Namaz Vakitleri
İstanbul
27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Kur’an’a Sarılın!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

7 Muharrem 1420 / 23.04.1999
AKRA- Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.

Konuşma Metni

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh... es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh...

Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Cumanız mübarek olsun.Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Cumanız mübarek olsun. Allahu Teâlâ hazretleri dünya ve âhiretin hayırlarına cümlenizi erdirsin.Allahu Teâlâ hazretleri dünya ve âhiretin hayırlarına cümlenizi erdirsin. Gönüllerinizin muratlarını, dileklerinizi, isteklerinizi lütfuyla, keremiyle ihsan, ikram, is'af eylesin.Gönüllerinizin muratlarını, dileklerinizi, isteklerinizi lütfuyla, keremiyle ihsan, ikram, is'af eylesin. İşlerinizi rast getirsin. İşlerinizi rast getirsin.

Enes radıyallahu anh'ın rivayet ettiğine, Deylemî isimli hadis alimininEnes radıyallahu anh'ın rivayet ettiğine, Deylemî isimli hadis aliminin Müsnedü'l-Firdevs'inde kaydedildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurmuş ki; Müsnedü'l-Firdevs'inde kaydedildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurmuş ki;

Men erâde ilme'l-evvelîne ve'l-âhirîn fe'l-yüsevviri'l-Kur'ân.Men erâde ilme'l-evvelîne ve'l-âhirîn fe'l-yüsevviri'l-Kur'ân. "Kim evvelki insanların ve sonraki insanların"Kim evvelki insanların ve sonraki insanların ilmini isterse, istiyorsa Kur'ân-ı Kerîm'i araştırsın, deşelesin!" ilmini isterse, istiyorsa Kur'ân-ı Kerîm'i araştırsın, deşelesin!"

Demek ki Kur'ân-ı Kerîm'de bizden önce yaşamış insanların, kavimlerin bilgileri var.Demek ki Kur'ân-ı Kerîm'de bizden önce yaşamış insanların, kavimlerin bilgileri var. Onlar hakkında bilgi ve işaretler var.Onlar hakkında bilgi ve işaretler var. Onların sahip oldukları, eriştikleri, bildikleri, öğrendikleri bilgiler saklı.Onların sahip oldukları, eriştikleri, bildikleri, öğrendikleri bilgiler saklı. Bizden sonra gelecek insanların ilmi, mâlumâtı da saklı. Bizden sonra gelecek insanların ilmi, mâlumâtı da saklı.

Bu ifade, "Bizden sonra kimler gelecek, neler olacak?Bu ifade, "Bizden sonra kimler gelecek, neler olacak? Dünyanın sonu, âkıbeti ne olacak?" mânasına da anlaşılabilir. Dünyanın sonu, âkıbeti ne olacak?" mânasına da anlaşılabilir.

Bizden sonraki insanlar mârifetullah'tan, ilm-i nâfî'den ne gibi bilgiler elde edeceklerse;Bizden sonraki insanlar mârifetullah'tan, ilm-i nâfî'den ne gibi bilgiler elde edeceklerse; evvelkiler ne kadar bilgi elde etmişlerse, o bilgilerin hepsi Kur'ân-ı Kerîm'de var.evvelkiler ne kadar bilgi elde etmişlerse, o bilgilerin hepsi Kur'ân-ı Kerîm'de var. "Evvelkilerin ve sonradan geleceklerin bilgilerini öğrenmek isteyen,"Evvelkilerin ve sonradan geleceklerin bilgilerini öğrenmek isteyen, onlara sahip olmak isteyen kimseonlara sahip olmak isteyen kimse Kur'ân-ı Kerîm'i araştırsın, deşelesin, karıştırsın, üzerinde tefekkür etsin!" buyuruyorKur'ân-ı Kerîm'i araştırsın, deşelesin, karıştırsın, üzerinde tefekkür etsin!" buyuruyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz.

Evet! Kur'ân-ı Kerîm'de bizim hem dünya hayatımız hem âhiret saadet ve selâmetimiz için önemli olan;Evet! Kur'ân-ı Kerîm'de bizim hem dünya hayatımız hem âhiret saadet ve selâmetimiz için önemli olan; en önemli, en mühim, en faydalı, en zarûrî bilgiler var.en önemli, en mühim, en faydalı, en zarûrî bilgiler var. İnsan onları öğrendiği zaman hayatını yanlış bir yöne yönlendirmekten,İnsan onları öğrendiği zaman hayatını yanlış bir yöne yönlendirmekten, boş bir istikamete harcedip, sarf edip sonunda pişman olmaktan kurtulur. boş bir istikamete harcedip, sarf edip sonunda pişman olmaktan kurtulur. Nasıl hareket etmesi gerektiğini doğru olarak tespit ederNasıl hareket etmesi gerektiğini doğru olarak tespit eder ve ömrünü hayırlı, faydalı, ârifâne geçirir, cahilce geçirmez.ve ömrünü hayırlı, faydalı, ârifâne geçirir, cahilce geçirmez. Ârif olur, âgâh olur, uyanık müslüman, uyanık insan olur ve hem dünyada hem âhirette rahat eder.Ârif olur, âgâh olur, uyanık müslüman, uyanık insan olur ve hem dünyada hem âhirette rahat eder. Çünkü İslâm sadece âhiretin selameti ve saadeti için değilÇünkü İslâm sadece âhiretin selameti ve saadeti için değil aynı zamanda dünyanın huzuru, rahatı, insanlığın dünya hayatını yaşarkenaynı zamanda dünyanın huzuru, rahatı, insanlığın dünya hayatını yaşarken mutlu olması için gereken kanunları, kuralları da ihtivâ ediyor. mutlu olması için gereken kanunları, kuralları da ihtivâ ediyor.

Onun için geçmişlerin ve geleceklerin bilgilerini öğrenmek isteyen Kur'ân-ı Kerîm'e sarılsın,Onun için geçmişlerin ve geleceklerin bilgilerini öğrenmek isteyen Kur'ân-ı Kerîm'e sarılsın, Kur'ân-ı Kerîm'i deşelesin, araştırsın; kelimeleri, emirleri, kuralları, yasakları üzerinde Kur'ân-ı Kerîm'i deşelesin, araştırsın; kelimeleri, emirleri, kuralları, yasakları üzerinde derin derin düşünsün, tefekkür eylesin. O zaman kurtulur.derin derin düşünsün, tefekkür eylesin. O zaman kurtulur. Kişiler de, milletler de, cihan halkı da, bütün dünyanın insanları da kurtulur. Kişiler de, milletler de, cihan halkı da, bütün dünyanın insanları da kurtulur.

Görüyorsunuz, biliyorsunuz, takip ediyorsunuz.Görüyorsunuz, biliyorsunuz, takip ediyorsunuz. Hem yurt içinde hem yurt dışında nice nice dehşetli olaylar cereyan ediyor,Hem yurt içinde hem yurt dışında nice nice dehşetli olaylar cereyan ediyor, nice nice facialar her gün yaşanıyor.nice nice facialar her gün yaşanıyor. İnsanoğulları vahşi mahluklar, medeniyetten uzak canavarlar gibi olduklarıİnsanoğulları vahşi mahluklar, medeniyetten uzak canavarlar gibi oldukları ve insana yakışan hasletlere sahip olmadıkları için hayvanlardan daha beter şekilde,ve insana yakışan hasletlere sahip olmadıkları için hayvanlardan daha beter şekilde, gaddarca, zalimce birbirleriyle uğraşıp nice nice zulümler icra ediyorlar.gaddarca, zalimce birbirleriyle uğraşıp nice nice zulümler icra ediyorlar. Dünyanın huzuru, tadı, rahatı yok. Âhirette de bu gibi insanlar için huzur, rahat olmayacak. Dünyanın huzuru, tadı, rahatı yok. Âhirette de bu gibi insanlar için huzur, rahat olmayacak.

Yol, bu yol değil!Yol, bu yol değil! Doğru yol, evveli de âhiri de her şeyi bilen âlemlerin Rabbi'nin tavsiye ettiği yoldur.Doğru yol, evveli de âhiri de her şeyi bilen âlemlerin Rabbi'nin tavsiye ettiği yoldur. Doğruyu anlamak için insanın bir bilene gidip danışması, sorması lazım!Doğruyu anlamak için insanın bir bilene gidip danışması, sorması lazım! Her şeyi en iyi bilen Allahu Teâlâ hazretleri olduğu için Allahu Teâlâ hazretlerinin emirlerine,Her şeyi en iyi bilen Allahu Teâlâ hazretleri olduğu için Allahu Teâlâ hazretlerinin emirlerine, yasaklarına uyması, Allahu Teâlâ hazretlerinin kelâmınıyasaklarına uyması, Allahu Teâlâ hazretlerinin kelâmını okuması, anlaması, dinlemesi ve uygulaması lazım! okuması, anlaması, dinlemesi ve uygulaması lazım!

Bazıları okuyor, inceliyor ama uygulamıyor.Bazıları okuyor, inceliyor ama uygulamıyor. Okuyor, anlıyor ama aklı yatmıyor, kafasına girmiyor, doğru görmüyor, çağdışı görüyorOkuyor, anlıyor ama aklı yatmıyor, kafasına girmiyor, doğru görmüyor, çağdışı görüyor veyahut kendi bilgilerine ters düştüğü içinveyahut kendi bilgilerine ters düştüğü için -sanki kendi bilgisi çok temelliymiş gibi- kendi bilgisini esas alıyor.-sanki kendi bilgisi çok temelliymiş gibi- kendi bilgisini esas alıyor. Allah'ın kelâmını, kuralını, kanununu, tavsiyesini,Allah'ın kelâmını, kuralını, kanununu, tavsiyesini, dünya ve âhiret mutluluğu için gerekli ilacı reddediyor. İlacı içmeyen bir hasta ne olur? dünya ve âhiret mutluluğu için gerekli ilacı reddediyor.

İlacı içmeyen bir hasta ne olur?

Hastalığı devam eder, ilerler, ölür, mahvolur. Hastalığı devam eder, ilerler, ölür, mahvolur.

İşte insanlık mahvoluyor, görüyorsunuz. İnsanların insanlıktan nasibi çok az.İşte insanlık mahvoluyor, görüyorsunuz. İnsanların insanlıktan nasibi çok az. Sırplar Arnavutluk'ta yüz bin kişi öldürmüş. Zaten Arnavutluk'un nüfusu ne kadar? Ne kadar büyük gaddarlık!Sırplar Arnavutluk'ta yüz bin kişi öldürmüş. Zaten Arnavutluk'un nüfusu ne kadar? Ne kadar büyük gaddarlık! Ne kadar büyük zalimlik! Ne kadar büyük insafsızlık! Ne kadar büyük vahşilik! Vahşet, dehşet! Ne kadar büyük zalimlik! Ne kadar büyük insafsızlık! Ne kadar büyük vahşilik! Vahşet, dehşet!

Hâlâ öldürüyor. Yüz binlerce insan yollara düşmüş, yerinden yurdundan olmuş.Hâlâ öldürüyor.

Yüz binlerce insan yollara düşmüş, yerinden yurdundan olmuş.
Soğuk karlar arasında, dağları aşarak kurtulmaya çalışıyor.Soğuk karlar arasında, dağları aşarak kurtulmaya çalışıyor. Yolda önü kesiliyor, belki bombaların altında can veriyor. Çocuklar, kadınlar ağlaşıyor.Yolda önü kesiliyor, belki bombaların altında can veriyor. Çocuklar, kadınlar ağlaşıyor. İhtiyarlar değneğine dayanarak göç etmeye, kurtulmaya çalışıyor. İhtiyarlar değneğine dayanarak göç etmeye, kurtulmaya çalışıyor.

Bütün bu kişisel, şahsî, özel hastalıkların, milletlerin içine düştükleri çıkmazların,Bütün bu kişisel, şahsî, özel hastalıkların, milletlerin içine düştükleri çıkmazların, insanların insanlıktan uzak, birbirlerini hiçe sayan, birbirlerine acımayan tutumların hepsiinsanların insanlıktan uzak, birbirlerini hiçe sayan, birbirlerine acımayan tutumların hepsi imansızlıktan, Allah korkusunun olmamasındanimansızlıktan, Allah korkusunun olmamasından ve Allah'ın tavsiye buyurduğu kurallara uyulmamaktan kaynaklanıyor. ve Allah'ın tavsiye buyurduğu kurallara uyulmamaktan kaynaklanıyor.

Osmanlı yedi asır Balkanlar'da hâkim olmuş. Ne Sırp'a, ne Yunanlı'ya, ne Bulgar'a dokunmuş...Osmanlı yedi asır Balkanlar'da hâkim olmuş. Ne Sırp'a, ne Yunanlı'ya, ne Bulgar'a dokunmuş... Hepsi huzur içinde yaşamışlar, Osmanlı yaşatmış. Hatta ihtiyarları söylüyorlar; Hepsi huzur içinde yaşamışlar, Osmanlı yaşatmış. Hatta ihtiyarları söylüyorlar;

"Ah! Osmanlı devrinde ne kadar huzurluyduk, rahattık." diye... "Ah! Osmanlı devrinde ne kadar huzurluyduk, rahattık." diye...

Osmanlı onların dinlerini, inançlarını Allah'a havale etmiş.Osmanlı onların dinlerini, inançlarını Allah'a havale etmiş. "Ne yapalım, onlar da ehl-i kitâb, bizden söylemesi..." deyip serbest bırakmış."Ne yapalım, onlar da ehl-i kitâb, bizden söylemesi..." deyip serbest bırakmış. Ben şimdi, "Keşke Yavuz Sultan Selim Hân gibi biraz zorlasalardı." diyorum; Ben şimdi, "Keşke Yavuz Sultan Selim Hân gibi biraz zorlasalardı." diyorum;

"Benim ülkemde duracaksanız müslüman olun, müslüman olmayacaksanız"Benim ülkemde duracaksanız müslüman olun, müslüman olmayacaksanız kendi cinsinizden insanların bulunduğu diyarlara göçün." deselerdi,kendi cinsinizden insanların bulunduğu diyarlara göçün." deselerdi, Biz bağrımızda barındırmışız, sarıp sarmalamış hatta korumuşuz. Biz bağrımızda barındırmışız, sarıp sarmalamış hatta korumuşuz. Huzur içinde yaşamalarına sebep olmuşuz.Huzur içinde yaşamalarına sebep olmuşuz. Çünkü devlet, nizam, kanun kural oldu mu herkes huzur içinde yaşıyor.Çünkü devlet, nizam, kanun kural oldu mu herkes huzur içinde yaşıyor. Şimdi hiçbir kanun, kural yok. Şimdi hiçbir kanun, kural yok. Biz onları korumuşuz, onlar fırsatı bulunca bizi yani müslüman kardeşlerimizi tepelemeye çalışıyor. Biz onları korumuşuz, onlar fırsatı bulunca bizi yani müslüman kardeşlerimizi tepelemeye çalışıyor.

Zulüm yüz yıldır, daha fazla zamandır (Osmanlı'nın çekildiği zamandan beri) devam ediyor.Zulüm yüz yıldır, daha fazla zamandır (Osmanlı'nın çekildiği zamandan beri) devam ediyor. Tahsil hakları ellerinden alınıyor ve halk kasten cahil bırakılıyor.Tahsil hakları ellerinden alınıyor ve halk kasten cahil bırakılıyor. Devlet dairelerine alınmıyor, milletvekili seçilmiyor.Devlet dairelerine alınmıyor, milletvekili seçilmiyor. Müslümanların milletvekili seçilmesi için çok çok oy alması lazım amaMüslümanların milletvekili seçilmesi için çok çok oy alması lazım ama Sırplar'ın çok az bir oyla milletvekili seçilmesi kural haline getirilmiş.Sırplar'ın çok az bir oyla milletvekili seçilmesi kural haline getirilmiş. Bir sürü adaletsiz, yalan yanlış işler... Bir sürü adaletsiz, yalan yanlış işler...

"Boşnaklar'a, Arnavutlar'a, başkalarına zulmediyorlar." derken Allah da onların başına"Boşnaklar'a, Arnavutlar'a, başkalarına zulmediyorlar." derken Allah da onların başına bir başka bela musallat etti, onların da başlarına bomba yağıyor.bir başka bela musallat etti, onların da başlarına bomba yağıyor. Onların da rahatı, huzuru kalmadı, onlarda da göçler başladı.Onların da rahatı, huzuru kalmadı, onlarda da göçler başladı. Bütün bunların sebebi hazımsızlık, merhametsizlik, izansızlık, imansızlık ve sair… Bütün bunların sebebi hazımsızlık, merhametsizlik, izansızlık, imansızlık ve sair…

Toplumların muhtaç olduğu kuralların hepsinin Kur'ân-ı Kerîm'den bulunması mümkün.Toplumların muhtaç olduğu kuralların hepsinin Kur'ân-ı Kerîm'den bulunması mümkün. Kur'ân-ı Kerîm'i dikkatli bir şekilde okuyan iyi bir mü'min, iyi bir devlet adamı, iyi bir feylesof,Kur'ân-ı Kerîm'i dikkatli bir şekilde okuyan iyi bir mü'min, iyi bir devlet adamı, iyi bir feylesof, iyi bir mütefekkir, iyi bir düşünür, bilge bir insan ahkâmının ne kadar güzel olduğunu bilir.iyi bir mütefekkir, iyi bir düşünür, bilge bir insan ahkâmının ne kadar güzel olduğunu bilir. Toplumlara yol gösteren, toplumları sürükleyen insanlar, basın yayındaki saygın yazarlarToplumlara yol gösteren, toplumları sürükleyen insanlar, basın yayındaki saygın yazarlar Kur'ân-ı Kerîm'i görseler, bilseler, tanısalar, benimseseler ve başkalarına anlatsalar;Kur'ân-ı Kerîm'i görseler, bilseler, tanısalar, benimseseler ve başkalarına anlatsalar; cümle cihan halkı Kur'an'ın ışığında aydınlansa, Kur'an'ın nuruyla yıkansa,cümle cihan halkı Kur'an'ın ışığında aydınlansa, Kur'an'ın nuruyla yıkansa, nurlansa, içi dışı tertemiz olsa, kirler, paslar gitse hiçbir zulüm kalmazdı. nurlansa, içi dışı tertemiz olsa, kirler, paslar gitse hiçbir zulüm kalmazdı.

Tabii onlar öyle yapmıyor.Tabii onlar öyle yapmıyor. Tarihten gelme husumetler, düşmanlıklar, rekabetler varTarihten gelme husumetler, düşmanlıklar, rekabetler var ama hiç olmazsa müslüman Kur'an'ın kıymetini bilsin!ama hiç olmazsa müslüman Kur'an'ın kıymetini bilsin! Kur'ân-ı Kerîm'e sarılsın, Kur'ân-ı Kerîm'i derinliğine araştırsın.Kur'ân-ı Kerîm'e sarılsın, Kur'ân-ı Kerîm'i derinliğine araştırsın. Kendisi Kur'ân-ı Kerîm'in nimetlerinden, hazinelerinden hissesini alsın;Kendisi Kur'ân-ı Kerîm'in nimetlerinden, hazinelerinden hissesini alsın; faydalar, ilaçlar, şifalar çıkartsın.faydalar, ilaçlar, şifalar çıkartsın. Müslümanların hiç olmazsa bunu yapması ve Kur'ân-ı Kerîm'in müdâfii olması lazım! Müslümanların hiç olmazsa bunu yapması ve Kur'ân-ı Kerîm'in müdâfii olması lazım!

Kur'ân-ı Kerîm'i anlatmak, yaymak, öğretmek lazım! Öğretmediğimiz zaman Kur'an düşmanı oluyor.Kur'ân-ı Kerîm'i anlatmak, yaymak, öğretmek lazım! Öğretmediğimiz zaman Kur'an düşmanı oluyor. İnsanın kendi çocuğu bile yabancı bir ülkeye gidip yabancı ideolojiye, inanca, fikre saplanabiliyor. İnsanın kendi çocuğu bile yabancı bir ülkeye gidip yabancı ideolojiye, inanca, fikre saplanabiliyor. Ya da kozmopolit dediğimiz karmaşık, fikirsiz bir tavra,Ya da kozmopolit dediğimiz karmaşık, fikirsiz bir tavra, hâle, anlayışa düşüp hayırsız, faydasız bir insan olabiliyor. hâle, anlayışa düşüp hayırsız, faydasız bir insan olabiliyor.

Onun için var gücümüzle, tüm aşkımızla şevkimizle Kur'ân-ı Kerîm'e sarılmalıyız.Onun için var gücümüzle, tüm aşkımızla şevkimizle Kur'ân-ı Kerîm'e sarılmalıyız. Satır satır, kelime kelime dikkatlı bir şekilde okumalı ve Kur'ân-ı Kerîm'i harf harf tanımalıyız.Satır satır, kelime kelime dikkatlı bir şekilde okumalı ve Kur'ân-ı Kerîm'i harf harf tanımalıyız. Ahkâmına uymalı, evimizde uygulamalıyız. Ahkâmına uymalı, evimizde uygulamalıyız.

"Kur'ân-ı Kerîm böyle söylüyor, böyle yapalım!"Kur'ân-ı Kerîm böyle söylüyor, böyle yapalım! Aman evladım, aman yavrum, aman hanımcığım!.." diyerek kim bizim himayemiz altındaysa, kim bizden ışık,Aman evladım, aman yavrum, aman hanımcığım!.." diyerek kim bizim himayemiz altındaysa, kim bizden ışık, yol gösterme bekliyorsa, kimin sorumluluğu bizim boynumuzdaysa onlara Kur'ân-ı Kerîm öğretelim! yol gösterme bekliyorsa, kimin sorumluluğu bizim boynumuzdaysa onlara Kur'ân-ı Kerîm öğretelim!

Çocuklara anlayacakları şekilde; basitleştirerek, tatlılaştırarak,Çocuklara anlayacakları şekilde; basitleştirerek, tatlılaştırarak, kolaylaştırarak, hikâyelerle süsleyerek öğretelim. Nasıl olacaksa…kolaylaştırarak, hikâyelerle süsleyerek öğretelim. Nasıl olacaksa… Arayan çaresini de, usûlünü de, yolunu da bulur. Arayan çaresini de, usûlünü de, yolunu da bulur.

Kur'ân-ı Kerîm'i sevdirmeli, öğretmeli ve uygulatmalıyız. Kur'ân-ı Kerîm'i sevdirmeli, öğretmeli ve uygulatmalıyız.

"Aman evladım, Kur'ân-ı Kerîm ‘yalan söylemeyin' diyor; yalan söyleme!.." "Aman evladım, Kur'ân-ı Kerîm ‘yalan söylemeyin' diyor; yalan söyleme!.."

"Aman evladım, Kur'ân-ı Kerîm ‘başkasının hakkını yeme' diyor; başkasının hakkını yeme!"Aman evladım, Kur'ân-ı Kerîm ‘başkasının hakkını yeme' diyor; başkasının hakkını yeme! Komşunun bahçesinden meyveyi koparmaya kalkışma!Komşunun bahçesinden meyveyi koparmaya kalkışma! O kalkışan kardeşlere, arkadaşlara ‘bu haramdır, yanlıştır' de!" diye çocukluktan yetiştirmeliyiz. O kalkışan kardeşlere, arkadaşlara ‘bu haramdır, yanlıştır' de!" diye çocukluktan yetiştirmeliyiz.

Hanımlarımızı eğitmeliyiz!Hanımlarımızı eğitmeliyiz! Çevremize İslâm'ın reklamını, tanıtımını yapmalı, sevdirilmesini sağlamalıyız.Çevremize İslâm'ın reklamını, tanıtımını yapmalı, sevdirilmesini sağlamalıyız. Dünya bu iş üzerine dönüyor. Herkes malını satmak için ince ince çeşitli usüller düşünüyor. Dünya bu iş üzerine dönüyor. Herkes malını satmak için ince ince çeşitli usüller düşünüyor. Milletler hâkimiyetlerini, kendi yaşam tarzlarını, kültürlerini, medeniyetlerini,Milletler hâkimiyetlerini, kendi yaşam tarzlarını, kültürlerini, medeniyetlerini, dillerini, edebiyatlarını başkalarına kabul ettirmek için milyarlar harcıyorlar. dillerini, edebiyatlarını başkalarına kabul ettirmek için milyarlar harcıyorlar.

"Benim dilim dünyaya hâkim olsun. Benim kültürüm hâkim olsun."Benim dilim dünyaya hâkim olsun. Benim kültürüm hâkim olsun. Benim malım satılsın, benim borum ötsün, benim sözüm dinlensin!" diye herkes çalışıyor. Benim malım satılsın, benim borum ötsün, benim sözüm dinlensin!" diye herkes çalışıyor.

Biz de Allah yolunda çalışmalıyız. Allah'ın dinini anlatmaya, öğretmeye gayret etmeliyiz.Biz de Allah yolunda çalışmalıyız. Allah'ın dinini anlatmaya, öğretmeye gayret etmeliyiz. Ne mutlu bu yolda var gücüyle bütün imkânıyla çalışanlara!.. Ne mutlu bu yolda var gücüyle bütün imkânıyla çalışanlara!..

Ezberlemek, anlamak, anlatmak, öğrenmek, uygulamak, sevdirmek, yaymak..Ezberlemek, anlamak, anlatmak, öğrenmek, uygulamak, sevdirmek, yaymak.. Abdullah b. Ömer radıyallahu anh'ın (Hz. Ömer'in oğlu) rivayet ettiği diğer bir hadîs-i şerîf...Abdullah b. Ömer radıyallahu anh'ın (Hz. Ömer'in oğlu) rivayet ettiği diğer bir hadîs-i şerîf... Ahmed b. Hanbel'in, İbn Ebi'd-Dünyâ'nın,Ahmed b. Hanbel'in, İbn Ebi'd-Dünyâ'nın, İbn Abdi'l-Berr'in kitaplarına aldığına göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki, İbn Abdi'l-Berr'in kitaplarına aldığına göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki,

Men erâde en tüstecâbe da'vetühû ve en tükşefe kürbetuhû fe'l-yüferric an mu'sirin. Men erâde en tüstecâbe da'vetühû ve en tükşefe kürbetuhû fe'l-yüferric an mu'sirin.

Mu'sir kelimesi sin ile yazılır. Mu'sir kelimesi sin ile yazılır.

"Kim duasının müstecab olmasını istiyorsa, isterse;"Kim duasının müstecab olmasını istiyorsa, isterse; üzerinden sıkıntının, belanın açılmasını, gamın, kederin gitmesini isterse..." üzerinden sıkıntının, belanın açılmasını, gamın, kederin gitmesini isterse..."

Fe'l-yüferric an mu'sirin.Fe'l-yüferric an mu'sirin. "Yoksul, hâli vakti yerinde olmayan, fakir olan kimseyi sevindirsin; onu ferahlandırsın." "Yoksul, hâli vakti yerinde olmayan, fakir olan kimseyi sevindirsin; onu ferahlandırsın."

Kim fakir, yoksul kimseyi ferahlandırırsa, sevindirirse... Sevinme nasıl olur? Kim fakir, yoksul kimseyi ferahlandırırsa, sevindirirse...

Sevinme nasıl olur?

Adamın sıkıntısı fakirlikten! Yemesi yok, içmesi yok, giymesi yok...Adamın sıkıntısı fakirlikten! Yemesi yok, içmesi yok, giymesi yok... Kirasını ödeyemiyor, evi barkı yok, perişan... Çoluk çocuk çok...Kirasını ödeyemiyor, evi barkı yok, perişan... Çoluk çocuk çok... Kaşı kırışmış, yüzü buruşmuş, saçı dökülmüş, benzi sararmış, perişan adam... Kaşı kırışmış, yüzü buruşmuş, saçı dökülmüş, benzi sararmış, perişan adam... İşte kim onu sevindirir, onun sıkıntısını giderirse... Para pul verir, yardım ederse...İşte kim onu sevindirir, onun sıkıntısını giderirse... Para pul verir, yardım ederse... Çeşitli güzel yollarla çoluk çocuğunun elinden tutar, okutursa ve sair... Çeşitli güzel yollarla çoluk çocuğunun elinden tutar, okutursa ve sair...

Böyle yaptığı zaman ne olacak? Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bildiriyor: Böyle yaptığı zaman ne olacak?

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bildiriyor:

"Duası müstecab olacak." Allah böyle bir kuluna, "Sen yoksul, fakir kimseye yardımcı oldun."Duası müstecab olacak."

Allah böyle bir kuluna, "Sen yoksul, fakir kimseye yardımcı oldun.
Merhametlisin, yardımseversin. Onu sevindirdin, ben de senin duanı kabul ediyorum.Merhametlisin, yardımseversin. Onu sevindirdin, ben de senin duanı kabul ediyorum. Senin duan makbul, müstecab..." diyecek. Böyle yapan bir kimse duası makbul bir kimse olacak. Senin duan makbul, müstecab..." diyecek. Böyle yapan bir kimse duası makbul bir kimse olacak.

Başka ne olacak? Başka ne olacak?

Kendi gamı kederi gidecek çünkü başkasını sevindirdi.Kendi gamı kederi gidecek çünkü başkasını sevindirdi. Başkasını sevindirince Allah da onu sevindiriyor.Başkasını sevindirince Allah da onu sevindiriyor. Başkasının gamını kederini giderince Allah da onun gamını kederini gideriyor.Başkasının gamını kederini giderince Allah da onun gamını kederini gideriyor. Bu çeşit tedbirlere çok dikkat etmeliyiz.Bu çeşit tedbirlere çok dikkat etmeliyiz. Biz doğrudan doğruya bir şeyi yapmak istiyoruz ama gücümüz, kudretimiz yetmiyor. Biz doğrudan doğruya bir şeyi yapmak istiyoruz ama gücümüz, kudretimiz yetmiyor.

Ne kadar imkânımız var? Elimiz neye uzanabilir? Neyi yapabiliriz? Ne kadar imkânımız var? Elimiz neye uzanabilir? Neyi yapabiliriz?

Birçok şeyi temenni ediyoruz ama hiçbirisini yapamıyoruz. Hayatta neler istiyoruz da olmuyor.Birçok şeyi temenni ediyoruz ama hiçbirisini yapamıyoruz. Hayatta neler istiyoruz da olmuyor. Olursa, oldurursa; olduran Allahu Teâlâ hazretleridir. Her şeye kâdir olan Allah, olduruyor. Olursa, oldurursa; olduran Allahu Teâlâ hazretleridir. Her şeye kâdir olan Allah, olduruyor.

O halde Allah'ın bizim istediğimiz şeyleri yapması, duamızı kabul etmesi,O halde Allah'ın bizim istediğimiz şeyleri yapması, duamızı kabul etmesi, isteklerimizi vermesi için bir şey yapmamız lazım.isteklerimizi vermesi için bir şey yapmamız lazım. İşte o yapmamız gereken şey; fakir fukaraya, yoksul, muhtaç,İşte o yapmamız gereken şey; fakir fukaraya, yoksul, muhtaç, yardıma ihtiyacı olan kimseye el uzatmak, yardımına koşmaktır.yardıma ihtiyacı olan kimseye el uzatmak, yardımına koşmaktır. İnsanın hem duası müstecab oluyor hem de kendisinin çeşitli sıkıntıları gideriliyor. İnsanın hem duası müstecab oluyor hem de kendisinin çeşitli sıkıntıları gideriliyor.

Zengin de olsa herkesin sıkıntısı var.Zengin de olsa herkesin sıkıntısı var. Mesela bir hastalık geliyor, zengin fakir demiyor; zengin de çaresiz kalıyor.Mesela bir hastalık geliyor, zengin fakir demiyor; zengin de çaresiz kalıyor. Bazen büyük bir sıkıntı oluyor, çaresiz kalıyor.Bazen büyük bir sıkıntı oluyor, çaresiz kalıyor. O sıkıntının giderilmesi, o belanın def olması, o musibetin kalkması için bir şey olması lazım amaO sıkıntının giderilmesi, o belanın def olması, o musibetin kalkması için bir şey olması lazım ama kendi parası, kendi gücü işi çözümlemeye yetmiyor.kendi parası, kendi gücü işi çözümlemeye yetmiyor. Para kâr etmiyor, ne yapsa fayda vermiyor. O zaman diyorlar ki: "İşi Allah'a kaldı." Para kâr etmiyor, ne yapsa fayda vermiyor. O zaman diyorlar ki:

"İşi Allah'a kaldı."

Zaten herkesin işi her zaman Allah'a kalmıştır ama bu laf, maalesef, yanlış bir söz olarak yayılmış: Zaten herkesin işi her zaman Allah'a kalmıştır ama bu laf, maalesef, yanlış bir söz olarak yayılmış:

"Onun işi artık Allah'a kalmıştır." "Onun işi artık Allah'a kalmıştır."

Peki, onun işi Allah'a kaldı da senin işin kime kaldı?.. Sen kendi işini kendin mi görüyorsun?Peki, onun işi Allah'a kaldı da senin işin kime kaldı?.. Sen kendi işini kendin mi görüyorsun? Ağaçları sen mi yeşertiyorsun, bitkileri sen mi büyütüyorsun,Ağaçları sen mi yeşertiyorsun, bitkileri sen mi büyütüyorsun, meyveleri sen mi olduruyorsun, buğdayı sen mi çıkartıyorsun?meyveleri sen mi olduruyorsun, buğdayı sen mi çıkartıyorsun? Güneşi sen mi doğdurtuyor, yağmuru sen mi yağdırıyorsun?Güneşi sen mi doğdurtuyor, yağmuru sen mi yağdırıyorsun? Olanları sen mi olduruyorsun, doğanları sen mi meydana getiriyorsun? Olanları sen mi olduruyorsun, doğanları sen mi meydana getiriyorsun?

Hepsi Allahu Teâlâ hazretlerinin kudretinde ve senin hiçbir payın, hissen yok...Hepsi Allahu Teâlâ hazretlerinin kudretinde ve senin hiçbir payın, hissen yok... Senin bir şey yaptığın yok, bedavadan Allah'ın ikramlarına nail ve mazhar oluyorsun.Senin bir şey yaptığın yok, bedavadan Allah'ın ikramlarına nail ve mazhar oluyorsun. Yiyorsun, istifade ediyorsun, faydalanıyorsun; dua edersen ediyorsun,Yiyorsun, istifade ediyorsun, faydalanıyorsun; dua edersen ediyorsun, nankörlük edersen nankör bir insan olarak kalıyorsun. Zaten hepimizin işi Allah'a kalmış. nankörlük edersen nankör bir insan olarak kalıyorsun. Zaten hepimizin işi Allah'a kalmış.

Allahu Teâlâ hazretleri imtihan için bazısına nimet veriyor, bazısına vermiyor.Allahu Teâlâ hazretleri imtihan için bazısına nimet veriyor, bazısına vermiyor. Bazısını fakirlikten imtihan ediyor, bazısına nimet veriyor, zenginlikten imtihan ediyor. Bazısını fakirlikten imtihan ediyor, bazısına nimet veriyor, zenginlikten imtihan ediyor. Bazısına turp gibi sağlam olmayı nasip ediyor, Bazısına turp gibi sağlam olmayı nasip ediyor, "Bakalım sağlığında ne yapacak?" diye sağlıktan imtihan ediyor."Bakalım sağlığında ne yapacak?" diye sağlıktan imtihan ediyor. Bazısına da hastalık veriyor, "Bakalım isyan edecek mi?" diye...Bazısına da hastalık veriyor, "Bakalım isyan edecek mi?" diye... İmtihanlar çeşit çeşit; insana bir o geliyor, bir öteki geliyor. İmtihanlar çeşit çeşit; insana bir o geliyor, bir öteki geliyor. Bir o soru geliyor, bir öteki soru geliyor.Bir o soru geliyor, bir öteki soru geliyor. Yani sorular da hayat boyunca aynı gitmiyor, değişiyor. Herkes çeşitli şekilerde imtihan oluyor. Yani sorular da hayat boyunca aynı gitmiyor, değişiyor. Herkes çeşitli şekilerde imtihan oluyor.

Herkesin işi Allah'a kalmış. Herkese her şeyi veren, nasip eden Allah!Herkesin işi Allah'a kalmış. Herkese her şeyi veren, nasip eden Allah! Adam dükkânı açıyor da müşteriler gelmezse çare bulabiliyor mu?Adam dükkânı açıyor da müşteriler gelmezse çare bulabiliyor mu? "Eyvah bugün hiçbir kuruşluk siftah yapmadık, olmadı." filan diyor ama"Eyvah bugün hiçbir kuruşluk siftah yapmadık, olmadı." filan diyor ama müşteriyi yakasından tutup, dükkâna sokup zorla bir şey satamıyor. Nasip eden, Allah!.. müşteriyi yakasından tutup, dükkâna sokup zorla bir şey satamıyor. Nasip eden, Allah!..

Duasının müstecab olması, sıkıntılarının izale olması, gamlarının, kederinin dağılması, gitmesi içinDuasının müstecab olması, sıkıntılarının izale olması, gamlarının, kederinin dağılması, gitmesi için insan, hali vakti fena olan fakir fukarâyı kollayacak.insan, hali vakti fena olan fakir fukarâyı kollayacak. Yardıma muhtaç insanların yardımına koşacak, iyilik yapacak; iyilik yapınca da iyilik bulacak. Yardıma muhtaç insanların yardımına koşacak, iyilik yapacak; iyilik yapınca da iyilik bulacak.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Bunun için elinizden gelen her türlü çareyi, imkânı düşünün.Bunun için elinizden gelen her türlü çareyi, imkânı düşünün. Avustralya'da, "Mültecilere,Avustralya'da, "Mültecilere, yerinden yurdundan olmuş insanlara yardım edeceğiz." diye para ve eşya topluyorlar. yerinden yurdundan olmuş insanlara yardım edeceğiz." diye para ve eşya topluyorlar.

Biz de vakfımız ve derneklerimiz olarak; Arnavutluk'taki dostlarımıza, tanıdıklarımıza,Biz de vakfımız ve derneklerimiz olarak; Arnavutluk'taki dostlarımıza, tanıdıklarımıza, akrabâlarımıza her çeşit yardımı yapmaya koşuşmalıyız.akrabâlarımıza her çeşit yardımı yapmaya koşuşmalıyız. Bu hadîs-i şerîflerdeki müjdelerden bize de sonuçlar gelsin,Bu hadîs-i şerîflerdeki müjdelerden bize de sonuçlar gelsin, biz de Allah'ın o güzel ikramlarına nail olalım diye koşturmalı, çalışmalıyız. Zaman, çalışma zamanı... biz de Allah'ın o güzel ikramlarına nail olalım diye koşturmalı, çalışmalıyız. Zaman, çalışma zamanı...

Dünya üzerinde yardıma muhtaç insanlar hakikaten pek çok... Birisi gidiyor, bir başkası çıkıyor...Dünya üzerinde yardıma muhtaç insanlar hakikaten pek çok... Birisi gidiyor, bir başkası çıkıyor... Müslümanların musîbetleri bitmiyor. Müslümanların musîbetleri bitmiyor. Bir Çeçenistan'dan, bir Afganistan'dan, bir Balkanlar'dan,Bir Çeçenistan'dan, bir Afganistan'dan, bir Balkanlar'dan, bir Keşmir'den, bir Orta Asya'dan, bir Kuzey Irak'tan...bir Keşmir'den, bir Orta Asya'dan, bir Kuzey Irak'tan... Her yerden çeşit çeşit sıkıntılar, üzüntüler, dertler geliyor. İmtihan!..Her yerden çeşit çeşit sıkıntılar, üzüntüler, dertler geliyor. İmtihan!.. Biz de elimizden geldiğince iyilik yapacağız.Biz de elimizden geldiğince iyilik yapacağız. Allah'ın rızasını kazanacağız, duamız müstecab olacak; gamlarımız, kederlerimiz izale olacak. Allah'ın rızasını kazanacağız, duamız müstecab olacak; gamlarımız, kederlerimiz izale olacak.

Diğer bir hadîs-i şerîf... Diğer bir hadîs-i şerîf...

Men ersele bi-nafakatin fî sebîlillâhi ve ekâme fî beytihî fe-lehû bi-külli dirheminMen ersele bi-nafakatin fî sebîlillâhi ve ekâme fî beytihî fe-lehû bi-külli dirhemin seb'u mieti dirhemin ve men gazâ bi-nefsihî fî sebîlillâhiseb'u mieti dirhemin ve men gazâ bi-nefsihî fî sebîlillâhi ve enfeka fî vechihî zâlike fe-lehû bi-külli dirhemin seb'u mieti elfi dirhemin. ve enfeka fî vechihî zâlike fe-lehû bi-külli dirhemin seb'u mieti elfi dirhemin.

Sadaka Resûlullah, fî mâ kâl ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullah, fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Bu hadîs-i şerîfi İbn Mâce rivayet etmiş.Bu hadîs-i şerîfi İbn Mâce rivayet etmiş. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri buyuruyor ki: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri buyuruyor ki:

Men ersele bi-nafakatin fî sebîlillâh.Men ersele bi-nafakatin fî sebîlillâh. "Allah yolunda yapılan bir cihada kim yardım gönderirse, nafaka gönderirse..." "Allah yolunda yapılan bir cihada kim yardım gönderirse, nafaka gönderirse..."

Para, pul, silah, yiyecek, giyecek, içecek vs. neyse... Para, pul, silah, yiyecek, giyecek, içecek vs. neyse...

Ve ekâme fî beytihî. "Kendisi evinde oturup Allah yolundaVe ekâme fî beytihî. "Kendisi evinde oturup Allah yolunda -fî sebîlillâh- cihat edenlere infakta, masrafta, yardımda bulunur, gönderirse..." -fî sebîlillâh- cihat edenlere infakta, masrafta, yardımda bulunur, gönderirse..."

Kendisi evinde oturuyor, yardımı gönderiyor. Kendisi evinde oturuyor, yardımı gönderiyor.

Fe-lehû bi-külli dirhemin seb'u mieti dirhemin.Fe-lehû bi-külli dirhemin seb'u mieti dirhemin. "Sarf ettiği her bir dirhem için 700 dirhem sarf etmiş gibi mükâfat alır." "Sarf ettiği her bir dirhem için 700 dirhem sarf etmiş gibi mükâfat alır."

Yani sevabı 700 misli olur. İşte zenginin durduğu yerden bir kazanç kapısı!Yani sevabı 700 misli olur.

İşte zenginin durduğu yerden bir kazanç kapısı!
Evinde duruyor ama Arnavutluk'a yardım gönderiyor; evinde duruyor ama Evinde duruyor ama Arnavutluk'a yardım gönderiyor; evinde duruyor ama falanca yaraya, cihada, fî sebîlillâh yardım gönderiyor. 700 misli sevap alıyor. Ama... falanca yaraya, cihada, fî sebîlillâh yardım gönderiyor. 700 misli sevap alıyor. Ama...

Ve men gazâ bi-nefsihî. "Kim cihada, savaşa kendisi şahsen çıkarsa," Ve enfaka fî vechihî zâlike.Ve men gazâ bi-nefsihî. "Kim cihada, savaşa kendisi şahsen çıkarsa," Ve enfaka fî vechihî zâlike. Burada vechihî'deki hû zamiri Allah'a râci' yani fî vechillâh...Burada vechihî'deki hû zamiri Allah'a râci' yani fî vechillâh... "Kim Allah rızası için aynı parayı sarf ederse..." "Kim Allah rızası için aynı parayı sarf ederse..."

Birinci ihtimalde evinde duruyordu.Birinci ihtimalde evinde duruyordu. Evindeyken gaza, cihat yerine yardım, para gönderiyordu; bire 700 sevap alıyordu. Evindeyken gaza, cihat yerine yardım, para gönderiyordu; bire 700 sevap alıyordu. Şimdi bizzat kendisi savaşa katılıyor, savaşıyor ve aynı miktarda parayı harcıyor. O zaman ne olur? Şimdi bizzat kendisi savaşa katılıyor, savaşıyor ve aynı miktarda parayı harcıyor.

O zaman ne olur?

Fe lehû bi-külli dirhemin seb'u mieti elfi dirhemin.Fe lehû bi-külli dirhemin seb'u mieti elfi dirhemin. "Bir dirhemine 700 bin dirhem sarf etmiş gibi sevap olur." "Bir dirhemine 700 bin dirhem sarf etmiş gibi sevap olur."

Bu sefer ötekisinden 1000 misli daha fazla sevap alıyor.Bu sefer ötekisinden 1000 misli daha fazla sevap alıyor. Orada 700 misliydi, burada 700 bin misli sevap alıyor. Bu neyi gösteriyor? Orada 700 misliydi, burada 700 bin misli sevap alıyor.

Bu neyi gösteriyor?

Allah yolunda cihat etmenin önemini, sevabını, kıymetini, mükâfatını gösteriyor. Allah yolunda cihat etmenin önemini, sevabını, kıymetini, mükâfatını gösteriyor.

Müslümanlar maalesef okumuyorlar. Dünyayı tanımıyorlar.Müslümanlar maalesef okumuyorlar. Dünyayı tanımıyorlar. Birbirleriyleriyle irtibat için gerekli teşkilatları kurmamışlar; birbirleriyle yardımlaşmıyorlar.Birbirleriyleriyle irtibat için gerekli teşkilatları kurmamışlar; birbirleriyle yardımlaşmıyorlar. Uluslar arası ilişkileri, İslâmî ilişkileri, imanî ilişkileri zayıf.Uluslar arası ilişkileri, İslâmî ilişkileri, imanî ilişkileri zayıf. Ulusun içinde de kendi milletinin fertleriyle ilgisi, irtibatı zayıf.Ulusun içinde de kendi milletinin fertleriyle ilgisi, irtibatı zayıf. Darmadağın, perişan, bilgisiz, cahil...Darmadağın, perişan, bilgisiz, cahil... Aldatılıyor, kandırılıyor, sömürülüyor, eziliyor, öldürülüyor, esir ediliyor.Aldatılıyor, kandırılıyor, sömürülüyor, eziliyor, öldürülüyor, esir ediliyor. Ötekisi de onun yardımına koşmuyor. Çok yanlış... Ötekisi de onun yardımına koşmuyor. Çok yanlış...

Dünyada haksızlık durmuyor çünkü bir sürü hinoğlu hin, insafsız, gaddar, zalim insan var.Dünyada haksızlık durmuyor çünkü bir sürü hinoğlu hin, insafsız, gaddar, zalim insan var. Allah, dünyada böyle insanları serbest bırakmış.Allah, dünyada böyle insanları serbest bırakmış. Canavar gibi, haydut gibi daha beter insanlar var. Ne yapalım, dünya böyle!.. O halde ne olacak? Canavar gibi, haydut gibi daha beter insanlar var. Ne yapalım, dünya böyle!..

O halde ne olacak?

İyi insanlar birleşecek, iyi insanlar yardımlaşacak.İyi insanlar birleşecek, iyi insanlar yardımlaşacak. Uluslararası bir kuvvet olarak Yugoslavya'nın ve Sırbistan'ın yaptığına karşı durulacak. Uluslararası bir kuvvet olarak Yugoslavya'nın ve Sırbistan'ın yaptığına karşı durulacak.

Uluslararası siyasetin perde arkasındaki niyetler, amaçlar nedir?Uluslararası siyasetin perde arkasındaki niyetler, amaçlar nedir? İnsanî amaç mıdır, yoksa daha başka şeyler midir? İkisi de olabilir.İnsanî amaç mıdır, yoksa daha başka şeyler midir?

İkisi de olabilir.
Allah'tan korkmadıktan sonra insanlar kendi menfaatlerini başka kılıflar örterek,Allah'tan korkmadıktan sonra insanlar kendi menfaatlerini başka kılıflar örterek, başka türlü göstererek yürütürler, yaparlar. Yalan söylerler de, aldatırlar da...başka türlü göstererek yürütürler, yaparlar. Yalan söylerler de, aldatırlar da... Sağ gösterip sol vururlar, iyi niyet arz edip kötü işler yapabilirler. Sağ gösterip sol vururlar, iyi niyet arz edip kötü işler yapabilirler. O taraf için de bu taraf için de mümkün. Dikkat edilirse çok uluslu müdahale var.O taraf için de bu taraf için de mümkün. Dikkat edilirse çok uluslu müdahale var. Tek bir milet yapmıyor, çok uluslu... Eh biz de katılıyoruz. Tek bir milet yapmıyor, çok uluslu... Eh biz de katılıyoruz.

Bugünkü haberlerde okudum ki; "Biz de orada çarpışalım! Birlik göndermek istiyoruz." diye Çeçenistan'danBugünkü haberlerde okudum ki; "Biz de orada çarpışalım! Birlik göndermek istiyoruz." diye Çeçenistan'dan bir teklif gelmiş. Aşk olsun! Kahraman insanlar, haksızlığın karşısındalar... bir teklif gelmiş. Aşk olsun! Kahraman insanlar, haksızlığın karşısındalar...

Çeçenistan neresi? Kafkasya... Burası neresi? Balkanlar... Arada büyük mesafe var.Çeçenistan neresi? Kafkasya...

Burası neresi? Balkanlar...

Arada büyük mesafe var.
Türkiye var, Karadeniz var, Rusya var, -kara yolu düşünülürse, yukardan- daha başka ülkeler var.Türkiye var, Karadeniz var, Rusya var, -kara yolu düşünülürse, yukardan- daha başka ülkeler var. Ama savaşmak istiyor. Neden? Büyük ve âşikâr bir zulüm var...Ama savaşmak istiyor.

Neden?

Büyük ve âşikâr bir zulüm var...
Çok mazlum var, çok maktül var; hunharca ve haksız -nâhak- yere zulmen öldürülen insanlar var...Çok mazlum var, çok maktül var; hunharca ve haksız -nâhak- yere zulmen öldürülen insanlar var... Kendisi gaza etmek istiyor. İşte kendisi gaza etmek isteyenin mükâfatı bire 700 bin...Kendisi gaza etmek istiyor. İşte kendisi gaza etmek isteyenin mükâfatı bire 700 bin... Allahu Teâlâ hazretleri çok büyük mükâfat, çok büyük sevaplar veriyor. Bu neyi gösteriyor? Allahu Teâlâ hazretleri çok büyük mükâfat, çok büyük sevaplar veriyor.

Bu neyi gösteriyor?

Müslümanların cihada şevk duyması ve hazır olması lazım!Müslümanların cihada şevk duyması ve hazır olması lazım! Zaten Kur'ân-ı Kerîm; "Gücünüz yettiğince silah hazırlayın!" buyuruyor.Zaten Kur'ân-ı Kerîm; "Gücünüz yettiğince silah hazırlayın!" buyuruyor. Silahlar hazırlanmış olsa, milletler önceden hazırlanmış olsa, zaten savaşa lüzum kalmaz.Silahlar hazırlanmış olsa, milletler önceden hazırlanmış olsa, zaten savaşa lüzum kalmaz. Kuvvetli, zayıf bulduğunu tepelediği için zayıf olmamak gerekiyor.Kuvvetli, zayıf bulduğunu tepelediği için zayıf olmamak gerekiyor. Hazırlanmak, silahlanmak, kuvvetli olmak gerekiyor.Hazırlanmak, silahlanmak, kuvvetli olmak gerekiyor. Ondan sonra; "Ben müslümanım; insaflıyım, merhametliyim, zulmetmem amaOndan sonra; "Ben müslümanım; insaflıyım, merhametliyim, zulmetmem ama sen de bana saldıramazsın!" durumuna gelmiş oluyor.sen de bana saldıramazsın!" durumuna gelmiş oluyor. Fakat zayıf olduğun zaman senin mâsum ve mazlum olmana bakmıyor. Kurtla kuzu masalı gibi: Fakat zayıf olduğun zaman senin mâsum ve mazlum olmana bakmıyor. Kurtla kuzu masalı gibi:

Kuzunun birisi derenin kenarına gitmiş, su içeceği sırada, arkasından kurt gelmiş, yanına yetişmiş.Kuzunun birisi derenin kenarına gitmiş, su içeceği sırada, arkasından kurt gelmiş, yanına yetişmiş. Eyvah!.. Fark edememiş. Tam su içecek, kurt da geldi. Eyvah!.. Fark edememiş. Tam su içecek, kurt da geldi.

Tabii bunlar biraz temsilî -sembolik- hikâye...Tabii bunlar biraz temsilî -sembolik- hikâye... Böyle olmaz ama bunlardan ders çıksın diye eskiler bunları söylemişler. Böyle olmaz ama bunlardan ders çıksın diye eskiler bunları söylemişler.

Kurt kuzuya demiş ki: "Ben seni yiyeceğim." Kuzu sormuş: Kurt kuzuya demiş ki:

"Ben seni yiyeceğim." Kuzu sormuş:

"Kurt amca, ben sana bir şey yapmadım ki. Niye yiyeceksin beni?" Bahane; "Kurt amca, ben sana bir şey yapmadım ki. Niye yiyeceksin beni?" Bahane;

"Sen bana şöyle yaptın." demiş. "Sen bana şöyle yaptın." demiş.

"Ben daha yeni doğdum. Benim öyle bir suç yapacak yaşım yok. Küçücük bir kuzuyum." deyince: "Ben daha yeni doğdum. Benim öyle bir suç yapacak yaşım yok. Küçücük bir kuzuyum." deyince:

"Suyumu bulandırdın." demiş. "Sen yukarı taraftasın, ben aşağı taraftayım."Suyumu bulandırdın." demiş.

"Sen yukarı taraftasın, ben aşağı taraftayım.
Bulanık değil ama suyu bulandırmış bile olsam zaten senin tarafından geçmiş,Bulanık değil ama suyu bulandırmış bile olsam zaten senin tarafından geçmiş, benim tarafıma gelmiş, aşağı doğru akıyor. Suyunu ben bulandırmadım." benim tarafıma gelmiş, aşağı doğru akıyor. Suyunu ben bulandırmadım."

Ama bir bahane bulup yemek istiyor.Ama bir bahane bulup yemek istiyor. Kuzu olduğun zaman, kurtların iştihası açılıp olmadık bahanelerle yemek ister. O halde ne olacak? Kuzu olduğun zaman, kurtların iştihası açılıp olmadık bahanelerle yemek ister.

O halde ne olacak?

Kuzuların hiç olmazsa çobanları, bakıcıları olacak. O kuzuları, o kurtlara yedirmeyecek.Kuzuların hiç olmazsa çobanları, bakıcıları olacak. O kuzuları, o kurtlara yedirmeyecek. Yani milletler kuzu bile olsa hiç olmazsa onları koruyacak çobanlar, silahlar olmalı.Yani milletler kuzu bile olsa hiç olmazsa onları koruyacak çobanlar, silahlar olmalı. Bu zulümler olmamalı!.. Bu zulümler olmamalı!..

Yirminci yüzyılın yüz karası olaylarını kaç senedir her yerde görüyoruz maalesef.Yirminci yüzyılın yüz karası olaylarını kaç senedir her yerde görüyoruz maalesef. Türkiye'nin çevresi bu çeşit acı şeylerle dolu.Türkiye'nin çevresi bu çeşit acı şeylerle dolu. Dünya da artık küçüldü; televizyonlar var, olan her şeyi herkes görüyor. Dünya da artık küçüldü; televizyonlar var, olan her şeyi herkes görüyor.

Allah yolunda cihat etmek çok önemli! Hazır olmak çok önemli!.. Allah yolunda cihat etmek çok önemli! Hazır olmak çok önemli!..

Bir hadîs-i şerîf daha... Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki: Bir hadîs-i şerîf daha... Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki:

Men ardâ vâlideyhi fe-kad ardallâh ve men eshata vâlideyhi fe-kad eshatallâh. Men ardâ vâlideyhi fe-kad ardallâh ve men eshata vâlideyhi fe-kad eshatallâh.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten, Enes radıyallahu anh'ten İbnü'n-Neccâr tarafından rivayet edilmiş.Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten, Enes radıyallahu anh'ten İbnü'n-Neccâr tarafından rivayet edilmiş. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri bu hadîs-i şerîfinde diyor ki: Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri bu hadîs-i şerîfinde diyor ki:

"Kim anne-babasını hoşnut ederse Allah'ı hoşnut etmiş olur."Kim anne-babasını hoşnut ederse Allah'ı hoşnut etmiş olur. Kim anne-babasını kendisine kızdırırsa Allah'ı kızdırmış olur." Kim anne-babasını kendisine kızdırırsa Allah'ı kızdırmış olur."

Anne-babayı hoşnut etmeye çalışmak lazım!Anne-babayı hoşnut etmeye çalışmak lazım! Elini öpmek, duasını almaya çalışmak, gönlünü hoş etmeye çalışmak lazım!Elini öpmek, duasını almaya çalışmak, gönlünü hoş etmeye çalışmak lazım! Hizmet etmek, iyilik yapmak, itaatli bir evlat olmak lazım! Hizmet etmek, iyilik yapmak, itaatli bir evlat olmak lazım!

Berren bi-vâlideyhi. "Anasına babasına karşı iyi davranan bir evlat olmaya çalışmak lazım!" Berren bi-vâlideyhi. "Anasına babasına karşı iyi davranan bir evlat olmaya çalışmak lazım!"

Öyle oldu mu Allah da seviyor. Öyle oldu mu Allah da seviyor.

Anne-babasını, "Hay Allah müstehakını versin!" filan diye kızdırdı mı...Anne-babasını, "Hay Allah müstehakını versin!" filan diye kızdırdı mı... Bazen anneler babalar, hayırsız evlatlarına kızıyorlar. Hatta gazetelerde okuyoruz...Bazen anneler babalar, hayırsız evlatlarına kızıyorlar.

Hatta gazetelerde okuyoruz...
Anarşi, devlete karşı kavga, gürültü, patırtı derken bir kız veya bir oğlan ölmüş. Ailesine diyorlar ki: Anarşi, devlete karşı kavga, gürültü, patırtı derken bir kız veya bir oğlan ölmüş. Ailesine diyorlar ki:

"Çatışmada çocuk öldü. Bu çocuğunuzu alın." "Ben öyle hayırsız evladı istemem!"Çatışmada çocuk öldü. Bu çocuğunuzu alın."

"Ben öyle hayırsız evladı istemem!
Bana zaten itaat etmedi, bu yola düştü. Ben de onun için kendisinden hoşnut değilim.Bana zaten itaat etmedi, bu yola düştü. Ben de onun için kendisinden hoşnut değilim. Ne olursa olsun, alın gömün!" diyor. Hayırsız evlat diye anası-babası sevmiyor.Ne olursa olsun, alın gömün!" diyor. Hayırsız evlat diye anası-babası sevmiyor. O zaman dünyası da âhireti de mahvoluyor. O zaman dünyası da âhireti de mahvoluyor.

Anne-babalara hürmet edelim.Anne-babalara hürmet edelim. Bu hadîs-i şerîfi duyduktan sonra anne-babalara elimizden gelen izzeti, ikramı yapalım. Bu hadîs-i şerîfi duyduktan sonra anne-babalara elimizden gelen izzeti, ikramı yapalım.

Bir hadîs-i şerîf daha... Bir hadîs-i şerîf daha...

Peygamber Efendimiz, Câbir radıyallahu anh'ten, Hâkim'in Müstedrek'inde kaydettiğine göre, buyuruyor ki: Peygamber Efendimiz, Câbir radıyallahu anh'ten, Hâkim'in Müstedrek'inde kaydettiğine göre, buyuruyor ki:

Men ardâ sultânen bi-mâ yeshatu Rabbühû harace min dînillâhi tebâreke ve teâlâ. Men ardâ sultânen bi-mâ yeshatu Rabbühû harace min dînillâhi tebâreke ve teâlâ.

"Kim bir sultanı, Allah'ın kızacağı bir şey yapmak suretiyle memnun, razı, hoşnut ederse..." "Kim bir sultanı, Allah'ın kızacağı bir şey yapmak suretiyle memnun, razı, hoşnut ederse..."

Yaptığı şey sultanın hoşuna gidiyor ama Allah'ın kızacağı bir şey. Yaptığı şey sultanın hoşuna gidiyor ama Allah'ın kızacağı bir şey.

"Allah'ın kızacağı bir şeyle kim bir sultanı hoşnut ederse"Allah'ın kızacağı bir şeyle kim bir sultanı hoşnut ederse Allahu Tebâreke ve Teâlâ hazretlerinin dininden çıkmış olur." Allahu Tebâreke ve Teâlâ hazretlerinin dininden çıkmış olur."

Allah'ın dininde böyle bir şey yok! Allah'ın dininde böyle bir şey yok!

Sultanın –hükümdarın- gözüne gireceğim diye Allah'ın sevmediği, kızdığı bir şey yapacaksın... Sultanın –hükümdarın- gözüne gireceğim diye Allah'ın sevmediği, kızdığı bir şey yapacaksın...

Mesela dalkavukluk yapıyor, sultanı methediyor: "Sen ağasın, paşasın, bir tanesin..." Mesela dalkavukluk yapıyor, sultanı methediyor:

"Sen ağasın, paşasın, bir tanesin..."

Halbuki adam iyi bir adam değil. Allah kızar...Halbuki adam iyi bir adam değil. Allah kızar... Allah bir münafığa, bir zalime böyle denmesini, dalkavukluğu sevmez. Allah bir münafığa, bir zalime böyle denmesini, dalkavukluğu sevmez.

Mesela yaptığı bir şeye; "Tamam efendim, uygundur. Yap efendim!" diyor. Mesela yaptığı bir şeye;

"Tamam efendim, uygundur. Yap efendim!" diyor.

Halbuki adamın yaptığı şey zulüm; asmak, kesmek...Halbuki adamın yaptığı şey zulüm; asmak, kesmek... Haksız bir şeyi desteklemiş oluyor, Allah sevmez. İşte bunun gibi... Haksız bir şeyi desteklemiş oluyor, Allah sevmez. İşte bunun gibi...

İktidar sahibi eskiden sultandı. Şimdi bazı yerlerde idareler değişti.İktidar sahibi eskiden sultandı. Şimdi bazı yerlerde idareler değişti. Dünyanın en medeni, temiz, iyi, gittiğiniz zaman memnun olduğunuz ülkelerinin bazıları krallık...Dünyanın en medeni, temiz, iyi, gittiğiniz zaman memnun olduğunuz ülkelerinin bazıları krallık... Mesela İngiltere, İsveç, Danimarka krallık... Allah Allah! Hem de iyi…Mesela İngiltere, İsveç, Danimarka krallık...

Allah Allah!

Hem de iyi…
Bazıları da sözde cumhuriyet; Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri,Bazıları da sözde cumhuriyet; Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri, komünist ülkelerin demokratik idareleri güya... Ama hiç de tatlı değil.komünist ülkelerin demokratik idareleri güya... Ama hiç de tatlı değil. Yani idarenin şekli ne olursa olsun, iş yönetimi elinde tutan insanlarınYani idarenin şekli ne olursa olsun, iş yönetimi elinde tutan insanların insafına ve toplumun ileriliğine kalıyor. Bazen bir krallıkla daha güzel idare ediliyor.insafına ve toplumun ileriliğine kalıyor. Bazen bir krallıkla daha güzel idare ediliyor. Öbür tarafta güya demokrasi, halk idaresi ama zulüm daha fazla olabiliyor. Öbür tarafta güya demokrasi, halk idaresi ama zulüm daha fazla olabiliyor.

Dünyada halen krallıklar, diktatörlükler var.Dünyada halen krallıklar, diktatörlükler var. Güya cumhuriyetler, halk yönetimleri, demokratik idareler de var.Güya cumhuriyetler, halk yönetimleri, demokratik idareler de var. Bazıları söz sahibi oluyor; güç, kuvvet, iktidar, yönetim, emir komuta elinde oluyor.Bazıları söz sahibi oluyor; güç, kuvvet, iktidar, yönetim, emir komuta elinde oluyor. Böyle olanlara da bazıları dalkavukluk yapıyor.Böyle olanlara da bazıları dalkavukluk yapıyor. Haksız şeylerini alkışlıyor, teşvik ediyor, destek ve payanda oluyor veyahut karşı çıkmıyor. Haksız şeylerini alkışlıyor, teşvik ediyor, destek ve payanda oluyor veyahut karşı çıkmıyor.

Bir insan Allah'ın kızacağı işi yapmaya razı olarak birisini memnun etti mi dindarlık gider.Bir insan Allah'ın kızacağı işi yapmaya razı olarak birisini memnun etti mi dindarlık gider. Din, iman, mânevî makam, mertebe, durum elden gider; kötü bir durum olur. Din, iman, mânevî makam, mertebe, durum elden gider; kötü bir durum olur. Dünyada ve âhirette Allah böyle insanların cezasını verir. Dünyada ve âhirette Allah böyle insanların cezasını verir.

İslâm'da dalkavukluk yoktur; hakkı tutmak ve söylemek, zulmü engellemek, mazluma yardım etmek,İslâm'da dalkavukluk yoktur; hakkı tutmak ve söylemek, zulmü engellemek, mazluma yardım etmek, iyi şeyi yaptırmaya çalışmak, kötü şeyi de yaptırmamaya çalışmak vardır.iyi şeyi yaptırmaya çalışmak, kötü şeyi de yaptırmamaya çalışmak vardır. Emr-i mâruf nehy-i münker ve cihat dediğimiz şey...Emr-i mâruf nehy-i münker ve cihat dediğimiz şey... Bunlar Allah'ın sevdiği şeylerdir, bunların yapılması lazım! Bunlar Allah'ın sevdiği şeylerdir, bunların yapılması lazım!

Allahu Teâlâ hazretleri dinimizin gösterdiği, Kur'ân-ı Kerîm'in, hadîs-i şerîflerin, şeriatimizinAllahu Teâlâ hazretleri dinimizin gösterdiği, Kur'ân-ı Kerîm'in, hadîs-i şerîflerin, şeriatimizin ihtivâ ettiği güzellikleri anlayan, kavrayan, uygulayan, farkına varıp onlardan istifade eden,ihtivâ ettiği güzellikleri anlayan, kavrayan, uygulayan, farkına varıp onlardan istifade eden, dünyada sevdiği ve vazifesini yapmış bir kul olarak mutlu yaşayan, âhirette de Allah'ın huzurunadünyada sevdiği ve vazifesini yapmış bir kul olarak mutlu yaşayan, âhirette de Allah'ın huzuruna sevdiği kul olarak varıp, rızasına erip cennetine giren, cemâlini gören,sevdiği kul olarak varıp, rızasına erip cennetine giren, cemâlini gören, türlü türlü nimetler ile mükâfatlara nâil olan kullarından eylesin... türlü türlü nimetler ile mükâfatlara nâil olan kullarından eylesin...

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh... es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh...

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2