Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Müminlerin Fedakarlıkla Dolu Yolculuğu

Mehmed Zahid KOTKU

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn.el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.

İ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullahİ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullah ve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellemve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ahve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri. ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

Lâ yubğidu'l-ensâra illâ münâfikun ve men ebğadanâ ehle'l-beyti fe-hüve münâfikunLâ yubğidu'l-ensâra illâ münâfikun ve men ebğadanâ ehle'l-beyti fe-hüve münâfikun ve men ebğada Ebâ Bekrin ve Umere fe-hüve münâfikun. ve men ebğada Ebâ Bekrin ve Umere fe-hüve münâfikun.

İbn Adî ve İbn Asakir Ebû Saîd radıyallahu anh'ten İbn Adî ve İbn Asakir Ebû Saîd radıyallahu anh'ten

Cenâb-ı Peygamber sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem'e beraberce salavât-ı şerîfe okuyalım. Cenâb-ı Peygamber sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem'e beraberce salavât-ı şerîfe okuyalım.

Allahümme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ seyyidinâAllahümme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ seyyidinâ Muhammedinillezî tenhallü bihi'l-ukad ve tenfericü bihi'l-kürab ve tukdâ bihi'l-havâicMuhammedinillezî tenhallü bihi'l-ukad ve tenfericü bihi'l-kürab ve tukdâ bihi'l-havâic ve tünâlü bihi'l-rağâib ve hüsnü'l-havâtimi ve yüsteska'l-ğamâmü bi-vechihi'l-kerîmve tünâlü bihi'l-rağâib ve hüsnü'l-havâtimi ve yüsteska'l-ğamâmü bi-vechihi'l-kerîm ve alâ âlihî ve sahbihî fî külli lemhatin ve nefesin bi-adedi külli mâlûmün leke. ve alâ âlihî ve sahbihî fî külli lemhatin ve nefesin bi-adedi külli mâlûmün leke.

Ensar malum Medine-i Münevvere'nin yerli halkı.Ensar malum Medine-i Münevvere'nin yerli halkı. Muhacirîn de Mekke-i Mükerreme'den Medine-i Münevvere'ye hicret eden mü'minlerin lakapları. Muhacirîn de Mekke-i Mükerreme'den Medine-i Münevvere'ye hicret eden mü'minlerin lakapları.

Onun için Cenâb-ı Peygamber burada; lâ yubğidu'l-ensâr [buyurdu.] Onun için Cenâb-ı Peygamber burada; lâ yubğidu'l-ensâr [buyurdu.]

Ensara yani ehli Medine'ye buğz etmek. Malum hatasız insan olmaz.Ensara yani ehli Medine'ye buğz etmek. Malum hatasız insan olmaz. Bazı hatalarından hatta kusurlarından bile olsa ki burada şârih öyle demiş; Bazı hatalarından hatta kusurlarından bile olsa ki burada şârih öyle demiş;

Ve in vucide sebebühû. "Yani kızmaya da bir sebep var." Ve in vucide sebebühû. "Yani kızmaya da bir sebep var."

Bu adama şu sebepten şu sebepten kızılır. Bu adama şu sebepten şu sebepten kızılır.

"Bu sebep herhangi sebepten olursa olsun ehl-i ensara, ehli Medine'ye buğz edenler mutlaka münafıktır." "Bu sebep herhangi sebepten olursa olsun ehl-i ensara, ehli Medine'ye buğz edenler mutlaka münafıktır."

Çünkü bugün bize erişen iman-ı İslâmiyet, o gün bu İslâmiyetin meydana gelmesine sebep olanÇünkü bugün bize erişen iman-ı İslâmiyet, o gün bu İslâmiyetin meydana gelmesine sebep olan bu zâtlardır. Eh, insan hatadan kusurdan salim olmaz. O da beşerdir.bu zâtlardır. Eh, insan hatadan kusurdan salim olmaz. O da beşerdir. Beşeriyet itibariyle bazı kusurları olsa dahi onların kusurlarını muâhaze edip deBeşeriyet itibariyle bazı kusurları olsa dahi onların kusurlarını muâhaze edip de onlara buğz etmek müslümana yakışmaz. Bize yakışan onlara karşı daima sevgi, saygı, hürmettir. onlara buğz etmek müslümana yakışmaz. Bize yakışan onlara karşı daima sevgi, saygı, hürmettir.

Onun için altında ikinci bir hadiste yine aynı şekilde; Onun için altında ikinci bir hadiste yine aynı şekilde;

Lâ yubğidu'l-ensâra raculün yü'minü billâhi ve'l-yevmi'l-âhiri. Daha açıkça belirtilmiş. Lâ yubğidu'l-ensâra raculün yü'minü billâhi ve'l-yevmi'l-âhiri.

Daha açıkça belirtilmiş.

"Allahu celle ve alâ'ya iman eden ve âhirete iman hiçbir adam yoktur ki ensara buğz etsin." "Allahu celle ve alâ'ya iman eden ve âhirete iman hiçbir adam yoktur ki ensara buğz etsin."

Ona buğz ettin miydi münafıklık [oluyor]. Şu olmuş bu olmuş. Olur olur. Ona buğz ettin miydi münafıklık [oluyor].

Şu olmuş bu olmuş.

Olur olur.

Ondan sana ne bana ne? Onun sen imanına bak, Resûlullah'a olan hizmetine bak.Ondan sana ne bana ne?

Onun sen imanına bak, Resûlullah'a olan hizmetine bak.
O Resûlallah'a nasıl hizmet etmiş, iman-ı İslâmiyete nasıl hizmet etmiş. O hizmet matlup olandır.O Resûlallah'a nasıl hizmet etmiş, iman-ı İslâmiyete nasıl hizmet etmiş. O hizmet matlup olandır. O hizmetinden nâşi onların bütün kusurları, baştan aşağı kusur olsalar, O hizmetinden nâşi onların bütün kusurları, baştan aşağı kusur olsalar, onların kusurlarını görmeyip onları sevmek üzerimize düşen vacibâttandır. onların kusurlarını görmeyip onları sevmek üzerimize düşen vacibâttandır.

Ravilerini teberrüken okuyayım. Ravilerini teberrüken okuyayım.

Müslim Ebû Hüreyre'den. İbn Ebî Şeybe, Ahmed b. Hanbel, Nesei, Ziyâ el-Makdisî,Müslim Ebû Hüreyre'den. İbn Ebî Şeybe, Ahmed b. Hanbel, Nesei, Ziyâ el-Makdisî, Tirmizi -hasenün- İbn Abbas'tan. Taberani, Ahmed b. Hanbel, Buhari,Tirmizi -hasenün- İbn Abbas'tan. Taberani, Ahmed b. Hanbel, Buhari, İbni Ebî Şeybe, İbn Hibban Ebû Saîd'ten. Kuvvetli bir hadistir yani. İbni Ebî Şeybe, İbn Hibban Ebû Saîd'ten. Kuvvetli bir hadistir yani.

Binâenaleyh ensar rıdvanullahi teâlâ aleyhim ecmain. "Allah onların hepsinden razı olsun." Binâenaleyh ensar rıdvanullahi teâlâ aleyhim ecmain. "Allah onların hepsinden razı olsun."

Kur'an'da da öyle buyruluyor; Kur'an'da da öyle buyruluyor;

Radıyallahu anhüm ve radû anhu. Radıyallahu anhüm ve radû anhu.

Binaenaleyh onlara [dil uzatmak doğru değildir.]Binaenaleyh onlara [dil uzatmak doğru değildir.] Hatadan salim olmaz insan. Tarihlere de aldanır insan. Tarihlerle iş olmaz.Hatadan salim olmaz insan. Tarihlere de aldanır insan. Tarihlerle iş olmaz. Bazı sebepler gösterirler şöyle olur böyle olur diyerekten. Onları hiç iltifat etmemeli. Bazı sebepler gösterirler şöyle olur böyle olur diyerekten. Onları hiç iltifat etmemeli. Onlar Resûlullah'a iman etmişler, hizmet etmişler. O yeter bize. Onlar Resûlullah'a iman etmişler, hizmet etmişler. O yeter bize. Onun mübarek yüzünü görmek saadetine nail olmuşlar. O devlet yeter.Onun mübarek yüzünü görmek saadetine nail olmuşlar. O devlet yeter. Bir de iman ile beraber hizmet de etmişler. Elhamdülillah!.. Bir de iman ile beraber hizmet de etmişler.

Elhamdülillah!..

Lâ yebluğu'l-abdü en yekûne mine'l-müttakîne. Lâ yebluğu'l-abdü en yekûne mine'l-müttakîne.

Müttakî denilen bir zümre var ya. Müttakî denilen bir zümre var ya.

"İnsan bu müttakîlerden zümreden olamaz."İnsan bu müttakîlerden zümreden olamaz. O müttakî olan zümreye erişemez."O müttakî olan zümreye erişemez." Hattâ yede'a mâ lâ be'se bihi. "Ehemmiyetsiz bazı sözler vardır, o sözleri terk etmedikçe." Hattâ yede'a mâ lâ be'se bihi. "Ehemmiyetsiz bazı sözler vardır, o sözleri terk etmedikçe."

Lüzumsuz sözleri terk etmedikçe o adam muttakîler zümresine dahil olamaz. Lüzumsuz sözleri terk etmedikçe o adam muttakîler zümresine dahil olamaz.

Bizde Türkçe tabiriyle geveze derler. Ve ağzına geleni iki de bir söyler.Bizde Türkçe tabiriyle geveze derler. Ve ağzına geleni iki de bir söyler. Onlar matlub bir şey değildir. İnsan söylediği sözü [düşünerek söylemelidir]. Onlar matlub bir şey değildir. İnsan söylediği sözü [düşünerek söylemelidir].

Hayvanın memesinden süt sağılır, sağıldıktan sonra bir daha memeden içeriye girer mi? Hayvanın memesinden süt sağılır, sağıldıktan sonra bir daha memeden içeriye girer mi?

Girmez. Söylenen söz dirhemle söylenmeli, işe yarayacağı şekilde söylemeli.Girmez.

Söylenen söz dirhemle söylenmeli, işe yarayacağı şekilde söylemeli.
İşe yaramayacak sözleri katiyen söylememelidir. Yine buyuruyor ki; İşe yaramayacak sözleri katiyen söylememelidir.

Yine buyuruyor ki;

Lâ yebluğu'l-abdü hakîkate'l-îmâni. "İnsan hakikatı imana erişemez." Lâ yebluğu'l-abdü hakîkate'l-îmâni. "İnsan hakikatı imana erişemez."

Mü'miniz elhamdülillah ama bir hakikati var onun. Güzelliği var, iyiliği var. Mü'miniz elhamdülillah ama bir hakikati var onun. Güzelliği var, iyiliği var.

"O iyi güzel hakiki bir imana insan." Lâ yebluğu. "Baliğ olamaz yani yetişemez." "O iyi güzel hakiki bir imana insan." Lâ yebluğu. "Baliğ olamaz yani yetişemez." Hattâ yuhibbu li'n-nâsi mâ yuhibbu li-nefsihi mine'l-hayri.Hattâ yuhibbu li'n-nâsi mâ yuhibbu li-nefsihi mine'l-hayri. "Bütün hayırları, nefsinin istediği ne kadar hayır varsa"Bütün hayırları, nefsinin istediği ne kadar hayır varsa o hayırları da insanlar için istemedikçe hakikati imana erişemez." Yine dersin birisi; o hayırları da insanlar için istemedikçe hakikati imana erişemez."

Yine dersin birisi;

"İman sahibi olmayanlar cennete giremez." "İman sahibi olmayanlar cennete giremez." Hattâ tü'minû. "Hiç kimse cennete giremez hatta iman etmedikçe." Hattâ tü'minû. "Hiç kimse cennete giremez hatta iman etmedikçe."

Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah deyip iman şerefiyleLâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah deyip iman şerefiyle müşerref olmayan insanlara cennet yok, bir. "Mü'min olamaz hatta birbirlerini sevmedikçe." müşerref olmayan insanlara cennet yok, bir.

"Mü'min olamaz hatta birbirlerini sevmedikçe."

Bunu demekle de iş bitmiyor yani. İman bunu demekle de iş bitmiyor.Bunu demekle de iş bitmiyor yani. İman bunu demekle de iş bitmiyor. Birbirlerini sevmedikçe hakikati imana ulaşamazlar.Birbirlerini sevmedikçe hakikati imana ulaşamazlar. Birbirlerini sevmedikçe hattâ tehâbbû. "Birbirlerini sevmedikçe hakikati imana da ulaşamazlar." Birbirlerini sevmedikçe hattâ tehâbbû. "Birbirlerini sevmedikçe hakikati imana da ulaşamazlar."

Allah!.. Bu kulağımızda küpe olsun bu bizim de, birbirimize buğz etmekten, Allah!..

Bu kulağımızda küpe olsun bu bizim de, birbirimize buğz etmekten,
birbirimizin aleyhinde konuşmaktan, birbirimizin dedikodusunu yapmaktan Allah bizi kurtarsın. birbirimizin aleyhinde konuşmaktan, birbirimizin dedikodusunu yapmaktan Allah bizi kurtarsın.

Sanki kendimiz birer melek. Gökten indik tertemiz, hiç kusurumuz kabahatimiz yok. Sanki kendimiz birer melek. Gökten indik tertemiz, hiç kusurumuz kabahatimiz yok. Hep birbirimizin kusuru kabahatleriyle meşgul olmaya vazife edinmişiz.Hep birbirimizin kusuru kabahatleriyle meşgul olmaya vazife edinmişiz. Başka memlekette yapılacak iş kalmamış! Başka memlekette yapılacak iş kalmamış!

Allah bu münafıklıktan ve bu dedikoduculuktan mü'minleri müslümanları kurtarsın. Allah bu münafıklıktan ve bu dedikoduculuktan mü'minleri müslümanları kurtarsın.

Sözde kardeşiz değil mi? Hangi kardeşlik bu? Sözde kardeşiz değil mi?

Hangi kardeşlik bu?

Bu kardeşlik ana baba kardeşliğine de benzemez. Anadan babadan kardeşler iyidirler. Bu kardeşlik ana baba kardeşliğine de benzemez. Anadan babadan kardeşler iyidirler. Bir miras vakti oldu muydu, "Sen çok aldın ben az aldım!" diyerekten hepsi birbiriyle kavga ederler.Bir miras vakti oldu muydu, "Sen çok aldın ben az aldım!" diyerekten hepsi birbiriyle kavga ederler. Fakat mü'minin kardeşliği böyle değil ki. Mü'min elindekini verir kardeşine. Elindekini de verir. Fakat mü'minin kardeşliği böyle değil ki. Mü'min elindekini verir kardeşine. Elindekini de verir.

Kardeşim babamız öldü. Eh, Peki! "Bu mal senin olsun!" der. "Ben çalışırım kazanırım!" der.Kardeşim babamız öldü.

Eh, Peki!

"Bu mal senin olsun!" der. "Ben çalışırım kazanırım!" der.
Hakikati imana erişmiş insanlar veriverir. Nitekim bir çok misalleri de vardır böyle. Hakikati imana erişmiş insanlar veriverir.

Nitekim bir çok misalleri de vardır böyle.

Binâenaleyh hakikati imana ulaşmak da kolay bir şey değil. Binâenaleyh hakikati imana ulaşmak da kolay bir şey değil. Bütün insanlara kendi nefsi için sevdiği hayırları [ister.] Hayır içinden istemekle olur.Bütün insanlara kendi nefsi için sevdiği hayırları [ister.] Hayır içinden istemekle olur. Bunu yapmadıkça insan hakikatı imana ulaşamaz. Hatta bir şeyde yine; Bunu yapmadıkça insan hakikatı imana ulaşamaz.

Hatta bir şeyde yine;

Lâ yebluğu abdün sarîha'l-îmâni. Bu da hakikati iman demektir.Lâ yebluğu abdün sarîha'l-îmâni. Bu da hakikati iman demektir. "Sarîh-i imana ulaşamaz insan." Hattâ yedea'l-mizâha. "Şakayı terk etmedikçe." "Sarîh-i imana ulaşamaz insan." Hattâ yedea'l-mizâha. "Şakayı terk etmedikçe."

Şakacılık hiç iyi bir şey değil. Şaka yaptım! Şakacılık hiç iyi bir şey değil.

Şaka yaptım!

Sen çocuk musun bebek misin? Şakayı çocuklar yapar. Sen çocuk musun bebek misin?

Şakayı çocuklar yapar.

Ve'l-kezibe. "Yalanı da terk etmedikçe." Ve yedea'l-mirâe. "Mücadeleyi de terk etmedikçe." Ve'l-kezibe. "Yalanı da terk etmedikçe." Ve yedea'l-mirâe. "Mücadeleyi de terk etmedikçe."

Mücadele hiç iyi bir şey değil. Mücadele ara bozan şey. Sen haksızsın ben haklıyım.Mücadele hiç iyi bir şey değil. Mücadele ara bozan şey. Sen haksızsın ben haklıyım. Neyine gerek bırak sen şimdi onu. Öyle mücadeleye girdin mi darılırız birbirimizle. Neyine gerek bırak sen şimdi onu. Öyle mücadeleye girdin mi darılırız birbirimizle. Çünkü ashabı kiramın mücadelesi hakkı izhar içindi.Çünkü ashabı kiramın mücadelesi hakkı izhar içindi. Biz ise kendimizin yüksekliğini göstermek için yapıyoruz mücadeleyi. Hak için değil.Biz ise kendimizin yüksekliğini göstermek için yapıyoruz mücadeleyi. Hak için değil. Kendimizin mevkini yüksekliğini beyan için işte fesahata sahip belagata sahipKendimizin mevkini yüksekliğini beyan için işte fesahata sahip belagata sahip güzel konuşuyor filan derken karşıdaki adamı mahcup duruma düşürüyor.güzel konuşuyor filan derken karşıdaki adamı mahcup duruma düşürüyor. Onun karşısındaki adam mahcup duruma düşünce bir daha onun yüzüne bakmamak ister. Onun karşısındaki adam mahcup duruma düşünce bir daha onun yüzüne bakmamak ister.

Onun için ne olursa olsun mücadeleyi terk etmek lazım. Halbuki şimdi bir de mücadele cemiyeti var. Onun için ne olursa olsun mücadeleyi terk etmek lazım. Halbuki şimdi bir de mücadele cemiyeti var. Adam cemiyet kurmuş mücadele için. Bak Peygamber terk edin diyor, o da kuruyor. Adam cemiyet kurmuş mücadele için. Bak Peygamber terk edin diyor, o da kuruyor.

Bak bak bak!... Ve in kâne muhikkan. "Haklı da olsan sus." Haklı da olsan sus! Niçin? Bak bak bak!...

Ve in kâne muhikkan. "Haklı da olsan sus."

Haklı da olsan sus!

Niçin?

Ara bozma. Ara bozulur. Sen sen dersin, ben benim derken iş gürültüye varır. Ara bozma.

Ara bozulur. Sen sen dersin, ben benim derken iş gürültüye varır.
Hiç bir şey olmaz arada bozukluk olur. İyisi mi kendin sus, "Peki kardeş sen haklı ol!" de geç. Hiç bir şey olmaz arada bozukluk olur. İyisi mi kendin sus, "Peki kardeş sen haklı ol!" de geç. Ama nefis var dedirttirmez ki insana. Ama nefis var dedirttirmez ki insana.

Lâ yebûlenne ehadüküm fî müstehammihî.Lâ yebûlenne ehadüküm fî müstehammihî. "Gusül ettiğiniz hamamlarda def-i hâcet, gerek ufaktan gerek büyükten idrarınızı yapmayın orada.""Gusül ettiğiniz hamamlarda def-i hâcet, gerek ufaktan gerek büyükten idrarınızı yapmayın orada." Lâ yebûlenne. "Bevl çıkarmayın oraya." Mesela abdest alırken sıkışmış insan.Lâ yebûlenne. "Bevl çıkarmayın oraya."

Mesela abdest alırken sıkışmış insan.
Abdestini de bozuverecek. O olmaz. Çık dışarıda abdestini yap. Abdestini de bozuverecek. O olmaz. Çık dışarıda abdestini yap. Ondan sonra gel hamamında guslünü yap. Ondan sonra gel hamamında guslünü yap.

Lâ yebûlenne ehadüküm fî müstehammihî. Mevzi-i iğtisal. "Guslettiği yer." Lâ yebûlenne ehadüküm fî müstehammihî. Mevzi-i iğtisal. "Guslettiği yer."

Sümme yağtesil fîhi. "Guslettiği yerde idrar yapmasın, yani işemesin." Sümme yağtesil fîhi. "Guslettiği yerde idrar yapmasın, yani işemesin."

Sonra o işediği yerde de gusül ediyor. Sonra o işediği yerde de gusül ediyor.

Bazı evlerde, Allah muhafaza etsin, gusülhaneler de böyle yüz numaraların içersine yapılmış. Bazı evlerde, Allah muhafaza etsin, gusülhaneler de böyle yüz numaraların içersine yapılmış. Hiç olacak şey değil. Müslümana yakışan şey değil. Hiç olacak şey değil. Müslümana yakışan şey değil.

Ev yetevadda' fîhi. "Yahut gusletmiyor da abdest alıyor." Ev yetevadda' fîhi. "Yahut gusletmiyor da abdest alıyor."

Abdest aldığı yerde dahi yani işediği yerde abdest almasın. Abdest aldığı yerde dahi yani işediği yerde abdest almasın.

"İşediği yerde abdest almasın." Fe-inne âmmete'l-vesvâsi minhü. Vesvese. "İşediği yerde abdest almasın." Fe-inne âmmete'l-vesvâsi minhü. Vesvese. Vesvese diyorlar ya, kuruntu işte içerden gelen bir türlü şeyler. Çeşit adları var onların. Vesvese diyorlar ya, kuruntu işte içerden gelen bir türlü şeyler. Çeşit adları var onların.

"Bunların hepsi o guslettiği yerdeki abdest edişinden yahut abdest aldığı yerde"Bunların hepsi o guslettiği yerdeki abdest edişinden yahut abdest aldığı yerde abdest edişinden ileri gelirmiş." abdest edişinden ileri gelirmiş."

Fe-inne âmmete'l-vesvâsi minhü. "Bütün vesveseler oradan ileri geliyor." Fe-inne âmmete'l-vesvâsi minhü. "Bütün vesveseler oradan ileri geliyor."

Bazı insanlar çok şikayet ederler böyle. Bundan kurtaramıyorum diye. Bazı insanlar çok şikayet ederler böyle. Bundan kurtaramıyorum diye. İşte bunun sebeplerinden birisi de guslettiği yerlerde idrar yapmak, işemek.İşte bunun sebeplerinden birisi de guslettiği yerlerde idrar yapmak, işemek. Yahut abdest aldığı yerde işemek. Onun için evler yapılırken çok dikkat lazım. Yahut abdest aldığı yerde işemek.

Onun için evler yapılırken çok dikkat lazım.
Gusülhaneler ayrı olmalı. Ucuz olsun diyerekten gusülhanenin içine banyoyu [abdesthaneyi] da koymakGusülhaneler ayrı olmalı. Ucuz olsun diyerekten gusülhanenin içine banyoyu [abdesthaneyi] da koymak ucuza mal olur ama Müslümanlığa yakışmaz.ucuza mal olur ama Müslümanlığa yakışmaz. Müslümanın gusülhanesi de ayrı olur abdesthanesi de ayrı olur. Yine bir ikinci hadis; Müslümanın gusülhanesi de ayrı olur abdesthanesi de ayrı olur.

Yine bir ikinci hadis;

Lâ yebûlenne ehadüküm fi'l-mâi'd-dâimi. "Duran suraların, durgun suların üzerine de çiş yapmayınız." Lâ yebûlenne ehadüküm fi'l-mâi'd-dâimi. "Duran suraların, durgun suların üzerine de çiş yapmayınız."

Durgun su, akarsularda da yapılması doğru değil ama durgun sulara hiç yapılmaması lazım. Durgun su, akarsularda da yapılması doğru değil ama durgun sulara hiç yapılmaması lazım.

Ellezi lâ yecrî. "Akmıyor. Durgun bir su." O suya işeyip de suyu bozma.Ellezi lâ yecrî. "Akmıyor. Durgun bir su."

O suya işeyip de suyu bozma.
O sudan icap ederse içmek için alan olur, abdest için alan olur. Onu içmek suretiyle de caiz olmaz. O sudan icap ederse içmek için alan olur, abdest için alan olur. Onu içmek suretiyle de caiz olmaz.

Yalnız burada büyük göl olaraktan izah etmemiş.Yalnız burada büyük göl olaraktan izah etmemiş. Belki bunlar ufak havuzlardır, ki onlar çabuk kirlenirler. Göl, büyük göller olursa deniz gibidir onlar.Belki bunlar ufak havuzlardır, ki onlar çabuk kirlenirler. Göl, büyük göller olursa deniz gibidir onlar. Onlara zarar etmez ama yapmaması yine evladır. Onlara zarar etmez ama yapmaması yine evladır.

Sümme yağtesilü fîhi. "O durgun suda çişini yapıyor sonra bir de oradan o sudan guslediyor." Sümme yağtesilü fîhi. "O durgun suda çişini yapıyor sonra bir de oradan o sudan guslediyor."

Ki, caiz olmayan bir şeydir. Bu hususta çeşit sözler ve çok hadisler varmış. Ki, caiz olmayan bir şeydir.

Bu hususta çeşit sözler ve çok hadisler varmış.

Ravileri yine; Ziya el-Makdisî, Buhari, Müslim, Ebu Davud,Ravileri yine;

Ziya el-Makdisî, Buhari, Müslim, Ebu Davud,
Nesei, İbn Hibban, İbn Huzeyme Hz. Ebû Hüreyre'den. Nesei, İbn Hibban, İbn Huzeyme Hz. Ebû Hüreyre'den.

Lâ yectemi'u meleün. "Bir cemaat toplanmaz."Lâ yectemi'u meleün. "Bir cemaat toplanmaz." Fe-yed'û ba'duhüm ve yüemminü'l-ba'du. Fe-yed'û ba'duhüm ve yüemminü'l-ba'du. "Toplandıkları vakitte bir cemaat şimdi bir kısmı dua ediyor bir kısmı da amin diyor. "Toplandıkları vakitte bir cemaat şimdi bir kısmı dua ediyor bir kısmı da amin diyor. Böyle olduğu halde." İllâ ecâbehümüllâhu.Böyle olduğu halde." İllâ ecâbehümüllâhu. "Muhakkak Cenâb-ı Hak onların duasına icabet eder." "Muhakkak Cenâb-ı Hak onların duasına icabet eder."

Bu onun için bazı insanlar mesela hatm-i Kur'an'ı evde yaparlar daBu onun için bazı insanlar mesela hatm-i Kur'an'ı evde yaparlar da gelirler camide bir onun duasını yaptırıvereyim, cemaatin duası amini icabete vesile oluyor.gelirler camide bir onun duasını yaptırıvereyim, cemaatin duası amini icabete vesile oluyor. Her ne kadar doğru değil diyenler olmuşsa da e cemaati her yerde bulmak mümkün olmaz.Her ne kadar doğru değil diyenler olmuşsa da e cemaati her yerde bulmak mümkün olmaz. Cemaatler ancak olsa olsa camilerde bulunuyor. Onun için böyle bu gibi dualarda fırsat bilmeliCemaatler ancak olsa olsa camilerde bulunuyor. Onun için böyle bu gibi dualarda fırsat bilmeli insan yapacağı duaları cemaatiyle yapınca; ecâbehümüllâhu. insan yapacağı duaları cemaatiyle yapınca; ecâbehümüllâhu. "Allah da onların duasına isteklerine icabet eder, verir arzularını." "Allah da onların duasına isteklerine icabet eder, verir arzularını."

Onun için gerek namazlarımızın arkasında yaptığımız dualar, Onun için gerek namazlarımızın arkasında yaptığımız dualar, gerek Kur'an okumak suretiyle yaptığımız hatimlerde, mevlitlerde zikirlerde vesaire zamanlarda gerek Kur'an okumak suretiyle yaptığımız hatimlerde, mevlitlerde zikirlerde vesaire zamanlarda yapılan dualar mutlaka icâbet-i ilâhiyeye nail olurlar. Fırsatı kaçırmamak lazım. yapılan dualar mutlaka icâbet-i ilâhiyeye nail olurlar. Fırsatı kaçırmamak lazım.

Ğubâr, toz. Lâ yectemiu ğubârun fî sebîlillâhi ve duhânu cehennem. "Fisebilllah bir toz ileĞubâr, toz.

Lâ yectemiu ğubârun fî sebîlillâhi ve duhânu cehennem. "Fisebilllah bir toz ile
cehennemin alevi, ateşi, dumanı [bir arada toplanmaz.] cehennemin alevi, ateşi, dumanı [bir arada toplanmaz.]

Hem cihaddan üstü başı tozlanmış hem de cehennemin ateşi ona erişsin. Mümkün olmaz bu.Hem cihaddan üstü başı tozlanmış hem de cehennemin ateşi ona erişsin. Mümkün olmaz bu. Yani cihat etmiş bir adamsa o cehenneme girmez demek. Yani cihat etmiş bir adamsa o cehenneme girmez demek.

Fî cevfi abdin ebeden. "Mücahitlerin cehennem ateşini görmeleri mümkün değil." Fî cevfi abdin ebeden. "Mücahitlerin cehennem ateşini görmeleri mümkün değil."

Mücahit, fisebilillah dediği orada; Kur'an okumak fisebilillah. Namaz kılmak fisebilillah.Mücahit, fisebilillah dediği orada; Kur'an okumak fisebilillah. Namaz kılmak fisebilillah. Sadaka vermek fisebilillah. Hayratları iştirak etmek fisebilillah. Hacca gitmek fisebilillah.Sadaka vermek fisebilillah. Hayratları iştirak etmek fisebilillah. Hacca gitmek fisebilillah. Giden askere yardım etmek fisebilillah. Her tarafa bir çok yani fisebilillahın sayısı bitmez.Giden askere yardım etmek fisebilillah. Her tarafa bir çok yani fisebilillahın sayısı bitmez. Okuyan talebenin [ihtiyacını görmek,] şu bir sürü.Okuyan talebenin [ihtiyacını görmek,] şu bir sürü. Bunların hangisi olursa olsun cehennemle bunların birleşmesi mümkün değil. Sebebi? Bunların hangisi olursa olsun cehennemle bunların birleşmesi mümkün değil.

Sebebi?

İşte Allahu Teâlâ sevdiği için, cihada iştirak edenleri sevdiği için ister gazi olİşte Allahu Teâlâ sevdiği için, cihada iştirak edenleri sevdiği için ister gazi ol isterse böyle ilimle mücadele ederek, mücahede ederekten gazi ol nasıl olursan ol, isterse böyle ilimle mücadele ederek, mücahede ederekten gazi ol nasıl olursan ol, cehennemle birleşmesi mümkün değil. Yine; Ve lâ yectemi'u şuhhu ve'l-iman. cehennemle birleşmesi mümkün değil.

Yine;

Ve lâ yectemi'u şuhhu ve'l-iman.

Bahilik, sıkılık yani bahilik sıkılık diyorlar ya. "Sıkılıkla iman da bir arada durmaz." Bahilik, sıkılık yani bahilik sıkılık diyorlar ya.

"Sıkılıkla iman da bir arada durmaz."

Yani iki şey vardır. Cihatla cehennem ateşi nasıl bir arada birleşmiyorsa Yani iki şey vardır. Cihatla cehennem ateşi nasıl bir arada birleşmiyorsa yani mücahidi cehenneme Cenâb-ı Hak nasıl koymuyorsa bahili de cennete koymuyor.yani mücahidi cehenneme Cenâb-ı Hak nasıl koymuyorsa bahili de cennete koymuyor. İman sahibi olamıyor çünkü. Ve lâ yectemiu'ş-şuhhu ve'l-îmâni. "İman ile bahilik." İman sahibi olamıyor çünkü.

Ve lâ yectemiu'ş-şuhhu ve'l-îmâni. "İman ile bahilik."
Fî kalbi abdin ebeden. "Mü'minin kalbinde ebediyen yaşamaz." Bu da ebedâ.Fî kalbi abdin ebeden. "Mü'minin kalbinde ebediyen yaşamaz."

Bu da ebedâ.
Hem iman hem bahilik olmaz. Bahilse iman yok. İmanı varsa bahil değildir.Hem iman hem bahilik olmaz. Bahilse iman yok. İmanı varsa bahil değildir. Bahil adam iman sahibi olamaz. Ne kadar fena bir şey bu bahilik. Bahil adam iman sahibi olamaz. Ne kadar fena bir şey bu bahilik.

Onun için geçen bir şey dinledim. Birisi sormuş; Siz nasıl mücadele edersiniz? Onun için geçen bir şey dinledim. Birisi sormuş;

Siz nasıl mücadele edersiniz?

Şöyle ederiz böyle ederiz. "Öyle yağma yok!" demiş. Keselerin ağzı açılmadıkça mücadele olmaz.Şöyle ederiz böyle ederiz.

"Öyle yağma yok!" demiş. Keselerin ağzı açılmadıkça mücadele olmaz.
Keselerin ağzı açılıp cömertlik yapılıp kendini cömert olarak halka tanıtacaksın.Keselerin ağzı açılıp cömertlik yapılıp kendini cömert olarak halka tanıtacaksın. Ondan sonra halk seni sevecek bel bağlayacak sana. Ondan sonra halk seni sevecek bel bağlayacak sana.

Bu hadîs-i şerîfi Hz. Aişe validemizle Ebû Hüreyre rivayet etmişler. Yine buyuruyorlar; Bu hadîs-i şerîfi Hz. Aişe validemizle Ebû Hüreyre rivayet etmişler.

Yine buyuruyorlar;

Lâ yectemiu erba'atün fî mü'minin. "Dört şey bir mü'minde birleşmez."Lâ yectemiu erba'atün fî mü'minin. "Dört şey bir mü'minde birleşmez." İllâ evceballâhu lehû bihinne'l-cennete. "Birleştiği vakitte bu dört şey sebebiyle İllâ evceballâhu lehû bihinne'l-cennete. "Birleştiği vakitte bu dört şey sebebiyle Allahu celle ve alâ o adamı cennete kor." Allahu celle ve alâ o adamı cennete kor."

Dört şey bir adamın kalbinde birleşirse toplanırsa o cennetliktir. Dört şey bir adamın kalbinde birleşirse toplanırsa o cennetliktir.

Birisi; es-Sıdku. "Doğruluk." Doğruluk, bir. Fi'l-lisâni. "Dilinde doğruluk." Birisi;

es-Sıdku. "Doğruluk."

Doğruluk, bir.

Fi'l-lisâni. "Dilinde doğruluk."

Benim sen kalbime bak. O yok. Dilinin doğru olması şart. Ve's-sehâu fi'l-mâli. Benim sen kalbime bak.

O yok.

Dilinin doğru olması şart.

Ve's-sehâu fi'l-mâli.
"Malda cömertlik, iki." Ve'l-meveddetü fi'l-kalbi. "Tam manasıyla gönülden sevmek." "Malda cömertlik, iki." Ve'l-meveddetü fi'l-kalbi. "Tam manasıyla gönülden sevmek." Ve'n-nasîhatü fi'l-meşhedi ve'l-mağîbi. "Hazır olanlara da gaib olanlara da daima hayır murad etmek." Ve'n-nasîhatü fi'l-meşhedi ve'l-mağîbi. "Hazır olanlara da gaib olanlara da daima hayır murad etmek."

Daima herkes hakkında hayır murad etmek. Herkes nasihat etmek. Hayırlı yolu göstermek. Daima herkes hakkında hayır murad etmek. Herkes nasihat etmek. Hayırlı yolu göstermek. Hayırlı yolu göstermek ve nasihat etmek. Yavrum bu yol müslümanın yolu değildir.Hayırlı yolu göstermek ve nasihat etmek. Yavrum bu yol müslümanın yolu değildir. Yavrum bu yol mü'minin yolu değildir. Yavrum bu müslümana yakışmaz. Yavrum bu yol mü'minin yolu değildir. Yavrum bu müslümana yakışmaz. Yavrum bu mü'mine yakışmaz. Daima nasihat et. Döverlermiş. Ne yapalım, vazifemiz. Yavrum bu mü'mine yakışmaz.

Daima nasihat et.

Döverlermiş.

Ne yapalım, vazifemiz.

Lâ yectemiâni fi'n-nâri. "Cehennemde iki kişi birleşmez." Cehennemde iki kişi yan yana gelmez. Lâ yectemiâni fi'n-nâri. "Cehennemde iki kişi birleşmez."

Cehennemde iki kişi yan yana gelmez.

Birisi; Müslimün katele kâfiren. "Gavuru öldürdü. Katletti." Birisi;

Müslimün katele kâfiren. "Gavuru öldürdü. Katletti."

Bu katlinden dolayı bir türlü de kabahati var. Allah bunu kafirle beraber cehennemde yakmaz. Bu katlinden dolayı bir türlü de kabahati var. Allah bunu kafirle beraber cehennemde yakmaz. O katlettiği kafir cehenneme girer bu cehenneme girmez.O katlettiği kafir cehenneme girer bu cehenneme girmez. Yani kafiri katleden cehenneme girmez demek. Yani kafiri katleden cehenneme girmez demek.

Sümme seddede ve kârebe. "Sonra kendisi istikamet üzerine hareket ediyor." Sümme seddede ve kârebe. "Sonra kendisi istikamet üzerine hareket ediyor."

Öldürdü ama istikamet üzerine hareket ediyor. Gurbet-i ilâhiyeyi kazanıyor. Öldürdü ama istikamet üzerine hareket ediyor. Gurbet-i ilâhiyeyi kazanıyor.

Ve lâ yectemiâni fî cevfi mü'minin: ğubârun fî sebîlillâhi ve feyhu cehenneme. Ve lâ yectemiâni fî cevfi mü'minin: ğubârun fî sebîlillâhi ve feyhu cehenneme. "Yine iki şey mü'minin içinde bulunmaz, birleşmez. Birisi, fisebilillah tozlanmış." "Yine iki şey mü'minin içinde bulunmaz, birleşmez. Birisi, fisebilillah tozlanmış."

Hacca giderken tozlanır, mektebe giderken tozlanır, medreseye giderken tozlanır. Hacca giderken tozlanır, mektebe giderken tozlanır, medreseye giderken tozlanır. Şuraya giderken tozlanır. Harbe giderken tozlanır toza toprağa bulanır. Şuraya giderken tozlanır. Harbe giderken tozlanır toza toprağa bulanır.

"Ha bu tozlu topraklarla beraber cehennemin ateşine kokusuna dumanına girsin olmaz." "Ha bu tozlu topraklarla beraber cehennemin ateşine kokusuna dumanına girsin olmaz."

Ve lâ yectemiâni fî kalbi abdin: el-Îmânü ve'l-hasedü. Ve lâ yectemiâni fî kalbi abdin: el-Îmânü ve'l-hasedü. "Yine o kalpte birleşmez hem iman olsun hem haset, çekememezlik olsun. Bu da olmaz." "Yine o kalpte birleşmez hem iman olsun hem haset, çekememezlik olsun. Bu da olmaz."

Mü'minse, imanı varsa haset olmayacak. Hasedi varsa imanı yok demektir. Allah muhafaza etsin. Mü'minse, imanı varsa haset olmayacak. Hasedi varsa imanı yok demektir.

Allah muhafaza etsin.

el-Hasedü te'külü'l-hasenât kemâ te'külü'n-nâru'l-hatab. el-Hasedü te'külü'l-hasenât kemâ te'külü'n-nâru'l-hatab.

Haset o kadar fena bir şey ki nasıl ki odunu ateş yiyor yani yanıyor.Haset o kadar fena bir şey ki nasıl ki odunu ateş yiyor yani yanıyor. Yanınca nasıl kül oluyor bir şey kalmıyor ortada. Koca bir kök, kütük yanıyor bir şey kalmıyor. Yanınca nasıl kül oluyor bir şey kalmıyor ortada. Koca bir kök, kütük yanıyor bir şey kalmıyor.

"Nasıl onda bir şey kalmıyorsa haset de imanı böyle yer bitirir." "Nasıl onda bir şey kalmıyorsa haset de imanı böyle yer bitirir."

Ateş odunu nasıl yiyorsa haset de imanı yer. Hakkın takdirine razı olmamaktan ileri geliyor. Ateş odunu nasıl yiyorsa haset de imanı yer. Hakkın takdirine razı olmamaktan ileri geliyor. Haset hakkın takdirine razı olmamaktan ileri geliyor. Onun olsun da benim niçin olmasın? Haset hakkın takdirine razı olmamaktan ileri geliyor.

Onun olsun da benim niçin olmasın?

E neden? Allah sana takdir etmiş böyle. Sen ona razı ol. Ona da öyle takdir etmiş.E neden?

Allah sana takdir etmiş böyle. Sen ona razı ol. Ona da öyle takdir etmiş.
Sen de ona razı ol. Razı olmuyorsan demek ki imanın yok. Mühim meseledir. Sen de ona razı ol. Razı olmuyorsan demek ki imanın yok.

Mühim meseledir.
Bu gün hele çok mühim bir meseledir hasetçilik. Bütün kavga kıyamet de bundan kopuyor bugün. Bu gün hele çok mühim bir meseledir hasetçilik. Bütün kavga kıyamet de bundan kopuyor bugün.

Lâ yectemiâni fî kalbi abdin fî misli hâze'l-mevti illâ a'tâhullâhu mâ yercû ve âmenehû mimmâ yehâfu.Lâ yectemiâni fî kalbi abdin fî misli hâze'l-mevti illâ a'tâhullâhu mâ yercû ve âmenehû mimmâ yehâfu. "Resûlü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bir adamın, bir kişinin ziyaretine gitmişler. "Resûlü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bir adamın, bir kişinin ziyaretine gitmişler. O da sekerâtü'l-mevtte, ölüm halinde. Ona demiş ki." Keyfe tecidüke.O da sekerâtü'l-mevtte, ölüm halinde. Ona demiş ki." Keyfe tecidüke. "Nasıl halin, nasıl buluyorsun halini?" Kâle: Ercûllâhe ve ehâfü zünûbî."Nasıl halin, nasıl buluyorsun halini?" Kâle: Ercûllâhe ve ehâfü zünûbî. "Ben Allah'tan umudumu kesmiyorum. Umuyorum ki benim günahlarımı [affeder]." demiş. "Ben Allah'tan umudumu kesmiyorum. Umuyorum ki benim günahlarımı [affeder]." demiş.

Hem korkuyorum hem de ondan affedeceğini umuyorum. Hem korkuyorum hem de ondan affedeceğini umuyorum.

Öyleyse demiş ki Cenâb-ı Hak. Bu anda ne isterse insan Cenâb-ı Hak'tan o umduğuna nail olur yani.Öyleyse demiş ki Cenâb-ı Hak. Bu anda ne isterse insan Cenâb-ı Hak'tan o umduğuna nail olur yani. O anda umuyor ki Allah Gafûr'dur, Kerîm'dir, Rahîm'dir. Çok da kabahatler ettim ama bağışlayıcıdır.O anda umuyor ki Allah Gafûr'dur, Kerîm'dir, Rahîm'dir. Çok da kabahatler ettim ama bağışlayıcıdır. Bağışlanmamı ümit ediyorum. Bağışlanmamı ümit ediyorum. Çünkü hayattayken korkuyla ümit rica, ikisinin terazinin gözü gibi bir olması lazım. Çünkü hayattayken korkuyla ümit rica, ikisinin terazinin gözü gibi bir olması lazım. Fakat ölüm hali geldi miydi korkuyu kaldıracak ümide dayanacağız. Aman yâ Rabbi!.. Fakat ölüm hali geldi miydi korkuyu kaldıracak ümide dayanacağız.

Aman yâ Rabbi!..

Lâ yecmeullâhu azze ve celle emre ümmetî alâ dalâletin ebeden. Lâ yecmeullâhu azze ve celle emre ümmetî alâ dalâletin ebeden.

"Cenâb-ı Allah celle ve alâ hazretleri benim ümmetimi katiyen dalalet üzerine toplandırmaz." "Cenâb-ı Allah celle ve alâ hazretleri benim ümmetimi katiyen dalalet üzerine toplandırmaz."

Dalalet üzerine toplu bir cemiyet bulunmaz. Dalalet üzerine toplu bir cemiyet bulunmaz.

Ebeden. "Hiç bir zaman." İttebiû's-sevâde'l-a'zame. "Binâenaleyh büyük cemaate tabi olun." Ebeden. "Hiç bir zaman." İttebiû's-sevâde'l-a'zame. "Binâenaleyh büyük cemaate tabi olun."

Cemaatin büyüğüne tabi olun. Yedullâhi ale'l-cemâati. "Allah'ın eli cemaatin üzerindedir." Cemaatin büyüğüne tabi olun.

Yedullâhi ale'l-cemâati. "Allah'ın eli cemaatin üzerindedir."

"Allah'ın eli" [denilmesi] temsildir. Allah toplu cemaatlere rahmet eder. "Allah'ın eli" [denilmesi] temsildir. Allah toplu cemaatlere rahmet eder.

Men şezze şüzze fi'n-nâri. "Cemaatten ayrılanlar cehenneme düşer." Men şezze şüzze fi'n-nâri. "Cemaatten ayrılanlar cehenneme düşer."

Onun için bölücülük de, ayrıcılık de, particilik de ne dersen de artık.Onun için bölücülük de, ayrıcılık de, particilik de ne dersen de artık. Bunların hiç birisi Müslümanlığa yakışır şeyler değildir. Hepimiz biriz. Bunların hiç birisi Müslümanlığa yakışır şeyler değildir. Hepimiz biriz.

el-Mü'minü ke'l-bünyâni. el-Müslimü ke'l-cesedi. Mü'minler bir bina gibidir. Bin bir tane taş var işte.el-Mü'minü ke'l-bünyâni. el-Müslimü ke'l-cesedi.

Mü'minler bir bina gibidir. Bin bir tane taş var işte.
Hepsi birleşmiş binasını yapmış. Çivisinden demirinden taşından birleşmiş bina olmuş.Hepsi birleşmiş binasını yapmış. Çivisinden demirinden taşından birleşmiş bina olmuş. Ceset; işte etinden kemiğinden derisinden şusundan busundan toplanmış bir ceset olmuş. Ceset; işte etinden kemiğinden derisinden şusundan busundan toplanmış bir ceset olmuş. Mü'minler de tıpkı böyledir. Artık kol derse ki ben bu işi yapıyorum ben ayrılacağım.Mü'minler de tıpkı böyledir. Artık kol derse ki ben bu işi yapıyorum ben ayrılacağım. Bacak derse ki bu işi ben yapıyorum ben ayrılacağım.Bacak derse ki bu işi ben yapıyorum ben ayrılacağım. Göz derse ki bu işi benim sayemde yapıyorsun ben ayrılacağım. Ne olur o ceset? Göz derse ki bu işi benim sayemde yapıyorsun ben ayrılacağım.

Ne olur o ceset?

Hiçbir işe yaramaz. Sonra bunları toplayıpta yine bir yere getirsek yine olmaz.Hiçbir işe yaramaz.

Sonra bunları toplayıpta yine bir yere getirsek yine olmaz.
Çünkü yerinden ayrılan bir şey eklenmek suretiyle bir daha ondan hayır olmaz. Çünkü yerinden ayrılan bir şey eklenmek suretiyle bir daha ondan hayır olmaz.

Yek vücut gibi olur mu? Ayrılan bir parçaları getirelim ekleyelim yine.Yek vücut gibi olur mu?

Ayrılan bir parçaları getirelim ekleyelim yine.
Kolunu takalım bacağını takalım. Şunun gözünü kulağını takalım yine olsun. Kolunu takalım bacağını takalım. Şunun gözünü kulağını takalım yine olsun.

O uydurma. Uydurma olur o. O uydurma. Uydurma olur o.

Bir kenarda görüyoruz ya, bazı esvaplar giydiriyorlar otutturuyorlar bir hanımı. Uydurma hanım işte! Bir kenarda görüyoruz ya, bazı esvaplar giydiriyorlar otutturuyorlar bir hanımı. Uydurma hanım işte!

Lâ yectemiu. "Toplanmaz." Hubbu hâülâi'l-erba'ati. "Şu dört kişinin sevgisi toplanmaz."Lâ yectemiu. "Toplanmaz." Hubbu hâülâi'l-erba'ati. "Şu dört kişinin sevgisi toplanmaz." Fî kalbi münâfikin. "Münafıkın kalbinde şu dört kişinin sevgisi toplanmaz."Fî kalbi münâfikin. "Münafıkın kalbinde şu dört kişinin sevgisi toplanmaz." Ebî Bekrin ve Umere ve Osmâne ve Aliyyin. "Ebû Bekir'i sevmek, Ömer'i sevmek, Osman'ı sevmek ve Ali'yi sevmek." Ebî Bekrin ve Umere ve Osmâne ve Aliyyin. "Ebû Bekir'i sevmek, Ömer'i sevmek, Osman'ı sevmek ve Ali'yi sevmek."

Haa bunlar münafıklarda bulunmaz. Bunlar mü'minlerde bulunur ancak.Haa bunlar münafıklarda bulunmaz. Bunlar mü'minlerde bulunur ancak. Mü'min bu dördü canı gibi sever. Halife diyorlardı bunlara, dört halife hani: Mü'min bu dördü canı gibi sever. Halife diyorlardı bunlara, dört halife hani: Ebû Bekir, Ömer, Osman, Ali. Hilafet 30 sene, bunlara [hulefâ-i râşidîn denir].Ebû Bekir, Ömer, Osman, Ali. Hilafet 30 sene, bunlara [hulefâ-i râşidîn denir]. Ondan sonraki hilafet işte padişahlıktır, krallıktır, cumhuriyettir,Ondan sonraki hilafet işte padişahlıktır, krallıktır, cumhuriyettir, şudur budur çeşit adlar altında kullanılır. Fakat bunlar nübüvvetin halifeleridir.şudur budur çeşit adlar altında kullanılır. Fakat bunlar nübüvvetin halifeleridir. Nübüvvetin halifeleri 33 sene sürmüş. 30 sene veya 6 ay filan. Nübüvvetin halifeleri 33 sene sürmüş. 30 sene veya 6 ay filan.

Yine bakınız buyuruyor; Lâ yuhibbu'l-ensâra illâ mü'minün. "Ensarı sevmez ancak mü'min sever." Yine bakınız buyuruyor;

Lâ yuhibbu'l-ensâra illâ mü'minün. "Ensarı sevmez ancak mü'min sever."

Medine halkını ancak mü'min sever. Medine halkını ancak mü'min sever.

Ve lâ yubğiduhum. "Ehli Medine'ye buğz etmez." İllâ münâfikun. "Ancak münafıklar buğz eder." Ve lâ yubğiduhum. "Ehli Medine'ye buğz etmez." İllâ münâfikun. "Ancak münafıklar buğz eder."

Sayar, bu işte şu şöyle yaptı bu böyle yaptı o şuna şöyle dedi o da buna böyle dedi.Sayar, bu işte şu şöyle yaptı bu böyle yaptı o şuna şöyle dedi o da buna böyle dedi. Böyle dövüştüler böyle dövüştüler. O münafıkların işi. Böyle dövüştüler böyle dövüştüler. O münafıkların işi.

Men ehabbehüm ehabbehullâhu. "Kim bunları severse Allah da onları sever."Men ehabbehüm ehabbehullâhu. "Kim bunları severse Allah da onları sever." Ve men ebğadahüm. "İsterse birisi olsun isterse hepsi, kim bunlara buğz ederse." Ve men ebğadahüm. "İsterse birisi olsun isterse hepsi, kim bunlara buğz ederse." Ebğadahullâhu. "Allah da onlara buğz eder." Şimdi bakınız ravilerini okuyayım. Ebğadahullâhu. "Allah da onlara buğz eder."

Şimdi bakınız ravilerini okuyayım.

Taberani, Ahmed b. Hanbel, Müslim, Buhari, Nesei, Tirmizi –sahihun- Berâ radıyallahu anh'ten. Taberani, Ahmed b. Hanbel, Müslim, Buhari, Nesei, Tirmizi –sahihun- Berâ radıyallahu anh'ten.

Onun için sen o arada olan gürültülere kavgalara hiç kulak asma. Onlar olmuş bitmiş şeyler.Onun için sen o arada olan gürültülere kavgalara hiç kulak asma. Onlar olmuş bitmiş şeyler. İmam Gazzâli ne güzel söyler; "Onlar kılıçlarını kana buladıysalarİmam Gazzâli ne güzel söyler; "Onlar kılıçlarını kana buladıysalar senin de dilini kana bulamaya hakkın yok, lüzum yok. O geçmiş devir.senin de dilini kana bulamaya hakkın yok, lüzum yok. O geçmiş devir. Sen onların hakkında hüsn ü zan et." Sen onların hakkında hüsn ü zan et."

Bak şimdi bak, halimize iyi bakalım. Lâ yahillu li'l-halîfeti min mâlillâhi. Bak şimdi bak, halimize iyi bakalım.

Lâ yahillu li'l-halîfeti min mâlillâhi.

Halife oldu. Reisi cumhur de, halife de, kral de, padişah de, ne dersen de. Baş.Halife oldu. Reisi cumhur de, halife de, kral de, padişah de, ne dersen de. Baş. Bu baş olan kimseye o zamanlar halife adı takılıyor. "Bunlara helal olmaz."Bu baş olan kimseye o zamanlar halife adı takılıyor.

"Bunlara helal olmaz."
Min mâlillâhi. "Beytümaldan yemek." İllâ kas'atâni. "Ancak iki tane çanak." İki çanak. Min mâlillâhi. "Beytümaldan yemek." İllâ kas'atâni. "Ancak iki tane çanak."

İki çanak.

Kas'atün yekülühâ hüve ve ehlühû. Bir çanak kendisine, halifenin kendisine bir çanak."Kas'atün yekülühâ hüve ve ehlühû. Bir çanak kendisine, halifenin kendisine bir çanak." Ve kas'atün yeda'uhâ beyne yede'n-nâsi. "Bir çanak da gelecek misafirlerin önüne koymak için." Ve kas'atün yeda'uhâ beyne yede'n-nâsi. "Bir çanak da gelecek misafirlerin önüne koymak için."

Lâ yehillu diyor. Halifeye layık olmaz ki öyle envai çeşit yemekleri kendisine doldursun,Lâ yehillu diyor. Halifeye layık olmaz ki öyle envai çeşit yemekleri kendisine doldursun, sofrasına doldursun; hem yesin hem yedirsin. Caiz olmaz. sofrasına doldursun; hem yesin hem yedirsin. Caiz olmaz.

Bugün biz de en aciz [kişinin bile sofrası dolu.] Halife tabi baş.Bugün biz de en aciz [kişinin bile sofrası dolu.] Halife tabi baş. Onun sofrasında ne olursa hakkı vardır. Fakat biz bile bugün bire tenezzül etmiyoruz.Onun sofrasında ne olursa hakkı vardır. Fakat biz bile bugün bire tenezzül etmiyoruz. Bir çorbaya tenezzül edenimiz yok.Bir çorbaya tenezzül edenimiz yok. Mutlaka çorbanın yanında etlisi olacak, tatlısı olacak, tuzlusu olacak.Mutlaka çorbanın yanında etlisi olacak, tatlısı olacak, tuzlusu olacak. Eğer bize bir çorba koyarsa biz bir daha davet edenin evine gitmeyiz. Eğer bize bir çorba koyarsa biz bir daha davet edenin evine gitmeyiz. Sen bizi bir çorbayla savıyorsun deriz. Bir daha gitmeyiz. Gider miyiz? Sen bizi bir çorbayla savıyorsun deriz. Bir daha gitmeyiz.

Gider miyiz?

Şeye bak şimdi. İpin ucu nereden geliyor. Çok aşırı israfımız var. Şeye bak şimdi. İpin ucu nereden geliyor. Çok aşırı israfımız var.

Bugün bir efendi geldi. Kendisi Kütahya'dan. Mühendis olmuş. Almanya'da okumuş. Bugün bir efendi geldi. Kendisi Kütahya'dan. Mühendis olmuş. Almanya'da okumuş. Bu kaloriferlerin bir terazisini bulmuş, ki o teraziye göreBu kaloriferlerin bir terazisini bulmuş, ki o teraziye göre herkes istediği kararda yakabiliyor kaloriferini ve parasını da ona göre ödüyor.herkes istediği kararda yakabiliyor kaloriferini ve parasını da ona göre ödüyor. Ki, bu yarı yarıya ödemeyi düşürüyor. Ki, bu yarı yarıya ödemeyi düşürüyor. Hesap yapmış yapmış kaloriferleri de meydana getirmiş şeyleriyle beraber.Hesap yapmış yapmış kaloriferleri de meydana getirmiş şeyleriyle beraber. Kendisini bu şekilde takdim etti bize. Fakat israf bahsini anlatıyor.Kendisini bu şekilde takdim etti bize.

Fakat israf bahsini anlatıyor.
Şimdi mesela bir elektriği yakarsınız sabaha kadar yanar. Şimdi mesela bir elektriği yakarsınız sabaha kadar yanar. İşte 10 mumluk, 50 mumluk, 100 mumluk yanar. Hepsinin bir ayrı ayrı hesabı var masrafı var.İşte 10 mumluk, 50 mumluk, 100 mumluk yanar. Hepsinin bir ayrı ayrı hesabı var masrafı var. Çeşmeden akan sular, ki su idaresinde bulunan birisi söylemiş.Çeşmeden akan sular, ki su idaresinde bulunan birisi söylemiş. Damlacıklar, hani çeşmelerimizden bazı lastiği eskiyor da damlıyor şıp şıp şıp.Damlacıklar, hani çeşmelerimizden bazı lastiği eskiyor da damlıyor şıp şıp şıp. O şıp şıp damlayan damlacıklar yüzbinlerce musluktan akınca bir dere haline geliyor.O şıp şıp damlayan damlacıklar yüzbinlerce musluktan akınca bir dere haline geliyor. Yüzbinlerce musluktan birer damla böyle akınca bakıyorsun koca bir boru su akıyor ortaya. Yüzbinlerce musluktan birer damla böyle akınca bakıyorsun koca bir boru su akıyor ortaya.

İsraf!.. Halbuki israfın kökü haram. Biz bunu, eskiden dedelerimiz ibrikle alırlardı.İsraf!..

Halbuki israfın kökü haram. Biz bunu, eskiden dedelerimiz ibrikle alırlardı.
Otururlar oturdukları ibrikle alır hiçbir su ziyan olmazdı.Otururlar oturdukları ibrikle alır hiçbir su ziyan olmazdı. Şimdi çeşme akıyor tabi şar şar şar şar, biz de alıyoruz altından bir su.Şimdi çeşme akıyor tabi şar şar şar şar, biz de alıyoruz altından bir su. Fakat eğer akmasa o su dursa bakıyorsun koca bir leğen su olmuş. Fakat eğer akmasa o su dursa bakıyorsun koca bir leğen su olmuş.

O koca bir leğen bir suyla alınan abdest caiz mi? O koca bir leğen bir suyla alınan abdest caiz mi?

E canım akıyor işte, Allah da gökten veriyor ama bütün milletin hakkı var. E canım akıyor işte, Allah da gökten veriyor ama bütün milletin hakkı var.

O mahalleye hiç su gitmiyor. Niçin? Biz kullanıyoruz. Herşeyde öyle... O mahalleye hiç su gitmiyor.

Niçin?

Biz kullanıyoruz.

Herşeyde öyle...

Oradaki israfı anlattı da adam. Şimdi o ateş, o ısınma ateşle oluyor.Oradaki israfı anlattı da adam. Şimdi o ateş, o ısınma ateşle oluyor. Ateşle bugün o gazla benzinle neyse mazotla oluyor. O da dışarıdan geliyor.Ateşle bugün o gazla benzinle neyse mazotla oluyor. O da dışarıdan geliyor. Onun gelişinle fazla harcanış arasında çok milyonlardan masraf çıkardı adam. Onun gelişinle fazla harcanış arasında çok milyonlardan masraf çıkardı adam.

İsraf! İsraf var milyonlarla böyle. Allah kusurlarımızı affetsin! İsraf! İsraf var milyonlarla böyle.

Allah kusurlarımızı affetsin!

Bak ama Cenâb-ı Peygamber bir kap halifeye yeter diyor. Halife ne olura olsun. Bak ama Cenâb-ı Peygamber bir kap halifeye yeter diyor. Halife ne olura olsun. Bir kap sana yeter bir kap da misafirine koy diyor. Allah kusurumuzu affetsin. Bir kap sana yeter bir kap da misafirine koy diyor.

Allah kusurumuzu affetsin.

Hala maaş yetmiyor diyoruz. Para yetmiyor diyoruz. İşte şu yetmiyor bu yetmiyor. Yeter mi ya? Hala maaş yetmiyor diyoruz. Para yetmiyor diyoruz. İşte şu yetmiyor bu yetmiyor.

Yeter mi ya?

Lâ yahillu dem'ümriin müslimin. Hiçbir müslümanın ki o müslüman;Lâ yahillu dem'ümriin müslimin. Hiçbir müslümanın ki o müslüman; Yeşhedü en lâ ilâhe illallâhu ve ennî resûlullâhi.Yeşhedü en lâ ilâhe illallâhu ve ennî resûlullâhi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in risaletine ve Allahu celle ve alâ'nında birliğine şehadet edenPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in risaletine ve Allahu celle ve alâ'nında birliğine şehadet eden hiçbir müslümanın kanı helal olmaz." Kanı helal olmaz. Kimse onu öldüremez. hiçbir müslümanın kanı helal olmaz."

Kanı helal olmaz. Kimse onu öldüremez.

İllâ bi-ihdâ selâsetin. "Ancak üç şeyden dolayı öldürülür." İllâ bi-ihdâ selâsetin. "Ancak üç şeyden dolayı öldürülür."

Dikkat edin! es-Seyyibü'z-zânî. "Birisi, evlenmiş bir insan, evliliği halinde zina ederse katli vaciptir." Dikkat edin!

es-Seyyibü'z-zânî. "Birisi, evlenmiş bir insan, evliliği halinde zina ederse katli vaciptir."

O zaman sayımız çok azalır. Sayımız çok azalır. O zaman sayımız çok azalır. Sayımız çok azalır. Evli bir insanın zina yapmasından dolayı katli vacip oluyor. Nasıl yaparsın sen onu? Evli bir insanın zina yapmasından dolayı katli vacip oluyor.

Nasıl yaparsın sen onu?

Evinde ailen var, çoluğun çocuğun var. E bekâr olursa? Bekâra da sopa lazım. Evinde ailen var, çoluğun çocuğun var.

E bekâr olursa?

Bekâra da sopa lazım.

Ama ölecekmiş. Ölürse ölsün. Birisi katl-i zâni. Ama ölecekmiş.

Ölürse ölsün.

Birisi katl-i zâni.
İkincisi, dikkat edin! Ve'n-nefsü bi'n-nefsi. "Adam öldürmüş. İkincisi, dikkat edin!

Ve'n-nefsü bi'n-nefsi. "Adam öldürmüş.
Adam öldürdüğünden dolayı onu da öldürmek caiz." Adam öldürdüğünden dolayı onu da öldürmek caiz."

Kâtil. Mesela [Kral] Faysal'ı öldürdü adam onu da öldürdüler tabi. Kâtil. Mesela [Kral] Faysal'ı öldürdü adam onu da öldürdüler tabi.

Sonra birisi de; Ve't-târikü. Terk edici. Neyi? Sonra birisi de;

Ve't-târikü. Terk edici.

Neyi?

Li-dînihî. "İslâm dinine girdikten sonra dinini terk eden o da katlolunur." Li-dînihî. "İslâm dinine girdikten sonra dinini terk eden o da katlolunur."

Üçüncüsü; el-Müfâriki li'l-cemâati. "Cemaati bölenler onlar da katlolunur." Üçüncüsü;

el-Müfâriki li'l-cemâati. "Cemaati bölenler onlar da katlolunur."

Sen deme ki Şehzade başındaki hangi sultan oğlunu katletmiş diyerekten. Sen deme ki Şehzade başındaki hangi sultan oğlunu katletmiş diyerekten.

Kanuni değil mi? Oğlunu nasıl katletmiş herif? Fakat oğlu bölüyor İslâm cemaatini. Kanuni değil mi?

Oğlunu nasıl katletmiş herif?

Fakat oğlu bölüyor İslâm cemaatini.

Onun bölüşü, cemaati bölüşüne, ooo, fetva çıktı, caizdir dediler. Onun bölüşü, cemaati bölüşüne, ooo, fetva çıktı, caizdir dediler. İslâm'ın ayrılmaması için oğlunu da gözü görmedi. Ne oldu bizim halimize şimdi? İslâm'ın ayrılmaması için oğlunu da gözü görmedi.

Ne oldu bizim halimize şimdi?

Allah kusurlarımızı affeylesin. Ravilerini de okuyuvereyim teberrüken. Allah kusurlarımızı affeylesin.

Ravilerini de okuyuvereyim teberrüken.

Abdurrezzak, Ahmed b. Hanbel, İbn Ebî Şeybe, Buhari, Müslim, Ebû Davud,Abdurrezzak, Ahmed b. Hanbel, İbn Ebî Şeybe, Buhari, Müslim, Ebû Davud, Tirmizi, İbn Mace, Nesei. Hepsi birden İbn Mes'ûd radıyallahu anh'ten rivayet ediyorlar. Tirmizi, İbn Mace, Nesei. Hepsi birden İbn Mes'ûd radıyallahu anh'ten rivayet ediyorlar.

Yine bu hadisin bir aynını Hz. Aişe validemiz naklediyor ki şöyle; Yine bu hadisin bir aynını Hz. Aişe validemiz naklediyor ki şöyle;

Lâ yahillu demü ehadin min ehli'l-kıbleti. "Ehl-i kıbleden hiç kimsenin kanı helal olmaz."Lâ yahillu demü ehadin min ehli'l-kıbleti. "Ehl-i kıbleden hiç kimsenin kanı helal olmaz." İllâ racülün katele fe-yuktelü. "Ancak bir racül ki o kâtil oldu.İllâ racülün katele fe-yuktelü. "Ancak bir racül ki o kâtil oldu. Katil olduğundan dolayı onu katletmek helal olur." Katil olduğundan dolayı onu katletmek helal olur."

İkincisi; Ve's-seyyibü'z-zânî. "Evli bir insanın zina ederse katli caiz olur, helal olur." İkincisi;

Ve's-seyyibü'z-zânî. "Evli bir insanın zina ederse katli caiz olur, helal olur."

Üçüncüsü; Ve'l-müfâriku li'l-cemâati.Üçüncüsü;

Ve'l-müfâriku li'l-cemâati.
"Cemaat-i İslâmiyeyi partileyen, ayırayanlar da katli caizdir." demiş vesselam. "Cemaat-i İslâmiyeyi partileyen, ayırayanlar da katli caizdir." demiş vesselam.

Bursa'daki Camii Kebir'de koca bir levha var, kapıdan girince şöyle duvara yazmışlar,Bursa'daki Camii Kebir'de koca bir levha var, kapıdan girince şöyle duvara yazmışlar, levhada değil de duvarda yazılı. levhada değil de duvarda yazılı.

el-Cemâ'atü rahmetün ve'l-fürkatü azâbun. "Cemaatte rahmet var ayrılıkta azap var." el-Cemâ'atü rahmetün ve'l-fürkatü azâbun.

"Cemaatte rahmet var ayrılıkta azap var."

Bu gün çektiklerimizin cezası. Bak şimdi; Bu gün çektiklerimizin cezası.

Bak şimdi;

Lâ yahillu li-raculin en yüferrika beyne'sneyni illâ bi-iznihimâ. Lâ yahillu li-raculin en yüferrika beyne'sneyni illâ bi-iznihimâ.

"İki arkadaşın arasına girip onların arasını açmak bile caiz değil." "İki arkadaşın arasına girip onların arasını açmak bile caiz değil."

İki arkadaş konuşuyorlar. Ben de geleyim iştirak edeyim. Olmaz. İki arkadaş konuşuyorlar.

Ben de geleyim iştirak edeyim.

Olmaz.

Onlar konuşurken onların arasına girmeye hakkımız yok. Onlar konuşurken onların arasına girmeye hakkımız yok.

İllâ bi-iznihimâ. "Müsaade ederseniz ben de geleyim mi arkadaş?" İllâ bi-iznihimâ. "Müsaade ederseniz ben de geleyim mi arkadaş?"

Yok, biraz müsaade et, biraz bizim kendi konuşacağımız var. Pekâlâ hiç uğramayın oraya. Yok, biraz müsaade et, biraz bizim kendi konuşacağımız var.

Pekâlâ hiç uğramayın oraya.

Sonra deme ki işte beni aralarına almadılar filan diye de dedikoduya başlama. Yine; Sonra deme ki işte beni aralarına almadılar filan diye de dedikoduya başlama.

Yine;

Lâ yahillu li-raculin müslimin. "Hiçbir müslümana helal olmaz ki."Lâ yahillu li-raculin müslimin. "Hiçbir müslümana helal olmaz ki." En yehcüre ehâhu fevka selâseti eyyâmin. "Üç günden fazla kardeşine küs olsun." En yehcüre ehâhu fevka selâseti eyyâmin. "Üç günden fazla kardeşine küs olsun."

Üç günden fazla kardeşine küs olsun, hiçbir müslümana bu caiz olmaz. Helal olmaz.Üç günden fazla kardeşine küs olsun, hiçbir müslümana bu caiz olmaz. Helal olmaz. Hatta bizim büyük anane misallerinde, "Kadının örtüsü kuruyuncaya kadar." demişler. Hatta bizim büyük anane misallerinde, "Kadının örtüsü kuruyuncaya kadar." demişler.

Ve's-sâbiku. "Selamını evvel veren ve konuşmaya evvel başlayan."Ve's-sâbiku. "Selamını evvel veren ve konuşmaya evvel başlayan." Yesbiku ile'l-cenneti. "Cennete de önce girer." Yesbiku ile'l-cenneti. "Cennete de önce girer."

Cennete önce girmek isteyen evvela selamını versin kardeşi ile görüşsün.Cennete önce girmek isteyen evvela selamını versin kardeşi ile görüşsün. Küslüğü kaldırsın ortadan yani. Ama ötekisi konuşmazsa vebal onun olur. Küslüğü kaldırsın ortadan yani. Ama ötekisi konuşmazsa vebal onun olur.

Lâ yuhikku'l-abdü hakîkate'l-îmâni. Kişi yine hakikati imana nail olamaz, erişemez."Lâ yuhikku'l-abdü hakîkate'l-îmâni. Kişi yine hakikati imana nail olamaz, erişemez." Hattâ yağdabe lillâhi ve yerdâ lillâhi.Hattâ yağdabe lillâhi ve yerdâ lillâhi. "Kızdığı vakit Allah için kızacak, sevdiği vakit de Allah için sevecek. Razı olması da Allah için olacak.""Kızdığı vakit Allah için kızacak, sevdiği vakit de Allah için sevecek. Razı olması da Allah için olacak." Fe-izâ fe'ale zâlike. "Böyle Allah için kızıyor ve Allah için razı oluyorsa."Fe-izâ fe'ale zâlike. "Böyle Allah için kızıyor ve Allah için razı oluyorsa." Fekadi'stehakka hakîkate'l-îmâni. "O zaman hakikati imana nail olur, müstehak olur." Fekadi'stehakka hakîkate'l-îmâni. "O zaman hakikati imana nail olur, müstehak olur."

Şimdi bunu iyi dinleyin! Cenâb-ı Peygamber buyuruyor; Ve inne ehibbâî ve evliyâî.Şimdi bunu iyi dinleyin! Cenâb-ı Peygamber buyuruyor;

Ve inne ehibbâî ve evliyâî.
Benim ehibbam, dostlarım, sevgililerim ve velilerim." Benim ehibbam, dostlarım, sevgililerim ve velilerim." Ellezîne yüzkerûne bi-zikrî. "Benim zikrimle zikrederler." Ellezîne yüzkerûne bi-zikrî. "Benim zikrimle zikrederler." Ve ezküru bi-zikrihim. "Ben de onları beni andıklarından dolayı ben de onları anarım." Ve ezküru bi-zikrihim. "Ben de onları beni andıklarından dolayı ben de onları anarım."

Salât ü selâm getirmek. Ne yaparsan yaparsın. Fezkurûnî ezkurküm âyet-i kerimesinin meali. Salât ü selâm getirmek. Ne yaparsan yaparsın. Fezkurûnî ezkurküm âyet-i kerimesinin meali.

Fezkurûnî. "Siz Allah deyiniz ve Allahu celle ve alâ'nın emirlerine imtisal ediniz."Fezkurûnî. "Siz Allah deyiniz ve Allahu celle ve alâ'nın emirlerine imtisal ediniz." Ezkurküm. "Ben de sizin bütün hacetlerinizi size veririm." Ezkurküm. "Ben de sizin bütün hacetlerinizi size veririm."

Sizin hacetlerinize nail olmak istiyorsanız benim emrimi tutun.Sizin hacetlerinize nail olmak istiyorsanız benim emrimi tutun. Beni hatırlayın, emirlerimi tutun yasaklarımdan da içtinab edin demektir. Beni hatırlayın, emirlerimi tutun yasaklarımdan da içtinab edin demektir.

Lâ yahillu. Lâ yahillu.

Bunu da duymak ve duyurmak da lazım. Duymak ve duyurmak da lazım!Bunu da duymak ve duyurmak da lazım. Duymak ve duyurmak da lazım! Bu gün hac yolunun en çok müşterileri hanımlardır. O hanımların da çoğu dullardır.Bu gün hac yolunun en çok müşterileri hanımlardır. O hanımların da çoğu dullardır. Bak ne diyor Cenâb-ı Peygamber. Bak ne diyor Cenâb-ı Peygamber.

Lâ yahillu li'mreetin tü'minü billâhi ve'l-yevmi'l-âhiri. Lâ yahillu li'mreetin tü'minü billâhi ve'l-yevmi'l-âhiri. "Allahu celle ve ala'ya iman eden, âhirete iman eden hiçbir kadına helal olmaz ki.""Allahu celle ve ala'ya iman eden, âhirete iman eden hiçbir kadına helal olmaz ki." En tüsâfira mesîrete yevmin ve leyletin. "Bir gün ve bir gecelik yere misafirlik yapsın. En tüsâfira mesîrete yevmin ve leyletin. "Bir gün ve bir gecelik yere misafirlik yapsın. Sefer yapsın." Burada iki tane tâbir var: Allah ve Resûlüne inanan ve âhirete inanan... Sefer yapsın."

Burada iki tane tâbir var: Allah ve Resûlüne inanan ve âhirete inanan...

Akşam dinledim de çok üzüldüm. Cenaze namazı kılmışlar Fatih'te. Akşam dinledim de çok üzüldüm. Cenaze namazı kılmışlar Fatih'te. Cenaze kılıyor Fatih gibi bir camide. Namazı kılmayan dese bir şey değil, namazı kılan diyor ki; Cenaze kılıyor Fatih gibi bir camide. Namazı kılmayan dese bir şey değil, namazı kılan diyor ki;

"Oh, bitti artık işte. Kurtuldu gitti." diyor. "Artık buna ne hesap var ne kitap var. "Oh, bitti artık işte. Kurtuldu gitti." diyor. "Artık buna ne hesap var ne kitap var. Buraya kadardı bunun işi!" E bundan sonra için âhiret? "Yok, bitti!" diyor. Buraya kadardı bunun işi!"

E bundan sonra için âhiret?

"Yok, bitti!" diyor.

Yok bitti diyor! Nasıl olur yahu âhirete inanmayan insan müslüman olur mu? Yok bitti diyor! Nasıl olur yahu âhirete inanmayan insan müslüman olur mu?

Bu namaz kılan adam diyor bunu. Ahiret var yahu? "Âhiret ne? Öldü bitti!" diyor. Bu namaz kılan adam diyor bunu.

Ahiret var yahu?

"Âhiret ne? Öldü bitti!" diyor.

Tekrar dirilsin olur mu bu hiç. Çürüdü gitti toprak oldu gitti. Sen yoktan nasıl var oldun ya? Tekrar dirilsin olur mu bu hiç. Çürüdü gitti toprak oldu gitti.

Sen yoktan nasıl var oldun ya?
Yoktan nerden oldun? Yoktan seni yaratan Allah tekrar yapacak işte canım. Yoktan nerden oldun?

Yoktan seni yaratan Allah tekrar yapacak işte canım.

Yapmasında zorluk mu var? Eğer zorluk var diyorsan Allah'ı tanımamışsın demek. Yapmasında zorluk mu var?

Eğer zorluk var diyorsan Allah'ı tanımamışsın demek.

Allah'ın kudreti her şeye şayan. O'nun için yapamaz bir laf olabilir mi hiç? Allah'ın kudreti her şeye şayan.

O'nun için yapamaz bir laf olabilir mi hiç?

Allah muhafaza etsin. Onun için iman denildiği vakitte âhirete iman şart.Allah muhafaza etsin.

Onun için iman denildiği vakitte âhirete iman şart.
Onun için ve'l-yevmi'l-âhir diyor. Âhiret gününe iman şart. Onun için ve'l-yevmi'l-âhir diyor. Âhiret gününe iman şart.

Öldükten sonra, evet öleceğiz çürüyeceğiz, toprak olacağız, tarla yapacaklar sürecekler. Öldükten sonra, evet öleceğiz çürüyeceğiz, toprak olacağız, tarla yapacaklar sürecekler. Belki kerpiç yapıp duvarlara koyacaklar.Belki kerpiç yapıp duvarlara koyacaklar. Şunu yapacaklar bunu yapacaklar. Belki tuğla yapacaklar fırınlarda yakacaklar. İşte bir şeyler olacak.Şunu yapacaklar bunu yapacaklar. Belki tuğla yapacaklar fırınlarda yakacaklar. İşte bir şeyler olacak. Olacak ama, desti de yapacak her şey yapacak. Olacak ama, desti de yapacak her şey yapacak. Olacağız ama Allahu celle ve alâ yine bizi diriltecek vesselam. Lafın kısası. Olacağız ama Allahu celle ve alâ yine bizi diriltecek vesselam. Lafın kısası.

Ufacık bir hikaye aklıma geldi. Esteîzübillah; Ufacık bir hikaye aklıma geldi.

Esteîzübillah;

Ve iz kâle İbrâhîmu rabbi erinî keyfe tuhyî'l-mevtâ. Ve iz kâle İbrâhîmu rabbi erinî keyfe tuhyî'l-mevtâ.

"Yârab! Şu sen ölüyü nasıl diriltiyorsun bana şunu bir göster?" "Yârab! Şu sen ölüyü nasıl diriltiyorsun bana şunu bir göster?"

E İbrahim sen inanmıyor musun benim [ölüleri dirilttiğime]? E İbrahim sen inanmıyor musun benim [ölüleri dirilttiğime]?

İnanıyorum yâ Rabbi! Âmennâ ama müşahede de edeyim, göreyim bakayım nasıl yapıyorsun bu işi? İnanıyorum yâ Rabbi! Âmennâ ama müşahede de edeyim, göreyim bakayım nasıl yapıyorsun bu işi?

Eh, al bakalım dört tane kuş. Yol tüylerini yani öldür bunları. Öldür, tüylerini de parçala. Eh, al bakalım dört tane kuş. Yol tüylerini yani öldür bunları. Öldür, tüylerini de parçala. Uçur, dağlara taşlara gitsinler. Sonra, "Allah'ın izniyle gelin bakalım!" de. Uçur, dağlara taşlara gitsinler. Sonra, "Allah'ın izniyle gelin bakalım!" de.

Hepsi derlendi toplandı geldi İbrahim aleyhisselam'a. Başları [İbrahim aleyhisselam'ın] elinde. Hepsi derlendi toplandı geldi İbrahim aleyhisselam'a. Başları [İbrahim aleyhisselam'ın] elinde. Hepsi başlarıyla beraber hayat sahibi oldular. Birisi yine dedi; Hepsi başlarıyla beraber hayat sahibi oldular.

Birisi yine dedi;

"Yarab! Biliyorum ama bu insanların kimisi denize gidiyor,"Yarab! Biliyorum ama bu insanların kimisi denize gidiyor, kimisi dereye gidiyor, kimisi atomdan yok oluyor, kimisi şöyle oluyor böyle oluyor. kimisi dereye gidiyor, kimisi atomdan yok oluyor, kimisi şöyle oluyor böyle oluyor. Bunları nasıl toplayacaksın sen? Nasıl olacak bu?" Çünkü adam bir deniz kenarındaymış. Bunları nasıl toplayacaksın sen? Nasıl olacak bu?"

Çünkü adam bir deniz kenarındaymış.
Ölmüş birisi, dalga geliyor atıyor onu karaya.Ölmüş birisi, dalga geliyor atıyor onu karaya. Karadaki hayvanlar hemen fırsattan istifade birer parça koparıp kaçıyorlar. Karadaki hayvanlar hemen fırsattan istifade birer parça koparıp kaçıyorlar. İkinci bir dalga geliyor alıyor onu denize. Hemen balıklar kapışıyorlar. Adam taaccüp etmiş. İkinci bir dalga geliyor alıyor onu denize. Hemen balıklar kapışıyorlar. Adam taaccüp etmiş.

Ya bunun bir kısmı balıkların karnına gitti bir kısmı canavarların boğazına gitti.Ya bunun bir kısmı balıkların karnına gitti bir kısmı canavarların boğazına gitti. Bu adam dirilecek ama nasıl dirilecek acaba? Bu adam dirilecek ama nasıl dirilecek acaba?

Sonra Cenâb-ı Hak onları nasıl dirilteceğini bilfiil gösteriyor. Allahu Teâlâ kadiri mutlaktır. Sonra Cenâb-ı Hak onları nasıl dirilteceğini bilfiil gösteriyor.

Allahu Teâlâ kadiri mutlaktır.
Allah'ı bilmek büyük bir devlettir ha! Öyle "Allah vardır!" demek kafi değil.Allah'ı bilmek büyük bir devlettir ha! Öyle "Allah vardır!" demek kafi değil. Allah, sıfât-ı zâtiyesi ve sıfât-ı subûtiyesi var. Allahu Teâlâ Kâdir mi? Bitti. Allah, sıfât-ı zâtiyesi ve sıfât-ı subûtiyesi var.

Allahu Teâlâ Kâdir mi?

Bitti.

Kâdir olduğuna inandıktan sonra her şeyi yapar. Onun için; tü'minü billâhi ve'l-yevmi'l-âhiri. Kâdir olduğuna inandıktan sonra her şeyi yapar.

Onun için; tü'minü billâhi ve'l-yevmi'l-âhiri.

Hem Allah'a inanıyor hem âhiretine inanıyor. Hem Allah'a inanıyor hem âhiretine inanıyor. O kalksın da buradan bir günlük bir gecelik yola misafir gitsin. O kalksın da buradan bir günlük bir gecelik yola misafir gitsin.

Olmaz. İllâ me'a zî mahremin. "Ancak yanında bir mahrem bulunacak." Olmaz.

İllâ me'a zî mahremin. "Ancak yanında bir mahrem bulunacak."

Halbuki bana bu sefer kanaat de geldi ki biz mesela kocasıyız karısının. Halbuki bana bu sefer kanaat de geldi ki biz mesela kocasıyız karısının. Bizim de faydamız yok orada. Karın olmuş ne olacak? Hakim olamıyorsun. Bizim de faydamız yok orada.

Karın olmuş ne olacak?

Hakim olamıyorsun.

Bir misal söyleyeyim. Hanıma dedim ki; "Sen şurada dur, şeytanı taşlamaya gideceğim." Bir misal söyleyeyim. Hanıma dedim ki;

"Sen şurada dur, şeytanı taşlamaya gideceğim."

Bir kenar bir yere soktum onu orada duruyor. Ben gittim taşı atıp geleceğim. Bir kenar bir yere soktum onu orada duruyor.

Ben gittim taşı atıp geleceğim.
Bir de baktım ki hanım yok. Yok! Uzaktan bir ses geliyor ağlıyor birisi. Baktım hanım! Bir de baktım ki hanım yok.

Yok!

Uzaktan bir ses geliyor ağlıyor birisi. Baktım hanım!

Bir grup gelmiş sürüklemiş gitmiş. Ne yapacaksın? Duramazsın ki önünde. Sürükleyip götürüyor. Bir grup gelmiş sürüklemiş gitmiş.

Ne yapacaksın?

Duramazsın ki önünde. Sürükleyip götürüyor.

Sen koca olsan ne yapacaksın yani? Hiç. Sen koca olsan ne yapacaksın yani?

Hiç.

Binâenaleyh kadın kısmına farz bir kere. Yaptın mı farzını evincağızında otursun. Binâenaleyh kadın kısmına farz bir kere. Yaptın mı farzını evincağızında otursun.

Ama sevapmış. Sevap çok canım. Kaç tane sevap var. Hesapsız sevaplar var.Ama sevapmış.

Sevap çok canım. Kaç tane sevap var. Hesapsız sevaplar var.
Sabahleyin otur camide yarım saat iştirake kadar zikrullah et, ibadet et, kalk namaza,Sabahleyin otur camide yarım saat iştirake kadar zikrullah et, ibadet et, kalk namaza, hiç eksiksiz bir hac bir umre sevabı hazır. Onun için Cenâb-ı Peygamber bunu hiç eksiksiz bir hac bir umre sevabı hazır.

Onun için Cenâb-ı Peygamber bunu
hanımlara hanımları sevmediğinden değil, hanımları sevdiğinden dolayı diyor bunu.hanımlara hanımları sevmediğinden değil, hanımları sevdiğinden dolayı diyor bunu. Hanım nazik bir mahluk. Nazik bir mahluk olduğu için o sıkıntıların içersinde ezilmesin.Hanım nazik bir mahluk. Nazik bir mahluk olduğu için o sıkıntıların içersinde ezilmesin. İşte taş atmaya gidemiyor. Nasıl gideceksin? Yüzbinlerce kişinin arasında ezilir insan. İşte taş atmaya gidemiyor.

Nasıl gideceksin?

Yüzbinlerce kişinin arasında ezilir insan.
Koca kuvvetli insanlar dayanamıyor da hanım nasıl dayanacak o kişinin içinde. Koca kuvvetli insanlar dayanamıyor da hanım nasıl dayanacak o kişinin içinde.

E sonra gece yapsın. Gece yapsın o da kerahetle olur. E sonra gece yapsın.

Gece yapsın o da kerahetle olur.

Dünkü derstede söylemiştik ya, hanımların tesettüre riayeti babında, Dünkü derstede söylemiştik ya, hanımların tesettüre riayeti babında, "Onların çardaklara bile çıkmasına müsaade etmeyin." diyerekten. Çok ince meseledir. "Onların çardaklara bile çıkmasına müsaade etmeyin." diyerekten. Çok ince meseledir. Hanım nazik bir mahluktur. Onu bazı kitaplarda çok güzel tafsilatlı izahatını yapmıştır.Hanım nazik bir mahluktur. Onu bazı kitaplarda çok güzel tafsilatlı izahatını yapmıştır. Güle benzetmiş. Kokuya benzetmiş. O gül sana mahsustur. Sen koklayacaksın. Güle benzetmiş. Kokuya benzetmiş. O gül sana mahsustur. Sen koklayacaksın. Onu herkese koklatırsan herkesin eline verirsen o gülün hayrı kalmaz demiş. Onu herkese koklatırsan herkesin eline verirsen o gülün hayrı kalmaz demiş. Binâenaleyh hanım eline filesini alsın da çarşıda pazarda hizmetkâr gibiBinâenaleyh hanım eline filesini alsın da çarşıda pazarda hizmetkâr gibi dükkan dükkan, pazar pazar dolaşsın da filesini doldursun da hamal gibi de yüklensin evine gelsin.dükkan dükkan, pazar pazar dolaşsın da filesini doldursun da hamal gibi de yüklensin evine gelsin. Bu erkeğin şerefiyle mütenasip değildir. Erkeklik şerefine yakışmaz.Bu erkeğin şerefiyle mütenasip değildir. Erkeklik şerefine yakışmaz. Erkek hanımının muhafazasıyla memur. O evinde oturacak sen onun ihtiyacını görmekle vazifelisin.Erkek hanımının muhafazasıyla memur. O evinde oturacak sen onun ihtiyacını görmekle vazifelisin. Baksana bir günlük yola bile yalnız başına gitmesine müsaade etmemiş Resûlü Ekrem. Baksana bir günlük yola bile yalnız başına gitmesine müsaade etmemiş Resûlü Ekrem.

Niçin? Zayıf mahluktur. Onun için Konya mebusu Vehbi Efendi'nin bir tefsiri var ya.Niçin?

Zayıf mahluktur.

Onun için Konya mebusu Vehbi Efendi'nin bir tefsiri var ya.
Onun bir de Ahkâm-ı Kur'âniye'si var. Ahkâm-ı Kur'âniye'sinde hanımlar hakkında güzel izahat vermiş.Onun bir de Ahkâm-ı Kur'âniye'si var. Ahkâm-ı Kur'âniye'sinde hanımlar hakkında güzel izahat vermiş. O güzel izahatın karşılığında diyor ki; "Hanım kar gibidir. Kar.O güzel izahatın karşılığında diyor ki;

"Hanım kar gibidir. Kar.
Güneşi gördüğü vakitte erimek mecburiyetindedir. Lodosu gördü mü hiç dayanamaz." Güneşi gördüğü vakitte erimek mecburiyetindedir. Lodosu gördü mü hiç dayanamaz."

Tabiri dinliyor musunuz? "Kar gibidir güneşi gördüğü vakitte dayanamaz erir. Tabiri dinliyor musunuz?

"Kar gibidir güneşi gördüğü vakitte dayanamaz erir.
Lodosu görünce hiç dayanamaz." Binaenaleyh onun muhafazası o hanımın sahibine aittir.Lodosu görünce hiç dayanamaz."

Binaenaleyh onun muhafazası o hanımın sahibine aittir.
Binaenaleyh beşer bugün çok çeşitli tıynette. İleriye gitmeye lüzum yok. Binaenaleyh beşer bugün çok çeşitli tıynette. İleriye gitmeye lüzum yok.

Allah kusurlarımızı affetsin. Yine buyuruyor; Allah kusurlarımızı affetsin.

Yine buyuruyor;

Bu yukarki hangi mezhebin delili olduğunu bilmiyorum ama işte bu da bizim mezhebin delili. Bu yukarki hangi mezhebin delili olduğunu bilmiyorum ama işte bu da bizim mezhebin delili.

Lâ yahillu li'mreetin tü'minü billâhi ve'l-yevmi'l-âhiri.Lâ yahillu li'mreetin tü'minü billâhi ve'l-yevmi'l-âhiri. "Allahu celle ve alâ'ya ve âhirete iman eden hiçbir kadına helal olmaz ki.""Allahu celle ve alâ'ya ve âhirete iman eden hiçbir kadına helal olmaz ki." En tüsâfira seferan. "Bir sefere çıksın ki o sefer." Yekûnü selâsete eyyâmin. "Üç günlük yoldur." En tüsâfira seferan. "Bir sefere çıksın ki o sefer." Yekûnü selâsete eyyâmin. "Üç günlük yoldur."

Üç günlük yola o kadın kendi başına çıksın caiz olmaz.Yahut daha fazla. Üç günlük yola o kadın kendi başına çıksın caiz olmaz.Yahut daha fazla.

İllâ me'ahâ. "Ancak onunla olur." Ebûhâ. "Babası." Ev ibnühâ. "Yahut yetişmiş bir oğlu."İllâ me'ahâ. "Ancak onunla olur." Ebûhâ. "Babası." Ev ibnühâ. "Yahut yetişmiş bir oğlu." Ev zevcühâ. "Yahut kocası." Ev ehûhâ. "Yahut kardeşi."Ev zevcühâ. "Yahut kocası." Ev ehûhâ. "Yahut kardeşi." Ev zû mahremin minhâ. "Amcası dayısı gibi mahreminden birisi olursaEv zû mahremin minhâ. "Amcası dayısı gibi mahreminden birisi olursa bununla beraber üç günlük yola ister memleket dahilinde ister memleket haricinde gidebilir." bununla beraber üç günlük yola ister memleket dahilinde ister memleket haricinde gidebilir."

Bu olmadıkça gitmesi caiz değildir vesselam. Bu İslâm kaideleridir.Bu olmadıkça gitmesi caiz değildir vesselam. Bu İslâm kaideleridir. Ama bu İslâm kaidelerine uymazsan nasıl istersen öyle yaparsın o zaman. Yine buyuruyor ki; Ama bu İslâm kaidelerine uymazsan nasıl istersen öyle yaparsın o zaman.

Yine buyuruyor ki;

Lâ yahillu li'l-mer'eti tesûme ve zevcühâ şâhidün.Lâ yahillu li'l-mer'eti tesûme ve zevcühâ şâhidün. "Bir kadın kocası yanında iken nafile oruç tutması caiz değildir." Nafile oruç yalnız. "Bir kadın kocası yanında iken nafile oruç tutması caiz değildir."

Nafile oruç yalnız.

İllâ bi-iznihi. Efendisinden müsaade ister, "Efendi yarın ben oruç tutacağım müsaade eder misin?" İllâ bi-iznihi. Efendisinden müsaade ister, "Efendi yarın ben oruç tutacağım müsaade eder misin?"

"Eh, tut hanım." derse caizdir. "Yok olmaz!" derse tutamaz. "Eh, tut hanım." derse caizdir. "Yok olmaz!" derse tutamaz.

Ve lâ te'zene fî beytihi illâ bi-iznihi. "Evime filanlar gelecek müsaade eder misin?" Ve lâ te'zene fî beytihi illâ bi-iznihi. "Evime filanlar gelecek müsaade eder misin?"

"Eh, gelsinler!" derse alırsın misafirlerini. "Yok olmaz!" derse alamazsın o misafirleri eve. "Eh, gelsinler!" derse alırsın misafirlerini. "Yok olmaz!" derse alamazsın o misafirleri eve.

Ve mâ enfakat min nafakatin min ğayri emrihî.Ve mâ enfakat min nafakatin min ğayri emrihî. "Paralar meydanda, evin efendisine sormadan tutuyor oradan infak ediyor. "Paralar meydanda, evin efendisine sormadan tutuyor oradan infak ediyor. Fukaraya şuraya buraya veriyor." Min ğayri emrihî. "Efendisinin emri olmadan."Fukaraya şuraya buraya veriyor." Min ğayri emrihî. "Efendisinin emri olmadan." Fe-innehû yüeddâ ileyhi şatruhu. "O aldığı sevabın yarısı efendisinin olur." Fe-innehû yüeddâ ileyhi şatruhu. "O aldığı sevabın yarısı efendisinin olur."

Kendi nafakasından bile olsa sevabının yarısı efendisinin olur. Kendi nafakasından bile olsa sevabının yarısı efendisinin olur.

Lâ yahrucu'd-deccâlü. Deccal bir bela. Bu deccale inanmak lazım.Lâ yahrucu'd-deccâlü.

Deccal bir bela. Bu deccale inanmak lazım.
Ta Peyamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz zamanından beri bunun duası var. Ta Peyamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz zamanından beri bunun duası var.

Allahümme eûzubike min azabi cehennem ve min azâbi'l-kabri ve min fitneti'l-mahyâ ve'l-memâti ve min şerri fitneti'l-mesîhı'd-deccâl. Allahümme eûzubike min azabi cehennem ve min azâbi'l-kabri ve min fitneti'l-mahyâ ve'l-memâti ve min şerri fitneti'l-mesîhı'd-deccâl.

Bu kadar bunun şerrinden Allah'a sığınmışlar. Bu kadar bunun şerrinden Allah'a sığınmışlar.

"Bu deccal çıkmaz.""Bu deccal çıkmaz." Hattâ lâ yekûne şey'ün ehabbe ile'l-mü'mini min hurûci nefsihî.Hattâ lâ yekûne şey'ün ehabbe ile'l-mü'mini min hurûci nefsihî. "Gayri canına o kadar bıkacak ki mü'min, canım çıksa da kurtulsam diyecek." "Gayri canına o kadar bıkacak ki mü'min, canım çıksa da kurtulsam diyecek."

O canım çıksa da kurtulsam dediği zamanda çıkacak deccal.O canım çıksa da kurtulsam dediği zamanda çıkacak deccal. Deccalin çıkmasıyla mehdinin çıkması da bir ana rast gelecek. Yine bakınız bu da hoş; Deccalin çıkmasıyla mehdinin çıkması da bir ana rast gelecek.

Yine bakınız bu da hoş;

Lâ yahrucu'd-deccâlü. "Deccal denilen şey çıkmaz." Lâ yahrucu'd-deccâlü. "Deccal denilen şey çıkmaz."

Deccal yalancı adam. Yalancı. Altınlar var ya, kalp paraları altın suyuna buluyorlar daDeccal yalancı adam. Yalancı. Altınlar var ya, kalp paraları altın suyuna buluyorlar da altın diye satıyorlar kandırıyorlar bazan. İşte bu da insanım diyerekten ortaya çıkan bir yalancı. altın diye satıyorlar kandırıyorlar bazan. İşte bu da insanım diyerekten ortaya çıkan bir yalancı.

Hattâ yezhele'n-nâsü an zikrihî. "İnsanlar bunu unutacaklar böyle şey yok, öyle inanmayın bunlara." Hattâ yezhele'n-nâsü an zikrihî. "İnsanlar bunu unutacaklar böyle şey yok, öyle inanmayın bunlara."

Deccal meccal denilen şey yok. Unutulacak kimse söyleyemeyecek artık. Deccal meccal denilen şey yok. Unutulacak kimse söyleyemeyecek artık.

Ve hattâ tetrüke'l-eimmetü zikrehu ale'l-menâbiri. "Artık hutbelerde filan bundan bahis olunmayacak." Ve hattâ tetrüke'l-eimmetü zikrehu ale'l-menâbiri. "Artık hutbelerde filan bundan bahis olunmayacak."

Şimdi de yok ya. Şimdi kimse deccalden filan bahsettiği yok. Çünkü hepimiz deccal gibiyiz. Şimdi de yok ya. Şimdi kimse deccalden filan bahsettiği yok. Çünkü hepimiz deccal gibiyiz.

Allah esirgeye. O sırada çıkacak deccal. Artık unutulmuş kim olduğu bilinmiyor.Allah esirgeye.

O sırada çıkacak deccal. Artık unutulmuş kim olduğu bilinmiyor.
Kimse de söylemiyor böyle bir deccal vardır gelecektir filan haberi yok kimsenin.Kimse de söylemiyor böyle bir deccal vardır gelecektir filan haberi yok kimsenin. O anda çıkacak. Ne yapacaksa yapacak. O anda çıkacak. Ne yapacaksa yapacak.

Lâ yuhricu'r-raculü şey'en mine's-sadakati hattâ yefükke an lahyey seb'îne şeytânen. Lâ yuhricu'r-raculü şey'en mine's-sadakati hattâ yefükke an lahyey seb'îne şeytânen.

Demin yukarda dedi ki; "İman ile bahillik bir arada birleşmez." Demin yukarda dedi ki; "İman ile bahillik bir arada birleşmez."

"Bir kişi sadakasından bir şey çıkaramaz.""Bir kişi sadakasından bir şey çıkaramaz." Hattâ yefükke an lahyey seb'îne şeytânen.Hattâ yefükke an lahyey seb'îne şeytânen. "Yetmiş tane şeytan sakalına yapışıyor, 'Aman! Sakın verme! Parayı verme!" diyor. "Yetmiş tane şeytan sakalına yapışıyor, 'Aman! Sakın verme! Parayı verme!" diyor.

Bir tanecik kalmış onu da okuyayım; Bir tanecik kalmış onu da okuyayım;

Lâ yedhulü'l-cennete evveliyen. "Cennete ilk önce giremeyecek."Lâ yedhulü'l-cennete evveliyen. "Cennete ilk önce giremeyecek." Habbün. "Hab, hilekârlar. Fesad ile hareket edenler." Ve lâ bahîlun. "Bahiller." Habbün. "Hab, hilekârlar. Fesad ile hareket edenler." Ve lâ bahîlun. "Bahiller."

Mani'u'z-zekât. "Zekatlarını vermeyenler." demiş. Ve lâ leîmün. "Levm olunanlar." Ve lâ mennânün. "Verdiğini başa kakanlar." Ve lâ hâinün. "Hainler." Ve lâ seyyiü'l-meleketi. "Tabiatı bozuk olanlar." Bunlar cennete girseler de bilâhire girecekler. İlk girişte giremeyecekler. Ve inne evvele men yakrau bâbe'l-cenneti'l-memlûkü ve'l-memlûketü. "Cennetin kapısını ilk önce köleler açacak." Köleler açacak! Beğenmiyoruz ya köleyi. Köleyi beğenmez kimse. Köle. Kadın ve erkek. Memlûke, köle kadın. Fe'ttekûllâhe. "Ey insanlar Allah'tan korkun da." Ve ahsinû fîmâ beyneküm. "Aranızda iyi hareket edin." İyi hareket ediniz, birbirlerinize ihsan ediniz. Ve beynallâhi ve fîmâ beyneküm. "Aranızda ve Allah ile kendi aranızda iyiliklerle hareketiniz." Ve beyne mevâlîküm. ["Ve kölelerinizle kendi aranızda...] Allah kusurlarımızı affetsin. Tevfikatı samadaniyesine mazhar etsin. Sevdiği ve razı olduğu kullarının arasına cümlemizi kabul etsin. Tekrar edeyim: Mü'min olmadıkça cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de mü'min olamazsınız." İnceliğe bakınız! "Birbirinizi de sevmedikçe mü'min olamazsınız." Öyleyse Cenâb-ı Vâcübü'l-Vücûd buyurdu; Mani'u'z-zekât. "Zekatlarını vermeyenler." demiş.


Ve lâ leîmün. "Levm olunanlar." Ve lâ mennânün. "Verdiğini başa kakanlar." Ve lâ hâinün. "Hainler." Ve lâ seyyiü'l-meleketi. "Tabiatı bozuk olanlar."


Bunlar cennete girseler de bilâhire girecekler. İlk girişte giremeyecekler.


Ve inne evvele men yakrau bâbe'l-cenneti'l-memlûkü ve'l-memlûketü. "Cennetin kapısını ilk önce köleler açacak."


Köleler açacak! Beğenmiyoruz ya köleyi. Köleyi beğenmez kimse. Köle. Kadın ve erkek. Memlûke, köle kadın.


Fe'ttekûllâhe. "Ey insanlar Allah'tan korkun da." Ve ahsinû fîmâ beyneküm. "Aranızda iyi hareket edin."


İyi hareket ediniz, birbirlerinize ihsan ediniz.


Ve beynallâhi ve fîmâ beyneküm. "Aranızda ve Allah ile kendi aranızda iyiliklerle hareketiniz." Ve beyne mevâlîküm. ["Ve kölelerinizle kendi aranızda...]


Allah kusurlarımızı affetsin. Tevfikatı samadaniyesine mazhar etsin. Sevdiği ve razı olduğu kullarının arasına cümlemizi kabul etsin.


Tekrar edeyim: Mü'min olmadıkça cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de mü'min olamazsınız."


İnceliğe bakınız!


"Birbirinizi de sevmedikçe mü'min olamazsınız."


Öyleyse Cenâb-ı Vâcübü'l-Vücûd buyurdu;

Ve lâ leîmün. "Levm olunanlar." Ve lâ mennânün. "Verdiğini başa kakanlar."Ve lâ leîmün. "Levm olunanlar." Ve lâ mennânün. "Verdiğini başa kakanlar." Ve lâ hâinün. "Hainler." Ve lâ seyyiü'l-meleketi. "Tabiatı bozuk olanlar." Ve lâ hâinün. "Hainler." Ve lâ seyyiü'l-meleketi. "Tabiatı bozuk olanlar."

Bunlar cennete girseler de bilâhire girecekler. İlk girişte giremeyecekler. Bunlar cennete girseler de bilâhire girecekler. İlk girişte giremeyecekler.

Ve inne evvele men yakrau bâbe'l-cenneti'l-memlûkü ve'l-memlûketü.Ve inne evvele men yakrau bâbe'l-cenneti'l-memlûkü ve'l-memlûketü. "Cennetin kapısını ilk önce köleler açacak." Köleler açacak!"Cennetin kapısını ilk önce köleler açacak."

Köleler açacak!
Beğenmiyoruz ya köleyi. Köleyi beğenmez kimse. Köle. Kadın ve erkek. Memlûke, köle kadın. Beğenmiyoruz ya köleyi. Köleyi beğenmez kimse. Köle. Kadın ve erkek. Memlûke, köle kadın.

Fe'ttekûllâhe. "Ey insanlar Allah'tan korkun da."Fe'ttekûllâhe. "Ey insanlar Allah'tan korkun da." Ve ahsinû fîmâ beyneküm. "Aranızda iyi hareket edin." Ve ahsinû fîmâ beyneküm. "Aranızda iyi hareket edin."

İyi hareket ediniz, birbirlerinize ihsan ediniz. İyi hareket ediniz, birbirlerinize ihsan ediniz.

Ve beynallâhi ve fîmâ beyneküm. "Aranızda ve Allah ile kendi aranızda iyiliklerle hareketiniz."Ve beynallâhi ve fîmâ beyneküm. "Aranızda ve Allah ile kendi aranızda iyiliklerle hareketiniz." ["Ve kölelerinizle kendi aranızda...] ["Ve kölelerinizle kendi aranızda...]

Allah kusurlarımızı affetsin. Tevfikatı samadaniyesine mazhar etsin.Allah kusurlarımızı affetsin. Tevfikatı samadaniyesine mazhar etsin. Sevdiği ve razı olduğu kullarının arasına cümlemizi kabul etsin. Sevdiği ve razı olduğu kullarının arasına cümlemizi kabul etsin.

Tekrar edeyim: Mü'min olmadıkça cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de mü'min olamazsınız." Tekrar edeyim: Mü'min olmadıkça cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de mü'min olamazsınız."

İnceliğe bakınız! "Birbirinizi de sevmedikçe mü'min olamazsınız." İnceliğe bakınız!

"Birbirinizi de sevmedikçe mü'min olamazsınız."

Öyleyse Cenâb-ı Vâcübü'l-Vücûd buyurdu; İnneme'l-mü'minûne ihvetün. Öyleyse Cenâb-ı Vâcübü'l-Vücûd buyurdu;

İnneme'l-mü'minûne ihvetün.

"Bütün mü'minler, lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah diyenler kardeştir." "Bütün mü'minler, lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah diyenler kardeştir."

Binaenaleyh birbirinizin hatasından dolayı birbirinizi muahaze etmeyin. Ayıplamayın.Binaenaleyh birbirinizin hatasından dolayı birbirinizi muahaze etmeyin. Ayıplamayın. Kusurlamayın. Onları tahkir, tezyif etmeyin.Kusurlamayın. Onları tahkir, tezyif etmeyin. Sen kendin, mümkünse kendi hatanı kendi kusurunu bulup onu düzeltebiliyorsan, ne mutlu sana! Sen kendin, mümkünse kendi hatanı kendi kusurunu bulup onu düzeltebiliyorsan, ne mutlu sana!

Allah kusurlarımızı affetsin. Tevfikatı samadaniyesine mazhar etsin. Allah kusurlarımızı affetsin. Tevfikatı samadaniyesine mazhar etsin. Sevdiği ve razı olduğu kullarının arasına kabul etsin. Lillâhi'l-Fâtiha. Sevdiği ve razı olduğu kullarının arasına kabul etsin.

Lillâhi'l-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2