Namaz Vakitleri

20 Cemâziye'l-Evvel 1446
22 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:52
Öğle
12:55
İkindi
15:25
Akşam
17:48
Yatsı
19:12
Detaylı Arama

Kalp Temizliği ve Maneviyat

Mehmed Zahid KOTKU

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Kalb-i mahmûm nedir?, Dostların hayırlısı, Duaların içinde en hayırlı dua el istiğfar, Yakîni zapt etmek, yakîn | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Kalp Temizliği ve Maneviyat

Mehmed Zahid KOTKU

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Kalb-i mahmûm nedir?, Dostların hayırlısı, Duaların içinde en hayırlı dua el istiğfar, Yakîni zapt etmek, yakîn | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm

el-Hamdülillâhi rabbi'l-âlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn el-Hamdülillâhi rabbi'l-âlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn es-selâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. es-selâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. İ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitabullâh İ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitabullâh ve enne efdale'l-hedyi hedyu Muhammedin sallallâhu aleyhi ve sellemve enne efdale'l-hedyi hedyu Muhammedin sallallâhu aleyhi ve sellem ve şerre'l-umûri muhtesâtuhâ ve külle muhtesin bid'ahve şerre'l-umûri muhtesâtuhâ ve külle muhtesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nârve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâr ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-Nebiyyi sallallâhu aleyhi ve selleme ennehû kâle:

ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-Nebiyyi sallallâhu aleyhi ve selleme ennehû kâle:

Hayru'n-nâsi akraühüm ve efkahühüm fî-dînillâhi ve etkâhümü'llâh Hayru'n-nâsi akraühüm ve efkahühüm fî-dînillâhi ve etkâhümü'llâh ve âmüruhüm bi'l-ma'rûf ve enhâhüm ani'l-münker ve evsalühüm li'r-rahimi.

ve âmüruhüm bi'l-ma'rûf ve enhâhüm ani'l-münker ve evsalühüm li'r-rahimi.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl.

Evvela bir istiğfar edelim:

Evvela bir istiğfar edelim:

Estağfirullah estağfirullah estağfirullah Estağfirullah estağfirullah estağfirullah el-Azîm el-Kerîm ellezî lâ ilâhe illâhû el-hayyü'l-kayyûm ve etûbu ileyh. el-Azîm el-Kerîm ellezî lâ ilâhe illâhû el-hayyü'l-kayyûm ve etûbu ileyh. Ve es'elühü't-tevbete ve'l-mağfirete ve'l-hidâyete lenâ innehû hüve't-tevvâbü'r-rahîm.Ve es'elühü't-tevbete ve'l-mağfirete ve'l-hidâyete lenâ innehû hüve't-tevvâbü'r-rahîm. Tevbete abdin zâlimin li-nefsihî lâ yemlikü li-nefsihî mevten ve lâ hayâten ve lâ nüşûrâ.

Tevbete abdin zâlimin li-nefsihî lâ yemlikü li-nefsihî mevten ve lâ hayâten ve lâ nüşûrâ.

Allahümme ente Rabbî lâ ilâhe illâ ente halaktenî ve ene abdüke Allahümme ente Rabbî lâ ilâhe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve va'dike mesteta'tü. ve ene alâ ahdike ve va'dike mesteta'tü. Eûzü bike min-şerri mâ sana'tü ebû'u leke bi-ni'metike aleyyeEûzü bike min-şerri mâ sana'tü ebû'u leke bi-ni'metike aleyye ve ebû'u bi-zenbî fağfirlî zünûbî. Fe- innehû lâ yeğfiru'z-zünûbe illâ ente.

ve ebû'u bi-zenbî fağfirlî zünûbî. Fe- innehû lâ yeğfiru'z-zünûbe illâ ente.

Allahümme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ seyyidinâ Allahümme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ seyyidinâ Muhammedin'illezî tenhallu bihi'l-ukâduMuhammedin'illezî tenhallu bihi'l-ukâdu ve tenfericû bihi'l-kürâbü ve tukdâ bihi'l-havâicü ve tünâlü bihi'r-rağâibü ve tenfericû bihi'l-kürâbü ve tukdâ bihi'l-havâicü ve tünâlü bihi'r-rağâibü ve hüsnü'l-havâtimi ve yüsteska'l-ğamâmü bi-vechihi'l-Kerîm. ve hüsnü'l-havâtimi ve yüsteska'l-ğamâmü bi-vechihi'l-Kerîm. Ve alâ âlihî ve sahbihî fî-külli lemhatin ve nefesin bi-adedi külli ma'lûmin lek.

Ve alâ âlihî ve sahbihî fî-külli lemhatin ve nefesin bi-adedi külli ma'lûmin lek.

Hayru'n-nâsi. "Nasın hayırlısı"

Hayru'n-nâsi. "Nasın hayırlısı"

Birisi bize; "Nasın hayırlısı kimdir?" diye sorsa her birimiz çeşitli cevaplar verir. Birisi bize; "Nasın hayırlısı kimdir?" diye sorsa her birimiz çeşitli cevaplar verir. Biz Cenâb-ı Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in bize bildirdiğini söyleyelim:

Biz Cenâb-ı Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in bize bildirdiğini söyleyelim:

Hayru'n-nâsi ekraühüm. "Nasın hayırlısı Kur'ân-ı Azîmüşşân'ı güzel okuyanlardır!" Hayru'n-nâsi ekraühüm. "Nasın hayırlısı Kur'ân-ı Azîmüşşân'ı güzel okuyanlardır!" Ve efkahühüm fî-dînillâhi. "Allah'ın dinini bilen, anlayan, fakihlerdir!"

Ve efkahühüm fî-dînillâhi. "Allah'ın dinini bilen, anlayan, fakihlerdir!"

Fakih; "anlayışlı, dirayetli, idraki yerinde, işin enini boyunu iyi bilen" demektir.

Fakih; "anlayışlı, dirayetli, idraki yerinde, işin enini boyunu iyi bilen" demektir.

Neyi bilecek?

Dünyanın fâni, âhiretin bâki olduğunu,
Neyi bilecek?

Dünyanın fâni, âhiretin bâki olduğunu,
bu mülkün ve bu mülkün içinde olanların hepsininbu mülkün ve bu mülkün içinde olanların hepsinin Allahu Teâlâ'nın yarattıkları olduğunu, bu mülkün sahibinin Allah olduğunu,Allahu Teâlâ'nın yarattıkları olduğunu, bu mülkün sahibinin Allah olduğunu, netice itibariyle de Allah'a dönecek olduğumuzu bilecek.

netice itibariyle de Allah'a dönecek olduğumuzu bilecek.

Ölüm bizi Allah'a götüren vasıtadır!

Ölüm bizi Allah'a götüren vasıtadır!

Fıkıh: "Kitapları ezberlemek" demek değil;Fıkıh: "Kitapları ezberlemek" demek değil; "Allahu Teâlâ'yı bilmek, idrak etmek, anlamak" demektir."Allahu Teâlâ'yı bilmek, idrak etmek, anlamak" demektir. Bu da kitaplar vasıtasıyla olacaktır. Kitap vasıtasıyla olduğu için fıkhı takdim ediyor.

Bu da kitaplar vasıtasıyla olacaktır. Kitap vasıtasıyla olduğu için fıkhı takdim ediyor.

Ve efkahühüm fî-dînillâhi. "Dünyada değil Allah'ın dininde fakih olanlar!"

Ve efkahühüm fî-dînillâhi. "Dünyada değil Allah'ın dininde fakih olanlar!"

Aylara gitmek gibi bilgiler dünyevî ilimlerdir. Aylara gitmek gibi bilgiler dünyevî ilimlerdir. Şimdi biri aya gidiyormuş, bilmem kaç ayda gidecekmiş… Şimdi biri aya gidiyormuş, bilmem kaç ayda gidecekmiş… Kaç senede gitsin, bu dünyanın işidir!

Kaç senede gitsin, bu dünyanın işidir!

Onda değil, Allah'ın dininde fakih olmak lazımdır.Onda değil, Allah'ın dininde fakih olmak lazımdır. Dininde fakih olan kimse dinin sahibinin Allah olduğunu,Dininde fakih olan kimse dinin sahibinin Allah olduğunu, bizim de o Allah'ın kulu olduğumuzu, bizim de o Allah'ın kulu olduğumuzu, netice itibariyle buraya imtihan içip gelmiş olup imtihanı verip gideceğimizi bilir.

netice itibariyle buraya imtihan içip gelmiş olup imtihanı verip gideceğimizi bilir.

Allah cümlemizi affetsin, imtihanını güzelce verip Allah cümlemizi affetsin, imtihanını güzelce verip ak yüzle giden kullarının arasına cümlemizi ilhak buyursun.ak yüzle giden kullarının arasına cümlemizi ilhak buyursun. Onun için;

Hayru'n-nâsi
Onun için;

Hayru'n-nâsi
akraehüm. "Nasın hayırlısı, şu mevkiin ve bu mevkiin sahibi değil akraehüm. "Nasın hayırlısı, şu mevkiin ve bu mevkiin sahibi değil Kur'an'ı okumasını bilendir!"

Kur'an'ı okumasını bilendir!"

Onun için bize çok ağlamak, çok acımak lazımdır. Onun için bize çok ağlamak, çok acımak lazımdır. Ne kendimiz ne de çocuklarımız bu nimetleri müstefit olamıyoruz. Bile bile mahrumuz.

Ne kendimiz ne de çocuklarımız bu nimetleri müstefit olamıyoruz. Bile bile mahrumuz.

Yazın iki ay, üç ay tatil olacak. Çocuğumuzu bir kursa gönderirsek göndereceğiz, Yazın iki ay, üç ay tatil olacak. Çocuğumuzu bir kursa gönderirsek göndereceğiz, orada yarım yamalak bir şeyler öğrenecek fakat arkası yok! orada yarım yamalak bir şeyler öğrenecek fakat arkası yok! Bizim yaşımız epeyce olduğu için tecrübemiz fazladır.Bizim yaşımız epeyce olduğu için tecrübemiz fazladır. Ekseriyetle çocuklar okurlar, mektepte öğrenirler fakat mektep devri geçtikten sonraEkseriyetle çocuklar okurlar, mektepte öğrenirler fakat mektep devri geçtikten sonra kimi ticarete, kimi sanata, kimi de ziraata dalar. kimi ticarete, kimi sanata, kimi de ziraata dalar. Ondan sonra; "Oku bakalım çocuğum, seni ben mektebe yolladım." dersin. Ondan sonra; "Oku bakalım çocuğum, seni ben mektebe yolladım." dersin. "Hık hık…" zorlanacak, bakacak ki olmuyor; bırakacak. "Hık hık…" zorlanacak, bakacak ki olmuyor; bırakacak. Onun için Kur'an devam ister, devamsız okumanın faydası olmaz.Onun için Kur'an devam ister, devamsız okumanın faydası olmaz. Devamsız okuyunca bugün öğrenilir, yarın unutulur.

Devamsız okuyunca bugün öğrenilir, yarın unutulur.

Onun için;

Ve efkahühüm fî-dînillâhi ve etkâhümüllâh.
Onun için;

Ve efkahühüm fî-dînillâhi ve etkâhümüllâh.
"Dinde fakih olacak. Dindeki fakahatiyle beraber içini Allah korkusu doldurmuş olacak!"

"Dinde fakih olacak. Dindeki fakahatiyle beraber içini Allah korkusu doldurmuş olacak!"

Yanlış hareket yapmaktan Allah celle ve alâ'nın emrine muhalif hareket yapmaktan ödü patlayacak. Yanlış hareket yapmaktan Allah celle ve alâ'nın emrine muhalif hareket yapmaktan ödü patlayacak. Ezân-ı Muhammedî'yi duyduğu vakitte zincirlerle bağlasanız duramayacak!

Ezân-ı Muhammedî'yi duyduğu vakitte zincirlerle bağlasanız duramayacak!

Cenâb-ı Peygamber hayru'n-nâsi bildirirken zü'l-kalbi'l-mahmûmi diyerek bir kalp anlattı. Ashâb-ı kirâm sordular:

Cenâb-ı Peygamber hayru'n-nâsi bildirirken zü'l-kalbi'l-mahmûmi diyerek bir kalp anlattı. Ashâb-ı kirâm sordular:

"Kalb-i mahmûm nedir yâ Resûlallah?" Dedi ki;

"Kalb-i mahmûm nedir yâ Resûlallah?" Dedi ki;

Et-tekıyyü'n-nekıyyü.Et-tekıyyü'n-nekıyyü. "Allah'tan korkan tertemiz bir kalptir!"

"Allah'tan korkan tertemiz bir kalptir!"

Vücudun kiri pisliklerle, tozlarla, topraklarla olur; kalbin kirliliği de günahlarla olur.Vücudun kiri pisliklerle, tozlarla, topraklarla olur; kalbin kirliliği de günahlarla olur. Vücut kirlendiği vakit nasıl onu yıkıyorsak kalbin kirlerini de istiğfarlarla temizleyebiliriz.

Vücut kirlendiği vakit nasıl onu yıkıyorsak kalbin kirlerini de istiğfarlarla temizleyebiliriz.

Mâlumunuz İbrahim aleyhisselam 16 yaşında ateşe atılıyor.Mâlumunuz İbrahim aleyhisselam 16 yaşında ateşe atılıyor. İbrahim aleyhisselam 16 yaşında cihada çıkmış. Küffâra diyor ki;

İbrahim aleyhisselam 16 yaşında cihada çıkmış. Küffâra diyor ki;

"Ne aptal adamlarsınız, faydası da zararı da olmayan bu putlara neden tapıyorsunuz?"

"Ne aptal adamlarsınız, faydası da zararı da olmayan bu putlara neden tapıyorsunuz?"

Puta tapanları da şişiriyor. Onlar diyor ki;

Puta tapanları da şişiriyor. Onlar diyor ki;

"Ya, hakikaten bunun bize faydası da yok zararı da yok!"

"Ya, hakikaten bunun bize faydası da yok zararı da yok!"

Âciz kaldıklarından dolayı Âciz kaldıklarından dolayı ilmen kendilerini müdafaa edemediler. İlmen müdafaa edemeyince;ilmen kendilerini müdafaa edemediler. İlmen müdafaa edemeyince; "Atın bunu ateşe!" dediler. Kuvvetleri yok! "Bu putlar şöyledir, böyledir…" diyemiyorlar. "Atın bunu ateşe!" dediler. Kuvvetleri yok! "Bu putlar şöyledir, böyledir…" diyemiyorlar. Diyorlar ki;

"Şunlar tahta parçası, ağaç parçası, demir parçasıdır."

Diyorlar ki;

"Şunlar tahta parçası, ağaç parçası, demir parçasıdır."

Bunun ne faydası var, bunun karşısına dikilmekten ne çıkar?

Bunun ne faydası var, bunun karşısına dikilmekten ne çıkar?

Bir şey çıkmaz! Aczlerinden dolayı İbrahim aleyhisselam'ı ateşe atmak mecburiyetinde kaldılar.

Bir şey çıkmaz! Aczlerinden dolayı İbrahim aleyhisselam'ı ateşe atmak mecburiyetinde kaldılar.

Âhiru mâ tekelleme bihî İbrâhîmü hîne elkıye fi'n-nâri: Hasbiyallâh ve ni'me'l-vekîl.

Âhiru mâ tekelleme bihî İbrâhîmü hîne elkıye fi'n-nâri: Hasbiyallâh ve ni'me'l-vekîl.

Hasbiyallâh kelimesini hepimiz de biliriz, her gün de deriz. Hasbiyallâh kelimesini hepimiz de biliriz, her gün de deriz. Fakat bizim deyişimizle İbrahim aleyhisselam'ın deyişi arasındaki fark,Fakat bizim deyişimizle İbrahim aleyhisselam'ın deyişi arasındaki fark, yerle gök arası kadar büyüktür!

yerle gök arası kadar büyüktür!

Kaç defa deriz?

Kaç defa dersek deriz;
Kaç defa deriz?

Kaç defa dersek deriz;
dilimiz der fakat gönlümüzle söylemek bir değildir.

dilimiz der fakat gönlümüzle söylemek bir değildir.

İbrahim aleyhisselam bir kere hasbiyallâh dedi.

Nasıl dedi?

İbrahim aleyhisselam bir kere hasbiyallâh dedi.

Nasıl dedi?

Ateşi yakmışlar, mancınıkları kurmuşlar, İbrahim aleyhisselam'ı içine atacaklar. Ateşi yakmışlar, mancınıkları kurmuşlar, İbrahim aleyhisselam'ı içine atacaklar. Cenâb-ı Hak tarafından üstün kudret ve kuvvet sahibi olan meleklerCenâb-ı Hak tarafından üstün kudret ve kuvvet sahibi olan melekler İbrahim aleyhisselam'a geliyorlar:

İbrahim aleyhisselam'a geliyorlar:

"Emrine muntazırız, emret. Ateşi mi söndürelim?"Emrine muntazırız, emret. Ateşi mi söndürelim? Bunların çarklarını mı kıralım, bunları tarumar mı edelim?Bunların çarklarını mı kıralım, bunları tarumar mı edelim? Yağmurlar mı döktürelim, ne istiyorsun?.."

Yağmurlar mı döktürelim, ne istiyorsun?.."

İbrahim aleyhisselam hepsine diyor ki;

İbrahim aleyhisselam hepsine diyor ki;

"Benim bugün bu hâlde ateşe atılmakta olduğumu Allah biliyor mu?"

"Benim bugün bu hâlde ateşe atılmakta olduğumu Allah biliyor mu?"

"Biliyor." diyorlar.

"O biliyorsa siz ne karışıyorsunuz? O kâfi değil mi?
"Biliyor." diyorlar.

"O biliyorsa siz ne karışıyorsunuz? O kâfi değil mi?
O yetmez mi ki siz araya giriyorsunuz?!"

O yetmez mi ki siz araya giriyorsunuz?!"

Allah hepimizi affetsin, tevfîkât-ı samedâniyyesine mazhar eylesin.

Allah hepimizi affetsin, tevfîkât-ı samedâniyyesine mazhar eylesin.

Böyle Allah demek lazımdır. Allah'ın bilmediği bir şey yoktur. Böyle Allah demek lazımdır. Allah'ın bilmediği bir şey yoktur. İçimizden geçen kuruntuyu da biliyor yapacağımız bütün hareketleri de biliyor, her şeyi biliyor.İçimizden geçen kuruntuyu da biliyor yapacağımız bütün hareketleri de biliyor, her şeyi biliyor. Ona karşı gizli saklı hiç bir şeyimiz yoktur.

Ona karşı gizli saklı hiç bir şeyimiz yoktur.

Kalb-i mahmûm; "Allah'tan korkan, tertemiz bir kalp" demektir.Kalb-i mahmûm; "Allah'tan korkan, tertemiz bir kalp" demektir. Tertemiz, günah işlememiş, günaha gözlerini yummuş, günahtan çok uzak olan kimsedir.

Tertemiz, günah işlememiş, günaha gözlerini yummuş, günahtan çok uzak olan kimsedir.

İki şey var insanın başını belaya sokar: Biri para, biri de kadın! İki şey var insanın başını belaya sokar: Biri para, biri de kadın! Bu ikisine karşı insan âcizdir. İnsan paraya da dayanamaz kadına da dayanamaz. Bu ikisine karşı insan âcizdir. İnsan paraya da dayanamaz kadına da dayanamaz. Binâenaleyh paradan uzak kalmak hiç işimize gelmez.Binâenaleyh paradan uzak kalmak hiç işimize gelmez. "Parayı nasıl ele geçirebiliriz?" diye canımızı bile veriyoruz. "Parayı nasıl ele geçirebiliriz?" diye canımızı bile veriyoruz. Kadın da bir baş derdidir. Allah kusurlarımızı affetsin.

Kadın da bir baş derdidir. Allah kusurlarımızı affetsin.

Ve etkâhümüllâh.

Elde edilecek şey sebavet, çocukluk devrinden itibaren başlar.
Ve etkâhümüllâh.

Elde edilecek şey sebavet, çocukluk devrinden itibaren başlar.
Çocukluk devrinde iken günahlardan korunmaya alışabiliyor musun?

Çocukluk devrinde iken günahlardan korunmaya alışabiliyor musun?

Silah atmak bir hünerdir. Şimdi bana silahı verseler kullanmayı bilmem. Silah atmak bir hünerdir. Şimdi bana silahı verseler kullanmayı bilmem. Çünkü daha önce kullanmamışım. Onu kullanmak için idman lazımdır, Çünkü daha önce kullanmamışım. Onu kullanmak için idman lazımdır, bir ustadan nasıl atılacağını öğrenmek ve talim etmek lazımdır. bir ustadan nasıl atılacağını öğrenmek ve talim etmek lazımdır. Bir müddet beş kurşun, on kurşun, yüz kurşun atacaksın; hedefi vuruncaya kadar uğraşacaksın. Bir müddet beş kurşun, on kurşun, yüz kurşun atacaksın; hedefi vuruncaya kadar uğraşacaksın. Bir kere kendini alıştırdın mı ondan sonra tık tık tık tık vurursun. Bir kere kendini alıştırdın mı ondan sonra tık tık tık tık vurursun. Kendini günahlardan korumak da böyledir.

Kendini günahlardan korumak da böyledir.

Kendini günahlara karşı muhafaza etmeyi alıştırmak lazımdır. Kendini günahlara karşı muhafaza etmeyi alıştırmak lazımdır. Alışmadın mı günahların içine bir kere battıktan sonra; "Kendimi kurtaracağım!" diye uğraşma, Alışmadın mı günahların içine bir kere battıktan sonra; "Kendimi kurtaracağım!" diye uğraşma, birinden çıkar ikincisine düşersin. Yağmurdan kaçıp doluya tutulanlar gibi olursun, Allah muhafaza.

birinden çıkar ikincisine düşersin. Yağmurdan kaçıp doluya tutulanlar gibi olursun, Allah muhafaza.

Takvâ Allah korkusunun gönle girmesi ve Takvâ Allah korkusunun gönle girmesi ve insanın da yasak olan şeylerden ne pahasına olursa olsun son derece uzak durmasıdır.insanın da yasak olan şeylerden ne pahasına olursa olsun son derece uzak durmasıdır. İbrahim aleyhisselam da ne pahasına olursa olsun ateşe giriyor. İbrahim aleyhisselam da ne pahasına olursa olsun ateşe giriyor. "Allah bana yeter!" diyor.

Para dediğin şey ne olacak?

"Allah bana yeter!" diyor.

Para dediğin şey ne olacak?

Bizden evvel şu mezarlıklarda yatan ne kadar kuvvetli, ne kadar cesur, Bizden evvel şu mezarlıklarda yatan ne kadar kuvvetli, ne kadar cesur, ne kadar bilgili, ne kadar servetli insanlar var.

ne kadar bilgili, ne kadar servetli insanlar var.

Acaba, sayısını bilen var mıdır?

Fakat bugün orada öyle sessiz sedasız yatmaktadırlar.
Acaba, sayısını bilen var mıdır?

Fakat bugün orada öyle sessiz sedasız yatmaktadırlar.
Hepimizin âkibeti de o olacak. Ne paranın kıymeti var ne servetin kıymeti var Hepimizin âkibeti de o olacak. Ne paranın kıymeti var ne servetin kıymeti var ne başka kuvvetin kıymeti var.ne başka kuvvetin kıymeti var. Kuvvet ne pahasına olursa olsun Allah'ı tanımak ve Allah'a itaat etmektir!

Kuvvet ne pahasına olursa olsun Allah'ı tanımak ve Allah'a itaat etmektir!

Bir vazife daha vardır:

Ve âmüruhüm bi'l-ma'rûf.
Bir vazife daha vardır:

Ve âmüruhüm bi'l-ma'rûf.
"Allah'tan korkan insan Allah'ın emirlerini söyleyecektir."

"Allah'tan korkan insan Allah'ın emirlerini söyleyecektir."

Âmir, emredecektir. Evvela kendine, sonra maiyetindeki insanlara,Âmir, emredecektir. Evvela kendine, sonra maiyetindeki insanlara, sonra eşine, dostuna mümkün olduğu kadar faydalı olmaya çalışmalıdır. sonra eşine, dostuna mümkün olduğu kadar faydalı olmaya çalışmalıdır. İnsan; ona para vermekle, onu ev sahibi yapmakla, mülk sahibi yapmakla, İnsan; ona para vermekle, onu ev sahibi yapmakla, mülk sahibi yapmakla, fakirlikten, zaruretten kurtarmakla bir hayır yaptığını zannetmesin. fakirlikten, zaruretten kurtarmakla bir hayır yaptığını zannetmesin. Bunlar da hayırdır ama ufacık bir hayırdır. Bunlar da hayırdır ama ufacık bir hayırdır. Asıl hayır Allah'ın emrine boyun büktürecek bir tarzda ona nasihatlerdir. Bir de;

Asıl hayır Allah'ın emrine boyun büktürecek bir tarzda ona nasihatlerdir. Bir de;

Ve enhâhüm ani'l-münker. "Münkirâttan men edersin!"

Ve enhâhüm ani'l-münker. "Münkirâttan men edersin!"

Hem kendini hem de etrafında olan insanları günah ve yasak olan şeylerden korumaya çalışırsın. Hem kendini hem de etrafında olan insanları günah ve yasak olan şeylerden korumaya çalışırsın. Çünkü münkirât bir pisliktir, pisliğin içine düşen insanı kurtarmak Çünkü münkirât bir pisliktir, pisliğin içine düşen insanı kurtarmak her müslümanın yegâne vazifesidir.

her müslümanın yegâne vazifesidir.

İslâm'da en büyük nimet selamdır. Selamün aleyküm deriz.İslâm'da en büyük nimet selamdır. Selamün aleyküm deriz. Bu; "Allah'ın selamı senin üzerine olsun." demektir fakat sadece şu lafızdan ibaret değildir. Bu; "Allah'ın selamı senin üzerine olsun." demektir fakat sadece şu lafızdan ibaret değildir. Selam, onu düştüğü pislikten kurtaracak eli uzatmaktır, düştüğü vartadan, Selam, onu düştüğü pislikten kurtaracak eli uzatmaktır, düştüğü vartadan, felaketten kurtaracak eli uzatmaktır. felaketten kurtaracak eli uzatmaktır. Yoksa sırf lisanen söylemekle olmaz. Yoksa sırf lisanen söylemekle olmaz. Onu bataklıkta gördüğün hâlde ona selam veriyorsan bu ona hakarettir.Onu bataklıkta gördüğün hâlde ona selam veriyorsan bu ona hakarettir. Çünkü düşmüş, batıyor, neredeyse boğulacak; Çünkü düşmüş, batıyor, neredeyse boğulacak; sen de selamün aleyküm deyip geçiyorsun, olur mu? Bu hiçbir vicdana sığar mı?!..

sen de selamün aleyküm deyip geçiyorsun, olur mu? Bu hiçbir vicdana sığar mı?!..

Elini uzatacak, "Gel kardeşim." diyecek, onu çekecek, Elini uzatacak, "Gel kardeşim." diyecek, onu çekecek, kurtaracaksın münkerâttan kurtaracaksın.

kurtaracaksın münkerâttan kurtaracaksın.

Ve evsalühüm li'r-rahim. "Akrabâ-ı taallukât arasında birliğin kurulması için Ve evsalühüm li'r-rahim. "Akrabâ-ı taallukât arasında birliğin kurulması için daima onlarla sıla-i rahim yapacaksın!"

daima onlarla sıla-i rahim yapacaksın!"

Dostluk, akrabalık icabı gidip gelmek ve ihtiyaçları Dostluk, akrabalık icabı gidip gelmek ve ihtiyaçları varsa ihtiyaçlarını da gidermeye mümkün mertebe çalışacak!

varsa ihtiyaçlarını da gidermeye mümkün mertebe çalışacak!

Cenâb-ı Peygamber beş şeyi yapanın, nasın hayırlılarından olduğunu söylemiştir:

Cenâb-ı Peygamber beş şeyi yapanın, nasın hayırlılarından olduğunu söylemiştir:

"Birincisi, Kur'an'ı güzel okuyan; ikincisi, fakih olan; "Birincisi, Kur'an'ı güzel okuyan; ikincisi, fakih olan; üçüncüsü, takvâ sahibi olan; dördüncüsü, emr-i ma'rûf, hayırlı işleri emreden,üçüncüsü, takvâ sahibi olan; dördüncüsü, emr-i ma'rûf, hayırlı işleri emreden, nehy-i ani'l-münker, kötülüklerden men eden; birisi de akrabâ-ı taalukâtıyla sıla-i rahim yapandır."

nehy-i ani'l-münker, kötülüklerden men eden; birisi de akrabâ-ı taalukâtıyla sıla-i rahim yapandır."

Anamız, babamız, amcamız, dayımız, halamız, teyzemiz, kardeşlerimizAnamız, babamız, amcamız, dayımız, halamız, teyzemiz, kardeşlerimiz ve bunların çocukları hısım akrabalarımızdır, bunlarla sıla-i rahim yapmayı borç biliriz.ve bunların çocukları hısım akrabalarımızdır, bunlarla sıla-i rahim yapmayı borç biliriz. Ananelerimiz daha küçük yaşımızda bize öğretilmiştir.

Ananelerimiz daha küçük yaşımızda bize öğretilmiştir.

Bizim bir ana bir babamız daha vardır ki bu mânevî ana ve mânevî babadır. Bizim bir ana bir babamız daha vardır ki bu mânevî ana ve mânevî babadır. Yalnız maddî anamızla babamızla olmaz, bir de mânevî anamız ve babamız vardır kiYalnız maddî anamızla babamızla olmaz, bir de mânevî anamız ve babamız vardır ki o da Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretleridir.

o da Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretleridir.

Fedâke ebî ve ümmî yâ Resûlullah. Fedâke ebî ve ümmî yâ Resûlullah. Ashâb-ı kirâm; "Anam babam sana feda olsun yâ Resûlallah!" dediler.

Ashâb-ı kirâm; "Anam babam sana feda olsun yâ Resûlallah!" dediler.

Onların; "Anam babam sana feda olsun!" dedikleri gibi, Onların; "Anam babam sana feda olsun!" dedikleri gibi, bizim de o uğurda canımızı feda edercesine ona uymamız lazımdır. bizim de o uğurda canımızı feda edercesine ona uymamız lazımdır. Allah taksirâtlarımızı affetsin.

Allah taksirâtlarımızı affetsin.

Bir adama anasını babasını ziyaret borçtur.Bir adama anasını babasını ziyaret borçtur. Biz de anamızı babamızı ziyaret edeceğiz çünkü onlar ana babamızdır.Biz de anamızı babamızı ziyaret edeceğiz çünkü onlar ana babamızdır. Ben Erzurum'dan buraya gelmişim, anam babam orada kalmış. Ben Erzurum'dan buraya gelmişim, anam babam orada kalmış. Burada işim iyi ama orada anam babam var;Burada işim iyi ama orada anam babam var; hiç olmazsa senede bir defa bayramlarda gitmek, onların elini öpmek,hiç olmazsa senede bir defa bayramlarda gitmek, onların elini öpmek, hatırlarını sormak, hayır dualarını almak borcumdur.

hatırlarını sormak, hayır dualarını almak borcumdur.

Hâl böyleyken mânevî ana babamız olan Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'i vakti, Hâl böyleyken mânevî ana babamız olan Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'i vakti, serveti varken gidip ziyaret etmeyen evlada ne dersin?!

serveti varken gidip ziyaret etmeyen evlada ne dersin?!

Sen yine; "Hocaefendi, yine şişiriyorsun galiba, paraları Araplar'a mı yedireceğiz?" dersin.

Sen yine; "Hocaefendi, yine şişiriyorsun galiba, paraları Araplar'a mı yedireceğiz?" dersin.

Öyle bir şey tasavvur olmaz.Öyle bir şey tasavvur olmaz. Oradaki büyüğümüzü ziyaret etmek şerefine nail olmak için bütün anayı-babayı,Oradaki büyüğümüzü ziyaret etmek şerefine nail olmak için bütün anayı-babayı, bütün varlığımızı feda ederiz.

bütün varlığımızı feda ederiz.

Allah kusurlarımızı affetsin, cümlemizi ona has ümmet olan kullarından etsin.

Allah kusurlarımızı affetsin, cümlemizi ona has ümmet olan kullarından etsin.

Hayru'l-ashâbi. "Dostların hayırlısı."

Hayru'l-ashâbi. "Dostların hayırlısı."

İnsanların birtakım dostları, ahbapları vardır. Bunların da hayırlı olanı vardır.

İnsanların birtakım dostları, ahbapları vardır. Bunların da hayırlı olanı vardır.

Hayru'l-ashâbi indellâh hayruhum li-sâhibihî. "Dostların hayırlısı sana hayırlı olan kimsedir!"

Hayru'l-ashâbi indellâh hayruhum li-sâhibihî. "Dostların hayırlısı sana hayırlı olan kimsedir!"

Sana hayırlı oluyor, fayda veriyor, menfaat veriyor.Sana hayırlı oluyor, fayda veriyor, menfaat veriyor. Seni Allah yoluna götürüyor, sana eksikliklerini söylüyor, seni irşada çalışıyor.

Seni Allah yoluna götürüyor, sana eksikliklerini söylüyor, seni irşada çalışıyor.

Hayruhum. "O sizin için hayırlıdır."

Bir de komşular vardır.
Hayruhum. "O sizin için hayırlıdır."

Bir de komşular vardır.
Bunların da hayırlı olanları vardır:

İndellâh hayrühüm li-cârihî.
Bunların da hayırlı olanları vardır:

İndellâh hayrühüm li-cârihî.
"Komşunun hayırlısı komşusuna hayırlı olandır!"

"Komşunun hayırlısı komşusuna hayırlı olandır!"

Komşusuna hayırlı olmak onu yemeklerle beslemek, Komşusuna hayırlı olmak onu yemeklerle beslemek, ona birçok faydaları temin etmek değil, ona birçok faydaları temin etmek değil, onu Allah yoluna çevirebilmek için elden gelen gayreti sarf etmektir. onu Allah yoluna çevirebilmek için elden gelen gayreti sarf etmektir. Tabii kavga gürültü etmek suretiyle değil. Tabii kavga gürültü etmek suretiyle değil. Mantık dâhilinde, bilgin dâhilinde onu irşada çalışırsın. Mantık dâhilinde, bilgin dâhilinde onu irşada çalışırsın. Komşunun hayırlısı da böyle olandır.

Komşunun hayırlısı da böyle olandır.

Hayrü'n-nisâi. "Kadınların da hayırlısı hayırlısı odur ki..."

Hayrü'n-nisâi. "Kadınların da hayırlısı hayırlısı odur ki..."

Bütün kadınların değil, senin haremin olan kadının hayırlısı kastedilmektedir. Bütün kadınların değil, senin haremin olan kadının hayırlısı kastedilmektedir. Tabi bütün kadınların bu vasıfta olması lazımdır.

Tabi bütün kadınların bu vasıfta olması lazımdır.

Tesürrühü izâ nazara.Tesürrühü izâ nazara. "Baktığın vakitte senin gamını, kederini giderip seni şuura gark eden kadındır!"

"Baktığın vakitte senin gamını, kederini giderip seni şuura gark eden kadındır!"

Akşam dükkândan evine yorgun argın gelmiş, seni güler yüzle karşılıyor,Akşam dükkândan evine yorgun argın gelmiş, seni güler yüzle karşılıyor, seni çeşitli taltiflerle taltiflendiriyor, sevindiriyor.

seni çeşitli taltiflerle taltiflendiriyor, sevindiriyor.

Baktığın vakitte gamını, kederini unutuyorsun, borcunu unutuyorsun, derdini unutuyorsun, Baktığın vakitte gamını, kederini unutuyorsun, borcunu unutuyorsun, derdini unutuyorsun, yorgunluğunu da unutuyorsun…

yorgunluğunu da unutuyorsun…

Niçin?

Hanım seni mest etti.

Niçin?

Hanım seni mest etti.

Bir de var ki suratını asmış, acı, bu kadar dili var. Bir de var ki suratını asmış, acı, bu kadar dili var. Başlar; "Şunu da almamışsın, bunu da getirmemişsin, şu da yok, bu da yok… Başlar; "Şunu da almamışsın, bunu da getirmemişsin, şu da yok, bu da yok… Herif, senden çektiğim nedir?" der.Herif, senden çektiğim nedir?" der. Derdin üstüne dert, gamın üstüne gam, kederin üstüne keder verir. Derdin üstüne dert, gamın üstüne gam, kederin üstüne keder verir. Allah böylesinden muhafaza etsin.

Allah böylesinden muhafaza etsin.

Ve tütîuhû izâ emera. "Adam hanımına; 'Şu işi şöyle yap.' diyor.Ve tütîuhû izâ emera. "Adam hanımına; 'Şu işi şöyle yap.' diyor. 'Peki, beyefendi çok münasip, çok güzel…' diye emre itaat eden hanım, hanımın hayırlısıdır!"

'Peki, beyefendi çok münasip, çok güzel…' diye emre itaat eden hanım, hanımın hayırlısıdır!"

Ve lâ tühâlifühû fî-nefsihâ. Ve lâ tühâlifühû fî-nefsihâ. "Zengin bir hanım ama ne malında ne de nefsinde efendisine muhalefet etmiyor!"

"Zengin bir hanım ama ne malında ne de nefsinde efendisine muhalefet etmiyor!"

"Böyle olmaz!" demiyor…

"Böyle olmaz!" demiyor…

Bunun için kız çocuklarımıza "Peki"yi bir güzel öğretmek lazımdır. Bunun için kız çocuklarımıza "Peki"yi bir güzel öğretmek lazımdır. Daha küçücük yaşlarında bunları bilmeleri gereklidir. Daha küçücük yaşlarında bunları bilmeleri gereklidir. Muhalefetten çok kaçınmak lazımdır çünkü kız çocuğu alıştığı bu muhalefeti yarın efendisine de yapar.Muhalefetten çok kaçınmak lazımdır çünkü kız çocuğu alıştığı bu muhalefeti yarın efendisine de yapar. Ona yapmaması için ana babanın vazifesi daha kız evdeykenOna yapmaması için ana babanın vazifesi daha kız evdeyken bunu çocuğuna pekiyi öğretmektir. bunu çocuğuna pekiyi öğretmektir. Ama ne söylerse söyler, yanlış vs.

Ama ne söylerse söyler, yanlış vs.

Kızım; 'Peki' de; bunu yap bakalım, bunun altında hayır vardır, iyilik vardır. Kızım; 'Peki' de; bunu yap bakalım, bunun altında hayır vardır, iyilik vardır. Sen 'peki' dersen sana güzel bir entari alacağım, güzel bir şey vereceğim…" diyerek,Sen 'peki' dersen sana güzel bir entari alacağım, güzel bir şey vereceğim…" diyerek, onu ikna ederek hareketlerde bulunmak ve onu alıştırmak gerekir.

onu ikna ederek hareketlerde bulunmak ve onu alıştırmak gerekir.

Ve lâ mâlihâ bimâ yekrahü. "Kadın zengindir, serveti de vardır ama Ve lâ mâlihâ bimâ yekrahü. "Kadın zengindir, serveti de vardır ama eşinin razı olmadığı yere parasını harcamaya hakkı yoktur!"

eşinin razı olmadığı yere parasını harcamaya hakkı yoktur!"

"Para benim, istersem satarım istersem atarım…"

"Para benim, istersem satarım istersem atarım…"

Olmaz! Senin paralarını kullanacağın yere efendin razı olacak. Olmaz! Senin paralarını kullanacağın yere efendin razı olacak. Ona soracaksın; "Efendi, ben bunu filan yerlere vereceğim, müsaade ediyor musun?"Ona soracaksın; "Efendi, ben bunu filan yerlere vereceğim, müsaade ediyor musun?" O sana müsaade ederse verirsin, müsaade etmiyorsa malını kendi kendine dağıtamazsın.O sana müsaade ederse verirsin, müsaade etmiyorsa malını kendi kendine dağıtamazsın. Kadın hayırlı olmazsa der ki; "Benim malıma Ne karışır?"Kadın hayırlı olmazsa der ki; "Benim malıma Ne karışır?" İstediği gibi satar, sonra bir günde mahsur kalır!

İstediği gibi satar, sonra bir günde mahsur kalır!

Hayrü'n-nâsi fi'l-fiteni.

Hayrü'n-nâsi fi'l-fiteni.

Fitne zamanları ne zamandır?

Fitne zamanları ne zamandır?

Fitneler her zaman vardır! Fitneler her zaman vardır! Âdem aleyhisselam'dan kıyamete kadar fitnelerin tükeneceği yoktur. Âdem aleyhisselam'dan kıyamete kadar fitnelerin tükeneceği yoktur. Sen zannetme ki fitneler bitecek, biz rahat edeceğiz!Sen zannetme ki fitneler bitecek, biz rahat edeceğiz! Dünya durdukça fitne bitmez. Âdem babadan başladı, kıyamete kadar devam eder.Dünya durdukça fitne bitmez. Âdem babadan başladı, kıyamete kadar devam eder. Denizin dalgasının hiç bitmemesi gibi bu fitneler de hiç bitmez.

Denizin dalgasının hiç bitmemesi gibi bu fitneler de hiç bitmez.

Hayrü'n-nâsi fi'l-fiteni racülün ye'külü min-seyfin fî-sebîlillâh.Hayrü'n-nâsi fi'l-fiteni racülün ye'külü min-seyfin fî-sebîlillâh. "Fitne zamanında nasın hayırlısı fîsebîlillah mücadeleye çıkmış olandır! "Fitne zamanında nasın hayırlısı fîsebîlillah mücadeleye çıkmış olandır! " Veyahut da;

Ve racülün fî-ra'si şâhikatün ye'külü min-resli ğanemihî.

" Veyahut da;

Ve racülün fî-ra'si şâhikatün ye'külü min-resli ğanemihî.

Dağda çobanlık yapıyor, koyunları var. Dağda çobanlık yapıyor, koyunları var. O koyunun sütünden, yününden vs. geçiniyor, kimsenin tatlısına, O koyunun sütünden, yününden vs. geçiniyor, kimsenin tatlısına, tuzlusuna, kimsenin bir şeyine karışmıyor.tuzlusuna, kimsenin bir şeyine karışmıyor. Dağ başında yalnız başına çekilmiş, iki kişi beş-on tane koyunla geçiniyor. Dağ başında yalnız başına çekilmiş, iki kişi beş-on tane koyunla geçiniyor. Böyle bir ortamda fîsebîlillah mücadelede yapılamaz.Böyle bir ortamda fîsebîlillah mücadelede yapılamaz. Öyleyse kendi yağınla kavrulup fitnelere hiç karışmamaktan daha iyisi yoktur.Öyleyse kendi yağınla kavrulup fitnelere hiç karışmamaktan daha iyisi yoktur. Ashâb-ı kirâm zamanında da bu vakalar oldu.Ashâb-ı kirâm zamanında da bu vakalar oldu. Onlardan da bazıları bu fitnelere iltihak etmemek üzere seyirci kaldı.

Onlardan da bazıları bu fitnelere iltihak etmemek üzere seyirci kaldı.

Hayrü'l-mecâlisi me's-takbele bihî el-kıble. "Meclislerin en hayırlısı Hayrü'l-mecâlisi me's-takbele bihî el-kıble. "Meclislerin en hayırlısı kıbleye karşı oturulduğu zamandır!"

kıbleye karşı oturulduğu zamandır!"

İnsan evinde, dükkânında, işinde oturacağı yeri kıbleye karşı tayin etmeli. İnsan evinde, dükkânında, işinde oturacağı yeri kıbleye karşı tayin etmeli. Sandalyesini, oturacak yerini öyle koyup yüzü kıbleye gelmeli. Bu hayırlı bir meclistir. Sandalyesini, oturacak yerini öyle koyup yüzü kıbleye gelmeli. Bu hayırlı bir meclistir. Tabii nereye otursan, nasıl olsa olur ama yüzün kıbleye karşı dönmüşseTabii nereye otursan, nasıl olsa olur ama yüzün kıbleye karşı dönmüşse ve gönlün de kıblede Allah ile beraberse hayırlıdır.

ve gönlün de kıblede Allah ile beraberse hayırlıdır.

Hayrü'l-ashâbi. "Dostların, muhabbet sahibi insanların hayırlısı…"

Hayrü'l-ashâbi. "Dostların, muhabbet sahibi insanların hayırlısı…"

Cenâb-ı Peygamber yine bize beyan ediyor.

Cenâb-ı Peygamber yine bize beyan ediyor.

Kimlerle konuşmalı, kimlerle düşüp kalkmalı?

Kimlerle konuşmalı, kimlerle düşüp kalkmalı?

"Ahbap" dediğimiz; sohbet ettiğimiz, düşüp kalktığımız dostlardır.

"Ahbap" dediğimiz; sohbet ettiğimiz, düşüp kalktığımız dostlardır.

Sâhibün izâ zekertellâhe eâneke. Şu sahiptir kiSâhibün izâ zekertellâhe eâneke. Şu sahiptir ki sen Allah dediğin vakitte sana yardım eder,sen Allah dediğin vakitte sana yardım eder, 'Beraber Allah diyelim.' der. Kur'an okursun, 'Beraber okuyalım.' der. 'Beraber Allah diyelim.' der. Kur'an okursun, 'Beraber okuyalım.' der. 'Şurası şöyle olacak, burası eksik, burası fazla, şunu şöyle okuyacaksın, böyle okuyacaksın…' diye 'Şurası şöyle olacak, burası eksik, burası fazla, şunu şöyle okuyacaksın, böyle okuyacaksın…' diye okumanda yardım eder. Zikrullahta yardım eder, bilginde yardım eder, daima yardımda bulunur!"

okumanda yardım eder. Zikrullahta yardım eder, bilginde yardım eder, daima yardımda bulunur!"

Eâneke izâ zekertellâh. "Zikrullahta sana yardım ediyor."

Eâneke izâ zekertellâh. "Zikrullahta sana yardım ediyor."

Allahu Teâlâ'nın zikri yalnız Allah demek değildir; namaz da zikir,Allahu Teâlâ'nın zikri yalnız Allah demek değildir; namaz da zikir, Kur'an okumak da zikir, tesbih çekmek de zikir, nasihat etmek de zikirdir…Kur'an okumak da zikir, tesbih çekmek de zikir, nasihat etmek de zikirdir… Çok envaı vardır.

Bunlarda sana yardımcı olursa bu adam hayırlı bir dosttur.

Çok envaı vardır.

Bunlarda sana yardımcı olursa bu adam hayırlı bir dosttur.

Ve izâ nesîte zekkerake. Dünya seni aldattığında sana hatırlatıyor."

Ve izâ nesîte zekkerake. Dünya seni aldattığında sana hatırlatıyor."

"Yahu Allah var, bırak bunları, Allah diyelim, Allah'ı hatırdan çıkarma!"Yahu Allah var, bırak bunları, Allah diyelim, Allah'ı hatırdan çıkarma! Harama kaçma, helalden al, yalan söyleme!.."

Harama kaçma, helalden al, yalan söyleme!.."

Hıyanetlik etmek Allah'ı unutmaktan ileri gelir İnsan yalan söyledi mi hıyanet etmiş olur. Hıyanetlik etmek Allah'ı unutmaktan ileri gelir İnsan yalan söyledi mi hıyanet etmiş olur. Günah işlemek Allah'ı unutmanın alameti. Allah'ı unutmayan insan günah işlemez.Günah işlemek Allah'ı unutmanın alameti. Allah'ı unutmayan insan günah işlemez. Bu gazap hareketleri, bağırmalar, çağırmalar, hile yapmalar, haram lokmaları kapmalar, Bu gazap hareketleri, bağırmalar, çağırmalar, hile yapmalar, haram lokmaları kapmalar, bunlar Allah'ı unutmanın alâmetidir.

bunlar Allah'ı unutmanın alâmetidir.

Ve izâ nesîte zekkerake. "Başka yanlış yollara gidiyor, haramdan kazanmak istiyor,Ve izâ nesîte zekkerake. "Başka yanlış yollara gidiyor, haramdan kazanmak istiyor, yalan söylemeye cesaret ediyor, hilelere kaçıyor; sana Allah'ı hatırlatıyor."

yalan söylemeye cesaret ediyor, hilelere kaçıyor; sana Allah'ı hatırlatıyor."

Diyor ki; "Melekler bunları defterine yazdıkları gibi Allah da yaptıklarını biliyor, Diyor ki; "Melekler bunları defterine yazdıkları gibi Allah da yaptıklarını biliyor, yalan söyleme, hile yapma, harama kaçma, haramdan ekmek parası kazanmaya bakma,yalan söyleme, hile yapma, harama kaçma, haramdan ekmek parası kazanmaya bakma, rüşvetlere tenezzül etme, Allah'ın verdiği bir lokmaya razı ol, hıyanetlik yapma!"

rüşvetlere tenezzül etme, Allah'ın verdiği bir lokmaya razı ol, hıyanetlik yapma!"

Bu şekilde sana Allah'ı hatırlatan insan hayırlı dosttur.Bu şekilde sana Allah'ı hatırlatan insan hayırlı dosttur. Dostun, ashabın hayırlısı budur.

Dostun, ashabın hayırlısı budur.

Hıyâruhum ellezîne izâ ruu rü'yeallah. "Sizin hayırlınız Hıyâruhum ellezîne izâ ruu rü'yeallah. "Sizin hayırlınız o insandır ki görüldüğü vakitte Allahu Teâlâ hatıra gelir! o insandır ki görüldüğü vakitte Allahu Teâlâ hatıra gelir! Allahu Teâlâ'nın hatırlanmasına sebep olan insan sizin hayırlılarınızdır."

Allahu Teâlâ'nın hatırlanmasına sebep olan insan sizin hayırlılarınızdır."

Hayru'd-devâ'. "İlaçların hayırlısı…"

Hayru'd-devâ'. "İlaçların hayırlısı…"

es-Saût: Otlardan, köklerden, ayrıca bir ağacın kökünden ince ince kullanılıyor, buruna çekiliyor; es-Saût: Otlardan, köklerden, ayrıca bir ağacın kökünden ince ince kullanılıyor, buruna çekiliyor; burun deliklerinin açılmasına, damarlarının açılmasına vesile oluyor.burun deliklerinin açılmasına, damarlarının açılmasına vesile oluyor. Bu enfiye dedikleri şeydir.

Bu da âdet olarak değildir.
Bu enfiye dedikleri şeydir.

Bu da âdet olarak değildir.
Bazı enfiyeciler vardır, bunu kullanmayı sigara gibi âdet edinmişler,Bazı enfiyeciler vardır, bunu kullanmayı sigara gibi âdet edinmişler, mütemadiyen enfiyeyi çeker çeker dururlar. mütemadiyen enfiyeyi çeker çeker dururlar. Sabah bir akşam bir, üç günde bir, haftada bir, Sabah bir akşam bir, üç günde bir, haftada bir, iki defa lazım olunca çekmek suretiyle kullanırlar. iki defa lazım olunca çekmek suretiyle kullanırlar. Sigara gibi alıştırırsan o mezmumdur. Sigara gibi alıştırırsan o mezmumdur. Ondan beden de bıkar tabiatıyla, mendiller pislenir, neyden olursa olsun!

Ondan beden de bıkar tabiatıyla, mendiller pislenir, neyden olursa olsun!

ve'l-Ledûd.

Bir de içilen bir ilaç vardır. Bu otlardan yapılmış bir içkidir.
ve'l-Ledûd.

Bir de içilen bir ilaç vardır. Bu otlardan yapılmış bir içkidir.
Çeşitli otlardan, köklerden yapılmıştır. Buna şarap denir, bu da devanın hayırlısıdır.

Çeşitli otlardan, köklerden yapılmıştır. Buna şarap denir, bu da devanın hayırlısıdır.

Sinameki, anason gibi otlardan da çeşitli faydalı ilaçlar yapılır. Sinameki, anason gibi otlardan da çeşitli faydalı ilaçlar yapılır. Birisi de;

ve'l-Hacâmat. "Hacâmat olmaktır!"

Birisi de;

ve'l-Hacâmat. "Hacâmat olmaktır!"

Vücut nasıl kirleniyorsa kan da tabiatıyla kirleniyor. Vücut nasıl kirleniyorsa kan da tabiatıyla kirleniyor. Yediğimiz gıdalardan olsun aldığımız nefeslerden olsun o kanda bir kirlilik oluyor.Yediğimiz gıdalardan olsun aldığımız nefeslerden olsun o kanda bir kirlilik oluyor. Vücut bazen bu kanları atıyor, atamadığı zaman da vücutta kalıyor.Vücut bazen bu kanları atıyor, atamadığı zaman da vücutta kalıyor. Atamadığı kirli kanlar pıhtılaşıyor, birtakım hastalıklara sebep oluyor.Atamadığı kirli kanlar pıhtılaşıyor, birtakım hastalıklara sebep oluyor. Hacamat olunca boynuz veyahut sülük dedikleri onu emer, yolların açılmasına sebep olur. Hacamat olunca boynuz veyahut sülük dedikleri onu emer, yolların açılmasına sebep olur. Onun için;

"Hacamat devaların hayırlısıdır!" Bir de;

Onun için;

"Hacamat devaların hayırlısıdır!" Bir de;

ve'l-Müşî. "Müshil, müshil almak!"

Meşi, "yürümek" demektir.

Neden?

ve'l-Müşî. "Müshil, müshil almak!"

Meşi, "yürümek" demektir.

Neden?

Amel ilacı almış, iki de bir dışarıya gidiyor.Amel ilacı almış, iki de bir dışarıya gidiyor. O dışarıya gidişi tarif ediyor fakat maksat o ilacı almaktır.O dışarıya gidişi tarif ediyor fakat maksat o ilacı almaktır. İlacı almadan duramazsın, iki de bir de dışarıya çıkarsın. İlacı almadan duramazsın, iki de bir de dışarıya çıkarsın. Bu dışarıya çıkmaktan kastı o ilacı almaktır. Birisi de;

ve'l-Alak. "Sülüktür!"

Bu dışarıya çıkmaktan kastı o ilacı almaktır. Birisi de;

ve'l-Alak. "Sülüktür!"

Onu tutarlar, bunların da şifalı olduğunu beyan buyurmuşlar.

Onu tutarlar, bunların da şifalı olduğunu beyan buyurmuşlar.

Hayru'r-rızki mâ kâne yevmen bi-yevmin kefâfen.

Hayru'r-rızki mâ kâne yevmen bi-yevmin kefâfen.

"Rızkın hayırlısı günbegün kazanılan paradır."

"Rızkın hayırlısı günbegün kazanılan paradır."

Ama biz buna razı olamıyoruz. Biz diyoruz ki;

Ama biz buna razı olamıyoruz. Biz diyoruz ki;

"İhtiyarlığımızda bir servetimiz olsun, bir gelirimiz olsun, rahat edelim…"

"İhtiyarlığımızda bir servetimiz olsun, bir gelirimiz olsun, rahat edelim…"

Niçin?

Çünkü Allah'a itimadımız yoktur, Allah'a itimadımız zayıftır.
Niçin?

Çünkü Allah'a itimadımız yoktur, Allah'a itimadımız zayıftır.
Zannediyoruz ki bizim kazanmadığımız gün aç kalacağız. Zannediyoruz ki bizim kazanmadığımız gün aç kalacağız. Köşemiz de şuyumuz buyumuz olmasa aç kalacağız.Köşemiz de şuyumuz buyumuz olmasa aç kalacağız. Bu Allah'a olan itimadın zayıflığındandır. Bu Allah'a olan itimadın zayıflığındandır. Allah'ın Rezzâk olduğuna itimadın zâfiyetinden ileri geliyor. Allah'ın Rezzâk olduğuna itimadın zâfiyetinden ileri geliyor. Günde kaç defa ya Rezzak çekersen çek bu itimat olmadıkça rızkın faydası geride kalır!

Günde kaç defa ya Rezzak çekersen çek bu itimat olmadıkça rızkın faydası geride kalır!

Hayru buk'atin fi'l-mescidi halfu'l-imâmi. Mescitte en hayırlı yer imamın arkasıdır!"

Hayru buk'atin fi'l-mescidi halfu'l-imâmi. Mescitte en hayırlı yer imamın arkasıdır!"

Geride namaz kılmak değil, imamın hemen arkasında durmak!

Geride namaz kılmak değil, imamın hemen arkasında durmak!

Ve inne'r-rahmete izâ nezelte bede'te bi'l-imâmi. Ve inne'r-rahmete izâ nezelte bede'te bi'l-imâmi. "Rahmet yayılmaya evvela imamdan başlar." "Rahmet yayılmaya evvela imamdan başlar." "Sonra rahmet-i İlâhî sağa, sonra sola, sonra bütün cemaate yayılır."

"Sonra rahmet-i İlâhî sağa, sonra sola, sonra bütün cemaate yayılır."

En hayırlı yer ise imamın arkasındaki yeri kapmaktır!

En hayırlı yer ise imamın arkasındaki yeri kapmaktır!

Hayru nisâiküm el-afîfeti'l-ğulmeti. "Kadınlarınızın hayırlısı Hayru nisâiküm el-afîfeti'l-ğulmeti. "Kadınlarınızın hayırlısı afîfe, hayâ, iffet sahibi olanlardır!"

afîfe, hayâ, iffet sahibi olanlardır!"

Kadının iffeti hakkında uzun mâlumat vermeye lüzum yoktur,Kadının iffeti hakkında uzun mâlumat vermeye lüzum yoktur, onu herkes güzel idrak eder.

onu herkes güzel idrak eder.

Hayru'l-ibadeti el-fıkhu.

"İbadetin hayırlısı…"

Hayru'l-ibadeti el-fıkhu.

"İbadetin hayırlısı…"

Ne dersin?

Tabi ki namaz kılmak, oruç tutmak, bol bol sadaka vermek,
Ne dersin?

Tabi ki namaz kılmak, oruç tutmak, bol bol sadaka vermek,
cami yaptırmak, köprü yaptırmak, su getirmek… cami yaptırmak, köprü yaptırmak, su getirmek… İbadetlerin hayırlı olanlarıdır. Fakat burada başka bir şeye işaret ediyor:

İbadetlerin hayırlı olanlarıdır. Fakat burada başka bir şeye işaret ediyor:

Hayru'l-ibadeti el-fıkhu. "İbadetin de hayırlısı fıkıhtır, dini bilmektir!"

Hayru'l-ibadeti el-fıkhu. "İbadetin de hayırlısı fıkıhtır, dini bilmektir!"

Dinini bilmedikten sonra dünyayı bilmenin ne kıymeti var?!

Dinini bilmedikten sonra dünyayı bilmenin ne kıymeti var?!

el-İlmü'l-imân ilmü'l-ebdâ ilmü'l-ebyân. el-İlmü'l-imân ilmü'l-ebdâ ilmü'l-ebyân. "Dünya ilmi de âhiret ilmi de vardır. Din ilmi, fıkhı bilmekle olur!"

"Dünya ilmi de âhiret ilmi de vardır. Din ilmi, fıkhı bilmekle olur!"

Fıkhı bilmek, dini bilmek Allah'ı bilmeye götürür. Fıkhı bilmek, dini bilmek Allah'ı bilmeye götürür. Allah'ı bilmek de mârifet-i İlâhî ile olur kiAllah'ı bilmek de mârifet-i İlâhî ile olur ki men arefe nefsehû fekad arefe Rabbeh, nefsini bilerek O'na taalluk eder. men arefe nefsehû fekad arefe Rabbeh, nefsini bilerek O'na taalluk eder. Nefsini bilirsen Cenâb-ı Hakk'ı da bilirsin.

Nefsini bilirsen Cenâb-ı Hakk'ı da bilirsin.

Acaba nedir?

Etten kemikten ibaret olan şu bedende ne kuvvet var yahu!
Acaba nedir?

Etten kemikten ibaret olan şu bedende ne kuvvet var yahu!
Bu vaktiyle toprak idi, Allah bu toprağı ne hâle soktu.Bu vaktiyle toprak idi, Allah bu toprağı ne hâle soktu. Ufacık bir göz yapmış, kâinatı görüyor; ufacık bir delik yapmış, kâinatı işitiyor;Ufacık bir göz yapmış, kâinatı görüyor; ufacık bir delik yapmış, kâinatı işitiyor; ufacık bir ağız yapmış, doymak bilmiyor…

ufacık bir ağız yapmış, doymak bilmiyor…

Bir hırs vermiş ki bu et dediğin toprak parçası o zevk zamanlarında bayılıyor, kendinden geçiyor. Bir hırs vermiş ki bu et dediğin toprak parçası o zevk zamanlarında bayılıyor, kendinden geçiyor. Her şeyi de ona göre muntazam.

Her şeyi de ona göre muntazam.

Fakat nasıl olmuş da bu toprak bu kudretin sahibi olmuş,Fakat nasıl olmuş da bu toprak bu kudretin sahibi olmuş, bu toprak bu kudrete nasıl sahip oldu?

bu toprak bu kudrete nasıl sahip oldu?

Bu, Allahu Teâlâ'nın ona vermiş olduğu ruh ile olur. Öldükten sonra da hepsi biter.

Bu, Allahu Teâlâ'nın ona vermiş olduğu ruh ile olur. Öldükten sonra da hepsi biter.

Niçin?

Çünkü ruh gitti. Onun için ruhun temizliği lazımdır.
Niçin?

Çünkü ruh gitti. Onun için ruhun temizliği lazımdır.
Ruhun temizliği günahsız, Allah'a isyansız olan bir hayattır.Ruhun temizliği günahsız, Allah'a isyansız olan bir hayattır. Allah'a isyan etmeden, günahlara batmadan geçirilen bir hayat en temiz bir hayattır,Allah'a isyan etmeden, günahlara batmadan geçirilen bir hayat en temiz bir hayattır, ruhun temizliği ve takvâ burada olur. ruhun temizliği ve takvâ burada olur. Onun için fıkha ihtiyaç vardır. Bu da nasara-yensuru…'dan başlar.Onun için fıkha ihtiyaç vardır. Bu da nasara-yensuru…'dan başlar. Başı daraba-yadribu, nasara-yensuru ama sonu yok.

Niçin?

Başı daraba-yadribu, nasara-yensuru ama sonu yok.

Niçin?

İlmullahın sonu var mı?

O'nun kudreti sonsuzdur!

İlmullahın sonu var mı?

O'nun kudreti sonsuzdur!

Dedelerimize; "Biz aya gidiyoruz, şunlara bunlara gidiyoruz…" desek hiç inanmazlar.Dedelerimize; "Biz aya gidiyoruz, şunlara bunlara gidiyoruz…" desek hiç inanmazlar. Ama ilim düşmanına inanmayacaksın!

Ama ilim düşmanına inanmayacaksın!

Birine sormuşlar: "Yok, aya gidilmez!" demiş.

Olur mu öyle şey?

Birine sormuşlar: "Yok, aya gidilmez!" demiş.

Olur mu öyle şey?

Canım, Allah'ın ilmini tahdit olunur mu?

İlim her şeye hâkimdir.
Canım, Allah'ın ilmini tahdit olunur mu?

İlim her şeye hâkimdir.
Bu Kudretullâh'tır, bundan bize de vermiştir.

Öyle değil mi?

Sıfatullah:
Bu Kudretullâh'tır, bundan bize de vermiştir.

Öyle değil mi?

Sıfatullah:
Hayat, ilim, sem', basar, irâde, kudret, kelâm ve tekvîn Allah'ın sıfatlarıdır;Hayat, ilim, sem', basar, irâde, kudret, kelâm ve tekvîn Allah'ın sıfatlarıdır; Allah bunlardan kullara vermemiş mi?

Allah'ın verdiği o kudretle insan oralara gidiyor,
Allah bunlardan kullara vermemiş mi?

Allah'ın verdiği o kudretle insan oralara gidiyor,
yoksa bunlar insanın kendi hüneri değil ki!yoksa bunlar insanın kendi hüneri değil ki! Bu, Allahu Teâlâ'nın verdiği kudretin insandaki tezahürüdür. Bu, Allahu Teâlâ'nın verdiği kudretin insandaki tezahürüdür. Tabii aya da gidecek, güneşe de gidecek, her yere gidecek.Tabii aya da gidecek, güneşe de gidecek, her yere gidecek. Onun için öyle şeyleri düşünmek, "Bu olmaz!" demek akılsızlık alâmetidir.

Onun için öyle şeyleri düşünmek, "Bu olmaz!" demek akılsızlık alâmetidir.

Birisi soruyor: "Yahu aya gidilir mi hocaefendi, sen buna ne diyeceksin? Birisi soruyor: "Yahu aya gidilir mi hocaefendi, sen buna ne diyeceksin? Bize; 'Sen gâvur olursun!' diyorlar."

"Neden?"

Bize; 'Sen gâvur olursun!' diyorlar."

"Neden?"

"Aya gidilir mi yahu, bu dünyanın üstünde boşluk var, bu boşluk hiç aşılır mı?"

"Aya gidilir mi yahu, bu dünyanın üstünde boşluk var, bu boşluk hiç aşılır mı?"

Sen hiç kitap okumuyor musun?

Sen hiç kitap okumuyor musun?

Allah'ın izni olunca her şey olur, ilme hudut yok!

Allah'ın izni olunca her şey olur, ilme hudut yok!

Yalvaracağız, Allah'a, dua edeceğiz.

En hayırlı dua nedir?

Yalvaracağız, Allah'a, dua edeceğiz.

En hayırlı dua nedir?

Dua kitaplarında yazılı bir sürü dua vardır. Dua kitaplarında yazılı bir sürü dua vardır. Fakat Cenâb-ı Peygamber bizlere buyuruyor ki;

Fakat Cenâb-ı Peygamber bizlere buyuruyor ki;

Hayru'd-duâ' el-istiğfâr. "Duaların içinde en hayırlı dua el istiğfar, estağfirullah!"

Hayru'd-duâ' el-istiğfâr. "Duaların içinde en hayırlı dua el istiğfar, estağfirullah!"

"Yâ Rabbi! Bende senden isteyecek ağız yok, ben günahlara boyanmış bir insanım,"Yâ Rabbi! Bende senden isteyecek ağız yok, ben günahlara boyanmış bir insanım, beni mağfiret et, senden mağfiret isterim, af isterim…"

beni mağfiret et, senden mağfiret isterim, af isterim…"

Bu en büyük duadır, bu duaya her gün muhtacız.

Bu en büyük duadır, bu duaya her gün muhtacız.

Onun için okuduğumuz seyyidü'l-istiğfâr,Onun için okuduğumuz seyyidü'l-istiğfâr, Allahümme ente Rabbî lâ İlâhe ilâhe… seyyidü'l-istiğfâr.

Allahümme ente Rabbî lâ İlâhe ilâhe… seyyidü'l-istiğfâr.

Bir müslüman bunu sabahtan ve akşamdan muhakkak üçer kere okumalıdır. Bir müslüman bunu sabahtan ve akşamdan muhakkak üçer kere okumalıdır. İşine giderken, akşam yatağına yatarken, namaz kıldıktan sonra bu duayı okuyabilir.

İşine giderken, akşam yatağına yatarken, namaz kıldıktan sonra bu duayı okuyabilir.

Abdestini alır, namazını kılar, fazladan namaz da kılar;Abdestini alır, namazını kılar, fazladan namaz da kılar; bundan sonra bir parça gücü yettiği kadar da tesbihi ile meşgul olur;bundan sonra bir parça gücü yettiği kadar da tesbihi ile meşgul olur; sonra okuyarak, istiğfar ederek yatar,sonra okuyarak, istiğfar ederek yatar, uykusu gelinceye kadar da istiğfarla meşgul olur…uykusu gelinceye kadar da istiğfarla meşgul olur… Hayırlı dua budur.

Bu istiğfarlar, adeta için sabunudur.
Hayırlı dua budur.

Bu istiğfarlar, adeta için sabunudur.
Dışın kirini giderecek sabun olduğu gibi için de sabunu istiğfarlardır, Dışın kirini giderecek sabun olduğu gibi için de sabunu istiğfarlardır, için kirini giderecek istiğfarlardır. için kirini giderecek istiğfarlardır. En hayırlı dua budur. Çünkü içlerimiz çok kararıyor.

En hayırlı dua budur. Çünkü içlerimiz çok kararıyor.

Ve hayru'l-ibâdeh kavlü lâ ilâhe illallah.

"İbadetin hayırlısı…"

Ve hayru'l-ibâdeh kavlü lâ ilâhe illallah.

"İbadetin hayırlısı…"

Cenâb-ı Peygamberin çeşitli sözlerle bizi irşadı var: Cenâb-ı Peygamberin çeşitli sözlerle bizi irşadı var: "Lâ ilâhe illallah'a dilini alıştır!"

"Lâ ilâhe illallah'a dilini alıştır!"

Burada Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bunu tavsiye ediyor.Burada Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bunu tavsiye ediyor. "Tarikata girdim." deme, "Ben şeyhe intisap ediyorum…" deme!

"Tarikata girdim." deme, "Ben şeyhe intisap ediyorum…" deme!

Cenâb-ı Peygamber buyuruyor ki;

Ve hayru'l-ibâdeh kavlü lâ ilâhe ilallâh.

Cenâb-ı Peygamber buyuruyor ki;

Ve hayru'l-ibâdeh kavlü lâ ilâhe ilallâh.

"Ben ve benden evvel gelen bütün peygamberlerin söylediği bu sözü ben de diyorum, "Ben ve benden evvel gelen bütün peygamberlerin söylediği bu sözü ben de diyorum, size de tavsiye ediyorum." diyor.

size de tavsiye ediyorum." diyor.

Siz de Lâ ilâhe illallah kelimesini dilinizden bırakmayınız.Siz de Lâ ilâhe illallah kelimesini dilinizden bırakmayınız. Hiç olmazsa günde sabahleyin yüz kere, Hiç olmazsa günde sabahleyin yüz kere, akşam da yüz kere Lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah desenakşam da yüz kere Lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah desen hem günahların dökülür hem de birçok sevaba nail olursun.

hem günahların dökülür hem de birçok sevaba nail olursun.

Hayru'z-zâd.

Zâd: Biriktirilen nafaka, depolarımıza koyduğumuz paralar,
Hayru'z-zâd.

Zâd: Biriktirilen nafaka, depolarımıza koyduğumuz paralar,
servet, bankada yahut evde bıraktığımız zahire. servet, bankada yahut evde bıraktığımız zahire. Gerek buğday gerek arpa…

"Gerek zahire, gerek para gibi servet olsun;
Gerek buğday gerek arpa…

"Gerek zahire, gerek para gibi servet olsun;
zahire bunun en hayırlısıdır!"

zahire bunun en hayırlısıdır!"

et-Takvâ. "Senin için en hayırlı şey takvâdır!"

et-Takvâ. "Senin için en hayırlı şey takvâdır!"

Cenâb-ı Peygamber Bilâl-i Habeşî'yi ziyarete gitti. Cenâb-ı Peygamber Bilâl-i Habeşî'yi ziyarete gitti. Baktı ki evde hurma yığınları var, yığın yığın hurma toplanmış.

Baktı ki evde hurma yığınları var, yığın yığın hurma toplanmış.

"Bu nedir?" dedi.

"Yâ Resûlallah, etrâf-ı civardan, kabilelerden size misafirler, elçiler geliyor.
"Bu nedir?" dedi.

"Yâ Resûlallah, etrâf-ı civardan, kabilelerden size misafirler, elçiler geliyor.
Onlara ikram etmek lazımdır. Bunları onlara hazırladım ki buradan götürüp verelim."

Onlara ikram etmek lazımdır. Bunları onlara hazırladım ki buradan götürüp verelim."

Enfüs yâ Bilâl, enfüs yâ Bilâl! Enfüs yâ Bilâl, enfüs yâ Bilâl! "Ey Bilal, bunları dağıt, evde tutma. "Ey Bilal, bunları dağıt, evde tutma. Bana gelecek misafir rızkıyla gelir, sen onları merak etme!Bana gelecek misafir rızkıyla gelir, sen onları merak etme! Yalnız bunları toplama, biriktirme.Yalnız bunları toplama, biriktirme. Biriktireceğin şey et-takvâ, Allah korkusu olsun.Biriktireceğin şey et-takvâ, Allah korkusu olsun. Gönlünü Allah korkusuyla doldurabildin mi ne mutlu sana!"

Gönlünü Allah korkusuyla doldurabildin mi ne mutlu sana!"

Ve hayru mâ ulkiye fi'l-kalbi'l-yakîn. "Kalbe ilkâ olunan en hayırlı şey yakîndir!"

Ve hayru mâ ulkiye fi'l-kalbi'l-yakîn. "Kalbe ilkâ olunan en hayırlı şey yakîndir!"

İbrahim aleyhisselam'ın ve bütün peygamberlerin Allahu Teâlâ'ya yakîni vardı. İbrahim aleyhisselam'ın ve bütün peygamberlerin Allahu Teâlâ'ya yakîni vardı. İbrahim aleyhisselam ateşe atılıyor. O ateşte idam olunuyor.

İbrahim aleyhisselam ateşe atılıyor. O ateşte idam olunuyor.

İdam olunurken kurtulmak çarelerine kim teveccüh etmez?

İdam olunurken kurtulmak çarelerine kim teveccüh etmez?

Herkes eder. Burada öyle bir ilim var ki Allahu Teâlâ'nın bana verdiği o ilmi kimse alamaz: Herkes eder. Burada öyle bir ilim var ki Allahu Teâlâ'nın bana verdiği o ilmi kimse alamaz: Eğer hayır olarak benim yaşamam muradsa Allahu Teâlâ beni nasıl olsa yaşatır,Eğer hayır olarak benim yaşamam muradsa Allahu Teâlâ beni nasıl olsa yaşatır, nasıl olsa yaşatacak!

Ben bir hikâye dinledim: Bursa'mızda bir tekke varmış.
nasıl olsa yaşatacak!

Ben bir hikâye dinledim: Bursa'mızda bir tekke varmış.
Adına Dondurma Tekkesi derler. Şimdi yerine apartmanlar yapıldı.Adına Dondurma Tekkesi derler. Şimdi yerine apartmanlar yapıldı. Burada dervişlerin hâlleri zikrullah ederken donup kalmakmış. Burada dervişlerin hâlleri zikrullah ederken donup kalmakmış. Hepsi değil ama bazıları kendinden geçiyor; mecalsiz, şuursuz bir hâlde kalıyor,Hepsi değil ama bazıları kendinden geçiyor; mecalsiz, şuursuz bir hâlde kalıyor, bir süre baygınlık geliyor.bir süre baygınlık geliyor. Bu arada şeyh efendi gidiyor; ona okuyor, ne yapıyorsa adam ayılıyor, işine gidiyor.

Bu arada şeyh efendi gidiyor; ona okuyor, ne yapıyorsa adam ayılıyor, işine gidiyor.

Bir gün bu bayılan adamın ayakkabısını çalmışlar, kaçmışlar.Bir gün bu bayılan adamın ayakkabısını çalmışlar, kaçmışlar. Bu adam ayılmış, ayakkabısını aramak için civarda dolaşırken polisler bunu hırsız diye yakalamışlar:

Bu adam ayılmış, ayakkabısını aramak için civarda dolaşırken polisler bunu hırsız diye yakalamışlar:

"Bu vakitte ortalıkta ne geziyorsun?" demişler. Bir adam öldürülmüş. "Bu vakitte ortalıkta ne geziyorsun?" demişler. Bir adam öldürülmüş. "Adamı öldüren kişi bu adamdır, sen katilsin!" diyerek yakalamışlar."Adamı öldüren kişi bu adamdır, sen katilsin!" diyerek yakalamışlar. Bu adamın da idamına karar verilmiş. Sehpaya getirmişler, adamı asacaklarmış.Bu adamın da idamına karar verilmiş. Sehpaya getirmişler, adamı asacaklarmış. O sırada şeyh efendi bir taş yollamış, oradan biriyle haber göndermiş:

O sırada şeyh efendi bir taş yollamış, oradan biriyle haber göndermiş:

"Asılmadan önce gözünü bu taşa diksin!" demiş."Asılmadan önce gözünü bu taşa diksin!" demiş. Adam da hemen gözünü o taşa dikmiş ve o donma hali kendisine gelmiş.Adam da hemen gözünü o taşa dikmiş ve o donma hali kendisine gelmiş. Tekkede nasıl donuyorsa burada da öyle donmuş. O donma hâlindeyken adamı asmışlar. Tekkede nasıl donuyorsa burada da öyle donmuş. O donma hâlindeyken adamı asmışlar. Kendisi pıhtılaşıp katılaştığı için boynundaki ip boğazını sıkamamış. Kendisi pıhtılaşıp katılaştığı için boynundaki ip boğazını sıkamamış. Bir saat, iki saat… Ne kadar ipte kaldıysa, sonrasında; Bir saat, iki saat… Ne kadar ipte kaldıysa, sonrasında; "Kaldırın, götürün!" demişler. Götürüldükten sonra adam ayılmış. "Kaldırın, götürün!" demişler. Götürüldükten sonra adam ayılmış. "Olmadı, bu bak adam kurtuldu!" demişler.

Neden?

"Olmadı, bu bak adam kurtuldu!" demişler.

Neden?

"Hükmü infaz olundu artık, biz ötesine karışmayız!" demişler.

"Hükmü infaz olundu artık, biz ötesine karışmayız!" demişler.

Allah ölmesini murad etmemiş.

Allah'ın öldürmediğini kimse öldüremez!

Allah ölmesini murad etmemiş.

Allah'ın öldürmediğini kimse öldüremez!

İbrahim aleyhisselam'ı öldürebildiler mi?

Öldüremediler.
İbrahim aleyhisselam'ı öldürebildiler mi?

Öldüremediler.
İsmail aleyhisselam'ı da babası yatırdı, bıçağı boynuna sürdü. İsmail aleyhisselam'ı da babası yatırdı, bıçağı boynuna sürdü. Teslimiyete bakın:

Babada da oğulda da bir teslimiyetsizlik var mı hiç?

Teslimiyete bakın:

Babada da oğulda da bir teslimiyetsizlik var mı hiç?

Allah emretti, dedi ki; "Oğlunu kes!" Oğluna da dedi ki; "Sen de kesileceksin!" Allah emretti, dedi ki; "Oğlunu kes!" Oğluna da dedi ki; "Sen de kesileceksin!" O da Allah'ın emrine teslim oldu. "Kes baba!" dedi, "Allah'a canım feda olsun!"

O da Allah'ın emrine teslim oldu. "Kes baba!" dedi, "Allah'a canım feda olsun!"

Hangi babadır ki oğluna bıçak çekebilsin?

Hangi babadır ki oğluna bıçak çekebilsin?

İbrahim aleyhisselam bu, şaka değil! Hasbiyallah diyen, İbrahim aleyhisselam bu, şaka değil! Hasbiyallah diyen, ateşe atılan adam oğlunu kesiyor!

Nasıl kesiyor?

ateşe atılan adam oğlunu kesiyor!

Nasıl kesiyor?

Allah buyurduğu için kesiyor. Allah'a böyle teslimiyet lazımdır.

Allah buyurduğu için kesiyor. Allah'a böyle teslimiyet lazımdır.

"Baba gözlerimi yum, ellerimi de bağla, belki beşeriyet iktizası çırpınırım da seni incitirim…" diyor, "Baba gözlerimi yum, ellerimi de bağla, belki beşeriyet iktizası çırpınırım da seni incitirim…" diyor, o kadar teslimiyet var.o kadar teslimiyet var. Fakat Allah bıçağa; "Kesme!" dedi, bıçak kesemedi. İbrahim aleyhisselam kızdı, taşa vurdu, Fakat Allah bıçağa; "Kesme!" dedi, bıçak kesemedi. İbrahim aleyhisselam kızdı, taşa vurdu, taş ikiye bölündü. Bıçağa; "Neden kesmiyorsun?" dedi.taş ikiye bölündü. Bıçağa; "Neden kesmiyorsun?" dedi. Bıçak da; "Allah 'Kesme!' dedi, nasıl keserim yâ İbrahim?" dedi.

Bıçak da; "Allah 'Kesme!' dedi, nasıl keserim yâ İbrahim?" dedi.

Kesicilik bıçakta değil, Allah'ın ona verdiği kudrettedir! Allah "Kesme!" dedikten sonra Kesicilik bıçakta değil, Allah'ın ona verdiği kudrettedir! Allah "Kesme!" dedikten sonra kimseye bir şey yapamaz. kimseye bir şey yapamaz. "Öl!" demedikten sonra kimse öldüremez.

"Öl!" demedikten sonra kimse öldüremez.

Yakînin kalpte yerleşmesi kolay bir şey değildir. Yakînin kalpte yerleşmesi kolay bir şey değildir. Çok Allah diyeceksin, çok lâ ilâhe illallah diyeceksin,Çok Allah diyeceksin, çok lâ ilâhe illallah diyeceksin, Allah'a teslim olmanın çarelerini arayacaksın.Allah'a teslim olmanın çarelerini arayacaksın. Allah da onu sana verirse bahtiyarsın, o zaman dünya da senin âhiret de senin olur.

Allah da onu sana verirse bahtiyarsın, o zaman dünya da senin âhiret de senin olur.

Hayru'l-mü'minîn. "Mü'minlerin hayırlısı…"

Hayru'l-mü'minîn. "Mü'minlerin hayırlısı…"

Burada "mü'min" demedi, "mü'minler" dedi.

Bütün mü'minlerin hayırlısı kimdir?

Burada "mü'min" demedi, "mü'minler" dedi.

Bütün mü'minlerin hayırlısı kimdir?

el-Kâni. "Kanâat sahibi olandır!"

Allah'ın verdiği rızka razı olan, mü'minlerin hayırlısıdır.

el-Kâni. "Kanâat sahibi olandır!"

Allah'ın verdiği rızka razı olan, mü'minlerin hayırlısıdır.

Ve şerruhüm et-tâmi'. "Mü'minlerin şerlisi tama' sahibi olandır!"

Ve şerruhüm et-tâmi'. "Mü'minlerin şerlisi tama' sahibi olandır!"

Herkese bir ders olsun, geçen gün bir misafir geldi:

Herkese bir ders olsun, geçen gün bir misafir geldi:

Seyyahın birisi Edirne'ye gitmiş Edirne'de gezerken orada bir tımarhane,Seyyahın birisi Edirne'ye gitmiş Edirne'de gezerken orada bir tımarhane, tımarhaneden bir deli bunu görmüş. tımarhaneden bir deli bunu görmüş. Deli bunu çağırmış: "Gel gel" demiş, o da gitmiş.

"Niye geldin buraya?"

Deli bunu çağırmış: "Gel gel" demiş, o da gitmiş.

"Niye geldin buraya?"

"Şu iş için geldim." demiş.

"Senin okuma yazman var mı?"

"Şu iş için geldim." demiş.

"Senin okuma yazman var mı?"

"Evet, var." demiş.

"Elif kaç harftir?"

"30 tane." demiş.

"Evet, var." demiş.

"Elif kaç harftir?"

"30 tane." demiş.

"Kaçı iyidir, kaçı zararlıdır kaçı zararsızdır?"

"Bilmem." demiş.

"Kaçı iyidir, kaçı zararlıdır kaçı zararsızdır?"

"Bilmem." demiş.

"Öğren de gel."

Ertesi sene aynı zamanda gelmiş, "Öğrendim." demiş.

"Kaçı zararlı?" demiş.

.
"Öğren de gel."

Ertesi sene aynı zamanda gelmiş, "Öğrendim." demiş.

"Kaçı zararlı?" demiş.

.
"Üçü zararlıymış efendim."

"Nedir o?"

"Tı, mim, ayn" demiş.

"Üçü zararlıymış efendim."

"Nedir o?"

"Tı, mim, ayn" demiş.

"Aferin, tı, mim, ayın; tama'."

Zararlı!

"Şu işe de yapayım, bu işe de yapayım…"

"Aferin, tı, mim, ayın; tama'."

Zararlı!

"Şu işe de yapayım, bu işe de yapayım…"

Ama ömrün gidiyor. Sana Allah'ın verdiği en güzel ömrü dünyaya sokulmak için zayi ediyorsun! Ama ömrün gidiyor. Sana Allah'ın verdiği en güzel ömrü dünyaya sokulmak için zayi ediyorsun! Alt tarafı; "Dünyamı daha güzel yapacağım…" diyerek ömrü kaçırıyorsun,Alt tarafı; "Dünyamı daha güzel yapacağım…" diyerek ömrü kaçırıyorsun, ömür elden gidiyor. ömür elden gidiyor. Allah diyeceksin.

"Aman yahu, şimdi Allah demenin sırası mı?"

Allah diyeceksin.

"Aman yahu, şimdi Allah demenin sırası mı?"

"Beş defa camiye mi gidilir yahu?

Bak şu kadar iş var burada…"

"Beş defa camiye mi gidilir yahu?

Bak şu kadar iş var burada…"

Ne olacak?

Onları yapıncaya kadar ömür gidiyor.
Ne olacak?

Onları yapıncaya kadar ömür gidiyor.
"Hadi gel!" dedikleri vakitte sıfıra sıfır elde mafiş. "Hadi gel!" dedikleri vakitte sıfıra sıfır elde mafiş. Onun için tama' çok zararlı, kanaat çok hayırlı bir şeydir.

Onun için tama' çok zararlı, kanaat çok hayırlı bir şeydir.

Hayru şebâbiküm yahut şübbâbiküm.

"Delikanlıların en hayırlısı…"

Hayru şebâbiküm yahut şübbâbiküm.

"Delikanlıların en hayırlısı…"

15'inde yahut 18'inde delikanlı kabul edilir. 15'inde yahut 18'inde delikanlı kabul edilir. 18'den 25'e kadar yahut 30'a kadar gençlik, delikanlılık devresidir.18'den 25'e kadar yahut 30'a kadar gençlik, delikanlılık devresidir. Ondan sonra 45'e ya da 50'ye kadar da küfûret devridir.

Ondan sonra 45'e ya da 50'ye kadar da küfûret devridir.

"Gençlik devresinin en hayırlıları yaşlılara benzeyen insanlardır!"

"Gençlik devresinin en hayırlıları yaşlılara benzeyen insanlardır!"

Genç ama yaşlılara benziyor. Genç ama yaşlılara benziyor. Görünce 50-60 yaşında bir adam zannedersin; yaşlı adamlar gibi vakar ve sükûnet sahibidir,Görünce 50-60 yaşında bir adam zannedersin; yaşlı adamlar gibi vakar ve sükûnet sahibidir, Bunları görünce 25 yaşında bir delikanlı zannedersin.Bunları görünce 25 yaşında bir delikanlı zannedersin. ağırbaşlıdır, çok da terbiyelidir. ağırbaşlıdır, çok da terbiyelidir. Çünkü bu zamanlar hoppalık devridir. Çünkü bu zamanlar hoppalık devridir. Bunlar büyüklerine karşı hürmetkâr, küçüklerine karşı şefkatli,Bunlar büyüklerine karşı hürmetkâr, küçüklerine karşı şefkatli, merhametli olurlar, günahlardan da uzak dururlar.

merhametli olurlar, günahlardan da uzak dururlar.

Ve şerru kühûliküm "Yaşlılarınızın da şerlisi" men-teşebbehe bi-şebâbiküm.

Ve şerru kühûliküm "Yaşlılarınızın da şerlisi" men-teşebbehe bi-şebâbiküm.

Yaş 60-70-80-90 olmuş; hâlâ delikanlılık hevesinde sakalı yok, bıyığı yok… Yaş 60-70-80-90 olmuş; hâlâ delikanlılık hevesinde sakalı yok, bıyığı yok… Her gün tıraş, her gün süs ve ziynet içindedir.

Her gün tıraş, her gün süs ve ziynet içindedir.

İki cihan serveri sallallahu aleyhi ve sellem; "Bu da bizim yaşlılarımızın şerlisidir." diyor.

İki cihan serveri sallallahu aleyhi ve sellem; "Bu da bizim yaşlılarımızın şerlisidir." diyor.

Hayru'z-zikri el-hafiyyü ve hayru'r-rızki mâ yekfî.

Hayru'z-zikri el-hafiyyü ve hayru'r-rızki mâ yekfî.

Sa'd İbn Vakkâs hazretlerinden bir rivayettir. Buyuruyor ki;

Sa'd İbn Vakkâs hazretlerinden bir rivayettir. Buyuruyor ki;

"Zikrin hayırlısı gizli olanıdır!"

"Zikrin hayırlısı gizli olanıdır!"

Zikrin hayırlısı Allah Allah demek, kalbi coşturmak, bir de içinden yapmaktır. Zikrin hayırlısı Allah Allah demek, kalbi coşturmak, bir de içinden yapmaktır. O kimsenin Allah dediğini kendisinden başka kimse bilmez.O kimsenin Allah dediğini kendisinden başka kimse bilmez. Hatta melekleri bile bilmez.

Hatta melekleri bile bilmez.

Ve hayru'r-rızki mâ yekfî. "Kâfirin kitabı var da sana rızkı var mı?"

Ve hayru'r-rızki mâ yekfî. "Kâfirin kitabı var da sana rızkı var mı?"

Bugün çocuklar dünyayı geziyorlar.

Niçin?

Bugün çocuklar dünyayı geziyorlar.

Niçin?

Memlekette ekmek mi yok yahu?

Sokaklarımız boş duruyor.
Memlekette ekmek mi yok yahu?

Sokaklarımız boş duruyor.
Onları sulayacak, ekecek, biçecek fazla mahsul alacak bütün imkânlar elimizdeyken,Onları sulayacak, ekecek, biçecek fazla mahsul alacak bütün imkânlar elimizdeyken, "Dışarıda çok para var!" diyerek gidiyorlar.

"Dışarıda çok para var!" diyerek gidiyorlar.

Hayru's-sahâbeti erbeatün. "Bir yere giderken dört kişiden eksik gitmemelidir. Hayru's-sahâbeti erbeatün. "Bir yere giderken dört kişiden eksik gitmemelidir. Dört tane arkadaş bir arada olmalıdır!"

Dört tane arkadaş bir arada olmalıdır!"

İnsanlar bir yere gidecekleri vakitte en aşağı dört arkadaş olmalıdır.İnsanlar bir yere gidecekleri vakitte en aşağı dört arkadaş olmalıdır. Gerek hacca giderken gerek başka bir sefere giderken dört arkadaş olsunlar.

Ne olur?

Gerek hacca giderken gerek başka bir sefere giderken dört arkadaş olsunlar.

Ne olur?

Birisi hastalanır, ölüm hâline gelir, Birisi hastalanır, ölüm hâline gelir, "Sana vasiyet ediyorum, Allah'ın emri olacak olursa şöyle yaparsın,"Sana vasiyet ediyorum, Allah'ın emri olacak olursa şöyle yaparsın, filanda alacağım var, filana borcum var…" der, o ikisi de şahit olur.filanda alacağım var, filana borcum var…" der, o ikisi de şahit olur. İki şahit bir vâsi, birisi de âhirete giden; toplam dört kişidir. İki şahit bir vâsi, birisi de âhirete giden; toplam dört kişidir. Bunun için tedarikli olarak dört kişi ile yola çıkmak lazımdır.

Bunun için tedarikli olarak dört kişi ile yola çıkmak lazımdır.

Ve hayru's-serâyâ erbeu mietin.

Askerde ileriye giden asker kıtaları vardır.
Ve hayru's-serâyâ erbeu mietin.

Askerde ileriye giden asker kıtaları vardır.
Bu ufacık müfrezelerden en az dört yüz kişiye kadar olan sevkiyât askerine seraya diyorlar.

Bu ufacık müfrezelerden en az dört yüz kişiye kadar olan sevkiyât askerine seraya diyorlar.

Ve hayru'l-cüyûşi erbeatü âlâfin. "Askerin, fırkanın en hayırlısı da dört bin askerdir!" Ve hayru'l-cüyûşi erbeatü âlâfin. "Askerin, fırkanın en hayırlısı da dört bin askerdir!" Ve lâ tühzem isnâ aşere elfen min-kılletin.Ve lâ tühzem isnâ aşere elfen min-kılletin. "On iki bin müslüman askeri bir araya toplandığı vakit katiyen mağlup olmaz!"

"On iki bin müslüman askeri bir araya toplandığı vakit katiyen mağlup olmaz!"

On iki bin müslüman askeri bir yere toplanmışsa bunun önünde kimse duramaz. On iki bin müslüman askeri bir yere toplanmışsa bunun önünde kimse duramaz. Bütün dünya birleşse bu on iki bin müslümanın önünde durmalarının imkânı yoktur.

Bütün dünya birleşse bu on iki bin müslümanın önünde durmalarının imkânı yoktur.

İlk İslâm devletinde olan hadiseler bunun şahididir. İlk İslâm devletinde olan hadiseler bunun şahididir. Ama bugün karşısına on iki bin değil de on iki milyon asker çıkarsak olmuyor!

Ama bugün karşısına on iki bin değil de on iki milyon asker çıkarsak olmuyor!

Neden olmuyor?

İzâ sabara asabehu. "Sabır ve sadâkatle olacak!"

Neden olmuyor?

İzâ sabara asabehu. "Sabır ve sadâkatle olacak!"

Sabır da olacak sadakat de olacak. Sabır da olacak sadakat de olacak. Bilecek ki bu on iki bin kişi Allah'ın verdiği ömür bir dakika eksik olmaz, Bilecek ki bu on iki bin kişi Allah'ın verdiği ömür bir dakika eksik olmaz, bir dakika da ziyade olmaz, bir saniye bile ömür ömürdür. bir dakika da ziyade olmaz, bir saniye bile ömür ömürdür. Binaenaleyh ölüme karşı gözünü katiyen yummaz. Binaenaleyh ölüme karşı gözünü katiyen yummaz. Ölüm bir kere gelir, bir daha da gelmez.Ölüm bir kere gelir, bir daha da gelmez. Binaenaleyh korkmaz ve karşısındaki düşmanı yıldırır, kaçırır.

Binaenaleyh korkmaz ve karşısındaki düşmanı yıldırır, kaçırır.

Bu askerlerin mağlup olmasının sebebi nedir?

Bu askerlerin mağlup olmasının sebebi nedir?

Vağfü'l-yakîn. "Yakîni zapt etmek, yakîn sahibi olmak!"

İlm-i yakîn.

Vağfü'l-yakîn. "Yakîni zapt etmek, yakîn sahibi olmak!"

İlm-i yakîn.

Hocamız ilm-i yakîni şöyle tarif etmişti:

Hocamız ilm-i yakîni şöyle tarif etmişti:

Diyelim ki size baklavayı tarif ediyorum. Diyelim ki size baklavayı tarif ediyorum. Diyorum ki; "Şu hamurcudan hamuru alırsın, bir kat iki kat açarsın,Diyorum ki; "Şu hamurcudan hamuru alırsın, bir kat iki kat açarsın, yağlarsın, cevizini dökersin, fırına koyarsın.yağlarsın, cevizini dökersin, fırına koyarsın. Tadını da üzerine dökersin, buna; 'baklava' derler." Tadını da üzerine dökersin, buna; 'baklava' derler." Sizde baklavaya karşı ilmen bir fikir hâsıl oldu. Ama baklavayı bilmiyorsunuz. Sizde baklavaya karşı ilmen bir fikir hâsıl oldu. Ama baklavayı bilmiyorsunuz. Dükkânın önünden geçerken baklavacı; "Gel, gel. Ben sana baklavayı tarif ediyorum,Dükkânın önünden geçerken baklavacı; "Gel, gel. Ben sana baklavayı tarif ediyorum, işte şu tepside kesilmiş, parçalara ayrılmış tatlı baklavadır." dedi.işte şu tepside kesilmiş, parçalara ayrılmış tatlı baklavadır." dedi. Görüyorsun, "Anladım efendim." diyorsun.Görüyorsun, "Anladım efendim." diyorsun. "Gel hele, dükkâna girelim, getir hele şuradan yarım okka baklava…"

"Gel hele, dükkâna girelim, getir hele şuradan yarım okka baklava…"

Getiriyor.

"Ye bakayım." diyor. Bakıyorsun, pek de tatlı.

Getiriyor.

"Ye bakayım." diyor. Bakıyorsun, pek de tatlı.

Evvela baklavanın ilmi hâsıl oldu, ilme'l-yakîn'dir. Evvela baklavanın ilmi hâsıl oldu, ilme'l-yakîn'dir. Sonra baklavayı gördün, ayne'l-yakîn'dir, onu görerek öğrendin. Sonra baklavayı gördün, ayne'l-yakîn'dir, onu görerek öğrendin. En sonunda da baklavayı tattın, ondan yedin, hakka'l-yakîn oldu.En sonunda da baklavayı tattın, ondan yedin, hakka'l-yakîn oldu. Bize lazımdır. Peygamberlerin bilgileri hakka'l-yakîn'dir. Bize lazımdır. Peygamberlerin bilgileri hakka'l-yakîn'dir. Bizdeki olsa olsa en hihayet ilme'l-yakîn'dir. Biliyoruz ama üzerimizde tatbiki yoktur.

Bizdeki olsa olsa en hihayet ilme'l-yakîn'dir. Biliyoruz ama üzerimizde tatbiki yoktur.

Binaenaleyh bu askerin mağlubiyetinin sebebi Allahu Teâlâ'ya yakînleri olmamasıdır. Binaenaleyh bu askerin mağlubiyetinin sebebi Allahu Teâlâ'ya yakînleri olmamasıdır. "Allah arkamızda!" demiyorlar, Allah'a dayanamıyorlar.

"Allah arkamızda!" demiyorlar, Allah'a dayanamıyorlar.

"Yahut niyetleri bozuktur. Niyetlerinde ifrat vardır, günahkârlardır, "Yahut niyetleri bozuktur. Niyetlerinde ifrat vardır, günahkârlardır, fena fena günahlar işliyorlardır! Zulmediyorlardır! fena fena günahlar işliyorlardır! Zulmediyorlardır! Yahut 'Biz çoğuz!' diyorlar, çokluklarına güveniyorlar, Yahut 'Biz çoğuz!' diyorlar, çokluklarına güveniyorlar, bu cihetten kendilerini beğeniyorlar!bu cihetten kendilerini beğeniyorlar! Aralarında ihtilaf oluyor, senlik-benlik davası güdüyorlardır…Aralarında ihtilaf oluyor, senlik-benlik davası güdüyorlardır… Bunlar ve buna benzer şeyler olmadıkça on iki bin İslâm askeri katiyen mağlup olmaz!"

Bunlar ve buna benzer şeyler olmadıkça on iki bin İslâm askeri katiyen mağlup olmaz!"

Hayru sufûfi'r-ricâli el-mukaddem. "Namazda erkek safların hayırlısı ön saf, ilk saftır." Hayru sufûfi'r-ricâli el-mukaddem. "Namazda erkek safların hayırlısı ön saf, ilk saftır." Ve şerruhâ el-muahhar. "Safların en şerlisi de son saftır."

Ve şerruhâ el-muahhar. "Safların en şerlisi de son saftır."

Tembeller safı! Namaza geç gelir, önde yer bulamaz, arkaya kalır. Tembeller safı! Namaza geç gelir, önde yer bulamaz, arkaya kalır. Onun için hayırlı olan namaza erken vakitte gelip öndeki yeri kapmak hayırlıdır.

Onun için hayırlı olan namaza erken vakitte gelip öndeki yeri kapmak hayırlıdır.

Buna dikkat edin:

Cenâb-ı Peygamberin zamanında camiye hanımlar da geliyordu.
Buna dikkat edin:

Cenâb-ı Peygamberin zamanında camiye hanımlar da geliyordu.
Hanımlar da camide namaz kılıyorlardı.

Hanımlar da camide namaz kılıyorlardı.

Ve hayru sufûfi en-nisâi el-muahhar. "[Hanımların] saflarının en hayırlısı da en geride olandır."

Ve hayru sufûfi en-nisâi el-muahhar. "[Hanımların] saflarının en hayırlısı da en geride olandır."

[Erkek] cemaat bitmiş, orada kadın cemaati kalmış. [Erkek] cemaat bitmiş, orada kadın cemaati kalmış. Birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü; en arkada olan hayırlı saflardır.Birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü; en arkada olan hayırlı saflardır. Erkeklerin öndeki safı hayırlı, [kadınlarda da] en geride olan kadınların safı hayırlıdır.

Erkeklerin öndeki safı hayırlı, [kadınlarda da] en geride olan kadınların safı hayırlıdır.

Ve şerruhâ el-mukaddem. "Kadın saflarının en şerlisi erkeklere yakın olan ilk saftır."

Ve şerruhâ el-mukaddem. "Kadın saflarının en şerlisi erkeklere yakın olan ilk saftır."

Şimdi Cenâb-ı Peygamber kadınlara hitap ediyor.

Şimdi Cenâb-ı Peygamber kadınlara hitap ediyor.

O zaman dünyaya bak! Biz bugün ne kadar şükretsek azdır. O zaman dünyaya bak! Biz bugün ne kadar şükretsek azdır. Allahu Teâlâ bizi öyle nimetlere gark etmiş ki bunlar haddinden fazladır.Allahu Teâlâ bizi öyle nimetlere gark etmiş ki bunlar haddinden fazladır. O gün dünyayı fetheden müslümanın hâline bakın.O gün dünyayı fetheden müslümanın hâline bakın. O günkü müslümanın hâlinden dolayı Cenâb-ı Peygamber kadınlara diyor ki;

O günkü müslümanın hâlinden dolayı Cenâb-ı Peygamber kadınlara diyor ki;

Yâ ma'şere'n-nisâi "Ey kadınlar cemaati" izâ secede'r-ricâlü "erkekler secdeye kapandığı vakit" Yâ ma'şere'n-nisâi "Ey kadınlar cemaati" izâ secede'r-ricâlü "erkekler secdeye kapandığı vakit" fe'ğdudne ebsârakünne. "Gözlerinizi kapatın!"

Çünkü üzerlerinde avretlerini örtecek esvapları yok.
fe'ğdudne ebsârakünne. "Gözlerinizi kapatın!"

Çünkü üzerlerinde avretlerini örtecek esvapları yok.
Kısa kısa entariler bulunmuşsa bulunmuş. Kısa kısa entariler bulunmuşsa bulunmuş. Secdeye gidince arka taraflarının açılma ihtimaline karşı kadınlara diyor ki;

Secdeye gidince arka taraflarının açılma ihtimaline karşı kadınlara diyor ki;

"Gözlerinizi kapatın!"

Bizde kaç kat esvap evde duruyor,
"Gözlerinizi kapatın!"

Bizde kaç kat esvap evde duruyor,
bir fakir geldiği vakit vermeye de kıyamıyoruz.bir fakir geldiği vakit vermeye de kıyamıyoruz. Allah cümlemizi affetsin.

Allah cümlemizi affetsin.

Lâ terayne avrâti'r-ricâli min-dîkı'l-ezür. Lâ terayne avrâti'r-ricâli min-dîkı'l-ezür. "Esvaplarının darlığından, yoksulluktan dolayı "Esvaplarının darlığından, yoksulluktan dolayı gözlerinizi yumun da erkeklerin bu secde hâllerinde avret yerlerini görmeyin!" buyuruyor.

gözlerinizi yumun da erkeklerin bu secde hâllerinde avret yerlerini görmeyin!" buyuruyor.

Allah cümlemizi affetsin, tevfîkât-ı samedâniyyesine mazhar eylesin.Allah cümlemizi affetsin, tevfîkât-ı samedâniyyesine mazhar eylesin. Dünyada iken dünyanın fâni, âhiretin bâki [olduğunu unutturmasın].

Dünyada iken dünyanın fâni, âhiretin bâki [olduğunu unutturmasın].

Ve'd-duhâ ve'l-leyli izâ secâ mâ veddeake RabbükeVe'd-duhâ ve'l-leyli izâ secâ mâ veddeake Rabbüke ve mâ kale vele'l-âhiretü hayru'l-leke mine'l-û'lâ.

ve mâ kale vele'l-âhiretü hayru'l-leke mine'l-û'lâ.

Ûlâ: Dünya. Hayırlı olan âhirettir!

Ûlâ: Dünya. Hayırlı olan âhirettir!

Cenâb-ı Hak cümlemizi affetsin, tevfîkât-ı samedâniyyesine mazhar eylesin. Cenâb-ı Hak cümlemizi affetsin, tevfîkât-ı samedâniyyesine mazhar eylesin. Âhiretimizi kazanabilecek kuvvet, kudret, ilim ne varsa cümlemize ihsan buyursun.

Âhiretimizi kazanabilecek kuvvet, kudret, ilim ne varsa cümlemize ihsan buyursun.

el-Fâtiha.

el-Fâtiha.

Sübhane rabbiye'l-aliyyi'l-ale'l-vehhâb.

Sübhane rabbiye'l-aliyyi'l-ale'l-vehhâb.

Elhamdülillâhi hakkâ hamdihî ve's-salâtü ve's-selâmu alâ hayrı halkıhî Muhammedin Elhamdülillâhi hakkâ hamdihî ve's-salâtü ve's-selâmu alâ hayrı halkıhî Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.

ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.

Allahümme Rabbenâ yâ Rabbenâ tekabbe'l-minnâ inneke ente's-semi'u'l-alîm Allahümme Rabbenâ yâ Rabbenâ tekabbe'l-minnâ inneke ente's-semi'u'l-alîm ve tüb aleynâ yâ Mevlânâ inneke ente't-tevvâbü'r-rahîm vehdinâ ve tüb aleynâ yâ Mevlânâ inneke ente't-tevvâbü'r-rahîm vehdinâ ve veffiknâ ile'l-hakki ve ile'n-necâti ve ilâ tarik-i müstakîm ve veffiknâ ile'l-hakki ve ile'n-necâti ve ilâ tarik-i müstakîm bi-beraketi hatemâti'l-Kur'âni'l-azîm ve bi-hürmeti men erseltehû rahmeten li'l-âlemîn.

bi-beraketi hatemâti'l-Kur'âni'l-azîm ve bi-hürmeti men erseltehû rahmeten li'l-âlemîn.

Vâfu annâ yâ Kerîm vâfu annâ yâ Rahîm Vâfu annâ yâ Kerîm vâfu annâ yâ Rahîm vağfirlenâ zünûbenâ bi-fadlike ve cûdike ve keramike yâ ekrame'l-ekramîn ve yâ erhame'r-râhimîm.

vağfirlenâ zünûbenâ bi-fadlike ve cûdike ve keramike yâ ekrame'l-ekramîn ve yâ erhame'r-râhimîm.

Allahümme zeyyinnâ bi-zîneti'l-Kur'âni'l-azîm ve ekrimnâ bi-kerâmeti'l-Kur'âni'l-azîm Allahümme zeyyinnâ bi-zîneti'l-Kur'âni'l-azîm ve ekrimnâ bi-kerâmeti'l-Kur'âni'l-azîm ve edhilne'l-cennete bi-şefaati'l-Kur'âni'l-azîm.

ve edhilne'l-cennete bi-şefaati'l-Kur'âni'l-azîm.

Allahümme'c-al Kur'âne fi'd-dünyâ karînâ ve fi'l-kabri mûnisâ ve fi'l-kıyâmeti şefîâ Allahümme'c-al Kur'âne fi'd-dünyâ karînâ ve fi'l-kabri mûnisâ ve fi'l-kıyâmeti şefîâ ve ale's-sırâtı nûrâ ve ile'l-cenneti refîkâ ve ilel-hayrâti küllihâ delîlen ve imâmâ.

ve ale's-sırâtı nûrâ ve ile'l-cenneti refîkâ ve ilel-hayrâti küllihâ delîlen ve imâmâ.

Allahümme'rhamnî bi'l-Kur'ân vec'alhü li-imâmen ve nûran ve hüden ve rahmeten li'l-âlemin…

Allahümme'rhamnî bi'l-Kur'ân vec'alhü li-imâmen ve nûran ve hüden ve rahmeten li'l-âlemin…

Bi-rahmetike yâ erhame'r-râhimîne kâffeten âmme:

Bi-rahmetike yâ erhame'r-râhimîne kâffeten âmme:

Camimizin bânisi İskender Paşa'nın ruhuyla ashâb-ı hayrâtın da ruhlarına, Camimizin bânisi İskender Paşa'nın ruhuyla ashâb-ı hayrâtın da ruhlarına, Halid b. Zeyd Ebâ Eyyüb El-Ensarî hazreterinin ruhlarına; Halid b. Zeyd Ebâ Eyyüb El-Ensarî hazreterinin ruhlarına; ashâb-ı güzîn rıdvanullâhi Teâlâ aleyhim ecmaîn hazretlerinin ruhlarına,ashâb-ı güzîn rıdvanullâhi Teâlâ aleyhim ecmaîn hazretlerinin ruhlarına, selâtîn-i mâzıyyenin komşularımızdan da âhirete intikal edenlerin de ruhlarına selâtîn-i mâzıyyenin komşularımızdan da âhirete intikal edenlerin de ruhlarına ve bahusus hazırûn cemaat kardeşlerimizin de ve bahusus hazırûn cemaat kardeşlerimizin de geçmişlerinin ruhlarına ayrı ayrı hediye eyledik, vasıl eyle! geçmişlerinin ruhlarına ayrı ayrı hediye eyledik, vasıl eyle! Cümlesinin ruhlarını mesrur, kabirlerini pürnûr, makamlarını âlî,Cümlesinin ruhlarını mesrur, kabirlerini pürnûr, makamlarını âlî, derecelerini yüksek eyleyip seyyiâtlarını da hasenâta tebdîl eyleye!derecelerini yüksek eyleyip seyyiâtlarını da hasenâta tebdîl eyleye! Bizler dahi onlar gibi dâr-ı dünyadan göç vakti gelince cümlemize az ağrı, âsân ölüm, Bizler dahi onlar gibi dâr-ı dünyadan göç vakti gelince cümlemize az ağrı, âsân ölüm, kâmil bir iman ile; kâmil bir iman ile; Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve Resûluhû kelime-i tayyibe-i münciyesi ile cân-ı yürekten söyleye söyleyeve Resûluhû kelime-i tayyibe-i münciyesi ile cân-ı yürekten söyleye söyleye çene kapayıp göz yummayı Mevlâ cümle Ümmet-i Muhammed'e çene kapayıp göz yummayı Mevlâ cümle Ümmet-i Muhammed'e ve bizlere de nasip ve müyesser eyleye!

ve bizlere de nasip ve müyesser eyleye!

Allahümme'c-alnâ mine't-tevvâbîn ve'c-alnâ mine'l-mutatahhirînAllahümme'c-alnâ mine't-tevvâbîn ve'c-alnâ mine'l-mutatahhirîn ve'c-alnâ min ibâdike's-sâlihîn ve'c-alnâ minellezîne lâ havfun aleyhim ve lâ hüm yahzenûn

ve'c-alnâ min ibâdike's-sâlihîn ve'c-alnâ minellezîne lâ havfun aleyhim ve lâ hüm yahzenûn

Allahümme'h-dinâ min indik ve efız aleynâ min fadlik Allahümme'h-dinâ min indik ve efız aleynâ min fadlik ve esbiğ aleynâ ve enzil aleynâ min berekâtik.

ve esbiğ aleynâ ve enzil aleynâ min berekâtik.

Allahümme'c-al fî kulûbinâ nûran fî basarinâ nûran fî semkinâ esmâinâ nûran Allahümme'c-al fî kulûbinâ nûran fî basarinâ nûran fî semkinâ esmâinâ nûran ve fî yemîninâ nûran ve fî şimâlinâ nûran ve min halfinâ nûran ve fî yemîninâ nûran ve fî şimâlinâ nûran ve min halfinâ nûran ve min eydinâ nûran ve min fevkinâ nûran ve min tahtinâ nûranve min eydinâ nûran ve min fevkinâ nûran ve min tahtinâ nûran ve fî zuhûbinâ nûran ve fî deminâ nûran ve fî beşaretinâ nûranve fî zuhûbinâ nûran ve fî deminâ nûran ve fî beşaretinâ nûran ve fî şahâdenâ nûran ve fî lisâninâ nûran ve azimli nûran ve cealenâ nura.

ve fî şahâdenâ nûran ve fî lisâninâ nûran ve azimli nûran ve cealenâ nura.

Allahümme innâ nes'elüke tamamen ni'me ve devâme'l-âfiye ve hüsne'l-hâtime,

Allahümme innâ nes'elüke tamamen ni'me ve devâme'l-âfiye ve hüsne'l-hâtime,

Allahümme'r-zuknâ fi'd-dünyâ ve'l-âhire teveffenâ müslimîn ve elhiknâ bi's-sâlihîn,

Allahümme'r-zuknâ fi'd-dünyâ ve'l-âhire teveffenâ müslimîn ve elhiknâ bi's-sâlihîn,

Subhâne rabbike rabbi'l-izzeti ammâ yesifûn Subhâne rabbike rabbi'l-izzeti ammâ yesifûn ve selâmun ale'l-mürselîn ve'l-hamdülillâhi rabbi'l-âlemin.

ve selâmun ale'l-mürselîn ve'l-hamdülillâhi rabbi'l-âlemin.

Tekabbe'l-minnâ veşfi merdânâ verham mevtânâ vağfir zünûbenâ vestur uyûbenâ Tekabbe'l-minnâ veşfi merdânâ verham mevtânâ vağfir zünûbenâ vestur uyûbenâ vekşif umûmenâ ferric kurûbena fakdı duyûnenâvekşif umûmenâ ferric kurûbena fakdı duyûnenâ ve sellim bilâdenâ vestecib duâenâ bi-hürmeti'l-Fâtiha!

ve sellim bilâdenâ vestecib duâenâ bi-hürmeti'l-Fâtiha!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2