Namaz Vakitleri

26 Cemâziye'l-Âhir 1446
27 Aralık 2024
İmsak
06:49
Güneş
08:21
Öğle
13:10
İkindi
15:29
Akşam
17:49
Yatsı
19:16
Detaylı Arama

Peygamber Efendimiz Sas’in Kur’an Okuyuşu (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

11 Şevvâl 1410 / 06.05.1990

İçerik

Soru: Peygamber Efendimiz'in zamanında olmayan bazı şeylere günümüzde bazı hocalar bid'at-i hasene diyorlar, doğru mudur?

Soru: Peygamber Efendimiz'in ayakkabısını siz görmüşsünüz, biz de görebilir miyiz?

Soru: Sabit damak hakkında hüküm nedir?

Soru: Üniversitenin ikinci sınıfındayım. Evlenmek istiyorum ama önümde abim olduğundan önce o evlensin diye babam müsaade etmiyor. Ne yapayım? 

Soru: Zikir esnasında def, ney çalanlar var. Ne dersiniz? 

Soru: Cuma günü cumadan önce av yapmak, yaş kesmek hakkında çok şeyler söyleniyor. Ne dersiniz? 

Soru: Vermesi gereken borcu verememiş. Ne zaman verebileceğimde belli olmaz diyormuş. Bu borcu bir başka para birimine çevirmekte bir sakınca olur mu? 

Soru: Bir kardeşimiz; "Tefsirler çok, acaba hangi tefsiri okuyalım?" diyor. 

Soru: Hıdırellez günü çamaşır yıkanır mı? 

Soru: Halkımızdan ihtiyarların aldığı 65 yaş maaşını almak caiz midir? 

Soru: Zikrullah yapılırken yorgunluk veya bir başka sebeple dalmak, hangi zikri yaptığını şaşırmak ve o arada fazla tesbih çekmenin hükmü nedir? 

Soru: İslâm'da türbe olayı var mıdır? Bu konuyu aydınlatır mısınız? 

Soru: Selman-ı Fârisi'ye Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz şöyle dediği rivayet edildi. "İran'da öyle bir adam gelecek ki İslâm Süreyya yıldızına geçse alp onu getirecek." Böyle bir hadîs-i şerîf var mı, sahih mi? "Türklerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz." diye bir hadis var mı? İki inceleme konusu soruyor. 

Soru: Birisi hanımıyla kavga etmiş. "Biraz atıştım ama sonradan bazı kötü sözler söyleyince fena dövdüm." diyor. Nikâh bozulur mu? 

Soru: İnsanın okuduğu hadislerle amel etmesi fıkıh kitaplarına müracaatla mümkündür. Çünkü hadislerin nâsihi vardır, mensuhu vardır, dereceleri, sıfatları vardır. Siz bunlar hakkında ek bir açıklama yapmıyorsunuz, hadîs-i şerîfleri okuyorsunuz. 

Soru: Büyü ve sihir İslâm'dan önce nasıl yapılıyordu, şimdi nasıl yapılıyor? Fark var mı? Büyü ve sihir tutar mı? Tutması neye bağlı?

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Soru: Peygamber Efendimiz'in zamanında olmayan bazı şeylere günümüzde bazı hocalar bid'at-i hasene diyorlar, doğru mudur?, Soru: | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Peygamber Efendimiz Sas’in Kur’an Okuyuşu (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

11 Şevvâl 1410 / 06.05.1990

İçerik

Soru: Peygamber Efendimiz'in zamanında olmayan bazı şeylere günümüzde bazı hocalar bid'at-i hasene diyorlar, doğru mudur?

Soru: Peygamber Efendimiz'in ayakkabısını siz görmüşsünüz, biz de görebilir miyiz?

Soru: Sabit damak hakkında hüküm nedir?

Soru: Üniversitenin ikinci sınıfındayım. Evlenmek istiyorum ama önümde abim olduğundan önce o evlensin diye babam müsaade etmiyor. Ne yapayım? 

Soru: Zikir esnasında def, ney çalanlar var. Ne dersiniz? 

Soru: Cuma günü cumadan önce av yapmak, yaş kesmek hakkında çok şeyler söyleniyor. Ne dersiniz? 

Soru: Vermesi gereken borcu verememiş. Ne zaman verebileceğimde belli olmaz diyormuş. Bu borcu bir başka para birimine çevirmekte bir sakınca olur mu? 

Soru: Bir kardeşimiz; "Tefsirler çok, acaba hangi tefsiri okuyalım?" diyor. 

Soru: Hıdırellez günü çamaşır yıkanır mı? 

Soru: Halkımızdan ihtiyarların aldığı 65 yaş maaşını almak caiz midir? 

Soru: Zikrullah yapılırken yorgunluk veya bir başka sebeple dalmak, hangi zikri yaptığını şaşırmak ve o arada fazla tesbih çekmenin hükmü nedir? 

Soru: İslâm'da türbe olayı var mıdır? Bu konuyu aydınlatır mısınız? 

Soru: Selman-ı Fârisi'ye Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz şöyle dediği rivayet edildi. "İran'da öyle bir adam gelecek ki İslâm Süreyya yıldızına geçse alp onu getirecek." Böyle bir hadîs-i şerîf var mı, sahih mi? "Türklerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz." diye bir hadis var mı? İki inceleme konusu soruyor. 

Soru: Birisi hanımıyla kavga etmiş. "Biraz atıştım ama sonradan bazı kötü sözler söyleyince fena dövdüm." diyor. Nikâh bozulur mu? 

Soru: İnsanın okuduğu hadislerle amel etmesi fıkıh kitaplarına müracaatla mümkündür. Çünkü hadislerin nâsihi vardır, mensuhu vardır, dereceleri, sıfatları vardır. Siz bunlar hakkında ek bir açıklama yapmıyorsunuz, hadîs-i şerîfleri okuyorsunuz. 

Soru: Büyü ve sihir İslâm'dan önce nasıl yapılıyordu, şimdi nasıl yapılıyor? Fark var mı? Büyü ve sihir tutar mı? Tutması neye bağlı?

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Soru: Peygamber Efendimiz'in zamanında olmayan bazı şeylere günümüzde bazı hocalar bid'at-i hasene diyorlar, doğru mudur?, Soru: | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Soru: Peygamber Efendimiz'in zamanında olmayan bazı şeylere günümüzde bazı hocalarSoru: Peygamber Efendimiz'in zamanında olmayan bazı şeylere günümüzde bazı hocalar bid'at-i hasene diyorlar, doğru mudur? Cevap: Doğrudur. Böyle bir tabir vardır.bid'at-i hasene diyorlar, doğru mudur?

Cevap: Doğrudur. Böyle bir tabir vardır.
Her şey tam Peygamber Efendimiz'in zamanında yaptığı gibi olmaz ama müslümanların iyi niyetle Her şey tam Peygamber Efendimiz'in zamanında yaptığı gibi olmaz ama müslümanların iyi niyetle ondan sonra bir sebeple yapmalarını uygun gördüğü ve müslümanların faydasına olan şeyler olabilir.ondan sonra bir sebeple yapmalarını uygun gördüğü ve müslümanların faydasına olan şeyler olabilir. Bunlar vardır, caizdir. Mezheplerde bunlara cevaz da vardır. Kimisi bid'at-i hasene diye tarif etmiş. Bunlar vardır, caizdir. Mezheplerde bunlara cevaz da vardır. Kimisi bid'at-i hasene diye tarif etmiş. Yani o ümmet-i Muhammed için uygun, faydalı, elverişli şeyler olabilir demek oluyor. Yani o ümmet-i Muhammed için uygun, faydalı, elverişli şeyler olabilir demek oluyor.

Soru: Peygamber Efendimiz'in ayakkabısını siz görmüşsünüz, biz de görebilir miyiz? Soru: Peygamber Efendimiz'in ayakkabısını siz görmüşsünüz, biz de görebilir miyiz?

Cevap: O bir fırsattı, bize nasip oldu, şimdi nerede olduğu bilmiyorum.Cevap: O bir fırsattı, bize nasip oldu, şimdi nerede olduğu bilmiyorum. Yeri belli değil. İnşallah siz de görürsünüz. Yeri belli değil. İnşallah siz de görürsünüz.

Soru: Sabit damak hakkında hüküm nedir? Soru: Sabit damak hakkında hüküm nedir?

Cevap: Olabilir, caizdir. Dişe sabit damak yapılır. Abdeste mâni olmaz deniliyor ve caizdir, kullanılabilir. Cevap: Olabilir, caizdir. Dişe sabit damak yapılır. Abdeste mâni olmaz deniliyor ve caizdir, kullanılabilir.

Soru: Üniversitenin ikinci sınıfındayım. Evlenmek istiyorumSoru: Üniversitenin ikinci sınıfındayım. Evlenmek istiyorum ama önümde abim olduğundan önce o evlensin diye babam müsaade etmiyor. Ne yapayım? ama önümde abim olduğundan önce o evlensin diye babam müsaade etmiyor. Ne yapayım?

Cevap: Allah hayırlısını nasip etsin. Bakarsın karşı taraftan insaflı bir şey olur.Cevap: Allah hayırlısını nasip etsin. Bakarsın karşı taraftan insaflı bir şey olur. Masrafları üzerine alır, olur. Masrafları üzerine alır, olur.

Soru: Zikir esnasında def, ney çalanlar var. Ne dersiniz? Soru: Zikir esnasında def, ney çalanlar var. Ne dersiniz?

Cevap: Bazı tarikatlarda uygun görmüşler.Cevap: Bazı tarikatlarda uygun görmüşler. Sadece zikrin temposunu hızlandırmakta bir tesiri var diye kullanmışlar. Sadece zikrin temposunu hızlandırmakta bir tesiri var diye kullanmışlar.

Soru: Cuma günü cumadan önce av yapmak, yaş kesmek hakkında çok şeyler söyleniyor. Ne dersiniz? Soru: Cuma günü cumadan önce av yapmak, yaş kesmek hakkında çok şeyler söyleniyor. Ne dersiniz?

Cevap: Bu, cuma namazını tehlikeye düşürmedikten sonra cuma günü av yasağı diye bir şey yoktur.Cevap: Bu, cuma namazını tehlikeye düşürmedikten sonra cuma günü av yasağı diye bir şey yoktur. Yaş kesmek de herhalde odun filan kesmek; bunun da herhangi bir şeyi yok. Bunlar hacda yasak olan şeyler.Yaş kesmek de herhalde odun filan kesmek; bunun da herhangi bir şeyi yok. Bunlar hacda yasak olan şeyler. Bazıları cuma fukaranın haccıdır filan diye bunları böyle sıralıyorlar. Aslı yok. Bazıları cuma fukaranın haccıdır filan diye bunları böyle sıralıyorlar. Aslı yok.

Soru: Vermesi gereken borcu verememiş. Ne zaman verebileceğimde belli olmaz diyormuş.Soru: Vermesi gereken borcu verememiş. Ne zaman verebileceğimde belli olmaz diyormuş. Bu borcu bir başka para birimine çevirmekte bir sakınca olur mu? Bu borcu bir başka para birimine çevirmekte bir sakınca olur mu?

Cevap: Karşılıklı konuşarak olabilir. Cevap: Karşılıklı konuşarak olabilir.

Soru: Bir kardeşimiz; "Tefsirler çok, acaba hangi tefsiri okuyalım?" diyor. Soru: Bir kardeşimiz; "Tefsirler çok, acaba hangi tefsiri okuyalım?" diyor.

Cevap: Ben Sâid Havva'nın tefsiri el-Esas fi't-Tefsir'i beğendim.Cevap: Ben Sâid Havva'nın tefsiri el-Esas fi't-Tefsir'i beğendim. İbn-i Kesîr'in Hadislerle Kur'an-ı Kerîm tefsiri diye bir kitabı var. O olabilir. İbn-i Kesîr'in Hadislerle Kur'an-ı Kerîm tefsiri diye bir kitabı var. O olabilir.

Soru: Hıdırellez günü çamaşır yıkanır mı? Soru: Hıdırellez günü çamaşır yıkanır mı?

Cevap: Böyle bir yasak duymadım, bilmiyorum. Gerekirse, kirlenmişse, mecburiyet olursa yıkanır. Cevap: Böyle bir yasak duymadım, bilmiyorum. Gerekirse, kirlenmişse, mecburiyet olursa yıkanır.

Soru: Halkımızdan ihtiyarların aldığı 65 yaş maaşını almak caiz midir? Soru: Halkımızdan ihtiyarların aldığı 65 yaş maaşını almak caiz midir?

Cevap: Emeklilik demek istiyor. Devletlerin tebaalarına bazı yardımlar yapma hakkı vardır.Cevap: Emeklilik demek istiyor. Devletlerin tebaalarına bazı yardımlar yapma hakkı vardır. Oradan olur, bir mahsuru yok. Oradan olur, bir mahsuru yok.

Soru: Zikrullah yapılırken yorgunluk veya bir başka sebeple dalmak,Soru: Zikrullah yapılırken yorgunluk veya bir başka sebeple dalmak, hangi zikri yaptığını şaşırmak ve o arada fazla tesbih çekmenin hükmü nedir? hangi zikri yaptığını şaşırmak ve o arada fazla tesbih çekmenin hükmü nedir?

Cevap: Fazlasını, atladığını anlarsa düzeltir. Düzeltmesi mümkün olanı varsa düzeltir.Cevap: Fazlasını, atladığını anlarsa düzeltir. Düzeltmesi mümkün olanı varsa düzeltir. Mümkün olursa yorgun olmadığı zamanda zikretsin. Atladığı kadarına kani olduğu kadarını yeniden yapar. Mümkün olursa yorgun olmadığı zamanda zikretsin. Atladığı kadarına kani olduğu kadarını yeniden yapar.

Soru: İslâm'da türbe olayı var mıdır? Bu konuyu aydınlatır mısınız? Soru: İslâm'da türbe olayı var mıdır? Bu konuyu aydınlatır mısınız?

Cevap: İslâm'da kabre gömülmek vardır. Üstüne kabir olduğunu belirten bir çubuk veya bir işaret koymak vardır.Cevap: İslâm'da kabre gömülmek vardır. Üstüne kabir olduğunu belirten bir çubuk veya bir işaret koymak vardır. Kabirlerin süslü olması yoktur. Türbe hiç yoktur. Kabirlerin süslü olması yoktur. Türbe hiç yoktur. Türbe inşası Peygamber Efendimiz'in zamanında olan bir şey değil. Türbe inşası Peygamber Efendimiz'in zamanında olan bir şey değil. Ama bazı çok meşhur kişilerin kabri üzerinde böyle şeyler olmuştur.Ama bazı çok meşhur kişilerin kabri üzerinde böyle şeyler olmuştur. Bunlardan birisi de Peygamber Efendimiz'in kabridir.Bunlardan birisi de Peygamber Efendimiz'in kabridir. Sonra hulefa-i râşidînin, Hz. Ali, Hz. Ömer, Hz. Osman efendilerimizin böyle şeyleri yapılmış.Sonra hulefa-i râşidînin, Hz. Ali, Hz. Ömer, Hz. Osman efendilerimizin böyle şeyleri yapılmış. Eskiden sevgiden, saygıdan hürmet görsün diye Fâtıma-tü'z-Zehrâ anamız için yapmışlar.Eskiden sevgiden, saygıdan hürmet görsün diye Fâtıma-tü'z-Zehrâ anamız için yapmışlar. Saygı duygusuyla yapmışlar, uygun görmüşler. Aslında kabirlerin sade olması esastır. Saygı duygusuyla yapmışlar, uygun görmüşler. Aslında kabirlerin sade olması esastır.

Soru: Selman-ı Fârisi'ye Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz şöyle dediği rivayet edildi.Soru: Selman-ı Fârisi'ye Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz şöyle dediği rivayet edildi. "İran'da öyle bir adam gelecek ki İslâm Süreyya yıldızına geçse alp onu getirecek.""İran'da öyle bir adam gelecek ki İslâm Süreyya yıldızına geçse alp onu getirecek." Böyle bir hadîs-i şerîf var mı, sahih mi? "Türklerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz." diye bir hadis var mı? Böyle bir hadîs-i şerîf var mı, sahih mi? "Türklerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz." diye bir hadis var mı? İki inceleme konusu soruyor. İki inceleme konusu soruyor.

Cevap: Bu yukarıdaki rivayet; İran'dan bir adam gelecek ki iman Süreyya yıldızında bile olsa ona nâil olacak,Cevap: Bu yukarıdaki rivayet; İran'dan bir adam gelecek ki iman Süreyya yıldızında bile olsa ona nâil olacak, gidip onu elde edecek diye bir rivayet nakledilir. Bunun İmâm'ı Âzam efendimize işaret olduğunu, gidip onu elde edecek diye bir rivayet nakledilir. Bunun İmâm'ı Âzam efendimize işaret olduğunu, ima ettiğini söylüyorlar. Bu hadîs-i şerîfin o İmâm'ı Âzam hazretlerini ima ettiğini söylüyorlar. Bu hadîs-i şerîfin o İmâm'ı Âzam hazretlerini işaret efen bir hadîs-i şerîf olduğunu söylüyorlar. Demek ki aslı esası var. işaret efen bir hadîs-i şerîf olduğunu söylüyorlar. Demek ki aslı esası var. Kıyametin kopmasından önce vuku bulacak çeşitli olaylara dair rivayetler vardır.Kıyametin kopmasından önce vuku bulacak çeşitli olaylara dair rivayetler vardır. Sıhhatlerin münakaşasını şu anda yapacak durumda değilim. Böyle hadîs-i şerîfler var. Sıhhatlerin münakaşasını şu anda yapacak durumda değilim. Böyle hadîs-i şerîfler var.

Soru: Birisi hanımıyla kavga etmiş.Soru: Birisi hanımıyla kavga etmiş. "Biraz atıştım ama sonradan bazı kötü sözler söyleyince fena dövdüm." diyor. Nikâh bozulur mu? "Biraz atıştım ama sonradan bazı kötü sözler söyleyince fena dövdüm." diyor. Nikâh bozulur mu?

Cevap: Bundan nikâh bozulmaz. Kavgadan bozulmaz. Söylenen sözler küfr-i mûcib ise, -küfür etti demek;Cevap: Bundan nikâh bozulmaz. Kavgadan bozulmaz. Söylenen sözler küfr-i mûcib ise, -küfür etti demek; küfürün çeşitli manaları oluyor, Türkçe 'de kötü, galiz söz söylemek manasına geliyor- küfürün çeşitli manaları oluyor, Türkçe 'de kötü, galiz söz söylemek manasına geliyor- ondan ileri imanı zedeleyen bir şeyse imanı tazelemek lazım.ondan ileri imanı zedeleyen bir şeyse imanı tazelemek lazım. Ondan ayrı pişman olup tevbe etmiş tazelemişse tazelenir. Ondan ayrı pişman olup tevbe etmiş tazelemişse tazelenir. Bir daha yapmamalarını, şeytana uymamalarını tavsiye, temenni, dua ederiz. Bir daha yapmamalarını, şeytana uymamalarını tavsiye, temenni, dua ederiz.

Soru: İnsanın okuduğu hadislerle amel etmesi fıkıh kitaplarına müracaatla mümkündür.Soru: İnsanın okuduğu hadislerle amel etmesi fıkıh kitaplarına müracaatla mümkündür. Çünkü hadislerin nâsihi vardır, mensuhu vardır, dereceleri, sıfatları vardır.Çünkü hadislerin nâsihi vardır, mensuhu vardır, dereceleri, sıfatları vardır. Siz bunlar hakkında ek bir açıklama yapmıyorsunuz, hadîs-i şerîfleri okuyorsunuz. Siz bunlar hakkında ek bir açıklama yapmıyorsunuz, hadîs-i şerîfleri okuyorsunuz.

Cevap: Ben bazı hadisleri okurum, bazılarını atlarım. Hadisi şeriflerin şerhlerine bakıyorum.Cevap: Ben bazı hadisleri okurum, bazılarını atlarım. Hadisi şeriflerin şerhlerine bakıyorum. Şu kitap, Gümüşhaneli Ahmed Ziyaüddin efendi hazrelerinin açıklaması hadîs-i şerifin şerhi kitabıdır.Şu kitap, Gümüşhaneli Ahmed Ziyaüddin efendi hazrelerinin açıklaması hadîs-i şerifin şerhi kitabıdır. Geniş bilgileri kısmen oradan alıyoruz. Geniş bilgileri kısmen oradan alıyoruz.

Soru: Büyü ve sihir İslâm'dan önce nasıl yapılıyordu, şimdi nasıl yapılıyor? Fark var mı?Soru: Büyü ve sihir İslâm'dan önce nasıl yapılıyordu, şimdi nasıl yapılıyor? Fark var mı? Büyü ve sihir tutar mı? Tutması neye bağlı? Büyü ve sihir tutar mı? Tutması neye bağlı?

Cevap: Bu benim çok bildiğim bir mesele değil.Cevap: Bu benim çok bildiğim bir mesele değil. Yalnız eskiden de yaptıkların dair Kul e'ûzü birabbi'l felak sûresinde işaret var. Neffâsâti fîl ukadi.Yalnız eskiden de yaptıkların dair Kul e'ûzü birabbi'l felak sûresinde işaret var. Neffâsâti fîl ukadi. Düğümleyip düğümleyip üfürerek büyü yaptıklarına işaret ediyor. Düğümleyip düğümleyip üfürerek büyü yaptıklarına işaret ediyor. O sûreye bakılırsa, sonra Bâbil'e inmiş 2 meleğin karı kocayı ayırmak, birleştirmek vesaire ile ilgiliO sûreye bakılırsa, sonra Bâbil'e inmiş 2 meleğin karı kocayı ayırmak, birleştirmek vesaire ile ilgili sihirlerinden bahseden bir âyet-i kerîme var.sihirlerinden bahseden bir âyet-i kerîme var. İnsanların onlardan gidip onları öğrenmeye çalıştıklarına dair rivayetler var.İnsanların onlardan gidip onları öğrenmeye çalıştıklarına dair rivayetler var. Demek ki karıyı kocayı ayırmak için, çeşitli muratların olması için böyle büyüler yapıyorlar,Demek ki karıyı kocayı ayırmak için, çeşitli muratların olması için böyle büyüler yapıyorlar, sihirlerle uğraşıyorlarmış anlaşılan. Ve düğümleyip her düğüme üflemek suretiylesihirlerle uğraşıyorlarmış anlaşılan. Ve düğümleyip her düğüme üflemek suretiyle şöyle böyle olsun diye büyüler yaptıkları anlaşılıyor. şöyle böyle olsun diye büyüler yaptıkları anlaşılıyor. Bunların tesir etmesi, hepsi Allahu teâla hazretlerinin kudretine tabidir, iradesine bağlıdır. Bunların tesir etmesi, hepsi Allahu teâla hazretlerinin kudretine tabidir, iradesine bağlıdır.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2