Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Âhir 1446
24 Aralık 2024
İmsak
06:48
Güneş
08:20
Öğle
13:09
İkindi
15:27
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Kendimizi Hesaba Çekmek: Hatalarımızın Kefareti ve Yeniden İnşa

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

20 Şa'bân 1417 / 31.12.1996
İsveç

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Af Olma Sebepleri, Orucun Faziletleri, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Kendimizi Hesaba Çekmek: Hatalarımızın Kefareti ve Yeniden İnşa

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

20 Şa'bân 1417 / 31.12.1996
İsveç

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Af Olma Sebepleri, Orucun Faziletleri, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

[İnsan bazen] kusur olduğunu bildiği halde yapar, hata edebilir.[İnsan bazen] kusur olduğunu bildiği halde yapar, hata edebilir. Hayatta etrafımıza baktığımız zaman, hatta niye başkasına bakalım,Hayatta etrafımıza baktığımız zaman, hatta niye başkasına bakalım, kendi kendimize baktığımız zaman [bunu çok rahat görürüz.] Başkasına bakmak günah. kendi kendimize baktığımız zaman [bunu çok rahat görürüz.] Başkasına bakmak günah.

İbrahim b. Ethem kaddesallahu sırrahû ve rahimehullahu rahmeten vâsiah hazretleri, o öyle demiş.İbrahim b. Ethem kaddesallahu sırrahû ve rahimehullahu rahmeten vâsiah hazretleri, o öyle demiş. Yani herkes başkasının ayıbı ile meşgul olurken; Yani herkes başkasının ayıbı ile meşgul olurken;

İze'şteğale'n-nâsü bi-uyûbi'n-nâsi feşteğıl ente bi-uyûbi nefsike. İze'şteğale'n-nâsü bi-uyûbi'n-nâsi feşteğıl ente bi-uyûbi nefsike.

"Herkes başkasının ayıbına bakıyor; sen kendine bak. Sen kendi ayıbınla meşgul ol." "Herkes başkasının ayıbına bakıyor; sen kendine bak. Sen kendi ayıbınla meşgul ol."

Çünkü başkasının ayıbı ile meşgul olmak gıybettir, günahtır, suçtur, kusurdur, faziletsizliktir.Çünkü başkasının ayıbı ile meşgul olmak gıybettir, günahtır, suçtur, kusurdur, faziletsizliktir. Ama insanın kendi ayıbını düşünmesi sevaptır.Ama insanın kendi ayıbını düşünmesi sevaptır. Kendi ayıbını düşünüp nefsini teftiş etmesi, hareketlerini takip etmesi,Kendi ayıbını düşünüp nefsini teftiş etmesi, hareketlerini takip etmesi, hatasını sevabını anlamaya çalışması fazilettir. Onun için kendimize bakalım. hatasını sevabını anlamaya çalışması fazilettir.

Onun için kendimize bakalım.
Hatamız kusurumuz çok. Onun için, "Her dem hatadır kârımız." diyoruz. Kâr, "iş" demek.Hatamız kusurumuz çok. Onun için, "Her dem hatadır kârımız." diyoruz. Kâr, "iş" demek. İşimiz her dem hatadır diyoruz.İşimiz her dem hatadır diyoruz. İşin doğrusu da öyledir; oturuşumuz, kalkışımız, bakışımız, sözümüz, sohbetimiz, işimiz hatalı olabilir. İşin doğrusu da öyledir; oturuşumuz, kalkışımız, bakışımız, sözümüz, sohbetimiz, işimiz hatalı olabilir.

Ne olacak? O hataların hepsinden sorumluyuz. Allahu Teâlâ hazretleri bildirmiş ki: Ne olacak?

O hataların hepsinden sorumluyuz.

Allahu Teâlâ hazretleri bildirmiş ki:

Fe-men ya'mel miskâle zerratin hayran yerahûFe-men ya'mel miskâle zerratin hayran yerahû ve men ya'mel miskâle zerratin şerran yerahû. ve men ya'mel miskâle zerratin şerran yerahû.

"Zerre ağırlığı kadar hayır işleyen [onun kasrşılığını görecek]." Zerre nedir? "Zerre ağırlığı kadar hayır işleyen [onun kasrşılığını görecek]."

Zerre nedir?

Güneşin ışığı şöyle süzüldüğü zaman bir yerden,Güneşin ışığı şöyle süzüldüğü zaman bir yerden, havada böyle uçuşan beyaz beyaz tozlara zerre diyoruz. Zerre ağırlığı. havada böyle uçuşan beyaz beyaz tozlara zerre diyoruz.

Zerre ağırlığı.

Onun ağırlığı ne olacak? Kim ölçebilir, hangi aletle ölçülür onun ağırlığı? Onun ağırlığı ne olacak?

Kim ölçebilir, hangi aletle ölçülür onun ağırlığı?

"Zerre ağırlığı kadar iyilik, hayır yapan bir insan onun karşılığını âhirette mükâfat olarak görecek.""Zerre ağırlığı kadar iyilik, hayır yapan bir insan onun karşılığını âhirette mükâfat olarak görecek." Ve men ya'mel miskâle zerratin şerran yerahû. Ve men ya'mel miskâle zerratin şerran yerahû. "Onun ağırlığı kadar o kadarcık az bir şer bile işleyen cezasını çekecek." "Onun ağırlığı kadar o kadarcık az bir şer bile işleyen cezasını çekecek."

O zaman halimiz ne olacak bizim? Yani hata ettiğimizi biliyoruz kendi kendimize baktığımız zaman.O zaman halimiz ne olacak bizim?

Yani hata ettiğimizi biliyoruz kendi kendimize baktığımız zaman.
Gecemizi gündüzümüzü, yalnız kaldığımız zamanları, içimizi,Gecemizi gündüzümüzü, yalnız kaldığımız zamanları, içimizi, düşüncelerimizi kendimiz bildiğimiz için hatalarımız çok. düşüncelerimizi kendimiz bildiğimiz için hatalarımız çok.

En küçük bir hatayı bile Allah hesaba sokacak, sorgu sual olacak,En küçük bir hatayı bile Allah hesaba sokacak, sorgu sual olacak, onun karşılığı olacak diye biliyoruz, ne yapacağız? Ne olacak bizim halimiz? onun karşılığı olacak diye biliyoruz, ne yapacağız?

Ne olacak bizim halimiz?

Kaldı ki bir de insan ömrünü mâsum, günahsız geçiremiyor, gerçekleri zamanında kavrayamıyor.Kaldı ki bir de insan ömrünü mâsum, günahsız geçiremiyor, gerçekleri zamanında kavrayamıyor. Bir zaman geliyor o zaman tövbekâr oluyor. Bir zaman geliyor o zaman tövbekâr oluyor. Bir vesile oluyor da, bir hoca geliyor da, birisi bir söz söylüyor da, bir olayla karşılaşıyor da, Bir vesile oluyor da, bir hoca geliyor da, birisi bir söz söylüyor da, bir olayla karşılaşıyor da, bir acı olay oluyor da veyahut bir vefat oluyor da ondan sonra yola geliyoruz. bir acı olay oluyor da veyahut bir vefat oluyor da ondan sonra yola geliyoruz.

Mesela Ankara'da benim bir mühendis tanıdığım vardı, çok melek gibi,Mesela Ankara'da benim bir mühendis tanıdığım vardı, çok melek gibi, lokum gibi, kaymak gibi böyle bir insandı. Çok severdim ben onu, ailece de ziyaretine giderdik. lokum gibi, kaymak gibi böyle bir insandı. Çok severdim ben onu, ailece de ziyaretine giderdik.

Allah selamet versin. Evliya gibi bir adam, çok çok iyi bir adam.Allah selamet versin.

Evliya gibi bir adam, çok çok iyi bir adam.
Sonradan öğrendim, bir vefattan sonra o hâle gelmiş.Sonradan öğrendim, bir vefattan sonra o hâle gelmiş. Yani yakınlarından birisi vefat etmiş, ölüm ona tesir etmiş, ondan sonra o hâle gelmiş. Yani yakınlarından birisi vefat etmiş, ölüm ona tesir etmiş, ondan sonra o hâle gelmiş.

Ondan evvel nasıldı? Hiç sormayın diyorlar. Allah Allah, ya inanamadım! Melek gibi bir insan. Ondan evvel nasıldı?

Hiç sormayın diyorlar.

Allah Allah, ya inanamadım! Melek gibi bir insan.

Böyle olabilir. Bir de hani hayatının her zamanında insan iyi müslüman da olmuyor.Böyle olabilir. Bir de hani hayatının her zamanında insan iyi müslüman da olmuyor. 20 yaşında, 30 yaşında, 40 yaşında, 18 yaşında, neyse bir zamanda şey yapıyor. 20 yaşında, 30 yaşında, 40 yaşında, 18 yaşında, neyse bir zamanda şey yapıyor. Ah ne güzel olurdu, keşke şimdiki aklımız, şu camideki aklımız,Ah ne güzel olurdu, keşke şimdiki aklımız, şu camideki aklımız, şu ramazandaki aklımız küçüklüğümüzde olsaydı da Allah'a küçüklüğümüzden berişu ramazandaki aklımız küçüklüğümüzde olsaydı da Allah'a küçüklüğümüzden beri güzel kulluk ederek yetişseymişiz ama, öyle olmuyor. Şimdi bizim halimiz ne olacak? güzel kulluk ederek yetişseymişiz ama, öyle olmuyor.

Şimdi bizim halimiz ne olacak?

İşlediğimiz hatalar, 30 yaşına kadar işlediğimiz, 50 yaşına kadar işlediğimiz hatalar,İşlediğimiz hatalar, 30 yaşına kadar işlediğimiz, 50 yaşına kadar işlediğimiz hatalar, günahlar, zerre kadar bile olsa hesaba girecek şeyler… günahlar, zerre kadar bile olsa hesaba girecek şeyler… "Şimdi bizim halimiz ne olacak?" diye [düşününce] vaziyet fena! Yani bayağı bir endişelenecek durum var. "Şimdi bizim halimiz ne olacak?" diye [düşününce] vaziyet fena! Yani bayağı bir endişelenecek durum var.

İşte bunun karşısında Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in bir müjdesi var,İşte bunun karşısında Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in bir müjdesi var, onu okuyarak derse başlamak istiyorum. Müjdeli başlamak istiyorum.onu okuyarak derse başlamak istiyorum. Müjdeli başlamak istiyorum. Yani konuşmaya böyle tatlı girerse insan, dinleyenler de böyle bir ferahlar.Yani konuşmaya böyle tatlı girerse insan, dinleyenler de böyle bir ferahlar. "Yahu bu hoca insanın aklını karıştırıyor, kalbini karartıyor." filan diye"Yahu bu hoca insanın aklını karıştırıyor, kalbini karartıyor." filan diye böyle şey yapmasınler diye müjdeli bir hadîs-i şerîf ile başlamak istiyorum. böyle şey yapmasınler diye müjdeli bir hadîs-i şerîf ile başlamak istiyorum.

Ebû Hayseme radıyallahu anh'ten rivayetle Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri buyurmuşlar ki: Ebû Hayseme radıyallahu anh'ten rivayetle Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri buyurmuşlar ki:

Kânû yekûlûne. "Deniliyordu, diyorlardı ki…" Kânû yekûlûne. "Deniliyordu, diyorlardı ki…" Ramadânu ilâ ramadân ve'l-haccü ile'l-hacci ve'l-cum'atü ile'l-cum'atiRamadânu ilâ ramadân ve'l-haccü ile'l-hacci ve'l-cum'atü ile'l-cum'ati ve's-salâtü ile's-salâti keffârâtün limâ beynehüm me'ctünibeti'l-kebâir. ve's-salâtü ile's-salâti keffârâtün limâ beynehüm me'ctünibeti'l-kebâir.

Yani bunu selef-i sâlihînimiz, ashâb-ı kirâm, tâbiîn, evliyaullah, ulemâ-i izâm böyle ilimlerinin,Yani bunu selef-i sâlihînimiz, ashâb-ı kirâm, tâbiîn, evliyaullah, ulemâ-i izâm böyle ilimlerinin, irfanlarının neticesi olarak hadisleri okuyarak tespit etmişler ve şöyle buyurmuşlar ki: irfanlarının neticesi olarak hadisleri okuyarak tespit etmişler ve şöyle buyurmuşlar ki:

"Bir ramazan evvelki ramazan ile aradaki günahlara kefarettir." "Bir ramazan evvelki ramazan ile aradaki günahlara kefarettir."

Kefareti izah edelim, bilmeyen olabilir tabi. İsveç'te insan dînî tabirleri bilmeyebilir.Kefareti izah edelim, bilmeyen olabilir tabi. İsveç'te insan dînî tabirleri bilmeyebilir. Bazen Türkçeyi bile unutuyor, çocuklar burada okuyor yetişiyor. İzah edeceğiz. Bazen Türkçeyi bile unutuyor, çocuklar burada okuyor yetişiyor. İzah edeceğiz.

"Bir hac evvelce yapılmış olan hacla aradaki günahlara kefarettir."Bir hac evvelce yapılmış olan hacla aradaki günahlara kefarettir. Bir cuma evvelki cuma ile aradaki günahlara kefarettir. Bir cuma evvelki cuma ile aradaki günahlara kefarettir. Namaz bir evvelki kılınan namazla aradaki günahlara kefarettir." Şartı ne? Namaz bir evvelki kılınan namazla aradaki günahlara kefarettir."

Şartı ne?

Me'ctünibeti'l-kebâir. "Büyük günahlardan sakınıldığı takdirde." Büyük günahlar... Me'ctünibeti'l-kebâir. "Büyük günahlardan sakınıldığı takdirde."

Büyük günahlar...

Büyük günahlar nedir? Hırsızlık yapmak, zina etmek, adam öldürmek gibi büyük günahlar.Büyük günahlar nedir?

Hırsızlık yapmak, zina etmek, adam öldürmek gibi büyük günahlar.
Büyük günahlardan kaçınan bir insan için bunlar kefarettir. "Kefaret ne demek?" şimdi oradan başlayalım. Büyük günahlardan kaçınan bir insan için bunlar kefarettir.

"Kefaret ne demek?" şimdi oradan başlayalım.

Kefaret aslında, "bir şeyin silinmesi, örtülmesi" demek.Kefaret aslında, "bir şeyin silinmesi, örtülmesi" demek. Yani var ama üstünü kapatıyor, örtüyor, siliyor, yok gibi oluyor.Yani var ama üstünü kapatıyor, örtüyor, siliyor, yok gibi oluyor. İşlenmiş bir suç var, deftere yazılmış; örtülüyor, siliniyor, affolunuyor. İşlenmiş bir suç var, deftere yazılmış; örtülüyor, siliniyor, affolunuyor.

Allahu Teâlâ hazretleri insanın günahlarını, hatalarını bağışlıyor. Nedir bu affolunma sebepleri? Allahu Teâlâ hazretleri insanın günahlarını, hatalarını bağışlıyor.

Nedir bu affolunma sebepleri?

Eğer büyük günahlardan korunuyorsa, o şart.Eğer büyük günahlardan korunuyorsa, o şart. Büyük günah işlemeyecek; faiz yemeyecek, hırsızlık yapmayacak,Büyük günah işlemeyecek; faiz yemeyecek, hırsızlık yapmayacak, adam öldürmemiş olacak, zina etmemiş olacak. Yedi tane büyük günah var.adam öldürmemiş olacak, zina etmemiş olacak. Yedi tane büyük günah var. öksürüköksürük Kebâir, kebîrenin çoğulu, "büyük günah" demek. Kebâir, kebîrenin çoğulu, "büyük günah" demek.

Alimlerden bazıları da demişler ki -çok tabi takva ehli insanlar var-Alimlerden bazıları da demişler ki -çok tabi takva ehli insanlar var- günahın büyüğü küçüğü olmaz, hepsi büyüktür. Neden? Allah'a karşı suç işliyor.günahın büyüğü küçüğü olmaz, hepsi büyüktür.

Neden?

Allah'a karşı suç işliyor.
Suç, hepsi büyüktür demişler ama Peygamber Efendimiz böyle büyüklerini sıralamış olduğu içinSuç, hepsi büyüktür demişler ama Peygamber Efendimiz böyle büyüklerini sıralamış olduğu için biz de büyük günah olduğunu kabul edeceğiz.biz de büyük günah olduğunu kabul edeceğiz. Küçükleri de küçük diye umursamazlık yapmamak lazım diye anlayacağız bu sebeple.Küçükleri de küçük diye umursamazlık yapmamak lazım diye anlayacağız bu sebeple. Çünkü küçük günahlar da işlene işlene büyükleşir.Çünkü küçük günahlar da işlene işlene büyükleşir. "Ya bu küçük canım ne olacak, hadi Allah affeder, o kadar büyük değilmiş…" filan derse o da büyüyebilir."Ya bu küçük canım ne olacak, hadi Allah affeder, o kadar büyük değilmiş…" filan derse o da büyüyebilir. Onun için biz küçüğünü de büyük sayalım ama büyük günahlardan sakınıldığı zaman Onun için biz küçüğünü de büyük sayalım ama büyük günahlardan sakınıldığı zaman ramazan evvelki ramazanla aradaki günahları siliyor, tamam.ramazan evvelki ramazanla aradaki günahları siliyor, tamam. O zaman zerrelerin hesaba girmesi, hani suçların, şerlerin karşılığının görülmesi siliniyor.O zaman zerrelerin hesaba girmesi, hani suçların, şerlerin karşılığının görülmesi siliniyor. Bak Allah vesile ediyor. O halde, ramazan ayındayız, elhamdülillah. Bak Allah vesile ediyor.

O halde, ramazan ayındayız, elhamdülillah.

Bu ramazan ayını güzel geçirmeye çalışalım ki evvelki ramazanla aradaki günahların kefareti olsun,Bu ramazan ayını güzel geçirmeye çalışalım ki evvelki ramazanla aradaki günahların kefareti olsun, silinmesine, affedilmesine sebep olsun. silinmesine, affedilmesine sebep olsun.

Başka? "Hac, bir önceki hac ile aradaki günahların affına sebeptir." Başka?

"Hac, bir önceki hac ile aradaki günahların affına sebeptir."

Evet, bir insan haccı güzel yaparsa… Güzel yapmak ne demek? Evet, bir insan haccı güzel yaparsa…

Güzel yapmak ne demek?

Helal malla haccederse, haccın içinde kimseyle kavga etmezse, günahlara bulaşmazsaHelal malla haccederse, haccın içinde kimseyle kavga etmezse, günahlara bulaşmazsa o zaman hacc-ı mebrûr derler ona. o zaman hacc-ı mebrûr derler ona.

el-Haccü'l-mebrûru leyse lehû cezâün ille'l-cennetü. "Hacc-ı mebrûrun mükafatı cennetten başka bir şey değildir." el-Haccü'l-mebrûru leyse lehû cezâün ille'l-cennetü.

"Hacc-ı mebrûrun mükafatı cennetten başka bir şey değildir."

İnsan cennetlik olur haccı öyle yaparsa. İçinizde haccetmiş olanlar vardır, haccetmemiş olanlar vardır.İnsan cennetlik olur haccı öyle yaparsa. İçinizde haccetmiş olanlar vardır, haccetmemiş olanlar vardır. Parası birikmemiş olanlar vardır, fırsat bulamamış olanlar vardır, iş izni alamamış olanlar vardır.Parası birikmemiş olanlar vardır, fırsat bulamamış olanlar vardır, iş izni alamamış olanlar vardır. Ama ramazan herkese işte geliyor. Ramazanı güzel geçirirsek günahlar affolunacak. Başka? Ama ramazan herkese işte geliyor. Ramazanı güzel geçirirsek günahlar affolunacak.

Başka?

Ve'l-cum'atü ile'l-cum'a. Biz cuma namazına geldik.Ve'l-cum'atü ile'l-cum'a. Biz cuma namazına geldik. "Kılınan bir Cuma namazı bir önceki Cuma namazı ile aradaki günahlara kefarettir." "Kılınan bir Cuma namazı bir önceki Cuma namazı ile aradaki günahlara kefarettir."

Onun için Cumaları kaçırmamak lazım. Cuma müslümanın çok önemli ibadetlerinden biridir.Onun için Cumaları kaçırmamak lazım. Cuma müslümanın çok önemli ibadetlerinden biridir. Böyle yerlerde biraz daha fazla tehlike var.Böyle yerlerde biraz daha fazla tehlike var. Yani yabancı diyar diye, bir de her yerde Cuma kılınmıyor filan diye ihmale gelebilir,Yani yabancı diyar diye, bir de her yerde Cuma kılınmıyor filan diye ihmale gelebilir, bazı insanlar Cumayı kılmayabilirler. "Üç Cuma mazeretsiz kılınmazsa insanın kalbi mühürlenir." bazı insanlar Cumayı kılmayabilirler.

"Üç Cuma mazeretsiz kılınmazsa insanın kalbi mühürlenir."

Kapatılır yani, dükkanı kapatılır. Onun için Cumaya çok önem vermek lazım.Kapatılır yani, dükkanı kapatılır. Onun için Cumaya çok önem vermek lazım. Cuma namazını kılmaya titiz davranmak lazım. Cumaya nasıl gelinir? Cuma namazını kılmaya titiz davranmak lazım.

Cumaya nasıl gelinir?

-Şöyle önlere doğru gelin birlikte, arkada yer kalmadı.- Cumaya nasıl gelinir? -Şöyle önlere doğru gelin birlikte, arkada yer kalmadı.-

Cumaya nasıl gelinir?

Cumaya gusül abdesti alınarak gelinirse 10 günlük günahına kefaret olur.Cumaya gusül abdesti alınarak gelinirse 10 günlük günahına kefaret olur. Mümkünse evinde güzelce duş almalı, yıkanmalı, güzel kokular sürülmeli, yıkanmış olarak gelmeli. Mümkünse evinde güzelce duş almalı, yıkanmalı, güzel kokular sürülmeli, yıkanmış olarak gelmeli.

Sonra nasıl gelinir? Erken gelinir. Erken gelenin sevabı daha sonra gelenden fazla olur. Sonra nasıl gelinir?

Erken gelinir. Erken gelenin sevabı daha sonra gelenden fazla olur.

Sonra içeride sessiz oturulmalı.Sonra içeride sessiz oturulmalı. Hele konuşma yapılırken, hutbede konuşma yapılırken konuştun mu Cumanın sevabı kaçar. Bu da çok önemli. Hele konuşma yapılırken, hutbede konuşma yapılırken konuştun mu Cumanın sevabı kaçar. Bu da çok önemli. Hutbedeyken hoca yanındaki konuşsa, ötekisi de "Sus ya günah oluyor, sevabın kaçıyor.Hutbedeyken hoca yanındaki konuşsa, ötekisi de "Sus ya günah oluyor, sevabın kaçıyor. Cuma hutbesi okunurken konuşulmaz" dese onun da sevabı kaçar. Konuşmayacak yani.Cuma hutbesi okunurken konuşulmaz" dese onun da sevabı kaçar. Konuşmayacak yani. Konuşmamaya dikkat etmeli o yüzden. Öyle güzelce [dinlemeli].Konuşmamaya dikkat etmeli o yüzden. Öyle güzelce [dinlemeli]. Çünkü hutbeyi okumak da dinlemek de ibadettir. İbadeti güzel yapmak lazım. Çünkü hutbeyi okumak da dinlemek de ibadettir. İbadeti güzel yapmak lazım.

Cumaları böylece yaparsanız o da kefarettir, günahlarınız oradan da silinir. Sonra? Cumaları böylece yaparsanız o da kefarettir, günahlarınız oradan da silinir.

Sonra?

Ve's-salâtü ile's-salâti keffâratün. "Bir namaz kıldınız camide, ondan sonra öteki namaza geldiniz.Ve's-salâtü ile's-salâti keffâratün. "Bir namaz kıldınız camide, ondan sonra öteki namaza geldiniz. İşte o namaz evvelki namaz ile aradaki günahlara da kefarettir." İşte o namaz evvelki namaz ile aradaki günahlara da kefarettir."

Burada söylenmeyen bir şey de ben kendi okuduğum hadîs-i şerîflerden size müjde olarak söyleyeyim.Burada söylenmeyen bir şey de ben kendi okuduğum hadîs-i şerîflerden size müjde olarak söyleyeyim. Abdest almak da günahlara kefarettir.Abdest almak da günahlara kefarettir. Bir insan abdest aldığı zaman, yıkadığı suların damlaları Bir insan abdest aldığı zaman, yıkadığı suların damlaları lavabonun içine damlarken, dökülürken günahları affolunur.lavabonun içine damlarken, dökülürken günahları affolunur. Yani biz bir taraftan kirleri terleri yıkıyoruz, bir taraftan da günahları yıkamış oluyoruz.Yani biz bir taraftan kirleri terleri yıkıyoruz, bir taraftan da günahları yıkamış oluyoruz. Günahlar da gidiyor.Günahlar da gidiyor. Yani abdest almak hem maddî temizliktir, tozdan terden temizliktir hem de günahtan temizliktir.Yani abdest almak hem maddî temizliktir, tozdan terden temizliktir hem de günahtan temizliktir. Bunu da bilelim, güzel güzel abdestimizi alalım. Bunu da bilelim, güzel güzel abdestimizi alalım.

Peygamber Efendimiz, mesela namazın kefaret olduğuna delil gösterilecek olursaPeygamber Efendimiz, mesela namazın kefaret olduğuna delil gösterilecek olursa "Günde beş vakit namaz bir insanın evinin önünden akan temiz bir ırmak gibidir." diyor. "Günde beş vakit namaz bir insanın evinin önünden akan temiz bir ırmak gibidir." diyor.

Siz Arabista'ı düşünün, sıcak bir yeri düşünün, "Önünüzde temiz bir ırmak aksa,Siz Arabista'ı düşünün, sıcak bir yeri düşünün, "Önünüzde temiz bir ırmak aksa, günde beş defa o sıcakta o temiz ırmağın içine girseniz çıpıl çıpıl yıkansanız, sizde toz ve ter kalır mı?" diyor.günde beş defa o sıcakta o temiz ırmağın içine girseniz çıpıl çıpıl yıkansanız, sizde toz ve ter kalır mı?" diyor. Kalmaz. İşte namaz da öylece günahlara kefarettir buyuruyor. Kalmaz. İşte namaz da öylece günahlara kefarettir buyuruyor.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Demek ki beş vakit namaza gelebiliyoruz, gelmeliyiz, camileri ondan yaptık. Demek ki beş vakit namaza gelebiliyoruz, gelmeliyiz, camileri ondan yaptık.

Niye durup dururken burayı tuttuk da böyle cami yaptık? Niye durup dururken burayı tuttuk da böyle cami yaptık?

Müslümanın önemli bir vazifesidir namaz kılmak ve namazın da cemaatle kılınması sevaptır. Müslümanın önemli bir vazifesidir namaz kılmak ve namazın da cemaatle kılınması sevaptır.

Ne kadar sevaptır? Salâtü'l-cemâati tefdulü salâte'l-fezzi bi-seb'in ve ışrîne deraceten. Ne kadar sevaptır?

Salâtü'l-cemâati tefdulü salâte'l-fezzi bi-seb'in ve ışrîne deraceten.

"Cemaatle namaz kıldın mı yalnız kıldığınız namazdan 27 kat daha sevaplıdır." "Cemaatle namaz kıldın mı yalnız kıldığınız namazdan 27 kat daha sevaplıdır."

Yani "ben gitmeyeyim de camiye, evde kılayım bu namazı" desen yine sevap kazanacaksın,Yani "ben gitmeyeyim de camiye, evde kılayım bu namazı" desen yine sevap kazanacaksın, namaz kılmayan insan gibi olmayacaksın. Kılmış olduğun için bir sevap alacaksın. Ama ne kadar alacaksın? namaz kılmayan insan gibi olmayacaksın. Kılmış olduğun için bir sevap alacaksın.

Ama ne kadar alacaksın?

İşte diyelim ki ölçü olarak şu kadar sevap aldın.İşte diyelim ki ölçü olarak şu kadar sevap aldın. Camiye gelseydin kılsaydın o namazı, imamla kılsaydın, cemaatle kılsaydın 27 kat fazla alacaktın. Camiye gelseydin kılsaydın o namazı, imamla kılsaydın, cemaatle kılsaydın 27 kat fazla alacaktın.

Cami eğer mahalle mescidi ise, hani Türkiye'de kendi memleketinizi düşünün,Cami eğer mahalle mescidi ise, hani Türkiye'de kendi memleketinizi düşünün, bir mahalle arasında küçük mescitler olurdu eskiden. bir mahalle arasında küçük mescitler olurdu eskiden. Her camide Cuma kılınmazdı eskiden, büyük camilerde kılınırdı. Her camide Cuma kılınmazdı eskiden, büyük camilerde kılınırdı. Küçük camiler yani böyle kolay yürünebilen, namazların beraber kılınabildikleri yerlerdi.Küçük camiler yani böyle kolay yürünebilen, namazların beraber kılınabildikleri yerlerdi. Orada namaz kılarsa 27 kat sevap olur.Orada namaz kılarsa 27 kat sevap olur. Cuma namazı kılınan camilerde, el-mescidü'l-câmi' derler ona, yani cuma namazı kılınan mescit demek,Cuma namazı kılınan camilerde, el-mescidü'l-câmi' derler ona, yani cuma namazı kılınan mescit demek, orada namaz kılınırsa 50 kat sevap olur. orada namaz kılınırsa 50 kat sevap olur. Yani bizim şimdi şurada, Cumanın farzı olan namazı kılacağız, ikindiyi de kılacağız. Yani bizim şimdi şurada, Cumanın farzı olan namazı kılacağız, ikindiyi de kılacağız. Çünkü birbirine yakın, ikindiyi de kılacağız. Çünkü birbirine yakın, ikindiyi de kılacağız.

O ikindiyi evde kılmayıp da burada kıldığınız zaman kaç kat sevap alacağız? O ikindiyi evde kılmayıp da burada kıldığınız zaman kaç kat sevap alacağız?

Yirmi yedi kat değil, 50 kat alacağız. Neden? Yirmi yedi kat değil, 50 kat alacağız.

Neden?

Cuma namazı kılınan mescitte sevap 50 kattır. Başka sevaplı yer neresi var? Cuma namazı kılınan mescitte sevap 50 kattır.

Başka sevaplı yer neresi var?

Beytü'l-Makdis'te, Kudüs-ü Şerîf'te, Mescid-i Aksâ'da namaz kılabilsek,Beytü'l-Makdis'te, Kudüs-ü Şerîf'te, Mescid-i Aksâ'da namaz kılabilsek, oraya gidebilsek 500 kattır orada sevap.oraya gidebilsek 500 kattır orada sevap. Oraya gidebiliyoruz veya gidemiyoruz, maalesef işgal altında. Oraya gidebiliyoruz veya gidemiyoruz, maalesef işgal altında.

Peygamber Efendimizin mescidinde kılınsa 1000 mislidir. Peygamber Efendimizin mescidinde kılınsa 1000 mislidir.

Salâtün fî mescidî hâzâ efdalü min elfi salâtin fîmâ sivâhu ille'l-Mescide'l-Harâm. diyeSalâtün fî mescidî hâzâ efdalü min elfi salâtin fîmâ sivâhu ille'l-Mescide'l-Harâm.

diye
[Mescid-i Nebevî'de] böyle avlunun kıbleye bakan kısmına yazılmıştır. 1000 misli sevaptır. [Mescid-i Nebevî'de] böyle avlunun kıbleye bakan kısmına yazılmıştır. 1000 misli sevaptır.

Mekke'de, Kâbe'nin karşısında, o Kâbe'nin etrafındaki el-Mescidü'l-Haram dediğimiz yerde kılınan namaz,Mekke'de, Kâbe'nin karşısında, o Kâbe'nin etrafındaki el-Mescidü'l-Haram dediğimiz yerde kılınan namaz, o da 100.000 mislidir. Orada sevap daha fazladır. o da 100.000 mislidir. Orada sevap daha fazladır.

Onun için hacılar parayı buldun mu, denkleştirdi mi bileti alıp hop oraya gidiyor.Onun için hacılar parayı buldun mu, denkleştirdi mi bileti alıp hop oraya gidiyor. Umreciler oraya gidiyor. Ramazanda arkadaş geliyor,Umreciler oraya gidiyor. Ramazanda arkadaş geliyor, "Hadi Allah'a ısmarladık Hocam, umreye gidiyorum, hakkını helal et, dua et…" filan diye gidiyor."Hadi Allah'a ısmarladık Hocam, umreye gidiyorum, hakkını helal et, dua et…" filan diye gidiyor. Ben ne dua edeyim, sen bana dua et! Sen asıl duaların kabul olduğu yere gidiyorsun.Ben ne dua edeyim, sen bana dua et! Sen asıl duaların kabul olduğu yere gidiyorsun. Orada bir namaz 100.000 misli ama tehlike de var. Tehlike ne? Orada bir namaz 100.000 misli ama tehlike de var.

Tehlike ne?

Günah da 100.000 misli. Orada günah işlerse insan, günah da 100.000 misli oluyor. Günah da 100.000 misli. Orada günah işlerse insan, günah da 100.000 misli oluyor.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Demek ki Cumayı kılabiliyoruz, kefarettir.Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Demek ki Cumayı kılabiliyoruz, kefarettir.
Namazları cemaatle kılarsak kefarettir. Ramazandayız, ramazan da kefarettir. Namazları cemaatle kılarsak kefarettir. Ramazandayız, ramazan da kefarettir.

Yine Peygamber Efendimizden bir hadîs-i şerîf şuradan okuyuvereyim.Yine Peygamber Efendimizden bir hadîs-i şerîf şuradan okuyuvereyim. Bu okuduğum kitap Abdülkadir Geylânî kaddesallahu sırrahül aziz Efendimizin. Büyük bir evliya. Bu okuduğum kitap Abdülkadir Geylânî kaddesallahu sırrahül aziz Efendimizin. Büyük bir evliya. Onun adını da zikrediyorum. Allah şefaatlerine erdirsin. Onun adını da zikrediyorum.

Allah şefaatlerine erdirsin.

Onun kitabından okuyorum ki benim hadis okumamdaki sevap ona da gitsin diye.Onun kitabından okuyorum ki benim hadis okumamdaki sevap ona da gitsin diye. Çünkü bir insan bir kitap yazarsa o kitaptan faydalanıldıkça kitabı yazana sevap gider.Çünkü bir insan bir kitap yazarsa o kitaptan faydalanıldıkça kitabı yazana sevap gider. Biz bunu okuyoruz, ona sevap gidiyor. Büyüğümüz, başımızın tacı. Biz bunu okuyoruz, ona sevap gidiyor. Büyüğümüz, başımızın tacı.

An Ebî Zerrini'l-Gıfâriyyi radıyallahu anhu ennehû semi'a Resûlallah sallallahu aleyhi ve sellem yekûl.An Ebî Zerrini'l-Gıfâriyyi radıyallahu anhu ennehû semi'a Resûlallah sallallahu aleyhi ve sellem yekûl. "Ebû Zerr el-Gıfârî hazretleri Peygamber Efendimizin"Ebû Zerr el-Gıfârî hazretleri Peygamber Efendimizin şöyle buyurduğunu duymuş kulaklarıyla, bize naklediyor." şöyle buyurduğunu duymuş kulaklarıyla, bize naklediyor."

Efendimiz buyurmuş; Lev ya'lemu'l-ibâdü mâ fî şehri ramadâneEfendimiz buyurmuş;

Lev ya'lemu'l-ibâdü mâ fî şehri ramadâne
le-temenne'l-ibâdü en yekûne şehru ramadâne seneten. le-temenne'l-ibâdü en yekûne şehru ramadâne seneten.

Siz belki bunu duymuşsunuzdur da böylece hadis olarak da duymuş oluyorsunuz. Siz belki bunu duymuşsunuzdur da böylece hadis olarak da duymuş oluyorsunuz.

"İnsanlar, kullar ramazanın içindeki sevapları, mükâfatları, Allah'ın lütfunun,"İnsanlar, kullar ramazanın içindeki sevapları, mükâfatları, Allah'ın lütfunun, ihsanının ne kadar çok olduğunu bilselerdi ramazanın bir ay değil de bir sene olmasını isterlerdi." ihsanının ne kadar çok olduğunu bilselerdi ramazanın bir ay değil de bir sene olmasını isterlerdi."

On iki ay olmasını isterlerdi. Bütün senenin Ramazan olmasını isterlerdi. Çünkü içinde çok sevaplar var. On iki ay olmasını isterlerdi. Bütün senenin Ramazan olmasını isterlerdi. Çünkü içinde çok sevaplar var.

Neler var? Neler var?

Okuyalım bir başka hadîs-i şerîfi. Okuyalım bir başka hadîs-i şerîfi.

Abdullah b. Ebi Evfâ radıyallahu anh'ten. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki: Abdullah b. Ebi Evfâ radıyallahu anh'ten. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki:

Nevmü's-sâimi ibâdetün. "Oruçlu insan o kadar sevap kazanıyor ki uyusa uykusu bile ibadet." Nevmü's-sâimi ibâdetün. "Oruçlu insan o kadar sevap kazanıyor ki uyusa uykusu bile ibadet."

Biz mesela ne yapıyoruz? Sahurdan sonra yatıyoruz uyuyoruz mesela.Biz mesela ne yapıyoruz?

Sahurdan sonra yatıyoruz uyuyoruz mesela.
Uyuduğu halde uykusu bile ibadettir.Uyuduğu halde uykusu bile ibadettir. Bazen de mesela yaz günleri oluyor, uzun oluyor, Bazen de mesela yaz günleri oluyor, uzun oluyor, burada sizin yaza rastlayan zamanda orucunuz kim bilir kaç saat.burada sizin yaza rastlayan zamanda orucunuz kim bilir kaç saat. Şimdi kısa, kolay da bir de uzun zamanları var bunun.Şimdi kısa, kolay da bir de uzun zamanları var bunun. Güneşin batmadığı, gecenin kısa gündüzün çok uzun olduğu zamanlar var.Güneşin batmadığı, gecenin kısa gündüzün çok uzun olduğu zamanlar var. O zaman dayanamaz insan mesela, öğleden sonra bayağı bir bayılır.O zaman dayanamaz insan mesela, öğleden sonra bayağı bir bayılır. Belki bir uzansa uyuyacak mesela, öyle olabiliyor. Belki bir uzansa uyuyacak mesela, öyle olabiliyor. Arabistan'a gitmiş olanlar da bilirler, bazen bakıyorsunuz garibanlar böyle mescide uzanmış yatıyor. Arabistan'a gitmiş olanlar da bilirler, bazen bakıyorsunuz garibanlar böyle mescide uzanmış yatıyor.

Neden? Dayanamadı sıcaktan zavallıcık, karnı da aç, oruç da var, dayanamadı uzandı. Neden?

Dayanamadı sıcaktan zavallıcık, karnı da aç, oruç da var, dayanamadı uzandı.

Neden? Halsizleşir insan, dermanı kesiliyor damarlarından süzülüyor böyle gücü kuvveti kalmıyor. Neden?

Halsizleşir insan, dermanı kesiliyor damarlarından süzülüyor böyle gücü kuvveti kalmıyor.

Tamam. Oruçlunun uykusu bile ibadettir. Bu halsizlik oruçtan dolayı olmadı mı? Tamam. Oruçlunun uykusu bile ibadettir.

Bu halsizlik oruçtan dolayı olmadı mı?

Ondan uyuyakalmadı mı? Uykusu bile ibadettir. Ondan uyuyakalmadı mı?

Uykusu bile ibadettir.

Ve samtuhû tesbîhun. "Sükutu tesbih çekmek gibi sevaptır." Ve samtuhû tesbîhun. "Sükutu tesbih çekmek gibi sevaptır."

Susuyor ya. Kenara çekilmiş, oruçlu olduğundan dermanı kalmadığı için susuyor.Susuyor ya. Kenara çekilmiş, oruçlu olduğundan dermanı kalmadığı için susuyor. Onun susması bile tesbih gibi sevaptır. Tesbih çekiyormuş gibi sevaptır. Onun susması bile tesbih gibi sevaptır. Tesbih çekiyormuş gibi sevaptır.

Ve duâuhû müstecâbün. "Oruçlunun duası makbuldür, müstecaptır." Oruçlunun duası müstecaptır. Ve duâuhû müstecâbün. "Oruçlunun duası makbuldür, müstecaptır."

Oruçlunun duası müstecaptır.

Onun için ne yapmamız lazım, madem böyleymiş, duamız müstecapsa ne yapalım? Onun için ne yapmamız lazım, madem böyleymiş, duamız müstecapsa ne yapalım?

Kendi kendimize bol bol dua edelim.Kendi kendimize bol bol dua edelim. Çoluk çocuğumuza, mübarek annemize babamıza, dedemize ninemize,Çoluk çocuğumuza, mübarek annemize babamıza, dedemize ninemize, arkadaşımıza dostumuza, ahbabımıza, ümmet-i Muhammed'e dua edelim. arkadaşımıza dostumuza, ahbabımıza, ümmet-i Muhammed'e dua edelim.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor, en makbul dua neymiş? Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor, en makbul dua neymiş?

En güzel, fazileti çok olan, sevaplı olan dua neymiş? En güzel, fazileti çok olan, sevaplı olan dua neymiş?

Allahümme'rham ümmete Muhammedin rahmeten âmmeten demekmiş.Allahümme'rham ümmete Muhammedin rahmeten âmmeten demekmiş. "Ya Rabbi, ümmet-i Muhammed'e umumi olarak, hepsine birden rahmeyle ya Rabbi,"Ya Rabbi, ümmet-i Muhammed'e umumi olarak, hepsine birden rahmeyle ya Rabbi, rahmetinle onları taltif eyle." diye ümmet-i Muhammed'in hepsine dua etmek, en sevaplı dua buymuş. rahmetinle onları taltif eyle." diye ümmet-i Muhammed'in hepsine dua etmek, en sevaplı dua buymuş.

Başkasına dua etmenin faydası çok. Demek ki dua edeceğiz. Başka? Başkasına dua etmenin faydası çok.

Demek ki dua edeceğiz.

Başka?

Madem dua müstecapmış, kurnazlık kurnazlık, başka ne yapmamız iyi olur? Madem dua müstecapmış, kurnazlık kurnazlık, başka ne yapmamız iyi olur?

Birilerinin duasını kazanmaya çalışmamız lazım, iyilik yapıp duasını kazanmaya çalışmamız lazım.Birilerinin duasını kazanmaya çalışmamız lazım, iyilik yapıp duasını kazanmaya çalışmamız lazım. Pabucunu çeviriveririz, havlusunu tutuveririz, bir şey ikram ederiz, ziyaret ederiz.Pabucunu çeviriveririz, havlusunu tutuveririz, bir şey ikram ederiz, ziyaret ederiz. Kaşınırız yani. Hani kaşınmak diyoruz ya. Kaşınırız yani. Hani kaşınmak diyoruz ya. "Bu adam geliyor bana sürtünüyor, kaşınıyor, patlatacağım bir tane gözünün üstüne" filan diye deriz ya hani,"Bu adam geliyor bana sürtünüyor, kaşınıyor, patlatacağım bir tane gözünün üstüne" filan diye deriz ya hani, Adamdan hayır dua almak için biz de sevap kazanmak için çare ararız, fır döneriz. Neden? Adamdan hayır dua almak için biz de sevap kazanmak için çare ararız, fır döneriz.

Neden?

Oruçlunun duası müstecap da ondan. Oruçlunun duası müstecap da ondan.

İki şey lazım; bir kendimiz başkasına dua edelim bol bol, ağzı dualı olalım.İki şey lazım; bir kendimiz başkasına dua edelim bol bol, ağzı dualı olalım. Ne susuyorsun be mübarek, dua et biraz, elinde fırsat var.Ne susuyorsun be mübarek, dua et biraz, elinde fırsat var. Allah salahiyet vermiş, işte elinde de şimdi imkan var, dua et.Allah salahiyet vermiş, işte elinde de şimdi imkan var, dua et. Geçmişlerine, yaşayanlarına, arkadaşlarına, dostuna hastalara filan. Geçmişlerine, yaşayanlarına, arkadaşlarına, dostuna hastalara filan.

"Yâ Rabbi hastalarımıza şifa ver, yâ Rabbi dertlilerimize deva ver,"Yâ Rabbi hastalarımıza şifa ver, yâ Rabbi dertlilerimize deva ver, yâ Rabbi borçlularımıza borçlarını ödemek nasip eyle. Yâ Rabbi evlatlarımıza hayırlı kısmetler ihsan eyle.yâ Rabbi borçlularımıza borçlarını ödemek nasip eyle. Yâ Rabbi evlatlarımıza hayırlı kısmetler ihsan eyle. Yâ Rabbi cümlemize helal kazançlar nasip eyle.Yâ Rabbi cümlemize helal kazançlar nasip eyle. Yâ Rabbi kazançlarımızda haramlar varsa bizi haramlardan koru, kurtar.Yâ Rabbi kazançlarımızda haramlar varsa bizi haramlardan koru, kurtar. Yâ Rabbi bize akıl fikir ihsan eyle. Yâ Rabbi bizi yolunda daim eyle." Amin deyin. Yâ Rabbi bize akıl fikir ihsan eyle. Yâ Rabbi bizi yolunda daim eyle."

Amin deyin.

Bunların hepsi hem örnek olarak söylüyorum hem de şimdi söylüyorum, oruçluyuz ya hepimiz. Amin. Bunların hepsi hem örnek olarak söylüyorum hem de şimdi söylüyorum, oruçluyuz ya hepimiz. Amin.

Yâ Rabbi, sen bize hüsn-i hâtime nasip eyle. Yâ Rabbi sen bize dünyada da âhirette de iyilikler ihsan eyle.Yâ Rabbi, sen bize hüsn-i hâtime nasip eyle. Yâ Rabbi sen bize dünyada da âhirette de iyilikler ihsan eyle. Böyle dua edeceğiz. Bir de başkalarının duasını bekleyeceğiz. Böyle dua edeceğiz.

Bir de başkalarının duasını bekleyeceğiz.

Hadisi tamamlayalım, ineyim hemen çünkü dakikalar bile kıymetli. Hadisi tamamlayalım, ineyim hemen çünkü dakikalar bile kıymetli.

Ve amelühû mudâ'afün. "Oruçlunun yaptığı ibadetin mükâfatı da kat kat fazladır." Ve amelühû mudâ'afün. "Oruçlunun yaptığı ibadetin mükâfatı da kat kat fazladır."

Mükâfatı kat kat fazladır. Ne kadar fazladır? Mükâfatı kat kat fazladır.

Ne kadar fazladır?

Mesela bu ayda bir sadaka verirse başka ayda sadaka verdiğinden 70 kat daha fazladır.Mesela bu ayda bir sadaka verirse başka ayda sadaka verdiğinden 70 kat daha fazladır. Bu ayda zekâtını verirse ramazan çıktıktan sonraki vermesine göre 70 kat daha fazladır. Bu ayda zekâtını verirse ramazan çıktıktan sonraki vermesine göre 70 kat daha fazladır. Yani bu ayda yapılan hayırlı işlerin mükâfatı fazladır. Bir hatim indirirsen o kadar 70 kat fazladır. Yani bu ayda yapılan hayırlı işlerin mükâfatı fazladır. Bir hatim indirirsen o kadar 70 kat fazladır.

Orucun mükâfatı ne kadardır? Orucun mükâfatı ne kadardır?

[Allahu Teâlâ] diyor ki; "Oruç bana ait, onun mükâfatını söylemem, onun mükâfatı çok daha fazla." [Allahu Teâlâ] diyor ki; "Oruç bana ait, onun mükâfatını söylemem, onun mükâfatı çok daha fazla."

Onun mükâfatı çok daha fazla diyeOnun mükâfatı çok daha fazla diye Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Allahu Teâlâ hazretlerinin öyle buyurduğunu bildiriyor. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Allahu Teâlâ hazretlerinin öyle buyurduğunu bildiriyor.

Allahu Teâlâ hazretleri bu ayda hepimizi sabahtan akşama,Allahu Teâlâ hazretleri bu ayda hepimizi sabahtan akşama, geceden gündüze hayırlarla geçirmeye muvaffak eylesin. geceden gündüze hayırlarla geçirmeye muvaffak eylesin. Hayır işlemeyi nasip etsin, ibadet etmeyi nasip etsin. Hayır işlemeyi nasip etsin, ibadet etmeyi nasip etsin. Sevaplı şeyler yapmayı nasip etsin de şu ayın feyzinden, bereketinden istifade edelim,Sevaplı şeyler yapmayı nasip etsin de şu ayın feyzinden, bereketinden istifade edelim, Allahu Teâlâ hazretlerinin rahmetine, afv u mağfiretine mazhar olalım, cehennemden azat olalım.Allahu Teâlâ hazretlerinin rahmetine, afv u mağfiretine mazhar olalım, cehennemden azat olalım. Cennetine Allahu Teâlâ hazretlerinin lütfuyla, keremiyle dahil eylesin.Cennetine Allahu Teâlâ hazretlerinin lütfuyla, keremiyle dahil eylesin. Habîb-i edîbi Muhammed-i Mustafâsına komşu eylesin. Cennet nimetleri ile mütena'im eylesin.Habîb-i edîbi Muhammed-i Mustafâsına komşu eylesin. Cennet nimetleri ile mütena'im eylesin. Rıdvân-ı ekberine vasıl eylesin. Rıdvân-ı ekberine vasıl eylesin.

Sübhâneke lâ ilme lenâ illâ mâ allemtenâ inneke ente'l-Alîmü'l-Hakîm.Sübhâneke lâ ilme lenâ illâ mâ allemtenâ inneke ente'l-Alîmü'l-Hakîm. Sübhâne Rabbinâ Rabbi'l-izzeti ammâ yesifûn. Sübhâne Rabbinâ Rabbi'l-izzeti ammâ yesifûn. Ve selâmün alâ cemîi'l-enbiyâi ve'l-mürselîne ve alâ küllin ecmaîn.Ve selâmün alâ cemîi'l-enbiyâi ve'l-mürselîne ve alâ küllin ecmaîn. Ve'l-hamdü lillahi Rabbi'l-âlemîn. el-Fâtiha. Ve'l-hamdü lillahi Rabbi'l-âlemîn. el-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2