Namaz Vakitleri

20 Cemâziye'l-Evvel 1446
22 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:52
Öğle
12:55
İkindi
15:25
Akşam
17:48
Yatsı
19:12
Detaylı Arama

Şakîk-i Belhî Hazretleri (3) (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

18 Şevvâl 1413 / 10.04.1993
İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN Tabakatus Sufiyye sohbetlerine Mustafa Selâmi Efendi Tekkesi’nde başlamıştır (02. 12. 1991).
Tabakàtü’s-Sùfiyye, Sülemî’nin ilk sûfilerden yüz tanesinin hayatını ve sözlerini kaydettiği eseridir.

Fudayl ibn-i Iyad hakkındadır. Daha sonraki yıllarda, İstanbul’un Anadolu yakasında muhtelif camilerde yapılmıştır.

Sohbetlerin amacını şöyle açıklıyordu: “Bizler de karınca kararınca takvâ yolunda, Rabbimizin rızası yolunda yürüyen insanlar olduğumuzdan, “Bu yolun bizden önceki büyükleri, selef-i sàlihînimiz neler söylemişler, onların nasihatlerinden istifade edelim; nasıl yaşamışlar, hayatları bize örnek olsun!” diye, tasavvuf aleminin büyüklerinin hayatlarını okumayı; sözlerini dinleyip, belleyip mûcebince amel etmeyi düşünerek; Türkçesi bulunmayan bir eser olsun, kaynak olsun, ana eser olsun; böylece yaptığımız çalışma da yapılmamış bir çalışma olarak, yeni bir çalışma olsun diye düşündüğümüz için; 412 hicrî, 1021 milâdî tarihinde, yâni yıllarında vefat etmiş olan, Nişâpurlu Ebû Abdurrahman es Sülemî Hazretleri’nin, tasavvuf ilminde kaynak olan, ana eser olan, müracaat kitabı olan Tabakàtü’s Sùfiyye’sini okumaya başladık.

Bu sohbetler Cumartesi akşamları yapılıyordu ve bir saat kadar sürüyordu. Hoca efendi seyahatte olduğu zamanlar sohbete ara veriliyor, İstanbul’da oldukları zaman devam ediyordu. 7 Mayıs 1997 günü yurtdışına çıkıncaya kadar devam etti. Fudayl ibn-i Iyad’dan başlayıp, sırayla her seferinde birkaç sayfa okuyup izah ederek sohbetlerini sürdürüyordu. 26 Ekim 1996 günü yaptığı son Tabakàtü’s-Sûfiyye sohbetinde, Ebû Osman el-Hîrî’nin 29. sözüne kadar gelmişti.

Sohbetlerde, önce o gün izah edilecek sözlerin Arapça metinleri okunuyor, kısaca anlamı veriliyor; sonra râvîler hakkında dipnotlardan bilgiler veriliyordu. Sözler izah edilip açıklanıyordu. Sohbetin sonunda da, çıkartılacak dersler anlatılıyor ve günümüzde neler yapmamız gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunuluyordu.
Kaza ile bir adama çarpıp, vefat etmesine sebep olunursa ölen kişinin çarpan kişi üzerindeki hakkı nedir?, Bir kimse bir | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Şakîk-i Belhî Hazretleri (3) (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

18 Şevvâl 1413 / 10.04.1993
İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN Tabakatus Sufiyye sohbetlerine Mustafa Selâmi Efendi Tekkesi’nde başlamıştır (02. 12. 1991).
Tabakàtü’s-Sùfiyye, Sülemî’nin ilk sûfilerden yüz tanesinin hayatını ve sözlerini kaydettiği eseridir.

Fudayl ibn-i Iyad hakkındadır. Daha sonraki yıllarda, İstanbul’un Anadolu yakasında muhtelif camilerde yapılmıştır.

Sohbetlerin amacını şöyle açıklıyordu: “Bizler de karınca kararınca takvâ yolunda, Rabbimizin rızası yolunda yürüyen insanlar olduğumuzdan, “Bu yolun bizden önceki büyükleri, selef-i sàlihînimiz neler söylemişler, onların nasihatlerinden istifade edelim; nasıl yaşamışlar, hayatları bize örnek olsun!” diye, tasavvuf aleminin büyüklerinin hayatlarını okumayı; sözlerini dinleyip, belleyip mûcebince amel etmeyi düşünerek; Türkçesi bulunmayan bir eser olsun, kaynak olsun, ana eser olsun; böylece yaptığımız çalışma da yapılmamış bir çalışma olarak, yeni bir çalışma olsun diye düşündüğümüz için; 412 hicrî, 1021 milâdî tarihinde, yâni yıllarında vefat etmiş olan, Nişâpurlu Ebû Abdurrahman es Sülemî Hazretleri’nin, tasavvuf ilminde kaynak olan, ana eser olan, müracaat kitabı olan Tabakàtü’s Sùfiyye’sini okumaya başladık.

Bu sohbetler Cumartesi akşamları yapılıyordu ve bir saat kadar sürüyordu. Hoca efendi seyahatte olduğu zamanlar sohbete ara veriliyor, İstanbul’da oldukları zaman devam ediyordu. 7 Mayıs 1997 günü yurtdışına çıkıncaya kadar devam etti. Fudayl ibn-i Iyad’dan başlayıp, sırayla her seferinde birkaç sayfa okuyup izah ederek sohbetlerini sürdürüyordu. 26 Ekim 1996 günü yaptığı son Tabakàtü’s-Sûfiyye sohbetinde, Ebû Osman el-Hîrî’nin 29. sözüne kadar gelmişti.

Sohbetlerde, önce o gün izah edilecek sözlerin Arapça metinleri okunuyor, kısaca anlamı veriliyor; sonra râvîler hakkında dipnotlardan bilgiler veriliyordu. Sözler izah edilip açıklanıyordu. Sohbetin sonunda da, çıkartılacak dersler anlatılıyor ve günümüzde neler yapmamız gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunuluyordu.
Kaza ile bir adama çarpıp, vefat etmesine sebep olunursa ölen kişinin çarpan kişi üzerindeki hakkı nedir?, Bir kimse bir | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Soru: Kaza ile bir adama çarpıp, vefat etmesine sebep olunursa ölen kişinin çarpan kişi üzerindeki hakkı nedir? Soru: Kaza ile bir adama çarpıp, vefat etmesine sebep olunursa ölen kişinin çarpan kişi üzerindeki hakkı nedir?

Cevap: Ölen kişiye bu kaza için ölü diyeti verilecek.Cevap: Ölen kişiye bu kaza için ölü diyeti verilecek. Bunun miktarı hakkında merhum Fikri Yavuz Hocaefendi'nin Muamelatlı İslam Fıkhı ve Hukuku kitabında,Bunun miktarı hakkında merhum Fikri Yavuz Hocaefendi'nin Muamelatlı İslam Fıkhı ve Hukuku kitabında, "Kazalar ve Cinayetler" diye bir bölüm var, orada o kısmı okuyabilir. "Kazalar ve Cinayetler" diye bir bölüm var, orada o kısmı okuyabilir.

Veyahut Halil Günenç Hoca gibi fıkhı iyi bilen bir hocaefendiye durumu anlatıp sorulabilir, detayı öğrenilebilir. Veyahut Halil Günenç Hoca gibi fıkhı iyi bilen bir hocaefendiye durumu anlatıp sorulabilir, detayı öğrenilebilir.

Soru: "Bir kimse bir hadîs-i şerîf söyler de hadisin râvisini söylemezseSoru: "Bir kimse bir hadîs-i şerîf söyler de hadisin râvisini söylemezse o kimse din ehlinin riyâsını yapmış olur." deniliyor. Bu konuda ne diyorsunuz? o kimse din ehlinin riyâsını yapmış olur." deniliyor. Bu konuda ne diyorsunuz?

Cevap: Hadîs-i şerîflerin kimden geldiğini, kime gittiğini bilmek lazım.Cevap: Hadîs-i şerîflerin kimden geldiğini, kime gittiğini bilmek lazım. Çünkü "Peygamber Efendimiz şöyle söyledi." diyoruz.Çünkü "Peygamber Efendimiz şöyle söyledi." diyoruz. Peygamber Efendimiz'e yalan bir şeyi isnad etmek çok tehlikelidir. Peygamber Efendimiz'e yalan bir şeyi isnad etmek çok tehlikelidir.

Men kezzebe aleyye müteammiden. "Kasten, bilerek bunu yaparsa bir insan."Men kezzebe aleyye müteammiden. "Kasten, bilerek bunu yaparsa bir insan." Fe'l-yetebevve' mak'adehû mine'n-nâr. "Cehennemdeki ceza yerine, oturağına kendisini hazırlasın." buyuruluyor. Fe'l-yetebevve' mak'adehû mine'n-nâr. "Cehennemdeki ceza yerine, oturağına kendisini hazırlasın." buyuruluyor.

Peygamber Efendimiz'in söylemediği bir şeyi hadis diye söylemek büyük günah.Peygamber Efendimiz'in söylemediği bir şeyi hadis diye söylemek büyük günah. Onun için hadîs-i şerîfleri tahkik etmek ve bu hususta titiz olmak, râvisini söylemek lazım. Onun için hadîs-i şerîfleri tahkik etmek ve bu hususta titiz olmak, râvisini söylemek lazım.

Ama şimdiki devrede biz diyoruz ki; "Bunu Buhârî'de okuduk." Buhârî zaten kitabında onu yazmış.Ama şimdiki devrede biz diyoruz ki; "Bunu Buhârî'de okuduk." Buhârî zaten kitabında onu yazmış. Buhârî'yi söyleyince veya "Müslim'de şöyle geçiyor." diye kaynağını gösterdiğimiz zaman, Buhârî'yi söyleyince veya "Müslim'de şöyle geçiyor." diye kaynağını gösterdiğimiz zaman, kaynağı belirtilmiş olduğu zaman o mahzur Allah'ın izniyle kalkıyor. kaynağı belirtilmiş olduğu zaman o mahzur Allah'ın izniyle kalkıyor.

Fatiha-i şerîfe meâl besmele. Fatiha-i şerîfe meâl besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2