Namaz Vakitleri
İstanbul
27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Kendi Dilinden Mahmud Es'ad Coşan Hocamızın Hizmet ve Tasavvufi Anlayışı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

27 Muharrem 1415 / 07.07.1994
Kızılcahamam KBRT Televizyonu/ Ankara

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın sohbetlerinden özenle seçilmiş muhtelif bölümlerdir.

Konuşma Metni

Hocam, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Hocam, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

1938 yılında Çanakkale'de doğdum. Ailemiz Çanakkale'ye Buhara'dan gelmiş.1938 yılında Çanakkale'de doğdum. Ailemiz Çanakkale'ye Buhara'dan gelmiş. Anne ve babam birbiriyle akraba çocuklarıdır. Dolayısıyla kökenimiz Buhara olmuş oluyor.Anne ve babam birbiriyle akraba çocuklarıdır. Dolayısıyla kökenimiz Buhara olmuş oluyor. Kafile Arap halayıklarla beraber Buhara'dan bizim o taraflara gelmiş. Kafile Arap halayıklarla beraber Buhara'dan bizim o taraflara gelmiş. Ailemiz Peygambersallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in soyundan imiş.Ailemiz Peygambersallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in soyundan imiş. Demek ki Buhara'ya Hicaz'dan gitmişler. Demek ki Buhara'ya Hicaz'dan gitmişler.

Ben üç yaşındayken, babam Hafız Necati, bizi okutmayı çok istediği içinBen üç yaşındayken, babam Hafız Necati, bizi okutmayı çok istediği için Çanakkale'den aldı, İstanbul'a getirdi.Çanakkale'den aldı, İstanbul'a getirdi. Ve ben bütün tahsilimi -ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite-İstanbul'da yaptım.Ve ben bütün tahsilimi -ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite-İstanbul'da yaptım. Üniversite; İstanbul Edebiyat Fakültesi.Mezun olduğum bölüm; Arap Dili ve Edebiyatı, Üniversite; İstanbul Edebiyat Fakültesi.Mezun olduğum bölüm; Arap Dili ve Edebiyatı, İran Dili ve Edebiyatı bölümüdür. Tabii İslâm Tarihi, Sanat Tarihi bölümlerinide bitirdim. İran Dili ve Edebiyatı bölümüdür. Tabii İslâm Tarihi, Sanat Tarihi bölümlerinide bitirdim.

Sonra 1960 yılında profesörümüz Ahmet Ateş Bey beni ısrarla üniversitede kalmaya teşvik etti. Sonra 1960 yılında profesörümüz Ahmet Ateş Bey beni ısrarla üniversitede kalmaya teşvik etti.

"Yanımda benim kadrom yok ama senin mutlaka üniversitede kalman lazım." Dedi. "Yanımda benim kadrom yok ama senin mutlaka üniversitede kalman lazım." Dedi.

Ben istemiyordum ama beni Ankara'ya gönderdi.Ankara İlahiyat Fakültesi'neBen istemiyordum ama beni Ankara'ya gönderdi.Ankara İlahiyat Fakültesi'ne annemden, babamdan ve İstanbul'daki muhitimden kopmuş olarak gitmek istemiyordum. annemden, babamdan ve İstanbul'daki muhitimden kopmuş olarak gitmek istemiyordum. Ankara İlahiyat Fakültesi'ne -imtihanı kazanıp-asistan olarak girdim. Ankara İlahiyat Fakültesi'ne -imtihanı kazanıp-asistan olarak girdim.

27 yıl Ankara İlahiyat Fakültesi'nde hocalık yaptım.27 yıl Ankara İlahiyat Fakültesi'nde hocalık yaptım. Benim kürsüm, ilahiyat fakültesinin edebiyatla ilgili bölümüydü. Benim kürsüm, ilahiyat fakültesinin edebiyatla ilgili bölümüydü. Amacı; ilahiyat fakültesinde yetişecek olan din adamlarına bizim Osmanlı hurufâtıyla yazılmış olanAmacı; ilahiyat fakültesinde yetişecek olan din adamlarına bizim Osmanlı hurufâtıyla yazılmış olan eserleri okuyup anlama ve Osmanlı dinî edebiyatını tanıma yeteneğini kazandırmaktı.eserleri okuyup anlama ve Osmanlı dinî edebiyatını tanıma yeteneğini kazandırmaktı. Benim kürsüm,başkanlık ettiğim bölüm çeşitli isimler almıştır.Benim kürsüm,başkanlık ettiğim bölüm çeşitli isimler almıştır. En son ismi Türk İslâm Edebiyatı Bölümü idi. Ve ben oradaEn son ismi Türk İslâm Edebiyatı Bölümü idi. Ve ben orada doktoramı, doçentliğimi, profesörlüğümü aldım;27 sene hizmetten sonra.doktoramı, doçentliğimi, profesörlüğümü aldım;27 sene hizmetten sonra. Bu arada tabii yan görevler oldu. MeselaBu arada tabii yan görevler oldu. Mesela Yükseliş Mimarlık Mühendislik Özel Yüksek Okulu'nda derslerim vardır.Yükseliş Mimarlık Mühendislik Özel Yüksek Okulu'nda derslerim vardır. Sakarya Devlet Mimarlık Mühendislik Akademisi'nde derslerim oldu;Sakarya Devlet Mimarlık Mühendislik Akademisi'nde derslerim oldu; Türk Dili ve Edebiyatı ve hitabet-kitabet üzerine konuşmalarım oldu. Çeşitli çalışmalarım oldu. Türk Dili ve Edebiyatı ve hitabet-kitabet üzerine konuşmalarım oldu. Çeşitli çalışmalarım oldu.

1987 yılında biraz sıhhî sebeplerle -bizim hanımın sıhhati Ankara'da pek iyi olmuyordu-1987 yılında biraz sıhhî sebeplerle -bizim hanımın sıhhati Ankara'da pek iyi olmuyordu- biraz da Hocamız Mehmed Zahid Efendi kaddesallahusırrahu'l-azîzbiraz da Hocamız Mehmed Zahid Efendi kaddesallahusırrahu'l-azîz bize bir tasavvufî görev emretmiş olduğu için, onu daha güzel yürütebilmek maksadıyla... bize bir tasavvufî görev emretmiş olduğu için, onu daha güzel yürütebilmek maksadıyla...

Fakültedeki pozisyonum çok iyiydi doğrusu. Birçok kürsü bana bağlanmıştı;Fakültedeki pozisyonum çok iyiydi doğrusu. Birçok kürsü bana bağlanmıştı; emrimde,elimin altında imkânlar vardı.Durumum iyiydi.emrimde,elimin altında imkânlar vardı.Durumum iyiydi. Fakültede talebeler ile diyaloğumuz çok tatlı idi. Talebeler bizim dersimizi ve kürsümüzü severlerdi;Fakültede talebeler ile diyaloğumuz çok tatlı idi. Talebeler bizim dersimizi ve kürsümüzü severlerdi; ilgilenirlerdi, ilgi duyarlardı. Daha güzel hizmet yapmak ve birazda hür olmak için...ilgilenirlerdi, ilgi duyarlardı. Daha güzel hizmet yapmak ve birazda hür olmak için... Çünkü memurluk bir bakıma bağımlılık demek oluyor.Çünkü memurluk bir bakıma bağımlılık demek oluyor. Ve insan memurluk yaptığı beldeden dışarıya çıkarken izin almak zorunda kalıyor.Ve insan memurluk yaptığı beldeden dışarıya çıkarken izin almak zorunda kalıyor. Böylece 1987 yılında 27 yıllık üniversite hizmetinden sonraBöylece 1987 yılında 27 yıllık üniversite hizmetinden sonra kendi isteğimle, daha yıllarca hizmet imkanım varken emekliye ayrılmış oldum.kendi isteğimle, daha yıllarca hizmet imkanım varken emekliye ayrılmış oldum. Tabii dışarıda hizmetleri daha iyi yapmak düşüncesiyle emekliliğimi istedim. Tabii dışarıda hizmetleri daha iyi yapmak düşüncesiyle emekliliğimi istedim.

Gerçektende öyle oldu. Dışarıda çok yoğun hizmetler meydana geldi.Gerçektende öyle oldu. Dışarıda çok yoğun hizmetler meydana geldi. Mesela Türkiye'nin en devamlı dergilerinden olan dergiler çıkarttık.Mesela Türkiye'nin en devamlı dergilerinden olan dergiler çıkarttık. Çünkü Türkiye'de dergiler devam edemiyor; birtakım sosyal ve malî sebepler var.Çünkü Türkiye'de dergiler devam edemiyor; birtakım sosyal ve malî sebepler var. Bizim dergilerimiz 12 yılı geçti, elhamdülillah,muntazaman çıkabiliyor.Bizim dergilerimiz 12 yılı geçti, elhamdülillah,muntazaman çıkabiliyor. Gençlere ve İslâm'la ilgilenen herkese hitap eden bir dergi olarak ilk önce İslâm dergisi çıktı.Gençlere ve İslâm'la ilgilenen herkese hitap eden bir dergi olarak ilk önce İslâm dergisi çıktı. Ondan sonra hanımların eğitimi çok önemli olduğu için,kadınların dinî bakımdan yetişmesiOndan sonra hanımların eğitimi çok önemli olduğu için,kadınların dinî bakımdan yetişmesi ve kültürel yönden beslenmeleri, zihinlerinin, kültürlerinin takviyesi çok önemli olduğundanve kültürel yönden beslenmeleri, zihinlerinin, kültürlerinin takviyesi çok önemli olduğundan Kadın ve Aile dergisini çıkarttık. O da 10 yıldan fazla zamandan beri hizmet veriyor.Kadın ve Aile dergisini çıkarttık. O da 10 yıldan fazla zamandan beri hizmet veriyor. Hanımların derdini hanımlar daha iyi anlar diye, istedik ki [bu dergiyi] hanımlar çıkartsın.Hanımların derdini hanımlar daha iyi anlar diye, istedik ki [bu dergiyi] hanımlar çıkartsın. Böylece bizim İlahiyat Fakültesi'nden mezun veya başka mesleklerden hanımlaraBöylece bizim İlahiyat Fakültesi'nden mezun veya başka mesleklerden hanımlara yazma ve hanımlar kısmını yetiştirme imkânları zuhur etmiş oldu. yazma ve hanımlar kısmını yetiştirme imkânları zuhur etmiş oldu.

Çeşitli vakıflarımız, derneklerimiz var. Türkiye üzerinde 100'ün üstündeÇeşitli vakıflarımız, derneklerimiz var. Türkiye üzerinde 100'ün üstünde çeşitli odaklarda organize olmuş durumdayız. Dergilerimiz dışında kitap yayınlarımız var.çeşitli odaklarda organize olmuş durumdayız. Dergilerimiz dışında kitap yayınlarımız var. Eğitim faaliyetlerimiz var. Kolejlerimizde eğitim veriyoruz.Eğitim faaliyetlerimiz var. Kolejlerimizde eğitim veriyoruz. Ayrıca sağlık hizmetleri gören hastane ve kliniklerimiz var.Ayrıca sağlık hizmetleri gören hastane ve kliniklerimiz var. Ve daha başka sosyal hizmetleri götürmek amacıyla kurmuş olduğumuz çeşitli şirketler var.Ve daha başka sosyal hizmetleri götürmek amacıyla kurmuş olduğumuz çeşitli şirketler var. Bu şirketlerin hepsi hizmet amaçlıdır. Yani insanımıza,câmiamıza çeşitli yönlerden hizmet etmeyiBu şirketlerin hepsi hizmet amaçlıdır. Yani insanımıza,câmiamıza çeşitli yönlerden hizmet etmeyi sağlamak istiyoruz. Böylece şirketlerle, vakıflarla, derneklerle... sağlamak istiyoruz.

Böylece şirketlerle, vakıflarla, derneklerle...

Çevre ve kültür derneklerimiz enteresandır. Türkiye'de ilk defa,Çevre ve kültür derneklerimiz enteresandır. Türkiye'de ilk defa, Çevre Bakanlığı'nın kurulmasından önce bizim çevre-kültür derneklerimiz kurulmuştur.Çevre Bakanlığı'nın kurulmasından önce bizim çevre-kültür derneklerimiz kurulmuştur. Biz çevremizi ve kültürümüzü istediğimiz şekilde düzenlemek istiyorduk.Biz çevremizi ve kültürümüzü istediğimiz şekilde düzenlemek istiyorduk. Onun için bu dernekleri kuruyoruz. Onun için bu dernekleri kuruyoruz.

Kadın ve Aile derneklerimiz vardır. Hanımların organize olması, sosyal hayata katılması,Kadın ve Aile derneklerimiz vardır. Hanımların organize olması, sosyal hayata katılması, kültürel hayatta emeklerinin karşılığının görülmesi maksadıylakültürel hayatta emeklerinin karşılığının görülmesi maksadıyla bunlar çok güzel faaliyetler yapmışlardır; kreşler açmışlardır, kermesler yapmışlardır.bunlar çok güzel faaliyetler yapmışlardır; kreşler açmışlardır, kermesler yapmışlardır. Halen en güzel faaliyetleri devam ettiriyorlar. Halen en güzel faaliyetleri devam ettiriyorlar.

Ayrıca,çeşitli meslek dallarından kardeşlerimizin dernekleri ve faaliyetleri var. Ayrıca,çeşitli meslek dallarından kardeşlerimizin dernekleri ve faaliyetleri var.

Biz eğitim amaçlı toplantılarımızda dinlenmeyi ve eğitmeyi bir arada götürmek istiyoruz.Biz eğitim amaçlı toplantılarımızda dinlenmeyi ve eğitmeyi bir arada götürmek istiyoruz. Amacımız bu. Böyle birçok toplantılar yaptık. Bu toplantılarda hanımAmacımız bu. Böyle birçok toplantılar yaptık. Bu toplantılarda hanım çamaşır, bulaşık yıkamaktan, ev işleriyle meşgul olmaktan, çocuklarla uğraşmaktan kurtulsun,çamaşır, bulaşık yıkamaktan, ev işleriyle meşgul olmaktan, çocuklarla uğraşmaktan kurtulsun, rahat etsin; bey rahat etsin; çocuklarda biraz temiz hava alsınlar,rahat etsin; bey rahat etsin; çocuklarda biraz temiz hava alsınlar, oynasınlar diye güzel yerler seçiyoruz.oynasınlar diye güzel yerler seçiyoruz. Birkaç günlük bir tatil oluyor,bir taraftanda güzel bir eğitim oluyor. Birkaç günlük bir tatil oluyor,bir taraftanda güzel bir eğitim oluyor.

Çalışmalarımıza zevkle, şevkle, severek devam ediyoruz. Allah hayırlı hizmetler nasip etsin. Çalışmalarımıza zevkle, şevkle, severek devam ediyoruz. Allah hayırlı hizmetler nasip etsin.

Senelerdir iyi, temiz, inançlı nesiller yetiştirmek için üstün gayretleriniz var.Senelerdir iyi, temiz, inançlı nesiller yetiştirmek için üstün gayretleriniz var. Günümüzde yoğun olarak yolsuzlukların, skandalların yaşanmasında insan faktörü öne çıkıyor.Günümüzde yoğun olarak yolsuzlukların, skandalların yaşanmasında insan faktörü öne çıkıyor. Dürüst nesillerin yetişmesi için önerileriniz, tavsiyeleriniz neler? Dürüst nesillerin yetişmesi için önerileriniz, tavsiyeleriniz neler?

Bu, bizim üzerinde çok durduğumuz,Bu, bizim üzerinde çok durduğumuz, doğrusu kendimizi şu ülkenin sahiplerinden birisi olarak hissettiğimiz içindoğrusu kendimizi şu ülkenin sahiplerinden birisi olarak hissettiğimiz için ve milletimizin mutluluğunu istediğimiz için fevkalâde üzüldüğümüz bir konudur;ve milletimizin mutluluğunu istediğimiz için fevkalâde üzüldüğümüz bir konudur; yolsuzluklar, haksızlıklar, kötü yönetimler, rüşvetler vesaire.yolsuzluklar, haksızlıklar, kötü yönetimler, rüşvetler vesaire. Bunların hepsinin ilacı,sorumluluk duygusuna sahip olmak, inançlı olmak, Bunların hepsinin ilacı,sorumluluk duygusuna sahip olmak, inançlı olmak, "Âhirette ben bu dünyada yaptıklarımın hesabını vereceğim." diye inanmaktır; inançtır, İslâm'dır."Âhirette ben bu dünyada yaptıklarımın hesabını vereceğim." diye inanmaktır; inançtır, İslâm'dır. Rüşvetin karşısında en iyi çare,insanların müslüman olmasıdır.Rüşvetin karşısında en iyi çare,insanların müslüman olmasıdır. Haksızlığın karşısında en iyi tedbir, insanları müslüman yetiştirmektir,Haksızlığın karşısında en iyi tedbir, insanları müslüman yetiştirmektir, adaletli hareket etmelerini sağlamaktır.adaletli hareket etmelerini sağlamaktır. Polis, müfettiş olmasa bilePolis, müfettiş olmasa bile haksızlık, yolsuzluk yapmayacak bir vicdan yapısına onları sahip kılmaktır. haksızlık, yolsuzluk yapmayacak bir vicdan yapısına onları sahip kılmaktır.

Tabii burada şöyle bir soru ortaya çıkıyor. Memleketimizin yüzde 99'u ismen müslüman.Tabii burada şöyle bir soru ortaya çıkıyor. Memleketimizin yüzde 99'u ismen müslüman. Müslüman ama ahlâken İslâm'ı yaşayan insanların sayısı azalıyor.Müslüman ama ahlâken İslâm'ı yaşayan insanların sayısı azalıyor. Çünkü dinî eğitim büyük gayretle insana verilebilir; büyük masraflar,büyük zahmetler ister.Çünkü dinî eğitim büyük gayretle insana verilebilir; büyük masraflar,büyük zahmetler ister. Ve küçük yaştan başlar; aileden başlar,ilkokuldan, ortaokuldan devam eder.Ve küçük yaştan başlar; aileden başlar,ilkokuldan, ortaokuldan devam eder. Toplumun bu işi benimsemesi, bu tarzda yetiştirmeye çalışması lazım.Toplumun bu işi benimsemesi, bu tarzda yetiştirmeye çalışması lazım. Toplum insanı din dışına,"günah" dediğimiz taraflara çekiyorsa...Toplum insanı din dışına,"günah" dediğimiz taraflara çekiyorsa... Gazeteler, müstehcen yayınlar, sinemalar, dışarıdan getirilenGazeteler, müstehcen yayınlar, sinemalar, dışarıdan getirilen filmler,çeşitli eğlence yerleri, barlar, pavyonlar, diskotekler vesaire; tabiifilmler,çeşitli eğlence yerleri, barlar, pavyonlar, diskotekler vesaire; tabii bunlarda insanı gayrı ciddi, gayri ahlâkî işler yapmaya sevkediyor.bunlarda insanı gayrı ciddi, gayri ahlâkî işler yapmaya sevkediyor. Bunların zehirlerinin panzehiri İslâm. Ama bunun güzel öğretilmesi lazım.Bunların zehirlerinin panzehiri İslâm. Ama bunun güzel öğretilmesi lazım. Bunu öğretmek için devlet desteği lazım. Devlet desteğide nihayet okulda olur.Bunu öğretmek için devlet desteği lazım. Devlet desteğide nihayet okulda olur. Okulun dışında insanların bunları benimseyecek birtakım yerlerde yetiştirilmesi lazım. Okulun dışında insanların bunları benimseyecek birtakım yerlerde yetiştirilmesi lazım.

Okullar insanlara bilgi verir. Tabii öğretmen karakterliyse,kaliteliyseOkullar insanlara bilgi verir. Tabii öğretmen karakterliyse,kaliteliyse bilgiyle beraber aynı zamanda çocuğu eğitir.Ahlâkıyla da meşgul olur.bilgiyle beraber aynı zamanda çocuğu eğitir.Ahlâkıyla da meşgul olur. "Evladım böyle yapma, şöyle yap. Şu ayıp oldu. Şunu düzeltmelisin." der,"Evladım böyle yapma, şöyle yap. Şu ayıp oldu. Şunu düzeltmelisin." der, ele aldığı çocuğu ahlâkende yetiştirebilir. Ama bu istisnâi bir durumdur.ele aldığı çocuğu ahlâkende yetiştirebilir. Ama bu istisnâi bir durumdur. Yani bazı öğretmenler dersi verir, çıkar giderler; talebeyle diyalogları bu tarzda değildir. Yani bazı öğretmenler dersi verir, çıkar giderler; talebeyle diyalogları bu tarzda değildir.

Eskiden bu iş nasıl oluyordu? Eskiden ahlâk eğitimiEskiden bu iş nasıl oluyordu?

Eskiden ahlâk eğitimi
"tekke" denilen tasavvuf müesselerinde yapılıyordu ve bu herkese hitap ediyordu. "tekke" denilen tasavvuf müesselerinde yapılıyordu ve bu herkese hitap ediyordu.

Okul çağındaki çocuklara diyelim ki ahlâk eğitimi verdiniz, esnaf ne olacak?Okul çağındaki çocuklara diyelim ki ahlâk eğitimi verdiniz, esnaf ne olacak? Okumayan çocuk ne olacak? Çırak ne olacak? Kadınlar ne olacak? Okumayan çocuk ne olacak? Çırak ne olacak? Kadınlar ne olacak?

Bunların hepsi birer soru. Bunların cevaplandırılması lazım. Eskiden bu işleri tasavvuf görüyordu.Bunların hepsi birer soru. Bunların cevaplandırılması lazım. Eskiden bu işleri tasavvuf görüyordu. Ve kişileri, hepsini birden kucaklıyordu. Mesai saatlerinin dışında yetiştiriyordu.Ve kişileri, hepsini birden kucaklıyordu. Mesai saatlerinin dışında yetiştiriyordu. Böylece Allah'a inanan, başka insanları seven,ahlâkî davranışları bilenBöylece Allah'a inanan, başka insanları seven,ahlâkî davranışları bilen ve ahlâkî davranmayı yapabilen, yapabilecek, vicdan eğitimi görmüş insanlar meydana geliyordu. ve ahlâkî davranmayı yapabilen, yapabilecek, vicdan eğitimi görmüş insanlar meydana geliyordu.

Şimdi, bu olmayınca... Yani öğretim var. Evet, bir Avrupalı hıristiyanı alsanız, getirseniz,Şimdi, bu olmayınca...

Yani öğretim var. Evet, bir Avrupalı hıristiyanı alsanız, getirseniz,
İmam-Hatip okuluna verseniz, o da bu bilgileri öğrense; papaz gelse,İmam-Hatip okuluna verseniz, o da bu bilgileri öğrense; papaz gelse, "Şu müslümanların dinleri nasılmış?" diye İmam-Hatip okuluna girse, ilahiyat fakültesine girse,"Şu müslümanların dinleri nasılmış?" diye İmam-Hatip okuluna girse, ilahiyat fakültesine girse, öğrense bir şey olmaz. Nihayet İslâmî bilgileri bilen bir papaz olur. Yetmez.öğrense bir şey olmaz. Nihayet İslâmî bilgileri bilen bir papaz olur. Yetmez. Yani İslâm'ı benimseyip yapmak lazım. Bunuda uygulamalı olarak insanlara göstermek lazım.Yani İslâm'ı benimseyip yapmak lazım. Bunuda uygulamalı olarak insanlara göstermek lazım. Bir de tatlı bir muhitte bu işi yapmak lazım. Severek, birbirini kollayarak,Bir de tatlı bir muhitte bu işi yapmak lazım. Severek, birbirini kollayarak, birbirine ikramda bulunarak, büyüklerin küçükleri şefkatle takip ettiği,birbirine ikramda bulunarak, büyüklerin küçükleri şefkatle takip ettiği, küçüklerin büyüklere saygı duyduğu, güzel jestlerin yapıldığı bir yerde,küçüklerin büyüklere saygı duyduğu, güzel jestlerin yapıldığı bir yerde, yumuşak bir tarzda bu eğitimin olması lazım. yumuşak bir tarzda bu eğitimin olması lazım.

Onun için bizim eski sosyal yapımız çok kuvvetliydi. İnsanımız çok iyi yetişiyordu.Onun için bizim eski sosyal yapımız çok kuvvetliydi. İnsanımız çok iyi yetişiyordu. Yunus Emre'yi, Mevlânâ hazretlerini düşünün. Yani bizim Osmanlı ecdadımızın,Yunus Emre'yi, Mevlânâ hazretlerini düşünün. Yani bizim Osmanlı ecdadımızın, Anadolu'daki insanımızın hepsi... Köylü olabilir, medreseye gitmemiş olabilir,Anadolu'daki insanımızın hepsi... Köylü olabilir, medreseye gitmemiş olabilir, "ümmî" dediğimiz tarzda olabilir ama tekkeye gitmiştir."ümmî" dediğimiz tarzda olabilir ama tekkeye gitmiştir. Medreseye gitmemiştir ama tekkeye gitmiştir. Daha doğrusu, tekke köyüne gelmiştir.Medreseye gitmemiştir ama tekkeye gitmiştir. Daha doğrusu, tekke köyüne gelmiştir. Bir derviş gelmiştir; onlara orada Allah'ı sevmeyi, Allah'ın emrini tutmayı,Bir derviş gelmiştir; onlara orada Allah'ı sevmeyi, Allah'ın emrini tutmayı, Allah yolunda yürümeyi sevdirmiştir.Allah yolunda yürümeyi sevdirmiştir. Onun için bizim bir köylümüz bazen Avrupa'nın üniversiteden mezun bir insanından Onun için bizim bir köylümüz bazen Avrupa'nın üniversiteden mezun bir insanından -ümmî olduğu halde- daha ariftir, daha olgundur, daha kibardır, daha tatlıdır.-ümmî olduğu halde- daha ariftir, daha olgundur, daha kibardır, daha tatlıdır. Çünkü böyle bir eğitim görmüştür. Çünkü böyle bir eğitim görmüştür.

Şimdi bu eğitim müesseselerini kapattığımız zaman, Şimdi bu eğitim müesseselerini kapattığımız zaman, -kendi çocuklarımız için düşünelim-nerede görecek bu eğitimi? -kendi çocuklarımız için düşünelim-nerede görecek bu eğitimi?

Çok enteresan bir misal söylemişti rahmetli Ali Yakup Hoca.Çok enteresan bir misal söylemişti rahmetli Ali Yakup Hoca. Mısır'da bir kütüphanenin müdürüyken bir zat gelmiş. Demiş ki; Mısır'da bir kütüphanenin müdürüyken bir zat gelmiş. Demiş ki;

"Sizinle görüşmek istiyorum." "Buyurun." "Sizinle görüşmek istiyorum."

"Buyurun."

"Çocuklarıma Türkçe'yi öğretecek bir insan arıyordum, sizi tavsiye ettiler. "Çocuklarıma Türkçe'yi öğretecek bir insan arıyordum, sizi tavsiye ettiler. Lütfedip bize gelirmisiniz?" "Hay hay" demiş. Lütfedip bize gelirmisiniz?"

"Hay hay" demiş.

Yani Kahire'de iyi giyimli bir beyefendi, bizim Ali Yakup Hocamız,Yani Kahire'de iyi giyimli bir beyefendi, bizim Ali Yakup Hocamız, cennet-mekân, rahmetliden çocuklarına Türkçe'yi öğretmesini istiyor. cennet-mekân, rahmetliden çocuklarına Türkçe'yi öğretmesini istiyor.

"Hay hay!" demiş."Hay hay!" demiş. "Gittim" diyor, "konakları gayet güzel bir konak. "Gittim" diyor, "konakları gayet güzel bir konak. İçeri girdik, gayet güzel, tam Osmanlı usulü, dayanmış, döşenmiş.İçeri girdik, gayet güzel, tam Osmanlı usulü, dayanmış, döşenmiş. Fakat hayretler içinde öğrendim; konağın sahibi Ermeni." Fakat hayretler içinde öğrendim; konağın sahibi Ermeni."

Diyormuş ki Ali Yakup Hoca'ya; Diyormuş ki Ali Yakup Hoca'ya;

"Hocam bu yeni çocuklarda, yeni nesillerde terbiye yok, âdab yok, usul yok, erkân yok. "Hocam bu yeni çocuklarda, yeni nesillerde terbiye yok, âdab yok, usul yok, erkân yok. Lütfen şunlara şunları öğretin." Lütfen şunlara şunları öğretin."

Ermeni, çocuğunu Osmanlı terbiyesiyle yetiştirmeye çalışıyor. Onun için onu çağırmış. Ermeni, çocuğunu Osmanlı terbiyesiyle yetiştirmeye çalışıyor. Onun için onu çağırmış.

Bu önemli bir olaydır. Çocuğun görgüsü dediğimiz, terbiyesi dediğimiz, bir insanın davranışı... Bu önemli bir olaydır. Çocuğun görgüsü dediğimiz, terbiyesi dediğimiz, bir insanın davranışı...

Mesela Profesör Sacit Bey bir misal verdi.Mesela Profesör Sacit Bey bir misal verdi. Birisi elini yıkıyor, yanında bir başka şahıs var, yaşlı. Bu elini yıkadığı sırada şu taraftanBirisi elini yıkıyor, yanında bir başka şahıs var, yaşlı. Bu elini yıkadığı sırada şu taraftan kurulama kağıdından bir tanesini almış, elini yıkayan öbür şahsa vermiş. kurulama kağıdından bir tanesini almış, elini yıkayan öbür şahsa vermiş. Bu küçük bir jest gibi görünüyor ama ötekisi eski Diyanet İşleri başkanı,yaşlı, sakallı bir insan.Bu küçük bir jest gibi görünüyor ama ötekisi eski Diyanet İşleri başkanı,yaşlı, sakallı bir insan. Bu da genç. Ona oradan bir kağıt koparıyor, elini kurulayacak, veriyor.Bu da genç. Ona oradan bir kağıt koparıyor, elini kurulayacak, veriyor. Bu jest onu mest etmiş, memnun etmiş. Bu jest onu mest etmiş, memnun etmiş.

"Ben böyle bir güzel kibar davranış başka bir yerde görmedim." demiş. "Ben böyle bir güzel kibar davranış başka bir yerde görmedim." demiş.

Yaşlı bir insan genç bir kimseye ikramda bulunuyor. Bu bir terbiyedir.Yaşlı bir insan genç bir kimseye ikramda bulunuyor. Bu bir terbiyedir. Terbiyede,eğitimde öğretim kadar önemlidir. Terbiye çok önemlidir. Terbiyede,eğitimde öğretim kadar önemlidir.

Terbiye çok önemlidir.

Bu müesseselerin çalışması lazımdı. Ve çocuklarımızı nasıl terbiye etmemiz gerektiğini düşünmemiz lazımdı.Bu müesseselerin çalışması lazımdı. Ve çocuklarımızı nasıl terbiye etmemiz gerektiğini düşünmemiz lazımdı. Bu terbiyeyi verecek ortamları onlara hazırlamamız gerekiyordu. Bu terbiyeyi verecek ortamları onlara hazırlamamız gerekiyordu.

Bunu yapmaya mecburuz. Halen mecburuz. Bunu yapmadığımız takdirde bilgiliBunu yapmaya mecburuz. Halen mecburuz. Bunu yapmadığımız takdirde bilgili ama hoyrat, kaba saba, hatta anarşist insanlar yetişmiş olabilir. ama hoyrat, kaba saba, hatta anarşist insanlar yetişmiş olabilir.

Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nden mezun insanlarınOrtadoğu Teknik Üniversitesi'nden mezun insanların bir kısmının -geçtiğimiz yıllarda- maceralarını biliyorsunuz; ne kadar anarşik olaylara katıldılar.bir kısmının -geçtiğimiz yıllarda- maceralarını biliyorsunuz; ne kadar anarşik olaylara katıldılar. Ve anarşistlerin çoğunu incelediğiniz zaman, bakıyorsunuz ki yüksek tahsilli,Ve anarşistlerin çoğunu incelediğiniz zaman, bakıyorsunuz ki yüksek tahsilli, Avrupa'da okumuşlar, bilgileri var. Bilgi yetmiyor. Avrupa'da okumuşlar, bilgileri var.

Bilgi yetmiyor.
Bilginin yanında eğitim,yani terbiye, görgü; bir de mânevî temellere,yaniBilginin yanında eğitim,yani terbiye, görgü; bir de mânevî temellere,yani Allah korkusuna dayalı, âhirette hesaba çekileceğini düşünen bir insan olması lazım.Allah korkusuna dayalı, âhirette hesaba çekileceğini düşünen bir insan olması lazım. "Polisi atlatabilirim, kandırabilirim. Hakimi kandırabilirim.Müfettişe yanlış bilgi verebilirim."Polisi atlatabilirim, kandırabilirim. Hakimi kandırabilirim.Müfettişe yanlış bilgi verebilirim. Bütün delilleri yok edebilirim. Ama Allah'a ne hesap vereceğim?" demesi lazım. Bütün delilleri yok edebilirim. Ama Allah'a ne hesap vereceğim?" demesi lazım.

Bir misalle bunu anlatayım. Bir misalle bunu anlatayım.

Hz. Ömer, Medine-i Münevvere'den Mekke-i Mükerreme'ye gidiyormuş,Hz. Ömer, Medine-i Münevvere'den Mekke-i Mükerreme'ye gidiyormuş, emirü'l-mü'minîn -yani devletin başkanı- olduğu zaman.emirü'l-mü'minîn -yani devletin başkanı- olduğu zaman. Yanında bir kişi var. Bir yerde gölgelenmek için ağacın altına oturmuşlar.Yanında bir kişi var. Bir yerde gölgelenmek için ağacın altına oturmuşlar. Bakmışlar, orada bir sürü var, başında da bir çoban. Çobanı çağırmışlar. "Gel bakalım.Bakmışlar, orada bir sürü var, başında da bir çoban. Çobanı çağırmışlar.

"Gel bakalım.
Şu kuzulardan bize bir tane kes, ver." Demiş ki; "Ben kuzuların sahibi değilim.Şu kuzulardan bize bir tane kes, ver."

Demiş ki;

"Ben kuzuların sahibi değilim.
Çobanım sadece; bunu almaya, satmaya selahiyetim yok." Çobanım sadece; bunu almaya, satmaya selahiyetim yok."

"Yahu bize bir tanesini kes, biz sana parayı verelim." "Efendime ne diyeceğim?" "Yahu bize bir tanesini kes, biz sana parayı verelim."

"Efendime ne diyeceğim?"

"‘Kurt yedi. Kurt kaptı bir tanesini.' dersin." "‘Kurt yedi. Kurt kaptı bir tanesini.' dersin."

"Efendimi aldattım ama Allah'a ne diyeceğim? Allah'ı aldatamamki!" demiş. "Efendimi aldattım ama Allah'a ne diyeceğim? Allah'ı aldatamamki!" demiş.

Bu, imandan doğan bir sorumluluk duygusudur.Bu, imandan doğan bir sorumluluk duygusudur. Yani hiç kimse olmadığı bir yerde bile bir müslüman kusur işlemiyor.Yani hiç kimse olmadığı bir yerde bile bir müslüman kusur işlemiyor. O halde İslâm'ı herkesin takdir etmesi lazım.O halde İslâm'ı herkesin takdir etmesi lazım. Yani polise ihtiyaç duymayan bir kişilikle karşı karşıyayız. Ne kadar güzel...Yani polise ihtiyaç duymayan bir kişilikle karşı karşıyayız. Ne kadar güzel... İnsan imanı sayesinde kendi kendisinin kontrolörü, müfettişi,polisi, hakimi oluyor.İnsan imanı sayesinde kendi kendisinin kontrolörü, müfettişi,polisi, hakimi oluyor. Bu çok önemli bir faktör. Bu Avrupa'da, Japonya'da, Rusya'da, Hindistan'da yok.Bu çok önemli bir faktör.

Bu Avrupa'da, Japonya'da, Rusya'da, Hindistan'da yok.
Adam fırsatı buldumu her türlü haksızlığı yapıyor. Ben Almanya'dan bir Wolkswagen araba almıştım.Adam fırsatı buldumu her türlü haksızlığı yapıyor. Ben Almanya'dan bir Wolkswagen araba almıştım. Usulüne uydurmuşlar, bana hatalı yani bir pistonu çalışmayan bir Wolkswagen sattılar.Usulüne uydurmuşlar, bana hatalı yani bir pistonu çalışmayan bir Wolkswagen sattılar. Söylemeden. Kusuru söylenmeden satılır mı? Sonra ben hakkımı aramak istedim.Söylemeden. Kusuru söylenmeden satılır mı? Sonra ben hakkımı aramak istedim. Mevzuat bakımından ayarlamışlar,arayamadım. Yani kanunî mevzuatı uydurdukları zamanMevzuat bakımından ayarlamışlar,arayamadım. Yani kanunî mevzuatı uydurdukları zaman her türlü haksızlığı yapabiliyorlar. Bu dürüstlük değildir. Bu ahlâk değildir. her türlü haksızlığı yapabiliyorlar. Bu dürüstlük değildir. Bu ahlâk değildir.

Ahlâk, bizim ahlâkımızdır. Hiç kimse olmadığı zaman bile bir insan dürüst davranabiliyor mu? Ahlâk, bizim ahlâkımızdır.

Hiç kimse olmadığı zaman bile bir insan dürüst davranabiliyor mu?

Davranabiliyor. İşte ahlâk odur. Bunun kaynağı nedir? Davranabiliyor.

İşte ahlâk odur.

Bunun kaynağı nedir?

Bu ahlâkın kaynağı imandır, dindir. Bu din ve iman terbiyesi insana nerede veriliyor? Bu ahlâkın kaynağı imandır, dindir.

Bu din ve iman terbiyesi insana nerede veriliyor?

Camide verilmiyor, yetmiyor. Vaizin konuşması kâfi gelmiyor. Hutbe kâfi gelmiyor.Camide verilmiyor, yetmiyor. Vaizin konuşması kâfi gelmiyor. Hutbe kâfi gelmiyor. İmam-Hatip okulundaki bilgi kâfi gelmiyor. Ne lazım? İmam-Hatip okulundaki bilgi kâfi gelmiyor.

Ne lazım?

İnsanı gecesinde gündüzünde kuşatan, kavrayan samimi bir muhit lazım. İnsanı gecesinde gündüzünde kuşatan, kavrayan samimi bir muhit lazım.

Bugünün insanları kulüplere gidiyorlar. Gece kulüpleri, şehir kulüpleri filan oluyor.Bugünün insanları kulüplere gidiyorlar. Gece kulüpleri, şehir kulüpleri filan oluyor. Çeşitli dernek toplantıları oluyor. Oralarda sosyal ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorlar.Çeşitli dernek toplantıları oluyor. Oralarda sosyal ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorlar. İnsan her akşam evde dursa sıkıntıdan patlıyor. Nereye gidecek? İnsan her akşam evde dursa sıkıntıdan patlıyor.

Nereye gidecek?

Eskiden tekkeye gidiyordu. Hem sohbet dinliyorduEskiden tekkeye gidiyordu. Hem sohbet dinliyordu hem ilahiler ile zevkli ve tatlı yani estetik yönüde olan bir hayat oluyordu.hem ilahiler ile zevkli ve tatlı yani estetik yönüde olan bir hayat oluyordu. Birbirlerine ikramları, muhabbetleri, fedakârlıkları oluyordu.Birbirlerine ikramları, muhabbetleri, fedakârlıkları oluyordu. Birbirini canından çok seven insanlar meydana geliyordu. O halde bu müesseseyi işletmek lazım.Var;Birbirini canından çok seven insanlar meydana geliyordu.

O halde bu müesseseyi işletmek lazım.Var;
çalışmış, faydası görülmüş. Yine devam etsin.çalışmış, faydası görülmüş. Yine devam etsin. Zaten devam ediyor da, "Niye elinden tutulup yaygınlaştırılmıyor?" diye sorabiliriz. Zaten devam ediyor da, "Niye elinden tutulup yaygınlaştırılmıyor?" diye sorabiliriz.

Peki muhterem hocam, tasavvuf günümüzde yeterince anlaşılamamaktadır.Peki muhterem hocam, tasavvuf günümüzde yeterince anlaşılamamaktadır. Sizce günümüzde tasavvufu nasıl anlamamız gerekir? Sizce günümüzde tasavvufu nasıl anlamamız gerekir?

Tasavvuf, günümüzde sevilen, ilgi duyulan bir yol; bu kesin. Herkes ilgi duyuyor.Tasavvuf, günümüzde sevilen, ilgi duyulan bir yol; bu kesin. Herkes ilgi duyuyor. Tasavvuf ile ilgili bir kitap çok satış yapıyor.Tasavvuf ile ilgili bir kitap çok satış yapıyor. Tasavvufla ilgili bir toplantı çok büyük kalabalıklar topluyor. Herkes tasavvufa ilgi duyuyor. Tasavvufla ilgili bir toplantı çok büyük kalabalıklar topluyor. Herkes tasavvufa ilgi duyuyor.

Ama tasavvufun doğrusu var, eğrisi var. Neden? Ama tasavvufun doğrusu var, eğrisi var.

Neden?

Çünkü tarih boyunca yüzyıllardan beri gelen an'ane var. Birde işin aslı var, özüne uygunluğu var. Çünkü tarih boyunca yüzyıllardan beri gelen an'ane var. Birde işin aslı var, özüne uygunluğu var.

Eğer tasavvufu temsil eden insanlar bilgili olmazsa, an'aneye tâbi olursa,Eğer tasavvufu temsil eden insanlar bilgili olmazsa, an'aneye tâbi olursa, her gelen çizgiyi bir milim kaydırsa yüzyıllar sonunda çizgi çok ters bir noktayaher gelen çizgiyi bir milim kaydırsa yüzyıllar sonunda çizgi çok ters bir noktaya kadar dönmüş olabilir. O halde ne olacak? kadar dönmüş olabilir.

O halde ne olacak?

Tasavvufu uygulayan insan aynı zamanda dinde bilgili insan olacak.Tasavvufu uygulayan insan aynı zamanda dinde bilgili insan olacak. Dinin ana kaynakları olan Kur'ân-ı Kerîm'i ve hadîs-i şerîfi en iyi bilen insan olacakDinin ana kaynakları olan Kur'ân-ı Kerîm'i ve hadîs-i şerîfi en iyi bilen insan olacak ki kendisinin kaymasını, sapmasını düzenleyebilsin. ki kendisinin kaymasını, sapmasını düzenleyebilsin.

Bizim -büyük-Hocamız Gümüşhânevî Ahmed Ziyâeddîn Efendi hazretleri;Bizim -büyük-Hocamız Gümüşhânevî Ahmed Ziyâeddîn Efendi hazretleri; Nakşî, Kâdirî, Kübrevî, Sühreverdî, Çeştîtarikatlerini bünyesinde toplamışNakşî, Kâdirî, Kübrevî, Sühreverdî, Çeştîtarikatlerini bünyesinde toplamış Hâlidiyye kolunun meşhur bir şahsiyeti;Hâlidiyye kolunun meşhur bir şahsiyeti; Batılılar'ın ve Araplar'ın yazdığı kaynak kitaplarda da ismi olan şahıs.Batılılar'ın ve Araplar'ın yazdığı kaynak kitaplarda da ismi olan şahıs. Tekkeye ders kitabı olarak Râmûzü'l-ehâdîsisimli bir hadis koleksiyonu hazırlamış, onu koymuş.Tekkeye ders kitabı olarak Râmûzü'l-ehâdîsisimli bir hadis koleksiyonu hazırlamış, onu koymuş. Diyor ki; "Bu hadis kitabını okuyun.Diyor ki;

"Bu hadis kitabını okuyun.
Bunu okuduğunuz, hazmettiğiniz zaman iyi bir müslüman olursunuz. Bayağıda bir alim olursunuz." Bunu okuduğunuz, hazmettiğiniz zaman iyi bir müslüman olursunuz. Bayağıda bir alim olursunuz."

Tasavvuf ama nereye dayalı? Hadîs-i şerîfe dayalı. Nereye dayalı? Kur'ân-ı Kerîm'e dayalı. Tasavvuf ama nereye dayalı?

Hadîs-i şerîfe dayalı.

Nereye dayalı?

Kur'ân-ı Kerîm'e dayalı.

Tamam, böyle olunca tasavvuf ana çizgide, cadde-i kübrâda yürümüş olur.Tamam, böyle olunca tasavvuf ana çizgide, cadde-i kübrâda yürümüş olur. Yanlış yollara, çıkmaz sokaklara sapmamış olur. Patikalara, çamurlu yerlere girmemiş olur. Yanlış yollara, çıkmaz sokaklara sapmamış olur. Patikalara, çamurlu yerlere girmemiş olur. Sâfiyetini, ilk çıkış zamanındaki güzelliğini korumuş olur. Sâfiyetini, ilk çıkış zamanındaki güzelliğini korumuş olur.

Her şahıs bilgisi olmadığı için "iyi yapıyorum" diye bir şey eklediği zaman din bozulur.Her şahıs bilgisi olmadığı için "iyi yapıyorum" diye bir şey eklediği zaman din bozulur. Onun için bizim dinimizde esas olan,sünnet-i seniyyeye uymaktır.Onun için bizim dinimizde esas olan,sünnet-i seniyyeye uymaktır. Yani Peygamber Efendimiz'in yolunda yürümektir.Yani Peygamber Efendimiz'in yolunda yürümektir. Sünnetin karşısında olan, yeni çıkan şeylerede "bid'at" derler.Sünnetin karşısında olan, yeni çıkan şeylerede "bid'at" derler. Bid'atler de yasaktır; haramdır, günahtır.Bid'atler de yasaktır; haramdır, günahtır. "Bid'ate sarılan insanın namazı, orucu, haccı, sadakası vesairesi kabul olmaz." diye"Bid'ate sarılan insanın namazı, orucu, haccı, sadakası vesairesi kabul olmaz." diye hadîs-i şerîfler vardır. Bu tehditler, bu ikazlar müslümanı ana çizgiden kaymamaya,hadîs-i şerîfler vardır. Bu tehditler, bu ikazlar müslümanı ana çizgiden kaymamaya, sünnet-i seniyye yolunda yürümeye sevketmiştir. sünnet-i seniyye yolunda yürümeye sevketmiştir.

Onun için biz umumiyetle Türkiye'de ne diyoruz? "Ehli sünnet ve'l-cemaatdenim. Onun için biz umumiyetle Türkiye'de ne diyoruz?

"Ehli sünnet ve'l-cemaatdenim.

Yani "Ana caddede yürüyorum. Tefrikaya düşmüş bir grupta değilim.Yani "Ana caddede yürüyorum. Tefrikaya düşmüş bir grupta değilim. Sünnet-i seniyyeye sarılmışım." diyoruz. Sünnet-i seniyyeye sarılmışım." diyoruz.

Bu doğrudur. Çünkü Kur'ân-ı Kerîm ve Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfleriBu doğrudur. Çünkü Kur'ân-ı Kerîm ve Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfleri dinin iki en önemli kaynağıdır.dinin iki en önemli kaynağıdır. Buna sarıldığı zaman, bu istikamette, bununla yürüdüğü zaman tasavvuf güzel olur.Buna sarıldığı zaman, bu istikamette, bununla yürüdüğü zaman tasavvuf güzel olur. Bunun dışına çıktığı zaman tasavvuf yolu kaymış olur. Bunun dışına çıktığı zaman tasavvuf yolu kaymış olur. Daha doğrusu, yol tasavvuftan kaymış olur; yozlaşmış olur, yanlış olur. Daha doğrusu, yol tasavvuftan kaymış olur; yozlaşmış olur, yanlış olur. Onun için ana çizgiye bağlı olma esasına riayet etmek lazım.Onun için ana çizgiye bağlı olma esasına riayet etmek lazım. Kur'ân-ı Kerîm'e, hadîs-i şerîfe,dinin kurallarına uygun olmak esasında yürümek lazım. Kur'ân-ı Kerîm'e, hadîs-i şerîfe,dinin kurallarına uygun olmak esasında yürümek lazım.

Muhterem hocam, hemen hemen bütün dünya ülkeleri teröre karşı olduklarını açıklıyorlar.Muhterem hocam, hemen hemen bütün dünya ülkeleri teröre karşı olduklarını açıklıyorlar. Ama birçok ülke, düşmanı konumundaki ülkeleri terörle yani bu yolla yıpratmaya çalışıyorlar. Ama birçok ülke, düşmanı konumundaki ülkeleri terörle yani bu yolla yıpratmaya çalışıyorlar. Sizce terör bir savaş yöntemimidir? Sizce terör bir savaş yöntemimidir?

Hiç şüphe yok. Yani bugünkü teröristler, anarşistler mutlaka dış güçlerle bağlantılıHiç şüphe yok. Yani bugünkü teröristler, anarşistler mutlaka dış güçlerle bağlantılı ve onların desteğiyle durabiliyor.ve onların desteğiyle durabiliyor. Yoksa Türk ordusunun karşısında, milletin nefreti karşısında bu kadar ayakta durabilmesi mümkün olmazdı.Yoksa Türk ordusunun karşısında, milletin nefreti karşısında bu kadar ayakta durabilmesi mümkün olmazdı. Gizli bir savaş yöntemidir. Buna "gerilla savaşı", "çete savaşı" deniliyor. Bu bir savaştır.Gizli bir savaş yöntemidir. Buna "gerilla savaşı", "çete savaşı" deniliyor. Bu bir savaştır. Tabii bütün milletler terörü istemiyorlar amaTabii bütün milletler terörü istemiyorlar ama kendilerine karşı terör kullanılmasın diye istemiyorlar.kendilerine karşı terör kullanılmasın diye istemiyorlar. Birçok emparyalist ülkede masum ülkeleri terörle karıştırıp maksadına ulaşmak istiyor. Birçok emparyalist ülkede masum ülkeleri terörle karıştırıp maksadına ulaşmak istiyor.

Bizim Türkiyemiz üzerinde çok emelleri olan ülkeler var.Bizim Türkiyemiz üzerinde çok emelleri olan ülkeler var. Yani Türkiyemiz'i parçalamak isteyip sahip olmak isteyen insanlar çok.Yani Türkiyemiz'i parçalamak isteyip sahip olmak isteyen insanlar çok. Zaten çok büyük bir imparatorluk iken ve hiç de küçümsenmeyecek nispetlerdeZaten çok büyük bir imparatorluk iken ve hiç de küçümsenmeyecek nispetlerde çoğunluğa sahipken, mesela Balkanlar'da ecdadımız zulme uğramıştır,çoğunluğa sahipken, mesela Balkanlar'da ecdadımız zulme uğramıştır, Bulgaristan'da ekseriyette iken azınlığa düşürülmüştür. Bulgaristan'da ekseriyette iken azınlığa düşürülmüştür. Yugoslavya'da yapılan katliamlar, Sırplar'ın hücumları, Yugoslavya'da yapılan katliamlar, Sırplar'ın hücumları, hiçbir şeye sığmayan tarzda yaptıkları insanlık dışı şeyler bir ırkı yok etme çalışmasıdır.hiçbir şeye sığmayan tarzda yaptıkları insanlık dışı şeyler bir ırkı yok etme çalışmasıdır. Onların emelleridir. Rusya bir müstevli devlet olarak zaten Türk ellerine saldırmıştır.Onların emelleridir. Rusya bir müstevli devlet olarak zaten Türk ellerine saldırmıştır. Kazan Türk'tür, müslümandır; Ruslar oraya saldırmıştır. Hazar'a inmişlerdir, Özbekistan'aKazan Türk'tür, müslümandır; Ruslar oraya saldırmıştır. Hazar'a inmişlerdir, Özbekistan'a vesaireye gelmişlerdir. Oraları kendi diyarları değildir,vesaireye gelmişlerdir. Oraları kendi diyarları değildir, başka halklar oturduğu halde oraları istila etmişlerdir. başka halklar oturduğu halde oraları istila etmişlerdir.

Türkiye üzerinde de... Türkiye'nin hem kendisinin güzelliği ve imkânları var hemdeTürkiye üzerinde de... Türkiye'nin hem kendisinin güzelliği ve imkânları var hemde Ortadoğu petrollerinin önünde bir duvar olma durumu var.Ortadoğu petrollerinin önünde bir duvar olma durumu var. O bakımdan Türkiye'ye sahip olmak isteyen insanlar vardır.O bakımdan Türkiye'ye sahip olmak isteyen insanlar vardır. Doğu'da bir Ermeni devleti kurulması hayali peşinde koşanlar vardır.Doğu'da bir Ermeni devleti kurulması hayali peşinde koşanlar vardır. İsrail'in Fırat'a, bizim Güneydoğu Anadolu'ya kadar emelleri vardır. Oraları almak istemektedir.İsrail'in Fırat'a, bizim Güneydoğu Anadolu'ya kadar emelleri vardır. Oraları almak istemektedir. GAP bölgesi haritasında o hudutlara dahil edilmiştir.GAP bölgesi haritasında o hudutlara dahil edilmiştir. Yunanistan Batı'yı, İstanbul'u almak istediğini bangır bangır söylemektedir.Yunanistan Batı'yı, İstanbul'u almak istediğini bangır bangır söylemektedir. Batı Trakya'da ekseriyet Türkler'de olduğu halde Lozan'da nasılsa orayı koparmıştır.Batı Trakya'da ekseriyet Türkler'de olduğu halde Lozan'da nasılsa orayı koparmıştır. Oniki Adada hakkı olmadığı halde İtalyanlar'dan sonra oralarıOniki Adada hakkı olmadığı halde İtalyanlar'dan sonra oraları harpsiz, darpsiz ve bize karşı mağlup olduğu halde elde etmiştir.harpsiz, darpsiz ve bize karşı mağlup olduğu halde elde etmiştir. Kötü emelli pek çok şeyler vardır. Dikkat edilirse gazete haberlerinde de görülüyor.Kötü emelli pek çok şeyler vardır.

Dikkat edilirse gazete haberlerinde de görülüyor.
Anarşistler yurtdışına kaçtığı zaman ya Atina'da oluyor, oradan destekleniyor, yaAnarşistler yurtdışına kaçtığı zaman ya Atina'da oluyor, oradan destekleniyor, ya diğer bir terörist ülkede yani Türkiye'ye karşı emeli olan bir ülkede yuvalanıyor.diğer bir terörist ülkede yani Türkiye'ye karşı emeli olan bir ülkede yuvalanıyor. Bu da terörün arkasında dış düşmanların olduğunu çok net olarak gösteriyor; şek ve şüphe yoktur. Bu da terörün arkasında dış düşmanların olduğunu çok net olarak gösteriyor; şek ve şüphe yoktur.

Geçen gün bir gazetede -ben çok da severim kendisini- Erzincan Valisi muhterem Recep Yazıcıoğlu'nun güzel bir yazısı vardı. Geçen gün bir gazetede -ben çok da severim kendisini- Erzincan Valisi muhterem Recep Yazıcıoğlu'nun güzel bir yazısı vardı.

"Yakaladıklarımızın çoğu sünnetsiz."diyor. Sünnetsizlik neyi gösteriyor? "Yakaladıklarımızın çoğu sünnetsiz."diyor.

Sünnetsizlik neyi gösteriyor?

Müslüman olmadığını gösteriyor. Yani çarpışan insanlarında bir kısmıMüslüman olmadığını gösteriyor. Yani çarpışan insanlarında bir kısmı nüfus kağıdında ismini değiştirmiş olabilir ama köken olarak Ermeni kökenli oluyor.nüfus kağıdında ismini değiştirmiş olabilir ama köken olarak Ermeni kökenli oluyor. Yani Anadolumuz'un bazı yerlerinde biz müsamaha göstermişiz;Yani Anadolumuz'un bazı yerlerinde biz müsamaha göstermişiz; Sırplar gibi katletmemişiz, yaşamasına fırsat vermişiz,Sırplar gibi katletmemişiz, yaşamasına fırsat vermişiz, askere almamışız, esnaf olmuşlar, oturmuşlar.askere almamışız, esnaf olmuşlar, oturmuşlar. Erzincan'da, Kayseri'de, Ankara'nın Keçiören semtinde, Konya'nın bazı mahallerinde var.Erzincan'da, Kayseri'de, Ankara'nın Keçiören semtinde, Konya'nın bazı mahallerinde var. Yani her yerde bir gayrimüslim mahallesi olmuş, ses çıkartmamışız.Yani her yerde bir gayrimüslim mahallesi olmuş, ses çıkartmamışız. Şimdi onların içinden şu anda o oturdukları yerlere sahip olma hevesine düşmüş insanlar var.Şimdi onların içinden şu anda o oturdukları yerlere sahip olma hevesine düşmüş insanlar var. Onun için kökeni gayrimüslim; saklanmak, kendisini kamufle etmek için, nüfus kağıdındaOnun için kökeni gayrimüslim; saklanmak, kendisini kamufle etmek için, nüfus kağıdında bizim anlayamayacağımız isim almış. Ama bizim örfümüze, âdetimize tâbi değil, sünnet olmamış,bizim anlayamayacağımız isim almış. Ama bizim örfümüze, âdetimize tâbi değil, sünnet olmamış, demekki gayrimüslim kökenli; çarpışıyor. Niçin çarpışıyor? demekki gayrimüslim kökenli; çarpışıyor.

Niçin çarpışıyor?

Kendisinin hevesini yerine getirmek için çarpışıyor. Bunu anlamamız lazım. Kendisinin hevesini yerine getirmek için çarpışıyor. Bunu anlamamız lazım.

Ve bu topraklarda bir şeyi daha ikaz etmemiz, hatırlatmamız lazım ki ben her yerdeVe bu topraklarda bir şeyi daha ikaz etmemiz, hatırlatmamız lazım ki ben her yerde zamanı, yeri geldikçe söylüyorum: Kürt kardeşlerimizden benim çok sevdiğim,zamanı, yeri geldikçe söylüyorum:

Kürt kardeşlerimizden benim çok sevdiğim,
çok hürmet ettiğim, çok yakın arkadaşlarım, kardeşlerim var.çok hürmet ettiğim, çok yakın arkadaşlarım, kardeşlerim var. Kürt kardeşlerimizin bu şeylere kapılmaması lazım. Çünkü bu topraklardaKürt kardeşlerimizin bu şeylere kapılmaması lazım. Çünkü bu topraklarda Kürtler'e bir devlet vermek için bu karışıklıkları çıkartmıyorlar. Kürtler'ede razı olmazlar.Kürtler'e bir devlet vermek için bu karışıklıkları çıkartmıyorlar. Kürtler'ede razı olmazlar. Yani Türkler'in bu topraklara sahip olmasına razı olmayan bu insanlarYani Türkler'in bu topraklara sahip olmasına razı olmayan bu insanlar Kürtler'in oralara sahip olmasına hiç razı olmazlar.Kürtler'in oralara sahip olmasına hiç razı olmazlar. Onun arkasında, Kürt'ünde arkasında kim var, ona bakmak lazım. Onun arkasında, Kürt'ünde arkasında kim var, ona bakmak lazım.

İsrailmi almak istiyor? Ermenistanmı almak istiyor? Rusyamı oraya inmek istiyor?İsrailmi almak istiyor? Ermenistanmı almak istiyor? Rusyamı oraya inmek istiyor? Almanyamı orada bir şey elde etmek istiyor? Amerikamı? Onu anlamaya çalışmak lazım. Almanyamı orada bir şey elde etmek istiyor? Amerikamı?

Onu anlamaya çalışmak lazım.

Bugün "Suriye" diyoruz. Suriye, teröristleri barındıran ülkelerden biridir. Bugün "Suriye" diyoruz. Suriye, teröristleri barındıran ülkelerden biridir.

"Suriye bir İslâm ülkesi olarak teröristi nasıl barındırır?" diye hayret eden insanlar olabilir. "Suriye bir İslâm ülkesi olarak teröristi nasıl barındırır?" diye hayret eden insanlar olabilir.

Ama ben Suriye'de seyahat etmiş ve sosyal yapısını bilen bir insan olarak şunu hatırlatırım ki; Ama ben Suriye'de seyahat etmiş ve sosyal yapısını bilen bir insan olarak şunu hatırlatırım ki;

Suriye'de Ermeniler, Suryaniler hakimdir. Yani oranın yönetimi müslümanların elinde değildir.Suriye'de Ermeniler, Suryaniler hakimdir. Yani oranın yönetimi müslümanların elinde değildir. Müslümanlar hapistedir, mağdurdur. Orası gizli bir şekilde istilaya uğramıştır, ele geçirilmiştir.Müslümanlar hapistedir, mağdurdur. Orası gizli bir şekilde istilaya uğramıştır, ele geçirilmiştir. Onun için Ermeni orada teröristi tutup, bu tarafı destekleyip lojistik, insan desteği sağlıyor,Onun için Ermeni orada teröristi tutup, bu tarafı destekleyip lojistik, insan desteği sağlıyor, oralarda bu şeyleri yapabiliyor. Kuzey Irak da öyledir. İran'da da çok Ermeni vardır.oralarda bu şeyleri yapabiliyor.

Kuzey Irak da öyledir. İran'da da çok Ermeni vardır.
Azerbaycan'da da vardır. İşte mücadelelerini görüyorsunuz. Azerbaycan'da da vardır. İşte mücadelelerini görüyorsunuz.

Hâsılı, biz bu şeyleri çok iyi bilmek zorundayız. Yani bu terör bir savaştır.Hâsılı, biz bu şeyleri çok iyi bilmek zorundayız. Yani bu terör bir savaştır. Yavaş yavaş sıcak savaşa bir ısınmadır. Görüyorsunuz gittikçe dozajı artıyor.Yavaş yavaş sıcak savaşa bir ısınmadır. Görüyorsunuz gittikçe dozajı artıyor. Ve sonunda Türkiye'yi ekonomik yöndende zayıflattıktan sonra,Ve sonunda Türkiye'yi ekonomik yöndende zayıflattıktan sonra, iyice "Artık bu arslan bir daha kükreyemez, pençe savuramaz." dedikleri zaman,iyice "Artık bu arslan bir daha kükreyemez, pençe savuramaz." dedikleri zaman, hareket etmek için bir zayıflatma çalışmasıdır. Katiyen bir iç problem değildir.hareket etmek için bir zayıflatma çalışmasıdır. Katiyen bir iç problem değildir. Çünkü biz Türkiye'de hiçbir zaman Türk ve Kürt ayrımı, Çerkez-Abaza ayrımı yapmamışızdır.Çünkü biz Türkiye'de hiçbir zaman Türk ve Kürt ayrımı, Çerkez-Abaza ayrımı yapmamışızdır. Okula gelen herkes okumuştur. Devlet memurluğuna müracaat eden herkesOkula gelen herkes okumuştur. Devlet memurluğuna müracaat eden herkes bir yerde memur olmuştur. Kimisi bakan olmuştur, kimisi daha yüksek mevkilere çıkmıştır.bir yerde memur olmuştur. Kimisi bakan olmuştur, kimisi daha yüksek mevkilere çıkmıştır. Hiçbir şey dememişizdir, yadırgamamışızdır. Komşumuz Elazığlıdır, falanca Vanlıdır,Hiçbir şey dememişizdir, yadırgamamışızdır. Komşumuz Elazığlıdır, falanca Vanlıdır, ötekisi Diyarbakırlıdır. İyi insansa severiz, ziyaret ederiz. Muhabbet içinde yaşıyoruz.ötekisi Diyarbakırlıdır. İyi insansa severiz, ziyaret ederiz. Muhabbet içinde yaşıyoruz. "İstanbul'a niye geldin?" demeyiz. "İzmir'de niye yerleştin?" demeyiz."İstanbul'a niye geldin?" demeyiz. "İzmir'de niye yerleştin?" demeyiz. "Anadolu'nun, Türkiye'nin her yeri Türkiye'nin her vatandaşına açıktır." diyoruz. "Anadolu'nun, Türkiye'nin her yeri Türkiye'nin her vatandaşına açıktır." diyoruz.

Böyle bir rahatlık varken; tahsil, kazanç, istediği yere yerleşme imkânı var,Böyle bir rahatlık varken; tahsil, kazanç, istediği yere yerleşme imkânı var, niye gürültü patırtı çıkarsın bir insan? niye gürültü patırtı çıkarsın bir insan?

Mutlaka arkasında yabancı tahrikler var da sunî olarak bu gürültüler ondan çıkartılıyor; çok net. Mutlaka arkasında yabancı tahrikler var da sunî olarak bu gürültüler ondan çıkartılıyor; çok net.

Muhterem hocam, Türk askerlerinin Bosna'ya gitmesi konusundaki düşünceleriniz nelerdir? Muhterem hocam, Türk askerlerinin Bosna'ya gitmesi konusundaki düşünceleriniz nelerdir?

Onlara moral vereceğini gazeteler yazıyor. Yani Türk'ü seviyorlarOnlara moral vereceğini gazeteler yazıyor. Yani Türk'ü seviyorlar ve kendilerini Türklerle kardeş hissediyorlar. Ve kardeşler, işin doğrusuda o. ve kendilerini Türklerle kardeş hissediyorlar. Ve kardeşler, işin doğrusuda o. Hakikaten kan bakımından, ırk bakımındanda Boşnak dediğimiz insanlarınHakikaten kan bakımından, ırk bakımındanda Boşnak dediğimiz insanların Türklerle ilgisi vardır; tarih, inanç beraberliği vardır. Şu anda mağdur oldukları esnada daTürklerle ilgisi vardır; tarih, inanç beraberliği vardır. Şu anda mağdur oldukları esnada da onlara en candan yardım edenler yine bizler ve diğer müslüman ülkelerdir. onlara en candan yardım edenler yine bizler ve diğer müslüman ülkelerdir.

Bizim oraya gitmemiz sembolik de olsa onlara çok moral veriyor.Bizim oraya gitmemiz sembolik de olsa onlara çok moral veriyor. Bizim arkadaşlarımızdan gidenler var.Bizim arkadaşlarımızdan gidenler var. Türk askeri resmen gitmeden önce oraya giden bizim kardeşlerimiz var.Türk askeri resmen gitmeden önce oraya giden bizim kardeşlerimiz var. Orada şehit olan kardeşlerimiz var. Gazeteler isimlerini, resimlerini yazdı.Orada şehit olan kardeşlerimiz var. Gazeteler isimlerini, resimlerini yazdı. Siz belki dergilerde yazmışsınızdır. Oraya giden kardeşlerle ben konuştumda, onlar diyorlarmış ki; Siz belki dergilerde yazmışsınızdır. Oraya giden kardeşlerle ben konuştumda, onlar diyorlarmış ki;

"Sizin bizim yanımızda olmanız kâfi. Bize moral veriyorsunuz. "Sizin bizim yanımızda olmanız kâfi. Bize moral veriyorsunuz. Siz bizim kadar buraları bilmezsiniz. Sırpça bilmezsiniz. Bölgeyi tanımazsınız.Siz bizim kadar buraları bilmezsiniz. Sırpça bilmezsiniz. Bölgeyi tanımazsınız. Burada aktif bir savaş yapamazsınız. Ama sizin bizim yanımızda olmanız bize moral veriyor,Burada aktif bir savaş yapamazsınız. Ama sizin bizim yanımızda olmanız bize moral veriyor, çok memnun oluyoruz." Tabii Türk askeri orada birileriyle savaşmak göreviyle gitmedi.çok memnun oluyoruz."

Tabii Türk askeri orada birileriyle savaşmak göreviyle gitmedi.
Birleşmiş Milletler'in statüsü içinde orada asayişi temin etmek,Birleşmiş Milletler'in statüsü içinde orada asayişi temin etmek, Birleşmiş Milletler'in şeyini uygulamak için gitti. Ama Türk olması dolayısıyla moral veriyor. Birleşmiş Milletler'in şeyini uygulamak için gitti. Ama Türk olması dolayısıyla moral veriyor.

Birde şu var: Rus askeri gittiği zaman, Fransız gittiği zaman, başkası gittiği zamanBirde şu var: Rus askeri gittiği zaman, Fransız gittiği zaman, başkası gittiği zaman bîtaraf ve adaletli hareket etmiyor. Müslümana düşman gözüyle bakıyor;bîtaraf ve adaletli hareket etmiyor. Müslümana düşman gözüyle bakıyor; Sırp'ı dost olarak görüyor, Sırp'ın yaptığı haksızlığa sinsi sinsi gülerek müsaade ediyor.Sırp'ı dost olarak görüyor, Sırp'ın yaptığı haksızlığa sinsi sinsi gülerek müsaade ediyor. Tabii Türk askeri böyle bir şey yapmayacak. Onun için Sırplar istemiyorlar.Tabii Türk askeri böyle bir şey yapmayacak. Onun için Sırplar istemiyorlar. Boşnaklar için Türk askerinin orada olması... Hiç olmazsa adaletli hareket eder. YaniBoşnaklar için Türk askerinin orada olması... Hiç olmazsa adaletli hareket eder. Yani Türk askeri gidip Boşnaklar'ın yanında Sırplarla çarpışmayacak tabii;Türk askeri gidip Boşnaklar'ın yanında Sırplarla çarpışmayacak tabii; görevi, oraya gidiş sebebi o değil.Ama hiç olmazsa bulunduğu kritik noktalarda haksızlık yapmayacak.görevi, oraya gidiş sebebi o değil.Ama hiç olmazsa bulunduğu kritik noktalarda haksızlık yapmayacak. Bu güzel bir şeydir. Uygun görüyoruz. Allah hayırlı hizmetler nasip etsin.Bu güzel bir şeydir. Uygun görüyoruz. Allah hayırlı hizmetler nasip etsin. Oradaki mazlum kardeşlerimizi zulümden kurtarsın. Haksızlıkların telafisi mümkün olsun. Oradaki mazlum kardeşlerimizi zulümden kurtarsın. Haksızlıkların telafisi mümkün olsun.

Hocam, buradan son olarak değerli izleyicilerimize iletmek istediğiniz mesajınız var mı? Hocam, buradan son olarak değerli izleyicilerimize iletmek istediğiniz mesajınız var mı?

Ben Kızılcahamam'ı eskiden beri severim. Hem tabiatı güzeldir hemde halkıyla zaten dostluğumuz eskidir. Ben Kızılcahamam'ı eskiden beri severim. Hem tabiatı güzeldir hemde halkıyla zaten dostluğumuz eskidir. Kızılcahamam'ın ahâlisi temizdir. Temiz" derken neyi kastediyoruz? Dindardır. Biz de dindarız. Kızılcahamam'ın ahâlisi temizdir.

Temiz" derken neyi kastediyoruz?

Dindardır.

Biz de dindarız.

Mukaddesatçıdır, milliyetçidir, dürüst insanlardır. Onun için Kızılcahamam'ı severim. Mukaddesatçıdır, milliyetçidir, dürüst insanlardır. Onun için Kızılcahamam'ı severim. Benimsediğim bir yerdir. Gelip gitmemiz çok olmuştur. Benimsediğim bir yerdir. Gelip gitmemiz çok olmuştur. Biz Ankara'da ayda bir vaaz verirdik, ayda bir bizim vaazımıza Kızılcahamam'dan minibüsle gelirlerdi;Biz Ankara'da ayda bir vaaz verirdik, ayda bir bizim vaazımıza Kızılcahamam'dan minibüsle gelirlerdi; öğretmenler, İmam-Hatip müdürleri, seçkin kardeşlerimiz gelirlerdi.öğretmenler, İmam-Hatip müdürleri, seçkin kardeşlerimiz gelirlerdi. Kızılcahamam'ı seviyoruz. Kızılcahamamlılarıda samimi olarak seviyoruz.Kızılcahamam'ı seviyoruz. Kızılcahamamlılarıda samimi olarak seviyoruz. Hani bazı yerler kozmopolit oluyor, insan gittiği zaman rahatsız oluyor.Hani bazı yerler kozmopolit oluyor, insan gittiği zaman rahatsız oluyor. Diyelim Ege'nin filanca x, y veya a, b, c kasabası; gidiyorsun, herkes şortla geziyor. Diyelim Ege'nin filanca x, y veya a, b, c kasabası; gidiyorsun, herkes şortla geziyor. Ben müslüman olarak yadırgıyorum. Herkes içki içiyor.Ben müslüman olarak yadırgıyorum. Herkes içki içiyor. Ben Allah'tan korkan bir insan olarak içkiye şey yapamam. Sanki o diyar müslüman diyarı değilmiş, Ben Allah'tan korkan bir insan olarak içkiye şey yapamam. Sanki o diyar müslüman diyarı değilmiş, Fransa'nın, İtalya'nın Akdeniz kenarındaki bir kasabasıymış gibi olunca üzülüyoruz,Fransa'nın, İtalya'nın Akdeniz kenarındaki bir kasabasıymış gibi olunca üzülüyoruz, öyle bir yeri benimseyemiyoruz. Ama Kızılcahamam öyle değil.öyle bir yeri benimseyemiyoruz. Ama Kızılcahamam öyle değil. Kızılcahamam bizim kasabamızdır. Kızılcahamam bizim kasabamızdır.

Kardeşlerimize sıhhatler, afiyetler dileriz. Dünyada ve âhirette mutluluklar dileriz.Kardeşlerimize sıhhatler, afiyetler dileriz. Dünyada ve âhirette mutluluklar dileriz. İslâm'a iyi hizmet etmek hususundaki gayretlerinin, sa'ylerinin meşkur olmasını,İslâm'a iyi hizmet etmek hususundaki gayretlerinin, sa'ylerinin meşkur olmasını, Allah tarafından taltif edilmesini,hizmetlerinin çoğalmasını dileriz.Allah tarafından taltif edilmesini,hizmetlerinin çoğalmasını dileriz. Bu da bir hizmettir.Televizyon hizmeti her beldede yokBu da bir hizmettir.Televizyon hizmeti her beldede yok ama Kızılcahamamlı kardeşlerimiz bu hizmeti beldelerine getirmişler. Bu da bir hizmettir.ama Kızılcahamamlı kardeşlerimiz bu hizmeti beldelerine getirmişler. Bu da bir hizmettir. Kültürel ve dinî hizmetlerini daha etkili tarzda yapmalarını dileriz. Günleri gönüllerince olsun.Kültürel ve dinî hizmetlerini daha etkili tarzda yapmalarını dileriz. Günleri gönüllerince olsun. Allah dünya ve âhiretlerini bahtiyar, mutlu ve mesut eylesin. Allah dünya ve âhiretlerini bahtiyar, mutlu ve mesut eylesin.

Bizde bu güzel sohbet için çok teşekkür ediyoruz hocam, Allah razı olsun. Bizde bu güzel sohbet için çok teşekkür ediyoruz hocam, Allah razı olsun.

Ben teşekkür ederim. Allah sizdende razı olsun. Ben teşekkür ederim. Allah sizdende razı olsun.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2