Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Kıyamet Yaklaştığı Zaman

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

18 Zilhicce 1420 / 24.03.2000
AKRA- Medine

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.

Konuşma Metni

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Aziz ve sevgili dinleyiciler ve izleyiciler! Aziz ve sevgili dinleyiciler ve izleyiciler!

Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun.

Size Medine-i Münevvere'den. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'inSize Medine-i Münevvere'den. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in Mescid-i Saadet'inin yanından dua ediyorum. Mescid-i Saadet'inin yanından dua ediyorum.

Bu seyahatin, haccın, umrenin bir sonucu olarak vücutlar bazen yorgun düşüyorBu seyahatin, haccın, umrenin bir sonucu olarak vücutlar bazen yorgun düşüyor ve insanlar kendisini terden, soğuk sudan ve saireden koruyamıyor.ve insanlar kendisini terden, soğuk sudan ve saireden koruyamıyor. O bakımdan sesim biraz bozuk. İlaç da kullanıyoruz.O bakımdan sesim biraz bozuk. İlaç da kullanıyoruz. Elhamdülillah şikâyetçi değiliz. Belki bu sebepten kısa konuşabilirim. Elhamdülillah şikâyetçi değiliz. Belki bu sebepten kısa konuşabilirim.

Enes radıyallahu anh'ten Hulvânî rivâyet etmiş. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor: Enes radıyallahu anh'ten Hulvânî rivâyet etmiş. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:

Ye'tî ale'n-nâsi zemânün yed'û fîhi'l-mü'minü li'l-âmmeti fe-yekûlü'llâh:Ye'tî ale'n-nâsi zemânün yed'û fîhi'l-mü'minü li'l-âmmeti fe-yekûlü'llâh: Üd'u li-hâssati nefsike estecib leke fe-emme'l-âmmetü fe-innî aleyhim sâhitun. Üd'u li-hâssati nefsike estecib leke fe-emme'l-âmmetü fe-innî aleyhim sâhitun.

Sadaka resûlullâh, fî mâ kâl, ev kemâ kâl. Sadaka resûlullâh, fî mâ kâl, ev kemâ kâl.

Bu hadîs-i şerîf, zaman zaman sohbetlerimde kardeşlerime naklettiğim bir hadîs-i şerîftir.Bu hadîs-i şerîf, zaman zaman sohbetlerimde kardeşlerime naklettiğim bir hadîs-i şerîftir. Metnini burada böylece Râmuz'un 503. sayfasından, kura ile çekilmiş sayfadan okumuş olduk.Metnini burada böylece Râmuz'un 503. sayfasından, kura ile çekilmiş sayfadan okumuş olduk. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle bildiriyor: Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle bildiriyor:

Ye'tî ale'n-nâsi zemânün.Ye'tî ale'n-nâsi zemânün. "İnsanların üzerinden asırlar, devirler, yıllar geçer geçer, insanların başına bir zaman gelir ki..." "İnsanların üzerinden asırlar, devirler, yıllar geçer geçer, insanların başına bir zaman gelir ki..."

Yani ileride. Peygamber Efendimiz, kendi devrinden ileride olacak bir hadiseyi bildiriyor. Yani ileride. Peygamber Efendimiz, kendi devrinden ileride olacak bir hadiseyi bildiriyor.

Yed'û fîhi'l-mü'minü li'l-âmmeti. "Mü'min orada, o zamanda âmme için dua eder." Yed'û fîhi'l-mü'minü li'l-âmmeti. "Mü'min orada, o zamanda âmme için dua eder."

İnsanın kendisi için dua etmesi caizdir.İnsanın kendisi için dua etmesi caizdir. Kendisine dua eder, anne babasına dua eder, arkadaşlarına, sevdiklerine dua eder.Kendisine dua eder, anne babasına dua eder, arkadaşlarına, sevdiklerine dua eder. Ama bir mü'min bir mü'min kardeşine o yokken, onun arkasından, onun lehine dua ediverirse Ama bir mü'min bir mü'min kardeşine o yokken, onun arkasından, onun lehine dua ediverirse en süratli kabul olunan dualardan birisi budur. Çünkü sevgiden doğuyor.en süratli kabul olunan dualardan birisi budur. Çünkü sevgiden doğuyor. Bu mü'min, o mü'mini seviyor da, gıyabında Allah'a yalvarıyor, onun için dua ediyor.Bu mü'min, o mü'mini seviyor da, gıyabında Allah'a yalvarıyor, onun için dua ediyor. Bu Allah'ın sevdiği bir duadır, çabuk kabul edilir.Bu Allah'ın sevdiği bir duadır, çabuk kabul edilir. Onun için mü'minler kendilerinden başkalarına, kardeşlerine,Onun için mü'minler kendilerinden başkalarına, kardeşlerine, arkadaşlarına, Ümmet-i Muhammed'e dua ederler. arkadaşlarına, Ümmet-i Muhammed'e dua ederler.

Ümmet-i Muhammed'e dua etmek de çok sevaptır. Efendimiz'in bize öğrettiği dualardandır: Ümmet-i Muhammed'e dua etmek de çok sevaptır. Efendimiz'in bize öğrettiği dualardandır:

Allâhümme'rham ümmete Muhammedin rahmeten âmmeh.Allâhümme'rham ümmete Muhammedin rahmeten âmmeh. "Yâ Rabbi! Ümmet-i Muhammed'e umûmî olarak rahmetinle tecellî eyle, rahmetini ihsan eyle,"Yâ Rabbi! Ümmet-i Muhammed'e umûmî olarak rahmetinle tecellî eyle, rahmetini ihsan eyle, onlara merhamet eyle, lütfuna mazhar eyle!" demek oluyor. onlara merhamet eyle, lütfuna mazhar eyle!" demek oluyor.

Böylece insan Ümmet-i Muhammed'in umûmuna dua etmiş oluyor. Sonra, hadîs-i şerîfte bildiriliyor: Böylece insan Ümmet-i Muhammed'in umûmuna dua etmiş oluyor. Sonra, hadîs-i şerîfte bildiriliyor:

Allâhümma'ğfir li'l-mü'minîne ve'l-mü'minât.Allâhümma'ğfir li'l-mü'minîne ve'l-mü'minât. "Yâ Rabbi! Mü'min erkeklere, mü'min kadınlara mağfiret eyle!"Yâ Rabbi! Mü'min erkeklere, mü'min kadınlara mağfiret eyle! Erkek kadın, bütün mü'minlere mağfiret eyle!" demek. Erkek kadın, bütün mü'minlere mağfiret eyle!" demek.

"Kim bu duayı yaparsa, Allah onların sayısınca, mü'min erkeklerin,"Kim bu duayı yaparsa, Allah onların sayısınca, mü'min erkeklerin, mü'min kadınların sayısınca ona sevap verir." buyuruluyor. Neden? mü'min kadınların sayısınca ona sevap verir." buyuruluyor.

Neden?

Çünkü âmmeye dua ediyor.Çünkü âmmeye dua ediyor. Âmmeye dua etmek; umuma, topluluğa, topluma dua etmek İslâm'da çok önemlidir. Âmmeye dua etmek; umuma, topluluğa, topluma dua etmek İslâm'da çok önemlidir. Toplumu düşünmek, toplumun iyiliğini istemek, toplumun hayrını istemek çok önemli bir şey.Toplumu düşünmek, toplumun iyiliğini istemek, toplumun hayrını istemek çok önemli bir şey. Onun için sevabı büyük. Onun için sevabı büyük.

Bu edebe sahip olan insanlar her zamanda var; kendisinden ziyade ümmeti düşünüyor.Bu edebe sahip olan insanlar her zamanda var; kendisinden ziyade ümmeti düşünüyor. Peygamber Efendimiz öyle yapmış zaten. Peygamber Efendimiz öyle yapmış zaten. Cenâb-ı Hak'tan hep ümmetini dilemiş, afv ü mağfiret olmasını dilemiş.Cenâb-ı Hak'tan hep ümmetini dilemiş, afv ü mağfiret olmasını dilemiş. Efendimiz'in ahlâkıyla ahlâklanmak isteyen kâmil insanlar da böyle dua ederler.Efendimiz'in ahlâkıyla ahlâklanmak isteyen kâmil insanlar da böyle dua ederler. Tamam, bu güzel bir şey. Bu hadis-i şerifte şimdi ilginç bir durumla karşılaşıyoruz: Tamam, bu güzel bir şey.

Bu hadis-i şerifte şimdi ilginç bir durumla karşılaşıyoruz:

"Öyle bir zaman gelir ki -o zaman- mü'min, toplumun tamamına, umûma dua eder. "Öyle bir zaman gelir ki -o zaman- mü'min, toplumun tamamına, umûma dua eder.

Yed'û fîhi'l-mü'minü li'l-âmmeti. "Âmmeye dua eder:" Yed'û fîhi'l-mü'minü li'l-âmmeti. "Âmmeye dua eder:"

"Yâ Rabbi! Müslümanlara şunları ver, bunları ver."Yâ Rabbi! Müslümanlara şunları ver, bunları ver. Günahlarını affet, üstlerinden belaları fitneleri kaldır." diye dua eder.Günahlarını affet, üstlerinden belaları fitneleri kaldır." diye dua eder. Kendisi için değil de, âmmeye dua eder, âmmenin iyiliğini ister. Kendisi için değil de, âmmeye dua eder, âmmenin iyiliğini ister.

Fe-yekûlü'llâhu. "Ama Allahu Teâlâ hazretleri o kuluna şöyle buyurur:"Fe-yekûlü'llâhu. "Ama Allahu Teâlâ hazretleri o kuluna şöyle buyurur:" Üd'û li-hâssati nefsike. "Sen kendi nefsinin özel sorunları için dua et.Üd'û li-hâssati nefsike. "Sen kendi nefsinin özel sorunları için dua et. Kendine ne istersen iste." Kendine ne istersen iste." Estecib leke."Ben de senin duana icabet edeyim, kendin için istediklerini sana vereyim."Estecib leke."Ben de senin duana icabet edeyim, kendin için istediklerini sana vereyim." Fe-emme'l-âmmete. "Ama umûma gelince, toplumun bütününe gelince" Fe-emme'l-âmmete. "Ama umûma gelince, toplumun bütününe gelince" Fe-innî aleyhim sâhitun. "Ben onlara kızgınım, kızmaktayım. Fe-innî aleyhim sâhitun. "Ben onlara kızgınım, kızmaktayım. Onun için kızdığım kimselere dua edip durma!" der Cenâb-ı Hak Teâlâ. Onun için kızdığım kimselere dua edip durma!" der Cenâb-ı Hak Teâlâ.

Bu, üzerinde çok durmamız gereken, çok çok önemli bir hadîs-i şerîf. Çok derin bir mânası var.Bu, üzerinde çok durmamız gereken, çok çok önemli bir hadîs-i şerîf. Çok derin bir mânası var. Mü'minin şânı, toplumun iyiliğini istemektir ama Cenâb-ı Hak topluma kızdığı için ona; Mü'minin şânı, toplumun iyiliğini istemektir ama Cenâb-ı Hak topluma kızdığı için ona;

"Artık toplum için dua etme, ben seni seviyorum, sen ne istersen sana vereceğim."Artık toplum için dua etme, ben seni seviyorum, sen ne istersen sana vereceğim. Ama topluma kızdığım için onlara vermeyeceğim. Onlara dua etme!" demiş oluyor. Ama topluma kızdığım için onlara vermeyeceğim. Onlara dua etme!" demiş oluyor.

Burada önemli olan, Cenâb-ı Hak topluma neden kızıyor?Burada önemli olan, Cenâb-ı Hak topluma neden kızıyor? Yani toplum Cenâb-ı Hakk'ın gazabını niye çekmiş, niye bu duruma düşmüş? Bu çok önemli.Yani toplum Cenâb-ı Hakk'ın gazabını niye çekmiş, niye bu duruma düşmüş? Bu çok önemli. Eskiden öyle değilken sonra bu duruma gelmesinin sebebi ne? Eskiden öyle değilken sonra bu duruma gelmesinin sebebi ne?

Bunun sebebi dinden uzaklaşmadır, ahlâkın bozulmasıdır, Allah'ın emirlerinin tutulmamasıdır,Bunun sebebi dinden uzaklaşmadır, ahlâkın bozulmasıdır, Allah'ın emirlerinin tutulmamasıdır, yasakladığı günahların işlenmesidir ve emr-i mâruf, nehy-i münker yapılmamasıdır.yasakladığı günahların işlenmesidir ve emr-i mâruf, nehy-i münker yapılmamasıdır. İyilerin iyiliği ayakta tutmak için çalışma yapmaması, İyilerin iyiliği ayakta tutmak için çalışma yapmaması, kötülerin var gücüyle çalıştığı halde iyilerin etkisiz, tesirsiz, pasif kalmasıdır.kötülerin var gücüyle çalıştığı halde iyilerin etkisiz, tesirsiz, pasif kalmasıdır. Ondan dolayı Cenâb-ı Hak topluma kızıyor. "Bir cezalandırma yapacak." demektir. Ondan dolayı Cenâb-ı Hak topluma kızıyor. "Bir cezalandırma yapacak." demektir.

Bu durumdan kurtulmanın çaresi nedir?Bu durumdan kurtulmanın çaresi nedir? Toplumun bu duruma düştüğünü hissettiği zaman yapması gereken şey nedir? Toplumun bu duruma düştüğünü hissettiği zaman yapması gereken şey nedir?

İmanını tazelemek, İslâm'a sarılmak, Allah'ın emrettiği her şeyi yapmaya gayret etmek,İmanını tazelemek, İslâm'a sarılmak, Allah'ın emrettiği her şeyi yapmaya gayret etmek, Allah'ın yasakladığı şeylerden kaçınmak; haramları günahları öğrenmek ve hayatını ona göre düzenlemektir.Allah'ın yasakladığı şeylerden kaçınmak; haramları günahları öğrenmek ve hayatını ona göre düzenlemektir. Cenâb-ı Hak o zaman affeder. Tevbeleri kabul edicidir. Kul yanlış yoldan döndü mü, kabul eder.Cenâb-ı Hak o zaman affeder. Tevbeleri kabul edicidir. Kul yanlış yoldan döndü mü, kabul eder. Günahta ısrar ederse, günaha devam ederse kızar.Günahta ısrar ederse, günaha devam ederse kızar. Günaha devam ederken tevbe istiğfar ederse, Allah ile alay etmiş gibi olur. Günaha devam ederken tevbe istiğfar ederse, Allah ile alay etmiş gibi olur.

Onun için işin vehametini, ciddiyetini herkes bilmeli! Bu hayat bir imtihandır.Onun için işin vehametini, ciddiyetini herkes bilmeli! Bu hayat bir imtihandır. Bizi yaratan Cenâb-ı Rabbü'l-âlemin bir müddet sonra, bir zaman gelince bizi huzuruna çıkaracaktır.Bizi yaratan Cenâb-ı Rabbü'l-âlemin bir müddet sonra, bir zaman gelince bizi huzuruna çıkaracaktır. Bu dünyadaki imtihanın sonucu orada belli olacak. Bu dünyadaki imtihanın sonucu orada belli olacak. İnsanların dünyada yaptıklarından sorgu sual olacak.İnsanların dünyada yaptıklarından sorgu sual olacak. Onun için herkesin buranın imtihan yeri olduğunu unutmamasıOnun için herkesin buranın imtihan yeri olduğunu unutmaması ve Cenâb-ı Hakk'ın emirlerini ciddiye alması, haramlardan sakınması, ibadetleri yapması çok önemlidir. ve Cenâb-ı Hakk'ın emirlerini ciddiye alması, haramlardan sakınması, ibadetleri yapması çok önemlidir.

Allahu Teâlâ hazretleri hepinize, hepimize o sağlam ihlâsı, imanı nasip eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri hepinize, hepimize o sağlam ihlâsı, imanı nasip eylesin. Her yaptığımız işi Allah rızası için yapalım!Her yaptığımız işi Allah rızası için yapalım! Allah'ın rızası olmayan işleri de yapmamaya var gücümüzle çalışalım!Allah'ın rızası olmayan işleri de yapmamaya var gücümüzle çalışalım! Böylece Cenâb-ı Hakkın rızasına erelim! Böylece Cenâb-ı Hakkın rızasına erelim!

İkinci hadîs-i şerîf; bu bizim yaptığımız,İkinci hadîs-i şerîf; bu bizim yaptığımız, cemaatin halkımızın yaptığı seyahatle ilgili bir hadîs-i şerîf. cemaatin halkımızın yaptığı seyahatle ilgili bir hadîs-i şerîf.

Enes radıyallahu anh'ten Hatîb-i Bağdâdî ve Deylemî rivayet etmiş.Enes radıyallahu anh'ten Hatîb-i Bağdâdî ve Deylemî rivayet etmiş. Bunları buraya gelen hacı kardeşlerimize geçtiğimiz senelerde okumuştum ama şimdiBunları buraya gelen hacı kardeşlerimize geçtiğimiz senelerde okumuştum ama şimdi "Umumî olarak radyodan da duyulsun" diye bir daha okuyalım: "Umumî olarak radyodan da duyulsun" diye bir daha okuyalım:

Ye'tî ale'n-nâsi zemânün yehuccü ağniyâü ümmetî li'n-nüzheti ve evsâtuhüm li't-ticâretiYe'tî ale'n-nâsi zemânün yehuccü ağniyâü ümmetî li'n-nüzheti ve evsâtuhüm li't-ticâreti ve kurrâühüm li'r-riyâi ve's-süm'ati ve fukarâühüm li'l-mes'eleh. ve kurrâühüm li'r-riyâi ve's-süm'ati ve fukarâühüm li'l-mes'eleh.

Sadaka resûlullâh, fî mâ kâl, ev kemâ kâl. Sadaka resûlullâh, fî mâ kâl, ev kemâ kâl.

Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfte de yine zamanın bozulacağını bildiriyor.Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfte de yine zamanın bozulacağını bildiriyor. Ümmetin evsâfı bozulacak, zaman bozulacak, huylar bozulacak, davranışlar bozulacak, Ümmetin evsâfı bozulacak, zaman bozulacak, huylar bozulacak, davranışlar bozulacak, toplumun değer hükümleri sarsılacak. Neler olacak? İşte onu anlatıyor. toplumun değer hükümleri sarsılacak. Neler olacak? İşte onu anlatıyor.

Hac ne zaman yapılır? Niçin yapılır? Hac ne zaman yapılır? Niçin yapılır?

Ve li'llâhi ale'n-nâsi hıccü'l-beyti meni'stetâa ileyhi sebîlâ.Ve li'llâhi ale'n-nâsi hıccü'l-beyti meni'stetâa ileyhi sebîlâ. Ömründe bir defa Beytullah'ı ziyaret etmek, haccetmek, Allah'ın bir emridir.Ömründe bir defa Beytullah'ı ziyaret etmek, haccetmek, Allah'ın bir emridir. Sıhhatli, zengin, şartları haiz müslümanın bu ulu vazifeyi, önemli muazzam vazifeyi yapması lazım.Sıhhatli, zengin, şartları haiz müslümanın bu ulu vazifeyi, önemli muazzam vazifeyi yapması lazım. Sırf Allah rızası için, Allah için yapması lazım!Sırf Allah rızası için, Allah için yapması lazım! Ama işte toplum bozulunca, din unutulunca, ahlâk tefessüh edince, o zaman işler değişiyor.Ama işte toplum bozulunca, din unutulunca, ahlâk tefessüh edince, o zaman işler değişiyor. Bakın ne oluyor: "İnsanların başına öyle bir zaman gelir ki," Bakın ne oluyor:

"İnsanların başına öyle bir zaman gelir ki,"

Yehuccü ağniyâü ümmetî li'n-nüzheh. Yehuccü ağniyâü ümmetî li'n-nüzheh. "O zaman, ümmetimin zenginleri gezinti, tenezzüh, hava almak, gönül eğlendirmek için haccedecekler." "O zaman, ümmetimin zenginleri gezinti, tenezzüh, hava almak, gönül eğlendirmek için haccedecekler."

Halbuki Allah rızası için ibadet olarak yapılacaktı.Halbuki Allah rızası için ibadet olarak yapılacaktı. Yani hac; bir gezinti, bir eğlence durumuna düşürülmüş oluyor.Yani hac; bir gezinti, bir eğlence durumuna düşürülmüş oluyor. Zenginler bu amaçla, gezinti amacıyla haccediyor. Asıl amaç olan Allah'ın rızasını kazanmak unutuluyor. Zenginler bu amaçla, gezinti amacıyla haccediyor. Asıl amaç olan Allah'ın rızasını kazanmak unutuluyor.

Ve evsâtühüm li't-ticâreti. "Bir zaman gelecek, orta tabaka da ticaret için haccedecek." Ve evsâtühüm li't-ticâreti. "Bir zaman gelecek, orta tabaka da ticaret için haccedecek."

Hakikaten görüyoruz.Hakikaten görüyoruz. Birçokları buraya mal getiriyor, sergiliyor, satıyor, parasını kazanıyor, götürüyor. Birçokları buraya mal getiriyor, sergiliyor, satıyor, parasını kazanıyor, götürüyor. Tabi dünyanın şartları çok zorlaştı, değişti.Tabi dünyanın şartları çok zorlaştı, değişti. Mesela Kafkasya'dan, Orta Asya'dan gelen hacı kardeşlerimizi görüyoruz,Mesela Kafkasya'dan, Orta Asya'dan gelen hacı kardeşlerimizi görüyoruz, hükümetleri onlara döviz sağlayamıyor.hükümetleri onlara döviz sağlayamıyor. O zaman onlar oradan çeşitli malları alıyorlar, eski püskü otobüslere binerek,O zaman onlar oradan çeşitli malları alıyorlar, eski püskü otobüslere binerek, yollarda kumlara bata çıka buralara geliyorlar, haccediyorlar.yollarda kumlara bata çıka buralara geliyorlar, haccediyorlar. İşte o getirdikleri bastonmuş, dürbünmüş, -oralardan alabildikleri, getirebildikleri eşyalar neyse-İşte o getirdikleri bastonmuş, dürbünmüş, -oralardan alabildikleri, getirebildikleri eşyalar neyse- onları pazarlarda sergiliyorlar, satıyorlar; kazandıkları paralarla hac ibadetini yapıyorlar.onları pazarlarda sergiliyorlar, satıyorlar; kazandıkları paralarla hac ibadetini yapıyorlar. Niyetlerine göre Allah kabul etsin. Niyetlerine göre Allah kabul etsin.

Ama işte kimisi de artık Allah rızasını düşünmeden;Ama işte kimisi de artık Allah rızasını düşünmeden; "Hacca çok insan geliyor, milyonlarca insanın burada bir alış verişi var."Hacca çok insan geliyor, milyonlarca insanın burada bir alış verişi var. Şuraya gideyim, ticaret yapayım!" diye ticaret için haccedecek.Şuraya gideyim, ticaret yapayım!" diye ticaret için haccedecek. Bazıları, -orta tabaka- ticaret için haccedecek. Bazıları, -orta tabaka- ticaret için haccedecek.

Ve kurrâühüm li'r-riyâi ve's-süm'ati.Ve kurrâühüm li'r-riyâi ve's-süm'ati. "Kurrâları da; Kur'ân-ı Kerîm'i çok iyi okuyan, dini çok iyi bilen ilim erbabı,"Kurrâları da; Kur'ân-ı Kerîm'i çok iyi okuyan, dini çok iyi bilen ilim erbabı, din bilgini durumunda olan insanlar da riya, gösteriş ve süm'a için şöhret için haccedecekler." din bilgini durumunda olan insanlar da riya, gösteriş ve süm'a için şöhret için haccedecekler."

Allah rızası için değil de, "İsminin başına hacı lakabı eklensin." diye.Allah rızası için değil de, "İsminin başına hacı lakabı eklensin." diye. "Hacca gitmeyi canım da istemiyor ama gitmezsem ayıp olacak. Halk o zaman bana ne der?" diye."Hacca gitmeyi canım da istemiyor ama gitmezsem ayıp olacak. Halk o zaman bana ne der?" diye. İyi niyetle değil de böyle aykırı maksatlarla haccedecek. O da asıl amaç değil. İyi niyetle değil de böyle aykırı maksatlarla haccedecek. O da asıl amaç değil.

Sonra, ne kaldı? Zenginler gezinti için haccediyor,Sonra, ne kaldı?

Zenginler gezinti için haccediyor,
orta tabaka ticaret için haccediyor, ulemâ kısmı gösteriş için haccediyor.orta tabaka ticaret için haccediyor, ulemâ kısmı gösteriş için haccediyor. Hiçbirisinin niyetinde Allah rızası yok. Hiçbirisinin niyetinde Allah rızası yok.

Ve fukarâühüm li'l-mes'eleti. "Fakirleri de dilenmek için gelirler." Ve fukarâühüm li'l-mes'eleti. "Fakirleri de dilenmek için gelirler."

Mes'ele burada "dilenmek" demek.Mes'ele burada "dilenmek" demek. Hem soru sormak mânasına geliyor hem de dilenmek, bir şey istemek mânasına geliyor.Hem soru sormak mânasına geliyor hem de dilenmek, bir şey istemek mânasına geliyor. Arapça'da hem cevap istemek mânasına hem de biraz bahşiş istemek mânasına kullanılıyor.Arapça'da hem cevap istemek mânasına hem de biraz bahşiş istemek mânasına kullanılıyor. Fakirler de dilenmeye gelirler. Fakirler de dilenmeye gelirler.

Ortada Allah rızası yok; gezme, ticaret, gösteriş, dilenme maksadı var.Ortada Allah rızası yok; gezme, ticaret, gösteriş, dilenme maksadı var. Allah'ın rızası hiç düşünülmüyor.Allah'ın rızası hiç düşünülmüyor. Allahu Teâlâ hazretleri bizi her yaptığımız ibadeti, her işi kendi rızası için yapmaya muvaffak eylesin. Allahu Teâlâ hazretleri bizi her yaptığımız ibadeti, her işi kendi rızası için yapmaya muvaffak eylesin.

Büyüklerimizden, hocalarımızdan öğrenmişiz ya: Büyüklerimizden, hocalarımızdan öğrenmişiz ya:

İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî.İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî. "Yâ Rabbî! Benim maksudum, gayem sensin! Ben senin rızanı kazanmak istiyorum." "Yâ Rabbî! Benim maksudum, gayem sensin! Ben senin rızanı kazanmak istiyorum."

"Art niyetim, kötü maksadım yok."Art niyetim, kötü maksadım yok. Halis, muhlis, ‘Sırf sen emrettin, sen buyurdun.' diye emirlerini tutuyorum; Halis, muhlis, ‘Sırf sen emrettin, sen buyurdun.' diye emirlerini tutuyorum; ‘Sen yasakladın.' diye yasaklarından kaçıyorum. ‘Sen yasakladın.' diye yasaklarından kaçıyorum. Başka hiçbir ince hesap, aykırı hesap peşinde değilim." diye bir söz öğretmişler bize, Allah razı olsun. Başka hiçbir ince hesap, aykırı hesap peşinde değilim." diye bir söz öğretmişler bize, Allah razı olsun. Her işimizi böyle yapmalıyız! Her işini böyle yapan, çok çok sevaplar kazanır. Her işimizi böyle yapmalıyız! Her işini böyle yapan, çok çok sevaplar kazanır.

Bir başka hadîs-i şerîf:. Bir başka hadîs-i şerîf:.

Ye'tî ale'n-nâsi zemânün yüslebü'r-racülü îmânehû ve mâ yeş'uru yüsellü minhü kemâ yüsellü'l-kamîs. Ye'tî ale'n-nâsi zemânün yüslebü'r-racülü îmânehû ve mâ yeş'uru yüsellü minhü kemâ yüsellü'l-kamîs.

Bu hadîs-i şerîfi Deylemî, Ebu'd-Derdâ radıyallahu anh'ten rivayet eylemiş.Bu hadîs-i şerîfi Deylemî, Ebu'd-Derdâ radıyallahu anh'ten rivayet eylemiş. Sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyuruyor: Sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyuruyor:

"İnsanların başına bir zaman gelir." Bu da yine âhir zaman. "İnsanların başına bir zaman gelir."

Bu da yine âhir zaman.

Yüslebü'r-racülü îmânehû veyahut yeslübü'r-racülü îmânehû. Yüslebü'r-racülü îmânehû veyahut yeslübü'r-racülü îmânehû. "Kişinin imanı kendisinden soyulup alınır." Ve mâ yeş'uru. "Adam hiç farkında değil." "Kişinin imanı kendisinden soyulup alınır."

Ve mâ yeş'uru. "Adam hiç farkında değil."

Farkında olmadan imanı alınır, içinden çekilir gider de hiç farkında değil. Farkında olmadan imanı alınır, içinden çekilir gider de hiç farkında değil.

Yüsellü minhü. "İman onun içinden kılıcın kınından sıyrıldığı gibi çekilir."Yüsellü minhü. "İman onun içinden kılıcın kınından sıyrıldığı gibi çekilir." Kemâ yüsellü'l-kamîs. "Gömlek çıkarılır gibi çıkarılır." Kemâ yüsellü'l-kamîs. "Gömlek çıkarılır gibi çıkarılır."

İman gitti, adam farkında değil.İman gitti, adam farkında değil. İşte bu da, bu devirde benim korktuğum, sizin de belki endişe ettiğiniz hususlardan biridir.İşte bu da, bu devirde benim korktuğum, sizin de belki endişe ettiğiniz hususlardan biridir. İnsan kendisini mü'min sanıyor, farkında değil ama imanı gömlek çıkar gibi çıkıp gidiyor, soyulup gidiyor.İnsan kendisini mü'min sanıyor, farkında değil ama imanı gömlek çıkar gibi çıkıp gidiyor, soyulup gidiyor. İçinden atılıp gidiyor, ayrılıp gidiyor. Bu neden olur? İçinden atılıp gidiyor, ayrılıp gidiyor.

Bu neden olur?

Kişinin cahilliğinden, edepsizliğinden, vurdumduymazlığından,Kişinin cahilliğinden, edepsizliğinden, vurdumduymazlığından, aldırmazlığından, dini önemsememesinden olur. aldırmazlığından, dini önemsememesinden olur.

İnsan; devletin bir resmî işi olduğu zaman veyahut okulun ciddi bir imtihanı olduğu zamanİnsan; devletin bir resmî işi olduğu zaman veyahut okulun ciddi bir imtihanı olduğu zaman veyahut resmi dairede bir mesele olduğu zaman mahkeme olduğu zaman bütün ciddiyetini takınıyor.veyahut resmi dairede bir mesele olduğu zaman mahkeme olduğu zaman bütün ciddiyetini takınıyor. Dünyevî işlerde bütün ciddiyetini takınıyor, ama Allah'ın emri, Allah'ın rızası, Allah'ın hükmü konusundaDünyevî işlerde bütün ciddiyetini takınıyor, ama Allah'ın emri, Allah'ın rızası, Allah'ın hükmü konusunda birçok kimse omuz silkiyor, aldırmıyor, düşünmüyor, bakmıyor; farkında değil. birçok kimse omuz silkiyor, aldırmıyor, düşünmüyor, bakmıyor; farkında değil.

Halbuki bu dünyaya imtihan için gelmiş. Bu dünyada ne yapması gerektiğinin şuurunda değil.Halbuki bu dünyaya imtihan için gelmiş. Bu dünyada ne yapması gerektiğinin şuurunda değil. Nasıl yaratıldığını bilmiyor; yaratılmış, ölecek, öldüğünü hatırına getirmiyor. Nasıl yaratıldığını bilmiyor; yaratılmış, ölecek, öldüğünü hatırına getirmiyor. Öldükten sonra, bu dünyadaki bütün faaliyetlerinden sorgu sual olacak;Öldükten sonra, bu dünyadaki bütün faaliyetlerinden sorgu sual olacak; zerre kadar hayır işlediyse karşılığını görecek; zerre kadar şer işlediyse cezasını çekecek.zerre kadar hayır işlediyse karşılığını görecek; zerre kadar şer işlediyse cezasını çekecek. Bunların farkında, şuurunda değil; bir şeylerle oyalanıyor.Bunların farkında, şuurunda değil; bir şeylerle oyalanıyor. İmanı da söylediği sözlerden, yaptığı işlerden dolayıİmanı da söylediği sözlerden, yaptığı işlerden dolayı kendisinden ayrılıp gidiyor; ne yaptığının farkında değil.kendisinden ayrılıp gidiyor; ne yaptığının farkında değil. İşte bu; bu toplumun bozulma alâmetlerinden, yanlış yolda olduğunun alâmetlerinden birisi. İşte bu; bu toplumun bozulma alâmetlerinden, yanlış yolda olduğunun alâmetlerinden birisi.

Ben burada, hac mevsiminde camilere bakıyorum.Ben burada, hac mevsiminde camilere bakıyorum. Tabi camilerde yabancılar, hac için buraya gelmiş olanlar belli oluyor.Tabi camilerde yabancılar, hac için buraya gelmiş olanlar belli oluyor. Bir de bu ahaliye, yerli ahaliye bakıyorum; onlar da belli oluyor, birçok şeyleri hoşuma gidiyor.Bir de bu ahaliye, yerli ahaliye bakıyorum; onlar da belli oluyor, birçok şeyleri hoşuma gidiyor. Şöyle, mesela camiye erken geliyorlar, Kur'ân-ı Kerîm'i açıyorlar, boyuna Kur'ân-ı Kerîm okuyorlar.Şöyle, mesela camiye erken geliyorlar, Kur'ân-ı Kerîm'i açıyorlar, boyuna Kur'ân-ı Kerîm okuyorlar. Kur'ân-ı Kerîm'den ezberleri fazla.Kur'ân-ı Kerîm'den ezberleri fazla. Namazı güzel kılıyorlar, sakin sakin kılıyorlar, aceleye getirmiyorlar.Namazı güzel kılıyorlar, sakin sakin kılıyorlar, aceleye getirmiyorlar. Namaz vakitlerinde dükkânlar kapanıyor. Namaz vakitlerinde dükkânlar kapanıyor. Devlet dairelerinde, hava meydanlarında, nerede olursanız olun; bakıyorsunuz, Devlet dairelerinde, hava meydanlarında, nerede olursanız olun; bakıyorsunuz, hepsi bir salona toplanmışlar, cemaatle namaz kılıyorlar.hepsi bir salona toplanmışlar, cemaatle namaz kılıyorlar. Yani dine önem veriyorlar, Kur'an'a önem veriyorlar, namaza niyaza, ibadete önem veriyorlar.Yani dine önem veriyorlar, Kur'an'a önem veriyorlar, namaza niyaza, ibadete önem veriyorlar. Çok hoşuma gidiyor. Çok hoşuma gidiyor.

Halbuki bizim memleketimiz de, dedeleri İslâm için çalışmış mübarek insanların memleketi.Halbuki bizim memleketimiz de, dedeleri İslâm için çalışmış mübarek insanların memleketi. Ezanlar okunuyor, kimse camiye gelmiyor. Lokantacı, kahveci radyoyu sonuna kadar açmış, kısmıyor. Ezanlar okunuyor, kimse camiye gelmiyor. Lokantacı, kahveci radyoyu sonuna kadar açmış, kısmıyor. Ramazan oluyor oruç yiyen yiyene. Ramazan oluyor oruç yiyen yiyene. Yakından tanıdığımız iki toplumu mukayese ettiğimiz zaman yabancı örf, âdet, alışkanlık, kötü huylar,Yakından tanıdığımız iki toplumu mukayese ettiğimiz zaman yabancı örf, âdet, alışkanlık, kötü huylar, kötü alışkanlıklar, zevkperestlik, şehvetperestlik yayıldıkçakötü alışkanlıklar, zevkperestlik, şehvetperestlik yayıldıkça halkımızın da bozulduğunu, İslâm'ı unuttuğunu görüyoruz. halkımızın da bozulduğunu, İslâm'ı unuttuğunu görüyoruz.

İslâm'ı bilmeyince de, kendisi iyi niyetli, hakikaten kendisini müslüman sanıyor amaİslâm'ı bilmeyince de, kendisi iyi niyetli, hakikaten kendisini müslüman sanıyor ama kendisinin farkında olmadan söylediği sözler, taşıdığı fikirler,kendisinin farkında olmadan söylediği sözler, taşıdığı fikirler, sahip olduğu zihniyetten dolayı imanı kendisinden soyulmuş, gitmiş. sahip olduğu zihniyetten dolayı imanı kendisinden soyulmuş, gitmiş. Ona sorsan, hâlâ "Ben müslümanım." diyor. İmanının gittiğinin bile farkında değil. Ona sorsan, hâlâ "Ben müslümanım." diyor. İmanının gittiğinin bile farkında değil. Felç olmuş demek ki kalbi hiçbir şeyi fark edemiyor. Allah bizi bu gibi durumlara düşürmesin. Felç olmuş demek ki kalbi hiçbir şeyi fark edemiyor. Allah bizi bu gibi durumlara düşürmesin.

İmanımız en büyük cevherimizdir, kıymetimizdir, sermayemizdir, hazinemizdir.İmanımız en büyük cevherimizdir, kıymetimizdir, sermayemizdir, hazinemizdir. Hazinelerin korunmasına layık bir şekilde korumaya gayret edelim! Hazinelerin korunmasına layık bir şekilde korumaya gayret edelim! Bankanın bir para taşıyan çantasını bile nasıl zırhlı araçlarla, Bankanın bir para taşıyan çantasını bile nasıl zırhlı araçlarla, nasıl korumalarla oradan oraya naklediyorlar.nasıl korumalarla oradan oraya naklediyorlar. İnsanın imanı, âhirette cenneti kazanmasına sebep olacak en büyük cevheridir.İnsanın imanı, âhirette cenneti kazanmasına sebep olacak en büyük cevheridir. İmanın hırsızları da çoktur. Şeytanlar, kâfirler, münafıklar uğraşırlar. İmanın hırsızları da çoktur. Şeytanlar, kâfirler, münafıklar uğraşırlar. İnsanı raydan çıkarmaya, dinden imandan uzaklaştırmaya gayret edenler çoktur.İnsanı raydan çıkarmaya, dinden imandan uzaklaştırmaya gayret edenler çoktur. Biz de dinimize, Allah'ın razı olduğu din olan İslâm'a sımsıkı sarılmalıyız!Biz de dinimize, Allah'ın razı olduğu din olan İslâm'a sımsıkı sarılmalıyız! İslâm'ı evimizde, ailemizde, çoluk çocuğumuzla yaşamalıyız! İslâm'ı evimizde, ailemizde, çoluk çocuğumuzla yaşamalıyız!

Bugün iki kardeşimiz geldi. Bey de hanım da ikisi de kardeşlerimizden, ihvanımızdan iyi kimseler: Bugün iki kardeşimiz geldi. Bey de hanım da ikisi de kardeşlerimizden, ihvanımızdan iyi kimseler:

"Hocam! Dua edin de bizim çocuklar namaz kılsın!" dediler. "Kaç yaşındalar?" dedim. "Hocam! Dua edin de bizim çocuklar namaz kılsın!" dediler.

"Kaç yaşındalar?" dedim.

"29 yaşında, 24 yaşında, 20 yaşında..." "29 yaşında, 24 yaşında, 20 yaşında..."

Büyük çocuklar, yani artık kendi başına ne yapacaksa yapacak çağa gelmiş çocuklar;Büyük çocuklar, yani artık kendi başına ne yapacaksa yapacak çağa gelmiş çocuklar; "Namaz kılmıyor." diyorlar. "Namaz kılmıyor." diyorlar.

"Belki ortamdan, yabancı bir diyarda olduklarından dolayı böyle yapıyorlar." Dedim ki; "Belki ortamdan, yabancı bir diyarda olduklarından dolayı böyle yapıyorlar." Dedim ki;

"Bak ben başka yabancı ortamlarda başka kimseler tanıdım."Bak ben başka yabancı ortamlarda başka kimseler tanıdım. Avustralya'da, daha başka ülkelerde kendi çocuklarını pırlanta gibi, hâfız-ı Kur'an olarak,Avustralya'da, daha başka ülkelerde kendi çocuklarını pırlanta gibi, hâfız-ı Kur'an olarak, Kur'an'ı ezberlemiş olarak, tamamen dindar bir evlat halinde yetiştirmiş olanları biliyorum.Kur'an'ı ezberlemiş olarak, tamamen dindar bir evlat halinde yetiştirmiş olanları biliyorum. Babası yok ama çocuk namazı bırakmıyor.Babası yok ama çocuk namazı bırakmıyor. Babasının zorlaması olmadığı halde, ayrı bir yerde olduğu halde, caminin bir numaralı müdavimi. Babasının zorlaması olmadığı halde, ayrı bir yerde olduğu halde, caminin bir numaralı müdavimi.

Neden? Babası iyi terbiye etmiş, Allah razı olsun. Neden?

Babası iyi terbiye etmiş, Allah razı olsun.

En yakın ortam, insanın aile ortamıdır.En yakın ortam, insanın aile ortamıdır. Annesi babası kendisine güzel duyguları aşılarsa, âdetleri vazifeleri güzel öğretirse,Annesi babası kendisine güzel duyguları aşılarsa, âdetleri vazifeleri güzel öğretirse, gönlüne, aklına yerleştirirse; döverek, baskıyla değil de,gönlüne, aklına yerleştirirse; döverek, baskıyla değil de, sevdirerek ve ikna ile yaparsa insan güzel yetişir. Güzel olması lazım, güzel yetişmesi lazım! sevdirerek ve ikna ile yaparsa insan güzel yetişir. Güzel olması lazım, güzel yetişmesi lazım!

Hidayet Allah'tandır ama elimizden geldiğince çocuklarımızı ihlâslı mü'minler olarakHidayet Allah'tandır ama elimizden geldiğince çocuklarımızı ihlâslı mü'minler olarak yetiştirmek için ne yapmak gerekiyorsa var gücümüzle yapmalıyız. Baskıyla değil de, ikna yoluyla.yetiştirmek için ne yapmak gerekiyorsa var gücümüzle yapmalıyız. Baskıyla değil de, ikna yoluyla. Çünkü ikna yoluyla bir müşrik bile imana geliyor.Çünkü ikna yoluyla bir müşrik bile imana geliyor. Yanlış yoldaki bir kâfir bile tevbe ediyor, hidayete eriyor, imana geliyor.Yanlış yoldaki bir kâfir bile tevbe ediyor, hidayete eriyor, imana geliyor. Güzel öğretilmediği, hikmetleri anlatılmadığı zaman daGüzel öğretilmediği, hikmetleri anlatılmadığı zaman da çocuklarımız yabancı tesirlerin altında kaybolabilirler.çocuklarımız yabancı tesirlerin altında kaybolabilirler. Onların kaybolmaması çok önemli; anne ve babanın en büyük vazifelerinden birisi odur.Onların kaybolmaması çok önemli; anne ve babanın en büyük vazifelerinden birisi odur. Onun için çocuklarımız hususunda son derece dikkatli olalım!Onun için çocuklarımız hususunda son derece dikkatli olalım! Yetişmelerine dikkat edelim; bunun için çevremizdeki arkadaşlarımızla iş birliği yapalım!Yetişmelerine dikkat edelim; bunun için çevremizdeki arkadaşlarımızla iş birliği yapalım! Bir kardeşimiz; Bir kardeşimiz;

"Ben çocuklarıma evimde özel hoca tuttum, şunları şunları öğrettiriyorum!" diyor. "Ben çocuklarıma evimde özel hoca tuttum, şunları şunları öğrettiriyorum!" diyor.

Öyle de olur, üçü beşi bir araya gelerek de olur. Ama çocuklarımızı güzelce yetiştirmeliyiz. Öyle de olur, üçü beşi bir araya gelerek de olur. Ama çocuklarımızı güzelce yetiştirmeliyiz.

Nihayet bir hadîs-i şerîf daha okuyarak bu akşamki sohbetimi tamamlamak istiyorum.Nihayet bir hadîs-i şerîf daha okuyarak bu akşamki sohbetimi tamamlamak istiyorum. Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuş: Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuş:

Ye'tî ale'n-nâsi zemânün tuktelü fîhi'l-ulemâü kemâ tuktelü'l-kilâbüYe'tî ale'n-nâsi zemânün tuktelü fîhi'l-ulemâü kemâ tuktelü'l-kilâbü fe yâ leyte ulemâü fî zâlike'z-zemâni tecâmeû. fe yâ leyte ulemâü fî zâlike'z-zemâni tecâmeû.

İbn Abbas radıyallahu anh'ten Deylemî rivayet eylemiş. Bu hadîs-i şerîf de çok çok önemli.İbn Abbas radıyallahu anh'ten Deylemî rivayet eylemiş. Bu hadîs-i şerîf de çok çok önemli. Alim kardeşlerimize, hoca kardeşlerimize, dünyadaki bütün İslâm ilimleriyle meşgul olanAlim kardeşlerimize, hoca kardeşlerimize, dünyadaki bütün İslâm ilimleriyle meşgul olan insanlara hitap eden, din alimlerine hitap eden bir hadîs-i şerîf: insanlara hitap eden, din alimlerine hitap eden bir hadîs-i şerîf:

Ye'tî ale'n-nâsi zemânün. "İnsanların başına öyle bir zaman gelecek ki." Ye'tî ale'n-nâsi zemânün. "İnsanların başına öyle bir zaman gelecek ki."

Asırlar ilerleyince, dünya bozulduğu zaman, kıyamet yaklaştığı zaman. Asırlar ilerleyince, dünya bozulduğu zaman, kıyamet yaklaştığı zaman.

Tuktelü fîhi'l-ulemâü kemâ tuktelü'l-kilâb. "Alimler, köpeklerin öldürüldüğü gibi öldürülecekler." Tuktelü fîhi'l-ulemâü kemâ tuktelü'l-kilâb. "Alimler, köpeklerin öldürüldüğü gibi öldürülecekler."

Hani köpek kuduz oluyor da, belediyenin vazifeli memurlarıHani köpek kuduz oluyor da, belediyenin vazifeli memurları av tüfekleriyle onu kıstırıyor, kenarda öldürüyorlar!.. av tüfekleriyle onu kıstırıyor, kenarda öldürüyorlar!..

İstanbul'da Erenköy'de otururken, belediyenin mahalle aralarındakiİstanbul'da Erenköy'de otururken, belediyenin mahalle aralarındaki sahipsiz köpekleri öldürttüğünü çok gördük. Peygamber Efendimiz ona benzetiyor. sahipsiz köpekleri öldürttüğünü çok gördük. Peygamber Efendimiz ona benzetiyor.

Böyle köpeklerin öldürüldüğü gibi alimler öldürülür. Halbuki alimler peygamberlerin varisleridir.Böyle köpeklerin öldürüldüğü gibi alimler öldürülür. Halbuki alimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberlerin vazifesini devam ettiriyorlar; insanlara dini öğretiyorlar, bilmediklerini öğretiyorlar,Peygamberlerin vazifesini devam ettiriyorlar; insanlara dini öğretiyorlar, bilmediklerini öğretiyorlar, cennet yolunu gösteriyorlar, cehennemden korumaya çalışıyorlar. Onlar niye öldürülüyorlar? cennet yolunu gösteriyorlar, cehennemden korumaya çalışıyorlar.

Onlar niye öldürülüyorlar?

Onların öldürülmesi, dinin yok edilmesi demektir. O zaman ne yapmaları lazım? Onların öldürülmesi, dinin yok edilmesi demektir.

O zaman ne yapmaları lazım?

Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor:

Fe yâ leyte ulemâ' fî zâlike'z-zemân. "Keşke o zamanda alimler." Tecâmeû. "Birlik olabilselerdi." Fe yâ leyte ulemâ' fî zâlike'z-zemân. "Keşke o zamanda alimler." Tecâmeû. "Birlik olabilselerdi."

"Kendilerine kast eden, İslâm'a kast eden, imanı yok etmeye çalışan,"Kendilerine kast eden, İslâm'a kast eden, imanı yok etmeye çalışan, İslâm'ı yeryüzünden kaldırmaya çalışanlara karşı bir birlik meydana getirselerdiİslâm'ı yeryüzünden kaldırmaya çalışanlara karşı bir birlik meydana getirselerdi ve gereken tedbirleri alsalardı da kendilerini de, ümmeti de korusalardı." diyeve gereken tedbirleri alsalardı da kendilerini de, ümmeti de korusalardı." diye Peygamber Efendimiz temenni buyuruyor. Peygamber Efendimiz temenni buyuruyor.

Allahu Teâlâ hazretleri alimlere dini korumak, dini öğretmek vazifesini vermiştir.Allahu Teâlâ hazretleri alimlere dini korumak, dini öğretmek vazifesini vermiştir. O halde alimler, dinin korunması için öğretilmesi için çocukların müslüman yetiştirilmesi içinO halde alimler, dinin korunması için öğretilmesi için çocukların müslüman yetiştirilmesi için ümmetin yanlış yollara sapmaması için günahları olduğu zaman onları ikaz etmek için ümmetin yanlış yollara sapmaması için günahları olduğu zaman onları ikaz etmek için var güçleriyle çalışmalı ve çalışırken de iş birliği yapmalı!var güçleriyle çalışmalı ve çalışırken de iş birliği yapmalı! Bunu Peygamber Efendimiz tavsiye buyuruyor. Bunu Peygamber Efendimiz tavsiye buyuruyor.

Allahu Teâlâ hazretleri alimleri korusun, gayretlerini arttırsın.Allahu Teâlâ hazretleri alimleri korusun, gayretlerini arttırsın. Ümmet-i Muhammed'e faydalı işler yapmalarını nasip eylesin. Allah hepinizden razı olsun. Ümmet-i Muhammed'e faydalı işler yapmalarını nasip eylesin.

Allah hepinizden razı olsun.

Alimleri tanıyın, alimlerin etrafında toplanın! Kur'ân-ı Kerîm'i öğrenin, hadîs-i şerîfleri öğrenin!Alimleri tanıyın, alimlerin etrafında toplanın! Kur'ân-ı Kerîm'i öğrenin, hadîs-i şerîfleri öğrenin! Dinin aslını iyi bilen insanların sözlerini dinleyin ki felah bulasınız,Dinin aslını iyi bilen insanların sözlerini dinleyin ki felah bulasınız, Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasını kazanasınız, aziz ve sevgili izleyiciler ve dinleyiciler! Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasını kazanasınız, aziz ve sevgili izleyiciler ve dinleyiciler!

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2