Namaz Vakitleri

2 Cemâziye'l-Âhir 1446
03 Aralık 2024
İmsak
06:33
Güneş
08:04
Öğle
12:59
İkindi
15:22
Akşam
17:43
Yatsı
19:09
Detaylı Arama

Karanlık Fitneler ve Zamanın Kıymeti

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN


Fransa

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Mü'minler Ancak Kardeştir Ayetinin Farklı Tefsiri, İkindi Namazını Kaçırmış Olan Kimse, Sermayesi Her An Erimekte Olana Acıyın, Dervişin | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Karanlık Fitneler ve Zamanın Kıymeti

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN


Fransa

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Mü'minler Ancak Kardeştir Ayetinin Farklı Tefsiri, İkindi Namazını Kaçırmış Olan Kimse, Sermayesi Her An Erimekte Olana Acıyın, Dervişin | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn.el-Hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn. Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaînVe's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'dü: ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'dü:

Bizi müslüman yaratan Allah'a, Rabbimiz'e, Rezzâkımız'a sonsuz hamd ü senâlar olsun.Bizi müslüman yaratan Allah'a, Rabbimiz'e, Rezzâkımız'a sonsuz hamd ü senâlar olsun. O'nun âlemlere rahmet olarak gönderdiği Habîbi, Seyyidü'l-evvelîne ve'l-âhirînO'nun âlemlere rahmet olarak gönderdiği Habîbi, Seyyidü'l-evvelîne ve'l-âhirîn Muhammed-i Mustafâ'sına sonsuz salât ü selamlar eder, tahiyyat ve ihtiramlarımızı arz ederiz.Muhammed-i Mustafâ'sına sonsuz salât ü selamlar eder, tahiyyat ve ihtiramlarımızı arz ederiz. Onun yolunda yürüyen, kıyamete kadar onun sünneti üzere çalışan evliyâullahın, asfiyânın, Onun yolunda yürüyen, kıyamete kadar onun sünneti üzere çalışan evliyâullahın, asfiyânın, sulehânın, âbidlerin, zahidlerin de Allahu Teâlâ hazretleri ruhlarına sonsuz ikramlarında, ihsanlarında bulunsun.sulehânın, âbidlerin, zahidlerin de Allahu Teâlâ hazretleri ruhlarına sonsuz ikramlarında, ihsanlarında bulunsun. Bizleri de dünya ve âhiretin hayırlarına ve sevdiği kulların zümresine nâil eylesinBizleri de dünya ve âhiretin hayırlarına ve sevdiği kulların zümresine nâil eylesin dünya ve âhiretin hayırlarına erdirsin. Aziz ve muhterem kardeşlerim! dünya ve âhiretin hayırlarına erdirsin.

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinden bir demet,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinden bir demet, o gül bahçesinden bir buket sunmaya çalışalım. o gül bahçesinden bir buket sunmaya çalışalım.

Rabbimiz bizleri o Habîb-i edîbi hürmetine sevdiği kulları zümresine dâhil eylesin.Rabbimiz bizleri o Habîb-i edîbi hürmetine sevdiği kulları zümresine dâhil eylesin. Dünyada sevdiği şekilde hayatı geçirip Ümmet-i Muhammed'e faydalı işler yapıpDünyada sevdiği şekilde hayatı geçirip Ümmet-i Muhammed'e faydalı işler yapıp âhirette de cennetine cemâline erdirdiği kullarından eylesin. âhirette de cennetine cemâline erdirdiği kullarından eylesin.

Le-yeğşiyenne ümmetî min ba'dî fitenün ke-kıta'i'l-leyli yüsbihu'r-racülü fîhâ mü'minen ve yümsî kâfiranLe-yeğşiyenne ümmetî min ba'dî fitenün ke-kıta'i'l-leyli yüsbihu'r-racülü fîhâ mü'minen ve yümsî kâfiran ve yebî'u akvâmun dînehüm bi-aradin mine'd-dünyâ kalîl. Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl. ve yebî'u akvâmun dînehüm bi-aradin mine'd-dünyâ kalîl.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Emîrü'l-mü'minîn Hz. Ömer radıyallahu anh'ın alim oğlu Abdullah b. Ömer radıyallahu anhümâ hazretlerininEmîrü'l-mü'minîn Hz. Ömer radıyallahu anh'ın alim oğlu Abdullah b. Ömer radıyallahu anhümâ hazretlerinin bize rivayet ettiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in şöyle söylediğini nakletmiş.bize rivayet ettiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in şöyle söylediğini nakletmiş. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Buyurmuş ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Buyurmuş ki;

Le-yeğşiyenne ümmetî min ba'dî fitenün.Le-yeğşiyenne ümmetî min ba'dî fitenün. "Muhakkak ve mutlaka benim ümmetimi benim hayatımdan sonra bazı fitneler kaplayacak."Muhakkak ve mutlaka benim ümmetimi benim hayatımdan sonra bazı fitneler kaplayacak. Saracak, üzerlerine çökecek."Saracak, üzerlerine çökecek." Ke-kıta'i'l-leyli."Gecenin yeryüzü üzerine çöktüğü gibi karanlık fitneler ümmetimin üzerine çökecek."Ke-kıta'i'l-leyli."Gecenin yeryüzü üzerine çöktüğü gibi karanlık fitneler ümmetimin üzerine çökecek." Yüsbihu'r-racülü fîhâ mü'minen ve yümsî kâfiran.Yüsbihu'r-racülü fîhâ mü'minen ve yümsî kâfiran. "Bu fitnelerde öyle karışıklıklar, öyle anlaşmazlıklar, öyle yanlış düşünceler, öyle ters muhakemeler,"Bu fitnelerde öyle karışıklıklar, öyle anlaşmazlıklar, öyle yanlış düşünceler, öyle ters muhakemeler, öyle yakışıksız işler yapılacak ki kişi sabaha mü'min olarak çıkacak ama akşama kâfir olarak akşamlayacak." öyle yakışıksız işler yapılacak ki kişi sabaha mü'min olarak çıkacak ama akşama kâfir olarak akşamlayacak."

Sabahleyin mü'mindi; o fitnenin içindeki icraatından, o fitneye karışmasından,Sabahleyin mü'mindi; o fitnenin içindeki icraatından, o fitneye karışmasından, o fitnenin içinde rol almasından, o fitnenin münâkaşalarından bazılarını kabul etmesinden, reddetmesinden,o fitnenin içinde rol almasından, o fitnenin münâkaşalarından bazılarını kabul etmesinden, reddetmesinden, yanlış bir fikre sahip olmasından, hatalı fiillerde bulunmasından, suçlar cürümler işlemesinden,yanlış bir fikre sahip olmasından, hatalı fiillerde bulunmasından, suçlar cürümler işlemesinden, imanının zedelenmesinden, zedelenmesinin son noktaya varmasından akşama kâfir olur.imanının zedelenmesinden, zedelenmesinin son noktaya varmasından akşama kâfir olur. Sabahleyin mü'mindi, akşama kâfir olacak. Sabahleyin mü'mindi, akşama kâfir olacak.

Ve yebî'u akvâmun dînehüm bi-aradin mine'd-dünyâ kalîl.Ve yebî'u akvâmun dînehüm bi-aradin mine'd-dünyâ kalîl. "Bazı kavimler, topluluklar, insanlar, mü'minler dünyanın birkaç az, değersiz,"Bazı kavimler, topluluklar, insanlar, mü'minler dünyanın birkaç az, değersiz, küçük imkânı ve maddiyâtı mukabilinde dinlerini satacaklar." küçük imkânı ve maddiyâtı mukabilinde dinlerini satacaklar."

Az bir dünyalık elde edeceğim diye, az bir metâ sahibi olacağım, az bir menfaat sağlayacağım diyeAz bir dünyalık elde edeceğim diye, az bir metâ sahibi olacağım, az bir menfaat sağlayacağım diye dinini satacak, âhiretini mahvedecek. Aziz ve muhterem kardeşlerim! dinini satacak, âhiretini mahvedecek.

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hayatınıPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hayatını Mustafa Asım Köksal hocaefendi İslâm Tarihi'nde sene sene çok güzel yazmıştır.Mustafa Asım Köksal hocaefendi İslâm Tarihi'nde sene sene çok güzel yazmıştır. Bu kitabı okumanızı tavsiye ederim. Her gün birkaç sayfa ailenizle beraber okuyun!Bu kitabı okumanızı tavsiye ederim. Her gün birkaç sayfa ailenizle beraber okuyun! Gözyaşları içinde okuyun, görün Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in imanı yerleştirmek içinGözyaşları içinde okuyun, görün Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in imanı yerleştirmek için neler çektiğini, neler yapmak istediğini, ümmetine nasıl bir yön vermek istediğini görün!neler çektiğini, neler yapmak istediğini, ümmetine nasıl bir yön vermek istediğini görün! Orada Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz diyor ki;Orada Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz diyor ki; "Benim arkamdan öyle fitneler olacak ki o fitnelerde mü'minin öteki mü'minin kanını dökmesi;"Benim arkamdan öyle fitneler olacak ki o fitnelerde mü'minin öteki mü'minin kanını dökmesi; kendisine tatlıdan, sudan daha hoş gelecek!kendisine tatlıdan, sudan daha hoş gelecek! Öteki mü'minin kanına girmesi, kanını dökmesi tatlı yemekten,Öteki mü'minin kanına girmesi, kanını dökmesi tatlı yemekten, tatlı su içmekten daha sevimli, hoş gelecek, onu zevkle yapacak!" Neden? tatlı su içmekten daha sevimli, hoş gelecek, onu zevkle yapacak!"

Neden?

Mekanizması, muhakemesi bozuldu. Düşünce mekanizması bozuldu, terazisi yanlış.Mekanizması, muhakemesi bozuldu. Düşünce mekanizması bozuldu, terazisi yanlış. Değerlendirmesi ters. Mü'min kardeşin kanına girmeyi zevkle yapıyor.Değerlendirmesi ters. Mü'min kardeşin kanına girmeyi zevkle yapıyor. Kendisi de mü'min halbuki, kendisi de lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah diye Kendisi de mü'min halbuki, kendisi de lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah diye Ehl-i imandan ama nefis ve şeytan o kimseyi kardeşinin karşısına çıkartıyor. Ehl-i imandan ama nefis ve şeytan o kimseyi kardeşinin karşısına çıkartıyor. Kardeşini ona hasım olarak gösteriyor. Hasımdan öteye canı çıkasıca diye canını çıkartmak içinKardeşini ona hasım olarak gösteriyor. Hasımdan öteye canı çıkasıca diye canını çıkartmak için sa'y edip bir ters hedef, bir düşman olarak gösteriyor dasa'y edip bir ters hedef, bir düşman olarak gösteriyor da elini kana buluyor da ebedî kendisi hüsrana uğruyor. elini kana buluyor da ebedî kendisi hüsrana uğruyor.

Bir mü'min bir mü'mini bilerek öldürürse ebedî olarak cezası cehennemde kalmaktır.Bir mü'min bir mü'mini bilerek öldürürse ebedî olarak cezası cehennemde kalmaktır. Hâliden fîhâ. Bir mü'min bir mü'mini bilerek, mü'min olduğunu bilerek öldürürse ebedî cehenneme girer.Hâliden fîhâ. Bir mü'min bir mü'mini bilerek, mü'min olduğunu bilerek öldürürse ebedî cehenneme girer. Hata yoluyla, kaza yoluyla öldürürse veyahut onu kâfir sanarak öldürürse Hata yoluyla, kaza yoluyla öldürürse veyahut onu kâfir sanarak öldürürse öyle bir hatadan dolayı öldürürse diyet vermesi gerekir. Tazminat vermesi gerekir, tevbe etmesi gerekir.öyle bir hatadan dolayı öldürürse diyet vermesi gerekir. Tazminat vermesi gerekir, tevbe etmesi gerekir. Çeşitli fıkhî yönü var işin. Bilerek öldürdüğü zaman cezası ebedî cehennemde yanmaktır. Çeşitli fıkhî yönü var işin. Bilerek öldürdüğü zaman cezası ebedî cehennemde yanmaktır.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz diyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz diyor ki;

"Böyle fitneler olduğu zaman, böyle ters kaynaşmalar, zıtlaşmalar, kutuplaşmalar, kavgalar,"Böyle fitneler olduğu zaman, böyle ters kaynaşmalar, zıtlaşmalar, kutuplaşmalar, kavgalar, mücadeleler olduğu zaman oturan kimse ayakta durandan daha hayırlıdır. mücadeleler olduğu zaman oturan kimse ayakta durandan daha hayırlıdır. Ayakta duran kimse koşturandan daha hayırlıdır." Ayakta duran kimse koşturandan daha hayırlıdır."

Yani aktif rol almamak lazım, yerinde durmak lazım.Yani aktif rol almamak lazım, yerinde durmak lazım. Fitneyi kışkırtmamak lazım, geliştirmemek, büyütmemek lazım! Fitneyi kışkırtmamak lazım, geliştirmemek, büyütmemek lazım!

Peygamber Efendimiz; "Böyle bir fitne olduğu zaman evine kapan!" diyor.Peygamber Efendimiz; "Böyle bir fitne olduğu zaman evine kapan!" diyor. Eğer gelip seni evinde bulurlarsa "Hz. Âdem'in -aleyhisselam- hayırlı oğlu gibi ol!" diyor. Eğer gelip seni evinde bulurlarsa "Hz. Âdem'in -aleyhisselam- hayırlı oğlu gibi ol!" diyor.

Hz. Âdem'in iki oğlunun bir mücadele içinde olduklarını biliyoruz bir tanesinin ötekisini öldürdüğünü biliyoruz.Hz. Âdem'in iki oğlunun bir mücadele içinde olduklarını biliyoruz bir tanesinin ötekisini öldürdüğünü biliyoruz. Kıskandığı için, haset ettiği için öldürdüğünü biliyoruz. Kıskandığı için, haset ettiği için öldürdüğünü biliyoruz. "O gelse, kılıcını kaldırsa kaldırma, kılıç kaldırıp da zalim olacağına kılıcın altında kal"O gelse, kılıcını kaldırsa kaldırma, kılıç kaldırıp da zalim olacağına kılıcın altında kal mazlum olarak öl, onu tercih et!" diye Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in tavsiyesi vardır. mazlum olarak öl, onu tercih et!" diye Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in tavsiyesi vardır.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Mü'minler arasında kardeşlik, sözden ibaret değildir.Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Mü'minler arasında kardeşlik, sözden ibaret değildir.
Bu kardeşliği Allah celle celâlüh tesis etmiştir. Bu kardeşliği Allah celle celâlüh tesis etmiştir.

İnneme'l-mü'minûne ihvetün âyet-i kerîmesini ne benim muhatabım olan siz kardeşlerimİnneme'l-mü'minûne ihvetün âyet-i kerîmesini ne benim muhatabım olan siz kardeşlerim ne de dışarıdaki müslümanlar, duymamış bir tek müslüman yoktur. Herkes bilir. ne de dışarıdaki müslümanlar, duymamış bir tek müslüman yoktur. Herkes bilir.

İnneme'l-mü'minûne ihvetün. "Müslümanlar kardeştir." Laf olarak herkes bilir bunu. İnneme'l-mü'minûne ihvetün. "Müslümanlar kardeştir."

Laf olarak herkes bilir bunu.

İnnemâ edât-ı tahsistir.İnnemâ edât-ı tahsistir. Herkes bilir ama bilmek başka bildiğini uygulamak başka, bildiğine göre hareket etmek başka.Herkes bilir ama bilmek başka bildiğini uygulamak başka, bildiğine göre hareket etmek başka. İnnemâ, Arapça'da edât-ı tahsistir. "Ancak, sadece ve sadece" demek. İnnemâ, Arapça'da edât-ı tahsistir. "Ancak, sadece ve sadece" demek.

İnneme'l-mü'minûne ihvetün, iki mânada tercüme edilebilir: İnneme'l-mü'minûne ihvetün, iki mânada tercüme edilebilir:

"Müslümanlar başka hiçbir şey değildir, sadece ve sadece birbirlerinin has kardeşleridir."Müslümanlar başka hiçbir şey değildir, sadece ve sadece birbirlerinin has kardeşleridir. Başka bir şekilde tasnif edilmesi mümkün değildir.Başka bir şekilde tasnif edilmesi mümkün değildir. Hasım olamaz, rakip olamaz, düşman olamaz, zıt olamaz; ancak kardeş olur.Hasım olamaz, rakip olamaz, düşman olamaz, zıt olamaz; ancak kardeş olur. Ancak kardeşlerdir başka türlü bir şey olamaz." mânasında tercüme edilebilir. Ancak kardeşlerdir başka türlü bir şey olamaz." mânasında tercüme edilebilir.

Bir de cümlenin şu şekilde anlaşılması da mümkündür:Bir de cümlenin şu şekilde anlaşılması da mümkündür: "Kardeşliği ancak ve ancak müslümanlar temsil edebilir, yapabilir."Kardeşliği ancak ve ancak müslümanlar temsil edebilir, yapabilir. Başkası kardeşlikten ne anlar, nasıl yapabilir? Kardeşlik müslümanların arasında olan kardeşliktir.Başkası kardeşlikten ne anlar, nasıl yapabilir? Kardeşlik müslümanların arasında olan kardeşliktir. Öteki kardeşlikler sanki kardeşlik mi onlar kardeşlik sayılır mı?Öteki kardeşlikler sanki kardeşlik mi onlar kardeşlik sayılır mı? Onların hepsi menfaat içindir, hiçbir işe yaramaz.Onların hepsi menfaat içindir, hiçbir işe yaramaz. Mü'min mü'min için nice fedakârlıklar yapar, kendisine tercih eder, kendisini mahrumiyete dûçar eder.Mü'min mü'min için nice fedakârlıklar yapar, kendisine tercih eder, kendisini mahrumiyete dûçar eder. Kardeşine ikramda bulunur. Hiç mü'minlerin kardeşliği gibi kardeşlik görmüş mü?" Kardeşine ikramda bulunur. Hiç mü'minlerin kardeşliği gibi kardeşlik görmüş mü?"

Ve yü'sirûne alâ enfüsihim velev kâne bihim hasâsatün.Ve yü'sirûne alâ enfüsihim velev kâne bihim hasâsatün. "Kendileri muhtaç olsalar, sıkıntı içinde kıvransalar bile kardeşine verir." "Kendileri muhtaç olsalar, sıkıntı içinde kıvransalar bile kardeşine verir."

İmam Gazzâlî rahmetullahi aleyh bir aileyi anlatıyor: Kaç gündür aç kalmışlar.İmam Gazzâlî rahmetullahi aleyh bir aileyi anlatıyor: Kaç gündür aç kalmışlar. O açlık içinde çoluk çocuk ağlaşıyor. Evde yiyecek yok.O açlık içinde çoluk çocuk ağlaşıyor. Evde yiyecek yok. Nihayet bunların fakirliklerini gören birisi kesilmiş olan hayvanın kellesini bu aileye hediye ediyor.Nihayet bunların fakirliklerini gören birisi kesilmiş olan hayvanın kellesini bu aileye hediye ediyor. "Alın yiyin, kazanda kaynatın…" Eilini yerler, yanağını yerler, bir kellenin beynini yerler."Alın yiyin, kazanda kaynatın…" Eilini yerler, yanağını yerler, bir kellenin beynini yerler. Artık suyunu kaynatırlar çorba yaparlar.Artık suyunu kaynatırlar çorba yaparlar. O aile kaç gündür aç olduğu halde kelleyi aldığı zaman düşünüyor;O aile kaç gündür aç olduğu halde kelleyi aldığı zaman düşünüyor; "Benim falanca kardeşim benden daha uzun müddet açlık çekiyor, onun ailesine göndereyim." diyor "Benim falanca kardeşim benden daha uzun müddet açlık çekiyor, onun ailesine göndereyim." diyor ve o kelleyi tanıdığı o kardeşine gönderiyor.ve o kelleyi tanıdığı o kardeşine gönderiyor. O alan kardeş de kelleyi aldığı zaman düşünüyor;O alan kardeş de kelleyi aldığı zaman düşünüyor; "Ben bu kelleyi yiyebilirim ailemle, kaç gündür açım ama benden daha aç falanca kardeşim var." diyor ona gönderiyor."Ben bu kelleyi yiyebilirim ailemle, kaç gündür açım ama benden daha aç falanca kardeşim var." diyor ona gönderiyor. Üçüncü alan şahıs kelleyi alınca o; "Bu büyük bir ikram, Üçüncü alan şahıs kelleyi alınca o; "Bu büyük bir ikram, ben bunu yiyebilirim ama filanca kardeşim benden daha uzun zamandır kaç gündür aç geziyor, ben bunu yiyebilirim ama filanca kardeşim benden daha uzun zamandır kaç gündür aç geziyor, onlara vereyim…" diye dördüncüye veriyor.onlara vereyim…" diye dördüncüye veriyor. Dördüncü beşinciye veriyor, beşinci altıncıya veriyor.Dördüncü beşinciye veriyor, beşinci altıncıya veriyor. Altıncıya kelle geldiği zaman altıncı aile diyor ki;Altıncıya kelle geldiği zaman altıncı aile diyor ki; "Yahu ben bunu yiyeceğim ama filanca aile kaç gündür aç,"Yahu ben bunu yiyeceğim ama filanca aile kaç gündür aç, çoluk çocuklarının ağlaştığını görüyorum, ona vereyim." diyor, birinci aileye veriyor.çoluk çocuklarının ağlaştığını görüyorum, ona vereyim." diyor, birinci aileye veriyor. Bilmiyor ki kelle birinci aileden ikinciye gitti, altı kapı dolaştı, kendisine öyle geldi, haberi yok.Bilmiyor ki kelle birinci aileden ikinciye gitti, altı kapı dolaştı, kendisine öyle geldi, haberi yok. O da birinciye veriyor. Artık birinci de bakıyor ki kendisinin vermiş olduğu kelle tekrar kendisine gelmiş.O da birinciye veriyor. Artık birinci de bakıyor ki kendisinin vermiş olduğu kelle tekrar kendisine gelmiş. Pişirip yiyorlar ama yedi kişi birbirine ikram etmenin ecrini, sevabını alıyor, Pişirip yiyorlar ama yedi kişi birbirine ikram etmenin ecrini, sevabını alıyor, kelleyi yemek nasibi, kısmeti birinci aileninmiş, yine o yiyor. kelleyi yemek nasibi, kısmeti birinci aileninmiş, yine o yiyor.

İşte müslümanın kardeşliği böyledir.İşte müslümanın kardeşliği böyledir. Nasip neyse o yenir, boğazdan o geçer ama yedi aile sevabı alıp öyle yemek var,Nasip neyse o yenir, boğazdan o geçer ama yedi aile sevabı alıp öyle yemek var, hiç sevap almadan ilk gelişte yenmesi durumu var. Mü'min'in kardeşliği böyledir. hiç sevap almadan ilk gelişte yenmesi durumu var. Mü'min'in kardeşliği böyledir. Ashâb-ı kiram birbirlerine böyle kardeşlik etmiştir.Ashâb-ı kiram birbirlerine böyle kardeşlik etmiştir. Medine-i Münevvere'nin ensârı rıdvânullahi aleyhim ecmaîn ülkelerini terk edip şehirlerini, mallarını, Medine-i Münevvere'nin ensârı rıdvânullahi aleyhim ecmaîn ülkelerini terk edip şehirlerini, mallarını, mülklerini, evlerini, tarlalarını, hurmalarını terk edip Medine'ye gelen muhacir kardeşlerinimülklerini, evlerini, tarlalarını, hurmalarını terk edip Medine'ye gelen muhacir kardeşlerini rıdvânullahi aleyhim ecmaîn o şevk ile o aşk ile kucaklamışlardır.rıdvânullahi aleyhim ecmaîn o şevk ile o aşk ile kucaklamışlardır. Evlerini bölüşmüşler, mallarını bölüşmüşlerdir. Hatta kendilerine tercih etmişlerdir. Evlerini bölüşmüşler, mallarını bölüşmüşlerdir. Hatta kendilerine tercih etmişlerdir.

İmam Gazzâlî rahmetullahi aleyh diyor ki; "İslâm kardeşliği üç mertebededir:İmam Gazzâlî rahmetullahi aleyh diyor ki; "İslâm kardeşliği üç mertebededir: Aşağı mertebe, orta mertebe, yüksek âlâ mertebe! Aşağı mertebe, orta mertebe, yüksek âlâ mertebe! Aşağı mertebede İslâm kardeşini, arkadaşını, dostunu senin evinin fertlerinden bir fert olarak düşünürsün!" Aşağı mertebede İslâm kardeşini, arkadaşını, dostunu senin evinin fertlerinden bir fert olarak düşünürsün!"

Senin evinde barınan bir halazâden gibi, bir ihtiyar gibi, bir misafir gibi, bir hizmetçi gibi,Senin evinde barınan bir halazâden gibi, bir ihtiyar gibi, bir misafir gibi, bir hizmetçi gibi, bir kâhya gibi sofrana oturtursun. Giyimini sağlarsın, yemesini içmesini barınmasını sağlarsın.bir kâhya gibi sofrana oturtursun. Giyimini sağlarsın, yemesini içmesini barınmasını sağlarsın. Aslî ihtiyaçlarını giderirsin. Bu arkadaşlığın ednâ mertebesidir. Neden? Aslî ihtiyaçlarını giderirsin. Bu arkadaşlığın ednâ mertebesidir.

Neden?

Çünkü onu nihayet evindeki, senin himayendeki bir şahıs gibi düşündün. O kadar. Çünkü onu nihayet evindeki, senin himayendeki bir şahıs gibi düşündün. O kadar.

"İkinci mertebesi, orta derecesi; arkadaşını kendinle eşit görmendir, neyin varsa yarı yarıya bölüşmendir."İkinci mertebesi, orta derecesi; arkadaşını kendinle eşit görmendir, neyin varsa yarı yarıya bölüşmendir. Buna da müşâreke derler." Ortaklaşa, yarım elma senin yarım elma benim.Buna da müşâreke derler."

Ortaklaşa, yarım elma senin yarım elma benim.
Al kardeşim yarısını sen ye, yarısını ben yiyeyim. Bak kesemde şu kadar para var.Al kardeşim yarısını sen ye, yarısını ben yiyeyim. Bak kesemde şu kadar para var. Şu kadarı senin, bu kadarı benim. Yarı yarıya kardeş payı dediğimiz gibi, bu orta derecesidir. Şu kadarı senin, bu kadarı benim. Yarı yarıya kardeş payı dediğimiz gibi, bu orta derecesidir.

"Yüksek âlâ derecesi ise kardeşinin ihtiyacını görmek, kendi ihtiyacını saklamak."Yüksek âlâ derecesi ise kardeşinin ihtiyacını görmek, kendi ihtiyacını saklamak. Kendisi yememek, kardeşine yedirmek, kendisi giymemek kardeşine giydirmektir." Kendisi yememek, kardeşine yedirmek, kendisi giymemek kardeşine giydirmektir."

İmam Gazzâlî yüksek kardeşliği böyle bildiriyor. Bu kardeşliği İslâm âleminde çok müslüman yaptı. İmam Gazzâlî yüksek kardeşliği böyle bildiriyor. Bu kardeşliği İslâm âleminde çok müslüman yaptı.

İnneme'l-mü'minûne ihvetün. Kardeşliği anlasa anlasa imanlı insanlar anlar ve uygular.İnneme'l-mü'minûne ihvetün.

Kardeşliği anlasa anlasa imanlı insanlar anlar ve uygular.
Başkaları kardeşlikten ne anlar? Fransız'ın Fransız'la kardeşliği Alman'ın Alman'la kardeşliği var mı ki zaten?Başkaları kardeşlikten ne anlar? Fransız'ın Fransız'la kardeşliği Alman'ın Alman'la kardeşliği var mı ki zaten? Veyahut Yahudinin yahudi ile arkadaşlığı ahbaplığı veya başka bir kimsenin; o mânaya anlaşılabilir. Veyahut Yahudinin yahudi ile arkadaşlığı ahbaplığı veya başka bir kimsenin; o mânaya anlaşılabilir.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Hâsılı bizi birbirimize Allah kardeş etmiştir.Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Hâsılı bizi birbirimize Allah kardeş etmiştir.
Bizi birbirimizin ellerini tutup yaklaştıran Allah celle celalüh hazretleridir.Bizi birbirimizin ellerini tutup yaklaştıran Allah celle celalüh hazretleridir. Bizi birbirimize yardım etmeye, birbirimiz için hayırlı olmaya teşvik eden dinimizdir.Bizi birbirimize yardım etmeye, birbirimiz için hayırlı olmaya teşvik eden dinimizdir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki;Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki; "İnsanların en hayırlısı insanlara faydası en çok dokunandır. Kim daha çok faydalı ise o en hayırlı insandır." "İnsanların en hayırlısı insanlara faydası en çok dokunandır. Kim daha çok faydalı ise o en hayırlı insandır."

En büyük fayda nedir? Bir insanı ziyafet çekip doyurursan bu bir faydadır.En büyük fayda nedir?

Bir insanı ziyafet çekip doyurursan bu bir faydadır.
Açlığını bir öğün ileriye atmış olursun.Açlığını bir öğün ileriye atmış olursun. Bir gün sonraya atmış olursun ama insanları doyurmaya insanın gücü yetmez. Bir gün sonraya atmış olursun ama insanları doyurmaya insanın gücü yetmez. Giydirsen güç yetiremezsin, para vermeye harçlık vermeye kalksan pes dersin,Giydirsen güç yetiremezsin, para vermeye harçlık vermeye kalksan pes dersin, senin paran biter insanların ihtiyaçları bitmez. En yüksek ihtiyaç iman ihtiyacıdır! senin paran biter insanların ihtiyaçları bitmez.

En yüksek ihtiyaç iman ihtiyacıdır!

En büyük hizmet, en büyük yardım, en büyük destek, en büyük iyilik bir kimsenin Allah yoluna çekilmesidir.En büyük hizmet, en büyük yardım, en büyük destek, en büyük iyilik bir kimsenin Allah yoluna çekilmesidir. Hidayeti bulması, cennet yoluna girmesidir. Cennetlik olmasına sebep olmaktır.Hidayeti bulması, cennet yoluna girmesidir. Cennetlik olmasına sebep olmaktır. Çünkü onun ebedî saadeti sağlanmış oluyor.Çünkü onun ebedî saadeti sağlanmış oluyor. Cennetteki tüm nimetleri sen bağışlamış gibi oluyorsun -hâşâ sümme hâşâ- sen sebep olduğun için.Cennetteki tüm nimetleri sen bağışlamış gibi oluyorsun -hâşâ sümme hâşâ- sen sebep olduğun için. Onun cennete girmesine cehenneme kütük olmaktan, yakıt olmaktan sen kurtarmış oluyorsun.Onun cennete girmesine cehenneme kütük olmaktan, yakıt olmaktan sen kurtarmış oluyorsun. Ebedî mutsuzluktan ebedî saadete mutluluğa çekmiş oluyorsun.Ebedî mutsuzluktan ebedî saadete mutluluğa çekmiş oluyorsun. Cennetteki bütün nimetleri senin ona yardım etmen dolayısıyla o elde etmiş oluyor.Cennetteki bütün nimetleri senin ona yardım etmen dolayısıyla o elde etmiş oluyor. Hidayet Allah'tan ama vesile sensin. Hidayet Allah'tan ama vesile sensin.

O bakımdan en büyük hizmetimiz insanların doğru yola çekilmesi uğrunda çalışma olmalı.O bakımdan en büyük hizmetimiz insanların doğru yola çekilmesi uğrunda çalışma olmalı. İrşad çalışması olmalı, mü'minlerin adedini arttırma çalışması olmalı.İrşad çalışması olmalı, mü'minlerin adedini arttırma çalışması olmalı. Mü'minlerin ayaklarının kaymaması sağlamak çalışması olmalı.Mü'minlerin ayaklarının kaymaması sağlamak çalışması olmalı. Mü'minlerin Allah'ın sevdiği kullar olmasını sağlama çalışması olmalı. Mü'minlerin Allah'ın sevdiği kullar olmasını sağlama çalışması olmalı.

Mü'min mü'mine zarar vermez. Mü'min mü'mine el kaldırmaz. Mü'minin mü'mine silah çekmez.Mü'min mü'mine zarar vermez. Mü'min mü'mine el kaldırmaz. Mü'minin mü'mine silah çekmez. "Bir mü'min öteki mü'mine silah çeker, karşısına geçerse savaşırlarsa ölen de öldüren de cehennemdedir." diyor"Bir mü'min öteki mü'mine silah çeker, karşısına geçerse savaşırlarsa ölen de öldüren de cehennemdedir." diyor sahih hadislerde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz. sahih hadislerde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz.

Diyorlar ki; "Yâ Resûlallah! Öldürenin cehenneme gideceği anlaşılıyor.Diyorlar ki;

"Yâ Resûlallah! Öldürenin cehenneme gideceği anlaşılıyor.
Çünkü kan döktü, kardeşini öldürdü. Fakat ölenin cehenneme gitmesi ne sebep?" dedi.Çünkü kan döktü, kardeşini öldürdü. Fakat ölenin cehenneme gitmesi ne sebep?" dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki kısaca; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki kısaca;

"O da kardeşini öldürmeye niyetliydi." Fırsat ötekisine geçti o öldürdü."O da kardeşini öldürmeye niyetliydi."

Fırsat ötekisine geçti o öldürdü.
Berikisi de silah çekmedi mi? Fırsatı o bulsaydı onu öldürecekti.Berikisi de silah çekmedi mi? Fırsatı o bulsaydı onu öldürecekti. Niyet önemli İslâm'da, o da onu öldürmek niyetindeydi ki kılıç darbesini kendisi yedi.Niyet önemli İslâm'da, o da onu öldürmek niyetindeydi ki kılıç darbesini kendisi yedi. Yoksa o vursaydı O onu öldürmüş olacaktı. Onun için katil ve maktul de ikisi de cehennemdedir. Yoksa o vursaydı O onu öldürmüş olacaktı. Onun için katil ve maktul de ikisi de cehennemdedir.

Onun için mü'min mü'mine silah çekmez. Çekmez ama bu eğitim o kadar eksik verilmiş ki müslümanlara!Onun için mü'min mü'mine silah çekmez. Çekmez ama bu eğitim o kadar eksik verilmiş ki müslümanlara! Dünya üzerindeki mücadelelerin masanın üstüne bir dökümünü yaparsanız,Dünya üzerindeki mücadelelerin masanın üstüne bir dökümünü yaparsanız, bakıyorsunuz hep çarpışmalar İslâm ülkelerinde, müslümanlar birbirleriyle çarpışıyor. bakıyorsunuz hep çarpışmalar İslâm ülkelerinde, müslümanlar birbirleriyle çarpışıyor. Bu büyük bir fitnedir, çok yanlış bir şeydir. Müslümanların bu oyuna gelmemesi lazım, dikkat etmesi lazım. Bu büyük bir fitnedir, çok yanlış bir şeydir. Müslümanların bu oyuna gelmemesi lazım, dikkat etmesi lazım.

Müslümanlar Allah'ın rızasının nerede olduğuna gazabının nerede olduğuna dikkat etmeli. Gıybet etmemeli.Müslümanlar Allah'ın rızasının nerede olduğuna gazabının nerede olduğuna dikkat etmeli. Gıybet etmemeli. Gıybet haram, kardeşinin etini yemek gibi haram. "Hocam, gıybet de mühim bir şey mi?" Gıybet haram, kardeşinin etini yemek gibi haram.

"Hocam, gıybet de mühim bir şey mi?"

Elbette, o kadar mühim bir şey ki topluluklar birbirinden kopuyor. Cemaatler birbirinden ayrılıyor.Elbette, o kadar mühim bir şey ki topluluklar birbirinden kopuyor. Cemaatler birbirinden ayrılıyor. Cumalar ayrı kılınıyor. İnsanlar birbirini kâfirlikle itham ediyor.Cumalar ayrı kılınıyor. İnsanlar birbirini kâfirlikle itham ediyor. Beraber iş yapacaklarken incir çekirdeğini doldurmayan problemlerden dolayı oldukları yerde sayıyorlar. Beraber iş yapacaklarken incir çekirdeğini doldurmayan problemlerden dolayı oldukları yerde sayıyorlar. Saymak ne kelime, geriye doğru kayıp uçuruma doğru gidiyorlar. Saymak ne kelime, geriye doğru kayıp uçuruma doğru gidiyorlar.

O bakımdan müslümanlar arasında muhabbeti sağlayacak her şey sevaptır.O bakımdan müslümanlar arasında muhabbeti sağlayacak her şey sevaptır. Müslümanlar arasında tefrikayı, fitneyi körükleyecek yükseltecek her şey kötüdür.Müslümanlar arasında tefrikayı, fitneyi körükleyecek yükseltecek her şey kötüdür. İki insan, iki mü'min birbirine üç günden fazla dargın kalamaz. Haram.İki insan, iki mü'min birbirine üç günden fazla dargın kalamaz. Haram. Müslümanın müslümana üç günden fazla dargın kalması haramdır. Ben içki içmiyorum, diye böbürlenme.Müslümanın müslümana üç günden fazla dargın kalması haramdır. Ben içki içmiyorum, diye böbürlenme. Ben zina etmiyorum, diye böbürlenme. Sen de haram yapıyorsun! Ben zina etmiyorum, diye böbürlenme. Sen de haram yapıyorsun!

Ne yapıyorsun? Kaç yıldır kaç zamandır filanca kimseyle dargınsın. Yakışmaz.Ne yapıyorsun? Kaç yıldır kaç zamandır filanca kimseyle dargınsın. Yakışmaz. Ama bunu sadece sana söylemiyorum, ötekine de söylüyorum,Ama bunu sadece sana söylemiyorum, ötekine de söylüyorum, bütün müslümanlara söylüyorum, kendi nefsime de söylüyorum. Biz bu terbiyeyi almamışız. bütün müslümanlara söylüyorum, kendi nefsime de söylüyorum. Biz bu terbiyeyi almamışız.

Dargınlık yok. Darılmadan problemlerimizi konuşa konuşa hâlledeceğiz.Dargınlık yok. Darılmadan problemlerimizi konuşa konuşa hâlledeceğiz. Eğer karşı taraf anlamazsa susacağız. Allah hakkından gelecek. Eğer karşı taraf anlamazsa susacağız. Allah hakkından gelecek. Allahu Teâlâ hazretleri zalimin, müteaddinin hakkından gelecek. Allahu Teâlâ hazretleri zalimin, müteaddinin hakkından gelecek. Biz bu metodu kullanmadığımız için kendi işimizi kendimiz göreceğiz diye düşündüğümüzdenBiz bu metodu kullanmadığımız için kendi işimizi kendimiz göreceğiz diye düşündüğümüzden Allahu Teâlâ hazretleri de "Hadi gör bakalım, nasıl göreceksen!.." diye kendi hâline bırakıyor.Allahu Teâlâ hazretleri de "Hadi gör bakalım, nasıl göreceksen!.." diye kendi hâline bırakıyor. Tevfîkini refîk etmiyor. Yardım etmiyor, destek vermiyor. Onun için müslümanlar bir adım öteye gitmiyorlar. Tevfîkini refîk etmiyor. Yardım etmiyor, destek vermiyor. Onun için müslümanlar bir adım öteye gitmiyorlar.

Üzülerek duyuyoruz ki bu şehirde bütün suçlar vs. falanca ülkeden gelmiş kimseler tarafından yapılıyorÜzülerek duyuyoruz ki bu şehirde bütün suçlar vs. falanca ülkeden gelmiş kimseler tarafından yapılıyor filanca ülkeden gelmiş kimseler tarafından yapılıyor.filanca ülkeden gelmiş kimseler tarafından yapılıyor. Bir eğitim kucaklaşması yapmamışız ki, bir organizasyon kuramamışız ki!..Bir eğitim kucaklaşması yapmamışız ki, bir organizasyon kuramamışız ki!.. Bilimden uzağız, yabancı dil öğrenmemişiz. Arapça bilmiyoruz Fransızca'yı da iyi bilmiyoruz.Bilimden uzağız, yabancı dil öğrenmemişiz. Arapça bilmiyoruz Fransızca'yı da iyi bilmiyoruz. Kaç sene burada kalmış oluyoruz, Fransızca'yı öğrenmemiş oluyoruz.Kaç sene burada kalmış oluyoruz, Fransızca'yı öğrenmemiş oluyoruz. Onlarla bir temasımız kontağımız yok. Bir irtibatımız yok. Onlar ayrı biz başka yerdeyiz.Onlarla bir temasımız kontağımız yok. Bir irtibatımız yok. Onlar ayrı biz başka yerdeyiz. Bu kardeşlerime nasıl faydalı olurum, bunları nasıl düzeltirim, diye düşünmemişiz.Bu kardeşlerime nasıl faydalı olurum, bunları nasıl düzeltirim, diye düşünmemişiz. Bunların ihtiyaçlarını nasıl karşılarım, bunların bu suçları işlemesini nasıl engellerim, diye çalışma yapmamışız.Bunların ihtiyaçlarını nasıl karşılarım, bunların bu suçları işlemesini nasıl engellerim, diye çalışma yapmamışız. Boyuna birbirimizle cebelleşiyoruz.Boyuna birbirimizle cebelleşiyoruz. Boyuna birbirimizin kanını dökmek hususunda Ümmet-i Muhammed olarak milyarlar harcıyoruz. Boyuna birbirimizin kanını dökmek hususunda Ümmet-i Muhammed olarak milyarlar harcıyoruz. İran-Irak savaşı, Tunus Cezayir çekişmesi, Cezayir politerya kavgasıİran-Irak savaşı, Tunus Cezayir çekişmesi, Cezayir politerya kavgası Kuzey Çad Güney Çad kavgası, Kuzey Yemen-Güney Yemen çekişmesi, şurası burası…Kuzey Çad Güney Çad kavgası, Kuzey Yemen-Güney Yemen çekişmesi, şurası burası… Yüreğimiz parça parça oluyor.Yüreğimiz parça parça oluyor. Allahu Teâlâ hazretleri bizleri, mü'minleri birleştirici çalışmalar yapanlardan eylesin. Allahu Teâlâ hazretleri bizleri, mü'minleri birleştirici çalışmalar yapanlardan eylesin.

Evet toz gibiyiz, zerre gibiyiz ama çimento zerresi gibi olalım inşaallah.Evet toz gibiyiz, zerre gibiyiz ama çimento zerresi gibi olalım inşaallah. Biz harç olalım, biz çimentosu olalım. Bütün o ayrı ayrı parçaları, çakılları, taşları, bu İslâm âleminin fertleriniBiz harç olalım, biz çimentosu olalım. Bütün o ayrı ayrı parçaları, çakılları, taşları, bu İslâm âleminin fertlerini beton bir kale gibi birleştirmek hususunda bizim tevazulu çalışmalarımız,beton bir kale gibi birleştirmek hususunda bizim tevazulu çalışmalarımız, o mütevazı dervişâne çalışmalarımız, ahlâk-ı Muhammedî ile mücehhez insanların çalışmasıo mütevazı dervişâne çalışmalarımız, ahlâk-ı Muhammedî ile mücehhez insanların çalışması inşaallah mü'minlerin kardeşliğini sağlayacak. İnşallah mü'minler faydalı, hayırlı işler yapacak. inşaallah mü'minlerin kardeşliğini sağlayacak. İnşallah mü'minler faydalı, hayırlı işler yapacak.

İkinci hadîs-i şerîf: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurmuş ki; İkinci hadîs-i şerîf:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurmuş ki;

Ellezî tefûtuhû salâtü'l-asri ke-ennemâ vutire ehlehû ve mâlehû. Ellezî tefûtuhû salâtü'l-asri ke-ennemâ vutire ehlehû ve mâlehû.

Bu, ikindi namazı ile ilgili bir hadisedir. Meali şöyle: Bu, ikindi namazı ile ilgili bir hadisedir. Meali şöyle:

"İkindi namazı kaçmış olan kimse sanki ailesini ve malını felakete uğratmış, zâyi etmiş insan gibidir."İkindi namazı kaçmış olan kimse sanki ailesini ve malını felakete uğratmış, zâyi etmiş insan gibidir. Tüm aile fertlerini ve malını kaybetmiş kimse gibidir. Felakete uğratmış kimse gibidir." Tüm aile fertlerini ve malını kaybetmiş kimse gibidir. Felakete uğratmış kimse gibidir."

Muhterem kardeşlerim! İslâm'ın emirlerine bakıyorsunuz, Allah Allah!Muhterem kardeşlerim!

İslâm'ın emirlerine bakıyorsunuz, Allah Allah!
Bir taraftan sosyal bir emir, büyük bir hareket, bir toplumun bir cihad hareketi.Bir taraftan sosyal bir emir, büyük bir hareket, bir toplumun bir cihad hareketi. Bir taraftan başka bir sosyal hareket, bir zekât, yardımlaşma müessesesi.Bir taraftan başka bir sosyal hareket, bir zekât, yardımlaşma müessesesi. Bir taraftan muazzam bir başka hareket. Senede bir müslümanların Hicaz'da toplanması. Bir taraftan muazzam bir başka hareket. Senede bir müslümanların Hicaz'da toplanması. En zenginlerinin, en gençlerinin, en kuvvetlilerinin, en kültürlülerinin,En zenginlerinin, en gençlerinin, en kuvvetlilerinin, en kültürlülerinin, en imkânı çok olanların bir milyon 1,5 milyon müslümanın orada toplanması… en imkânı çok olanların bir milyon 1,5 milyon müslümanın orada toplanması…

Bir taraftan da Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri tarafından senin gözüne göreBir taraftan da Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri tarafından senin gözüne göre küçük gibi görünen bir olay son derece mühim bir olay olarak takdim ediliyor:küçük gibi görünen bir olay son derece mühim bir olay olarak takdim ediliyor: İkindi namazını kaçırmak! Yani bilmeyen bir insan omuz silker. "Kaçarsa kaçsın. İkindi namazını kaçırmak! Yani bilmeyen bir insan omuz silker. "Kaçarsa kaçsın. Ben kaç tane kaçırdım, bir şey olmadı…" dediği gibi. Ben kaç tane kaçırdım, bir şey olmadı…" dediği gibi.

Bektaşî'ye demişler ki; "Abdestsiz namaz olmaz." Elini kaldırmış: "Ben kıldım, oldu." demiş. Bektaşî'ye demişler ki; "Abdestsiz namaz olmaz." Elini kaldırmış: "Ben kıldım, oldu." demiş.

Sen kıldın, abdestsiz kıldın ama olduğunu nereden biliyorsun?Sen kıldın, abdestsiz kıldın ama olduğunu nereden biliyorsun? "Ben kıldım, oldu." diyor ama "Ben yaptım başıma taş yağmadı." demek istiyor."Ben kıldım, oldu." diyor ama "Ben yaptım başıma taş yağmadı." demek istiyor. Burada yağmaz. Allah Erhamü'r-râhimîndir.Burada yağmaz. Allah Erhamü'r-râhimîndir. Ondan sonra mühlet verir, gerektiği zaman cezalandırır, çoğunu affeder.Ondan sonra mühlet verir, gerektiği zaman cezalandırır, çoğunu affeder. Belki bir tevbe eder diye cezayı tehir eder, sen ondan anlamıyorsun. Belki bir tevbe eder diye cezayı tehir eder, sen ondan anlamıyorsun.

İkindi namazının kaçması niye bu kadar bütün ailesini kaybetmek gibi,İkindi namazının kaçması niye bu kadar bütün ailesini kaybetmek gibi, bütün malını zâyi etmek gibi önemli bir hadise oluyor? Neden ikindi namazı bu kadar önemli? bütün malını zâyi etmek gibi önemli bir hadise oluyor? Neden ikindi namazı bu kadar önemli?

Muhterem kardeşlerim! Eski devrin sosyal hayatını düşünelim. Muhterem kardeşlerim!

Eski devrin sosyal hayatını düşünelim.

Eskiden insanlar diyelim ki bir kabilede bulunuyor.Eskiden insanlar diyelim ki bir kabilede bulunuyor. Yumurtaları topladı veya koyunlarını aldı, pazara getirdi veyahut mahsulünü çuvala doldurdu, pazara getirdi. Yumurtaları topladı veya koyunlarını aldı, pazara getirdi veyahut mahsulünü çuvala doldurdu, pazara getirdi.

Ne zaman çıkarıyorlar? Erkenden çıkar. Erkenden yola çıkar, öğleye kadar işini bitirir.Ne zaman çıkarıyorlar?

Erkenden çıkar. Erkenden yola çıkar, öğleye kadar işini bitirir.
Denkliğini hazırlar ondan sonra dönüşü çabuk sağlar. Dönüşü çabuk sağlar. Neden? Denkliğini hazırlar ondan sonra dönüşü çabuk sağlar. Dönüşü çabuk sağlar.

Neden?

Akşama kaldı mı yollarda fener yok ki, imkân yok ki, yol yok ki!Akşama kaldı mı yollarda fener yok ki, imkân yok ki, yol yok ki! Tehlike var, akşama kaldığı zaman köşe başında başına ne geleceğini bilmez.Tehlike var, akşama kaldığı zaman köşe başında başına ne geleceğini bilmez. Yolda neye uğrayacağını bilmez, vahşi hayvanlar çıkar, haramiler çıkar filan,Yolda neye uğrayacağını bilmez, vahşi hayvanlar çıkar, haramiler çıkar filan, gündüz gözüyle kâfile ile derhal kabilesine ulaşması lazım, daha gündüzden gitmesi lazım. gündüz gözüyle kâfile ile derhal kabilesine ulaşması lazım, daha gündüzden gitmesi lazım.

Onun için ikindi vakti yaklaştı mı insanları bir telaş alır.Onun için ikindi vakti yaklaştı mı insanları bir telaş alır. "Aman bir an evvel yetişeyim, aman işlerimi yetiştireyim, şu işi de tamamlayayım. "Aman bir an evvel yetişeyim, aman işlerimi yetiştireyim, şu işi de tamamlayayım. Akşama, gece kalmayayım…" falan gibilerden ticarî hayatın tam sonuca bağlandığı bir zamandır.Akşama, gece kalmayayım…" falan gibilerden ticarî hayatın tam sonuca bağlandığı bir zamandır. Bu telaş içinde insan dünya telaşı ile, alışveriş telaşı ile, hazırlık telaşı ile;Bu telaş içinde insan dünya telaşı ile, alışveriş telaşı ile, hazırlık telaşı ile; "Vaktinde ulaşamayacağım, kalenin kapısından giremeyeceğim, kapı kapanacak, yolda kalacağım."Vaktinde ulaşamayacağım, kalenin kapısından giremeyeceğim, kapı kapanacak, yolda kalacağım. Haramî tehlikesi var…" falan derken kendi vazifesini ihmal eder.Haramî tehlikesi var…" falan derken kendi vazifesini ihmal eder. Düşünmez ibadet vazifesini, ikindi namazını kaybeder. Onun için ikindi namazı çok önemlidir. Düşünmez ibadet vazifesini, ikindi namazını kaybeder. Onun için ikindi namazı çok önemlidir.

Deniliyor ki; Ve'l-asri sûresinde ikindi namazına Allahu Teâlâ hazretleri ant içmiştir.Deniliyor ki; Ve'l-asri sûresinde ikindi namazına Allahu Teâlâ hazretleri ant içmiştir. Asr, burada "ikindi namazı" diyenler de var müfessirlerden. İşte bu öneminden dolayı diyorlar. Asr, burada "ikindi namazı" diyenler de var müfessirlerden. İşte bu öneminden dolayı diyorlar.

Neden? Mü'minin her an Allah'ın huzurunda olduğunu bilmesi, daima o kontrol altında olması,Neden?

Mü'minin her an Allah'ın huzurunda olduğunu bilmesi, daima o kontrol altında olması,
o şuur içinde yaşaması lazım. O şuuru kaybettiği zaman günaha dalar. o şuur içinde yaşaması lazım. O şuuru kaybettiği zaman günaha dalar.

Onun için bizim Nakşî tarikatında birinci kaide nedir? Birinci kaide hûş der dem kaidesidir. Onun için bizim Nakşî tarikatında birinci kaide nedir?

Birinci kaide hûş der dem kaidesidir.

Hûş der dem ne demektir? Hûş, Farsça'da "şuur, akıl" demek.Hûş der dem ne demektir? Hûş, Farsça'da "şuur, akıl" demek. Her nefes alışta insanın uyanık olması, şuurlu olması, gafil, cahil olmaması ana prensiptir.Her nefes alışta insanın uyanık olması, şuurlu olması, gafil, cahil olmaması ana prensiptir. O prensip kayboldu mu, insan bir gaflete düştü mü bir cahilliğe düştü mü şeytan bir hata yaptırır.O prensip kayboldu mu, insan bir gaflete düştü mü bir cahilliğe düştü mü şeytan bir hata yaptırır. Bir yanlış söz söylettirir. Bir günaha sokabilir. Bir yanlış söz söylettirir. Bir günaha sokabilir. Onun için büyükler demişler ki; "Her nefes alışta uyanık olacaksın!"Onun için büyükler demişler ki; "Her nefes alışta uyanık olacaksın!" Sonra bu nefesler sayılı ve bunların hesabı var.Sonra bu nefesler sayılı ve bunların hesabı var. Yanlış geçirirse hatalı, günahta, gafil, cahil geçirirse cezası var diye,Yanlış geçirirse hatalı, günahta, gafil, cahil geçirirse cezası var diye, nefesinin de hesabını vereceğini düşünerek de her nefeste uyanık olmayı söylüyor. nefesinin de hesabını vereceğini düşünerek de her nefeste uyanık olmayı söylüyor.

O bakımdan bir namazın terk edilmesi bile büyük bir ruhî zaafı gösterir.O bakımdan bir namazın terk edilmesi bile büyük bir ruhî zaafı gösterir. Bu adam iyi müslüman değil, bu adamda bir hastalık belirmiş. Dünyaya dalıyor, âhireti ve Allah'ı unutuyor. Bu adam iyi müslüman değil, bu adamda bir hastalık belirmiş. Dünyaya dalıyor, âhireti ve Allah'ı unutuyor.

Alla âyet-i kerimede; Alla âyet-i kerimede;

Ricâlün lâ tülhîhim ticâratün ve lâ bey'un an zikrillâhi ve ikâmi's-salâtiRicâlün lâ tülhîhim ticâratün ve lâ bey'un an zikrillâhi ve ikâmi's-salâti ve îtâi'z-zekâti yehâfûne yevmen tetekallebu fîhi'l-kulûbu ve'l-ebsâru.ve îtâi'z-zekâti yehâfûne yevmen tetekallebu fîhi'l-kulûbu ve'l-ebsâru. "O er kişiler, o mertler, o kahramanlar ki; onları ticaret ve alışveriş Allah'ı zikretmekten, namaz kılmaktan,"O er kişiler, o mertler, o kahramanlar ki; onları ticaret ve alışveriş Allah'ı zikretmekten, namaz kılmaktan, zekât vermekten, ibadet ve taatlerini yapmaktan alıkoymaz, alıkoymuyor!" diye methediyor. zekât vermekten, ibadet ve taatlerini yapmaktan alıkoymaz, alıkoymuyor!" diye methediyor.

Böyle olmayı bize işaret ediyor. Onun için her birimizin her şeyden önce müslüman olmamız önemli. Böyle olmayı bize işaret ediyor. Onun için her birimizin her şeyden önce müslüman olmamız önemli. İbadetleri yapmamız önemli. İbadetleri yapmamız önemli. İbadeti kaçırdıktan sonra istersen 1000 Frank kazan, istersen köşkler sahibi ol, saraylar sahibi ol.İbadeti kaçırdıktan sonra istersen 1000 Frank kazan, istersen köşkler sahibi ol, saraylar sahibi ol. İstersen İran şahı kadar imkânların olsun.İstersen İran şahı kadar imkânların olsun. Haiti adalarında bir tane köşkün olsun, Mısır'da bir tane köşkün olsun, İran'ın tamamı senin olsun… Haiti adalarında bir tane köşkün olsun, Mısır'da bir tane köşkün olsun, İran'ın tamamı senin olsun… Sonu ne? Kaf'tan Kaf'a bütün cihanı tuttuğunu farz edelim, sonu ne? Âhiri, sonu ne? Sonu ne? Kaf'tan Kaf'a bütün cihanı tuttuğunu farz edelim, sonu ne? Âhiri, sonu ne?

Sonu Allah'ın huzuruna varmak ve hesap vermek! Sonu Allah'ın huzuruna varmak ve hesap vermek!

Onun için mü'minin esas vazifesini, kulluk vazifesini hiçbir sebep engellememeli, gölgelememeli.Onun için mü'minin esas vazifesini, kulluk vazifesini hiçbir sebep engellememeli, gölgelememeli. O daima kulluk şuuru içinde olmalı; her attığı adımın, her yaptığı işin,O daima kulluk şuuru içinde olmalı; her attığı adımın, her yaptığı işin, her alıp verdiği nefesin şuurunda olmalı. Kulluk vazifesi böyle tamamlanır. her alıp verdiği nefesin şuurunda olmalı. Kulluk vazifesi böyle tamamlanır.

Bir büyük müşkülü çözmek için o müşkülü küçültürsün,Bir büyük müşkülü çözmek için o müşkülü küçültürsün, küçük küçük şeyleri çözersin, büyüğü çözülmüş olur.küçük küçük şeyleri çözersin, büyüğü çözülmüş olur. Bir ömrü Allah rızasında geçirmek için bir nefesi Allah rızasında geçirmek lazım. Onu beceremez misin?Bir ömrü Allah rızasında geçirmek için bir nefesi Allah rızasında geçirmek lazım. Onu beceremez misin? Bir nefesini Allah rızasına geçirmek zor mu, değil.Bir nefesini Allah rızasına geçirmek zor mu, değil. Hah işte o nefesler Allah rızasına geçirile geçirile ömür Allah rızası yolunda öyle geçer.Hah işte o nefesler Allah rızasına geçirile geçirile ömür Allah rızası yolunda öyle geçer. Ona sen dikkat etmezsen o nefeste kusur bu nefeste kusur,Ona sen dikkat etmezsen o nefeste kusur bu nefeste kusur, orada gaflet burada gaflet; sonunda ziyan edersin. Ziyan ettiğini anladığın zaman da iş işten geçmiş olur.orada gaflet burada gaflet; sonunda ziyan edersin. Ziyan ettiğini anladığın zaman da iş işten geçmiş olur. Hapı yutarsın, cezayı çekersin. Âhiretini harap etmiş olursun. Hapı yutarsın, cezayı çekersin. Âhiretini harap etmiş olursun.

Onun için bir namaz da önemlidir, bir ikindi namazı da önemlidir. Bir tek söz bile önemlidir. Onun için bir namaz da önemlidir, bir ikindi namazı da önemlidir. Bir tek söz bile önemlidir.

Söz ola kese savaşı Bir söz söylersin; savaşı keser, fitneyi söndürür, insanları barıştırır.Söz ola kese savaşı

Bir söz söylersin; savaşı keser, fitneyi söndürür, insanları barıştırır.
Gönülleri fetheder, kardeşliği tesis eder. Hayrı yaptırır, zaferi meydana getirir.Gönülleri fetheder, kardeşliği tesis eder. Hayrı yaptırır, zaferi meydana getirir. Bir ters söz söylersin, bir çuval incir berbat olur, atılır. Onun için bir tek söz önemlidir. Bir ters söz söylersin, bir çuval incir berbat olur, atılır. Onun için bir tek söz önemlidir.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem; "Bir bakış önemli, bir bakış şeytanın oklarından bir oktur." diyor.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem; "Bir bakış önemli, bir bakış şeytanın oklarından bir oktur." diyor. Bir bakışta insan gider gümbürtüye! Hikâye: Dervişin birisi çok susamış.Bir bakışta insan gider gümbürtüye!

Hikâye: Dervişin birisi çok susamış.
Bir kapıyı çalmış. "Allah rızası için çok susadım, bir su verir misiniz?" demiş.Bir kapıyı çalmış. "Allah rızası için çok susadım, bir su verir misiniz?" demiş. Tabii çöl, sıcak ülke, İslâm ülkelerinden bir ülke. "Bir tas su verir misiniz?" demiş ama kapıyı bir kız açmış.Tabii çöl, sıcak ülke, İslâm ülkelerinden bir ülke. "Bir tas su verir misiniz?" demiş ama kapıyı bir kız açmış. Suyu da kız getirmiş, tasla uzatmış, vermiş. Suyu da kız getirmiş, tasla uzatmış, vermiş.

Derviş, derviş aslında, yani eli tesbihli kemâlâta ermek için seyahate çıkmış,Derviş, derviş aslında, yani eli tesbihli kemâlâta ermek için seyahate çıkmış, az çok görgüsü bilgisi irfanı olan bir kimse.az çok görgüsü bilgisi irfanı olan bir kimse. "Mürekkep yalamış" diyoruz ya; tekke görmüş, terbiye görmüş bir insan ama gözü kızın cemâline takılmış."Mürekkep yalamış" diyoruz ya; tekke görmüş, terbiye görmüş bir insan ama gözü kızın cemâline takılmış. Gözü kızın cemâline takılınca içine bir ateş düşmüş, oraya yığılmış kalmış. Gözü kızın cemâline takılınca içine bir ateş düşmüş, oraya yığılmış kalmış.

"Ne oldu?" demişler, gelmişler bakmışlar bir fukarâcık orada yığılmış kalmış."Ne oldu?" demişler, gelmişler bakmışlar bir fukarâcık orada yığılmış kalmış. Demiş ki; "Bir su istedim, bana bir tas su verdiler, burada gönlümü aldılar.Demiş ki; "Bir su istedim, bana bir tas su verdiler, burada gönlümü aldılar. Ben bu pazarlığa razı değilim." demiş. "Bir tas su verdiler bana, gönlümü yağmaladılar. Kalbimi aldılar.Ben bu pazarlığa razı değilim." demiş. "Bir tas su verdiler bana, gönlümü yağmaladılar. Kalbimi aldılar. Ben bu pazarlığa razı değilim. Verin benim gönlümü, ben mahvoldum burada!" demiş. Ben bu pazarlığa razı değilim. Verin benim gönlümü, ben mahvoldum burada!" demiş. "Ne oldu?.." demişler, kurcalamışlar. Adama bakmışlar, ârif bir insan."Ne oldu?.." demişler, kurcalamışlar. Adama bakmışlar, ârif bir insan. Evet yolcu vs. ama bilgisi var, görgüsü var, zarafeti var, söylediği sözden belli zaten. Evet yolcu vs. ama bilgisi var, görgüsü var, zarafeti var, söylediği sözden belli zaten. "Peki, istediğin bu kız zaten evli değil. Pekâlâ, nikâhlayalım. Evlen…" demişler. "Peki, istediğin bu kız zaten evli değil. Pekâlâ, nikâhlayalım. Evlen…" demişler. Almışlar hamama götürmüşler. Damatlık güzel elbiseler giydirmişler.Almışlar hamama götürmüşler. Damatlık güzel elbiseler giydirmişler. Düğün olmuş gerdek olmuş. Damat gelinin karşısında, bir ses gelmiş ki; "Ey yalancı derviş!.." Düğün olmuş gerdek olmuş. Damat gelinin karşısında, bir ses gelmiş ki;

"Ey yalancı derviş!.."

Dervişin kulağına bir ses gelmiş ki; "Ey yalancı derviş!Dervişin kulağına bir ses gelmiş ki; "Ey yalancı derviş! Gözünü nâmahreme bir çevirdin, senin mânevî rütben olan dervişlik hırkasını sırtından çıkarttık.Gözünü nâmahreme bir çevirdin, senin mânevî rütben olan dervişlik hırkasını sırtından çıkarttık. Elini bir adım daha atıp da öbür tarafa sürersen kalbinden imanı çıkartırız!" demiş. Elini bir adım daha atıp da öbür tarafa sürersen kalbinden imanı çıkartırız!" demiş.

Bir feryat etmiş, yığılmış kalmış yere! "Ne oluyor?" demişler.Bir feryat etmiş, yığılmış kalmış yere! "Ne oluyor?" demişler. "Benim eski elbiselerimi getirin, benim asâmı verin, ben gidiyorum." demiş."Benim eski elbiselerimi getirin, benim asâmı verin, ben gidiyorum." demiş. Eski kitaplardan birisi bunu böyle anlatıyor. Eski kitaplardan birisi bunu böyle anlatıyor.

Muhterem kardeşlerim! İşte bir bakış insanı esfel-i sâfilîne düşürür.Muhterem kardeşlerim!

İşte bir bakış insanı esfel-i sâfilîne düşürür.
Bir düşünce insanı imandan çıkartır. Bir düşünce insanı imandan çıkartır. Bir yanlış düşünceden dolayı, bir gazeteyi okursun, bir yanlış fikre; "Bu doğru galiba!.." dersin. Bir yanlış düşünceden dolayı, bir gazeteyi okursun, bir yanlış fikre; "Bu doğru galiba!.." dersin. Sabah mü'min sabahlamıştın, akşama kâfir olursun; Allah saklasın. Sabah mü'min sabahlamıştın, akşama kâfir olursun; Allah saklasın.

Allah'a çok da sığınmak lazım, hele bu [Fransa'da]! Fransız'ın imanı yok ki,Allah'a çok da sığınmak lazım, hele bu [Fransa'da]! Fransız'ın imanı yok ki, o bildiği gibi yazacak filozofisine göre, kendi hayat felsefesine göre, kendi görgüsüne göre bir şey yazacak.o bildiği gibi yazacak filozofisine göre, kendi hayat felsefesine göre, kendi görgüsüne göre bir şey yazacak. O imandan anlamaz, İslâm'dan anlamaz ki! Sen o gazeteyi okuyacaksın, bu filmi okuyacaksın.O imandan anlamaz, İslâm'dan anlamaz ki! Sen o gazeteyi okuyacaksın, bu filmi okuyacaksın. O dersi dinleyeceksin, o okula gideceksin, o manzaraya bakacaksın; ondan sonra hâlin nice olur! O dersi dinleyeceksin, o okula gideceksin, o manzaraya bakacaksın; ondan sonra hâlin nice olur!

Onun için bir namaz önemli, bir nefes önemli, bir söz önemli! Ciddi olacağız.Onun için bir namaz önemli, bir nefes önemli, bir söz önemli! Ciddi olacağız. Yaptığımız işe, söylediğimiz söze, bakışımıza, adımımıza her şeye dikkat edeceğiz.Yaptığımız işe, söylediğimiz söze, bakışımıza, adımımıza her şeye dikkat edeceğiz. Bu hadîs-i şerîf bize ders olsun, kulağımıza küpe olsun: Bu hadîs-i şerîf bize ders olsun, kulağımıza küpe olsun:

"Bir ikindi namazını kaçıran sanki bütün ailesi ve malı telef olmuş gibidir.""Bir ikindi namazını kaçıran sanki bütün ailesi ve malı telef olmuş gibidir." Aklınızı başınıza toplayın, ibadete sımsıkı sarılın!Aklınızı başınıza toplayın, ibadete sımsıkı sarılın! Bunu Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz söylüyor.Bunu Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz söylüyor. Ve parantez içinde diyor ki; Ravâhu'ş-Şeyhân. Bunu iki büyük hadis alimi Buhârî ve Müslim yazmışlar.Ve parantez içinde diyor ki; Ravâhu'ş-Şeyhân. Bunu iki büyük hadis alimi Buhârî ve Müslim yazmışlar. Kaynağı işte orası. Tereddüdün varsa tereddüdünü sil, çünkü sağlam kaynak. Kaynağı işte orası. Tereddüdün varsa tereddüdünü sil, çünkü sağlam kaynak.

Hadîs-i şerîf: el-Leylü ve'n-nehârü matiyyetâni fe'rkebûhümâ belâğan ile'l-âhirati. Hadîs-i şerîf:

el-Leylü ve'n-nehârü matiyyetâni fe'rkebûhümâ belâğan ile'l-âhirati.

İbn Abbas radıyallahu anhümâ'dan,İbn Abbas radıyallahu anhümâ'dan, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in zarif bir hadîs-i şerîfini nakletmiş.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in zarif bir hadîs-i şerîfini nakletmiş. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri buyuruyorlar ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri buyuruyorlar ki;

el-Leylü ve'n-nehârü matiyyetâni. "Gece ve gündüz iki binektir." el-Leylü ve'n-nehârü matiyyetâni. "Gece ve gündüz iki binektir."

İster Peugeot de, ister Renault de, ister Mercedes, ister deve,İster Peugeot de, ister Renault de, ister Mercedes, ister deve, ister küheylan de, ister uçak de; iki tane binektir. ister küheylan de, ister uçak de; iki tane binektir.

Fe'rkebûhümâ. "Bu gece ve gündüze binin!" Belâğan ile'l-âhireti.Fe'rkebûhümâ. "Bu gece ve gündüze binin!" Belâğan ile'l-âhireti. "Sizi âhirete ulaştırması için bunlardan istifade edin!" "Sizi âhirete ulaştırması için bunlardan istifade edin!"

Bu bir edebî sözdür, mecazî bir anlatım ile;Bu bir edebî sözdür, mecazî bir anlatım ile; "Geceden gündüzden istifade edin, âhiretinizi kazanın!" demektir. "Geceden gündüzden istifade edin, âhiretinizi kazanın!" demektir.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki zamanın kıymetini bilin!Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki zamanın kıymetini bilin! Geceleyin zikir var, tesbih var, teheccüd namazı var. Hiç kimse görmez, seccadenizde oturursunuz.Geceleyin zikir var, tesbih var, teheccüd namazı var. Hiç kimse görmez, seccadenizde oturursunuz. Gösteriş olmaz, şöhret olmaz.Gösteriş olmaz, şöhret olmaz. Ağlasanız kimse sizi ayıplamaz, ağlarsınız, yalvarırsınız yakarırsınız, Allah'tan istersiniz.Ağlasanız kimse sizi ayıplamaz, ağlarsınız, yalvarırsınız yakarırsınız, Allah'tan istersiniz. Boynunuzu bükersiniz, suçlarınızın affını dilersiniz.Boynunuzu bükersiniz, suçlarınızın affını dilersiniz. Zaten Allahu Teâlâ hazretleri gecenin yarısı geçtikten sonra yeryüzüne, semâ-yı dünyaya,Zaten Allahu Teâlâ hazretleri gecenin yarısı geçtikten sonra yeryüzüne, semâ-yı dünyaya, yeryüzünü kaplayan semaya nüzul eyleyip kullarına seslenir ki;yeryüzünü kaplayan semaya nüzul eyleyip kullarına seslenir ki; "Yok mu benden affını isteyen, hadi affedeceğim."Yok mu benden affını isteyen, hadi affedeceğim. Yok mu benden bir dileği, talebi olan; istediğini vereceğim. Hadi istesin…" dediği zamandır.Yok mu benden bir dileği, talebi olan; istediğini vereceğim. Hadi istesin…" dediği zamandır. Tenhalarda gözyaşı dökerek zikrederek yalvararak münâcât ederek niyaz ederekTenhalarda gözyaşı dökerek zikrederek yalvararak münâcât ederek niyaz ederek namaz kılarak Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasını kazanmak lazım. namaz kılarak Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasını kazanmak lazım.

Gündüz maaş, geçim zamanıdır, çalışma zamanıdır, başka insanlarla temas zamanıdır.Gündüz maaş, geçim zamanıdır, çalışma zamanıdır, başka insanlarla temas zamanıdır. Gidersin, yardım edersin, destek olursun, hizmet edersin. Cihad edersin, hayır edersin.Gidersin, yardım edersin, destek olursun, hizmet edersin. Cihad edersin, hayır edersin. Çeşitli gündüz yapılacak imkânlarla sevabı kazanırsın.Çeşitli gündüz yapılacak imkânlarla sevabı kazanırsın. Böylece bir gece çalışırsın, bir gündüz çalışırsın.Böylece bir gece çalışırsın, bir gündüz çalışırsın. Her zamanın kendine göre hâli, fiili, işi ve çalışması ve sevap kazanacak bir kazanç kapısı vardır.Her zamanın kendine göre hâli, fiili, işi ve çalışması ve sevap kazanacak bir kazanç kapısı vardır. Onlardan istifade edersin, âhirete Allah'ın sevdiği, razı olduğu bir kul olarak ulaşırsın.Onlardan istifade edersin, âhirete Allah'ın sevdiği, razı olduğu bir kul olarak ulaşırsın. Hepimizin durumu budur. Bizim sermayemiz ömürlerimizdir. Hepimizin durumu budur.

Bizim sermayemiz ömürlerimizdir.
Biz bu sermayeyi her gün tüketmekteyiz. Film bitecek, yavaş yavaş sonuna doğru yaklaşıyoruz. Biz bu sermayeyi her gün tüketmekteyiz. Film bitecek, yavaş yavaş sonuna doğru yaklaşıyoruz.

Eski zamanda Arabistan'da adamın birisi çuvalın içinde buz satıyormuş.Eski zamanda Arabistan'da adamın birisi çuvalın içinde buz satıyormuş. Mağaralarda saklarlar, yüksek yerlerden katırlarla aşağıya indirirler.Mağaralarda saklarlar, yüksek yerlerden katırlarla aşağıya indirirler. Ondan sonra şehirde satarlar, herkes şerbetin içine falan koyar buzu. O zaman buzdolabı yok.Ondan sonra şehirde satarlar, herkes şerbetin içine falan koyar buzu. O zaman buzdolabı yok. Oh soğuk soğuk içerler. O zamanın imkânları ile işte buz önemli bir şey.Oh soğuk soğuk içerler. O zamanın imkânları ile işte buz önemli bir şey. Buz satıyormuş. Şakacı bir satıcı, diyor ki; Buz satıyormuş. Şakacı bir satıcı, diyor ki;

İrhamû men yedûbü re'sü mâlihi yâ müslimîn.İrhamû men yedûbü re'sü mâlihi yâ müslimîn. "Sermayesi her an erimekte olan şu satıcı kardeşinize acıyın ey müslümanlar!" "Sermayesi her an erimekte olan şu satıcı kardeşinize acıyın ey müslümanlar!"

Bağırıyor: "Buz eriyor, bir an evvel alın da şunu kurtulayım.Bağırıyor: "Buz eriyor, bir an evvel alın da şunu kurtulayım. Sermaye eriyor…" falan diye elini kulağına dayamış, bağıra çağıra, gazel okuyarak satıyor.Sermaye eriyor…" falan diye elini kulağına dayamış, bağıra çağıra, gazel okuyarak satıyor. Maksat şaka yoluyla buzları satmak.Maksat şaka yoluyla buzları satmak. Fakat öbür tarafta bir şeyh efendi müridleri ile yürüyormuş, Fakat öbür tarafta bir şeyh efendi müridleri ile yürüyormuş, bunun bu sözünü duyunca bir ah ediyor, olduğu yere yığılıyor. bunun bu sözünü duyunca bir ah ediyor, olduğu yere yığılıyor. Hemen getiriyorlar, su döküyorlar yüzünü gözünü ovuşturuyorlar. Ellerini ovuşturuyorlar, diyorlar ki; Hemen getiriyorlar, su döküyorlar yüzünü gözünü ovuşturuyorlar. Ellerini ovuşturuyorlar, diyorlar ki;

"Efendimiz hayrola, ne oldu, rahatsızlandınız mı?"Efendimiz hayrola, ne oldu, rahatsızlandınız mı? Niçin rahatsızlandınız, sıhhatli sıhhatli yürüyordunuz.Niçin rahatsızlandınız, sıhhatli sıhhatli yürüyordunuz. Birdenbire şu adamcağız galiba; 'Bu sermayesi eriyen insana acıyın…' diye söyleyinceBirdenbire şu adamcağız galiba; 'Bu sermayesi eriyen insana acıyın…' diye söyleyince bir ah çektiniz, ondan sonra olduğunuz yere yığıldınız. Ne oldu da böyle yığıldınız?"bir ah çektiniz, ondan sonra olduğunuz yere yığıldınız. Ne oldu da böyle yığıldınız?" Diyor ki; "Hey gafiller, anlamadınız mı? Onun sermayesi eriyor da bizim sermayemiz erimiyor mu?" Diyor ki; "Hey gafiller, anlamadınız mı? Onun sermayesi eriyor da bizim sermayemiz erimiyor mu?"

"Bizim sermayemiz ömür değil mi, geceler gündüzler bu sermayeyi eritmiyor mu?"Bizim sermayemiz ömür değil mi, geceler gündüzler bu sermayeyi eritmiyor mu? Saatler aylar yıllar bu sermayeyi eritmiyor mu? Bizim de sermayemiz elden gitmiyor mu?.." diye öyle söylüyor. Saatler aylar yıllar bu sermayeyi eritmiyor mu? Bizim de sermayemiz elden gitmiyor mu?.." diye öyle söylüyor.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Dervişin en önemli hizmetlerinden, vazifelerinden birisi zamanın kıymetini bilmek ve zamanı değerlendirmektir.Dervişin en önemli hizmetlerinden, vazifelerinden birisi zamanın kıymetini bilmek ve zamanı değerlendirmektir. Dervişlik kuru laftan ibaret değildir, yüksek kaliteli Müslümanlıktır.Dervişlik kuru laftan ibaret değildir, yüksek kaliteli Müslümanlıktır. Müslümanlığın doktorasıdır, doçentliğidir, profesörlüğüdür.Müslümanlığın doktorasıdır, doçentliğidir, profesörlüğüdür. Dervişi sen öyle başında külahı var, sırtında cübbesi var, elinde [tesbihi] var diye hor görme garibi!Dervişi sen öyle başında külahı var, sırtında cübbesi var, elinde [tesbihi] var diye hor görme garibi! Çünkü onların içinden Yunus Emreler çıkmıştır.Çünkü onların içinden Yunus Emreler çıkmıştır. Yedi-sekiz asır, nâmının çekildiği bayraktan nâmını kimse aşağıya indiremedi.Yedi-sekiz asır, nâmının çekildiği bayraktan nâmını kimse aşağıya indiremedi. Niceleri geldi geçti profesörlerden müderrislerden de Niceleri geldi geçti profesörlerden müderrislerden de Yunus'un şampiyonluk bayrağını daha kimse aşağıya indiremedi. Onun için hayatta gaye ârif olmaktır.Yunus'un şampiyonluk bayrağını daha kimse aşağıya indiremedi. Onun için hayatta gaye ârif olmaktır. Hayatta gaye para kazanmak değildir; ârif olmaktır, kâmil olmaktır. Hayatta gaye para kazanmak değildir; ârif olmaktır, kâmil olmaktır.

Allahu Teâlâ hazretleri cümlemize sevdiği hâlleri nasip eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri cümlemize sevdiği hâlleri nasip eylesin. Sevdiği huyları, sevdiği ilimleri, sevdiği edepleri nasip eylesin.Sevdiği huyları, sevdiği ilimleri, sevdiği edepleri nasip eylesin. Bizde sevmediği ne gibi hâl, huy ve sıfat varsa bizi onlardan pâk eylesin. Bizde sevmediği ne gibi hâl, huy ve sıfat varsa bizi onlardan pâk eylesin. Bizi insân-ı kâmil, mü'min-i sâlih olmaya muvaffak eylesin. Ömrümüzü zâyi etmeyenlerden eylesin.Bizi insân-ı kâmil, mü'min-i sâlih olmaya muvaffak eylesin. Ömrümüzü zâyi etmeyenlerden eylesin. Ömür sermayemizi en verimli tarzda kullanıp en büyük kârla bu imtihan dünyasını kapatmayı nasip eylesin.Ömür sermayemizi en verimli tarzda kullanıp en büyük kârla bu imtihan dünyasını kapatmayı nasip eylesin. Âhirette Allah'ın kahrına, gazabına, azabına, ikâbına, itâbına uğramayanlardan olmayı Âhirette Allah'ın kahrına, gazabına, azabına, ikâbına, itâbına uğramayanlardan olmayı Rabbimiz cümlemize müyesser eylesin. Rabbimiz cümlemize müyesser eylesin. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'le Firdevs-i Âlâ'ya girmeyi nasip eylesin.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'le Firdevs-i Âlâ'ya girmeyi nasip eylesin. Firdevs-i Âlâ'da bizi Peygamber Efendimiz'e komşu eylesin.Firdevs-i Âlâ'da bizi Peygamber Efendimiz'e komşu eylesin. Yâsîn sûresinde; Selâmün kavlen min rabbi'r-rahîm.Yâsîn sûresinde;

Selâmün kavlen min rabbi'r-rahîm.
"Rahmeti çok olan Rabb-i Rahîm'den cennet ehli kullarına söz olarak selam olacak!" âyet-i kerimesi var."Rahmeti çok olan Rabb-i Rahîm'den cennet ehli kullarına söz olarak selam olacak!" âyet-i kerimesi var. O selamı Allah bizlere de duymayı, o şerefi bizlere de ihsan eylesin.O selamı Allah bizlere de duymayı, o şerefi bizlere de ihsan eylesin. Kelâmullahı kendisinden dinlemeyi, mest olmayı nasip eylesin.Kelâmullahı kendisinden dinlemeyi, mest olmayı nasip eylesin. Cemâlini görmeyi Allah cümlemize nasip eylesin.Cemâlini görmeyi Allah cümlemize nasip eylesin. Bunca yıllık ömür sürüyoruz, bunca Allah'ın nimetini yedik. Bunca ihsanına mazhar olduk.Bunca yıllık ömür sürüyoruz, bunca Allah'ın nimetini yedik. Bunca ihsanına mazhar olduk. Onu tanımadan cahil ve gafil olarak yaşamaktan Allah cümlemizi mahfuz eylesin.Onu tanımadan cahil ve gafil olarak yaşamaktan Allah cümlemizi mahfuz eylesin. Cümlemizi ârif ve hakiki kulları zümresine, has kulları, kendisine has kulları zümresine,Cümlemizi ârif ve hakiki kulları zümresine, has kulları, kendisine has kulları zümresine, habîbine has ümmet olanlar zümresine dâhil eylesin.habîbine has ümmet olanlar zümresine dâhil eylesin. Dualarımızı lütfuyla keremiyle ahsen-i kabul ile makbul eylesin. Bi-hürmeti esrârı sûreti'l-Fâtiha! Dualarımızı lütfuyla keremiyle ahsen-i kabul ile makbul eylesin.

Bi-hürmeti esrârı sûreti'l-Fâtiha!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2