Namaz Vakitleri

24 Cemâziye'l-Evvel 1446
26 Kasım 2024
İmsak
06:26
Güneş
07:56
Öğle
12:56
İkindi
15:24
Akşam
17:46
Yatsı
19:10
Detaylı Arama

İslâm’ın Hakim Olması

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

5 Muharrem 1416 / 04.06.1995
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Peygamber SAS’in Şam’a Döndürülmesi, İslâm Gelişecek, Müslüman Zulmetmez, Peygamber SAS Efendimizin Seçilmesi, Hastaya Verilen | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

İslâm’ın Hakim Olması

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

5 Muharrem 1416 / 04.06.1995
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Peygamber SAS’in Şam’a Döndürülmesi, İslâm Gelişecek, Müslüman Zulmetmez, Peygamber SAS Efendimizin Seçilmesi, Hastaya Verilen | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Elhamdülillahi rabbi'l-âlemîn. Ve's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ MuhammedinElhamdülillahi rabbi'l-âlemîn. Ve's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi ve sahbihi ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. ve âlihi ve sahbihi ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Peygamber-i Zîşânımız, Muhammed-i Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretlerinin Peygamber-i Zîşânımız, Muhammed-i Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretlerinin mübarek ehâdîs-i şerîfesinden bir miktar okumak üzere, şu mescid-i şerîfte, mübarek ehâdîs-i şerîfesinden bir miktar okumak üzere, şu mescid-i şerîfte, namazın arkasından oturmuş bulunuyoruz. namazın arkasından oturmuş bulunuyoruz.

Bu hadîs-i şerîflerin izahına başlamadan önce, Bu hadîs-i şerîflerin izahına başlamadan önce, evvela Peygamber Efendimiz'in rûh-ı pâkine hediye olsun diye, evvela Peygamber Efendimiz'in rûh-ı pâkine hediye olsun diye, sonra onun bütün âlinin, ashâbının, etbâının ruhlarına hediye olsun diye, sonra onun bütün âlinin, ashâbının, etbâının ruhlarına hediye olsun diye, Peygamber Efendimiz'in makâm-ı irşâdının vârisleri sâdât ve meşâyih-i turuk-u aliyyemiz, Peygamber Efendimiz'in makâm-ı irşâdının vârisleri sâdât ve meşâyih-i turuk-u aliyyemiz, evliyâulllâh büyüklerimizin ruhlarına hediye olsun diye,evliyâulllâh büyüklerimizin ruhlarına hediye olsun diye, ta Ebû Bekrini's -Sıddîk ve Aliyyü'l-Murtazâ efendilerimizden, o çağlardan bugünümüze, ta Ebû Bekrini's -Sıddîk ve Aliyyü'l-Murtazâ efendilerimizden, o çağlardan bugünümüze, Hocamız Muhammed Zâhid-i Bursevî'ye kadar güzerân eylemiş mürşitlerimizin,Hocamız Muhammed Zâhid-i Bursevî'ye kadar güzerân eylemiş mürşitlerimizin, şeyhlerimizin, ruhlarına hediye olsun diye, bu beldelerde medfun bulunan enbiyâullah, şeyhlerimizin, ruhlarına hediye olsun diye, bu beldelerde medfun bulunan enbiyâullah, evliyâullah ve mürşidîn-i kâmilîn ve sâlihînin ruhlarına hediye olsun diye, evliyâullah ve mürşidîn-i kâmilîn ve sâlihînin ruhlarına hediye olsun diye, medâr-ı iftihârımız Yuşa aleyhisselam'ın, Ebû Eyyüb el-Ensarî radıyallahu anh Efendimiz'inmedâr-ı iftihârımız Yuşa aleyhisselam'ın, Ebû Eyyüb el-Ensarî radıyallahu anh Efendimiz'in hâsseten ruhlarına hediye olsun diye, hâsseten ruhlarına hediye olsun diye, bütün hayır hasenât sahiplerinin ruhlarına ve hâsseten şu camiyi bina etmiş olanbütün hayır hasenât sahiplerinin ruhlarına ve hâsseten şu camiyi bina etmiş olan İskender Paşa'nın ruhuna ve bu camiyi onun bina ettiği zamandan bugüne kadar İskender Paşa'nın ruhuna ve bu camiyi onun bina ettiği zamandan bugüne kadar hizmette tutmak için, zaman zaman tamir, tecdit ve tevsî edip hizmette devamını sağlayanların hizmette tutmak için, zaman zaman tamir, tecdit ve tevsî edip hizmette devamını sağlayanların ruhları şad olsun diye ve bu camide ibadet etmiş, vazife görmüş, imamların, ruhları şad olsun diye ve bu camide ibadet etmiş, vazife görmüş, imamların, müezzinlerin, vâizlerin, kayyûmların, cemaatlerin, ruhlarına hediye olsun diye müezzinlerin, vâizlerin, kayyûmların, cemaatlerin, ruhlarına hediye olsun diye ve uzaktan yakından şu tatil gününde keyfini, pikniğini, gezmesini, zevkini bu tarafa döndürüp, ve uzaktan yakından şu tatil gününde keyfini, pikniğini, gezmesini, zevkini bu tarafa döndürüp, buradaki hadis dersinden zevk alacak, sevap kazanacak diye,buradaki hadis dersinden zevk alacak, sevap kazanacak diye, buraya gelmiş olan siz kıymetli kardeşlerimizin de âhirete göçmüş olan buraya gelmiş olan siz kıymetli kardeşlerimizin de âhirete göçmüş olan bütün müslüman geçmişlerinin, analarının, babalarının, dedelerinin, ninelerinin, bütün müslüman geçmişlerinin, analarının, babalarının, dedelerinin, ninelerinin, kardeşlerinin, evlatlarının, dostlarının, arkadaşlarının, yakınlarının ruhlarına hediye olsun diye,kardeşlerinin, evlatlarının, dostlarının, arkadaşlarının, yakınlarının ruhlarına hediye olsun diye, Rabbimiz'in huzuruna yüzümüz ak, alnı açık, sevdiği kullar olarak varalım,Rabbimiz'in huzuruna yüzümüz ak, alnı açık, sevdiği kullar olarak varalım, cennetiyle cemaliyle müşerref olalım diye bir Fâtiha üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım. cennetiyle cemaliyle müşerref olalım diye bir Fâtiha üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım.

Bismillâhirrahmânirrahîm Bismillâhirrahmânirrahîm

Demin Arapça aslî metnini okuduğumuz hadîs-i şerîf, Râmûzü'l-ehâdîs kitabımızın,Demin Arapça aslî metnini okuduğumuz hadîs-i şerîf, Râmûzü'l-ehâdîs kitabımızın, -Gümüşhâneli Hocamız'ın tertip etmiş olduğu--Gümüşhâneli Hocamız'ın tertip etmiş olduğu- hadis kitabının 86. sayfasında 2.hadîs-i şerîftir. hadis kitabının 86. sayfasında 2.hadîs-i şerîftir. Bu hadîs-i şerîfi, Hulvânî, İbn Hibban, İbn Neccâr,Bu hadîs-i şerîfi, Hulvânî, İbn Hibban, İbn Neccâr, İbn Asâkir Ebû Ümâme radıyallahu anh hazretlerinden rivayet etmişler. İbn Asâkir Ebû Ümâme radıyallahu anh hazretlerinden rivayet etmişler.

Müjdeli bir hadîs-i şerîftir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuşlar: Müjdeli bir hadîs-i şerîftir.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuşlar:

İnna'llâhe azze ve celle. "Çok aziz ve çok yüce, celîl olan Allahu Teâlâ hazretleri." İstakbelebî. İnna'llâhe azze ve celle. "Çok aziz ve çok yüce, celîl olan Allahu Teâlâ hazretleri." İstakbelebî. "Beni yöneltti, döndürdü, yönümü çevirdi." "Beni yöneltti, döndürdü, yönümü çevirdi."

Buradaki "be" harf-i cerri istakbele fiilinin mânasını müteaddî yapmak içindir. Buradaki "be" harf-i cerri istakbele fiilinin mânasını müteaddî yapmak içindir. İstakbele, "yönelmek" demek. İstikbâl-i kıble; "kıbleye yönelmek, yönünü o tarafa dönmek" demek. İstakbele, "yönelmek" demek. İstikbâl-i kıble; "kıbleye yönelmek, yönünü o tarafa dönmek" demek.

Aslında kubûl, "insanın önü" demek. İstakbele, "önünü bir yere çevirmek" mânasına geliyor. Aslında kubûl, "insanın önü" demek. İstakbele, "önünü bir yere çevirmek" mânasına geliyor. Bi de müteaddî yapıyor, transit yapıyor, geçişli yapıyor; "Beni döndürdü." Bi de müteaddî yapıyor, transit yapıyor, geçişli yapıyor; "Beni döndürdü."

"Çok azîz ve çok celîl Allahu Teâlâ hazretleri, benim yönümü döndürdü." "Çok azîz ve çok celîl Allahu Teâlâ hazretleri, benim yönümü döndürdü."

Nereye? eş-Şâm. "Şam tarafına döndürdü." Nereye?

eş-Şâm. "Şam tarafına döndürdü."

O zaman Şam, bir şehir adı değildi, bir bölge adıydı. O zaman Şam, bir şehir adı değildi, bir bölge adıydı.

Şam bölgesi neresidir? Filistin'den Irak'a kadar, Şam bölgesi neresidir?

Filistin'den Irak'a kadar,
Suudi Arabistan'ın Kuzey'ine rastlayan kuşağa, bölgeye, Suudi Arabistan'ın Kuzey'ine rastlayan kuşağa, bölgeye, -İçinde Ürdün var, Suriye var, Irak var, belki İran'ın bir kısmı var. -İçinde Ürdün var, Suriye var, Irak var, belki İran'ın bir kısmı var. - Irak-ı Acem denilen o mıntıkaya "Şam" derlerdi. Diyâr-ı Şam, "Şam diyarı." - Irak-ı Acem denilen o mıntıkaya "Şam" derlerdi.

Diyâr-ı Şam, "Şam diyarı."

Kelime mânası; "solda kalan bölgeler" demek. Bu mana nereden geliyor? Kelime mânası; "solda kalan bölgeler" demek.

Bu mana nereden geliyor?

Niye o tarafa "Diyâr-ı Şam" demişler? "Solda kalan beldeler, yurtlar" demişler? Niye o tarafa "Diyâr-ı Şam" demişler? "Solda kalan beldeler, yurtlar" demişler?

Araplar, yönleri düşünürken yönünü güneşin doğduğu tarafa dönen bir insan düşünüyorlar, Araplar, yönleri düşünürken yönünü güneşin doğduğu tarafa dönen bir insan düşünüyorlar, güneşi esas alıyorlar. güneşi esas alıyorlar. Güneşin doğduğu taraf esas. Yönünü Doğu'ya döndüğü zaman, sol taraf, sol, Kuzey. Güneşin doğduğu taraf esas. Yönünü Doğu'ya döndüğü zaman, sol taraf, sol, Kuzey.

Suudi Arabistan'ın topraklarını düşünün,Suudi Arabistan'ın topraklarını düşünün, Arap yarımadasını düşünün; onun Kuzey'i.Arap yarımadasını düşünün; onun Kuzey'i. Bütün o Kuzey bölgesi, Şam. Biz şimdi Şam kelimesini nasıl kullanıyoruz? Bütün o Kuzey bölgesi, Şam.

Biz şimdi Şam kelimesini nasıl kullanıyoruz?

"Suriye'nin baş şehri Şam" diyoruz, halbuki Suriye'nin baş şehrinin adı Dımaşk, "Suriye'nin baş şehri Şam" diyoruz, halbuki Suriye'nin baş şehrinin adı Dımaşk, Arapçası Dımaşk Almancası Fransızcası işte batı dillerinde Damaskus diyorlar;Arapçası Dımaşk Almancası Fransızcası işte batı dillerinde Damaskus diyorlar; yine aynı kökten. yine aynı kökten.

Biz Dımaşk kelimesini bilmiyoruz. Biz Dımaşk kelimesini bilmiyoruz. Dımaşk kelimesini tarihte dedelerimiz kullanmış ama biz bilmiyoruz. Dımaşk kelimesini tarihte dedelerimiz kullanmış ama biz bilmiyoruz.

Suriye'nin baş şehri neresi? "Şam" diyoruz. "Şam" bölgenin adı.Suriye'nin baş şehri neresi?

"Şam" diyoruz. "Şam" bölgenin adı.
Şehrin adı Dımaşk aslında, bunu böyle bilin. Neden? Şehrin adı Dımaşk aslında, bunu böyle bilin.

Neden?

Çünkü hadîs-i şerîfte diyor ki; "Allah benim yönümü Şam tarafına döndürdü." Çünkü hadîs-i şerîfte diyor ki;

"Allah benim yönümü Şam tarafına döndürdü."

Nereye döndürmüş? Kuzey'e döndürmüş, Hicaz'ın Kuzey mıntıkasına. Nereye döndürmüş?

Kuzey'e döndürmüş, Hicaz'ın Kuzey mıntıkasına.

Ve vellâ zahrî yemen. "Sırtımı da Yemen'e çevirdi." Ve vellâ zahrî yemen. "Sırtımı da Yemen'e çevirdi."

Yemen kelimesi de, "yemin" kelimesinden geliyor.Yemen kelimesi de, "yemin" kelimesinden geliyor. Yemin, Arapça'da "sağ" demek. Bu taraf "sol" demek, yemin de "sağ" demek.Yemin, Arapça'da "sağ" demek. Bu taraf "sol" demek, yemin de "sağ" demek. Tabi insan Doğu'ya dönünce sağ tarafı yemen olur. Tabi insan Doğu'ya dönünce sağ tarafı yemen olur.

Cenup tarafı, aşağısı "yemen" olur. Mantıkları böyle. Cenup tarafı, aşağısı "yemen" olur. Mantıkları böyle. Yönleri isimlendirmesi böyle olmuş. "Sırtımı Yemen'e döndürdü, Yönleri isimlendirmesi böyle olmuş.

"Sırtımı Yemen'e döndürdü,
yönümü Şam'a döndürdü. Allah, benim yüzümü Kuzey'e çevirdi, yönümü Şam'a döndürdü. Allah, benim yüzümü Kuzey'e çevirdi, arkamı da Güney'e döndürdü." arkamı da Güney'e döndürdü."

Kâle lî yâ Muhammed. "Ve Rabbim, Allahu Teâlâ hazretleri bana buyurdu ki; Kâle lî yâ Muhammed. "Ve Rabbim, Allahu Teâlâ hazretleri bana buyurdu ki; 'Ey Muhammed! Ey benim peygamberim! Peygamber-i Zîşânım, Habîbim, 'Ey Muhammed! Ey benim peygamberim! Peygamber-i Zîşânım, Habîbim, Habîb-i Edîbim, yâ Muhammed!'" İnni cealtü leke mâ tücâheke ganîmete ve rızkâ.Habîb-i Edîbim, yâ Muhammed!'" İnni cealtü leke mâ tücâheke ganîmete ve rızkâ. "Ben azîmüşşân, senin yüzünü döndürdüğüm tarafı, "Ben azîmüşşân, senin yüzünü döndürdüğüm tarafı, sana ganimet ve rızık olarak nasip ettim.sana ganimet ve rızık olarak nasip ettim. Ganimet ve rızık kıldım. Ganimet ve rızık kıldım.

Resûlullah'ın ganimetleri ve kazançları Kuzey'de olacak. Resûlullah'ın ganimetleri ve kazançları Kuzey'de olacak.

Ve mâ halfe zahrike. "Arka tarafını da, Ve mâ halfe zahrike. "Arka tarafını da, Yemen tarafını da." Mededen. "Sana takviye ve imdat, seni güçlendirme yeri yaptım." Yemen tarafını da." Mededen. "Sana takviye ve imdat, seni güçlendirme yeri yaptım."

Demek ki Yemen tarafından güç kazanacak; Kuzey tarafını Allah,Demek ki Yemen tarafından güç kazanacak; Kuzey tarafını Allah, Resûlullah'a verecek, Resûlullah'ın ganimeti olacak, Resûlullah'a verecek, Resûlullah'ın ganimeti olacak, mü'minlerin rızkı orada olacak; öyle olmuştur, mü'minlerin rızkı orada olacak; öyle olmuştur, Peygamber Efendimiz'in buyurduğu gibi olmuştur. Peygamber Efendimiz'in buyurduğu gibi olmuştur.

İslâm daha Peygamber Efendimiz'in zamanında, hemen Tebük'e kadar, Kuzey'e kadar çıktı. İslâm daha Peygamber Efendimiz'in zamanında, hemen Tebük'e kadar, Kuzey'e kadar çıktı. Ondan sonra da Hz. Ömer zamanında Kudüs-ü Şerîf fetholundu. Ondan sonra da Hz. Ömer zamanında Kudüs-ü Şerîf fetholundu.

Allah ikinci bir Ömer nasip etsin de Kudüs'ü tekrar fethedelim. Allah ikinci bir Ömer nasip etsin de Kudüs'ü tekrar fethedelim.

Biliyorsunuz bir kere daha düşmanların eline düşmüştü de Selahaddin-i Eyyûbî kurtarmıştı.Biliyorsunuz bir kere daha düşmanların eline düşmüştü de Selahaddin-i Eyyûbî kurtarmıştı. Bir de Selahattin olsun, "Selahattin Ömer" olsun inşaallah, Kudüs'ü kurtarsın, Bir de Selahattin olsun, "Selahattin Ömer" olsun inşaallah, Kudüs'ü kurtarsın, müslümanlara tekrar bağışlasın. müslümanlara tekrar bağışlasın.

Adamlar –yahudiler- Kudüs'ü aldılar. Nasıl bölmüşler biliyor musunuz? Adamlar –yahudiler- Kudüs'ü aldılar. Nasıl bölmüşler biliyor musunuz?

Bir tarafını Ermenilere vermişler, bir tarafını hıristiyanlara vermişler. Bir tarafını Ermenilere vermişler, bir tarafını hıristiyanlara vermişler.

Bir tarafını kendileri almışlar. Ne yapıyorlar? Bir tarafını kendileri almışlar. Ne yapıyorlar?

Bütün İslâm düşmanlarına pay veriyorlar ki müslümanlar oraya saldırdığı zaman, Bütün İslâm düşmanlarına pay veriyorlar ki müslümanlar oraya saldırdığı zaman, hepsi karşı çıksın. Planları, programları öyle. hepsi karşı çıksın. Planları, programları öyle. Elin Ermenisinin orada hiç hakkı yokken onu oraya yerleştiriyor.Elin Ermenisinin orada hiç hakkı yokken onu oraya yerleştiriyor. Müslümanları da surun dışına atmışlar; ikide birde de çeşitli gazetelerde olayları okuyorsunuz. Müslümanları da surun dışına atmışlar; ikide birde de çeşitli gazetelerde olayları okuyorsunuz.

Amerika'nın, Avrupa'nın, hıristiyanların desteğiyle, koalisyonlarıyla büyük haksızlıklar, çok büyük zulümler yapılıyor.Amerika'nın, Avrupa'nın, hıristiyanların desteğiyle, koalisyonlarıyla büyük haksızlıklar, çok büyük zulümler yapılıyor. Bu konuda müslümanlara karşı birlikleri var, koalisyonları var. Bu konuda müslümanlara karşı birlikleri var, koalisyonları var.

Müslümanlar utansın! Müslümanlar hak yoldayken, birbirleriyle birlik içinde değiller de, Müslümanlar utansın! Müslümanlar hak yoldayken, birbirleriyle birlik içinde değiller de, hıristiyanlar kendi mezheplerindeki insanların dışındakileri bile kesmişken; hıristiyanlar kendi mezheplerindeki insanların dışındakileri bile kesmişken; katolikler, protestanların evlerinin kapısının üzerine tebeşirle işaret yapıp, katolikler, protestanların evlerinin kapısının üzerine tebeşirle işaret yapıp, boyayla boyayıp, bir gecede baskın yapıp katletmişken,boyayla boyayıp, bir gecede baskın yapıp katletmişken, birbirlerini öldürmüşken, bugün yirminci yüzyılda bazı devletlerin anayasasında,birbirlerini öldürmüşken, bugün yirminci yüzyılda bazı devletlerin anayasasında, hıristiyanların filanca mezhebi buraya giremez diye hüküm var. hıristiyanların filanca mezhebi buraya giremez diye hüküm var.

Demokrasi filan hepsi hikâye, hepsi laf. Birbirleriyle mezhep kavgaları varken, Demokrasi filan hepsi hikâye, hepsi laf. Birbirleriyle mezhep kavgaları varken, birbirlerini yerken birleşiyorlar. birbirlerini yerken birleşiyorlar.

İki yüz küsur hıristiyanın parça parça mezhebi, vesairesi varken, İki yüz küsur hıristiyanın parça parça mezhebi, vesairesi varken, haçlı orduları yahudileri kesmişken, asmışken... haçlı orduları yahudileri kesmişken, asmışken... Avrupa'da teşekkül edip Anadolu'ya doğru gelirken,Avrupa'da teşekkül edip Anadolu'ya doğru gelirken, Tuna boylarında yahudileri kese kese geldiler. Düşmandı. Tuna boylarında yahudileri kese kese geldiler. Düşmandı.

İspanya'dan yahudileri çıkardılar, attılar, kestiler. Türkiye'ye geldiler.İspanya'dan yahudileri çıkardılar, attılar, kestiler. Türkiye'ye geldiler. Osmanlılar; "yazık, mazlum" diye acıdılar onları barındırdılar. Osmanlılar; "yazık, mazlum" diye acıdılar onları barındırdılar. Yahudileri keserken, yahudilere "Hz. İsa'nın düşmanı" diye baktıkları halde,Yahudileri keserken, yahudilere "Hz. İsa'nın düşmanı" diye baktıkları halde, birbirleriyle mücadele ederken, "Katoliklik, Ortodoksluk, Protestanlık, Evangelistlik, birbirleriyle mücadele ederken, "Katoliklik, Ortodoksluk, Protestanlık, Evangelistlik, Moneteryan" gibi bir sürü mezhebee ayrılmışken, onlar birleşiyorlar daMoneteryan" gibi bir sürü mezhebee ayrılmışken, onlar birleşiyorlar da Allah'ın varlığına, birliğine gönül vermiş, Allah'a söz vermiş, Allah'a teslim olmuş;Allah'ın varlığına, birliğine gönül vermiş, Allah'a söz vermiş, Allah'a teslim olmuş; "Ben sana teslimim Yâ Rabbi, emrindeyim!" diye "Ben sana teslimim Yâ Rabbi, emrindeyim!" diye müslüman olmuş, -müslüman olmak demek teslim olmak demek- müslüman olmuş, -müslüman olmak demek teslim olmak demek- teslim olmuş kimseler birbirleriyle birleşmiyor. teslim olmuş kimseler birbirleriyle birleşmiyor.

Irak da birleşmiyor, Suriye de birleşmiyor, Suud da birleşmiyor, Mısır da birleşmiyor. Irak da birleşmiyor, Suriye de birleşmiyor, Suud da birleşmiyor, Mısır da birleşmiyor. Komşu ülkeler birleşmiyor; Libya Mısır'la düşman, Tunus'a düşman, Cezayir Fas'la düşman. Komşu ülkeler birleşmiyor; Libya Mısır'la düşman, Tunus'a düşman, Cezayir Fas'la düşman.

"Birlik beraberlik duygusuna alışmasınlar." diye Ramazan'a bile kasten aynı günde başlamıyorlar. "Birlik beraberlik duygusuna alışmasınlar." diye Ramazan'a bile kasten aynı günde başlamıyorlar. Birisi bir gün başlarsa ötekisi politika olarak illa başka günde başlıyor; Birisi bir gün başlarsa ötekisi politika olarak illa başka günde başlıyor; öyle duydum, öyle yapıyorlarmış. öyle duydum, öyle yapıyorlarmış.

Mısır, Sudan'a düşman, Sudan'ın içindeki kabileler isyan halinde, iç mücadelenin içinde. Mısır, Sudan'a düşman, Sudan'ın içindeki kabileler isyan halinde, iç mücadelenin içinde.

İşte Somali perişan, diktatörler çıkmış halkı eziyor, geliştirmemiş, çalıştırmamış. İşte Somali perişan, diktatörler çıkmış halkı eziyor, geliştirmemiş, çalıştırmamış. Arnavutluk'un başına hoca soyadlı "Enver Hoca" diye bir komünist geçmiş, Arnavutluk'un başına hoca soyadlı "Enver Hoca" diye bir komünist geçmiş, Arnavutluk'u en geri ülke olarak tutmuş. Halbuki Arnavutluk'un yüzde doksan dokuzu müslümandı.Arnavutluk'u en geri ülke olarak tutmuş. Halbuki Arnavutluk'un yüzde doksan dokuzu müslümandı. Şimdi müslümanların nispeti yüzde yirmi beş, yüzde otuz azalmış, hıristiyan çoğalmış. Şimdi müslümanların nispeti yüzde yirmi beş, yüzde otuz azalmış, hıristiyan çoğalmış.

Müslüman ülkelerin başına bir kukla diktatör geçir, müslüman ülkeleri ileri götürme!Müslüman ülkelerin başına bir kukla diktatör geçir, müslüman ülkeleri ileri götürme! Hıristiyanlar ilerlesinler, yükselsinler, modernleşsinler, müslümanlar geri kalsınlar. Hıristiyanlar ilerlesinler, yükselsinler, modernleşsinler, müslümanlar geri kalsınlar. Dünyanın her yerinde politika bu... Somali perişan, aç. Dünyanın her yerinde politika bu...

Somali perişan, aç.
Sudan perişan, Cezayir perişan. Fas, Moritanya; Sudan perişan, Cezayir perişan. Fas, Moritanya; işte dünyanın neresi varsa, orada müslümanlar perişan. işte dünyanın neresi varsa, orada müslümanlar perişan.

Müslümanlar utanmıyor da. İdarecileri utanmıyor; onlar utanmaz,Müslümanlar utanmıyor da. İdarecileri utanmıyor; onlar utanmaz, arlanmaz ajan, Batı'nın kuklası. arlanmaz ajan, Batı'nın kuklası. Aşağıdaki müslümanlar da utanmıyor ve bunlara söylemiyor; "Birleşin." demiyor. Aşağıdaki müslümanlar da utanmıyor ve bunlara söylemiyor; "Birleşin." demiyor.

Afganistan'da cihat ettiler, Rusları attılar, şimdi utanmadan birbirlerine roket atıyorlar, Afganistan'da cihat ettiler, Rusları attılar, şimdi utanmadan birbirlerine roket atıyorlar, birbirlerini öldürüyorlar. birbirlerini öldürüyorlar.

Öbür tarafta da, Çeçenistan'da Ruslar müslümanları bombalıyor;Öbür tarafta da, Çeçenistan'da Ruslar müslümanları bombalıyor; müslüman köylerini, şehirlerini mahvediyor. müslüman köylerini, şehirlerini mahvediyor.

Avrupa'nın tasvibiyle, gizli desteğiyle, silah vermesiyle, Avrupa'nın tasvibiyle, gizli desteğiyle, silah vermesiyle, Sırplar Yugoslavya'daki müslümanları yok etmekle meşgul, yok etmeye çalışmakla meşgul. Sırplar Yugoslavya'daki müslümanları yok etmekle meşgul, yok etmeye çalışmakla meşgul. Kesiyor, asıyor, bombalıyor; hiç birisi gık demiyor. Kesiyor, asıyor, bombalıyor; hiç birisi gık demiyor.

Amerikan uçağını düşürüyor; kahraman Amerika, Irak'ın karşısında aslan kesilen Amerika, Amerikan uçağını düşürüyor; kahraman Amerika, Irak'ın karşısında aslan kesilen Amerika, Sırp'ın karşısında bir şey yapmıyor. Uçağını düşürdü.Sırp'ın karşısında bir şey yapmıyor. Uçağını düşürdü. Bizim burada tatbikatta, muhaberat gemisini bombalayan Amerika, Bizim burada tatbikatta, muhaberat gemisini bombalayan Amerika, orada tatbikatta, dost tatbikatında beş tane komutanımızı şehit eden Amerika;orada tatbikatta, dost tatbikatında beş tane komutanımızı şehit eden Amerika; madem bu kadar keskin nişancısın, madem attığını on ikiden vuruyorsun, madem bu kadar keskin nişancısın, madem attığını on ikiden vuruyorsun, hadi işte Sırp, bak sana böyle yapıyor. hadi işte Sırp, bak sana böyle yapıyor.

Hepsi oyun, hepsi hile, hepsi rol, hepsi trajedi, tiyatro… Allah müslümanlara akıl versin. Hepsi oyun, hepsi hile, hepsi rol, hepsi trajedi, tiyatro… Allah müslümanlara akıl versin. Akıl fikir versin, vicdan versin, insaf versin, uyanıklık versin, birlik versin, dirlik versin. Akıl fikir versin, vicdan versin, insaf versin, uyanıklık versin, birlik versin, dirlik versin.

Evet, ne buyurdu Peygamber Efendimiz sallahu aleyhi ve sellem. Evet, ne buyurdu Peygamber Efendimiz sallahu aleyhi ve sellem.

Lâ yezâlü'l-İslâmü yezîdü ve yenkusu'ş-şirkü ve ehlühû. Lâ yezâlü'l-İslâmü yezîdü ve yenkusu'ş-şirkü ve ehlühû.

Buyurdu ki; "Müslümanlık artacak artacak artacak, çoğalacak. Buyurdu ki;

"Müslümanlık artacak artacak artacak, çoğalacak.
Müslümanlık çoğalmaya devam edecek. Müslümanlık çoğalmaya devam edecek. Şirk ve müşrikler, şirkin ehli olan müşrikler, gittikçe azalacak.Şirk ve müşrikler, şirkin ehli olan müşrikler, gittikçe azalacak. İslâm gelişecek, şirk gittikçe gerileyecek." Peygamber Efendimiz böyle dedi. İslâm gelişecek, şirk gittikçe gerileyecek."

Peygamber Efendimiz böyle dedi.

Hattâ tesîre'l-mer'etâni lâ tahşeyâni illâ havrâ. Hattâ tesîre'l-mer'etâni lâ tahşeyâni illâ havrâ. "İslâm diyarlarında müslümanlar o kadar huzura erecekler ki müslümanlık artacak,"İslâm diyarlarında müslümanlar o kadar huzura erecekler ki müslümanlık artacak, müşriklik yok olacak. İki kadın seyahat edecekler, şehirlerarası seyahat yapacaklar da müşriklik yok olacak. İki kadın seyahat edecekler, şehirlerarası seyahat yapacaklar da ancak ellerindeki erzakın tükenmesinden korkacaklar, başka bir şeyden korkmayacaklar." ancak ellerindeki erzakın tükenmesinden korkacaklar, başka bir şeyden korkmayacaklar."

"Bize hücum olur mu? Bizi yağmalarlar mı? Bizi öldürürler mi? "Bize hücum olur mu? Bizi yağmalarlar mı? Bizi öldürürler mi? Bizi kaçırırlar mı? Paramızı alırlar mı?" diye bir korku olmayacak. Bizi kaçırırlar mı? Paramızı alırlar mı?" diye bir korku olmayacak. İslâm'ın yayıldığı diyarlar o kadar emniyetli olacak. İslâm'ın yayıldığı diyarlar o kadar emniyetli olacak. Ancak "Suyum biterse, torbamdaki ekmeğim biterse, çölde sıcakta ölür müyüm?" diye korkacak;Ancak "Suyum biterse, torbamdaki ekmeğim biterse, çölde sıcakta ölür müyüm?" diye korkacak; başka bir şeyden korkma olmayacak. başka bir şeyden korkma olmayacak.

Peygamber Efendimiz müjdeliyor. Ve'llezî nefsî bi-yedihî. Peygamber Efendimiz müjdeliyor.

Ve'llezî nefsî bi-yedihî.
"Şu nefsim, şu hayatım, şu canım, kudreti elinde olan Allah'a yemin olsun ki.""Şu nefsim, şu hayatım, şu canım, kudreti elinde olan Allah'a yemin olsun ki." Lâ yezhebü'l-eyyâmü ve'lleyâlî hattâ yeblüğa hâze'd-dînü meblağa hâze'n-necm. Lâ yezhebü'l-eyyâmü ve'lleyâlî hattâ yeblüğa hâze'd-dînü meblağa hâze'n-necm. "İslâm dini, bu din şu yıldız gibi yükseklere çıkmadıkça geceler gündüzler geçmeyecek." "İslâm dini, bu din şu yıldız gibi yükseklere çıkmadıkça geceler gündüzler geçmeyecek."

"İslâm şu yıldız kadar yücelmedikçe, yükseğe çıkmadıkça o kadar şerefli olmadıkça, "İslâm şu yıldız kadar yücelmedikçe, yükseğe çıkmadıkça o kadar şerefli olmadıkça, günler geceler geçmeyecek. İslâm muzaffer olacak, gâlip olacak;günler geceler geçmeyecek. İslâm muzaffer olacak, gâlip olacak; herkes onu görecek." diye müjdeledi. herkes onu görecek." diye müjdeledi.

Öyle olmuştur. İslâm garibane başlamıştır, mazlumane başlamıştır.Öyle olmuştur.

İslâm garibane başlamıştır, mazlumane başlamıştır.
İlk müslümanlar çok eza cefa çekmişlerdir; şehit olmuşlar, işkence görmüşler, İlk müslümanlar çok eza cefa çekmişlerdir; şehit olmuşlar, işkence görmüşler, şehirlerinden çıkarılmışlardır. şehirlerinden çıkarılmışlardır. Evlerine, tarlalarına el konulmuştur; hicret etmek zorunda kalmışlardır. Evlerine, tarlalarına el konulmuştur; hicret etmek zorunda kalmışlardır.

Müşrikler mallarını, eşyalarını yağmalamışlardır. Müşrikler mallarını, eşyalarını yağmalamışlardır. Müslümanlar Mekke-i Mükerreme'yi terk etmişlerdir ama Allah sonunda onlara yardım etmiştir,Müslümanlar Mekke-i Mükerreme'yi terk etmişlerdir ama Allah sonunda onlara yardım etmiştir, geri dönüp Mekke'yi de fethetmişlerdir.geri dönüp Mekke'yi de fethetmişlerdir. Bir zamanlar kendilerine zulmeden insanlar, onların önünde diz çökmüştür, İslâm yayılmıştır. Bir zamanlar kendilerine zulmeden insanlar, onların önünde diz çökmüştür, İslâm yayılmıştır.

Peygamber Efendimiz bunun olacağını biliyordu. Böyle müjdeledi ve yön gösterdi. Peygamber Efendimiz bunun olacağını biliyordu. Böyle müjdeledi ve yön gösterdi.

Bakın ne diyor? "Allah benim yönümü Kuzey'e, Şam diyarına döndürdü. Bakın ne diyor?

"Allah benim yönümü Kuzey'e, Şam diyarına döndürdü.
Arkamdan destek alacağım; Yemen tarafından, o taraflardan, Arkamdan destek alacağım; Yemen tarafından, o taraflardan, müslümanlardan destek alacağım.müslümanlardan destek alacağım. Bu tarafları Allah bana ganimet ve rızık olarak tayin buyurdu; oralar elimize geçecek, Bu tarafları Allah bana ganimet ve rızık olarak tayin buyurdu; oralar elimize geçecek, müslüman olacak." dedi. müslüman olacak." dedi.

Hz. Ömer zamanında müslümanlar gittiler, Kudüs'ü aldılar; bir. Hz. Ömer zamanında müslümanlar gittiler, Kudüs'ü aldılar; bir. Kudüs hıristiyanlığın çok önemli kalelerinden, merkezlerinden birisiydi. Kudüs hıristiyanlığın çok önemli kalelerinden, merkezlerinden birisiydi. Hz. Ömer gitti, teslim aldı. Kölesiyle iki kişi yola çıktılar.Hz. Ömer gitti, teslim aldı.

Kölesiyle iki kişi yola çıktılar.
Öyle motosikletli, muhafızlı, alaylı malaylı değil! Bir develeri vardı, deveye bazen Öyle motosikletli, muhafızlı, alaylı malaylı değil! Bir develeri vardı, deveye bazen Hz. Ömer biniyordu, köle yürüyordu, bazen "Dinlensin." diye köle biniyordu,Hz. Ömer biniyordu, köle yürüyordu, bazen "Dinlensin." diye köle biniyordu, Hz. Ömer yürüyordu. Kudüs'e geldiler. Hz. Ömer yürüyordu. Kudüs'e geldiler.

Şehir halkı; "Şehri halifeye teslim edeceğiz, halife gelsin teslim edelim." demiş. Şehir halkı; "Şehri halifeye teslim edeceğiz, halife gelsin teslim edelim." demiş.

Kudüs'e geldiler. Kudüs'te sıra kölenin, köle binecek, köle devenin üstünde koca Kudüs'e geldiler. Kudüs'te sıra kölenin, köle binecek, köle devenin üstünde koca İslâm halifesi Ömerü'l-Faruk radıyallahu anh devenin önünde… İslâm halifesi Ömerü'l-Faruk radıyallahu anh devenin önünde…

Bir de dere akıyor, dereyi geçecekler; "Üstüm ıslanmasın." diye,Bir de dere akıyor, dereyi geçecekler; "Üstüm ıslanmasın." diye, Hz. Ömer paçaları da sıvadı. Babayiğit, paçaları da sıvadı, şap şup şap şup geçtiler. Hz. Ömer paçaları da sıvadı. Babayiğit, paçaları da sıvadı, şap şup şap şup geçtiler.

Hz. Ömer deveyi çekiyor, köle devenin üstünde. İslâm komutanı koştu geldi; Hz. Ömer deveyi çekiyor, köle devenin üstünde. İslâm komutanı koştu geldi;

"Aman, yâ Ömer! Rezil olacağız yapma, etme eyleme. "Aman, yâ Ömer! Rezil olacağız yapma, etme eyleme. İslâm'ın izzetine halel deyince!" "Git be!" dedi; "İslâm'ın izzeti haleldar olur mu?İslâm'ın izzetine halel deyince!"

"Git be!" dedi; "İslâm'ın izzeti haleldar olur mu?
Müslüman ne yapsa İslâm'ın izzeti öyle durur. İşte bayrak, izzeti itibarı yüksekte durur.Müslüman ne yapsa İslâm'ın izzeti öyle durur. İşte bayrak, izzeti itibarı yüksekte durur. Bu sözü söylediğin için azlederdim ama neyse." dedi. Bu sözü söylediğin için azlederdim ama neyse." dedi.

Rezil olmak yok. Aldırmadı; karşısındakileri sinek kadar görmüyor. Neden? Rezil olmak yok. Aldırmadı; karşısındakileri sinek kadar görmüyor.

Neden?

Gayrimüslim. Aklı olsaydı müslüman olurdu. Müslüman olmamış, kıymeti yok. Gayrimüslim. Aklı olsaydı müslüman olurdu. Müslüman olmamış, kıymeti yok. Geldi; öyle babayiğit, karşı taraf hayretler içinde, hayranlık içinde,Geldi; öyle babayiğit, karşı taraf hayretler içinde, hayranlık içinde, dehşet içinde, ürperti içinde. dehşet içinde, ürperti içinde.

Hz. Ömer yaya, kölesi devenin üstünde. Allahu Ekber! Şaşırdılar... Hz. Ömer yaya, kölesi devenin üstünde.

Allahu Ekber!

Şaşırdılar...

Siz hiç böyle bir şey gördünüz mü? Görmediler. Tarihte duyulmuş mu? Siz hiç böyle bir şey gördünüz mü?

Görmediler.

Tarihte duyulmuş mu?

Duyulmamış. İslâm bu, adalet var, Hz. Ömer'in adaleti var. Duyulmamış.

İslâm bu, adalet var, Hz. Ömer'in adaleti var.
Hz. Ömer; "Sıra kölenin." diye, onu bindiriyor. Adamın kölesi; "öl" dese ölecek,Hz. Ömer; "Sıra kölenin." diye, onu bindiriyor. Adamın kölesi; "öl" dese ölecek, hizmetçisi ya, hayatı kendisine bağlı. hizmetçisi ya, hayatı kendisine bağlı.

"Şurada yat!" "Baş üstüne efendim." "Şunu getir!" "Peki, efendim" "Şurada yat!"

"Baş üstüne efendim."

"Şunu getir!"

"Peki, efendim"

"Kuyudan su getir!" "Baş üstüne efendim." "Kuyudan su getir!"

"Baş üstüne efendim."

Çünkü köle. Köleliğin kaynağı ne? Harp esirleri. Çünkü köle.

Köleliğin kaynağı ne?

Harp esirleri.

Harpte esir alıyorsun, adamı öldürmüyorsun. "Öldürmeyeyim seni, hadi sağ ol!" diyorsun, Harpte esir alıyorsun, adamı öldürmüyorsun. "Öldürmeyeyim seni, hadi sağ ol!" diyorsun, hayatını bağışlıyorsun; köle o. İslâm'da kölelik niye var? hayatını bağışlıyorsun; köle o.

İslâm'da kölelik niye var?

Harp olduğu için var. Müslümanla harp eden insan, ya savaşta kılıçtan geçirilir, öldürülür,Harp olduğu için var. Müslümanla harp eden insan, ya savaşta kılıçtan geçirilir, öldürülür, ya da hayatı bağışlanır, köle olur.ya da hayatı bağışlanır, köle olur. Köleliğin kaynağı, cariyeliğin kaynağı savaş, başka bir şey değil. Sonradan da müslüman olabilir. Köleliğin kaynağı, cariyeliğin kaynağı savaş, başka bir şey değil. Sonradan da müslüman olabilir.

Köle sonradan müslüman olabilir ama müslüman köle alınamaz.Köle sonradan müslüman olabilir ama müslüman köle alınamaz. İslâm'da müslümanın köle olarak alınması yok. İslâm'da müslümanın köle olarak alınması yok.

Adalete bak! Hz. Ömer'in kölesi de müslüman tabii. Olsun köle ama Hz. Ömer onu deveye bindiriyor.Adalete bak!

Hz. Ömer'in kölesi de müslüman tabii. Olsun köle ama Hz. Ömer onu deveye bindiriyor.
Tabi Kudüslüler anladılar, anlamaz mı? Cin gibi herifler.Tabi Kudüslüler anladılar, anlamaz mı? Cin gibi herifler. Anladılar ki gelen hak dinin mensubu. Bu oyuncak değil. Anladılar ki gelen hak dinin mensubu. Bu oyuncak değil.

Burada prensipler pırıl pırıl, kale gibi sağlam. İslâm'ın güzelliğini anladılar. Burada prensipler pırıl pırıl, kale gibi sağlam. İslâm'ın güzelliğini anladılar. Müslüman olan oldu, olmayan yıkıldı, gitti. Toprak oldu, tozu bile kalmadı.Müslüman olan oldu, olmayan yıkıldı, gitti. Toprak oldu, tozu bile kalmadı. Şimdi cehennemde yanıyor. Kendisi bilir; isteyen müslüman olsun, isteyen olmasın. Şimdi cehennemde yanıyor. Kendisi bilir; isteyen müslüman olsun, isteyen olmasın.

Papa isterse saltanat içinde, altınlar gümüşler içinde yaşasın, âhirette mahvolsun.Papa isterse saltanat içinde, altınlar gümüşler içinde yaşasın, âhirette mahvolsun. İsterse müslüman olsun, papalıktan, altından vazgeçsin, âhiretini kurtarsın. İsterse müslüman olsun, papalıktan, altından vazgeçsin, âhiretini kurtarsın.

İki tane yol var; buyur beğen beğendiğini... Cenneti mi istersin, dünyayı mı? İki tane yol var; buyur beğen beğendiğini...

Cenneti mi istersin, dünyayı mı?
Âhireti mi istersin dünyayı mı? Âhireti isteyen, Allah'ın yoluna gelecek, bırakacak. Âhireti mi istersin dünyayı mı?

Âhireti isteyen, Allah'ın yoluna gelecek, bırakacak.
Allah'ın emrini tutacak. Peygamber Efendimiz Herakliyus'a elçi gönderdi; Allah'ın emrini tutacak.

Peygamber Efendimiz Herakliyus'a elçi gönderdi;
"Müslüman ol, selamete er!" dedi. Herakliyus müslüman olmaya niyetlendi."Müslüman ol, selamete er!" dedi.

Herakliyus müslüman olmaya niyetlendi.
Çünkü inceledi hak din, tamam, hak peygamber, neredeyse müslüman olacaktı, çevresi razı olmadı. Çünkü inceledi hak din, tamam, hak peygamber, neredeyse müslüman olacaktı, çevresi razı olmadı.

"Biz Hıristiyanlığı, eski dinimizi bırakacak mıyız?" "Biz Hıristiyanlığı, eski dinimizi bırakacak mıyız?"

Bırakacaksın tabi, yeni Peygamber gelmiş, bırakacaksın. Devir değişti. Bırakacaksın tabi, yeni Peygamber gelmiş, bırakacaksın. Devir değişti.

Türkiye'de bile seçim oluyor, iktidar değişiyor, eskisi yenisine makamını götürüp veriyor. Türkiye'de bile seçim oluyor, iktidar değişiyor, eskisi yenisine makamını götürüp veriyor.

Ne yapsın? Reisicumhur değişiyor; onun yerine ötekisi geliyor, oturuyor. Ne yapsın?

Reisicumhur değişiyor; onun yerine ötekisi geliyor, oturuyor.

Ne olacak; değişir. Allah yeni Peygamber göndermiş, tâbî olacaksın. Ne olacak; değişir.

Allah yeni Peygamber göndermiş, tâbî olacaksın.
Tâbî olmadılar, mahvoldular. Tâbî olmadı; putperest olarak, hıristiyan olarak, Tâbî olmadılar, mahvoldular. Tâbî olmadı; putperest olarak, hıristiyan olarak, haça tapan insan olarak öldü, mahvoldu. haça tapan insan olarak öldü, mahvoldu.

Ne kadar pişman oldu? Firavun bile öleceği zaman pişman oldu ya. Ne kadar pişman oldu?

Firavun bile öleceği zaman pişman oldu ya.
Hıristiyanlar da pişman oldu. İslâm'ın hak din olduğunu anlayıp da Hıristiyanlar da pişman oldu. İslâm'ın hak din olduğunu anlayıp da müslüman olmayan insanların hepsi pişmandır.müslüman olmayan insanların hepsi pişmandır. Hepsi pişman olacak, hepsi mahvolacak, hepsine Allah soracak: Hepsi pişman olacak, hepsi mahvolacak, hepsine Allah soracak:

"Ben Peygamber göndermedim mi? Niye ona uymadın?" diyecek. "Ben Peygamber göndermedim mi? Niye ona uymadın?" diyecek.

İhtar ediyoruz, ikaz ediyoruz, banda giriyor, ses bandına alınıyor, yazıyoruz, söylüyoruz. İhtar ediyoruz, ikaz ediyoruz, banda giriyor, ses bandına alınıyor, yazıyoruz, söylüyoruz. Papa'ya söylüyoruz, Avrupa'ya söylüyoruz, şu zalimlere, hainlere söylüyoruz, Papa'ya söylüyoruz, Avrupa'ya söylüyoruz, şu zalimlere, hainlere söylüyoruz, Ruslara söylüyoruz, Amerikalılara söylüyoruz. Bırakın bu haçı ya! Ruslara söylüyoruz, Amerikalılara söylüyoruz. Bırakın bu haçı ya! Masal bu ya, martaval! Bırakın şu noeli moeli, pamuk sakallı uydurma kırmızı şeyli, oyuncaklı işleri. Masal bu ya, martaval! Bırakın şu noeli moeli, pamuk sakallı uydurma kırmızı şeyli, oyuncaklı işleri.

Allah'ın varlığını anlayın. Allah'ın yoluna gelin. Allah'ın varlığını anlayın. Allah'ın yoluna gelin. Hz. İsa'nın da razı olacağı imana gelin. Gelmiyor; tarihte Türklerle kızgınlığı var. Hz. İsa'nın da razı olacağı imana gelin. Gelmiyor; tarihte Türklerle kızgınlığı var. Bırak kızgınlığı ya, âhiretin gidiyor. Sonra Türkler sana ne yaptı yani? Bırak kızgınlığı ya, âhiretin gidiyor.

Sonra Türkler sana ne yaptı yani?

Şeyh Ali Yakup Hoca, -cennet mekân Arnavut asıllıydı kendisi- Şeyh Ali Yakup Hoca, -cennet mekân Arnavut asıllıydı kendisi- "Allah razı olsun Osmanlılardan." diyordu, "Geldi bizi müslüman etti;"Allah razı olsun Osmanlılardan." diyordu, "Geldi bizi müslüman etti; yoksa belki biz de hıristiyan olurduk, öteki Avrupa kavimleri gibi olurduk, Sırplar gibi olurduk." yoksa belki biz de hıristiyan olurduk, öteki Avrupa kavimleri gibi olurduk, Sırplar gibi olurduk."

Allah saklasın, Allah etmesin. Şu Sırpların canavarlığına bak! Sırp mı? Allah saklasın, Allah etmesin. Şu Sırpların canavarlığına bak! Sırp mı? Sırtlan mı? Belli değil. Şu Yunanlının kepazeliğine bak, hainliğine bak! Sırtlan mı? Belli değil. Şu Yunanlının kepazeliğine bak, hainliğine bak! Zalim! Neden? İmanı yok. İmanı olmayan insanın, dengesi olmaz, Zalim!

Neden?

İmanı yok.

İmanı olmayan insanın, dengesi olmaz,
yaptığı işte güzellik olmaz, zulüm olur.yaptığı işte güzellik olmaz, zulüm olur. Dünyayı karıştıran imansızlar, mahveden insanlar imansızlar, doğru imana sahip olmayanlar. Dünyayı karıştıran imansızlar, mahveden insanlar imansızlar, doğru imana sahip olmayanlar.

Dünyayı düzeltecekler kim? İmanlılar, Allah'tan korkan insanlar, takvâ ehli insanlar, Dünyayı düzeltecekler kim?

İmanlılar, Allah'tan korkan insanlar, takvâ ehli insanlar,
Hz. Ömer gibi insanlar. Kölesini deveye bindirebilen insanlar. Hz. Ömer gibi insanlar. Kölesini deveye bindirebilen insanlar. İnsanlar arasında fark görmeyen, gösterişe aldırmayan, paçasını sıvamış geliyor.İnsanlar arasında fark görmeyen, gösterişe aldırmayan, paçasını sıvamış geliyor. Biz olsaydık, redingot mu giyecektik, frak mı giyecektik, silindir melon şapka mı takacaktık? Biz olsaydık, redingot mu giyecektik, frak mı giyecektik, silindir melon şapka mı takacaktık?

Siyasilerden büyük birisi, bize ziyarete gelmek istemiş. Danışmanlarına sormuş; Siyasilerden büyük birisi, bize ziyarete gelmek istemiş. Danışmanlarına sormuş;

"Biz Şeyh Efendi'nin yanına gidiyoruz; ne giyeceğiz?" "Biz Şeyh Efendi'nin yanına gidiyoruz; ne giyeceğiz?"

Ne giyeceksin, temiz kalple gel, olduğun gibi gel ne olacak? Ne giyeceksin, temiz kalple gel, olduğun gibi gel ne olacak? Merasimin ne kıymeti var, elbisenin ne kıymeti var? Merasimin ne kıymeti var, elbisenin ne kıymeti var?

Parası olan haydut da bu elbiseyi alabiliyor; gangster de, mafya reisi de alabiliyor. Parası olan haydut da bu elbiseyi alabiliyor; gangster de, mafya reisi de alabiliyor. En güzel elbiseyi giyip karşına çıkabiliyor. Elbise çıktı mı, yine eski haydut gangster. En güzel elbiseyi giyip karşına çıkabiliyor. Elbise çıktı mı, yine eski haydut gangster. O elbiseyi giyince adam olmuyor ki elbise insanı adam etmiyor ki. O elbiseyi giyince adam olmuyor ki elbise insanı adam etmiyor ki.

İnsanı adam eden iman. İnsanı insan eden; insanı, insanların en olgunu, İnsanı adam eden iman. İnsanı insan eden; insanı, insanların en olgunu, sultanı eden iman, irfan! Mühim olan o. Anlamıyor herkes, görünüşe bakıyor.sultanı eden iman, irfan! Mühim olan o. Anlamıyor herkes, görünüşe bakıyor. Müslüman öyle değildir. Müslüman biraz efedir, kahramandır, babayiğittir. Müslüman öyle değildir. Müslüman biraz efedir, kahramandır, babayiğittir. Öyle teferruata bakmaz, işin özüne bakar. Ben bir kimseye zulmediyor muyum? Öyle teferruata bakmaz, işin özüne bakar.

Ben bir kimseye zulmediyor muyum?

"Osmanlılar zulmetmiş!" Etmedi. Osmanlı gayrimüslimlere zulmetseydi, "Osmanlılar zulmetmiş!"

Etmedi. Osmanlı gayrimüslimlere zulmetseydi,
bugün dünya üzerinde Rum bulunmazdı, Ermeni bulunmazdı. Keserdik hepsini! bugün dünya üzerinde Rum bulunmazdı, Ermeni bulunmazdı. Keserdik hepsini! Pastırma yapardık. Kendimiz de yemezdik, köpeklerimize yedirirdik, olur biterdi, tamam. Pastırma yapardık. Kendimiz de yemezdik, köpeklerimize yedirirdik, olur biterdi, tamam.

Müslüman domuz eti yemez; oldu, bitti. Yapmadık, yapmayız yine de yapmayız, yapamayız. Müslüman domuz eti yemez; oldu, bitti. Yapmadık, yapmayız yine de yapmayız, yapamayız.

Neden? Allah elimizi kolumuzu bağlamış. İslâm'da zulmetmek yok, kötülük yapmak yok. Neden?

Allah elimizi kolumuzu bağlamış. İslâm'da zulmetmek yok, kötülük yapmak yok.
Aklını kullansın, müslüman olsun. Aklını kullanmıyor. Aklını kullansın, müslüman olsun.

Aklını kullanmıyor.

Bırakırsın, ne yapalım. Âhirette cezasını çeker. Bırakırsın, ne yapalım. Âhirette cezasını çeker.

Kiliselerini bıraktık, yıkmadık. Bak onlar yıkıyorlar. Din adamlarına dokunmadık; Kiliselerini bıraktık, yıkmadık. Bak onlar yıkıyorlar. Din adamlarına dokunmadık; bak onlar öldürüyorlar. bak onlar öldürüyorlar. Ahaliye bir şey yapmadık; bak onlar katliam ediyorlar.Ahaliye bir şey yapmadık; bak onlar katliam ediyorlar. Tuna'yı cesetlerle doldurdular, hâlâ bombalıyorlar. Hem ne zaman bombalıyorlar? Tuna'yı cesetlerle doldurdular, hâlâ bombalıyorlar.

Hem ne zaman bombalıyorlar?

Su doldururken bombalıyor, fırının kuyruğundayken bombalıyor, cenazesini gömerken bombalıyor. Su doldururken bombalıyor, fırının kuyruğundayken bombalıyor, cenazesini gömerken bombalıyor. Utanır insan; çocuğu bombalıyor. Bu kötülüğü, bu çirkinliği göremiyor musunuz? Utanır insan; çocuğu bombalıyor.

Bu kötülüğü, bu çirkinliği göremiyor musunuz?

Ey dünyanın mel'un insanları! Gayrimüslimler!Ey dünyanın mel'un insanları! Gayrimüslimler! Bu çirkinliği, bu rezaleti bu alçaklığı, bu kalleşliğin kalleşlik olduğunu göremiyorsunuz? Bu çirkinliği, bu rezaleti bu alçaklığı, bu kalleşliğin kalleşlik olduğunu göremiyorsunuz?

"'Aaa!' diyecek bir insan yok mu içinizde? 'Aaa' olmaz bu kadar da!" diyecek "'Aaa!' diyecek bir insan yok mu içinizde? 'Aaa' olmaz bu kadar da!" diyecek bir vicdan sahibi yok mu? Vicdan denilen bir şey yok mu?bir vicdan sahibi yok mu? Vicdan denilen bir şey yok mu? Vicdan denilen malzeme sizde bulunmaz mı? Yok. Utanmıyor, arlanmıyor. Vicdan denilen malzeme sizde bulunmaz mı?

Yok. Utanmıyor, arlanmıyor.

O kim? Müslüman. Ölsün! Biz öyle dememişiz ki. O kim?

Müslüman.

Ölsün!

Biz öyle dememişiz ki.

"İspanya'da Katolik, katı insanlar yahudileri kesiyor." diye, almışız, memleketimize getirmişiz. "İspanya'da Katolik, katı insanlar yahudileri kesiyor." diye, almışız, memleketimize getirmişiz. Sonra yahudiler burada bizim kuyumuzu kazmış. Sonra yahudiler burada bizim kuyumuzu kazmış.

Padişahlık zamanında Marko Paşa'yı nâzır yapmadık mı, ermeni paşasını bakan yapmadık mı? Padişahlık zamanında Marko Paşa'yı nâzır yapmadık mı, ermeni paşasını bakan yapmadık mı? Paşa yaptık, dışişleri bakanlığında çalıştırdık, mevki verdik, makam verdik.Paşa yaptık, dışişleri bakanlığında çalıştırdık, mevki verdik, makam verdik. Bizde zulüm yok, olmaz! Neden? Allah zulmü yasaklamış. Ölçümüz var.Bizde zulüm yok, olmaz!

Neden?

Allah zulmü yasaklamış. Ölçümüz var.
Ne yapacağımız belli. Eman verdiğimiz insanın, malına canına dokunmak yok. Ne yapacağımız belli. Eman verdiğimiz insanın, malına canına dokunmak yok. Himayemize aldığımız insana zulmetmek yok, namusuna yan bakmak yok;Himayemize aldığımız insana zulmetmek yok, namusuna yan bakmak yok; bizde böyle, yedi asır böyle. bizde böyle, yedi asır böyle.

"Canım, Osmanlılar zalimmiş!" Osmanlılar zalim olsaydı, "Canım, Osmanlılar zalimmiş!"

Osmanlılar zalim olsaydı,
bunların metotlarıyla çalışsaydık bugün dünya üzerinde Ermeni kalmazdı. bunların metotlarıyla çalışsaydık bugün dünya üzerinde Ermeni kalmazdı. Bunların metotları bu; "Yeryüzünde müslüman bırakmayalım." diye çalışıyorlar.Bunların metotları bu; "Yeryüzünde müslüman bırakmayalım." diye çalışıyorlar. "Katliam yapalım; ne kadar öldürürsek o kadar kârdır." diyorlar. "Katliam yapalım; ne kadar öldürürsek o kadar kârdır." diyorlar.

Anadolu'ya çıktıkları zaman böyle yaptılar, Balkanlar'dan geldikleri zaman böyle yaptılar, Anadolu'ya çıktıkları zaman böyle yaptılar, Balkanlar'dan geldikleri zaman böyle yaptılar, Kafkasya'dan Erzurum'a geldikleri zaman böyle yaptılar; köy ahalisini öldürdüler. Kafkasya'dan Erzurum'a geldikleri zaman böyle yaptılar; köy ahalisini öldürdüler.

Kıbrıs'ta böyle yaptılar; çoğumuz biliyoruz. Köy ahalisine saldırdılar, öldürdüler. Kıbrıs'ta böyle yaptılar; çoğumuz biliyoruz. Köy ahalisine saldırdılar, öldürdüler. Boşnaklara böyle yaptılar. Çünkü bunlarda öldürmek esastır. Boşnaklara böyle yaptılar. Çünkü bunlarda öldürmek esastır.

"Öldür!" Öldürürler. Papazları da teşvik eder. "Öldür!"

Öldürürler. Papazları da teşvik eder.
Kilisede koca sakallarıyla onlar teşvik eder de, ötekiler ondan yaparlar. Kilisede koca sakallarıyla onlar teşvik eder de, ötekiler ondan yaparlar. Asıl kabahat onların. Biz yapmayız, yapmıyoruz, yapamayız. Neden? Asıl kabahat onların. Biz yapmayız, yapmıyoruz, yapamayız.

Neden?

Allah bize öyle emretmemiş, biz adaletliyiz. Biz merhametliyiz. Allah bize öyle emretmemiş, biz adaletliyiz. Biz merhametliyiz. Peygamber Efendimiz savaşa gönderirken tembih edermiş: Peygamber Efendimiz savaşa gönderirken tembih edermiş:

"Papazlara dokunmayın, kendi hâlinde ibadet eden insanlara, "Papazlara dokunmayın, kendi hâlinde ibadet eden insanlara, ihtiyarlara, kadınlara, çocuklara dokunmayın. ihtiyarlara, kadınlara, çocuklara dokunmayın. Tarlaları bahçeleri tahrip etmeyin, ağaçları yakmayın.Tarlaları bahçeleri tahrip etmeyin, ağaçları yakmayın. Sadece sizinle çarpışan, edepsizlere haddini bildirin, onlarla çarpışın, o kadar." Sadece sizinle çarpışan, edepsizlere haddini bildirin, onlarla çarpışın, o kadar."

Müslüman bir yere gitti, İran'a gitti, bir başka ülkeye girdi; ne yapar? Müslüman bir yere gitti, İran'a gitti, bir başka ülkeye girdi; ne yapar?

"Müslüman olun!" der. "Olmak istemiyoruz, hık ta mık da bilmem ne de." "Müslüman olun!" der.

"Olmak istemiyoruz, hık ta mık da bilmem ne de."

"Tamam, o zaman bizim himayemizi kabul edin, vergi verin!" "Tamam, o zaman bizim himayemizi kabul edin, vergi verin!"

Himayesini kabul eder, vergi verir, yaşar, rahatına bakar. Himayesini kabul eder, vergi verir, yaşar, rahatına bakar.

Bugün Süryaniler Güneydoğu Anadolu'da, asırlardır varlıklarını korumuşlardır. Bugün Süryaniler Güneydoğu Anadolu'da, asırlardır varlıklarını korumuşlardır. Peygamber Efendimiz zamanında kendisine gönderilen mektuplar bile kiliselerinde durur.Peygamber Efendimiz zamanında kendisine gönderilen mektuplar bile kiliselerinde durur. Ne yağmalanmıştır, ne hücum edilmiştir çünkü biz kiliseye de hürmet ederiz, Ne yağmalanmıştır, ne hücum edilmiştir çünkü biz kiliseye de hürmet ederiz, havraya da hürmet ederiz; öyle tecavüz yoktur. havraya da hürmet ederiz; öyle tecavüz yoktur.

Onlar topu çevirirler, minareyi bombalarlar, kubbeyi bombalarlar. Neden? Edepsiz. Onlar topu çevirirler, minareyi bombalarlar, kubbeyi bombalarlar.

Neden?

Edepsiz.

Neden? Papazları söylüyor, ondan. Neden? Müslüman seviyesinde değil de ondan. Neden?

Papazları söylüyor, ondan.

Neden?

Müslüman seviyesinde değil de ondan.
Çünkü zalim! Kalplerinin köklerinde zulüm var, merhametsizlik var, öldürmek var;Çünkü zalim! Kalplerinin köklerinde zulüm var, merhametsizlik var, öldürmek var; "Öldürmenin mahzuru yoktur." fikri var. Müslüman'a merhamet anlayışı yok; bunu bilin. "Öldürmenin mahzuru yoktur." fikri var. Müslüman'a merhamet anlayışı yok; bunu bilin.

Bunların hepsinin niyetleri sizi kesmektir, Türkiye'de müslüman bırakmamaktır, Bunların hepsinin niyetleri sizi kesmektir, Türkiye'de müslüman bırakmamaktır, Türkiye'yi İslâm'dan önceki devresine getirmektir. Hititlilerin devresine getirmesine razılar, Türkiye'yi İslâm'dan önceki devresine getirmektir. Hititlilerin devresine getirmesine razılar, puta taptırtamaya razılar, Allah'a ibadete razı değiller, hainler, zalimler! puta taptırtamaya razılar, Allah'a ibadete razı değiller, hainler, zalimler! Ve döndürüyorlar, propaganda ile reklamla dinsizleştiriyorlar,Ve döndürüyorlar, propaganda ile reklamla dinsizleştiriyorlar, komünistleştiriyorlar, imansızlaştırıyorlar, ateistleştiriyorlar. komünistleştiriyorlar, imansızlaştırıyorlar, ateistleştiriyorlar.

Birisine sormuşlar: Birisine sormuşlar:

"Tabi ateistim ben." demiş. Bakmış ki "ateist" kelimesinin mânasını anlamıyor; "Tabi ateistim ben." demiş.

Bakmış ki "ateist" kelimesinin mânasını anlamıyor;

"Ateistlik ne demek?" demiş. "Atatürk'ün adamı olmak, taraftarı olmak…" "Ateistlik ne demek?" demiş.

"Atatürk'ün adamı olmak, taraftarı olmak…"

Hay Allah müstahakını versin. Meğerse ateistliği, "Atatürkçülük" anlıyormuş. Hay Allah müstahakını versin. Meğerse ateistliği, "Atatürkçülük" anlıyormuş. "Tabii ateist olacağım." diye, bir de oradan hapı yutuyor. "Tabii ateist olacağım." diye, bir de oradan hapı yutuyor.

Onun için aziz ve muhterem kardeşlerim, ne yapacağız? Onun için aziz ve muhterem kardeşlerim, ne yapacağız?

Müslümanlar birleşecek, müslümanlar birbirini destekleyecek. Müslümanlar;Müslümanlar birleşecek, müslümanlar birbirini destekleyecek. Müslümanlar; cümle cihan halkının bizim aleyhimizde olduğunu bilecek, içeride fitne kaynattığını bilecek, cümle cihan halkının bizim aleyhimizde olduğunu bilecek, içeride fitne kaynattığını bilecek, müslümanı müslümana kırdırıp da, uzaktan gülmek istediğini bilecek. müslümanı müslümana kırdırıp da, uzaktan gülmek istediğini bilecek.

Suriye'nin kardeşimiz olduğunu bileceğiz, Irak'ın kardeşimiz olduğunu bileceğiz,Suriye'nin kardeşimiz olduğunu bileceğiz, Irak'ın kardeşimiz olduğunu bileceğiz, İran'ın kardeşimiz olduğunu bileceğiz, Kafkasya'nın kardeşimiz olduğunu bileceğiz, İran'ın kardeşimiz olduğunu bileceğiz, Kafkasya'nın kardeşimiz olduğunu bileceğiz, Boşnakların kardeşimiz olduğunu bileceğiz; ona göre davranacağız, çalışacağız. Boşnakların kardeşimiz olduğunu bileceğiz; ona göre davranacağız, çalışacağız. Bu sene böyle olsun; ileriye doğru hazırlığını yapacaksın, sen onlarla dostluğunu pekiştireceksin, Bu sene böyle olsun; ileriye doğru hazırlığını yapacaksın, sen onlarla dostluğunu pekiştireceksin, zulme fırsat vermeyeceksin. Adam zalim! NATO donanması Adriyatik'te, gık çıkarmıyor.zulme fırsat vermeyeceksin.

Adam zalim! NATO donanması Adriyatik'te, gık çıkarmıyor.
Müslümanlar öldürülürken gık demiyor. Müslümanlar bir adım giderse hop ortaya çıkıyor; Müslümanlar öldürülürken gık demiyor. Müslümanlar bir adım giderse hop ortaya çıkıyor; "Ben varım." diyor, "Birleşmiş Milletler" diyor, bilmem ne diyor. "Ben varım." diyor, "Birleşmiş Milletler" diyor, bilmem ne diyor.

Nerede birleşmiş? Siz "Birleşmiş Milletler" nasıl birleşmişsiniz? Nerede birleşmiş? Siz "Birleşmiş Milletler" nasıl birleşmişsiniz?

Kalleşlikte birleşmişsiniz oyun oynamakta birleşmişsiniz, müslümanları yok etmekte birleşmişsiniz.Kalleşlikte birleşmişsiniz oyun oynamakta birleşmişsiniz, müslümanları yok etmekte birleşmişsiniz. O zaman müslümanlar aklını başına toplayacak. Ona göre, ileriye dönük tedbir alacak.O zaman müslümanlar aklını başına toplayacak. Ona göre, ileriye dönük tedbir alacak. Tedbir alamazsanız siz de tehlikedesiniz. Yarın Bosna Hersek gibi Tedbir alamazsanız siz de tehlikedesiniz.

Yarın Bosna Hersek gibi
Çeçenistan gibi, sizin çocuklarınız da tehlikede. Çeçenistan gibi, sizin çocuklarınız da tehlikede. Çünkü orayı hallederlerse İstanbul'u isteyecekler. İstanbul'u zaten istiyorlar. Çünkü orayı hallederlerse İstanbul'u isteyecekler. İstanbul'u zaten istiyorlar.

"İstanbul'u bir beynelmilel şehir yapalım." diyor. Bu ne demek? "İstanbul'u bir beynelmilel şehir yapalım." diyor. Bu ne demek?

"Yunanistan'a verelim!é demenin gizli şekli. Hani Roma'da "papalık" ayrı bir devlet ya, "Yunanistan'a verelim!é demenin gizli şekli. Hani Roma'da "papalık" ayrı bir devlet ya, "papa devlet reisi, Türkiye elçisi" var, "Fransa elçisi" var ya hani. "papa devlet reisi, Türkiye elçisi" var, "Fransa elçisi" var ya hani.

Papalık o kaşık kadar yerde, nasıl bir devlet başkanı oluyor ve oraya büyükelçi tayin ediliyor? Papalık o kaşık kadar yerde, nasıl bir devlet başkanı oluyor ve oraya büyükelçi tayin ediliyor?

Hıristiyanların Papa'yı tutmasından. Hıristiyan Papasını iyi tuttuğundan,Hıristiyanların Papa'yı tutmasından. Hıristiyan Papasını iyi tuttuğundan, iyi desteklediğinden bütün devletler onu devlet olarak kabul ediyor,iyi desteklediğinden bütün devletler onu devlet olarak kabul ediyor, kaşık kadar yere büyük elçi gönderiyor, Vatikan cumhuriyetine büyük elçi gönderiyor.kaşık kadar yere büyük elçi gönderiyor, Vatikan cumhuriyetine büyük elçi gönderiyor. Türkiye Vatikan büyük elçisi, Irak Vatikan Büyükelçisi, bilmem ne... Türkiye Vatikan büyük elçisi, Irak Vatikan Büyükelçisi, bilmem ne...

Mısır ülkesi birleşmiş milletlere gönderdiği Butros Butros Galli hıristiyan, İslâm düşmanı. Mısır ülkesi birleşmiş milletlere gönderdiği Butros Butros Galli hıristiyan, İslâm düşmanı.

Sen bu adamı,Sen bu adamı, azılı İslâm düşmanını, papazı niye Mısır'ın baş temsilcisi olarak, Birleşmiş Milletler'e gönderdin? azılı İslâm düşmanını, papazı niye Mısır'ın baş temsilcisi olarak, Birleşmiş Milletler'e gönderdin?

Mısır İslâm ülkesi değil mi? Değil! Yönetimi değil. Mısır İslâm ülkesi değil mi?

Değil! Yönetimi değil.
-İki babası da Butros olduğundan Butros Butros Galli deniliyor. -İki babası da Butros olduğundan Butros Butros Galli deniliyor. Galiba Osmanlılar babasını cezalandırmış; ondan Osmanlılara kızıyor. Galiba Osmanlılar babasını cezalandırmış; ondan Osmanlılara kızıyor. Bir hainlik yapmış, Osmanlı devletine hıyanet etmiş.Bir hainlik yapmış, Osmanlı devletine hıyanet etmiş. Onun için o hıristiyanlar nasıl papalarına desteklerinden, cümle cihanı tutmaya çalışıyor. Onun için o hıristiyanlar nasıl papalarına desteklerinden, cümle cihanı tutmaya çalışıyor.

Müslüman da din âlimlerini destekleyecek, dinini yüce tutacak, ezdirmeyecek. Müslüman da din âlimlerini destekleyecek, dinini yüce tutacak, ezdirmeyecek. Orada, İslâm âlemindeki bir cami yıkıldığı zaman, elli tane kiliseye aynı şeyi yapacaksın veyaOrada, İslâm âlemindeki bir cami yıkıldığı zaman, elli tane kiliseye aynı şeyi yapacaksın veya yapacağını bildiği için o camiye dokunamayacak.yapacağını bildiği için o camiye dokunamayacak. Veya orada bir camiye hücum olduğu zaman, bütün İslâm ülkeleri kalkacak, donanmalarıyla Veya orada bir camiye hücum olduğu zaman, bütün İslâm ülkeleri kalkacak, donanmalarıyla Sırbistan'ın üstüne gidecek, NATO araya girecek: "Dur, biz hallederiz.Sırbistan'ın üstüne gidecek, NATO araya girecek:

"Dur, biz hallederiz.
Yapmayın, etmeyin, eylemeyin, tamam, bu sefer bir kaza oldu, biz tamir edelim." filan diyecek.Yapmayın, etmeyin, eylemeyin, tamam, bu sefer bir kaza oldu, biz tamir edelim." filan diyecek. Müslüman o hassasiyeti göstermediğinden yapıyorlar. Müslüman o hassasiyeti göstermediğinden yapıyorlar. Sizin kusurunuz, bizim kusurumuz. Bütün âlem-i İslâm'ın kusuru. Sizin kusurunuz, bizim kusurumuz. Bütün âlem-i İslâm'ın kusuru.

Rumlar, Türklerle mücadele ediyor, gidiyor Suriye'yle anlaşma yapıyor. Rumlar, Türklerle mücadele ediyor, gidiyor Suriye'yle anlaşma yapıyor. Suudi Arabistan'la arası iyi, Mısır'la can ciğer kuzu sarması dost.Suudi Arabistan'la arası iyi, Mısır'la can ciğer kuzu sarması dost. Mısır'ın kabahati, Suriye'nin kabahati, o seni ayırıyor, öteki İslâm ülkelerini birbirine düşürüyor. Mısır'ın kabahati, Suriye'nin kabahati, o seni ayırıyor, öteki İslâm ülkelerini birbirine düşürüyor.

Sana düşmanlık yapıyor; Mısır'a, Suriye'ye gülüyor. Ticareti var, menfaati var. Sana düşmanlık yapıyor; Mısır'a, Suriye'ye gülüyor. Ticareti var, menfaati var. Mısır'daki müslüman olarak o zaman sende gevşiyorsun. Halbuki kaşını çatacaksın; Mısır'daki müslüman olarak o zaman sende gevşiyorsun. Halbuki kaşını çatacaksın;

"Yo, öyle yağma yok, sen Türkiye'ye o oyunu oynadıkça ben seninle ticaret de yapmam, "Yo, öyle yağma yok, sen Türkiye'ye o oyunu oynadıkça ben seninle ticaret de yapmam, senin bu tebessümüne de yüz vermem!" diyeceksin. senin bu tebessümüne de yüz vermem!" diyeceksin. Müslümanlar böyle birlik olduğu zaman o da müslümana saldıramayacak. Müslümanlar böyle birlik olduğu zaman o da müslümana saldıramayacak.

"Arkadaş, dünya üzerinde iki milyar müslüman var, "Arkadaş, dünya üzerinde iki milyar müslüman var, her dört kişiden bir tanesi müslüman. Onların da hakkına saygı göstermemiz lazım." filan diyecek. her dört kişiden bir tanesi müslüman. Onların da hakkına saygı göstermemiz lazım." filan diyecek.

Sen dinine saygı göstermeye onları mecbur etmediğin için,Sen dinine saygı göstermeye onları mecbur etmediğin için, çalışmadığın için, onlar her yerde müslümanları eziyor. çalışmadığın için, onlar her yerde müslümanları eziyor. Ama onların bir tanesine bir şey olsa cümlesi ayağa kalkıyor, hepsi birden ayağa kalkıyor. Ama onların bir tanesine bir şey olsa cümlesi ayağa kalkıyor, hepsi birden ayağa kalkıyor. Bak Türkiye'yi parçalamak için hepsi müttefik. Neden? Bak Türkiye'yi parçalamak için hepsi müttefik.

Neden?

"Parçalayalım, bu müslüman ülke parçalansın." diye düşünüyor."Parçalayalım, bu müslüman ülke parçalansın." diye düşünüyor. Börek gibi bölelim, baklava gibi yiyelim; istediği o. Baklava gibi tatlı bir ülke. Börek gibi bölelim, baklava gibi yiyelim; istediği o. Baklava gibi tatlı bir ülke. İzmir tarafını kes; yağlı tarafından bu tarafa ver. Van tarafını kes; İzmir tarafını kes; yağlı tarafından bu tarafa ver. Van tarafını kes; Kuzey'i şuna ver, Güney'i buna ver… Kuzey'i şuna ver, Güney'i buna ver…

Ne oluyor, hayrola ne oluyor? "Paylaşıyoruz!" Öyle şey olur mu?Ne oluyor, hayrola ne oluyor?

"Paylaşıyoruz!"

Öyle şey olur mu?
Paylaştıracak mıyız, öyle yağma var mı? Ne oluyor? İstanbul beynelmilel bir şehir olacakmış;Paylaştıracak mıyız, öyle yağma var mı? Ne oluyor? İstanbul beynelmilel bir şehir olacakmış; İstanbul'un statüsü değişir mi? Öyle saçma şey mi olur? İstanbul'un statüsü değişir mi? Öyle saçma şey mi olur?

Yıkarım alimallah, cümle cihanı yıkarım. Sen benim ne olduğumu daha bilmiyorsun. Yıkarım alimallah, cümle cihanı yıkarım. Sen benim ne olduğumu daha bilmiyorsun. Öyle diyecek müslüman; o zaman o da haddini bilecek. Çalışacak sonra, harıl harıl çalışacak. Öyle diyecek müslüman; o zaman o da haddini bilecek. Çalışacak sonra, harıl harıl çalışacak.

Misyonerlerin hepsi Afrika'da çalışmıyor mu? Anadolu'da harıl harıl gezmiyor mu? Misyonerlerin hepsi Afrika'da çalışmıyor mu? Anadolu'da harıl harıl gezmiyor mu? Kuzey Irak'ta cirit atmıyor mu? Kürtleri kışkırtmıyor mu? Kuzey Irak'ta cirit atmıyor mu? Kürtleri kışkırtmıyor mu? Anadolu'nun her yerinde oyun etmiyor mu? Sen niye İslâm'ı yaymak için çalışmıyorsun?Anadolu'nun her yerinde oyun etmiyor mu?

Sen niye İslâm'ı yaymak için çalışmıyorsun?
Bak Avrupa kolluyor; kendi adamlarını, din adamlarını Amerika kolluyor. Bak Avrupa kolluyor; kendi adamlarını, din adamlarını Amerika kolluyor.

Büyük oyunlar var, muhterem kardeşlerim! Aklını başına toplayacaksın. Büyük oyunlar var, muhterem kardeşlerim! Aklını başına toplayacaksın.

Bu hadîs-i şerîfte çok şeyler öğrendik. Peygamber Efendimiz bildirmiş, müjdelemiş. Bu hadîs-i şerîfte çok şeyler öğrendik.

Peygamber Efendimiz bildirmiş, müjdelemiş.

Ne zaman müjdelemiş? İslâm'ın, müslümanların sıkıntıda olduğu zaman müjdelemiş: Ne zaman müjdelemiş?

İslâm'ın, müslümanların sıkıntıda olduğu zaman müjdelemiş:

"Korkmayın iyi şeyler olacak." demiş. Evet, iyi şeyler oldu ama herkes İslâm için canını verdi."Korkmayın iyi şeyler olacak." demiş. Evet, iyi şeyler oldu ama herkes İslâm için canını verdi. Şehit olmak için orduya gitti. Müslümanlar savaşa çağrıldığı zaman, güle oynaya gittiler de,Şehit olmak için orduya gitti. Müslümanlar savaşa çağrıldığı zaman, güle oynaya gittiler de, öldüler, şehit oldular, İslâm öyle gelişti. öldüler, şehit oldular, İslâm öyle gelişti.

Tam evlenmiş, nikâh günü, düğünü de yapılmış, gerdeğe girecek adam, güvey. Tam evlenmiş, nikâh günü, düğünü de yapılmış, gerdeğe girecek adam, güvey. Düğünü yapıldı, gündüz gerdeğe girecek, keyfine bakacak. Sokakta tellal seslendi: Düğünü yapıldı, gündüz gerdeğe girecek, keyfine bakacak. Sokakta tellal seslendi:

"Müşrikler geliyor! Müşriklerle savaşmak için herkes silahını alsın, çıksın!" "Müşrikler geliyor! Müşriklerle savaşmak için herkes silahını alsın, çıksın!"

Daha gelinin yanına gitmeden o güvey de çıktı. Uhud harbinde çarpıştı, şehit oldu. Daha gelinin yanına gitmeden o güvey de çıktı. Uhud harbinde çarpıştı, şehit oldu. Güveyken, gelinin yanına gitmeden, savaşa gitti. İslâm böyle ilerledi. Güveyken, gelinin yanına gitmeden, savaşa gitti. İslâm böyle ilerledi.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz kendi kızlarını Mekke'de bıraktı,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz kendi kızlarını Mekke'de bıraktı, yüreği parçalana parçalana Medine'ye gitti. yüreği parçalana parçalana Medine'ye gitti. Kendi kızını binekten düşürdüler, alaşağı ettiler, bebeğini düşürttüler, kanama yaptırttılar, Kendi kızını binekten düşürdüler, alaşağı ettiler, bebeğini düşürttüler, kanama yaptırttılar, üç sene kanaması devam etti, ondan vefat etti. üç sene kanaması devam etti, ondan vefat etti.

Peygamber Efendimiz az mı ızdırap çekti, güzel bir gün mü gördü? Peygamber Efendimiz az mı ızdırap çekti, güzel bir gün mü gördü?

Her zaman sıkıntı çekti, Allah rızası için çalıştı. Sahabe-i Kiram öyle çalıştı. Her zaman sıkıntı çekti, Allah rızası için çalıştı. Sahabe-i Kiram öyle çalıştı.

Ebû Eyyüb el-Ensârî hazretleri ihtiyar halde buraya geldi,Ebû Eyyüb el-Ensârî hazretleri ihtiyar halde buraya geldi, İstanbul'u fethetmek için gayret sarf etti. İstanbul'u fethetmek için gayret sarf etti.

"Allah rızası için hicret etmek lazım,"Allah rızası için hicret etmek lazım, hicret etmeyenlerin yeri cehennem olacak!" diye âyet-i kerîme indi; hicret etmeyenlerin yeri cehennem olacak!" diye âyet-i kerîme indi; hicreti anlattığımız akşam ben burada okudum ama izahına vakit olmadı. hicreti anlattığımız akşam ben burada okudum ama izahına vakit olmadı.

Bismillâhirrahmânirrahîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

İnne'llezîne tevaffâhümü'l-melâiketü zâlimî enfüsihim kâlû fî me küntüm kâlû künnâİnne'llezîne tevaffâhümü'l-melâiketü zâlimî enfüsihim kâlû fî me küntüm kâlû künnâ müs'tad'afîne fi'l-ard kâlû e lem tekün ardu'llâhi vâsiaten fe-tühâcirû fîhâ fe-ülâike müs'tad'afîne fi'l-ard kâlû e lem tekün ardu'llâhi vâsiaten fe-tühâcirû fîhâ fe-ülâike me'vâhüm cehennem, ve sâet masîrâ. me'vâhüm cehennem, ve sâet masîrâ.

"Cehenneme gidecekler, ne kötü yerdir o gidecekleri cehennem!" diye âyet-i kerîme inince,"Cehenneme gidecekler, ne kötü yerdir o gidecekleri cehennem!" diye âyet-i kerîme inince, Mekke'deki ihtiyar müslüman İbn Damra dedi ki; Mekke'deki ihtiyar müslüman İbn Damra dedi ki;

"Vallahi ben bu akşam Mekke'de yatmam, vallahi hicret edeceğim."Vallahi ben bu akşam Mekke'de yatmam, vallahi hicret edeceğim. Hazırlayın torbamı, burada durmam." "Devemi hazırlayın." dedi, hazırladılar. Hazırlayın torbamı, burada durmam."

"Devemi hazırlayın." dedi, hazırladılar.
"Çekin devemi getirin." dedi, getirdiler. "Bindirin beni deveme." dedi, deveye binecek hâli yok,"Çekin devemi getirin." dedi, getirdiler. "Bindirin beni deveme." dedi, deveye binecek hâli yok, hasta, ihtiyar, ama yemin etti: "Resûlullah hicreti emretmiş, gideceğiz hasta, ihtiyar, ama yemin etti:

"Resûlullah hicreti emretmiş, gideceğiz
Resûlullah'ın etrafına, kenetleneceğiz, din için çalışacağız." diye,Resûlullah'ın etrafına, kenetleneceğiz, din için çalışacağız." diye, "Hicreti emretti. Hicret etmeyenler, yurdunda kalanlar, zulme tâbî olanlar, zalimlerin dediği gibi"Hicreti emretti. Hicret etmeyenler, yurdunda kalanlar, zulme tâbî olanlar, zalimlerin dediği gibi yaşayanlar öyle ölürlerse cehenneme gidecekler." diye âyet inince, yaşayanlar öyle ölürlerse cehenneme gidecekler." diye âyet inince, "Artık bu Mekke'de, bu zalimlerin yanında kalamam." dedi, deveye bindi. "Artık bu Mekke'de, bu zalimlerin yanında kalamam." dedi, deveye bindi.

Ne kadar yürüdü? Umre mescidine kadar, Harem hudutlarına kadar gitti.Ne kadar yürüdü?

Umre mescidine kadar, Harem hudutlarına kadar gitti.
Orada ruhunu teslim etti, şehit oldu. Yolcu olarak orada vefat etti.Orada ruhunu teslim etti, şehit oldu. Yolcu olarak orada vefat etti. O kadar ihtiyar, o kadar halsizdi ama; O kadar ihtiyar, o kadar halsizdi ama;

"Vallahi bu gece Mekke'de kalmayacağım." diye yemin etmişti, kalmadı. Gitti, yolda şehit oldu. "Vallahi bu gece Mekke'de kalmayacağım." diye yemin etmişti, kalmadı. Gitti, yolda şehit oldu.

Hakkında âyet indi: Ve men yahrüc min beytihî mühâciren ila'llâhiHakkında âyet indi:

Ve men yahrüc min beytihî mühâciren ila'llâhi
ve resûlihî sümme yüdrikhü'l-mevtü fe-kad vekaa ecrühû ala'llâh. ve resûlihî sümme yüdrikhü'l-mevtü fe-kad vekaa ecrühû ala'llâh.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Eski insanlar İslâm için neler yaptı. Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Eski insanlar İslâm için neler yaptı.
Bugünkü insanlar ibadetleri ite kaka yapıyor, zar zor yapıyor, "Müslümanım." diyor,Bugünkü insanlar ibadetleri ite kaka yapıyor, zar zor yapıyor, "Müslümanım." diyor, İslâm'ın emirlerini tutmuyor, müslümanı korumuyor, İslâm'ı koruyacak çalışma yapmıyor. İslâm'ın emirlerini tutmuyor, müslümanı korumuyor, İslâm'ı koruyacak çalışma yapmıyor. Var gücüyle çalışacak, bütün gücüyle çalışacak; onu yapmıyor. Var gücüyle çalışacak, bütün gücüyle çalışacak; onu yapmıyor.

Onun için düşmanlar da meydanı boş bulduklarından bütün zulümleri yapıyorlar. Onun için düşmanlar da meydanı boş bulduklarından bütün zulümleri yapıyorlar. Bu zulümlerde kimin suç ortaklığı var? Bu zulümlerde kimin suç ortaklığı var?

Reaksiyon göstermeyen müslümanların suç ortaklığı var. Reaksiyon göstermeyen müslümanların suç ortaklığı var.

Evet, İslâm'ın gelişmesi olduğu gibi, gerilemesinin de olacağınıEvet, İslâm'ın gelişmesi olduğu gibi, gerilemesinin de olacağını Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîflerde bildirmiş.Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîflerde bildirmiş. Kâinatın istikbalini Allah ona söylemiş: Kâinatın istikbalini Allah ona söylemiş:

"Şöyle olacak, kıyamet kopacak, böyle olacak..." diye bildirmiş. "Şöyle olacak, kıyamet kopacak, böyle olacak..." diye bildirmiş. Tabi olacak, insanlar böyle sapıtacak, ama biz sapıtan insanlardan mı olalım? Tabi olacak, insanlar böyle sapıtacak, ama biz sapıtan insanlardan mı olalım?

Biz sapıtanlardan mı olalım; Allah'ın dinini bilen, Allah'ın dinine sarılan, Biz sapıtanlardan mı olalım; Allah'ın dinini bilen, Allah'ın dinine sarılan, Allah'ın dinini savunan iyi müslüman mı olalım? Allah'ın dinini savunan iyi müslüman mı olalım?

Kıyamete kadar Allah'ın dinine hizmet eden insanlar var olacak. Onlardan mı olalım?Kıyamete kadar Allah'ın dinine hizmet eden insanlar var olacak. Onlardan mı olalım? Dinini unutup da Allah'ın cezasına, kahrına uğrayanlardan mı olalım? Dinini unutup da Allah'ın cezasına, kahrına uğrayanlardan mı olalım?

Allah'ın dinine hizmet edenlerden olalım. Bunun için malımızla canımızla çalışmamız lazım.Allah'ın dinine hizmet edenlerden olalım. Bunun için malımızla canımızla çalışmamız lazım. Tercih, dinleyenin. Tercih, dinleyenin.

İnna'llâhe'stafe'l-arabe min cemîi'n-nâsi ve'stafâ Kureyşen mine'l-arabi. İnna'llâhe'stafe'l-arabe min cemîi'n-nâsi ve'stafâ Kureyşen mine'l-arabi. Ve'stafâ Benî Hâşimin min Kureyşin. Ve'stafâ Benî Hâşimin min Kureyşin. Ve'stafânî ve'htârenî fî neferin min ehli beytî AliyyünVe'stafânî ve'htârenî fî neferin min ehli beytî Aliyyün ve Hamzetü ve Ca'ferün ve'l-Hasenü ve'l-Huseynü. ve Hamzetü ve Ca'ferün ve'l-Hasenü ve'l-Huseynü.

İbn Asâkir'in rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfi okudum. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; İbn Asâkir'in rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfi okudum.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

İnna'llâhe'stafe'l-arabe min cemîi'n-nâs. "Bütün insanların arasından Allah Arapları seçti." İnna'llâhe'stafe'l-arabe min cemîi'n-nâs. "Bütün insanların arasından Allah Arapları seçti."

Süzdü. Istıfâ etmek, "sâfîleştirmek" demek. Süzdü. Istıfâ etmek, "sâfîleştirmek" demek.

Istafe'l-arabe min cemîi'n-nâs. "İnsanları süzdü, içinden Arab'ı müstesna bir kavim olarak seçti." Istafe'l-arabe min cemîi'n-nâs. "İnsanları süzdü, içinden Arab'ı müstesna bir kavim olarak seçti."

Tamam. Sonra? Ve'stafâ Kureyşen mine'l-arabi. Tamam. Sonra?

Ve'stafâ Kureyşen mine'l-arabi.
"Arap kavmi içinden de Kureyş'i süzdü. Süzmesi, en güzidesi, kıymetlisi olarak Kureyş'i seçti." "Arap kavmi içinden de Kureyş'i süzdü. Süzmesi, en güzidesi, kıymetlisi olarak Kureyş'i seçti." Va'stafâ benî Hâşimin min Kureyşin.Va'stafâ benî Hâşimin min Kureyşin. "Benim sülalem olan Benî Hâşim'i de, Kureyş'in içinden süzdü, seçti, ortaya koydu.""Benim sülalem olan Benî Hâşim'i de, Kureyş'in içinden süzdü, seçti, ortaya koydu." Va'stafânî. "Sonra Kureyş'in, Benî Hâşim'in içinden beni seçti." Va'stafânî. "Sonra Kureyş'in, Benî Hâşim'in içinden beni seçti."

Onun için Resûlullah'ın bir adı nedir? Mustafa'dır. Muhammed-i Mustafa. Onun için Resûlullah'ın bir adı nedir?

Mustafa'dır. Muhammed-i Mustafa.
Birçok sıfatları var, bir sıfatı da Mustafa. Mustafa ne demek? "Süzülüp seçilmiş" demek. Birçok sıfatları var, bir sıfatı da Mustafa.

Mustafa ne demek?

"Süzülüp seçilmiş" demek.

Allah Resûlullah'ı seçti, nasıl seçti? İnsanların içinden Arab'ı seçti. Allah Resûlullah'ı seçti, nasıl seçti?

İnsanların içinden Arab'ı seçti.
Arab'ın içinden Kureyş'i seçti. Kureyş'in içinden Benî Hâşim'i seçti. Arab'ın içinden Kureyş'i seçti. Kureyş'in içinden Benî Hâşim'i seçti. Benî Hâşim'in içinden Resûlullah Efendimiz'i seçti. Ve'htârenî. "Beni ihtiyar etti." Benî Hâşim'in içinden Resûlullah Efendimiz'i seçti.

Ve'htârenî. "Beni ihtiyar etti."

İhtiyâr da "hayırlısını tercih etmek" demek. İhtiyâr da "hayırlısını tercih etmek" demek.

Fî neferin min ehli beytî. "Beni Kureyş'in içinden seçti amaFî neferin min ehli beytî. "Beni Kureyş'in içinden seçti ama etrafımda bana destek olacak insanları da tayin ederek seçti." etrafımda bana destek olacak insanları da tayin ederek seçti."

Kim onlar? Aliyyün. "Hz. Ali." Ve Hamzetü. "Hz. Hamza." Kim onlar?

Aliyyün. "Hz. Ali." Ve Hamzetü. "Hz. Hamza."

Uhud'da şehit olan Efendimiz. Ve Ca'ferün. Cafer kim? Uhud'da şehit olan Efendimiz.

Ve Ca'ferün.

Cafer kim?

Cafer-i Tayyar hazretleri. Peygamber Efendimiz onun cennette uçtuğunu gördüğü için,Cafer-i Tayyar hazretleri. Peygamber Efendimiz onun cennette uçtuğunu gördüğü için, bu Cafer'in lakabı Cafer-i Tayyardır. Tayyar ne demek? Tayyere gibi "uçan" demek. bu Cafer'in lakabı Cafer-i Tayyardır.

Tayyar ne demek?

Tayyere gibi "uçan" demek.
Peygamber Efendimiz, Medine'den onun şehit olup da cennette uçtuğunu haber verdi. Peygamber Efendimiz, Medine'den onun şehit olup da cennette uçtuğunu haber verdi.

"Müslümanlar harbe giriştiler, bayrak falancanın elinde..." "Müslümanlar harbe giriştiler, bayrak falancanın elinde..."

Kuzey'de, Tebük tarafında Mûte'de savaş oluyor şey; Efendimiz Medine'den anlatıyor. Kuzey'de, Tebük tarafında Mûte'de savaş oluyor şey; Efendimiz Medine'den anlatıyor. Peygamberlik gözüyle, Allah'ın lütfuyla Medine'den görüyor: Peygamberlik gözüyle, Allah'ın lütfuyla Medine'den görüyor:

"Şimdi bayrak şunun elinden düştü, şehit oldu, ötekisi aldı, "Şimdi bayrak şunun elinden düştü, şehit oldu, ötekisi aldı, sonra ötekisi aldı, sonra ötekisi aldı." sonra ötekisi aldı, sonra ötekisi aldı."

Adıyla, sanıyla, sırayla kimlerin bayrağı elden ele alıp şehit olup düşürdüğünü bildirdi. Adıyla, sanıyla, sırayla kimlerin bayrağı elden ele alıp şehit olup düşürdüğünü bildirdi. Cafer-i Tayyar hazretleri orada şehit oldu. Cafer-i Tayyar hazretleri orada şehit oldu.

Medine'ye, Habeşistan'a hicret edildiği zamanda Kureyş Habeşistan'a adam göndermişti: Medine'ye, Habeşistan'a hicret edildiği zamanda Kureyş Habeşistan'a adam göndermişti:

"Bu adamlar bizim, Kureyş'ten buraya sığınan bu adamları, senin ülkende"Bu adamlar bizim, Kureyş'ten buraya sığınan bu adamları, senin ülkende barındırma ey Habeş imparatoru! barındırma ey Habeş imparatoru! At bunları ülkenden, bunlar fena insanlardır, bunlar bizim dinimize çatıyorlar,At bunları ülkenden, bunlar fena insanlardır, bunlar bizim dinimize çatıyorlar, senin dinine de çatıyorlar, Hz. İsa'nın da aleyhinde konuşuyorlar." filan diye senin dinine de çatıyorlar, Hz. İsa'nın da aleyhinde konuşuyorlar." filan diye imparatora gammazladılar. imparatora gammazladılar.

Cafer-i Tayyar hazretleri oraya gitmiş müslümanların mümessili olarakCafer-i Tayyar hazretleri oraya gitmiş müslümanların mümessili olarak -daha evvelki yılları söylüyorum.- kalktı, söz istedi, dedi ki; -daha evvelki yılları söylüyorum.- kalktı, söz istedi, dedi ki;

"Ey Hükümdar! Biz basit bir topluluktuk. Zalimdik, birbirimize hücum ederdik, yağmalardık, "Ey Hükümdar! Biz basit bir topluluktuk. Zalimdik, birbirimize hücum ederdik, yağmalardık, esir alırdık, öldürürdük, kız çocuklarımızı gömerdik, putlara tapardık. esir alırdık, öldürürdük, kız çocuklarımızı gömerdik, putlara tapardık. Hz. Muhammed geldi, bize Allah'a tapmamızı söyledi. Hz. İsa hakkında bizim inancımız şudur: Hz. Muhammed geldi, bize Allah'a tapmamızı söyledi. Hz. İsa hakkında bizim inancımız şudur: 'Hz. İsa Peygamberdir, Allah'ın oğlu değildir, Allah'ın kuludur.'Hz. İsa Peygamberdir, Allah'ın oğlu değildir, Allah'ın kuludur. Meryem, Allah'ın kuludur, iyi insandır. Zina yapmış bir insan değildir, namusludur, iyi insandır,Meryem, Allah'ın kuludur, iyi insandır. Zina yapmış bir insan değildir, namusludur, iyi insandır, mübarek bir insandır. mübarek bir insandır. Hz. İsa'da, Allah'ın kulu ve Peygamberidir. Hz. İsa'da, Allah'ın kulu ve Peygamberidir. Hz. İsa'ya inmiş olan asıl İncil Allah'ın hak kitabıdır, sonraki bozulmuştur. Hz. İsa'ya inmiş olan asıl İncil Allah'ın hak kitabıdır, sonraki bozulmuştur. Bizim inancımız budur.'" diye söyleyince Bizim inancımız budur.'" diye söyleyince Habeş İmparatoru dedi ki; "Siz haklısınız. Ben de bu kanaatteyim." dedi,Habeş İmparatoru dedi ki;

"Siz haklısınız. Ben de bu kanaatteyim." dedi,
Cafer-i Sadık'ın işaretleriyle, izahatıyla, anlatmasıyla, tatmin oldu, müslüman oldu.. Cafer-i Sadık'ın işaretleriyle, izahatıyla, anlatmasıyla, tatmin oldu, müslüman oldu..

Kureyşlileri kovdu. İmparator Necaşî; "Defolun!" dedi. Hediyeler getirmişlerdi. Kureyşlileri kovdu. İmparator Necaşî; "Defolun!" dedi. Hediyeler getirmişlerdi. "Alın hediyelerinizi kabul etmiyorum" dedi. Müslümanlara; "Alın hediyelerinizi kabul etmiyorum" dedi. Müslümanlara; "Siz benim ülkemde istediğiniz kadar kalabilirsiniz." dedi. "Siz benim ülkemde istediğiniz kadar kalabilirsiniz." dedi. Onlar bir müddet Habeşistan'da kaldılar, sonra döndüler, Onlar bir müddet Habeşistan'da kaldılar, sonra döndüler, Peygamber Efendimiz'in yanına Medine'ye geldiler. Sonra Mekke fethedildi. Peygamber Efendimiz'in yanına Medine'ye geldiler. Sonra Mekke fethedildi.

Mekke fetholunduktan sonra müslümanların işi ne oldu? Mekke fetholunduktan sonra müslümanların işi ne oldu?

Cihat! Cihat oldu. Mekke fetholunduktan sonra hicret bitti, hicret kalmadı, cihat başladı.Cihat!

Cihat oldu. Mekke fetholunduktan sonra hicret bitti, hicret kalmadı, cihat başladı.
Cihat oldu. İslâm'ı yaymak için cihat ettiler, cihat ettiler... Cihat oldu. İslâm'ı yaymak için cihat ettiler, cihat ettiler...

Tabi bu Medine'deyken, o sefer olduğu zaman Cafer-i Tayyar, Tabi bu Medine'deyken, o sefer olduğu zaman Cafer-i Tayyar, ordu komutanı olarak oraya gitmişti. Orada şehit oldu. ordu komutanı olarak oraya gitmişti. Orada şehit oldu. Efendimiz, onun cennette uçtuğunu gördüğünden "Cafer-i Tayyar" diyorlar.Efendimiz, onun cennette uçtuğunu gördüğünden "Cafer-i Tayyar" diyorlar. Lakabı odur, Caferi Tayyar hazretleri. Hz. Ali, Hz. Hamza, Lakabı odur, Caferi Tayyar hazretleri.

Hz. Ali, Hz. Hamza,
Hz. Cafer-i Tayyar, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin. Peygamber Efendimiz var;Hz. Cafer-i Tayyar, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin. Peygamber Efendimiz var; etrafında da böyle mübarek insanlar var. etrafında da böyle mübarek insanlar var.

Peygamber Efendimiz, Hz. Hamza'yı çok severdi. Çok babayiğitti, çok kahramandı. Peygamber Efendimiz, Hz. Hamza'yı çok severdi. Çok babayiğitti, çok kahramandı. Uhud harbinde çok kahramanca çarpıştı. Arkasından geldiler, şehit ettiler. Uhud harbinde çok kahramanca çarpıştı. Arkasından geldiler, şehit ettiler. Yoksa kimse yanına yanaşamıyordu, devirip geçiyordu. Nice kahramanlıklar göstermişti. Yoksa kimse yanına yanaşamıyordu, devirip geçiyordu. Nice kahramanlıklar göstermişti.

Şehit olacakmış, nasibi öyleymiş. Birisi arkadan pusu kurdu, fırsat kolladı, arkadan saldırdılar, Şehit olacakmış, nasibi öyleymiş. Birisi arkadan pusu kurdu, fırsat kolladı, arkadan saldırdılar, erkekçe yapamadılar. Sonradan onu öldüren şahıs da müslüman oldu. erkekçe yapamadılar. Sonradan onu öldüren şahıs da müslüman oldu. Ona da bir şey diyemiyoruz, ne yapalım? Sonradan müslüman oldu. Ona da bir şey diyemiyoruz, ne yapalım? Sonradan müslüman oldu. Allah müslüman olunca eski günahları affediyor. Allah müslüman olunca eski günahları affediyor.

Evet, Peygamber Efendimiz; "Allah, bunları benimle beraber, benim grubum olarak seçti." diyor.Evet, Peygamber Efendimiz; "Allah, bunları benimle beraber, benim grubum olarak seçti." diyor. Tabi biz onları seviyoruz. Medine'ye gittiğimiz zaman Tabi biz onları seviyoruz. Medine'ye gittiğimiz zaman Uhud'da Hz. Hamza'yı ziyaret ediyoruz; o orada. Uhud'da Hz. Hamza'yı ziyaret ediyoruz; o orada.

Hz. Ali Efendimiz'i seviyoruz, başımızın tacı. Hz. Ali'yi, alevîler bizim kadar sevemez. Hz. Ali Efendimiz'i seviyoruz, başımızın tacı. Hz. Ali'yi, alevîler bizim kadar sevemez.

Neden? Seviyorsa Hz. Ali gibi yaşasın. Hz. Ali Efendimiz namaz kılıyordu, Neden?

Seviyorsa Hz. Ali gibi yaşasın. Hz. Ali Efendimiz namaz kılıyordu,
İslâm'ın emirlerini tutuyordu, İslâm için çarpışmıştı. İslâm'ın emirlerini tutuyordu, İslâm için çarpışmıştı. Müslümanları bölmek için ayrılık gayrılık çıkarmamıştı. Hz. Ali Efendimiz, Müslümanları bölmek için ayrılık gayrılık çıkarmamıştı. Hz. Ali Efendimiz, caminin karşısında cem evi yapmamıştı. Kadın erkek bir arada folklorik oyun oynamamıştı. caminin karşısında cem evi yapmamıştı. Kadın erkek bir arada folklorik oyun oynamamıştı.

Onun için Hz. Ali'ye sevgi besleyen alevî kardeşlerimiz, aklını başına toplasın. Onun için Hz. Ali'ye sevgi besleyen alevî kardeşlerimiz, aklını başına toplasın. Bu iş folklorla olmaz, bu iş sünnîlere düşmanlıkla olmaz.Bu iş folklorla olmaz, bu iş sünnîlere düşmanlıkla olmaz. Bu iş böyle ayrılık gayrılıkla, Batılıların oyuna gelip deBu iş böyle ayrılık gayrılıkla, Batılıların oyuna gelip de Türkiye'yi zayıflatmaya çalışmakla selamete gitmez, doğru bir tarafa gitmez. Türkiye'yi zayıflatmaya çalışmakla selamete gitmez, doğru bir tarafa gitmez.

Hz. Ali Efendimiz benim ceddim. Başımızın tacı. Severiz, sevmez olur muyuz? Hz. Ali Efendimiz benim ceddim. Başımızın tacı. Severiz, sevmez olur muyuz?

Ama seven insan yolunda gider. Ama seven insan yolunda gider.

Hz. Ali Efendimiz namaz kılıyor muydu? Hz. Ali Efendimiz oruç tutuyor muydu?Hz. Ali Efendimiz namaz kılıyor muydu? Hz. Ali Efendimiz oruç tutuyor muydu? Hz. Ali Efendimiz içki içer miydi? Hz. Ali Efendimiz, kadın erkek oynatmış mı? Hz. Ali Efendimiz içki içer miydi? Hz. Ali Efendimiz, kadın erkek oynatmış mı? Hz. Ali Efendimiz, cem evi yapmış mı? Âyin-i cem yapmış mı? Hz. Ali Efendimiz, cem evi yapmış mı? Âyin-i cem yapmış mı? Hz. Ali Efendimiz, sünnîlere düşmanlık etmiş mi? Hz. Ali Efendimiz'in düşmanı sünnîler mi? Hz. Ali Efendimiz, sünnîlere düşmanlık etmiş mi? Hz. Ali Efendimiz'in düşmanı sünnîler mi?

Hz. Ali Efendimiz'in düşmanı Emevîler! Biz Emevî miyiz de bize düşmanlık besliyorsun? Hz. Ali Efendimiz'in düşmanı Emevîler! Biz Emevî miyiz de bize düşmanlık besliyorsun? Emevî değiliz ki biz, sünnîyiz. Peygamber Efendimiz'in sülalesine sevgi, bizim esasımız. Emevî değiliz ki biz, sünnîyiz. Peygamber Efendimiz'in sülalesine sevgi, bizim esasımız. Bizim İmam-ı Âzam Efendimiz, ehl-i beyte olan sevgisinden hapse girdi, şehit oldu. Bizim İmam-ı Âzam Efendimiz, ehl-i beyte olan sevgisinden hapse girdi, şehit oldu. Aklınızı başınıza toplayın, Van, GAP bölgesi, barajlar, Harran ovası,Aklınızı başınıza toplayın,

Van, GAP bölgesi, barajlar, Harran ovası,
İskenderun, Adana Ermenilere verilecek. Hepsi Ermenilere verilecek. İskenderun, Adana Ermenilere verilecek. Hepsi Ermenilere verilecek. Ermeniler Kafkaslardan, Akdeniz'e çıkacaklar, Karadeniz'e çıkacaklar Trabzon'u da alacaklar,Ermeniler Kafkaslardan, Akdeniz'e çıkacaklar, Karadeniz'e çıkacaklar Trabzon'u da alacaklar, Büyük Ermenistan'ı kuracaklar. Nasıl yapacaklar bu işi? Büyük Ermenistan'ı kuracaklar.

Nasıl yapacaklar bu işi?

Kürtleri kandırarak yapacaklar; plan bu. Bu işi bilen biliyor, yazan yazıyor, takip eden ediyor. Kürtleri kandırarak yapacaklar; plan bu. Bu işi bilen biliyor, yazan yazıyor, takip eden ediyor.

Evet, Hz. Ali Efendimiz, Hz. Hamza Efendimiz, Cafer-i Tayyar Efendimiz, Evet, Hz. Ali Efendimiz, Hz. Hamza Efendimiz, Cafer-i Tayyar Efendimiz, Hz. Hasan Efendimiz, Hz. Hüseyin Efendimiz. Hz. Hasan Efendimiz, Hz. Hüseyin Efendimiz.

Hz. Hasan Efendimiz, zehirlenmiş, öyle şehit olmuş. Hz. Hasan Efendimiz, zehirlenmiş, öyle şehit olmuş.

Hz. Hüseyin Efendimiz, ne zaman şehit oldu? On muharremde şehit oldu. Hz. Hüseyin Efendimiz, ne zaman şehit oldu?

On muharremde şehit oldu.

Kerbala'da şehit ettiler. Neden? Politik hırstan. Kerbala'da şehit ettiler.

Neden?

Politik hırstan.
Irak'a giderse Iraklılar onu halife yapacaklardı.Irak'a giderse Iraklılar onu halife yapacaklardı. Emevîler o işe razı olmadıkları için yolunu kestiler, ailesiyle, masum çocuklarıyla şehit ettiler. Emevîler o işe razı olmadıkları için yolunu kestiler, ailesiyle, masum çocuklarıyla şehit ettiler.

Onun için burada dokuz muharrem Perşembe günü, Onun için burada dokuz muharrem Perşembe günü, dört gün sonra mevlit okuyacağız, hatim indireceğiz.dört gün sonra mevlit okuyacağız, hatim indireceğiz. Hz. Hüseyin Efendimiz'e ve orada vefat etmiş mübarek, masum, Hz. Hüseyin Efendimiz'e ve orada vefat etmiş mübarek, masum, müslümanlar için hatim indireceğiz. müslümanlar için hatim indireceğiz.

Neden? Hz. Hüseyin Efendimiz, başımızın tacı. Neden?

Hz. Hüseyin Efendimiz, başımızın tacı.

Ama öyle "Alevîyim." deyip içki içmek yok. "Alevîyim." diye, kadın erkek oynamak yok. Ama öyle "Alevîyim." deyip içki içmek yok. "Alevîyim." diye, kadın erkek oynamak yok. "Alevîyim." diye, namaz kılmamak yok. Camiye gelmemek yok,"Alevîyim." diye, namaz kılmamak yok. Camiye gelmemek yok, oruç tutmamak yok, ateist olmak yok. oruç tutmamak yok, ateist olmak yok.

"Ben alevîyim." diyor, "Ateistim." diyor. Alevîlikle, ateistlik olmaz. "Ben alevîyim." diyor, "Ateistim." diyor. Alevîlikle, ateistlik olmaz. Alevî isen müslümansın, ateist değilsin. Ateistsen müslüman da değilsin, Alevî isen müslümansın, ateist değilsin. Ateistsen müslüman da değilsin, alevî de değilsin, cennetlik de değilsin, hiçbir şey değilsin. alevî de değilsin, cennetlik de değilsin, hiçbir şey değilsin.

Öyle yağma yok! Milleti de kandırıyorlar. Öyle yağma yok! Milleti de kandırıyorlar.

Neden kandırıyorlar? İçlerinden çıkmış işte, ayrı bir kültür, ayrı bir bilmem ne filan, Neden kandırıyorlar?

İçlerinden çıkmış işte, ayrı bir kültür, ayrı bir bilmem ne filan,
"Bize karışmayın, fazla kızdırırsanız hıristiyan oluruz." diyor, tehdit ediyor. "Bize karışmayın, fazla kızdırırsanız hıristiyan oluruz." diyor, tehdit ediyor.

Sen kimi tehdit ediyorsun? Sen demek istiyorsun ki;Sen kimi tehdit ediyorsun?

Sen demek istiyorsun ki;
"Benim üstüme çok varma, beni kızdırırsan ateşe balıklama atlarım, "Benim üstüme çok varma, beni kızdırırsan ateşe balıklama atlarım, cehennemlik olurum!" diyorsun. cehennemlik olurum!" diyorsun. Biz; "Sen cehennemlik olma!" diye gayret ediyoruz. Biz; "Sen cehennemlik olma!" diye gayret ediyoruz.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Mekke'deyken on muharremde oruç tutardı. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Mekke'deyken on muharremde oruç tutardı.

Neden? İbrahim aleyhisselam'ın İsmail aleyhisselam'ın neslinden geldiğinden Neden?

İbrahim aleyhisselam'ın İsmail aleyhisselam'ın neslinden geldiğinden
o günün mübarek olduğunu biliyor. o günün mübarek olduğunu biliyor. Kureyşliler de oruç tutarlardı. Medine'de de baktı ki yahudiler de tutuyor. Kureyşliler de oruç tutarlardı. Medine'de de baktı ki yahudiler de tutuyor.

"Niye tutuyorsunuz?" "Firavun'dan kurtulduğumuz günün hürmetine tutuyoruz." filan deyince, "Niye tutuyorsunuz?"

"Firavun'dan kurtulduğumuz günün hürmetine tutuyoruz." filan deyince,
Peygamber Efendimiz müslümanlara dedi ki; Peygamber Efendimiz müslümanlara dedi ki;

"Siz muharrem orucu tutacaksanız, dokuzuyla onunu tutun veya onuyla on birini tutun. "Siz muharrem orucu tutacaksanız, dokuzuyla onunu tutun veya onuyla on birini tutun. Tam Yahudilere benzemeyin, onları taklit olmasın." Tam Yahudilere benzemeyin, onları taklit olmasın."

"Biz Hz. Musa'ya sizden daha yakınız." dedi yahudilere. "Biz Hz. Musa'ya sizden daha yakınız." dedi yahudilere.

Evet, biz müslümanlar Hz. Musa'ya yahudilerden, şu İsraillilerden daha yakınız. Evet, biz müslümanlar Hz. Musa'ya yahudilerden, şu İsraillilerden daha yakınız.

Neden? Hz. Musa şimdi hayatta olsa "Nedir bu zalimlik?" diye o İsraillilere neler yapar, biliyor musunuz? Neden?

Hz. Musa şimdi hayatta olsa "Nedir bu zalimlik?" diye o İsraillilere neler yapar, biliyor musunuz?

Müslümanın elini taşa koyuyorlar, üstüne taş vura vura kemiklerini kırıyorlar, Müslümanın elini taşa koyuyorlar, üstüne taş vura vura kemiklerini kırıyorlar, orada boyuna müslümanları öldürüyorlar. Hz. Musa bu işe razı gelmez, bu zulmü istemez.orada boyuna müslümanları öldürüyorlar. Hz. Musa bu işe razı gelmez, bu zulmü istemez. Onların inançlarındaki kusurlarından dolayı da onları kızgın… Onların inançlarındaki kusurlarından dolayı da onları kızgın…

Onların bir kısmı âhirete inanmıyor.Onların bir kısmı âhirete inanmıyor. "Cennet de, cehennem de bu dünyada." diyenler var içlerinde. İnançları bozuk. "Cennet de, cehennem de bu dünyada." diyenler var içlerinde. İnançları bozuk.

Onun için Hz. Peygamber Efendimiz buyurdu ki; "Hz. Musa bize sizden daha yakındır.Onun için Hz. Peygamber Efendimiz buyurdu ki;

"Hz. Musa bize sizden daha yakındır.
Elbette onun şeriatine göre, böyle bir şey varsa biz de yaparız." dedi. Elbette onun şeriatine göre, böyle bir şey varsa biz de yaparız." dedi.

Ama dokuz muharrem, on muharrem veya on muharrem, on bir muharremde oruç tutarız.Ama dokuz muharrem, on muharrem veya on muharrem, on bir muharremde oruç tutarız. Veyahut dokuz, on, on bir muharremde üç gün oruç tutarız. Veyahut dokuz, on, on bir muharremde üç gün oruç tutarız.

Enînü'l-marîdı tesbîhun ve sıyâhuhû tehlîlün ve nefesühû sadakatün Enînü'l-marîdı tesbîhun ve sıyâhuhû tehlîlün ve nefesühû sadakatün ve nevmühû ale'l-firâşi ibâdetün. Ve tekallübühû min cânibin ilâ cânibinve nevmühû ale'l-firâşi ibâdetün. Ve tekallübühû min cânibin ilâ cânibin keennemâ yükatilü'l-abdü fî sebîli'llâh.keennemâ yükatilü'l-abdü fî sebîli'llâh. Yekûlu'llâhü sübhânehû li-melâiketihî üktübû li-abdî ahsene mâ kâneYekûlu'llâhü sübhânehû li-melâiketihî üktübû li-abdî ahsene mâ kâne ya'melü fî sıhhatihî fe-izâ kâme sümme meşâ kâne ke-men lâ zenbe lehû. ya'melü fî sıhhatihî fe-izâ kâme sümme meşâ kâne ke-men lâ zenbe lehû.

Bu hadîs-i şerîfi Deylemî ve Hatib-i Bağdâdî, Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet etmişler. Bu hadîs-i şerîfi Deylemî ve Hatib-i Bağdâdî, Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet etmişler.

Bu da müjdeli hadîs-i şerîf. Bu da müjdeli hadîs-i şerîf.

Birinci hadîs-i şerîf, İslâm'ın gelişeceğini müjdeleyen bir hadîs-i şerîfti. Birinci hadîs-i şerîf, İslâm'ın gelişeceğini müjdeleyen bir hadîs-i şerîfti. Evet, İslâm gelişti, yayıldı. Müslümanlığın gelişim çizgisi biraz aşağı doğru gitti,Evet, İslâm gelişti, yayıldı. Müslümanlığın gelişim çizgisi biraz aşağı doğru gitti, ama yine yükseleceğiz, peşini bırakmak yok. ama yine yükseleceğiz, peşini bırakmak yok. Bir onda iki, 1.2 milyar müslümanız, dünya nüfusunun dörtte biri biziz. Bir onda iki, 1.2 milyar müslümanız, dünya nüfusunun dörtte biri biziz.

Kuvvetleneceğiz, yetişeceğiz, modernleşeceğiz, İslâm'a sımsıkı sarılacağız, iyi müslüman olacağız, Kuvvetleneceğiz, yetişeceğiz, modernleşeceğiz, İslâm'a sımsıkı sarılacağız, iyi müslüman olacağız, yine dünyanın birincisi olacağız, yine o müjde inşaallah bizim için olacak. yine dünyanın birincisi olacağız, yine o müjde inşaallah bizim için olacak.

Roma'yı fethedeceğiz; Peygamber Efendimiz söylüyor; Roma'yı fethedeceğiz; Peygamber Efendimiz söylüyor; "Şu papanın Roma'sını fethedeceğiz!" Nasıl fethedeceğiz? Savaşla mı? Hayır. "Şu papanın Roma'sını fethedeceğiz!"

Nasıl fethedeceğiz?

Savaşla mı?

Hayır.

Yaklaşacağız, gideceğiz, çevreleyeceğiz, kuşatacağız, Yaklaşacağız, gideceğiz, çevreleyeceğiz, kuşatacağız, lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah diye diye Roma fetholunacak. lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah diye diye Roma fetholunacak.

Peygamber Efendimiz böyle diyor. Peygamber Efendimiz böyle diyor. Adamlar lâ ilâhe illallah'ı nihayet anlayacaklar, üç demeyecekler,Adamlar lâ ilâhe illallah'ı nihayet anlayacaklar, üç demeyecekler, puta tapmayacaklar, haça tapmayacaklar; bu müjdeli. puta tapmayacaklar, haça tapmayacaklar; bu müjdeli.

Üçüncü hadîs-i şerîf de hastalara müjde. Üçüncü hadîs-i şerîf de hastalara müjde.

Peygamber Efendimiz sallalahu aleyhi ve sellem ne buyurmuş? Peygamber Efendimiz sallalahu aleyhi ve sellem ne buyurmuş?

Bu konuda, aynı mânada başka hadîs-i şerîfler var.Bu konuda, aynı mânada başka hadîs-i şerîfler var. Ama bu hadîs-i şerîfi Ebû Hüreyre radıyallau anh rivayet etmiş. Ama bu hadîs-i şerîfi Ebû Hüreyre radıyallau anh rivayet etmiş.

Buyuruyor ki; Enînü'l-marîdı tesbîhun. "Hastanın enîni, tesbihtir." Buyuruyor ki;

Enînü'l-marîdı tesbîhun. "Hastanın enîni, tesbihtir."

Enîn ne demek? "İnlemek" demek. Hastanın iniltisi nedir? Enîn ne demek?

"İnlemek" demek.

Hastanın iniltisi nedir?

Tesbîhun. "Sanki eline tesbih almış da, dervişlik yapıyormuş gibi, şakır da şıkır,Tesbîhun. "Sanki eline tesbih almış da, dervişlik yapıyormuş gibi, şakır da şıkır, şakır da şıkır öyle tesbih çekiyormuş gibidir." şakır da şıkır öyle tesbih çekiyormuş gibidir."

Hastanın iniltisi tesbihtir, bir. Ve siyâhuhû tehlîlün. Hasta başka ne yapıyor? Hastanın iniltisi tesbihtir, bir.

Ve siyâhuhû tehlîlün.

Hasta başka ne yapıyor?

"Ah ah ah" diyor ya, siyâh ne demek? "Sayha vurmak, feryat etmek" demek. "Ah ah ah" diyor ya, siyâh ne demek? "Sayha vurmak, feryat etmek" demek.

Hasta bazen bağırıyor ya; "Yandım Allah!" diyor. Acıyor tabi, sancı bir saplanıyor; Hasta bazen bağırıyor ya; "Yandım Allah!" diyor. Acıyor tabi, sancı bir saplanıyor; "Ah!" diyor, ister istemez. Demeyecek ama dayanamıyor. "Ah ah ah!" yapıyor ya, işte o. "Ah!" diyor, ister istemez. Demeyecek ama dayanamıyor. "Ah ah ah!" yapıyor ya, işte o.

İnlemesi tesbihtir, feryadı lâ ilâhe illallah'ır, tehlîldir. Lâ ilâhe illallah demek gibi sevaptır. İnlemesi tesbihtir, feryadı lâ ilâhe illallah'ır, tehlîldir. Lâ ilâhe illallah demek gibi sevaptır.

Sonra? Ve nefesühû sadakatün. "Nefesi sadakadır." Her nefesi sadakadır. Sonra?

Ve nefesühû sadakatün. "Nefesi sadakadır."

Her nefesi sadakadır.

Ve nevmühû ale'l-firâşi ibâdetün. "Yatağında uyuması, sızması ibadettir." Ve nevmühû ale'l-firâşi ibâdetün. "Yatağında uyuması, sızması ibadettir."

Çok ızdırab çekti zavallı, şimdi iğneyi bastık buduna, ondan sonra uyudu. Çok ızdırab çekti zavallı, şimdi iğneyi bastık buduna, ondan sonra uyudu. Uykusu ibadet. Kendinden geçti, mışıl mışıl uyuyor, alnı boncuk boncuk ter, tamam,Uykusu ibadet. Kendinden geçti, mışıl mışıl uyuyor, alnı boncuk boncuk ter, tamam, ibadet sevabı alıyor. ibadet sevabı alıyor.

Ve tekallübühû min cânibin ilâ cânibin keennemâ yükâtilü'l-abdü fî sebîlillâh.Ve tekallübühû min cânibin ilâ cânibin keennemâ yükâtilü'l-abdü fî sebîlillâh. "Yatakta bir o tarafa bir o tarafa dönmesi, sanki kul Allah yolunda cihad ediyor gibi sevaptır." "Yatakta bir o tarafa bir o tarafa dönmesi, sanki kul Allah yolunda cihad ediyor gibi sevaptır."

Sanki "Ya Allah!" demiş de düşmanla çarpışıyor gibi sevaptır. Sanki "Ya Allah!" demiş de düşmanla çarpışıyor gibi sevaptır.

Yekûlu'llâhu sübhânehû li-melâiketihî. "Allah Sübhânehû ve Teâlâ hazretleri, Yekûlu'llâhu sübhânehû li-melâiketihî. "Allah Sübhânehû ve Teâlâ hazretleri, meleklerine buyurur ki." meleklerine buyurur ki." Üktübû li-abdî ahsene mâ kâne ya'melü fî sıhhatihî. Üktübû li-abdî ahsene mâ kâne ya'melü fî sıhhatihî. "Şu kulumun sıhhatliyken yaptığı ibadetlerin en güzellerini yapıyormuş gibi, "Şu kulumun sıhhatliyken yaptığı ibadetlerin en güzellerini yapıyormuş gibi, şimdi buna sevap yazın." şimdi buna sevap yazın."

Camiye giderdi ya, hatim indirirdi ya, oruç tutardı ya, tesbih çekerdi ya, Camiye giderdi ya, hatim indirirdi ya, oruç tutardı ya, tesbih çekerdi ya, erkenden camiye tıpış tıpış gelirdi. Burada cüz okunur, onu dinlerdi ya.erkenden camiye tıpış tıpış gelirdi. Burada cüz okunur, onu dinlerdi ya. Hani böyle sıhhatliyken, ne ibadet ehli bir adamdı ya. Hani böyle sıhhatliyken, ne ibadet ehli bir adamdı ya. Tamam, "Ey meleklerim! Onun en güzelini; hangi gün en güzeli, en sevaplı ise onu yapıyormuş gibi yazın." Tamam, "Ey meleklerim! Onun en güzelini; hangi gün en güzeli, en sevaplı ise onu yapıyormuş gibi yazın."

Sıhhatliyken yaptığı şeyleri yapıyormuş gibi, sevapları defterine yazın. Sıhhatliyken yaptığı şeyleri yapıyormuş gibi, sevapları defterine yazın.

"Camiye gitti, hatim indirdi, oruç tuttu, sadaka verdi, kabir ziyareti yaptı, hayır yaptı, "Camiye gitti, hatim indirdi, oruç tuttu, sadaka verdi, kabir ziyareti yaptı, hayır yaptı, hasenât yaptı, gibi o sıhhatliyken yaptığı şeyleri, hangi gün en iyiyse,hasenât yaptı, gibi o sıhhatliyken yaptığı şeyleri, hangi gün en iyiyse, en güzelini yapıyormuş gibi yazın!" buyurur meleklere, Allahu Teâlâ hazretleri. en güzelini yapıyormuş gibi yazın!" buyurur meleklere, Allahu Teâlâ hazretleri.

Fe-izâ kâme ve meşâ. "Hastalığı geçip iyi olup yataktan kalkar da yürürse." Fe-izâ kâme ve meşâ. "Hastalığı geçip iyi olup yataktan kalkar da yürürse." Kâne kemen lâ zenbe lehû. "Hiç günahsız insan gibi olur." Kâne kemen lâ zenbe lehû. "Hiç günahsız insan gibi olur."

Günahları silinir, Allah hepsini siler. Defterde günah kalmaz, hepsini siler. Günahları silinir, Allah hepsini siler. Defterde günah kalmaz, hepsini siler. Hiç günahsız gibi olur. Başka rivayetlere göre; "Anasından doğduğu gün gibi olur." Hiç günahsız gibi olur. Başka rivayetlere göre; "Anasından doğduğu gün gibi olur."

Ve başka hadîs-i şeriflere göre, Allah buyururmuş ki; Ve başka hadîs-i şeriflere göre, Allah buyururmuş ki;

"Hadi, günahlarının hepsini sildim." Fe'ste'ni bi-amel. "İşe yeniden başla, pırıl pırıl hadi bakalım."Hadi, günahlarının hepsini sildim." Fe'ste'ni bi-amel. "İşe yeniden başla, pırıl pırıl hadi bakalım. Eskiler silindi, bundan sonra günah işleme!" Eskiler silindi, bundan sonra günah işleme!"

O bakımdan hastalık, insanın günahlarını temizleyen, affettiren, bağışlatan, bir sebep oluyor.O bakımdan hastalık, insanın günahlarını temizleyen, affettiren, bağışlatan, bir sebep oluyor. İnsanlar bazen hastalanır bazen sıhhatli olur. Hastalığın bazısı küçük olur İnsanlar bazen hastalanır bazen sıhhatli olur. Hastalığın bazısı küçük olur bazısı büyük olur, bazısı amansız olur. bazısı büyük olur, bazısı amansız olur.

Onun zamanına yetişmiş, derviş kardeşlerimiz, ağabeylerimiz Bizim Hasib Efendimiz'i anlatıyor.Onun zamanına yetişmiş, derviş kardeşlerimiz, ağabeylerimiz Bizim Hasib Efendimiz'i anlatıyor. Misafirler geldiği zaman güleç güleç konuşurmuş onlarla, sohbet edermiş. Misafirler geldiği zaman güleç güleç konuşurmuş onlarla, sohbet edermiş. "Allah'a ısmarladık" deyip, en son misafir evinden çıktı mı, başlarmış inlemeye. "Allah'a ısmarladık" deyip, en son misafir evinden çıktı mı, başlarmış inlemeye.

Misafirin yanında gık demezmiş, ızdırabını, hastalığını hiç belli etmezmiş.Misafirin yanında gık demezmiş, ızdırabını, hastalığını hiç belli etmezmiş. Prostatı varmış; herkes gittikten sonra inim inim inlermiş. O zaman serbest kalıyor. Prostatı varmış; herkes gittikten sonra inim inim inlermiş. O zaman serbest kalıyor.

Hastalıktan sevap kazanmanın çaresi nedir? Şikâyet etmemek, sabretmektir. Hastalıktan sevap kazanmanın çaresi nedir?

Şikâyet etmemek, sabretmektir.
Bazen amanlı hastalık olur, bazen amansız hastalık olur. Allah bazen; "Günahları affolunsun." diye, Bazen amanlı hastalık olur, bazen amansız hastalık olur. Allah bazen; "Günahları affolunsun." diye, yatakta uzun zaman yatırır, öylesi de olabilir. yatakta uzun zaman yatırır, öylesi de olabilir.

Tabi biz Allah'tan ne istiyoruz? Tabi biz Allah'tan ne istiyoruz?

Âfiyet istiyoruz, sıhhat istiyoruz, selamet istiyoruz, huzur istiyoruz, mutluluk istiyoruz, Âfiyet istiyoruz, sıhhat istiyoruz, selamet istiyoruz, huzur istiyoruz, mutluluk istiyoruz, sıhhat afiyetle yaşamak istiyoruz, iman-ı kâmil ile ölmek istiyoruz;sıhhat afiyetle yaşamak istiyoruz, iman-ı kâmil ile ölmek istiyoruz; "Çok ızdırap olmasın." diyoruz. "Çok ızdırap olmasın." diyoruz.

Hocamız da (Mehmed Zahid Kotku) kendi üslubuyla öyle dua ederdi: Hocamız da (Mehmed Zahid Kotku) kendi üslubuyla öyle dua ederdi:

"Yâ Rabbi! Az ağrı, âsân ölüm, kâmil bir iman ile." "Yâ Rabbi! Az ağrı, âsân ölüm, kâmil bir iman ile."

Ölümün de çeşidi var; günlerce çırpınır durur, adamın canı çıkmaz.Ölümün de çeşidi var; günlerce çırpınır durur, adamın canı çıkmaz. Kimisinin canı zor çıkar. Kimisinin canı zor çıkar.

Az ağrı. Ağrı sızı yok. Az ağrı, kolay, âsân bir ölüm ve kâmil bir iman ile yâ Rabbi, Az ağrı. Ağrı sızı yok. Az ağrı, kolay, âsân bir ölüm ve kâmil bir iman ile yâ Rabbi, kelime-i şehâdet getire getire ölmeyi nasip etsin. kelime-i şehâdet getire getire ölmeyi nasip etsin.

Hocamız (Mehmed Zahid Kotku) odasında yatıyordu. Başucundaydık. Hocamız (Mehmed Zahid Kotku) odasında yatıyordu. Başucundaydık. Öğleye yakın bir saatte, başı şöyle oluverdi: Öğleye yakın bir saatte, başı şöyle oluverdi:

İnnâ li'llâh ve inna ileyhi râciûn. İnnâ li'llâh ve inna ileyhi râciûn.

Bir hafta önce Hicaz'dan gelmişti, hemen üç dört gün sonra yatağa düştü, Bir hafta önce Hicaz'dan gelmişti, hemen üç dört gün sonra yatağa düştü, ondan sonra da hani; "üç gün yatak, dördüncü gün toprak" demiş dedelerimiz, öyle de oldu, ondan sonra da hani; "üç gün yatak, dördüncü gün toprak" demiş dedelerimiz, öyle de oldu, iki üç gün yattı. iki üç gün yattı.

Bir gün hasta bakıcıyı banyoda ağlarken gördüm. İdrarını yaptırmışlar; sırf kan. Bir gün hasta bakıcıyı banyoda ağlarken gördüm. İdrarını yaptırmışlar; sırf kan. Hasta bakıcı onu gördü, vaziyeti anladı. İdrar sırf kan. Ne demek? Hasta bakıcı onu gördü, vaziyeti anladı. İdrar sırf kan.

Ne demek?

Böbrek vazife yapmıyor. Baktım, banyoda ağlarken gördüm. Böbrek vazife yapmıyor. Baktım, banyoda ağlarken gördüm. Kendisi odada yatıyor da, şişeleri banyoya getiriyorlar yıkıyorlar. Kendisi odada yatıyor da, şişeleri banyoya getiriyorlar yıkıyorlar. Hasta bakıcıyı orada ağlarken yakaladım. Vaziyeti öyle anladım. Hasta bakıcıyı orada ağlarken yakaladım. Vaziyeti öyle anladım.

Az ağrı, âsân ölüm, kâmil bir iman ile ölmek. Tabi bazen ölüm olur, Allah çektirmesin,Az ağrı, âsân ölüm, kâmil bir iman ile ölmek. Tabi bazen ölüm olur, Allah çektirmesin, dert verip derman aratmasın.dert verip derman aratmasın. Kimseye muhtaç eylemesin, kapı kapı gezdirmesin, merde namerde el açtırmasın. Kimseye muhtaç eylemesin, kapı kapı gezdirmesin, merde namerde el açtırmasın.

Eskiler ne güzel dualar etmiş böyle, candan,Eskiler ne güzel dualar etmiş böyle, candan, hayat tecrübesi olan, süzme, güzel güzel dualar etmişler. hayat tecrübesi olan, süzme, güzel güzel dualar etmişler.

Bu hadîs-i şerîften ne anlıyoruz? Hasta olabilirsin. Bu hadîs-i şerîften ne anlıyoruz?

Hasta olabilirsin.

"İyi insanlar da hasta olur mu? Evliyâ da hasta olur mu? Allah'ın Peygamberleri hasta olur mu?" "İyi insanlar da hasta olur mu? Evliyâ da hasta olur mu? Allah'ın Peygamberleri hasta olur mu?"

Olur ya, sevabı çok. Sevap kazandırmak için Allah bazen onları böyle hasta eder Hasta yatar;Olur ya, sevabı çok. Sevap kazandırmak için Allah bazen onları böyle hasta eder Hasta yatar; aylarca, yıllarca hasta yatanları olur. aylarca, yıllarca hasta yatanları olur. Hasta yatabilir, olur. "Allah'ın sevgili kulu da ızdırap çeker mi?" Çeker. Hasta yatabilir, olur.

"Allah'ın sevgili kulu da ızdırap çeker mi?"

Çeker.
Eyyûb aleyhisselam'ı duymadın mı sen? "On sekiz yıl hasta olmuş." diye rivayet var. Eyyûb aleyhisselam'ı duymadın mı sen?

"On sekiz yıl hasta olmuş." diye rivayet var.

Hadi on sekiz olmasın, güzel hatırın için on iki yıl olsun, hadi biraz daha tenzilat yapalım Hadi on sekiz olmasın, güzel hatırın için on iki yıl olsun, hadi biraz daha tenzilat yapalım sekiz yıl olsun, hadi biraz daha yarıya indirelim dört yıl olsun,sekiz yıl olsun, hadi biraz daha yarıya indirelim dört yıl olsun, yahu dört yıl olsa üç yıl olsa bile az mı? yahu dört yıl olsa üç yıl olsa bile az mı?

Senelerce bütün vücudu yara olmuş, şehirden çıkarmışlar. Senelerce bütün vücudu yara olmuş, şehirden çıkarmışlar. Eyüp aleyhisselam'ı çöplüğe, mezbeleye atmışlar. Eyüp aleyhisselam'ı çöplüğe, mezbeleye atmışlar. İnsanların yanında değil. İnsanlar yanına yanaşamıyormuş, İnsanların yanında değil. İnsanlar yanına yanaşamıyormuş, çöplüğün başına geliyorlarmış, "yazık, adamcağız çok fena" diye uzaktan acıyarak bakıyorlarmış. çöplüğün başına geliyorlarmış, "yazık, adamcağız çok fena" diye uzaktan acıyarak bakıyorlarmış.

"Bize de bulaşır." diye korkularından yanına yanaşamıyorlarmış. "Bize de bulaşır." diye korkularından yanına yanaşamıyorlarmış. Senelerce sabretmiş. Vefalı hanımı, mübarek hanımı Senelerce sabretmiş. Vefalı hanımı, mübarek hanımı -Allah şefaatlerine erdirsin- yanına gelir gidermiş, yiyecek verirmiş. -Allah şefaatlerine erdirsin- yanına gelir gidermiş, yiyecek verirmiş.

Ne ızdırap! Ama Eyyûb aleyhisselam sabredermiş, gık demezmiş.Ne ızdırap!

Ama Eyyûb aleyhisselam sabredermiş, gık demezmiş.
Tenini kurtlar yermiş, kurtlanmış. Kurtlar düştükçe onun üstüne koyarmış. Tenini kurtlar yermiş, kurtlanmış. Kurtlar düştükçe onun üstüne koyarmış. Malı varmış, Allah malını almış. Evladı varmış, evlatlarının hepsi gitmiş. Malı varmış, Allah malını almış. Evladı varmış, evlatlarının hepsi gitmiş. Sıhhati varmış, sıhhati gitmiş; hepsine sabretmiş. Sıhhati varmış, sıhhati gitmiş; hepsine sabretmiş.

Eyyûb aleyhisselam sabır timsali, mübarek insan! Eyyûb aleyhisselam sabır timsali, mübarek insan! Bazen öyle olur, bak Allah'ın sevgili kulları neler çekiyor? Sen de ne yapacaksın? Bazen öyle olur, bak Allah'ın sevgili kulları neler çekiyor?

Sen de ne yapacaksın?

Her zaman sıhhat isteyeceksin, âfiyet isteyeceksin. En güzel dua ne? Her zaman sıhhat isteyeceksin, âfiyet isteyeceksin.

En güzel dua ne?

Allâhümme innî es'elüke afve ve'l-âfiyete Allâhümme innî es'elüke afve ve'l-âfiyete dâimeten fi'd-dîni ve'd-dünya ve'l-âhire. dâimeten fi'd-dîni ve'd-dünya ve'l-âhire.

"Yâ Rabbi! Ben sende daimi âfiyet istiyorum, hem dini konularda,"Yâ Rabbi! Ben sende daimi âfiyet istiyorum, hem dini konularda, -dinim, itikadım sağlam olsun, bozuk olmasın kafam yamuk olmasın, kalbim kara olmasın.--dinim, itikadım sağlam olsun, bozuk olmasın kafam yamuk olmasın, kalbim kara olmasın.- fi'd-dîni ve'd-dünyâ hem dünyam güzel olsun, dünyada da sıkıntı çekmeyeyim." fi'd-dîni ve'd-dünyâ hem dünyam güzel olsun, dünyada da sıkıntı çekmeyeyim."

Allah saklasın Sırp'ın eline düşsem, Ermeni'nin, Rum'un, zulmüne uğrayan o insanlar Allah saklasın Sırp'ın eline düşsem, Ermeni'nin, Rum'un, zulmüne uğrayan o insanlar Trakya'dakiler Çeçenistan'dakiler, Sırbistan'dakiler, Bosna Hersek'tekiler… Trakya'dakiler Çeçenistan'dakiler, Sırbistan'dakiler, Bosna Hersek'tekiler… Allah imdatlarına yetişsin, yardımcı olsun.- "Hem dünyam iyi olsun, hem de âhiretim.Allah imdatlarına yetişsin, yardımcı olsun.-

"Hem dünyam iyi olsun, hem de âhiretim.
En mühimi âhiret ama hem dünya hem âhiret. Hem rûhen, hem bedenen, hem sıhhaten." En mühimi âhiret ama hem dünya hem âhiret. Hem rûhen, hem bedenen, hem sıhhaten."

"Allah sıhhatli âfiyetli eylesin." diyoruz. Diyoruz ama bizden istemek,"Allah sıhhatli âfiyetli eylesin." diyoruz.

Diyoruz ama bizden istemek,
Allah'tan da takdir etmek. Nasıl takdir ederse... Allah'tan da takdir etmek. Nasıl takdir ederse...

Bazen hastalık, bazen acı hastalık, bazen ızdıraplı hastalık, ne yapacaksın? Bazen hastalık, bazen acı hastalık, bazen ızdıraplı hastalık, ne yapacaksın?

Şikâyet etmeyeceksin, tahammülsüzlük göstermeyeceksin, tepenin tası atmayacak, Şikâyet etmeyeceksin, tahammülsüzlük göstermeyeceksin, tepenin tası atmayacak, mandal pıt diye patlamayacak, çıkmayacak.mandal pıt diye patlamayacak, çıkmayacak. Haddini bileceksin; "Sevaplar kaçmasın." diye sabredeceksin. Haddini bileceksin; "Sevaplar kaçmasın." diye sabredeceksin.

Doktor kardeşlerimiz bu hadîs-i şerîfi yazsınlar, çoğaltsınlar, hastalarına versinler.Doktor kardeşlerimiz bu hadîs-i şerîfi yazsınlar, çoğaltsınlar, hastalarına versinler. Hastanede ilaçtan evvel; "Sana bir şey vereceğim." desin, Hastanede ilaçtan evvel; "Sana bir şey vereceğim." desin, alsın bunu versin, hasta da biraz mütesellî olsun, değil mi? alsın bunu versin, hasta da biraz mütesellî olsun, değil mi?

Allah hepinizden razı olsun. Fâtiha-ı Şerîfe mea'l-Besmele. Allah hepinizden razı olsun.

Fâtiha-ı Şerîfe mea'l-Besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2