamberlerin hepsinin de mîrası bundan ibarettir."

Bizim bıraktığımız şey, geride kalan insanlara, mü'minlere, ashabıma, ümmetime, ilimdir.Bizim bıraktığımız şey, geride kalan insanlara, mü'minlere, ashabıma, ümmetime, ilimdir. Başka peygamberlerin de yine bıraktıkları şey yine bu ilimden ibarettir. Başka peygamberlerin de yine bıraktıkları şey yine bu ilimden ibarettir.

Fe-men kâne yerisünî. "Kim benim bu bıraktığım ilme vâris olursa." Fe-men kâne yerisünî. "Kim benim bu bıraktığım ilme vâris olursa."

Kim benim bıraktığım ilme vâris olursa, diğer ilimler başka. Kim benim bıraktığım ilme vâris olursa, diğer ilimler başka.

"Benim bıraktığım ilme vâris olursa." Fe-hüve ma'î fi'l-cenneti. "Benim bıraktığım ilme vâris olursa." Fe-hüve ma'î fi'l-cenneti. "O cennette benimle beraberdir." Ne büyük nimet! "O cennette benimle beraberdir."

Ne büyük nimet!
Peygamberle beraber olacaksın cennette. Onun mahiyetinde ve huzurunda. Peygamberle beraber olacaksın cennette. Onun mahiyetinde ve huzurunda.

Allah cümlemize nâil eylesin. Allah cümlemize nâil eylesin.

Şimdi bu güzel sözleri okurken Hazreti Ali Efendimiz'in bir beyti rast geldi gözüme. Şimdi bu güzel sözleri okurken Hazreti Ali Efendimiz'in bir beyti rast geldi gözüme. Dua mecmuası var. O dua mecmuasının birinci cilt 596. sayfasında Dua mecmuası var. O dua mecmuasının birinci cilt 596. sayfasında belki 200'e yakın beyit söylemiş, belki daha fazla, dört beş sayfa var. belki 200'e yakın beyit söylemiş, belki daha fazla, dört beş sayfa var. Çeşitli hadiselere işaret ederekten bu kadar beyit söylemiş Cenâb-ı Ali radıyallahu anh. Çeşitli hadiselere işaret ederekten bu kadar beyit söylemiş Cenâb-ı Ali radıyallahu anh. Benim gözüme çarpan şurada üç beş beyit var, burada diyor ki; Benim gözüme çarpan şurada üç beş beyit var, burada diyor ki;

Ve kul li-enne'l-vakte ... vakterabe. "Bunları size söyledim ben ama artık âhir zaman geldi." diyor.Ve kul li-enne'l-vakte ... vakterabe. "Bunları size söyledim ben ama artık âhir zaman geldi." diyor. Bak. Vakit dediği kıyamet alâmetleri. Fentezıru'd-deccâle.Bak. Vakit dediği kıyamet alâmetleri. Fentezıru'd-deccâle. "Artık siz deccal denilen, deccalin çıkışına intizar edin." "Artık siz deccal denilen, deccalin çıkışına intizar edin."

Deccal denilen herifin çıkışına intizar edin. Deccal "sahtekar adam" [demek]. Deccal denilen herifin çıkışına intizar edin. Deccal "sahtekar adam" [demek]. Deccalın şeysi [özelliği,] adam ama sahtekâr. Deccalın şeysi [özelliği,] adam ama sahtekâr. Yani paraları, böyle kalp paraları altın suyuna batırıyorlar.Yani paraları, böyle kalp paraları altın suyuna batırıyorlar. Bunu bizim bilmeyen köylü ve anlamayan arkadaşlaraBunu bizim bilmeyen köylü ve anlamayan arkadaşlara "beşibirliktir" diyerekten, "altın küpedir" diyerekten satıyor. "beşibirliktir" diyerekten, "altın küpedir" diyerekten satıyor.

Ne diyorlar onlara? .... Efendim? Kalpazan ama satanlar var ya hani onlara? Ne diyorlar onlara?

....

Efendim?

Kalpazan ama satanlar var ya hani onlara?

Dolandırıcılar. Yankesiciler, dolandırıcılar, envai çeşidi. Dolandırıcılar.

Yankesiciler, dolandırıcılar, envai çeşidi.
Bu kalp paraların şeysi [özelliği] içi başka dışı başka, yani deccallik buradan geliyor. Bu kalp paraların şeysi [özelliği] içi başka dışı başka, yani deccallik buradan geliyor. Dışı müslüman görünüyor içi gavurun gavuru. Dışı müslüman görünüyor içi gavurun gavuru. Dışı müslüman, görüyorsun tam iyi, Ahmet Mehmet, fakat içi gavurdan daha beter. Dışı müslüman, görüyorsun tam iyi, Ahmet Mehmet, fakat içi gavurdan daha beter.

Fentezıru'd-deccâle. "Siz bu zaman ki deccale, bu adama intizar ediniz." Fentezıru'd-deccâle. "Siz bu zaman ki deccale, bu adama intizar ediniz." Ağvâ. "Ki, bu adam çok azgındır." Azgın! Azgın olupta bâtıl ve fesada insanları sevkediyor.Ağvâ. "Ki, bu adam çok azgındır."

Azgın! Azgın olupta bâtıl ve fesada insanları sevkediyor.
Batıl ve fesada insanları sevkeden şahsa deccal diyorlar. "Buna intizar edin diyor." Batıl ve fesada insanları sevkeden şahsa deccal diyorlar. "Buna intizar edin diyor."

Hz. Ali kerremallahu vecheye isnaden söylenmiş [bir söz]. Hz. Ali kerremallahu vecheye isnaden söylenmiş [bir söz].

Fe-innehû yecûlü fi'l-bilâdi. "Bu beldeleri, her tarafı böyle dolaşır." Fe-innehû yecûlü fi'l-bilâdi. "Bu beldeleri, her tarafı böyle dolaşır." "İnsanların arasında fitneyi yayar.""İnsanların arasında fitneyi yayar." Cenâb-ı Hak bu dersin başında altı tane kelime bildiriyor bize:Cenâb-ı Hak bu dersin başında altı tane kelime bildiriyor bize: Ferdün, Hayyün, Kayyûmün, Hakemün, Adlün, Kuddûsün. Ferdün, Hayyün, Kayyûmün, Hakemün, Adlün, Kuddûsün. Bunların altına ilave edilen bunlara uygun âyetler var. Bunların altına ilave edilen bunlara uygun âyetler var. Bunlar birer kelimedir ki bunların her birisinin ayrı ayrı melekleri vardır, Bunlar birer kelimedir ki bunların her birisinin ayrı ayrı melekleri vardır, bu meleklere ait âyetler de biribirlerine denk olaraktan zikredilmiş. bu meleklere ait âyetler de biribirlerine denk olaraktan zikredilmiş. Bunları her kim vird edinirse Cenâb-ı Hak bunu o deccalin şerrinden muhafaza eder,Bunları her kim vird edinirse Cenâb-ı Hak bunu o deccalin şerrinden muhafaza eder, ne zaman olursa. ne zaman olursa. Fakat yalnız değildir onlar. Bu âyetleri bulmak herkesin harcı değildir. Fakat yalnız değildir onlar. Bu âyetleri bulmak herkesin harcı değildir.

Fe-men erâdellahu en yü'înehû. Fe-men erâdellahu en yü'înehû. "Allah kimi murad ediyorsa, yardım etsin de onu o deccalin fitnesinden muhafaza etsin, korusun,"Allah kimi murad ediyorsa, yardım etsin de onu o deccalin fitnesinden muhafaza etsin, korusun, ona bu şeyleri ihsan eder." ona bu şeyleri ihsan eder."

Sümme'lemû maâşera'l-ihvân. "Dikkat ediniz!" Diyor ki Hazreti Ali kerremalallah vechehû; Sümme'lemû maâşera'l-ihvân. "Dikkat ediniz!" Diyor ki Hazreti Ali kerremalallah vechehû;

"Ey kardeşler! Ey maâşera'l-ihvân! Ey kardeşler! İyi biliniz." "Ey kardeşler! Ey maâşera'l-ihvân! Ey kardeşler! İyi biliniz." İnne ğavâti âhiri'z-zamâni. "Âhir zamanın "Ğavât" denilen deccalı." İnne ğavâti âhiri'z-zamâni. "Âhir zamanın "Ğavât" denilen deccalı."

Tuğyana sevkeden, insanları fesada götüren kimse. Hüm ulemâün. Tuğyana sevkeden, insanları fesada götüren kimse.

Hüm ulemâün.
Burada [ulemâ] methettiğimiz, hani elini değil ayağını da öpeceğimiz ulemâ [değil], Burada [ulemâ] methettiğimiz, hani elini değil ayağını da öpeceğimiz ulemâ [değil], âhir zamanın ulemâlarıdır. âhir zamanın ulemâlarıdır. O ulemâ burada zikredilen ulemâ değil.O ulemâ burada zikredilen ulemâ değil. [Burada zikredilen ulemâ,] ulemâ kisvesine bürünmüş deccallardır.[Burada zikredilen ulemâ,] ulemâ kisvesine bürünmüş deccallardır. İlimle hiç ilgileri yok. Fakat o kisveye bürünmüşler, İlimle hiç ilgileri yok. Fakat o kisveye bürünmüşler, o kisve ile ehl-i imânı ifsad eden kimselerdir. o kisve ile ehl-i imânı ifsad eden kimselerdir.

İnne ğavâti âhiri'z-zamâni hüm ulemâün zevvekû efvâhehüm. İnne ğavâti âhiri'z-zamâni hüm ulemâün zevvekû efvâhehüm. Bak bunların alâmeti, zevvekû. "Tezyin ettiler, süslediler, güzelleştirdiler."Bak bunların alâmeti, zevvekû. "Tezyin ettiler, süslediler, güzelleştirdiler." Efvâhehüm. "Ağızlarını." Edebiyat, fesahat, belagat, ne dersen de... Efvâhehüm. "Ağızlarını."

Edebiyat, fesahat, belagat, ne dersen de...
Söz uçuyor ağzından böyle adamın.Söz uçuyor ağzından böyle adamın. İnsan onun bu sözlerine bakarak elini değil ayağını öpeceğin gelir.İnsan onun bu sözlerine bakarak elini değil ayağını öpeceğin gelir. Bu sözlerine bakarak aldanan insan, elini değil ayağını öpeceği gelir. Bu sözlerine bakarak aldanan insan, elini değil ayağını öpeceği gelir.

Sümme's-nû. "Fakat bunda çok güzel de senâlar yapıyorlar, duaları da onlara göre."Sümme's-nû. "Fakat bunda çok güzel de senâlar yapıyorlar, duaları da onlara göre." Vettebe'û ehvâehüm. "Fakat bunlar hevâlarında uymuş insanlardır." Vettebe'û ehvâehüm. "Fakat bunlar hevâlarında uymuş insanlardır."

Hevâlarına, nefislerine uymuş insanlardır. Hevâsına, nefsine uyan insan da Hevâlarına, nefislerine uymuş insanlardır. Hevâsına, nefsine uyan insan da Müslümanlık olmaz zaten.Müslümanlık olmaz zaten. Müslümanlık hevâi nefse muhalefetten ibarettir. Hevâi nefsine uyuyorsan Müslümanlık hevâi nefse muhalefetten ibarettir. Hevâi nefsine uyuyorsan Müslümanlıktan çok uzaksın demektir.Müslümanlıktan çok uzaksın demektir. Ve bir de ulemâ adını takınaraktan böyle herkese de kalıbını, kıyafetini gösterdin miydi işteVe bir de ulemâ adını takınaraktan böyle herkese de kalıbını, kıyafetini gösterdin miydi işte bu âhir zamanın ta deccalinin kendisidir.bu âhir zamanın ta deccalinin kendisidir. Bunlar; Lem yekraü'l-ilme ibtiğâe'l-ecr.Bunlar;

Lem yekraü'l-ilme ibtiğâe'l-ecr.
"Bunlar daha başlangıçtayken, ilmi öğrenirken ilmi Allah için öğrenmemişlerdir." "Bunlar daha başlangıçtayken, ilmi öğrenirken ilmi Allah için öğrenmemişlerdir." İbtiğâe'l-ecr. "Ecir kazanmak için değil öğrenmeleri." İbtiğâe'l-ecr. "Ecir kazanmak için değil öğrenmeleri." "Dünyasını ele geçirmek için, dünyasındaki menfaatlarini temin edebilmek için,"Dünyasını ele geçirmek için, dünyasındaki menfaatlarini temin edebilmek için, dünyada rahat yaşayabilmek için öğrenmiş zaten bu ilmi." dünyada rahat yaşayabilmek için öğrenmiş zaten bu ilmi."

Onun içindir ki Ümmet-i Muhammed bundan müstefid değil mütezarrır olmaktadır. Onun içindir ki Ümmet-i Muhammed bundan müstefid değil mütezarrır olmaktadır.

Şimdi bunu tarif ediyor bize; Terâhüm. "Sen bunları görürsün." Şimdi bunu tarif ediyor bize;

Terâhüm. "Sen bunları görürsün."
Ekmâm diyerekten buna diyorlar. Kocaman bir şey üzerinde,Ekmâm diyerekten buna diyorlar. Kocaman bir şey üzerinde, yani kalıbı kıyafeti çok yerinde.yani kalıbı kıyafeti çok yerinde. Kocaman sarığı, cübbesi yerinde, bazen de sırma takarlar, filan ederler böyle. Kocaman sarığı, cübbesi yerinde, bazen de sırma takarlar, filan ederler böyle. Yani kendisine son dereceYani kendisine son derece dedikleri süsü ziyneti seven insan. dedikleri süsü ziyneti seven insan.

Ve meleû bütûnehüm harâmen. "Böyle esvapları, üstündeki ziynetleri çok iyi ama." Ve meleû bütûnehüm harâmen. "Böyle esvapları, üstündeki ziynetleri çok iyi ama." Ve meleû bütûnehüm harâmen. "İçlerini haramla doldurmuşlardır." Ve meleû bütûnehüm harâmen. "İçlerini haramla doldurmuşlardır."

Nereden gelip ne yediklerine hiç [dikkatleri] yoktur, yani umur etmezler, helal haram ayırmazlar. Nereden gelip ne yediklerine hiç [dikkatleri] yoktur, yani umur etmezler, helal haram ayırmazlar. Hatta bu zamanın birçok tâcirleri bile, "Bankasız bu devirde bu iş olmaz." der.Hatta bu zamanın birçok tâcirleri bile, "Bankasız bu devirde bu iş olmaz." der. Bunda ittifakları vardır; "[Banka olmazsa] bu kadar işi nasıl çevireceğiz?" der.Bunda ittifakları vardır; "[Banka olmazsa] bu kadar işi nasıl çevireceğiz?" der. Yani buna cevaz da verdirmesine insanın mecbur etmek isterler. Yani buna cevaz da verdirmesine insanın mecbur etmek isterler.

İz zelletü'l-âlimi elfü zelleh. Bir alimden bir hata sâdır olabilir. Hepimizden sâdır oluyor. İz zelletü'l-âlimi elfü zelleh. Bir alimden bir hata sâdır olabilir. Hepimizden sâdır oluyor. Alim de melek değildir, ondan da hata sâdır olabilir. Fakat elfü zelleh. Alim de melek değildir, ondan da hata sâdır olabilir. Fakat elfü zelleh. "Senin bin tanene bedeldir." Senden hâsıl olan bin hata ondaki bir hatayla ancak denk düşebilir. "Senin bin tanene bedeldir."

Senden hâsıl olan bin hata ondaki bir hatayla ancak denk düşebilir.
Yani alimin bir hatası senin bin hatana bedeldir. Yani alimin bir hatası senin bin hatana bedeldir. Senin bin hatanın mukabili [alimin bir hatası] bin defa üstündür. İzâ lem ya'mel bi-ilmihî. Senin bin hatanın mukabili [alimin bir hatası] bin defa üstündür.

İzâ lem ya'mel bi-ilmihî.
"Ne zaman ki alim ilmiyle amel etmiyor, ilmiyle amel etmeyen alimler." "Ne zaman ki alim ilmiyle amel etmiyor, ilmiyle amel etmeyen alimler." Ve'l-ğayru izâ lem yüs'elü. "Ondan da başkası soramıyor bir şey artık.Ve'l-ğayru izâ lem yüs'elü. "Ondan da başkası soramıyor bir şey artık. Ne kendisine faydası var ne de başkasına faydası var." Ne kendisine faydası var ne de başkasına faydası var."

Şimdi bu fitne, bu fitne umumiyet itibariyle, mûcibühâ ez-zinâ. "Bunun mûcibi zinadır." Şimdi bu fitne, bu fitne umumiyet itibariyle, mûcibühâ ez-zinâ. "Bunun mûcibi zinadır."

Bu kadar fitnelerin neticesi zinaya bağlanır.Bu kadar fitnelerin neticesi zinaya bağlanır. Zina, mutlaka gidip de umumhanelerde âlemîn ailesine tasallut etmek demek değildir.Zina, mutlaka gidip de umumhanelerde âlemîn ailesine tasallut etmek demek değildir. Mutlaka çiftleşmek, âlemîn gayri meşru ailelerle çiftleşmek manasına da değildir. Mutlaka çiftleşmek, âlemîn gayri meşru ailelerle çiftleşmek manasına da değildir.

el-Aynâni tezniyâni. "Gözler de zina eder." Gözün zinası olur mu ya? el-Aynâni tezniyâni. "Gözler de zina eder."

Gözün zinası olur mu ya?

Göz zina eder mi? Elbette eder ya! Gözün de zinası var. Göz zina eder mi?

Elbette eder ya! Gözün de zinası var.
O nâmahreme şöyle içinden şeylen baktın mıydı oldu gitti işte. Bu zinanın günahını yüklendin. O nâmahreme şöyle içinden şeylen baktın mıydı oldu gitti işte. Bu zinanın günahını yüklendin.

Ve'l-yedâni. Bu el zina eder mi? Bu eder. Nasıl? Ve'l-yedâni.

Bu el zina eder mi?

Bu eder.

Nasıl?

Seversin, okşarsın, işte o zina da hâsıl olur. Ve'r-riclâni. "Ayakların da zinası vardır." Seversin, okşarsın, işte o zina da hâsıl olur.

Ve'r-riclâni. "Ayakların da zinası vardır."

Nedir? O tarafa doğru böyle yollandın mıydı o günahı aldın demektir. Nedir?

O tarafa doğru böyle yollandın mıydı o günahı aldın demektir.

Demek ki zinanın envai çeşidi var.Demek ki zinanın envai çeşidi var. Hangisi olursa olsun bu zinalar memleket için felaket getirir, demiş. Hangisi olursa olsun bu zinalar memleket için felaket getirir, demiş.

"Bu zaman büyük azaplardan, büyük felaketlerden korkulur o insanlar için." "Bu zaman büyük azaplardan, büyük felaketlerden korkulur o insanlar için."

Bu zinalara müptela olan insanların başına gelecek çeşitli azaplardan, âfetlerden korksun. Bu zinalara müptela olan insanların başına gelecek çeşitli azaplardan, âfetlerden korksun.

Fitnetü'l-deccâl zâke'l-kâfir. "Deccalın fitnesi ki has bir gavurdur." Fitnetü'l-deccâl zâke'l-kâfir. "Deccalın fitnesi ki has bir gavurdur."

Has bir gâvur deccaldir. Has bir gâvur deccaldir.

"Bu deccalin kıssasına müteallik defterler dolusu kitaplar vardır yazılı." "Bu deccalin kıssasına müteallik defterler dolusu kitaplar vardır yazılı."

Deccali bize tarif eden, tasvirini tayin eden birçok kimseler vardır yani kitaplar vardır.Deccali bize tarif eden, tasvirini tayin eden birçok kimseler vardır yani kitaplar vardır. Lafı uzatmaya lüzum yok diyor. Fes'el li-mevlâke'l-azîmişşân. Lafı uzatmaya lüzum yok diyor.

Fes'el li-mevlâke'l-azîmişşân.
"Sen şimdi Azîmüşşân olan Mevlandan iste." "Sen şimdi Azîmüşşân olan Mevlandan iste."

Bu olacak! Bu olacaklardan kendini kurtarmak içinBu olacak! Bu olacaklardan kendini kurtarmak için senin yegâne istinatnetgâhın Allah olsun, O'ndan iste. senin yegâne istinatnetgâhın Allah olsun, O'ndan iste.

Yâ müdriken li-zâlike'z-zemâne. "Ey o zamana erişen insan." Yâ müdriken li-zâlike'z-zemâne. "Ey o zamana erişen insan."

Bu fitnelerin olduğu devre erişen insan! Bu fitnelerin olduğu devre erişen insan! Sen şanı çok büyük olan Hazreti Allahu celle ve alâ'dan iste. Sen şanı çok büyük olan Hazreti Allahu celle ve alâ'dan iste.

Bu fitnenin şerrinden seni korumak için sen Cenâb-ı Hak'tan iste. Bu fitnenin şerrinden seni korumak için sen Cenâb-ı Hak'tan iste.

Nasıl isteyeceksin? Hergün bu yukarıda söylemiş olduğumuz, [Ferdün,]Nasıl isteyeceksin?

Hergün bu yukarıda söylemiş olduğumuz, [Ferdün,]
Hayyün, Kayyûmün, Hakemün, Adlün, Kuddûsün altı tane kelimenin âyetleriyle beraberHayyün, Kayyûmün, Hakemün, Adlün, Kuddûsün altı tane kelimenin âyetleriyle beraber Hakk'a ilticâ et yani Allah'a sığın. Bu da olur başkaları da olur. Hakk'a ilticâ et yani Allah'a sığın. Bu da olur başkaları da olur.

Allah'a sığınanın çaresini yolunu öğretiyor.Allah'a sığınanın çaresini yolunu öğretiyor. Allahu Teâlâ'ya sığınanın çaresinin başı namazdan başlar.Allahu Teâlâ'ya sığınanın çaresinin başı namazdan başlar. İman ile beraber namazsız olarak Allahu Teâlâ'ya ilticâ makbul değildir. İman ile beraber namazsız olarak Allahu Teâlâ'ya ilticâ makbul değildir. Ne kadar ilticâ edersen [et.] Sıkılır insan, sıkıldığı vakit de, Ne kadar ilticâ edersen [et.] Sıkılır insan, sıkıldığı vakit de, "Aman yâ Rabbi! Beni kurtar!" der, belki Allahu Teâlâ kurtarır da, fakat makbul değil. "Aman yâ Rabbi! Beni kurtar!" der, belki Allahu Teâlâ kurtarır da, fakat makbul değil. Asıl iman ve imandan sonra ameli salihin başı olan namaz.Asıl iman ve imandan sonra ameli salihin başı olan namaz. Ondan sonra ilticâ eder sığınırsan Cenâb-ı Hak ola ki, umulur ki seni de beni de kurtarır. Ondan sonra ilticâ eder sığınırsan Cenâb-ı Hak ola ki, umulur ki seni de beni de kurtarır.

Allah cümlemizi afv u mağfiret etsin. Tevfikatı samadaniyesine mazhar buyursun inşaallah. Allah cümlemizi afv u mağfiret etsin. Tevfikatı samadaniyesine mazhar buyursun inşaallah.

Lillâhi'l-Fâtiha. Lillâhi'l-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2