Namaz Vakitleri

25 Zilhicce 1446
21 June 2025
İmsak
03:24
Güneş
05:25
Öğle
13:11
İkindi
17:11
Akşam
20:47
Yatsı
22:38
Detaylı Arama

İslami Faaliyetlerde Başarının Yolları

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

21 Recep 1412 / 26.01.1992
Ayvalık/ Balıkesir

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbimiz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde veya yurt dışında gerçekleştirilen Aile Eğitim Kamplarındaki konuşmalarından oluşmaktadır.
Çocuklar! Sizi Çok Seviyoruz, En Büyük Düşmanımız Gurur ve Ucub, Çokluğa Değil Allah'a Güvenmeliyiz, Başımızın Tacı İlim, Alimler | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

İslami Faaliyetlerde Başarının Yolları

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

21 Recep 1412 / 26.01.1992
Ayvalık/ Balıkesir

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbimiz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde veya yurt dışında gerçekleştirilen Aile Eğitim Kamplarındaki konuşmalarından oluşmaktadır.
Çocuklar! Sizi Çok Seviyoruz, En Büyük Düşmanımız Gurur ve Ucub, Çokluğa Değil Allah'a Güvenmeliyiz, Başımızın Tacı İlim, Alimler | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bismillahirrahim.

el-Hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn alâ külli hâlin ve fi külli hîn.
Bismillahirrahim.

el-Hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn alâ külli hâlin ve fi külli hîn.
Hamden kemâ yenbeğî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih. Hamden kemâ yenbeğî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih. es-Selâtü ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn.es-Selâtü ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn. Tabîbi kulûbinâ ve tâci ruûsinâ habîbillâhi Muhammedini'l-MustafâTabîbi kulûbinâ ve tâci ruûsinâ habîbillâhi Muhammedini'l-Mustafâ ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ. Ve ba'd.

ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ. Ve ba'd.

Çok değerli kardeşlerim, muhterem kardeşlerim.

Çok değerli kardeşlerim, muhterem kardeşlerim.

Güzel bir yörede, güzel bir çalışma sonuna yaklaşmış bulunuyor.Güzel bir yörede, güzel bir çalışma sonuna yaklaşmış bulunuyor. Muhtelif konuşmacılar çalışmanın güzelliğine, anlamının güzelliğine, derinliğine takdirlerini lütfettiler.Muhtelif konuşmacılar çalışmanın güzelliğine, anlamının güzelliğine, derinliğine takdirlerini lütfettiler. İttifakla beğenildi, böyle bir konuda böyle bir toplantının yapılması.İttifakla beğenildi, böyle bir konuda böyle bir toplantının yapılması. Çevre de Anadolu'nun öbür yörelerindeki iklim şartlarından farklı. Güneşli, güzel, şairâne.Çevre de Anadolu'nun öbür yörelerindeki iklim şartlarından farklı. Güneşli, güzel, şairâne. Bitiş de hakikaten güzel ve şairene oluyor.Bitiş de hakikaten güzel ve şairene oluyor. Kardeşlerimizin topluca memnun olmalarından, yüzlerinden okunan memnunluktan ben de rahatladım.Kardeşlerimizin topluca memnun olmalarından, yüzlerinden okunan memnunluktan ben de rahatladım. Şükran duygularıyla, minnettarlık duygularıyla doluyum.Şükran duygularıyla, minnettarlık duygularıyla doluyum. Bizi böyle kaliteli toplantılar yapmaya, böyle kaliteli kardeşler grubu olarak bir arada getirmeye,Bizi böyle kaliteli toplantılar yapmaya, böyle kaliteli kardeşler grubu olarak bir arada getirmeye, bir arada faaliyet yapmaya sevk eden,bir arada faaliyet yapmaya sevk eden, bu güzel hâli bize nasip eden Rabbimiz'e hamd ü senâlar olsun, büyük bir nimet.

bu güzel hâli bize nasip eden Rabbimiz'e hamd ü senâlar olsun, büyük bir nimet.

Katılan bütün kardeşlerimize samimi, içten teşekkürlerimizi, dualarımızı arz ederiz.Katılan bütün kardeşlerimize samimi, içten teşekkürlerimizi, dualarımızı arz ederiz. Tabii en başta bilgi ve tecrübeleri ile yol gösterici konuşmalar yapan muhterem ilim erbabına,Tabii en başta bilgi ve tecrübeleri ile yol gösterici konuşmalar yapan muhterem ilim erbabına, profesör, doçent, akademik hizmette olan kardeşlerime.profesör, doçent, akademik hizmette olan kardeşlerime. Sonra uzaktan yakından şahsî işlerini bırakıp bu toplantıya iştirak eden Sonra uzaktan yakından şahsî işlerini bırakıp bu toplantıya iştirak eden ve kapasiteyi tam dolduran kardeşlerime teşekkür ederim.ve kapasiteyi tam dolduran kardeşlerime teşekkür ederim. Eğer daha büyük bir otel tespit etmiş olsaydık bu iştirakçilerin adedi çok daha fazla olacaktı.





Eğer daha büyük bir otel tespit etmiş olsaydık bu iştirakçilerin adedi çok daha fazla olacaktı.





Müracaatları süzmek zorunda kaldı arkadaşlarımız.Müracaatları süzmek zorunda kaldı arkadaşlarımız. Talip olanlara boyunlarını büküp "kontenjanımız doldu, kusura bakmayın" demek zorunda kaldılar.Talip olanlara boyunlarını büküp "kontenjanımız doldu, kusura bakmayın" demek zorunda kaldılar. İnşaallah daha büyük toplantılar bekliyoruz, temenni ediyoruz.İnşaallah daha büyük toplantılar bekliyoruz, temenni ediyoruz. Daha büyük toplantılarda karşılaşmayı bir arada olmayı diliyoruz. Daha büyük toplantılarda karşılaşmayı bir arada olmayı diliyoruz. Dün akşam plansız, habersiz, sürpriz, şaşırtıcı bir çıkışla bizim kalplerimizi fethetti hanımefendiler tarafı. Dün akşam plansız, habersiz, sürpriz, şaşırtıcı bir çıkışla bizim kalplerimizi fethetti hanımefendiler tarafı. Doğrusu ben o kadar heyecanlandım ki gözlerim de yaşardı.

Doğrusu ben o kadar heyecanlandım ki gözlerim de yaşardı.

Biz onlardan öyle bir şey istemiyorduk, beklemiyorduk, tahmin etmiyordukBiz onlardan öyle bir şey istemiyorduk, beklemiyorduk, tahmin etmiyorduk ama konuşmacı kardeşimiz dergilerden, yayının, basının ehemmiyetinden bahsederken şevke gelmişler, cûşa gelmişler.ama konuşmacı kardeşimiz dergilerden, yayının, basının ehemmiyetinden bahsederken şevke gelmişler, cûşa gelmişler. Kimisi pırlanta yüzüğünü çıkartmış, kimisi bileziğini çıkartmış, kimisi kesesine davranmış Allah razı olsun.Kimisi pırlanta yüzüğünü çıkartmış, kimisi bileziğini çıkartmış, kimisi kesesine davranmış Allah razı olsun. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in asr-ı saadeti aklıma geldi ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in asr-ı saadeti aklıma geldi ki Efendimiz'in bir konuşması üzerine kadınlar ziynetlerini caminin ortasındaki tepsiye atmışlar, toplamışlar.

Efendimiz'in bir konuşması üzerine kadınlar ziynetlerini caminin ortasındaki tepsiye atmışlar, toplamışlar.

Sanki ashâb-ı kirâmın o âdeti, sanki Peygamber Efendimiz devrinin o olayı,Sanki ashâb-ı kirâmın o âdeti, sanki Peygamber Efendimiz devrinin o olayı, o sünneti burada yapılmış oldu. Çok çok teşekkür ederim bizi çok duygulandırdı bu davranış.o sünneti burada yapılmış oldu. Çok çok teşekkür ederim bizi çok duygulandırdı bu davranış. Tabii erkekler arkasından devam ettiler. Tabii erkekler arkasından devam ettiler. Gül Çocuk güzel bir dergiydi ama başından beri hep destekle yaşıyordu, Gül Çocuk güzel bir dergiydi ama başından beri hep destekle yaşıyordu, sunî teneffüsle yaşıyordu çünkü çok daha ucuz dergiler var. Bedava veriliyor. sunî teneffüsle yaşıyordu çünkü çok daha ucuz dergiler var. Bedava veriliyor. Onların yanında böyle ayda bir çıkan bir dergi parasıyla devam edemedi, annelerinin kucağına döndü.Onların yanında böyle ayda bir çıkan bir dergi parasıyla devam edemedi, annelerinin kucağına döndü. Yani Kadın ve Aile'nin içine biz onu aldık aynı başlıkla.Yani Kadın ve Aile'nin içine biz onu aldık aynı başlıkla. Ama onlar istiyorlar ki büyüsün dışarıda oynasın, yani Gül Çocuk'u anne kucağındanAma onlar istiyorlar ki büyüsün dışarıda oynasın, yani Gül Çocuk'u anne kucağından tekrar bahçede görmek istiyorlar, güller arasında görmek istiyorlar demek ki.tekrar bahçede görmek istiyorlar, güller arasında görmek istiyorlar demek ki. Allah razı olsun biz de o hususta gayret edelim.

Allah razı olsun biz de o hususta gayret edelim.

Sonra biz burada hanımlar gelsin birbirleriyle tanışsın, beyler gelsin birbirleriyle meşveret yapsın derkenSonra biz burada hanımlar gelsin birbirleriyle tanışsın, beyler gelsin birbirleriyle meşveret yapsın derken tabii bunların baş tacı olan çocuklar da geldiler ve çocuklar bizi çok daha büyük sürprizlere gark ettiler.tabii bunların baş tacı olan çocuklar da geldiler ve çocuklar bizi çok daha büyük sürprizlere gark ettiler. Çok aktif çocuklar bu zamane çocukları, maşaallah.Çok aktif çocuklar bu zamane çocukları, maşaallah. İmza topluyorlar, dilekçe veriyorlar arz-ı hâl ediyorlar, yolumuzu kesiyorlar, istekleri var, talepleri var,İmza topluyorlar, dilekçe veriyorlar arz-ı hâl ediyorlar, yolumuzu kesiyorlar, istekleri var, talepleri var, sanat yönleri var, duygusal tarafları çok kuvvetli. sanat yönleri var, duygusal tarafları çok kuvvetli. Sanat eserleri meydana getiriyorlar. Sonra duygularını da çok güzel ifade etmesini biliyorlar.

Sanat eserleri meydana getiriyorlar. Sonra duygularını da çok güzel ifade etmesini biliyorlar.

Hocalarına da teşekkür ederiz, onları yetiştiren annelere ve hocalara da teşekkür ederiz.Hocalarına da teşekkür ederiz, onları yetiştiren annelere ve hocalara da teşekkür ederiz. Bir çalışma yapmışlar, üzerine yazmışlar "sizi seviyoruz" diye. Çocuklar vallahi biz de sizi çok seviyoruz.Bir çalışma yapmışlar, üzerine yazmışlar "sizi seviyoruz" diye. Çocuklar vallahi biz de sizi çok seviyoruz. Biliyorsunuz, çocuklar dünyayı idare ediyorlar çünkü erkekleri hanımlar idare edermiş, hanımları da çocuklar. Biliyorsunuz, çocuklar dünyayı idare ediyorlar çünkü erkekleri hanımlar idare edermiş, hanımları da çocuklar. Onun için bu bizim için çok büyük bir müjde. İnşaallah dünya iyiye gider, bunların adedi artarsa.Onun için bu bizim için çok büyük bir müjde. İnşaallah dünya iyiye gider, bunların adedi artarsa. Onlara çok teşekkür ediyoruz, hatta teşekkür kelimesi çok hafif kalıyor ifade edecek sözleri bulamıyoruz.

Onlara çok teşekkür ediyoruz, hatta teşekkür kelimesi çok hafif kalıyor ifade edecek sözleri bulamıyoruz.

Allah hepsini ümmet-i Muhammed'e faydalı olan böyle başlangıçla çok daha yüksek noktalara,Allah hepsini ümmet-i Muhammed'e faydalı olan böyle başlangıçla çok daha yüksek noktalara, zirvelere ulaşan kaliteli müslümanlar eylesin ve onların eliyle onların faaliyetleri ile zirvelere ulaşan kaliteli müslümanlar eylesin ve onların eliyle onların faaliyetleri ile ümmet-i Muhammed'e çok büyük faydalar ihsan eylesin. ümmet-i Muhammed'e çok büyük faydalar ihsan eylesin. Muhammed Baba Semmâsî hazretleri gezdiği kasabadan daha doğmadann Bahâüddîn Nakşibend Efendimiz'inMuhammed Baba Semmâsî hazretleri gezdiği kasabadan daha doğmadann Bahâüddîn Nakşibend Efendimiz'in kokusunu aldığını rivayetler kaydediyorlar. Bunlar kokusu duyulmaktan öteye açılmış çiçekler.kokusunu aldığını rivayetler kaydediyorlar. Bunlar kokusu duyulmaktan öteye açılmış çiçekler. Allahu Teâlâ hazretleri bunlarla İslâm beldelerini gül bahçelerine döndürsün.

Allahu Teâlâ hazretleri bunlarla İslâm beldelerini gül bahçelerine döndürsün.

Sonra tabii ilahileri ile sanatları ile toplantılarımızı renklendiren,Sonra tabii ilahileri ile sanatları ile toplantılarımızı renklendiren, yorgunluklarımızı dinlendiren kardeşlerimize teşekkür ederiz.yorgunluklarımızı dinlendiren kardeşlerimize teşekkür ederiz. İlahilerin tabii çok büyük tesiri var.İlahilerin tabii çok büyük tesiri var. Bir vaazdan, bir kitaptan, bir uzun eğitimden daha müessir olabiliyor bir Yunus ilahisi, Bir vaazdan, bir kitaptan, bir uzun eğitimden daha müessir olabiliyor bir Yunus ilahisi, çok daha yaygın tesirler icra edebiliyor.

çok daha yaygın tesirler icra edebiliyor.

Bu kadar büyük kalabalığı böyle ağırlayan yöneticilere, tertip komitesine,Bu kadar büyük kalabalığı böyle ağırlayan yöneticilere, tertip komitesine, başkana ve divan heyetine de teşekkür ederiz. başkana ve divan heyetine de teşekkür ederiz. Kaliteli, seviyeli bir yönetim şükrana şayan hizmet sundular. Kaliteli, seviyeli bir yönetim şükrana şayan hizmet sundular. Otelin genel direktörüne koordinatörüne, sekreterine, muhasibine, personeline teşekkür ederiz. Otelin genel direktörüne koordinatörüne, sekreterine, muhasibine, personeline teşekkür ederiz. Bizi hakikaten müşteri-iş sahibi ilişkisinin ötesinde bir yakınlıkla ağırladılar.

Bizi hakikaten müşteri-iş sahibi ilişkisinin ötesinde bir yakınlıkla ağırladılar.

Biz de böyle güzel bir muhitte, ortamda en iyi tabirleBiz de böyle güzel bir muhitte, ortamda en iyi tabirle üç gündür sanki bir yaz üniversitesi gibi akademik bir çalışma yaptık. üç gündür sanki bir yaz üniversitesi gibi akademik bir çalışma yaptık. Kıymetli ilim erbabı dostlarımız bu kadroya vermek istedikleri mesajları verdiler.Kıymetli ilim erbabı dostlarımız bu kadroya vermek istedikleri mesajları verdiler. Çevremizdeki değişikliklerin çok önemli olduğunu vurguladılar.Çevremizdeki değişikliklerin çok önemli olduğunu vurguladılar. Dünyanın bütünüyle büyük, hızlı bir değişme, başkalaşma içinde olduğunu,Dünyanın bütünüyle büyük, hızlı bir değişme, başkalaşma içinde olduğunu, onların meslekî basiretlerinden ve kendi ifadelerinden bir kere daha garantili olarak öğrenmiş olduk.

onların meslekî basiretlerinden ve kendi ifadelerinden bir kere daha garantili olarak öğrenmiş olduk.

Dünya değişiyor, içinde bulunduğumuz bölge büyük değişmelere mâruz.Dünya değişiyor, içinde bulunduğumuz bölge büyük değişmelere mâruz. Milletler birtakım kaynaşmalar içinde. Milletler birtakım kaynaşmalar içinde. Toplumların tarih içindeki gelişmelerinin seyri üzerinde önümüzdeki yüzyılda,Toplumların tarih içindeki gelişmelerinin seyri üzerinde önümüzdeki yüzyılda, önümüzdeki yıllarda neler olacağına dair çok güzel işaretlerde bulundular.önümüzdeki yıllarda neler olacağına dair çok güzel işaretlerde bulundular. Çok büyük değişiklikler olacak, gözümüzün önünde oluyor da onların nereye varacağı görülüyor.

Çok büyük değişiklikler olacak, gözümüzün önünde oluyor da onların nereye varacağı görülüyor.

Küfrün aslı esası yoktur. Asıl esas, muhteva, değer, kıymet ehl-i imanın elindedir.Küfrün aslı esası yoktur. Asıl esas, muhteva, değer, kıymet ehl-i imanın elindedir. Allahu Teâlâ hizmetleri eğer içinde ibadet edilen mahaller olmasaydı Allahu Teâlâ hizmetleri eğer içinde ibadet edilen mahaller olmasaydı dünyaya rahmet nazarı ile bir kez dahi bakmazdı.dünyaya rahmet nazarı ile bir kez dahi bakmazdı. Dünyayı kıymetlendiren ibadet ehli mü'min insanlardır ve ibadet şuuru ile yapılmış faaliyetlerdir.

Dünyayı kıymetlendiren ibadet ehli mü'min insanlardır ve ibadet şuuru ile yapılmış faaliyetlerdir.

Önümüzdeki yıllarda geçtiğimiz yılların, asırların rövanşını alacak durumda olabiliriz.

Önümüzdeki yıllarda geçtiğimiz yılların, asırların rövanşını alacak durumda olabiliriz.

Ve tilke'l-eyyâmu nüdâvilühâ beyne'n-nâs.

Ve tilke'l-eyyâmu nüdâvilühâ beyne'n-nâs.

Mü'minler her zaman Allah'ın dostu oldukları için izzet, itibar, muzaffariyet ve galebe içinde olmazlar.

Mü'minler her zaman Allah'ın dostu oldukları için izzet, itibar, muzaffariyet ve galebe içinde olmazlar.

Ve tilke'l-eyyâmu nüdâvilühâ beyne'n-nâs. hikmetine işaretine uygun olarakVe tilke'l-eyyâmu nüdâvilühâ beyne'n-nâs. hikmetine işaretine uygun olarak Bazen lehinize olur imtihanın tezahürü. Bazen aleyhimize, bazen şükür ile imtihan oluruz.Bazen lehinize olur imtihanın tezahürü. Bazen aleyhimize, bazen şükür ile imtihan oluruz. Bazen sabırla, bazen güzel haller görürüz, bazen meşakkat çekeriz ama bunların hepsi bir imtihandır.Bazen sabırla, bazen güzel haller görürüz, bazen meşakkat çekeriz ama bunların hepsi bir imtihandır. Bakalım Rabbimiz'e çeşitli şartlar altında ibadetlerimizi güzel yapabilecek miyiz diye bir denemedir.Bakalım Rabbimiz'e çeşitli şartlar altında ibadetlerimizi güzel yapabilecek miyiz diye bir denemedir. Onun için çevremizdeki olayların boyutları, vehametleri, cesametleri,Onun için çevremizdeki olayların boyutları, vehametleri, cesametleri, düşmanın kuvveti bunlar bizi korkutmaz, mü'mini korkutmaz.


düşmanın kuvveti bunlar bizi korkutmaz, mü'mini korkutmaz.


Mü'min zaten konuşmalarla çok net olarak ortaya çıktı ki bir aksiyonun canlı kalması içinMü'min zaten konuşmalarla çok net olarak ortaya çıktı ki bir aksiyonun canlı kalması için karşısında hasmı da olması lazım.karşısında hasmı da olması lazım. Onun için Necip Fazıl merhum, "Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın." diyorOnun için Necip Fazıl merhum, "Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın." diyor yani elbet düşman olacak ki biz kendimizi yenileceğiz, kendimize çeki düzen vereceğiz.yani elbet düşman olacak ki biz kendimizi yenileceğiz, kendimize çeki düzen vereceğiz. İnkişaf içinde, gelişme içinde olacağız. Onun için bu önümüzdeki yıllara soyunmamız gerekiyor.İnkişaf içinde, gelişme içinde olacağız. Onun için bu önümüzdeki yıllara soyunmamız gerekiyor. Kollarımızı sıvamamız gerekiyor. Paçalarımızı kıvırmamız gerekiyor.

Kollarımızı sıvamamız gerekiyor. Paçalarımızı kıvırmamız gerekiyor.

Çalışan bir insan neşesi içine girmemiz gerekiyor.Çalışan bir insan neşesi içine girmemiz gerekiyor. Çalışma mutluluk vesilesidir muhterem kardeşlerim, tembellik de mutsuzluk kaynağıdır.Çalışma mutluluk vesilesidir muhterem kardeşlerim, tembellik de mutsuzluk kaynağıdır. Çalışmanın hoş ve zevkli bir şey olduğunu, çalışan insan anlarÇalışmanın hoş ve zevkli bir şey olduğunu, çalışan insan anlar ve o hoşluğu kaçırmamak için uykusundan bile olur. ve o hoşluğu kaçırmamak için uykusundan bile olur. Rahatından bile olur, güzeldir çünkü, çok tatlı, çok lezzetli bir şeydir çalışma.Rahatından bile olur, güzeldir çünkü, çok tatlı, çok lezzetli bir şeydir çalışma. Onun için çok çalışmamızın gerektiğini vurguladı konuşmalar.Onun için çok çalışmamızın gerektiğini vurguladı konuşmalar. Çok çalışacağız, şimdikinden daha çok çalışacağız. Kayıpları daha aza indireceğiz.Çok çalışacağız, şimdikinden daha çok çalışacağız. Kayıpları daha aza indireceğiz. verimi artırmaya çalışacağız çünkü çalışma kademe kademedir.





verimi artırmaya çalışacağız çünkü çalışma kademe kademedir.





Bir işyerinde bir levha görmüştüm hoşuma gitmişti.Bir işyerinde bir levha görmüştüm hoşuma gitmişti. Sanat öğretmeni bir bilgili arkadaş atölye kurmuş, oraya yazmış. Diyor ki;Sanat öğretmeni bir bilgili arkadaş atölye kurmuş, oraya yazmış. Diyor ki; "Yalnız pazusuyla çalışan işçidir. Pazusu ve kafası ile çalışan ustadır.""Yalnız pazusuyla çalışan işçidir. Pazusu ve kafası ile çalışan ustadır." Usta belki çelimsiz olabilir, işçi babayiğit olabilir, beş kişinin kaldıramadığı yükü kaldırabilirUsta belki çelimsiz olabilir, işçi babayiğit olabilir, beş kişinin kaldıramadığı yükü kaldırabilir ama yalnız pazusuyla çalışıyor. ama yalnız pazusuyla çalışıyor. Bazen bir malzemeyi mahveder, perişan eder, kafası da çalışması lazım insanın.Bazen bir malzemeyi mahveder, perişan eder, kafası da çalışması lazım insanın. Pazusu ve kafası ile çalışan ustadır. Bu iki kademeyi anlıyoruz.Pazusu ve kafası ile çalışan ustadır. Bu iki kademeyi anlıyoruz. Üçüncü bir kademe yazmış, o çok hoşuma gitti.Üçüncü bir kademe yazmış, o çok hoşuma gitti. Pazusu, kafası ve kalbi ile çalışan sanatkârdır diyor.Pazusu, kafası ve kalbi ile çalışan sanatkârdır diyor. Bir de kalbi, sanat yönünü, estetik yönünü, güzellik yönünü ekliyor.

Bir de kalbi, sanat yönünü, estetik yönünü, güzellik yönünü ekliyor.

Tabii bizde kalp deyince estetikten önce iman ve irfan geliyor. İrfan yönünü katmamız lazım bizim de.Tabii bizde kalp deyince estetikten önce iman ve irfan geliyor. İrfan yönünü katmamız lazım bizim de. Sadece pazu kuvvetiyle çalışırsak şu makinelerin bir tanesi bile bizi süpürür.Sadece pazu kuvvetiyle çalışırsak şu makinelerin bir tanesi bile bizi süpürür. Biz burada 250-300 kişiyiz bir greyder bizi süpürür, götürür, atar. Biz burada 250-300 kişiyiz bir greyder bizi süpürür, götürür, atar. Bu pazu ile onu yenemeyiz.Bu pazu ile onu yenemeyiz. Habeş savaşçılarının İtalyan tanklarının karşısınaHabeş savaşçılarının İtalyan tanklarının karşısına ellerine demir pençeler takarak çıkması bir fayda vermemiştir.ellerine demir pençeler takarak çıkması bir fayda vermemiştir. O bahadırlık o tankın karşısında sökmemiştir. Pazu olacak ama teknik dediğimiz şey niçin vardır? O bahadırlık o tankın karşısında sökmemiştir. Pazu olacak ama teknik dediğimiz şey niçin vardır? Az zahmetle çok daha büyük çapta iş yapmak için vardır. Onun için mutlaka tekniği bileceğiz.Az zahmetle çok daha büyük çapta iş yapmak için vardır. Onun için mutlaka tekniği bileceğiz. Tekniği bilmek için de işin içinde mutlaka bilgi faktörü olacak.

Tekniği bilmek için de işin içinde mutlaka bilgi faktörü olacak.

Ama üçüncü merhalesi kalp noktası da olması lazım bir de.Ama üçüncü merhalesi kalp noktası da olması lazım bir de. Hem bilgi olmalı hem de gönül olmalı kalp olmalı.Hem bilgi olmalı hem de gönül olmalı kalp olmalı. Kalp faktörü olmazsa anlaşılan kelimelerle ifade etmek gerekirseKalp faktörü olmazsa anlaşılan kelimelerle ifade etmek gerekirse mesela niyetimiz ihlaslı olmazsa, yaptığımız ameller hebâ'en mensûrâdır yani iyi niyetle yapılmamış,mesela niyetimiz ihlaslı olmazsa, yaptığımız ameller hebâ'en mensûrâdır yani iyi niyetle yapılmamış, kötü niyetle yapılmış güzel bir fiilin bir sevabı yoktur. Fiil isterse güzel olsun, niyetin iyi olması lazım. kötü niyetle yapılmış güzel bir fiilin bir sevabı yoktur. Fiil isterse güzel olsun, niyetin iyi olması lazım. Onun için çok sade, çok güzel, çok anlaşılabilir, çok taşınabilir,Onun için çok sade, çok güzel, çok anlaşılabilir, çok taşınabilir, çok aşılanabilir güzel bir niyetimizin olması lazım. Bu nedir?çok aşılanabilir güzel bir niyetimizin olması lazım. Bu nedir? Biz her yaptığımız şeyi Allah rızası için yapıyoruz. Maddî menfaat için yapmıyoruz.Biz her yaptığımız şeyi Allah rızası için yapıyoruz. Maddî menfaat için yapmıyoruz. Şahsen kimimiz kuyumcu, kimimiz sanayici, fabrikatör kimimiz bayağı yetişmiş bir mevkii makam sahibi olmuş bir kimse.





Şahsen kimimiz kuyumcu, kimimiz sanayici, fabrikatör kimimiz bayağı yetişmiş bir mevkii makam sahibi olmuş bir kimse.





Sen zanneder misin ki benim hep elemlerim.





Heyhat! Ben nevâib-i eyyamı inlerim.





diyor bir şair.
Sen zanneder misin ki benim hep elemlerim.





Heyhat! Ben nevâib-i eyyamı inlerim.





diyor bir şair.
Yani elemlerinin şahsi elemi olmadığını bildiriyor.

Yani elemlerinin şahsi elemi olmadığını bildiriyor.

Kendi derdi gönlümün billah gelmez yâdına, diyor bir başka şair.Kendi derdi gönlümün billah gelmez yâdına, diyor bir başka şair. Şahsî endişeler bile toplanmaktan, konuşmaktanŞahsî endişeler bile toplanmaktan, konuşmaktan hayatı elde edilmiş kabul ediyoruz biz. Allah'a sığınırız. Allah bizi böyle basit şeylerle yani.

hayatı elde edilmiş kabul ediyoruz biz. Allah'a sığınırız. Allah bizi böyle basit şeylerle yani.

Çok güzel kalın çizgilerle bir karikatüistin sanat anlayışı ile bize veriyor. Şeyh Sadi diyor ki:





Çok güzel kalın çizgilerle bir karikatüistin sanat anlayışı ile bize veriyor. Şeyh Sadi diyor ki:





Ah şu aziz ömrüm şu iki işle bitti. Sarf oldu, tükendi gitti. Yazın ne yiyeceğim, kışın ne giyeceğim.Ah şu aziz ömrüm şu iki işle bitti. Sarf oldu, tükendi gitti. Yazın ne yiyeceğim, kışın ne giyeceğim. Yazın gün uzun bir şeyler yemesi lazım insanın, kışın hava soğuk, sırtına bir şeyler giymesi lazım.Yazın gün uzun bir şeyler yemesi lazım insanın, kışın hava soğuk, sırtına bir şeyler giymesi lazım. Bu çok acı bir sonuç.Bu çok acı bir sonuç. İnsanın aziz ömrünün sonunda yazın ne yiyeceğim, kışın ne giyeceğim diye geçmiş olması kadarİnsanın aziz ömrünün sonunda yazın ne yiyeceğim, kışın ne giyeceğim diye geçmiş olması kadar büyük hasret, hasaret, ziyan, hüsran olamaz.büyük hasret, hasaret, ziyan, hüsran olamaz. Onun için Allah bizi maddî endişelerden varsa kıyısında köşesinde kalbimizin tamamen pâk eylesin.Onun için Allah bizi maddî endişelerden varsa kıyısında köşesinde kalbimizin tamamen pâk eylesin. Tamamen kendi rızası için her işi yapma seviyesine isâi eylesin.





Tamamen kendi rızası için her işi yapma seviyesine isâi eylesin.





Tabi çalışmak başarı kazanmak içindir. Sonuç almak içindir.Tabi çalışmak başarı kazanmak içindir. Sonuç almak içindir. Sonuç almadığımız zaman yaptığımız çalışmaların da kıymeti üzerinde şüpheler meydana geliyor.Sonuç almadığımız zaman yaptığımız çalışmaların da kıymeti üzerinde şüpheler meydana geliyor. Yani sonuç alınmasını herkes şey yapıyor. Bir insan bir sonuç aldıysa tamam diyor.Yani sonuç alınmasını herkes şey yapıyor. Bir insan bir sonuç aldıysa tamam diyor. Bu hayatta başarılı insan diyorlar. Bizde öyle değildir durum.

Bu hayatta başarılı insan diyorlar. Bizde öyle değildir durum.

Biz çalışırız.Biz çalışırız. Mevlâ ne takdir ederse o olur. Sonuç bizi üzmez, ve endişelendirmez.

Mevlâ ne takdir ederse o olur. Sonuç bizi üzmez, ve endişelendirmez.

Men âmene bi'l-kader emine mine'l-keder. Kadere inanan kederden emin olur, mahfuz olur, uzak olur.Men âmene bi'l-kader emine mine'l-keder. Kadere inanan kederden emin olur, mahfuz olur, uzak olur. Sonuç ne olursa olsun, eğer biz bu zihniyette olmazsak bu materyalist insanları yenemeyiz.Sonuç ne olursa olsun, eğer biz bu zihniyette olmazsak bu materyalist insanları yenemeyiz. Hesaplarla bu iş olmaz.Hesaplarla bu iş olmaz. Tebük'te (Mûte'de) Bizans ordusu ile savaşa giden mücahitlerTebük'te (Mûte'de) Bizans ordusu ile savaşa giden mücahitler Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem zamanında o mübarekler rıdvanullahi aleyhim ecmaîn Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem zamanında o mübarekler rıdvanullahi aleyhim ecmaîn karşıdaki düşman ordusunun büyüklüğünü görünce dediler ki;karşıdaki düşman ordusunun büyüklüğünü görünce dediler ki; "ya biz bunlarla savaşamayız, biz şu kadar adetteyiz, bunlar şu kadar fazla miktarda."

"ya biz bunlarla savaşamayız, biz şu kadar adetteyiz, bunlar şu kadar fazla miktarda."

Bir tanesi diyor ki; "biz buraya zafer kazanmak için gelmedik ki."Bir tanesi diyor ki; "biz buraya zafer kazanmak için gelmedik ki." Biz zafer kazanmaya mı geldik? Hayır. Biz Resûlullah emretti. Gidin onlarla çarpışın dedi, onun için geldik.Biz zafer kazanmaya mı geldik? Hayır. Biz Resûlullah emretti. Gidin onlarla çarpışın dedi, onun için geldik. Çarpışırız. Zafer olur, hezimet olur. Ölürüz, kalırız, gazi oluruz, şehit oluruz mühim değil.Çarpışırız. Zafer olur, hezimet olur. Ölürüz, kalırız, gazi oluruz, şehit oluruz mühim değil. Biz çarpışmaya geldik dediler ve çarpıştılar, bayraktarlar, komutanlar birer birer şehit oldu.Biz çarpışmaya geldik dediler ve çarpıştılar, bayraktarlar, komutanlar birer birer şehit oldu. Peygamber Efendimiz Medine-i Münevvere'dePeygamber Efendimiz Medine-i Münevvere'de "Falanca şehit oldu, bayrağı falanca aldı, filanca şehit oldu filanca aldı,"Falanca şehit oldu, bayrağı falanca aldı, filanca şehit oldu filanca aldı, falanca zâtın cennet fezalarında uçtuğunu görüyorum şu anda." diye buyurdu.

falanca zâtın cennet fezalarında uçtuğunu görüyorum şu anda." diye buyurdu.

Biz bu şuurla İslâmî hizmetlere sarılırsak bizim karşımızda kimse duramaz.Biz bu şuurla İslâmî hizmetlere sarılırsak bizim karşımızda kimse duramaz. Bizans ordusunun karşısında mücahitler saf bağladığı zamanBizans ordusunun karşısında mücahitler saf bağladığı zaman Bizans'ın komutanları baktılar ki adetleri 4-5 bin, küçük miktarlarda.Bizans'ın komutanları baktılar ki adetleri 4-5 bin, küçük miktarlarda. Kendilerinin de filleri var, yüzbinlerce askerleri ve teçhizatları imkanları var.Kendilerinin de filleri var, yüzbinlerce askerleri ve teçhizatları imkanları var. İran kisrası zaferden son derece emin olduğu için saray haremini de beraberinde getirmiş.İran kisrası zaferden son derece emin olduğu için saray haremini de beraberinde getirmiş. Hazineleri de getirmiş. Savaş meydanına hazineleri de getiriyor. "Nasıl olsa kazanacağız." diye.

Hazineleri de getirmiş. Savaş meydanına hazineleri de getiriyor. "Nasıl olsa kazanacağız." diye.

Sonra bakmışlar karşılarında çok küçük bir grup var, demişler ki;Sonra bakmışlar karşılarında çok küçük bir grup var, demişler ki; "Bunlar herhalde bizim cesametimizin farkında bile değiller. Çağıralım ordumuzu bir gezsinler.""Bunlar herhalde bizim cesametimizin farkında bile değiller. Çağıralım ordumuzu bir gezsinler." İslâm komutanını çağırıyorlar, ordu komutanı asil, vakur bir tarzda geliyor.İslâm komutanını çağırıyorlar, ordu komutanı asil, vakur bir tarzda geliyor. Gezdiriyorlar İran ordugahını, çadırları, askerleri, silahları filleri vesaire gösteriyorlar.Gezdiriyorlar İran ordugahını, çadırları, askerleri, silahları filleri vesaire gösteriyorlar. Diyorlar ki; "Bakın bunlar bizim kuvvetimiz, siz de şu kadar atlısınız, bu kadar piyadesiniz.Diyorlar ki; "Bakın bunlar bizim kuvvetimiz, siz de şu kadar atlısınız, bu kadar piyadesiniz. Çok küçük bir kuvvetiniz var. Para falan istiyorsanız verelim. Dönün gidin.Çok küçük bir kuvvetiniz var. Para falan istiyorsanız verelim. Dönün gidin. Bir ihtiyacınız varsa karşılayalım."

Diyor ki; La ilahe illallah diyeceksiniz.
Bir ihtiyacınız varsa karşılayalım."

Diyor ki; La ilahe illallah diyeceksiniz.
Allah'ın varlığını, birliğini kabul edeceksiniz. Ya kabul edersiniz ya da sonuna kadar sizinle çarpışırız.Allah'ın varlığını, birliğini kabul edeceksiniz. Ya kabul edersiniz ya da sonuna kadar sizinle çarpışırız. "Çarpış." diyorlar."Çarpış." diyorlar. Laf anlamadı gibi sanıyorlar yani. Mücadele başlıyor.Laf anlamadı gibi sanıyorlar yani. Mücadele başlıyor. Sanıyorlar ki birkaç saat içinde karşıdaki ordu dağılacak, dağılmıyor. Üç gün savaş devam ediyor.Sanıyorlar ki birkaç saat içinde karşıdaki ordu dağılacak, dağılmıyor. Üç gün savaş devam ediyor. İran ordusu şaşırıyor, bu ne biçim ordu, ne biçim hasım ki bir adım geriye gitmiyor.İran ordusu şaşırıyor, bu ne biçim ordu, ne biçim hasım ki bir adım geriye gitmiyor. Moralleri çöküyor, üç günde yenemediklerinden bir başka güç olduğunun farkına varmaya başlıyorlar.Moralleri çöküyor, üç günde yenemediklerinden bir başka güç olduğunun farkına varmaya başlıyorlar. Sonunda yeniliyorlar tabii, çünkü muzafferiyet maddede değil.Sonunda yeniliyorlar tabii, çünkü muzafferiyet maddede değil. Muzafferiyet mânada, mâneviyatta, Allah'la beraber olmakta.

Muzafferiyet mânada, mâneviyatta, Allah'la beraber olmakta.

Bir şey daha zafer hususunda, galebe hususunda, başarı hususunda çok dikkatimi çekmiştir.Bir şey daha zafer hususunda, galebe hususunda, başarı hususunda çok dikkatimi çekmiştir. İslâmî bir motif olarak, önemli bir nokta olarak sizlere iletmek istiyorum. Mekke fethedildi.İslâmî bir motif olarak, önemli bir nokta olarak sizlere iletmek istiyorum. Mekke fethedildi. Kureyş bitti. Hasımlar dize geldiler. Müşrikler iman ettiler.Kureyş bitti. Hasımlar dize geldiler. Müşrikler iman ettiler. Bazı kabilelerin Taif tarafından geldikleri öğrenildi. Bazı kabilelerin Taif tarafından geldikleri öğrenildi. Mekke'nin muzaffer ordusu, başlarında PeygamberimizMekke'nin muzaffer ordusu, başlarında Peygamberimiz Muhammed-i Mustafâ aleyhi efdali's salavâti ve ekmeli't tahiyyâti teslimatMuhammed-i Mustafâ aleyhi efdali's salavâti ve ekmeli't tahiyyâti teslimat ve mübarek sahabesi rıdvanı aleyhim ecmaîn Taif tarafına yöneldiler ve dediler ki;

ve mübarek sahabesi rıdvanı aleyhim ecmaîn Taif tarafına yöneldiler ve dediler ki;

"Nerede Bedir'deki durum, nerede şimdiki durum… Bedir'de savaşırken biz düşmanın üçte biri kadardık. "Nerede Bedir'deki durum, nerede şimdiki durum… Bedir'de savaşırken biz düşmanın üçte biri kadardık. Askerimiz teçhizatsızdı, güçsüzdük. Şimdi ne kadar büyüğüz, ne kadar kuvvetliyiz.Askerimiz teçhizatsızdı, güçsüzdük. Şimdi ne kadar büyüğüz, ne kadar kuvvetliyiz. Adedimiz de fazla." Savaş başladı. Öyle bir perişan oldu ki sahabe ordusu, öyle bir perişan oldu ki… oldu ki... Ve dâkat aleykümül erdu bi ma rahubet sümme velleytüm müdbirîn.







Adedimiz de fazla." Savaş başladı. Öyle bir perişan oldu ki sahabe ordusu, öyle bir perişan oldu ki… oldu ki... Ve dâkat aleykümül erdu bi ma rahubet sümme velleytüm müdbirîn.







Yeryüzü geniş olmasına rağmen size dar geldi.Yeryüzü geniş olmasına rağmen size dar geldi. Sonra sırtınızı dönüp de düşmandan firar edip kaçtınız.Sonra sırtınızı dönüp de düşmandan firar edip kaçtınız. İdbar ile hezimet ile dönüp gitme durumuna bile geldiniz, deniliyor. İdbar ile hezimet ile dönüp gitme durumuna bile geldiniz, deniliyor. Bu beni çok etkiliyor muhterem kardeşlerim.Bu beni çok etkiliyor muhterem kardeşlerim. Ordunun başında Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem var,Ordunun başında Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem var, ordunun mensupları sahabe-i kirâm, mü'min insanlar ama zaferi adette sandıkları için yenildiler.ordunun mensupları sahabe-i kirâm, mü'min insanlar ama zaferi adette sandıkları için yenildiler. Zaferi sayıda sandıkları için yani Allah'tan gayriden fayda gelecek hatasınaZaferi sayıda sandıkları için yani Allah'tan gayriden fayda gelecek hatasına bir an düştükleri için bir an hezimeti tattılar ondan sonra Allah yine galip eyledi.

bir an düştükleri için bir an hezimeti tattılar ondan sonra Allah yine galip eyledi.

Onun için muhterem kardeşlerim gurur ve ucub bizim en büyük düşmanımızdır.Onun için muhterem kardeşlerim gurur ve ucub bizim en büyük düşmanımızdır. Takvâ en önemli şiarımızdır. Takvâ en önemli şiarımızdır. Niyetimiz halis olursa takvâ ehli olursak gururdan, ucubdan, kibirden ve hıyanettenNiyetimiz halis olursa takvâ ehli olursak gururdan, ucubdan, kibirden ve hıyanetten birtakım menfî, Allah'ın sevmediği, yasakladığı vasıflardan müberra, münezzeh, yıkanmış,birtakım menfî, Allah'ın sevmediği, yasakladığı vasıflardan müberra, münezzeh, yıkanmış, pâk olursak, mutahhar olursak o zaman başarı kazanabiliriz. pâk olursak, mutahhar olursak o zaman başarı kazanabiliriz. Zaten başarı kazanmak da bizim için önemli değil ama Allah emrettiği içinZaten başarı kazanmak da bizim için önemli değil ama Allah emrettiği için Allah'ın dinine hizmet etmemiz lazım. Sonuç bizim için önemli değil.Allah'ın dinine hizmet etmemiz lazım. Sonuç bizim için önemli değil. Var gücümüzle çalışmamız lazım ama çalışmada takvânın şiarımız olması lazım.

Var gücümüzle çalışmamız lazım ama çalışmada takvânın şiarımız olması lazım.

Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki; "İn yensurkümüllâhü felâ ġâlibe leküm" (Âl-i İmrân, 160) Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki; "İn yensurkümüllâhü felâ ġâlibe leküm" (Âl-i İmrân, 160)  Eğer Allah size yardım ederse kimse size galip olamaz. Kimse sizi yenemez. Eğer Allah size yardım ederse kimse size galip olamaz. Kimse sizi yenemez. Firavun'un ordusu silahsız Musa aleyhisselam'ın ashâbına erişemedi, zarar veremedi.

Neden?

Firavun'un ordusu silahsız Musa aleyhisselam'ın ashâbına erişemedi, zarar veremedi.

Neden?

Musa aleyhisselam dedi ki: "Kellâ, inne maiye rabbî seyehdîn" (Şuara, 62)





Yakalandık eyvah, mahvolduk. Kesecekler bizi, asacaklar. Asla.
Musa aleyhisselam dedi ki: "Kellâ, inne maiye rabbî seyehdîn" (Şuara, 62)





Yakalandık eyvah, mahvolduk. Kesecekler bizi, asacaklar. Asla.
Rabbimiz yanımızda, o bana yardım edecek. O yakınlığı hissetti.Rabbimiz yanımızda, o bana yardım edecek. O yakınlığı hissetti. Çaresizlik içinde çarenin Allah'tan olduğunu bildi. Firavun mahvoldu.

Çaresizlik içinde çarenin Allah'tan olduğunu bildi. Firavun mahvoldu.

Peygamber Efendimiz de mağaranın önünde müşrikler dolaşırken, Lâ tahzen, innallâhe meanâ" (Tevbe, 40)





buyurdu.
Peygamber Efendimiz de mağaranın önünde müşrikler dolaşırken, Lâ tahzen, innallâhe meanâ" (Tevbe, 40)





buyurdu.
Ya Ebû Bekir hüzne düşme, üzülme, mahzun olma, ağlama kendin için telaş etmiyorsun tabii benim için telaş ediyorsun.Ya Ebû Bekir hüzne düşme, üzülme, mahzun olma, ağlama kendin için telaş etmiyorsun tabii benim için telaş ediyorsun. Üzülme, Allah bizimle beraberdir, buyurdu.

Üzülme, Allah bizimle beraberdir, buyurdu.

Üçüncüsü Allah olan iki kişinin hali hakkında ne dersin Ya Ebû Bekir, dedi.

Üçüncüsü Allah olan iki kişinin hali hakkında ne dersin Ya Ebû Bekir, dedi.

O bakımdan Allah'la beraber olmak galebenin en mühim şartıdır.O bakımdan Allah'la beraber olmak galebenin en mühim şartıdır. Zaferin en mühim şartıdır muhterem kardeşlerim. Bunu hiç unutmayalım.Zaferin en mühim şartıdır muhterem kardeşlerim. Bunu hiç unutmayalım. Hani organizasyonumuz var, şirketlerimiz var, sermayemiz var, gelişiyoruz. Dergilerimiz var vesaire.Hani organizasyonumuz var, şirketlerimiz var, sermayemiz var, gelişiyoruz. Dergilerimiz var vesaire. Allah yanındaysa zafer senin.

Ama Allah yanında değilse bunların hepsi bir varmış, bir yokmuş.
Allah yanındaysa zafer senin.

Ama Allah yanında değilse bunların hepsi bir varmış, bir yokmuş.
Masal, hepsi masaldır. Bunu hiç unutmayın. "ve in yahzülküm fe men zellezî yensuruküm min ba’dih" (Âl-i İmrân, 160)





Masal, hepsi masaldır. Bunu hiç unutmayın. "ve in yahzülküm fe men zellezî yensuruküm min ba’dih" (Âl-i İmrân, 160)





Eğer Allah yardımını keserse size kim yardım edebilir ondan sonra? Kimse.Eğer Allah yardımını keserse size kim yardım edebilir ondan sonra? Kimse. Zaten biz nasıl ayakta duruyoruz. Nasıl sağ duruyoruz. Nasıl yaşıyoruz. Hayret edilecek bir şeydir.Zaten biz nasıl ayakta duruyoruz. Nasıl sağ duruyoruz. Nasıl yaşıyoruz. Hayret edilecek bir şeydir. 1 santimetreküp havada 5 milyon mikrop varsa biz nasıl sıhhatli duruyoruz.1 santimetreküp havada 5 milyon mikrop varsa biz nasıl sıhhatli duruyoruz. Etrafımızda bu kadar azılı İslâm düşmanları varken biz nasıl hür ve ayakta durabiliyoruz.Etrafımızda bu kadar azılı İslâm düşmanları varken biz nasıl hür ve ayakta durabiliyoruz. Nasıl namaz kılabiliyoruz, nasıl ibadet edebiliyoruz.Nasıl namaz kılabiliyoruz, nasıl ibadet edebiliyoruz. Nasıl İslâm için çalışmaktan bahsedebiliyoruz. Her şey Allah'ın lütfuyladır.Nasıl İslâm için çalışmaktan bahsedebiliyoruz. Her şey Allah'ın lütfuyladır. Allah yardımını çekmesin diye Allah'ın dostu olmak zorundayız. Allah yardımını çekmesin diye Allah'ın dostu olmak zorundayız. Allah'ın sevdiği kul olmak zorundayız. Mühim olan budur muhterem kardeşlerim.

Allah'ın sevdiği kul olmak zorundayız. Mühim olan budur muhterem kardeşlerim.

Bilgi lazım diyoruz. Bilginin de tabii vehbîsi vardır.Bilgi lazım diyoruz. Bilginin de tabii vehbîsi vardır. Kesbisi vardır. Ledünnîsi vardır. İlm-i ledünnî ne demek? Taraf demek. Ledün taraf demek.Kesbisi vardır. Ledünnîsi vardır. İlm-i ledünnî ne demek? Taraf demek. Ledün taraf demek. Ledünnî Allah tarafından verilen ilim demek. Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruluyor ki;

Ledünnî Allah tarafından verilen ilim demek. Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruluyor ki;

Siz takvâ ehli olun, Allah size öğretir.

Tasavvuf bir ilim kaynağı mıdır? Bilgi kaynağı mıdır?

Siz takvâ ehli olun, Allah size öğretir.

Tasavvuf bir ilim kaynağı mıdır? Bilgi kaynağı mıdır?

Evet bilgi kaynağıdır çünkü takvâ ehli olursan Allah öğretir. Bilmediğini öğrenirsin.

Evet bilgi kaynağıdır çünkü takvâ ehli olursan Allah öğretir. Bilmediğini öğrenirsin.

Âriflerden birisi: Vallahi geceleyin bir cahil, ümmi kürt olarak yattım.Âriflerden birisi: Vallahi geceleyin bir cahil, ümmi kürt olarak yattım. Sabahleyin sanki Arap'mışım gibi ulûm-u arabiye'yi yutmuş olarak, ârif bir kimse olarak kalktım diyor.Sabahleyin sanki Arap'mışım gibi ulûm-u arabiye'yi yutmuş olarak, ârif bir kimse olarak kalktım diyor. Tarihte Mevlânâ Celaleddin Rûmi'nin yanındaki Hüsameddin Çelebi onun soyundanmış.Tarihte Mevlânâ Celaleddin Rûmi'nin yanındaki Hüsameddin Çelebi onun soyundanmış. O şeyhe mensupmuş. Gece kürt, sabahleyin arap. Gece cahil, sabahleyin alim.O şeyhe mensupmuş. Gece kürt, sabahleyin arap. Gece cahil, sabahleyin alim. Gece gözü perdeli, sabahleyin ârif, ışıl ışıl çünkü.

Başka hadîs-i şerîften delilimiz nedir?

Gece gözü perdeli, sabahleyin ârif, ışıl ışıl çünkü.

Başka hadîs-i şerîften delilimiz nedir?

Kul Allah'a yaklaşır yaklaşır yaklaşır nihayet Allah onun gören gözü olur,Kul Allah'a yaklaşır yaklaşır yaklaşır nihayet Allah onun gören gözü olur, işiten kulağı olur, söyleyen dili olur, tutan eli olur, yürüyen ayağı olur. işiten kulağı olur, söyleyen dili olur, tutan eli olur, yürüyen ayağı olur. Onunla tutar, onunla yürür, onunla görür, onunla işitir, onunla söyler.Onunla tutar, onunla yürür, onunla görür, onunla işitir, onunla söyler. Onunla söyleyince de o zaman her şey olur, herkes de şaşar. Kerameti inkâr ediyor, şaşıyor.Onunla söyleyince de o zaman her şey olur, herkes de şaşar. Kerameti inkâr ediyor, şaşıyor. Şaşılacak şey zaten, şaşılacak şey verir zaten Allah. Verdi mi başkalarını şaşırtacak şey verir. "Vellezîne câhedû fînâ lenehdiyennehüm sübülenâ" (Ankebût, 69)





Şaşılacak şey zaten, şaşılacak şey verir zaten Allah. Verdi mi başkalarını şaşırtacak şey verir. "Vellezîne câhedû fînâ lenehdiyennehüm sübülenâ" (Ankebût, 69)





kaidesi vardır. Allah yolunca hizmet edenleri Allah celle celaluhu başıboş,kaidesi vardır. Allah yolunca hizmet edenleri Allah celle celaluhu başıboş, sergerdâ, şaşırmış, hayran bırakmaz. Allah kendi yolunda yürüyene yolunu da gösterir.sergerdâ, şaşırmış, hayran bırakmaz. Allah kendi yolunda yürüyene yolunu da gösterir. "Kulum şuradan gideceksin, orada tıkanırsın" diye yollarını da gösterir. Hidayet eder."Kulum şuradan gideceksin, orada tıkanırsın" diye yollarını da gösterir. Hidayet eder. İhsan eder, ikram eder. Sonra,

Siz Allah'a yardım ederseniz, Allah da size yardım eder.
İhsan eder, ikram eder. Sonra,

Siz Allah'a yardım ederseniz, Allah da size yardım eder.
Ayaklarınızı kaydırtmaz. Sabit tutturur, sağlam bastırtır, buyuruyor.

Ayaklarınızı kaydırtmaz. Sabit tutturur, sağlam bastırtır, buyuruyor.

Onun için ben konuşmaların özetini yapmayı değil deOnun için ben konuşmaların özetini yapmayı değil de zaten hocaların ilim erbabının söylemiş olduğu şeylerin yanında benim bildiğimzaten hocaların ilim erbabının söylemiş olduğu şeylerin yanında benim bildiğim bazı önemli noktalara işaret etmek için bunlara dikkatinizi çekiyorum.bazı önemli noktalara işaret etmek için bunlara dikkatinizi çekiyorum. Takvâ olmazsa Allah'a yardım, Allah'ın dinine hizmet fikri olmazsa sonuç olmaz. Olsa da kıymeti olmaz.Takvâ olmazsa Allah'a yardım, Allah'ın dinine hizmet fikri olmazsa sonuç olmaz. Olsa da kıymeti olmaz. Sevap olmadıktan sonra, Allah'ın rızası olmadıktan sonra Sevap olmadıktan sonra, Allah'ın rızası olmadıktan sonra âhirette faydası olmadıktan sonra bunların hepsi boştur.

âhirette faydası olmadıktan sonra bunların hepsi boştur.

Müthiş bir hadisi şerif vardır. Et Terğîb ve't Terhîb


Müthiş bir hadisi şerif vardır. Et Terğîb ve't Terhîb


Cehennem ateşinin ilk tutuşturulduğu kimseler üç kişidir, diyor Peygamber Efendimiz.Cehennem ateşinin ilk tutuşturulduğu kimseler üç kişidir, diyor Peygamber Efendimiz. Soba yakılırken çıra kullanılıyor vesaire.Soba yakılırken çıra kullanılıyor vesaire. Birincisi müslümanlarla kâfirlerin arasında yapılmış savaşta ölmüş birisi.Birincisi müslümanlarla kâfirlerin arasında yapılmış savaşta ölmüş birisi. Belki birincisi, belki ikincisi, belki üçüncüsü sıra olarak söylemiyorum.

Belki birincisi, belki ikincisi, belki üçüncüsü sıra olarak söylemiyorum.

Bir kişi ki savaşta ölmüş. Huzur-u rabbi izzete getiriliyor.Bir kişi ki savaşta ölmüş. Huzur-u rabbi izzete getiriliyor. Mahkeme-i kübrâda konuşuyor, diyor ki; "Ya Rabbi müslümanlarla kâfirler savaşa tutuştu,Mahkeme-i kübrâda konuşuyor, diyor ki; "Ya Rabbi müslümanlarla kâfirler savaşa tutuştu, ben de katıldım savaşa işte öldüm, huzuruna geldim. Yani şehit oldum.ben de katıldım savaşa işte öldüm, huzuruna geldim. Yani şehit oldum. "Hayır" diyor, "kezebte" buyuruyor. "Yalan söylüyorsun" yalan söyledin. Söylediğin söz doğru değil. Yalan oldu bu sözün."Hayır" diyor, "kezebte" buyuruyor. "Yalan söylüyorsun" yalan söyledin. Söylediğin söz doğru değil. Yalan oldu bu sözün. "Sen ne kahraman adam desinler, ne cesur adam desinler, ne bahadır adam desinler diye çarpıştın."Sen ne kahraman adam desinler, ne cesur adam desinler, ne bahadır adam desinler diye çarpıştın. Atın bunu cehenneme!" diye cehenneme sevkini istiyor.

Atın bunu cehenneme!" diye cehenneme sevkini istiyor.

Zengin bir kimse getiriliyor, diyor ki; "Ya Rabbi senin için malımı harcadım. Hayrât-ı hasenât yaptım."Zengin bir kimse getiriliyor, diyor ki; "Ya Rabbi senin için malımı harcadım. Hayrât-ı hasenât yaptım." Ona da "Yalan söyledin, yalan oldu söylediğin söz.Ona da "Yalan söyledin, yalan oldu söylediğin söz. Sen ne kadar cömert adam diye övülmek için yaptın bu işleri. Atın bunu cehenneme." deniliyor.

Sen ne kadar cömert adam diye övülmek için yaptın bu işleri. Atın bunu cehenneme." deniliyor.

Bir âlim getiriliyor. "Yâ Rabbi! ben senin için ilim öğrendim, başkalarına öğrettim."Bir âlim getiriliyor. "Yâ Rabbi! ben senin için ilim öğrendim, başkalarına öğrettim." Sen de yalan söyledin, senin de sözün yalan oldu. Sen de yalan söyledin, senin de sözün yalan oldu. Sen ne kadar adam desinler diye, alkışlanmak için, beğenilmek için yaptın bu işi.Sen ne kadar adam desinler diye, alkışlanmak için, beğenilmek için yaptın bu işi. Onun için bunu da atın, deniliyor.

Demek ki her şeyde ihlasın büyük önemi var.
Onun için bunu da atın, deniliyor.

Demek ki her şeyde ihlasın büyük önemi var.
İhlas olursa, niyet iyi olursa, kıymetli. Niyet iyi olmazsa şehitlik olmuyor.İhlas olursa, niyet iyi olursa, kıymetli. Niyet iyi olmazsa şehitlik olmuyor. Niyet iyi olmazsa hayır hasenât kabul olmuyor. Niyet iyi olmazsa hayır hasenât kabul olmuyor. Niyet iyi olmazsa yapılan faaliyetlerin kıymeti olmuyor. Ahirette böyle bir feci duruma düşülüyor. Niyet iyi olmazsa yapılan faaliyetlerin kıymeti olmuyor. Ahirette böyle bir feci duruma düşülüyor. İsterse dünyada insanın heykelini diksinler. Kıymeti yok.

İsterse dünyada insanın heykelini diksinler. Kıymeti yok.

Onun için muhterem kardeşlerim riayet etmemiz gereken meselelerin başında, başarı kazanmak için,Onun için muhterem kardeşlerim riayet etmemiz gereken meselelerin başında, başarı kazanmak için, çalışmalarımızın devamında iyi sonuçlara ulaşmak için, yapmamız gereken işlerin başında neler var,çalışmalarımızın devamında iyi sonuçlara ulaşmak için, yapmamız gereken işlerin başında neler var, neler gelir diye sıralamak gerekirse;neler gelir diye sıralamak gerekirse; ilk sırada imanımızın, takvâmızın, ihlasımızın olması gerektiği âyetlerle ortaya çıkıyor.ilk sırada imanımızın, takvâmızın, ihlasımızın olması gerektiği âyetlerle ortaya çıkıyor. Bunu kontrol edelim.

Bunu kontrol edelim.

Biz bu hayrı, bu hizmeti, bu vasıftaki çalışmayı, şu atılımı,Biz bu hayrı, bu hizmeti, bu vasıftaki çalışmayı, şu atılımı, şu parayı vermeyi niçin yapıyorum diye herkes kendi kendisine sorsun.şu parayı vermeyi niçin yapıyorum diye herkes kendi kendisine sorsun. İmanımdan dolayı, Allah'tan korktuğum için, ihlasla, Allah'ın rızasını kazanmak için,İmanımdan dolayı, Allah'tan korktuğum için, ihlasla, Allah'ın rızasını kazanmak için, insanlardan bir alkış ve fayda beklemeden yapıyorsak bu birinci merhaleyi aşmış demektir.insanlardan bir alkış ve fayda beklemeden yapıyorsak bu birinci merhaleyi aşmış demektir. Çalışmaya devam etsin.Çalışmaya devam etsin. İman, ihlâs, takvâ sahibi olan bir kimse olarak maddî menfaat beklemeyen,İman, ihlâs, takvâ sahibi olan bir kimse olarak maddî menfaat beklemeyen, insanlardan alkış ve aferin beklemeyen bir insan olarak.

insanlardan alkış ve aferin beklemeyen bir insan olarak.

İkincisi, çalışmalar birden hemen sonuçlanmıyor. Biz nasıl bu işe ulaştık?İkincisi, çalışmalar birden hemen sonuçlanmıyor. Biz nasıl bu işe ulaştık? Bizim grubumuz, mânevî holdingimiz bayağı büyük bir holdingdir elhamdülillah. Bizim grubumuz, mânevî holdingimiz bayağı büyük bir holdingdir elhamdülillah. Türkiye hudutları içinde değildir sadece, hudutların da dışındadır. Nasıl? Türkiye hudutları içinde değildir sadece, hudutların da dışındadır. Nasıl? Bir zayıf karınca gibi başladık. Yani bizim bu şirketlerimizin bir sermayesi yoktur. Bir zayıf karınca gibi başladık. Yani bizim bu şirketlerimizin bir sermayesi yoktur. Sermayesi büyüklerimizin himmetiSermayesi büyüklerimizin himmeti Allah'ın lütf u, keremidir. Sıfırdan başlanmıştır. Sıfır sermaye ile buraya ulaşılmıştır.Allah'ın lütf u, keremidir. Sıfırdan başlanmıştır. Sıfır sermaye ile buraya ulaşılmıştır. Bütün çalışmalarımız böyledir.

Bütün çalışmalarımız böyledir.

Her şey Allah'ın lütfundan, hiçbir şey bizden değil.Her şey Allah'ın lütfundan, hiçbir şey bizden değil. Her şey Allah'ın mahza, ikramı ile oluyor ama belli bir noktadan sonra gelişmenin hızı da fazlalaşıyor. Her şey Allah'ın mahza, ikramı ile oluyor ama belli bir noktadan sonra gelişmenin hızı da fazlalaşıyor. Yani alet ve edevat mükemmelleştikçe daha da süratle gelişiyor. Yani alet ve edevat mükemmelleştikçe daha da süratle gelişiyor. Ama temel sağlam atılmışsa, temel takvâya dayalıysa.Ama temel sağlam atılmışsa, temel takvâya dayalıysa. Bakın takvâ temeline dayanmayan bir mescidi dahi Kur'ân-ı Kerîm'de Allah Resûlu'ne Bakın takvâ temeline dayanmayan bir mescidi dahi Kur'ân-ı Kerîm'de Allah Resûlu'ne "Orada namaz kılma." diye kötülüyor ve yasaklıyor. orada namaz kılmayı habibine. Onun için takvâ önemli. "Orada namaz kılma." diye kötülüyor ve yasaklıyor. orada namaz kılmayı habibine. Onun için takvâ önemli. Ondan sonra da sabır ve sebat geliyor.

Ondan sonra da sabır ve sebat geliyor.

Osman Gazi hazretlerinin oğlu Orhan Gazi hazretlerine nasihatleri vardır.Osman Gazi hazretlerinin oğlu Orhan Gazi hazretlerine nasihatleri vardır. Diyor ki; evladım kibre, gurura düşme. Çok güzel nasihatleri var. Bir cümlesi de böyle. Diyor ki; evladım kibre, gurura düşme. Çok güzel nasihatleri var. Bir cümlesi de böyle. Benden ibret al ki ben buraya birBenden ibret al ki ben buraya bir zayıf biri geldim. Mur karınca demek. Yani bir küçük karıncacık gibi geldim.zayıf biri geldim. Mur karınca demek. Yani bir küçük karıncacık gibi geldim. Bir obanın oymak beyi olarak geldi ama göbeğinden mânevî bir ağaç çıktı ki nesl-i pâkinden Bir obanın oymak beyi olarak geldi ama göbeğinden mânevî bir ağaç çıktı ki nesl-i pâkinden koca Devlet-i Âliyye-i Osmaniye oldu arkasından. Küçücük bir aşiret beyi iken Allah ona nasip etti.

koca Devlet-i Âliyye-i Osmaniye oldu arkasından. Küçücük bir aşiret beyi iken Allah ona nasip etti.

Şair diyor ki;

Cihangirane bir devlet çıkardık bir aşiretten, bu söz doğru değil.
Şair diyor ki;

Cihangirane bir devlet çıkardık bir aşiretten, bu söz doğru değil.
Aşiretten devlet çıkmış değil. Devletimiz çok eskilerden beri var.Aşiretten devlet çıkmış değil. Devletimiz çok eskilerden beri var. Devam edip gidiyor, yalnız Allah bir aşiretin başındaki kimseye takvâsından dolayıDevam edip gidiyor, yalnız Allah bir aşiretin başındaki kimseye takvâsından dolayı ötekilerden farklı bir gelişme nasip edip devletin yönetim şerefini ona bahşediyor.ötekilerden farklı bir gelişme nasip edip devletin yönetim şerefini ona bahşediyor. Yoksa onlardan önce Selçuklular var, Selçuklular'dan önce Gazneliler var,Yoksa onlardan önce Selçuklular var, Selçuklular'dan önce Gazneliler var, Gazneliler'den önce Karahanlılar var, Karahanlılar'dan önce bilmem şunlar var bunlar var.Gazneliler'den önce Karahanlılar var, Karahanlılar'dan önce bilmem şunlar var bunlar var. Devlet tecrübesi zaten güldür güldür geliyor yani, var.

Aşiretten devlet çıkmış değil.
Devlet tecrübesi zaten güldür güldür geliyor yani, var.

Aşiretten devlet çıkmış değil.
Oturmuş bir tecrübeden, adalet temeline dayalı el-adlü esasü'l mülk. Mülkün temeli adalet.Oturmuş bir tecrübeden, adalet temeline dayalı el-adlü esasü'l mülk. Mülkün temeli adalet. Mülk derken karıştırır millet. Mülk deyince emlak anlıyor, apartman vesaire.Mülk derken karıştırır millet. Mülk deyince emlak anlıyor, apartman vesaire. Mülk egemenlik demek, hakimiyet demektir. Mülk egemenlik demek, hakimiyet demektir. El adlü esasül mülk demek hakimiyetin, yönetimin, yönetmenin devlet olmanın temeli adalettir. El adlü esasül mülk demek hakimiyetin, yönetimin, yönetmenin devlet olmanın temeli adalettir. Adaletle hareket edersen devlet olursun. O esas üzerinde payidar olursun. Asırlarca sürersin demek.

Adaletle hareket edersen devlet olursun. O esas üzerinde payidar olursun. Asırlarca sürersin demek.

Osmanlıların cihan tarihinde az görülen uzun asırlarOsmanlıların cihan tarihinde az görülen uzun asırlar parçalanmayan bir devlet olarak kalmasının sırrını araştıran insanlar, araştırıcılar şaşırıyorlar.parçalanmayan bir devlet olarak kalmasının sırrını araştıran insanlar, araştırıcılar şaşırıyorlar.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2