Namaz Vakitleri

20 Cemâziye'l-Evvel 1446
22 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:52
Öğle
12:55
İkindi
15:25
Akşam
17:48
Yatsı
19:12
Detaylı Arama

Kıyamet Alâmetleri

Mehmed Zahid KOTKU


İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Ye’cûc ve Me’cûc, Kıyâmetin On Alâmeti, İlmin Kaldırılması, Doğru Sözlü Tüccâr, Önce Farslar Helâk Olacak, Hayânın | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Kıyamet Alâmetleri

Mehmed Zahid KOTKU


İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Ye’cûc ve Me’cûc, Kıyâmetin On Alâmeti, İlmin Kaldırılması, Doğru Sözlü Tüccâr, Önce Farslar Helâk Olacak, Hayânın | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn.el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.

İ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullah ve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedinİ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullah ve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ahsallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri.ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

Evvelü'l-âyâti ed-deccâlü ve nüzûlü îsâ ve nârun tahrucu min ka'ri adene ebyenüEvvelü'l-âyâti ed-deccâlü ve nüzûlü îsâ ve nârun tahrucu min ka'ri adene ebyenü Sadaka Rasûlullah fîmâ kâl. Sadaka Rasûlullah fîmâ kâl.

Bugünkü dersimizin mevzuu bu hadîs-i şerîf, kıyamet alametlerini bildiren bir hadîs-i şerîf.Bugünkü dersimizin mevzuu bu hadîs-i şerîf, kıyamet alametlerini bildiren bir hadîs-i şerîf. Bu hadîs-i şerîfler pek çoktur. Her birisinde ayrı ayrı malumatlar, izahlar vardır. Bu hadîs-i şerîfler pek çoktur. Her birisinde ayrı ayrı malumatlar, izahlar vardır.

Bu okuyacağım hadîs-i şerîf Huzeyfetü'l-Yemânî hazretleri tarafından rivayet olunan hadistir. Bu okuyacağım hadîs-i şerîf Huzeyfetü'l-Yemânî hazretleri tarafından rivayet olunan hadistir.

Evvelü'l-âyât dediği, âyet alâmetler. Evvelü'l-âyât dediği, âyet alâmetler.

Evvelü'l-âyâti. "Yani kıyametin alametlerinin öncesi." ed-Deccâlü. "Deccaldir." Evvelü'l-âyâti. "Yani kıyametin alametlerinin öncesi." ed-Deccâlü. "Deccaldir."

Deccal bir adamdır ki sahtekardır.Deccal bir adamdır ki sahtekardır. Yani kandırmak için bakırı altına boyuyorlar da hani altın diye satıyorlar ya kalpazanlar.Yani kandırmak için bakırı altına boyuyorlar da hani altın diye satıyorlar ya kalpazanlar. Kalp paraları altın suyuna batırıp altındır diye satıyor.Kalp paraları altın suyuna batırıp altındır diye satıyor. Birçok bilmeyen insanlar onu altın diye alıyor, sonra götürüp bakıyor ki a bu değil.Birçok bilmeyen insanlar onu altın diye alıyor, sonra götürüp bakıyor ki a bu değil. Kalp bir bakırdır diyor. Git bakırcıya ver. Kalp bir bakırdır diyor. Git bakırcıya ver.

Deccal de böyle bir insandır ki, dışından kendisini nasıl gösteriyorsa gösteriyor, içi bambaşka bir adam. Deccal de böyle bir insandır ki, dışından kendisini nasıl gösteriyorsa gösteriyor, içi bambaşka bir adam.

Bu Şerhü'l-akâid'te Huzeyfe b. Useyd hazretlerinden şöyle buyurulmuş. Bu Şerhü'l-akâid'te Huzeyfe b. Useyd hazretlerinden şöyle buyurulmuş.

Enne's-sâate lâ tekûmu hattâ yekûnü aşru âyâtin.Enne's-sâate lâ tekûmu hattâ yekûnü aşru âyâtin. "On alâmet görülmedikçe kıyamet kopmaz." buyurmuş bu hadîs-i şerîfte. "On alâmet görülmedikçe kıyamet kopmaz." buyurmuş bu hadîs-i şerîfte.

Bunda evvela Duhan denilen [alâmet sayılmış.] Sure-i Duhan var ya. Sure-i Duhan'daki duman.Bunda evvela Duhan denilen [alâmet sayılmış.] Sure-i Duhan var ya. Sure-i Duhan'daki duman. Aleve de duhan diyorlar ya, duhan, duman çıkardığı için. Aleve de duhan diyorlar ya, duhan, duman çıkardığı için.

Böyle bir dumanın istila etmesi demek ortalığı. İkincisi deccal, üçüncüsü dabbe.Böyle bir dumanın istila etmesi demek ortalığı. İkincisi deccal, üçüncüsü dabbe. Bir hayvan ki tarifi bambaşka. Bir hayvan ki tarifi bambaşka.

Güneşin mağripten doğuşu, İsa aleyhisselam'ın inişi, Yecüc ü Mecüc denilen kavmin çıkışı.Güneşin mağripten doğuşu, İsa aleyhisselam'ın inişi, Yecüc ü Mecüc denilen kavmin çıkışı. Üç tane batma olacak; birisi şarkta, birisi garpta, birisi de Cezire-i Arap'ta olacakmış.Üç tane batma olacak; birisi şarkta, birisi garpta, birisi de Cezire-i Arap'ta olacakmış. Yerler batacak yani. Ondan sonra da en son; Yerler batacak yani.

Ondan sonra da en son;

Nârun tahrucu mine'l-yemen. "Yemen'den bir ateş çıkar." diyor.Nârun tahrucu mine'l-yemen. "Yemen'den bir ateş çıkar." diyor. Tatrudu'n-nâse ile'l-mahşerihim. "İnsanları mahşer yerine doğru sürükler." Tatrudu'n-nâse ile'l-mahşerihim. "İnsanları mahşer yerine doğru sürükler."

Ve'l-ehâdîsü bi-eşrati'sâ'ati kesîrun. ["Kıyamet saati ile ilgili hadisler] çoktur." Ve'l-ehâdîsü bi-eşrati'sâ'ati kesîrun. ["Kıyamet saati ile ilgili hadisler] çoktur."

Buhari'nin, Müslim'in, Tirmizî'nin haberlerine göre; Buhari'nin, Müslim'in, Tirmizî'nin haberlerine göre;

Raf'u'l-ılmi bi-kabdi'l-ulemâi. "Ulemanın kabzı ile ilmin kalkması olacak." Raf'u'l-ılmi bi-kabdi'l-ulemâi. "Ulemanın kabzı ile ilmin kalkması olacak."

Yani deme ki, "Şimdi ilim daha çok!" sakın ha. İlim şimdi yok.Yani deme ki, "Şimdi ilim daha çok!" sakın ha. İlim şimdi yok. İlim kabzolunmaktadır şimdi. Yani bu bilgilere kulak asma, bunların hiçbirisi bilgi değil. İlim kabzolunmaktadır şimdi. Yani bu bilgilere kulak asma, bunların hiçbirisi bilgi değil.

Şimdi bir kitap okuyordum da bu kitabın yazarı tavaf ediyormuş Beytullah'ı.Şimdi bir kitap okuyordum da bu kitabın yazarı tavaf ediyormuş Beytullah'ı. Tavaf ederken baktım bir Yemenli tavaf ediyor ama yanlış yanlış işler yapıyor. Dedim ki; Tavaf ederken baktım bir Yemenli tavaf ediyor ama yanlış yanlış işler yapıyor. Dedim ki;

"Sen hangi mezheptensin?" Dedi ki; Ne mezhebi? Kitap var sünnet var? "Sen hangi mezheptensin?"

Dedi ki;

Ne mezhebi? Kitap var sünnet var?

Peki dedim, Kur'an okumasını bilir misin? Bilmem dedi. Bilmem deyince ben de sesi kestim. Peki dedim, Kur'an okumasını bilir misin?

Bilmem dedi.

Bilmem deyince ben de sesi kestim.

Kur'an okumasını bilmeyen adam Kur'an'dan ne istinbat edecek de ondan amel edecek? Kur'an okumasını bilmeyen adam Kur'an'dan ne istinbat edecek de ondan amel edecek?

Kur'an'ın manasını bilmek kolay mı? Çünkü çok Kur'an'lar var ortada, dopdolu.Kur'an'ın manasını bilmek kolay mı?

Çünkü çok Kur'an'lar var ortada, dopdolu.
Bunlar Kur'an'ın manasının, rakamının söylemeyelim, denizin damlasından bir tanesi değil. Bunlar Kur'an'ın manasının, rakamının söylemeyelim, denizin damlasından bir tanesi değil.

Onun için bugünkü ilimle eski ulemayı şöyle bir mukayese yapmış. Diyor ki; Onun için bugünkü ilimle eski ulemayı şöyle bir mukayese yapmış. Diyor ki;

"Kitap var sünnet var diyorsun da, bunda bu kitap ve sünnetten istinbat edecek adamı bul bakalım?" diyor."Kitap var sünnet var diyorsun da, bunda bu kitap ve sünnetten istinbat edecek adamı bul bakalım?" diyor. "İçtihat kapıları açık, içtihad edeceksin fakat bu ilmin erbabını getir de buraya, yapsın bakalım görelim?" "İçtihat kapıları açık, içtihad edeceksin fakat bu ilmin erbabını getir de buraya, yapsın bakalım görelim?"

Müctehitlerin en sonuncusu İmam Ahmed b. Hanbel'dir.Müctehitlerin en sonuncusu İmam Ahmed b. Hanbel'dir. Ahmed b. Hanbel hazretleri müctehidlerin sonuncusu, 1.800.000 tane hadis biliyordu diyor. Ahmed b. Hanbel hazretleri müctehidlerin sonuncusu, 1.800.000 tane hadis biliyordu diyor. 1.800.000 hadis hafızasında, 600.000 hadiste sakat hadis biliyor diyor.1.800.000 hadis hafızasında, 600.000 hadiste sakat hadis biliyor diyor. 600.000 tane sakat. Bunların sakatını bilmeyince sağlamını bulamazsın çünkü.600.000 tane sakat. Bunların sakatını bilmeyince sağlamını bulamazsın çünkü. Onu biliyor, 1.800.000 de ezbere biliyordu diyor. Onu biliyor, 1.800.000 de ezbere biliyordu diyor.

"Hadi bugünkü ilim sahibi dediğin adamlardan göster bana da bakayım,"Hadi bugünkü ilim sahibi dediğin adamlardan göster bana da bakayım, hadisin bin tanesini okusun bana?" diyor. Hadis okumak hafızlıktan çok daha zordur.hadisin bin tanesini okusun bana?" diyor.

Hadis okumak hafızlıktan çok daha zordur.
Hadis okumak [daha zordur,] çünkü hafızlıkta alırsın Kur'an'ı ezberlersin, olur biter. Hadis öyle değil ki.Hadis okumak [daha zordur,] çünkü hafızlıkta alırsın Kur'an'ı ezberlersin, olur biter. Hadis öyle değil ki. Hadisi nakleden adamı bileceksin, memleketini bileceksin, babasını da bileceksin. Hadisi nakleden adamı bileceksin, memleketini bileceksin, babasını da bileceksin. Ahmet çok, hangi Ahmet'tir, onun lakabı ile anlaşılacak, memleketi ile anlaşılacak.Ahmet çok, hangi Ahmet'tir, onun lakabı ile anlaşılacak, memleketi ile anlaşılacak. Lakabını, memleketini bilmiyorsan Ahmetler birbirine karışır. Mehmetler de öyle, hepsi öyle.Lakabını, memleketini bilmiyorsan Ahmetler birbirine karışır. Mehmetler de öyle, hepsi öyle. Binâenaleyh isimleri karıştırmamak için hem memleketini, hem babasının adını,Binâenaleyh isimleri karıştırmamak için hem memleketini, hem babasının adını, hem lakabına da bilmek suretiyle ezberleyeceksin ki. hem lakabına da bilmek suretiyle ezberleyeceksin ki. E bir hadisi 10 tane adam rivayet etmiştir; o ondan, o ondan, o ondan...E bir hadisi 10 tane adam rivayet etmiştir; o ondan, o ondan, o ondan... Onların hep adlarıyla ve birbirlerini bozmadan ayırabilmek, zaptedebilmek baba yiğit işidir.Onların hep adlarıyla ve birbirlerini bozmadan ayırabilmek, zaptedebilmek baba yiğit işidir. Onları Allahu Teâlâ bu ilk insanlara vermiş Onları Allahu Teâlâ bu ilk insanlara vermiş

Keza Buhârî hazretlerini bir tecrübe için 10 tane hadisi karıştırmışlar böyle. Keza Buhârî hazretlerini bir tecrübe için 10 tane hadisi karıştırmışlar böyle. 10 tane mi 100 tane mi galiba. Demişler ki; 10 tane mi 100 tane mi galiba. Demişler ki;

"Bak bu hadisi böyle rivayet ettiler, bu hadisi böyle rivayet ettiler." "Bak bu hadisi böyle rivayet ettiler, bu hadisi böyle rivayet ettiler."

"Ooo!" demiş, "Onların hepsi yanlış. Ben okuyayım siz dinleyin." demiş."Ooo!" demiş, "Onların hepsi yanlış. Ben okuyayım siz dinleyin." demiş. O hadisi filan nakletti şu şöyledir. Filan hadisi şu nakletti şöyledir diyerekten hepsini tashih edivermiştir.O hadisi filan nakletti şu şöyledir. Filan hadisi şu nakletti şöyledir diyerekten hepsini tashih edivermiştir. Ama o günkü insanın kafası ile bugünkü insanın kafası hiç de bir değil. Ama o günkü insanın kafası ile bugünkü insanın kafası hiç de bir değil. Bugünkü insanın kafası dünyaya işliyor, aya gidelim diye uğraşıyor.Bugünkü insanın kafası dünyaya işliyor, aya gidelim diye uğraşıyor. O günkü insanın kafası Allah'a gidelim diye işliyordu. Farka bak sen şimdi!O günkü insanın kafası Allah'a gidelim diye işliyordu. Farka bak sen şimdi! O günkü insan Allah'a gitmenin yolunu arıyordu, bugünkü insan Allah'ın mülkünde,O günkü insan Allah'a gitmenin yolunu arıyordu, bugünkü insan Allah'ın mülkünde, mesela İstanbul'dan kalkıp Erzurum'a gitmek için yol arıyor. Yıldızlar da öyle.mesela İstanbul'dan kalkıp Erzurum'a gitmek için yol arıyor. Yıldızlar da öyle. Hangi yıldıza gidersen git Allah'ın mülkü hepsi. Allah'ın mülkünün dışına çıkılmaz ki yıldızlara gitmekle.Hangi yıldıza gidersen git Allah'ın mülkü hepsi. Allah'ın mülkünün dışına çıkılmaz ki yıldızlara gitmekle. Hep O'nun mülkü. O'nun için evvela demiş burada; Raf'u'l-ılmi bi-kabdi'l-ulemâi. Hep O'nun mülkü.

O'nun için evvela demiş burada;

Raf'u'l-ılmi bi-kabdi'l-ulemâi.

Şimdi sen İmam Azam'ı nereden bulursun? Ramazan'da 61 tane hatim yapıyor. Şimdi sen İmam Azam'ı nereden bulursun?

Ramazan'da 61 tane hatim yapıyor.
Bir gündüz hatim yapıyor bir de gece hatim mi yapıyor.Bir gündüz hatim yapıyor bir de gece hatim mi yapıyor. Kırk sene sabah namazını yatsı namazında aldığı abdest ile kılıyor. Aziz kardeş! Bunlar laf değil ha! Kırk sene sabah namazını yatsı namazında aldığı abdest ile kılıyor.

Aziz kardeş!

Bunlar laf değil ha!

Bir kere kendimizi bir ölçelim bakalım, biz kimiz, neyiz? Bir kere kendimizi bir ölçelim bakalım, biz kimiz, neyiz?

İnsan kendisine insan adını vermeye utanır onların yanında! Allah cümlemizi affetsin de. İnsan kendisine insan adını vermeye utanır onların yanında!

Allah cümlemizi affetsin de.

Binâenaleyh onların çizdiği yoldan dışarıya çıkan dalalete gider. "Ben Kur'an'dan böyle anlıyorum." Binâenaleyh onların çizdiği yoldan dışarıya çıkan dalalete gider.

"Ben Kur'an'dan böyle anlıyorum."

Senin anladığın bak ataletten, dalaletten başka bir şey değil. Anlayan onlar anlamıştır.Senin anladığın bak ataletten, dalaletten başka bir şey değil. Anlayan onlar anlamıştır. Bizim anladıklarımızın hiç kıymeti yok. Onun için ilk şart, kıyamet alametlerinden birisi; Bizim anladıklarımızın hiç kıymeti yok.

Onun için ilk şart, kıyamet alametlerinden birisi;

Raf'u'l-ilmi bi-kabdi'l-ulemâ ve zuhûru'l-cehli. Raf'u'l-ilmi bi-kabdi'l-ulemâ ve zuhûru'l-cehli.

Tabi ilim olmayınca yerine kaim olacak olan şey cehildir. Sorarsın, "bilmiyorum." diyemez, söyler bir şey. Tabi ilim olmayınca yerine kaim olacak olan şey cehildir. Sorarsın, "bilmiyorum." diyemez, söyler bir şey.

Fakat neden söyler? Cehlinden söyler. Kendisi de dalalete düşer karşısındakini de dalalete düşürür. Fakat neden söyler?

Cehlinden söyler. Kendisi de dalalete düşer karşısındakini de dalalete düşürür.

Şimdi mesela geçen gün diyorlar ki, birisinin babası ölmüş de vekil yollayacakmış hacca. Şimdi mesela geçen gün diyorlar ki, birisinin babası ölmüş de vekil yollayacakmış hacca.

"Olmaz efendim!" demişler, "Hac vekalet olur mu?" demiş. "Olur mu öyle şey? Kendisi gideydi vaktiyle?" "Olmaz efendim!" demişler, "Hac vekalet olur mu?" demiş. "Olur mu öyle şey? Kendisi gideydi vaktiyle?"

Para tatlı, mirasa kıyamıyor. Kıyamadığı için davayı böyle yürütüyor. Para tatlı, mirasa kıyamıyor. Kıyamadığı için davayı böyle yürütüyor.

Bu fetvayı da vermiş, gelmişler bana soruyorlar. Bu fetvayı da vermiş, gelmişler bana soruyorlar.

E ben de ne bileyim dedim işte, bu ana kadar hep gidiyoruz, âlemde gidiyor.E ben de ne bileyim dedim işte, bu ana kadar hep gidiyoruz, âlemde gidiyor. "Ama olur mu?" demek, bu hep cehaletin iktizası. Ve yezharu'z-zinâ. "Zinanın zahir olması." "Ama olur mu?" demek, bu hep cehaletin iktizası.

Ve yezharu'z-zinâ. "Zinanın zahir olması."

Zina apaçık olacak. Yani hiç kimse utanmadan zina zahir olacak. İşte olduğu gibi. Zina apaçık olacak. Yani hiç kimse utanmadan zina zahir olacak. İşte olduğu gibi.

Ve şürbü'l-hamr. "İçki içilecek." Kimse, "Ayıptır, günahtır, ne yapıyorsun?" diyen yok. Ve şürbü'l-hamr. "İçki içilecek."

Kimse, "Ayıptır, günahtır, ne yapıyorsun?" diyen yok.

Şimdi bunları, bu Ahmed b. Hanbel dediğimiz zât, alim olmasıyla beraber, sırf topladığı otlarla geçinen adam.Şimdi bunları, bu Ahmed b. Hanbel dediğimiz zât, alim olmasıyla beraber, sırf topladığı otlarla geçinen adam. Topladığı otlarla geçiniyor, halkın elinden gelecek hiçbir şeye tenezzül etmiyor.Topladığı otlarla geçiniyor, halkın elinden gelecek hiçbir şeye tenezzül etmiyor. Onun için Allah onlara ilim veriyor. Onun için Allah onlara ilim veriyor.

E bugün kazançlarımızın kaçta kaçının sağlam olduğunu kim iddia edebilecek? E bugün kazançlarımızın kaçta kaçının sağlam olduğunu kim iddia edebilecek?

Faizi istediğimiz gibi yiyoruz, haramı da istediğimiz gibi yiyoruz. Faizi istediğimiz gibi yiyoruz, haramı da istediğimiz gibi yiyoruz.

Hangi bakkal dükkanına bulacaksın ki içki satmıyor? Ve onu pekala uydurmuş kitabına; Hangi bakkal dükkanına bulacaksın ki içki satmıyor?

Ve onu pekala uydurmuş kitabına;

"Efendim kapalı şişe." diyor. "Ben içki satmıyorum şişeyi satıyorum." "Efendim kapalı şişe." diyor. "Ben içki satmıyorum şişeyi satıyorum."

Onu da şişenin içerisinde cehennemde öyle yakacaklar.Onu da şişenin içerisinde cehennemde öyle yakacaklar. Seni yakmıyoruz ki kabını yakıyoruz diyecekler, o içeride de kavrulacak ama. Seni yakmıyoruz ki kabını yakıyoruz diyecekler, o içeride de kavrulacak ama.

Onun için bunlar da şimdi aldı yürüdü işte. İçeni de bol satanı da. Çünkü içenle satanın arasında fark yok.Onun için bunlar da şimdi aldı yürüdü işte. İçeni de bol satanı da. Çünkü içenle satanın arasında fark yok. İçen nasıl sarhoş olduğu vakit ne günah kazanıyorsa, onu satan da aynı günahın içerisindedir. İçen nasıl sarhoş olduğu vakit ne günah kazanıyorsa, onu satan da aynı günahın içerisindedir.

Onun ticareti nerde kaldı? Onun ticareti nerde kaldı?

Hatta bir adamın bir adama borcu olsa da, o borcunu vermek içinHatta bir adamın bir adama borcu olsa da, o borcunu vermek için içki parasından borç verirse, o borç ödenmez. O para senin değil çünkü. içki parasından borç verirse, o borç ödenmez. O para senin değil çünkü. O sana helal değil, o parayla borç ödeyemezsin. Gavura olursa verirsin de müslümana veremezsin. O sana helal değil, o parayla borç ödeyemezsin. Gavura olursa verirsin de müslümana veremezsin.

Şürbü'l-hamr. Bu hususta tabi birçok büyükler çok kitap yazmışlar. Şürbü'l-hamr. Bu hususta tabi birçok büyükler çok kitap yazmışlar. Hatta son zamanda bir paşa [da bir kitap yazmış] ama adını unuttum ben onun. Hatta son zamanda bir paşa [da bir kitap yazmış] ama adını unuttum ben onun. O paşa 18 çeşit kitap yazmıştı, bize de yollamıştı bunları satılsın diye. Biz de dağıttık da.O paşa 18 çeşit kitap yazmıştı, bize de yollamıştı bunları satılsın diye. Biz de dağıttık da. O kitaplardan birisi de içkiye aitti.O kitaplardan birisi de içkiye aitti. İçkinin haramlığına ve kötülüğüne dair paşa aklı erdiği kadar bir şey yazmış.İçkinin haramlığına ve kötülüğüne dair paşa aklı erdiği kadar bir şey yazmış. Yani eser çoktur yazanlarda, içki hakkında yazan ama dinleyen yok. Dinleyen yok! Yani eser çoktur yazanlarda, içki hakkında yazan ama dinleyen yok. Dinleyen yok!

Bak şimdi sen bize. Bizimle [sahabe-i kiramı kıyas edemezsin.]Bak şimdi sen bize. Bizimle [sahabe-i kiramı kıyas edemezsin.] Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem zamanında da içiliyordu içki. Helaldi, bir vakit içiliyordu.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem zamanında da içiliyordu içki. Helaldi, bir vakit içiliyordu. Sonra aralarında bu vakalar hasıl oldu. Namazı yanlış okumalar hasıl oldu, Allahu Teâlâ içkiyi yasak etti. Sonra aralarında bu vakalar hasıl oldu. Namazı yanlış okumalar hasıl oldu, Allahu Teâlâ içkiyi yasak etti.

Yasak edince, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Ebû Hüreyre'ye dedi ki; Yasak edince, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Ebû Hüreyre'ye dedi ki;

"Söyle, ilan et, 'İçki bundan sonra haramdır.' de." Ebû Hüreyre çıktı Medine sokaklarına; "Söyle, ilan et, 'İçki bundan sonra haramdır.' de."

Ebû Hüreyre çıktı Medine sokaklarına;

"Ey müslümanlar, dinleyin duyun! İçki haram oldu." Diyor ki, "Medine'nin sokakları dereler oldu." diyor." "Ey müslümanlar, dinleyin duyun! İçki haram oldu."

Diyor ki,

"Medine'nin sokakları dereler oldu." diyor."

Herkes evinde ne kadar içki varsa götürmüş şarıl şarıl sokaklara dökmüş, küplerini de kırmışlar. Herkes evinde ne kadar içki varsa götürmüş şarıl şarıl sokaklara dökmüş, küplerini de kırmışlar.

O günkü müslümanların Resûlullah'a ittibaına bak, bugünkü müslümanın hâline bak sen! O günkü müslümanların Resûlullah'a ittibaına bak, bugünkü müslümanın hâline bak sen!

Allah cümlemizi gaflet uykusundan uyandırsın yani. Allah cümlemizi gaflet uykusundan uyandırsın yani.

Ve kesratü'n-nisâ. "Kadınların çokluğu da kıyametin alametinden olacak." Kadınların çokluğu. Ve kesratü'n-nisâ. "Kadınların çokluğu da kıyametin alametinden olacak."

Kadınların çokluğu.

Ve kılletü'r-ricâli. "Erkeklerin azlığı." Ve kılletü'r-ricâli. "Erkeklerin azlığı."

Gerek muharebeler dolayısıyla, gerek dışarıdaki çalışmalar dolayısıylaGerek muharebeler dolayısıyla, gerek dışarıdaki çalışmalar dolayısıyla erkekler adet itibariyle kadınlardan az olacak.erkekler adet itibariyle kadınlardan az olacak. Bugünkü sayımlarda da zannedersem kadın ekseriyeti meydana çıkıyor. Aklıma şu da geliyor ki; Bugünkü sayımlarda da zannedersem kadın ekseriyeti meydana çıkıyor.

Aklıma şu da geliyor ki;

Kadınlar hakkında çok söz söyleniyor:Kadınlar hakkında çok söz söyleniyor: Tesettüre riayet etmiyorlar, mini etek giyiyorlar, işte kolları açık bacakları açık.Tesettüre riayet etmiyorlar, mini etek giyiyorlar, işte kolları açık bacakları açık. Nasıl isterlerse öyle gezerler bugün, serbesttir yani.Nasıl isterlerse öyle gezerler bugün, serbesttir yani. Fakat asıl müslüman kadının yapacağı iş bugün, evinde oturmaktan başka bir şey değildir.Fakat asıl müslüman kadının yapacağı iş bugün, evinde oturmaktan başka bir şey değildir. Bizim eski zamanın kadınlarını biliyorsunuz ki bizim annelerimiz yani. Daha eski de değil.Bizim eski zamanın kadınlarını biliyorsunuz ki bizim annelerimiz yani. Daha eski de değil. Güzel bir çarşaf giyerler, pencerelerimizde kafesler var, arkasında perdeler var. Güzel bir çarşaf giyerler, pencerelerimizde kafesler var, arkasında perdeler var. Ne dışarıdan gelen içerisindeki görür ne de içerisindeki dışarısındakine bakabilir.Ne dışarıdan gelen içerisindeki görür ne de içerisindeki dışarısındakine bakabilir. Herkes mahremiyet içerisindeydi. Evler zaten bahçeler içerisinde, böyle sokaklar üzerinde değildi. Herkes mahremiyet içerisindeydi. Evler zaten bahçeler içerisinde, böyle sokaklar üzerinde değildi.

E şimdi bak, herkes penceresinin önünde, hıristiyan kadın nasıl oturuyorsaE şimdi bak, herkes penceresinin önünde, hıristiyan kadın nasıl oturuyorsa o da öyle oturuyor, çekinmiyor. Perdesi yok, penceresi açık, kendisi çıplak, arz u endam ediyor ortalığa. o da öyle oturuyor, çekinmiyor. Perdesi yok, penceresi açık, kendisi çıplak, arz u endam ediyor ortalığa.

Şimdi bunu yapan bugün, müslümanım diyen kadın, içime bak diyen kadın! Şimdi bunu yapan bugün, müslümanım diyen kadın, içime bak diyen kadın!

Binâenaleyh asıl kadınların bugünkü hâli, evinde oturmaktan ibarettir.Binâenaleyh asıl kadınların bugünkü hâli, evinde oturmaktan ibarettir. Eğer kadın bugün çarşıya pazara, fabrikaya, memuriyete dadandıysa, onları kendisine şiar edindiyse;Eğer kadın bugün çarşıya pazara, fabrikaya, memuriyete dadandıysa, onları kendisine şiar edindiyse; efendisi de kadının bu hâlinden memnun ise...efendisi de kadının bu hâlinden memnun ise... Çünkü o da kazanıyor ben de kazanıyorum, ancak geçineceğiz işte.Çünkü o da kazanıyor ben de kazanıyorum, ancak geçineceğiz işte. Tek adamın geçinmesi ile olmuyor bu. O da kazansın ben de kazanayım. Tek adamın geçinmesi ile olmuyor bu. O da kazansın ben de kazanayım.

Bu hayattan olacak hayata da Allah yardımcı olsun. Onun için insana lazım olan buradan kanaattir.Bu hayattan olacak hayata da Allah yardımcı olsun. Onun için insana lazım olan buradan kanaattir. Kanaat olmadı mıydı insanda, dünya da senin olsa yine karnı doymaz insanın. Ne gözü doyar ne karnı doyar. Kanaat olmadı mıydı insanda, dünya da senin olsa yine karnı doymaz insanın. Ne gözü doyar ne karnı doyar.

Ve kesretü'l-mesâcid. "Kıyamet alametlerinden birisi de camilerin çokluğu." Ve kesretü'l-mesâcid. "Kıyamet alametlerinden birisi de camilerin çokluğu."

Geçen bir yere gittik, teravihin ilk gecesiydi ya.Geçen bir yere gittik, teravihin ilk gecesiydi ya. Namaz kıldık orada, dediler ki işte burada filanın evinde de,Namaz kıldık orada, dediler ki işte burada filanın evinde de, filanın evinde de hep Ramazan namazları var dediler. "Olmaz ki!" dedim. Niçin? filanın evinde de hep Ramazan namazları var dediler.

"Olmaz ki!" dedim.

Niçin?

Lâ salâte li-câri'l-mescidi illâ fi'l-mescidi demiş Resûlullah. Lâ salâte li-câri'l-mescidi illâ fi'l-mescidi demiş Resûlullah.

Cami komşusunda, kapı komşuda cami dururken evinde namaz olmaz demiş. İlla camisine gelecek. Cami komşusunda, kapı komşuda cami dururken evinde namaz olmaz demiş. İlla camisine gelecek.

Niçin? Kesrette rahmet var, cemaatte rahmet rahmet var. Niçin?

Kesrette rahmet var, cemaatte rahmet rahmet var.

Cemaatte rahmet rahmet var, rahmet nasıl yağmazsa ot bitmez, cemaat olmazsa da doğru olmaz işte.Cemaatte rahmet rahmet var, rahmet nasıl yağmazsa ot bitmez, cemaat olmazsa da doğru olmaz işte. O da mânevî bir rahmet. Onun için camilerin çokluğu [kıyamet alameti.] O da mânevî bir rahmet.

Onun için camilerin çokluğu [kıyamet alameti.]
Her evin önüne bir cami yapsak yine boş. Ne olacak içine insan gelmedikten sonra? Her evin önüne bir cami yapsak yine boş.

Ne olacak içine insan gelmedikten sonra?

Kesretü'l-mesacidi ve kılletü'l-cemâ'ati. İşte Sultanahmet'e git, kocaman bir cami.Kesretü'l-mesacidi ve kılletü'l-cemâ'ati. İşte Sultanahmet'e git, kocaman bir cami. Ayasofya öyle, Süleymaniye öyle. Ama içine git, kaybolur içinde insan. Kimse yok ki! Ayasofya öyle, Süleymaniye öyle. Ama içine git, kaybolur içinde insan. Kimse yok ki!

Beş kişi ile 10 kişi ile cemaat mi deriz ona? Elli bin bin kişilik camide 10 - 15 kişi! Beş kişi ile 10 kişi ile cemaat mi deriz ona?

Elli bin bin kişilik camide 10 - 15 kişi!

Ve tatvîlü'l-ebniyye. Ebniye, bina. "Binaların yükselmesi kıyametin alametlerindendir." Ve tatvîlü'l-ebniyye.

Ebniye, bina.

"Binaların yükselmesi kıyametin alametlerindendir."

Bu bizim yıkımımızı, yani yapmayın diyoruz kıyameti koparıyorlar; Bu bizim yıkımımızı, yani yapmayın diyoruz kıyameti koparıyorlar;

Sen bize ne karışıyorsun hocaefendi? Para benim değil mi, nasıl istersem öyle yaparım? Sen bize ne karışıyorsun hocaefendi? Para benim değil mi, nasıl istersem öyle yaparım?

Yaparsanın ama yıkılana kadar. Kıyametin çeşidi var. Yaparsanın ama yıkılana kadar. Kıyametin çeşidi var.

İşte komünistlik denen kıyamet neden kopuyor? İşte komünistlik denen kıyamet neden kopuyor?

Kocaman apartmanı görüyor, "Benim bir katım yok be yahu!" diyor,Kocaman apartmanı görüyor, "Benim bir katım yok be yahu!" diyor, "Şu adama bak neler yapmış!" diyor, dikiyor gözünü oraya. "Şu adama bak neler yapmış!" diyor, dikiyor gözünü oraya.

Geçen bir arkadaş dedi ki, muhabbet ediyoruz bir çocukla, genç çocuk. Bilmem nerede okuyor.Geçen bir arkadaş dedi ki, muhabbet ediyoruz bir çocukla, genç çocuk. Bilmem nerede okuyor. Her lafı komünistliğe döndürdü çocuk. Demiş ki; Her lafı komünistliğe döndürdü çocuk. Demiş ki;

"Bu memleket zengin oldukça, refah yerinde oldukça, bu memleket komünist olmaz."Bu memleket zengin oldukça, refah yerinde oldukça, bu memleket komünist olmaz. Komünistlik olmak için, fakirlik oldu mu komünistlik arkasından hazır." dedi. Komünistlik olmak için, fakirlik oldu mu komünistlik arkasından hazır." dedi.

Ben de dedim ki çocuğa; "Çok yanlış söylüyorsun çocuğum. Komünistlerin en birinci yardımcısı zenginlerdir.Ben de dedim ki çocuğa;

"Çok yanlış söylüyorsun çocuğum. Komünistlerin en birinci yardımcısı zenginlerdir.
Bak, en destekçileri komünistlerin zenginler. Sen öyle diyorsun ama zenginler destekliyor?" Bak, en destekçileri komünistlerin zenginler. Sen öyle diyorsun ama zenginler destekliyor?"

Ya nasıldır hocaefendi? İman olmadıkça, iman olmadıkça komünistlik her yerde var.Ya nasıldır hocaefendi?

İman olmadıkça, iman olmadıkça komünistlik her yerde var.
Herkes Müslümanlıktan korkuyor; "Aman Müslümanlık gelirse bizi örter, evimizden çıkarmaz. Herkes Müslümanlıktan korkuyor; "Aman Müslümanlık gelirse bizi örter, evimizden çıkarmaz. Camiye sokar bizi. Paralarımızı zekât diye elimizden alır. Bilmem ne yapar.Camiye sokar bizi. Paralarımızı zekât diye elimizden alır. Bilmem ne yapar. Aman Müslümanlık geleceğine komünistlik gelsin." Niçin? Aman Müslümanlık geleceğine komünistlik gelsin."

Niçin?

Komünistlikte rahatlık var, yaşa da babam yaşa! Haram yok günah yok. Komünistlikte rahatlık var, yaşa da babam yaşa! Haram yok günah yok.

Bunlar kolay geliyor Müslümanlık zor geliyor. Abdesti var namazı var, imanı var itikadı var.Bunlar kolay geliyor Müslümanlık zor geliyor. Abdesti var namazı var, imanı var itikadı var. Şusu var busu var, nikahı var bilmem nesi var. Öteki tarafta her şey kendi emrine amade. Şusu var busu var, nikahı var bilmem nesi var. Öteki tarafta her şey kendi emrine amade.

Onun için, sen dedim, çok yanlış düşünüyorsun yavrum. Asıl imanda iş.Onun için, sen dedim, çok yanlış düşünüyorsun yavrum. Asıl imanda iş. İman olmadı mı, orada imanın olmadığı yerde komünistlik olur.İman olmadı mı, orada imanın olmadığı yerde komünistlik olur. İmanı olan yere, imanı olan yerde müslüman onun hakkına ölse tecavüz etmez.İmanı olan yere, imanı olan yerde müslüman onun hakkına ölse tecavüz etmez. Çünkü iman sahibi bilir ki Allahu Teâlâ'nın takdir ettiği neyse ben ona razıyım der. Çünkü iman sahibi bilir ki Allahu Teâlâ'nın takdir ettiği neyse ben ona razıyım der. Takdirine razı olur, kimsenin ne malında gözü olur ne de yaşamasında gözü olur.Takdirine razı olur, kimsenin ne malında gözü olur ne de yaşamasında gözü olur. Bu yaşamasında gözü olanlar imansızlık alametidir, dedim. O da hak verdi ama kaç para. Bu yaşamasında gözü olanlar imansızlık alametidir, dedim. O da hak verdi ama kaç para.

Onun için; Ve tatvîlü'l-ebniyye. "Binaların yüksekliği kıyameti koparacak." Onun için;

Ve tatvîlü'l-ebniyye. "Binaların yüksekliği kıyameti koparacak."

Nasıl kıyameti koparacaktır? Nasıl koparacaksa koparacak. Ve eklü'r-ribâ. "Faizi yemek." Nasıl kıyameti koparacaktır?

Nasıl koparacaksa koparacak.

Ve eklü'r-ribâ. "Faizi yemek."

Bugün bu da, pek çok müslümanlar bunun müdâfii. Diyor ki; Bugün bu da, pek çok müslümanlar bunun müdâfii. Diyor ki;

"Hocaefendi ne yapıyorsun? Eğer bankalar olmazsa bizim işler muattal olur kalmaz iş, yapamayız iş."Hocaefendi ne yapıyorsun? Eğer bankalar olmazsa bizim işler muattal olur kalmaz iş, yapamayız iş. Oradan alacağız, ama faiz maiz. Oradan alacağız ki ancak geçinebilelim, işimizi yürütebilelim." Oradan alacağız, ama faiz maiz. Oradan alacağız ki ancak geçinebilelim, işimizi yürütebilelim."

E ben bugün 100 bin lira lazım. Kim verir bana 100 bin lirayı? E ben bugün 100 bin lira lazım. Kim verir bana 100 bin lirayı?

"Kimse vermez. Binâenaleyh bankaya ihtiyacımız var. Zarurettir." diyor, müslüman müdafaa ediyor bunu. "Kimse vermez. Binâenaleyh bankaya ihtiyacımız var. Zarurettir." diyor, müslüman müdafaa ediyor bunu.

Onun için; Âkilü'r-ribâ. "O zaman bu şeylerin yenmesi kendi kendimize kıyamet alametinden oluyor."Onun için;

Âkilü'r-ribâ. "O zaman bu şeylerin yenmesi kendi kendimize kıyamet alametinden oluyor."
Ve kesratü'l-ğıybeti. "Birbirimizi çekiştirme, gıybetin çokluğu." Çekiştirme, bu da kıyametin alameti. Ve kesratü'l-ğıybeti. "Birbirimizi çekiştirme, gıybetin çokluğu."

Çekiştirme, bu da kıyametin alameti.

Ve terkü'l-mârûfi. "Emr-i mâruf nehy-i ani'l-münker yok." Ve terkü'l-mârûfi. "Emr-i mâruf nehy-i ani'l-münker yok."

"Bu günahtır yavrum, ne yapıyorsun sen? Böyle çırılçıplak sokağa çıkılır mı?" demiyorsun. "Bu günahtır yavrum, ne yapıyorsun sen? Böyle çırılçıplak sokağa çıkılır mı?" demiyorsun.

Ve imâratü'l-eşrâri. Bu da fena! Eşrâr, kötü insanlar. Ve imâratü'l-eşrâri.

Bu da fena!

Eşrâr, kötü insanlar.

"Kötü insanların emir olması, o da kıyametin alametindendir." "Kötü insanların emir olması, o da kıyametin alametindendir."

Kötülerin emir olmaları kıyametin alametlerinden. Ve bey'u'l-hikem. "Hükümleri satıyor." Kötülerin emir olmaları kıyametin alametlerinden.

Ve bey'u'l-hikem. "Hükümleri satıyor."

Parayı verdin mi kurtarıyorsun kendini. Parayı verdin mi kurtarıyorsun kendini.

Bey'u'l-hikem bu. Parayı verdin mi bakıyorsun hüküm tersine dönüyor. Bey'u'l-hikem bu. Parayı verdin mi bakıyorsun hüküm tersine dönüyor.

Ve seddü'd-dima. "Kan akıtma." Korkmadan dan diye vuruyor herif. Ve seddü'd-dima. "Kan akıtma."

Korkmadan dan diye vuruyor herif.

Ve kat'u'r-rahimi. "Akraba-i taallukatın birbirine gelip gelmemesi, o da kıyametin alametindendir."Ve kat'u'r-rahimi. "Akraba-i taallukatın birbirine gelip gelmemesi, o da kıyametin alametindendir." Ve ittihazu'l-kurâne meksibe. "Bir de Kur'an'ı kazanç vesilesi yapmak, bu da kıyametin alametidir." Ve ittihazu'l-kurâne meksibe. "Bir de Kur'an'ı kazanç vesilesi yapmak, bu da kıyametin alametidir."

Kur'an'ı kazanç, geçinme safhasına koymak, ses usullerine uydurmak.Kur'an'ı kazanç, geçinme safhasına koymak, ses usullerine uydurmak. Ve nasıl yaparsan yap, ticaret hususuna döktün müydü. Ve nasıl yaparsan yap, ticaret hususuna döktün müydü.

Ve'l-mezâmir.Ve'l-mezâmir. "Kur'an'ı, çalgılar gibi hânendelerin şu perdesi şu perdesi diye söyledikleri perdeler üzerinde okumak." "Kur'an'ı, çalgılar gibi hânendelerin şu perdesi şu perdesi diye söyledikleri perdeler üzerinde okumak."

Bunlar da hep kıyametin alametlerindenmiş. Canım şimdi sen söyle bakalım, bunların hangisi yok? Bunlar da hep kıyametin alametlerindenmiş.

Canım şimdi sen söyle bakalım, bunların hangisi yok?

Şimdi dersteki [kısmına gelelim hadisin.] Ve nüzûlü îsâ. "İsa aleyhisselam yeryüzüne gelecek." Şimdi dersteki [kısmına gelelim hadisin.]

Ve nüzûlü îsâ. "İsa aleyhisselam yeryüzüne gelecek."

Nasıl gelecek? Allah nasıl gönderecekse öyle gelecek. Nasıl Âdem Baba dünyaya nasıl geldi? Nasıl gelecek?

Allah nasıl gönderecekse öyle gelecek.

Nasıl Âdem Baba dünyaya nasıl geldi?

Biliyor muyduk nasıl olduğunu? İsa aleyhisselam da böyle gelecek. Biliyor muyduk nasıl olduğunu?

İsa aleyhisselam da böyle gelecek.

Bunları [kabul etmemek], bunlara inançsızlık...Bunları [kabul etmemek], bunlara inançsızlık... Bunları Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor da, şimdi Vahabilik ile ilgili bir kitap okudum da,Bunları Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor da, şimdi Vahabilik ile ilgili bir kitap okudum da, vahabilere reddiye olarak yazılmış da. Orada diyor ki; vahabilere reddiye olarak yazılmış da. Orada diyor ki;

"O vahabiler şefaat-i resûlullah'ı reddediyorlar."O vahabiler şefaat-i resûlullah'ı reddediyorlar. Sen onun önünde, "Aman yâ Resûlallah!" dedin mi kovuyor oradan; "'Aman!' olmaz Resûlullah'a!" diyor. Sen onun önünde, "Aman yâ Resûlallah!" dedin mi kovuyor oradan;

"'Aman!' olmaz Resûlullah'a!" diyor.

Niçin canım? "O öldü." diyor. Allah sana akıl fikir versin! Niçin canım?

"O öldü." diyor.

Allah sana akıl fikir versin!

İnsan için ölüm yoktur, insan için nakil vardır. Bu âlemden öteki âleme nakil oluyor.İnsan için ölüm yoktur, insan için nakil vardır. Bu âlemden öteki âleme nakil oluyor. Ölen hayvandır zaten. İnsan ölmez, mü'min hiç ölmez. Ölen hayvandır, hayvana mahsustur ölüm.Ölen hayvandır zaten. İnsan ölmez, mü'min hiç ölmez. Ölen hayvandır, hayvana mahsustur ölüm. İnsana dâr-ı dünyadan dâr-ı ahirete intikaldir. İnsana dâr-ı dünyadan dâr-ı ahirete intikaldir. Berzah âlemi derler ki, o âlemde insan şey kalır, o âlemîn malı olur. Berzah âlemi derler ki, o âlemde insan şey kalır, o âlemîn malı olur.

Binâenaleyh Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem duyar ve işitir.Binâenaleyh Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem duyar ve işitir. Tecrübelerle sabittir ki birçok kimselernin selamlarını, Tecrübelerle sabittir ki birçok kimselernin selamlarını, "Ve aleykümselam!" diyerekten Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem reddetmiştir, [almıştır] selamını "Ve aleykümselam!" diyerekten Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem reddetmiştir, [almıştır] selamını ve etrafında bulunan insanlar da bu sözü, aleykümselamı duymuşlardır.ve etrafında bulunan insanlar da bu sözü, aleykümselamı duymuşlardır. Kitaplarımıza kadar da nakletmişlerdir. Bunun bir tanesi de Ahmed er-Rifâi hazretleridir. Kitaplarımıza kadar da nakletmişlerdir. Bunun bir tanesi de Ahmed er-Rifâi hazretleridir.

Ahmed er-Rifâi hazretleri zamanının büyük velisi oldukları için, demişler; Ahmed er-Rifâi hazretleri zamanının büyük velisi oldukları için, demişler;

"Sen bu kadar keramet gösteriyorsun, şöylesin böylesin. Buna bizim pek inancımız da yok."Sen bu kadar keramet gösteriyorsun, şöylesin böylesin. Buna bizim pek inancımız da yok. Diyorsun ki, 'Ben evlâd-ı Resûlullah'ım' diye dava ediyorsun. Biz inanmayız senin bu kuru sözlerine.Diyorsun ki, 'Ben evlâd-ı Resûlullah'ım' diye dava ediyorsun. Biz inanmayız senin bu kuru sözlerine. Gel bunu Resûlullah'ın huzurunda ispat et de inanalım." demişler. Gel bunu Resûlullah'ın huzurunda ispat et de inanalım." demişler.

O da demiş ki, filan senenin haccında orada ol demiş. O da demiş ki, filan senenin haccında orada ol demiş.

Abdulkadir Geylani'si de, diğer memleketin bütün büyükleri de orada olduğu halde, herkes girmiş,Abdulkadir Geylani'si de, diğer memleketin bütün büyükleri de orada olduğu halde, herkes girmiş, Ahmed er-Rifâi hazretleri gelmiş, "es-Selamu aleyke ya ceddî, yâ Resûlallah!" diye bir selam vermiş. Ahmed er-Rifâi hazretleri gelmiş, "es-Selamu aleyke ya ceddî, yâ Resûlallah!" diye bir selam vermiş.

Orada onun beyti de var ama hatırımda yok beyti. Orada onun beyti de var ama hatırımda yok beyti.

"Ve aleyküm esselam yâ veledî, Ahmed er-Rifâi!" diyerekten"Ve aleyküm esselam yâ veledî, Ahmed er-Rifâi!" diyerekten Resûlullah'ın mukabele ettiğini hepsi duyunca, hepsi bayılıp düşmüşler oraya. Resûlullah'ın mukabele ettiğini hepsi duyunca, hepsi bayılıp düşmüşler oraya.

Öyle Ahmed er-Rifâi hazretleri çok mütevazı bir insan. Kapının eşiğine yatmış demiş ki; Öyle Ahmed er-Rifâi hazretleri çok mütevazı bir insan. Kapının eşiğine yatmış demiş ki;

"Beni seven üzerime bassın da öyle geçsin!" demiş. Yani kendini beğenmişlik yapmamış. "Beni seven üzerime bassın da öyle geçsin!" demiş.

Yani kendini beğenmişlik yapmamış.

Bu nuzûl-u Îsâ'yı da Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem bildiriyor. Kur'an'da da işareti var bunun. Bu nuzûl-u Îsâ'yı da Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem bildiriyor. Kur'an'da da işareti var bunun.

Bir de; Ve nârun tahrucu min ka'ri adene. "Aden'in bir tarafından böyle bir ateş çıkacak."Bir de;

Ve nârun tahrucu min ka'ri adene. "Aden'in bir tarafından böyle bir ateş çıkacak."
Ebyenü. "Çok aşikar bir ateş." Tesûku'n-nâse ile'l-mahşeri. "İnsanları mahşere doğru sevk edecek."Ebyenü. "Çok aşikar bir ateş." Tesûku'n-nâse ile'l-mahşeri. "İnsanları mahşere doğru sevk edecek." Tekîlü meahüm izâ kâlû. Kaylûle diyor, yani insanlar yorulup da dinlenmek için, yatmak için, Tekîlü meahüm izâ kâlû. Kaylûle diyor, yani insanlar yorulup da dinlenmek için, yatmak için, istirahat için durdukları vakitte ateş de duracak, zorlamayacak onları.istirahat için durdukları vakitte ateş de duracak, zorlamayacak onları. Fakat onlar uykudan kalkınca yürümeye başlayınca ateş onları da takip edecek. Fakat onlar uykudan kalkınca yürümeye başlayınca ateş onları da takip edecek.

Ve'd-duhânü. Bu duhan da işte, demin dediğim gibi bir dumandır. Nasıl duman? Ve'd-duhânü. Bu duhan da işte, demin dediğim gibi bir dumandır.

Nasıl duman?

Allah göstermesin. Ve'd-dâbbetü. "Bir de Dabbe denilen bir mahluk." Allah göstermesin.

Ve'd-dâbbetü. "Bir de Dabbe denilen bir mahluk."

Bu mahlukun izahında müfessirler çok söz söylemişler ama Allahu âlem deyip geçmekten başka çaremiz yok. Bu mahlukun izahında müfessirler çok söz söylemişler ama Allahu âlem deyip geçmekten başka çaremiz yok.

Dabbe, biz dabbeyiz. Tepinen yürüyen bir mahluk.Dabbe, biz dabbeyiz. Tepinen yürüyen bir mahluk. Yani dabbenin adı, tepinerek böyle debelenen hayvana da şâmil insana da şâmil bir bir mahluktur dabbe.Yani dabbenin adı, tepinerek böyle debelenen hayvana da şâmil insana da şâmil bir bir mahluktur dabbe. Ama diyorlar ki; Bu öyle bir hayvandır ki kaçan bunun önünden kurtulamaz, çabuk yakalar.Ama diyorlar ki;

Bu öyle bir hayvandır ki kaçan bunun önünden kurtulamaz, çabuk yakalar.
Kimse de bunu tutmak için gücü yetmez, bu kadar da süratle kaçar. Boyu böyledir eni böyledir.Kimse de bunu tutmak için gücü yetmez, bu kadar da süratle kaçar. Boyu böyledir eni böyledir. Kimisi işte, şöyle mahluktur, kafası şöyledir, gözü böyledir [filan demiş.]Kimisi işte, şöyle mahluktur, kafası şöyledir, gözü böyledir [filan demiş.] Herkes bir şey söylemiş fakat asıl tabiri, "Kaçan elinden kurtulmaz, koşan da tutamaz." Herkes bir şey söylemiş fakat asıl tabiri, "Kaçan elinden kurtulmaz, koşan da tutamaz."

Ye'cûcü ve me'cûcü. Üçüncü kısım. Bu Yecüc ve Mecüc dünyanın bir tarafında saklı bir mahluk.Ye'cûcü ve me'cûcü.

Üçüncü kısım.

Bu Yecüc ve Mecüc dünyanın bir tarafında saklı bir mahluk.
Birgün gelecek, bunlar bir muhasara içindedirler, o gün o muhasara hattını yıkıp dünyaya yayılacaklar.Birgün gelecek, bunlar bir muhasara içindedirler, o gün o muhasara hattını yıkıp dünyaya yayılacaklar. Fırat Nehri'nin suyu bunlara hiç gelecek.Fırat Nehri'nin suyu bunlara hiç gelecek. Fırat Nehri'nin suyu hiç gelecek, bir anda içip bitiriverecekler yani. Fırat Nehri'nin suyu hiç gelecek, bir anda içip bitiriverecekler yani.

Dediler ki; Kîle yâ resûlallahi mâ ye'cûcü ve me'cûcü. "Bu Yecüc Mecüc nedir?" diye sordular Efendimiz'e." Dediler ki;

Kîle yâ resûlallahi mâ ye'cûcü ve me'cûcü. "Bu Yecüc Mecüc nedir?" diye sordular Efendimiz'e."

Buyurdu ki; Ye'cûcü ve me'cûcü ümemün. "Bu Yecüc Mecüc bir ümmettir."Buyurdu ki;

Ye'cûcü ve me'cûcü ümemün. "Bu Yecüc Mecüc bir ümmettir."
Küllü ümmetin erbau mieti elfin. "Her birisi 400 bin kişi." Lâ yemûtü'r-raculü minhüm hatta yerâ elfe aynin. Küllü ümmetin erbau mieti elfin. "Her birisi 400 bin kişi." Lâ yemûtü'r-raculü minhüm hatta yerâ elfe aynin. "Kendisi 1000 tane evladını görmedikçe ölmüyor.""Kendisi 1000 tane evladını görmedikçe ölmüyor." Ve tatrufü beyne yedeyhi min sulbihi ve hüm veledü âdeme. "Ademoğullarındandır, yani başka mahluktan değil." Ve tatrufü beyne yedeyhi min sulbihi ve hüm veledü âdeme. "Ademoğullarındandır, yani başka mahluktan değil."

Fe-yesîrune ilâ harâbi'd-dünyâ. "Dünyanın harabına doğru bunlar yürürler."Fe-yesîrune ilâ harâbi'd-dünyâ. "Dünyanın harabına doğru bunlar yürürler." Fe-yeşrabûne mine'l-furâti ve diclete. "Fırat ve Dicle nehirlerinin sularını içerler."Fe-yeşrabûne mine'l-furâti ve diclete. "Fırat ve Dicle nehirlerinin sularını içerler." Ve buhayrati't-taberiyyeti. "Buhayre denilen şu yahudinin şeyi olan, onu da bitirirler."Ve buhayrati't-taberiyyeti. "Buhayre denilen şu yahudinin şeyi olan, onu da bitirirler." Hattâ ye'tû beyte'l-makdisi. "Beytü'-Makdis'e gelirler."Hattâ ye'tû beyte'l-makdisi. "Beytü'-Makdis'e gelirler." Fe-yekûlûne kad katelnâ ehle'd-dünyâ fe kâtilû men fi's-semâi fe yermûne bi'n-nüşşâbi ile's-semâi Fe-yekûlûne kad katelnâ ehle'd-dünyâ fe kâtilû men fi's-semâi fe yermûne bi'n-nüşşâbi ile's-semâi fe-yerciu nüşşâbühüm muhdabeten bi'd-demi. "Derler ki, 'Yerdeki varlıkları öldürdük bitirdik,fe-yerciu nüşşâbühüm muhdabeten bi'd-demi. "Derler ki, 'Yerdeki varlıkları öldürdük bitirdik, şimdi göktekileri de öldürelim.' diyerekten başlarlar oklarını göklere atmaya.şimdi göktekileri de öldürelim.' diyerekten başlarlar oklarını göklere atmaya. Oklarını da Cenab-ı Hak kanlı kanlı indirir de onlara." Oklarını da Cenab-ı Hak kanlı kanlı indirir de onlara." Fe-yekûlûne kad katelnâ men fi's-semâi. "Derler ki, 'Biz göktekileri de öldürdük.' derler." Fe-yekûlûne kad katelnâ men fi's-semâi. "Derler ki, 'Biz göktekileri de öldürdük.' derler."

Ve îsâ ve'l-müslimûne bi-cebeli tûri sinîne.Ve îsâ ve'l-müslimûne bi-cebeli tûri sinîne. "Turu Sina'nın arkasında müslümanlar İsa aleyhisselam ile beraber burada kendilerini muhafaza ederler.""Turu Sina'nın arkasında müslümanlar İsa aleyhisselam ile beraber burada kendilerini muhafaza ederler." Fe-yûhillâhu ilâ îsâ en ahriz ibâdî bi't-tûri.Fe-yûhillâhu ilâ îsâ en ahriz ibâdî bi't-tûri. "Cenab-ı Hak İsa aleyhisselam'a vahiy eder ki, 'Kendinle beraber olan insanları Tur'da muhafaza et.'""Cenab-ı Hak İsa aleyhisselam'a vahiy eder ki, 'Kendinle beraber olan insanları Tur'da muhafaza et.'" Ve mâ yelî eylete. "Onların etraflarında." Sümme inne îsâ yerfeu yedeyhi ile's-semâi.Ve mâ yelî eylete. "Onların etraflarında." Sümme inne îsâ yerfeu yedeyhi ile's-semâi. "Onun için İsa aleyhisselam elini kaldırır, çare yok; "Yâ Rab! Bunların şerrinden Sen kurtar!"Onun için İsa aleyhisselam elini kaldırır, çare yok; "Yâ Rab! Bunların şerrinden Sen kurtar! Bunları helâk et!" der. Nasıl dua ederse eder de. Bunları helâk et!" der.

Nasıl dua ederse eder de.

Ve yüemminü'l-müslimûne. "Müslümanlarda amin der bu duaya."Ve yüemminü'l-müslimûne. "Müslümanlarda amin der bu duaya." Fe-yeb'asullâhu aleyhim dâbbeten yükâlü lehâ en-neğafu.Fe-yeb'asullâhu aleyhim dâbbeten yükâlü lehâ en-neğafu. "Neğaf denilen bir hayvan yollar Cenab-ı Hak onlara.""Neğaf denilen bir hayvan yollar Cenab-ı Hak onlara." Tedhulu fî menâhirihim. "Burunlarından girer." Fe-yusbihûne mevtâ. "Hepsi sabahleyin ölmüş çıkarlar." Tedhulu fî menâhirihim. "Burunlarından girer." Fe-yusbihûne mevtâ. "Hepsi sabahleyin ölmüş çıkarlar."

Sivrisinek mikrop işte. Bir mikrobu yollar Allahu Teâlâ, burunlarından girer, hepsi de sabah ölü.Sivrisinek mikrop işte. Bir mikrobu yollar Allahu Teâlâ, burunlarından girer, hepsi de sabah ölü. Öyle müddeti de yok bunun, hepsi de sabahleyin ölürler. Öyle müddeti de yok bunun, hepsi de sabahleyin ölürler.

Min hâki'ş-şâmi. "Şam taraflarından." İlâ hâki'l-maşriki. "Maşrık tarafına kadar."Min hâki'ş-şâmi. "Şam taraflarından." İlâ hâki'l-maşriki. "Maşrık tarafına kadar." Hattâ tüntine'l-ardu min ciyefihim. "Yer o kadar leşin şeysinden kokmaya başlar." Hattâ tüntine'l-ardu min ciyefihim. "Yer o kadar leşin şeysinden kokmaya başlar." Ve ye'muru's-semâe fe tümtıru ke-efvâhi'l-kırabi.Ve ye'muru's-semâe fe tümtıru ke-efvâhi'l-kırabi. "Cenab-ı Hak emreden göğe, böyle kovaların boşandığı gibi su döker aşağıya, gökten su dökülür.""Cenab-ı Hak emreden göğe, böyle kovaların boşandığı gibi su döker aşağıya, gökten su dökülür." Fe-tağsilü'l-arda min ciyefihim. "Cifelerini alır götürür, temizler yeri." Fe-tağsilü'l-arda min ciyefihim. "Cifelerini alır götürür, temizler yeri." Ve netnihim ve inde zâlike tulûu'ş-şemsi min mağribihâ.Ve netnihim ve inde zâlike tulûu'ş-şemsi min mağribihâ. "İşte güneşin garptan doğuşu bundan sonra olacak." O zamana kadar dayananların vay hâline. "İşte güneşin garptan doğuşu bundan sonra olacak."

O zamana kadar dayananların vay hâline.

Allah cümlemizi affetsin. Evvelü men yedhulu'l-cennete et-tâciru's-sadûku. Allah cümlemizi affetsin.

Evvelü men yedhulu'l-cennete et-tâciru's-sadûku.

"Cennete giren ilk insan doğru tâcir." "Cennete giren ilk insan doğru tâcir."

İlk evvel cennete girecek insan et-tâciru's-sadûk. Faiz yemez, yalan söylemez, hıyanetlik yapmaz.İlk evvel cennete girecek insan et-tâciru's-sadûk. Faiz yemez, yalan söylemez, hıyanetlik yapmaz. Doğru, sadûk. Bu, el-kâsibü habibullah sırrına mazhar olan bahtiyarlardır.Doğru, sadûk. Bu, el-kâsibü habibullah sırrına mazhar olan bahtiyarlardır. Onun için ticaret gayet meşrudur. Bazen aklıma da gelir ama, kardeşlerime bir şey olsun diye söylerim. Onun için ticaret gayet meşrudur. Bazen aklıma da gelir ama, kardeşlerime bir şey olsun diye söylerim.

İnsanlar hayatlarını temin etmek için, istikballerini temin etmek içinİnsanlar hayatlarını temin etmek için, istikballerini temin etmek için mekteplerin kapılarına baksan kim bilir kaç yüz bin tane çocuk vardır orada.mekteplerin kapılarına baksan kim bilir kaç yüz bin tane çocuk vardır orada. Hep istikbal peşinde, memuriyet peşindedir. Hayyam'ın sözü var, aklıma geldi de; Hep istikbal peşinde, memuriyet peşindedir.

Hayyam'ın sözü var, aklıma geldi de;

Âmir değilsen eğer memur da değilsen .... "Âmir değilsen memur da değilsen ne bahtiyarsın!" demek. Âmir değilsen eğer memur da değilsen ....

"Âmir değilsen memur da değilsen ne bahtiyarsın!" demek.

Âmirle memurluk insanın sırtında birer ağır yüktür. Ticaret öyle değildir. Ticaret meşru bir şeydir.Âmirle memurluk insanın sırtında birer ağır yüktür. Ticaret öyle değildir. Ticaret meşru bir şeydir. Oku, okuduktan sonra devletin kapısına değil sanatın kapısına koş.Oku, okuduktan sonra devletin kapısına değil sanatın kapısına koş. Okuma değil, oku ama memuriyette dikilip kalma.Okuma değil, oku ama memuriyette dikilip kalma. Memur olup da muayyen bir şeye kanaat edip durma. Çünkü memuriyette muayyen paraları veriyorlar.Memur olup da muayyen bir şeye kanaat edip durma. Çünkü memuriyette muayyen paraları veriyorlar. Birçok paralar alanlar mesela müstesna insanlar, onlar da az insanlar. Birçok paralar alanlar mesela müstesna insanlar, onlar da az insanlar. Asıl diğer tabaka işte geçinecek kadar. Bir takımı da geçinemiyor da rüşvete kadar irtikap da ediyor.Asıl diğer tabaka işte geçinecek kadar. Bir takımı da geçinemiyor da rüşvete kadar irtikap da ediyor. O da ayrı mesele. Ama kazancını o zaman ne var, Aylık gelince, işte alacağım para ya.O da ayrı mesele. Ama kazancını o zaman ne var, Aylık gelince, işte alacağım para ya. O zaman öderim diyor. Aylığa ediyor itimadı. Allah'a değil de itimadı aylığa oluyor itimadı.O zaman öderim diyor. Aylığa ediyor itimadı. Allah'a değil de itimadı aylığa oluyor itimadı. Sonra kendini teselli ediyor, Tamam ben ölürsem gerideki çocuklarım da işte aylığımdan alacak ya,Sonra kendini teselli ediyor, Tamam ben ölürsem gerideki çocuklarım da işte aylığımdan alacak ya, Onlara da tekavüdiyemden verecekler diyor. Rahat oluyor hem kendi de hem çocukları da.Onlara da tekavüdiyemden verecekler diyor. Rahat oluyor hem kendi de hem çocukları da. Bu Allah'a itimatsızlığın alâmeti oluyor diyor. Bu Allah'a itimatsızlığın alâmeti oluyor diyor.

Onun için insan ticareti, Cenab-ı Allah niçin cennete sokuyor tâciri? Güvenci Allah'a. Batarsam? Onun için insan ticareti, Cenab-ı Allah niçin cennete sokuyor tâciri?

Güvenci Allah'a.

Batarsam?

E ne yapayım batarsam. Allah bana ne takdir ettiyse o olacak.E ne yapayım batarsam. Allah bana ne takdir ettiyse o olacak. Üç kazanırsam üç yerim, beş kazanırsam beş yerim. Üç kazanırsam üç yerim, beş kazanırsam beş yerim. Daha fazla kazanırsam başkalarına da yardım ederim diyor. Memurun başkasına yardım etmesi pek nadir efendi!Daha fazla kazanırsam başkalarına da yardım ederim diyor. Memurun başkasına yardım etmesi pek nadir efendi! Çok para alacak da, başkasına o zaman yardım edecek. Ama tâcir, tüccar öyle değil. Çok para alacak da, başkasına o zaman yardım edecek. Ama tâcir, tüccar öyle değil. Kazancı bol oldu muydu istediği kadar etrafındakilerin de yardımına koşar.Kazancı bol oldu muydu istediği kadar etrafındakilerin de yardımına koşar. Eğer bugün bu tüccarlar da olmasa bu fabrikaların hiçbiri kurulmaz.Eğer bugün bu tüccarlar da olmasa bu fabrikaların hiçbiri kurulmaz. Kurulmayınca memleketin fukarası evsizi açıkta kalır. Hadi bakalım kıyamet, bir kıyamet daha. Kurulmayınca memleketin fukarası evsizi açıkta kalır. Hadi bakalım kıyamet, bir kıyamet daha.

Onun için; Evvelü men yedhulu'l-cennete et-tâciru's-sadûku. Onun için;

Evvelü men yedhulu'l-cennete et-tâciru's-sadûku.

İbn Ebi Şeybe Ebû Zer ve İbn Abbas radıyallahu anhüm'den rivayet etmiş. İbn Ebi Şeybe Ebû Zer ve İbn Abbas radıyallahu anhüm'den rivayet etmiş.

Bu hadisler çok da burada bir tanesini söylemiş. Bu hadisler çok da burada bir tanesini söylemiş.

Evvelü'n-nâsi helâken fârisü sümme'l-arabu alâ isrihim. "İlk helâk olacak insanda acem tayfasıdır." Evvelü'n-nâsi helâken fârisü sümme'l-arabu alâ isrihim.

"İlk helâk olacak insanda acem tayfasıdır."

Acemin uçurması çoktur. Onun için, Allahu âlem ilk helak ona mahsus oluyor.Acemin uçurması çoktur. Onun için, Allahu âlem ilk helak ona mahsus oluyor. İkincisi Araba düşüyor, ondan sonra diğer milletler de onun peşi sıra helaka gidecekler. İkincisi Araba düşüyor, ondan sonra diğer milletler de onun peşi sıra helaka gidecekler.

Ha bunu da dinleyin ama. Ha bunu da dinleyin ama.

Evvelü mâ yenziullâhu mine'l-abdi'l-hayâüEvvelü mâ yenziullâhu mine'l-abdi'l-hayâü Şimdi Cenab-ı Hakk'ın bizde birçok çeşitli nimetleri var: Sağlık, sıhhat, afiyet, şu bu.Şimdi Cenab-ı Hakk'ın bizde birçok çeşitli nimetleri var: Sağlık, sıhhat, afiyet, şu bu. Yalnız şimdi sırası gelmişken şunu da söyleyeyim tekrar.Yalnız şimdi sırası gelmişken şunu da söyleyeyim tekrar. Geçen de söyledim ama bu sözlerin tekrarı insanlar için faydadan hâlî değildir. Geçen de söyledim ama bu sözlerin tekrarı insanlar için faydadan hâlî değildir.

Şu insanı bir kan parçasından meydana geliyor.Şu insanı bir kan parçasından meydana geliyor. Kan, yediğimiz ekmek vücudumuzda kana döndürülüyor. Kan, yediğimiz ekmek vücudumuzda kana döndürülüyor. O kan birçok safhalardan geçerekten bebek olup çıkıyor ortaya. Aslı kan. O kan birçok safhalardan geçerekten bebek olup çıkıyor ortaya. Aslı kan. Ama o kanı bak Cenab-ı Hak ne yapmış. Kainatı gösterecek bir göz yapmış. Nedir o? Kökü kan. Ama o kanı bak Cenab-ı Hak ne yapmış. Kainatı gösterecek bir göz yapmış.

Nedir o?

Kökü kan.

O kökü kan olan maddeyi bak bir kulak yapmış, kainatı dinletiyor sana.O kökü kan olan maddeyi bak bir kulak yapmış, kainatı dinletiyor sana. O kökü kan olan bir maddeyi kafada toplamış, bütün dünyanın altını üstünü sana öğretiyor.O kökü kan olan bir maddeyi kafada toplamış, bütün dünyanın altını üstünü sana öğretiyor. Bir de gönül vermiş, şark ile garb arasını, dünya ile âhireti keşfediyor sana. Bir de gönül vermiş, şark ile garb arasını, dünya ile âhireti keşfediyor sana.

E bunu bir kandan yapan kudretin sahibini düşün de,E bunu bir kandan yapan kudretin sahibini düşün de, O'nun sözünden dışarıya çıkmamayı kendine şiar edin kardeş!O'nun sözünden dışarıya çıkmamayı kendine şiar edin kardeş! O sana orucu emrettiyse sana sıkıntı olsun, sana zorluk olsun diye değil, senin saadetin için.O sana orucu emrettiyse sana sıkıntı olsun, sana zorluk olsun diye değil, senin saadetin için. Hem dünyanın hem âhiretin saadeti için. Hem dünyanın hem âhiretin saadeti için.

Belki söylemem abes olur ama, şimdi ne zamandan beri oruç niyetli olduğum halde,Belki söylemem abes olur ama, şimdi ne zamandan beri oruç niyetli olduğum halde, geçen gün baktım 20 kilo eksilmişim. Ama daha iyi oldum. 20 kilo fazla iken daha kötüydüm.geçen gün baktım 20 kilo eksilmişim. Ama daha iyi oldum. 20 kilo fazla iken daha kötüydüm. Şimdi 20 kilo eksik olmakla beraber eskisinden daha iyiyim de yani. Niçin? Şimdi 20 kilo eksik olmakla beraber eskisinden daha iyiyim de yani.

Niçin?

Orucun birçok fevaidi var. Nâ mütenâhî. Allah ayırmasın. Sonra ölürse ne olacak? Orucun birçok fevaidi var. Nâ mütenâhî.

Allah ayırmasın.

Sonra ölürse ne olacak?

Ölürsen de nasıl olsa bu ölüm mukadder.Ölürsen de nasıl olsa bu ölüm mukadder. Eğer bizim imanımız vardır ki, insana Allah'ın verdiği sayı bitmedikçe insan ölmez. Eğer bizim imanımız vardır ki, insana Allah'ın verdiği sayı bitmedikçe insan ölmez. Sayın, nefesin, saatin, dakikan gelmeyince insan ölmez. Ne açlıktan ne bir şeyden.Sayın, nefesin, saatin, dakikan gelmeyince insan ölmez. Ne açlıktan ne bir şeyden. Gökten bombaları yağdırsalar yine ölmez insan. İmanın böyle olması lazım. Gökten bombaları yağdırsalar yine ölmez insan. İmanın böyle olması lazım.

Benim bir eniştem vardı da rahmetlik oldu. Midilli bizdeyken Midilli'de kumandan imiş, yüzbaşı o zaman. Benim bir eniştem vardı da rahmetlik oldu. Midilli bizdeyken Midilli'de kumandan imiş, yüzbaşı o zaman. O zaman Yunanlılarla bir çatışma olmuş aralarında.O zaman Yunanlılarla bir çatışma olmuş aralarında. Kendisi anlatırdı da, ama yedi yaşında hafız olmuştu bu eniştem.Kendisi anlatırdı da, ama yedi yaşında hafız olmuştu bu eniştem. Bursa'daki yeşil camisinin altında hafızlık mukabelesini dinletmiş.Bursa'daki yeşil camisinin altında hafızlık mukabelesini dinletmiş. Bursa valisi de kendisine altın bir saat hediye etmiş. Bursa valisi de kendisine altın bir saat hediye etmiş.

Yedi yaşındaki bir çocuk mukabele okuyor! Yedi yaşındaki bir çocuk mukabele okuyor!

Onun bana anlattığı, bize anlattığı şeyde, Midilli'de Yunan demiş ki mütareke yapalım.Onun bana anlattığı, bize anlattığı şeyde, Midilli'de Yunan demiş ki mütareke yapalım. Böyle dövüşmek ile olmayacak.Böyle dövüşmek ile olmayacak. Çağırmışlar bunu karargahlarına, konuşmuşlar konuşmuşlar olmamış mütareke.Çağırmışlar bunu karargahlarına, konuşmuşlar konuşmuşlar olmamış mütareke. Aradaki şartlar fena. Diyor; Aradaki şartlar fena. Diyor;

Yalnız başıma, bir askerim var yanımda, dağ yolundan karargahıma doğru geliyorum diyor.Yalnız başıma, bir askerim var yanımda, dağ yolundan karargahıma doğru geliyorum diyor. Kafirler bizi mitralyöz ateşine tutmasınlar mı orada diyor.Kafirler bizi mitralyöz ateşine tutmasınlar mı orada diyor. Sağımdan solumdan yağmur gibi kurşun yağıyor, ne atıma ne bana bir şey olmadı.Sağımdan solumdan yağmur gibi kurşun yağıyor, ne atıma ne bana bir şey olmadı. Anladım ki Allah öldürmeyince kimse ölmez. diyor Aklımda kalmış o zaman ki hikaye de. Anladım ki Allah öldürmeyince kimse ölmez. diyor

Aklımda kalmış o zaman ki hikaye de.

Allah cümlemizi affetsin. Allah cümlemizi affetsin.

Şimdi insanın bazı, Allah esirgeye, canı çıktığı gibi malı da gider elinden.Şimdi insanın bazı, Allah esirgeye, canı çıktığı gibi malı da gider elinden. Yangın olur, hırsız gelir, çeşitli hareketler olur, zelzeleler olur mallar gider elden.Yangın olur, hırsız gelir, çeşitli hareketler olur, zelzeleler olur mallar gider elden. Bunlar bir şey değil, bunların telafisi mümkün. Asıl korkulacak olan şey; Bunlar bir şey değil, bunların telafisi mümkün.

Asıl korkulacak olan şey;

Evvelü mâ yenziullâhu mine'l-abdi'l-hayâü.Evvelü mâ yenziullâhu mine'l-abdi'l-hayâü. "Allahu Teâlâ'nın kulunun elinden en evvel alacağı şey hayadır." diyor. "Allahu Teâlâ'nın kulunun elinden en evvel alacağı şey hayadır." diyor.

Haya gitti mi bitti iş! Haya gitti mi bitti iş! Fe-yasîru makkâten mümakkaten. Haya gitti mi bitti iş! Haya gitti mi bitti iş!

Fe-yasîru makkâten mümakkaten.
Makkât, gazap olunmuş. Hayayı bıraktı mı gazap olunan bir mahluk olur.Makkât, gazap olunmuş. Hayayı bıraktı mı gazap olunan bir mahluk olur. Hayasızlığı dolayısıyla gazabı ilâhiyeye müstehak olur. Hayasızlığı dolayısıyla gazabı ilâhiyeye müstehak olur.

Sümme yenziu anhu'l-emânete. "Haya elinden gidince emanet de elinden alınır onun." diyor. Sümme yenziu anhu'l-emânete. "Haya elinden gidince emanet de elinden alınır onun." diyor.

Emanete de riayet edemez olur. Emanete de riayet edemez olur.

Fe-yasîru hâinen muhavvenen. "Bu sefer hain bir adam olur."Fe-yasîru hâinen muhavvenen. "Bu sefer hain bir adam olur." Sümme yenziu anhu'r-rahmete. "Bundan sonra kendisinden merhamet denilen şey de alınır."Sümme yenziu anhu'r-rahmete. "Bundan sonra kendisinden merhamet denilen şey de alınır." Fe-yasîru fezzan ğalîzan. "Katı kalpli bir insan olur." Fe-yasîru fezzan ğalîzan. "Katı kalpli bir insan olur."

Yanındaki aç, ölüyor, "Ah neyime lazım. Allah ona da versin o da yesin." diyor.Yanındaki aç, ölüyor, "Ah neyime lazım. Allah ona da versin o da yesin." diyor. Merhameti kalkar, acımaz kimseye artık. O demek sebeplere bağlı. Merhameti kalkar, acımaz kimseye artık.

O demek sebeplere bağlı.
Bak baştan haya gidiyor, arkasından emanet gidiyor. Arkasından da insandaki merhamet gidiyor. Bak baştan haya gidiyor, arkasından emanet gidiyor. Arkasından da insandaki merhamet gidiyor.

Sonra? Ve yuhle'u ribkate'l-islâmi min unukihi.Sonra?

Ve yuhle'u ribkate'l-islâmi min unukihi.
"Bundan sonra İslâm zincirleri onun boynundan alınır." Fe-yasîru şeytânen laînen mül'anen."Bundan sonra İslâm zincirleri onun boynundan alınır." Fe-yasîru şeytânen laînen mül'anen. "Ondan sonra halis muhlis bir şeytan olur o." "Ondan sonra halis muhlis bir şeytan olur o."

Merhametsiz, emanete riayetsiz, adaletsiz, hayasız.Merhametsiz, emanete riayetsiz, adaletsiz, hayasız. Bak hayanın [gitmesinin] ne kadar felaketleri var insanda. Onun için haya [çok önemlidir.] Bak hayanın [gitmesinin] ne kadar felaketleri var insanda.

Onun için haya [çok önemlidir.]

Lâ îmâne li-men lâ hayâe lehû. "Haya olmayan da iman yoktur." denir. Lâ îmâne li-men lâ hayâe lehû. "Haya olmayan da iman yoktur." denir.

Lâ îmâne li-men lâ emânete lehû. "Emanete riayet etmeyen adamın imanı da iman değildir." Lâ îmâne li-men lâ emânete lehû. "Emanete riayet etmeyen adamın imanı da iman değildir."

Yani iman işte hani böyle sallanan bir şey halinde, kopacak neredeyse.Yani iman işte hani böyle sallanan bir şey halinde, kopacak neredeyse. Onun ahdi de olmaz. Ahdine vefa da öyledir. Allah cümlemizi affetsin. Onun ahdi de olmaz. Ahdine vefa da öyledir.

Allah cümlemizi affetsin.

Onun için bugünkü yavrularımıza bunu anlatabilmenin imkânı yok tabi.Onun için bugünkü yavrularımıza bunu anlatabilmenin imkânı yok tabi. Her şey zamanında. Onun için söylemektense söylememesi daha iyi. Her şey zamanında. Onun için söylemektense söylememesi daha iyi.

Akşam yine bir din şeyi dinlemiştim, diyorlarmış ki; Akşam yine bir din şeyi dinlemiştim, diyorlarmış ki;

"Bir şey ki âdet oldu, ammeye [mâl oldu], amme onu kabul etti. O âdet oldu, o ayıp olmaz artık." "Bir şey ki âdet oldu, ammeye [mâl oldu], amme onu kabul etti. O âdet oldu, o ayıp olmaz artık."

Ayıplık o değil senin için. Şimdi madem ki herkes öyle oldu. Artık ayıp denilen şey kalktı. Ayıplık o değil senin için. Şimdi madem ki herkes öyle oldu. Artık ayıp denilen şey kalktı.

Ama hayayı ne yapalım? Ayıp değil, peki! Herkes çıplak da gezsin.Ama hayayı ne yapalım?

Ayıp değil, peki! Herkes çıplak da gezsin.
Çıplaklar cemiyetinin de üyesi ise. Şimdi hep kayıtlandık, hep çıplaklar cemiyetinin azası.Çıplaklar cemiyetinin de üyesi ise. Şimdi hep kayıtlandık, hep çıplaklar cemiyetinin azası. Hiç merak etmesin adamcağız bundan sonra. Haya denilen bir şey var insanda. Hiç merak etmesin adamcağız bundan sonra.

Haya denilen bir şey var insanda.
İnsan parasını saklıyor yahu. Niçin? Kıymetli bir şey para. İnsan parasını saklıyor yahu.

Niçin?

Kıymetli bir şey para.
Ama insanın teni hepsinden daha kıymetlidir. İnsanın o tenini saklamamak çok abes bir şey. Ama insanın teni hepsinden daha kıymetlidir. İnsanın o tenini saklamamak çok abes bir şey.

Bilirsiniz ki Medine-i Münevvere'de vaktiyle hela yok imiş.Bilirsiniz ki Medine-i Münevvere'de vaktiyle hela yok imiş. Hela yok imiş herkes def-i hâcet etmek için Medine'nin dışına giderler, boşluklarda yaparlarmış hacetlerini.Hela yok imiş herkes def-i hâcet etmek için Medine'nin dışına giderler, boşluklarda yaparlarmış hacetlerini. Medine içerisinde ar usûlü veyahut öyle anane kurulmuş, şehir içerisinde kimse def-i hâcet etmiyor.Medine içerisinde ar usûlü veyahut öyle anane kurulmuş, şehir içerisinde kimse def-i hâcet etmiyor. Hep de akşam üzerine doğru, geceye doğru çekiliyor. Hep de akşam üzerine doğru, geceye doğru çekiliyor. Kimse kimsenin nereye gittiğini görmesin bilmesin gibilerden. Kimse kimsenin nereye gittiğini görmesin bilmesin gibilerden.

Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem'in hanımlarından birisi, Hz Ömer'in kızı.Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem'in hanımlarından birisi, Hz Ömer'in kızı. Nerede oturuyorsa oturuyormuş Hz. Ömer de.Nerede oturuyorsa oturuyormuş Hz. Ömer de. Kızının evden çıkışını görmüş de, fakat def-i hâcet için gideceğini bilemediği için tâ uzaktan bağırmış; Kızının evden çıkışını görmüş de, fakat def-i hâcet için gideceğini bilemediği için tâ uzaktan bağırmış;

"Ey Hafsa! Ben seni tanıdım. Hadi içeriye!" demiş. Allah affetsin. "Ey Hafsa! Ben seni tanıdım. Hadi içeriye!" demiş.

Allah affetsin.

Şunu da size [okuyuvereyim,] bir tanecik kaldı. Şunu da size [okuyuvereyim,] bir tanecik kaldı.

Evliyâullâhi min halkihi ehlü'l-cûi ve'l-ataşi. Evliyâullâhi min halkihi ehlü'l-cûi ve'l-ataşi.

Allahu Teâlâ'nın mahluku içerisinde evliyaları kimlerdir?Allahu Teâlâ'nın mahluku içerisinde evliyaları kimlerdir? Damgası yok, nasıl bileceğiz onların evliyâullah olduğunu? Resûlullah Efendimiz öğretiyor bize. Damgası yok, nasıl bileceğiz onların evliyâullah olduğunu?

Resûlullah Efendimiz öğretiyor bize.

Evliyâullâhi min halkihi ehlü'l-cûi ve'l-ataşi. "Aç ve susuz kalanlar." Evliyâullâhi min halkihi ehlü'l-cûi ve'l-ataşi. "Aç ve susuz kalanlar."

Gerek fakirlikleri dolayısıyla gerek sofulukları dolayısıyla açlığa tahammül ediyorlar.Gerek fakirlikleri dolayısıyla gerek sofulukları dolayısıyla açlığa tahammül ediyorlar. Bunlar Allahu Teâlâ'nın velileridir. Fe-men âzâhüm. "Kim bunlara eziyet ederse." Bunlar Allahu Teâlâ'nın velileridir.

Fe-men âzâhüm. "Kim bunlara eziyet ederse."

"Pis herif! Geldin yine buraya! Defol buradan, git!" Kovuyor. Çünkü kendisine layık değil."Pis herif! Geldin yine buraya! Defol buradan, git!"

Kovuyor. Çünkü kendisine layık değil.
Beğenmiyor o adamı. Fe-men âzâhüm intekamallâhu. "Allahu Teâlâ ondan intikamını alır."Beğenmiyor o adamı.

Fe-men âzâhüm intekamallâhu. "Allahu Teâlâ ondan intikamını alır."
Ve heteke sitrahu. "Onun bütün ayıplarını meydana koyar."Ve heteke sitrahu. "Onun bütün ayıplarını meydana koyar." Ve harrame aleyhi ayşehu min cennetihi. "Cenab-ı Hak onun geçimini de bozar." Ve harrame aleyhi ayşehu min cennetihi. "Cenab-ı Hak onun geçimini de bozar."

İkinci bir tabirle; Evliyâullahi ellezine izâ ruû zükirallahu. İkinci bir tabirle;

Evliyâullahi ellezine izâ ruû zükirallahu.

Evliyâullahi. "Allah'ın velileri." Ellezine. "Şol insanlardır ki." İzâ ruû. "Göründükleri vakitte."Evliyâullahi. "Allah'ın velileri." Ellezine. "Şol insanlardır ki." İzâ ruû. "Göründükleri vakitte." Zükirallahu. "Allah hatıra gelir." Onu görünce insanların içine Allah gelir, Ayy!.. Allah'ı hatırlatır.Zükirallahu. "Allah hatıra gelir."

Onu görünce insanların içine Allah gelir, Ayy!.. Allah'ı hatırlatır.
Allah'ın gerek zikri, gerek hatıra gelmesi. Geliyor mu bir adam, o adam evliyaullahtır işte. Allah'ın gerek zikri, gerek hatıra gelmesi. Geliyor mu bir adam, o adam evliyaullahtır işte. Onu senin hatırına getirdiği için. Allah cümlemizi affetsin. Tevfikatı samedaniyesine mazhar eylesin. Onu senin hatırına getirdiği için.

Allah cümlemizi affetsin. Tevfikatı samedaniyesine mazhar eylesin.

Bu mübarek ayda oruçlarımızı güzel tutmak, kimseyle kavga gürültü etmemek,Bu mübarek ayda oruçlarımızı güzel tutmak, kimseyle kavga gürültü etmemek, dedikoduyu ortadan tamamıyla kaldırmak, herkese evladımıza olan şefkatten daha fazla şefik olmak, dedikoduyu ortadan tamamıyla kaldırmak, herkese evladımıza olan şefkatten daha fazla şefik olmak, kimsenin iyiliğiyle kötülüğüyle alakadar olmamak. kimsenin iyiliğiyle kötülüğüyle alakadar olmamak. Elinden geldiği kadar dinine riayetkar, hürmetkar olmak ve bunu etrafındakilerineElinden geldiği kadar dinine riayetkar, hürmetkar olmak ve bunu etrafındakilerine elinden geldiği kadarıyla duyurabilmek.elinden geldiği kadarıyla duyurabilmek. Kendisiyle münakaşa eden hatta dövüşe kalkanlara karşı "Ben oruçluyum kardeşim.Kendisiyle münakaşa eden hatta dövüşe kalkanlara karşı "Ben oruçluyum kardeşim. Ben oruçluyum kardeşim." diyerek ona güzelce mukabele ederek onunla mücadele etmemek. Ben oruçluyum kardeşim." diyerek ona güzelce mukabele ederek onunla mücadele etmemek. Ve bunun gibi birçok orucun icap ettirdiği, mesela yalan söyleyemez, hıyanetlik yapamaz.Ve bunun gibi birçok orucun icap ettirdiği, mesela yalan söyleyemez, hıyanetlik yapamaz. Oruçludur, sevabı gider elinden. Ha onu söylemedim. Şunu da söyleyeyim yine. Oruçludur, sevabı gider elinden.

Ha onu söylemedim. Şunu da söyleyeyim yine.

İmanın iki tane makamı var: Birisi iman makamıdır. O iman makamında bütün insanlar bir.İmanın iki tane makamı var: Birisi iman makamıdır. O iman makamında bütün insanlar bir. Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah kim diyorsa ehli imandır, ama dereceleri ayrıdır o başka. Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah kim diyorsa ehli imandır, ama dereceleri ayrıdır o başka. Mesela Ebû Bekr-i Sıddîk hazretlerinin imanıyla, peygamberlerin imanıyla, Mesela Ebû Bekr-i Sıddîk hazretlerinin imanıyla, peygamberlerin imanıyla, evliyaların imanı ile elbette bizimki bir değildir ama, hep aynı imandır, kuvveti itibarıyla değişir. evliyaların imanı ile elbette bizimki bir değildir ama, hep aynı imandır, kuvveti itibarıyla değişir.

İkincisi, asıl iman, makam-ı abdiyyetten ihsan makamına yükselmektir.İkincisi, asıl iman, makam-ı abdiyyetten ihsan makamına yükselmektir. İhsan makamına yükselebildiğin vakitte imanın tadını tadarsın. İhsan makamına yükselebildiğin vakitte imanın tadını tadarsın.

İmanın tadı var, şekerden tatlı, baldan daha tatlı. Ne zaman? İmanın tadı var, şekerden tatlı, baldan daha tatlı.

Ne zaman?

İman mertebesinden ihsan mertebesine çıkabildiğin dakikada. Merdiveni yok, mektebi de yok.İman mertebesinden ihsan mertebesine çıkabildiğin dakikada. Merdiveni yok, mektebi de yok. Numara alacak değilsin. Onun numarasını Allah verecek sana.Numara alacak değilsin. Onun numarasını Allah verecek sana. O makama atlamayı, ihsan makamına atlamayı Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem tarif ediyor. O makama atlamayı, ihsan makamına atlamayı Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem tarif ediyor.

el-İhsan. Cebrail aleyhisselam geldi Peygamberimize soruyor.el-İhsan.

Cebrail aleyhisselam geldi Peygamberimize soruyor.
İmanı sordu, İslâm'ı sordu, arkasından da ihsanı sordu. İmanı sordu, İslâm'ı sordu, arkasından da ihsanı sordu.

Me'l-ihsânü. "Yâ Resûlallah ihsan dediğin şey nedir?" Me'l-ihsânü. "Yâ Resûlallah ihsan dediğin şey nedir?"

Efendimiz cevap veriyor; el-İhsanü en ta'büdallahe ke-enneke terâhü. "Allah'ı görür gibi ona ibadet etmek." Efendimiz cevap veriyor;

el-İhsanü en ta'büdallahe ke-enneke terâhü. "Allah'ı görür gibi ona ibadet etmek."

Yalnızca ibadet de değildir. İnsanın her halini, "Allah'ım beni her zaman için görüyor.Yalnızca ibadet de değildir. İnsanın her halini, "Allah'ım beni her zaman için görüyor. Çünkü Cenab-ı Hak Rakîb'dir, Atîd'dir. Çünkü Cenab-ı Hak Rakîb'dir, Atîd'dir. Gayet ince bir şekilde kulunun üzerinde titizlikle duruyor Cenab-ı Hak.Gayet ince bir şekilde kulunun üzerinde titizlikle duruyor Cenab-ı Hak. Hiçbir kulu, en ufağından tut en büyüğüne, hiçbir kulu Cenab-ı Hakk'ın nazarından bir an kaybolmaz.Hiçbir kulu, en ufağından tut en büyüğüne, hiçbir kulu Cenab-ı Hakk'ın nazarından bir an kaybolmaz. Bir an kaybolmaz. Kaybolduğu takdirde ölmüştür o. Eceli geldi gitti derler. Nazar-ı ilahi çekiliyor. Bir an kaybolmaz. Kaybolduğu takdirde ölmüştür o. Eceli geldi gitti derler. Nazar-ı ilahi çekiliyor.

Onun için insanın en çok bugün [buna ihtiyacı vardır.] Oruç çok sevap, namaz çok sevap,Onun için insanın en çok bugün [buna ihtiyacı vardır.] Oruç çok sevap, namaz çok sevap, Kur'an okumak çok sevap, para dağıtmak çok sevap ama asıl sevap,Kur'an okumak çok sevap, para dağıtmak çok sevap ama asıl sevap, insanın bu ihsan makamına yükselebilmesi, ibadetinde daima Cenab-ı Hakk'ı görür gibi ibadet etmesi. insanın bu ihsan makamına yükselebilmesi, ibadetinde daima Cenab-ı Hakk'ı görür gibi ibadet etmesi.

Fe-in lem tekün terâhü fe-innehu yerâke. "Sen onu göremezsin, göremeyeceksin.Fe-in lem tekün terâhü fe-innehu yerâke. "Sen onu göremezsin, göremeyeceksin. Fakat onu bileceksin ki o seni daima görmektedir." Bunu lafta değil, hâle intikal ettirip bu sana hâl olsun. Fakat onu bileceksin ki o seni daima görmektedir."

Bunu lafta değil, hâle intikal ettirip bu sana hâl olsun.
Nerede olursan, abdesthanende de, gusülhanende de, yatağında da daima edebe riayetle, Nerede olursan, abdesthanende de, gusülhanende de, yatağında da daima edebe riayetle, yönünü kıbleye dönmüş abdesti ile beraber Allah Allah Allah... diye uyur. Ne mutlu ona! yönünü kıbleye dönmüş abdesti ile beraber Allah Allah Allah... diye uyur.

Ne mutlu ona!

Onu iyice içine yerleştir ki Allahu Teâlâ senden bir an ayrıldığı yok. Onu iyice içine yerleştir ki Allahu Teâlâ senden bir an ayrıldığı yok.

Efdalü'l-îmâni en ta'leme ennallâhe meake haysümâ künte. Efdalü'l-îmâni en ta'leme ennallâhe meake haysümâ künte.

"Şunu iyi bil ki, Allahu Teâlâ, nerede olursan ol seninle beraberdir." Hani Kuran'da da var ya; "Şunu iyi bil ki, Allahu Teâlâ, nerede olursan ol seninle beraberdir."

Hani Kuran'da da var ya;

Ve hüve meaküm eyne mâ küntüm. diyor Allah. "Sizinle beraberim." diyor. Ve hüve meaküm eyne mâ küntüm. diyor Allah. "Sizinle beraberim." diyor.

Öyleyse aziz kardeş! Öyleyse aziz kardeş!

Bunu içine yerleştirebilen insana ne polis lazım, ne jandarma lazım, ne kontrolcü bilmem ne lazım.Bunu içine yerleştirebilen insana ne polis lazım, ne jandarma lazım, ne kontrolcü bilmem ne lazım. Hiçbir şey lazım değil. Çünkü kendi kendinin kontrolü.Hiçbir şey lazım değil. Çünkü kendi kendinin kontrolü. Bununla beraber her müslüman saatlerinden bir saati ibadetlerini [yapmaya ayıracak.] Bununla beraber her müslüman saatlerinden bir saati ibadetlerini [yapmaya ayıracak.]

Gerek hayrı gerek şerri; Gerek hayrı gerek şerri;

Fe-men ya'mel miskâle zerratin hayran yerahû. Ve men ya'mel miskâle zerratin şerran yerahû. Fe-men ya'mel miskâle zerratin hayran yerahû. Ve men ya'mel miskâle zerratin şerran yerahû.

En ufak hayır ve en ufak şer mutlaka deftere geçiyor. Bunu iyi bilmek lazım.En ufak hayır ve en ufak şer mutlaka deftere geçiyor. Bunu iyi bilmek lazım. En ufak hayır en ufak şer deftere geçiyor. Buna inandı mı bir insan, bundan sonra nasıl olsa kötülük yapabilir? En ufak hayır en ufak şer deftere geçiyor.

Buna inandı mı bir insan, bundan sonra nasıl olsa kötülük yapabilir?

Ondan sonra bakacak defterine, "Yâ ben bugün neler yaptım!Ondan sonra bakacak defterine, "Yâ ben bugün neler yaptım! Tevbe yâ Rabbim tevbe, estağfirullah." Ertesi gün yapmamaya çalışacak. Tevbe yâ Rabbim tevbe, estağfirullah." Ertesi gün yapmamaya çalışacak. Ondan sonra asıl insanlık böyle böyle böyle böyle bakarsın ki arşa kadar çıkar insan.Ondan sonra asıl insanlık böyle böyle böyle böyle bakarsın ki arşa kadar çıkar insan. İşte o zaman meleklerden de üstün olursun. İşte o zaman meleklerden de üstün olursun.

Onun için, Cenab-ı Hakk'ın ibadet edip hiç kusur etmemiş mahluku dopdolu.Onun için, Cenab-ı Hakk'ın ibadet edip hiç kusur etmemiş mahluku dopdolu. Yerle gök değil, kâinat dolusunca. Onun ne imanlıya ihtiyacı var ne de imansızdan korkusu var. Yerle gök değil, kâinat dolusunca. Onun ne imanlıya ihtiyacı var ne de imansızdan korkusu var. Ama cennetini de yapmış cehennemi de yapmış; "Benim sözümü dinlerseniz cennete işte! Ama cennetini de yapmış cehennemi de yapmış;

"Benim sözümü dinlerseniz cennete işte!
Her istediğiniz orada! Dinlemezseniz, işte ceza evi de orada. Hangisine ihtiyar ediyorsun?" Her istediğiniz orada! Dinlemezseniz, işte ceza evi de orada. Hangisine ihtiyar ediyorsun?"

Bizi de serbest bıraktı. Nefisle mücadele edeceğiz, şeytanlarla mücadele edeceğiz,Bizi de serbest bıraktı. Nefisle mücadele edeceğiz, şeytanlarla mücadele edeceğiz, o cennet yolunu, hak yolunu bırakmayacağız. Allah cümlemizi o hak yolundan ayırmasın. o cennet yolunu, hak yolunu bırakmayacağız.

Allah cümlemizi o hak yolundan ayırmasın.

Sübhâne rabbike rabbi'l-ızzeti ammâ yesifûn ve selâmün ale'l-mürselînSübhâne rabbike rabbi'l-ızzeti ammâ yesifûn ve selâmün ale'l-mürselîn ve'l-hamdülillahi rabbi'l-âlemîne e-Fâtiha. ve'l-hamdülillahi rabbi'l-âlemîne e-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2