Namaz Vakitleri

25 Cemâziye'l-Âhir 1446
26 Aralık 2024
İmsak
06:48
Güneş
08:20
Öğle
13:09
İkindi
15:27
Akşam
17:48
Yatsı
19:15
Detaylı Arama

Selâm’ın Önemi

Mehmed Zahid KOTKU

21 Recep 1391 / 12.09.1971
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Kabirdekilere Selâm Verilmesi, Önce Selâm, Sonra Kelâm, Sormadan Önce Selâm, Selâm Allah’ın | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Selâm’ın Önemi

Mehmed Zahid KOTKU

21 Recep 1391 / 12.09.1971
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Kabirdekilere Selâm Verilmesi, Önce Selâm, Sonra Kelâm, Sormadan Önce Selâm, Selâm Allah’ın | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn.el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.

İ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullahİ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullah ve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellemve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâlehve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: ve külle dalâletin fi'n-nâri. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

es-Selâmü aleyküm dâra kavmin mü'minîne entüm lenâ feratunes-Selâmü aleyküm dâra kavmin mü'minîne entüm lenâ feratun ve innâ biküm lâhikûne allâhümme lâ tahrimnâ ecrahüm ve lâ teftinnâ ba'dehüm. ve innâ biküm lâhikûne allâhümme lâ tahrimnâ ecrahüm ve lâ teftinnâ ba'dehüm.

İbn Mâce ve Beyhakî Aişe radıyallahu anhâ. İbn Mâce ve Beyhakî Aişe radıyallahu anhâ.

Bu hadislerden dört tane hadis var bu hususta. Bu hadislerden dört tane hadis var bu hususta.

Dâra kavmin mü'minîn mezarlıktır. Mezarlıklarda yatan mü'minlerin yeri âhirete göçen kimselerin yeridir. Dâra kavmin mü'minîn mezarlıktır. Mezarlıklarda yatan mü'minlerin yeri âhirete göçen kimselerin yeridir.

Şimdi biz birbirimize rast gelince es-selamu aleyküm diyoruz. Şimdi biz birbirimize rast gelince es-selamu aleyküm diyoruz.

Ama mezarlığa girdiğimiz vakitte kime selam vereceğiz? Ama mezarlığa girdiğimiz vakitte kime selam vereceğiz?

Orada karşımızda bir muhatap yok. Oraya selam; Orada karşımızda bir muhatap yok. Oraya selam;

es-Selâmü aleyküm dâra kavmin mü'minîne. "Ey mü'min kardeşlerimizin yattığı yerlerde olan mü'minler!" es-Selâmü aleyküm dâra kavmin mü'minîne. "Ey mü'min kardeşlerimizin yattığı yerlerde olan mü'minler!"

Kimler yatıyorlarsa onlara karşı. E canım hocaefendi onlar ölmediler mi? Kimler yatıyorlarsa onlara karşı.

E canım hocaefendi onlar ölmediler mi?

Ölmediler mi onlar? Öldüyseler ölüp de yok olmadılar ki.Ölmediler mi onlar?

Öldüyseler ölüp de yok olmadılar ki.
Bu âlemden öteki âleme intikal ettiler. Bir âlemden diğer âleme intikal var.Bu âlemden öteki âleme intikal ettiler. Bir âlemden diğer âleme intikal var. İntikal olunca o burada nasıl duyuyorsa orada da öyle duyuyor. İntikal olunca o burada nasıl duyuyorsa orada da öyle duyuyor. Burada nasıl görüyorsa orada daha iyi görüyor. Burada nasıl görüyorsa orada daha iyi görüyor.

Sen gece uykunda vücudun yatağında rahatta, hiçbir şeyden haberin yok.Sen gece uykunda vücudun yatağında rahatta, hiçbir şeyden haberin yok. Birçok şeyleri haber veriyor söylüyorsun "gördüm ve işittim" diyorsun.Birçok şeyleri haber veriyor söylüyorsun "gördüm ve işittim" diyorsun. Şöylece de konuştuk diyorsun. Ama biz senin yanındaydık ne ağzından söz çıkıyorduŞöylece de konuştuk diyorsun. Ama biz senin yanındaydık ne ağzından söz çıkıyordu ne de gözlerinden de bir şey görünüyordu. Gözlerin de kapalıydı, ağzın da yumuktu. ne de gözlerinden de bir şey görünüyordu. Gözlerin de kapalıydı, ağzın da yumuktu.

Konuşan kimdi orada? Konuşan kimdi orada?

İşte bu konuşma bize bir ihtar. Siz de başka bir âlem var.İşte bu konuşma bize bir ihtar. Siz de başka bir âlem var. Binâenaleyh siz bu dünyadan ölünce kaybolmuyorsunuz, diğer bir âleme intikal ediyorsunuz. Binâenaleyh siz bu dünyadan ölünce kaybolmuyorsunuz, diğer bir âleme intikal ediyorsunuz. Binâenaleyh oradayken kardeşlerinize rast geldiğiniz vakit de, uğradığınız vakitte,Binâenaleyh oradayken kardeşlerinize rast geldiğiniz vakit de, uğradığınız vakitte, yollarınız oraya uğrarsa muhakkak onlara selam vereceksiniz.yollarınız oraya uğrarsa muhakkak onlara selam vereceksiniz. Nasıl birbirimize karşı geldiğimiz vakitte selam veriyoruz, Nasıl birbirimize karşı geldiğimiz vakitte selam veriyoruz, oradaki kardeşlerimize de böyle selam vermek mecburiyetindeyiz. oradaki kardeşlerimize de böyle selam vermek mecburiyetindeyiz.

Hele bizim içimizden bazen bahtiyar insanlar vardır ki hayatlarında daHele bizim içimizden bazen bahtiyar insanlar vardır ki hayatlarında da şöhret kazanmış muhterem insanlar vardır. Onların kabirleri de malumdur.şöhret kazanmış muhterem insanlar vardır. Onların kabirleri de malumdur. Onların kabirlerine varıldığı vakitte, üç kere onlara bir salât u selam okunaraktan,Onların kabirlerine varıldığı vakitte, üç kere onlara bir salât u selam okunaraktan, arkasından ismi ile beraber bir selam verilir. Kimse o belli olan zât,arkasından ismi ile beraber bir selam verilir. Kimse o belli olan zât, onun ismi ile beraber ona bir selam verilir. O selam verildikten sonra,onun ismi ile beraber ona bir selam verilir. O selam verildikten sonra, senin zile basman gibidir bu selam.senin zile basman gibidir bu selam. Senin zile, kapının ziline basman gibidir bu selam. Kapının ziline bastığın vakitteSenin zile, kapının ziline basman gibidir bu selam. Kapının ziline bastığın vakitte evde insan varsa nasıl gelirse, onun ruhu derhal mezarı ile irtibat halindedir, gelenin kim olduğunu bilir.evde insan varsa nasıl gelirse, onun ruhu derhal mezarı ile irtibat halindedir, gelenin kim olduğunu bilir. İcap ederse sen de söyle, "Ben de filanım." de. İcap ederse sen de söyle, "Ben de filanım." de.

Bazen görüşmemek dolayısıyla aradan uzun zamanlar geçince insan birdenbire Bazen görüşmemek dolayısıyla aradan uzun zamanlar geçince insan birdenbire kim olduğunu hatırlayamıyoruz. Biz şimdi bile; kim olduğunu hatırlayamıyoruz. Biz şimdi bile;

"Tanımadın mı beni?" diyorlar, düşünüyorum düşünüyorum, "Tanımadın mı beni?" diyorlar, düşünüyorum düşünüyorum,

"Galiba tanıyamayacağım." "Hani filan zamanda görüştüydük ya?" "Galiba tanıyamayacağım."

"Hani filan zamanda görüştüydük ya?"

"Haaa, sen misin o?" diyerekten bir intikal hâsıl oluyor. "Haaa, sen misin o?" diyerekten bir intikal hâsıl oluyor.

İşte oraya da "Ben de filanım." diyerekten böyle kendini de bir takdim edersen İşte oraya da "Ben de filanım." diyerekten böyle kendini de bir takdim edersen irtibat hâsıl olur. İrtibat hâsıl olduktan sonra konuşma kolaylaşır. irtibat hâsıl olur. İrtibat hâsıl olduktan sonra konuşma kolaylaşır.

Bahusus Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şebeke-i saadetlerinde Bahusus Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şebeke-i saadetlerinde huzuruna varıldığı vakitte selam verirken gayet edîbâne bir şekilde,huzuruna varıldığı vakitte selam verirken gayet edîbâne bir şekilde, "Ben senin ümmetinden filan memleketten filanın oğlu filanım." diyerekten kendini de takdim edersin oraya. "Ben senin ümmetinden filan memleketten filanın oğlu filanım." diyerekten kendini de takdim edersin oraya.

Bunu katiyen ihmal etmemelidir. Çünkü sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem hazretleriBunu katiyen ihmal etmemelidir. Çünkü sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem hazretleri mezarlıklara uğradıkları vakitte böyle selam vermişlerdir. Böyle selam vermişlerdir,mezarlıklara uğradıkları vakitte böyle selam vermişlerdir. Böyle selam vermişlerdir, bu selam verildiği vakitte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem mâlum yanlış bu selam verildiği vakitte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem mâlum yanlış ve boş iş yapmaz. Yaptığı işlerin hepsin de çeşitli hikmetler, bilmediğimiz birçok şeyler vardır.ve boş iş yapmaz. Yaptığı işlerin hepsin de çeşitli hikmetler, bilmediğimiz birçok şeyler vardır. O, dinimizce de bize, insanların öldükten sonra yok olmadıklarını Kur'ân-ı Azîmüşşân'daO, dinimizce de bize, insanların öldükten sonra yok olmadıklarını Kur'ân-ı Azîmüşşân'da müteaddit âyetlerde beyan eder. Hele bahusus şühedâ gibi.müteaddit âyetlerde beyan eder.

Hele bahusus şühedâ gibi.
Şühedâ gibi insanlar ki onlar da bizim gibi bir insanlardır,Şühedâ gibi insanlar ki onlar da bizim gibi bir insanlardır, yalnız canını Hak yolunda feda etmiştir. Canını Hak yolunda feda edip deyalnız canını Hak yolunda feda etmiştir. Canını Hak yolunda feda edip de şehadet mertebesini aldığından dolayı onlar hakkında Cenâb-ı Hak hassaten iki âyet-i kerîme vardır ki,şehadet mertebesini aldığından dolayı onlar hakkında Cenâb-ı Hak hassaten iki âyet-i kerîme vardır ki, bizim için; Ve lâ tekûlû li-men yuktelu fî sebîlillâhi emvâtün. Emvât, Ölü. bizim için;

Ve lâ tekûlû li-men yuktelu fî sebîlillâhi emvâtün.

Emvât, Ölü.

"Sakın onlara ölü demeyin." diye Allahu celle ve alâ bize ihtar edip hitap ediyor, öğretiyor bize. "Sakın onlara ölü demeyin." diye Allahu celle ve alâ bize ihtar edip hitap ediyor, öğretiyor bize.

Bir âyette de onlar min indillah merzuk olduklarını, fakat sizin anlayamadığınızı ihtar eder.Bir âyette de onlar min indillah merzuk olduklarını, fakat sizin anlayamadığınızı ihtar eder. Onlar min indillah merzuktur, yani rızıklanıyorlar, yaşıyorlar demek.Onlar min indillah merzuktur, yani rızıklanıyorlar, yaşıyorlar demek. Yaşadıkları için onların yerlerine uğradığımız vakitte onlara selam verin.Yaşadıkları için onların yerlerine uğradığımız vakitte onlara selam verin. Bahusus Bedir denilen, hacca giden kimselerin gördükleri bir yer var ya, Bedir'den geçiyor yol. Bahusus Bedir denilen, hacca giden kimselerin gördükleri bir yer var ya, Bedir'den geçiyor yol.

"Oradan geçerken mutlaka Ehl-i Bedir'e selam veriniz." diye Efendimiz'in ayrı bir tavsiyesi vardır. "Oradan geçerken mutlaka Ehl-i Bedir'e selam veriniz." diye Efendimiz'in ayrı bir tavsiyesi vardır.

Çünkü onların hayatındaki mânevî hayat başka şehitlerin hayatına da benzemez.Çünkü onların hayatındaki mânevî hayat başka şehitlerin hayatına da benzemez. Onlar Müslümanlığın ilk fedakârları. İlk fedakâr müslüman oldukları içinOnlar Müslümanlığın ilk fedakârları. İlk fedakâr müslüman oldukları için onların mertebeleri ind-i ilahiyede çok yüksektir. Onlar daima bizlerle irtibat halindedir,onların mertebeleri ind-i ilahiyede çok yüksektir. Onlar daima bizlerle irtibat halindedir, oradan geçerken gaflet ile geçmemeli. Hemen orada çayhaneler var,oradan geçerken gaflet ile geçmemeli. Hemen orada çayhaneler var, orada oturup yiyip içip de yan gelip geçmek çok abes bir şey. orada oturup yiyip içip de yan gelip geçmek çok abes bir şey.

Geç olduktan sonra, bir yarım saatlik yol. Oraya gidersin, onların başucunda bildiğin şeylerden,Geç olduktan sonra, bir yarım saatlik yol. Oraya gidersin, onların başucunda bildiğin şeylerden, Kur'ân-ı Azîmüşşân'dan bir şeyler okursun, ruhlarına hediye eder, onlara selam verir, Kur'ân-ı Azîmüşşân'dan bir şeyler okursun, ruhlarına hediye eder, onlara selam verir, selamını alır da dönersin. Selam vermek hem gidene mahsustur hem dönene mahsustur.selamını alır da dönersin.

Selam vermek hem gidene mahsustur hem dönene mahsustur.
Selam yalnız gelene mahsus değil. Gelirken, bir eve girerken es-selamu aleyküm deriz, diyoruz.Selam yalnız gelene mahsus değil. Gelirken, bir eve girerken es-selamu aleyküm deriz, diyoruz. Çıkarken de es-selamu aleyküm diye çıkarız. Bu Müslümanlığın şiârıdır.Çıkarken de es-selamu aleyküm diye çıkarız. Bu Müslümanlığın şiârıdır. Bunu her müslümanın pek iyi bilmesi lazımdır. Entüm lenâ feratun.Bunu her müslümanın pek iyi bilmesi lazımdır.

Entüm lenâ feratun.
"Siz bizim öncümüz olarak gittiniz." Bizden öncü olarak, kısmetleriniz nasipleriniz öyleymiş."Siz bizim öncümüz olarak gittiniz."

Bizden öncü olarak, kısmetleriniz nasipleriniz öyleymiş.
Önümüzden gittiniz ama biz burada kalacak değiliz. Ve innâ biküm lâhikûne.Önümüzden gittiniz ama biz burada kalacak değiliz.

Ve innâ biküm lâhikûne.
"Biz de mukadder olan vaktimiz gelince size mülakî olacağız, kavuşacağız." "Biz de mukadder olan vaktimiz gelince size mülakî olacağız, kavuşacağız." Allâhümme lâ tahrimnâ ecrahüm. "Yâ Rabbi! Bunları ecirlerinden mahrum etme!" Allâhümme lâ tahrimnâ ecrahüm. "Yâ Rabbi! Bunları ecirlerinden mahrum etme!"

Bunları ecirlerinden mahrum etme! Bunları ecirlerinden mahrum etme!

Yaptıkları böyle bu gibi eserler varsa bu eserlerin sevapları ile onları kıyamete kadar böyle yaşatır Cenâb-ı Hak.Yaptıkları böyle bu gibi eserler varsa bu eserlerin sevapları ile onları kıyamete kadar böyle yaşatır Cenâb-ı Hak. Ecirlerini defterlerine yazdırır durur. Bırakılan evlatlar salih olduğu takdirde, Ecirlerini defterlerine yazdırır durur.

Bırakılan evlatlar salih olduğu takdirde,
o evlatların kazandığı sevapların hepsi onun anasının babasının,o evlatların kazandığı sevapların hepsi onun anasının babasının, hocasının defterine de tabiatı ile yazılır geçer oraya. Onun için onları ecirlerinden mahrum etme.hocasının defterine de tabiatı ile yazılır geçer oraya.

Onun için onları ecirlerinden mahrum etme.
Yani siz öyle bir hayat geçiriniz ki siz öldükten sonra da defterleriniz işlesin sizin.Yani siz öyle bir hayat geçiriniz ki siz öldükten sonra da defterleriniz işlesin sizin. Çeşmeler yaptırırsınız, sular getirirsiniz, köprüler yaptırırsınız, fakir fukaranın yaşaması için yerler, Çeşmeler yaptırırsınız, sular getirirsiniz, köprüler yaptırırsınız, fakir fukaranın yaşaması için yerler, yiyecekler hazırlarsınız. Böyle camiler mabetler, okuyacak yerler... yiyecekler hazırlarsınız. Böyle camiler mabetler, okuyacak yerler... Bunlar insanların defterlerine daimî yazılan bir şeylerdir. Ve lâ teftinnâ ba'dehüm.Bunlar insanların defterlerine daimî yazılan bir şeylerdir.

Ve lâ teftinnâ ba'dehüm.
"Onlar ecirlerinden mahrum etmemekle beraber onlar gittikten sonra bizi de fitnelendirme yâ Rabbi!" "Onlar ecirlerinden mahrum etmemekle beraber onlar gittikten sonra bizi de fitnelendirme yâ Rabbi!"

Onlar gittiler, rahata kavuştu onlar Ama bize onlardan sonra bizi fitnelere karıştırıp daOnlar gittiler, rahata kavuştu onlar Ama bize onlardan sonra bizi fitnelere karıştırıp da fitnelerin içerisinde eritme bizi. Fitnelerin içerisinde mahv u perişan olmayalım yâ Rabbi!fitnelerin içerisinde eritme bizi. Fitnelerin içerisinde mahv u perişan olmayalım yâ Rabbi! Onlar kurtuldu, bizi de bu fitnelerden emin eyle. Şimdi burada ulemâ-i kirâm demişler ki; Onlar kurtuldu, bizi de bu fitnelerden emin eyle.

Şimdi burada ulemâ-i kirâm demişler ki;

Bir eve girdik evde kimse yok, ne yapacağız? es-Selamu aleynâ ve alâ ibadillahissalihîn. Bir eve girdik evde kimse yok, ne yapacağız?

es-Selamu aleynâ ve alâ ibadillahissalihîn.

Bu boş evlere girilirken verilen bir selamdır ki; "Bu selamı söylediğin vakitte."Bu boş evlere girilirken verilen bir selamdır ki;

"Bu selamı söylediğin vakitte."
Fahdur fî kalbike. "Şu gönlünden hazırlan." Külle abdin salihin.Fahdur fî kalbike. "Şu gönlünden hazırlan." Külle abdin salihin. "Yeryüzünde ne kadar salih kul varsa." Yalnız orası için değil, kâinatın içerisinde"Yeryüzünde ne kadar salih kul varsa."

Yalnız orası için değil, kâinatın içerisinde
ne kadar Allah'ın salih, iyi kulları varsa selamım onların hepsinin üzerine olsun." Nerede? ne kadar Allah'ın salih, iyi kulları varsa selamım onların hepsinin üzerine olsun."

Nerede?

Fi'l-ardı ve's-semâi. "Yalnız yerde de değil, yerde ve gökte." Fi'l-ardı ve's-semâi. "Yalnız yerde de değil, yerde ve gökte."

Yerde ve gökte Allahu Teâlâ'nın ne kadar salih ibâdı [kulları] varsa,Yerde ve gökte Allahu Teâlâ'nın ne kadar salih ibâdı [kulları] varsa, melekler de bunların içerisine dahil oluyor. O melekler ile beraber ibadillahissalihîn.melekler de bunların içerisine dahil oluyor. O melekler ile beraber ibadillahissalihîn. Bu duasına benim bu selamımı ulaştır yâ Rabbi! Onlar da girsin içine. Meyyitün ve hayyun.Bu duasına benim bu selamımı ulaştır yâ Rabbi! Onlar da girsin içine.

Meyyitün ve hayyun.
"Ama ister ölü olsun ister diri olsun." Yeryüzünde olan geçmişler de dahil,"Ama ister ölü olsun ister diri olsun."

Yeryüzünde olan geçmişler de dahil,
geçmişlere de bu selamım olsun. Yalnız hayattakiler için değil,geçmişlere de bu selamım olsun. Yalnız hayattakiler için değil, geçmişlere de bu selamım olsun diyerekten bunu kalbinde hazırla.geçmişlere de bu selamım olsun diyerekten bunu kalbinde hazırla. Selamını verirken bu şekilde ver. Fe-innehu min zâlike'l-makam yuraddü aleyke.Selamını verirken bu şekilde ver.

Fe-innehu min zâlike'l-makam yuraddü aleyke.
"Sana oradan ve aleykümüsselam hitabı gelir." Eğer kulağın varsa muhakkak duyarsın."Sana oradan ve aleykümüsselam hitabı gelir."

Eğer kulağın varsa muhakkak duyarsın.
Çünkü bu kulağın içinde bir kulak daha var ki o kulak bu kulağın duymadıklarını duyar.Çünkü bu kulağın içinde bir kulak daha var ki o kulak bu kulağın duymadıklarını duyar. Bu gözünün içinde başka bir göz daha var ki bu gözün göremediğini de o göz görür. Bu gözünün içinde başka bir göz daha var ki bu gözün göremediğini de o göz görür.

Şimdi bu ahirete giden salih kullar dünyanın cisim kısmında, kesafet kısmından kurtulmuşlar.Şimdi bu ahirete giden salih kullar dünyanın cisim kısmında, kesafet kısmından kurtulmuşlar. Kesafet kısmından kurtarmışlar ruhanî kısımlardır. O ruhanî kısımların kulakları açık,Kesafet kısmından kurtarmışlar ruhanî kısımlardır. O ruhanî kısımların kulakları açık, gözleri de açık, kolaycacık senin gece rüya gördüğün gibi görür, duyduğun gibi duyar,gözleri de açık, kolaycacık senin gece rüya gördüğün gibi görür, duyduğun gibi duyar, o selâmı sana verir. o selâmı sana verir.

Fe-lâ yebkâ melekün mukarrebun ve lâ ruhun mutahhirun.Fe-lâ yebkâ melekün mukarrebun ve lâ ruhun mutahhirun. "Mukarreb meleklerden Hiçbir melek yoktur ki veyahut salih kullardan hiçbir salih kul yoktur ki "Mukarreb meleklerden Hiçbir melek yoktur ki veyahut salih kullardan hiçbir salih kul yoktur ki senin bu selamın ona gitmesin." Şimdi bugüne kadar tabi biz bir şey bilmiyorduk da,senin bu selamın ona gitmesin."

Şimdi bugüne kadar tabi biz bir şey bilmiyorduk da,
şu radyo denilen şeyi görünce o Amerika'dan, Japonya'dan,şu radyo denilen şeyi görünce o Amerika'dan, Japonya'dan, İngiltere'den adamın konuştuklarını elimizdeki ufacık bir makine bize duyuruyor.İngiltere'den adamın konuştuklarını elimizdeki ufacık bir makine bize duyuruyor. Demek bu ses var da bizim duyacak kulağımız yokmuş.Demek bu ses var da bizim duyacak kulağımız yokmuş. O ufacık âlet sebep oldu, şimdi o sözleri aynen dinliyoruz burada. O ufacık âlet sebep oldu, şimdi o sözleri aynen dinliyoruz burada.

Şimdi onun olduğu gibi bu bizim de bilemediğimiz Cenâb-ı Hakk'ın öyle kudretleri var kiŞimdi onun olduğu gibi bu bizim de bilemediğimiz Cenâb-ı Hakk'ın öyle kudretleri var ki o kudretleri ile bizim bu sesimizi bu dünyanın ta öteki ucuna kadar ulaştırabilir,o kudretleri ile bizim bu sesimizi bu dünyanın ta öteki ucuna kadar ulaştırabilir, gidebiliyor bu seslerimiz. "Hiçbir ruhu mutahhar, melekül mukarreb yok onu mutlaka duyar." gidebiliyor bu seslerimiz.

"Hiçbir ruhu mutahhar, melekül mukarreb yok onu mutlaka duyar."

Yeblüğuhü selamüke illâ ve yeruddü aleyke. "Muhakkak senin selamını sana reddederler, Yeblüğuhü selamüke illâ ve yeruddü aleyke. "Muhakkak senin selamını sana reddederler, ve aleykümselam derler." Canım şimdi fukarayız tabi hep birbirimizin şeysiyiz.ve aleykümselam derler."

Canım şimdi fukarayız tabi hep birbirimizin şeysiyiz.
Bir dostumuzun ziyaretine giderken bir şeker alıp gidersek, şeker götürürsek,Bir dostumuzun ziyaretine giderken bir şeker alıp gidersek, şeker götürürsek, o şekerin mukabilinde o ev sahibi bize teşekkür ediyor, "Eksik olma." diyor.o şekerin mukabilinde o ev sahibi bize teşekkür ediyor, "Eksik olma." diyor. Bir "eksik olmaz" diyor, teşekkür ediyor. Ne kadar gabî bir insandır o [insan ki bir teşekkür bile etmiyor.] Bir "eksik olmaz" diyor, teşekkür ediyor.

Ne kadar gabî bir insandır o [insan ki bir teşekkür bile etmiyor.]

Ya bu Allah'ın sevgili kullarına en büyük bir hediyedir yani. Ya bu Allah'ın sevgili kullarına en büyük bir hediyedir yani. Eğer bir de Kur'an ayetleri ile hediye edilirse... Eğer bir de Kur'an ayetleri ile hediye edilirse...

Bu muhakkak bizim gibi âciz buna mukabele ediyoruz da o Allah'ın sevgilileri Bu muhakkak bizim gibi âciz buna mukabele ediyoruz da o Allah'ın sevgilileri senin bu selamına mukabele etmesinler hiç tasavvur olunur mu acaba? Onun için; senin bu selamına mukabele etmesinler hiç tasavvur olunur mu acaba?

Onun için;

İllâ ve yeraddü aleyke. "Senin selamını sana reddederler, ve aleykümselam derler." İllâ ve yeraddü aleyke. "Senin selamını sana reddederler, ve aleykümselam derler."

Bu selam nedir? Ve hüve duâün. "Bu Allahu Teâlâ'dan bir duadır." Bu selam nedir?

Ve hüve duâün. "Bu Allahu Teâlâ'dan bir duadır."

Sin lam mim, üç harften ibarettir. Sin lam mim, üç harften ibarettir.

"Allah'ın selameti senin üzerine olsun. Allah seni noksan sıfatlardan, noksan hallerden,"Allah'ın selameti senin üzerine olsun. Allah seni noksan sıfatlardan, noksan hallerden, noksanlıklardan ve felakete mucip olacak her şeyden muhafaza etsin, korusun.noksanlıklardan ve felakete mucip olacak her şeyden muhafaza etsin, korusun. Sen Allah'ın hıfz u emanında ve selametinde olasın." Bir dua ediyorsun böyle. Sen Allah'ın hıfz u emanında ve selametinde olasın."

Bir dua ediyorsun böyle.

Fe-yüstecâbü fîke. "Allahu Teâlâ buna icabet eder, kabul eder." Fe-tefluhu.Fe-yüstecâbü fîke. "Allahu Teâlâ buna icabet eder, kabul eder." Fe-tefluhu. "O adam senin bu duan sebebiyle felah bulur." "O adam senin bu duan sebebiyle felah bulur."

Ve men lem yebluğhu selamüke min ibadillahi'l-müheyminîn. Allah'ın öyle kulları da var ki, Ve men lem yebluğhu selamüke min ibadillahi'l-müheyminîn.

Allah'ın öyle kulları da var ki,
huzûr-u ilahiyede mest-i müstağrak; kendilerinden geçmişler, ne dünyadan haberleri varhuzûr-u ilahiyede mest-i müstağrak; kendilerinden geçmişler, ne dünyadan haberleri var ne de âhiretten haberleri var. Allah'ın celaline cemaline hayran, kendilerinden geçmiş bir vaziyetteler. ne de âhiretten haberleri var. Allah'ın celaline cemaline hayran, kendilerinden geçmiş bir vaziyetteler.

Öyle kulları da var Allah'ın. Ne senin selamını duyarlar ne başkasının selamını duyarlar.Öyle kulları da var Allah'ın. Ne senin selamını duyarlar ne başkasının selamını duyarlar. Onların meşguliyetleri Allah'tır. Onların meşguliyetleri Allah'tır.

Şimdi bunlar senin selamına mukabele edemediklerinden nâşi, bak bak! Şimdi bunlar senin selamına mukabele edemediklerinden nâşi, bak bak!

el-Müşteğılü bihî fe-ente kad sellemte aleyhi bi-hâzihi'ş-şümûl fe-innallahe yenibu anhüel-Müşteğılü bihî fe-ente kad sellemte aleyhi bi-hâzihi'ş-şümûl fe-innallahe yenibu anhü fi'r-reddi aleyke. "Cenâb-ı Hak bilvekale onlar tarafından senin selamını sana reddeder. fi'r-reddi aleyke. "Cenâb-ı Hak bilvekale onlar tarafından senin selamını sana reddeder.

Aziz kardeş! Gaflet etme! O senin selamını duyamadıysa,Aziz kardeş!

Gaflet etme! O senin selamını duyamadıysa,
sana reddedemediyse onun sahibi olan Allahu celle ve alâ onun selamını ona vekâleten sana reddeder. sana reddedemediyse onun sahibi olan Allahu celle ve alâ onun selamını ona vekâleten sana reddeder.

Ve kefâ bi-hâzâ şerafen leke. "Reddeder de bu şeref sana kâfi." diyor. Ve kefâ bi-hâzâ şerafen leke. "Reddeder de bu şeref sana kâfi." diyor.

Başka şeref istemez insan. Ki Allahu Teâlâ o kuluna aleykesselam diyor. Başka şeref istemez insan. Ki Allahu Teâlâ o kuluna aleykesselam diyor.

Allahu celle ve alâ'nın kuluna aleykesselam demesi kadar büyük bir şeref var mı acaba? Allahu celle ve alâ'nın kuluna aleykesselam demesi kadar büyük bir şeref var mı acaba?

Bu şeref ona kâfidir! Onun içindir ki sen bu Allahu Teâlâ'nın bize hediye ettiği selâmıBu şeref ona kâfidir! Onun içindir ki sen bu Allahu Teâlâ'nın bize hediye ettiği selâmı katiyen unutma ve çocuklarına da unutturma! Akşamlar hayır olsun! katiyen unutma ve çocuklarına da unutturma!

Akşamlar hayır olsun!

Sabahlar hayır olsun! İşte onun bir de gavurcası vardır, bilmem nedir. Onları da söylerler. Sabahlar hayır olsun!

İşte onun bir de gavurcası vardır, bilmem nedir. Onları da söylerler.

Bunlar manasız şeyler! Evet sabah şeriflerin hayır olsun, Bunlar manasız şeyler! Evet sabah şeriflerin hayır olsun, akşam şeriflerin de hayır olsun ama böyle şümullu manaları toplayamaz içerisinde. akşam şeriflerin de hayır olsun ama böyle şümullu manaları toplayamaz içerisinde.

Onun için diyor ki diğer hadisin alt tarafında; Onun için diyor ki diğer hadisin alt tarafında;

Lekad asabtüm hayran becîlen. "Çok büyük hayırlara eriştiniz siz.Lekad asabtüm hayran becîlen. "Çok büyük hayırlara eriştiniz siz. Kurtuldunuz şu dünyanın azabından, eleminden, fitnesinden, sıkıntısından kurtuldunuz.Kurtuldunuz şu dünyanın azabından, eleminden, fitnesinden, sıkıntısından kurtuldunuz. Allahu Teâlâ'nın o geniş rahmetine nail oldunuz. Ne müjde size, ne müjde size!"Allahu Teâlâ'nın o geniş rahmetine nail oldunuz. Ne müjde size, ne müjde size!" Ve sebaktüm şerran tavîlen. "O büyük felaketleri bizim başımıza bıraktınız da gittiniz." Ve sebaktüm şerran tavîlen. "O büyük felaketleri bizim başımıza bıraktınız da gittiniz."

Bizim başımız şimdi onlarla meşgul, siz bahtiyarlar kurtuldunuzBizim başımız şimdi onlarla meşgul, siz bahtiyarlar kurtuldunuz onlardan diyor Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem. onlardan diyor Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem.

Bu hadîs-i şerîfi İbn Asâkir el-Cehdiyye o da Beşîr'den rivayet ederek söylüyor ki; Bu hadîs-i şerîfi İbn Asâkir el-Cehdiyye o da Beşîr'den rivayet ederek söylüyor ki;

Ennennebiyye. "Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem birgün." Zâte leyletin.Ennennebiyye. "Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem birgün." Zâte leyletin. "Bir gece devlethanelerinden çıkmışlar." Fe-tebi'tuhû. "Bu zât diyor ki, "Bir gece devlethanelerinden çıkmışlar." Fe-tebi'tuhû. "Bu zât diyor ki, 'Ben de Resûlullah'ın arkasına takıldım." Fe-ete'l-bakî. 'Ben de Resûlullah'ın arkasına takıldım." Fe-ete'l-bakî. "Takıldım o Medine-i Münevvere'deki makbereye Resûlü Ekrem girmişler,"Takıldım o Medine-i Münevvere'deki makbereye Resûlü Ekrem girmişler, bu da arkasından girmiş." Fe-kâl. "O anda Resûlü Ekrem'in bu selâmı verdiğinibu da arkasından girmiş." Fe-kâl. "O anda Resûlü Ekrem'in bu selâmı verdiğini bu zât bize naklediyor şimdi." bu zât bize naklediyor şimdi."

"Ben o gün o gece Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem o Bakî denilen mezarlığa giderken"Ben o gün o gece Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem o Bakî denilen mezarlığa giderken ben de arkasında takıldım gittim, Cenâb-ı Peygamber orada şu selâmı verdi." ben de arkasında takıldım gittim, Cenâb-ı Peygamber orada şu selâmı verdi."

Böyle selam verdi, binâenaleyh siz de gaflet etmeyiniz. Böyle selam verdi, binâenaleyh siz de gaflet etmeyiniz. Siz de mezarlıklara girdiğiniz vakitte [böyle selam veriniz.] Siz de mezarlıklara girdiğiniz vakitte [böyle selam veriniz.]

Mezarlığa da muztar olmadıkça, yani zaruret hâsıl olmadıkça [girmeyiniz.]Mezarlığa da muztar olmadıkça, yani zaruret hâsıl olmadıkça [girmeyiniz.] Bir cenaze götüreceksin mecbur gidilir. Yoksa onun haricinde gezmek için, Bir cenaze götüreceksin mecbur gidilir. Yoksa onun haricinde gezmek için, görmek için, taşlarını okumak için, kimler var kimler yok diye bunları saymak için girmek çok büyük bir hatadır.görmek için, taşlarını okumak için, kimler var kimler yok diye bunları saymak için girmek çok büyük bir hatadır. Ama ecdatlarımızı ziyaret için gideceğimiz zaman da, evvela kapının önünde dururAma ecdatlarımızı ziyaret için gideceğimiz zaman da, evvela kapının önünde durur hepsine toptan bir selam veririz. Bu Efendimiz'in yaptığı gibi hepsine bir selam veririz,hepsine toptan bir selam veririz. Bu Efendimiz'in yaptığı gibi hepsine bir selam veririz, ondan sonra kimin kabrinin başına gideceksek gideriz. Ama yolu şaşmamak suretiyle.ondan sonra kimin kabrinin başına gideceksek gideriz. Ama yolu şaşmamak suretiyle. Bir yollar vardır ya giden yollar, o yollardan içeriye girmemek. Bir yollar vardır ya giden yollar, o yollardan içeriye girmemek. Çünkü her yerin altında bir mevta yatıyor. Onun üzerine basmak,Çünkü her yerin altında bir mevta yatıyor. Onun üzerine basmak, mevtanın üzerine basmak dirisinin üzerine basmak gibidir. mevtanın üzerine basmak dirisinin üzerine basmak gibidir.

Diri bir kardeşinin üzerine bastığın vakitte ne kadar müteezzi olur o kardeşin? Diri bir kardeşinin üzerine bastığın vakitte ne kadar müteezzi olur o kardeşin?

Üzülür "Ah, vay vay, incittin!" diye bağırır. Üzülür "Ah, vay vay, incittin!" diye bağırır.

Fakat onun sesi çıkmaz ama o acıyı, o ıstırabı duyar o arkadaşın.Fakat onun sesi çıkmaz ama o acıyı, o ıstırabı duyar o arkadaşın. Onu acıtmamak, incitmemek için yoldan çıkmak lazım. Onu acıtmamak, incitmemek için yoldan çıkmak lazım.

Sonra girdiğin vakit de sakın ha oranın ağacından, otundan, Sonra girdiğin vakit de sakın ha oranın ağacından, otundan, yaprağından da gerek oyuncak için, gerek başka bir istifade için koparmak gibi bir şey, yaprağından da gerek oyuncak için, gerek başka bir istifade için koparmak gibi bir şey, sakın onları yapma. Çünkü orada olan bütün yeşil şeylerin hepsi zikrullahtadırlar.sakın onları yapma. Çünkü orada olan bütün yeşil şeylerin hepsi zikrullahtadırlar. Onların zikrullahlarının sevabı oradaki mevtalara taksim olunur.Onların zikrullahlarının sevabı oradaki mevtalara taksim olunur. Oradan alacağın bir şeyle sen onların haklarını gasp etmiş olursun. Oradan alacağın bir şeyle sen onların haklarını gasp etmiş olursun.

Onun için şimdi burada yine diyor ki; es-Selâmü kable'l-kelâmi. Onun için şimdi burada yine diyor ki;

es-Selâmü kable'l-kelâmi.

"Evvela selam sonra kelam." Bir iş için gittik bir dostumuzun evine, bir şey söyleyecek; "Evvela selam sonra kelam."

Bir iş için gittik bir dostumuzun evine, bir şey söyleyecek;

"Ahmet Bey! Çabuk çabuk gel, sana bak ben ne diyeceğim!" Olmaz! "Ahmet Bey! Çabuk çabuk gel, sana bak ben ne diyeceğim!"

Olmaz!

Evvela, kapı açıldı mı karşına kim çıkarsa es-selamu aleyküm. Evvela, kapı açıldı mı karşına kim çıkarsa es-selamu aleyküm.

İlk vacib, ilk sünnet, ilk vazife bu. Ondan sonra "Benim bu işim var, şu işim var.İlk vacib, ilk sünnet, ilk vazife bu. Ondan sonra "Benim bu işim var, şu işim var. Ziyarete geldim, oturacağım." neyse onları söyleyebilirsin. Başka türlü olmaz. Ziyarete geldim, oturacağım." neyse onları söyleyebilirsin. Başka türlü olmaz.

Altındaki hadis. Bak bunu bize Hz. İbn Ömer bildirdi ki bak ne güzel sözler! Altındaki hadis.

Bak bunu bize Hz. İbn Ömer bildirdi ki bak ne güzel sözler!

es-Selâmü kable's-süâli. "İsteyeceğin bir şey varsa istemeden evvel selam vereceksin." es-Selâmü kable's-süâli.

"İsteyeceğin bir şey varsa istemeden evvel selam vereceksin."

İsteyeceğin bir şeyi yahut soracağın bir şeyi, bir meseleyi öğrenmek istiyorsun.İsteyeceğin bir şeyi yahut soracağın bir şeyi, bir meseleyi öğrenmek istiyorsun. Evvela selamla başlayacak sonra soracaksın. Şimdi bak! Fe-men bedeeküm.Evvela selamla başlayacak sonra soracaksın.

Şimdi bak!

Fe-men bedeeküm.
"Eğer sizin biriniz aldanır da." Bi's-süâli kable's-selâmi. "Selamdan evvel sorguya geçerse." "Eğer sizin biriniz aldanır da." Bi's-süâli kable's-selâmi. "Selamdan evvel sorguya geçerse."

Selami unuttu gafleti itibariyle hatırına gelmedi, soracağını isteyeceğini istedi senden. Selami unuttu gafleti itibariyle hatırına gelmedi, soracağını isteyeceğini istedi senden.

Fe-lâ tücîbûhu. "Katiyen onun sorgusuna cevap vermeyiniz." Fe-lâ tücîbûhu. "Katiyen onun sorgusuna cevap vermeyiniz."

Onun sorgusuna cevap vermeyiniz. İbnü'n-Neccâr İbn Ömer'den rivayet. Onun sorgusuna cevap vermeyiniz.

İbnü'n-Neccâr İbn Ömer'den rivayet.

Burada da diyor ki; Burada da diyor ki;

Li-enne fi'b-tidai bisselami iş'âran bi's-selam ve tefe'ülen bisselameti.Li-enne fi'b-tidai bisselami iş'âran bi's-selam ve tefe'ülen bisselameti. "Bu iptida selam vermekle bir İslâmî şe'âir-i islamiyeyi izhar ediyoruz." "Bu iptida selam vermekle bir İslâmî şe'âir-i islamiyeyi izhar ediyoruz."

Şe'âir, İslâm alameti. İslâm'ın alameti olan bir şeyi böyle izhar ediyoruz. Şe'âir, İslâm alameti. İslâm'ın alameti olan bir şeyi böyle izhar ediyoruz.

"Hem bunda tefe'ül var, selametli dualar ediyoruz,"Hem bunda tefe'ül var, selametli dualar ediyoruz, hem bize de selametle dualar geliyor karşısında, iki türlü." hem bize de selametle dualar geliyor karşısında, iki türlü."

Çünkü Selam Esmâ-i Hüsnâ'dandır, Allahu Teâlâ'nın büyük isimlerinden. Çünkü Selam Esmâ-i Hüsnâ'dandır, Allahu Teâlâ'nın büyük isimlerinden.

Her sabah okuyoruz Esmâ-i Hüsnâ'yı ya, Hüvallahüllezî lâ ilâhe illâ hû... diyerekten 99 esma.Her sabah okuyoruz Esmâ-i Hüsnâ'yı ya, Hüvallahüllezî lâ ilâhe illâ hû... diyerekten 99 esma. O 99 esmanın bir tanesi de Selam'dır. O 99 esmanın bir tanesi de Selam'dır.

Hele sabah namazından sonra Sûre-i Haşr'ın son üç âyetini okumak menduptur.Hele sabah namazından sonra Sûre-i Haşr'ın son üç âyetini okumak menduptur. Onu okuruz, orada esteîzübillah; Hüvallâhü'l-lezî lâ ilâhe illâ hüveOnu okuruz, orada esteîzübillah;

Hüvallâhü'l-lezî lâ ilâhe illâ hüve
âlimü'l-ğaybi ve'ş-şehâdeti hüve'r-rahmânü'r-rahîmü. âlimü'l-ğaybi ve'ş-şehâdeti hüve'r-rahmânü'r-rahîmü.

Hüvallâhü'l-lezî lâ ilâhe illâ hüve el-meliku'l-Kudûsü's-Selâmü.. Hüvallâhü'l-lezî lâ ilâhe illâ hüve el-meliku'l-Kudûsü's-Selâmü..

Cenâb-ı Hak kendisini bize tanıtıyor, "Ben böyle bir Allahım." diyor. Cenâb-ı Hak kendisini bize tanıtıyor, "Ben böyle bir Allahım." diyor. Noksanlardan münezzeh, hiçbir noksanı yok Allah'ın. Noksanlardan münezzeh, hiçbir noksanı yok Allah'ın.

Sen de kardeşine bununla dua ediyorsun, "Allah sana bir noksanlık göstermesin." diyorsun.Sen de kardeşine bununla dua ediyorsun, "Allah sana bir noksanlık göstermesin." diyorsun. Bunu yapmadığın için, bunu yapmadığın için, sen bunu çok gördün kardeşine.Bunu yapmadığın için, bunu yapmadığın için, sen bunu çok gördün kardeşine. Bu selâmı vermediğin için senin isteğine cevap vermek câiz değil. Bu selâmı vermediğin için senin isteğine cevap vermek câiz değil.

Onun için Kur'ân-ı Âzîmüşşân'da Hz Allah celle ve alâ yine bize tâlimen buyuruyor ki; Onun için Kur'ân-ı Âzîmüşşân'da Hz Allah celle ve alâ yine bize tâlimen buyuruyor ki;

Fe-izâ dehaltüm büyûten fe-sellimû. Fe-izâ dehaltüm büyûten fe-sellimû.

"Bir eve girdiğiniz vakitte, evde insan varsa yoksa neyse, muhakkak selam vereceksin." "Bir eve girdiğiniz vakitte, evde insan varsa yoksa neyse, muhakkak selam vereceksin."

Ve innesselame tehiyyetü'l-mü'min. "Mü'minin tehiyyesidir selam." Ve innesselame tehiyyetü'l-mü'min. "Mü'minin tehiyyesidir selam."

Onu ihmal ettiğinden dolayı bir kere sevaplardan mahrumsun,Onu ihmal ettiğinden dolayı bir kere sevaplardan mahrumsun, kardeşini de sevaptan mahrum ediyorsun. Sonra isteklerin de katiyen olmuyor. kardeşini de sevaptan mahrum ediyorsun. Sonra isteklerin de katiyen olmuyor.

İbnü'l-Kayyim diyor ki; Resûlü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'den naklen buyurmuş; İbnü'l-Kayyim diyor ki;

Resûlü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'den naklen buyurmuş;

Ennehû kâne lâ yü'zenu li-men lem yebde' bi's-selâmi.Ennehû kâne lâ yü'zenu li-men lem yebde' bi's-selâmi. "Selamla işe başlamayanın sözüne sözle cevaba izin verilmemiştir." "Selamla işe başlamayanın sözüne sözle cevaba izin verilmemiştir."

İzin verilmemiştir, söylesin dursun adam, hiç kulak asma. İzin verilmemiştir, söylesin dursun adam, hiç kulak asma.

Ve innesselam tahiyyetü ehli'l-islâmi. "Çünkü selam İslâm'ın tahiyyesidir."Ve innesselam tahiyyetü ehli'l-islâmi. "Çünkü selam İslâm'ın tahiyyesidir." Fe-in lem yezharu'l-insanu şe'âire'l-islâm lâ yükrim. Fe-in lem yezharu'l-insanu şe'âire'l-islâm lâ yükrim. "O şe'âir-i islamiyeyi izhar etmeyen insana ikram layık değildir." "O şe'âir-i islamiyeyi izhar etmeyen insana ikram layık değildir."

Şe'âir-i islamiyeyi izhar etmeyen insana ikram layık değildir. Layıkıyla ikram olunmaz demiş. Şe'âir-i islamiyeyi izhar etmeyen insana ikram layık değildir. Layıkıyla ikram olunmaz demiş.

Fe-şera'u ınde ibtidâi'l-mülâkât. "Öyleyse mülakaat, ilk karşılaştığımız vakitte ilk vazifeFe-şera'u ınde ibtidâi'l-mülâkât. "Öyleyse mülakaat, ilk karşılaştığımız vakitte ilk vazife makbul olan es-Selamu aleykümdür. İkincisi; el-Mükâtebât.makbul olan es-Selamu aleykümdür.

İkincisi;

el-Mükâtebât.
"Mektuplar yazıyoruz birbirimize." Yazacağımız mektupların başında "Mektuplar yazıyoruz birbirimize."

Yazacağımız mektupların başında
es-selamu aleyküm ve rahmetullah, İstersen ve berekatühü de koyarak tam söze öyle başlayacaksın. es-selamu aleyküm ve rahmetullah, İstersen ve berekatühü de koyarak tam söze öyle başlayacaksın.

İnsanlar nasılsa mektuplarda öyledir. "Mektup karşılaşmanın yarısıdır." derler. İnsanlar nasılsa mektuplarda öyledir. "Mektup karşılaşmanın yarısıdır." derler.

"Onun için mektubunda da bunu yazmakla beraber." Ve'l-mufarakât. "Onun için mektubunda da bunu yazmakla beraber." Ve'l-mufarakât. "Ayrılırken de [selam vermek gerekir.] Ayrılıyorsunuz, Allahaısmarladık! "Ayrılırken de [selam vermek gerekir.]

Ayrılıyorsunuz, Allahaısmarladık!

Bu umumi bir ifade. Allahaısmarladık efendim! Uğurlar olsun! Bu bir şey değil.Bu umumi bir ifade.

Allahaısmarladık efendim!

Uğurlar olsun!

Bu bir şey değil.
"Seni Allah'a ısmarladık." demek ama o selamın manasını veremez. Yani ne diyeceksin? "Seni Allah'a ısmarladık." demek ama o selamın manasını veremez.

Yani ne diyeceksin?

es-Selamu aleyküm ve rahmetullah. O da sana; es-Selamu aleyküm ve rahmetullah. O da sana;

"Ve aleykümselam ve rahmetullahi ve berekatuhu. Uğurlar olsun kardeşim! Yine buyurun!" diyecek. "Ve aleykümselam ve rahmetullahi ve berekatuhu. Uğurlar olsun kardeşim! Yine buyurun!" diyecek.

Ama çıkarken bu selâmı [vermiyoruz.] Bu da memleket âdetleri olsa gerek, Ama çıkarken bu selâmı [vermiyoruz.]

Bu da memleket âdetleri olsa gerek,
bizim Bursa'ya gittiğimiz zaman da, bir cemiyet arasında, arkadaşlar böyle girip çıktıkça selam veriyorlar. bizim Bursa'ya gittiğimiz zaman da, bir cemiyet arasında, arkadaşlar böyle girip çıktıkça selam veriyorlar. Tabi alışılmış, anane olmuş burada. Bu ananeyi orada da izhar ederken; Tabi alışılmış, anane olmuş burada. Bu ananeyi orada da izhar ederken;

"Ooo!.." demişler, "Bunlar nasıl sofu yahu?"Ooo!.." demişler, "Bunlar nasıl sofu yahu? Bu kadar her girişte de çıkışta da selam mı olur yahu?" Bu kadar her girişte de çıkışta da selam mı olur yahu?"

Bir fakire her girişte her çıkışta para versen almaz mı yahu? Bir fakire her girişte her çıkışta para versen almaz mı yahu?

Demin verdiydin şimdi istemem der mi? E biz Allah'ın fukarasıyız, dua ediyorlar bize! Demin verdiydin şimdi istemem der mi?

E biz Allah'ın fukarasıyız, dua ediyorlar bize!

"Allah senden razı olsun!" dememiz lazım gelirken Allah'ın selamını çok görüyoruz;"Allah senden razı olsun!" dememiz lazım gelirken Allah'ın selamını çok görüyoruz; "Yahu demin verdiydin şimdi niye tekrar ediyorsun bunu?" [diyoruz!] Allah Allah!.. "Yahu demin verdiydin şimdi niye tekrar ediyorsun bunu?" [diyoruz!]

Allah Allah!..

Sabahleyin yedin, öğlen yine istiyorsun, akşama yine istiyorsun.Sabahleyin yedin, öğlen yine istiyorsun, akşama yine istiyorsun. Ortada meyveler istiyorsun, şerbetler istiyorsun. Ortada meyveler istiyorsun, şerbetler istiyorsun.

Sabahleyin yediğin bir kere yetmiyor muydu? Yetmedi ya!.. Sabahleyin yediğin bir kere yetmiyor muydu?

Yetmedi ya!..

Ona itiraz etmiyor da insan buna itiraz ediyor. Yine selam hakkında; Ona itiraz etmiyor da insan buna itiraz ediyor.

Yine selam hakkında;

es-Selâmü ismüm nin esmâillâhi. Bu hadîs-i şerîfler çok güzel derstir.es-Selâmü ismüm nin esmâillâhi.

Bu hadîs-i şerîfler çok güzel derstir.
Hadîs-i şerîfler Peygamberimizin hayatını yaşattırıyor bize.Hadîs-i şerîfler Peygamberimizin hayatını yaşattırıyor bize. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hayatını yaşattırıyorPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hayatını yaşattırıyor ve onun sözlerini bize intikal ettiriyor. Bundan daha büyük bir zevk mi olur acaba,ve onun sözlerini bize intikal ettiriyor.

Bundan daha büyük bir zevk mi olur acaba,
zevk-i mânevî mi olur? zevk-i mânevî mi olur?

Hikayesi yok masalı yok, doğrudan doğruya Efendimiz'in hayatındanHikayesi yok masalı yok, doğrudan doğruya Efendimiz'in hayatından onun nakillerini bize duyurmaya çalışıyorlar. Bundan daha büyük bir zevk-i mânevî olmaz! onun nakillerini bize duyurmaya çalışıyorlar.

Bundan daha büyük bir zevk-i mânevî olmaz!

Onun için diyor ki; es-Selâmü ismüm nin esmâillâhi'l-a'zam. "Ey müslümanlar bilin!Onun için diyor ki;

es-Selâmü ismüm nin esmâillâhi'l-a'zam. "Ey müslümanlar bilin!
Şu verdiğiniz es-selamu aleyküm Allahu Teâlâ'nın isimlerinden bir ismidir." Azîmün.Şu verdiğiniz es-selamu aleyküm Allahu Teâlâ'nın isimlerinden bir ismidir." Azîmün. "Kadri de çok yücedir ama." Allah nasıl yüceyse esması da böyle yücedir."Kadri de çok yücedir ama."

Allah nasıl yüceyse esması da böyle yücedir.
Allah ismi nasıl büyükse Selam ismi de böyle büyüktür. Allah ismi nasıl büyükse Selam ismi de böyle büyüktür. İsmin küçüğü yok ki büyüğü olsun yani. Bize duyurmak için [böyle söylenmiş]. İsmin küçüğü yok ki büyüğü olsun yani. Bize duyurmak için [böyle söylenmiş].

Cealehu zimmeten beyne halkihi. "Öyleyse bunu bizim aramızda Cenâb-ı Hak bir borç kıldı." Cealehu zimmeten beyne halkihi. "Öyleyse bunu bizim aramızda Cenâb-ı Hak bir borç kıldı."

Bunlar birbirlerine dua etsinler, ben de bunların dualarına icabet edeyim.Bunlar birbirlerine dua etsinler, ben de bunların dualarına icabet edeyim. Bunlar büyük büyük nâmütenahî sevaplara nail olsunlar. Duaları sebebiyle de felaketlerden kurtulsunlar. Bunlar büyük büyük nâmütenahî sevaplara nail olsunlar. Duaları sebebiyle de felaketlerden kurtulsunlar.

Ama şimdi buraya çok dikkat edin! Fe-izâ selleme'l-müslimü.Ama şimdi buraya çok dikkat edin!

Fe-izâ selleme'l-müslimü.
"Bir müslüman kardeşin geldi sana es-selamu aleyküm dedi." Dedi mi? Bitti. "Bir müslüman kardeşin geldi sana es-selamu aleyküm dedi."

Dedi mi?

Bitti.

Ale'l-müslimi. "Müslüman kardeşin bir müslümana selam verdi." Şimdi verince; Ale'l-müslimi. "Müslüman kardeşin bir müslümana selam verdi."

Şimdi verince;

Fe-kad harume aleyhi en yezkürahu illâ bi-hayrin. Fe-kad harume aleyhi en yezkürahu illâ bi-hayrin. "Senin şimdi bu kardeşin hakkında katiyen kötü bir söz söylemeye hakkın yok." "Senin şimdi bu kardeşin hakkında katiyen kötü bir söz söylemeye hakkın yok."

Daima onun hakkında bildiğin iyiliklerin varsa o iyiliklerini söylersin, Daima onun hakkında bildiğin iyiliklerin varsa o iyiliklerini söylersin, eğer bildiğin iyilikleri yoksa kötülüklerini katiyen ağzına almazsın. eğer bildiğin iyilikleri yoksa kötülüklerini katiyen ağzına almazsın.

Çünkü şe'âir-i islamın selamı ile şimdi sana selam verdi. Sen de selam verdin.Çünkü şe'âir-i islamın selamı ile şimdi sana selam verdi. Sen de selam verdin. Selam verdin, "Allah'ın selâmı sana olsun. Allah seni noksanlıklardan muhafaza etsin.Selam verdin, "Allah'ın selâmı sana olsun. Allah seni noksanlıklardan muhafaza etsin. Allah'ın selâmı rahmeti üzerine olsun." dediğin kardeşin hakkında diyorsun ki; Allah'ın selâmı rahmeti üzerine olsun." dediğin kardeşin hakkında diyorsun ki;

"Bu göründüğü gibi değil, ne kötü adamdır biliyor musun sen?" "Bu göründüğü gibi değil, ne kötü adamdır biliyor musun sen?"

E öyle kötüydü de ne için verdin selâmı? Onun için diyor ki; E öyle kötüydü de ne için verdin selâmı?

Onun için diyor ki;

Ekmek yiyoruz, Ramazan, oruca niyet ettik. Yedik, oruca niyet ettikten sonra, Ekmek yiyoruz, Ramazan, oruca niyet ettik. Yedik, oruca niyet ettikten sonra, "Getir şunu yiyeyim ben şimdi burada, azıcık karnım acıktı, içim bayıldı." dedin"Getir şunu yiyeyim ben şimdi burada, azıcık karnım acıktı, içim bayıldı." dedin bir şey yedin içtin. Orucun bozuldu mu? Bozuldu. bir şey yedin içtin.

Orucun bozuldu mu?

Bozuldu.

Bu şeriatta orucunun bozulmasıdır. Erbab-ı tarikate göre oruçlu olduğun hakkında,Bu şeriatta orucunun bozulmasıdır.

Erbab-ı tarikate göre oruçlu olduğun hakkında,
müslüman bir kardeşinin aleyhinde konuşursan senin orucun manen bozulmuştur.müslüman bir kardeşinin aleyhinde konuşursan senin orucun manen bozulmuştur. Tarikat, erbab-ı tarikatin orucu da o zaman bozulur. Tarikat, erbab-ı tarikatin orucu da o zaman bozulur.

Erbab-ı hakikatin oruçları ise ne zaman ki içlerine dünya meyillerinden bir meyil gelirse,Erbab-ı hakikatin oruçları ise ne zaman ki içlerine dünya meyillerinden bir meyil gelirse, Allah'a olan muhabbetten gayrı bir muhabbet içlerine geçerseAllah'a olan muhabbetten gayrı bir muhabbet içlerine geçerse onların da oruçları o zaman bozulmuş sayılır. onların da oruçları o zaman bozulmuş sayılır. Yani onlar o kadar dikkat ederler ki huzur-u ilahiyeden bir an bile ayrılmazlar. Yani onlar o kadar dikkat ederler ki huzur-u ilahiyeden bir an bile ayrılmazlar.

Allah'ın kullarının hepsi bizim gibi olsa dünya çoktan batardı.Allah'ın kullarının hepsi bizim gibi olsa dünya çoktan batardı. Fakat ne bahtiyar kulları vardır ki Bir an bile Allah'tan gayrı hiçbir şeyle meşgul olmazlar.Fakat ne bahtiyar kulları vardır ki Bir an bile Allah'tan gayrı hiçbir şeyle meşgul olmazlar. Daima işleri Allah olur. İşte o yukarıda da söyledi ya. Selam almaya bile halleri kalmıyor.Daima işleri Allah olur. İşte o yukarıda da söyledi ya. Selam almaya bile halleri kalmıyor. Dünyadaki halleri neyse âhiretteki halleri de odur. Çünkü insan dünyada ne ile meşgul iseDünyadaki halleri neyse âhiretteki halleri de odur. Çünkü insan dünyada ne ile meşgul ise âhirette de öyle olacak. Dünyada Allah ile meşgul âhirette de Allah ile meşgul.âhirette de öyle olacak.

Dünyada Allah ile meşgul âhirette de Allah ile meşgul.
Binâenaleyh senin selamını almaya vakit bulamıyor,Binâenaleyh senin selamını almaya vakit bulamıyor, Cenâb-ı Hak bilvekale ve aleykümselam diyerekten onun selamını reddediyor bizim üzerimize. Cenâb-ı Hak bilvekale ve aleykümselam diyerekten onun selamını reddediyor bizim üzerimize.

Dünyada da böyle bahtiyarlar var. Dünyada da böyle bahtiyarlar var. Onun için sen bu bahtiyar kardeşine selam verdin, bir daha sakın onun mesâvisini,Onun için sen bu bahtiyar kardeşine selam verdin, bir daha sakın onun mesâvisini, kötü şeylerini ağzına alıp da sakın söyleme. Zaten Müslümanlığa muğayir ve muhaliftir. kötü şeylerini ağzına alıp da sakın söyleme. Zaten Müslümanlığa muğayir ve muhaliftir.

Çünkü Hz. Allah celle ve alâ Kur'an-ı Azimüşşan'da diyor ki; Çünkü Hz. Allah celle ve alâ Kur'an-ı Azimüşşan'da diyor ki;

Rabbena'ğfir lenâ ve li-ihvâninâ ellezîne sebekûnâ bi'l-îmâni. Rabbena'ğfir lenâ ve li-ihvâninâ ellezîne sebekûnâ bi'l-îmâni.

Rabbena'ğfir lenâ. "Yâ Rab! Bizi bizi mağfiret et!" Hayattayız. Rabbena'ğfir lenâ. "Yâ Rab! Bizi bizi mağfiret et!"

Hayattayız.

Ve li-ihvâninâ ellezîne sebekûnâ bi'l-îmâni. "İmanla âhirete göçenVe li-ihvâninâ ellezîne sebekûnâ bi'l-îmâni. "İmanla âhirete göçen kardeşlerimizi bile affet!" diyerekten [dua etmek] müslümanın vazifesi. kardeşlerimizi bile affet!" diyerekten [dua etmek] müslümanın vazifesi.

Böyle yapacak müslüman. Hem hayattakilerini hem de geçmişleriniBöyle yapacak müslüman. Hem hayattakilerini hem de geçmişlerini Cenâb-ı Hakk'ın mağfiretine mazhar olabilmeleri için dua etmekle mükellefken Cenâb-ı Hakk'ın mağfiretine mazhar olabilmeleri için dua etmekle mükellefken daha bu kardeşinin, hayattaki kardeşinin, daha henüz önündeykendaha bu kardeşinin, hayattaki kardeşinin, daha henüz önündeyken arkasından dedikodusunu yapıyor, onu çekiştiriyor. arkasından dedikodusunu yapıyor, onu çekiştiriyor.

İnsan, bir kardeşinin arkasından konuşmak ölü kardeşinin etini yemeye benzetmiş Cenâb-ı Hak. İnsan, bir kardeşinin arkasından konuşmak ölü kardeşinin etini yemeye benzetmiş Cenâb-ı Hak.

Ölmüş bir adamın etini yer misin sen, bahusus kardeşin olursa? Hiç yemezsin değil mi? Ölmüş bir adamın etini yer misin sen, bahusus kardeşin olursa?

Hiç yemezsin değil mi?

Ölü kardeşinin etini yemek nasıl kötü bir şeyseÖlü kardeşinin etini yemek nasıl kötü bir şeyse müslüman kardeşinin mesâvisini yapmak [kötü hallerini söylemek] bu kadar kötü. müslüman kardeşinin mesâvisini yapmak [kötü hallerini söylemek] bu kadar kötü.

Sure-i Hucurât'ı oku. Esteîzübillah; Sure-i Hucurât'ı oku.

Esteîzübillah;

Yâ eyyühe'l-lezîne âmenü'ctenibû kesîran mine'z-zanni inne ba'da'z-zanni ismün ve lâ tecessesû. Yâ eyyühe'l-lezîne âmenü'ctenibû kesîran mine'z-zanni inne ba'da'z-zanni ismün ve lâ tecessesû.

Ve lâ yağteb ba'duküm ba'dân "Bazınız bazınızın gıybetini yapmasın."Ve lâ yağteb ba'duküm ba'dân "Bazınız bazınızın gıybetini yapmasın." E yühibbü ehadüküm en ye'küle lahme ahîhi meyten.E yühibbü ehadüküm en ye'küle lahme ahîhi meyten. "Sen kardeşinin etini yemek ister misin hiç yahu?" Sever mi onu? "Sen kardeşinin etini yemek ister misin hiç yahu?"

Sever mi onu?

Kardeşinin etini yemek istemeyen bir insan nasıl bundan istikrah ediyorsa,Kardeşinin etini yemek istemeyen bir insan nasıl bundan istikrah ediyorsa, hoşlanmıyorsa, müslüman kardeşinin de arkasından konuşmamayı bir insan vazife bilmeli. hoşlanmıyorsa, müslüman kardeşinin de arkasından konuşmamayı bir insan vazife bilmeli.

Mârifetnâme sahibi İbrahim Hakkı hazretleri diyor ki; Mârifetnâme sahibi İbrahim Hakkı hazretleri diyor ki;

"Bir müslüman eğer terfi-i derecat etmek, insanlık makamlarına,"Bir müslüman eğer terfi-i derecat etmek, insanlık makamlarına, derecelerine ulaşmak istiyorsa ona altı tane vazife var.derecelerine ulaşmak istiyorsa ona altı tane vazife var. Bu altı vazifeyi yapmadıkça insanlar hayvaniyet derecesinden insaniyetBu altı vazifeyi yapmadıkça insanlar hayvaniyet derecesinden insaniyet ve melekiyet derecelerine yükselemezler." diyor. ve melekiyet derecelerine yükselemezler." diyor.

İnsanlar bu altı kaideye riayet etmek mecburiyetindedir insanlar. İnsanlar bu altı kaideye riayet etmek mecburiyetindedir insanlar.

Birincisi, evvela ekmeği az yiyeceksin diyor. Ekmeği yemekten murat yemektir.Birincisi, evvela ekmeği az yiyeceksin diyor.

Ekmeği yemekten murat yemektir.
Yemeğini az yiyeceksin. Çünkü yemeği çok yedikçe vücudun daima kuvvet bulur, Yemeğini az yiyeceksin. Çünkü yemeği çok yedikçe vücudun daima kuvvet bulur, kuvvet buldukça da senin ahlakların ferman okur dünyaya.kuvvet buldukça da senin ahlakların ferman okur dünyaya. Sen uğraşırsın ki ben bu ahlâkı yeneyim diyerekten. Sen uğraşırsın ki ben bu ahlâkı yeneyim diyerekten. Senin bu ahlâkı yeneyim diyerekten uğraşman [şuna benzer]; Senin bu ahlâkı yeneyim diyerekten uğraşman [şuna benzer];

Bir ağaç dallanmış budaklanmış, fena fena kokular neşrediyor ve zarar da veriyor, dikenleri de var. Bir ağaç dallanmış budaklanmış, fena fena kokular neşrediyor ve zarar da veriyor, dikenleri de var.

Tutuyorsun kesiyorsun, keserken bir tanesini kesiyorsun altından iki tanesi çıkıyor.Tutuyorsun kesiyorsun, keserken bir tanesini kesiyorsun altından iki tanesi çıkıyor. Ötekini kesiyorsun, onun altından üç tane çıkıyor, daha kuvvetli çıkıyor. Ötekini kesiyorsun, onun altından üç tane çıkıyor, daha kuvvetli çıkıyor.

Olmadı yahu, hakkından gelemiyorum. E sen tabi kibirimi gidereyim, gadabımı gidereyim, Olmadı yahu, hakkından gelemiyorum.

E sen tabi kibirimi gidereyim, gadabımı gidereyim,
hasedimi gidereyim, hırsımı gidereyim diye uğraşırken altından başkaları çıkar.hasedimi gidereyim, hırsımı gidereyim diye uğraşırken altından başkaları çıkar. Daha belalıları çıkar. Ne yapacaksın? Daha belalıları çıkar.

Ne yapacaksın?

Evvela bunun kökünü kurutmak lazım diyor.Evvela bunun kökünü kurutmak lazım diyor. Kökü durdukça, kök yerde durdukça bunlara sen imkân bulamazsın, hiç uğraşma diyor.Kökü durdukça, kök yerde durdukça bunlara sen imkân bulamazsın, hiç uğraşma diyor. Senin miden dolu oldukça sen bu kemalata ulaşamazsın. Mideni biraz aç bırak. Senin miden dolu oldukça sen bu kemalata ulaşamazsın. Mideni biraz aç bırak.

Mideni biraz aç bırak. Perşembeyi oruç tut, pazartesisi oruç tut, Mideni biraz aç bırak. Perşembeyi oruç tut, pazartesisi oruç tut, ayın 13'ü 14'ü 15'ini oruç tut. Hem bir kere yemek ile de iktifa et. ayın 13'ü 14'ü 15'ini oruç tut. Hem bir kere yemek ile de iktifa et.

Yine İbrahim Hakkı hazretlerinin bize talimi, tarifi,Yine İbrahim Hakkı hazretlerinin bize talimi, tarifi, Bir insana günde 100 dirhem ekmek yemek yeter diyor. Hem günde bir kere yeter,Bir insana günde 100 dirhem ekmek yemek yeter diyor. Hem günde bir kere yeter, hem de yemeklerin bir çeşidi yeter diyor. hem de yemeklerin bir çeşidi yeter diyor.

E bizim sofralarda üçü de aşıyor beşi de aşıyor icabında,E bizim sofralarda üçü de aşıyor beşi de aşıyor icabında, envai çeşit şeylerle vücutlarımızı [besliyoruz.] envai çeşit şeylerle vücutlarımızı [besliyoruz.]

Şimdi tabiat kanunlarına uyumak istiyoruz, o da lazım bu da lazım diye yiyoruz.Şimdi tabiat kanunlarına uyumak istiyoruz, o da lazım bu da lazım diye yiyoruz. Besleniyoruz, beslenince de kuvvet artıyor.Besleniyoruz, beslenince de kuvvet artıyor. Kuvvet artınca da ne gözü zaptetmek mümkün, ne de nefsi zaptetmek mümkün. Olmaz! Kuvvet artınca da ne gözü zaptetmek mümkün, ne de nefsi zaptetmek mümkün.

Olmaz!

İkincisi, uykunu azalt diyor. İkincisi, uykunu azalt diyor.

Yemeğini azalt ve uykunu da azalt. Yemeği azaltınca tabiatıyla uyku azalır.Yemeğini azalt ve uykunu da azalt. Yemeği azaltınca tabiatıyla uyku azalır. Yemek azalınca su içmek de azalır. Uykuyu getiren yemekle sudur zaten.Yemek azalınca su içmek de azalır. Uykuyu getiren yemekle sudur zaten. Yemekle su kesilince uyku tabiatiyle azla iktifa olunur. Oldu iki. Yemekle su kesilince uyku tabiatiyle azla iktifa olunur.

Oldu iki.

Birisi de, az kelâm, konuşmayı da azaltacaksın diyor. Birisi de, az kelâm, konuşmayı da azaltacaksın diyor.

Çok konuşan adamdan hayır gelmez. Konuşacaksan,Çok konuşan adamdan hayır gelmez. Konuşacaksan, Allah'ın kelamından biliyorsan söylersin, Resûlullah'ın kelamından biliyorsan söylersin.Allah'ın kelamından biliyorsan söylersin, Resûlullah'ın kelamından biliyorsan söylersin. Hayırlı vakaları biliyorsan onları da ibret için söylersin.Hayırlı vakaları biliyorsan onları da ibret için söylersin. Fakat öyle boş laflarla çeneni, mâlâyani diyorlar ona, Fakat öyle boş laflarla çeneni, mâlâyani diyorlar ona, mâlâyanilerle meşgul oldukça senin insanlıkta yükselmene imkân yok. mâlâyanilerle meşgul oldukça senin insanlıkta yükselmene imkân yok.

Onun için Hz Allahu celle ve alâ Kur'ân-ı Azîmüşşan da yine 18. Cüzün başı; Onun için Hz Allahu celle ve alâ Kur'ân-ı Azîmüşşan da yine 18. Cüzün başı;

Kad efleha'l-mü'minûne'l-lezîne hüm fî salâtihim hâşiûne ve'l-lezîne hüm ani'l-lağvi mu'ridûne. Kad efleha'l-mü'minûne'l-lezîne hüm fî salâtihim hâşiûne ve'l-lezîne hüm ani'l-lağvi mu'ridûne.

Birincisi namazı söyledi, arkasından da lağvı terketmek lazım dedi: Ani'l-lağvi mu'ridûn. Birincisi namazı söyledi, arkasından da lağvı terketmek lazım dedi: Ani'l-lağvi mu'ridûn.

Lağv, boş, mâlâyani. Boş, faydasız sözleri ağıza almamak müslümanın vazifesi. Lağv, boş, mâlâyani.

Boş, faydasız sözleri ağıza almamak müslümanın vazifesi.

Dördüncüsü; tenhalığı sev diyor. Hele bu şeyde [devirde.] Tenhalık, uzlet diyorlar. Dördüncüsü; tenhalığı sev diyor.

Hele bu şeyde [devirde.]

Tenhalık, uzlet diyorlar.

Uzlet bir hastaneye benziyor. Nasıl ki insan hasta olduğu vakitte tedavi içinUzlet bir hastaneye benziyor. Nasıl ki insan hasta olduğu vakitte tedavi için mecbur bir hastaneye yatar. O hastaneye yatması onun ölmesi demek değil ki!mecbur bir hastaneye yatar. O hastaneye yatması onun ölmesi demek değil ki! Hastalığı iyi olacak, daha güzel bir şekilde hayata kavuşup,Hastalığı iyi olacak, daha güzel bir şekilde hayata kavuşup, her ne şekilde olursa Ümmet-i Muhamme'de hizmet edecek. her ne şekilde olursa Ümmet-i Muhamme'de hizmet edecek.

Uzletler de tıpkı birer hastane gibidir. Bazen 10 gün yatarsın, bazen 20 gün yatarsın, Uzletler de tıpkı birer hastane gibidir. Bazen 10 gün yatarsın, bazen 20 gün yatarsın, hastalığına göre bazen bir ay yatarsın. En nihayet 40 gün yatarsın düzelir çıkarsın hastaneden.hastalığına göre bazen bir ay yatarsın. En nihayet 40 gün yatarsın düzelir çıkarsın hastaneden. Daha kesb-i afiyet etmiş olduğun halde. Daha kesb-i afiyet etmiş olduğun halde.

Binâenaleyh Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri de hayatlarında buna riayet ediyorlardı.Binâenaleyh Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri de hayatlarında buna riayet ediyorlardı. Her sene bir ay halktan ayrılıyor, bütün devlet işi üzerinde, milletin maddi mânevî işi üzerinde. Her sene bir ay halktan ayrılıyor, bütün devlet işi üzerinde, milletin maddi mânevî işi üzerinde. Dünyanın dalgaları filan hepsi üzerinde. Öyle iken bir ay halktan ayrılıyor,Dünyanın dalgaları filan hepsi üzerinde. Öyle iken bir ay halktan ayrılıyor, yalnız başına kalıyor, kapıda da bekçi, içeriye de kimseyi de sokmuyor, "Allahımla kalacağım." diyor. yalnız başına kalıyor, kapıda da bekçi, içeriye de kimseyi de sokmuyor, "Allahımla kalacağım." diyor.

Allah'ımla kalacağım... Binâenaleyh o bize öğretiyor. Siz de böyle yapınız. Allah'ımla kalacağım...

Binâenaleyh o bize öğretiyor. Siz de böyle yapınız.
Hiç olmazsa bir müddet böyle Allah'ınızla kalınız. Çünkü meşgaleler insana Allah'ı unutturuyor. Hiç olmazsa bir müddet böyle Allah'ınızla kalınız. Çünkü meşgaleler insana Allah'ı unutturuyor.

En çok dert maişet derdidir. Maişet derdi, ne yapayım akşama çoluk çocuğa şu ekmek parası lazım. En çok dert maişet derdidir. Maişet derdi, ne yapayım akşama çoluk çocuğa şu ekmek parası lazım. Bunu tedarik edemeden gidersem eve çok mahcup olacağım çoluğa çocuğa karşı.Bunu tedarik edemeden gidersem eve çok mahcup olacağım çoluğa çocuğa karşı. Hem de insanlık vazifemi yapamadığımdan dolayı üzüleceğim.Hem de insanlık vazifemi yapamadığımdan dolayı üzüleceğim. Bunun için insan uğraşırken Allah demeye vakit kalmıyor. Bunun için insan uğraşırken Allah demeye vakit kalmıyor.

Onun için siz sokaklarda gezerken, çarşılara pazarlara uğradığınız vakitte tesbihat yapınız. Onun için siz sokaklarda gezerken, çarşılara pazarlara uğradığınız vakitte tesbihat yapınız. Hangi tesbihi yaparsanız yapın, Onların sevabı milyonlarca derece fazla.Hangi tesbihi yaparsanız yapın, Onların sevabı milyonlarca derece fazla. Çünkü onlar ehli gaflet, hepsi unutmuşlar ahireti, hepsi dünyaya düşmüşler. Çünkü onlar ehli gaflet, hepsi unutmuşlar ahireti, hepsi dünyaya düşmüşler. Hele bu devirde birbirlerini nasıl kandıracağız diye çalışıyorlar.Hele bu devirde birbirlerini nasıl kandıracağız diye çalışıyorlar. O arada senin tesbihin sana çok mükafatlar kazandırıyor. O arada senin tesbihin sana çok mükafatlar kazandırıyor.

Binâenaleyh bu en büyük dertlerimizden birisi. Kardeşlerimizin aleyhinde katiyenBinâenaleyh bu en büyük dertlerimizden birisi. Kardeşlerimizin aleyhinde katiyen yani onların bize darılacağı bir şeyi ağzımızdan çıkarmamak üzere Allah'a söz vermemiz lazım.yani onların bize darılacağı bir şeyi ağzımızdan çıkarmamak üzere Allah'a söz vermemiz lazım. Tevbeler tevbesi. Çünkü onun söylediği benim kulağıma gidince ben de beşerim,Tevbeler tevbesi. Çünkü onun söylediği benim kulağıma gidince ben de beşerim, ben de onun aleyhinde onun kimsenin bilmediği bazı hataları var, ben de onları söylüyorum.ben de onun aleyhinde onun kimsenin bilmediği bazı hataları var, ben de onları söylüyorum. Birazcık ilaveli söylüyorum. Derken aramız ne oluyor, açılıyor.Birazcık ilaveli söylüyorum. Derken aramız ne oluyor, açılıyor. O bana yan bakıyor ben de ona yan bakıyorum. Neden bu? O bana yan bakıyor ben de ona yan bakıyorum.

Neden bu?

İşte aradaki dedikodunun neticedir bu. Halbuki biz kardeş olduğumuz için, İşte aradaki dedikodunun neticedir bu.

Halbuki biz kardeş olduğumuz için,
kardeşlik biz de büyük. Eskiden, çok eskiden. Onu helaldar edecek,kardeşlik biz de büyük. Eskiden, çok eskiden. Onu helaldar edecek, arayı bozacak her çeşit şey bizim için yasaktır. Ana baba kardeşi nasıl geceleyin sarılmışlarsa,arayı bozacak her çeşit şey bizim için yasaktır. Ana baba kardeşi nasıl geceleyin sarılmışlarsa, din kardeşlerinin bundan daha çok fazla olarak birbirlerine sarılmaları icab eder. din kardeşlerinin bundan daha çok fazla olarak birbirlerine sarılmaları icab eder. Bu sarılmayı yapamadığımız takdirde biz daima insanlık mertebelerine yükselmeye imkan bulamayız. Bu sarılmayı yapamadığımız takdirde biz daima insanlık mertebelerine yükselmeye imkan bulamayız.

Bakınız bundan dolayıdır ki yine Mârifetnâme sahibi söyler; Bakınız bundan dolayıdır ki yine Mârifetnâme sahibi söyler;

İnsana Cenâb-ı Hak iki tane kuvvet vermiştir ki, bu doğar doğmaz şehvet insanda hasıl olur, İnsana Cenâb-ı Hak iki tane kuvvet vermiştir ki, bu doğar doğmaz şehvet insanda hasıl olur, anamızın memesini ararız. Eğer bu olmasaydı yaşayamazdık.anamızın memesini ararız. Eğer bu olmasaydı yaşayamazdık. Eğer bu şehvet olmasa, iğnelerle bilmem nelerle zorla bizi beslemek suretiyle olurdu. O da arkası gelmez. Eğer bu şehvet olmasa, iğnelerle bilmem nelerle zorla bizi beslemek suretiyle olurdu. O da arkası gelmez.

İkincisi de gazaptır. Gazap da müslüman için lazımdır. İmamı Şâfiî der ki gazabı olmayan insan hayvandır der.İkincisi de gazaptır.

Gazap da müslüman için lazımdır. İmamı Şâfiî der ki gazabı olmayan insan hayvandır der.
Gazabı olmayan insan hayvandır der. Niçin? Kızılacak yerde kızmıyor o insan. Gazabı olmayan insan hayvandır der.

Niçin?

Kızılacak yerde kızmıyor o insan.

Nasıl insansın sen yahu? Malını elinden alıyorlar, dinini elinden alıyorlar, Nasıl insansın sen yahu?

Malını elinden alıyorlar, dinini elinden alıyorlar,
canını elinden alıyor kuzu gibi böyle miskin miskin oturmuşsun, bu da Allah'tandır diyorsun. canını elinden alıyor kuzu gibi böyle miskin miskin oturmuşsun, bu da Allah'tandır diyorsun. O hayvandan farkı yok bu adamın diyor. Büyükler demiş, ne yapalım. O hayvandan farkı yok bu adamın diyor.

Büyükler demiş, ne yapalım.

Şimdi Mârifetnâme sahibi İbrahim Hakkı diyor ki; Gazapla şehvet insanın âyârıdır. Şimdi Mârifetnâme sahibi İbrahim Hakkı diyor ki;

Gazapla şehvet insanın âyârıdır.
Nasıl ki bir aynanın arkasına cilası vurulmadan cam sana kendini göstermez. Nasıl ki bir aynanın arkasına cilası vurulmadan cam sana kendini göstermez. Bakarsın şimdi bu camdan bakınca karşısını görüyoruz. Bir şey göremiyoruz ama arkasına sır vurulunca,Bakarsın şimdi bu camdan bakınca karşısını görüyoruz. Bir şey göremiyoruz ama arkasına sır vurulunca, bakınca kendimiz görüyoruz pekala. İşte gazapla şehvet senin aynandır diyor. bakınca kendimiz görüyoruz pekala. İşte gazapla şehvet senin aynandır diyor.

Onun için Cenâb-ı Allah Zülcelal hazretleri [yardımcımız olsun]. Onun için Cenâb-ı Allah Zülcelal hazretleri [yardımcımız olsun].

İmamı Azam hazretlerinin de virdi, duası yani virdi. İmamı Azam hazretlerinin de virdi, duası yani virdi.

Anlatıyor Cenâb-ı Hak bize, Resûlullah Efendimiz nasıl bir adamdı? Muhammeden Resûlullah . Anlatıyor Cenâb-ı Hak bize, Resûlullah Efendimiz nasıl bir adamdı?

Muhammeden Resûlullah .

Onun ashabı nasıl adamlardı? Ashab-ı kirâm nasıl adamlardı? Onun ashabı nasıl adamlardı?

Ashab-ı kirâm nasıl adamlardı?

Eşiddâü ale'l-küffâri. "Küffara karşı ateş mi ateş!" Eşiddâü ale'l-küffâri. "Küffara karşı ateş mi ateş!"

Onun için o ufacık zümre dünyaya hükmetti az zaman içerisinde. Niçin? Onun için o ufacık zümre dünyaya hükmetti az zaman içerisinde.

Niçin?

Allah'ın verdiği o kudreti yerinde kullandı. Ama; Ruhâmeü beynehüm. Allah'ın verdiği o kudreti yerinde kullandı. Ama;

Ruhâmeü beynehüm.
"Birbirlerine karşı o kadar şefî, o kadar rahim, o kadar merhametli, o kadar rauf, tarif olunmaz." "Birbirlerine karşı o kadar şefî, o kadar rahim, o kadar merhametli, o kadar rauf, tarif olunmaz."

Yiyeceğini ağzından çıkarıp kardeşine veriyor, yemiyor kendisi. Yiyeceğini ağzından çıkarıp kardeşine veriyor, yemiyor kendisi. "Benim takatim var akşama kadar dayanırım, sen pek acıkmışsın, al bunu sen ye." diyor. "Benim takatim var akşama kadar dayanırım, sen pek acıkmışsın, al bunu sen ye." diyor.

Öyle şey yapıyor, misallerini hepimiz hatırlarız. Öyle şey yapıyor, misallerini hepimiz hatırlarız.

İşte o şevkatin neticesi bugünkü İslamiyet elhamdülillah bizim elimize gelmiştir. İşte o şevkatin neticesi bugünkü İslamiyet elhamdülillah bizim elimize gelmiştir. Biz de bu İslamiyeti bundan 1000 sene, 10.000 sene sonra gelecek nesle ulaştırabilmemiz için Biz de bu İslamiyeti bundan 1000 sene, 10.000 sene sonra gelecek nesle ulaştırabilmemiz için biz de onlara benzememiz lazım. Onlara benzememiz lazım! Yine bir selam dersi; biz de onlara benzememiz lazım.

Onlara benzememiz lazım!

Yine bir selam dersi;

es-Selâmu aleyküm yâ sibyânü. Çocuklar oynuyorlar sokakta, Resûlü Ekrem de oradan geçiyor; es-Selâmu aleyküm yâ sibyânü.

Çocuklar oynuyorlar sokakta, Resûlü Ekrem de oradan geçiyor;

"es-Selamu aleyküm ey çocuklar!" Çocuk deyip geçme! Ona da öğretmek lazım. "es-Selamu aleyküm ey çocuklar!"

Çocuk deyip geçme! Ona da öğretmek lazım.
O da selâmı anlasın öğrensin, o da başkalarına bunu mukabele yapsın.O da selâmı anlasın öğrensin, o da başkalarına bunu mukabele yapsın. Onun için evine çocuk varmış evde, olsun, o da selâmı hak ediyor.Onun için evine çocuk varmış evde, olsun, o da selâmı hak ediyor. Demek ki Allah'ın yarattığı bir mevcut var, hepsi Allah'ın rahmetine, selamına, selametine muhtaçtırlar. Demek ki Allah'ın yarattığı bir mevcut var, hepsi Allah'ın rahmetine, selamına, selametine muhtaçtırlar.

Binâenaleyh o selam ki bize İslamiyeti getirmiştir. Bize İslamiyet Selam'dan gelmiştir bize, selametle gelmiştir. Binâenaleyh o selam ki bize İslamiyeti getirmiştir. Bize İslamiyet Selam'dan gelmiştir bize, selametle gelmiştir. İslâm olan dünyada da selamettedir âhirette de selamettedir.İslâm olan dünyada da selamettedir âhirette de selamettedir. İslamiyetten çıkanlar dünyada da felakettedir âhirette de felakettedir. İslamiyetten çıkanlar dünyada da felakettedir âhirette de felakettedir.

Şurda iki tanecik daha var, onları da söyleyelim, bunlara uygun. Şurda iki tanecik daha var, onları da söyleyelim, bunlara uygun.

Bu dersler SİN harflerini müteallik. es-Suyûfü mefâtihu'l-cenneti. Sadaka Resûlullah fîmâ kâl. Bu dersler SİN harflerini müteallik.

es-Suyûfü mefâtihu'l-cenneti.

Sadaka Resûlullah fîmâ kâl.

Cennet var karşıda, duruyor orada. Gidiniz, giriniz cennete. Cennet var karşıda, duruyor orada. Gidiniz, giriniz cennete.

Ama kapısı kapalı ya, neyle açacağız onun kapısını? "Kılıçlar açar cennetin kapısını." Ama kapısı kapalı ya, neyle açacağız onun kapısını?

"Kılıçlar açar cennetin kapısını."

Cennetin kapısını açan kılıçlardır, kılıçları kullanmak için de şecaat lazım şeceat!Cennetin kapısını açan kılıçlardır, kılıçları kullanmak için de şecaat lazım şeceat! O kılıç herkezin eline geçer ama o kılıç korkak olan adamın eline geçerse kendisinin ölümüne sebep olur,O kılıç herkezin eline geçer ama o kılıç korkak olan adamın eline geçerse kendisinin ölümüne sebep olur, bahadırın eline geçerse ortalığı toz eder geçer. Allah affetsin hepimizi. bahadırın eline geçerse ortalığı toz eder geçer.

Allah affetsin hepimizi.

İşte onun için şimdi müslüman iki şeyin esiri: Şehvet ve gadap. Bunu şeriatin ahkâm-ı mucibince, İşte onun için şimdi müslüman iki şeyin esiri: Şehvet ve gadap. Bunu şeriatin ahkâm-ı mucibince, İslâm'ın emrettiği yerde şehvet ve gazabını kullandı mı o aslan olur aslan!İslâm'ın emrettiği yerde şehvet ve gazabını kullandı mı o aslan olur aslan! Kendisinin dinine, ırzına, namusuna, şerefine nakîsa verilecek bir yerde kükrer de kükrer, kükrer de kükrer! Kendisinin dinine, ırzına, namusuna, şerefine nakîsa verilecek bir yerde kükrer de kükrer, kükrer de kükrer! Avrupa'dan gelen turist adını taktığımız zavallılar diyelim. Yarı donla çıplak bir vaziyette geliyor; Avrupa'dan gelen turist adını taktığımız zavallılar diyelim. Yarı donla çıplak bir vaziyette geliyor;

"Aman ne güzel! Biz de imrenelim de bunu yapalım. Yap kızım yap! Çok iyidir bu hal!" [diyor.] "Aman ne güzel! Biz de imrenelim de bunu yapalım. Yap kızım yap! Çok iyidir bu hal!" [diyor.]

Niçin? İslamiyet'in nuru kalmamış ki! Şeceat yok, cesaret yok.Niçin?

İslamiyet'in nuru kalmamış ki! Şeceat yok, cesaret yok.
Onlar imandan gelecek bize. Aslında iman da yok. Ağaca bakıyorsun hiç yaprak vermiyor. Onlar imandan gelecek bize. Aslında iman da yok. Ağaca bakıyorsun hiç yaprak vermiyor.

Sebebi? Kurumuş. Kökü yerde? Olsun. Kurumuş. Sebebi?

Kurumuş.

Kökü yerde?

Olsun. Kurumuş.

Onun canlılığının alameti yaprakları ile meyvesi idi. Yapraklarıyla meyvesi olmayınca kuruduğunu anlar mıyız? Onun canlılığının alameti yaprakları ile meyvesi idi.

Yapraklarıyla meyvesi olmayınca kuruduğunu anlar mıyız?

Anlarız. Alırız baltayı, senin burada lüzumun yok diyerekten keser sobaya atarız yakarız. Anlarız. Alırız baltayı, senin burada lüzumun yok diyerekten keser sobaya atarız yakarız.

Allah muhafaza etsin. Allah muhafaza etsin.

Cenâb-ı Hak bize demesin ki sizin gibi müslümanın da bana lüzumu yok diyerekten. Cenâb-ı Hak bize demesin ki sizin gibi müslümanın da bana lüzumu yok diyerekten.

Niçin? Gidiyor o tarafa doğru artık. Ne yapacaksın bakalım? Niçin?

Gidiyor o tarafa doğru artık.

Ne yapacaksın bakalım?

Allah affetsin cümlemizi. Onun için ne güzel söylüyor şu Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem!Allah affetsin cümlemizi.

Onun için ne güzel söylüyor şu Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem!
Buyurun onun ruhuna bir salât u selam okuyalım. Buyurun onun ruhuna bir salât u selam okuyalım.

Essalatü vesselamü aleyke yâ Resûlallah Essalatü vesselamü aleyke yâ habiballah Essalatü vesselamü aleyke yâ Resûlallah

Essalatü vesselamü aleyke yâ habiballah

Essalatu vesselamu aleyke yâ seyyide'l-evveline ve'l-ahirin. Essalatu vesselamu aleyke yâ seyyide'l-evveline ve'l-ahirin.

Bir tanecik daha var burada, onu da söyleyeyim. Bir tanecik daha var burada, onu da söyleyeyim.

es-Suyûfü erdiyetü'l-mücâhidîne. Suyuf, seyfin cemidir, kılıçlar Yani. es-Suyûfü erdiyetü'l-mücâhidîne.

Suyuf, seyfin cemidir, kılıçlar Yani.

Yukarıda da aynı tabiri kullandı seyf demedi, [suyûf,] kılıçlar [dedi.] Çünkü bir kılıç iş görmez.Yukarıda da aynı tabiri kullandı seyf demedi, [suyûf,] kılıçlar [dedi.] Çünkü bir kılıç iş görmez. Kılıçlar bir araya gelirse, kılıçlar bir araya gelirse ne kadar zayıf da olsa, Kılıçlar bir araya gelirse, kılıçlar bir araya gelirse ne kadar zayıf da olsa, ne kadar zayıf da olsa kuvvet arzediyor. Şu kadınların giydiği incecik çorabın ipini görüyor musunuz? ne kadar zayıf da olsa kuvvet arzediyor.

Şu kadınların giydiği incecik çorabın ipini görüyor musunuz?

Çocuk bile olsa çeker koparır onu, incecik bir şey. Bir araya gelince o incecik ipi pehlivan bile koparamaz.Çocuk bile olsa çeker koparır onu, incecik bir şey. Bir araya gelince o incecik ipi pehlivan bile koparamaz. Bir araya geldiler. İşte bunun gibi müslümanlar birbirlerinin kusuruna bakmazlar, eksikliklerini görmezler, Bir araya geldiler. İşte bunun gibi müslümanlar birbirlerinin kusuruna bakmazlar, eksikliklerini görmezler, birbirlerini muhaheze etmezler, birbirlerine hürmet saygı tâzim gösterirlerse birbirlerini muhaheze etmezler, birbirlerine hürmet saygı tâzim gösterirlerse ve bu suretle de toplanır sarılırlarsa, işte onun da hakkından gelinmez.ve bu suretle de toplanır sarılırlarsa, işte onun da hakkından gelinmez. O da bir seldir, öyle bir seldir ki önünü hiçbir insan hiçbir şey zaptedemez.O da bir seldir, öyle bir seldir ki önünü hiçbir insan hiçbir şey zaptedemez. Ama bu olmayınca da her türlü şey olur. Onun için ona diyor ki; es-Suyûfü erdiyetü'l-mücâhidîne. Ama bu olmayınca da her türlü şey olur.

Onun için ona diyor ki;

es-Suyûfü erdiyetü'l-mücâhidîne.

Şimdi öncekinde dedi ki; es-Suyûfü mefâtihu'l-cenneti. Şimdi öncekinde dedi ki;

es-Suyûfü mefâtihu'l-cenneti.

"Kılıçlar cennetin anahtarıdır." diyerekten levhalar da vardır öyle. "Kılıçlar cennetin anahtarıdır." diyerekten levhalar da vardır öyle.

Bugün bunda da erdiyeh, rıda, gömlek, üstünün esvabı. Seni soğuktan, sıcaktan,Bugün bunda da erdiyeh, rıda, gömlek, üstünün esvabı. Seni soğuktan, sıcaktan, günahtan koruyan bir esvaba nasıl ihtiyacın varsagünahtan koruyan bir esvaba nasıl ihtiyacın varsa müslümanın da kılıcını öylece kullanabilmesine ihtiyaç vardır. Onun için Cenâb-ı Peygamber diyor ki; müslümanın da kılıcını öylece kullanabilmesine ihtiyaç vardır.

Onun için Cenâb-ı Peygamber diyor ki;

"Müslüman üç şeyi muhakkak öğrenecek." Nedir? Yüzmesini öğrenecek,"Müslüman üç şeyi muhakkak öğrenecek."

Nedir?

Yüzmesini öğrenecek,
at inip binmesini öğrenecek, kılıcını vurmasını öğrenecek, denizde yüzmesini öğrenecek.at inip binmesini öğrenecek, kılıcını vurmasını öğrenecek, denizde yüzmesini öğrenecek. Her şey bu üç şey içinde yani. Müslümanın vazifesi. Her şey bu üç şey içinde yani. Müslümanın vazifesi.

Şimdi bize dediler ki, yahudiler karılarına da, yahudi karılarına kızlarına silahları veriyormuş,Şimdi bize dediler ki, yahudiler karılarına da, yahudi karılarına kızlarına silahları veriyormuş, koşun atın, tak tak tak tak. Niçin? Alışsın, kulağı alışsın. koşun atın, tak tak tak tak.

Niçin?

Alışsın, kulağı alışsın.

Kendine de ata ata bir heybet gelir, korkmaz. Fakat bunlarla meşgul olmayan insan silahın sesini duyunca Kendine de ata ata bir heybet gelir, korkmaz. Fakat bunlarla meşgul olmayan insan silahın sesini duyunca delik arar girmek için. E bugün, her gün değişiyor dünya, her gün yeni çeşit aletler çıkıyor. delik arar girmek için.

E bugün, her gün değişiyor dünya, her gün yeni çeşit aletler çıkıyor.

Ne çıkarsa çıksın! Hepsini müslüman onlardan daha iyi bilecek, onlardan daha iyi kullanacak, Ne çıkarsa çıksın! Hepsini müslüman onlardan daha iyi bilecek, onlardan daha iyi kullanacak, onlardan korkmayacak. Ama bugün en korkunç şey para. En korkuncu para!onlardan korkmayacak.

Ama bugün en korkunç şey para. En korkuncu para!
Para insanın her şeyisini elinden alıyor. Paralara boyun büktün müydü,Para insanın her şeyisini elinden alıyor. Paralara boyun büktün müydü, paraların ipini de yahudinin eline verdin miydi kurtulacağım diye hiç çalışma.paraların ipini de yahudinin eline verdin miydi kurtulacağım diye hiç çalışma. İktisaden, iktisaden yükselemeyen milletler ne kadar kuvvetli olurlarsa olsun,İktisaden, iktisaden yükselemeyen milletler ne kadar kuvvetli olurlarsa olsun, pazuların kuvvetini iktisat yeniyor efendi! Topların kuvvetini iktisat yeniyor efendi!pazuların kuvvetini iktisat yeniyor efendi! Topların kuvvetini iktisat yeniyor efendi! İktisaden muhakkak muzaffer olmamız, nasıl ki muharebelerde muzaffer oluyorsak,İktisaden muhakkak muzaffer olmamız, nasıl ki muharebelerde muzaffer oluyorsak, iktisaden de böyle muzaffer olmak mecburiyetindeyiz! iktisaden de böyle muzaffer olmak mecburiyetindeyiz!

Bize verem doktorları her ay düzenli mecmua yollarlar. Bu haftaki yolladığı mecmuada şöyle bir resim yapmış.Bize verem doktorları her ay düzenli mecmua yollarlar. Bu haftaki yolladığı mecmuada şöyle bir resim yapmış. Şöyle bir el yapmış, uzun parmaklı. Altına iki tane zar koymuş; "Ey insan!" diyor. Şöyle bir el yapmış, uzun parmaklı. Altına iki tane zar koymuş;

"Ey insan!" diyor.
"Hayatınla kumar oynama!" diyor. Hayatınla kumar oynama! Ne demek? Diyor ki; "Hayatınla kumar oynama!" diyor.

Hayatınla kumar oynama!

Ne demek?

Diyor ki;

"Sigarayı hemen terk et, ve bir daha içme!" O doktorluk bakımından diyor, sıhhate zarar."Sigarayı hemen terk et, ve bir daha içme!"

O doktorluk bakımından diyor, sıhhate zarar.
Ben de sana diyorum ki, iktisat bakımından sana yine zarar.Ben de sana diyorum ki, iktisat bakımından sana yine zarar. İktisaden hiç olmazsa her müslüman bugün beş lirayı 10 lirayı eritiyor. Karısı kızı da içti miydi yandı. İktisaden hiç olmazsa her müslüman bugün beş lirayı 10 lirayı eritiyor. Karısı kızı da içti miydi yandı. En ufak bir hesapla 1,5 milyar para yiyor. Bir buçuk milyar! En ufak bir hesapla 1,5 milyar para yiyor. Bir buçuk milyar! Memlekette yani memleketimiz bir buçuk milyar lirayı üfürüyor boş yere!Memlekette yani memleketimiz bir buçuk milyar lirayı üfürüyor boş yere! Diğer israfları da mesela ekmeklerimizin arkasında bir fırının ismi yazılı, o kağıt.Diğer israfları da mesela ekmeklerimizin arkasında bir fırının ismi yazılı, o kağıt. Onu beğenmiyoruz bıçakla kesiyoruz. Herkesin işte, bir gram ekmek eksik olmasıyla kaç ton ekmek zayi oluyor. Onu beğenmiyoruz bıçakla kesiyoruz. Herkesin işte, bir gram ekmek eksik olmasıyla kaç ton ekmek zayi oluyor. Bunun hesabını yapmış Yeşilay dediğimiz cemiyet. Geçen bana haber verdiler. Bunun hesabını yapmış Yeşilay dediğimiz cemiyet. Geçen bana haber verdiler.

Eh bunu lokantalarda, otellerde, hastanelerde, vesaire yerlerdeki zayiatlarının hesabı yok.Eh bunu lokantalarda, otellerde, hastanelerde, vesaire yerlerdeki zayiatlarının hesabı yok. Biz dün ne acılar gördük! Bir parça ekmeği arıyorduk nereden bulalım da yiyelim diyerek.Biz dün ne acılar gördük! Bir parça ekmeği arıyorduk nereden bulalım da yiyelim diyerek. Bir parçacık ekmeği nereden bulalım da yiyelim diyerekten böyle gözümüz dört açılmıştı.Bir parçacık ekmeği nereden bulalım da yiyelim diyerekten böyle gözümüz dört açılmıştı. Bugün o Allah'ın nimetini ayaklar altında çiğniyoruz. Aziz kardeş! Bugün o Allah'ın nimetini ayaklar altında çiğniyoruz.

Aziz kardeş!

İşte bir vakit Almanya'ya gittiydik ya. Orada bir pazar dedim ki arkadaşa; İşte bir vakit Almanya'ya gittiydik ya. Orada bir pazar dedim ki arkadaşa;

"Bugün şu adamların kiliselerine gidelim de, bakalım nasıldır ibadetleri?" dedik. "Bugün şu adamların kiliselerine gidelim de, bakalım nasıldır ibadetleri?" dedik.

Bir kiliselerine girdik, işte mâlum onların kiliseleri sıraların üzerine oturmuşlar, Bir kiliselerine girdik, işte mâlum onların kiliseleri sıraların üzerine oturmuşlar, papazlar da çıkmış konferans mahallinde konuşuyor. papazlar da çıkmış konferans mahallinde konuşuyor.

Dinledik, tabii ben bir şey anlamadığım için sordum arkadaşa; "Neden bahsediyor bu adam? Dinledik, tabii ben bir şey anlamadığım için sordum arkadaşa;

"Neden bahsediyor bu adam?

Dedi, "Allah'ın nimetlerine şükretmekten bahsediyor." Aziz kardeş! Dedi, "Allah'ın nimetlerine şükretmekten bahsediyor."

Aziz kardeş!

O kâfir dediğin, beğenmediğin o adam Allah'ın verdiği nimete şükrü telkin ederken, sen ve ben,O kâfir dediğin, beğenmediğin o adam Allah'ın verdiği nimete şükrü telkin ederken, sen ve ben, "ki dinimiz en yüksek din" diyerekten övünürüz. Allah'ın nimetlerini de"ki dinimiz en yüksek din" diyerekten övünürüz.

Allah'ın nimetlerini de
böyle hor hakir görerekten atarsak [ne olur halimiz?] "Onlara ne olmuş, biraz bayatlamış yenmez o. böyle hor hakir görerekten atarsak [ne olur halimiz?]

"Onlara ne olmuş, biraz bayatlamış yenmez o.
Bilmem ne olmuş, kurudur bu yenmez. Bunun daha iyisi yok mu?" filan diyerektenBilmem ne olmuş, kurudur bu yenmez. Bunun daha iyisi yok mu?" filan diyerekten bin türlü kafalarla ömürlerimizi zayi ederiz. Allah bizi affetsin, mağfiret etsin. bin türlü kafalarla ömürlerimizi zayi ederiz.

Allah bizi affetsin, mağfiret etsin.
O sevgili habibinin hürmetine bize layık, İslamiyet'e layık olduğumuz devleti ihsan buyursun.O sevgili habibinin hürmetine bize layık, İslamiyet'e layık olduğumuz devleti ihsan buyursun. Peygambere layık bir ümmet eylesin bizi. Şimdi mâlum ya hepiniz birçok nasihat dinliyorsunuz,Peygambere layık bir ümmet eylesin bizi.

Şimdi mâlum ya hepiniz birçok nasihat dinliyorsunuz,
biz de dinliyoruz. Nasihatler ke-enlem yekun hükmündedir, hiçbir farkı yok. biz de dinliyoruz. Nasihatler ke-enlem yekun hükmündedir, hiçbir farkı yok.

Şimdi bir kumandan askere diyor ki; "Hazır ol!" Olmadı. Gidiyor, yerinde sayıyor. Şimdi bir kumandan askere diyor ki;

"Hazır ol!"

Olmadı.

Gidiyor, yerinde sayıyor.

Yahu hücum et sana? Tak tak tak yerinde sayıyor. Niçin? Yahu hücum et sana?

Tak tak tak yerinde sayıyor.

Niçin?

Hücum edince öne gitmek, atılmak, ölmek filan var, bunu yapmıyor. Hücum edince öne gitmek, atılmak, ölmek filan var, bunu yapmıyor.

E bu yapılmayınca ne kumandanın kumandası fayda eder ne askerin yerinde sayması para eder. E bu yapılmayınca ne kumandanın kumandası fayda eder ne askerin yerinde sayması para eder.

Biz söylüyoruz, yapabiliyor muyuz? Biz söylüyoruz, yapabiliyor muyuz?

Yapamıyoruz. Yapamayınca söylenen de boş dinlenen de boş. Yapamıyoruz.

Yapamayınca söylenen de boş dinlenen de boş.

Onun için asıl iş söylenenleri, söyleyenin de dinleyenin de yapabilmesi şarttır. Onun için asıl iş söylenenleri, söyleyenin de dinleyenin de yapabilmesi şarttır.

Bakın size bir tane vaka söyleyeyim. Rakı, şarap o zaman için. Bakın size bir tane vaka söyleyeyim.

Rakı, şarap o zaman için.
Haram olmamış, herkesin evinde küplerle şarap. Herkesin evinde içiliyor, yasak değil.Haram olmamış, herkesin evinde küplerle şarap. Herkesin evinde içiliyor, yasak değil. Adam içiyor, geliyor camiye de namaza duruyor. Yasak değil, emrolunmamış yasakla henüz. Adam içiyor, geliyor camiye de namaza duruyor. Yasak değil, emrolunmamış yasakla henüz.

En nihayet yasak emri geldi; Estaîzübillah, İnneme'l-hamru ve'l-meysiru En nihayet yasak emri geldi;

Estaîzübillah,

İnneme'l-hamru ve'l-meysiru
ve'l-ensâbü ve'l-ezlâmü ricsün min amelin mine'ş-şeytâni fe'ctenibûhu. ve'l-ensâbü ve'l-ezlâmü ricsün min amelin mine'ş-şeytâni fe'ctenibûhu.

Resûlü Ekrem, hatırımda yok şimdi o zâtın ismi kim olduğu, huzurunda olan o zâta dedi ki; Resûlü Ekrem, hatırımda yok şimdi o zâtın ismi kim olduğu, huzurunda olan o zâta dedi ki;

"Şimdi git ehl-i Medine'ye haber ver. Ehl-i Medine'ye haber ver şarap haramdır." "Şimdi git ehl-i Medine'ye haber ver. Ehl-i Medine'ye haber ver şarap haramdır."

İnneme'l-hamru ve'l-meysiru... Adam çıktı sokak sokak bağırıyor. Herkes kulak kabarttı; İnneme'l-hamru ve'l-meysiru...

Adam çıktı sokak sokak bağırıyor. Herkes kulak kabarttı;

"Ooo, içkiler yasak olmuş." Aziz kardeş! Bak, iman nedir, tebaiyyet nedir, tabîlik nedir!.. "Ooo, içkiler yasak olmuş."

Aziz kardeş!

Bak, iman nedir, tebaiyyet nedir, tabîlik nedir!..

Herkes evindeki o şarap küplerini kapıların önünden şangır şangır [döktüler,] bir de tekme vurup orada kırdılar.Herkes evindeki o şarap küplerini kapıların önünden şangır şangır [döktüler,] bir de tekme vurup orada kırdılar. Medine'nin yolları diyorlar şarap yüzünden dere gibi oldu. Peygamber kimsenin kapısına gidip deMedine'nin yolları diyorlar şarap yüzünden dere gibi oldu.

Peygamber kimsenin kapısına gidip de
"Senin kaç küpün var, neyin var?" demedi. Bir ilan yaptırdı, o ilana herkes uyaraktan, "Senin kaç küpün var, neyin var?" demedi. Bir ilan yaptırdı, o ilana herkes uyaraktan, evindeki şaraplarını sokaklara dökerekten, ağızlarına bir daha sürmediler. evindeki şaraplarını sokaklara dökerekten, ağızlarına bir daha sürmediler.

Müslümanlık böyle olur kardeş! Dinle, ne olacak! Bir kulaktan girer bir kulaktan çıkar. Müslümanlık böyle olur kardeş! Dinle, ne olacak! Bir kulaktan girer bir kulaktan çıkar.

Behlül'ün hikayesini hepiniz bilirsiniz. Behlül Harun Reşid'in kardeşi.Behlül'ün hikayesini hepiniz bilirsiniz. Behlül Harun Reşid'in kardeşi. Mezarlıklara gidermiş, elinde bir sopa, âsa, ucunda demir var. Gidiyor işte o zât,Mezarlıklara gidermiş, elinde bir sopa, âsa, ucunda demir var. Gidiyor işte o zât, mezarlıklar da anlaşılan basit, kafalar böyle dışarılarda, açılmış üzerleri çıkmış.mezarlıklar da anlaşılan basit, kafalar böyle dışarılarda, açılmış üzerleri çıkmış. Sopasını sokuyor, kimisine batıyor kimisine batmıyor. Sopasını sokuyor, kimisine batıyor kimisine batmıyor.

Batmayanları şöyle bir tarafa sıralamış batanları da şöyle bir tarafa sıralanmış. Batmayanları şöyle bir tarafa sıralamış batanları da şöyle bir tarafa sıralanmış.

Birisi gelmiş, bir kafa lazım olmuş ona. Bir ilaç için yahut ne içinse. Birisi gelmiş, bir kafa lazım olmuş ona. Bir ilaç için yahut ne içinse.

"Behlül" demişler, "Sen de kafalar var, satmaz mısın?" "Satarım." demiş."Behlül" demişler, "Sen de kafalar var, satmaz mısın?"

"Satarım." demiş.
"Bu kafalar beş para, bu kafalar on para, bu kafalar bin lira." demiş. "Bu kafalar beş para, bu kafalar on para, bu kafalar bin lira." demiş.

Neden yahu, bunların hepsi ölünün kafası işte, neden bunlar fazla? "Ha!" demiş, "Bu kafada iş yok.Neden yahu, bunların hepsi ölünün kafası işte, neden bunlar fazla?

"Ha!" demiş, "Bu kafada iş yok.
Bunu al git istersen, bedava. Ama bu kafanın sahibi duyduklarını saklamış kafasında,Bunu al git istersen, bedava. Ama bu kafanın sahibi duyduklarını saklamış kafasında, bunun âhiretteki yeri yüksek." demiş, "Kafatası satılmaz onun, 1000 de versen vermem." demiş. bunun âhiretteki yeri yüksek." demiş, "Kafatası satılmaz onun, 1000 de versen vermem." demiş.

Binâenaleyh bizim bugünkü hayatımız tıpkı buna benzer. Allah hepimizi affetsin. Binâenaleyh bizim bugünkü hayatımız tıpkı buna benzer.

Allah hepimizi affetsin.

Onun için çok yalvarmak mecburiyetindeyiz. O yalvarmak için de dünyadan biraz sıyrılmak lazım. Onun için çok yalvarmak mecburiyetindeyiz. O yalvarmak için de dünyadan biraz sıyrılmak lazım. Mesela hiç olmazsa, gününü dörde böl de diyorlar bir saatini de tenhalığına ayır. Mesela hiç olmazsa, gününü dörde böl de diyorlar bir saatini de tenhalığına ayır. O gün neler yaptın şöyle bir mülahaza et, tefekkür eyle. O gün neler yaptın şöyle bir mülahaza et, tefekkür eyle. Ne kadar günah işledin ne kadar sevap işledin onu söyle bir kafanda topla.Ne kadar günah işledin ne kadar sevap işledin onu söyle bir kafanda topla. Ondan sonra onun kötülerini kafandan çıkar, iyilerini alıkoymak için yarına hazırlan. Ondan sonra onun kötülerini kafandan çıkar, iyilerini alıkoymak için yarına hazırlan.

Tefekkür bu. Yarın bu yaptıkların hataları yapmamak içinTefekkür bu.

Yarın bu yaptıkların hataları yapmamak için
Cenâb-ı Hakk'a söz veriyorum diyeceksin. Ertesi gün de hassas niyetle bir şey olur. Cenâb-ı Hakk'a söz veriyorum diyeceksin. Ertesi gün de hassas niyetle bir şey olur.

Allah affetsin de bize Resûlullah'ın hürmetine, onun ashabının hürmetine Allah affetsin de bize Resûlullah'ın hürmetine, onun ashabının hürmetine ona layık olabilecek bir ümmet seviyesine bizleri Cenâb-ı Hak fazl u keremi ile ulaştırsın. ona layık olabilecek bir ümmet seviyesine bizleri Cenâb-ı Hak fazl u keremi ile ulaştırsın.

el-Fâtiha. el-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2