Namaz Vakitleri

25 Cemâziye'l-Âhir 1446
26 Aralık 2024
İmsak
06:48
Güneş
08:20
Öğle
13:09
İkindi
15:27
Akşam
17:48
Yatsı
19:15
Detaylı Arama

Sahabe Gibi Sevap Kazanmanın Yolları (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

30 Cemâziye'l-Âhir 1410 / 27.01.1990

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Hisse senetlerini satarak ticaret yapmak câiz midir? Hisse senedi alınan fabrikalar faizle iş yapsalar dahi durum aynı mıdır? Bu hisse | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Sahabe Gibi Sevap Kazanmanın Yolları (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

30 Cemâziye'l-Âhir 1410 / 27.01.1990

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Hisse senetlerini satarak ticaret yapmak câiz midir? Hisse senedi alınan fabrikalar faizle iş yapsalar dahi durum aynı mıdır? Bu hisse | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Soru: Hisse senetlerini satarak ticaret yapmak câiz midir?Soru: Hisse senetlerini satarak ticaret yapmak câiz midir? Hisse senedi alınan fabrikalar faizle iş yapsalar dahi durum aynı mıdır?Hisse senedi alınan fabrikalar faizle iş yapsalar dahi durum aynı mıdır? Bu hisse senetlerinden kazanılan para helal midir? Bu hisse senetlerinden kazanılan para helal midir? Eğer helal değilse bu kazanılan parayı nerede kullanabiliriz? Cevap: Muhterem kardeşlerim! Eğer helal değilse bu kazanılan parayı nerede kullanabiliriz?

Cevap: Muhterem kardeşlerim!

Hisse senedi alış verişi şirketin durumuna bağlıdır.Hisse senedi alış verişi şirketin durumuna bağlıdır. Helal işler yapan şirketin hisse senedi alınır satılır; almak satmak câizdir, aracı olmak câizdir.Helal işler yapan şirketin hisse senedi alınır satılır; almak satmak câizdir, aracı olmak câizdir. Çünkü ortaklığı devretmiş gibi oluyor.Çünkü ortaklığı devretmiş gibi oluyor. Fakat haram işler yapanların [hisse senetlerini alıp satmak] câiz olmaz.Fakat haram işler yapanların [hisse senetlerini alıp satmak] câiz olmaz. Ticaretin İslâmî şartlarına uygun olması lazım. Ticaretin İslâmî şartlarına uygun olması lazım.

Mesela neler haramdır? İslâm'da içki haramdır, faiz haramdır. Mesela neler haramdır?

İslâm'da içki haramdır, faiz haramdır.

Bunlara bulaşmış olanlardan böyle bir şey [almışsa] onların tahmin edilen kısmı kadarınıBunlara bulaşmış olanlardan böyle bir şey [almışsa] onların tahmin edilen kısmı kadarını veya şüpheli olan kısmını İslâmî hayır müesseselerine, hayrat ve hasenâtaveya şüpheli olan kısmını İslâmî hayır müesseselerine, hayrat ve hasenâta -kendisi nâmına bir ecir sevap olmaz ama- devretmek lazım gelir.-kendisi nâmına bir ecir sevap olmaz ama- devretmek lazım gelir. Caminin şadırvanı yapılacak,Caminin şadırvanı yapılacak, filanca yerde şu iş olacak gibi... filanca yerde şu iş olacak gibi...

Soru: Dürzî'nin arkasında namaz kılınabilir mi? Soru: Dürzî'nin arkasında namaz kılınabilir mi?

Cevap: Dürzîlik hakkında şu anda çok kesin bir bilgi sahibi değilim.Cevap: Dürzîlik hakkında şu anda çok kesin bir bilgi sahibi değilim. Dürzîler hıristiyanların bir tarikati [ise] tabii olmaz. Hıristiyan değiller de bozuk bir fırka ise,Dürzîler hıristiyanların bir tarikati [ise] tabii olmaz. Hıristiyan değiller de bozuk bir fırka ise, fırak-ı dâlleden sapık bir fırka ise tabii o zaman [da] câiz olmaz. fırak-ı dâlleden sapık bir fırka ise tabii o zaman [da] câiz olmaz. Benim duyduğum; hıristiyanlardan Lübnan'da, Suriye'de olan bir tâife.Benim duyduğum; hıristiyanlardan Lübnan'da, Suriye'de olan bir tâife. Îtikâden mü'min değil iseler kılınmaz. Îtikâden mü'min değil iseler kılınmaz.

Soru: İnsanın her duyduğunu söylemesi fitne olur mu? Soru: İnsanın her duyduğunu söylemesi fitne olur mu?

Cevap: Peygamber Efendimiz; "İnsanın her duyduğunu söylemesi kendisine bela, günah olarak yeter." diyor. Cevap: Peygamber Efendimiz;

"İnsanın her duyduğunu söylemesi kendisine bela, günah olarak yeter." diyor.

Her duyulan söylenir mi? Her duyulan söylenir mi?

Ölçecek, biçecek, tartacak, süzecek; sevapsa söyleyecek, günahsa söylemeyecek.Ölçecek, biçecek, tartacak, süzecek; sevapsa söyleyecek, günahsa söylemeyecek. Gıybetse, laf taşımaysa, karşı tarafa faydası yoksa söylemeyecek.Gıybetse, laf taşımaysa, karşı tarafa faydası yoksa söylemeyecek. Ölçecek, biçecek, şeriatin ahkâmına uyacak. Her duyduğunu söylemesi uygun olmaz. Ölçecek, biçecek, şeriatin ahkâmına uyacak. Her duyduğunu söylemesi uygun olmaz.

Büyüklerimiz; "Konuştuğu zaman doğruyu söylemek doğrudur da,Büyüklerimiz;

"Konuştuğu zaman doğruyu söylemek doğrudur da,
her doğruyu söylemek doğru değildir." demişler. Neden? Bazen zararlı olur.her doğruyu söylemek doğru değildir." demişler.

Neden?

Bazen zararlı olur.
Dobra dobra söylersin; gelin ile kaynananın, şu arkadaş ile şu arkadaşın arası bozulur. Dobra dobra söylersin; gelin ile kaynananın, şu arkadaş ile şu arkadaşın arası bozulur.

Ölçüp biçmek lazım. Lafın nereden gelip nereye gittiğini iyice düşünmek icap eder.Ölçüp biçmek lazım. Lafın nereden gelip nereye gittiğini iyice düşünmek icap eder. Akıl ve basiret onu gerektiriyor. Akıl ve basiret onu gerektiriyor.

Soru: Ben filanca cemaattenim. Bu durumumun bir sakıncası var mı? Daha hayırlı bir iş yapmam câiz mi? Soru: Ben filanca cemaattenim. Bu durumumun bir sakıncası var mı? Daha hayırlı bir iş yapmam câiz mi?

Cevap: Tabii biz bütün müslüman kardeşlerimizi seviyoruz, hüsnü zan ediyoruz.Cevap: Tabii biz bütün müslüman kardeşlerimizi seviyoruz, hüsnü zan ediyoruz. Ama en sağlam yol Kur'ân-ı Kerîm'in, hadîs-i şerîflerin yoludur.Ama en sağlam yol Kur'ân-ı Kerîm'in, hadîs-i şerîflerin yoludur. O yolda Kur'an'a uyarak, hadîs-i şerîfleri uygulayarak, öğrenerek,O yolda Kur'an'a uyarak, hadîs-i şerîfleri uygulayarak, öğrenerek, mübarek zâtların da eserlerini okuyarak öyle [yaşamalı.] Bütün müslümanları sevmeli. mübarek zâtların da eserlerini okuyarak öyle [yaşamalı.] Bütün müslümanları sevmeli.

Soru: Şeytan rüyada herkesin kılığına girebilir mi? Cevap: Girebilirmiş [fakat]Soru: Şeytan rüyada herkesin kılığına girebilir mi?

Cevap: Girebilirmiş [fakat]
Peygamber Efendimiz'in sûretine giremezmiş.Peygamber Efendimiz'in sûretine giremezmiş. Bir de büyük evliyâullahın kılığına giremez, "Onlar ondan da korkar." diye söylüyorlar.Bir de büyük evliyâullahın kılığına giremez, "Onlar ondan da korkar." diye söylüyorlar. "Başka kılıklara girebilir." diye söylüyorlar. "Başka kılıklara girebilir." diye söylüyorlar.

Soru: Cübbesiz yani pantolon ile namaz kılmak namazın sıhhatine engel midir? Soru: Cübbesiz yani pantolon ile namaz kılmak namazın sıhhatine engel midir?

Cevap: Eskiden -bizim dedelerimizi bilirsiniz- şalvar giyilirdi, yani bol giyilirdi,Cevap: Eskiden -bizim dedelerimizi bilirsiniz- şalvar giyilirdi, yani bol giyilirdi, vücudun alt tarafının şekli şemâili belli olmazdı.vücudun alt tarafının şekli şemâili belli olmazdı. Şalvarın [özelliği]; hem rahatlıktır, adımını kolay atar, hem de şekil belli olmaz. Şalvarın [özelliği]; hem rahatlıktır, adımını kolay atar, hem de şekil belli olmaz.

Bir kimse -dar pantolonlar giyiliyor ya- dar pantolon giyip de namaza gelince,Bir kimse -dar pantolonlar giyiliyor ya- dar pantolon giyip de namaza gelince, kendisinin belli olmaması gereken yerlerinin şekilleri belli olunca, arkasındakinin gözü oraya takılıncakendisinin belli olmaması gereken yerlerinin şekilleri belli olunca, arkasındakinin gözü oraya takılınca arkadaki de zarar eder kendisi de zarar eder, namazları fesada gider.arkadaki de zarar eder kendisi de zarar eder, namazları fesada gider. Onun için, dikkat etmek lazım.Onun için, dikkat etmek lazım. Mümkünse cübbe gibi, pardesü gibi uzun bir şey ile veyahut bol bir alt şalvarı ile [korunması lazım]. Mümkünse cübbe gibi, pardesü gibi uzun bir şey ile veyahut bol bir alt şalvarı ile [korunması lazım].

Peygamber Efendimiz; "Şalvar giyenlerden Allah razı olsun." demiş. Neden? Peygamber Efendimiz;

"Şalvar giyenlerden Allah razı olsun." demiş.

Neden?

İyi örtünüyor, yani tesettür rahat kolay oluyor diye. İyi örtünüyor, yani tesettür rahat kolay oluyor diye.

Bu dar pantolonların daBu dar pantolonların da kan dolaşımını zorlaştırması dolayısıyla sıhhî bakımdan da zararlı olduğunu okudum. kan dolaşımını zorlaştırması dolayısıyla sıhhî bakımdan da zararlı olduğunu okudum.

Bu hususa dikkat edin. Biraz pantolonunuz pilesi bol cinsten olsun.Bu hususa dikkat edin. Biraz pantolonunuz pilesi bol cinsten olsun. Bir de arkadakileri, kendinizi zarara uğratmayacak şekilde giyiminize dikkat etmeye gayret ediniz. Bir de arkadakileri, kendinizi zarara uğratmayacak şekilde giyiminize dikkat etmeye gayret ediniz.

Soru: Bankadan teminat mektubu almak caiz mi? Soru: Bankadan teminat mektubu almak caiz mi?

Cevap: Teminat mektubu, "Bu adam güvenilir, garantili bir kimsedir;Cevap: Teminat mektubu, "Bu adam güvenilir, garantili bir kimsedir; bu girdiği ihaledeki işin altından kalkabilecek itibarı parası vardır." demek oluyor. bu girdiği ihaledeki işin altından kalkabilecek itibarı parası vardır." demek oluyor. Böyle bir mektubun mahzuru olmayabilir. Detayını çok iyi bilmediğim için...Böyle bir mektubun mahzuru olmayabilir. Detayını çok iyi bilmediğim için... Onu alırken bir ücret ödeniyor galiba, yani teminat mektubunu alırken banka bir şey veriyor.Onu alırken bir ücret ödeniyor galiba, yani teminat mektubunu alırken banka bir şey veriyor. Tabii bankaya bir para veriliyor, belki orada bir tereddütüm var.Tabii bankaya bir para veriliyor, belki orada bir tereddütüm var. Bir de bankada hesabı olacak ki teminat mektubu versin.Bir de bankada hesabı olacak ki teminat mektubu versin. Banka hesapları da genel olarak faizli olduğundan oradan da bir mahzur olabilir. Banka hesapları da genel olarak faizli olduğundan oradan da bir mahzur olabilir.

Allah hepinizden razı olsun. el-Fâtiha. Allah hepinizden razı olsun.

el-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2