Namaz Vakitleri

21 Cemâziye'l-Evvel 1446
23 Kasım 2024
İmsak
06:23
Güneş
07:53
Öğle
12:55
İkindi
15:25
Akşam
17:48
Yatsı
19:12
Detaylı Arama

İslam’ın Özü

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

22 Şa'bân 1418 / 22.12.1997
Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

İslam İle Din Tamamlanmıştır, Sonradan Müslüman Olanlar, Akıl Muhakeme Yeteneğine Sahip Olmalı, İslamı Savunmada İdmanlı Olmak, Namaz | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

İslam’ın Özü

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

22 Şa'bân 1418 / 22.12.1997
Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

İslam İle Din Tamamlanmıştır, Sonradan Müslüman Olanlar, Akıl Muhakeme Yeteneğine Sahip Olmalı, İslamı Savunmada İdmanlı Olmak, Namaz | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillâhi rabbi'l-âlemin.
Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillâhi rabbi'l-âlemin.


es-Salâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn


es-Salâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn
ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emma bâ'd: ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emma bâ'd:

Aziz ve muhterem kardeşlerim!


Aziz ve muhterem kardeşlerim!


İmam Buharî ve Müslim rahmetullâhi aleyhimâ en büyük iki hadis âlimi.


İmam Buharî ve Müslim rahmetullâhi aleyhimâ en büyük iki hadis âlimi.
Sahih-i Buhârî, Sahih-i Müslim'i tertiplemiş olan meşhur Sahih-i Buhârî, Sahih-i Müslim'i tertiplemiş olan meşhur ve çok değerli alimlerin Abdullah b. Ömer radıyallahu anhümâ hazretlerindenve çok değerli alimlerin Abdullah b. Ömer radıyallahu anhümâ hazretlerinden rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfe göre Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfe göre Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

Büniye'l-İslâmü alâ hamsin şehâdeti en lâ ilâhe illallah ve enne Muhammeden resûlullâhi


Büniye'l-İslâmü alâ hamsin şehâdeti en lâ ilâhe illallah ve enne Muhammeden resûlullâhi
ve ikami's-salâti ve îtâi'z-zekâti ve hacci ve savmi Ramadâne.ve ikami's-salâti ve îtâi'z-zekâti ve hacci ve savmi Ramadâne.

Sadaka Resûlullâh fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Elhamdülillah müslümanız.


Sadaka Resûlullâh fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Elhamdülillah müslümanız.
Dünya üzerindeki insanların, muhtelif milletlerin, devletlerin, halkların çok çeşitli inançlarıDünya üzerindeki insanların, muhtelif milletlerin, devletlerin, halkların çok çeşitli inançları olduğunu tarih kitaplarından okuyoruz.olduğunu tarih kitaplarından okuyoruz. Gezdiğimiz ülkelerde kendimiz görüyoruz. Gezdiğimiz ülkelerde kendimiz görüyoruz. Çeşitli inançlara sahip bu halkların arasında Allah'ın razı olduğu bir tek doğru inanç var.Çeşitli inançlara sahip bu halkların arasında Allah'ın razı olduğu bir tek doğru inanç var. Bu kadar dinin, bu kadar inancın arasında bir tek doğru inanç var: İslâm!Bu kadar dinin, bu kadar inancın arasında bir tek doğru inanç var: İslâm! Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki;Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki;

el-Yevme ekmeltü leküm dîneküm. "Bugün size dininizi tamamen öğrettim, tamamladım."


el-Yevme ekmeltü leküm dîneküm. "Bugün size dininizi tamamen öğrettim, tamamladım."


"Peygamber gönderdim, Peygamberim vazifesini yaptı.


"Peygamber gönderdim, Peygamberim vazifesini yaptı.
Size benim emirlerimi getirdi. İslâm ne demekse onu tamamen size anlattı. Size benim emirlerimi getirdi. İslâm ne demekse onu tamamen size anlattı. Bugün vahyin indiği şu günde dininizi size tamama erdirdim, ikmal ettim,Bugün vahyin indiği şu günde dininizi size tamama erdirdim, ikmal ettim, tastamam vazife tamamlandı." tastamam vazife tamamlandı."

Ve etmemtü aleyküm ni'meti. "Sizin üzerinize saçtığım, size verdiğim nimetleri tamamladım."


Ve etmemtü aleyküm ni'meti. "Sizin üzerinize saçtığım, size verdiğim nimetleri tamamladım."


Buradan anlıyoruz ki; Allah'ın üzerimizdeki sayısız türlü türlü nimetleri içinde


Buradan anlıyoruz ki; Allah'ın üzerimizdeki sayısız türlü türlü nimetleri içinde
en büyük nimet olarak din nimeti, inanç nimeti var. en büyük nimet olarak din nimeti, inanç nimeti var. Biz onun nimet olduğunu belki bugün duyduk. "Allah Allah, demek ki öyleymiş…" diye anladık.Biz onun nimet olduğunu belki bugün duyduk. "Allah Allah, demek ki öyleymiş…" diye anladık.

Ve etmemtü aleyküm ni'meti. "İslâm'ı tam anlatmak suretiyle size nimetimi de tamamladım."


Ve etmemtü aleyküm ni'meti. "İslâm'ı tam anlatmak suretiyle size nimetimi de tamamladım."


Ve radîtü lekümü'l-İslâme dînen.


Ve radîtü lekümü'l-İslâme dînen.
"Ve sizin bana kulluk etmek için yaptığınız çalışmalarda, ibadetlerde ancak"Ve sizin bana kulluk etmek için yaptığınız çalışmalarda, ibadetlerde ancak İslâm inancını kabul ediyorum, ancak İslâm inancına razıyım İslâm inancını kabul ediyorum, ancak İslâm inancına razıyım ve ancak sizin müslüman olmanızdan hoşnut olurum." ve ancak sizin müslüman olmanızdan hoşnut olurum."

"Din olarak size İslâm'ı seçtim ve İslâm'a razıyım; başka bir inanca rızam yoktur.


"Din olarak size İslâm'ı seçtim ve İslâm'a razıyım; başka bir inanca rızam yoktur.
Puta, taparsanız haça, şeytana, nefse, maddeye, dünyaya, paraya, kadına taparsanız [rızam yoktur.]Puta, taparsanız haça, şeytana, nefse, maddeye, dünyaya, paraya, kadına taparsanız [rızam yoktur.] Eskimolar'ın dininde beyaz ayı kutsalmış. Eski Kureyşliler'in arasında köpek balığı totemmiş.Eskimolar'ın dininde beyaz ayı kutsalmış. Eski Kureyşliler'in arasında köpek balığı totemmiş. Japonlar'ın arasında Fujiyama Dağı kutsalmış. Hintliler'in arasında öküz kutsalmış…Japonlar'ın arasında Fujiyama Dağı kutsalmış. Hintliler'in arasında öküz kutsalmış… Böyle şeyler anlamam. Kabul etmem, böyle uyduruk, acayip, Böyle şeyler anlamam. Kabul etmem, böyle uyduruk, acayip, saçma sapan şeylere razı gelmem. saçma sapan şeylere razı gelmem. Ancak sizin din olarak İslâm dinini kabul etmenize, İslâm'a göre yaşamanıza razıyım!"Ancak sizin din olarak İslâm dinini kabul etmenize, İslâm'a göre yaşamanıza razıyım!"

Ve radîtü lekümü'l-İslâme dînen.


Ve radîtü lekümü'l-İslâme dînen.


Bu, Kur'ân-ı Kerîm'in bir âyet-i kerîmesidir.


Bu, Kur'ân-ı Kerîm'in bir âyet-i kerîmesidir.
Başka bir âyet-i kerîmesinde Allahu Teâlâ hazretleriBaşka bir âyet-i kerîmesinde Allahu Teâlâ hazretleri daha açık bir şekilde anlayabileceğimiz gibi buyuruyor ki; daha açık bir şekilde anlayabileceğimiz gibi buyuruyor ki;

Ve men yebteği gayra'l-İslâmi dînen felen yukbele minhü fe hüve fi'l-âhireti mine'l-hâsirîn.


Ve men yebteği gayra'l-İslâmi dînen felen yukbele minhü fe hüve fi'l-âhireti mine'l-hâsirîn.


"Bir insan dindarlık yapmaya kalkışsa yeltense İslâm'dan başka bir dine girse


"Bir insan dindarlık yapmaya kalkışsa yeltense İslâm'dan başka bir dine girse
İslâm'dan gayri olan bir dini kendisine yol edinse din edinseİslâm'dan gayri olan bir dini kendisine yol edinse din edinse bu dindarlığı, badetleri ve taatleri ondan kabul olmaz!"bu dindarlığı, badetleri ve taatleri ondan kabul olmaz!" Fe hüve fi'l-âhireti mine'l-hâsirîn. Fe hüve fi'l-âhireti mine'l-hâsirîn. "O, âhirette çok büyük ziyana uğramış bir insan olduğunu anlayacaktır.""O, âhirette çok büyük ziyana uğramış bir insan olduğunu anlayacaktır."

Yehova Şahitleriymiş,


Yehova Şahitleriymiş,
yok Kuzey Kore'de çıkmış bilmem hangi papazın çıkarttığı Moore inancıymış, yok Kuzey Kore'de çıkmış bilmem hangi papazın çıkarttığı Moore inancıymış, insanlık dini falanca filozofun ortaya attığı falanca dinmiş, insanlık dini falanca filozofun ortaya attığı falanca dinmiş, Hindistan'daki falanca hükümdarın bütün dinleri birleştirmek için ortaya attığıHindistan'daki falanca hükümdarın bütün dinleri birleştirmek için ortaya attığı din-i ilahî dediği şeymiş, yok Tevfik Fikretin söylediği medeniyet diniymiş… din-i ilahî dediği şeymiş, yok Tevfik Fikretin söylediği medeniyet diniymiş…

Ve men yebteği gayra'l-İslâmi dînen felen yukbele minhü.


Ve men yebteği gayra'l-İslâmi dînen felen yukbele minhü.


Allahu Teâlâ hazretleri İslâm'dan gayri bir dine girene yüz vermiyor.


Allahu Teâlâ hazretleri İslâm'dan gayri bir dine girene yüz vermiyor.
Onun inancı kabul olmayacak. Onun inancı kabul olmayacak. Hem biz hem de bizim dışımızda müslüman olmayan; Hem biz hem de bizim dışımızda müslüman olmayan; Avrupalı, Japon, Amerikalı veya Hintli, Rus veya İsveçli başka insanlar da oturup ciddiAvrupalı, Japon, Amerikalı veya Hintli, Rus veya İsveçli başka insanlar da oturup ciddi ve makul şekilde düşündükleri zaman onlar da İslâm'ın hak din, gerçek inanç,ve makul şekilde düşündükleri zaman onlar da İslâm'ın hak din, gerçek inanç, doğru itikat, sağlam yol olduğunu tespit ediyor! doğru itikat, sağlam yol olduğunu tespit ediyor! Papazlar, hahamlar, filozoflar, komünistler, sosyalistler, hatta bir zamanın münkirleri, Papazlar, hahamlar, filozoflar, komünistler, sosyalistler, hatta bir zamanın münkirleri, aydınları, laikleri vs. inceledikten sonra müslüman oluyor.aydınları, laikleri vs. inceledikten sonra müslüman oluyor.

Sadece bize ait bir olay, bizim bencilliğimiz veya bizim tarafgirliğimiz


Sadece bize ait bir olay, bizim bencilliğimiz veya bizim tarafgirliğimiz
veyahut bizim kendi malımızı methetmemiz meselesi değil!veyahut bizim kendi malımızı methetmemiz meselesi değil!

Adam Fransa'da okumuş, hristiyan olarak yaşamış.


Adam Fransa'da okumuş, hristiyan olarak yaşamış.
Yüksek tahsil yapmış, fakülte bitirmiş, doktora yapmış, profesör olmuş.Yüksek tahsil yapmış, fakülte bitirmiş, doktora yapmış, profesör olmuş. Bilimler Akademisine seçilmiş. Fransız kültürüyle kafası yorulmuş sonradan müslüman oluyor.Bilimler Akademisine seçilmiş. Fransız kültürüyle kafası yorulmuş sonradan müslüman oluyor. Ben bir şey yapmadım, ben bir şey demedim; Ben bir şey yapmadım, ben bir şey demedim; kendisi incelemesi sonunda müslüman oluyor! Bu çok önemli bir olay, az bir iş değil bu!kendisi incelemesi sonunda müslüman oluyor! Bu çok önemli bir olay, az bir iş değil bu! Fransız Bilimler Akademisi üyesi bir üniversite profesörünün müslüman olması önemli bir olay!Fransız Bilimler Akademisi üyesi bir üniversite profesörünün müslüman olması önemli bir olay! Çünkü müslümanlar arasında başka ülkelerin aydınlarınıÇünkü müslümanlar arasında başka ülkelerin aydınlarını etkileyecek çalışma yapma henüz daha gelişmemiş.etkileyecek çalışma yapma henüz daha gelişmemiş. Adamlar kendileri inceliyorlar, zorlayan yok. Hatta bu işten zararları var. Adamlar kendileri inceliyorlar, zorlayan yok. Hatta bu işten zararları var. Çünkü müslüman olduğu zaman kendi toplumlarından da dışlanıyorlar, zarara uğruyor, Çünkü müslüman olduğu zaman kendi toplumlarından da dışlanıyorlar, zarara uğruyor, bir sürü düşman kazanıyorlar. Ama dürüst insan olduğu için doğruyu söylüyor. bir sürü düşman kazanıyorlar. Ama dürüst insan olduğu için doğruyu söylüyor.

Danimarka'da müslüman olmuş bir Danimarkalı'yla sohbet ettik.


Danimarka'da müslüman olmuş bir Danimarkalı'yla sohbet ettik.
Ziyaretime geldi. Sakallı, müslüman; bizimle namaz kıldı. Ziyaretime geldi. Sakallı, müslüman; bizimle namaz kıldı. Efendi bir Danimarkalı, kökeni Danimarka.Efendi bir Danimarkalı, kökeni Danimarka.

"Nasılsınız?" dedim.


"Nasılsınız?" dedim.


"Hocam, müslüman olduğumuz için eski toplumumuzdan dışlandık.


"Hocam, müslüman olduğumuz için eski toplumumuzdan dışlandık.
Müslüman olduk diye eski toplumumuz bizi artık sevmiyor. Müslüman olduk diye eski toplumumuz bizi artık sevmiyor. Fakat sizin bu müslümanlar da aralarına gelen insanları kucaklayıp mutlu edecek Fakat sizin bu müslümanlar da aralarına gelen insanları kucaklayıp mutlu edecek bir toplum neşesine sahip değiller. bir toplum neşesine sahip değiller. İki arada kaldık. Sizin aranıza giremiyoruz, girsek derdimizi anlatamıyoruz.İki arada kaldık. Sizin aranıza giremiyoruz, girsek derdimizi anlatamıyoruz. Lisanımız sizin lisanınız gibi değil, siz bizi anlamıyorsunuz biz sizi anlamıyoruz, Lisanımız sizin lisanınız gibi değil, siz bizi anlamıyorsunuz biz sizi anlamıyoruz, iki arada kaldık!" dedi. Ben dedim ki; iki arada kaldık!" dedi. Ben dedim ki;

"En iyisi siz Danimarkalılar, Danimarkalı müslümanlar kendiniz bir toplum oluşturun;


"En iyisi siz Danimarkalılar, Danimarkalı müslümanlar kendiniz bir toplum oluşturun;
o zaman daha iyi anlaşırsınız. Biz de sizinle dostluk, arkadaşlık yapmaya çalışalım. o zaman daha iyi anlaşırsınız. Biz de sizinle dostluk, arkadaşlık yapmaya çalışalım. Ama doğrudur, haklısınız, hakikatken insanın çevresiyle birlikte mutluluğu gelişir. Ama doğrudur, haklısınız, hakikatken insanın çevresiyle birlikte mutluluğu gelişir.

Bir toplum oluşturun!" Bir toplum oluşturmak bir insanın ruhsal hayatının,


Bir toplum oluşturun!" Bir toplum oluşturmak bir insanın ruhsal hayatının,
toplumsal hayatının güzel olması için çok önemli. toplumsal hayatının güzel olması için çok önemli. Toplum içinde olması için bir topluluğun üyesi olması çok önemli. Toplum içinde olması için bir topluluğun üyesi olması çok önemli. İnsanın dostlarının olması, dostlarının arasında olması çok güzel bir şey!İnsanın dostlarının olması, dostlarının arasında olması çok güzel bir şey! Dostsuz, yapayalnız olmak çok zor bir iş! Bir toplumun içinde tek başına kalmak çok zor bir iş!Dostsuz, yapayalnız olmak çok zor bir iş! Bir toplumun içinde tek başına kalmak çok zor bir iş!

Gayrimüslim, müslüman olduğu zaman diğer toplumundan da koptuğu için


Gayrimüslim, müslüman olduğu zaman diğer toplumundan da koptuğu için
zarara da uğradığından menfaat yok.zarara da uğradığından menfaat yok. İnancından dolayı müslüman oluyor. Her türlü kahrı sineye çekiyor, İnancından dolayı müslüman oluyor. Her türlü kahrı sineye çekiyor, her türlü meşakkate sabrediyor. her türlü meşakkate sabrediyor. Belki Allah bunu sûret-i mahsusada böyle yapıyor. Belki Allah bunu sûret-i mahsusada böyle yapıyor. Paradan, puldan, zevkten, maddî menfaatten dolayı müslüman olmasın. Paradan, puldan, zevkten, maddî menfaatten dolayı müslüman olmasın. Olan, cevr-i cefaya razı olarak; "Hak din İslâm! Razıyım! Olan, cevr-i cefaya razı olarak; "Hak din İslâm! Razıyım! Ne olursa olsun; Allah yolunda canım, malım, mutluluğum, her şeyim feda olsun…" deyip Ne olursa olsun; Allah yolunda canım, malım, mutluluğum, her şeyim feda olsun…" deyip o fedakârlığı gösterebilecek mi diye belki böyle yapıyor. o fedakârlığı gösterebilecek mi diye belki böyle yapıyor.

Ama şunu biliyoruz ki İslâm'ın hak dini olduğunu söyleyen sadece anadan


Ama şunu biliyoruz ki İslâm'ın hak dini olduğunu söyleyen sadece anadan
babadan müslüman olan bizler değiliz.babadan müslüman olan bizler değiliz. Filozoflar, profesörler, aydınlar, yazarlar, meşhurlar, doğunun batının doğru konuşan, Filozoflar, profesörler, aydınlar, yazarlar, meşhurlar, doğunun batının doğru konuşan, doğru düşünen insanları müslüman oluyor.doğru düşünen insanları müslüman oluyor. Amerika'da Amerikan senatosunda senatörlük yapan, başkanla ahbaplığı olan müslümanlar var.Amerika'da Amerikan senatosunda senatörlük yapan, başkanla ahbaplığı olan müslümanlar var. Bana öyle söylediler.

Senatör müslüman var, devlet memuru müslüman var...
Bana öyle söylediler.

Senatör müslüman var, devlet memuru müslüman var...
Amerikan hükümeti; "Herkes inancında serbesttir!Amerikan hükümeti; "Herkes inancında serbesttir! Masasının üstüne inandığı kitabı koyabilir. İnancına göre giyinebilir. İbadetini yapabilir.Masasının üstüne inandığı kitabı koyabilir. İnancına göre giyinebilir. İbadetini yapabilir. İnancını başkasına anlatıp onu inancına davet edebilir, serbesttir, hürdür!" diye karar çıkarttı. İnancını başkasına anlatıp onu inancına davet edebilir, serbesttir, hürdür!" diye karar çıkarttı. Gazeteler yazdı, ben de iki ay kadar önce Amerika'daydım. Orada arkadaşlar söylediler.Gazeteler yazdı, ben de iki ay kadar önce Amerika'daydım. Orada arkadaşlar söylediler.

Ben her şeyi belgesel anlatmayı severim:


Ben her şeyi belgesel anlatmayı severim:
"Kararın onların resmî kaynaklarında nerede neşredilmişse İngilizce'sini bulun, bana getirin."Kararın onların resmî kaynaklarında nerede neşredilmişse İngilizce'sini bulun, bana getirin. Yanımda, dosyamda olsun." dedim. Getiremediler ama çıkmış. Yanımda, dosyamda olsun." dedim. Getiremediler ama çıkmış. Türk gazetelerinde de okuduk, belki sizin de kulağınıza geldi. Amerika'da da duyduk.Türk gazetelerinde de okuduk, belki sizin de kulağınıza geldi. Amerika'da da duyduk.

Demek ki akıl ve mantık, insanı İslâm'a götürüyor. Bu kesin!


Demek ki akıl ve mantık, insanı İslâm'a götürüyor. Bu kesin!
Hiç kimse ayranım ekşi demez. Kuzguna yavrusu şirin görünür.Hiç kimse ayranım ekşi demez. Kuzguna yavrusu şirin görünür. Hâlbuki kuzgun hem karga hem de kapkara, kuzgun kargası! Bunun neresi güzel!Hâlbuki kuzgun hem karga hem de kapkara, kuzgun kargası! Bunun neresi güzel! Ama anasına sor bakalım. Dedelerimiz, "Kuzguna yavrusu şirin görünür." demişler.Ama anasına sor bakalım. Dedelerimiz, "Kuzguna yavrusu şirin görünür." demişler. Kimse ayranım ekşi demez, iyidir der. Ben de hangi dine mensupsam onu methederim. Kimse ayranım ekşi demez, iyidir der. Ben de hangi dine mensupsam onu methederim. Karşıdaki de kendi dinini methedecek, "Benim dinim iyi!" diyecek!Karşıdaki de kendi dinini methedecek, "Benim dinim iyi!" diyecek!

İyi ama bunların bir tanesi doğru, ötekisi yanlış.


İyi ama bunların bir tanesi doğru, ötekisi yanlış.


Burada aklın mahkemesinde muhakeme olmak lazım. Aklın hüküm vermesi lazım.


Burada aklın mahkemesinde muhakeme olmak lazım. Aklın hüküm vermesi lazım.


"Şu haklı. Doğru olan bu, yanlış olan bu..."


"Şu haklı. Doğru olan bu, yanlış olan bu..."
Akıl, İslâm'ı haklı gösteriyor; ilim, İslâm'ı haklı gösteriyor. Akıl, İslâm'ı haklı gösteriyor; ilim, İslâm'ı haklı gösteriyor. İlim, akıl, mantık, yirminci yüzyıl, çağ, çağın düşüncesi İlim, akıl, mantık, yirminci yüzyıl, çağ, çağın düşüncesi İslâm'ın haklılığını ortaya çıkartmış durumda. Öküze tapmak iş değil. İslâm'ın haklılığını ortaya çıkartmış durumda. Öküze tapmak iş değil. Güneşe tapmak, dağa tapmak, ağaca veya herhangi bir yaratığa tapmak da iş değil; Güneşe tapmak, dağa tapmak, ağaca veya herhangi bir yaratığa tapmak da iş değil; âlemlerin Rabbi olan Allah'a tapmak iş. Mühim olan bu! âlemlerin Rabbi olan Allah'a tapmak iş. Mühim olan bu!

Elhamdülillah, tesadüfen, Allah'ın bir lütfu,


Elhamdülillah, tesadüfen, Allah'ın bir lütfu,
eseri olarak müslüman anneden babadan doğmuşuz; müslümanız. eseri olarak müslüman anneden babadan doğmuşuz; müslümanız. Eğer öyle olmasaydık bile müslüman olmamız lazım gelecekti. Amerika'da, doğsaydıkEğer öyle olmasaydık bile müslüman olmamız lazım gelecekti. Amerika'da, doğsaydık Afrika'da, Çin'de, Japonya'da, doğsaydık;Afrika'da, Çin'de, Japonya'da, doğsaydık; onların diniyle yetişseydik bile müslüman olmamız lazımdı ve olanlar oluyor.onların diniyle yetişseydik bile müslüman olmamız lazımdı ve olanlar oluyor. Japonlar'dan müslüman olanlar var.Japonlar'dan müslüman olanlar var.

Benim Nimetullah Efendi diye tokatlı bir hoca tanıdığım var. Bizim ihvandan.


Benim Nimetullah Efendi diye tokatlı bir hoca tanıdığım var. Bizim ihvandan.


Kocaman, bir ton sakalı var. Bana mektup gönderiyor. Hatta bir de birisiyle koku göndermiş.


Kocaman, bir ton sakalı var. Bana mektup gönderiyor. Hatta bir de birisiyle koku göndermiş.
Kokuyu sarmış sarmalamış; açtım. Kokuyu sarmış sarmalamış; açtım. dökülmüş, içinde de bir şey kalmamış ama yine de hoşuma gitti. dökülmüş, içinde de bir şey kalmamış ama yine de hoşuma gitti. Şişede bir şey kalmamış ama olsun. Hediye göndermiş, Allah razı olsun diye dua ettim. Şişede bir şey kalmamış ama olsun. Hediye göndermiş, Allah razı olsun diye dua ettim. Japonya'dan telefon ediyor, haber gönderiyor, selam gönderiyor: Japonya'dan telefon ediyor, haber gönderiyor, selam gönderiyor:

"Aman hocam, buraya gelin. Burada çok iş var, çalışıyoruz. Çok müslüman olan var…"


"Aman hocam, buraya gelin. Burada çok iş var, çalışıyoruz. Çok müslüman olan var…"


Olur tabii. Nereye gitsek nerede çalışsak nerede İslâm'ı anlatsak


Olur tabii. Nereye gitsek nerede çalışsak nerede İslâm'ı anlatsak
"Biz âlemleri yaratan, yöneten Allah'a ibadet ediyoruz." desek herkes kabul eder."Biz âlemleri yaratan, yöneten Allah'a ibadet ediyoruz." desek herkes kabul eder. Öküze tapmaktan, güneşe tapmaktan, imparatoru güneşin oğlu saymaktan vazgeçer. Öküze tapmaktan, güneşe tapmaktan, imparatoru güneşin oğlu saymaktan vazgeçer.

Güneşin oğlu olur mu?!

Kiminle evlenmiş, gerdek ne zaman olmuş, çocuk ne zaman doğmuş!..


Güneşin oğlu olur mu?!

Kiminle evlenmiş, gerdek ne zaman olmuş, çocuk ne zaman doğmuş!..


İmparator nereden gelmiş?

Güneşin oğlu!.. Kargalar bile dışarıda onun için gülüyorlar.


İmparator nereden gelmiş?

Güneşin oğlu!.. Kargalar bile dışarıda onun için gülüyorlar.


Kargalar dışarıda niye gak gak ediyor?

"Böyle şey olmaz!" diye ona gülüyorlar.


Kargalar dışarıda niye gak gak ediyor?

"Böyle şey olmaz!" diye ona gülüyorlar.
Ağacın üstündeki kargalar bile gülüyor.

Japonya kaç milyon?
Ağacın üstündeki kargalar bile gülüyor.

Japonya kaç milyon?


Doksan milyon insan niye böyle bâtıl inançla duruyor?

Durmaması lazım.


Doksan milyon insan niye böyle bâtıl inançla duruyor?

Durmaması lazım.


Elhamdülillah biz de anadan babadan müslümanız ama biz de feleğin çemberlerinden geçtik.


Elhamdülillah biz de anadan babadan müslümanız ama biz de feleğin çemberlerinden geçtik.
Ben ilk defa dinsizliği ortaokulda duydum. Ben ilk defa dinsizliği ortaokulda duydum. İlk defa benim sınıf arkadaşımla, kıpkızıl kapkara münkir birisiyleİlk defa benim sınıf arkadaşımla, kıpkızıl kapkara münkir birisiyle Beyazıt Meydanı'nda münakaşaya tutuştuk.Beyazıt Meydanı'nda münakaşaya tutuştuk. Her şeyi inkâr ediyor. Sakat bir çocuktu. Ruhsal durumu demek ki sakatlaşıyor.Her şeyi inkâr ediyor. Sakat bir çocuktu. Ruhsal durumu demek ki sakatlaşıyor. Aile durumunu bilmiyorum. Belki onun da tesiri var.Aile durumunu bilmiyorum. Belki onun da tesiri var. Yetişmesi, hangi bölgeden neyin nesi; şu anda bilmiyorum. Ortaokul birinci sınıfta münkir!Yetişmesi, hangi bölgeden neyin nesi; şu anda bilmiyorum. Ortaokul birinci sınıfta münkir!

İsmail Fenni Ertuğrul'un Küçük Kitapta Büyük Mevzular isimli güzel bir eseri vardı.


İsmail Fenni Ertuğrul'un Küçük Kitapta Büyük Mevzular isimli güzel bir eseri vardı.
Onu okumuştum. Ondan sonra Ordinaryus Akil Muhtar Özden isimli bir tıp profesörününOnu okumuştum. Ondan sonra Ordinaryus Akil Muhtar Özden isimli bir tıp profesörünün İlim Bakımdan Ahlâk diye bir kitabı vardı, onu okumuştum.İlim Bakımdan Ahlâk diye bir kitabı vardı, onu okumuştum. Sonra Mustafa Rahmi Balaban'ın İlim Ahlâk İman diye Sonra Mustafa Rahmi Balaban'ın İlim Ahlâk İman diye Diyanet İşleri tarafından neşredilen bir kitabı vardı. Diyanet İşleri tarafından neşredilen bir kitabı vardı. Onun içinde Amerikalı Profesör Morison'[dan]; imanın,Onun içinde Amerikalı Profesör Morison'[dan]; imanın, Allah'ın varlığının doğruluğunu anlatan makaleleriAllah'ın varlığının doğruluğunu anlatan makaleleri tercüme [etmiş] Mustafa Rahmi Balaban isimli felsefe öğretmeni.tercüme [etmiş] Mustafa Rahmi Balaban isimli felsefe öğretmeni. O kitapları filan okumuştum. İyiydim evvelallah. Çocuğun ismi Nihat'tı. Kapıştık.O kitapları filan okumuştum. İyiydim evvelallah. Çocuğun ismi Nihat'tı. Kapıştık. O inkâr ediyor; ben de ikna etmeye çalışıyorum, akıllı mantıklı konuşuyorum.O inkâr ediyor; ben de ikna etmeye çalışıyorum, akıllı mantıklı konuşuyorum. Elhamdülillah.

Şimdi anadan babadan müslümanız diyerek yetişmek olmuyor!
Elhamdülillah.

Şimdi anadan babadan müslümanız diyerek yetişmek olmuyor!
Her yerden sataşma var.Her yerden sataşma var. Gazeteden, radyodan, televizyondan, arkadaştan, hocadan,Gazeteden, radyodan, televizyondan, arkadaştan, hocadan, komşudan… Herkesten, her yerden sataşma var. komşudan… Herkesten, her yerden sataşma var. Ve belki bunlar idman oluyor. Ve belki bunlar idman oluyor. İnsan bu sataşmaların karşısında cevap verdiği için İnsan bu sataşmaların karşısında cevap verdiği için imanı imandan taklidî imandan tahkikî imana çıkıyor. imanı imandan taklidî imandan tahkikî imana çıkıyor.

Ankara'da ben üniversitede profesör hocayken bizim fakülteye bir ilginç kişi gelir giderdi.


Ankara'da ben üniversitede profesör hocayken bizim fakülteye bir ilginç kişi gelir giderdi.
Fakülteden değildi. Saçları filozof gibi uzun, eli cebinde, bir omuzu aşağıda Fakülteden değildi. Saçları filozof gibi uzun, eli cebinde, bir omuzu aşağıda bir omuzu yukarıda efe gibi dolaşan birisi. bir omuzu yukarıda efe gibi dolaşan birisi. Konuşurduk. Serbest fikirli bir insandı. Konuşurduk. Serbest fikirli bir insandı.

"Hocam, sizin ilâhiyat fakültesi öğrencileri mantar!" derdi.


"Hocam, sizin ilâhiyat fakültesi öğrencileri mantar!" derdi.


"Niye öyle diyorsun ya! Çok iyi çocuklar var, ben biliyorum."


"Niye öyle diyorsun ya! Çok iyi çocuklar var, ben biliyorum."


"Yok hocam, onlar mantar." derdi.

"Niye?"


"Yok hocam, onlar mantar." derdi.

"Niye?"


"Bunlar hiç küfür duymuyorlar, hep imanı duyuyorlar.


"Bunlar hiç küfür duymuyorlar, hep imanı duyuyorlar.
Âyet duyuyorlar, hadis duyuyorlar. Amennâ ve saddaknâ. Âyet duyuyorlar, hadis duyuyorlar. Amennâ ve saddaknâ. Biz Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde koministlerle, Biz Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde koministlerle, azılı dinsizlerle, azılı kâfirlerle her gün gırtlak gırtlağa mücadele ediyoruz, konuşuyoruz. azılı dinsizlerle, azılı kâfirlerle her gün gırtlak gırtlağa mücadele ediyoruz, konuşuyoruz. Onun için Siyasal Bilgiler'deki bir çocuk mantar değil! Onun için Siyasal Bilgiler'deki bir çocuk mantar değil! O çelik gibi sağlam, bunlar çürük!" diyor.

Neden?

Düşman duymuyor.
O çelik gibi sağlam, bunlar çürük!" diyor.

Neden?

Düşman duymuyor.
Harp etmemiş bir askerin acemiliği gibi, demek istiyor.Harp etmemiş bir askerin acemiliği gibi, demek istiyor. Tabii bizim talebelerimizin hepsi de öyle değil. Ama şu da bir gerçek ki Tabii bizim talebelerimizin hepsi de öyle değil. Ama şu da bir gerçek ki bir insan karşı fikirlerin savunmasını yapa yapa kuvvetleniyor.bir insan karşı fikirlerin savunmasını yapa yapa kuvvetleniyor. Kur'ân-ı Kerîm'de de bu var:Kur'ân-ı Kerîm'de de bu var:

Allahu Teâlâ hazretleri kendisi Kur'ân-ı Kerîm'de kâfirlerin söylediği küfür sözlerini;


Allahu Teâlâ hazretleri kendisi Kur'ân-ı Kerîm'de kâfirlerin söylediği küfür sözlerini;
"Kâfirler şöyle diyorlar…" [diye] bize bildiriyor. Ne kadar saçma, aşağısında onu da anlatıyor."Kâfirler şöyle diyorlar…" [diye] bize bildiriyor. Ne kadar saçma, aşağısında onu da anlatıyor. Kâfirin sözünü söylüyor ama arkasında cevabını da veriyor, saçmalığını da söylüyor.Kâfirin sözünü söylüyor ama arkasında cevabını da veriyor, saçmalığını da söylüyor.

Ne oluyor?

Bize aşı yapıyor. Çiçek aşısı, BCG aşısı, tifo, tifüs aşısı... Aşı oluyor.


Ne oluyor?

Bize aşı yapıyor. Çiçek aşısı, BCG aşısı, tifo, tifüs aşısı... Aşı oluyor.


Yanlış fikir duyuyorsun; "Bu fikir yanlışmış, kıymeti yokmuş." diye insan kuvvetlenmiş oluyor.


Yanlış fikir duyuyorsun; "Bu fikir yanlışmış, kıymeti yokmuş." diye insan kuvvetlenmiş oluyor.
O da lazım. Çünkü hiç mikrop görmemiş, anasının kuzusu bir çocuk mikroplu O da lazım. Çünkü hiç mikrop görmemiş, anasının kuzusu bir çocuk mikroplu bir mıntıkaya gelince hemen hasta olurmuş.

Neden?
bir mıntıkaya gelince hemen hasta olurmuş.

Neden?


İdmansız, dayanıksız, hemen hasta olurmuş. Neden? Süt kuzusu mübarek, çıtkırıldım, muhallebi çocuğu.


İdmansız, dayanıksız, hemen hasta olurmuş. Neden? Süt kuzusu mübarek, çıtkırıldım, muhallebi çocuğu.
Ama ötekisi mikropların arasında düşe kalka, yalınayak gezerek soğukta sıcakta çelik gibi oluyor.Ama ötekisi mikropların arasında düşe kalka, yalınayak gezerek soğukta sıcakta çelik gibi oluyor. Vücudu mikropları yenmeyi öğreniyor. İçeriye bir mikrop girdi mi akyuvarlar,Vücudu mikropları yenmeyi öğreniyor. İçeriye bir mikrop girdi mi akyuvarlar, alyuvarlar, vücudun direniş teşkilatı yok ediyor; banamısın demiyor, hemen alt ediyor. alyuvarlar, vücudun direniş teşkilatı yok ediyor; banamısın demiyor, hemen alt ediyor. Ötekisi benim gibi dayanıksız olanlar birazcık ceyeranda kalsa arka kapıyı kapatıyor, hapşırmaya başlıyor. Ötekisi benim gibi dayanıksız olanlar birazcık ceyeranda kalsa arka kapıyı kapatıyor, hapşırmaya başlıyor.

Elhamdülillah müslüman anneden babadan doğduk.


Elhamdülillah müslüman anneden babadan doğduk.
Allah babalarımdan dedelerimizden razı olsun ama biz de örsle çekicin arasında Allah babalarımdan dedelerimizden razı olsun ama biz de örsle çekicin arasında dövüle dövüle dövme çelik olduk.dövüle dövüle dövme çelik olduk. Alimallah kıvırsan kıvırsan bıraksan; vınn, kaç defa [döner düzeliriz]! Alimallah kıvırsan kıvırsan bıraksan; vınn, kaç defa [döner düzeliriz]!

Neden?

Sağlam çelik olduk. Şu kulaklarımızla neler duyduk;


Neden?

Sağlam çelik olduk. Şu kulaklarımızla neler duyduk;
şu gözlerimizle ne edepsizlikler gördük!şu gözlerimizle ne edepsizlikler gördük! Ne cevaplar verdik!.. Her şeyin cevabını aradık bulduk: Elhamdülillah! Ne cevaplar verdik!.. Her şeyin cevabını aradık bulduk: Elhamdülillah!

Allah'ın razı olduğu din, İslâm! Başka hangisi var; getir bakalım.


Allah'ın razı olduğu din, İslâm! Başka hangisi var; getir bakalım.
İslâm yerine hangisini teklif edeceksin! Yok. Hak yol İslâm, gerisi bâtıl. İslâm yerine hangisini teklif edeceksin! Yok. Hak yol İslâm, gerisi bâtıl. Sözün kısası; İslâm'ın özü ne?Sözün kısası; İslâm'ın özü ne? Peygamber Efendimiz burada buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz burada buyuruyor ki;

"İslâm şu beş temelin üzerine kurulmuştur."


"İslâm şu beş temelin üzerine kurulmuştur."
Şehâdeti en lâ ilâhe illallah ve enne Muhammeden resûlullâhi.Şehâdeti en lâ ilâhe illallah ve enne Muhammeden resûlullâhi. "Birinci temel, Allah'tan başka bir tanrı olmadığına şahitlik etmek:"Birinci temel, Allah'tan başka bir tanrı olmadığına şahitlik etmek: 'Ben şahidim ki Allah'tan başka tanrı yoktur sadece o vardır 'Ben şahidim ki Allah'tan başka tanrı yoktur sadece o vardır ve Muhammed O'nun elçisidir!' demek." ve Muhammed O'nun elçisidir!' demek." Bir temel bu.Bir temel bu.

Böyle bir sözden temel olur mu?


Böyle bir sözden temel olur mu?


Bu o kadar sağlam bir temel ki biz bu sözü söylediğimiz zaman çok şey ifade etmiş oluyoruz.


Bu o kadar sağlam bir temel ki biz bu sözü söylediğimiz zaman çok şey ifade etmiş oluyoruz.


Lâ ilâhe illallah, derken dünyanın yedi düveliyle,


Lâ ilâhe illallah, derken dünyanın yedi düveliyle,
bin bir bâtıl inancıyla savaş yapıp kazanmış oluyoruz.bin bir bâtıl inancıyla savaş yapıp kazanmış oluyoruz. Lâ ilâhe illallah. "Allah var, şerîki, nazîri yok!" Avrupalılar Yunanlıları çok beğeniyor.Lâ ilâhe illallah. "Allah var, şerîki, nazîri yok!" Avrupalılar Yunanlıları çok beğeniyor. Hele bu İngilizler kız aldılar verdiler, akrabalık kurdular.Hele bu İngilizler kız aldılar verdiler, akrabalık kurdular. Yunan medeniyeti şöyle iyiymiş, böyle güzelmiş…Yunan medeniyeti şöyle iyiymiş, böyle güzelmiş…

Getir bakalım bu Yunan medeniyeti neymiş, bu herifler neye inanıyormuş?


Getir bakalım bu Yunan medeniyeti neymiş, bu herifler neye inanıyormuş?


"Bir insan hırsızlık yapar da yakalanmazsa kahraman!"

"Neden?"

"Yakalanmadı."


"Bir insan hırsızlık yapar da yakalanmazsa kahraman!"

"Neden?"

"Yakalanmadı."


"Hırsızlık yapar da yakalanırsa suçlu!"


"Hırsızlık yapar da yakalanırsa suçlu!"


Bu medeniyetin neresi güzel Allah aşkına! Birisi çıksın da söylesin.


Bu medeniyetin neresi güzel Allah aşkına! Birisi çıksın da söylesin.
Doğrudan doğruya hırsızlık kötü desene! Birisinin malını alıyor; "Kötü!" desene. Doğrudan doğruya hırsızlık kötü desene! Birisinin malını alıyor; "Kötü!" desene. Yakalanmazsa kahraman! Yakalanmazsa kahraman!

Spartalılar, Atinalılar sakatları dağın yukarı tarafından aşağıya yuvarlayıp öldürürlermiş!


Spartalılar, Atinalılar sakatları dağın yukarı tarafından aşağıya yuvarlayıp öldürürlermiş!


"Sağlamlar yaşasın!.."

İnsanlık mı bu, böyle insanlık mı olur?

"Demokrasi varmış…"


"Sağlamlar yaşasın!.."

İnsanlık mı bu, böyle insanlık mı olur?

"Demokrasi varmış…"


Sen bu yalanları kime anlatıyorsun?!..


Sen bu yalanları kime anlatıyorsun?!..


Talebeyken dinledik de o zaman süt kuzusuyduk, itiraz etmedik.


Talebeyken dinledik de o zaman süt kuzusuyduk, itiraz etmedik.


Ne demokrasisi? Atina demokrasisi dediğin ne?


Ne demokrasisi? Atina demokrasisi dediğin ne?


Bir azınlığın idare hakkı, ötekisinin hiç hakkı yok!

Öyle saçma şey mi olur?!


Bir azınlığın idare hakkı, ötekisinin hiç hakkı yok!

Öyle saçma şey mi olur?!
Toplumun içinde çok büyük bir grubun hiç hakkı yok, yüksek bir grubun hakkı var. Toplumun içinde çok büyük bir grubun hiç hakkı yok, yüksek bir grubun hakkı var. Böyle güdümlü demokrasi mi olur? Laf!..

Ahlâkları?
Böyle güdümlü demokrasi mi olur? Laf!..

Ahlâkları?


Homoseksüellik serbest, filanca serbest…

Dinleri?

Hocam sorma; o yürekler acısı, iç parçalayıcı bir durum.


Homoseksüellik serbest, filanca serbest…

Dinleri?

Hocam sorma; o yürekler acısı, iç parçalayıcı bir durum.
Bir sürü putları, tanrıları var: Kimisi aşk tanrısı, kimisi şarap tanrısı Baküs, kimisi harp tanrısı…Bir sürü putları, tanrıları var: Kimisi aşk tanrısı, kimisi şarap tanrısı Baküs, kimisi harp tanrısı… Kimisi bilmem ne tanrısı, kimisi ıvır tanrısı, kimisi zıvır tanrısı...Kimisi bilmem ne tanrısı, kimisi ıvır tanrısı, kimisi zıvır tanrısı... Bir de bunların tepelerinde Olimpus Dağı'nın üstüne oturmuş Zeus adlı bir put. Bir de bunların tepelerinde Olimpus Dağı'nın üstüne oturmuş Zeus adlı bir put. Elinde yıldırımlar varmış, öteki tanrılar birbirleriyle kavga edinceElinde yıldırımlar varmış, öteki tanrılar birbirleriyle kavga edince onlara yıldırımlar gönderiyormuş…onlara yıldırımlar gönderiyormuş…

Ben bu inanca güleyim mi ağlayım mı?!


Ben bu inanca güleyim mi ağlayım mı?!


İnsanlık namına ağlamak lazım. Buna birileri inanmış, bir zaman da din diye buna tapınmışlar.


İnsanlık namına ağlamak lazım. Buna birileri inanmış, bir zaman da din diye buna tapınmışlar.
Şimdi de onu takip etmek isteyenler, Yunan medeniyetini kalkındırmaya çalışanlar,Şimdi de onu takip etmek isteyenler, Yunan medeniyetini kalkındırmaya çalışanlar, sevenler, övenler var. sevenler, övenler var.

Hak yol İslâm!

İslâm, lâ ilâhe illalah diye başlıyor!


Hak yol İslâm!

İslâm, lâ ilâhe illalah diye başlıyor!
Lâ ilâhe illalah dedi mi Yunanlılar'ı kesiyor; Zeus gidiyor, Baküs, Venüs gidiyor, hepsi gidiyor.Lâ ilâhe illalah dedi mi Yunanlılar'ı kesiyor; Zeus gidiyor, Baküs, Venüs gidiyor, hepsi gidiyor. Lâ ilâhe illallah dedi mi bir darbe, gidiyor! Hintliler'i kesiyor, öküzleri kesiyor, Lâ ilâhe illallah dedi mi bir darbe, gidiyor! Hintliler'i kesiyor, öküzleri kesiyor, Japonlar'ı kesiyor, imparatorunu alaşağı ediyor. Haçı aşağı indiriyor.Japonlar'ı kesiyor, imparatorunu alaşağı ediyor. Haçı aşağı indiriyor. Lâ ilâhe illahlah dediğin zaman bütün bâtıl putlar yerlere seriliyor. Lâ ilâhe illahlah dediğin zaman bütün bâtıl putlar yerlere seriliyor.

Muhammedü'r-resûlullah dediğin zaman


Muhammedü'r-resûlullah dediğin zaman
Allah'ın bize gönderdiği bilgileri bize öğreten kimseye bağlılığımızı belirtmiş oluyoruz. Allah'ın bize gönderdiği bilgileri bize öğreten kimseye bağlılığımızı belirtmiş oluyoruz. O da çok güzel. Her şeyin anahtarı artık elimizde!

Niçin?
O da çok güzel. Her şeyin anahtarı artık elimizde!

Niçin?


Çünkü ben Allah'ın resûlü Muhammed-i Mustafâ'ya bağlıyım. Bitiyor!


Çünkü ben Allah'ın resûlü Muhammed-i Mustafâ'ya bağlıyım. Bitiyor!
Biz; çok büyük bir söz söylemiş, çok büyük bir iş yapmış oluyoruz. Biz; çok büyük bir söz söylemiş, çok büyük bir iş yapmış oluyoruz.

İslâm'ın birinci temeli bu: Allah'tan başka ilah yok! İnsanlar bazen putları bazen de


İslâm'ın birinci temeli bu: Allah'tan başka ilah yok! İnsanlar bazen putları bazen de
görünmeyen varlıkları ilah edinmişler!görünmeyen varlıkları ilah edinmişler! Görünmeyen varlıklara da tapınmamak, onların emrine de girmemek lazım. Görünmeyen varlıklara da tapınmamak, onların emrine de girmemek lazım.

Bu görünmeyen varlıklar nedir? Şeytan.

Şeytana tapmamak lazım!


Bu görünmeyen varlıklar nedir? Şeytan.

Şeytana tapmamak lazım!


Mesela bu görünmeyen varlıklardan bir tanesi nedir?


Mesela bu görünmeyen varlıklardan bir tanesi nedir?


İnsanın nefsi. Nefse tapmamak, nefsin sözünü dinlememek lazım!


İnsanın nefsi. Nefse tapmamak, nefsin sözünü dinlememek lazım!


Kimi dinlemek lazım?

Kur'an'ı, Peygamber-i Zîşan'ı, Allahu Teâlâ hazretlerini dinlemek lazım.


Kimi dinlemek lazım?

Kur'an'ı, Peygamber-i Zîşan'ı, Allahu Teâlâ hazretlerini dinlemek lazım.
Daha başka şeyleri silmek lazım. Bu birinci temel.

İkinci temel:
Daha başka şeyleri silmek lazım. Bu birinci temel.

İkinci temel:


Ve ikami's-salâti. "Namaz kılmak."

Bazı kimseler, özellikle aydın kimseler namazı küçümserler:


Ve ikami's-salâti. "Namaz kılmak."

Bazı kimseler, özellikle aydın kimseler namazı küçümserler:
"Canım yatıp kalkmaktan ne olacak! Sonra günde beş defa ne diye kılınıyor, "Canım yatıp kalkmaktan ne olacak! Sonra günde beş defa ne diye kılınıyor, biraz tenzilat yapamaz mısın, aşağıya indiremez misin?biraz tenzilat yapamaz mısın, aşağıya indiremez misin? Üç olsa, bir olsa; rekâtları biraz azaltılamaz mı?.." vs.Üç olsa, bir olsa; rekâtları biraz azaltılamaz mı?.." vs.

Muhterem kardeşlerim!

Namaz üzerine bir ay konuşabilirim,


Muhterem kardeşlerim!

Namaz üzerine bir ay konuşabilirim,
bir ay namazın önemi üzerine konuşabilirim.bir ay namazın önemi üzerine konuşabilirim. Ama kısaca mantıklı olarak söylemek gerekirse; namaz insanı günde beş defa maddetenAma kısaca mantıklı olarak söylemek gerekirse; namaz insanı günde beş defa maddeten ve mânen tertemiz yıkıyor, temizliyor.ve mânen tertemiz yıkıyor, temizliyor. Namaz insanı günde beş defa hizaya getiriyor. Namaz insanı günde beş defa hizaya getiriyor. Namaz insanı günde beş defa Allah'ın huzuruna çıkarıyor; miraç yaptırtıyor, Allah'la buluşturuyor. Namaz insanı günde beş defa Allah'ın huzuruna çıkarıyor; miraç yaptırtıyor, Allah'la buluşturuyor. Allah'la mükâleme, niyaz etmesine, münâcât eylemesine sebep oluyor. Allah'la mükâleme, niyaz etmesine, münâcât eylemesine sebep oluyor. Bu yeter. Namaz kılan, beş defa huzura kabul olacak kadar yakın kul oluyor. Bu yeter. Namaz kılan, beş defa huzura kabul olacak kadar yakın kul oluyor. Namazın önemini, kıymetini anlayamayan İslâm'ı anlayamamıştır. Namazın önemini, kıymetini anlayamayan İslâm'ı anlayamamıştır.

İnsanın âhirette ilk sorguya çekileceği konu:

"Sen müslüman mısın?"


İnsanın âhirette ilk sorguya çekileceği konu:

"Sen müslüman mısın?"


"Müslümanım."

"Namazlarını kıldın mı?"

Hemen ilk önce namazdan sorulacak.


"Müslümanım."

"Namazlarını kıldın mı?"

Hemen ilk önce namazdan sorulacak.
Kim namazını dost doğru devam ettirmişse sonunda insan-ı kâmil olur!Kim namazını dost doğru devam ettirmişse sonunda insan-ı kâmil olur! Namaz kıla kıla oraya gider. Dinini doğrultmuş olur.Namaz kıla kıla oraya gider. Dinini doğrultmuş olur. Kim namazını ihmal etmişse dinini yıkmış olur, çadırın direğini kırmış, çadırı üstüne çökertmiş olur.Kim namazını ihmal etmişse dinini yıkmış olur, çadırın direğini kırmış, çadırı üstüne çökertmiş olur. Bu önemli. İkincisi bu. Dinin önemli temellerinden birisi namaz.

Namaz neler sağlıyor?
Bu önemli. İkincisi bu. Dinin önemli temellerinden birisi namaz.

Namaz neler sağlıyor?


Müslümanların günde beş defa toplantı yapmasını, hafta da bir defa toplantı yapmasını sağlıyor.


Müslümanların günde beş defa toplantı yapmasını, hafta da bir defa toplantı yapmasını sağlıyor.
Çok önemli bir şey! Bir mahallenin, bir şehrin insanları günde beş defa toplanıyorlar. Çok önemli bir şey! Bir mahallenin, bir şehrin insanları günde beş defa toplanıyorlar. Bu, çok ileri bir toplumsal olay! Bu, çok ileri bir toplumsal olay!

Bir profesör arkadaşım nakletmişti, çok beğenmiştim.


Bir profesör arkadaşım nakletmişti, çok beğenmiştim.
Onun için konuşmalarımda söylerim. Herhalde Almanya'dan Amerika'ya profesör bir misafir gitmiş. Onun için konuşmalarımda söylerim. Herhalde Almanya'dan Amerika'ya profesör bir misafir gitmiş. Bu 10-15 senelik bir olay. Alman profesör Amerika'ya ziyarete gitmiş, gezmiş.Bu 10-15 senelik bir olay. Alman profesör Amerika'ya ziyarete gitmiş, gezmiş. Almanlar'la Amerikalılar arasında rekabet var.Almanlar'la Amerikalılar arasında rekabet var. Gezmiş gelmiş. Evine gelince arkadaşları demişler ki; Gezmiş gelmiş. Evine gelince arkadaşları demişler ki;

"Amerika gezindeki görüşlerini, izlenimlerini bize anlatır mısın?"


"Amerika gezindeki görüşlerini, izlenimlerini bize anlatır mısın?"


"Anlatırım."

Bir akşam toplanmışlar, anlatmış:

"Amerika şöyle Amerika böyle…"


"Anlatırım."

Bir akşam toplanmışlar, anlatmış:

"Amerika şöyle Amerika böyle…"
Demişler ki;

"Amerika mı daha ileri Almanya mı daha ileri? Hangisi daha ileri?"
Demişler ki;

"Amerika mı daha ileri Almanya mı daha ileri? Hangisi daha ileri?"


Ben Amerika'yı gördüm. 2 ay önce de 1 ay kadar kalmıştım, muhtelif şehirlerini gezmiştim.


Ben Amerika'yı gördüm. 2 ay önce de 1 ay kadar kalmıştım, muhtelif şehirlerini gezmiştim.
Almanya'yı da çok gördüm. 20-30 defa gördüm, çok kaldım, orayı da biliyorum. Almanya'yı da çok gördüm. 20-30 defa gördüm, çok kaldım, orayı da biliyorum.

Profesör demiş ki;

"Amerika daha ileri."

Gerçekten öyle.


Profesör demiş ki;

"Amerika daha ileri."

Gerçekten öyle.
Ben de Amerika'nın daha ileri olduğunu söyleyebilirim. Ben de Amerika'nın daha ileri olduğunu söyleyebilirim.

"Amerika daha ileri."

"Neden?"

Açıklaması çok önemli:


"Amerika daha ileri."

"Neden?"

Açıklaması çok önemli:


"Çünkü Amerika'da bir kişi haftanın üç günü toplantılara katılıyor,


"Çünkü Amerika'da bir kişi haftanın üç günü toplantılara katılıyor,
toplumsal çalışmalara, derneklere katılıyor. toplumsal çalışmalara, derneklere katılıyor. Haftada ortalama üç gün. Üç gün üye olduğu derneğin toplantısına katılıyor. Haftada ortalama üç gün. Üç gün üye olduğu derneğin toplantısına katılıyor. Almanya'da Alman halkı toplumsal olaylara bu kadar katılımcı değil. Bu kadar katılmıyor.Almanya'da Alman halkı toplumsal olaylara bu kadar katılımcı değil. Bu kadar katılmıyor. Onun için Amerika daha ileri!" demiş.Onun için Amerika daha ileri!" demiş.

Ben hiç böyle değerlendirme duymamıştım.


Ben hiç böyle değerlendirme duymamıştım.
Ama bir profesörün değerlendirmesi ve çok önemli. Ben buna yüzde yüz katılıyorum. Ama bir profesörün değerlendirmesi ve çok önemli. Ben buna yüzde yüz katılıyorum.

Sizden de duydum, bir insan işe alınacağı zaman


Sizden de duydum, bir insan işe alınacağı zaman
ona hangi derneklere üye olduğu da sorulurmuş.ona hangi derneklere üye olduğu da sorulurmuş. Müraacat kâğıdında sorarlarmış: "Nerelere üyesin?"Müraacat kâğıdında sorarlarmış: "Nerelere üyesin?"

Hiçbir yere üye değilse kişi kıymetsiz olurmuş.


Hiçbir yere üye değilse kişi kıymetsiz olurmuş.
Bir yerlere üyeyse demek ki bu toplumsal çalışmalara katılıyor, Bir yerlere üyeyse demek ki bu toplumsal çalışmalara katılıyor, demek ki kendisinde bir toplum hayatı var, başka insanlarla iş birliği var...demek ki kendisinde bir toplum hayatı var, başka insanlarla iş birliği var...

Okullarda çocukların karnelerine böyle bir madde de koyuyorlar.


Okullarda çocukların karnelerine böyle bir madde de koyuyorlar.
Başka arkadaşlarıyla iş birliği nasıl, iyi mi kötü mü; ona da bir not veriyorlar.Başka arkadaşlarıyla iş birliği nasıl, iyi mi kötü mü; ona da bir not veriyorlar. Uyum sağlayabiliyor mu, sağlayamıyor mu?..Uyum sağlayabiliyor mu, sağlayamıyor mu?.. Ttoplu çalışmaya katılımı, katılımdaki uyumu, uyumdaki başarısı nota giriyor.Ttoplu çalışmaya katılımı, katılımdaki uyumu, uyumdaki başarısı nota giriyor. Türkiye'deki karnelerde var. Burada da var mı bilmiyorum. Türkiye'deki karnelerde var. Burada da var mı bilmiyorum.

Demek ki toplumsal çalışmalara katılmak yüksek insanların işi


Demek ki toplumsal çalışmalara katılmak yüksek insanların işi
ve bir insan ne kadar çok katılıyorsa o kadar yüksek demek oluyor.ve bir insan ne kadar çok katılıyorsa o kadar yüksek demek oluyor. Bir toplumda toplumsal olaylara katılım ne kadar fazla olursa o toplum ötekisinden daha ileri oluyor.Bir toplumda toplumsal olaylara katılım ne kadar fazla olursa o toplum ötekisinden daha ileri oluyor. Evet, Amerika'da ben bunu gördüm.

Benim oğlum Amerika'da tahsil yaptı.
Evet, Amerika'da ben bunu gördüm.

Benim oğlum Amerika'da tahsil yaptı.
Ben onu tahsilinin sonlarına doğru Türkiye'den evlendirdim.Ben onu tahsilinin sonlarına doğru Türkiye'den evlendirdim. Bizim gelinle oğlum gittiler. Biraz Amerika'da kaldılar, tahsili tamamladılar, geldi.Bizim gelinle oğlum gittiler. Biraz Amerika'da kaldılar, tahsili tamamladılar, geldi. Orada ben de gittiğim zaman bizim gelin yaşlı bir Amerikalı'yla selamlaştı.Orada ben de gittiğim zaman bizim gelin yaşlı bir Amerikalı'yla selamlaştı.

Hello. "Merhaba…"

Onlar hi filan diyorlar. Selamlaştılar.

"Bu kim?" dedim.


Hello. "Merhaba…"

Onlar hi filan diyorlar. Selamlaştılar.

"Bu kim?" dedim.


Kütüphanede bir teşkilat düzenlenmiş; yaşlı hanımlar


Kütüphanede bir teşkilat düzenlenmiş; yaşlı hanımlar
Amerika'ya gelen misafir bayanlara eş oluyorlarmış, arkadaş oluyorlarmış.Amerika'ya gelen misafir bayanlara eş oluyorlarmış, arkadaş oluyorlarmış. Onlara dil öğretiyorlarmış. Bizim gelinin de eş olduğu ihtiyar buymuş. 70 küsur yaşında, ihtiyar kadın!Onlara dil öğretiyorlarmış. Bizim gelinin de eş olduğu ihtiyar buymuş. 70 küsur yaşında, ihtiyar kadın!

Allah Allah, dedim. 70 yaşındaki insanı "Sen artık ihtiyarladın!" diye itmiyor,


Allah Allah, dedim. 70 yaşındaki insanı "Sen artık ihtiyarladın!" diye itmiyor,
onu toplumsal çalışmaya çekiyor.onu toplumsal çalışmaya çekiyor. Amerika'ya gelmiş misafirlerin uygun olanlarıyla sen ilgilen, diye ona bir çalışma alanı gösteriyor.Amerika'ya gelmiş misafirlerin uygun olanlarıyla sen ilgilen, diye ona bir çalışma alanı gösteriyor. Tabii ona dil öğrettiği zaman Amerika'nın istifadesi oluyor. Tabii ona dil öğrettiği zaman Amerika'nın istifadesi oluyor.

Keşke biz Türkler bütün dünyaya Türkçe'yi öğretsek!


Keşke biz Türkler bütün dünyaya Türkçe'yi öğretsek!
Bakın o zaman Türkiye ne kadar gelişir! Dil öğretmek çok önemli. Bakın o zaman Türkiye ne kadar gelişir! Dil öğretmek çok önemli.

Birisiyle konuştuğu için ihtiyarın canı sıkılmıyor, gözü açılıyor, gençleşiyor.


Birisiyle konuştuğu için ihtiyarın canı sıkılmıyor, gözü açılıyor, gençleşiyor.
Sonra bilmediği şeyler öğreniyor. Bizim gelin ona bir şeyler öğretiyor; Sonra bilmediği şeyler öğreniyor. Bizim gelin ona bir şeyler öğretiyor; "Türkler bunu böyle yapar, bu yemek böyledir, bu şöyledir bu şöyle yapılır…" "Türkler bunu böyle yapar, bu yemek böyledir, bu şöyledir bu şöyle yapılır…" Görgüsü bilgisi artıyor. Amerika'da yaşlı, orta yaşlı, genç, çocuk hiçbir kesimi dışlamıyorlar;Görgüsü bilgisi artıyor. Amerika'da yaşlı, orta yaşlı, genç, çocuk hiçbir kesimi dışlamıyorlar; herkes çalışıyor, herkes toplumda bir iş görüyor ve gelişme oluyor. herkes çalışıyor, herkes toplumda bir iş görüyor ve gelişme oluyor. Demek ki toplumsallık fazla olduğundan profesör bunu anlamış.Demek ki toplumsallık fazla olduğundan profesör bunu anlamış.

Ben de buna aynen katılıyorum. Amerika daha ileri!

Neden?


Ben de buna aynen katılıyorum. Amerika daha ileri!

Neden?


Toplumsallık duygusu, toplumsal çalışmalar daha yüksek diye!

İslâm'da bu var.


Toplumsallık duygusu, toplumsal çalışmalar daha yüksek diye!

İslâm'da bu var.


Dünyada müslümanlardan başka günde beş defa toplanan bir toplum var mı?

Yok!


Dünyada müslümanlardan başka günde beş defa toplanan bir toplum var mı?

Yok!
Amerikalı haftada üç defa toplanıyor diye Alman profesör alkışlıyor. Amerikalı haftada üç defa toplanıyor diye Alman profesör alkışlıyor. Biz müslümanlar günde beş defa toplanıyoruz.

Namazdan sonra ne yapıyoruz?
Biz müslümanlar günde beş defa toplanıyoruz.

Namazdan sonra ne yapıyoruz?


"Selamun aleyküm, Aleyküm selam. Mehmet Bey nasılsın, işler nasıl?


"Selamun aleyküm, Aleyküm selam. Mehmet Bey nasılsın, işler nasıl?
Yahu camimizin şurası akıyor, kokuyor; şunu tamir edelim…" diyoruz. Yahu camimizin şurası akıyor, kokuyor; şunu tamir edelim…" diyoruz. "Cemaatten filanca hastaymış, gel şunu ziyaret edelim…" diyoruz."Cemaatten filanca hastaymış, gel şunu ziyaret edelim…" diyoruz. Bir araya gelince bir şeyler oluyor. Günde beş defa toplantı, her toplantıdan bir karar,Bir araya gelince bir şeyler oluyor. Günde beş defa toplantı, her toplantıdan bir karar, bir sonuç çıkıyor; sevap alınıyor. bir sonuç çıkıyor; sevap alınıyor. Onun için namaz çok önemli!

Günlük namaz günde beş defa topluyor.
Onun için namaz çok önemli!

Günlük namaz günde beş defa topluyor.
Cuma namazı haftada bir şehrin bütününü topluyor.Cuma namazı haftada bir şehrin bütününü topluyor. Bazı mezheplere göre bir şehirde bir Cuma namazı kılınır. Tahran'a gittik. Bizi çağırdılar.Bazı mezheplere göre bir şehirde bir Cuma namazı kılınır. Tahran'a gittik. Bizi çağırdılar. Ondan sonra başım derde girdi: "İranlılar seni niye çağırıyorlar?" diye Ondan sonra başım derde girdi: "İranlılar seni niye çağırıyorlar?" diye Türkiye'de kırk defa takibata uğradım. Türkiye'de kırk defa takibata uğradım. Polis takibata, tahkikata başladı. Üniversitdee kaç defa müfettiş benim dosyamı almış;Polis takibata, tahkikata başladı. Üniversitdee kaç defa müfettiş benim dosyamı almış; gelmişler, incelemişler. Yüksek Öğretim Kurulu'na çağırdılar.]

Niye?
gelmişler, incelemişler. Yüksek Öğretim Kurulu'na çağırdılar.]

Niye?


"İran'a gittin; niye seni çağırdılar, niye seçtiler?.."


"İran'a gittin; niye seni çağırdılar, niye seçtiler?.."


Âhiret sualleri sordular!

Hâlbuki sebebi basitti: Ben Farsça biliyordum.


Âhiret sualleri sordular!

Hâlbuki sebebi basitti: Ben Farsça biliyordum.
Ben Arap Dili ve Farsça bölümlerinde okumuştum. Fakültede deBen Arap Dili ve Farsça bölümlerinde okumuştum. Fakültede de Farsça'yı bazen "Hocam, şu dersi de okutuver." diye bana yüklüyorlardı. Angarya...Farsça'yı bazen "Hocam, şu dersi de okutuver." diye bana yüklüyorlardı. Angarya... Ondan dolayı beni İran'a çağırdılar. Dedim ki;Ondan dolayı beni İran'a çağırdılar. Dedim ki;

"Farsça bildiğim için çağırdılar. Benim konumla ilgili, ben edebiyatçıyım.


"Farsça bildiğim için çağırdılar. Benim konumla ilgili, ben edebiyatçıyım.
Farsça'yı da biliyorum, ondan çağırdılar."

Yakamı zor kurtardım.
Farsça'yı da biliyorum, ondan çağırdılar."

Yakamı zor kurtardım.
Belki yarısı hâlâ onların elinde kalmıştır.

Günde beş vakit namaz müslümanları topluyor.
Belki yarısı hâlâ onların elinde kalmıştır.

Günde beş vakit namaz müslümanları topluyor.
Haftada bir Cuma namazı tüm şehri topluyor.

Niye İran'ı söyledim?
Haftada bir Cuma namazı tüm şehri topluyor.

Niye İran'ı söyledim?


İran'da Cuma namazına gideceğiz. Tahran'da bir tek yerde Cuma namazı kılınıyor.


İran'da Cuma namazına gideceğiz. Tahran'da bir tek yerde Cuma namazı kılınıyor.
Tek yerde, bir tane!

Nerede kılınıyor?

Tahran Üniversitesi'nin meydanında.
Tek yerde, bir tane!

Nerede kılınıyor?

Tahran Üniversitesi'nin meydanında.


Hutbeyi kim okuyor?

Devlet başkanı.


Hutbeyi kim okuyor?

Devlet başkanı.
Oraya gittiğimiz zaman Hameney'le tanıştık, Oraya gittiğimiz zaman Hameney'le tanıştık, Humeyni'yle tanıştık, dışişleri bakanıyla tanıştık. Humeyni'yle tanıştık, dışişleri bakanıyla tanıştık. Meclise gittik; Rafsancani ile tanıştık.Meclise gittik; Rafsancani ile tanıştık. Şu elimiz hepsiyle musafaha etti, hepsiyle konuştuk.

Bir yerde namaz kılıyorlar.
Şu elimiz hepsiyle musafaha etti, hepsiyle konuştuk.

Bir yerde namaz kılıyorlar.
Bizim mezhebimizde müteaddit yerde Cuma kılınabilir. Bizim mezhebimizde müteaddit yerde Cuma kılınabilir. Ama bazı alimler "Bir yerde kılınmalı!" diyor. Demek ki Cuma namazı şehir toplantısı gibi.Ama bazı alimler "Bir yerde kılınmalı!" diyor. Demek ki Cuma namazı şehir toplantısı gibi. Beş vakit namaz mahalle toplantısı ama Cuma namazı kasaba toplantısı. Beş vakit namaz mahalle toplantısı ama Cuma namazı kasaba toplantısı. Kasabanın bütün aklı başında insanları geliyor, güzel.Kasabanın bütün aklı başında insanları geliyor, güzel. Toplum çalışmaları bakımından çok önemli. Üçüncüsü bu.

Birincisi neydi?
Toplum çalışmaları bakımından çok önemli. Üçüncüsü bu.

Birincisi neydi?


Allah'ın birliğini söylemek, Peygamberimiz'in onun elçisi olduğunu


Allah'ın birliğini söylemek, Peygamberimiz'in onun elçisi olduğunu
ve bizim ona tâbi olduğumuzu söylemek.ve bizim ona tâbi olduğumuzu söylemek. İkincisi; namazı kılmak.İkincisi; namazı kılmak.

Âyet-i kerîmelerde de Peygamber Efendimiz'in hadislerinde de "kılmak" demiyor.


Âyet-i kerîmelerde de Peygamber Efendimiz'in hadislerinde de "kılmak" demiyor.
"Namaz kılmak" demiyor, "namazı dosdoğru doğrultmak" deniliyor."Namaz kılmak" demiyor, "namazı dosdoğru doğrultmak" deniliyor.

Ve ikâmi's-salâh ne demek?

Namazın eğri bir yerini bırakmamak,


Ve ikâmi's-salâh ne demek?

Namazın eğri bir yerini bırakmamak,
her tarafını dümdüz, dosdoğru yapmak demek. Yamukluk olmayacak. her tarafını dümdüz, dosdoğru yapmak demek. Yamukluk olmayacak.

Ve ikâmi's-salâh demek; "namazı dosdoğru kılmak" demek. Böyle tercüme etmişler.


Ve ikâmi's-salâh demek; "namazı dosdoğru kılmak" demek. Böyle tercüme etmişler.
Yamukluk olmayacak.

Dosdoğru kılınması nasıl? Şuurlu kılınması demek.
Yamukluk olmayacak.

Dosdoğru kılınması nasıl? Şuurlu kılınması demek.
Yönünü kabeye döndüğün gibi gönlünü de Allah'a dönmek demek.Yönünü kabeye döndüğün gibi gönlünü de Allah'a dönmek demek.

Şuurlu, Allah'ın divanına çıktığını bilerek namaz kılmak demek.


Şuurlu, Allah'ın divanına çıktığını bilerek namaz kılmak demek.
Günde beş defa Allah'a hesap vermek, yalvarmak, Allah'la konuşmak demek. Çok önemli.Günde beş defa Allah'a hesap vermek, yalvarmak, Allah'la konuşmak demek. Çok önemli.

Üçüncü önemli iş:

Ve îtâi'z-zekâti.

İslâm sadece kişisel, ruhsal bir din değildir.


Üçüncü önemli iş:

Ve îtâi'z-zekâti.

İslâm sadece kişisel, ruhsal bir din değildir.


"Din bir duygu, kişisel bir duygu. Kimse ona karışamaz. O da kimseye karışmasın."


"Din bir duygu, kişisel bir duygu. Kimse ona karışamaz. O da kimseye karışmasın."


Öyle yağma yok! İslâm öyle değil!


Öyle yağma yok! İslâm öyle değil!


Bir toplantıda bana sormuşlar:

"İslâm demokrasi midir?" Ben de;

"Hayır." demişim.


Bir toplantıda bana sormuşlar:

"İslâm demokrasi midir?" Ben de;

"Hayır." demişim.
Çünkü İslâm demokrasi demek değildir. Demokrasi; demo "insan, halk" demek, krasi "idare" demek. Çünkü İslâm demokrasi demek değildir. Demokrasi; demo "insan, halk" demek, krasi "idare" demek. "Halkın idaresi" demek. İslâm'da halkın idaresi yok ki!"Halkın idaresi" demek. İslâm'da halkın idaresi yok ki! Ne Peygamber Efendimiz'in zamanında ne de başka zaman! Hayır! Ne Peygamber Efendimiz'in zamanında ne de başka zaman! Hayır! Cenâb-ı Hakk'ın idaresi var. İslâm'da demokrasi yok; hakkın idaresi var!Cenâb-ı Hakk'ın idaresi var. İslâm'da demokrasi yok; hakkın idaresi var!

Sonra İslâm'da her insana söz hakkı verilmez.


Sonra İslâm'da her insana söz hakkı verilmez.
Bir insan yalancıysa yalan şahitlik yapmışsa hırsızlık yapmışsa onun sosyal hakkı düşer,Bir insan yalancıysa yalan şahitlik yapmışsa hırsızlık yapmışsa onun sosyal hakkı düşer, seçme seçilme hakkı kalmaz. seçme seçilme hakkı kalmaz. Şahitliği bile kabul olmaz. Şahitliği bile kabul olmaz.

İslâm demokrasi değildir. Demokrasi aşağılarda kalır, çok basit kalır.


İslâm demokrasi değildir. Demokrasi aşağılarda kalır, çok basit kalır.


Cadillac araba Jeep mi demektir?

Değildir, arada çok fark var.


Cadillac araba Jeep mi demektir?

Değildir, arada çok fark var.


İslâm daha güzeldir. İslâm sadece laf dini değildir, sadece dua dini, sadece namaz dini,


İslâm daha güzeldir. İslâm sadece laf dini değildir, sadece dua dini, sadece namaz dini,
ezan dini, kelime-i şahadet dini değildir. ezan dini, kelime-i şahadet dini değildir. Laftan ibaret değildir.

Ve îtâi'z-zekâh.

Fakire para da vereceksin. İslâm, zekât verme dinidir.
Laftan ibaret değildir.

Ve îtâi'z-zekâh.

Fakire para da vereceksin. İslâm, zekât verme dinidir.


"Hadi! Hani din duygusal, gönüle ait bir şeydi? Şimdi keseden paranın çıkması nereden?.."


"Hadi! Hani din duygusal, gönüle ait bir şeydi? Şimdi keseden paranın çıkması nereden?.."


Parasız iş olmuyor da ondan, her şey parayla oluyor! Fukaranın karnı doyacak.


Parasız iş olmuyor da ondan, her şey parayla oluyor! Fukaranın karnı doyacak.
Lafla karın doymuyor. Baklava baklava demekle, bal bal demekle ağız tatlı olmuyor.Lafla karın doymuyor. Baklava baklava demekle, bal bal demekle ağız tatlı olmuyor. O fukaraya kesendeki paradan ver bakalım. O fukaraya kesendeki paradan ver bakalım. O paralardan birazını çık bakalım, şu fakirin de karnı doysun. İslâm bunu diyor. O paralardan birazını çık bakalım, şu fakirin de karnı doysun. İslâm bunu diyor. Temellerinden birisi de zekât vermek.

Ne kadar verecek?
Temellerinden birisi de zekât vermek.

Ne kadar verecek?


Malının kırkta birini fakire verecek! Hem de "Ben veriyorum…" diye değil,


Malının kırkta birini fakire verecek! Hem de "Ben veriyorum…" diye değil,
"Fakirin hakkı!" diye verecek!

Vellezîne fî emvâlihim hakkun ma'lûmun li's-sâili ve'l-mahrûmi.
"Fakirin hakkı!" diye verecek!

Vellezîne fî emvâlihim hakkun ma'lûmun li's-sâili ve'l-mahrûmi.


Zenginin malında fakirin hakkı karışmış, onu ayırıp vermesi lazım. Kendisinin değil o!


Zenginin malında fakirin hakkı karışmış, onu ayırıp vermesi lazım. Kendisinin değil o!
Zekâtı vermeyen hem zengin, ihtiyacı yok hem de fakirin hakkını yiyor, edepsiz! Zekâtı vermeyen hem zengin, ihtiyacı yok hem de fakirin hakkını yiyor, edepsiz! Vay insafsız vay!Vay insafsız vay! Hem zengin hem de kendisine Allah'ın verdiği otuz dokuz parça parayla pulla mülkle yetinmiyor.Hem zengin hem de kendisine Allah'ın verdiği otuz dokuz parça parayla pulla mülkle yetinmiyor. Fakirin, garibanın orada bir tane hakkı var, onu da yutuyor! Fakirin, garibanın orada bir tane hakkı var, onu da yutuyor!

Ya bırak da bir tanesini de o fakir yutsun. Otuz dokuz tane koyun senin, bir koyun da


Ya bırak da bir tanesini de o fakir yutsun. Otuz dokuz tane koyun senin, bir koyun da
fakir alsa fakir de biraz karnını doyursa daha iyi değil mi?!..fakir alsa fakir de biraz karnını doyursa daha iyi değil mi?!..

Yok, vermiyor.

Zekâtını vermeyen ne yapmış oluyor?


Yok, vermiyor.

Zekâtını vermeyen ne yapmış oluyor?


Fakirin hakkını yemiş oluyor. Vay insafsız vay! Bre hiç mi insafın yok?!


Fakirin hakkını yemiş oluyor. Vay insafsız vay! Bre hiç mi insafın yok?!
Sen tokluktan patlıyorsun, komşun açlıktan ölüyor.Sen tokluktan patlıyorsun, komşun açlıktan ölüyor. Böyle din olmaz! İslâm; "Böyle dindarlık olmaz!" diyor. Zekâtı da dinin temeli diye ortaya koyuyor. Böyle din olmaz! İslâm; "Böyle dindarlık olmaz!" diyor. Zekâtı da dinin temeli diye ortaya koyuyor. Parayı vereceksin, fakire yardımcı olacaksın. O kadar önemli ki!..Parayı vereceksin, fakire yardımcı olacaksın. O kadar önemli ki!.. İmam Nevevî büyük hadis alimi. İmam Nevevî'ye Mısır'ın sultanı, devlet başkanı demiş ki; İmam Nevevî büyük hadis alimi. İmam Nevevî'ye Mısır'ın sultanı, devlet başkanı demiş ki; "Zekât mallarından bana verin, ben asker toplayım.

Bu çok önemli!
"Zekât mallarından bana verin, ben asker toplayım.

Bu çok önemli!


Kâfirlerle savaşacağım. Müsaade edin, fetva verin; zekât mallarından bana verin!"


Kâfirlerle savaşacağım. Müsaade edin, fetva verin; zekât mallarından bana verin!"
O demiş ki; "Hayır, fakirin malını sana verdirmem! Fakir orada fakir!O demiş ki; "Hayır, fakirin malını sana verdirmem! Fakir orada fakir! Fakirin malını fakire vereceksin!Fakirin malını fakire vereceksin! Eğer savaşmak için malzeme lazımsa saraydaki cariyelerinin kolundaki bileziklerden al!.."Eğer savaşmak için malzeme lazımsa saraydaki cariyelerinin kolundaki bileziklerden al!.."

Hükümdar da kızmış!


Hükümdar da kızmış!


Kızarsa kızsın! Kalkmış onun ülkesini terk etmiş, başka ülkeye gitmiş.


Kızarsa kızsın! Kalkmış onun ülkesini terk etmiş, başka ülkeye gitmiş.
Ciddi alim, Allah'ın emrini bilen, doğruyu söyleyen alim!

Fakirin hakkı var.
Ciddi alim, Allah'ın emrini bilen, doğruyu söyleyen alim!

Fakirin hakkı var.
Zekât olarak o verilecek. İslâm laf dini değil;Zekât olarak o verilecek. İslâm laf dini değil; gerçek Müslümanlık gerçek uygulansa Filipinliler'de, Endonezya'da, Somali'de, gerçek Müslümanlık gerçek uygulansa Filipinliler'de, Endonezya'da, Somali'de, Uganda'da fakir müslüman kalmaz! Müslümanlar uygulamıyorlar. Uganda'da fakir müslüman kalmaz! Müslümanlar uygulamıyorlar. Müslümanların yarısı tokluktan çatlıyor, yarısı açlıktan ölüyor!..Müslümanların yarısı tokluktan çatlıyor, yarısı açlıktan ölüyor!..

Ama İslâm'ın temeli neymiş?

Zekât vermek! Malının kırk da birini verecek!


Ama İslâm'ın temeli neymiş?

Zekât vermek! Malının kırk da birini verecek!


Dördüncüsü:

Ve hacci. "Hacca gitmektir!"

Sıhhatliyse zenginse yol müsaitse hacca gidecek.


Dördüncüsü:

Ve hacci. "Hacca gitmektir!"

Sıhhatliyse zenginse yol müsaitse hacca gidecek.
Bu da çok önemli bir olay. Bu da İslâm'ın dünya dini olduğunu gösteriyor. Bu da çok önemli bir olay. Bu da İslâm'ın dünya dini olduğunu gösteriyor. Bölgesel, mahallî olmadığını; tüm ülkelere hitap ettiğini ve bir dünya dini olduğunu gösteriyor.Bölgesel, mahallî olmadığını; tüm ülkelere hitap ettiğini ve bir dünya dini olduğunu gösteriyor.

Zaten Allahu Teâlâ Peygamber Efendimiz'i bütün insanlara peygamber göndermiş.


Zaten Allahu Teâlâ Peygamber Efendimiz'i bütün insanlara peygamber göndermiş.


Peygamber Efendimiz'in en önemli özelliğinden birisi nedir?


Peygamber Efendimiz'in en önemli özelliğinden birisi nedir?


Allah öteki peygamberlerin hepsini o kavmi irşad etsin, hakka çağırsın diye bir kavime göndermiştir.


Allah öteki peygamberlerin hepsini o kavmi irşad etsin, hakka çağırsın diye bir kavime göndermiştir.
Bizim peygamberimizi kıyamete kadar bütün dünyadaki bütün insanlara ve cinlere, Bizim peygamberimizi kıyamete kadar bütün dünyadaki bütün insanlara ve cinlere, görülmeyen varlıklara peygamber göndermiştir.görülmeyen varlıklara peygamber göndermiştir. Kıyamete kadar. Peygamberliğinin hükmü, peygamberlik devletinin süresiKıyamete kadar. Peygamberliğinin hükmü, peygamberlik devletinin süresi Peygamber Efendimiz'in peygamberlik vahyi aldığı zamandan başlar.Peygamber Efendimiz'in peygamberlik vahyi aldığı zamandan başlar.

Ne zamana kadar devam eder?

Kıyamet kopuncaya, dünya bozuluncaya kadar!


Ne zamana kadar devam eder?

Kıyamet kopuncaya, dünya bozuluncaya kadar!


Hükmü nereye geçiyor?

Amerika, Afrika, Asya, Sibirya, Rusya, Alaska...


Hükmü nereye geçiyor?

Amerika, Afrika, Asya, Sibirya, Rusya, Alaska...
Yerler, gökler; her yer! Hükmü her tarafa yaygın; zamanı kıyamete kadar baki! Yerler, gökler; her yer! Hükmü her tarafa yaygın; zamanı kıyamete kadar baki!

Onun için müslümanların belli zamanlarda toplantı yapması lazım.


Onun için müslümanların belli zamanlarda toplantı yapması lazım.
Senede bir hacda toplantı oluyor. Herkes buluşuyor, hem de en seçme müslümanlar buluşuyor.Senede bir hacda toplantı oluyor. Herkes buluşuyor, hem de en seçme müslümanlar buluşuyor. Sıhhatli olacak, zengin olacak, oraya kadar gitme imkânı olacak, gidecek. Sıhhatli olacak, zengin olacak, oraya kadar gitme imkânı olacak, gidecek. Seçme müslüman gidiyor. Seçme müslüman gidiyor. Bana kalırsa hacdaki bütün insanların hepsinin adresini bilgisayara işlemek lazım.Bana kalırsa hacdaki bütün insanların hepsinin adresini bilgisayara işlemek lazım. Çünkü geldiği ülkenin seçkin insanı, geldiği kasabanın, geldiği köyün seçkin insanı demek.Çünkü geldiği ülkenin seçkin insanı, geldiği kasabanın, geldiği köyün seçkin insanı demek.

Zekât meselesinde; "Fukaranın parasını şu tarafa harcatmam!


Zekât meselesinde; "Fukaranın parasını şu tarafa harcatmam!
Fukaranın parası fukaraya gidecek, zekât malını başka yerde kullandırtmam" demiş.Fukaranın parası fukaraya gidecek, zekât malını başka yerde kullandırtmam" demiş.

Zekât malı cami yapımında bile kullanılmaz!

Neden?


Zekât malı cami yapımında bile kullanılmaz!

Neden?


Cami yaptırmak istiyorsan hayır olarak ayrı bir para vermelisin!


Cami yaptırmak istiyorsan hayır olarak ayrı bir para vermelisin!
Fukaranın parasına göz dikme, fukaranın parasını fukaraya ver.Fukaranın parasına göz dikme, fukaranın parasını fukaraya ver. [Zekât,] ölüye kefen parası bile verilmez!

Zekât parasıyla niye [temlik] kemlik şartı var?
[Zekât,] ölüye kefen parası bile verilmez!

Zekât parasıyla niye [temlik] kemlik şartı var?


Ölünün hayrını bir zengin yapsın! Fukaranın zekât parası oraya harcanmaz!


Ölünün hayrını bir zengin yapsın! Fukaranın zekât parası oraya harcanmaz!


Diyorlar ki; "Fitreleri ve zekâtlarınızı Türk Hava Kurumu'na veriniz."


Diyorlar ki; "Fitreleri ve zekâtlarınızı Türk Hava Kurumu'na veriniz."


Olmaz, caiz değil! Din kitaplarına göre olmaz!


Olmaz, caiz değil! Din kitaplarına göre olmaz!
Herkes Türk Hava Kurumu'na yardım etsin. Herkes uçak yapsın, uçak fabrikası yapsın...Herkes Türk Hava Kurumu'na yardım etsin. Herkes uçak yapsın, uçak fabrikası yapsın... Ama zekât Türk Hava Kurumu'na gitmez, fitre de gitmez.Ama zekât Türk Hava Kurumu'na gitmez, fitre de gitmez. Fitre ve zekât fakirin eline tutuşturulacak. Alacak, elini paraya değecek, sahibi olacak. Fitre ve zekât fakirin eline tutuşturulacak. Alacak, elini paraya değecek, sahibi olacak. Temlik şartı bu demek. Fakire diyeceksin ki;

"Al, bu senin."
Temlik şartı bu demek. Fakire diyeceksin ki;

"Al, bu senin."


Nereden çıkmış o acayip iş?!..

"Fitre ve zekâtlarınızı Türk Hava Kurumu'na veriniz."


Nereden çıkmış o acayip iş?!..

"Fitre ve zekâtlarınızı Türk Hava Kurumu'na veriniz."


Havacılık önemliyse canımız feda, hepimiz verelim, devlet de versin!


Havacılık önemliyse canımız feda, hepimiz verelim, devlet de versin!
Ama fukaranın parasını, zekâtını, fitresini [kuruma vermek olmaz].Ama fukaranın parasını, zekâtını, fitresini [kuruma vermek olmaz]. Bayramda fitreyle karnını doyuracak!

"Onu al da Türk Hava Kurumu'nun zarfına koy!..
Bayramda fitreyle karnını doyuracak!

"Onu al da Türk Hava Kurumu'nun zarfına koy!..


Öyle şey olmaz, zekât olmaz!

Kitaplarınız bunu yazar: Zekâtta temlik şartı!


Öyle şey olmaz, zekât olmaz!

Kitaplarınız bunu yazar: Zekâtta temlik şartı!
Kişi olacak, kurum olursa olmaz!

Zaten kurum ne demek?
Kişi olacak, kurum olursa olmaz!

Zaten kurum ne demek?


Bacadaki siyahlık demek. Müessese de olmaz, kurum da olmaz!


Bacadaki siyahlık demek. Müessese de olmaz, kurum da olmaz!


Nereden "kurum" demişler, kuruluş desinler!


Nereden "kurum" demişler, kuruluş desinler!
"Kurum" deyince benim aklım başka yere gidiyor, ellerim kara oluyor… "Kurum" deyince benim aklım başka yere gidiyor, ellerim kara oluyor…

Hac çok muhteşem bir ibadettir. İslâm'ın ne kadar büyük bir din olduğunu gösteriyor.


Hac çok muhteşem bir ibadettir. İslâm'ın ne kadar büyük bir din olduğunu gösteriyor.
Tüm müslümanlar hacda buluşuyor. Yanında birisi bakıyorsun:

"Selamun aleyküm."
Tüm müslümanlar hacda buluşuyor. Yanında birisi bakıyorsun:

"Selamun aleyküm."


"Aleyküm selam."

"Neredensin?"

"Brezilya'dan."

"Yapma ya…"

"Sen nereden?"


"Aleyküm selam."

"Neredensin?"

"Brezilya'dan."

"Yapma ya…"

"Sen nereden?"


"Ben de Türkiye'den."

Bir kucaklaşma… Dünyanın her milleti orada birbirleriyle kucaklaşıyor.


"Ben de Türkiye'den."

Bir kucaklaşma… Dünyanın her milleti orada birbirleriyle kucaklaşıyor.
Çok müthiş bir olay! Başka yerde olan bir şey değil, İslâm'da var!Çok müthiş bir olay! Başka yerde olan bir şey değil, İslâm'da var!

Velillâhi ale'n-nâsi hıccü'l-beyti menistetâa ileyhi sebîlen.


Velillâhi ale'n-nâsi hıccü'l-beyti menistetâa ileyhi sebîlen.


Beşinci direk, temel, esas:

Ve savmi Ramadâne. "Ramazan orucu tutmak!"


Beşinci direk, temel, esas:

Ve savmi Ramadâne. "Ramazan orucu tutmak!"


O da önemli bir ibadet!

Neden?

Acayip bir ibadet de ondan!


O da önemli bir ibadet!

Neden?

Acayip bir ibadet de ondan!
Zengin bile aç kalıyor, açlığın tadını tadıyor. İyi oluyor, mideler dinleniyor.Zengin bile aç kalıyor, açlığın tadını tadıyor. İyi oluyor, mideler dinleniyor. Mideler; "Muhammed-i Mustafâ'dan Allah razı olsun! Nedir bu bizim sahibimizin bize ettiği?!Mideler; "Muhammed-i Mustafâ'dan Allah razı olsun! Nedir bu bizim sahibimizin bize ettiği?! Sabahtan akşama her gün tıka basa beni asker davulu gibi dolduruyordu. Sabahtan akşama her gün tıka basa beni asker davulu gibi dolduruyordu. Akşama kadar ben bu gıdaları öğüteceğim diye uğraşırım. Akşama kadar ben bu gıdaları öğüteceğim diye uğraşırım. Ramazan geldi de biraz rahatladım..." diyor. Mideler dua ediyor. Vücut sıhhat kazanıyor. Ramazan geldi de biraz rahatladım..." diyor. Mideler dua ediyor. Vücut sıhhat kazanıyor. Karaciğer, mide dinleniyor, vücut dinleniyor. Çünkü orası çalışınca öbür taraflar da yoruluyor. Karaciğer, mide dinleniyor, vücut dinleniyor. Çünkü orası çalışınca öbür taraflar da yoruluyor.

Yemeklerden sonra mide çalışmaya başladığı zaman gözler ne olur?


Yemeklerden sonra mide çalışmaya başladığı zaman gözler ne olur?
Gözler kapanmaya başlıyor. Neden?

Yoruluyor da ondan!
Gözler kapanmaya başlıyor. Neden?

Yoruluyor da ondan!
Mide çalıştıkça gözler kapanmaya başlıyor. Öğleden sonra biz talebeye ders verirken Mide çalıştıkça gözler kapanmaya başlıyor. Öğleden sonra biz talebeye ders verirken çocukların gözleri mahmurlaşırdı. çocukların gözleri mahmurlaşırdı. Ağır mı ağır, yağlı, makine yağı gibi yağlarla yapılmış yemekleri yerlerdi.Ağır mı ağır, yağlı, makine yağı gibi yağlarla yapılmış yemekleri yerlerdi. Midede övülmez, sonra gözleri mahmurlaşır.

"Ne dedim yavrum anlat bakalım?.."
Midede övülmez, sonra gözleri mahmurlaşır.

"Ne dedim yavrum anlat bakalım?.."


Kafası burada değil ki! İçi geçmiş, gözleri baygın!


Kafası burada değil ki! İçi geçmiş, gözleri baygın!
Ramazan'da mide dinleniyor, vücut dinleniyor.Ramazan'da mide dinleniyor, vücut dinleniyor. Kalp genişliyor, nurlanıyor; akıl açılıyor. Açlık ruhun gıdasıdır. Ruh kuvvetleniyor.Kalp genişliyor, nurlanıyor; akıl açılıyor. Açlık ruhun gıdasıdır. Ruh kuvvetleniyor. Feyizler, bereketler vs. geliyor.

İşte İslâm bu! İslâm vücudun sıhhatini de sağlıyor,
Feyizler, bereketler vs. geliyor.

İşte İslâm bu! İslâm vücudun sıhhatini de sağlıyor,
ruhun güçlenmesini de, toplumun muhabbetli olmasını da sağlıyor, ruhun güçlenmesini de, toplumun muhabbetli olmasını da sağlıyor, fukaranın yardımının da oluşmasını sağlıyor.fukaranın yardımının da oluşmasını sağlıyor. Kişinin günde beş defa Allah'ın huzuruna çıkıp hesap vermesini de sağlıyor.Kişinin günde beş defa Allah'ın huzuruna çıkıp hesap vermesini de sağlıyor. Yanlış yerlere itaat etmekten de insanı kurtarıyor. Ne kadar büyük bir dinmiş!Yanlış yerlere itaat etmekten de insanı kurtarıyor. Ne kadar büyük bir dinmiş!

Elhamdülillahi alâ dini'l-İslâm. "Ne mutlu müslüman olanlara!"


Elhamdülillahi alâ dini'l-İslâm. "Ne mutlu müslüman olanlara!"


Allah bizi müslüman olarak yarattı ve yaşatıyor.


Allah bizi müslüman olarak yarattı ve yaşatıyor.
Müslüman olarak yaşatsın, müslüman olarak ruhumuzu teslim etmemizi nasip etsin. Müslüman olarak yaşatsın, müslüman olarak ruhumuzu teslim etmemizi nasip etsin. Huzuruna sevdiği, razı olduğu kul olarak varmayı nasip etsin. Huzuruna sevdiği, razı olduğu kul olarak varmayı nasip etsin. Cennetiyle cemâliyle müşerref eylesin.Cennetiyle cemâliyle müşerref eylesin. Cennetine soksun, kendisinin cemâlini görmemizi nasip eylesin. Cennetine soksun, kendisinin cemâlini görmemizi nasip eylesin. Peygamber Efendimiz'e komşu eylesin.Peygamber Efendimiz'e komşu eylesin. İnşaallah köşkümüz Peygamber Efendimiz'in duvarına bitişik olsun. İnşaallah köşkümüz Peygamber Efendimiz'in duvarına bitişik olsun. Allah; Havz-ı Kevser'inden maşrapa maşrapa, şırıl şırıl, şakır şakır içmek nasip etsin.Allah; Havz-ı Kevser'inden maşrapa maşrapa, şırıl şırıl, şakır şakır içmek nasip etsin. Peygamber Efendimiz'le oralarda sohbetler etmek nasip etsin.Peygamber Efendimiz'le oralarda sohbetler etmek nasip etsin.

Bu, hadis-i şerîf. Kitaptan Peygamber Efendimiz'in sözleri okuyoruz. Biz anlatıyoruz.


Bu, hadis-i şerîf. Kitaptan Peygamber Efendimiz'in sözleri okuyoruz. Biz anlatıyoruz.
Orada kendisinden dinlersiniz. İnşaallah hepimiz dinleyelim.Orada kendisinden dinlersiniz. İnşaallah hepimiz dinleyelim.

Allah hepinizden razı olsun.


Allah hepinizden razı olsun.


Subhâneke lâ ilme lenâ illâ mâ allemtenâ innke ente'l-alîmü'l-hakîm.


Subhâneke lâ ilme lenâ illâ mâ allemtenâ innke ente'l-alîmü'l-hakîm.
Subhâne rabbinâ rabbi'l-izzeti ammâ yasifûn Subhâne rabbinâ rabbi'l-izzeti ammâ yasifûn ve selâmun alâ cemîi'l-enbiyâi ve'l-mürselîn. Ve âli küllin ecmaîn.ve selâmun alâ cemîi'l-enbiyâi ve'l-mürselîn. Ve âli küllin ecmaîn. Ve'l-hamdülillâhi rabbi'l-âlemin.

El-Fâtiha…
Ve'l-hamdülillâhi rabbi'l-âlemin.

El-Fâtiha…
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2