Namaz Vakitleri

4 Ramazan 1446
04 March 2025
İmsak
06:03
Güneş
07:27
Öğle
13:21
İkindi
16:30
Akşam
19:05
Yatsı
20:24
Detaylı Arama

Peygamber Efendimiz’in Hz. Ali’ye Tavsiyeleri (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

22 Rebîü'l-Âhir 1408 / 13.12.1987

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Doğumun 7. Günü Çocuğun Saçı Kesilip Ağırlığınca Altın Ve Gümüş Dağıtılması Nedir? , Rahime Yazarken İ Harfinin Üstüne | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Peygamber Efendimiz’in Hz. Ali’ye Tavsiyeleri (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

22 Rebîü'l-Âhir 1408 / 13.12.1987

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Doğumun 7. Günü Çocuğun Saçı Kesilip Ağırlığınca Altın Ve Gümüş Dağıtılması Nedir? , Rahime Yazarken İ Harfinin Üstüne | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Soru soranların bazılarının sorularına kısaca cevap vereceğim.Soru soranların bazılarının sorularına kısaca cevap vereceğim. Vakit biraz geçtiği için hepsine veremeyeceğim acil olanlara. Vakit biraz geçtiği için hepsine veremeyeceğim acil olanlara.

Birisi demiş ki hemen bu gün cevap verebilir misiniz diye.Birisi demiş ki hemen bu gün cevap verebilir misiniz diye. Doğumun 7. Günü çocuğun saçı kesilip ağırlığınca altın ve gümüş dağıtılması nedir? Doğumun 7. Günü çocuğun saçı kesilip ağırlığınca altın ve gümüş dağıtılması nedir?

Buna akika derler. O Peygamber Efendimizin hadisi şeriflerinde tavsiye edilmiştir.Buna akika derler. O Peygamber Efendimizin hadisi şeriflerinde tavsiye edilmiştir. Tahmini hesap edilipte böyle bir hayır hasenat yapılıp olursa mümkündür yapılabilir.Tahmini hesap edilipte böyle bir hayır hasenat yapılıp olursa mümkündür yapılabilir. Allah çocuğunu hayırlı eylesin. Peygamber Efendimizin şefaatine erdirsin. Allah çocuğunu hayırlı eylesin. Peygamber Efendimizin şefaatine erdirsin.

Rahime yazarken i harfinin üstüne uzatma inceltme işareti konulacak mı diyor? Rahime yazarken i harfinin üstüne uzatma inceltme işareti konulacak mı diyor?

Evet konulacak. Çocuğunun ismini öyle koymuş Rahime Nur koymuş. Allah salihatı nisvandan eylesin. Evet konulacak. Çocuğunun ismini öyle koymuş Rahime Nur koymuş. Allah salihatı nisvandan eylesin.

Bir başka kardeşimiz diyor ki 4 daireli bir mirası iki kız ve bir erkek kardeşBir başka kardeşimiz diyor ki 4 daireli bir mirası iki kız ve bir erkek kardeş nasıl pay eder İslam usulüne göre İslam misalinde diyor. nasıl pay eder İslam usulüne göre İslam misalinde diyor.

İslamda biliyorsunuz, yusikumullahu fievladiküm lizzekeri mislü hazzil ünfezeyn.İslamda biliyorsunuz, yusikumullahu fievladiküm lizzekeri mislü hazzil ünfezeyn. Buyurulduğu için erkeğin hissesi kızın hissesinden iki misli fazladır.Buyurulduğu için erkeğin hissesi kızın hissesinden iki misli fazladır. Yalnız bu işin biraz başka detayları da olabilir.Yalnız bu işin biraz başka detayları da olabilir. Şimdi mesela vefat eden kimse bu malı bırakan kimsenin Şimdi mesela vefat eden kimse bu malı bırakan kimsenin eşi kalmışsa o eşinin de bir mirastan hakkı vardır. Çocuklar olduğuna göre 81'dir o hisse.eşi kalmışsa o eşinin de bir mirastan hakkı vardır. Çocuklar olduğuna göre 81'dir o hisse. Mirasın 81'i çocuğuna şey yapacak yani o eşine gidecek. Kadınsa.Mirasın 81'i çocuğuna şey yapacak yani o eşine gidecek. Kadınsa. Geriye kalan malda çocuklar arasında bölüşülürkenGeriye kalan malda çocuklar arasında bölüşülürken erkeğin hissesi kızın hissesinin iki misli olacak şekilde yapılacak.erkeğin hissesi kızın hissesinin iki misli olacak şekilde yapılacak. Yani şu hesaba göre iki kız bir erkek olduğuna göre kalan malı dörde bölüpYani şu hesaba göre iki kız bir erkek olduğuna göre kalan malı dörde bölüp yani şeye eşe verdikten sonra kalan malı dörde bölüp birer tane bir kıza bir tane öteki kıza verilecek.yani şeye eşe verdikten sonra kalan malı dörde bölüp birer tane bir kıza bir tane öteki kıza verilecek. İki payı da erkek alacak. Şeyin taksimatı böyledir. İki payı da erkek alacak. Şeyin taksimatı böyledir. Bunu her yerde soramıyorlar demek ki burada sormuş. Bunu her yerde soramıyorlar demek ki burada sormuş.

Bazı kardeşlerimiz Cuma namazı kılınmaz memleketimizde diyorlar ne dersiniz diyor? Bazı kardeşlerimiz Cuma namazı kılınmaz memleketimizde diyorlar ne dersiniz diyor?

Bunu kendimiz bir şey demiyoruz da muhtelif alimlere sorduk nedir bu meselenin Bunu kendimiz bir şey demiyoruz da muhtelif alimlere sorduk nedir bu meselenin hakkında görüşünüz diye. Cuma namazı kılınır diye ittifak ettilerhakkında görüşünüz diye. Cuma namazı kılınır diye ittifak ettiler ciddi alimler benim ilmine güvendiğim takvasına güvendiğim fıkhı bilen kardeşlerimiz.ciddi alimler benim ilmine güvendiğim takvasına güvendiğim fıkhı bilen kardeşlerimiz. Onun için Cuma namazı kılınır. Burası darul harp sayılmıyor. Onun için Cuma namazı kılınır. Burası darul harp sayılmıyor. Kaldı ki başka ülkelerde de Müslümanlar bir araya geldikleri zaman Kaldı ki başka ülkelerde de Müslümanlar bir araya geldikleri zaman Cuma namazı kılınabilir diye fetva vermiştir alimlerimiz.Cuma namazı kılınabilir diye fetva vermiştir alimlerimiz. Mesela Almanya da Belçika da vesaire de kılınıyor.Mesela Almanya da Belçika da vesaire de kılınıyor. Burası fethedilmeden önce Müslümanlar burada tüccar olarak bulunanlar burada namaz kılmışlar.Burası fethedilmeden önce Müslümanlar burada tüccar olarak bulunanlar burada namaz kılmışlar. Peygamber Efendimiz Medine-i Münevvereye hicret etmeden öncede Medinedekiler kılmışlar.Peygamber Efendimiz Medine-i Münevvereye hicret etmeden öncede Medinedekiler kılmışlar. Demek ki kılınabilir olduğunu buralardan anlıyoruz. Cuma namazını terk etmeyin kılın. Demek ki kılınabilir olduğunu buralardan anlıyoruz. Cuma namazını terk etmeyin kılın.

Sakal kesmek günah değildir diye bazıları iddia ediyormuş.Sakal kesmek günah değildir diye bazıları iddia ediyormuş. Kur'an-ı Kerîmde bu hususta bir ayet var mı diye şey yapıyormuş. Kur'an-ı Kerîmde bu hususta bir ayet var mı diye şey yapıyormuş.

Ayeti Kerime Allahu Teâlâ hazretlerinin halkını tağyir etme hakkında bir ayeti Kerime vardır.Ayeti Kerime Allahu Teâlâ hazretlerinin halkını tağyir etme hakkında bir ayeti Kerime vardır. Oraya bağlanır. Allahın yarattığı hılkati tağyir babından olduğundan sakal kesmek doğru olmuyor.Oraya bağlanır. Allahın yarattığı hılkati tağyir babından olduğundan sakal kesmek doğru olmuyor. Haram oluyor. Sakal bırakmak sünnet oluyor. Haram oluyor. Sakal bırakmak sünnet oluyor. O bakımdan durumu müsait olanların bunu yapması gerekiyor. Sakal şeyi böyle. O bakımdan durumu müsait olanların bunu yapması gerekiyor. Sakal şeyi böyle.

İbadetlerden haz alamadığını söylemiş bir kardeşimiz. Haz almanın şartı nedir diye soruyor? İbadetlerden haz alamadığını söylemiş bir kardeşimiz. Haz almanın şartı nedir diye soruyor?

Bir kere helal lokma yemektir. İlk önce lokmanın helal olması lazım.Bir kere helal lokma yemektir. İlk önce lokmanın helal olması lazım. Lokma helal olmadı mı kırk sabah ibadeti kabul olmaz diye hadisi şerifte burada okuduk biliyorsunuz. Lokma helal olmadı mı kırk sabah ibadeti kabul olmaz diye hadisi şerifte burada okuduk biliyorsunuz. O zaman bir tatta alınmaz. Abdestini dikkatli alacak. Takvaya riayet edecek. O zaman bir tatta alınmaz. Abdestini dikkatli alacak. Takvaya riayet edecek. Nefsine hakim olacak her nefsine hakim oluşta her Allahın emrini tutmak hususundakiNefsine hakim olacak her nefsine hakim oluşta her Allahın emrini tutmak hususundaki fedakarlığında veya harama düşmemek hususundaki diretmesindefedakarlığında veya harama düşmemek hususundaki diretmesinde bir derece kurtulur lezzet almaya başlar. bir derece kurtulur lezzet almaya başlar. Yani her fedakarlığının sonucunda bir lezzet her gayretinin sonucunda bir tat duymaya başlar.Yani her fedakarlığının sonucunda bir lezzet her gayretinin sonucunda bir tat duymaya başlar. Onun için dişini sıkacak Allahın emirleri ve yasakları hususunda gayretli olacak.Onun için dişini sıkacak Allahın emirleri ve yasakları hususunda gayretli olacak. O zaman almaya başlar lezzet almaya başlar. O zaman almaya başlar lezzet almaya başlar.

Cuma namazı vaktinde çok önemli bir dersi olan bir öğrenciCuma namazı vaktinde çok önemli bir dersi olan bir öğrenci yok yazılıyor ve belli bir süre sonrada devamsızlıktan kalabiliyor.yok yazılıyor ve belli bir süre sonrada devamsızlıktan kalabiliyor. Bu durumda ne yapması lazım diye soruyor. 05,00 Bu durumda ne yapması lazım diye soruyor. 05,00

Tabi işte onu değiştirmeye gücü yeterse değiştirecek. Cuma namazı farzdır. Tabi işte onu değiştirmeye gücü yeterse değiştirecek. Cuma namazı farzdır.

Birisi mezhep nedir diye sormuş. Bir mezhebe uymak zorunda mıyız diye sormuş.Birisi mezhep nedir diye sormuş. Bir mezhebe uymak zorunda mıyız diye sormuş. Ve bu hususta bir ayet ve hadis var mı diye sormuş. Ve bu hususta bir ayet ve hadis var mı diye sormuş.

Şimdi mezhep fıkhi görüş sistemi demektir yani ekolü demektir. Fıkhi görüş ekolü demektir.Şimdi mezhep fıkhi görüş sistemi demektir yani ekolü demektir. Fıkhi görüş ekolü demektir. Ayetleri ve hadisi şerifleri iyi bilen dinde gerçekten müştehit payesine ulaşmış olan insanlarınAyetleri ve hadisi şerifleri iyi bilen dinde gerçekten müştehit payesine ulaşmış olan insanların meseleler hakkındaki görüşlerinin bütünlüğüne bir sistem haline bütünlüğüne mezhep deniliyor.meseleler hakkındaki görüşlerinin bütünlüğüne bir sistem haline bütünlüğüne mezhep deniliyor. İnsan ya müştehit derecesinde bilgin olacak kendisi ayetleri hadisleri bilecek ona göre hareket edecek.İnsan ya müştehit derecesinde bilgin olacak kendisi ayetleri hadisleri bilecek ona göre hareket edecek. Yada o bilenlerin tavsiyelerine uyacak. Başka bir çaresi yok.Yada o bilenlerin tavsiyelerine uyacak. Başka bir çaresi yok. Buyur kendin içtihat yapabiliyorsan Kur'anı anlıyorsanBuyur kendin içtihat yapabiliyorsan Kur'anı anlıyorsan hadisi şeriflerin hepsini biliyorsan ezberindeyse o zaman serbestsin.hadisi şeriflerin hepsini biliyorsan ezberindeyse o zaman serbestsin. Kendi kanaatine göre hareket et diyebiliriz ama bilgisi olmayan bir insan ne yapacak?Kendi kanaatine göre hareket et diyebiliriz ama bilgisi olmayan bir insan ne yapacak? Şimdi ben ne yapacağım? Şaşırmış kalmış.Şimdi ben ne yapacağım? Şaşırmış kalmış. Bavulunu almış elbisesiyle gelmiş Haremi Şerifte beni gördü hocam Selamün Aleyküm.Bavulunu almış elbisesiyle gelmiş Haremi Şerifte beni gördü hocam Selamün Aleyküm. Aleyküm Selam sarıldı filan. E dedi ben Almanyadan geldim dedi haccetmek üzere dedi.Aleyküm Selam sarıldı filan. E dedi ben Almanyadan geldim dedi haccetmek üzere dedi. Şimdi ne yapacağım dedi. Elbisesiyle Haremi Şerife kadar gelmiş.Şimdi ne yapacağım dedi. Elbisesiyle Haremi Şerife kadar gelmiş. Yani hiç bir şey bilmiyor. Bu içtihadı ne yapacak yani?Yani hiç bir şey bilmiyor. Bu içtihadı ne yapacak yani? Bu elbette gelip bana sorduğu gibi bir bilene soracak.Bu elbette gelip bana sorduğu gibi bir bilene soracak. Onun için kısaca sizin anlayacağınız dille mezhep demek bir bilen demektir.Onun için kısaca sizin anlayacağınız dille mezhep demek bir bilen demektir. Bilmeyen insanların o bilene sorup ona uyması icap ediyor mecbur oluyor.Bilmeyen insanların o bilene sorup ona uyması icap ediyor mecbur oluyor. Ya kendisi bilecek yapacak ya bilmiyorsa bilene uyacak. O bakımdan mecburidir.Ya kendisi bilecek yapacak ya bilmiyorsa bilene uyacak. O bakımdan mecburidir. Bunun ayet ve hadiste dolaylı delilleri çoktur yani.Bunun ayet ve hadiste dolaylı delilleri çoktur yani. Allah emrediyor Allah Peygamber Efendimize uymayı tavsiye ediyor.Allah emrediyor Allah Peygamber Efendimize uymayı tavsiye ediyor. Oralardan deliller çıkar. Ama o uzun bir iştir onun anlatılması. Oralardan deliller çıkar. Ama o uzun bir iştir onun anlatılması.

Bir kardeşimiz bir müessesede çalışıyormuş.Bir kardeşimiz bir müessesede çalışıyormuş. O çalıştığı müessesede çalışmamın hükmü nedir doğrumudur değilmidir diye soruyor. O çalıştığı müessesede çalışmamın hükmü nedir doğrumudur değilmidir diye soruyor.

Tabi yaptığı hizmet itibariyle o hizmet normal bir hizmet olduğundan bir mahsuru yoktur.Tabi yaptığı hizmet itibariyle o hizmet normal bir hizmet olduğundan bir mahsuru yoktur. Ama haram bir işi yapmada çalışırsa bir insan o zaman o işte yasak olur yapılmaması gerekir.Ama haram bir işi yapmada çalışırsa bir insan o zaman o işte yasak olur yapılmaması gerekir. Mesela faiz haramdır faiz işlemini yazan katibede günah gelir.Mesela faiz haramdır faiz işlemini yazan katibede günah gelir. İçki haramdır içkiyi taşıyan harama da günah gelir.İçki haramdır içkiyi taşıyan harama da günah gelir. Ama işlem doğrudan doğruya günah olmayınca şeyi yoktur. Ama işlem doğrudan doğruya günah olmayınca şeyi yoktur.

Birisi diyor ki bir kitapta musiki dinlemenin günah olmadığınıBirisi diyor ki bir kitapta musiki dinlemenin günah olmadığını günaha sürüklemediği zaman mahsuru olmadığı yazılıyor. günaha sürüklemediği zaman mahsuru olmadığı yazılıyor.

Doğrudur yani musikinini çeşitleri var. Ney var bilmem ilahi var.Doğrudur yani musikinini çeşitleri var. Ney var bilmem ilahi var. Kur'anı Kerimin tabi ahenkle okunmasını Peygamber Efendimiz şey yapmış. Ezanlar var.Kur'anı Kerimin tabi ahenkle okunmasını Peygamber Efendimiz şey yapmış. Ezanlar var. Salavatı Şerifeler var filan. Bunlar dini musiki diyoruz yani. Bunları anlatan dala.Salavatı Şerifeler var filan. Bunlar dini musiki diyoruz yani. Bunları anlatan dala. Elbette bunlar şey.Elbette bunlar şey. Sonra öteki normal musiki nağmelerinin de kişiyi günaha sürüklemediği zaman normal olabilir.Sonra öteki normal musiki nağmelerinin de kişiyi günaha sürüklemediği zaman normal olabilir. Ama günaha sürüklediği zaman nifak hasıl ettiği zamanAma günaha sürüklediği zaman nifak hasıl ettiği zaman insanın içinde bir günaha meyil hasıl ettiği zaman uygun olmuyor.insanın içinde bir günaha meyil hasıl ettiği zaman uygun olmuyor. Bu okuduğu kitapta Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretleri ve Marifetnamesi hakkında daBu okuduğu kitapta Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretleri ve Marifetnamesi hakkında da tavizkar kötü fevkalade seviyesiz diyor sözler var diyor.tavizkar kötü fevkalade seviyesiz diyor sözler var diyor. Bu hususta bilgi verir misiniz diyor. İbrahim Hakkı Erzurumi hazretleri büyük alimlerden birisidir. Bu hususta bilgi verir misiniz diyor. İbrahim Hakkı Erzurumi hazretleri büyük alimlerden birisidir. Çok bilgilidir.Çok bilgilidir. Bu kendisini tenkit eden alimin çocuğun yani yazarın bilgisinin kat kat üstündedir bilgisi.Bu kendisini tenkit eden alimin çocuğun yani yazarın bilgisinin kat kat üstündedir bilgisi. Onun gibi kaç tanesini cebinden şöyle çıkartır torbasından çıkartır.Onun gibi kaç tanesini cebinden şöyle çıkartır torbasından çıkartır. Yani şey bir insan hem alim hem Arapça biliyor hem Farsça biliyorYani şey bir insan hem alim hem Arapça biliyor hem Farsça biliyor hem matematik biliyor hem astronomi biliyor. Bir çok ilimleri tıp ilmini vesaireyi filan biliyor.hem matematik biliyor hem astronomi biliyor. Bir çok ilimleri tıp ilmini vesaireyi filan biliyor. Komple bir alim. Dünyaca meşhur bir kişi. Güneş balçıkla sıvanmaz.Komple bir alim. Dünyaca meşhur bir kişi. Güneş balçıkla sıvanmaz. Eski şeyler demişler ki eski Osmanlı şairleri. Ab-ı pake ne zarar. Vakvaka-i kurbağadan.Eski şeyler demişler ki eski Osmanlı şairleri. Ab-ı pake ne zarar. Vakvaka-i kurbağadan. Yani kurbağanın vak vak vak vak demesinden temiz suya bir zarar gelmez su kirlenmez yani demiş.Yani kurbağanın vak vak vak vak demesinden temiz suya bir zarar gelmez su kirlenmez yani demiş. Bizde öyle deriz başka ne diyelim. Marifetname güzel kitaptır.Bizde öyle deriz başka ne diyelim. Marifetname güzel kitaptır. İbrahim Hakkı hz.leri mübarek bir alimdir.İbrahim Hakkı hz.leri mübarek bir alimdir. Eh her alimin kitabında görüşlerinde başka bir alimin katılmadığı başka bir şeyler olabilir.Eh her alimin kitabında görüşlerinde başka bir alimin katılmadığı başka bir şeyler olabilir. Bu ilim hayatında böyle şeyler olağandır. 10,09 Bu ilim hayatında böyle şeyler olağandır. 10,09

Mezheplerde bile İmamı Azamın mezhebindeMezheplerde bile İmamı Azamın mezhebinde İmam Ebu Yusufun İmamı Azamdan farklı görüşü olabiliyor. Normaldir bunlar yani.İmam Ebu Yusufun İmamı Azamdan farklı görüşü olabiliyor. Normaldir bunlar yani. Görüş ayrılıkları içtihat farkları normaldir. Ondan dolayı bir şey kötülenmez. Görüş ayrılıkları içtihat farkları normaldir. Ondan dolayı bir şey kötülenmez.

Bir kişi hem İmamı Azamın hem İmam Şafi hazretlerinin görüşlerine uyabilir mi diyor. Bir kişi hem İmamı Azamın hem İmam Şafi hazretlerinin görüşlerine uyabilir mi diyor.

Böyle şey olmaz. Yani böyle bir oraya bir oraya olmaz.Böyle şey olmaz. Yani böyle bir oraya bir oraya olmaz. Yani her birinin sistemi olduğu için o sistemi içinde fikirleri bir bütünlük arz eder.Yani her birinin sistemi olduğu için o sistemi içinde fikirleri bir bütünlük arz eder. Ötekisine geçtiğin zaman belki o fikre aykırı bir fikre sahiptir. O zaman iş ters olur.Ötekisine geçtiğin zaman belki o fikre aykırı bir fikre sahiptir. O zaman iş ters olur. İnsanın kendi mezhebinde bütünlüğü içinde devam etmesi lazım.İnsanın kendi mezhebinde bütünlüğü içinde devam etmesi lazım. Yani bu zamanın insanlarına ben onu şöyle anlatıyorum.Yani bu zamanın insanlarına ben onu şöyle anlatıyorum. Her arabanın tekerleği vardır ama bir arabanın tekerleği ötekisine uymaz.Her arabanın tekerleği vardır ama bir arabanın tekerleği ötekisine uymaz. Jantları farklıdır lastikleri farklıdır boyları farklıdır. Takarsan gitmez yani.Jantları farklıdır lastikleri farklıdır boyları farklıdır. Takarsan gitmez yani. O bakımdan Hanefi mezhebinin usulüne başlamış şey yapmış devam etmiş olan insanO bakımdan Hanefi mezhebinin usulüne başlamış şey yapmış devam etmiş olan insan ondan öyle devam edecek. Şafiye göre giden bir insan oradan devam edecek.ondan öyle devam edecek. Şafiye göre giden bir insan oradan devam edecek. Şeyleri farklı bazı yerde. Fevkalade farklı. Bir ona bir ona olmaz.Şeyleri farklı bazı yerde. Fevkalade farklı. Bir ona bir ona olmaz. Ancak bir problem varsa kendi mezhebi içinde bir şey yaparkenAncak bir problem varsa kendi mezhebi içinde bir şey yaparken o problemin şeyi zaten kendi mezhebi içinde bir fetvası vardır. Ona uyar.o problemin şeyi zaten kendi mezhebi içinde bir fetvası vardır. Ona uyar. Evet böyle çok şeyler var kağıtlar var. Bunların bir kısmını da şeye bırakayım biraz uzattım.Evet böyle çok şeyler var kağıtlar var. Bunların bir kısmını da şeye bırakayım biraz uzattım. Allah hepinizden razı olsun. Acil olanlarını cevaplandırdım. El Fatiha. Allah hepinizden razı olsun. Acil olanlarını cevaplandırdım.

El Fatiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2