Namaz Vakitleri

14 Ramazan 1446
14 March 2025
İmsak
05:46
Güneş
07:11
Öğle
13:18
İkindi
16:37
Akşam
19:16
Yatsı
20:35
Detaylı Arama

İlmin Fazileti, Üstünlüğü ve Bid'at

Mehmed Zahid KOTKU

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Bid'atın Zararları ve İslam'ın Özündeki Yol, Alimin üstünlüğü, İbadete dönmüş Allah ile meşgul bir adam, Kur'an'ı okuyun ve | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

İlmin Fazileti, Üstünlüğü ve Bid'at

Mehmed Zahid KOTKU

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Bid'atın Zararları ve İslam'ın Özündeki Yol, Alimin üstünlüğü, İbadete dönmüş Allah ile meşgul bir adam, Kur'an'ı okuyun ve | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn.el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.

Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.

İ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullah ve enne efdale'l-hedyiİ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullah ve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ahhedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri.ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâ.

Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâ.

Fadlu'l-âlimi ale'l-âbidi ke-fadlî alâ ednâküm.

Fadlu'l-âlimi ale'l-âbidi ke-fadlî alâ ednâküm.

"Sözlerin en güzeli Allahu Teâlâ'nın söylediğidir, kitabullahtır,Kur'ân-ı Azîmüşşân'dır."Sözlerin en güzeli Allahu Teâlâ'nın söylediğidir, kitabullahtır,Kur'ân-ı Azîmüşşân'dır. Yolların en yollusu da Peygamber sallallahu aleyhi ve selem'in gösterdiği yoldur. Yolların en yollusu da Peygamber sallallahu aleyhi ve selem'in gösterdiği yoldur. Şerlerin en kötüsü bid'attir. Her bid'at dalâletten ibarettir."

Şerlerin en kötüsü bid'attir. Her bid'at dalâletten ibarettir."

Şimdi geçen hafta Fâtiha'[dan bahsetmiştik.]Bu ders F harflerine müteallik.Şimdi geçen hafta Fâtiha'[dan bahsetmiştik.]Bu ders F harflerine müteallik. F harflerinin başındaFâtihatü'l-Kitap'tan bahsetmiştik ki [Fâtiha] her derde devâ,zehire de devâ.

F harflerinin başındaFâtihatü'l-Kitap'tan bahsetmiştik ki [Fâtiha] her derde devâ,zehire de devâ.

"Zehire devâ nasıl olur?" diyeceksiniz.

Zehir içer de bir insan ona bir okumak ne kadar tesir eder?
"Zehire devâ nasıl olur?" diyeceksiniz.

Zehir içer de bir insan ona bir okumak ne kadar tesir eder?
Zehiri olsa hemen onu hastaneye yatırıpiçini temizlemek ve zehirin tesirini gidermek lazım.Zehiri olsa hemen onu hastaneye yatırıpiçini temizlemek ve zehirin tesirini gidermek lazım. Böyle bir Elham okumakla bu adam nasıl iyi olur? [diye]hepimizin kafasına takılır.

Böyle bir Elham okumakla bu adam nasıl iyi olur? [diye]hepimizin kafasına takılır.

Doktorlarımızdan bir büyük doktor da varmış da, böyle bir mübâhese arasındaDoktorlarımızdan bir büyük doktor da varmış da, böyle bir mübâhese arasında bunu da mevzubahis bahsetmişler, böyle şifalıdır filan diyerekten de, bu doktor bey itiraz etmiş,bunu da mevzubahis bahsetmişler, böyle şifalıdır filan diyerekten de, bu doktor bey itiraz etmiş, "Böyle şey olur mu?"Böyle şey olur mu? Ha işte bacağı kesilirse şu hastalığa şu dertli hastalara bu ilaç bu ilaç böyledir. Ha işte bacağı kesilirse şu hastalığa şu dertli hastalara bu ilaç bu ilaç böyledir. Böyle okumakla bu işler olmaz."demiş.

Böyle okumakla bu işler olmaz."demiş.

Orada bir de daha sözü sohbeti dinlenir bir efendivarmış, ona biraz acıca ve ağırca konuşmuş.Orada bir de daha sözü sohbeti dinlenir bir efendivarmış, ona biraz acıca ve ağırca konuşmuş. Acı ve ağır konuşunca kızmış, bağırmaya başlamış.

Acı ve ağır konuşunca kızmış, bağırmaya başlamış.

"Ne kızıyorsun efendi?" demiş.

Tokat mı vurdum sana, bir tokat vurdum mu?

Yoo!..

"Ne kızıyorsun efendi?" demiş.

Tokat mı vurdum sana, bir tokat vurdum mu?

Yoo!..

Bıçak filan çektim mi?

Yoo!..

Tabanca filan?

Yok!..

"E niye kızıyorsun? Canım işte bir söz." demiş.

Bıçak filan çektim mi?

Yoo!..

Tabanca filan?

Yok!..

"E niye kızıyorsun? Canım işte bir söz." demiş.

"Yutulur bir söz mü bu,ne?" demiş.

Demiş,"Afedersin ama, şu ben aciz bir adamım.
"Yutulur bir söz mü bu,ne?" demiş.

Demiş,"Afedersin ama, şu ben aciz bir adamım.
Şu benim sözüm bak seni nasıl çığırından çıkardı."

Şu benim sözüm bak seni nasıl çığırından çıkardı."

"Söz bu!" demiş,"İşte ne olacak işte laf kaçırdık ağzımızdan "Söz bu!" demiş,"İşte ne olacak işte laf kaçırdık ağzımızdan ama sen ne kadar hırslandın,ele avuca girmezhale geldin, ağzından çıkanı da bilemeyeceksin sen.ama sen ne kadar hırslandın,ele avuca girmezhale geldin, ağzından çıkanı da bilemeyeceksin sen. Belki daha ileri gitsek kavga gürültüde olacak, birbirimizi öldürmeye kadar gidecek."

Belki daha ileri gitsek kavga gürültüde olacak, birbirimizi öldürmeye kadar gidecek."

Bu beşerin sözü bu kadar insanlara tesir ederse demiş, Allah'ın sözü ne yapmaz adama?

Bu beşerin sözü bu kadar insanlara tesir ederse demiş, Allah'ın sözü ne yapmaz adama?

Ama şimdi şu okuduğum tâbiride dinleyin;

Ama şimdi şu okuduğum tâbiride dinleyin;

"Sözlerin en iyisi,efdali kelâmullah, yolun en iyisi peygamberin yolu; şerlerin en kötüsü bid'at."

"Sözlerin en iyisi,efdali kelâmullah, yolun en iyisi peygamberin yolu; şerlerin en kötüsü bid'at."

Biz okuyoruz Fâtiha'yı, hastaya da okuyoruz kendimize de okuyoruz,Biz okuyoruz Fâtiha'yı, hastaya da okuyoruz kendimize de okuyoruz, her günde hem her namazda da okuyoruz, günde 40 defa da okuyoruz. her günde hem her namazda da okuyoruz, günde 40 defa da okuyoruz. Fakat ne içimize tesir ettiği var ne dışımıza. Ne hastalarımıza tesir ediyor ne kendimize.

Fakat ne içimize tesir ettiği var ne dışımıza. Ne hastalarımıza tesir ediyor ne kendimize.

Sebebi?

Şerlerin en kötüsü bid'at. Her tarafımız bid'atla dolu.
Sebebi?

Şerlerin en kötüsü bid'at. Her tarafımız bid'atla dolu.
Kılığımız bid'at, yiyişimiz bid'at, gezişimiz bid'at, her harekâtımız bid'at.

Kılığımız bid'at, yiyişimiz bid'at, gezişimiz bid'at, her harekâtımız bid'at.

Akşam misafirimiz vardı, aslen Almanmış ama galiba Londra'da, Amerika'da filan tahsilde bulunmuşlar. Akşam misafirimiz vardı, aslen Almanmış ama galiba Londra'da, Amerika'da filan tahsilde bulunmuşlar. Müslüman olmuşlar, şimdi Medine-i Münevvere'de tahsil ediyor.Müslüman olmuşlar, şimdi Medine-i Münevvere'de tahsil ediyor. O konuşma yaptı da, onun sözü olarak ben naklediyorum, konuşmasında, "En mühimi!" dedi,O konuşma yaptı da, onun sözü olarak ben naklediyorum, konuşmasında, "En mühimi!" dedi, "Size vasiyet kendimedenasihat ediyorum, en iyi yol gavurların -yani gavur tabirini kullandı-"Size vasiyet kendimedenasihat ediyorum, en iyi yol gavurların -yani gavur tabirini kullandı- yolundan, gavurlarından huyundan, gavurların suyundan müslüman ayrı olmalı." dedi.

yolundan, gavurlarından huyundan, gavurların suyundan müslüman ayrı olmalı." dedi.

Müslüman bilinmeli;

"Ha, şu adam müslümandır."

Müslüman bilinmeli;

"Ha, şu adam müslümandır."

Bu?

Bu da bunlar belli, gavur işte bak.

Bu?

Bu da bunlar belli, gavur işte bak.

Yani insanın harekâtı, hâli müslüman olduğuna delalet etmeli,anlaşılmalı ki bu müslümandır.Yani insanın harekâtı, hâli müslüman olduğuna delalet etmeli,anlaşılmalı ki bu müslümandır. Ötekinin de belli işte kalıbı.

Ötekinin de belli işte kalıbı.

Şunu dadedi;

"Şimdi bugün, ikimizi bir araya koysalar,bir gavurla ve birmüslüman,
Şunu dadedi;

"Şimdi bugün, ikimizi bir araya koysalar,bir gavurla ve birmüslüman,
yabancı birisine [hangisi gavur hangisi müslüman diye sorsalar, herhalde doğru karar veremez.]"

...

yabancı birisine [hangisi gavur hangisi müslüman diye sorsalar, herhalde doğru karar veremez.]"

...

Ha şimdi ha şimdi!

Bakmışlar ki ne ölen var ne kalan var, kaleyi teslim etmişler;

Ha şimdi ha şimdi!

Bakmışlar ki ne ölen var ne kalan var, kaleyi teslim etmişler;

"Buyurun, hakkınız!" demişler,"Buyurun!"

"Buyurun, hakkınız!" demişler,"Buyurun!"

Şimdi Allah esirgeye şöyle bir damlasını bizde yutsak [hemen öldürür.]Şimdi Allah esirgeye şöyle bir damlasını bizde yutsak [hemen öldürür.] İmam Buseyrî kitabında yazar ki, ennessemme fi'd-desemi.İmam Buseyrî kitabında yazar ki, ennessemme fi'd-desemi. "Zehir bir şeyin içine katıldığı vakitte insan deseler ki;

"Zehir bir şeyin içine katıldığı vakitte insan deseler ki;

"Bu yemekte zehir var!"

"Ben burasından yiyim de o zehir orasındadır." diyemezsin.
"Bu yemekte zehir var!"

"Ben burasından yiyim de o zehir orasındadır." diyemezsin.
"Bu yemek zehirlidir!" diyerekten her tarafından korkarsın yemezsin onu.

"Bu yemek zehirlidir!" diyerekten her tarafından korkarsın yemezsin onu.

Fakat şimdi zehir içimize geçmiş bizim,nereden çıkaracağız zehiri şimdi?

Fakat şimdi zehir içimize geçmiş bizim,nereden çıkaracağız zehiri şimdi?

Burada mevzu ders dışı ama, aklıma yine geliyor ki,Burada mevzu ders dışı ama, aklıma yine geliyor ki, şimdi hep kardeşler Mekke-i Mükerreme'ye gidiyorlar,şimdi hep kardeşler Mekke-i Mükerreme'ye gidiyorlar, Ramazan-ı Şerîf'i tutacaklar orada, büyük sevaplar kazanacaklar.Ramazan-ı Şerîf'i tutacaklar orada, büyük sevaplar kazanacaklar. Bir sevap 100 bin sevap ile muâdil, ramazanda bir umre de bir hacca muâdil. Bir sevap 100 bin sevap ile muâdil, ramazanda bir umre de bir hacca muâdil. Yani ramazanda orada bulunup da umre yapan insana bir hac sevabı oluyor.

Yani ramazanda orada bulunup da umre yapan insana bir hac sevabı oluyor.

Eh Allah nasip ederse bizde gideriz belki, orada bu sevapları alırızEh Allah nasip ederse bizde gideriz belki, orada bu sevapları alırız ama develer her sene gittiği gibi bizde her sene gidiyoruz ama hep yerinde sayıyoruz. ama develer her sene gittiği gibi bizde her sene gidiyoruz ama hep yerinde sayıyoruz. Hep yerinde sayıyoruz, ama bu demek değildir ki gitmeyin artık.

Hep yerinde sayıyoruz, ama bu demek değildir ki gitmeyin artık.

Şimdi namazı da hergün kılıyoruz, kıldığımız namazda bize hiçbir tesir yapmıyor.Şimdi namazı da hergün kılıyoruz, kıldığımız namazda bize hiçbir tesir yapmıyor. Hergün günde beş defa kılıyoruz.Hergün günde beş defa kılıyoruz. Bize bir insanlık,İslâm'da bir yükseklik verdiği yok, yalnız vazifemizdir, yapıyoruz.

Bize bir insanlık,İslâm'da bir yükseklik verdiği yok, yalnız vazifemizdir, yapıyoruz.

Yine inşallah ölünceye kadar da Cenâb-ı Hak yapmaktan ayırmasın.

Yine inşallah ölünceye kadar da Cenâb-ı Hak yapmaktan ayırmasın.

Onu yapacağız daima.Onu yapacağız daima. Burada onu yapmakla nasıl mükellefsek oraya da gitmekle de öyle mükellefiz,Burada onu yapmakla nasıl mükellefsek oraya da gitmekle de öyle mükellefiz, orada günün birinde [biz de oluruz inşallah.]"Karınca kararınca," derler.orada günün birinde [biz de oluruz inşallah.]"Karınca kararınca," derler. Bir altının altın olması 36 bin seneye muhtaç.Bir altının altın olması 36 bin seneye muhtaç. Ancak bir altın altınlığını 36 bin senede temin edebiliyor,Ancak bir altın altınlığını 36 bin senede temin edebiliyor, tamamlayabiliyor, ki o zaman altın oluyor işte.

tamamlayabiliyor, ki o zaman altın oluyor işte.

Demek ki onun o kabiliyeti ele geçirebilmesi çok uzun zamana vâbeste.Demek ki onun o kabiliyeti ele geçirebilmesi çok uzun zamana vâbeste. Bizim de insanlığımız hemen [namazı] kılıverince oluverse ne güzel ama,Bizim de insanlığımız hemen [namazı] kılıverince oluverse ne güzel ama, peygamber olsaydı önümüzde çok güzeldi.peygamber olsaydı önümüzde çok güzeldi. Şimdi biz tabi 1400küsur sene uzaklaşmışız, bid'atlarda içimize girmiş. Şimdi biz tabi 1400küsur sene uzaklaşmışız, bid'atlarda içimize girmiş. Onları söküp atmak,o kötü ahlakları çıkarıp atmak,işte Allah'ın tam istediği bir kul,Onları söküp atmak,o kötü ahlakları çıkarıp atmak,işte Allah'ın tam istediği bir kul, peygamberinde tam istediği bir ümmet olabilmek o da kolay bir şey değil ki!peygamberinde tam istediği bir ümmet olabilmek o da kolay bir şey değil ki! Küpe atıp da boyacının küpüne sokupda çıkardığı gibi çıkaralım da oluversin, olmaz.Küpe atıp da boyacının küpüne sokupda çıkardığı gibi çıkaralım da oluversin, olmaz. Çalışa çalışa eh inşallah bir günde olacağımıza ümidimiz vardır.

Çalışa çalışa eh inşallah bir günde olacağımıza ümidimiz vardır.

Şimdi bugünkü dersimizde, bakın şimdi bunlar hep [olmanın] yolları.

Şimdi bugünkü dersimizde, bakın şimdi bunlar hep [olmanın] yolları.

Fadlu'l-âlimi ale'l-âbidi ke-fadlî alâ ednâküm.

Fadlu'l-âlimi ale'l-âbidi ke-fadlî alâ ednâküm.

Alim, ilimle meşgul olan insan.Alim, ilimle meşgul olan insan. İlimle meşgul olan insanın fazileti,artıklığı yani üstünlüğü. İlimle meşgul olan insanın fazileti,artıklığı yani üstünlüğü. İlimle meşgul olan insanın üstünlüğü [anlatılıyor].

İlimle meşgul olan insanın üstünlüğü [anlatılıyor].

Tabi şimdi ilim sayısını bilmeyeceğiz, ne kadar ilim var mesela.Tabi şimdi ilim sayısını bilmeyeceğiz, ne kadar ilim var mesela. Çok!..Bir atom için kimbilir kaç kişi alim lazımyani.Çok!..Bir atom için kimbilir kaç kişi alim lazımyani. Onun bir tanesi bir alimin işiyle olmaz bu atom mesela.Onun bir tanesi bir alimin işiyle olmaz bu atom mesela. Her ilim böyledir.O ilmin meydana gelmesi hem ilimde bir çok alimlerin bir araya gelmesiyle olur.

Her ilim böyledir.O ilmin meydana gelmesi hem ilimde bir çok alimlerin bir araya gelmesiyle olur.

Binâenaleyh ilim denince acaba hangi ilim?

Binâenaleyh ilim denince acaba hangi ilim?

Atomun yapısı, tayyerelerle yahut füzelerle aya çıkmak ilmini miAtomun yapısı, tayyerelerle yahut füzelerle aya çıkmak ilmini mi yoksa mühendislik ilmimi, yoksa doktorluk ilmimi, yoksa kimyâgerlikmi?

yoksa mühendislik ilmimi, yoksa doktorluk ilmimi, yoksa kimyâgerlikmi?

Kaç çeşit ilim var, hangisidir bunların matlup olan?

Kaç çeşit ilim var, hangisidir bunların matlup olan?

Aşağıda bunu şimdi bize çok güzel anlatacak.Aşağıda bunu şimdi bize çok güzel anlatacak. Binâenaleyh biz şimdi bilelim ki;

"Alimin üstünlüğü, artıklığı,fazileti,ke-fadlî." diyor.

Binâenaleyh biz şimdi bilelim ki;

"Alimin üstünlüğü, artıklığı,fazileti,ke-fadlî." diyor.

Ben nasılım, sizin en ufağınıza karşı beni nasıl bilirsiniz?

Ben peygamberim işte!

Ben nasılım, sizin en ufağınıza karşı beni nasıl bilirsiniz?

Ben peygamberim işte!

Peygamber olduğum halde sizinle aramızda bir ölçü yapabilir misiniz?

Peygamber olduğum halde sizinle aramızda bir ölçü yapabilir misiniz?

"Ben Resûlüm!" diyor Peygamber sallallahu aleyhi vesellem."Ben Resûlüm!" diyor Peygamber sallallahu aleyhi vesellem. Ben Resûl olmakla beraber, ancak bana iman etmekle, etmenizle İslâm olabilirsiniz.Ben Resûl olmakla beraber, ancak bana iman etmekle, etmenizle İslâm olabilirsiniz. Banaiman etmedikçe de İslâm olamazsınız.Böylebir peygamberim.

Banaiman etmedikçe de İslâm olamazsınız.Böylebir peygamberim.

Benimle en ufak bir adamın arasını bulabilir misiniz?

Benimle en ufak bir adamın arasını bulabilir misiniz?

Sen şu kadarsın bu da bu kadar [diyebilir misiniz?]

Sen şu kadarsın bu da bu kadar [diyebilir misiniz?]

Diyemezsin!Hududu, ölçüsü yoktur.Diyemezsin!Hududu, ölçüsü yoktur. Binâenaleyh ilmin de hududu yoktur. Böyle ölçüsüz bir fark var arada.

Binâenaleyh ilmin de hududu yoktur. Böyle ölçüsüz bir fark var arada.

Bunu bize duyurmak için yine diyor ki;

İnnallâhe."Allah cellevealâ."

Bitti!

Bunu bize duyurmak için yine diyor ki;

İnnallâhe."Allah cellevealâ."

Bitti!

Ve melâiketehû. "Bir de O'nun melekleri."

İkinci bir ilave.

Ve melâiketehû. "Bir de O'nun melekleri."

İkinci bir ilave.

Üçüncüilave;

Veehle's-semâvâti."Semâvâtta neler varsa, ne kadar ecrâm varsa semâvâtta."

Üçüncüilave;

Veehle's-semâvâti."Semâvâtta neler varsa, ne kadar ecrâm varsa semâvâtta."

Semâvât yalnız şu bizim gördüğümüz, görebildiğimiz değil.Semâvât yalnız şu bizim gördüğümüz, görebildiğimiz değil. Buyedi kat olmasını tâbir ederler ki bu da bizim anlayışımızı göre seb'a semâvât,Buyedi kat olmasını tâbir ederler ki bu da bizim anlayışımızı göre seb'a semâvât, yedi kat semâvât.Herbirisinin mahlukunun adedini Allah'tan başka kimse bilmez. yedi kat semâvât.Herbirisinin mahlukunun adedini Allah'tan başka kimse bilmez. Bu!

Ve'l-aradîne.Arz dediği,yer var,üstünde yaşıyoruz.
Bu!

Ve'l-aradîne.Arz dediği,yer var,üstünde yaşıyoruz.
Buyerin de alt tabakaları var, alt tabakalarında nice mahluklar var.

Buyerin de alt tabakaları var, alt tabakalarında nice mahluklar var.

Bunlarlaberaber bu semâvât ve yerleri söyledikten sonra birde onun cüzlerinden;

Bunlarlaberaber bu semâvât ve yerleri söyledikten sonra birde onun cüzlerinden;

Hatte'n-nemlete fî hucrihâ. "Karınca diyoruz ya, ufacık bir mahluk."

Hatte'n-nemlete fî hucrihâ. "Karınca diyoruz ya, ufacık bir mahluk."

Bak, az bir bahtiyarlık değildir.Bak, az bir bahtiyarlık değildir. BununKur'ân-ı Azimüşşân'da dadelaletleri, âyetleri vardır.BununKur'ân-ı Azimüşşân'da dadelaletleri, âyetleri vardır. Hafızlığım kuvvetli olsaydı okurdum ama lüzum yok.

Hafızlığım kuvvetli olsaydı okurdum ama lüzum yok.

"Bu ne büyük bir nimettir ki, kitabıyla meşgul [olan alime]"Bu ne büyük bir nimettir ki, kitabıyla meşgul [olan alime] Allah cellevealâ, melekleri, gökteki mahlukları, yerdeki mahlukları ona dua eder."

Allah cellevealâ, melekleri, gökteki mahlukları, yerdeki mahlukları ona dua eder."

Onların duasına mazhar oluyor insan.

Onların duasına mazhar oluyor insan.

Bu hangi alim acaba?

Bu elektriği yapan alim mi, bu aylara gidip de ayları gezip gelen alimler mi,
Bu hangi alim acaba?

Bu elektriği yapan alim mi, bu aylara gidip de ayları gezip gelen alimler mi,
bu televizyonları bu radyoları bilmem neleri çıkarıp da bizi dünyayla ilgilendirenler mi?bu televizyonları bu radyoları bilmem neleri çıkarıp da bizi dünyayla ilgilendirenler mi? Ne gibi çok, hangi ilimlerin bugün altından çıkılır, hangisi?

Ne gibi çok, hangi ilimlerin bugün altından çıkılır, hangisi?

Bilmeyiz, bakalım.

Yine bu ilmin fazileti hakkında yine Peygamber Efendimizin buyuruyor ki;

Bilmeyiz, bakalım.

Yine bu ilmin fazileti hakkında yine Peygamber Efendimizin buyuruyor ki;

Fadlu'l-ilmi. "İlimdeki üstünlük, artıklık, fazlalık, ziyadelik."

Fadlu'l-ilmi. "İlimdeki üstünlük, artıklık, fazlalık, ziyadelik."

Ben biliyorum tabi, abdest nasıl alınır bilirim, Ben biliyorum tabi, abdest nasıl alınır bilirim, namaz nasıl kılınır biliyorum, eh oruç nasıl tutulur, onu da biliyorum.

namaz nasıl kılınır biliyorum, eh oruç nasıl tutulur, onu da biliyorum.

Kur'an okumasını?

Onu da biliyorum.

E daha?

Kur'an okumasını?

Onu da biliyorum.

E daha?

Ha daha da bir ilmin hududu yok dedik ya, daha ileriye doğru gidiyor işte, kalmıyor orada.

Ha daha da bir ilmin hududu yok dedik ya, daha ileriye doğru gidiyor işte, kalmıyor orada.

Fadlu'l-ilmi. Daha istiyoruz çok şeyler öğrensin.

Fadlu'l-ilmi. Daha istiyoruz çok şeyler öğrensin.

"Bunu öğrenmeye çalışması."Ehabbü ileyye."Bana çok sevgilidir bu." "Bunu öğrenmeye çalışması."Ehabbü ileyye."Bana çok sevgilidir bu." Min fadli'l-ibâdeti."Çok ibadet etmekten."

Min fadli'l-ibâdeti."Çok ibadet etmekten."

Eh ben bunları biliyorum ya, gece kalkıp sabahlara kadar namaz kılayım,Eh ben bunları biliyorum ya, gece kalkıp sabahlara kadar namaz kılayım, gündüz de akşamlara kadar tespih çekerim,Kur'an okurum, şunu yaparım bunu yaparım...İbadet!

gündüz de akşamlara kadar tespih çekerim,Kur'an okurum, şunu yaparım bunu yaparım...İbadet!

"İbadetteki fazlalıktan ilmin fazlalığı."İbadetteki fazlalıktan ilmin fazlalığı. "Ehabbü ileyye. Cenâb-ı Peygamber,"Bana sevgilidir."dedi."Ehabbü ileyye. Cenâb-ı Peygamber,"Bana sevgilidir."dedi. Vehayru dîniküm. "Ama sizin dininizin en hayırlısı da."El-vera'u."Verâdır."

Vehayru dîniküm. "Ama sizin dininizin en hayırlısı da."El-vera'u."Verâdır."

[Verâ,] takvânın üstünde bir Allah korkusunun içeriye yerleşmesine bağlı.[Verâ,] takvânın üstünde bir Allah korkusunun içeriye yerleşmesine bağlı. Şimdi burada İmam Gazzâli Huccetü'l-İslâm kitabında diyor ki;

Şimdi burada İmam Gazzâli Huccetü'l-İslâm kitabında diyor ki;

el-İlmü eşrafü'l-cevâhiri."Cevâhirin en eşrefi."

el-İlmü eşrafü'l-cevâhiri."Cevâhirin en eşrefi."

Cevâhir nedir?

Bildiğimiz altın var, gümüş var, yakut var,
Cevâhir nedir?

Bildiğimiz altın var, gümüş var, yakut var,
işte buna benzer daha neler varsa, kuyumcular bilir. işte buna benzer daha neler varsa, kuyumcular bilir. "Bunların en eşrefi ilimdir." diyor. Cevâhir. Ne kadar cevâhir varsa onların en eşrefi ilim.

"Bunların en eşrefi ilimdir." diyor. Cevâhir. Ne kadar cevâhir varsa onların en eşrefi ilim.

Bu ilim ibadetten efdaldir ama;

Bu ilim ibadetten efdaldir ama;

Lâ büddeli'l-abdi mine'l-ibâdeti."İbadet, kulada alime de ibadet mutlaka şarttır."

Lâ büddeli'l-abdi mine'l-ibâdeti."İbadet, kulada alime de ibadet mutlaka şarttır."

"Ben bu kadar bilginin sahibiyim artık ibadete ne lüzum var?" diyen, hangileri onlar bilemedim. "Ben bu kadar bilginin sahibiyim artık ibadete ne lüzum var?" diyen, hangileri onlar bilemedim. Melamî galiba ibadet yapmazlar.Melamî galiba ibadet yapmazlar. Tefekkürle vakitlerini geçirirler ibadet yapmazlar, güneş doğduktan sonra;

Tefekkürle vakitlerini geçirirler ibadet yapmazlar, güneş doğduktan sonra;

"Ay, bana yakîn hasıl oldu, ben anladım ki bu varlığın sahibi Allah'tır, artık ibadete meydan yok. "Ay, bana yakîn hasıl oldu, ben anladım ki bu varlığın sahibi Allah'tır, artık ibadete meydan yok. Bana tefekkür kafidir."

Bu batıl bir akîdedir. Bu batıl bir akîdedir, sakın ha!

Bana tefekkür kafidir."

Bu batıl bir akîdedir. Bu batıl bir akîdedir, sakın ha!

Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'den daha yakîneerişmiş bir kimse var mıdır?

Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'den daha yakîneerişmiş bir kimse var mıdır?

Âhirete geçinceye kadar ibadete devam etti durdu.Âhirete geçinceye kadar ibadete devam etti durdu. Binâenaleyh sen nasıl bir insansın ki,"Ben oldum artık,ben eriştim artık,Binâenaleyh sen nasıl bir insansın ki,"Ben oldum artık,ben eriştim artık, bana ibadet lazım değil." şerhine düşüyorsun.

Allah muhafaza etsin.

bana ibadet lazım değil." şerhine düşüyorsun.

Allah muhafaza etsin.

Onun için muhakkak herkese ibadet lazımdır.Onun için muhakkak herkese ibadet lazımdır. Meyvası varsa amelidir o.Meyvası varsa amelidir o. O ameli nispetinde ona kıymet verilir.O ameli nispetinde ona kıymet verilir. Mesela meyvalı bir ağaç kolay kesilmez ama âdî bir ağacı canın isterse kesiverirsin,Mesela meyvalı bir ağaç kolay kesilmez ama âdî bir ağacı canın isterse kesiverirsin, ama meyvası varken biraz düşünürsün, kolaycacık kesemezsin.ama meyvası varken biraz düşünürsün, kolaycacık kesemezsin. Ama bizim ormanları kesenlerden, kesenlere Allah selamet versin yani.Ama bizim ormanları kesenlerden, kesenlere Allah selamet versin yani. Çok acıyorum, yüreğim sızlıyor cidden.Çok acıyorum, yüreğim sızlıyor cidden. Ağaç kesmek baş kesmek derler, eski babalarımızdan dedelerimizden kalandan.Ağaç kesmek baş kesmek derler, eski babalarımızdan dedelerimizden kalandan. Yaş yakmak baş yakmak. Yaş yakmak baş yakmak. Bugün insanda ne şuur kalmış demek ne bir şey kalmış kiBugün insanda ne şuur kalmış demek ne bir şey kalmış ki bu o kadar böyle şecaate fecaate meydan veriyor.

bu o kadar böyle şecaate fecaate meydan veriyor.

Ve'l-ibâdetü es-semeru."İbadet ise meyvadır." Ve'l-ibâdetü es-semeru."İbadet ise meyvadır." eş-Şerafubi'ş-şeceri li-kevnihi'l-asl. "O ağaca şeref o meyvayı o veriyor da onun için."

eş-Şerafubi'ş-şeceri li-kevnihi'l-asl. "O ağaca şeref o meyvayı o veriyor da onun için."

Meyveyi vermese hiç onun kıymeti olmayacak. Meyveyi vermese hiç onun kıymeti olmayacak. Meyvesinden dolayı o şerefi kazanıyor.Meyvesinden dolayı o şerefi kazanıyor. Binâenaleyh müslüman da ibadetinden dolayı şeref kazanacak,Binâenaleyh müslüman da ibadetinden dolayı şeref kazanacak, yoksa senin bilgin var, her hünerin var ama Allah'a lazım olan, O'nun emri olanyoksa senin bilgin var, her hünerin var ama Allah'a lazım olan, O'nun emri olan vazifeleri yapmadığından dolayı artık lüzumsuz bir hale geliyor insan.

vazifeleri yapmadığından dolayı artık lüzumsuz bir hale geliyor insan.

Felâ büddeli'l-abdi."Onun için muhakkak kula lazımdır." Felâ büddeli'l-abdi."Onun için muhakkak kula lazımdır." Enyekûnelehû minhile'l-emreyni."Hem ilmi hem ameli denkleştirecektir."

Enyekûnelehû minhile'l-emreyni."Hem ilmi hem ameli denkleştirecektir."

Şimdi adalet sahibi diyoruz ya,âdil ol, adalet sahibi ol. Şimdi adalet sahibi diyoruz ya,âdil ol, adalet sahibi ol. Adalet, ilmiyle amelinin terazisi bir olacak. Bir tarafa götürdünmü olmaz.

Adalet, ilmiyle amelinin terazisi bir olacak. Bir tarafa götürdünmü olmaz.

Öyleyse Hasan Basrîhazretleri buyurmuşlar ki;

Öyleyse Hasan Basrîhazretleri buyurmuşlar ki;

Utlubü'l-ilme."Sen ilmi talep et ama." Utlubü'l-ilme."Sen ilmi talep et ama." Talebenlâ yedurru'l-ibâdete."Bu ilmin senin ibadete zarar vermesin."

Talebenlâ yedurru'l-ibâdete."Bu ilmin senin ibadete zarar vermesin."

İlmin ibadete zarar vermeyecek şekilde ilimle meşgul ol.

İlmin ibadete zarar vermeyecek şekilde ilimle meşgul ol.

Va't-lubu'l-ibâdete."İbadeti de yap, onu da iste ama." Va't-lubu'l-ibâdete."İbadeti de yap, onu da iste ama." Lâ yedurru'l-ilme."O ibadet de seni ilimden alıkoymasın."

Lâ yedurru'l-ilme."O ibadet de seni ilimden alıkoymasın."

Seni ilimden alıkoymayacak şekilde ibadetlen de meşgul ol.Seni ilimden alıkoymayacak şekilde ibadetlen de meşgul ol. İlimle meşgul ol bu ilim seni ibadetten alıkoymasın, İlimle meşgul ol bu ilim seni ibadetten alıkoymasın, ibadetle öyle meşgul ol ki o ibadet de seni ilimden mahrum etmesin.

ibadetle öyle meşgul ol ki o ibadet de seni ilimden mahrum etmesin.

"Eh işte ibadet ediyorum ya zaten maksat da Allah'a kulluktur, o da oldu işte!"

"Eh işte ibadet ediyorum ya zaten maksat da Allah'a kulluktur, o da oldu işte!"

Demek ki yanlış[bir düşünce.]

Şimdi yine bir temsil veriyor Efendimiz;

Demek ki yanlış[bir düşünce.]

Şimdi yine bir temsil veriyor Efendimiz;

Fadlu'l-âlimi alâ ğayrihî.

Fadlu'l-âlimi alâ ğayrihî.

Evvelakendine nisbet etti, sonra faziletini bildirdi, Evvelakendine nisbet etti, sonra faziletini bildirdi, şimdi de ilmin başkaları üzerinde faziletini söylüyor ki;

şimdi de ilmin başkaları üzerinde faziletini söylüyor ki;

Ke-fadli'n-nebiyyi alâ ümmetihî.Ke-fadli'n-nebiyyi alâ ümmetihî. "Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'in ümmetine olan nispeti, kıymeti nasılsa ilmin kıymeti de böyledir."

"Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'in ümmetine olan nispeti, kıymeti nasılsa ilmin kıymeti de böyledir."

Peygamber Allah'ın en sevdiği, habîb-i hüdâ, mahbûb-u hüdâ, iki cihanın serveri, başlarımızın tacı. Peygamber Allah'ın en sevdiği, habîb-i hüdâ, mahbûb-u hüdâ, iki cihanın serveri, başlarımızın tacı. Ona miracları nasip etmiş, herdevleti ona vermiş, şefaati de ona vermiş.

Ona miracları nasip etmiş, herdevleti ona vermiş, şefaati de ona vermiş.

Böyle bir kimsenin [herhangi bir] kimse ileölçüsü mümkünmüdür?

Böyle bir kimsenin [herhangi bir] kimse ileölçüsü mümkünmüdür?

Binâenaleyh fadlu'l-âlimi alâ ğayrihî ke-fadli'n-nebiyyi alâ ümmetihî.Binâenaleyh fadlu'l-âlimi alâ ğayrihî ke-fadli'n-nebiyyi alâ ümmetihî. "Peygamberin ümmetine nasılsa yüksekliği, ilminde başka bilgilere karşı nispeti böyledir."

"Peygamberin ümmetine nasılsa yüksekliği, ilminde başka bilgilere karşı nispeti böyledir."

Yine bir tane daha buyuruyor;

Yine bir tane daha buyuruyor;

Fadlu'l-âlimi. "Alimin üstünlüğü." Fadlu'l-âlimi. "Alimin üstünlüğü." Çeşitli misaller veriyor ki iyi girsin kafamıza diyerekten.

Ale'l-âbidi. "Âbide olan
Çeşitli misaller veriyor ki iyi girsin kafamıza diyerekten.

Ale'l-âbidi. "Âbide olan
yani ibadetle meşgul olan adama nispeti."yani ibadetle meşgul olan adama nispeti." Ke-fadli'l-kameri leylete'l-bedri alâ sâiri'l-kevâkibi.Ke-fadli'l-kameri leylete'l-bedri alâ sâiri'l-kevâkibi. "Ayın on dördü, on beşindeki ayın o güzelliğiyle o ufacık yıldızların arasındaki nispet [neyse oldur]."

"Ayın on dördü, on beşindeki ayın o güzelliğiyle o ufacık yıldızların arasındaki nispet [neyse oldur]."

Işıkları hafif gelir ancak işte yıldızda varmış deriz ama ay ne güzel; dünyamızı ışıldatıyor. Işıkları hafif gelir ancak işte yıldızda varmış deriz ama ay ne güzel; dünyamızı ışıldatıyor. Öteki yıldızlara kalırsak hiç bir şey göremeyiz.

Öteki yıldızlara kalırsak hiç bir şey göremeyiz.

"Onlara nispette ay nasılsa ilmin fazileti de böyledir."

"Onlara nispette ay nasılsa ilmin fazileti de böyledir."

Binâenaleyh ilmitahsil edin.

Binâenaleyh ilmitahsil edin.

Bir tane daha buyuruyor;

Bir tane daha buyuruyor;

Fadlu'l-âlimi ale'l-âbidi. "Alimin âbid üzerine üstünlüğü."Fadlu'l-âlimi ale'l-âbidi. "Alimin âbid üzerine üstünlüğü." Seb'îne dereceten. "Yetmiş derece artısı vardır."

Seb'îne dereceten. "Yetmiş derece artısı vardır."

Burada bir ölçü verdi, seb'îne dereceten.Yetmiş derece üstünlüğü vardır.Burada bir ölçü verdi, seb'îne dereceten.Yetmiş derece üstünlüğü vardır. Ama bu derecelerhani şöyle ufacık çizgilerle bizim sıcaklığı gösteren 25 derece,26, 27.Bugün hava 30 derece.Ama bu derecelerhani şöyle ufacık çizgilerle bizim sıcaklığı gösteren 25 derece,26, 27.Bugün hava 30 derece. Bu kadar kısa değil.

Bak şimdi derecelere.
Bu kadar kısa değil.

Bak şimdi derecelere.
Yetmiş derecedir dedi;

Mâ beyne külli dereceteyni. "Şu iki derecenin arası."
Yetmiş derecedir dedi;

Mâ beyne külli dereceteyni. "Şu iki derecenin arası."
Hadru'l-feresi's-serî'i'l-mudmiri miete âmin.Hadru'l-feresi's-serî'i'l-mudmiri miete âmin. "Gayet süratle koşan bir atın tam 100 sene süratla gitmesi bir derece oluyor."

"Gayet süratle koşan bir atın tam 100 sene süratla gitmesi bir derece oluyor."

Şimdi70 bin sene o at böyle durmadan çok seri koşacak da,Şimdi70 bin sene o at böyle durmadan çok seri koşacak da, o atın gidiş mesafesiyle âbid ilealimin arası bulunacak.o atın gidiş mesafesiyle âbid ilealimin arası bulunacak. Ne kadar çok.

Ne kadar çok.

Neden bu kadar fark var?

Ve zâlike."Bu aradaki farkın sebebi."
Neden bu kadar fark var?

Ve zâlike."Bu aradaki farkın sebebi."
Enne'ş-şeytâne yede'u'l-bid'ate. [Şeytan bid'atı koyuyor, bıraktırmıyor.]

Enne'ş-şeytâne yede'u'l-bid'ate. [Şeytan bid'atı koyuyor, bıraktırmıyor.]

Bakınız burada kitap yazılırken bir hata olmuş.Bakınız burada kitap yazılırken bir hata olmuş. Ye, arkasından dal, arkasında ayn,Ye, arkasından dal, arkasında ayn, Aslında dad olması lazımken dadı dal yazmış.Aslında dad olması lazımken dadı dal yazmış. Birisinde terkmanâsı var, birisinde onun koyması,vad' etmesi manâsı var.Birisinde terkmanâsı var, birisinde onun koyması,vad' etmesi manâsı var. Yede'u derse, terk ediyor onu, bırakıyor [manâsında.]Olmaz.Yede'u derse, terk ediyor onu, bırakıyor [manâsında.]Olmaz. Şeytan bıraktırmıyor şeytan koyuyor, aslı dad iken [burada dalile يدعyazılmış].

Şeytan bıraktırmıyor şeytan koyuyor, aslı dad iken [burada dalile يدعyazılmış].

Şimdi bizim Kur'an okumamızda tâlime,tâlim okumaya ihtiyacımız o kadar çoktur ki!Şimdi bizim Kur'an okumamızda tâlime,tâlim okumaya ihtiyacımız o kadar çoktur ki! Çünkü bu ağızda 32 diş var, bazısında 33 diş var. Çünkü bu ağızda 32 diş var, bazısında 33 diş var. Bu harfler bu ağzın dişlerine göre tanzim edilmiş,30 harf 30 dişin arasından gelir geçer.Bu harfler bu ağzın dişlerine göre tanzim edilmiş,30 harf 30 dişin arasından gelir geçer. Tâlimde o kadar ileri gitmek lazım ki her harfin hakkını vermek lazım.Tâlimde o kadar ileri gitmek lazım ki her harfin hakkını vermek lazım. Harfin hakkını vermek lazım ki okuduğun vakitte [doğru okunmuş olsun.]

Harfin hakkını vermek lazım ki okuduğun vakitte [doğru okunmuş olsun.]

Veleddâllîn, [ولا الدالينdiye dal ile okudun muydu] bitti,namaz bozuldu.Veleddâllîn, [ولا الدالينdiye dal ile okudun muydu] bitti,namaz bozuldu. Dâl,dal okudu. Bazısı da velezzâlîn [ولاالظالينdiye],zı okur, bu da olmaz. Dâl,dal okudu. Bazısı da velezzâlîn [ولاالظالينdiye],zı okur, bu da olmaz. Arap da veladdâllin[وَلَا الضَّٓالّ۪ينَ] okur.

Arap da veladdâllin[وَلَا الضَّٓالّ۪ينَ] okur.

Binâenaleyh bir kelimedir ama bak şuradaki şu harf o hatayı bize gösteriyor.

Binâenaleyh bir kelimedir ama bak şuradaki şu harf o hatayı bize gösteriyor.

Bunu yazan adam tabi yazarken,"Hattatlar ekseriyetle cahildir." derler.Bunu yazan adam tabi yazarken,"Hattatlar ekseriyetle cahildir." derler. Küllü hattâtin câhilün tabirine göre hattat bilmez, eline ne verirsen onu yazar.

Küllü hattâtin câhilün tabirine göre hattat bilmez, eline ne verirsen onu yazar.

Yazarken dadın farkına varmamış dal olarak göstermiş, "koyma" manâsını"terk" manâsına çevirmiş.Yazarken dadın farkına varmamış dal olarak göstermiş, "koyma" manâsını"terk" manâsına çevirmiş. Fakat musahhihler elhamdülillah tashih etmişler de...

Fakat musahhihler elhamdülillah tashih etmişler de...

İnne'ş-şeytâne. "Muhakkak şeytân-ı aleyhillâne."Yede'u'l-bid'ate. "İnsanlara bid'at sokar."

İnne'ş-şeytâne. "Muhakkak şeytân-ı aleyhillâne."Yede'u'l-bid'ate. "İnsanlara bid'at sokar."

"Bak ne güzel yahu!" der,"Ne güzel! Sende yapsana bunu?"

"Bak ne güzel yahu!" der,"Ne güzel! Sende yapsana bunu?"

Dersin ki;

"Benim peygamberim bunu yapmamış, benim peygamberim de bundan razı değil."

Dersin ki;

"Benim peygamberim bunu yapmamış, benim peygamberim de bundan razı değil."

Neyi, kimi,nereden bileceğiz bunun peygamberimizin razı olmadığını?

Bunu bize ne bildirecek?

Neyi, kimi,nereden bileceğiz bunun peygamberimizin razı olmadığını?

Bunu bize ne bildirecek?

İlmimiz varsa bileceğiz, ilmimiz yoksa "Ne güzeldir!" diyerekten hepsini yapacağız.

İlmimiz varsa bileceğiz, ilmimiz yoksa "Ne güzeldir!" diyerekten hepsini yapacağız.

Şimdi misaller çok ama söylemeye de biraz cesaretim de yok yani, cesaretim de yok.Şimdi misaller çok ama söylemeye de biraz cesaretim de yok yani, cesaretim de yok. Çünkü hepimiz bunların içerisine düşmüşüz, hepimiz bunları işlemekteyiz.

Çünkü hepimiz bunların içerisine düşmüşüz, hepimiz bunları işlemekteyiz.

Allah kusurlarımızı affetsin.

Allah kusurlarımızı affetsin.

Demek ki şeytan bid'atları bize hepsini birden yaptırmaz, birer birer, birer birer yaptırır.

Demek ki şeytan bid'atları bize hepsini birden yaptırmaz, birer birer, birer birer yaptırır.

Şimdi insan der ki;

"Biz bundan 1400 sene evvel Resûlullah gelmiş onun devri, o günün devri idi.
Şimdi insan der ki;

"Biz bundan 1400 sene evvel Resûlullah gelmiş onun devri, o günün devri idi.
O günkü ki giyim kıyafet, yiyiş içiş o güne mahsustu. O günkü ki giyim kıyafet, yiyiş içiş o güne mahsustu. Tabi bugün 1400 sene oldu, bak dünyanın her tarafındaki insanları ile temastayız.Tabi bugün 1400 sene oldu, bak dünyanın her tarafındaki insanları ile temastayız. Onların yaşayış tarzı, başka berikinin yaşayış tarzı başka. Ne güzel!"

Onların yaşayış tarzı, başka berikinin yaşayış tarzı başka. Ne güzel!"

Kendimizden de haberimiz yok, çok, çok kusurluyuz. Müslümanlarla da irtibatımız yok.

Kendimizden de haberimiz yok, çok, çok kusurluyuz. Müslümanlarla da irtibatımız yok.

el-Müslimü ke'l-cesedi'l-vâhidi. "Müslümanlar bir ceset gibidir."

el-Müslimü ke'l-cesedi'l-vâhidi. "Müslümanlar bir ceset gibidir."

Yalnız Türkiye'deki müslümanlar mı?

Hayır, dünyadaki bütün müslümanlar.

Yalnız Türkiye'deki müslümanlar mı?

Hayır, dünyadaki bütün müslümanlar.

Dünyada ne kadar müslüman var?

Dünyada ne kadar müslüman var?

Bilmiyoruz, bir takım rakamlar söylerler bize ama ne kadar sahihtir bilmeyiz.

Bilmiyoruz, bir takım rakamlar söylerler bize ama ne kadar sahihtir bilmeyiz.

Akşamki gelen misafirden şimdi size anlatacağım.Bu misafir Alman, birisi de Amerikalı, bilmiyorum.Akşamki gelen misafirden şimdi size anlatacağım.Bu misafir Alman, birisi de Amerikalı, bilmiyorum. Şimdi onun [birisi]bir sarık sarmış adam, sarığı başına şöyle sarmış,Şimdi onun [birisi]bir sarık sarmış adam, sarığı başına şöyle sarmış, sonra getirmiş şöyle çenesinin altından dolaştırmış,buradan böyle...

sonra getirmiş şöyle çenesinin altından dolaştırmış,buradan böyle...

Bunu geçen derste biz okuduk, okuduk ama yapanı görmedik.Bunu geçen derste biz okuduk, okuduk ama yapanı görmedik. Ne Arabistan'da görüyoruz ne de burada.Arabistan'da zaten pek sarık diye bir şey yok.Ne Arabistan'da görüyoruz ne de burada.Arabistan'da zaten pek sarık diye bir şey yok. Onların başlarında bir örtüler var o kadar. Arap kıyafeti.

Onların başlarında bir örtüler var o kadar. Arap kıyafeti.

Şimdi o okuduğu için okuduğunu görmüş ve kendisine de tatbik etmiş.Şimdi o okuduğu için okuduğunu görmüş ve kendisine de tatbik etmiş. Çenesinin altından sarığı eklemiş üzerine, "Sünnet budur!" diyor.

Çenesinin altından sarığı eklemiş üzerine, "Sünnet budur!" diyor.

Şimdi bunlar dolaşa dolaşa Malezya denilen bir ülkeye de gitmişler.Şimdi bunlar dolaşa dolaşa Malezya denilen bir ülkeye de gitmişler. Belki bütün Müslüman ülkeleri gezdiler mi gezmediler mi ama, Hindistan'a gitti,Belki bütün Müslüman ülkeleri gezdiler mi gezmediler mi ama, Hindistan'a gitti, Pakistan'a gitti. Pakistan'ın uç taraflarında olan bir memleket, 8-10 milyon insan varmış galiba orada.Pakistan'a gitti. Pakistan'ın uç taraflarında olan bir memleket, 8-10 milyon insan varmış galiba orada. Bunlar çoğu Müslüman, Hristiyan da var içlerinde tabi.

Bunlar çoğu Müslüman, Hristiyan da var içlerinde tabi.

Bir kere işitmiştim ki bunların âdât-ı ananeleri ekseriyetle sünnete uygun.Bir kere işitmiştim ki bunların âdât-ı ananeleri ekseriyetle sünnete uygun. Hatta kral sofrasında birisi yemek yemiş, bunlara kral demiyorlar da ne diyorlarsa artık hükümdarları.Hatta kral sofrasında birisi yemek yemiş, bunlara kral demiyorlar da ne diyorlarsa artık hükümdarları. Hükümdar kolları sıvamış böyle, eline almış şeyi elleriyle yemekleri paldür küldür yemişler.Hükümdar kolları sıvamış böyle, eline almış şeyi elleriyle yemekleri paldür küldür yemişler. Burada onları danaklediyor. Sabun mabunda galiba ortada var mı yok mu onun farkında değilim.Burada onları danaklediyor. Sabun mabunda galiba ortada var mı yok mu onun farkında değilim. Ellerini topraklara sürerler yahut da her neyse...

Ellerini topraklara sürerler yahut da her neyse...

Şimdi orda bu adamlar ne kadar kaldıysalar, kimlerle tanıştıysalarŞimdi orda bu adamlar ne kadar kaldıysalar, kimlerle tanıştıysalar bekar oldukları için evlenmek istemişler, oradan iki tane de hanım almışlar. bekar oldukları için evlenmek istemişler, oradan iki tane de hanım almışlar. Hanımları da misafir oldukları yerdeymiş, üstü de çarşaflı diyorlar.Hanımları da misafir oldukları yerdeymiş, üstü de çarşaflı diyorlar. İkisi de bizim eski zamandaki annelerimizin tertibi üzerinde peçeli.

İkisi de bizim eski zamandaki annelerimizin tertibi üzerinde peçeli.

Şimdi bu adamlar bizim memlekete gelselerdi de benim de böyle kızım olsaydı isteselerdiŞimdi bu adamlar bizim memlekete gelselerdi de benim de böyle kızım olsaydı isteselerdi verebilir miydim acaba, verebilir miydik?

verebilir miydim acaba, verebilir miydik?

Düşünürüz, "Bu adam yabancı bir adam, benim kızımı alıp gidecek bir daha göreceğim mi görmeyeceğim mi?"

Düşünürüz, "Bu adam yabancı bir adam, benim kızımı alıp gidecek bir daha göreceğim mi görmeyeceğim mi?"

Hatta bu memleketimizde bile bazen diyoruz ya!

"İstanbullu mu?" diyor.

Hatta bu memleketimizde bile bazen diyoruz ya!

"İstanbullu mu?" diyor.

"Yok efendim, işte memurdur filan yere gidecek."

"Yok, veremem!" diyor.

"Yok efendim, işte memurdur filan yere gidecek."

"Yok, veremem!" diyor.

Canım memleket dahilinde, ne olacak gitsin varsın?

Canım memleket dahilinde, ne olacak gitsin varsın?

"Yok. İstanbul'da ise, işi de İstanbul'da ise, eh, ne âlâ. Başka türlü veremem."

"Yok. İstanbul'da ise, işi de İstanbul'da ise, eh, ne âlâ. Başka türlü veremem."

Şimdi adam Malezya'da kızını bunlara vermiş, teslim etmiş.

Şimdi adam Malezya'da kızını bunlara vermiş, teslim etmiş.

Bunun gibi İstanbullu bir Habibullah bir zât var.Bunun gibi İstanbullu bir Habibullah bir zât var. Bu da, Amerika'dan gelmiş bir Müslüman kızına talip olmuş,Bu da, Amerika'dan gelmiş bir Müslüman kızına talip olmuş, "Kızını bana verir misin?" diye demiş mektup yazmış.

"Kızını bana verir misin?" diye demiş mektup yazmış.

Sormuş kızına, "Bak kızım, sana bir talip var ne dersin? Amerikalı istiyor seni?"

Sormuş kızına, "Bak kızım, sana bir talip var ne dersin? Amerikalı istiyor seni?"

"Eh baba, münasip." demiş.

"Eh baba, münasip." demiş.

[Evlendikten sonra] cevaben de bir mektup geliyor,[Evlendikten sonra] cevaben de bir mektup geliyor, "Kızın çok iyi efendi baba ama, gece namazlarına kalkmıyor." diyor."Kızın çok iyi efendi baba ama, gece namazlarına kalkmıyor." diyor. O da ondan şikayet ediyor.

Her neyse şimdi bunlar almışlar kızlarını gidiyorlar, biz yapar mıydık bu işi?

O da ondan şikayet ediyor.

Her neyse şimdi bunlar almışlar kızlarını gidiyorlar, biz yapar mıydık bu işi?

Kızımızı kolayca verebilir miyiz?

Kızımızı kolayca verebilir miyiz?

Fakat İslâm bağlılığı bir cesed gibi, nereden olursa olsun, hangi milletten olursa olsun;

Fakat İslâm bağlılığı bir cesed gibi, nereden olursa olsun, hangi milletten olursa olsun;

Müslüman mı?

Müslüman.

Al!

Müslüman mı?

Müslüman.

Al!

Ben bir Müslüman olsam ayağını da öper veririm ona.Ben bir Müslüman olsam ayağını da öper veririm ona. Öteden dinsizin birisine verip de onu mahvedeceğime, cehenneme yollayacağıma;Öteden dinsizin birisine verip de onu mahvedeceğime, cehenneme yollayacağıma; kasıklarına kadar açacak bacaklarını da yaşayacak da,kasıklarına kadar açacak bacaklarını da yaşayacak da, sonra bende, "Kızım ne güzel yaşıyor!" diye iftihar edeceğim onunla...

sonra bende, "Kızım ne güzel yaşıyor!" diye iftihar edeceğim onunla...

Şimdi şeytan bid'atları sokar bize.Şimdi şeytan bid'atları sokar bize. Sokar, birer birer, birer birer sokar. Bid'atları soktu mu o bid'atı yapmayana biz bu sefer darılırız;

Sokar, birer birer, birer birer sokar. Bid'atları soktu mu o bid'atı yapmayana biz bu sefer darılırız;

"Şu adama da bak, bu halde gezilir mi?"

"Şu adama da bak, bu halde gezilir mi?"

Şimdi biz şeylere söylüyoruz, o saç sakal bırakıyorlar, hipi midir nedir.Şimdi biz şeylere söylüyoruz, o saç sakal bırakıyorlar, hipi midir nedir. Şimdi bu adamlar mesela özenmişler, onların kılığına benzetiyorlar kendilerini. Şimdi bu adamlar mesela özenmişler, onların kılığına benzetiyorlar kendilerini. Geçen birisi bana geldi, hoca efendi miraç gecesinde Fatih'te vaizin birisi demiş kiGeçen birisi bana geldi, hoca efendi miraç gecesinde Fatih'te vaizin birisi demiş ki "İşte peygamberin de saçları böyleydi, İsa aleyhisselam'ın da şöyleydi. "filan.

"İşte peygamberin de saçları böyleydi, İsa aleyhisselam'ın da şöyleydi. "filan.

Geldi soruyor bana, "Bu hoca böyle dedi, sen ne dersin bu işe, hipilerin saçlarına?"

Geldi soruyor bana, "Bu hoca böyle dedi, sen ne dersin bu işe, hipilerin saçlarına?"

"Evet!" dedim, "Peygamberin saçları omuzlarına kadardı uzattığı zamanlar olmuş, kulaklarının şu yumuşak yerlerine kadar uzattığı zamanlar olmuş ama sen onu, 'Peygamber yaptı.' diye yaparsan me'cur olursun, hipiler yapıyor diye yaparsan hipilerden olursun. Aradaki fark bu. Kime benzetirsen ondan olursun."

"Evet!" dedim, "Peygamberin saçları omuzlarına kadardı uzattığı zamanlar olmuş, kulaklarının şu yumuşak yerlerine kadar uzattığı zamanlar olmuş ama sen onu, 'Peygamber yaptı.' diye yaparsan me'cur olursun, hipiler yapıyor diye yaparsan hipilerden olursun. Aradaki fark bu. Kime benzetirsen ondan olursun."

kulaklarının şu yumuşak yerlerine kadar uzattığı zamanlar olmuş amakulaklarının şu yumuşak yerlerine kadar uzattığı zamanlar olmuş ama sen onu, 'Peygamber yaptı.' diye yaparsan me'cur olursun,sen onu, 'Peygamber yaptı.' diye yaparsan me'cur olursun, hipiler yapıyor diye yaparsan hipilerden olursun. Aradaki fark bu.hipiler yapıyor diye yaparsan hipilerden olursun. Aradaki fark bu. Kime benzetirsen ondan olursun."

Kime benzetirsen ondan olursun."

Men teşebbehe bi-kavmin fe-hüve minhüm."Kime kendini benzetiyorsan sen onlardansın."

Men teşebbehe bi-kavmin fe-hüve minhüm."Kime kendini benzetiyorsan sen onlardansın."

Amelin ne olursa olsun ameline bakmıyorlar! Amele bakmıyorlar,Amelin ne olursa olsun ameline bakmıyorlar! Amele bakmıyorlar, "Kime benzetiyorsan onlarla haşrolunacaksın." diyorlar.

"Kime benzetiyorsan onlarla haşrolunacaksın." diyorlar.

Onun için şimdi şeytan aleyhillâne size bid'atları sevdirir.Onun için şimdi şeytan aleyhillâne size bid'atları sevdirir. Yarın bizim çocuğumuz olsa bizimki de öyle olacak. O da hippi olacak.Yarın bizim çocuğumuz olsa bizimki de öyle olacak. O da hippi olacak. Mektebe gidecek mektepteki arkadaşları zorlayacaklar onu, Mektebe gidecek mektepteki arkadaşları zorlayacaklar onu, "Bu işte medeniyet âlemidir!" diyecek, şu diyecek bu diyecek onu da mecbur edecek."Bu işte medeniyet âlemidir!" diyecek, şu diyecek bu diyecek onu da mecbur edecek. Ha bunlar olunca birbirimizden ayrılık olacak. Seni ben sevmeyeceğim, sende beni sevmeyeceksin.Ha bunlar olunca birbirimizden ayrılık olacak. Seni ben sevmeyeceğim, sende beni sevmeyeceksin. Sen ayrı yolda ben ayrı yolda.Sen ayrı yolda ben ayrı yolda. Demek ki İslâm'daki birlik vahdeti ne oluyor bu surette, parçalanmaya başlıyor.

Demek ki İslâm'daki birlik vahdeti ne oluyor bu surette, parçalanmaya başlıyor.

Kol işlemezse ne yapacak vücutona?

Ayak işlemezse ne yapsın vücut?

Kol işlemezse ne yapacak vücutona?

Ayak işlemezse ne yapsın vücut?

Mide bozuksa, işlemiyorsa ne olacak?

Çeşit parçalar var ya vücudumuzda.
Mide bozuksa, işlemiyorsa ne olacak?

Çeşit parçalar var ya vücudumuzda.
Kafan ne kadar sağlam olursa olsun elin işlemedikçe, ayağın işlemedikçe, miden işlemedikçe bozuktur.Kafan ne kadar sağlam olursa olsun elin işlemedikçe, ayağın işlemedikçe, miden işlemedikçe bozuktur. Kafan ne kadar bozuk olursa olsun ayakların sağlam olursa, vücudun sağlam olursa onun da hükmü yok.Kafan ne kadar bozuk olursa olsun ayakların sağlam olursa, vücudun sağlam olursa onun da hükmü yok. Şu sağlamlık bütün vücudun sağlamlığına bağlıdır. Şu sağlamlık bütün vücudun sağlamlığına bağlıdır.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2