Namaz Vakitleri

21 Cemâziye'l-Evvel 1446
23 Kasım 2024
İmsak
06:23
Güneş
07:53
Öğle
12:55
İkindi
15:25
Akşam
17:48
Yatsı
19:12
Detaylı Arama

Kötülüğü Engelleme Görevi

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

14 Cemâziye'l-Evvel 1417 / 27.09.1996
AKRA- Bursa

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Azabın Umûmî Gelmesi, İnsana Söylenen Nasihat, Açı Doyurmak, Korkuyu Gidermek, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Kötülüğü Engelleme Görevi

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

14 Cemâziye'l-Evvel 1417 / 27.09.1996
AKRA- Bursa

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Azabın Umûmî Gelmesi, İnsana Söylenen Nasihat, Açı Doyurmak, Korkuyu Gidermek, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Size bu cuma Bursa'dan hitap ediyorum. Size bu cuma Bursa'dan hitap ediyorum.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde buyuruyorlar ki;Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde buyuruyorlar ki; Eyyumâ kavmin umile fiyhim bi'l-ma'âsî hüm eazzüEyyumâ kavmin umile fiyhim bi'l-ma'âsî hüm eazzü ve ekseru lem yuğayyerû illâ ammehümullâhu bi-ikâbihî. ve ekseru lem yuğayyerû illâ ammehümullâhu bi-ikâbihî.

Sadaka Resûllullah, fî mâ kâl ev kemâ kâl. Sadaka Resûllullah, fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki;Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki; Eyyumâ kavmin umile fiyhim bi'l-ma'âsi.Eyyumâ kavmin umile fiyhim bi'l-ma'âsi. "Herhangi bir kavim ki bu kavmin içinde günahlar işleniyor…" "Herhangi bir kavim ki bu kavmin içinde günahlar işleniyor…"

Bir kavim; bir topluluk, insan topluluğu, bir şehir, kasaba, grup,Bir kavim; bir topluluk, insan topluluğu, bir şehir, kasaba, grup, zümre, bir millet içinde günahlar işleniyor. zümre, bir millet içinde günahlar işleniyor.

Hüm eazzu ve ekseru. "Hâlbuki orada müslümanlar,Hüm eazzu ve ekseru. "Hâlbuki orada müslümanlar, Allah'tan korkan insanlar daha izzetli ve sayıca daha çok."Allah'tan korkan insanlar daha izzetli ve sayıca daha çok." Lem yuğayyerû. "Sayıca daha çok oldukları halde, izzetli itibarlı,Lem yuğayyerû. "Sayıca daha çok oldukları halde, izzetli itibarlı, güçlü kuvvetli oldukları halde durdurmuyorlar; güçlü kuvvetli oldukları halde durdurmuyorlar; günah işlenmesini engellemiyorlar, durumu değiştirmiyorlar." Ceza olarak ne olur? günah işlenmesini engellemiyorlar, durumu değiştirmiyorlar." Ceza olarak ne olur?

İllâ ammehümullâhu bi-ikâbihî. "Allahu Teâlâ hazretleri o kavme azabı umumi indirir." İllâ ammehümullâhu bi-ikâbihî. "Allahu Teâlâ hazretleri o kavme azabı umumi indirir."

Sadece o günahı işleyenleri cezalandırmaz; günahı işleyenleri durdurması gereken,Sadece o günahı işleyenleri cezalandırmaz; günahı işleyenleri durdurması gereken, durdurmaya gücü yeten insanlar durdurmamışsa azabı, gazabı, cezayı,durdurmaya gücü yeten insanlar durdurmamışsa azabı, gazabı, cezayı, ikabı onlara da şamil kılar, onları da cezalandırır. Hepsinin üstüne umumi olarak gelir. ikabı onlara da şamil kılar, onları da cezalandırır. Hepsinin üstüne umumi olarak gelir.

Ama adamcağız camide namaz kılıyor, evinde Kur'an okuyor, o gün oruçlu veya abdestli… Ama adamcağız camide namaz kılıyor, evinde Kur'an okuyor, o gün oruçlu veya abdestli…

Azap şehrin üstüne umumi olarak iner. Felaket, bela, musibet, Allah'ın kahrı,Azap şehrin üstüne umumi olarak iner. Felaket, bela, musibet, Allah'ın kahrı, gazabı hepsinin üstüne umumi olarak gelir. Neden? gazabı hepsinin üstüne umumi olarak gelir.

Neden?

Evet, o namazlı niyazlı, ibadetli ama öteki kötülerin kötülük yapmasını engellemedi.Evet, o namazlı niyazlı, ibadetli ama öteki kötülerin kötülük yapmasını engellemedi. İşte bundan dolayı! Aziz ve muhterem kardeşlerim! İşte bundan dolayı!

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Hep hatırıma gelir. Dükkânlarda "Müşteri velinimetimdir!" diye an'anevî bir levha vardır. Hep hatırıma gelir. Dükkânlarda "Müşteri velinimetimdir!" diye an'anevî bir levha vardır.

İnsanın velinimeti; Kendisine nimet veren, yetiştiren, besleyen, çok iyilik yapmış insanlar, demek.İnsanın velinimeti; Kendisine nimet veren, yetiştiren, besleyen, çok iyilik yapmış insanlar, demek. Dükkânın sahibi "Müşteri velinimetimdir." diyor. Müşteri olmasa dükkân çalışmayacak. Dükkânın sahibi "Müşteri velinimetimdir." diyor. Müşteri olmasa dükkân çalışmayacak.

Siz de velinimetimizsiniz, bizi dinliyorsunuz elhamdülillah.Siz de velinimetimizsiniz, bizi dinliyorsunuz elhamdülillah. Vaazımızı dinleyen müslüman kardeşlerimiz bizim velinimetimiz; sözlerimizi dinliyorlarVaazımızı dinleyen müslüman kardeşlerimiz bizim velinimetimiz; sözlerimizi dinliyorlar ama bu sözlerden istifade etmek ve onları uygulamak lazım. ama bu sözlerden istifade etmek ve onları uygulamak lazım.

Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfleri sadece dinleyip beğenmek için değil;Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfleri sadece dinleyip beğenmek için değil; aynı zamanda anlayıp uygulamak için! Bunu niçin söylüyorum? aynı zamanda anlayıp uygulamak için!

Bunu niçin söylüyorum?

Ülkemiz, Türkiye; yüzde doksan dokuzu müslüman olan,Ülkemiz, Türkiye; yüzde doksan dokuzu müslüman olan, mü'min insanlardan müteşekkil olduğu daima söylenen,mü'min insanlardan müteşekkil olduğu daima söylenen, gerçek müslüman sayısı hakikaten çok yüksek olan,gerçek müslüman sayısı hakikaten çok yüksek olan, sayıca müslümanların çok fazla nispette olduğu müslüman bir ülke. sayıca müslümanların çok fazla nispette olduğu müslüman bir ülke.

Cumhuriyet, laik vs. ama ahalisi İslâm ülkelerinin en başında gelen,Cumhuriyet, laik vs. ama ahalisi İslâm ülkelerinin en başında gelen, İslâm ülkelerinin baş tâcı ettikleri, sevgiyle baktıkları, takdirle izledikleri insanlar.İslâm ülkelerinin baş tâcı ettikleri, sevgiyle baktıkları, takdirle izledikleri insanlar. Müslüman; iyi müslüman! Müslüman ne demek? Allah'a inanmış,Müslüman; iyi müslüman!

Müslüman ne demek?

Allah'a inanmış,
Peygamberimiz Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e bağlanmış,Peygamberimiz Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e bağlanmış, Allah'ın kitabına tâbi, Allah'ın ahkâmını uygulamaya çalışan insanlar. Allah'ın kitabına tâbi, Allah'ın ahkâmını uygulamaya çalışan insanlar.

Bir, insanın iyi insan olması var; kendisi şahsen iyi insan, ibadetini yapıyor,Bir, insanın iyi insan olması var; kendisi şahsen iyi insan, ibadetini yapıyor, dinî vazifelerini yapıyor. Kötülük yapmıyor, ahlâklı, güzel... dinî vazifelerini yapıyor. Kötülük yapmıyor, ahlâklı, güzel...

Bir de çevresine karşı vazifeleri var. İçinde yaşadığı topluma, cemiyete karşı vazifeleri var. Bir de çevresine karşı vazifeleri var. İçinde yaşadığı topluma, cemiyete karşı vazifeleri var.

İslâm dini, bir toplum dinidir. Din, bir duygu; ona kimse ilişmez. İslâm dini, bir toplum dinidir.

Din, bir duygu; ona kimse ilişmez.

Bir dağın köşesine gitsin, dindarlığını yapsın… filan. İslâm'da böyle bir şey yok! Bir dağın köşesine gitsin, dindarlığını yapsın… filan. İslâm'da böyle bir şey yok!

İslâm, müslümanların üzerine topluluğa karşı vazifeler yüklüyor.İslâm, müslümanların üzerine topluluğa karşı vazifeler yüklüyor. Toplu yaşamayı, toplum, cemiyet halinde yaşamayı teşvik ediyorToplu yaşamayı, toplum, cemiyet halinde yaşamayı teşvik ediyor ve cemiyet halinde yaşamanın çok hayırları, bereketleri olduğunu bildiriyor.ve cemiyet halinde yaşamanın çok hayırları, bereketleri olduğunu bildiriyor. O zaman bu toplu yaşamanın da düzenli olması lazım.O zaman bu toplu yaşamanın da düzenli olması lazım. Herkesin görevini bilmesi lazım, herkesin iyi şeyler yapması lazım. Kötü şeyleri yapmaması lazım. Herkesin görevini bilmesi lazım, herkesin iyi şeyler yapması lazım. Kötü şeyleri yapmaması lazım.

"İyi ama iyi şeyleri iyi insanlar yapıyorlar, kötü şeylerden uzak duruyorlar da "İyi ama iyi şeyleri iyi insanlar yapıyorlar, kötü şeylerden uzak duruyorlar da bir de toplumda ayyaşı, sarhoşu, serserisi, afyonkeşi, tinerkeşi…" bir de toplumda ayyaşı, sarhoşu, serserisi, afyonkeşi, tinerkeşi…"

Şimdi tiner de çekiyorlarmış, maalesef artık neler neler duyuyoruz!Şimdi tiner de çekiyorlarmış, maalesef artık neler neler duyuyoruz! Şer, gazetelerde söylendikçe yaygınlaşıyor veya insanlar filmlerden, televizyonlardan,Şer, gazetelerde söylendikçe yaygınlaşıyor veya insanlar filmlerden, televizyonlardan, mecmualardan da, kötü arkadaşlardan da sapabiliyor.mecmualardan da, kötü arkadaşlardan da sapabiliyor. Başka ülkelerin kötü insanlarında da sapma olabiliyor. Başka ülkelerin kötü insanlarında da sapma olabiliyor.

Toplumun içinde az da olsa kötü insanlar da var.Toplumun içinde az da olsa kötü insanlar da var. Mesela Türkiye'de kötü insanlar az; başka ülkelerde daha fazla! Mesela Türkiye'de kötü insanlar az; başka ülkelerde daha fazla!

Medeniyet arttıkça, "medenî" denilen ülkelerde kötülükler daha da fazlalaşıyor!Medeniyet arttıkça, "medenî" denilen ülkelerde kötülükler daha da fazlalaşıyor! Sanıldığı gibi değil; medeniyet ilerledikçe insanlar daha güzel insan olmuyorlar!Sanıldığı gibi değil; medeniyet ilerledikçe insanlar daha güzel insan olmuyorlar! Bazen daha canavar, daha bilgili, gaddar, daha korkunç oluyorlar.Bazen daha canavar, daha bilgili, gaddar, daha korkunç oluyorlar. Medeniyet insanlık seviyesini göstermiyor; rahat yaşama seviyesini, konforu gösteriyor.Medeniyet insanlık seviyesini göstermiyor; rahat yaşama seviyesini, konforu gösteriyor. Ama insaniyet, irfan; İslâm'da var! Ama insaniyet, irfan; İslâm'da var!

Müslümanlar umumiyetle iyi insanlar da içlerinde kötü insanlar da çıkabiliyor. Müslümanlar umumiyetle iyi insanlar da içlerinde kötü insanlar da çıkabiliyor.

Bu kötü insan nereden geldi, nasıl oldu?Bu kötü insan nereden geldi, nasıl oldu? Bazen muhacir oluyor, bir yerden gelmiş oluyor, bazen yetim büyümüş oluyor,Bazen muhacir oluyor, bir yerden gelmiş oluyor, bazen yetim büyümüş oluyor, bazen hapse girmiş çıkmış oluyor, kötü muhitlerden kötü huylar kapmış oluyor… bazen hapse girmiş çıkmış oluyor, kötü muhitlerden kötü huylar kapmış oluyor… Tamam. İyi insanların toplumun içindeki kötülere karşı da az da olsa görevleri var. Tamam. İyi insanların toplumun içindeki kötülere karşı da az da olsa görevleri var.

İslâm'ın kötü insanlara karşı bakışı nasıl hocam? İslâm'ın kötü insanlara karşı bakışı nasıl hocam?

Bir kere müslüman kötü bir insana, günahkâr bir insana acıyor.Bir kere müslüman kötü bir insana, günahkâr bir insana acıyor. Kızmıyor, Peygamber Efendimiz; "Kızmayın, ayıplamayın! Ayıplarsanız sizin de başınıza gelir!" diyor.Kızmıyor, Peygamber Efendimiz; "Kızmayın, ayıplamayın! Ayıplarsanız sizin de başınıza gelir!" diyor. Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîflerinde "Sen mi onu ayıpladın?! Allah ceza olarak senin de başına getirir!" diyor.Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîflerinde "Sen mi onu ayıpladın?! Allah ceza olarak senin de başına getirir!" diyor. Ayıplamak yok, kızmak yok. Ne var? Ayıplamak yok, kızmak yok.

Ne var?

Acımak var, kurtarmaya çalışmak var. İlk vazifemiz bu! Acımak var, kurtarmaya çalışmak var. İlk vazifemiz bu!

Kötü insanları ıslah edebilmeliyiz, kötü çocukları, kötü kadınları ıslah edebilmeliyiz,Kötü insanları ıslah edebilmeliyiz, kötü çocukları, kötü kadınları ıslah edebilmeliyiz, ayyaşları, sarhoşları kötü alışkanlıklarından vazgeçirebilmeliyiz. ayyaşları, sarhoşları kötü alışkanlıklarından vazgeçirebilmeliyiz.

İnsan, bir genç çocuk, günde beş tane sigara içerse onun ciğerlerinin gelişmesi bileİnsan, bir genç çocuk, günde beş tane sigara içerse onun ciğerlerinin gelişmesi bile öteki genç arkadaşlarına göre yüzde şu kadar nispet geriliyormuş. Sigara bile fena! öteki genç arkadaşlarına göre yüzde şu kadar nispet geriliyormuş. Sigara bile fena! Bunu mertçe, açıkça haykırarak söylemek lazım! Bunu mertçe, açıkça haykırarak söylemek lazım!

"Kimsenin işine karışmayalım, ne yaparsa yapsın o da keyfidir." dememeliyiz. "Kimsenin işine karışmayalım, ne yaparsa yapsın o da keyfidir." dememeliyiz. Çünkü ciğerlerinin gelişmesi engelleniyor, oksijeni alması engelleniyor, damarları sertleşiyor;Çünkü ciğerlerinin gelişmesi engelleniyor, oksijeni alması engelleniyor, damarları sertleşiyor; sonunda ciğerleri kurum doluyor, is, pas doluyor, öksürük oluyor,sonunda ciğerleri kurum doluyor, is, pas doluyor, öksürük oluyor, damarları sertleşiyor, kalbi hastalanıyor… damarları sertleşiyor, kalbi hastalanıyor… Genç yaşta hastalıklı, öksürüklü bir insan olarakGenç yaşta hastalıklı, öksürüklü bir insan olarak toplumun istifade edemediği bir insan durumuna geliyor. Sonunda da ölüp gidiyor. toplumun istifade edemediği bir insan durumuna geliyor. Sonunda da ölüp gidiyor. Kötü alışkınlıkların karşısına çıkmalıyız. Kötü insanları doğru yola çekmeye,Kötü alışkınlıkların karşısına çıkmalıyız. Kötü insanları doğru yola çekmeye, çocukların arasındaki kötü eğilimleri yok etmeye çalışmalıyız. çocukların arasındaki kötü eğilimleri yok etmeye çalışmalıyız.

Bir gece yarısında bizim İskenderpaşa'dan pazar dersinden biraz geç çıktık,Bir gece yarısında bizim İskenderpaşa'dan pazar dersinden biraz geç çıktık, yatsıdan sonraya kalmıştık. Ara sokaklardan giderken baktık, polisler grup grup duruyorlar.yatsıdan sonraya kalmıştık. Ara sokaklardan giderken baktık, polisler grup grup duruyorlar. Etrafa baktık, mahallelerin çocukları grup grup olmuşlar.Etrafa baktık, mahallelerin çocukları grup grup olmuşlar. Biz arabanın içinden, polisler olunca "Herhalde iki çete…" diye tahmin ettik. Biz arabanın içinden, polisler olunca "Herhalde iki çete…" diye tahmin ettik.

Birbirlerine taş atıyorlar! Kazık gibi delikanlılar veyahut levent gibi...Birbirlerine taş atıyorlar! Kazık gibi delikanlılar veyahut levent gibi... Güzel insanlar olsalar ne kadar iyi olur ama polise yaka silktiren,Güzel insanlar olsalar ne kadar iyi olur ama polise yaka silktiren, birbirlerine zarar veren insanlar haline gelebiliyorlar. Bunlar kötü! birbirlerine zarar veren insanlar haline gelebiliyorlar. Bunlar kötü!

Müslümanın kötü bir şey karşısında ne yapması gerekiyor? Müslümanın kötü bir şey karşısında ne yapması gerekiyor?

Kötülüğü yok etmeye çalışması gerekiyor. Kötü insanı ıslah etmeye çalışacak;Kötülüğü yok etmeye çalışması gerekiyor. Kötü insanı ıslah etmeye çalışacak; eğer kötülükte ısrar ediyorsa engelleyecek, yaptırtmayacak! eğer kötülükte ısrar ediyorsa engelleyecek, yaptırtmayacak!

Onun için Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; "Bir kavmin içinde günahlar işleniyorsa…" Onun için Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Bir kavmin içinde günahlar işleniyorsa…"

Günahlar nelerdir? İçkidir, kumardır, zinadır, hırsızlıktır, katldir, adam öldürmedir, gadirdir vs.Günahlar nelerdir?

İçkidir, kumardır, zinadır, hırsızlıktır, katldir, adam öldürmedir, gadirdir vs.
Bunların hepsi günah, şerefsiz, kötü işler. Bunların hepsi günah, şerefsiz, kötü işler.

Bir kavmin içinde bunlar işleniyorsa müslüman ne yapması lazım? Bir kavmin içinde bunlar işleniyorsa müslüman ne yapması lazım?

Bunları yola getirmesi lazım! Islah etmeye çalışır. Islah olursa olur.Bunları yola getirmesi lazım! Islah etmeye çalışır. Islah olursa olur. Islah olmazsa İslâmî toplum, büyük kalabalık grup gücünü ortaya, ağırlığını ortaya koyacak; Islah olmazsa İslâmî toplum, büyük kalabalık grup gücünü ortaya, ağırlığını ortaya koyacak; kötülüğü yaptırmayacak. Kötülüğü yapana kötülüğü yapma hürriyeti yok! Neden? kötülüğü yaptırmayacak.

Kötülüğü yapana kötülüğü yapma hürriyeti yok!

Neden?

Toplum zarar görüyor. Günahlar insanlara zararlı, ailelere zararlı, sıhhate, ruha,Toplum zarar görüyor. Günahlar insanlara zararlı, ailelere zararlı, sıhhate, ruha, toplumun intizamına, nizamına zararlı. Bunların engellenmesi lazım! toplumun intizamına, nizamına zararlı. Bunların engellenmesi lazım!

Bunları değiştirmiyorsa… Camdan bakıyor, perdeyi çekiyor, tamam. Kimse kimseye karışmıyor.Bunları değiştirmiyorsa… Camdan bakıyor, perdeyi çekiyor, tamam. Kimse kimseye karışmıyor. Yıllar önce Beyazıt'ta bir tanıdığımın, akrabamın oturduğu bir mahallede hırsızın birisi gelmiş,Yıllar önce Beyazıt'ta bir tanıdığımın, akrabamın oturduğu bir mahallede hırsızın birisi gelmiş, aşağıda arabaları karıştırmaya başlamış; açmaya çalışıyor. Yukarıdan birisi "Heyt!" diye bağırmış. aşağıda arabaları karıştırmaya başlamış; açmaya çalışıyor. Yukarıdan birisi "Heyt!" diye bağırmış.

"Niye benim arabamın kapısını açmaya çalışıyorsun?!" "Niye benim arabamın kapısını açmaya çalışıyorsun?!"

Hırsız küstah! Belki de uyuşturucu kullanmıştır, esrar kullanmıştır, o zaman korkmuyor da. Hırsız küstah! Belki de uyuşturucu kullanmıştır, esrar kullanmıştır, o zaman korkmuyor da.

Hırsız aşağıdan yukarıya pencereye, arabanın sahibine demiş ki; Hırsız aşağıdan yukarıya pencereye, arabanın sahibine demiş ki;

"Oradan ne bağırıp duruyorsun?! Erkeksen in aşağı da yanıma gel!" "Oradan ne bağırıp duruyorsun?! Erkeksen in aşağı da yanıma gel!"

Adam da, "Açacak, çalacak, ne yapacaksa yapacak." diyeAdam da, "Açacak, çalacak, ne yapacaksa yapacak." diye malını korumak için paldır küldür merdivenlerden arabasının başına inmiş... malını korumak için paldır küldür merdivenlerden arabasının başına inmiş... Adam bıçağını çekmiş, bunun üstüne saldırmış. Bıçağın ucuyla muhtelif yerlerinden,Adam bıçağını çekmiş, bunun üstüne saldırmış. Bıçağın ucuyla muhtelif yerlerinden, 15-20 yerinden yaralamış. Bütün mahalleli camdan bakıyor! 15-20 yerinden yaralamış. Bütün mahalleli camdan bakıyor!

Olur mu? Ben anlayamadım! Allah insanı böyle zorlu imtihanlarla imtihana tâbi tutmasın.Olur mu? Ben anlayamadım!

Allah insanı böyle zorlu imtihanlarla imtihana tâbi tutmasın.
İş bıçaklı olunca, polisiye bir iş, polise ait bir iş oluyor.İş bıçaklı olunca, polisiye bir iş, polise ait bir iş oluyor. Tabi halk da, herkes de gidip de bıçaklı bir insanla uğraşamaz. Ama insan bir telefon eder:Tabi halk da, herkes de gidip de bıçaklı bir insanla uğraşamaz. Ama insan bir telefon eder: "Aşağıda bıçaklı birisi var, arabaları soymaya çalışıyordu. Komşumuza bıçak çekti…" diye"Aşağıda bıçaklı birisi var, arabaları soymaya çalışıyordu. Komşumuza bıçak çekti…" diye acilen bir ihbar yapar. Kendisi de beş-on kişi aşağıya inince…acilen bir ihbar yapar. Kendisi de beş-on kişi aşağıya inince… Komşularının, bir kişinin zararını önlemesi lazım, bir kişinin zararını engellemesi lazım.Komşularının, bir kişinin zararını önlemesi lazım, bir kişinin zararını engellemesi lazım. Engellememişler! Nemelazımcı bir toplum, yarın onun da başına gelebilir. Bu doğru değil! Engellememişler! Nemelazımcı bir toplum, yarın onun da başına gelebilir. Bu doğru değil!

Bir toplumda günahlar işleniyor da toplumu teşkil eden iyi insanlar daha çok güçlüBir toplumda günahlar işleniyor da toplumu teşkil eden iyi insanlar daha çok güçlü kuvvetli ama bu günahları değiştirmiyorlarsa, engellemiyorlarsakuvvetli ama bu günahları değiştirmiyorlarsa, engellemiyorlarsa o zaman Allah o günahkârlara verdiği azabı, ikabı, cezayı sadece onlara vermez; bütün topluma verir. o zaman Allah o günahkârlara verdiği azabı, ikabı, cezayı sadece onlara vermez; bütün topluma verir.

Arasında iyiler de vardı, iyiler neden o cezaya uğruyorlar? Arasında iyiler de vardı, iyiler neden o cezaya uğruyorlar?

Çünkü kötülerin günah işlemesini engellemediler. Çünkü kötülerin günah işlemesini engellemediler.

İslâm'da böyle bir vazife de var. İslâm'da insan namaz kılacak, tamam.İslâm'da böyle bir vazife de var. İslâm'da insan namaz kılacak, tamam. Ezan okunduğu zaman camide buyurun namaza. Şu vazifeleri yapacak, bu vazifeleri yapacak… Ezan okunduğu zaman camide buyurun namaza. Şu vazifeleri yapacak, bu vazifeleri yapacak… Tamam. Bir de kötülükleri yaptırmamak vazifesi var, kötülüğün karşısında durmak vazifesi var. Tamam. Bir de kötülükleri yaptırmamak vazifesi var, kötülüğün karşısında durmak vazifesi var. Nehy-i münker vazifesi var; günahı yaptırmamak, yapılmasını engellemek vazifesi var. Nehy-i münker vazifesi var; günahı yaptırmamak, yapılmasını engellemek vazifesi var. Toplu olunca daha kolay olur; insan tek başına olsa bile yine bunu yapması lazım. Toplu olunca daha kolay olur; insan tek başına olsa bile yine bunu yapması lazım.

Yâsîn sûresini herkes sever ve herkes okur.Yâsîn sûresini herkes sever ve herkes okur. Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinden "Sevaplı bir sûre." diye biliyorlar. Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinden "Sevaplı bir sûre." diye biliyorlar.

Peki ama Yâsîn sûresinin içinde ne var, hangi ibretli âyetler var?Peki ama Yâsîn sûresinin içinde ne var, hangi ibretli âyetler var? Bunlardan hangi dersler, ibretler, hangi hikmetler çıkar? Bunlardan hangi dersler, ibretler, hangi hikmetler çıkar?

Yâsîn sûresinin ikinci sayfasında Habîbü'n-Neccâr isimliYâsîn sûresinin ikinci sayfasında Habîbü'n-Neccâr isimli Antakyalı bir mübarek zâtın olduğu söylenen bir âyet var. Antakyalı bir mübarek zâtın olduğu söylenen bir âyet var.

Yâsîn'in ikinci sayfasında hadise anlatılıyor:Yâsîn'in ikinci sayfasında hadise anlatılıyor: O şehre gelmiş olan mübarek insanlar o şehrin ahalisini hak yola çağırıyorlar.O şehre gelmiş olan mübarek insanlar o şehrin ahalisini hak yola çağırıyorlar. Batıl inançtan hak yola gelmelerini istiyorlar da o kavim onları öldürmeye kalkıyor.Batıl inançtan hak yola gelmelerini istiyorlar da o kavim onları öldürmeye kalkıyor. Ama bu mübarek zât, Habîbü'n-Neccar da; Ve câe min aksa'l-medîneti raculün yes'â. Ama bu mübarek zât, Habîbü'n-Neccar da;

Ve câe min aksa'l-medîneti raculün yes'â.

Bunların öldürülmeye kalkışıldığı meydana koşarak, hem de koşarak geliyor. Bunların öldürülmeye kalkışıldığı meydana koşarak, hem de koşarak geliyor.

Yâ kavmi't-tebiu'l-mürselîn. "Ey kavmim! Yanlış iş yapıyorsunuz!Yâ kavmi't-tebiu'l-mürselîn. "Ey kavmim! Yanlış iş yapıyorsunuz! Bunlar iyi insanlar, mübarek insanlar. Bunların sözünü dinleyin, buyruklarını tutun!Bunlar iyi insanlar, mübarek insanlar. Bunların sözünü dinleyin, buyruklarını tutun! Bunlar ilâhî vazifeli insanlar, bunları dinleyin!" diye onlara nasihat ediyor. Bunlar ilâhî vazifeli insanlar, bunları dinleyin!" diye onlara nasihat ediyor.

Demek ki tek kişi olsa da ihlâslı bir insan çıkar,Demek ki tek kişi olsa da ihlâslı bir insan çıkar, koca bir kalabalığa karşı bile hak sözü, tavsiyeyi yapar. Yapmalı! Bunu öğreniyoruz;koca bir kalabalığa karşı bile hak sözü, tavsiyeyi yapar. Yapmalı! Bunu öğreniyoruz; Yâsîn sûresinin ikinci sayfasındaki muazzam, mübarek kıssadan çıkaracağımız hisse bu. Yâsîn sûresinin ikinci sayfasındaki muazzam, mübarek kıssadan çıkaracağımız hisse bu.

Şimdi kimse kimseye karışmıyor! Olmaz! Karışacaksınız; bu şehir senin,Şimdi kimse kimseye karışmıyor!

Olmaz! Karışacaksınız; bu şehir senin,
bu şehrin temizliği senden de sorulur! Kimse sokağa tüküremez, kimse çöp atamaz, pis su atamaz,bu şehrin temizliği senden de sorulur! Kimse sokağa tüküremez, kimse çöp atamaz, pis su atamaz, kimse köşeyi, beriyi kirletemez… Bakıyoruz caddenin ortasına, en güzel yerine,kimse köşeyi, beriyi kirletemez…

Bakıyoruz caddenin ortasına, en güzel yerine,
yerlinin yabancının gelip geçeceği yerlere çöpler yığılmış.yerlinin yabancının gelip geçeceği yerlere çöpler yığılmış. Birileri de geliyor paket halindeki çöpleri karıştırıyor;Birileri de geliyor paket halindeki çöpleri karıştırıyor; içinden kendi işine yarayacak şeyleri alacağım diyeiçinden kendi işine yarayacak şeyleri alacağım diye çöpleri ikinci defa çöp haline getiriyor, dağıtıyor. Bence bunu da engellemeli! çöpleri ikinci defa çöp haline getiriyor, dağıtıyor. Bence bunu da engellemeli!

Poşet halinde, paket halinde naylonun içindeyken çöp orada duruyor.Poşet halinde, paket halinde naylonun içindeyken çöp orada duruyor. Hiç olmazsa biz de "Bunun içinde acaba benim işime yarayan şu maddeler var mı?" diyeHiç olmazsa biz de "Bunun içinde acaba benim işime yarayan şu maddeler var mı?" diye sopayla karıştırıyor, daha beter ortalığa dağıtıyor, gidiyor. sopayla karıştırıyor, daha beter ortalığa dağıtıyor, gidiyor.

Mesela bunlar hep "Yapmayın!" diye söylememiz gereken şeyler, diye düşünüyorum.Mesela bunlar hep "Yapmayın!" diye söylememiz gereken şeyler, diye düşünüyorum. Çeşitleri var. Sizin gücünüz var; kuvvetiniz, etrafınız,Çeşitleri var. Sizin gücünüz var; kuvvetiniz, etrafınız, gücünüz nispetinde yanlış olan bir şeyi söylemelisiniz. gücünüz nispetinde yanlış olan bir şeyi söylemelisiniz.

İnsanın kendisinin yapmaması, en aşağı derecesi! Yanlış olan şeyi söylemek bir derece,İnsanın kendisinin yapmaması, en aşağı derecesi! Yanlış olan şeyi söylemek bir derece, yapılmamasını söylemesi bir üstün derece.yapılmamasını söylemesi bir üstün derece. Yapılmış bir yanlışlığı diliyle düzeltmeye çalışması, bir derece.Yapılmış bir yanlışlığı diliyle düzeltmeye çalışması, bir derece. Sevmemesi, kızması, kafasından ona karşı olması bir derece.Sevmemesi, kızması, kafasından ona karşı olması bir derece. Eliyle düzeltmesi bir derece. Fiilen yaptırtmaması bir derece. Eliyle düzeltmesi bir derece. Fiilen yaptırtmaması bir derece.

Onun için faal müslüman, gayretli müslüman olalım; iyilikleri çoğaltmaya,Onun için faal müslüman, gayretli müslüman olalım; iyilikleri çoğaltmaya, kötülükleri de azaltmaya çalışalım ki kötülükler gerçekten azalsın, iyilikler gerçekten artsın.kötülükleri de azaltmaya çalışalım ki kötülükler gerçekten azalsın, iyilikler gerçekten artsın. Memleketimiz -elhamdülillah ben seviniyorum- güzel güzel haberler,Memleketimiz -elhamdülillah ben seviniyorum- güzel güzel haberler, her şeyde bir ümit, bir güzel gelişme... İnşaallah bizim ülkemiz, diğer müslümanların ülkeleriher şeyde bir ümit, bir güzel gelişme...

İnşaallah bizim ülkemiz, diğer müslümanların ülkeleri
iyi çalışmalarla çok güzel olacak.İnşaallah biz kendi ülkemizi hem ileri bir ülke haline getireceğiziyi çalışmalarla çok güzel olacak.İnşaallah biz kendi ülkemizi hem ileri bir ülke haline getireceğiz hem de Afrika'daki, Avrupa'daki, Kafkasya'daki, Orta Doğu'daki, Uzak Doğu'daki,hem de Afrika'daki, Avrupa'daki, Kafkasya'daki, Orta Doğu'daki, Uzak Doğu'daki, dünyanın her yerindeki müslüman kardeşlerimize de fiilen yardım edeceğiz, elimizi uzatacağız.dünyanın her yerindeki müslüman kardeşlerimize de fiilen yardım edeceğiz, elimizi uzatacağız. Onlara da faydamız olacak. Yapacağımız işler çok! Onlara da faydamız olacak. Yapacağımız işler çok!

O halde biz çok faal müslüman olmalıyız, gayretli, cevval müslüman olmalıyız.O halde biz çok faal müslüman olmalıyız, gayretli, cevval müslüman olmalıyız. Hem hayırları çok yapmaya koşmalıyız hem de kötülükleri engellemek vazifemiz var. Hem hayırları çok yapmaya koşmalıyız hem de kötülükleri engellemek vazifemiz var.

Tabi bunun usulü var; tatlı tatlı, netice itibariyle kavga çıkartmadan bu işi başarmak lazım.Tabi bunun usulü var; tatlı tatlı, netice itibariyle kavga çıkartmadan bu işi başarmak lazım. Ama kötü insan ille de inat ediyorsa "Ben bu kötülüğü yapacağım…"Ama kötü insan ille de inat ediyorsa "Ben bu kötülüğü yapacağım…" O zaman bu gibi durumlarda da icabında müslümanların izzetini, kuvvetini, satvetini, şecaatini göstermesi lazım.O zaman bu gibi durumlarda da icabında müslümanların izzetini, kuvvetini, satvetini, şecaatini göstermesi lazım. Bu da kardeşlikle, müslümanların elbirliğiyle, birbirine destek olmasıyla olacak.Bu da kardeşlikle, müslümanların elbirliğiyle, birbirine destek olmasıyla olacak. Önemli bir husus, çok cevval ve faal müslümanlar olmalıyız. Önemli bir husus, çok cevval ve faal müslümanlar olmalıyız.

İkinci hadîs-i şerîfe geçmek istiyorum. İkinci hadîs-i şerîfe geçmek istiyorum.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki;

Eyyumâ abdin etâhu [câetu] mev'ızetün mina'llâhi fî dînihî fe-innemâ hiyeEyyumâ abdin etâhu [câetu] mev'ızetün mina'llâhi fî dînihî fe-innemâ hiye ni'metün mina'llâhi sebakati ileyh.ni'metün mina'llâhi sebakati ileyh. Fe-in kabilehâ bi-şükrin ve illâ kânet hücceten mina'llâhi aleyhi li-yezdâdeFe-in kabilehâ bi-şükrin ve illâ kânet hücceten mina'llâhi aleyhi li-yezdâde bihâ ismen ve yezdâde aleyhi bihâ sehatâ. bihâ ismen ve yezdâde aleyhi bihâ sehatâ.

Ben bizi cevval müslüman olmaya -‘aktif' diyeceğim ama ceza yerim diye demiyorum-Ben bizi cevval müslüman olmaya -‘aktif' diyeceğim ama ceza yerim diye demiyorum- faal ve cevval müslüman olmaya sevk eden bu hadîs-i şerîflerifaal ve cevval müslüman olmaya sevk eden bu hadîs-i şerîfleri çok söylememiz gerektiği kanaatindeyim. Bana; sanki müslümanlar çok sessiz duruyorlar,çok söylememiz gerektiği kanaatindeyim. Bana; sanki müslümanlar çok sessiz duruyorlar, pek boynu bükük duruyorlar, haklarını bile aramıyorlar, yurtdışından, yabancılardan,pek boynu bükük duruyorlar, haklarını bile aramıyorlar, yurtdışından, yabancılardan, gayrimüslim ülkelerden bin bir türlü zulüm oluyor da sesleri çıkmıyor, gibi geliyor. gayrimüslim ülkelerden bin bir türlü zulüm oluyor da sesleri çıkmıyor, gibi geliyor.

Onun için bu hadîs-i şerîfleri okumak -bunlar yeni Türkçe tabiriyle çok güncel,Onun için bu hadîs-i şerîfleri okumak -bunlar yeni Türkçe tabiriyle çok güncel, çok ‘aktüel' değil- güncel, canlı konular. Onun için hadîs-i şerîfleri canla başla dinleyinçok ‘aktüel' değil- güncel, canlı konular. Onun için hadîs-i şerîfleri canla başla dinleyin ve başkalarına da anlatın. Müslümanların nasıl sıcakkanlı, nasıl sevimli, nasıl heyecanlı, samimive başkalarına da anlatın. Müslümanların nasıl sıcakkanlı, nasıl sevimli, nasıl heyecanlı, samimi nasıl damarlarında şırıl şırıl kanların hızlı hızlı aktığı, gayretli, nasıl damarlarında şırıl şırıl kanların hızlı hızlı aktığı, gayretli, Allah'ın hizmet ehli kulları olduğunu görsünler, herkes anlasın. Allah'ın hizmet ehli kulları olduğunu görsünler, herkes anlasın.

Eyyumâ abdin etâhu mev'ızetün mina'llâhi fî dînihî. "Herhangi bir kul kiEyyumâ abdin etâhu mev'ızetün mina'llâhi fî dînihî. "Herhangi bir kul ki o kula dini konusunda Allah'tan bir öğüt gelmişse…" o kula dini konusunda Allah'tan bir öğüt gelmişse…"

"Hocam, bu öğüt nereden geliyor?" Allah'tan bir kuluna dini konusunda bir öğüt nereden gelir? "Hocam, bu öğüt nereden geliyor?"

Allah'tan bir kuluna dini konusunda bir öğüt nereden gelir?

Bakarsın Akra radyosundan bir öğüt gelir, bir kitaptan gelir, bir gazetenin bir makalesinden,Bakarsın Akra radyosundan bir öğüt gelir, bir kitaptan gelir, bir gazetenin bir makalesinden, bir haberinden gelir, takvimin arkasındaki üç beş satır yazıdan gelirbir haberinden gelir, takvimin arkasındaki üç beş satır yazıdan gelir veyahut birisi yolda giderken söyler bir yerden duyulur…veyahut birisi yolda giderken söyler bir yerden duyulur… Gönderene bakmak lazım, söyleyene değil söyletene bakmak lazım.Gönderene bakmak lazım, söyleyene değil söyletene bakmak lazım. Allah birisini vesile ediyor, sana bir öğüt geliyor: Mesela, yalan söyleme.Allah birisini vesile ediyor, sana bir öğüt geliyor: Mesela, yalan söyleme. Mesela, teheccüd namazı kıl. Helal lokma ye. Müslümanların yardımına koş. Cimri olma, hayır yap… Mesela, teheccüd namazı kıl. Helal lokma ye. Müslümanların yardımına koş. Cimri olma, hayır yap…

"Böyle bir dinî emir, tavsiye mev'iza; vaaz, öğüt geldi. "Böyle bir dinî emir, tavsiye mev'iza; vaaz, öğüt geldi. Herhangi bir Müslümana bir dinî konuda bir öğüt geldi." Nerden geldi? Herhangi bir Müslümana bir dinî konuda bir öğüt geldi."

Nerden geldi?

Havadan geldi, kâğıttan gazeteden geldi, komşudan, bir insandan geldi, dosttan, düşmandan geldi… Havadan geldi, kâğıttan gazeteden geldi, komşudan, bir insandan geldi, dosttan, düşmandan geldi…

Bir öğüt geldi mi, bu nedir? Fe-innemâ hiye ni'metün mina'llâhi sebakat ileyh.Bir öğüt geldi mi, bu nedir?

Fe-innemâ hiye ni'metün mina'llâhi sebakat ileyh.
"Bu Allah'tan ona koşup gelmiş olan bir nimettir." Öğüt geliyor, bir emir geliyor. "Bu Allah'tan ona koşup gelmiş olan bir nimettir."

Öğüt geliyor, bir emir geliyor.

Bu nedir? Bir nimettir. Neden? Allah'ın öğüdü geliyor.Bu nedir?

Bir nimettir.

Neden?

Allah'ın öğüdü geliyor.
Tutunca sevap kazanacak, Allah sevecek, Allah'ın sevgili kulu olacak,Tutunca sevap kazanacak, Allah sevecek, Allah'ın sevgili kulu olacak, sevdiği işi yapmış olan bir kul olacak; bu nimet. sevdiği işi yapmış olan bir kul olacak; bu nimet.

Bu öğüt, nimet; öğüdü veren kimseye teşekkür etmek lazım.Bu öğüt, nimet; öğüdü veren kimseye teşekkür etmek lazım. Gazeteye, radyoya, yayına teşekkür etmek lazım, bu nimet. Gazeteye, radyoya, yayına teşekkür etmek lazım, bu nimet.

Peygamber Efendimiz; "Bir müslümana bir yerden bir öğüt geldi miPeygamber Efendimiz; "Bir müslümana bir yerden bir öğüt geldi mi -nereden gelirse gelsin- o Allah'tan ona koşa koşa gelmiş bir nimettir." diyor. -nereden gelirse gelsin- o Allah'tan ona koşa koşa gelmiş bir nimettir." diyor.

Fe-in kabilehâ bi-şükrin. Böyle bir nimet geldi mi insan ne yapar? Fe-in kabilehâ bi-şükrin.

Böyle bir nimet geldi mi insan ne yapar?

"Elhamdülillah. Çok şükür yâ Rabbi." der; "Birisini vesile ettin, bana bu hakikati duyurdun. "Elhamdülillah. Çok şükür yâ Rabbi." der; "Birisini vesile ettin, bana bu hakikati duyurdun. Sen Müsebbibü'l-esbâb'sın yâ Rabbi; sebepleri sen sevk edersin;Sen Müsebbibü'l-esbâb'sın yâ Rabbi; sebepleri sen sevk edersin; kâinatın hâlıkı sensin râzıkı sensin, mutasarrıfı sensin…" Bunlar ne demek? kâinatın hâlıkı sensin râzıkı sensin, mutasarrıfı sensin…"

Bunlar ne demek?

"Kâinâtı yaratan sensin, yürüten yöneten sensin, her şey senin emrinle, buyruğunla, "Kâinâtı yaratan sensin, yürüten yöneten sensin, her şey senin emrinle, buyruğunla, senin kaderinle, senin takdirinle oluyor, her şey senden!senin kaderinle, senin takdirinle oluyor, her şey senden! Ben bunu seziyorum, biliyorum yâ Rabbi. Sen sebepleri sevk eden,Ben bunu seziyorum, biliyorum yâ Rabbi. Sen sebepleri sevk eden, hareket ettiren gücün kuvvetin sahibi olan yaratanımsın, bunlar senden, biliyorum!hareket ettiren gücün kuvvetin sahibi olan yaratanımsın, bunlar senden, biliyorum! Tamam, bana öğüt geldi; bu öğüdü de bana sen gönderdin, tamam. Bu öğüt de senden!.."Tamam, bana öğüt geldi; bu öğüdü de bana sen gönderdin, tamam. Bu öğüt de senden!.." O zaman insan ne yapacak? "Çok şükür yâ Rabbi. Senin öğüdünü aldım, tamam.O zaman insan ne yapacak?

"Çok şükür yâ Rabbi. Senin öğüdünü aldım, tamam.
Senin bu öğüdün bana bir nimettir; nimete şükretmek lazım. Çok şükür yâ Rabbi..." demek lazım. Senin bu öğüdün bana bir nimettir; nimete şükretmek lazım. Çok şükür yâ Rabbi..." demek lazım.

Fe-in kabilehâ bi-şükrin. Tamam! Bunu şükür ile kabul ederse iyi bir şey yapmış olur, ne mutlu!Fe-in kabilehâ bi-şükrin.

Tamam! Bunu şükür ile kabul ederse iyi bir şey yapmış olur, ne mutlu!
Sevap kazanmış olur. O öğüdü tutar, Allah'ın sevdiği bir işi yapmış olur, derecesi artar.Sevap kazanmış olur. O öğüdü tutar, Allah'ın sevdiği bir işi yapmış olur, derecesi artar. Devam ederse arkasından çok büyük hayırlara erer. Devam ederse arkasından çok büyük hayırlara erer.

Ve illâ. "Aksi takdirde bu öğüdü şükür ile karşılamazsa, bu öğüdün nimet olduğunu anlamazsa…" Ve illâ. "Aksi takdirde bu öğüdü şükür ile karşılamazsa, bu öğüdün nimet olduğunu anlamazsa…"

"Git yahu, bırak yahu!.." "Git yahu, bırak yahu!.." Hak bir sözü söylüyorsun da sinirli bir anında dinlediği için bazı insanlar böyle söylüyor.Hak bir sözü söylüyorsun da sinirli bir anında dinlediği için bazı insanlar böyle söylüyor. Sana "Bırak yahu!" diyor, öğüt veren kimseye karşı geliyor, bağırıyor çağırıyor; dinlemiyor. Sana "Bırak yahu!" diyor, öğüt veren kimseye karşı geliyor, bağırıyor çağırıyor; dinlemiyor.

"Sen misin bu gelen öğüdü kabul etmeyen, şükretmeyen?!" "Sen misin bu gelen öğüdü kabul etmeyen, şükretmeyen?!"

Üstelik bağırıp çağıran, diyelim. Burada yok ama manzarayı gözümüzün önünde canlandıralım,Üstelik bağırıp çağıran, diyelim. Burada yok ama manzarayı gözümüzün önünde canlandıralım, adam öğüt verildiği zaman kızıyor, küplere biniyor öğüt verene bağırıyor, çağırıyor: adam öğüt verildiği zaman kızıyor, küplere biniyor öğüt verene bağırıyor, çağırıyor:

"Sen karışma bu işe!.." Bazen birisine bir şeyi söylüyorsun; "Sen karışma hocam!" "Sen karışma bu işe!.."

Bazen birisine bir şeyi söylüyorsun; "Sen karışma hocam!"
Eğer seni çok seviyorsa; "Hocam, seni çok seviyorum ama sen bu işe karışma!" Eğer seni çok seviyorsa; "Hocam, seni çok seviyorum ama sen bu işe karışma!"

Ben Allah'ın öğüdünü söylüyorum, beni sevmen bir şey değil; sen öğüdü tut, öğüdü sev!Ben Allah'ın öğüdünü söylüyorum, beni sevmen bir şey değil; sen öğüdü tut, öğüdü sev! Öğüdün Allah'tan gelen bir nimet olduğunu bil de, öğüdü tut mübarek! Öğüdün Allah'tan gelen bir nimet olduğunu bil de, öğüdü tut mübarek!

"Yok! Ben öğüdü tutmayacağım, sen de darılma! Seni çok seviyorum ama öğüdü tutmayacağım…" "Yok! Ben öğüdü tutmayacağım, sen de darılma! Seni çok seviyorum ama öğüdü tutmayacağım…"

Tutmuyor. Bazen böyle oluyor, insanlar inada, inat havasına giriyorlar,Tutmuyor. Bazen böyle oluyor, insanlar inada, inat havasına giriyorlar, şeytanın esiri oluyor kızıyor, senin öğüdünü tutmuyor; şeytanın esiri oluyor kızıyor, senin öğüdünü tutmuyor; şeytanın içinden ona söylediği şeytanın öğüdünü tutuyor.şeytanın içinden ona söylediği şeytanın öğüdünü tutuyor. Bazıları hocanın öğüdünü tutmuyor, şeytanın öğüdünü tutuyor.Bazıları hocanın öğüdünü tutmuyor, şeytanın öğüdünü tutuyor. Rahman'ın öğüdünü tutmuyor şeytanın hükmüne giriyor. Rahman'ın öğüdünü tutmuyor şeytanın hükmüne giriyor. Yanlış iş yapıyorlar ama yanlış iş yaptıklarının farkında değil, onun için yanlış! Yanlış iş yapıyorlar ama yanlış iş yaptıklarının farkında değil, onun için yanlış!

Ve illâ kânet hücceten mina'llâhi aleyhi. "Eğer bu nimet olan öğüdü şükür ile karşılamazsa bu;Ve illâ kânet hücceten mina'llâhi aleyhi. "Eğer bu nimet olan öğüdü şükür ile karşılamazsa bu; âhirette, mahkeme-i kübrâda Allah tarafından onun aleyhine kullanılacak bir belge olur."âhirette, mahkeme-i kübrâda Allah tarafından onun aleyhine kullanılacak bir belge olur." Li-yezdâde bihâ ismen.Li-yezdâde bihâ ismen. "Nimeti karşılamaması, günahı artsın diye…""Nimeti karşılamaması, günahı artsın diye…" Yezdâde aleyhi bihâ sehatâ. "Allah'ın ona karşı hışmı,Yezdâde aleyhi bihâ sehatâ. "Allah'ın ona karşı hışmı, kızgınlığı artsın diye bir vesile, kaynak, belge olur." kızgınlığı artsın diye bir vesile, kaynak, belge olur."

Hadislerin hepsini seviyorum, ayrım yapmayı doğru görmüyorum, hepsini severim.Hadislerin hepsini seviyorum, ayrım yapmayı doğru görmüyorum, hepsini severim. Peygamber Efendimiz neyle ilgili hangi sözü söylerse başımızın tâcıdır, Peygamber Efendimiz neyle ilgili hangi sözü söylerse başımızın tâcıdır, hepsini sevmemiz lazım ama bu hadîs-i şerîfler çok önemli. hepsini sevmemiz lazım ama bu hadîs-i şerîfler çok önemli.

Sana öğüdü kim verirse versin eğer birisi bir âyet, bir hadis okumuşsa,Sana öğüdü kim verirse versin eğer birisi bir âyet, bir hadis okumuşsa, sana dininden bir ahkâm anlatmışsa; "Kardeşim! Böyle yapma, bu yanlış, bu günah…" demişse sana dininden bir ahkâm anlatmışsa; "Kardeşim! Böyle yapma, bu yanlış, bu günah…" demişse veyahut "Kardeşim! Şöyle yap, böyle yaparsan sevap…" demişse. Öğüt; veyahut "Kardeşim! Şöyle yap, böyle yaparsan sevap…" demişse. Öğüt;

Olumlu bir öğüt: "Şöyle yap kardeşim, sevap kazanırsın..." Olumlu bir öğüt: "Şöyle yap kardeşim, sevap kazanırsın..."

Olumsuz bir öğüt: "Kardeşim, böyle yapma, bu günahtır, ayıptır, Allah sevmez…" Olumsuz bir öğüt: "Kardeşim, böyle yapma, bu günahtır, ayıptır, Allah sevmez…"

Bu da olumsuz öğüt. Her ne türlü öğüt gelmişse, aslında bu öğüt söyleyen kim olursa olsunBu da olumsuz öğüt.

Her ne türlü öğüt gelmişse, aslında bu öğüt söyleyen kim olursa olsun
Allah'tan sana gönderilmiş bir nimettir;Allah'tan sana gönderilmiş bir nimettir; sen bunu şükürlerle karşılayacaksın, öğüdü de tutacaksın. Öğüdü tutmak lazım. sen bunu şükürlerle karşılayacaksın, öğüdü de tutacaksın. Öğüdü tutmak lazım.

Nasihati vermek kolaydır, öğüt tutmak zordur.Nasihati vermek kolaydır, öğüt tutmak zordur. Nasihati eden çok olur ama öğüt tutan az olur, diyorlar. Hakikaten de öyle. Nasihati eden çok olur ama öğüt tutan az olur, diyorlar. Hakikaten de öyle. Öğüdü tutmak kolay bir şey değil, insanlar öğüdü tutmuyor. Öğüdü tutmak kolay bir şey değil, insanlar öğüdü tutmuyor.

Bir kere, izzet-i nefsine yediremiyor. Bir anda yanlış bir şeyi kendisine söylendiği zamanBir kere, izzet-i nefsine yediremiyor. Bir anda yanlış bir şeyi kendisine söylendiği zaman yüzü morarıyor, kararıyor, kaşları çatılıyor, yutkunuyor; seni de sevmiyor. yüzü morarıyor, kararıyor, kaşları çatılıyor, yutkunuyor; seni de sevmiyor.

Ne oluyor? Doğru söyleyeni dokuz köyden kovuyorlar! Ne oluyor?

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovuyorlar!

"Falanca adam direk gibi doğru, dosdoğrucu bir adam..." Kimse sevmez! Neden? "Falanca adam direk gibi doğru, dosdoğrucu bir adam..."

Kimse sevmez!

Neden?

Doğruyu söylüyor, herkese de kusurunu söylüyor. Söyleyince de kimse onu sevmiyor.Doğruyu söylüyor, herkese de kusurunu söylüyor. Söyleyince de kimse onu sevmiyor. İnsanlar ekseriyette dalkavukluğu seviyor, methedilmeyi seviyor,İnsanlar ekseriyette dalkavukluğu seviyor, methedilmeyi seviyor, hakkı olmadığı konularda beğenilmek istiyor. Hakkı yok, haddi değil; övülmek, beğenilmek istiyor! hakkı olmadığı konularda beğenilmek istiyor. Hakkı yok, haddi değil; övülmek, beğenilmek istiyor!

Beğenilmek arzusu insanoğlunun içinde var, nefsin bir arzusu. Doğruyu söyleyeni sevmiyorlar.Beğenilmek arzusu insanoğlunun içinde var, nefsin bir arzusu. Doğruyu söyleyeni sevmiyorlar. Öyle değil, öyle olmaması lazım. Öyle değil, öyle olmaması lazım.

Peygamber Efendimiz'in buna benzer bir başka hadîs-i şerîfini hatırladım. Peygamber Efendimiz'in buna benzer bir başka hadîs-i şerîfini hatırladım. Onu da vaazlarımda zaman zaman söylüyorum. Onu da vaazlarımda zaman zaman söylüyorum. Peygamber Efendimiz; "Kapıda, senin kapını çalıp daPeygamber Efendimiz;

"Kapıda, senin kapını çalıp da
senden bir şey isteyen dilenci Allah'ın sana hediyesidir." diyor.senden bir şey isteyen dilenci Allah'ın sana hediyesidir." diyor. Ne kadar enteresan! Ne kadar ilginç, ne kadar güzel!.. Ne kadar enteresan! Ne kadar ilginç, ne kadar güzel!..

Kapıyı çalan, yoksul, miskin; Allah'ın sana hediyesidir. Bu nasıl hediye? Kapıyı çalan, yoksul, miskin; Allah'ın sana hediyesidir.

Bu nasıl hediye?

Sen ona evden artık bir şeyler vereceksin; ekmek peynir,Sen ona evden artık bir şeyler vereceksin; ekmek peynir, yiyecek içecek, biraz para, ne istiyorsa...yiyecek içecek, biraz para, ne istiyorsa... O Allah'ın hediyesi, senin kapına gönderilmiş, amaO Allah'ın hediyesi, senin kapına gönderilmiş, ama aslında, asıl, insanın fakirleri araması bulması lazım,aslında, asıl, insanın fakirleri araması bulması lazım, mahalledeki fakirleri bilmesi, yoksul mahallelere gitmesi lazım. mahalledeki fakirleri bilmesi, yoksul mahallelere gitmesi lazım.

Bence zengin insanların haftanın bir gününde tebdil-i kıyafet eyleyip,Bence zengin insanların haftanın bir gününde tebdil-i kıyafet eyleyip, cebine paraları dizip yoksul mahallelere gitmesi;cebine paraları dizip yoksul mahallelere gitmesi; yoksul mahallelerin camilerine gidip, orada namaz kılması lazım.yoksul mahallelerin camilerine gidip, orada namaz kılması lazım. İmam efendiye kendisinin zengin olduğunu belli etmeden hâl hatır sorması lazım… İmam efendiye kendisinin zengin olduğunu belli etmeden hâl hatır sorması lazım…

Bence; "Bu mahallede yoksul, hasta, fakir, aç, dul, yetim, muhtaç var mı yok mu kardeşim?..Bence; "Bu mahallede yoksul, hasta, fakir, aç, dul, yetim, muhtaç var mı yok mu kardeşim?.. Hocam senin bildiğin hakikaten fakir, dilenciliği meslek edinmiş değil deHocam senin bildiğin hakikaten fakir, dilenciliği meslek edinmiş değil de gerçekten fakir olan insan var mı?" diye sorması lazım. Aramamız lazım. gerçekten fakir olan insan var mı?" diye sorması lazım. Aramamız lazım.

Hani tarama diyorlar, "sağlık taraması" vs. deniliyor. Doktorlar bir mahalleyi tarıyorlarHani tarama diyorlar, "sağlık taraması" vs. deniliyor. Doktorlar bir mahalleyi tarıyorlar veyahut bir okula, bir mektebe geliyorlar bütün öğrencileri diş muayenesi yapıyorlarveyahut bir okula, bir mektebe geliyorlar bütün öğrencileri diş muayenesi yapıyorlar veya ciğerlerini muayene ediyorlar; bakalım hastalık var mı yok mu diye tarama yapıyorlar; tarama... veya ciğerlerini muayene ediyorlar; bakalım hastalık var mı yok mu diye tarama yapıyorlar; tarama...

Bizim de fakir taraması yapmamız lazım, haftanın bir günü gidelim. Bizim de fakir taraması yapmamız lazım, haftanın bir günü gidelim.

O mahallelere gidince insan biraz üzülüyor; yoksul mahalleler pis, kaldırımları yapılmamış,O mahallelere gidince insan biraz üzülüyor; yoksul mahalleler pis, kaldırımları yapılmamış, yerler çamur, evler düzensiz, çocuklar pis pasaklı, yıkanmamış…. İnsan üzülüyor. yerler çamur, evler düzensiz, çocuklar pis pasaklı, yıkanmamış…. İnsan üzülüyor. İnsan biraz güzel semtlere gitse, muntazam sokaklar, güzel bahçeler, güller sümbüllerİnsan biraz güzel semtlere gitse, muntazam sokaklar, güzel bahçeler, güller sümbüller her taraf pırıl pırıl, imrenilecek gibi... Oralarda insan neşeleniyor da öbür tarafta biraz üzülüyor.her taraf pırıl pırıl, imrenilecek gibi... Oralarda insan neşeleniyor da öbür tarafta biraz üzülüyor. Biraz üzülecek yerlere gitmek lazım; biraz fakirlerin halini görmek lazım! Biraz üzülecek yerlere gitmek lazım; biraz fakirlerin halini görmek lazım!

Ne faydası var? En aşağı iki faydası var! Ne faydası var?

En aşağı iki faydası var!

Faydalardan bir tanesi; sen elindeki nimetlere şükredersin. "Elhamdülillah yâ Rabbi.Faydalardan bir tanesi; sen elindeki nimetlere şükredersin. "Elhamdülillah yâ Rabbi. Meğer sen bana nice nice nimetler vermişsin,Meğer sen bana nice nice nimetler vermişsin, ben ne türlü nimetlerin içinde yüzüyormuşum da farkında değilmişim! ben ne türlü nimetlerin içinde yüzüyormuşum da farkında değilmişim! Bu kardeşlerim de senin kulların… Yâ Rabbi,Bu kardeşlerim de senin kulların… Yâ Rabbi, ben bunlardan ne kadar iyi durumdaymışım!.." diye insanın şükrü artar.ben bunlardan ne kadar iyi durumdaymışım!.." diye insanın şükrü artar. Elindeki nimetin kadrini kıymetini bilir. Elindeki nimetin kadrini kıymetini bilir.

Çünkü insan kendinden aşağıdakilere bakınca şükrü artar.Çünkü insan kendinden aşağıdakilere bakınca şükrü artar. Kendinden yukarıdakilere bakınca da onlara imrendiği için elindeki nimetleri küçümser.Kendinden yukarıdakilere bakınca da onlara imrendiği için elindeki nimetleri küçümser. Elindeki nimetleri küçümsemek, beğenmemek, azımsamak da Allah'ın sevmediği çok kötü bir huy,Elindeki nimetleri küçümsemek, beğenmemek, azımsamak da Allah'ın sevmediği çok kötü bir huy, oradan da başı belaya girer. Onun için insan, biraz fakir mahalleleri dolaşıncaoradan da başı belaya girer. Onun için insan, biraz fakir mahalleleri dolaşınca elindeki nimetlerin kıymetini anlamalı. elindeki nimetlerin kıymetini anlamalı. Allah'ın kendisine ne nimetler verdiğini bilip şükrü artmalı; hamdi artmalı.Allah'ın kendisine ne nimetler verdiğini bilip şükrü artmalı; hamdi artmalı. Bir fayda bu, kendisine, kendisinin ruhî terbiyesine faydası olacak. Bir fayda bu, kendisine, kendisinin ruhî terbiyesine faydası olacak.

İkincisi faydası o mahallenin fakirlerine…İkincisi faydası o mahallenin fakirlerine… Mahalleye bir zengin gelmişse bakar ki caminin çatısı akıyor, bakar ki halısı yok, sobası yok… Mahalleye bir zengin gelmişse bakar ki caminin çatısı akıyor, bakar ki halısı yok, sobası yok…

"Hadi ben buranın kaloriferini yaptırıvereyim, hadi ben burasını tamir edivereyim…" der. "Hadi ben buranın kaloriferini yaptırıvereyim, hadi ben burasını tamir edivereyim…" der. Yoksullara bakar, dullara, yetimlere göz kulak olur, yiyecek, giyecek dağıtır,Yoksullara bakar, dullara, yetimlere göz kulak olur, yiyecek, giyecek dağıtır, kömür dağıtır, aş dağıtır, iş bulur, çocuklarını okutur…kömür dağıtır, aş dağıtır, iş bulur, çocuklarını okutur… İnsan onları da yaptığı zaman ruhen sıhhat kazanır. İnsan onları da yaptığı zaman ruhen sıhhat kazanır.

İyilik yapmak insanı ne yapar? Ruhen sıhhatlendirir! İyilik yapmak insanı ne yapar?

Ruhen sıhhatlendirir!

Bakın, bazı insanları duyuyoruz: Afrika'ya, en ilkel kabilelere, köylere gitmiş; orada hastane kurmuş.Bakın, bazı insanları duyuyoruz: Afrika'ya, en ilkel kabilelere, köylere gitmiş; orada hastane kurmuş. Ömrünü Avrupa'nın lüks bir şehrinde konforlu, -ne diyelim ‘lüks, konforlu' yerine- Ömrünü Avrupa'nın lüks bir şehrinde konforlu, -ne diyelim ‘lüks, konforlu' yerine- müreffeh rahat, imkânlarını tepmiş, bırakmış; yoksul bir Afrika köyünde ömrünü geçirmiş. müreffeh rahat, imkânlarını tepmiş, bırakmış; yoksul bir Afrika köyünde ömrünü geçirmiş.

Bunu neden yapıyor? Bunun da bir zevki var da onun için yapıyor.Bunu neden yapıyor?

Bunun da bir zevki var da onun için yapıyor.
İyilik yapmanın bir büyük lezzeti, zevki vardır. Bazı insanlar bunu biliyor;İyilik yapmanın bir büyük lezzeti, zevki vardır. Bazı insanlar bunu biliyor; meşakkat çekiyor ama iyilik yapıyor, iyilik yaptığından dolayı zevk alıyor. meşakkat çekiyor ama iyilik yapıyor, iyilik yaptığından dolayı zevk alıyor. O Avrupalı; onun da kendine göre bu insancıl tarafı, yoksul kabilelere yardım etme tarafı herhaldeO Avrupalı; onun da kendine göre bu insancıl tarafı, yoksul kabilelere yardım etme tarafı herhalde Hz. İsa Efendimiz aleyhisselam'a inanmaktan, dindarlıktan geliyordur.Hz. İsa Efendimiz aleyhisselam'a inanmaktan, dindarlıktan geliyordur. Netice itibariyle bunu ilâhî duygularla yapmıştır. Netice itibariyle bunu ilâhî duygularla yapmıştır.

Müslümanlar daha çok, daha temiz, daha halis, ilâhî duygularla bunları yapacak.Müslümanlar daha çok, daha temiz, daha halis, ilâhî duygularla bunları yapacak. Onun için onlara, o fakir mahallelere, fakir köylere, fakir şehirlere gittiği zaman... Onun için onlara, o fakir mahallelere, fakir köylere, fakir şehirlere gittiği zaman...

Bence ülkemizin zengin şehirlerindeki zengin insanlar biraz fakir şehirlere gitsinler.Bence ülkemizin zengin şehirlerindeki zengin insanlar biraz fakir şehirlere gitsinler. Doğu Anadolu'ya, İç Anadolu'ya, köylere... Doğu Anadolu'ya, İç Anadolu'ya, köylere...

Arabalarımızı, arabaları değiştirelim; yüksek tekerlekli, dingilli,Arabalarımızı, arabaları değiştirelim; yüksek tekerlekli, dingilli, dağa bayıra tırmanan arabalar alalım. "Hocam bu nereden icap etti?" dağa bayıra tırmanan arabalar alalım.

"Hocam bu nereden icap etti?"

Biraz yolsuz köylere gidelim, imkânsız yerlere, fakir yerlere gidelim. Biraz yolsuz köylere gidelim, imkânsız yerlere, fakir yerlere gidelim.

"Getirin bakalım, abdest alacağım…" Su yok! "Getirin bakalım, abdest alacağım…"

Su yok!
"Hadi bakalım, biraz karnım acıktı, yiyecek getir." "Hadi bakalım, biraz karnım acıktı, yiyecek getir."

Kasap yok, bakkal yok, yiyecek içecek yok, yoksulluk, sefalet; çok fena… Kasap yok, bakkal yok, yiyecek içecek yok, yoksulluk, sefalet; çok fena…

Tamam, oralarda hayır yapma imkânı olur. Onun için ben; "Gelin arabaları değişelim,Tamam, oralarda hayır yapma imkânı olur.

Onun için ben; "Gelin arabaları değişelim,
dört tekeri çekişli, dağlara bayırlara, orman yollarına, toprak yollara gidebilen arabalar alalım.dört tekeri çekişli, dağlara bayırlara, orman yollarına, toprak yollara gidebilen arabalar alalım. Yoksul şehirlere, kasabalara, köylere gidelim Yoksul şehirlere, kasabalara, köylere gidelim oralarda biraz hayır hasenât yapalım…" diye size teklif yapıyorum. oralarda biraz hayır hasenât yapalım…" diye size teklif yapıyorum.

İnsanın kapısına gelen dilenci Allah'ın ona hediyesidir.İnsanın kapısına gelen dilenci Allah'ın ona hediyesidir. Herhangi bir yerden insanın kulağına gelmiş olan, İslâm konusunda,Herhangi bir yerden insanın kulağına gelmiş olan, İslâm konusunda, dini konusunda bir öğüt Allah'ın ona bir nimetidir; nimete şükretmek lazım. dini konusunda bir öğüt Allah'ın ona bir nimetidir; nimete şükretmek lazım.

Peygamber Efendimiz; "Şükrederse, bu öğüdü kabul ederse, yaparsa Allah sevecek.Peygamber Efendimiz; "Şükrederse, bu öğüdü kabul ederse, yaparsa Allah sevecek. Yapmazsa Allah ona kızar ve onun günahı artar." diyor. Yapmazsa Allah ona kızar ve onun günahı artar." diyor.

Onun için düşmanınız bile söylese öğütleri tutun!Onun için düşmanınız bile söylese öğütleri tutun! Haklı sözü hasmınız, düşmanınız bile söylese kabul edin.Haklı sözü hasmınız, düşmanınız bile söylese kabul edin. Haksız sözü, yanlış sözü dostunuz, yakınınız bile söylese, "Bu yanlış oldu." deyin. Haksız sözü, yanlış sözü dostunuz, yakınınız bile söylese, "Bu yanlış oldu." deyin.

Çünkü Peygamber Efendimiz'in hayatı öyle, kendisi öyle yapmış!Çünkü Peygamber Efendimiz'in hayatı öyle, kendisi öyle yapmış! En sevdiği insan bile yanlış bir iş yaptığı zaman,En sevdiği insan bile yanlış bir iş yaptığı zaman, "Senin bu yaptığın doğru değil, senin bu huyun cahiliye devrinden, "Senin bu yaptığın doğru değil, senin bu huyun cahiliye devrinden, ahlâkından kalma kötü bir ahlâk, bunu düzeltmen lazım!" demiş Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz.ahlâkından kalma kötü bir ahlâk, bunu düzeltmen lazım!" demiş Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz. Madem onun sünnetine uyacağız, o halde eğriye eğri, doğruya doğru demeliyiz. Madem onun sünnetine uyacağız, o halde eğriye eğri, doğruya doğru demeliyiz.

Ama bir de eğrinin eğri olduğunu söylerken kaş çatıp da söylemek yerine… Ama bir de eğrinin eğri olduğunu söylerken kaş çatıp da söylemek yerine…

Hatayı işleyen insanı seveceğiz ama hatayı tenkit edeceğiz.Hatayı işleyen insanı seveceğiz ama hatayı tenkit edeceğiz. Hatayı yapan insanı sevdiğimizi belirterek yaparsak,Hatayı yapan insanı sevdiğimizi belirterek yaparsak, o zaman seven insanın öğüdü tutulur ve öyle insanın öğüdüne kızılmaz. o zaman seven insanın öğüdü tutulur ve öyle insanın öğüdüne kızılmaz.

Günahkârı seveceğiz, günahı sevmeyeceğiz. Günahkârı -sevdiğimiz için- kurtarmaya çalışacağız,Günahkârı seveceğiz, günahı sevmeyeceğiz. Günahkârı -sevdiğimiz için- kurtarmaya çalışacağız, günahı -sevmediğimiz için- yok etmeye çalışacağız!günahı -sevmediğimiz için- yok etmeye çalışacağız! Günaha kızıp da günahkârı yerin dibine batırmakGünaha kızıp da günahkârı yerin dibine batırmak netice itibariyle günahkârları zarara uğratmak demektir, belki de günaha itmek demektir.netice itibariyle günahkârları zarara uğratmak demektir, belki de günaha itmek demektir. Asıl olan bataklığa düşmüş olan bir insana elini uzatıp, onu bataklıktan, Asıl olan bataklığa düşmüş olan bir insana elini uzatıp, onu bataklıktan, çamurdan çekip kurtarmaktır, yıkayıp temizlemektir. Öyle yapmaya çalışmalıyız. çamurdan çekip kurtarmaktır, yıkayıp temizlemektir. Öyle yapmaya çalışmalıyız.

Bir de müjdeli bir hadîs-i şerîf okuyalım, üç olsun. Üç rakamı tahakkuk etmiş olsun. Bir de müjdeli bir hadîs-i şerîf okuyalım, üç olsun. Üç rakamı tahakkuk etmiş olsun.

Enes radıyallâhu anh'ten rivayet edildiğine göre Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Enes radıyallâhu anh'ten rivayet edildiğine göre Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

Eyyumâ raculin et'ama câi'an at'amahullâhu min ta'âmi'l-cenneti.Eyyumâ raculin et'ama câi'an at'amahullâhu min ta'âmi'l-cenneti. Ve eyyumâ raculin âmena hâifen âmenahullâhu yevme'l-kıyâmeti mine'l-fezâi'l-ekber.Ve eyyumâ raculin âmena hâifen âmenahullâhu yevme'l-kıyâmeti mine'l-fezâi'l-ekber. "Herhangi bir adam ki bir aç insanı doyurmuşsa Allah da ona cennet taamlarından yemek yedirir!" "Herhangi bir adam ki bir aç insanı doyurmuşsa Allah da ona cennet taamlarından yemek yedirir!"

Cennete sokar, cennette ziyafet çeker, cennet taamlarını yemesini nasip eder, diyor.Cennete sokar, cennette ziyafet çeker, cennet taamlarını yemesini nasip eder, diyor. Öyle demek oluyor. Demek ki aç insanları doyurmalı, yoksulluktan,Öyle demek oluyor.

Demek ki aç insanları doyurmalı, yoksulluktan,
açlıktan sıkıntı çeken insanları bulup doyurmalıyız. açlıktan sıkıntı çeken insanları bulup doyurmalıyız.

Eyyumâ raculin âmena hâifen. "Korkan bir insanın korktuğunun sebebini araştırıpEyyumâ raculin âmena hâifen. "Korkan bir insanın korktuğunun sebebini araştırıp onu korkudan kurtaran, emniyete alan, emniyete çıkartan kimseye deonu korkudan kurtaran, emniyete alan, emniyete çıkartan kimseye de Allah kıyamet gününde en büyük korkudan, el-fezâu'l-ekber, Allah kıyamet gününde en büyük korkudan, el-fezâu'l-ekber, insanların korkudan titreştiği mahşer gününde korkulardan emin kılar, korkulardan kurtarır!" insanların korkudan titreştiği mahşer gününde korkulardan emin kılar, korkulardan kurtarır!"

Demek ki korkmuş insanları korkulardan kurtarmaya, aç insanları doyurmaya çalışacağız.Demek ki korkmuş insanları korkulardan kurtarmaya, aç insanları doyurmaya çalışacağız. İnsanların yardımına koşacağız. Unuttum, birinci hadîs-i şerîfte bir şey daha söyleyecektim: İnsanların yardımına koşacağız.

Unuttum, birinci hadîs-i şerîfte bir şey daha söyleyecektim:

Eazzü ve ekseru kelimeleri geçtiği zaman, onlar ism-i tafdil ya hani Eazzü ve ekseru kelimeleri geçtiği zaman, onlar ism-i tafdil ya hani

Eyyumâ kavmin umile fiyhim bi'l-ma'âsî hüm eazzü ve ekseru. "Herhangi bir kavim ki içinde günahlar işleniyor,Eyyumâ kavmin umile fiyhim bi'l-ma'âsî hüm eazzü ve ekseru. "Herhangi bir kavim ki içinde günahlar işleniyor, hâlbuki orada iyi insanlar izzetli, daha izzetli, daha çok; değiştirmiyorlar.hâlbuki orada iyi insanlar izzetli, daha izzetli, daha çok; değiştirmiyorlar. Azap onlara umumi gelir!" diye orada ism-i tafdil geçti ya. Azap onlara umumi gelir!" diye orada ism-i tafdil geçti ya.

Allah hepinizden razı olsun. Cumanız mübarek olsun.Allah hepinizden razı olsun. Cumanız mübarek olsun. Allah bu güzel günün feyzinden bereketinden cümlemizi istifade ettirsin,Allah bu güzel günün feyzinden bereketinden cümlemizi istifade ettirsin, sevdiği kul eylesin, bahtiyar olarak yaşatsın, huzuruna sevdiği kul olarak varmamızı nasip eylesin,sevdiği kul eylesin, bahtiyar olarak yaşatsın, huzuruna sevdiği kul olarak varmamızı nasip eylesin, cümlemizi cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. cümlemizi cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin.

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2