Namaz Vakitleri

20 Cemâziye'l-Evvel 1446
22 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:52
Öğle
12:55
İkindi
15:25
Akşam
17:48
Yatsı
19:12
Detaylı Arama

Ramazanın Ayı Rahmet, Bağışlanma ve Bereket

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

1 Ramazan 1421 / 27.11.2000

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Bu Bereket Ayı, Sahura Kalkmak Sünnet, Ramazan Ayında Semanın Kapıları Açılır, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Ramazanın Ayı Rahmet, Bağışlanma ve Bereket

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

1 Ramazan 1421 / 27.11.2000

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Bu Bereket Ayı, Sahura Kalkmak Sünnet, Ramazan Ayında Semanın Kapıları Açılır, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn. Hamden kesîren tayyiben mübâreken fîh. el-Hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn. Hamden kesîren tayyiben mübâreken fîh. Kemâ yenbeğî li celâli vechihî ve li azîmi sultanih.Kemâ yenbeğî li celâli vechihî ve li azîmi sultanih. Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihîVe's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi ihsânin ecmaîn. ve men tebiahû bi ihsânin ecmaîn.

Emmâ ba'd. Aziz ve sevgili kardeşlerim! Emmâ ba'd.

Aziz ve sevgili kardeşlerim!

Çok mübarek, çok değerli, çok sevaplı, çok kârlı bir aya ulaşmış bulunuyoruz. Çok mübarek, çok değerli, çok sevaplı, çok kârlı bir aya ulaşmış bulunuyoruz. Ramazanınız mübarek olsun.Ramazanınız mübarek olsun. Allahu Teâlâ hazretleri bu Ramazan'da Cenâb-ı Hakk'ın kullarına bahşedeceği ecirlerden, Allahu Teâlâ hazretleri bu Ramazan'da Cenâb-ı Hakk'ın kullarına bahşedeceği ecirlerden, sevaplardan, nimetlerden, rahmetlerden cümlemizi en yüksek derecede faydalandırsın.sevaplardan, nimetlerden, rahmetlerden cümlemizi en yüksek derecede faydalandırsın. Ramazan'ı hayırlı güzel geçirip rahmetine erip cennetini kazanmayı cümlemize nasip eylesin.Ramazan'ı hayırlı güzel geçirip rahmetine erip cennetini kazanmayı cümlemize nasip eylesin. Geçmişlerimize rahmeylesin. Ümmet-i Muhammed'e lütfeylesin. Hastalarımıza şifalar versin. Geçmişlerimize rahmeylesin. Ümmet-i Muhammed'e lütfeylesin. Hastalarımıza şifalar versin. Dertlilerimizin dertlerine devalar versin. İşlerimizi rast getirsin. Dertlilerimizin dertlerine devalar versin. İşlerimizi rast getirsin. Kazançlarımızı helal, hayırlı eylesin. Oruçlarımızı güzel tutmamızı nasip eylesin.Kazançlarımızı helal, hayırlı eylesin. Oruçlarımızı güzel tutmamızı nasip eylesin. Bayrama ulaştığınız zaman, Ramazan'ın sonunda hem maddî hem mânevî bakımdanBayrama ulaştığınız zaman, Ramazan'ın sonunda hem maddî hem mânevî bakımdan bayram yapacak bir noktaya erişmiş olmayı Allah nasip eylesin. bayram yapacak bir noktaya erişmiş olmayı Allah nasip eylesin. En mühimi de Ramazan'ın içinde saklı bulunan Kadir gecesinden yararlanmayı, En mühimi de Ramazan'ın içinde saklı bulunan Kadir gecesinden yararlanmayı, tam istifade etmeyi Allah nasip eylesin.tam istifade etmeyi Allah nasip eylesin. Çünkü Kadir gecesi bin aydan daha hayırlı bir gece. Çünkü Kadir gecesi bin aydan daha hayırlı bir gece.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Ubâdet'übnü Sâbit radıyallahu anh'ten Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Ubâdet'übnü Sâbit radıyallahu anh'ten Taberânî ve İbnü'n-Neccar'ın rivayet ettiğine göre Ramazan gelince şöyle buyurmuş: Taberânî ve İbnü'n-Neccar'ın rivayet ettiğine göre Ramazan gelince şöyle buyurmuş:

Etâküm şehrü Ramazan. "Size Ramazan ayı geldi." İşte Ramazan ayı geldi. Etâküm şehrü Ramazan. "Size Ramazan ayı geldi."

İşte Ramazan ayı geldi.

Şehrü bereketin. "Bu, bereket ayı." Her şeyin bereketlendiği bir ay, Şehrü bereketin. "Bu, bereket ayı."

Her şeyin bereketlendiği bir ay,
sevapların çoğaldığı bir ay, nimetlerin çoğaldığı bir ay. sevapların çoğaldığı bir ay, nimetlerin çoğaldığı bir ay. Gördüğümüz görmediğimiz hayırlı güzel şeylerin arttığı, bereketlendiği bir ay. Gördüğümüz görmediğimiz hayırlı güzel şeylerin arttığı, bereketlendiği bir ay.

Fihi hayrün yağşâkümu'llâh. Fihi hayrün yağşâkümu'llâh. "Bu ayın içinde sizi kaplayacak, örtecek her tarafınızı bulacak bir hayır vardır." "Bu ayın içinde sizi kaplayacak, örtecek her tarafınızı bulacak bir hayır vardır." Fe-yünzilü'r-rahme. "Allah hayırla sizi kaplayacak, sizi hayra bürüyecek Fe-yünzilü'r-rahme. "Allah hayırla sizi kaplayacak, sizi hayra bürüyecek ve üzerinize rahmet indirecek." ve üzerinize rahmet indirecek." Ve yehuttu fîhi'l-hatâyâ. "Günahları afv u mağfiret edecek." Ve yehuttu fîhi'l-hatâyâ. "Günahları afv u mağfiret edecek."

Evet, insan suçludur, kusurludur, kulluğunda eksiklikler çoktur, Evet, insan suçludur, kusurludur, kulluğunda eksiklikler çoktur, bilerek bilmeyerek hata etmiştir. Nefsine uymuştur, şeytana kanmıştır. bilerek bilmeyerek hata etmiştir. Nefsine uymuştur, şeytana kanmıştır. Pişmandır, perişandır, üzülüyordur. Ramazan ayında Allah hataları affedecek. Pişmandır, perişandır, üzülüyordur. Ramazan ayında Allah hataları affedecek.

Ve yestecîbü fîhi'd-duâ'. "Ve duaları kabul edecek." Ramazan bol bol dua edeceğimiz bir aydır.Ve yestecîbü fîhi'd-duâ'. "Ve duaları kabul edecek."

Ramazan bol bol dua edeceğimiz bir aydır.
Cenâb-ı Hak bu ayda duaları kabul eder. Onun için ne derdimiz varsa o derdimizi düşünelim, Cenâb-ı Hak bu ayda duaları kabul eder.

Onun için ne derdimiz varsa o derdimizi düşünelim,
Cenâb-ı Hakk'a dua edelim. Dertlerimizin devasını bizlere ihsan eylesin. Cenâb-ı Hakk'a dua edelim. Dertlerimizin devasını bizlere ihsan eylesin.

Yenzuru'llâhu tenâfüseküm. "Allahu Teâlâ hazretleri bu ayda sizin ibadete koşmanız Yenzuru'llâhu tenâfüseküm. "Allahu Teâlâ hazretleri bu ayda sizin ibadete koşmanız ve birbirinizle hayır ve ibadet yapmak konusunda yarışmanıza lütfuyla nazar eder." ve birbirinizle hayır ve ibadet yapmak konusunda yarışmanıza lütfuyla nazar eder."

Mü'minler hayırları yapmakta koşuşturuyor.Mü'minler hayırları yapmakta koşuşturuyor. Kimisi Kur'an okuyor, kimisi namaz kılıyor, kimisi tesbih çekiyor, Kimisi Kur'an okuyor, kimisi namaz kılıyor, kimisi tesbih çekiyor, kimisi sadaka dağıtıyor, zekât veriyor. kimisi sadaka dağıtıyor, zekât veriyor. Kimisi mukabele dinliyor, kimisi iftar ziyafeti çekiyor, kimisi sahura çağırıyor,Kimisi mukabele dinliyor, kimisi iftar ziyafeti çekiyor, kimisi sahura çağırıyor, kimisi çocuklara, yetimlere, dullara göz kulak oluyor. kimisi çocuklara, yetimlere, dullara göz kulak oluyor. Cenâb-ı Hak mü'minlerin sevap kazanmak için bütün bu telaşlarına, koşuşturmalarına nazar eder. Cenâb-ı Hak mü'minlerin sevap kazanmak için bütün bu telaşlarına, koşuşturmalarına nazar eder.

Ve yübâhî biküm melâiketehû. "Ve meleklerine kullarını metheder." Ve yübâhî biküm melâiketehû. "Ve meleklerine kullarını metheder."

Kullarını gösterir, kulları ile övünür. "Bak benim mü'min kullarım nasıl hayırlara koşuyorlar. Kullarını gösterir, kulları ile övünür. "Bak benim mü'min kullarım nasıl hayırlara koşuyorlar. Bu ayda nasıl canlandılar, nasıl güzel ibadetler yapıyorlar." diye meleklere mübâhat eyler. Bu ayda nasıl canlandılar, nasıl güzel ibadetler yapıyorlar." diye meleklere mübâhat eyler. Mübâhat eylemek, "övünmek" demektir, "güzel şeyleri sıralayıp, sıralayıp övünmek" mânasına. Mübâhat eylemek, "övünmek" demektir, "güzel şeyleri sıralayıp, sıralayıp övünmek" mânasına.

Fe-eddü'llâha min enfüsiküm hayran. "Madem Cenâb-ı Hak sizi rahmetine daldıracak. Fe-eddü'llâha min enfüsiküm hayran. "Madem Cenâb-ı Hak sizi rahmetine daldıracak. Madem Cenâb-ı Hak hayır ile sizi örtecek. Madem Cenâb-ı Hak hayır ile sizi örtecek. Siz de kendinizden Cenâb-ı Hakk'a kulluğunuzu güzel yapın Siz de kendinizden Cenâb-ı Hakk'a kulluğunuzu güzel yapın Hayrın karşılığını siz de kulluk olarak güzel yapın. Hayrın karşılığını siz de kulluk olarak güzel yapın. Siz de Cenâb-ı Hakk'a bu ayda hayırlar takdim edin.Siz de Cenâb-ı Hakk'a bu ayda hayırlar takdim edin. Bu onun hayrının, onun sizlere bahşettiği hayırların mukabili olsun. Bu onun hayrının, onun sizlere bahşettiği hayırların mukabili olsun. Ona mukabil siz de böyle hayır işleyin." Ona mukabil siz de böyle hayır işleyin." Fe inne'ş-şakiyye men harume fîhi rahmetu'llahi azze ve celle.Fe inne'ş-şakiyye men harume fîhi rahmetu'llahi azze ve celle. "İnsanlar iki çeşittir; bir kısım saîddirler, bir kısmı şakîdirler." "İnsanlar iki çeşittir; bir kısım saîddirler, bir kısmı şakîdirler."

"Saîd" demek, "Cenâb-ı Hakk'ın rahmetine mazhar, sevdiği kullar" demek, "Saîd" demek, "Cenâb-ı Hakk'ın rahmetine mazhar, sevdiği kullar" demek, "Cennete girecekler." demek. "Şakî" demek "Cenâb-ı Hakk'ın kızdığı kullar, "Cennete girecekler." demek. "Şakî" demek "Cenâb-ı Hakk'ın kızdığı kullar, gazap ettiği kullar, günahkârlar, cehenneme girecekler" demek. gazap ettiği kullar, günahkârlar, cehenneme girecekler" demek.

Asıl şakî, asıl Allah'ın sevmediği ve günahkâr olan kul o kimsedir ki bu ayda azîz ve celîl olan Asıl şakî, asıl Allah'ın sevmediği ve günahkâr olan kul o kimsedir ki bu ayda azîz ve celîl olan Cenâb-ı Hakk'ın rahmetini kazanamamış. Cenâb-ı Hakk'ın rahmetini kazanamamış. İşte asıl şakî, şekâvet ehli, eşkiyâ o kimselerdir ki şu ayın, bu kadar güzel kaynayan, coşan, İşte asıl şakî, şekâvet ehli, eşkiyâ o kimselerdir ki şu ayın, bu kadar güzel kaynayan, coşan, bereketlerinden faydalanamamış; işte o asıl şakîdir. bereketlerinden faydalanamamış; işte o asıl şakîdir.

"Biliyorsunuz geçtiğimiz Beraat kandilinde, kimlerin saîd olduğu, kimlerin şakî olduğu "Biliyorsunuz geçtiğimiz Beraat kandilinde, kimlerin saîd olduğu, kimlerin şakî olduğu mânevî defterlere kayıt edilecek." diye hadîs-i şerîflerde belirtiliyor. mânevî defterlere kayıt edilecek." diye hadîs-i şerîflerde belirtiliyor. "Yâ Rabbi! Bizim adımızı şakîler defterine yazma, saîdler defterine yaz." diye, o gece dualar yaptık. "Yâ Rabbi! Bizim adımızı şakîler defterine yazma, saîdler defterine yaz." diye, o gece dualar yaptık.

Cenâb-ı Hak dualarımızı kabul eylesin, kusurlarımızı bağışlasın. Cenâb-ı Hak dualarımızı kabul eylesin, kusurlarımızı bağışlasın. Kötü huylardan bizi kurtarsın ve bizi bu duruma düşürmesin. Kötü huylardan bizi kurtarsın ve bizi bu duruma düşürmesin.

"Ramazan gelip geçmiş de istifade edememiş, bu ayda dağıtılan mükâfâtlardan hiç nasip alamamış, "Ramazan gelip geçmiş de istifade edememiş, bu ayda dağıtılan mükâfâtlardan hiç nasip alamamış, hiçbir şey kazanamamış, bu ayı bomboş geçirmiş. hiçbir şey kazanamamış, bu ayı bomboş geçirmiş. İşte asıl şakî odur." diyor, Peygamber Efendimiz. İşte asıl şakî odur." diyor, Peygamber Efendimiz. Maalesef mü'minlerin bir kısmı bu durumda olabilir. Gaflette olur, çevresi olmaz. Maalesef mü'minlerin bir kısmı bu durumda olabilir. Gaflette olur, çevresi olmaz. Cami ile ilişkisi olmaz. Belki tek bir şehirde yaşıyordur. Cami ile ilişkisi olmaz. Belki tek bir şehirde yaşıyordur. Belki etrafında böyle bir ortam yoktur ama oraya gitmesin ne yapalım. Belki etrafında böyle bir ortam yoktur ama oraya gitmesin ne yapalım. Âhiret daha önemli, âhiretini kurtarabileceği yere gitsin. Âhiret daha önemli, âhiretini kurtarabileceği yere gitsin. Belki hiç Ramazan'da bir değişiklik olmayacak. Belki hiç Ramazan'da bir değişiklik olmayacak. Hiç öteki mü'minlerin yaptığı sevaplı işleri yapamayacak.Hiç öteki mü'minlerin yaptığı sevaplı işleri yapamayacak. Camilere gidemeyecek, namazları kılamayacak, eski kusurlarına devam edecek. Camilere gidemeyecek, namazları kılamayacak, eski kusurlarına devam edecek. Bu ay gelip geçecek mahrum olacak, mahrum kalacak belki. Allah o duruma düşürmesin. Bu ay gelip geçecek mahrum olacak, mahrum kalacak belki. Allah o duruma düşürmesin.

İnsanın dinini kurtarması için yerini yurdunu terk edip başka diyarlara göçmesi bile gerekiyor. İnsanın dinini kurtarması için yerini yurdunu terk edip başka diyarlara göçmesi bile gerekiyor. Dinini kurtarmak için çoluk çocuğunu, kendisini cehennem ateşinden kurtarmakla vazifelidir.Dinini kurtarmak için çoluk çocuğunu, kendisini cehennem ateşinden kurtarmakla vazifelidir. Başka yerlere bile göçmesi gerekiyor. "Nereye gidersem dinimi daha iyi yaşayabilirim?Başka yerlere bile göçmesi gerekiyor. "Nereye gidersem dinimi daha iyi yaşayabilirim? Oraya nasıl gidebilirim?" diye düşünmesi gerekiyor. Oraya nasıl gidebilirim?" diye düşünmesi gerekiyor.

Diyelim ki Sırpların çok olduğu bir şehirde tek başına aile olarak yaşıyor.Diyelim ki Sırpların çok olduğu bir şehirde tek başına aile olarak yaşıyor. Adamların kendisine kızgın kızgın baktığını görüyor. Adamların kendisine kızgın kızgın baktığını görüyor. Bir fırsat bulursa kendisine, çoluk çocuğuna, evine, malına mülküne,Bir fırsat bulursa kendisine, çoluk çocuğuna, evine, malına mülküne, zarar vereceğini hissediyor. zarar vereceğini hissediyor.

Bir insan o düşmanların arasında kalmak ister mi? Bir insan o düşmanların arasında kalmak ister mi?

Kalmak istemez. Emniyetli, müslümanların olduğu, kendisini seven, Kalmak istemez. Emniyetli, müslümanların olduğu, kendisini seven, kendisinin sevdiği insanların olduğu yere göçmek ister ya.kendisinin sevdiği insanların olduğu yere göçmek ister ya. İşte şeytanlı yerlerden, günahlı yerlerden, haramlı yerlerden, İşte şeytanlı yerlerden, günahlı yerlerden, haramlı yerlerden, ibadetsiz yerlerden, namazsız niyazsız yerlerden, ibadetsiz yerlerden, namazsız niyazsız yerlerden, Ramazansız oruçsuz yerlerden insanların ondan daha fazla büyük bir korku ile kaçması lazım. Ramazansız oruçsuz yerlerden insanların ondan daha fazla büyük bir korku ile kaçması lazım.

Evet, orada yiyor içiyor, karnı tok ama âhireti gidiyor. Evet, orada yiyor içiyor, karnı tok ama âhireti gidiyor. Mânevî mahrumiyet ve mânevî bakımdan şakî olmak, Mânevî mahrumiyet ve mânevî bakımdan şakî olmak, madde bakımdan zulme uğramaktan çok daha fenadır. madde bakımdan zulme uğramaktan çok daha fenadır.

İnsan maddî bakımdan zarara uğrarsa ölürse şehit olur. İnsan maddî bakımdan zarara uğrarsa ölürse şehit olur. Yapılan ıstıraplara sabrederse sabrından dolayı mükâfât alır.Yapılan ıstıraplara sabrederse sabrından dolayı mükâfât alır. Ama mâneviyatı yıkılıp giderse mâneviyatı kalmazsa o çok fena olur. Ama mâneviyatı yıkılıp giderse mâneviyatı kalmazsa o çok fena olur.

Onun için buna çok dikkat etmemiz gerekiyor. Dinimizi korumak ana fikrimiz olmalı. Onun için buna çok dikkat etmemiz gerekiyor. Dinimizi korumak ana fikrimiz olmalı. Nerede dinimizi daha güzel yaşayabileceksek oraya gitmeliyiz, göç etmeliyiz, çare aramalıyız. Nerede dinimizi daha güzel yaşayabileceksek oraya gitmeliyiz, göç etmeliyiz, çare aramalıyız.

Bizim İsveç'te ne işimiz var? Hepimizin ayrı hikâyesi vardır. Bizim İsveç'te ne işimiz var? Hepimizin ayrı hikâyesi vardır. Türkiye'den o şehirden, bu şehirden Allah nasip etti, kalktık buraya geldik.Türkiye'den o şehirden, bu şehirden Allah nasip etti, kalktık buraya geldik. Tabii ki fayda umduğumuz için geldik.Tabii ki fayda umduğumuz için geldik. Gelenler; "Burada Türkiye'de olmayan bazı şeyleri sağlıyoruz." diye geldi.Gelenler; "Burada Türkiye'de olmayan bazı şeyleri sağlıyoruz." diye geldi. Maddî fayda için. Türkiye neresi İsveç neresi? Buralara kadar gelebiliyoruz,Maddî fayda için.

Türkiye neresi İsveç neresi? Buralara kadar gelebiliyoruz,
annemiz babamız orada kalabiliyor, onlardan ayrı durabiliyoruz, gurbete çıkabiliyoruz da annemiz babamız orada kalabiliyor, onlardan ayrı durabiliyoruz, gurbete çıkabiliyoruz da cenneti kazanmak için, âhireti kazanmak için insan bir gayret gösteremez mi? cenneti kazanmak için, âhireti kazanmak için insan bir gayret gösteremez mi?

Onun için çok acıyalım. Camisiz yerlerde olanlara, ibadetsiz çevrede olanlara, Onun için çok acıyalım. Camisiz yerlerde olanlara, ibadetsiz çevrede olanlara, İslâm'la ilgisi olmayan insanların arasında yaşayanlara çok acıyalım. İslâm'la ilgisi olmayan insanların arasında yaşayanlara çok acıyalım. Onlara nasihat edelim. Onları müslümanların çok olduğu yerlere çekmeye çalışalım.Onlara nasihat edelim. Onları müslümanların çok olduğu yerlere çekmeye çalışalım. Kendimiz de bulunduğumuz yerde bir güzel İslâm topluluğu oluşturmaya çalışalım.Kendimiz de bulunduğumuz yerde bir güzel İslâm topluluğu oluşturmaya çalışalım. Camisi ile, hanım dernekleri ile, çocukların her şeyi ile, ne yapıp yapıpCamisi ile, hanım dernekleri ile, çocukların her şeyi ile, ne yapıp yapıp bir müslüman toplum oluşturmaya gayret edelim. bir müslüman toplum oluşturmaya gayret edelim. Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizin yardımcısı olsun. Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizin yardımcısı olsun.

Bir hadîs-i şerîf daha okuyup namaz kılmaya geçelim. Bir hadîs-i şerîf daha okuyup namaz kılmaya geçelim. Çünkü arkadaşlarla; "07.30'da vaaz, 08.00'de namaz diye kararlaştırdık." Çünkü arkadaşlarla; "07.30'da vaaz, 08.00'de namaz diye kararlaştırdık." Namazı sekize almamızın sebebi, "Namaz kılamayan hiçbir kardeşimiz kalmasın. diyedir. ÇünküNamazı sekize almamızın sebebi, "Namaz kılamayan hiçbir kardeşimiz kalmasın. diyedir. Çünkü bazıları altıda kılacaklar.bazıları altıda kılacaklar. Altıda kıldıktan sonra kardeşlerimizin öbürleri yurtta kalacaklar, boynu bükük kalacaklar. Altıda kıldıktan sonra kardeşlerimizin öbürleri yurtta kalacaklar, boynu bükük kalacaklar. Çalışanlar kılamayacaklar. Biz de dedik ki madem elimizde iki tane imkân var.Çalışanlar kılamayacaklar. Biz de dedik ki madem elimizde iki tane imkân var. Birisi altıda kılsın, tamam. Ötekisi de sekizde kılsın ki gelemeyenler gelsin. Birisi altıda kılsın, tamam. Ötekisi de sekizde kılsın ki gelemeyenler gelsin. Ulaşamayanlar ulaşsın. Çok da büyük bir fark olmaz. Ulaşamayanlar ulaşsın. Çok da büyük bir fark olmaz.

Bir teravih namazı bir saat sürer. Nihayet uzun uzun kıldığın zaman bir buçuk saat sürer. Bir teravih namazı bir saat sürer. Nihayet uzun uzun kıldığın zaman bir buçuk saat sürer. İnsan kalkar gider. Sekiz, dokuz buçuk, dokuz buçuk, on da zaten çok tabi bir zaman, İnsan kalkar gider. Sekiz, dokuz buçuk, dokuz buçuk, on da zaten çok tabi bir zaman, evine gideceği bir zaman. evine gideceği bir zaman.

Onun için bugün bir hadis daha okuyup namaz kılmaya geçelim.Onun için bugün bir hadis daha okuyup namaz kılmaya geçelim. Beklediğimiz bazı kardeşler hâlâ gelmedi ama bilmiyorum, onlar çalıştığı için mi gelmedi,Beklediğimiz bazı kardeşler hâlâ gelmedi ama bilmiyorum, onlar çalıştığı için mi gelmedi, başka yerde kıldığı için mi gelmedi? başka yerde kıldığı için mi gelmedi?

Etâküm şehrü Ramazân. Şehrün mübârekün. Farada'llâhü aleyküm sıyâmehû. Etâküm şehrü Ramazân. Şehrün mübârekün. Farada'llâhü aleyküm sıyâmehû. Tüftehu fîhi ebvabü's-semâi ve tuğleku fîhi ebvâbü'l-cahîm. Tüftehu fîhi ebvabü's-semâi ve tuğleku fîhi ebvâbü'l-cahîm. Ve tuğallü fîhi meredetün ve fîhi leyletün hiye hayrün min elfi şehrin menVe tuğallü fîhi meredetün ve fîhi leyletün hiye hayrün min elfi şehrin men harume hayrehâ fekad harume. harume hayrehâ fekad harume.

Ahmed b. Hanbel, Neseî ve diğer bir kaynak Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten Ahmed b. Hanbel, Neseî ve diğer bir kaynak Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten bu ikinci hadîs-i şerîfi rivayet eylemiş. bu ikinci hadîs-i şerîfi rivayet eylemiş.

Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

Etâküm şehrü Ramazân. "Ramazan ayı size geldi." Etâküm şehrü Ramazân. "Ramazan ayı size geldi."

İşte Ramazan ayına kavuştuk. Ramazan ayı ne zaman geldi? İşte Ramazan ayına kavuştuk.

Ramazan ayı ne zaman geldi?

Akşam ezanı ile beraber geldi. Şu anda Ramazan'ın içindeyiz. Nasıl oluyor? Akşam ezanı ile beraber geldi. Şu anda Ramazan'ın içindeyiz.

Nasıl oluyor?

Şöyle oluyor: Akşam ezanı okunurken, güneş batınca eski bir gün bitiyor.Şöyle oluyor: Akşam ezanı okunurken, güneş batınca eski bir gün bitiyor. Güneş batar batmaz yeni bir gün başlıyor, çünkü eski gün bitti.Güneş batar batmaz yeni bir gün başlıyor, çünkü eski gün bitti. Birisinin bittiği yerde yenisi başlar. Şimdi Ramazan başladı. Ne zaman başladı? Birisinin bittiği yerde yenisi başlar. Şimdi Ramazan başladı.

Ne zaman başladı?

Güneş batar batmaz Ramazan'ın biri başladı. Böyle ölçülür şeyler. Güneş batar batmaz Ramazan'ın biri başladı. Böyle ölçülür şeyler.

Bizde yeni bir gün ne zaman başlıyor? Gece 12'de başlıyor. Bizde yeni bir gün ne zaman başlıyor?

Gece 12'de başlıyor.

Bunu kim tespit etmiş? Akıllılar, fikirliler oturmuşlar, akıl fikir ileri sürmüşler: Bunu kim tespit etmiş?

Akıllılar, fikirliler oturmuşlar, akıl fikir ileri sürmüşler:

"Biz şimdi ta güneşin battığı sırada tarihi değiştirirsek adam dairesinde çalışırken,"Biz şimdi ta güneşin battığı sırada tarihi değiştirirsek adam dairesinde çalışırken, -memurlar, vesaire- tarihi yanlış yazar.-memurlar, vesaire- tarihi yanlış yazar. En iyisi herkesin uyuduğu, işine gittiği, işini kapattığı, evine gittiği bir zamanda, En iyisi herkesin uyuduğu, işine gittiği, işini kapattığı, evine gittiği bir zamanda, uyku sırasında şu rakamı değiştirelim. uyku sırasında şu rakamı değiştirelim. İş belli olmasın." diye düşünmüşler, 12.00'ye almışlar. 12'de ne oluyor? İş belli olmasın." diye düşünmüşler, 12.00'ye almışlar.

12'de ne oluyor?

Geceleyin 11.59'da gece etrafına bakınsanGeceleyin 11.59'da gece etrafına bakınsan "Gün değişti." diye bir olay, bir tıngırtı duyacak mısın, bir ses duyacak mısın? "Gün değişti." diye bir olay, bir tıngırtı duyacak mısın, bir ses duyacak mısın? Hiçbir şey duyulmaz. Çünkü hiçbir şey yok. Bu sadece farazî bir şey, Hiçbir şey duyulmaz. Çünkü hiçbir şey yok. Bu sadece farazî bir şey, "Şu saatte olsun." demişler. "Şu saatte olsun." demişler.

Ama İslâm'a göre bir yeni günün başlaması, eski günün bitmesi çok tabii.Ama İslâm'a göre bir yeni günün başlaması, eski günün bitmesi çok tabii. Güneş battığı zaman eski gün bitiyor. Gün gitti, güneş gitti, gün bitti.Güneş battığı zaman eski gün bitiyor. Gün gitti, güneş gitti, gün bitti. Tamam. Yeni bir gün başladı. Şu anda biz Ramazan'ın içinde bulunuyoruz. Tamam. Yeni bir gün başladı. Şu anda biz Ramazan'ın içinde bulunuyoruz.

Onun için orucun süsü, gece ibadetidir. Onun için orucun süsü, gece ibadetidir. Gece ibadeti olarak da teravih namazını kılacağız. Bu bir gece ibadetidir. Gece ibadeti olarak da teravih namazını kılacağız. Bu bir gece ibadetidir. Çünkü ortalığa karanlık bastı. "Buradan da sevap alalım." diyeÇünkü ortalığa karanlık bastı. "Buradan da sevap alalım." diye Allahu Teâlâ hazretleri bize geceleyin namaz kılmayı işaret buyurmuş.Allahu Teâlâ hazretleri bize geceleyin namaz kılmayı işaret buyurmuş. Peygamber Efendimiz de teravih namazını bizler için sünnet kılmış. Peygamber Efendimiz de teravih namazını bizler için sünnet kılmış.

Onun için yarının gündüzünde oruç tutmadan önce, Onun için yarının gündüzünde oruç tutmadan önce, şimdi gecesinde ibadet ederek sevap kazanacağız. şimdi gecesinde ibadet ederek sevap kazanacağız. Başlangıcımız bu. Ondan sonra sahura kalkacağız. Başlangıcımız bu. Ondan sonra sahura kalkacağız.

"Hocam, ben dayanabiliyorum. Sahura kalkmasam da, yatsam da öyle oruç tutsam." "Hocam, ben dayanabiliyorum. Sahura kalkmasam da, yatsam da öyle oruç tutsam."

Sahura kalkmak sünnet, sünneti yapmak da sevap. Sahurda bereket var. Sahura kalkmak sünnet, sünneti yapmak da sevap. Sahurda bereket var. Maddî mânevî, sıhhî, gördüğümüz görmediğimiz, aklımızın erdiği ermediği faydalar var. Maddî mânevî, sıhhî, gördüğümüz görmediğimiz, aklımızın erdiği ermediği faydalar var. Kalkıp yarım bardak süt içip, bir iki bir şey atıştırmak gerekir.Kalkıp yarım bardak süt içip, bir iki bir şey atıştırmak gerekir. Bir hurma şeklinde bile olsa sahur yemeği yenmesini Bir hurma şeklinde bile olsa sahur yemeği yenmesini Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz tavsiye ediyor. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz tavsiye ediyor.

Sahurdan sonra imsak kesilir kesilmez, oruç tutmaya başlayacağız. Sahurdan sonra imsak kesilir kesilmez, oruç tutmaya başlayacağız. Burada bizim oruç, 05.30'dan, 03.10 geceye kadar, altı saat otuz küsur dakika sürecek.Burada bizim oruç, 05.30'dan, 03.10 geceye kadar, altı saat otuz küsur dakika sürecek. Bir dakika iki dakika buradan olduğu için 11. Altı saat, kırk bir dakika sürecek bizim orucumuz. Bir dakika iki dakika buradan olduğu için 11. Altı saat, kırk bir dakika sürecek bizim orucumuz. Halbuki yaz olan yerlerde on sekiz saat, on sekiz buçuk saat oruç tutanlar olacak. Halbuki yaz olan yerlerde on sekiz saat, on sekiz buçuk saat oruç tutanlar olacak. Bizimkinin üç misli zaman aç kalıp tutanlar olacak. Bizimki rahat. Bizimkinin üç misli zaman aç kalıp tutanlar olacak. Bizimki rahat.

Ama bizim de buralara yaz mevsimi geldiği zaman şu gecemiz kadar gündüzümüz uzun olacak.Ama bizim de buralara yaz mevsimi geldiği zaman şu gecemiz kadar gündüzümüz uzun olacak. O zaman oruç tutacağız. O şekilde içinizde görmüş kardeşler vardır.O zaman oruç tutacağız. O şekilde içinizde görmüş kardeşler vardır. Allah hepsini kabul etsin. Ama bu arada biz istifade ediyoruz.Allah hepsini kabul etsin. Ama bu arada biz istifade ediyoruz. Aslında bizim Avustralya'da olmamız gerekiyordu. Aslında bizim Avustralya'da olmamız gerekiyordu. Bizim tutacağımız oruçlar on sekiz saat olacaktı. Cenâb-ı Hak bizi burada tuttu.Bizim tutacağımız oruçlar on sekiz saat olacaktı. Cenâb-ı Hak bizi burada tuttu. Biz eşyayı topladık. Arkadaşlarla vedalaştık, selamlaştık, helalleştik.Biz eşyayı topladık. Arkadaşlarla vedalaştık, selamlaştık, helalleştik. Kalktık, gittik ama yine geldik, elhamdülillah. Demek ki Ramazan'ı burada geçirecektik.Kalktık, gittik ama yine geldik, elhamdülillah. Demek ki Ramazan'ı burada geçirecektik. Pekâlâ. Şehrün mübârekün. "Bu ay mübarek bir aydır." Pekâlâ.

Şehrün mübârekün. "Bu ay mübarek bir aydır."

Mübarek ne demek? Hem maddî bakımdan bereketli, hem mânevî bakımdan bereketli.Mübarek ne demek?

Hem maddî bakımdan bereketli, hem mânevî bakımdan bereketli.
Hem insanın parası pulu, evinde rızkı bol olur hem sevabı çok olur Hem insanın parası pulu, evinde rızkı bol olur hem sevabı çok olur hem de mânevî çok feyizlere erer. hem de mânevî çok feyizlere erer.

Farada'llâhu aleyküm sıyâmehû. "Bu ayda oruç tutmayı Allah size farz kıldı." Farada'llâhu aleyküm sıyâmehû. "Bu ayda oruç tutmayı Allah size farz kıldı."

Evet, Ramazan orucu dinin gereklerinden bir tanesidir. Evet, Ramazan orucu dinin gereklerinden bir tanesidir. İslâm'ın ana duvarlarından, İslâm'ın binasının temellerinden bir tanesidir.İslâm'ın ana duvarlarından, İslâm'ın binasının temellerinden bir tanesidir. Ramazan orucu çok önemli bir ibadettir. Çok da faydalı bir ibadettir. Ramazan orucu çok önemli bir ibadettir. Çok da faydalı bir ibadettir. Orucun çok muazzam faydaları var. Allah nasip ederse önümüzdeki günlerde anlatırız. Orucun çok muazzam faydaları var. Allah nasip ederse önümüzdeki günlerde anlatırız.

Bu ay girer girmez -şu anda başladı- mânevî âlemde çok büyük değişiklikler olur. Bu ay girer girmez -şu anda başladı- mânevî âlemde çok büyük değişiklikler olur. Görünmeyen, mânevî âlemde Cenâb-ı Hak çok değişiklikler yapar. Görünmeyen, mânevî âlemde Cenâb-ı Hak çok değişiklikler yapar. Peygamber Efendimiz onları anlatıyor: Peygamber Efendimiz onları anlatıyor:

Tüftehu fîhi ebvâbü's-semâ. "Ramazan ayında semanın kapıları açılır." Tüftehu fîhi ebvâbü's-semâ. "Ramazan ayında semanın kapıları açılır."

Başka zaman kapalı. Bu neye benzer? Başka zaman kapalı.

Bu neye benzer?

Türkiye'den bazı arkadaşlar İsveç'e gelmek istiyor, vize alamadığı için gelemiyor. Türkiye'den bazı arkadaşlar İsveç'e gelmek istiyor, vize alamadığı için gelemiyor. Ama serbest olduğu zaman hemen atlayıp gelecek, kolaylıkla gelecek. Vize var. Ama serbest olduğu zaman hemen atlayıp gelecek, kolaylıkla gelecek. Vize var. Aslında İsveç'e gelmeye hiç benzemez. Gelse ne olacak, gelmese ne olacak? Aslında İsveç'e gelmeye hiç benzemez. Gelse ne olacak, gelmese ne olacak? Ama semanın kapıları vizeli. Her zaman geçilmiyor. Ameller de geçemiyor. Ama semanın kapıları vizeli. Her zaman geçilmiyor. Ameller de geçemiyor.

Ama Ramazan'da semanın kapıları açılır, yapılan ibadetler gökyüzüne ulaşır, Ama Ramazan'da semanın kapıları açılır, yapılan ibadetler gökyüzüne ulaşır, Cenâb-ı Hakk'ın divanına varır. Başka zaman belki melekler durdurup geri çevirebilirler. Cenâb-ı Hakk'ın divanına varır. Başka zaman belki melekler durdurup geri çevirebilirler.

Ve tuğlaku fîhi ebvâbü'l-cahîm. "Cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları da kapanır." Ve tuğlaku fîhi ebvâbü'l-cahîm. "Cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları da kapanır."

Tehlikeler azalıyor. "Cehennemin kapıları kapanır." Tehlikeler azalıyor. "Cehennemin kapıları kapanır."

Ve tüğallü fîhi meredatün. "Azılılar zincirlere vurulur." Ve tüğallü fîhi meredatün. "Azılılar zincirlere vurulur."

Bir başka rivayette; "şeytanların azılıları" diye de geçiyor.Bir başka rivayette; "şeytanların azılıları" diye de geçiyor. Büyük şeytanlar bu ayda faaliyet yapamaz duruma getirilir.Büyük şeytanlar bu ayda faaliyet yapamaz duruma getirilir. Başka zaman serbest olan, dolaşan, canavar gibi azılı olanlar, bağlanır,Başka zaman serbest olan, dolaşan, canavar gibi azılı olanlar, bağlanır, ufak tefekler ortada dolaşır. ufak tefekler ortada dolaşır.

Ejderha nerede, küçücük bir yılan nerede?Ejderha nerede, küçücük bir yılan nerede? Azılıları bağlanır. Ve fîhi leyletün hiye hayrün min elfi şehr.Azılıları bağlanır.

Ve fîhi leyletün hiye hayrün min elfi şehr.
"Ve bu ayın içinde bir gece vardır ki bin aydan daha hayırlıdır." O hangisi? "Ve bu ayın içinde bir gece vardır ki bin aydan daha hayırlıdır."

O hangisi?

Kadir gecesi. Ne zaman olabilir? Saklı, belli değil; saklı bir zaman. Kadir gecesi.

Ne zaman olabilir?

Saklı, belli değil; saklı bir zaman.

Men harume hayrehâ fakad harüme. "Kim bu ayın mükâfâtlarına erememişse, Men harume hayrehâ fakad harüme. "Kim bu ayın mükâfâtlarına erememişse, Allah ona o mükâfâtları haram kılmışsa, o mükâfâtlardan mahrum kalmışsa, tamam.Allah ona o mükâfâtları haram kılmışsa, o mükâfâtlardan mahrum kalmışsa, tamam. İşte, o çok fena bir durumdadır, çok büyük mahrumiyete düşmüş demektir." diyorİşte, o çok fena bir durumdadır, çok büyük mahrumiyete düşmüş demektir." diyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz.

Allahu Teâlâ hazretleri bu ayın bütün güzelliklerini anlayıp, sezip, yaşayıp,Allahu Teâlâ hazretleri bu ayın bütün güzelliklerini anlayıp, sezip, yaşayıp, bütün mükâfâtlardan bol bol hisseler almayı cümlemize nasip eylesin. bütün mükâfâtlardan bol bol hisseler almayı cümlemize nasip eylesin.

el-Fâtiha... el-Fâtiha...

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2