Namaz Vakitleri

21 Cemâziye'l-Evvel 1446
23 Kasım 2024
İmsak
06:23
Güneş
07:53
Öğle
12:55
İkindi
15:25
Akşam
17:48
Yatsı
19:12
Detaylı Arama

Kardeşlere Güzel Muamele

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

25 Şevvâl 1416 / 15.03.1996
AKRA- İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Anaya Babaya İtaatin Sınırı, Kardeşler Arasında Anlaşmazlık, Büyük Ağabey Baba Gibidir, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Kardeşlere Güzel Muamele

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

25 Şevvâl 1416 / 15.03.1996
AKRA- İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Anaya Babaya İtaatin Sınırı, Kardeşler Arasında Anlaşmazlık, Büyük Ağabey Baba Gibidir, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh. es-Selâmu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh.

Cumanız mübarek olsun. Allahu Teâlâ hazretleri bu güzel günün bereketinden, hayrından,Cumanız mübarek olsun. Allahu Teâlâ hazretleri bu güzel günün bereketinden, hayrından, ikramlarından, rahmetlerinden cümlenizi azamî, en çok derecede istifade edenlerden eylesin. ikramlarından, rahmetlerinden cümlenizi azamî, en çok derecede istifade edenlerden eylesin.

Bendenize -camilerde birkaç gündür yaptığım konuşmalarımda kâğıt gönderiyorlar, soru soruyorlar-Bendenize -camilerde birkaç gündür yaptığım konuşmalarımda kâğıt gönderiyorlar, soru soruyorlar- bir soru soruldu; dikkatimi çekti. Özellikle vaazımızı dinleyen, fakülteye devam eden,bir soru soruldu; dikkatimi çekti. Özellikle vaazımızı dinleyen, fakülteye devam eden, tahsil görmekte olan öğrenci hanım kızlarımız kâğıt gönderiyorlar ve şikâyet ediyorlar. tahsil görmekte olan öğrenci hanım kızlarımız kâğıt gönderiyorlar ve şikâyet ediyorlar. Dua istiyorlar; "Hocam, bize dua buyurun. Çünkü ailemizden çok müşkülat çekiyoruz.Dua istiyorlar; "Hocam, bize dua buyurun. Çünkü ailemizden çok müşkülat çekiyoruz. Ailemiz bizim İslâmî yaşayışımıza, tesettürümüze, ibadetimize müdahale etmek istiyorAilemiz bizim İslâmî yaşayışımıza, tesettürümüze, ibadetimize müdahale etmek istiyor ve bizi dinî bakımdan uygun görmediğimiz birtakım işleri yapmaya zorluyorlar. ve bizi dinî bakımdan uygun görmediğimiz birtakım işleri yapmaya zorluyorlar.

Dua buyurunuz…" diyorlar. Bazıları da soru olarak soruyorlar;Dua buyurunuz…" diyorlar. Bazıları da soru olarak soruyorlar; "Anne baba bu durumda haklarını helal etmeyeceklerini söylüyorlar. Biz ne yapalım hocam?" "Anne baba bu durumda haklarını helal etmeyeceklerini söylüyorlar. Biz ne yapalım hocam?"

Bu yaygınlaşınca anlaşılıyor ki İslâm’a ve İslâmî değerlere bağlı olarak yaşayan, hâlini,Bu yaygınlaşınca anlaşılıyor ki İslâm’a ve İslâmî değerlere bağlı olarak yaşayan, hâlini, hareketini ona uydurmaya çalışan birçok hanım kızımızın böyle bir problemi var. Önemli bir sorun! hareketini ona uydurmaya çalışan birçok hanım kızımızın böyle bir problemi var. Önemli bir sorun!

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in emrini, tavsiyesini genel olarak duymuşsunuzdur,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in emrini, tavsiyesini genel olarak duymuşsunuzdur, biliyorsunuzdur. İnsan hocasına, annesine babasına, halifeye, imamu’l-müslimîn’e, emîrine itaat eder...biliyorsunuzdur. İnsan hocasına, annesine babasına, halifeye, imamu’l-müslimîn’e, emîrine itaat eder... Bunların hepsi sosyal hayatın, hizmetlerin, görevlerin güzel görünmesi için koyulmuş nizamın gereğidir. Bunların hepsi sosyal hayatın, hizmetlerin, görevlerin güzel görünmesi için koyulmuş nizamın gereğidir. Elbette astlar üstlerine itaat edecek. Bu, silsile-i merâtib veya hiyerarşi dediğimiz çalışma düzeniElbette astlar üstlerine itaat edecek. Bu, silsile-i merâtib veya hiyerarşi dediğimiz çalışma düzeni sıhhatli çalışacak ve işler güzel bir şekilde yapılacak. Ama umumî bir kaide var.sıhhatli çalışacak ve işler güzel bir şekilde yapılacak. Ama umumî bir kaide var. Fıkıh kaidesi olarak da kavâid-i külliye-i fıkhiyye içine girmiştir. Fıkıh kaidesi olarak da kavâid-i külliye-i fıkhiyye içine girmiştir. Evet, biz büyüklerimize hürmet etmekle vazifeliyiz. Kendimizden büyük olan;Evet, biz büyüklerimize hürmet etmekle vazifeliyiz. Kendimizden büyük olan; makam, yaş, durum, konum bakımından bizden yüksek olanlara itaat etmekle vazifeliyiz. makam, yaş, durum, konum bakımından bizden yüksek olanlara itaat etmekle vazifeliyiz.

Ama bu itaatin sınırı, ölçüsü ne? Ama bu itaatin sınırı, ölçüsü ne?

Bunun bir sınırı, ölçüsü, şartı var. Büyüklerin astlarına, altlarındaki kimselere, memurunaBunun bir sınırı, ölçüsü, şartı var. Büyüklerin astlarına, altlarındaki kimselere, memuruna veya kızına, oğluna, evladına, veyahut emrinde çalıştırdığı kimselere, hanımına emrettiği şeylerinveya kızına, oğluna, evladına, veyahut emrinde çalıştırdığı kimselere, hanımına emrettiği şeylerin Allah’ın rızasına uygun olması lazım... Şeriatin ahkâmına, hakka, adalete,Allah’ın rızasına uygun olması lazım... Şeriatin ahkâmına, hakka, adalete, insan haklarına uygun olması lazım... insan haklarına uygun olması lazım...

İnsanın en başta gelen vazifesinin Allah’ın varlığını birliğini bulmak, kabul etmek veİnsanın en başta gelen vazifesinin Allah’ın varlığını birliğini bulmak, kabul etmek ve O’na iman etmek olduğunu biliyoruz. Bütün insanların en büyük, en önde gelen vazifesi Allah’ı tanımak, O’na iman etmek olduğunu biliyoruz. Bütün insanların en büyük, en önde gelen vazifesi Allah’ı tanımak, bilmek ve O’na güzel kulluk etmek. Her şeyden önce gelen bir vazife! Allahu Teâlâ hazretleri bilmek ve O’na güzel kulluk etmek. Her şeyden önce gelen bir vazife! Allahu Teâlâ hazretleri bunu her şeyden önce istiyor. Doğru bir anlayışla, doğru bir imanla kendisine iman edilmesini emrediyor.bunu her şeyden önce istiyor. Doğru bir anlayışla, doğru bir imanla kendisine iman edilmesini emrediyor. Bütün peygamberlerin vazifesi insanlara bunu hatırlatmak, öğretmek, tebliğ etmek... Bütün peygamberlerin vazifesi insanlara bunu hatırlatmak, öğretmek, tebliğ etmek...

İnandığı Mevlâsına, yaratanına, yaşatanına, rızkını, hayatını veren ve âlemlerin Rabbi olan,İnandığı Mevlâsına, yaratanına, yaşatanına, rızkını, hayatını veren ve âlemlerin Rabbi olan, her şeye kâdir, her şeyin mâliki olan Allahu Teâlâ hazretlerine itaat bütün insanların borcu!her şeye kâdir, her şeyin mâliki olan Allahu Teâlâ hazretlerine itaat bütün insanların borcu! Bütün insanların Allah’a itaat etmesi, kulluk etmesi, kulluğunu tutması lazım.Bütün insanların Allah’a itaat etmesi, kulluk etmesi, kulluğunu tutması lazım. Bazı insanlar kalkar da kendisinin sahip olduğu durum ve mevki, rütbe ve makama dayanarak astındaki,Bazı insanlar kalkar da kendisinin sahip olduğu durum ve mevki, rütbe ve makama dayanarak astındaki, aşağısındaki insana Allah’ın emrine tam zıt olan, Allah’ın emrini kaldıran veyahutaşağısındaki insana Allah’ın emrine tam zıt olan, Allah’ın emrini kaldıran veyahut Allah’ın emrini uygulattırmayan bir şeyi söylerse ne olur? Allah’ın emrini uygulattırmayan bir şeyi söylerse ne olur?

Sözü dinlenmez. Bu kavâid-i külliye-i fıkhiyyede; Sözü dinlenmez. Bu kavâid-i külliye-i fıkhiyyede;

Lâ tâate le-mahlûkın fî ma’siyeti’l-Hâlık diye ifade buyurulmuştur.Lâ tâate le-mahlûkın fî ma’siyeti’l-Hâlık diye ifade buyurulmuştur. Allah’a isyan konusunda emirde bulunulsa; bir mü’min insanın hiçbir mahlûka, Allah’a isyan konusunda emirde bulunulsa; bir mü’min insanın hiçbir mahlûka, yaratılmışlardan hiç birisinin sözüne itibar etmemesi lazım. Allah’ın emrini tutması lazım! yaratılmışlardan hiç birisinin sözüne itibar etmemesi lazım. Allah’ın emrini tutması lazım!

İki tane emir çıkmış oluyor: Birisi; Allah’a âsî gelen, isyanı emreden,İki tane emir çıkmış oluyor: Birisi; Allah’a âsî gelen, isyanı emreden, haddini bilmez bir kimsenin emri, arzusu, isteği... Ötekisi; Allah’ın, âlemlerin Rabbi’nin emri…haddini bilmez bir kimsenin emri, arzusu, isteği... Ötekisi; Allah’ın, âlemlerin Rabbi’nin emri… Elbette Allah’ın emrini dinleyecek! Elbette Allah’ın emrini dinleyecek!

Anne baba çocuğuna, "Hakkımı helal etmem! Böyle yapacaksın." diyor.Anne baba çocuğuna, "Hakkımı helal etmem! Böyle yapacaksın." diyor. "Başını aç, benim istediğim gibi yaşa!" diyor. Benim istediğim, dediği yaşam gayri İslâmî bir yaşam..."Başını aç, benim istediğim gibi yaşa!" diyor. Benim istediğim, dediği yaşam gayri İslâmî bir yaşam... Çocuğunu ona zorlamaya çalışıyor. O zaman ona itaat etmesi mümkün değil, edemez!.. Çocuğunu ona zorlamaya çalışıyor. O zaman ona itaat etmesi mümkün değil, edemez!..

Peki, bir evlat bu durumda ne yapacak, ne yapması lazım? Peki, bir evlat bu durumda ne yapacak, ne yapması lazım?

Bir hanım kızı babası, annesi zorluyor, "Başını aç, namaz kılma, bu kadar müslüman olma!.." Bir hanım kızı babası, annesi zorluyor, "Başını aç, namaz kılma, bu kadar müslüman olma!.."

Müslümanlık yüzeyi ile kabul edilmez ki!.. Müslümanlık bir bütündür.Müslümanlık yüzeyi ile kabul edilmez ki!.. Müslümanlık bir bütündür. Allah’ın bazı âyetlerine inanıp bazılarını kabul etmemek mümkün değildir.Allah’ın bazı âyetlerine inanıp bazılarını kabul etmemek mümkün değildir. Kur’ân-ı Kerîm’de bazı âyetlerde Allahu Teâlâ hazretleri eski kavimlere bu soruyu soruyor; Kur’ân-ı Kerîm’de bazı âyetlerde Allahu Teâlâ hazretleri eski kavimlere bu soruyu soruyor;

Efe tü’minûne bi-ba’di’l-kitâbi ve tekfurûne bi-ba’d. "Allah’ın bazı âyetlerine inanıyorsunuz daEfe tü’minûne bi-ba’di’l-kitâbi ve tekfurûne bi-ba’d. "Allah’ın bazı âyetlerine inanıyorsunuz da bazılarını inkâr mı ediyorsunuz? Bazılarına kâfirlik mi taslıyorsunuz?!.." diye tevbih ediyor.bazılarını inkâr mı ediyorsunuz? Bazılarına kâfirlik mi taslıyorsunuz?!.." diye tevbih ediyor. Yani azarlayıcı bir ifadeyle, "Böyle şey yapılır mı?" diye soruyor.Yani azarlayıcı bir ifadeyle, "Böyle şey yapılır mı?" diye soruyor. Bir müslüman Allah’ın emirlerine bütünüyle uyacak. Birçok vazifeleri var ve bu vazifelerin hepsi güzel,Bir müslüman Allah’ın emirlerine bütünüyle uyacak. Birçok vazifeleri var ve bu vazifelerin hepsi güzel, hepsi insanlar için faydalı, toplum için olumlu, güzel şeyler. hepsi insanlar için faydalı, toplum için olumlu, güzel şeyler.

Kul innallâhe lâ ye’muru bi’l-fahşâi. Kul innallâhe lâ ye’muru bi’l-fahşâi.

Allahu Teâlâ hazretleri Kâdir-i mutlak ve Lâ yüs’elü ammâ yef’al olduğundanAllahu Teâlâ hazretleri Kâdir-i mutlak ve Lâ yüs’elü ammâ yef’al olduğundan kullarına neyi istese emredebilirdi. Ne emretse kullarının tutması gerekirdi ama Allahu Teâlâ hazretleri kullarına neyi istese emredebilirdi. Ne emretse kullarının tutması gerekirdi ama Allahu Teâlâ hazretleri kötü bir şey emretmiyor. İnsanlar için; insanların dünya ve âhiretlerinin saadeti, selameti, mutluluğu, kötü bir şey emretmiyor. İnsanlar için; insanların dünya ve âhiretlerinin saadeti, selameti, mutluluğu, düzeni, rahatı için güzel şeyler emrediyor. Dinin bütün emirleri güzel ve faydalı!düzeni, rahatı için güzel şeyler emrediyor. Dinin bütün emirleri güzel ve faydalı! Onun için elbette Allahu Teâlâ hazretlerinin emrini tutacak. Onun için elbette Allahu Teâlâ hazretlerinin emrini tutacak.

Peki, tutumu nasıl olmalı? Peki, tutumu nasıl olmalı?

Tutumu İslâm ahlâkının örneği, numunesi olacak şekilde güzel bir tutum olmalı.Tutumu İslâm ahlâkının örneği, numunesi olacak şekilde güzel bir tutum olmalı. Yumuşak, terbiyeli, edepli ve gayet nazik bir şekilde olmalı.Gayet nazik ama kesin, kararlı bir şekilde; Yumuşak, terbiyeli, edepli ve gayet nazik bir şekilde olmalı.Gayet nazik ama kesin, kararlı bir şekilde;

"O Allah’ın emridir sevgili babacığım, sevgili anneciğim. Burada siz yanılıyorsunuz."O Allah’ın emridir sevgili babacığım, sevgili anneciğim. Burada siz yanılıyorsunuz. Benim burada Allah’ın emrini tutmam gerekiyor. Sizin dediğinizi yaparsam siz de günaha girersiniz.Benim burada Allah’ın emrini tutmam gerekiyor. Sizin dediğinizi yaparsam siz de günaha girersiniz. Söylemekle zaten günaha giriyorsunuz, ben de günaha giriyorum... Bunu lütfen söylemeyin,Söylemekle zaten günaha giriyorsunuz, ben de günaha giriyorum... Bunu lütfen söylemeyin, beni Rabbimin emrine karşı gelmeye zorlamayın. Zaten sizin de böyle yapmaya hakkınız yok.beni Rabbimin emrine karşı gelmeye zorlamayın. Zaten sizin de böyle yapmaya hakkınız yok. Beni zor bir tercihle karşı karşıya bırakmayın..." demesi lazım. Beni zor bir tercihle karşı karşıya bırakmayın..." demesi lazım.

Yani ben anne babamı severim, müslüman olarak da itaat benim boynumun borcudur ama annem babamYani ben anne babamı severim, müslüman olarak da itaat benim boynumun borcudur ama annem babam bana Allah’ın emretmediği, yasakladığı kötü şeyleri "yap" derse o zaman tabi evlat onu yapmaz. bana Allah’ın emretmediği, yasakladığı kötü şeyleri "yap" derse o zaman tabi evlat onu yapmaz.

Zaten bu günün mevzuatında, beşerî kanunlarda da bu böyledir. Bir amir memuruna,Zaten bu günün mevzuatında, beşerî kanunlarda da bu böyledir. Bir amir memuruna, bir üst astına kanunlara aykırı bir emir verecek olursa memur onu dinlemez. Eğer dinlerse sorumlu olur,bir üst astına kanunlara aykırı bir emir verecek olursa memur onu dinlemez. Eğer dinlerse sorumlu olur, sorumluluktan kurtulamaz. "Üstüm bana bu emri verdi, ben ondan yaptım…" sorumluluktan kurtulamaz. "Üstüm bana bu emri verdi, ben ondan yaptım…" dese bu onu sorumluluktan kurtarmaz. Çünkü kanuna aykırı bir şey emredilmiştir,dese bu onu sorumluluktan kurtarmaz. Çünkü kanuna aykırı bir şey emredilmiştir, yapmaması memurluğunun gereğidir. Çünkü bir kimse aslında amirine itaat etmiyor,yapmaması memurluğunun gereğidir. Çünkü bir kimse aslında amirine itaat etmiyor, daha yüksek olan yasalara itaat ediyor. O bakımdan kardeşlerimize, İslâm’ın nezaketini, daha yüksek olan yasalara itaat ediyor. O bakımdan kardeşlerimize, İslâm’ın nezaketini, ciddiyetini, kararlılığını göstermelerini tavsiye ediyorum. ciddiyetini, kararlılığını göstermelerini tavsiye ediyorum.

Onlara bu cevabı verdik de, bütün kardeşlerimize de bir görev düşüyor. Böyle hareket eden anne-babalara,Onlara bu cevabı verdik de, bütün kardeşlerimize de bir görev düşüyor. Böyle hareket eden anne-babalara, "Doğru bir iş yapmıyorsunuz, doğru değil! Allah’la harbe mi kalkışıyorsunuz, "Doğru bir iş yapmıyorsunuz, doğru değil! Allah’la harbe mi kalkışıyorsunuz, Allah’a karşı mı çıkıyorsunuz, Allah’a karşı çıkışı mı emrediyorsunuz?!.." diye nasihat etmek lazım!Allah’a karşı mı çıkıyorsunuz, Allah’a karşı çıkışı mı emrediyorsunuz?!.." diye nasihat etmek lazım! Bu bütün müslümanların hakkı, hayrı tavsiye etme görevi, vazifesidir.Bu bütün müslümanların hakkı, hayrı tavsiye etme görevi, vazifesidir. Emr-i ma’rûf nehy-i münker görevidir. Biz bunu çok yaptığımız zaman yaygın olanEmr-i ma’rûf nehy-i münker görevidir. Biz bunu çok yaptığımız zaman yaygın olan bir sosyal yanlışlık engellenecek, bu yanlış terbiyeyi almış olan insanlar kendilerini düzeltecekler. bir sosyal yanlışlık engellenecek, bu yanlış terbiyeyi almış olan insanlar kendilerini düzeltecekler.

Bu olaylarda bir şey daha görüyorum. Bu da işin mutlu tarafı! Ülkemizde eski,Bu olaylarda bir şey daha görüyorum. Bu da işin mutlu tarafı! Ülkemizde eski, yanlış bir eğitim devresinin ve düzeninin yetiştirdiği insanlar var, görülüyor.yanlış bir eğitim devresinin ve düzeninin yetiştirdiği insanlar var, görülüyor. Bunu bir televizyon konuşmasında,Bunu bir televizyon konuşmasında, röportajında, mülakatında Sayın Profesör [Şerif] Mardin de dobra dobra söylemiş, hoşuma gitmişti. röportajında, mülakatında Sayın Profesör [Şerif] Mardin de dobra dobra söylemiş, hoşuma gitmişti. Bir devrin, mutaassıp, yobazca, tek yönlü yetiştirilmiş insanları var; ufukları dar, Bir devrin, mutaassıp, yobazca, tek yönlü yetiştirilmiş insanları var; ufukları dar, meseleleri anlayamıyorlar, doğru göremiyorlar. Yeni nesil ise onlardan daha ileri... meseleleri anlayamıyorlar, doğru göremiyorlar. Yeni nesil ise onlardan daha ileri...

Toplumumuzda herkesin kabul ettiği birtakım değerler var. Mesela insan hakları deyince herkesin,Toplumumuzda herkesin kabul ettiği birtakım değerler var. Mesela insan hakları deyince herkesin, "İnsan haklarına saygı gösterilmesi lazım!" dediğini biliyoruz."İnsan haklarına saygı gösterilmesi lazım!" dediğini biliyoruz. Kimse, "İnsan haklarını çiğnemek istiyorum, çiğnenmeli, insanlara hakları verilmemeli!.." demiyor.Kimse, "İnsan haklarını çiğnemek istiyorum, çiğnenmeli, insanlara hakları verilmemeli!.." demiyor. Ama bazıları bazılarının fiilen insan haklarını tanımıyor.Ama bazıları bazılarının fiilen insan haklarını tanımıyor. Mesela kızının, çocuğunun inanç hürriyetini tanımıyor. Memuruna, işçisine tanımıyor...Mesela kızının, çocuğunun inanç hürriyetini tanımıyor. Memuruna, işçisine tanımıyor... "Niye sakal bıraktın? Niye namaz kılıyorsun? Niye Cumaya gidiyorsun? Niye müslümansın?"Niye sakal bıraktın? Niye namaz kılıyorsun? Niye Cumaya gidiyorsun? Niye müslümansın? Niye tesbih çekiyorsun?.." diyor. Niye tesbih çekiyorsun?.." diyor.

Bunlar Allah’ın emri olduğu için yapılıyor ve dedelerimiz yapıyordu. Bunları yasaklayanlarınBunlar Allah’ın emri olduğu için yapılıyor ve dedelerimiz yapıyordu. Bunları yasaklayanların anneleri, babaları, dedeleri de bunları yapıyordu. Eski, hatıra resimlere bakın.anneleri, babaları, dedeleri de bunları yapıyordu. Eski, hatıra resimlere bakın. Bütün hanım ninelerimizin, haminnelerimizin başı örtülü. Çocuklara, Bütün hanım ninelerimizin, haminnelerimizin başı örtülü. Çocuklara, "Hadi bakalım, bir haminne resmi çizin." deyin; hemen gözlüklü, beyaz başörtülü, tatlı,"Hadi bakalım, bir haminne resmi çizin." deyin; hemen gözlüklü, beyaz başörtülü, tatlı, tonton bir hanım resmi çizeceklerdir. Başörtülü çizecekler! tonton bir hanım resmi çizeceklerdir. Başörtülü çizecekler!

Bu üç nesil önce, iki nesil önce böyle olan bir şey birden neye göre değişti? Bu üç nesil önce, iki nesil önce böyle olan bir şey birden neye göre değişti?

Batı ile tanıştık, Batı kültürünü, giyimini, kuşamını gördük...Batı ile tanıştık, Batı kültürünü, giyimini, kuşamını gördük... Orada tahsil gören insanlar onların kıyafetlerini taklit ediyorlar. Orada tahsil gören insanlar onların kıyafetlerini taklit ediyorlar.

Bir kısmı da atadan, ecdattan gördüğü örfüne, imanına, Allah’ın kendisine emrettiğiBir kısmı da atadan, ecdattan gördüğü örfüne, imanına, Allah’ın kendisine emrettiği ahkâma göre yaşamak istiyor. Bu bir tercih meselesidir. İnsan hakları, kanunun sağladığı hürriyetler var;ahkâma göre yaşamak istiyor. Bu bir tercih meselesidir. İnsan hakları, kanunun sağladığı hürriyetler var; kimse inancından, ibadetinden dolayı kınanamaz! İnancına göre yaşamak, kimse inancından, ibadetinden dolayı kınanamaz! İnancına göre yaşamak,

istediği inancı seçmek herkesin hakkı oluyor. Bu, din ve vicdan hürriyeti dediğimiz şey oluyor.istediği inancı seçmek herkesin hakkı oluyor. Bu, din ve vicdan hürriyeti dediğimiz şey oluyor. Bir nesil bu hürriyeti başkalarına tanımıyor, tanımak istemiyor. "Hanımınızın başını açacaksınız."Bir nesil bu hürriyeti başkalarına tanımıyor, tanımak istemiyor. "Hanımınızın başını açacaksınız." Kızınıza, "Başını aç." veya oğlunuza, "Sakalını kes." veyahut, "Namaz kılma, cumaya gitme…" Kızınıza, "Başını aç." veya oğlunuza, "Sakalını kes." veyahut, "Namaz kılma, cumaya gitme…"

Yani bir nesil var, bizden önceki kuşak, nesil… Bunları söylerken kanunlara, anayasaya,Yani bir nesil var, bizden önceki kuşak, nesil… Bunları söylerken kanunlara, anayasaya, hürriyetlere, insan haklarına aykırı bir şeyi yaptığının farkında olmuyor. Alıştığı bir yanlış var, hürriyetlere, insan haklarına aykırı bir şeyi yaptığının farkında olmuyor. Alıştığı bir yanlış var, alışkanlığı devam ettiriyor. Bu esef edici bir durum. Şerif Mardin de televizyonda esef ile söylemişti,alışkanlığı devam ettiriyor. Bu esef edici bir durum. Şerif Mardin de televizyonda esef ile söylemişti, hatırlıyorum, Allah selamet versin. hatırlıyorum, Allah selamet versin.

Güzel olan tarafı şu: Yeni nesil onlardan daha ileri, daha insancıl, daha modern, daha anlayışlı…Güzel olan tarafı şu: Yeni nesil onlardan daha ileri, daha insancıl, daha modern, daha anlayışlı… Onların kavrayamadığı gerçekleri kavrıyor, onların yakalayamadığı hakikatleri yakalıyor. Onların kavrayamadığı gerçekleri kavrıyor, onların yakalayamadığı hakikatleri yakalıyor. Onlardan daha doğru bir yolda. Bu güzel bir gelişme; bir eğrilik yavaş yavaş düzelmeye başlamış. Onlardan daha doğru bir yolda. Bu güzel bir gelişme; bir eğrilik yavaş yavaş düzelmeye başlamış.

Bir eğriliğin düzelmesi, sıkıntılarla, kuvvet çatışmalarıyla olur.Bir eğriliğin düzelmesi, sıkıntılarla, kuvvet çatışmalarıyla olur. Toplumda böyle bir değişim aileler üzerinde sancılar, sıkıntılar meydana getirebilir.Toplumda böyle bir değişim aileler üzerinde sancılar, sıkıntılar meydana getirebilir. Bu sıkıntıları haklı olan taraf çekince mânevî bakımdan sevap kazanıyor.Bu sıkıntıları haklı olan taraf çekince mânevî bakımdan sevap kazanıyor. Çünkü dini için çektiği her sıkıntıdan, meşakkatten, zahmetten, üzüntüden dolayı mükâfat alıyor. Çünkü dini için çektiği her sıkıntıdan, meşakkatten, zahmetten, üzüntüden dolayı mükâfat alıyor.

Öbür taraftan bu çeşit düşünen annelerin-babaların da artık yavaş yavaş azaldığını,Öbür taraftan bu çeşit düşünen annelerin-babaların da artık yavaş yavaş azaldığını, yeni nesillerin onlar gibi düşünmediğini; bir toplumun iyiye doğru gittiğini, olgunlaştığını,yeni nesillerin onlar gibi düşünmediğini; bir toplumun iyiye doğru gittiğini, olgunlaştığını, insan haklarına daha saygılı düşündüğünü gösteren bir gösterge, işin güzel tarafı bu... insan haklarına daha saygılı düşündüğünü gösteren bir gösterge, işin güzel tarafı bu...

Kardeşlerimiz sıkıntılardan dolayı mükâfat alacaktır. Ama tabi Allah’ın emrini tutacak.Kardeşlerimiz sıkıntılardan dolayı mükâfat alacaktır. Ama tabi Allah’ın emrini tutacak. Çünkü Allah’ın emrini tutmama konusunda bir müsaade bahis konusu değil. Allah’ın emrinden taviz olmaz! Çünkü Allah’ın emrini tutmama konusunda bir müsaade bahis konusu değil. Allah’ın emrinden taviz olmaz! Allah’ın emrini uygulamamak olmaz! Elinden geldiğince onu uygulayacakAllah’ın emrini uygulamamak olmaz! Elinden geldiğince onu uygulayacak ve onun kendisinin hakkı olduğunu bildiği için de haklarını koruması gerekiyor. ve onun kendisinin hakkı olduğunu bildiği için de haklarını koruması gerekiyor.

Bir şey daha karşıma geldi. Kardeşler arasında birtakım tatsızlıklardan şikayet ettiler.Bir şey daha karşıma geldi. Kardeşler arasında birtakım tatsızlıklardan şikayet ettiler. Çok iyi geçinen kardeşler, bakıyorsunuz birbirleriyle bozuşmuşlar.Çok iyi geçinen kardeşler, bakıyorsunuz birbirleriyle bozuşmuşlar. "Hocam, vaktiniz varsa tarafları dinleyin, bizleri barıştırın. Aradaki bu tatsızlık kalksın…""Hocam, vaktiniz varsa tarafları dinleyin, bizleri barıştırın. Aradaki bu tatsızlık kalksın…" diye anneler şikayet ediyorlar. diye anneler şikayet ediyorlar.

Kardeş kardeşin en yakın kimsesidir; anne babası aynı, öz kardeşler. Onu sevmesi lazım!Kardeş kardeşin en yakın kimsesidir; anne babası aynı, öz kardeşler. Onu sevmesi lazım! Hakikaten iki insan birbiriyle çok samimiyse, birbiriyle çok muhabbetliyse biz;Hakikaten iki insan birbiriyle çok samimiyse, birbiriyle çok muhabbetliyse biz; "Kardeş kardeş oturuyorlar, kardeş kardeş geçiniyorlar…" deriz. "Kardeş kardeş oturuyorlar, kardeş kardeş geçiniyorlar…" deriz.

İki kardeşin birbiriyle zıtlaşması, kavgası, küslüğü, darılması neden oluyor? İki kardeşin birbiriyle zıtlaşması, kavgası, küslüğü, darılması neden oluyor?

Bunun birkaç sebebi vardır. Sebeplerden birisi kıskanmadır. Küçükten olur bu;Bunun birkaç sebebi vardır. Sebeplerden birisi kıskanmadır. Küçükten olur bu; kardeş kardeşini kıskanırsa evde kavga çıkar. Ona verilen bir şeyi ötekisi kıskandığı zamankardeş kardeşini kıskanırsa evde kavga çıkar. Ona verilen bir şeyi ötekisi kıskandığı zaman bir kavga ortaya çıkar. Tabi annelerin babaların bu kıskançlık duygusunun gelişmemesini,bir kavga ortaya çıkar. Tabi annelerin babaların bu kıskançlık duygusunun gelişmemesini, kardeşlerin birbirlerine fedakârlık yapmasını küçükken çocuklara öğretmesi lazım. kardeşlerin birbirlerine fedakârlık yapmasını küçükken çocuklara öğretmesi lazım. "Al evladım bunu, yarısını kardeşine ver…" Bu bir eğitim. Yavaş yavaş bu eğitimi ona aşılamalı, öğretmeli."Al evladım bunu, yarısını kardeşine ver…" Bu bir eğitim. Yavaş yavaş bu eğitimi ona aşılamalı, öğretmeli. "Bu kardeşin; sen ona vermediğin zaman o mahrum kalıyor. "Bu kardeşin; sen ona vermediğin zaman o mahrum kalıyor. Sana vermediği zaman sen nasıl ağlıyorsan o da ağlayacak, hadi bakalım…" diyeSana vermediği zaman sen nasıl ağlıyorsan o da ağlayacak, hadi bakalım…" diye onun yerine kendisini koydurtarak bu eğitimi küçükten vermek gerekiyor.onun yerine kendisini koydurtarak bu eğitimi küçükten vermek gerekiyor. Bu kıskançlık olmasın diye.. Bu kıskançlık olmasın diye..

Bir de çocukların hakşinaslık yani hakka, hukuka riayetini yavaş yavaş sağlamak lazım.Bir de çocukların hakşinaslık yani hakka, hukuka riayetini yavaş yavaş sağlamak lazım. "Bunu böyle yapmak doğru değil." "Fedakârlık da olsa sabretmen lazım ama bunun böyle olması lazım."Bunu böyle yapmak doğru değil." "Fedakârlık da olsa sabretmen lazım ama bunun böyle olması lazım. Şekerlerin hepsini sen alırsan olmaz. Hadi bakalım, onları kendi elinle ver." diye... Şekerlerin hepsini sen alırsan olmaz. Hadi bakalım, onları kendi elinle ver." diye... Böyle yaptığı zaman da taltif ederek, mükâfatlandırarak, öperek, okşayarak, "Aferin…Böyle yaptığı zaman da taltif ederek, mükâfatlandırarak, öperek, okşayarak, "Aferin… Hadi sen böyle yaptın, ben de seni çocuk parkına götürüyorum, sallandıracağım.Hadi sen böyle yaptın, ben de seni çocuk parkına götürüyorum, sallandıracağım. Aferin, çok güzel bir şey yaptın. Melekler de seni sevdi,Aferin, çok güzel bir şey yaptın. Melekler de seni sevdi, Allah da seni sevdi…" diyerek küçükken bunları yetiştirmek lazım. Allah da seni sevdi…" diyerek küçükken bunları yetiştirmek lazım.

Anneler-babalar elinden geldiği kadar bu eğitimi yapmalı, topluma bunu öğretmeli. Bizim toplumumuz,Anneler-babalar elinden geldiği kadar bu eğitimi yapmalı, topluma bunu öğretmeli. Bizim toplumumuz, elhamdülillah, asırlardır İslâm ahlâkıyla yoğrulmuş olduğu için bu gibi âdab dediğimizelhamdülillah, asırlardır İslâm ahlâkıyla yoğrulmuş olduğu için bu gibi âdab dediğimiz şeylere riayeti bilirdi. Babanın, hanımına ve çocuklarına karşı babalık yapmasının âdâbı; hanımın,şeylere riayeti bilirdi. Babanın, hanımına ve çocuklarına karşı babalık yapmasının âdâbı; hanımın, kocasına ve çocuklarına karşı hanımlık, annelik yapmasının âdâbı; evladın anne ve babasına karşıkocasına ve çocuklarına karşı hanımlık, annelik yapmasının âdâbı; evladın anne ve babasına karşı evlatlık yapmasının âdâbı; komşuluk âdâbı, yemek yeme âdâbı, seyahat âdâbı vs...evlatlık yapmasının âdâbı; komşuluk âdâbı, yemek yeme âdâbı, seyahat âdâbı vs... Her şeyin âdâbı vardı. Âdab öğretilirdi, bilinirdi. Her şeyin âdâbı vardı. Âdab öğretilirdi, bilinirdi.

Bu konuda güzel kitaplar yazılmıştır. Onların bir tanesini hatırlıyorum.Bu konuda güzel kitaplar yazılmıştır. Onların bir tanesini hatırlıyorum. Allah rahmet eylesin, bir Çarşamba müftüsü yazmış. Osmanlıca... Mecmâu’l-âdâb isimli bir eser.Okumanızı tavsiye ederim.Allah rahmet eylesin, bir Çarşamba müftüsü yazmış. Osmanlıca... Mecmâu’l-âdâb isimli bir eser.Okumanızı tavsiye ederim. Yeni harflerle de neşri birkaç defa yapıldı. Bir İslâm âdâb-ı muâşereti nasıl olmalı,Yeni harflerle de neşri birkaç defa yapıldı. Bir İslâm âdâb-ı muâşereti nasıl olmalı, insan orada görüyor. Daha büyük kitaplar da var. insan orada görüyor. Daha büyük kitaplar da var. Mesela Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin Marifetnâme’si... Âdâbı çok güzel anlatan,Mesela Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin Marifetnâme’si... Âdâbı çok güzel anlatan, büyük eserlerden birisi. Böyle tasavvuf kitapları, ahlâk kitapları, fıkıh kitapları var.büyük eserlerden birisi. Böyle tasavvuf kitapları, ahlâk kitapları, fıkıh kitapları var. Bunları çocuklara öğretmek lazım. Bunları çocuklara öğretmek lazım.

Büyüdüğü zaman insanlar birbirleriyle nasıl düşman oluyor?Büyüdüğü zaman insanlar birbirleriyle nasıl düşman oluyor? Kardeşler annenin-babanın üzülmesine sebep olacak bir itilafa ne zaman düşüyor? Kardeşler annenin-babanın üzülmesine sebep olacak bir itilafa ne zaman düşüyor?

Umumiyetle yine bu bir menfaat çatışmasında oluyor, miras meselesinde... "Ona şu gitti, bana bu geldi,Umumiyetle yine bu bir menfaat çatışmasında oluyor, miras meselesinde... "Ona şu gitti, bana bu geldi, benimki az, onunki çok." derken bazen evlatlar anne-babasına darılıyor, "Mirası benden kaçırdı, benimki az, onunki çok." derken bazen evlatlar anne-babasına darılıyor, "Mirası benden kaçırdı, öbür evladına verdi." gibi düşünüyor. Gerçekten böyle bir şey varsa bu annenin-babanın kusurudur. öbür evladına verdi." gibi düşünüyor. Gerçekten böyle bir şey varsa bu annenin-babanın kusurudur. Çünkü evlatlar arasında Allah’ın emrettiği ölçülere riayet etmesi lazım. Adalet etmesi ve bir evladıÇünkü evlatlar arasında Allah’ın emrettiği ölçülere riayet etmesi lazım. Adalet etmesi ve bir evladı mâmur eyleyip ötekisini mağdur etmemesi lazım. Bu annenin-babanın dikkat etmesi gerekenmâmur eyleyip ötekisini mağdur etmemesi lazım. Bu annenin-babanın dikkat etmesi gereken âdab; çocukları arasında müsâvât, eşit muamele yapmak... Hatta öperken, severkenâdab; çocukları arasında müsâvât, eşit muamele yapmak... Hatta öperken, severken dahi çocuklarına eşit muamele etmesi lazım ki haksızlık olmasın. dahi çocuklarına eşit muamele etmesi lazım ki haksızlık olmasın.

Bazen de evlatlar yapılan müsâvâtı yani eşit davranışı bile eşitsizlik olarak görüp kızabiliyorlar.Bazen de evlatlar yapılan müsâvâtı yani eşit davranışı bile eşitsizlik olarak görüp kızabiliyorlar. Aslında baba veya anne ihtiyarlığında kendisine bakan, zahmet çeken, masraf yapan bir evladınaAslında baba veya anne ihtiyarlığında kendisine bakan, zahmet çeken, masraf yapan bir evladına o masraflarının karşılığı olarak bir pay ayırabiliyor. "Vay benim annem, babam ona çok verdi!.."o masraflarının karşılığı olarak bir pay ayırabiliyor. "Vay benim annem, babam ona çok verdi!.." diye bu sefer hem annesine babasına hem de kardeşine darılma durumu oluyor. İşte o haksız!diye bu sefer hem annesine babasına hem de kardeşine darılma durumu oluyor. İşte o haksız! Bir de mirasın taksiminde, "O tarlayı ona verdi, bu tarlayı bana verdi, orası daha verimli,Bir de mirasın taksiminde, "O tarlayı ona verdi, bu tarlayı bana verdi, orası daha verimli, burası biraz daha kıraç." gibi şeyler oluyor. Bu, İslâm’da güzel olmayan bir şey. burası biraz daha kıraç." gibi şeyler oluyor. Bu, İslâm’da güzel olmayan bir şey.

Dedelerimiz bu hususta çok güzel buyurmuşlar; "Mirasta aldanan kazanır!"Dedelerimiz bu hususta çok güzel buyurmuşlar; "Mirasta aldanan kazanır!" Yani aldanmış gibi görünürse Allah onu telafi eder, başka yerden kârlı ve kazançlı çıkartır,Yani aldanmış gibi görünürse Allah onu telafi eder, başka yerden kârlı ve kazançlı çıkartır, diye rahmetli annem bize eski kitaplardan okuduğu bazı hikâyeleri anlatırdı.diye rahmetli annem bize eski kitaplardan okuduğu bazı hikâyeleri anlatırdı. böyle ibretli hikayler kıssalar çocuk yetiştirmeye, pedagojiye çok uygun, çok önemli.böyle ibretli hikayler kıssalar çocuk yetiştirmeye, pedagojiye çok uygun, çok önemli. iki kardes varmış beraber bi tarlayı ekmişler annemiz biz küçükken anlatırdı, bunlar bizim iki kardes varmış beraber bi tarlayı ekmişler annemiz biz küçükken anlatırdı, bunlar bizim gözümüzün önünde canlanırdı. O zaman televizyon yoktu, film yoktu ama biz bunları duyarak,gözümüzün önünde canlanırdı. O zaman televizyon yoktu, film yoktu ama biz bunları duyarak, hayalimizde resimlendirerek canlı manzaralar halinde hatırımızda tutardık. hayalimizde resimlendirerek canlı manzaralar halinde hatırımızda tutardık.

İki kardeş varmış, beraber tarla ekmişler. Buğdaylar büyümüş, harman yapmışlar. İki kardeş varmış, beraber tarla ekmişler. Buğdaylar büyümüş, harman yapmışlar. Kardeşlerin birisi evli, ötekisi bekâr... Birisinin birkaç çocuğu var, ötekisi henüz evlenmemiş.Kardeşlerin birisi evli, ötekisi bekâr... Birisinin birkaç çocuğu var, ötekisi henüz evlenmemiş. Tarlayı eşit olarak ekmişler; mahsulü, harmanı aldıktan sonra samanı, buğdayı ikiye ayırmışlar,Tarlayı eşit olarak ekmişler; mahsulü, harmanı aldıktan sonra samanı, buğdayı ikiye ayırmışlar, iki küme. Samanı, buğdayı taşıyacak bir tane arabaları varmış. Birisi dolduruyormuş arabayı samanla,iki küme. Samanı, buğdayı taşıyacak bir tane arabaları varmış. Birisi dolduruyormuş arabayı samanla, buğdayla kendi evine, ambarına götürüyor, dolduruyormuş. Ötekisi tarlada bekliyormuş. buğdayla kendi evine, ambarına götürüyor, dolduruyormuş. Ötekisi tarlada bekliyormuş. Sonra araba ikinci geldiği zaman o dolduruyormuş samanını, buğdayını,Sonra araba ikinci geldiği zaman o dolduruyormuş samanını, buğdayını, o götürüyormuş, ambarına boşaltıyormuş. o götürüyormuş, ambarına boşaltıyormuş.

Ama arada ne oluyormuş? Ama arada ne oluyormuş?

Bekâr olan kardeş samanı, buğdayı alıp götürdüğü zaman evli olan o gidince yığınlar karşısında dururkenBekâr olan kardeş samanı, buğdayı alıp götürdüğü zaman evli olan o gidince yığınlar karşısında dururken tarlada diyormuş ki; "Benim bu kardeşim henüz yuva kurmadı, işlerini çözümlemedi. tarlada diyormuş ki; "Benim bu kardeşim henüz yuva kurmadı, işlerini çözümlemedi. Daha evlenecek, çeyiz tanzim edecek, düğün yapacak… Bunun paraya çok ihtiyacı var.Daha evlenecek, çeyiz tanzim edecek, düğün yapacak… Bunun paraya çok ihtiyacı var. Mahsulleri eşit olarak ayırdık ama ben ona biraz daha benim tarafımdan vereyim."Mahsulleri eşit olarak ayırdık ama ben ona biraz daha benim tarafımdan vereyim." O yokken kürek kürek atıyormuş buğdaydan, samandan vesaireden. Ötekisi bir şeyden haberdar değil. O yokken kürek kürek atıyormuş buğdaydan, samandan vesaireden. Ötekisi bir şeyden haberdar değil.

Arabayı boşaltıp geldiği zaman, öbür kardeş yüklüyormuş -veyahut beraber yüklüyorlardır-.Arabayı boşaltıp geldiği zaman, öbür kardeş yüklüyormuş -veyahut beraber yüklüyorlardır-. Bu sefer evli kardeş evine gittiği zaman, bekâr kardeş şöyle düşünüyormuş; "Bu malları, samanları,Bu sefer evli kardeş evine gittiği zaman, bekâr kardeş şöyle düşünüyormuş; "Bu malları, samanları, buğdayları eşit olarak bölüştük ama bu kardeşim evli... Hanımı var, çoluk çocuğu var. buğdayları eşit olarak bölüştük ama bu kardeşim evli... Hanımı var, çoluk çocuğu var. Onun daha çok ihtiyacı var. Ben ona kendi hakkımdan biraz vereyim. Nasıl olsa bana bu kadarı yeter" diyorOnun daha çok ihtiyacı var. Ben ona kendi hakkımdan biraz vereyim. Nasıl olsa bana bu kadarı yeter" diyor ve kendisinin buğdaylarını kürek kürek öbür kümeye atıyormuş, samanlarını öbür tarafa naklediyormuş. ve kendisinin buğdaylarını kürek kürek öbür kümeye atıyormuş, samanlarını öbür tarafa naklediyormuş.

Annem, "Allah bu iki kardeşin duygusundan o buğdaya, o samana öyle bereket vermiş, öyle bollandırmış,Annem, "Allah bu iki kardeşin duygusundan o buğdaya, o samana öyle bereket vermiş, öyle bollandırmış, çoğaltmış ki taşıya taşıya bitirememişler, ambarlar dolmuş taşmış!.." diye bizlere anlatırdı. çoğaltmış ki taşıya taşıya bitirememişler, ambarlar dolmuş taşmış!.." diye bizlere anlatırdı.

Güzel, pedagojik, eğitici bir olay! Güzel, pedagojik, eğitici bir olay!

Kardeş için fedakârlık yapmak, işi onun lehine düşünmek, böyle düşünüp berekete nâil olmak,Kardeş için fedakârlık yapmak, işi onun lehine düşünmek, böyle düşünüp berekete nâil olmak, Allah’ın rızasını kazanmak varken iki karış tarla, üç kürek toprak için kardeşe darılınır mı?Allah’ın rızasını kazanmak varken iki karış tarla, üç kürek toprak için kardeşe darılınır mı? Mirastan dolayı kavga çıkar mı, küskünlük olur mu?!. Mirastan dolayı kavga çıkar mı, küskünlük olur mu?!.

Allahu Teâlâ hazretleri zaten küslüğü yasaklamış. İslâm’da müslümanın müslümana küs olması yok.Allahu Teâlâ hazretleri zaten küslüğü yasaklamış. İslâm’da müslümanın müslümana küs olması yok. Küs geçmeyecek, barışık olacaklar. Bir de bu sebepten darılmak hiç uygun olmuyor. Biraz Küs geçmeyecek, barışık olacaklar. Bir de bu sebepten darılmak hiç uygun olmuyor. Biraz fedakârlık yapmayı, izzet ve ikramda bulunmayı, biraz sevap kazanmayı öğrenmeliyiz, öğretmeliyiz. fedakârlık yapmayı, izzet ve ikramda bulunmayı, biraz sevap kazanmayı öğrenmeliyiz, öğretmeliyiz.

Bir şey daha var: Büyüklerimiz bize bunu öğretirlerdi. İnsanın etrafında çeşitli dostları vardır.Bir şey daha var: Büyüklerimiz bize bunu öğretirlerdi. İnsanın etrafında çeşitli dostları vardır. Çeşitli insanlarla komşu, ahbap, arkadaş oluyor ama kardeş annesinden-babasından kendisine nasip olmuş Çeşitli insanlarla komşu, ahbap, arkadaş oluyor ama kardeş annesinden-babasından kendisine nasip olmuş bir yakını olduğu için kardeşin bir daha bulunması mümkün değil.Çarşıdan alınmaz, telafisi mümkün olmaz. bir yakını olduğu için kardeşin bir daha bulunması mümkün değil.Çarşıdan alınmaz, telafisi mümkün olmaz. Onu bırakıp başkasını almak mümkün değil. Kardeş çok kıymetli… Onu bırakıp başkasını almak mümkün değil. Kardeş çok kıymetli… Bir daha, başka yerden elde edilmesi, kazanılması mümkün olmayan bir şahıs. Bir daha, başka yerden elde edilmesi, kazanılması mümkün olmayan bir şahıs.

O bakımından onun kalbini kırmak hiç doğru değil. Aksine taltif ve ikram etmek lazım. "Ben yemeyeyim,O bakımından onun kalbini kırmak hiç doğru değil. Aksine taltif ve ikram etmek lazım. "Ben yemeyeyim, kardeşim yesin. Ben giymeyeyim, kardeşim giysin…" demek lazım. Böyle yapan mahrum olmaz.kardeşim yesin. Ben giymeyeyim, kardeşim giysin…" demek lazım. Böyle yapan mahrum olmaz. Böyle davrananı Allah sever, ona kat kat daha büyük mükâfatlar ihsan eder. Böyle davrananı Allah sever, ona kat kat daha büyük mükâfatlar ihsan eder.

Bu münasebetle miras konusunda itidal tavsiye ediyorum. Varis olarak mirasa sahip olan kimselerBu münasebetle miras konusunda itidal tavsiye ediyorum. Varis olarak mirasa sahip olan kimseler mirasın taksiminde birbirlerine karşı mültefit olsunlar. Mirası bir mesele haline getirmesinler. mirasın taksiminde birbirlerine karşı mültefit olsunlar. Mirası bir mesele haline getirmesinler.

Latife olarak bir de şöyle bir çözüm getiriyorum, beni dinleyen kardeşlerim söylediğim zaman gülüyor.Latife olarak bir de şöyle bir çözüm getiriyorum, beni dinleyen kardeşlerim söylediğim zaman gülüyor. Diyorum ki; kardeşlerden birisi taksim yapsın, seçmeyi ötekisi yapsın! Diyorum ki; kardeşlerden birisi taksim yapsın, seçmeyi ötekisi yapsın!

Böyle olduğu zaman ne olacak? Böyle olduğu zaman ne olacak?

Taksimi yapan, seçimi öteki yapacağı için iyice ölçecek, biçecek iki tarafı eşit yapmaya gayret edecek.Taksimi yapan, seçimi öteki yapacağı için iyice ölçecek, biçecek iki tarafı eşit yapmaya gayret edecek. Ötekisi de o zaman bir tanesini alacak. Böylece adaletli bir taksim yerine gelmiş olur. Ötekisi de o zaman bir tanesini alacak. Böylece adaletli bir taksim yerine gelmiş olur. Bazen insanlar bunu seçemeyebilirler. Seçemeyince bir hakem heyeti tayin etmek,Bazen insanlar bunu seçemeyebilirler. Seçemeyince bir hakem heyeti tayin etmek, "Burada bu mallar var, ne yaparsanız hakem heyetinin hükmüne razıyız…""Burada bu mallar var, ne yaparsanız hakem heyetinin hükmüne razıyız…" demek herhalde mirastan dolayı darılıp, küsüp bir kenara çekilmekten daha iyi... demek herhalde mirastan dolayı darılıp, küsüp bir kenara çekilmekten daha iyi...

Aman miras için annenizi-babanızı üzmeyin, kardeşlerinize darılmayın. Böyle yapanlara sizin deAman miras için annenizi-babanızı üzmeyin, kardeşlerinize darılmayın. Böyle yapanlara sizin de nasihat etmenizi tavsiye ediyoruz. Allahu Teâlâ hazretleri bizi her halimizde, her hareketimizde nasihat etmenizi tavsiye ediyoruz. Allahu Teâlâ hazretleri bizi her halimizde, her hareketimizde şeriatin ahkâmına, düzenine uyanlardan, âdâba, ahlâka riayet edenlerden,şeriatin ahkâmına, düzenine uyanlardan, âdâba, ahlâka riayet edenlerden, Allah’ın rızasını kazanmaya çalışanlardan eylesin. Allah’ın rızasını kazanmaya çalışanlardan eylesin.

Hadîs-i şerîfle bitirmek bereketli olur,Hadîs-i şerîfle bitirmek bereketli olur, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurmuşlar ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurmuşlar ki;

Hakku kebîri’l-ihveti alâ sağîrihim hakku’l-vâlidi alâ veledihî. Hakku kebîri’l-ihveti alâ sağîrihim hakku’l-vâlidi alâ veledihî.

Bir rivayet bu, manası şöyle: Bir rivayet bu, manası şöyle:

''Kardeşlerin büyük olanının küçük olanı üzerine olan hakkı, babanın evladına hakkı gibidir." ''Kardeşlerin büyük olanının küçük olanı üzerine olan hakkı, babanın evladına hakkı gibidir."

Bir rivayet böyle. Bir rivayet daha var. Bir rivayet böyle. Bir rivayet daha var.

El-ekberu mine’l-ihveti bi-menzileti’l-ebi. "Kardeşlerin en büyük olanı baba makamındadır." El-ekberu mine’l-ihveti bi-menzileti’l-ebi. "Kardeşlerin en büyük olanı baba makamındadır."

Madem dinimiz, Peygamber-i Zîşânımız büyük ağabeye baba kadar mertebe bahşediyor,Madem dinimiz, Peygamber-i Zîşânımız büyük ağabeye baba kadar mertebe bahşediyor, "Büyük ağabey, büyük olan kardeş baba gibidir." diyor o halde insanın babasına hürmet ettiği gibi"Büyük ağabey, büyük olan kardeş baba gibidir." diyor o halde insanın babasına hürmet ettiği gibi kendisinden büyüklere de hürmet etmesi Allah’ın sevdiği, Peygamber Efendimiz’in de hoşnut olduğukendisinden büyüklere de hürmet etmesi Allah’ın sevdiği, Peygamber Efendimiz’in de hoşnut olduğu bir durum olur. Onun için küçük kardeşler büyüklere hürmet etsinler, baba yerine koysunlar,bir durum olur. Onun için küçük kardeşler büyüklere hürmet etsinler, baba yerine koysunlar, bu hadîs-i şerîfi unutmasınlar. bu hadîs-i şerîfi unutmasınlar.

Büyük kardeşler de küçükleri bir babanın evladına bakışı gibi görsünler.Büyük kardeşler de küçükleri bir babanın evladına bakışı gibi görsünler. Onlar da babalarının şefkatini küçük kardeşlerine göstersinler. Onlar da babalarının şefkatini küçük kardeşlerine göstersinler.

Evet, İslâm her derdin ilacıdır. İslâm eczanesinde her hastalığın şifası vardır.Evet, İslâm her derdin ilacıdır. İslâm eczanesinde her hastalığın şifası vardır. Yeter ki biz müslüman olalım. Allah bizi İslâm’ın kıymetini bilen, bütün hayatî faaliyetlerimizi, Yeter ki biz müslüman olalım. Allah bizi İslâm’ın kıymetini bilen, bütün hayatî faaliyetlerimizi, her işimizi Kur’an’a göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetine göre yapanlardan eylesin. her işimizi Kur’an’a göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetine göre yapanlardan eylesin.

Cumanız mübarek olsun. Cuma abdesti alın; gusül abdesti, boy abdesti alın.Cumanız mübarek olsun. Cuma abdesti alın; gusül abdesti, boy abdesti alın. Kehf sûresini okuyun. Camiye erken gidin. Cumanın sevaplarını çok alın. Kehf sûresini okuyun. Camiye erken gidin. Cumanın sevaplarını çok alın.

Allah hepinizden razı olsun. Bizi de duadan unutmayın. Allah hepinizden razı olsun. Bizi de duadan unutmayın.

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh. es-Selâmu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2