Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

İmanın Şartları

Mehmed Zahid KOTKU


İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn. el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.

İ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullahİ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullah ve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellemve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâlehve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri. ve külle dalâletin fi'n-nâri. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl kâle; Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl kâle;

el-Îmânü en tü'mine billâhi ve'l-yevmi'l-âhiri ve'l-melâiketi ve'l-kitâbi el-Îmânü en tü'mine billâhi ve'l-yevmi'l-âhiri ve'l-melâiketi ve'l-kitâbi ve'n-nebiyyîne ve'l-mevti ve'l-hayâti ba'de'l-mevti ve tü'mine bi'l-cenneti ve'n-nebiyyîne ve'l-mevti ve'l-hayâti ba'de'l-mevti ve tü'mine bi'l-cenneti ve'n-nâri ve'l-hisâbi ve'l-mîzâni ve tü'mine bi'l-kaderi küllihî hayrihîve'n-nâri ve'l-hisâbi ve'l-mîzâni ve tü'mine bi'l-kaderi küllihî hayrihî ve şerrihî fe-izâ fe'alte zâlike fe-kad âmente. ve şerrihî fe-izâ fe'alte zâlike fe-kad âmente.

Ravâhü Ahmed ibni Hanbel ve'n-Nesâî an İbni Abbas, Ravâhü Ahmed ibni Hanbel ve'n-Nesâî an İbni Abbas, Ahmed ibni Hanbel an Ebî Âmir ev Ebî Mâlik, ve'n-Nesâî an Enes,Ahmed ibni Hanbel an Ebî Âmir ev Ebî Mâlik, ve'n-Nesâî an Enes, ve İbni Asâkir an Abdurrahman ibni Ğanem radıyallahu Teâlâ anhüm. ve İbni Asâkir an Abdurrahman ibni Ğanem radıyallahu Teâlâ anhüm.

İslam'ın kökü iman, iman olmayınca hiç bir şey yok. İslam'ın kökü iman, iman olmayınca hiç bir şey yok.

Bugün de Resûlü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bize imanı tarif ediyor. Bugün de Resûlü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bize imanı tarif ediyor.

İman nasıl olur ve nasıldır? Hepimiz lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah dedik miydiİman nasıl olur ve nasıldır?

Hepimiz lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah dedik miydi
mü'min olarak kendimizi sayıyoruz ve elhamdülillah mü'miniz.mü'min olarak kendimizi sayıyoruz ve elhamdülillah mü'miniz. Fakat Resûlü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in tarifi üzerine imanın tarifinde; Fakat Resûlü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in tarifi üzerine imanın tarifinde;

el-Îmânü en tü'mine billâhi. "Evvela Allah'a inanmak." [geliyor.] el-Îmânü en tü'mine billâhi. "Evvela Allah'a inanmak." [geliyor.]

Malum Allah'a inanmanın iki [sıfatla ilişkisi vardır].Malum Allah'a inanmanın iki [sıfatla ilişkisi vardır]. Cenâb-ı Hakk'ın iki sıfatı var: Zâtî ve Subûtî. Bu hayat, ilim, semî, basar, irâdet,Cenâb-ı Hakk'ın iki sıfatı var: Zâtî ve Subûtî. Bu hayat, ilim, semî, basar, irâdet, kudret, kelam, tekvin denilen bu [subûtî] sıfatları bilmek ve buna inanmak lazım. kudret, kelam, tekvin denilen bu [subûtî] sıfatları bilmek ve buna inanmak lazım.

Hayat denince bizdeki hayat gibi değil, bizim hayatımız muvakkat bir hayat, Hayat denince bizdeki hayat gibi değil, bizim hayatımız muvakkat bir hayat, O'nun bizi yaşatmasıyla yaşıyoruz. O bizi yaşatmazsa biz yaşayamayız.O'nun bizi yaşatmasıyla yaşıyoruz. O bizi yaşatmazsa biz yaşayamayız. Ama Allahu celle ve alâ'nın hayatı böyle değil. Ama Allahu celle ve alâ'nın hayatı böyle değil.

İlim, biz biliyoruz, kitapları okuyoruz, hocalarımızdan dinliyoruz bir malumat sahibi oluyoruz, İlim, biz biliyoruz, kitapları okuyoruz, hocalarımızdan dinliyoruz bir malumat sahibi oluyoruz, bilgi bizde öyle hasıl oluyor. bilgi bizde öyle hasıl oluyor. Halbuki Hazreti Allahu celle ve alâ'nın bilgisi böyle değil. Halbuki Hazreti Allahu celle ve alâ'nın bilgisi böyle değil.

İşitmemiz, işte kulaklarımızla oluyor. Kulaklarımızda bir arıza olsa İşitmemiz, işte kulaklarımızla oluyor. Kulaklarımızda bir arıza olsa işitemeyiz ve imkan da bulunmaz. işitemeyiz ve imkan da bulunmaz. Ama Cenâb-ı Hakk'ın işitmesi böyle kulakla değil. Ama Cenâb-ı Hakk'ın işitmesi böyle kulakla değil.

Görmek, tabii gözümüzle görüyoruz, gözümüzde bir arıza olsa göremeyiz.Görmek, tabii gözümüzle görüyoruz, gözümüzde bir arıza olsa göremeyiz. Ama Allahu Teâlâ'daki görme böyle değil. O bütün varlığını görüyor.Ama Allahu Teâlâ'daki görme böyle değil. O bütün varlığını görüyor. Birini görmesi diğerine de mani olmaz. Mesela şimdi dünya yuvarlak diyorlar,Birini görmesi diğerine de mani olmaz. Mesela şimdi dünya yuvarlak diyorlar, bir tarafı gece bir tarafı gündüz diyorlar.bir tarafı gece bir tarafı gündüz diyorlar. Biz ancak bu önümüzdekini görüyoruz,Biz ancak bu önümüzdekini görüyoruz, haydi yukarıya çıksak da bir tarafını görürüz, alt tarafını yine göremeyiz.haydi yukarıya çıksak da bir tarafını görürüz, alt tarafını yine göremeyiz. Ama Allahu celle ve alâ'nın görgüsü kâinatı muhît, her tarafını görür.Ama Allahu celle ve alâ'nın görgüsü kâinatı muhît, her tarafını görür. Öyle güneş gibi gündüzün bir zaman burada bir zamanda alt tarafta, öyle değil, Öyle güneş gibi gündüzün bir zaman burada bir zamanda alt tarafta, öyle değil, mekandan münezzeh. mekandan münezzeh.

Sonra yaratma, bak biz hiç bir şey yaratamayız.Sonra yaratma, bak biz hiç bir şey yaratamayız. Yapıyoruz ama hep yaptıklarımız şekilden ibaret ve cansız.Yapıyoruz ama hep yaptıklarımız şekilden ibaret ve cansız. Can verme imkanını bulamayız. Ancak canı Allahu celle ve alâ verir.Can verme imkanını bulamayız. Ancak canı Allahu celle ve alâ verir. Hem istediği gibi yaratır hem de istediğine istediği kadar can verir,Hem istediği gibi yaratır hem de istediğine istediği kadar can verir, o da bir muayyen zaman içindir. o da bir muayyen zaman içindir.

Sonra irâde ve kudret deniyor ki Cenâb-ı Hakk'ın kudreti. Sonra irâde ve kudret deniyor ki Cenâb-ı Hakk'ın kudreti. Bizim kudretimiz ancak onun verdiği kudret sayesinde bir parçacıktır yani, irademiz de öyledir.Bizim kudretimiz ancak onun verdiği kudret sayesinde bir parçacıktır yani, irademiz de öyledir. Onun verdiği bir irade ile bir iş yapabiliriz. İradesinin dışında yapamayız bunu. Onun verdiği bir irade ile bir iş yapabiliriz. İradesinin dışında yapamayız bunu. Kudretimiz de ancak o kadardır. Ama Cenâb-ı Hakk'ın kudreti? Kudretimiz de ancak o kadardır.

Ama Cenâb-ı Hakk'ın kudreti?

Bak akıl erdirebilir misin, şu kâinata bir bak, ne ucu var ne bucağı var. Bak akıl erdirebilir misin, şu kâinata bir bak, ne ucu var ne bucağı var. O ucu bucağı olmayan kâinatın içerisindeki bütün varlıkların sahibi O, hepsini O yarattı. O ucu bucağı olmayan kâinatın içerisindeki bütün varlıkların sahibi O, hepsini O yarattı.

Mesela şimdi aya gittiler öğrendiler, ay orada duruyor. Mesela şimdi aya gittiler öğrendiler, ay orada duruyor.

Ay duruyor ama nasıl duruyor o koca ay orada? E câzibe. Ay duruyor ama nasıl duruyor o koca ay orada?

E câzibe.

Hangi câzibe? Allahu Teâlâ'nın yarattığı bir nizam var,Hangi câzibe?

Allahu Teâlâ'nın yarattığı bir nizam var,
o nizamın dahilinde hepsi vazifesini yapmakta devam ediyorlar.o nizamın dahilinde hepsi vazifesini yapmakta devam ediyorlar. Bunlar kendiliğinden hiç birisi bir güç sahibi değildirler. Bunlar kendiliğinden hiç birisi bir güç sahibi değildirler.

Bu kocaman kâinatı yaratan ve bu kudreti, bu nizamı, Bu kocaman kâinatı yaratan ve bu kudreti, bu nizamı, bu intizamı veren hep Hazreti Allahu Teâlâ'dır. bu intizamı veren hep Hazreti Allahu Teâlâ'dır.

Mesela güneş, takvimlere kadar intikal etmiştir, filan dakikada doğar filan dakikada batar diyorlar.Mesela güneş, takvimlere kadar intikal etmiştir, filan dakikada doğar filan dakikada batar diyorlar. O kadar muntazam yani. Bu kaç bin senelerden beri hep aynı saat aynı dakikada...O kadar muntazam yani. Bu kaç bin senelerden beri hep aynı saat aynı dakikada... Ay da öyle, güneş de öyle, bütün yıldızların hareketleri de hep aynı intizam dahilindedir.Ay da öyle, güneş de öyle, bütün yıldızların hareketleri de hep aynı intizam dahilindedir. E bizim de irademiz var, intizamımız var ama günde bu kadar insan ölüyor,E bizim de irademiz var, intizamımız var ama günde bu kadar insan ölüyor, o ona çarpıyor o ona çarpıyor.o ona çarpıyor o ona çarpıyor. Gözümüzde var ama gözümüzün gördüğü irademize de sahip olmayarak Gözümüzde var ama gözümüzün gördüğü irademize de sahip olmayarak arabalarımızı biribirimizle çarptırıyoruz.arabalarımızı biribirimizle çarptırıyoruz. Demek eğer onlar böyle başıboş olsalar biribirine çarparaktan dünya altüst olur.Demek eğer onlar böyle başıboş olsalar biribirine çarparaktan dünya altüst olur. Ama o intizam ne kadar güzel, hiç dakikası şaşmadan herkes yerli yerinde gidip gelmekte. Ama o intizam ne kadar güzel, hiç dakikası şaşmadan herkes yerli yerinde gidip gelmekte.

Onun için Allahu Teâlâ'ya inanırsan bu sıfatlarına inanmak lazım. Onun için Allahu Teâlâ'ya inanırsan bu sıfatlarına inanmak lazım.

Sonra Allahu Teâlâ öyle bir Allah'tır ki, bugün bak evvelimiz var. Sonra Allahu Teâlâ öyle bir Allah'tır ki, bugün bak evvelimiz var. Şu kadar sene evvel dünyada yoktuk, ne zaman gideceğimizde belli değil.Şu kadar sene evvel dünyada yoktuk, ne zaman gideceğimizde belli değil. Birgün gelip dünyadan ayrılacağız kaybolacağız.Birgün gelip dünyadan ayrılacağız kaybolacağız. Ama Allahu Teâlâ'nın evveli yok böyle.Ama Allahu Teâlâ'nın evveli yok böyle. Ona biz evvel bulamayız, filan tarihten itibarendir diyemezsin. Son? Ona biz evvel bulamayız, filan tarihten itibarendir diyemezsin.

Son?

Son da bulamazsın. Ne evvelini bulabilirsin ne sonunu bulabilirsin. Son da bulamazsın. Ne evvelini bulabilirsin ne sonunu bulabilirsin. Allahu Teâlâ öyle bir Allah. Sonra Allahu celle ve alâ bir taneciktir, bir tane.Allahu Teâlâ öyle bir Allah.

Sonra Allahu celle ve alâ bir taneciktir, bir tane.
O hristiyanların teslisi gibi üç değil, bir. Bütün kuvvet, bütün kudret hepsi kendisinin. O hristiyanların teslisi gibi üç değil, bir. Bütün kuvvet, bütün kudret hepsi kendisinin.

Sonra benzeme denilen bir şey yoktur. Sonra benzeme denilen bir şey yoktur. Mesela insan bir şeyi hayallendirir hayalinde şöyledir böyledir derler, tarif edersin,Mesela insan bir şeyi hayallendirir hayalinde şöyledir böyledir derler, tarif edersin, ha o tarifi kafasında canlandırır, böyleymiş der.ha o tarifi kafasında canlandırır, böyleymiş der. Fakat Allahu Teâlâ ve Tekaddes hazretleri için böyle bir hayal tasavvuruna imkan yoktur, Fakat Allahu Teâlâ ve Tekaddes hazretleri için böyle bir hayal tasavvuruna imkan yoktur, hayalini tasavvur büyük günahtır.hayalini tasavvur büyük günahtır. Cenâb-ı Hak tasavvur olunmaz. Tasavvur edersen çünkü bir şey meydana getireceksin,Cenâb-ı Hak tasavvur olunmaz. Tasavvur edersen çünkü bir şey meydana getireceksin, bir canlı, bir heykel koyacaksın ki şuna benziyor diyeceksin,bir canlı, bir heykel koyacaksın ki şuna benziyor diyeceksin, nasıl aklında olursa.nasıl aklında olursa. Bunların hiç birisi Allahu Teâlâ'ya benzemez. Onların hepsinden Cenâb-ı Hak muarrâdır. Bunların hiç birisi Allahu Teâlâ'ya benzemez. Onların hepsinden Cenâb-ı Hak muarrâdır.

Sonra biz yemekle yaşarız, ekmekle yaşarız, havayla yaşarız, yere basmak ihtiyacındayız. Sonra biz yemekle yaşarız, ekmekle yaşarız, havayla yaşarız, yere basmak ihtiyacındayız. Basacak yerimiz olmazsa olmaz. Yemeden içmeden âri kalsak olmaz.Basacak yerimiz olmazsa olmaz. Yemeden içmeden âri kalsak olmaz. Hava teneffüs etmeden yaşayamayız.Hava teneffüs etmeden yaşayamayız. Ama Cenâb-ı Hak celle ve alâ'nın hayatı böyle bizim gibi şeylere bağlı değil, kâim bi-nefsihî; Ama Cenâb-ı Hak celle ve alâ'nın hayatı böyle bizim gibi şeylere bağlı değil, kâim bi-nefsihî; kendi nefsi ile kâimdir.kendi nefsi ile kâimdir. Onun için Allahu celle ve alâ dendiği vakitte öyle bir kuvvet kudret hatırına gelecek kiOnun için Allahu celle ve alâ dendiği vakitte öyle bir kuvvet kudret hatırına gelecek ki bütün şu kâinatın, varlıkların ve bu kadar mevcudatın sahibi.bütün şu kâinatın, varlıkların ve bu kadar mevcudatın sahibi. Yalnız insan değil ki, insanın hududu işte dört milyar filan diyorlar.Yalnız insan değil ki, insanın hududu işte dört milyar filan diyorlar. Fakat mahlukatın sayısını Allah'tan başka kimse bilmez.Fakat mahlukatın sayısını Allah'tan başka kimse bilmez. Mahlukatı yalnız görünen değil görünmeyen nice varlıkları da var Allahu Teâlâ'nın;Mahlukatı yalnız görünen değil görünmeyen nice varlıkları da var Allahu Teâlâ'nın; melekleri de onlardan bir kısımdır. melekleri de onlardan bir kısımdır.

Onun için Allah'a iman dendiği vakitte o Allahu Teâlâ'yı azametiyle, Onun için Allah'a iman dendiği vakitte o Allahu Teâlâ'yı azametiyle, artık gönlünde ne kadar büyütürsen o kadar büyüktür, O'nun karşısında ne kadar hürmet, artık gönlünde ne kadar büyütürsen o kadar büyüktür, O'nun karşısında ne kadar hürmet, ne kadar saygı, ne kadar tâzim yapabilirsen o kadar bahtiyar olursun. ne kadar saygı, ne kadar tâzim yapabilirsen o kadar bahtiyar olursun.

Bu Allahu Teâlâ'ya imanın arkasından; Ve'l-yevmi'l-âhiri. Bu Allahu Teâlâ'ya imanın arkasından;

Ve'l-yevmi'l-âhiri.

"Ben Allah'a inandım." Yetmez. İnandın inandın, pekala, inandın ama âhiret günü de var. "Ben Allah'a inandım."

Yetmez.

İnandın inandın, pekala, inandın ama âhiret günü de var.

Canım âhiret günü ne olacak, nedir o? Öleceğiz, öldükten sonra bir diriliş günü var. Canım âhiret günü ne olacak, nedir o?

Öleceğiz, öldükten sonra bir diriliş günü var.
O diriliş gününde toplanacağız, o toplantı günü, kıyamet dedikleri o gün, O diriliş gününde toplanacağız, o toplantı günü, kıyamet dedikleri o gün, ona âhiret günü diyorlar. ona âhiret günü diyorlar. Orada cennet cehennem, hesap kitap olacak, Orada cennet cehennem, hesap kitap olacak, herkes cennetlik cennete cehennemlik cehenneme ayrılacak. herkes cennetlik cennete cehennemlik cehenneme ayrılacak.

Ooo, biz dünyayı gezdik, dünyanın hiçbir tarafta böyle bir şey görmedik. Ooo, biz dünyayı gezdik, dünyanın hiçbir tarafta böyle bir şey görmedik. Bomboş bir yer, öyle biryer yok? Bomboş bir yer, öyle biryer yok?

Bu inanç değil, Allah'a inanmış sayılmaz bu adam.Bu inanç değil, Allah'a inanmış sayılmaz bu adam. İnsanın Allah'a inanması, aynı zamanda da bu âhirete inanması şart. İnsanın Allah'a inanması, aynı zamanda da bu âhirete inanması şart. Âhiret, öldükten sonra âhiret yoktur diyen insan mü'min sayılmaz. Âhiret, öldükten sonra âhiret yoktur diyen insan mü'min sayılmaz. Ne kadar ben Allah'a inanıyorum, Allah vardır,Ne kadar ben Allah'a inanıyorum, Allah vardır, aman O'na karşı saygım çoktur [dese de] o on para etmez. aman O'na karşı saygım çoktur [dese de] o on para etmez. Âhirete inanacak, âhirete inanmadıkça insan Allahu celle ve alâ'ya inanmış sayılmaz. Âhirete inanacak, âhirete inanmadıkça insan Allahu celle ve alâ'ya inanmış sayılmaz.

Bu âhireti nereden biliyoruz? Bilmiyoruz. Bu âhireti nereden biliyoruz?

Bilmiyoruz.
Cenâb-ı Hak diyor bunu, O'nun dediğine inanarak âhiretin varlığını hissediyoruz.Cenâb-ı Hak diyor bunu, O'nun dediğine inanarak âhiretin varlığını hissediyoruz. O dedi ki âhiret olacak, kıyamet olacak, insanlar benim huzurumda toplanacak,O dedi ki âhiret olacak, kıyamet olacak, insanlar benim huzurumda toplanacak, sonra onların kimisi cennete kimisi cehenneme gönderilecek.sonra onların kimisi cennete kimisi cehenneme gönderilecek. Buna inancımız var, bu gözle görünen bir şey değil. Buna inancımız var, bu gözle görünen bir şey değil.

Ama Allah'ımız dedi ki [kıyamet var.] Nerede diyor? Ama Allah'ımız dedi ki [kıyamet var.]

Nerede diyor?

Gönderdiği Kitâb-ı Azîmüşşân'da, Kur'ân-ı Azîmüşşân'da bunu böylece haber veriyor.Gönderdiği Kitâb-ı Azîmüşşân'da, Kur'ân-ı Azîmüşşân'da bunu böylece haber veriyor. Ve Resûl-i Ekrem'ini de miraca çıkardı ya. Ve Resûl-i Ekrem'ini de miraca çıkardı ya. Miraca çıkardığı vakitte de, bak, bu cehennem bu cennet diyerekten gösterdi. Miraca çıkardığı vakitte de, bak, bu cehennem bu cennet diyerekten gösterdi. O da geldi ben bunları da gördüm diyerekten bize haber verdi.O da geldi ben bunları da gördüm diyerekten bize haber verdi. Binâenaleyh Resûl-i Ekrem'den de duyduk ve Hazreti Allahu celle ve alâ'nın da Binâenaleyh Resûl-i Ekrem'den de duyduk ve Hazreti Allahu celle ve alâ'nın da emirleri mucibinde âhirete de inanmak mecburiyetindeyiz.emirleri mucibinde âhirete de inanmak mecburiyetindeyiz. Âhirete inanmadıkça insan Allah'a inanmış sayılmaz. Âhirete inanmadıkça insan Allah'a inanmış sayılmaz.

Bunun bir çok fevâidi var. Âhirete inanmazsa insan, Bunun bir çok fevâidi var. Âhirete inanmazsa insan, Allah'a inanır başka ama âhirete inanmıyor,Allah'a inanır başka ama âhirete inanmıyor, o zaman yani bir mesuliyet günü, bir hesap günü tanımıyor.o zaman yani bir mesuliyet günü, bir hesap günü tanımıyor. O insan için her yaptığı yanına kâr kalır. O insan için her yaptığı yanına kâr kalır. Her yaptığı yanına kârdır, yaşamanın sevdasındadır.Her yaptığı yanına kârdır, yaşamanın sevdasındadır. Canı nasıl isterse öyle yaşayacak ve o yaşamasına da kimsenin engel olmasını istemez.Canı nasıl isterse öyle yaşayacak ve o yaşamasına da kimsenin engel olmasını istemez. Canı nasıl isterse öyle yaşar. Senin hakkını tanımaz, ötekinin hakkını tanımaz.Canı nasıl isterse öyle yaşar. Senin hakkını tanımaz, ötekinin hakkını tanımaz. Kanun olmasa altüst eder ortalığı. Korkutuğu birşey varsa kanundandır. Kanun olmasa altüst eder ortalığı. Korkutuğu birşey varsa kanundandır. Beni de döverler, beni de hapsederler, beni de asarlar keserler,Beni de döverler, beni de hapsederler, beni de asarlar keserler, ondan korkaraktan bazı yapamadıkları vardır ama fırsat bulduğu vakitte her fenalığı yapar. ondan korkaraktan bazı yapamadıkları vardır ama fırsat bulduğu vakitte her fenalığı yapar.

Niçin? Mesuliyet yok. E her zamanda onun başında polis jandarma bir memur bulunmaz ya! Niçin?

Mesuliyet yok. E her zamanda onun başında polis jandarma bir memur bulunmaz ya!
İnsanın eline çok fırsatlar geçer. O fırsatlar zamanında da istediğini yapabilir insan. İnsanın eline çok fırsatlar geçer. O fırsatlar zamanında da istediğini yapabilir insan.

Neden? Mesuliyet yok, mesuliyet gününe inanmıyor. Neden?

Mesuliyet yok, mesuliyet gününe inanmıyor.
Mesuliyet günü ki âhiret dediğimiz o gün, ona inanmadığı için insanlar Mesuliyet günü ki âhiret dediğimiz o gün, ona inanmadığı için insanlar dünyada canavardan daha beter olurlar. dünyada canavardan daha beter olurlar.

Demek ki sen, gavurlar var ya işte bir şey olmuyor. Gavurlar da inanıyor âhirete. Demek ki sen, gavurlar var ya işte bir şey olmuyor. Gavurlar da inanıyor âhirete. Gavur da âhirete inanır. Her gavur, kitabı olan gavur âhiretin olacağına inanır; Gavur da âhirete inanır. Her gavur, kitabı olan gavur âhiretin olacağına inanır; Yahudi'si de inanır, Ermeni'si de inanır, Rum'u da inanır.Yahudi'si de inanır, Ermeni'si de inanır, Rum'u da inanır. Yani inanmayan gavurdan da beterdir. Bak şimdi burada çok iyi hitap var. Yani inanmayan gavurdan da beterdir. Bak şimdi burada çok iyi hitap var.

İnanmıyor? İnanmıyorsa gavurdan daha aşağıdadır. Çünkü gavurun da inancı var. İnanmıyor?

İnanmıyorsa gavurdan daha aşağıdadır. Çünkü gavurun da inancı var.
O da İncil'im var diyor, Tevrat'ım var diyor, Zebur'um var diyor. O da İncil'im var diyor, Tevrat'ım var diyor, Zebur'um var diyor. Zebur'u da, Tevrat'ı da, İncil'i de âhiretin varlığını söyler. Zebur'u da, Tevrat'ı da, İncil'i de âhiretin varlığını söyler. Onun için onların da inançları vardır. Onun için onların da inançları vardır.

Bu âhirete inanmakla beraber bunların önüne geçilmiş olur bir. Bu âhirete inanmakla beraber bunların önüne geçilmiş olur bir.

İkincisi bir de meleklerine inanmak mecburiyetindeyiz; ve'l-melâiketi diyor. İkincisi bir de meleklerine inanmak mecburiyetindeyiz; ve'l-melâiketi diyor.

Allahu Teâlâ'nın bir de melekleri vardır ki gözle görülmez elle tutulmaz, Allahu Teâlâ'nın bir de melekleri vardır ki gözle görülmez elle tutulmaz, sesleri sedâları da yoktur, öyle bir varlıktır bunlar.sesleri sedâları da yoktur, öyle bir varlıktır bunlar. O varlık, Allahu Teâlâ bizim menfaatimiz için yaratmıştır.O varlık, Allahu Teâlâ bizim menfaatimiz için yaratmıştır. Herkesin vücudunda sayısız derecede melek vardır.Herkesin vücudunda sayısız derecede melek vardır. O vazifeli melekler başka, günahlarımızı sevaplarımızı yazarlar, onlar ayrı.O vazifeli melekler başka, günahlarımızı sevaplarımızı yazarlar, onlar ayrı. Bir de gözümüzün muhafızı, ağzımızın muhafızı, burnumuzun muhafızı, Bir de gözümüzün muhafızı, ağzımızın muhafızı, burnumuzun muhafızı, kafamızın muhafızı, vücudumuzun muhafızı ve diğer azalarımızda işleri tanzim edenkafamızın muhafızı, vücudumuzun muhafızı ve diğer azalarımızda işleri tanzim eden sürülerle melekler vardır.sürülerle melekler vardır. Sürülerle melekler vardır, bunlar hep insan üzerinde vazifeli mahluklardır. Sürülerle melekler vardır, bunlar hep insan üzerinde vazifeli mahluklardır.

Bu mahlukları Allahu Teâlâ nurdan yaratmış. Bu mahlukları Allahu Teâlâ nurdan yaratmış. Nurdan yarattığı bu mahluklarda çok kuvvet de vardır.Nurdan yarattığı bu mahluklarda çok kuvvet de vardır. Ufacıktır görünmez fakat çok kuvvetleri vardır.Ufacıktır görünmez fakat çok kuvvetleri vardır. Mesela Lut gölü dediğimiz göl, orada Lut kavmi dedikleri bir âsî kavim türedi. Mesela Lut gölü dediğimiz göl, orada Lut kavmi dedikleri bir âsî kavim türedi. Bunlar lûtîlik denilen kötü huyla huylandılar ve bunların cezasıBunlar lûtîlik denilen kötü huyla huylandılar ve bunların cezası İbrahim aleyhisselam'ın zamanında oldu. İbrahim aleyhisselam'ın zamanında oldu. Cezasını vermek üzere Cenâb-ı Hak meleklerinden bir meleği yolladı,Cezasını vermek üzere Cenâb-ı Hak meleklerinden bir meleği yolladı, orasını toprağıyla beraber yukarıya kaldırıp tertemiz etti. orasını toprağıyla beraber yukarıya kaldırıp tertemiz etti. Bir meleğin kuvvetidir bu, yani gözle görülmeyen bir meleğin kuvveti tasavvur olunamayacak Bir meleğin kuvvetidir bu, yani gözle görülmeyen bir meleğin kuvveti tasavvur olunamayacak derecede geniştir. derecede geniştir. Melektir ama gözle de görülmez fakat hüneri, kuvveti çoktur. Melektir ama gözle de görülmez fakat hüneri, kuvveti çoktur.

Bunlar, sonra aynı zamanda kılığa kıyafete de girerler. Bunlar, sonra aynı zamanda kılığa kıyafete de girerler. İnsan kılığına da girer, her kılığa girebilir. İnsan kılığına da girer, her kılığa girebilir. Öyle bakarsın ki karşında güzel bir insan fakat senin gibi insan değil, Öyle bakarsın ki karşında güzel bir insan fakat senin gibi insan değil, insan sıfatına girmiş bir melek. insan sıfatına girmiş bir melek. Mesela Cebrail aleyhisselam Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in huzuruna ekseriyetle Mesela Cebrail aleyhisselam Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in huzuruna ekseriyetle Dıhyetü'l-Kelbî denilen bir sahabinin kılığında gelirdi, ki o sahâbî çok güzel, Dıhyetü'l-Kelbî denilen bir sahabinin kılığında gelirdi, ki o sahâbî çok güzel, endam itibariyle, yaratılış itibariyle güzel kılıklı bir adam, onun kılığında gelir endam itibariyle, yaratılış itibariyle güzel kılıklı bir adam, onun kılığında gelir Cenâb-ı Peygamber'e sorgular sorar, getirdiği vahiyleri verir ve giderdi. Cenâb-ı Peygamber'e sorgular sorar, getirdiği vahiyleri verir ve giderdi.

Onun için bu melâike dendiği vakitte bunlara da inanmak mecburiyetindeyiz. Onun için bu melâike dendiği vakitte bunlara da inanmak mecburiyetindeyiz.

E ben gözümle görmediğim bir şeye inanamam ki? E ben gözümle görmediğim bir şeye inanamam ki?

Hangi şeyini görüyorsun da inanacaksın? Aklını görüyor musun sen? Hangi şeyini görüyorsun da inanacaksın?

Aklını görüyor musun sen?

Aklını görüyor musun? Yoo!. Var mı aklın kabul edeceğimiz bir şeysi? Yok. Aklını görüyor musun?

Yoo!.

Var mı aklın kabul edeceğimiz bir şeysi?

Yok.

Ne ile anlıyoruz? Yaptığı işlerle anlıyoruz, bu adam akıllıdır veyahut akılsızdır. Ne ile anlıyoruz?

Yaptığı işlerle anlıyoruz, bu adam akıllıdır veyahut akılsızdır.
Yaptığı işe bakıyoruz işi akıllıysa, ha bu adam akıllı bir adam diyoruz.Yaptığı işe bakıyoruz işi akıllıysa, ha bu adam akıllı bir adam diyoruz. Deli ise, bu adamda akıl yok. aklı oradan anlıyoruz.Deli ise, bu adamda akıl yok. aklı oradan anlıyoruz. Yok aklın kendisini görebilecek bir gücümüz yok. Yok aklın kendisini görebilecek bir gücümüz yok.

Bu melekleri de biz ancak bunların yaptıkları işlerle görürüz, Bu melekleri de biz ancak bunların yaptıkları işlerle görürüz, yoksa kendilerini görmeye gücümüz yetmez.yoksa kendilerini görmeye gücümüz yetmez. Ama Cenâb-ı Allah celle ve alâ peygamberlerimize, bizim Peygamberimize bahusus,Ama Cenâb-ı Allah celle ve alâ peygamberlerimize, bizim Peygamberimize bahusus, onları şekilleriyle gösterdi. onları şekilleriyle gösterdi.

O gözle görülmeyen, bazı Cebrail aleyhisselam'ın gücünü bir kere gösterdiği vakitte O gözle görülmeyen, bazı Cebrail aleyhisselam'ın gücünü bir kere gösterdiği vakitte Allahu celle ve alâ, Cibril aleyhisselam kanatlarını açmış şark ile garp arasını tamamıyla doldurmuş.Allahu celle ve alâ, Cibril aleyhisselam kanatlarını açmış şark ile garp arasını tamamıyla doldurmuş. Tamamıyla doldurmuş olduğu halde o kadar heybetiyle.Tamamıyla doldurmuş olduğu halde o kadar heybetiyle. Halbuki [Peygamberimiz] Hira dağındayken ona vahiy geldi bize,Halbuki [Peygamberimiz] Hira dağındayken ona vahiy geldi bize, ikra' şeysini [âyetini] okuyunca onu bir insan olarak böyle kucakladı ve sıktı. ikra' şeysini [âyetini] okuyunca onu bir insan olarak böyle kucakladı ve sıktı.

Demek ki meleklere Cenâb-ı Hak gözle görülmedikleri halde kendilerine müthiş kuvvetler vermiştir. Demek ki meleklere Cenâb-ı Hak gözle görülmedikleri halde kendilerine müthiş kuvvetler vermiştir. Miraca da götürürken önlerinde delil olarak gidenler onlardı. Miraca da götürürken önlerinde delil olarak gidenler onlardı.

Binâenaleyh meleklere de inanmak mecburiyetindeyiz. Binâenaleyh meleklere de inanmak mecburiyetindeyiz. Meleğe inanmayan insanın Allah'a imanı iman sayılmaz,Meleğe inanmayan insanın Allah'a imanı iman sayılmaz, ne kadar da inandım dese de para etmez. ne kadar da inandım dese de para etmez.

Buna bir misal olaraktan da Allahu Teâlâ'nın melekleri de o kadar çoktur ki Buna bir misal olaraktan da Allahu Teâlâ'nın melekleri de o kadar çoktur ki sayısını kendinden başka kimse bilmez. sayısını kendinden başka kimse bilmez. Yalnız dört tane büyüğünü bize söylerler: Azrail, Cebrail, Mikail, İsrafil diyerekten.Yalnız dört tane büyüğünü bize söylerler: Azrail, Cebrail, Mikail, İsrafil diyerekten. Bu dört tanesi büyükleridir. Diğerleri hudutsuz, sayısız,Bu dört tanesi büyükleridir. Diğerleri hudutsuz, sayısız, Allah'tan başka sayılarını kimse bilmez, o kadar çok.Allah'tan başka sayılarını kimse bilmez, o kadar çok. Ömürleri de, bizim gibi tükenmez. Ömürleri de bizim gibi bir şey olursa ölsünler, onlarda bu da yok.Ömürleri de, bizim gibi tükenmez. Ömürleri de bizim gibi bir şey olursa ölsünler, onlarda bu da yok. Çoğalmaları da bir acaip âlem. Bu tespihlerle, yaptığımız tespihlerle onların adetleri çok artar. Çoğalmaları da bir acaip âlem. Bu tespihlerle, yaptığımız tespihlerle onların adetleri çok artar.

Bu meleklere inanmamak demek bir budalalıktan ibarettir. Bu meleklere inanmamak demek bir budalalıktan ibarettir. Şimdi bize mikrop dediler, kolera mikrobu adını koydular neyse. Şimdi bize mikrop dediler, kolera mikrobu adını koydular neyse.

Göz ile görülür mü, görebilir miyiz? Göremeyiz. Elimizle tutabilir miyiz? Göz ile görülür mü, görebilir miyiz?

Göremeyiz.

Elimizle tutabilir miyiz?

Tutamayız. Ne kadar? Çok ufak efendim. Ancak nasıl görürsün? Tutamayız.

Ne kadar?

Çok ufak efendim.

Ancak nasıl görürsün?

Bir o mikroskoplar var onlarla kimisi 10 bin, kimisi 20 bin,Bir o mikroskoplar var onlarla kimisi 10 bin, kimisi 20 bin, kimisi 50 bin, kimisi 100 bin defa büyütülebilir de ancak ondan sonra hayal meyal görürüz.kimisi 50 bin, kimisi 100 bin defa büyütülebilir de ancak ondan sonra hayal meyal görürüz. Gördüğümüz şey hayal meyal. Ancak 40, 50, 100 bin defa büyütüldükten sonra görülebilenGördüğümüz şey hayal meyal. Ancak 40, 50, 100 bin defa büyütüldükten sonra görülebilen çok ufacık birşey.çok ufacık birşey. Ama bugün işte o ufacık şey insanın canına okuyor.Ama bugün işte o ufacık şey insanın canına okuyor. İnsanın canına okuyan ve insanı aciz durumda bırakan ufak, gözle görülmeyen bir mahluktur. İnsanın canına okuyan ve insanı aciz durumda bırakan ufak, gözle görülmeyen bir mahluktur.

Bu, Allah'ın gözle göremediğimiz bu mahlukuna inanıyoruz da Bu, Allah'ın gözle göremediğimiz bu mahlukuna inanıyoruz da Allahu Teâlâ'nın melekleri vardır dediğimiz vakitte onun karşısında tereddüt etmek Allahu Teâlâ'nın melekleri vardır dediğimiz vakitte onun karşısında tereddüt etmek şaşkınlıktan başka bir şey değildir. şaşkınlıktan başka bir şey değildir.

Allahu Teâlâ'nın öyle melekleri de vardır ki işte mikroplar görülmediği gibi onlar da görülmezler. Allahu Teâlâ'nın öyle melekleri de vardır ki işte mikroplar görülmediği gibi onlar da görülmezler. Fakat mikrobun zararı gibi onlar zararlı değildir onlar hep hayır işlerinde kullanılır. Fakat mikrobun zararı gibi onlar zararlı değildir onlar hep hayır işlerinde kullanılır.

Bu meleklere de inanmak mecburiyetindeyiz. Onun için namazlarınızı evlerinizde, Bu meleklere de inanmak mecburiyetindeyiz. Onun için namazlarınızı evlerinizde, bahusus gece, gece namazlarınızı evlerinizde kılarken namazlarınızı sesli okuyaraktan kılın, bahusus gece, gece namazlarınızı evlerinizde kılarken namazlarınızı sesli okuyaraktan kılın, âşikar okuyarak kılınız namazlarınızı.âşikar okuyarak kılınız namazlarınızı. Çünkü sizin namazlarınızı kılarken melekleriniz de size iştirak eder.Çünkü sizin namazlarınızı kılarken melekleriniz de size iştirak eder. Melekleriniz de size iştirak eder, meleklerin imamı olaraktan cemaat halinde yalnızsan daMelekleriniz de size iştirak eder, meleklerin imamı olaraktan cemaat halinde yalnızsan da o zaman onlar senin cemaatindir.o zaman onlar senin cemaatindir. Onlarla beraber namaz kılmış olursun bir. Onlarla beraber namaz kılmış olursun bir.

İkincisi, siz yine cehr ile Kur'an okuyunuz, bu melekler toplanır gelir oraya, geldiği vakitteİkincisi, siz yine cehr ile Kur'an okuyunuz, bu melekler toplanır gelir oraya, geldiği vakitte senin evinin etrafında o mikrop dediğimiz gözle görülmeyen insana,senin evinin etrafında o mikrop dediğimiz gözle görülmeyen insana, cin deriz o taife cin veya şeytan, onları da oradan cin deriz o taife cin veya şeytan, onları da oradan "Defolun buradan!" diyerekten kovarlar, o ev onların şerrinden de salim olur. "Defolun buradan!" diyerekten kovarlar, o ev onların şerrinden de salim olur.

Niçin? O okuduğun Kur'ân-ı Azîmüşşân'ın feyzine, melekler kokusuna yığılırlar Niçin?

O okuduğun Kur'ân-ı Azîmüşşân'ın feyzine, melekler kokusuna yığılırlar
bu yığıntıya şeytan dayanamaz oradan kaçar; nasıl ki ezan okunduğu vakitte kaçtığı gibi. bu yığıntıya şeytan dayanamaz oradan kaçar; nasıl ki ezan okunduğu vakitte kaçtığı gibi.

Onun için bu meleklere de iman etmek mecburiyetindeyiz. Onun için bu meleklere de iman etmek mecburiyetindeyiz. İman etmeyen insanın imanı iman sayılmaz. İman etmeyen insanın imanı iman sayılmaz.

O cahiller sözüdür ki ben gözümle görmediğim şeye nasıl inanayım canım? O cahiller sözüdür ki ben gözümle görmediğim şeye nasıl inanayım canım?

Onun için gusülhanelerde ve sair yerlerde edebe riayet etmek suretiyle ki Onun için gusülhanelerde ve sair yerlerde edebe riayet etmek suretiyle ki orada sizin melekleriniz de vardır. orada sizin melekleriniz de vardır. Soyunursunuz ama göbekten aşağısını da açmayınız ki o melekler sizden kaçarlar sonra.Soyunursunuz ama göbekten aşağısını da açmayınız ki o melekler sizden kaçarlar sonra. Gusülhaneleriniz dar ise bir müsade edilmiş ama yine peştamal ile oturmakGusülhaneleriniz dar ise bir müsade edilmiş ama yine peştamal ile oturmak ve yıkanmak daha evladır. ve yıkanmak daha evladır.

Bu meleklere inandığımız gibi bir de kitaplarına inanmak mecburiyetindeyiz.Bu meleklere inandığımız gibi bir de kitaplarına inanmak mecburiyetindeyiz. O kitaplardan en sonu bizim kitabımız Kur'ân-ı Azîmüşşân'dır.O kitaplardan en sonu bizim kitabımız Kur'ân-ı Azîmüşşân'dır. Kur'ân-ı Azîmüşşân'ın içinde neler varsa hepsi Allahu celle ve alâ'nın buyruğudur. Kur'ân-ı Azîmüşşân'ın içinde neler varsa hepsi Allahu celle ve alâ'nın buyruğudur.

Şimdi bazı gafil ve cahillerin dediği gibi, "O o devre ait idi." Şimdi bazı gafil ve cahillerin dediği gibi, "O o devre ait idi." O o devre ait idi, peygamberin devri cahiliyet devri idi, kimse bir şey bilmiyordu.O o devre ait idi, peygamberin devri cahiliyet devri idi, kimse bir şey bilmiyordu. O zamanki insanlara idi demek kadar büyük bir küfür olamaz.O zamanki insanlara idi demek kadar büyük bir küfür olamaz. Çünkü Allahu Teâlâ'nın kitabı kıyamete kadar bâkidir.Çünkü Allahu Teâlâ'nın kitabı kıyamete kadar bâkidir. Binâenaleyh Kur'ân-ı Azîmüşşân kıyamete kadar gelecek herkesin haline hareketine uygundur. Binâenaleyh Kur'ân-ı Azîmüşşân kıyamete kadar gelecek herkesin haline hareketine uygundur. "Bu o güne ait idi" demek onu inkardan başka bir şey değil. "Bu o güne ait idi" demek onu inkardan başka bir şey değil. Kur'an'ı inkar eden Allah'ı da inkar etmiş olur. Kur'an'ı inkar eden Allah'ı da inkar etmiş olur.

Kitaplar 104 tane, dört tanesi büyük kitap. Bu kitaplar tabii peyderpey gelmiş.Kitaplar 104 tane, dört tanesi büyük kitap. Bu kitaplar tabii peyderpey gelmiş. İlk evvel Adem aleyhisselam'a suhuf olarak. İlk evvel Adem aleyhisselam'a suhuf olarak. Adem aleyhisselam yalnız tabii. Zürriyetine de söyledi. Adem aleyhisselam yalnız tabii. Zürriyetine de söyledi. Zürriyetine o sayfalar kafi geldi. Sonra gele gele Nuh aleyhisselam'a geldi,Zürriyetine o sayfalar kafi geldi. Sonra gele gele Nuh aleyhisselam'a geldi, Musa aleyhisselam'a geldi, İsa aleyhisselam'a geldi devir.Musa aleyhisselam'a geldi, İsa aleyhisselam'a geldi devir. Şimdi de devir bizim Peygamberimize geldi. Onların devirlerinde de işte Tevrat, Zebur, İncil geldi, Şimdi de devir bizim Peygamberimize geldi. Onların devirlerinde de işte Tevrat, Zebur, İncil geldi, fakat [bu kitaplar o peygamberlerin] devirlerine mahsus idi. fakat [bu kitaplar o peygamberlerin] devirlerine mahsus idi. Çünkü onlardan sonra gelen peygamberler, mesela Zebur'dan sonra Tevrat gelince,Çünkü onlardan sonra gelen peygamberler, mesela Zebur'dan sonra Tevrat gelince, Zebur'un hükmü kalktı, Tevrat'ın hükmü hakim oldu.Zebur'un hükmü kalktı, Tevrat'ın hükmü hakim oldu. Tevrat'tan sonra İncil geldi, Tevrat'ın hükmü kalktı İncil'in hükmü geldi.Tevrat'tan sonra İncil geldi, Tevrat'ın hükmü kalktı İncil'in hükmü geldi. İncil'den sonra Kur'an geldi, o hepsinin hükmünü iptal etti ancak kendisi kaldı. İncil'den sonra Kur'an geldi, o hepsinin hükmünü iptal etti ancak kendisi kaldı. Binâenaleyh Kur'ân-ı Azîmüşşân'ın hükmü kıyamete kadar bâkidir.Binâenaleyh Kur'ân-ı Azîmüşşân'ın hükmü kıyamete kadar bâkidir. Kıyamete kadar bâkidir, onun için "o zamana ait" demek kadar büyük günah ve küfür olamaz. Kıyamete kadar bâkidir, onun için "o zamana ait" demek kadar büyük günah ve küfür olamaz.

[Ve'n-nebiyyîne.] Sonra bu nebîler ki onlara da iman etmek mecburiyetindeyiz. [Ve'n-nebiyyîne.] Sonra bu nebîler ki onlara da iman etmek mecburiyetindeyiz. Âdem aleyhisselam'dan zamanımıza kadar Cenâb-ı Hak bu insanları irşad etmek üzere münevver olan,Âdem aleyhisselam'dan zamanımıza kadar Cenâb-ı Hak bu insanları irşad etmek üzere münevver olan, kendi tarafından kuvvetlendirilmiş, kudretlendirilmiş, güçlendirilmiş, kendi tarafından kuvvetlendirilmiş, kudretlendirilmiş, güçlendirilmiş, muhafaza edilmiş kişiler vardır ki biz bunlara peygamber diyoruz. muhafaza edilmiş kişiler vardır ki biz bunlara peygamber diyoruz. Bunlar günahtan masumdurlar, günah işlemezler. Tebliğ tarafıyla teyit olunmuşlardır.Bunlar günahtan masumdurlar, günah işlemezler. Tebliğ tarafıyla teyit olunmuşlardır. Ellerinde mucizeleri vardır, peygamberliklerini ispat ederler. Ellerinde mucizeleri vardır, peygamberliklerini ispat ederler. Bu ispatları dolayısıyla bunların sayısını bilmeye hakkımız yok, aklımız da yok, Bu ispatları dolayısıyla bunların sayısını bilmeye hakkımız yok, aklımız da yok, sayısını ancak Allah bilir. sayısını ancak Allah bilir. Bazen 124 bin demişler, bazen 200 bin demişler fakat biz bunların ne kadar olduğunu bilmeyiz. Bazen 124 bin demişler, bazen 200 bin demişler fakat biz bunların ne kadar olduğunu bilmeyiz. Yalnız 28 tanesinden 25 tanesinin peygamber olduğunaYalnız 28 tanesinden 25 tanesinin peygamber olduğuna üç tanesinde ihtilaf olduğuna dair bir eserimiz vardır,üç tanesinde ihtilaf olduğuna dair bir eserimiz vardır, bunlar büyük peygamberlerdir ama küçükleri sayısız. bunlar büyük peygamberlerdir ama küçükleri sayısız. Binâenaleyh bunlara da iman etmek mecburiyetindeyiz.Binâenaleyh bunlara da iman etmek mecburiyetindeyiz. Peygambere inanmayan Allah'a inanmış sayılmaz. Peygambere inanmayan Allah'a inanmış sayılmaz.

Mesela lâ ilâhe illallah dedikten sonra Muhammedün Resûlullah demedikçe iman iman olmaz. Mesela lâ ilâhe illallah dedikten sonra Muhammedün Resûlullah demedikçe iman iman olmaz. Bazı kitaplarda vardır ki bir insan lâ ilâhe illallah deyince müslüman olur der. Bazı kitaplarda vardır ki bir insan lâ ilâhe illallah deyince müslüman olur der. Der ama onun altında Muhammedün Resûlullah saklıdır.Der ama onun altında Muhammedün Resûlullah saklıdır. Yani lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah demedikçe insan müslüman olamaz,Yani lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah demedikçe insan müslüman olamaz, iman sahibi olamaz.iman sahibi olamaz. İman sahibi olmak için Allahu Teâlâ ile beraber, bir de onun peygamberi âhir zaman olan İman sahibi olmak için Allahu Teâlâ ile beraber, bir de onun peygamberi âhir zaman olan Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem'i tasdik etmesi, kabul etmesi lazım.Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem'i tasdik etmesi, kabul etmesi lazım. Hatta bazı kaynaklarda söylenir ki peygamberin ismini bilmeyen de yine müslüman sayılmaz der.Hatta bazı kaynaklarda söylenir ki peygamberin ismini bilmeyen de yine müslüman sayılmaz der. Peygamberinin ismini, babasının ismini bilmek de mecburiyetindedir insan. Peygamberinin ismini, babasının ismini bilmek de mecburiyetindedir insan.

Hatta şu kadar ki hepimizin bir ana babası bir silsilesi vardır değil mi? Hatta şu kadar ki hepimizin bir ana babası bir silsilesi vardır değil mi?

Silsilemizden kaç tanesini tanırız? Hiçbirisini tanımayız. Silsilemizden kaç tanesini tanırız?

Hiçbirisini tanımayız.

Babamızı gördüysek onu biliyoruz bir de dedemizi gördüysek onu da biliriz. Babamızı gördüysek onu biliyoruz bir de dedemizi gördüysek onu da biliriz. Dedemizin babasını, babamızın dedesini, dedesinin dedesini hiç bilmiyoruz.Dedemizin babasını, babamızın dedesini, dedesinin dedesini hiç bilmiyoruz. Hele elinde birkaç şeceresi olan birkaç tanesini tanırsa gerisini tanımasına imkan yoktur. Hele elinde birkaç şeceresi olan birkaç tanesini tanırsa gerisini tanımasına imkan yoktur.

Ha bakınız şimdi tasavvuf kaidelerinde nispet denilen bir kaide var; insanın alakasının ta Ha bakınız şimdi tasavvuf kaidelerinde nispet denilen bir kaide var; insanın alakasının ta Resûlullah'a kadar giden şeceresini bilmesi lazım. Resûlullah'a kadar giden şeceresini bilmesi lazım.

Sen hangi silsiledensin yahu? Sıddîkî, Kadirî, Rufâî, bilmem neli? Sen hangi silsiledensin yahu?

Sıddîkî, Kadirî, Rufâî, bilmem neli?

Ha senin silsilen nereye kadar dayanıyor bakayım? Benim silsilem Hz. Ali'ye dayanır. Ha senin silsilen nereye kadar dayanıyor bakayım?

Benim silsilem Hz. Ali'ye dayanır.

Senin ki? Benim ki de Hz. Ebû Bekir'e dayanır. Say bakayım. Senin ki?

Benim ki de Hz. Ebû Bekir'e dayanır.

Say bakayım.

Sayman lazım. Bilemiyorsan sen daha ceddini tanımamışsın demektir, Sayman lazım. Bilemiyorsan sen daha ceddini tanımamışsın demektir, silsilene bağlanmamışsın demektir. Silsileni bilmek lazım. silsilene bağlanmamışsın demektir. Silsileni bilmek lazım. Bu silsilenin ruhlarına, oradan gelecek imdadı ilahiyeye ulaşmak lazım. Bu silsilenin ruhlarına, oradan gelecek imdadı ilahiyeye ulaşmak lazım. Bu da ancak silsileyi bilip onların ruhlarına göndereceğin Fatihalara bağlı. Bu da ancak silsileyi bilip onların ruhlarına göndereceğin Fatihalara bağlı.

Onun için nebilere inanmak mecburiyetindeyiz, onların sayısını Allah bilir. Onun için nebilere inanmak mecburiyetindeyiz, onların sayısını Allah bilir. Fakat en son peygamber Peygamberimiz âhir zamanFakat en son peygamber Peygamberimiz âhir zaman peygamberi Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem'dir.peygamberi Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem'dir. Ona imanımız, kitabımızın kıyamete kadar bâki oluşu.Ona imanımız, kitabımızın kıyamete kadar bâki oluşu. O âhir zaman peygamberidir, ondan sonra ne peygamber gelecek ne de kitap gelecektir. O âhir zaman peygamberidir, ondan sonra ne peygamber gelecek ne de kitap gelecektir. Onun için kitabımız, ahkamı kıyamete kadar gelecek tüm hayatımızınOnun için kitabımız, ahkamı kıyamete kadar gelecek tüm hayatımızın her ânı için dertlerimize devâ, hastalıklarımıza şifa, gönüllerimize safâdır. her ânı için dertlerimize devâ, hastalıklarımıza şifa, gönüllerimize safâdır.

Şimdi bunlara inandık; Allah'a bir, âhirete iki, meleklere üç,Şimdi bunlara inandık; Allah'a bir, âhirete iki, meleklere üç, kitaplara dört bir de peygamberlere beş. kitaplara dört bir de peygamberlere beş.

Yok daha bitmiyor. Ve'l mevt. E ona inanmamak mümkün değil çünkü görüyoruz Yok daha bitmiyor.

Ve'l mevt. E ona inanmamak mümkün değil çünkü görüyoruz
her gün önümüzden sedyeyle gidiyor. her gün önümüzden sedyeyle gidiyor.

Fakat ve'l-hayâte ba'de-l mevt. "Bir de öldükten sonra dirilişe inanmak var." Fakat ve'l-hayâte ba'de-l mevt. "Bir de öldükten sonra dirilişe inanmak var."

Ölmeye inanıyoruz ama ona inanmamak kabil değil, hepimizin gözünün önünde. Ölmeye inanıyoruz ama ona inanmamak kabil değil, hepimizin gözünün önünde. Fakat öldükten sonra dirilmek, ve'l-hayâte ba'de-l mevt diyor. Fakat öldükten sonra dirilmek, ve'l-hayâte ba'de-l mevt diyor. İşte bu imanın esaslarındandır ki öldükten sonra dirilmeye inanmak lazım. İşte bu imanın esaslarındandır ki öldükten sonra dirilmeye inanmak lazım. Öldükten sonra dirilmeye inanamayan insan lâ ilâhe illallah demiş sayılmaz, mü'min sayılmaz,Öldükten sonra dirilmeye inanamayan insan lâ ilâhe illallah demiş sayılmaz, mü'min sayılmaz, müslüman da sayılmaz. müslüman da sayılmaz.

Tabii bu ashabı kiramın zamanında Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bu davayı öne attı, Tabii bu ashabı kiramın zamanında Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bu davayı öne attı, "Allah'ın emri böyledir." dedi, insanlar öldükten sonra dirilecek. "Allah'ın emri böyledir." dedi, insanlar öldükten sonra dirilecek. Bugünkü hayatının mesuliyetini orada görecek. Bugünkü hayatının mesuliyetini orada görecek. Burada iyi ise iyilik kötü ise kötülük görecek. Biz mi dirileceğiz? Burada iyi ise iyilik kötü ise kötülük görecek.

Biz mi dirileceğiz?

Evet siz dirileceksiniz. "Nasıl olur?" dediler. Evet siz dirileceksiniz.

"Nasıl olur?" dediler.
"Biz öleceğiz, mezara konulacağız, orada çürüyeceğiz, toz toprak olacağız. "Biz öleceğiz, mezara konulacağız, orada çürüyeceğiz, toz toprak olacağız. Orası kim bilir bir vakit gelecek sürülecek, ekilecek,Orası kim bilir bir vakit gelecek sürülecek, ekilecek, çeşitli hallerle kemiklerimiz bir tarafa gidecek filan.çeşitli hallerle kemiklerimiz bir tarafa gidecek filan. Bu imkansız bir şeydir?" dediler. Bu imkansız bir şeydir?" dediler. O dağılan, çürüyen, yok olan ceset tekrar bir daha dirilsin deO dağılan, çürüyen, yok olan ceset tekrar bir daha dirilsin de Hz. Allah'ın karşısında cevap versin! Hz. Allah'ın karşısında cevap versin!

"O olmaz!" [dedi] inanmadı, inanamadı. "O olmaz!" [dedi] inanmadı, inanamadı.

Hatta bazıları, böyle kemik çürümüş, çürümeye yüz tutmuş kemikleri de Hatta bazıları, böyle kemik çürümüş, çürümeye yüz tutmuş kemikleri de ellerinde getirmişlerdi de; ellerinde getirmişlerdi de;

"Sen bunu mu diyorsun?" [diye gösterdiler.] Böyle ovalıyorlar, toz oluyor dökülüyor kemik. "Sen bunu mu diyorsun?" [diye gösterdiler.]

Böyle ovalıyorlar, toz oluyor dökülüyor kemik.

Bu kemik mi dirilecek? E bak toz oluyor bak, bu mu? Bu kemik mi dirilecek? E bak toz oluyor bak, bu mu?

Bu!.. Kur'ân-ı Azîmüşşân bunların hepsine güzel cevaplar veriyor.Bu!..

Kur'ân-ı Azîmüşşân bunların hepsine güzel cevaplar veriyor.
Habibim söyle ona; Kul yuhyîhellezî enşeehâ evvele merrah.Habibim söyle ona;

Kul yuhyîhellezî enşeehâ evvele merrah.
"Hiç yok iken seni yaratan Allahu celle ve alâ işte onu da yapacak." "Hiç yok iken seni yaratan Allahu celle ve alâ işte onu da yapacak."

Çünkü şimdi Allah'ı bilmek kolay bir şey değil. Allah'ı bilmek için insanın diyorlar ki; Çünkü şimdi Allah'ı bilmek kolay bir şey değil. Allah'ı bilmek için insanın diyorlar ki;

Men arefe nefsehû fe-kad arefe rabbehû.Men arefe nefsehû fe-kad arefe rabbehû. "Evvela nefsi bilmek lazım ki Allah'ı bilesin." diyorlar. "Evvela nefsi bilmek lazım ki Allah'ı bilesin." diyorlar.

Şimdi kendi hayatını şöyle gözünün önüne bir getir; Şimdi kendi hayatını şöyle gözünün önüne bir getir;

Nasıl oldu da sen böyle oldun? Neden yaratıldın? Nasıl oldu da sen böyle oldun?

Neden yaratıldın?

O kanlar, vücudunda olan şeyler nereden oluyor bunlar? O kanlar, vücudunda olan şeyler nereden oluyor bunlar?

Hepsi bu topraktan, yediğin içtiğin [şeylerden] geliyor. Hepsi bu topraktan, yediğin içtiğin [şeylerden] geliyor. Sen yiyorsun onu, ondan sonra şu vücudun büyüyor sonra oradan da nefsin türüyor.Sen yiyorsun onu, ondan sonra şu vücudun büyüyor sonra oradan da nefsin türüyor. E bu topraktan süzülerek böyle alınıp da böyle bu makinedeE bu topraktan süzülerek böyle alınıp da böyle bu makinede zürriyeti gözünün önünde devam ettiriyor Allahu celle ve alâ. zürriyeti gözünün önünde devam ettiriyor Allahu celle ve alâ. Gözümüzün önünde bu zürriyet topraktan süzülen hayat ile devam ediyor.Gözümüzün önünde bu zürriyet topraktan süzülen hayat ile devam ediyor. Halbuki o senin toprak dediğin bu hayat senin tabirinle güneşten kopmuş bir ateş parçası.Halbuki o senin toprak dediğin bu hayat senin tabirinle güneşten kopmuş bir ateş parçası. Güneşten kopmuş bir ateş parçası yanmış, ölmüş demek.Güneşten kopmuş bir ateş parçası yanmış, ölmüş demek. Yanmış, ölmüş, hayat kendisinden bitmiş. Hayat kendisinden bitmiş olan Yanmış, ölmüş, hayat kendisinden bitmiş. Hayat kendisinden bitmiş olan bir dünya hayatını Cenâb-ı Hak, kul yuhyîhellezî.bir dünya hayatını Cenâb-ı Hak, kul yuhyîhellezî. "Onu da ihya etti Cenâb-ı Hak." Nasıl ihya etti? Onun kudretinin sonu mu var? "Onu da ihya etti Cenâb-ı Hak."

Nasıl ihya etti?

Onun kudretinin sonu mu var?

O ölü toprağı, işte dağları da eritti toprak haline getirdi, ona can verdi, O ölü toprağı, işte dağları da eritti toprak haline getirdi, ona can verdi, bugün envai çeşit yediklerimiz, içtiklerimiz oradan bize aklımızın da ermediği derecede geliyor.bugün envai çeşit yediklerimiz, içtiklerimiz oradan bize aklımızın da ermediği derecede geliyor. Hatta o nebatçılar, o bir tane ufacık yaprağın, karpuz yiyorduk da geçen,Hatta o nebatçılar, o bir tane ufacık yaprağın, karpuz yiyorduk da geçen, karpuzun içinde o envai çeşit işte güzel, tatlı, kırmızı renk,karpuzun içinde o envai çeşit işte güzel, tatlı, kırmızı renk, içindeki çekirdek başka, kabuğundaki renk başka, kendisindeki tat ve kırmızılık başka.içindeki çekirdek başka, kabuğundaki renk başka, kendisindeki tat ve kırmızılık başka. Dedi ki oradaki bir nebatçı, bu ufacık bir üzerinde duran bir yaprağın mahsulüdür. Dedi ki oradaki bir nebatçı, bu ufacık bir üzerinde duran bir yaprağın mahsulüdür. Bu hüneri o yaprak yapar dedi. O yaprağın tesiriyle olurmuş o karpuz. Bu hüneri o yaprak yapar dedi. O yaprağın tesiriyle olurmuş o karpuz.

O yaprak niçin? Rençberler karpuzun köklerindeki yapraklarına basanlara kızarlar.O yaprak niçin?

Rençberler karpuzun köklerindeki yapraklarına basanlara kızarlar.
Çünkü o yapraklar basılınca ezilir, hayatları söner, tabiatıyla o karpuz da büyüyemez.Çünkü o yapraklar basılınca ezilir, hayatları söner, tabiatıyla o karpuz da büyüyemez. İşte o ufacık yaprak güneşten aldığı ziyayı, aydan aldığı şeyi, topraktan aldığı gıdayı İşte o ufacık yaprak güneşten aldığı ziyayı, aydan aldığı şeyi, topraktan aldığı gıdayı oraya vererekten o bizim güzel bostanlarımızı ağzımıza kadar getiriyor. oraya vererekten o bizim güzel bostanlarımızı ağzımıza kadar getiriyor.

Bu kudretin sahibi Hazreti Allahu celle ve alâ nefsimizi de, o karanlık bir yer,Bu kudretin sahibi Hazreti Allahu celle ve alâ nefsimizi de, o karanlık bir yer, ana rahmi diyoruz biz de. Ana rahmi denilen yer gözün görmediği kapkaranlık bir yer; ana rahmi diyoruz biz de. Ana rahmi denilen yer gözün görmediği kapkaranlık bir yer;

Yüsavviruküm fi'l-erhâmi keyfe yeşâü. "Orada istediği gibi onu tasvir ediyor." Yüsavviruküm fi'l-erhâmi keyfe yeşâü. "Orada istediği gibi onu tasvir ediyor."

Kimini erkek, kimisini kız, kimisini sakat, kimisini sağlam, kimisini beyaz, kimisini kara... Kimini erkek, kimisini kız, kimisini sakat, kimisini sağlam, kimisini beyaz, kimisini kara... kimsenin de işine karıştığı yok.kimsenin de işine karıştığı yok. Şu gözdeki cazibeler, kulaktaki o duyuş hareketleri, akıldaki seziş, feraset, tefekkür, ibret...Şu gözdeki cazibeler, kulaktaki o duyuş hareketleri, akıldaki seziş, feraset, tefekkür, ibret... bunların ne yeri bulunur ne kendisi görülür.bunların ne yeri bulunur ne kendisi görülür. Ama Allahu celle ve alâ bunların hepsini bize vermiştir. Ama Allahu celle ve alâ bunların hepsini bize vermiştir. Binâenaleyh bunları veren Allahu celle ve alâ bu hayatın arkasında,Binâenaleyh bunları veren Allahu celle ve alâ bu hayatın arkasında, toprakta çürüdükten sonra tekrar bizi ikinci bir hayata neşredecek. toprakta çürüdükten sonra tekrar bizi ikinci bir hayata neşredecek.

Nasıl neşredecek? Karışma orasına, yapacak olan O! O Allah'a eğer sen yapamaz diyorsan Nasıl neşredecek?

Karışma orasına, yapacak olan O! O Allah'a eğer sen yapamaz diyorsan
o Allah Allah değildir. Yapamıyor diyorsa Allah'a inanmamıştır.o Allah Allah değildir. Yapamıyor diyorsa Allah'a inanmamıştır. O Allah Allah değildir öyleyse. Allah dilediğin vakitte her şeyi yapan kudretin sahibi demektir.O Allah Allah değildir öyleyse. Allah dilediğin vakitte her şeyi yapan kudretin sahibi demektir. Öyle ki bu toprakta yok olduktan sonra tekrar sana bu hayatı veren kudretin sahibidir Allah. Öyle ki bu toprakta yok olduktan sonra tekrar sana bu hayatı veren kudretin sahibidir Allah.

Öyle dedik ya, Allah'a inanırken, kudreti var dedik. O kudreti nasıl? Hesapsız!.. Öyle dedik ya, Allah'a inanırken, kudreti var dedik.

O kudreti nasıl?

Hesapsız!..
Aklımız fikrimiz onun kudretini ölçecek durumda değil. Aklımız fikrimiz onun kudretini ölçecek durumda değil.

Bizde ki akıl ne kadar ki işte? Bir terazi aklı. Tomar ölçer mi? Bizde ki akıl ne kadar ki işte? Bir terazi aklı. Tomar ölçer mi?

Onun için meleklere de inandıktan sonra bir de ölmeye, öldükten sonra da dirilmeye inan. Onun için meleklere de inandıktan sonra bir de ölmeye, öldükten sonra da dirilmeye inan.

Vaktiyle Abdülhakim Efendi diye bir şeyh Efendi vardı.Vaktiyle Abdülhakim Efendi diye bir şeyh Efendi vardı. Arvasî.. Eyüp'te de tekkesi var ama şimdi kendisi Ankara'a da oturuyordu. Arvasî.. Eyüp'te de tekkesi var ama şimdi kendisi Ankara'a da oturuyordu. O zâtın bir gün dersinde bulundum da, dedi ki;O zâtın bir gün dersinde bulundum da, dedi ki; "Kur'ân-ı Azîmüşşân'ın 100 âyetten 90 tanesi âhirete aittir." "Kur'ân-ı Azîmüşşân'ın 100 âyetten 90 tanesi âhirete aittir." Doksan tane âyet hep âhireti bize tasvir eder, hatırlatır,Doksan tane âyet hep âhireti bize tasvir eder, hatırlatır, olacağını da çeşitli âyetler ispat eder. olacağını da çeşitli âyetler ispat eder.

Okuduğumuz Elham... Elhamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn errahmanirrahim mâliki yevmiddin. Okuduğumuz Elham... Elhamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn errahmanirrahim mâliki yevmiddin. Hemen üçüncü âyette karşımıza çıkıyor; "Din gününün sahibi, âhiret gününün sahibi." Hemen üçüncü âyette karşımıza çıkıyor; "Din gününün sahibi, âhiret gününün sahibi."

Âhiret günü, hayatın ikinci safhası. Asıl hayatta bu hayat değil,Âhiret günü, hayatın ikinci safhası. Asıl hayatta bu hayat değil, asıl hayat gözleri kapayıp mezara girdikten sonra başlayacak olan hayattır.asıl hayat gözleri kapayıp mezara girdikten sonra başlayacak olan hayattır. Onun için bu hayatın kıymetini bil ona hazırlan ki o hayat senin için ebedî bir hayat.Onun için bu hayatın kıymetini bil ona hazırlan ki o hayat senin için ebedî bir hayat. Onu burada kazanacaksın. Onun için; İzâ mâte'l-insân. "İnsan öldü mü." Onu burada kazanacaksın. Onun için;

İzâ mâte'l-insân. "İnsan öldü mü."
İnsan ölüyor mezara konuyor. Mezara kondu mu o ya cennetliktir ya cehennemliktir. İnsan ölüyor mezara konuyor. Mezara kondu mu o ya cennetliktir ya cehennemliktir. İnsanlar buradan iki şey üzerine gider. İnsanlar buradan iki şey üzerine gider. Bizim şu dememiz bu dememiz para etmez, onu Allah biliyor.Bizim şu dememiz bu dememiz para etmez, onu Allah biliyor. Oraya gitti, müslüman diyerekten namazını da kılarız, götürür oraya bırakırız. Oraya gitti, müslüman diyerekten namazını da kılarız, götürür oraya bırakırız. Ondan sonra onun işi Allah'a ait, seninki benimki para etmez. Ondan sonra onun işi Allah'a ait, seninki benimki para etmez.

Oraya gittikten sonra onun ameline göre ya cennet ya cehennem kapıları açılır. Oraya gittikten sonra onun ameline göre ya cennet ya cehennem kapıları açılır.

Canım mezardan cennete cehenneme kapı nasıl açılır? Canım mezardan cennete cehenneme kapı nasıl açılır?

Senin evinde televizyon var ya efendi! Görüyorsun televizyonu, Senin evinde televizyon var ya efendi! Görüyorsun televizyonu, orada Ankara'da oynuyor sen evinde seyrediyor musun televizyonu? orada Ankara'da oynuyor sen evinde seyrediyor musun televizyonu?

Pekala seyrediyoruz. Ankara neresi, burası neresi mesela? Pekala seyrediyoruz.

Ankara neresi, burası neresi mesela?

E ama nasıl geliyor o, görüyor musun gelirken de? E ama nasıl geliyor o, görüyor musun gelirken de?

Hiç bir şey de gördüğümüz yok ortada ama o camın içerisinde gösteriyor bize ki ha Hiç bir şey de gördüğümüz yok ortada ama o camın içerisinde gösteriyor bize ki ha o adam şunu söylüyor şunun hareketlerini de yapıyor aynen görüyorsun. o adam şunu söylüyor şunun hareketlerini de yapıyor aynen görüyorsun. İşte o mezar da tıpkı âhiretin bir nümunesi. İşte o mezar da tıpkı âhiretin bir nümunesi. O orada yattığı vakitte o önündeki televizyon âhireti önüne gelecek; cenneti de cehennemi de. O orada yattığı vakitte o önündeki televizyon âhireti önüne gelecek; cenneti de cehennemi de. O orada yatadursun, oradayken cennetliğe cennet misali karşısında televizyonu oynuyor, O orada yatadursun, oradayken cennetliğe cennet misali karşısında televizyonu oynuyor, öyle diyeyim artık. Bakacak ki ooo!... saraylar, köşkler, sulu bahçeler,öyle diyeyim artık. Bakacak ki ooo!... saraylar, köşkler, sulu bahçeler, o çiçekler, o hûrîler, o nehirler;o çiçekler, o hûrîler, o nehirler; kimisinden süt akar kimisinden bal akar. kimisinden süt akar kimisinden bal akar. Ooo, aman sulardaki tatlar, doyum olmaz. Ooo, aman sulardaki tatlar, doyum olmaz.

Bunlar, işte bunların hepsi senin, sana bahşolundu bunlar. Bunlar, işte bunların hepsi senin, sana bahşolundu bunlar. İşte bu adamın mezarı cennet bahçesi, sevinç içinde adam.İşte bu adamın mezarı cennet bahçesi, sevinç içinde adam. Oh ya Rabbi! Sana çok şükür! Elhamdülillah imanımı da kurtarmışım, Oh ya Rabbi! Sana çok şükür! Elhamdülillah imanımı da kurtarmışım, bak Cenâb-ı Hakk'ın şu lütuflarını da mazhar oluyorum ne demek bu! bak Cenâb-ı Hakk'ın şu lütuflarını da mazhar oluyorum ne demek bu!

Sevinç içerisinde kıyamete kadar bekler durur orada. Sevinç içerisinde kıyamete kadar bekler durur orada.

Maazallah, imansız olaraktan bunlara inanmıyor, "Hayattan sonra bir hayat daha olur mu?" Maazallah, imansız olaraktan bunlara inanmıyor, "Hayattan sonra bir hayat daha olur mu?" derken mezara o da girdiği vakitte karşıdaki televizyon, alevlerin içerisinde,derken mezara o da girdiği vakitte karşıdaki televizyon, alevlerin içerisinde, yılanların çıyanların içerisinde envâi çeşit zakkumlar, şeyler arasında "Ay!.." ödü patlıyor. yılanların çıyanların içerisinde envâi çeşit zakkumlar, şeyler arasında "Ay!.." ödü patlıyor.

Nasıl insan bazı rüyada korkar da ödü patlar, bunaltılar içerisinde kaçacak yer bulamaz.Nasıl insan bazı rüyada korkar da ödü patlar, bunaltılar içerisinde kaçacak yer bulamaz. Şimdi o mezarın içerisinde onu tasavvur edin siz ne bunaltılar içerisinde artık. Şimdi o mezarın içerisinde onu tasavvur edin siz ne bunaltılar içerisinde artık. Kan ter dediğin istediğin kadar. Fakat ne çıkacak yer var ne yalvaracak kimsesi var orada.Kan ter dediğin istediğin kadar. Fakat ne çıkacak yer var ne yalvaracak kimsesi var orada. Bu azabın içerisinde kıvranır, o zaman onun kabri cehennem çukurundan bir çukur olur. Bu azabın içerisinde kıvranır, o zaman onun kabri cehennem çukurundan bir çukur olur.

Bu hadis sahihtir, bir çok ravileriyle beraber rivayet olmuştur. Bu hadis sahihtir, bir çok ravileriyle beraber rivayet olmuştur.

İnsan öldükten sonra bu hal, hattâ. "Bu devam eder."İnsan öldükten sonra bu hal, hattâ. "Bu devam eder." Yevme'l-kıyâmeti. "Ta kıyamet kopuncaya kadar sürer." Ğuduvven ve aşiyyen. Yevme'l-kıyâmeti. "Ta kıyamet kopuncaya kadar sürer." Ğuduvven ve aşiyyen. "Sabah ve akşamda bu hal ona daima böyle gösterilir.""Sabah ve akşamda bu hal ona daima böyle gösterilir." Cennete cennetlik cehenneme de cehennemlik...Cennete cennetlik cehenneme de cehennemlik... Gözlerinin önünde artık bilâ mâni hepsini olduğu gibi seyreder, Gözlerinin önünde artık bilâ mâni hepsini olduğu gibi seyreder, yanacaksa yanar sevinecekse sevinir. yanacaksa yanar sevinecekse sevinir.

Onun için aziz kardeş! Bu hayatın kıymetini bil de bunu boşuna harcama. Onun için aziz kardeş! Bu hayatın kıymetini bil de bunu boşuna harcama.

Bu sabah bir hafız efendi burada bir Kur'an okudu da Kur'an'da diyor ki,Bu sabah bir hafız efendi burada bir Kur'an okudu da Kur'an'da diyor ki, o son âyetinde; Fe-lâ teğurrannekümü'l-hayâtü'd-dünyâ. o son âyetinde;

Fe-lâ teğurrannekümü'l-hayâtü'd-dünyâ.
"Hayatı dünya sizi aldatmasın." Bu hayat muvakkat, hani baban, hani deden? "Hayatı dünya sizi aldatmasın."

Bu hayat muvakkat, hani baban, hani deden?

Nasıl gittilerse, hani bu memleketin büyükleri, şunlar bunlar? Nasıl gittilerse, hani bu memleketin büyükleri, şunlar bunlar?

Nasıl hayatı bırakıp gittilerse muhakkak sen de bırakıp gidecek değil misin? Nasıl hayatı bırakıp gittilerse muhakkak sen de bırakıp gidecek değil misin?

O parana güvenme, malına güvenme, onlar da burada kalıyor. O parana güvenme, malına güvenme, onlar da burada kalıyor. Onların mesuliyeti senin üzerinde gideceksin. Onların mesuliyeti senin üzerinde gideceksin.

Yine sabahleyin hatırıma geldi de yine okudum,Yine sabahleyin hatırıma geldi de yine okudum, İskender Paşa'nın ruhuna da her gün okuyoruz. İskender Paşa'nın ruhuna da her gün okuyoruz. Canım ne bahtiyar adam bu! Beş yüz seneden beri ruhuna bak bu kadar cemaatin,Canım ne bahtiyar adam bu! Beş yüz seneden beri ruhuna bak bu kadar cemaatin, istersen sen bağışla istersen bağışlama, bizim sevaplarımızın hepsi, istersen sen bağışla istersen bağışlama, bizim sevaplarımızın hepsi, ne kadar sevap varsa, bu kazanılan sevapların hepsi İskender Paşa'nın ne kadar sevap varsa, bu kazanılan sevapların hepsi İskender Paşa'nın defterine otomatik kaydoluyor. defterine otomatik kaydoluyor. Sen istersen ruhuna de istersen deme.Sen istersen ruhuna de istersen deme. Hayırların hepsi hayırları yapanların defterlerine öyle otomatik geçer. Hayırların hepsi hayırları yapanların defterlerine öyle otomatik geçer.

Bizim de ne mutlu, bugünün büyüklerine de Allahu celle ve alâ hidayet versin deBizim de ne mutlu, bugünün büyüklerine de Allahu celle ve alâ hidayet versin de onlar da kendilerini böyle anacak eserler bıraksınlar. onlar da kendilerini böyle anacak eserler bıraksınlar.

Ne iyi, ne mutlu bu adamlara! Bu iyilikleri bırakanlara hayırları bırakanlara. Ne iyi, ne mutlu bu adamlara! Bu iyilikleri bırakanlara hayırları bırakanlara.

Onun için bize çok yazık, çok acıyorum. Onun için bize çok yazık, çok acıyorum. Şimdi bak burada ufacık bir şey yapmak istiyoruz bütün cemaati rahatsız ediyoruz, Şimdi bak burada ufacık bir şey yapmak istiyoruz bütün cemaati rahatsız ediyoruz, "Yardım yardım!.." diyoruz. Niçin? Bunu bir kişi de yapar, ne olacak?.. "Yardım yardım!.." diyoruz.

Niçin?

Bunu bir kişi de yapar, ne olacak?..

Koca koca apartmanlar yapabiliyor da insan şurada bir kapının şeyini yapamayacak mı? Koca koca apartmanlar yapabiliyor da insan şurada bir kapının şeyini yapamayacak mı?

Yapar ama nasip olmuyor ne yapalım! Yapar ama nasip olmuyor ne yapalım!

Ama hiç olmazsa hepimiz iştirak edersek, hepimize,Ama hiç olmazsa hepimiz iştirak edersek, hepimize, bir cami yaptıran adam ne sevap kazanıyorsa müşterekler de aynı sevabı kazanır. bir cami yaptıran adam ne sevap kazanıyorsa müşterekler de aynı sevabı kazanır. Demek Cenâb-ı Hakk'ın da bir lütfu var.Demek Cenâb-ı Hakk'ın da bir lütfu var. Sen de beş kuruş ver de sen de ona iştirak et, sen de o ortaklığa dahil ol, Sen de beş kuruş ver de sen de ona iştirak et, sen de o ortaklığa dahil ol, o sevaptan sen de istifade edersin diyerekten...o sevaptan sen de istifade edersin diyerekten... Binâenaleyh buna hep elbirliğiyle yardım etmemizi yine acizane söylememe de lüzum yok.Binâenaleyh buna hep elbirliğiyle yardım etmemizi yine acizane söylememe de lüzum yok. Çünkü eser gözünüzün önünde, bizim söylememiz fazla olur.Çünkü eser gözünüzün önünde, bizim söylememiz fazla olur. Elinizden geleni yapmanızı rica ederim. Şimdi bu öldükten sonraki hayat...Elinizden geleni yapmanızı rica ederim.

Şimdi bu öldükten sonraki hayat...
Bu hayat, bize öldükten sonra olacak hayat için hazırlanmayı vaat eder yani tembih eder; Bu hayat, bize öldükten sonra olacak hayat için hazırlanmayı vaat eder yani tembih eder; "Uyan, sen o hayat için hazırlan! "Uyan, sen o hayat için hazırlan! Senin o hayatın yani bu âhiretteki hayat için neler lazımsa [onu kazan.]Senin o hayatın yani bu âhiretteki hayat için neler lazımsa [onu kazan.] Cehenneme girmeyi kimse istemez. Onun için cenneti kazanmak için ne lazım? Cehenneme girmeyi kimse istemez.

Onun için cenneti kazanmak için ne lazım?

İman lazım. İmanın arkasından ameli salih. İman lazım. İmanın arkasından ameli salih. Onun için Kur'ân-ı Azîmüşşân'da her sûreyi okurken, her âyeti okurken, mesela,Onun için Kur'ân-ı Azîmüşşân'da her sûreyi okurken, her âyeti okurken, mesela, Ve'l-asrı. Ve'l'asrı inne'l-insâne le-fî husrin illellezîne âmenû. Ve'l-asrı.

Ve'l'asrı inne'l-insâne le-fî husrin illellezîne âmenû.
"Ancak iman edenlerle." Ve amilü's-sâlihâti. "Ameli salih işleyenler paçayı kurtarır." "Ancak iman edenlerle." Ve amilü's-sâlihâti. "Ameli salih işleyenler paçayı kurtarır."

İman edenler, imanın arkasından da ameli salih diyor. Yalnız imanda kalmamalı. İman edenler, imanın arkasından da ameli salih diyor. Yalnız imanda kalmamalı. İman, evet lâ ilahe illallah diyen cennete girecek ama ameli salih olmazsa o iman yaşamaz.İman, evet lâ ilahe illallah diyen cennete girecek ama ameli salih olmazsa o iman yaşamaz. İmanın da yaşamazı lazım. İmanın yaşaması onun muhafazası ile olur. İmanın da yaşamazı lazım. İmanın yaşaması onun muhafazası ile olur. Şu elektrik mesela, yanıyor ama camı olmazsa dışında hemen söner. E camı? Şu elektrik mesela, yanıyor ama camı olmazsa dışında hemen söner.

E camı?

Onun yanmasını temin ediyor. Mum, yanar ama "Püf!" dediğin vakitte söner. Onun yanmasını temin ediyor.

Mum, yanar ama "Püf!" dediğin vakitte söner.

Günahlar o imanı söndürür. Binâenaleyh günahlardan da korunmak lazım. Günahlar o imanı söndürür. Binâenaleyh günahlardan da korunmak lazım. Günahlardan korunmak için de bu öldükten sonraya inanmak lazım. Günahlardan korunmak için de bu öldükten sonraya inanmak lazım. Hayat asıl öldükten sonra başlayacak. Niçin? Bak bu hayatta ne kadar müşkilatlarımız var;Hayat asıl öldükten sonra başlayacak.

Niçin?

Bak bu hayatta ne kadar müşkilatlarımız var;
akşama ekmek parası lazım, eve kira parası lazım, araba parası lazım, akşama ekmek parası lazım, eve kira parası lazım, araba parası lazım, doktor parası lazım, şu para lazım bu para lazım.doktor parası lazım, şu para lazım bu para lazım. Devlete verilecek paralar lazım. Bir çok masraflarımız, ihtiyaçlarımız var.Devlete verilecek paralar lazım. Bir çok masraflarımız, ihtiyaçlarımız var. Herkeste bunu kolay temin edemez. Edemeyince daralır, sıkılır, bunalır...Herkeste bunu kolay temin edemez. Edemeyince daralır, sıkılır, bunalır... Kış önümüzde geliyor odun lazım, kömür lazım, hepsi bunlar tedariğe bağlı. Kış önümüzde geliyor odun lazım, kömür lazım, hepsi bunlar tedariğe bağlı.

Bakarsın başı ağrır, dişi ağrır, karnı ağrır, bacakları ağrır, Bakarsın başı ağrır, dişi ağrır, karnı ağrır, bacakları ağrır, şu hastalık bu hastalık bir rahat yüzü de insan görmez bakarsın. şu hastalık bu hastalık bir rahat yüzü de insan görmez bakarsın. Böyle ıstırap içerisinde, kaygı içerisinde birgün buradan çekilir gider Böyle ıstırap içerisinde, kaygı içerisinde birgün buradan çekilir gider ama âhiret hiç de böyle değil; ne hastalığı var, ne rahatsızlığı var,ama âhiret hiç de böyle değil; ne hastalığı var, ne rahatsızlığı var, ne ekmek yemek kaygısı var; sefa üstüne sefa, nimet üstüne nimet, ne ekmek yemek kaygısı var; sefa üstüne sefa, nimet üstüne nimet, güzellik üstüne güzellik, saadet üstüne saadet!.. güzellik üstüne güzellik, saadet üstüne saadet!..

Mesela cennete giderken paçayı kurtardık, mizandan geçtik,Mesela cennete giderken paçayı kurtardık, mizandan geçtik, "Haydi gir cennete." dediler cennete gidiyoruz. "Haydi gir cennete." dediler cennete gidiyoruz. Derken iki tane dere karşımıza çıkar, iki tane nehir. Birisine derler ki; Derken iki tane dere karşımıza çıkar, iki tane nehir. Birisine derler ki;

Bundan iç! Bundan güzel bir içeriz. İçimizdeki bütün dertler gider. Bundan iç!

Bundan güzel bir içeriz. İçimizdeki bütün dertler gider.
Bundan da yıkan derler. Ötekinde de bir yıkanırız, artık güzelliğimizi tarife dil yetmez.Bundan da yıkan derler. Ötekinde de bir yıkanırız, artık güzelliğimizi tarife dil yetmez. Melek desen değil, fakat o kadar güzel, öyle bir güzellik. Melek desen değil, fakat o kadar güzel, öyle bir güzellik. Dertsiz, hastalıksız, kaygısız, meşakkatsiz bir âlem... Dertsiz, hastalıksız, kaygısız, meşakkatsiz bir âlem...

Sonra her istediğin ayağında. Mesela burada bir bir elma istedin mi bakkala gitmek lazımSonra her istediğin ayağında. Mesela burada bir bir elma istedin mi bakkala gitmek lazım yahut birisini yollamak lazım.yahut birisini yollamak lazım. Orada istediğin dakika ağzının önünde, hangi çeşidinden istersen.Orada istediğin dakika ağzının önünde, hangi çeşidinden istersen. Hûrî hanımlarının güzelliğine doyum olmaz. Hûrî hanımlarının güzelliğine doyum olmaz. Sayıları hudutsuz, buradaki gibi bir iki değil, istediğin kadar. Sayıları hudutsuz, buradaki gibi bir iki değil, istediğin kadar. Arazi dersen, bu daracık yer gibi değil, herkesin gözünün görebildiğinden çok fazla;Arazi dersen, bu daracık yer gibi değil, herkesin gözünün görebildiğinden çok fazla; ormanı, bahçesi, envai çeşidi... ormanı, bahçesi, envai çeşidi... Fakat bu bahçelerin ağaçları burada yapılan tespihler olacak.Fakat bu bahçelerin ağaçları burada yapılan tespihler olacak. Burada tespihin ne kadarsa orada ağacın o kadar olacak. Burada tespihin ne kadarsa orada ağacın o kadar olacak.

Onun için Cenâb-ı Hak Kitâb-ı Azîmüşşân'ında yine sebbih diyerekten,Onun için Cenâb-ı Hak Kitâb-ı Azîmüşşân'ında yine sebbih diyerekten, sabahta ve akşama beni tespih edin diyerekten ayrıca da buyuruyor. sabahta ve akşama beni tespih edin diyerekten ayrıca da buyuruyor.

Tesbihata dilini alıştırmak, zikrullaha dilini alıştırmak,Tesbihata dilini alıştırmak, zikrullaha dilini alıştırmak, gününü şunun bunun dedikodusuyla vaktini geçireceğine Allah, Allah, Allah... gününü şunun bunun dedikodusuyla vaktini geçireceğine Allah, Allah, Allah... diyerekten vaktini geçir. diyerekten vaktini geçir. Lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah lâ ilâhe illallah... diyerekten vaktini geçir. Lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah lâ ilâhe illallah... diyerekten vaktini geçir. Onun için İmam Gazzâlî hazretleri diyor ki, "Allah'ın zikri evvela dilden başlar." diyor.Onun için İmam Gazzâlî hazretleri diyor ki, "Allah'ın zikri evvela dilden başlar." diyor. Dil bir kere lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah der, kalp ile tasdik eder iman girer.Dil bir kere lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah der, kalp ile tasdik eder iman girer. Ondan sonra daima tekrarlamak suretiyle; Ceddidû îmâneküm. "İmanınızı tazeleyin." Ondan sonra daima tekrarlamak suretiyle;

Ceddidû îmâneküm. "İmanınızı tazeleyin."

Ne ile? Lâ ilâhe illallah demekle. Ne ile?

Lâ ilâhe illallah demekle.

Niçin? Esvaplar eskiyor ya, [esvapların] eskidiği gibi imanlar da böyle zayıflar. Niçin?

Esvaplar eskiyor ya, [esvapların] eskidiği gibi imanlar da böyle zayıflar.
Onun takviyesi senin söyleyeceğin tevhitlere bağlı. Tevhidin ne kadar çoksa,Onun takviyesi senin söyleyeceğin tevhitlere bağlı. Tevhidin ne kadar çoksa, ameli salihin ne kadar çoksa imanın o kadar kuvvetli olur.ameli salihin ne kadar çoksa imanın o kadar kuvvetli olur. Onun için illellezîne âmenû ve amilü's-sâlihâti. İmanı takviye edecek ameli salihtir. Onun için illellezîne âmenû ve amilü's-sâlihâti. İmanı takviye edecek ameli salihtir. Ameli salihten mahrum kaldığın takdirde iman imanlıktan çıkıyor Allah esirgeye. Ameli salihten mahrum kaldığın takdirde iman imanlıktan çıkıyor Allah esirgeye. Ondan sonra ne dediğini bilmezsin ne söylediğini de bilmezsin. Ondan sonra ne dediğini bilmezsin ne söylediğini de bilmezsin.

Ameli salihler namaz, oruç, zekat, hac, yapılan bütün hayırlar, tevhitler, tespihler, Ameli salihler namaz, oruç, zekat, hac, yapılan bütün hayırlar, tevhitler, tespihler, Kur'an'lar... bunlar hep ameli salihin içerisindedir, sayısı da çok. Kur'an'lar... bunlar hep ameli salihin içerisindedir, sayısı da çok.

Sonra? Eh tevhid getirdik, öldükten sonra dirileceğimize de inandım. İnandıysan; Sonra?

Eh tevhid getirdik, öldükten sonra dirileceğimize de inandım. İnandıysan;

Ve tü'mine bi'l-cenneti ve'n-nâri ve'l-hisâbi.Ve tü'mine bi'l-cenneti ve'n-nâri ve'l-hisâbi. "Öyleyse cennete de iman edeceksin, cehenneme de iman edeceksin, "Öyleyse cennete de iman edeceksin, cehenneme de iman edeceksin, hesaba da iman edeceksin." hesaba da iman edeceksin."

"Ben o günün hesabına inanmıyorum." dersen mü'min olamazsın. "Ben o günün hesabına inanmıyorum." dersen mü'min olamazsın. "Cennet de cehennem de bunlar şeydir,"Cennet de cehennem de bunlar şeydir, bir tehditdir, böyle bir şey yoktur." dedin miydi iman olmaz, mü'min sayılamazsın. bir tehditdir, böyle bir şey yoktur." dedin miydi iman olmaz, mü'min sayılamazsın.

Kur'an'ın manası lügaten neyse odur o. Kur'an'ın manası lügaten neyse odur o. Onu tevil etmek, o fasıkların ve kafirlerin işidir. Onu tevil etmek, o fasıkların ve kafirlerin işidir. Kur'an manası tevil olmaz, Kur'an'ın manası neyse odur o. Kur'an manası tevil olmaz, Kur'an'ın manası neyse odur o. Cennet mi diyor Cenâb-ı Hak, o cennettir. Cennet mi diyor Cenâb-ı Hak, o cennettir.

Canım o cennet dedikleri işte şu bahçelermiş bu bahçelermiş dünya da getiriyoruz. Canım o cennet dedikleri işte şu bahçelermiş bu bahçelermiş dünya da getiriyoruz.

Kim diyor? Birisi yazmış bir kitap, cennet demiş... Ya Allah akıl fikir versin yahu! Kim diyor?

Birisi yazmış bir kitap, cennet demiş...

Ya Allah akıl fikir versin yahu!

Diyanet reisliğinin başına da oturmuştu bu adam. Bir kitap yazmış, kitabında diyor ki, Diyanet reisliğinin başına da oturmuştu bu adam. Bir kitap yazmış, kitabında diyor ki,

Cennet mi istiyorsun sen? "İşte güzel bahçeler, bağlar... bunlar cennettir." diyor. Cennet mi istiyorsun sen?

"İşte güzel bahçeler, bağlar... bunlar cennettir." diyor.

Cehennem mi istiyorsun? "Yanardağlar." diyor. Allahümme salli ala Muhammed... Cehennem mi istiyorsun?

"Yanardağlar." diyor.

Allahümme salli ala Muhammed...

Bu adam da mektepten çıkmış, büyük bir makam sahibi de olmuş, Bu adam da mektepten çıkmış, büyük bir makam sahibi de olmuş, oraya da geçmiş oturmuş başa. oraya da geçmiş oturmuş başa. Bu böyle bir eser yazmış, doldurmuş.Bu böyle bir eser yazmış, doldurmuş. Birisi de methetti, aman dedi bir eseri var, getireyim de oku hocaefendi dedi.Birisi de methetti, aman dedi bir eseri var, getireyim de oku hocaefendi dedi. Bakayım bir dedim, baktım ki deli! Deli, akıllının işi değil.Bakayım bir dedim, baktım ki deli! Deli, akıllının işi değil. Cenneti dünyada tarif ediyor, güzel yerleri; cehennemi de dünyada tarif ediyor, yanardağları... Cenneti dünyada tarif ediyor, güzel yerleri; cehennemi de dünyada tarif ediyor, yanardağları... Kaç tane yanardağ vardır diyor, işte bunlarda cehennemin yeridir diyor. Kaç tane yanardağ vardır diyor, işte bunlarda cehennemin yeridir diyor.

Allah affetsin kusurlarımızı. Cennet cehennem âhirette, buradaki o güzellikler ayrı. Allah affetsin kusurlarımızı.

Cennet cehennem âhirette, buradaki o güzellikler ayrı.

Daha? Ve'l-mîzâni. Bu bir şey ama demişler, mizana da inancaksın. Mizan yani ölçü. Daha?

Ve'l-mîzâni. Bu bir şey ama demişler, mizana da inancaksın. Mizan yani ölçü.

Şuraya da dikkat edin ama, yani bir insan bu dünyada melek gibi hiç günahsız gitsin,Şuraya da dikkat edin ama, yani bir insan bu dünyada melek gibi hiç günahsız gitsin, peygamberler gibi hiç günahsız gitsin, bu olmaz.peygamberler gibi hiç günahsız gitsin, bu olmaz. Günahımız da olacak, sevabımız iyiliklerimiz de olacak.Günahımız da olacak, sevabımız iyiliklerimiz de olacak. Bu mizan onun için kurulmuştur ki sevabı mı çok bakalım günahı mı çok orada ölçülecek.Bu mizan onun için kurulmuştur ki sevabı mı çok bakalım günahı mı çok orada ölçülecek. Sevabı çok olursa kurtaracak paçayı. Sevabı çok olursa kurtaracak paçayı.

Fe-emmâ men sekulet mevâzînühû fe-hüve fî îşeti'r-râzıyetin. Fe-emmâ men sekulet mevâzînühû fe-hüve fî îşeti'r-râzıyetin.

Sevabı çoksa paçayı kurtaracak, günahı çoksa o da cehenneme gidecek. Sevabı çoksa paçayı kurtaracak, günahı çoksa o da cehenneme gidecek.

Ama Allah affeder mi? Takdir O'nun. Yani ölçü var, ölçü, sevap ve günah.Ama Allah affeder mi?

Takdir O'nun.

Yani ölçü var, ölçü, sevap ve günah.
İyiliği çoksa ne alâ, kötülüğü çoksa ne yazık! Orasını da biz bilmiyoruz, o da orada ölçülecek. İyiliği çoksa ne alâ, kötülüğü çoksa ne yazık! Orasını da biz bilmiyoruz, o da orada ölçülecek.

Binâenaleyh burada hepimiz hatadan salim olamayız. Binâenaleyh burada hepimiz hatadan salim olamayız. Hepimizin az çok çeşitli günahlarımız vardır.Hepimizin az çok çeşitli günahlarımız vardır. Başka bir kardeşte bir günah, bir kusur görürken evvela kendini bir yokla,Başka bir kardeşte bir günah, bir kusur görürken evvela kendini bir yokla, bakayım bunun bende neleri var acaba? Benim de buyum var, şuyum var şuyum var... bakayım bunun bende neleri var acaba? Benim de buyum var, şuyum var şuyum var...

Ooo, e ben kendimdekileri görmüyorum da o kardeşimdekileri niçin görüyorum? Ooo, e ben kendimdekileri görmüyorum da o kardeşimdekileri niçin görüyorum?

Onun için delil tutmak lazım. Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Onun için delil tutmak lazım. Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, "Bir mü'mini tahkir kadar büyük günah olmaz." demiş. "Bir mü'mini tahkir kadar büyük günah olmaz." demiş. Bir mü'mini tahkir etmen günah olaraktan sana yeter. Ama nasıl tahkir edersin? Bir mü'mini tahkir etmen günah olaraktan sana yeter.

Ama nasıl tahkir edersin?

Bir günahından dolayı tahkir edersin, beceriksizliğinden dolayı tahkir edersin,Bir günahından dolayı tahkir edersin, beceriksizliğinden dolayı tahkir edersin, fakirliğinden dolayı tahkir edersin, cahilliğinden dolayı edersin,fakirliğinden dolayı tahkir edersin, cahilliğinden dolayı edersin, edersin fakat hepsinin sahibi Allah celle ve alâ.edersin fakat hepsinin sahibi Allah celle ve alâ. Bunu iyi bilmek lazım. Şu ufacık gözle görülmeyen mikrobundan tut da,Bunu iyi bilmek lazım.

Şu ufacık gözle görülmeyen mikrobundan tut da,
gözle görülmeyen meleğinden tut da, o hududu olmayan varlıkları yaratangözle görülmeyen meleğinden tut da, o hududu olmayan varlıkları yaratan Allahu Teâlâ'nın methiyle yaratılmıştır her yarattığı.Allahu Teâlâ'nın methiyle yaratılmıştır her yarattığı. Her yarattığında bir hikmet vardır. İsteseydi hepimizi melek gibi yaratırdı,Her yarattığında bir hikmet vardır. İsteseydi hepimizi melek gibi yaratırdı, hepimiz biribirimize böyle candan kardeş gibi sarılırdık.hepimiz biribirimize böyle candan kardeş gibi sarılırdık. Gavur da yaratmazdı, hiç kavga gürültü de olmazdı, rahat rahat yaşardık.Gavur da yaratmazdı, hiç kavga gürültü de olmazdı, rahat rahat yaşardık. Ama hikmeti ilahîyeye muhalif, onun hikmeti böyle istiyor, böyle yaratmış. Ama hikmeti ilahîyeye muhalif, onun hikmeti böyle istiyor, böyle yaratmış.

Onun için hesaba da inanacağız, cennete de inanacağız, cehenneme de inanacağız bir de mizan,Onun için hesaba da inanacağız, cennete de inanacağız, cehenneme de inanacağız bir de mizan, ölçüye de inanacağız. ölçüye de inanacağız.

O gün amellerimiz ölçülecek. Şu kadar var ki, O gün amellerimiz ölçülecek. Şu kadar var ki,

Şimdi bunlar, meleklerimiz yazıyor bunları. Vücutlarımız bir tektir, ruhumuz da bir tektir. Şimdi bunlar, meleklerimiz yazıyor bunları. Vücutlarımız bir tektir, ruhumuz da bir tektir. Bunu şöyle anlatayım; içimizde bir ruh girdi ya, bizi canlı gezdiren bir şey var ya,Bunu şöyle anlatayım; içimizde bir ruh girdi ya, bizi canlı gezdiren bir şey var ya, ruh var, o bir tektir.ruh var, o bir tektir. Bütün hayatın safhalarının istinsahı oradadır. Bütün hayatın safhalarının istinsahı oradadır.

İnnâ künnâ nestensihu mâ küntüm ta'melûne.İnnâ künnâ nestensihu mâ küntüm ta'melûne. "Yaptığımız her şeyin kopyası oradadır." "Yaptığımız her şeyin kopyası oradadır."

Alıyor içeriye, aldıktan sonra ona eskimek yok. Alıyor içeriye, aldıktan sonra ona eskimek yok. Bizim teyplerden bir müddet sonra silinir gider. Bizim teyplerden bir müddet sonra silinir gider. Fakat bu Allahu Teâlâ'nın yaptığı teyp kıyamete kadar duracak.Fakat bu Allahu Teâlâ'nın yaptığı teyp kıyamete kadar duracak. Ceset çürüsün varsın orada, ruhun duruyor ya! Ceset çürüsün varsın orada, ruhun duruyor ya! O ruhun neler burada aldıysa onların hepsi onun içerisinde.O ruhun neler burada aldıysa onların hepsi onun içerisinde. Yarın o kıyamet gününde; İkra' kitâbeke kefâ bi-nefsike'l-yevme hasîbâ. Yarın o kıyamet gününde;

İkra' kitâbeke kefâ bi-nefsike'l-yevme hasîbâ.

Hesap cihetinden o gün senin defterin gözünün önüne verilecek, bakacaksın ki Hesap cihetinden o gün senin defterin gözünün önüne verilecek, bakacaksın ki yaptığın hareketler, sen unutmuş olsan bile, hepsi gözünün önünde. yaptığın hareketler, sen unutmuş olsan bile, hepsi gözünün önünde. Vay, hiçbir tane kaçak yok! Vay, hiçbir tane kaçak yok!

Onun için o kazanç günü, buradaki kazançların yarın orada senin karşına çıkacaktır,Onun için o kazanç günü, buradaki kazançların yarın orada senin karşına çıkacaktır, ona göre hesabını da denk almayı da tavsiye eder, buyurur. ona göre hesabını da denk almayı da tavsiye eder, buyurur.

Mizan. Tabii o gün terazinin bir gözüne konacak günahlarımız, Mizan. Tabii o gün terazinin bir gözüne konacak günahlarımız, diğer gözüne konacak sevaplar.diğer gözüne konacak sevaplar. Cenâb-ı Hakk'ın hikmeti... Bakacak ki günah çok, sevap az diyecek ki; Cenâb-ı Hakk'ın hikmeti... Bakacak ki günah çok, sevap az diyecek ki;

Yok mu bunun daha bir ameli? Yok mu bunun daha bir ameli?

Yok yâ Rabbi! Bizim bildiklerimiz işte bunlar, koyduk. Bakın şunun ağzına bir... Yok yâ Rabbi! Bizim bildiklerimiz işte bunlar, koyduk.

Bakın şunun ağzına bir...

Bakacaklar, ağzında bir lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah var. Bakacaklar, ağzında bir lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah var. Son nefeste ağzında kalmış melekler de onu yazmamış. Son nefeste ağzında kalmış melekler de onu yazmamış. Söyleyememiş, dışarı çıkaramamış ama içerde orada kalmış. Söyleyememiş, dışarı çıkaramamış ama içerde orada kalmış.

Onu da sayın bakalım. Onu da sayın bakalım.

O o kadar azametli ki terazinin öbür tarafına dünyayı da koysanız topuyla kaldırır. O o kadar azametli ki terazinin öbür tarafına dünyayı da koysanız topuyla kaldırır. O tevhid oraya kondu muydu hepsine ağır gelir. O tevhid oraya kondu muydu hepsine ağır gelir.

Tevhidin şeysine akıl ermez onun için onu dilinizden bırakmayın sakın. Tevhidin şeysine akıl ermez onun için onu dilinizden bırakmayın sakın. Onu daima vird edinin, gecede gündüzde hiç olmazsa her gün bin kere tekrar edin.Onu daima vird edinin, gecede gündüzde hiç olmazsa her gün bin kere tekrar edin. Hiç olmazsa her gün bin kere lâ ilâhe illallah de. On beş dakika eder. Hiç olmazsa her gün bin kere lâ ilâhe illallah de. On beş dakika eder.

Bunun hiç olmazsa beş yüzünü sabahleyin söylesen, beş yüzünü de yatarken söylesen, Bunun hiç olmazsa beş yüzünü sabahleyin söylesen, beş yüzünü de yatarken söylesen, yedi buçuk dakika çok mudur bir insana, ki âhiretin büyük nimetlerini kazandıracak. yedi buçuk dakika çok mudur bir insana, ki âhiretin büyük nimetlerini kazandıracak.

Aziz kardeş! Biliyorsun ki şu yerde bir deniz var, Aziz kardeş!

Biliyorsun ki şu yerde bir deniz var,
denizden buharlar uçuyor havaya, bulut olup yağmur olup geri geliyor bize.denizden buharlar uçuyor havaya, bulut olup yağmur olup geri geliyor bize. Bizler de nâim oluyoruz. Mevsimler döndükçe nasıl ki bu yerimize yağmur yağmazsa ne dereler akar,Bizler de nâim oluyoruz. Mevsimler döndükçe nasıl ki bu yerimize yağmur yağmazsa ne dereler akar, o büyük derelerin de [suyu] kurur.o büyük derelerin de [suyu] kurur. Büyük derelerin, nehirlerin, onlar da kurur çünkü arkası gelmiyor.Büyük derelerin, nehirlerin, onlar da kurur çünkü arkası gelmiyor. Gelmeyince kurur, denizlerin de kurur. Gelmeyince kurur, denizlerin de kurur.

Binâenaleyh demek ki bunlar beslenmeye muhtaç. İmanın da beslenmesi bu tevhitlerin tekrarı ile olur. Binâenaleyh demek ki bunlar beslenmeye muhtaç. İmanın da beslenmesi bu tevhitlerin tekrarı ile olur.

Onun için Cenâb-ı Peygamber buyurdu ki; Onun için Cenâb-ı Peygamber buyurdu ki;

İzâ merartüm bi-riyadı'l-cenneti ferte'û. "Ey benim ashabım! İzâ merartüm bi-riyadı'l-cenneti ferte'û. "Ey benim ashabım! Siz cennet bahçelerine uğrarsanız onun yemeklerinden siz de yiyin." Siz cennet bahçelerine uğrarsanız onun yemeklerinden siz de yiyin."

E burası dünya! Dediler ki; Yâ Resûlallah! Cennet bahçesinden muradınız nedir? E burası dünya! Dediler ki;

Yâ Resûlallah! Cennet bahçesinden muradınız nedir?

Cennet bahçesinden murat hılaku'l-zikri dedi. Cennet bahçesinden murat hılaku'l-zikri dedi.

Zikir halkaları cennet bahçesi cennet, başka yer değil. Zikir halkaları cennet bahçesi cennet, başka yer değil. Onun için halkayı zikirden kaçan cennetten kaçıyor demektir. Onun için halkayı zikirden kaçan cennetten kaçıyor demektir. Halkayı zikirden kaçan cennetten kaçan bir aptaldır. Halkayı zikirden kaçan cennetten kaçan bir aptaldır.

Canım ben burada ömrümü mü niçin zayi edeceğim? Canım ben burada ömrümü mü niçin zayi edeceğim?

Senin sahibin olan Allahu celle ve alâ'ya sen dayan, arkanı ona koy, korkma sen artık! Senin sahibin olan Allahu celle ve alâ'ya sen dayan, arkanı ona koy, korkma sen artık! Hayatının her safhasında rahat edersin. Hayatının her safhasında rahat edersin.

Onun için mizan öyle bir mizan ki onun ağırlığını temin edebilecek Onun için mizan öyle bir mizan ki onun ağırlığını temin edebilecek ameli salihin başında gelen tevhidindir. ameli salihin başında gelen tevhidindir. Onun için lâ ilâhe illallahı [çok söyleyerek] ceddidû îmâneküm. Onun için lâ ilâhe illallahı [çok söyleyerek] ceddidû îmâneküm.

Nasıl? Bi-kavli lâ ilâhe illallah. "Lâ ilâhe illallah diyerekten imanınızı tecdid edin." Nasıl?

Bi-kavli lâ ilâhe illallah. "Lâ ilâhe illallah diyerekten imanınızı tecdid edin."

Onun için İmam Gazzâlî dedi ki, "Tevhit evvela dilden başlar." Onun için İmam Gazzâlî dedi ki, "Tevhit evvela dilden başlar." Dil lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah der. Ne kadar? Dil lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah der.

Ne kadar?

Dediği kadar der. Hele bir cemaat arasına girerse, hele bir Bağdat'a gitsem de, Dediği kadar der.

Hele bir cemaat arasına girerse, hele bir Bağdat'a gitsem de,
Şam'a gitsem de oradaki dervişlerin arasına girsem de Şam'a gitsem de oradaki dervişlerin arasına girsem de o lâ ilâhe illallah derken bakarsın ne zevk var içeride.o lâ ilâhe illallah derken bakarsın ne zevk var içeride. Sen de uçar gidersin onlarla beraber, onların önüne de geçersin. Sen de uçar gidersin onlarla beraber, onların önüne de geçersin.

Bu "İyilerin arasına katılmanın fadâili" hakkında, bilmem kardeşimiz burada mı? Bu "İyilerin arasına katılmanın fadâili" hakkında, bilmem kardeşimiz burada mı?

Bir efendi geldi demin, bizim Şevket efendilerin karşısında. Bir efendi geldi demin, bizim Şevket efendilerin karşısında. Bir çocuğu var, şimdi yetişmiş tabii, ele avuca gelmiyor şikayet ediyor; Bir çocuğu var, şimdi yetişmiş tabii, ele avuca gelmiyor şikayet ediyor;

Ah hocaefendi ne yapacağım? Fakat diyor ki; Ah hocaefendi ne yapacağım?

Fakat diyor ki;

Benim evimin üstünde de, üst katta oturan bir adam var ki Müslümanlıkla alakası da yok. Benim evimin üstünde de, üst katta oturan bir adam var ki Müslümanlıkla alakası da yok. Abdest namaz da bilmez daima günah halindedir.Abdest namaz da bilmez daima günah halindedir. Fakat bir çocuğu var diyor, bir çocuğu var o da öyle idi ama Fakat bir çocuğu var diyor, bir çocuğu var o da öyle idi ama dil eğitimi için buradan Avustralya'ya gitmeye karar vermiş. dil eğitimi için buradan Avustralya'ya gitmeye karar vermiş. Derken Pakistanlılar bunu Acemistan'da yakalamışlar, Derken Pakistanlılar bunu Acemistan'da yakalamışlar, senin Avustralya gibi gavur memleketinde ne işin var, sen müslüman çocuksun,senin Avustralya gibi gavur memleketinde ne işin var, sen müslüman çocuksun, gel bizim Pakistan'a, biz sana orada iş buluruz demişler.gel bizim Pakistan'a, biz sana orada iş buluruz demişler. Almışlar götürmüşler bir fabrikaya yerleştirmişler.Almışlar götürmüşler bir fabrikaya yerleştirmişler. O onların arasında bir ay iki ay ne kadar durduysa, kaldıysa... O onların arasında bir ay iki ay ne kadar durduysa, kaldıysa... Şimdi çocuk babası hastaymış gelmiş de, aman diyor, ne kadar sofu o kadar sofu! Şimdi çocuk babası hastaymış gelmiş de, aman diyor, ne kadar sofu o kadar sofu! Ne kadar sofu o kadar sofu; gece namaz gündüz namaz, tespih, tevhid. Ne kadar sofu o kadar sofu; gece namaz gündüz namaz, tespih, tevhid.

Niçin? İyilerin arasına karıştı, o karışıklıktan buna da bulaştı o da oldu iyi. Niçin?

İyilerin arasına karıştı, o karışıklıktan buna da bulaştı o da oldu iyi.

Binâenaleyh kardeşim! Camiden korkma, iyilerin arasına sokul. Binâenaleyh kardeşim! Camiden korkma, iyilerin arasına sokul.

Sana o iyilik bulaştı mıydı Allahu Teâlâ'nın rahmeti ne kadar bol biliyor musun? Sana o iyilik bulaştı mıydı Allahu Teâlâ'nın rahmeti ne kadar bol biliyor musun?

Şimdi bu bizim içimizde kim bilir ne kadar kişiler vardır, belki buraya şu hoca konuşuyor diye Şimdi bu bizim içimizde kim bilir ne kadar kişiler vardır, belki buraya şu hoca konuşuyor diye dinlemeye gelmiştir. dinlemeye gelmiştir. Fakat bugün Cenâb-ı Hak soruyor meleklerine; Fakat bugün Cenâb-ı Hak soruyor meleklerine;

Ne yapıyor onlar? Yâ Rabbi! Senin zikrinle meşguller. Ne yapıyor onlar?

Yâ Rabbi! Senin zikrinle meşguller.

Onların hepsini ben mağfiret ettim, haber ver onlara. Onların hepsini ben mağfiret ettim, haber ver onlara.

E onların içinde filan filan da vardı yâ Rabbi. Fakat onların hiç o işle alakaları da yok? E onların içinde filan filan da vardı yâ Rabbi. Fakat onların hiç o işle alakaları da yok?

"Onları da affettim" diyor. Demek ki oraya girdiler onlar, onları da affettim diyor. "Onları da affettim" diyor.

Demek ki oraya girdiler onlar, onları da affettim diyor.

Daha bir müjdesini veriyor, "Hem de günahlarını iyiliğe, sevaplara çevirdim." diyor. Daha bir müjdesini veriyor, "Hem de günahlarını iyiliğe, sevaplara çevirdim." diyor.

Ne yapacaksın? İyilerin arasına katılabilmenin fadâilidir bu aziz kardeş! Ne yapacaksın?

İyilerin arasına katılabilmenin fadâilidir bu aziz kardeş!

Onun için sen camiye ve caminin içindeki insanların arasına sokul, Onun için sen camiye ve caminin içindeki insanların arasına sokul, onların feyzinden de feyizyâb ol. onların feyzinden de feyizyâb ol.

Şimdi yere yağmurun yağmasına sebep denizler, göller ve dereler.Şimdi yere yağmurun yağmasına sebep denizler, göller ve dereler. Oradan aldığı suları getirip yine bizim memleketimize indirip bahçelerimizi suluyoruz onlarla.Oradan aldığı suları getirip yine bizim memleketimize indirip bahçelerimizi suluyoruz onlarla. Senin imanının da tecdidine sebep, senin tevhidindir aziz kardeş! Senin imanının da tecdidine sebep, senin tevhidindir aziz kardeş! Tevhidin ne kadar çok olursa feyzin o kadar kuvvetli olur.Tevhidin ne kadar çok olursa feyzin o kadar kuvvetli olur. Rahmet ne kadar çok yağarsa memlekette o kadar bolluk olur,Rahmet ne kadar çok yağarsa memlekette o kadar bolluk olur, tevhid de ne kadar çok olursa imanın da o kadar kuyvvetli olur. tevhid de ne kadar çok olursa imanın da o kadar kuyvvetli olur.

Onun için Cenâb-ı Peygamber fe'r-te'û. Onun için Cenâb-ı Peygamber fe'r-te'û. "Siz cennet bahçelerine uğradığınızda onlardan istifade ediniz." [buyurdu.] "Siz cennet bahçelerine uğradığınızda onlardan istifade ediniz." [buyurdu.]

Nedir o? Allah'ın zikri yapılan yerler. O zikrullahlardan istifade ediniz. Nedir o?

Allah'ın zikri yapılan yerler. O zikrullahlardan istifade ediniz.

Geçen sene bizi, Medine-i Münevvere'de bir arkadaşımız var, bu akşam bize misafir gelin dedi.Geçen sene bizi, Medine-i Münevvere'de bir arkadaşımız var, bu akşam bize misafir gelin dedi. Kendileri Şâzelî tarikatına mensup insanlar.Kendileri Şâzelî tarikatına mensup insanlar. Toplanmışlar, Allahu Teâlâ'nın zikrine başladılar, biz de onları seyrediyoruz. Toplanmışlar, Allahu Teâlâ'nın zikrine başladılar, biz de onları seyrediyoruz. Ayağa kalktılar, Allah, Allah, Allah... diye ayakta... Ayağa kalktılar, Allah, Allah, Allah... diye ayakta... Sıcak memleket, ev de ufak tabii, cemaat de kalabalık. Sıcak memleket, ev de ufak tabii, cemaat de kalabalık. Hepsi bir ter içersinde böyle, ama Allah, Allah, Allah... diyerekten coştular. Hepsi bir ter içersinde böyle, ama Allah, Allah, Allah... diyerekten coştular. Bir de önlerinde coşturucusu var onların, o da onları destekliyor yani coşturuyor. Bir de önlerinde coşturucusu var onların, o da onları destekliyor yani coşturuyor. O coşturmanın arasında böyle artık kendilerinden geçtiler.O coşturmanın arasında böyle artık kendilerinden geçtiler. Biz bile geçtik kendimizden yani onlara bakarken biz de geçtik kendimizden. Biz bile geçtik kendimizden yani onlara bakarken biz de geçtik kendimizden.

Demek ki, kendi kendime dedim ki; "Ee.., sen diyordun ki biz Nakşîyiz,Demek ki, kendi kendime dedim ki;

"Ee.., sen diyordun ki biz Nakşîyiz,
biz kendi kendimize oturduğumuz yerde yaparız ama bak bak neler de var.biz kendi kendimize oturduğumuz yerde yaparız ama bak bak neler de var. İnsanları ne kadar coşuyor, kamçıyı yiyince insan tabiatıyla gitmek mecburiyetinde. İnsanları ne kadar coşuyor, kamçıyı yiyince insan tabiatıyla gitmek mecburiyetinde. Sen Allah diyorsun, yanındaki de senden daha fazla diyor, o seni de coşturuyor.Sen Allah diyorsun, yanındaki de senden daha fazla diyor, o seni de coşturuyor. Sen de başlıyorsun, onunla rekabet yapacağım diyerekten seninki de artıyor, ooo... Sen de başlıyorsun, onunla rekabet yapacağım diyerekten seninki de artıyor, ooo... artık bir coşkunluktur gidiyor ortada.artık bir coşkunluktur gidiyor ortada. O zaman feryatlar başlıyor, Allah!... diye bağırdığı vakitte insanın yüreği hopluyor. O zaman feryatlar başlıyor, Allah!... diye bağırdığı vakitte insanın yüreği hopluyor.

Niçin? İçten geliyor. Niçin?

İçten geliyor.

Binâenaleyh sen bu gibi yerlere sokulduğun vakitte orası rahmeti İlahiyeden kendi nispetinde olur, Binâenaleyh sen bu gibi yerlere sokulduğun vakitte orası rahmeti İlahiyeden kendi nispetinde olur, sen de âhiretini mahmâ imkan kurtulmuş olursun. sen de âhiretini mahmâ imkan kurtulmuş olursun. Çünkü o mezara hepimiz gireceğiz. O mezar ya cennet bahçesi olacakÇünkü o mezara hepimiz gireceğiz. O mezar ya cennet bahçesi olacak ya cehennem çukuru olacak, bunu unutma aziz kardeş! ya cehennem çukuru olacak, bunu unutma aziz kardeş!

Bundan sonra bir de kaldı; Ve tü'mine bi'l-kaderi küllihî hayrihî ve şerrihî. Bundan sonra bir de kaldı;

Ve tü'mine bi'l-kaderi küllihî hayrihî ve şerrihî.
"Ve bir de kader denilen hülasayı koydular. Kader denilen şeye inan." "Ve bir de kader denilen hülasayı koydular. Kader denilen şeye inan."

Kader nedir? Benim hiç aklım ermez o kadere. Kader nedir?

Benim hiç aklım ermez o kadere.
O kader hakkında ağzıma laf da alıp söyleyemem.O kader hakkında ağzıma laf da alıp söyleyemem. Kim söylerse o da hata eder. Bu Allah'ın ilmidir. Kim söylerse o da hata eder. Bu Allah'ın ilmidir. Binâenaleyh hayır ve şer, beşeriyet halinde başımıza hepsi geliyor. Binâenaleyh hayır ve şer, beşeriyet halinde başımıza hepsi geliyor. O ne geliyorsa hepsi Allah'tan. Onun için İbrahim Hakkı hazretleri; O ne geliyorsa hepsi Allah'tan. Onun için İbrahim Hakkı hazretleri;

Mevlam görelim neyler Neylerse güzel eyler diyerekten ne güzel söylemiş. Mevlam görelim neyler

Neylerse güzel eyler

diyerekten ne güzel söylemiş.

Yunus Emre'nin de vardır böyle güzel sözleri. Yunus Emre'nin de vardır böyle güzel sözleri.

Cenâb-ı Hakk'ın takdirine boyun bükmekten başka çaremiz yok, en iyisi de odur. Cenâb-ı Hakk'ın takdirine boyun bükmekten başka çaremiz yok, en iyisi de odur.

Men âmene bi'l-kader emine mine'l-keder. Men âmene bi'l-kader emine mine'l-keder.

Öteki der ki, yahu bugün işim rast gitmedi, hiç kazancım olmadı.Öteki der ki, yahu bugün işim rast gitmedi, hiç kazancım olmadı. İşte hastalık var, şöyle oluyor böyle oluyor. İşte hastalık var, şöyle oluyor böyle oluyor.

Canım takdir-i ilâhîye boyun bük, rahat et vesselam. Bu senin elinde değil ki. Canım takdir-i ilâhîye boyun bük, rahat et vesselam. Bu senin elinde değil ki.

O şekle bugün gelmediler ki.O şekle bugün gelmediler ki. Bugün mü geldi oraya? Bugün mü geldi oraya?

Kaç seneden beri orada duruyor. O mikrop bugün mü orada meydana çıktı? Kaç seneden beri orada duruyor.

O mikrop bugün mü orada meydana çıktı?

Onu takdir eden, yollayan, çıkaran kudretin sahibine bak sen. Onu takdir eden, yollayan, çıkaran kudretin sahibine bak sen. Her şeyin sahibi Allah'tır. Allah'a sarıl, Allah kâfi sana. Onun için; Her şeyin sahibi Allah'tır. Allah'a sarıl, Allah kâfi sana. Onun için;

Hayru'r-rızkı mâ yekfî hayru'z-zikri el-hafî. "Zikrin de hayırlısı gizli olanıdır. Hayru'r-rızkı mâ yekfî hayru'z-zikri el-hafî. "Zikrin de hayırlısı gizli olanıdır. Rızkın hayırlısı da kifayet edenidir." Allah'a teslim ol arkasına karışma,Rızkın hayırlısı da kifayet edenidir."

Allah'a teslim ol arkasına karışma,
bunlan sonra da kadere iman et. Kader senin hakkında fakirlik koyduysa,bunlan sonra da kadere iman et. Kader senin hakkında fakirlik koyduysa, o senin için bir hayırdır.o senin için bir hayırdır. Kader senin hakkında zenginlik verirse o da senin için bir hayırdır. Kader senin hakkında zenginlik verirse o da senin için bir hayırdır. Kader senin hakkında sıhhat afiyet verdiyse o da hayırdır, Kader senin hakkında sıhhat afiyet verdiyse o da hayırdır, hastalık maraz verdiyse o da senin için hayırdır.hastalık maraz verdiyse o da senin için hayırdır. Hepsi hayırdır; iyilik, fakirlik, bilmem ne... ne olursa hepsi kulunun hakkında hayırlıdır. Hepsi hayırdır; iyilik, fakirlik, bilmem ne... ne olursa hepsi kulunun hakkında hayırlıdır. O kula öyle layık öyle veriyor, o kul ona layık öylesini veriyor. O kula öyle layık öyle veriyor, o kul ona layık öylesini veriyor.

Mevlam görelim neyler Neylerse güzel eyler. Çok güzel mısraları var bunların.Mevlam görelim neyler

Neylerse güzel eyler.

Çok güzel mısraları var bunların.
Okumakta iyi gelir ve bâhusus bunlar ezberlenirse insanda çok iyi faydalar hasıl olur. Okumakta iyi gelir ve bâhusus bunlar ezberlenirse insanda çok iyi faydalar hasıl olur.

Bu kadar kaslın da.... Allah hepimizi affetsin. Tevfikatı samadaniyyesine mazhar etsin. Bu kadar kaslın da....

Allah hepimizi affetsin. Tevfikatı samadaniyyesine mazhar etsin.
Hepimize güzel, canlı, olgun kamil bir iman nasip etsin. Hepimize güzel, canlı, olgun kamil bir iman nasip etsin. Ve o iman ile yaşamak ve o iman ile de âhirete göçmek nasibi müyesser eylesin. Ve o iman ile yaşamak ve o iman ile de âhirete göçmek nasibi müyesser eylesin.

Bugün müslümanlar bizim camilerimizi dolduruyorlar, teravihlerimizi şenlendiriyorlar ama Bugün müslümanlar bizim camilerimizi dolduruyorlar, teravihlerimizi şenlendiriyorlar ama bu Ramazan'a mahsus olmamalı. bu Ramazan'a mahsus olmamalı. Müslümanın son nefesine kadar; Va'büd rabbeke hattâ ye'tiyeke'l-yakînü. Müslümanın son nefesine kadar;

Va'büd rabbeke hattâ ye'tiyeke'l-yakînü.

Yakînden murat da ölümdür. "Ölüm gelinceye kadar insan ibadetle mükelleftir." Yakînden murat da ölümdür. "Ölüm gelinceye kadar insan ibadetle mükelleftir."

En büyük şerefimiz Allah'a kulluk vazifemizdir.En büyük şerefimiz Allah'a kulluk vazifemizdir. Yaptığımız takdirde içimiz de rahat eder kendimiz de rahat ederiz.Yaptığımız takdirde içimiz de rahat eder kendimiz de rahat ederiz. Yapamadığımız takdirde içimiz de üzülür kendimiz de üzülürüz.Yapamadığımız takdirde içimiz de üzülür kendimiz de üzülürüz. Dünyalar bizim olsa yine kıymeti yoktur çünkü arkasından mezar var,Dünyalar bizim olsa yine kıymeti yoktur çünkü arkasından mezar var, mezarda ya cennet var ya cehennem var. mezarda ya cennet var ya cehennem var.

Allah akibetlerimizi hayır eylesin. Tevfikatı samadaniyyesine mazhar eylesin. Allah akibetlerimizi hayır eylesin. Tevfikatı samadaniyyesine mazhar eylesin. İman ile yaşayıp iman ile göçmeyi nasibi müyesser eylesin. Şunu da söyleyeyim; İman ile yaşayıp iman ile göçmeyi nasibi müyesser eylesin.

Şunu da söyleyeyim;

Eğer bugün amele tabakası, fakir tabakası müslüman olsalar memlekette hiç asayiş bozukluğu olmaz. Eğer bugün amele tabakası, fakir tabakası müslüman olsalar memlekette hiç asayiş bozukluğu olmaz. Bugünkü işçi tabakasının, fakir tabakasının çoğunun imansızlığı dolayısıylaBugünkü işçi tabakasının, fakir tabakasının çoğunun imansızlığı dolayısıyla gözü zengine dikilmiş ortalığı alt üst ediyor.gözü zengine dikilmiş ortalığı alt üst ediyor. İman olsa bunu yapmaz çünkü takdirine razı olur. Mü'min, müslüman takdiri ilahiye razıdır; İman olsa bunu yapmaz çünkü takdirine razı olur. Mü'min, müslüman takdiri ilahiye razıdır; "Ne yapayım Cenâb-ı Hak bana bu kadar vermiş." der. "Ne yapayım Cenâb-ı Hak bana bu kadar vermiş." der.

Bu güne kadar gelen fakirlik yok mu dünyada? Bu güne kadar gelen fakirlik yok mu dünyada?

O kadar fakir vardı, hangi zengine tasallut ediyorlardı. Hiçbirisine tasallut etmiyorlardı. O kadar fakir vardı, hangi zengine tasallut ediyorlardı. Hiçbirisine tasallut etmiyorlardı.

Niçin? Hep inanıyordu; "Allah'ımın takdiridir bu, ne yapayım? Niçin?

Hep inanıyordu; "Allah'ımın takdiridir bu, ne yapayım?
Bir lokma bir ekmek, bulursam yerim bulmasam da aç yatarım." diyorlardıBir lokma bir ekmek, bulursam yerim bulmasam da aç yatarım." diyorlardı ve kimseyi de rahatsız etmiyorlardı.ve kimseyi de rahatsız etmiyorlardı. Ama bugünün insanı öyle değil. Gözünü dikmiş yükseğe ben niçin böyle zorluk çekeyim diyerekten Ama bugünün insanı öyle değil. Gözünü dikmiş yükseğe ben niçin böyle zorluk çekeyim diyerekten Allah'ın takdirine karşı geliyor. Allah'ın takdirine karşı geliyor. Onun için âhirette de zor işimiz. Lillahi'l -Fâtiha. Onun için âhirette de zor işimiz.

Lillahi'l -Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2