Namaz Vakitleri

2 Cemâziye'l-Âhir 1446
03 Aralık 2024
İmsak
06:33
Güneş
08:04
Öğle
12:59
İkindi
15:22
Akşam
17:43
Yatsı
19:09
Detaylı Arama

Tekasür Sûresinin Fazileti

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

6 Şevvâl 1421 / 01.01.2001

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Kulun, Müslüman Kardeşine Duası, İmamdan Önce Başını Secdeden Kaldırmak, Tekasür Suresi'nin Fazileti, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Tekasür Sûresinin Fazileti

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

6 Şevvâl 1421 / 01.01.2001

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Kulun, Müslüman Kardeşine Duası, İmamdan Önce Başını Secdeden Kaldırmak, Tekasür Suresi'nin Fazileti, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillahirabbil alemine hamden kesiran tayyiben mubareken fihi âlâ külli hâlin ve fi-külli hîn.el-Hamdülillahirabbil alemine hamden kesiran tayyiben mubareken fihi âlâ külli hâlin ve fi-külli hîn. Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'd: ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.


Emmâ ba'd:

Fe-kale Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem. Fe-kale Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.

Emma innel abde iza kale liehihil müslimi Cezakallahu hayran fekadbalega fiddua.Emma innel abde iza kale liehihil müslimi Cezakallahu hayran fekadbalega fiddua. Sadaka Resûlullah fima kal ev kema kal. Sadaka Resûlullah fima kal ev kema kal.

İbn Asakir'in Enes radıyallahuanh'ten rivayet ederek kaydettiği bu hadîs-i şerîfe göreİbn Asakir'in Enes radıyallahuanh'ten rivayet ederek kaydettiği bu hadîs-i şerîfe göre Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki; Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki;

Emma innel abde iza kale. Kul dediği zaman. Emma innel abde iza kale.

Kul dediği zaman.

liehihil müslimi. Müslüman kardeşine kul şöyle dediği zaman. Cezakallahu hayran. liehihil müslimi.

Müslüman kardeşine kul şöyle dediği zaman.

Cezakallahu hayran.

Allah seni hayırla mükafatlandırsın. Yaptığın bu güzel davranışa hayırla mukabele eylesin.Allah seni hayırla mükafatlandırsın. Yaptığın bu güzel davranışa hayırla mukabele eylesin. Bu yaptığının hayrını sana ihsan eylesin. Cezakallahu hayran. Böyle derse. fekadbalega fiddua. Bu yaptığının hayrını sana ihsan eylesin.

Cezakallahu hayran.

Böyle derse.

fekadbalega fiddua.

Duada mübalağalı bir şekilde ona güzel dua etmiş olur.Duada mübalağalı bir şekilde ona güzel dua etmiş olur. Cezakallahu hayran derse mübalağalı bir şekilde ona dua etmiş olur.Cezakallahu hayran derse mübalağalı bir şekilde ona dua etmiş olur. Duayı iyice enine boyuna derinlemesine ona gereken duayı yapmış olur.Duayı iyice enine boyuna derinlemesine ona gereken duayı yapmış olur. Cezakallah, ceza yeczi cezaen karşılık vermek demek Arapça'da. Mastarda cezaen deniyor.Cezakallah, ceza yeczi cezaen karşılık vermek demek Arapça'da. Mastarda cezaen deniyor. Türkçe'de bu ceza kelimesi sadece yapılan bir kötü şeyin karşılığı olarak verilen bir ikab,Türkçe'de bu ceza kelimesi sadece yapılan bir kötü şeyin karşılığı olarak verilen bir ikab, bir can yakıcı üzücü, caydırıcı bir şey yapmak manasına kullanılıyor. Arapça'da öyle değil.bir can yakıcı üzücü, caydırıcı bir şey yapmak manasına kullanılıyor. Arapça'da öyle değil. Arapça'da iyi şeye de ceza derler.Arapça'da iyi şeye de ceza derler. Sadece böyle kötü yapılan birşeyin karşılığına karşılığında verilene ceza demezler. Sadece böyle kötü yapılan birşeyin karşılığına karşılığında verilene ceza demezler. Sevaplı hayırlı bir iş yaptı mı Allah seni Cezakallahu hayran kesira.Sevaplı hayırlı bir iş yaptı mı Allah seni Cezakallahu hayran kesira. Allah seni çok hayırla mükafatlandırsın yani cezalandırsın. Allah seni çok hayırla mükafatlandırsın yani cezalandırsın. Allah seni çok hayırla cezalandırsın.Allah seni çok hayırla cezalandırsın. Ama cezalandırma karşılık vermek demek, Türkçe'ye sadece bir manasıyla geçmiş.Ama cezalandırma karşılık vermek demek, Türkçe'ye sadece bir manasıyla geçmiş. Arapça'da öyle değil. Cezakallahu hayran. Arapça'da öyle değil. Cezakallahu hayran. Peygamber Efendimiz böyle demeyi teşekkür ederim yerinePeygamber Efendimiz böyle demeyi teşekkür ederim yerine Allah razı olsun diyoruz biz mesela birisi güzel bir şey yaptığı zaman. Allah razı olsun diyoruz biz mesela birisi güzel bir şey yaptığı zaman. Allah razı olsun senden kardeşim diyoruz. Burada bunu öğretiyor. Allah razı olsun senden kardeşim diyoruz. Burada bunu öğretiyor. Demek ki Cezakallahu hayran sözü Peygamber Efendimiz'in zamanından bize kalmak bir güzel söz.Demek ki Cezakallahu hayran sözü Peygamber Efendimiz'in zamanından bize kalmak bir güzel söz. Cezakallahu hayran kesira diyoruz. Cezakallahu hayran diyoruz sadece kısaltarak.Cezakallahu hayran kesira diyoruz. Cezakallahu hayran diyoruz sadece kısaltarak. Bu iyilik yapan bir kardeşe söylenecek söz olarak Peygamber Efendimiz'den bir teşekkür ve dua cümlesi olmuş oluyor. Bu iyilik yapan bir kardeşe söylenecek söz olarak Peygamber Efendimiz'den bir teşekkür ve dua cümlesi olmuş oluyor.

Ema yahşa ehadüküm.Ema yahşa ehadüküm. İza rafa re'sehu kable imami en yecalallahu re'sehu re'se himarin ev yecalallahu suretehu suretehimar. İza rafa re'sehu kable imami en yecalallahu re'sehu re'se himarin ev yecalallahu suretehu suretehimar.

Ebu Hureyre radıyallahuanh'ten bir hadîs-i şerîf.Ebu Hureyre radıyallahuanh'ten bir hadîs-i şerîf. Ahmet ibn Hanbel, Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbni Mace.Ahmet ibn Hanbel, Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbni Mace. Tam 6 hadis kitabının hepsinde var. Sağlam, sahih bir hadîs-i şerîf.Tam 6 hadis kitabının hepsinde var. Sağlam, sahih bir hadîs-i şerîf. Bu, imamla cemaatin nasıl olması gerektiğini,Bu, imamla cemaatin nasıl olması gerektiğini, cemaatin imama nasıl uyması gerektiğini gösteren bir hadîs-i şerîf.cemaatin imama nasıl uyması gerektiğini gösteren bir hadîs-i şerîf. Biraz da şiddetli, tehlikeli bir şey imama uymamak.Biraz da şiddetli, tehlikeli bir şey imama uymamak. İmamdan evvel hareket etmek, imama aykırı davranmak.İmamdan evvel hareket etmek, imama aykırı davranmak. Bayağı kötü bir şey olduğunu gösteriyor. Ürkütücü korkutucu bir hadîs-i şerîf. Bayağı kötü bir şey olduğunu gösteriyor. Ürkütücü korkutucu bir hadîs-i şerîf.

Ema yahşa ehadüküm. Sizden biriniz korkmuyor mu? Ema yahşa ehadüküm.

Sizden biriniz korkmuyor mu?

İza rafa re'sehu kablel imam. İmamdan evvel başını kaldırırsa secdeden.İza rafa re'sehu kablel imam.

İmamdan evvel başını kaldırırsa secdeden.
İmam daha duruyor secdede, o kaldırıyor. İmamdan evvel. İmam daha duruyor secdede, o kaldırıyor. İmamdan evvel.

Başını imamdan evvel kaldırdığı zaman korkmuyor mu? Başını imamdan evvel kaldırdığı zaman korkmuyor mu?

en yecalallahu re'sehu re'se himar. en yecalallahu re'sehu re'se himar.

Allah'ın onun kafasını eşek kafası yapmasından korkmuyor mu? Allah'ın onun kafasını eşek kafası yapmasından korkmuyor mu?

ev yecalallahu suretehu surete himar. ev yecalallahu suretehu surete himar.

Yahut da suretini, umumi hey'etini eşek suretine getirmesinden korkmuyor mu? Yahut da suretini, umumi hey'etini eşek suretine getirmesinden korkmuyor mu?

Çok fena. Demek ki imam Allahuekber demeden baş kaldırmak, imamdan evvel secdeye varmak,Çok fena. Demek ki imam Allahuekber demeden baş kaldırmak, imamdan evvel secdeye varmak, imamdan önce hareket etmek cemaat için çok tehlikeli. imamdan önce hareket etmek cemaat için çok tehlikeli.

Cenab-ı Hak bir insanın başını nasıl eşek başı yapar? Suretini nasıl eşek sureti yapar? Cenab-ı Hak bir insanın başını nasıl eşek başı yapar?

Suretini nasıl eşek sureti yapar?

Her şeye kadir. Dünyada da yapar ahirette de yapar. Maddeten de yapar manen de yapar.Her şeye kadir. Dünyada da yapar ahirette de yapar. Maddeten de yapar manen de yapar. Onun için imama uydu mu tam uymalı, laubali hareketler yapmamalı, Onun için imama uydu mu tam uymalı, laubali hareketler yapmamalı, imamın tekbirini beklemeli, ondan sonra. Ne geç kalmalı ne de ondan erken davranmalı.imamın tekbirini beklemeli, ondan sonra. Ne geç kalmalı ne de ondan erken davranmalı. Dikkat etmeli, bu önemli.Dikkat etmeli, bu önemli. Çocuklar bazen böyle yanyana gelirler birbirlerini güldürmek için oyun filan yaparlar. Çocuklar bazen böyle yanyana gelirler birbirlerini güldürmek için oyun filan yaparlar. Büyüklerden de hiç yakışık almadığı halde bu işe böyle dikkat etmeyip böyle yapanlar oluyor. Büyüklerden de hiç yakışık almadığı halde bu işe böyle dikkat etmeyip böyle yapanlar oluyor. Herhalde dini bilgileri zayıf olduğu için. Küçükten öğretilmediği için. Herhalde dini bilgileri zayıf olduğu için. Küçükten öğretilmediği için.

Ema yestadiu ehadüküm en yakrae elfe ayetin fi külli yevmin.Ema yestadiu ehadüküm en yakrae elfe ayetin fi külli yevmin. Kale vemen yestediu zalike. Kale ema yestediu ehadüküm en yakrae elhakümüttekasür. Kale vemen yestediu zalike. Kale ema yestediu ehadüküm en yakrae elhakümüttekasür. Sadaka Resulullah. Fima kal ev kema kal. Sadaka Resulullah. Fima kal ev kema kal.

Abdullah ibn Ömer radıyallahuanhuma'dan. Diyor ki Peygamber Efendimiz; Abdullah ibn Ömer radıyallahuanhuma'dan. Diyor ki Peygamber Efendimiz;

Ema yestadiu ehadüküm. Sizden biriniz güç yetiremez mi? Ema yestadiu ehadüküm.

Sizden biriniz güç yetiremez mi?

en yakrae elfe ayetin fikülli yevmin. Her gün Kur'an-ı Kerim'den bin ayet okumaya güç yetiremez mi? en yakrae elfe ayetin fikülli yevmin.

Her gün Kur'an-ı Kerim'den bin ayet okumaya güç yetiremez mi?

Yapamaz mısın Ahmet Efendi? Günde bin tane ayet okumayı yapamaz mısın? Yapamaz mısın Ahmet Efendi?

Günde bin tane ayet okumayı yapamaz mısın?

Bin tane ayet ne kadar? Kur'an-ı Kerim'in tamamı 6 bin küsur Ayet-i Kerime'dir.Bin tane ayet ne kadar?

Kur'an-ı Kerim'in tamamı 6 bin küsur Ayet-i Kerime'dir.
Bin tane ayet Kur'an-ı Kerim'in altıda biri, yedide biri. 600 sayfaysa günde 100 sayfa. Bin tane ayet Kur'an-ı Kerim'in altıda biri, yedide biri. 600 sayfaysa günde 100 sayfa.

Günde 100 sayfa okuyamaz mı sizden biriniz? Dediler ki; ve men yestediu zalike. Günde 100 sayfa okuyamaz mı sizden biriniz?

Dediler ki;

ve men yestediu zalike.

Kaç kişi buna güç yetirebilir? Kaç kişi yapabilir bunu? Kaç kişi buna güç yetirebilir?

Kaç kişi yapabilir bunu?

Kur'an-ı Kerim'in bin ayetini okuma. Yapılamaz. Peygamber Efendimiz onun üzerine buyurdu ki. Kur'an-ı Kerim'in bin ayetini okuma. Yapılamaz. Peygamber Efendimiz onun üzerine buyurdu ki.

Kale ema yestediu ehadüküm en yakrae elhakümüttekasür. Kale ema yestediu ehadüküm en yakrae elhakümüttekasür.

Sizden biriniz Elhakümüttekasür Suresi'ni okumaya güç yettiremez mi? Sizden biriniz Elhakümüttekasür Suresi'ni okumaya güç yettiremez mi?

Elhakümüttekasür Suresi'ni okuduğu zaman bin ayet okumuş gibi sevap alacak. Elhakümüttekasür Suresi'ni okuduğu zaman bin ayet okumuş gibi sevap alacak.

Bismillahirrahmanirrahim. Elhakümüttekasür Hattâ zürtümülmekabir.Bismillahirrahmanirrahim. Elhakümüttekasür Hattâ zürtümülmekabir. Kellâ sevfe ta'lemûne sümme kellâ sevfe ta'lemûn. Kellâ lev ta'lemûne ılmelyakîn.Kellâ sevfe ta'lemûne sümme kellâ sevfe ta'lemûn. Kellâ lev ta'lemûne ılmelyakîn. Leterevünnelcahîm. Sümme leterevünnehâ aynel yakîn.Leterevünnelcahîm. Sümme leterevünnehâ aynel yakîn. Sümme letü'selünne yevme-izin aninna'îm.. Sümme letü'selünne yevme-izin aninna'îm..

Bunu okuduğu zaman bin ayet okumuş gibi sevap alıyor.Bunu okuduğu zaman bin ayet okumuş gibi sevap alıyor. Bu dünyada insanoğlunun yediği, içtiği, meyvesi, gıdası, tatlısı, Bu dünyada insanoğlunun yediği, içtiği, meyvesi, gıdası, tatlısı, sefası, zevki, keyfi, hepsinden sorgu sual olacak. Hepsini soracak Cenab-ı Hak. sefası, zevki, keyfi, hepsinden sorgu sual olacak. Hepsini soracak Cenab-ı Hak.

Ben sana şu nimeti vermedim mi? Bu nimeti vermedim mi? Ben sana şu nimeti vermedim mi?

Bu nimeti vermedim mi?

Sen niye bana güzel kulluk etmedin? Niye vazifelerini yapmadın? İbadetlerini yapmadın? Sen niye bana güzel kulluk etmedin?

Niye vazifelerini yapmadın?

İbadetlerini yapmadın?

Niye şükrünü eda etmedin benim verdiğim nimetlerin? Diye sorgu sual olacak ahirette.Niye şükrünü eda etmedin benim verdiğim nimetlerin?

Diye sorgu sual olacak ahirette.
Yapmayanlar cezaya uğrayacaklar. Peygamber Efendimiz başka hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki.Yapmayanlar cezaya uğrayacaklar. Peygamber Efendimiz başka hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki. Elhakümüttekasür'ü okuduğu zaman Allah'ın verdiği nimetleri karşılamış olur.Elhakümüttekasür'ü okuduğu zaman Allah'ın verdiği nimetleri karşılamış olur. Onun için Elhakümüttekasür Suresi'ni iyice öğrenip ezberleyip ezberletip çocuklara okumak lazım.Onun için Elhakümüttekasür Suresi'ni iyice öğrenip ezberleyip ezberletip çocuklara okumak lazım. Peygamber Efendimiz bir gece açlıktan uyku uyuyamadı.Peygamber Efendimiz bir gece açlıktan uyku uyuyamadı. Ne kadar zamandan beri yemiyor idiyse. Yattı uyku uyuyamadı açlıktan. Ne kadar zamandan beri yemiyor idiyse. Yattı uyku uyuyamadı açlıktan. Belki açlıkla beraber sıcak da vardı. Sıcaktan da uyuyamıyor insan. Kalktı, dışarıya çıktı.Belki açlıkla beraber sıcak da vardı. Sıcaktan da uyuyamıyor insan. Kalktı, dışarıya çıktı. Yürürken karanlık gecede bir kişiyle karşılaştı. Baktı Ebu Bekr-i Sıddık'mış. Yürürken karanlık gecede bir kişiyle karşılaştı. Baktı Ebu Bekr-i Sıddık'mış.

Ya Ebu Bekir seni gecenin bu vaktinde dışarı çıkartan sebep ne? Ya Ebu Bekir seni gecenin bu vaktinde dışarı çıkartan sebep ne?

Herkesin uyuduğu zaman. Dedi ki ya Resûlallah evde yiyecek bir şey yoktu.Herkesin uyuduğu zaman. Dedi ki ya Resûlallah evde yiyecek bir şey yoktu. Açlıktan uyku tutmadı dışarı çıktım dedi. Biraz daha ilerlediler, ikisi beraber bu sefer. Açlıktan uyku tutmadı dışarı çıktım dedi. Biraz daha ilerlediler, ikisi beraber bu sefer. Baktılar iri bir karaltı. Yanaştılar baktılar Ömer-ü'l Faruk. Baktılar iri bir karaltı. Yanaştılar baktılar Ömer-ü'l Faruk.

Ya Ömer gecenin bu saatinde nedir senin bu sokakta dolaşmanın sebebi? Ya Ömer gecenin bu saatinde nedir senin bu sokakta dolaşmanın sebebi?

Dedi ki ya Resûlallah karnım aç, evde bir şey yoktu. Uyku tutmadı ben de dışarı çıktım.Dedi ki ya Resûlallah karnım aç, evde bir şey yoktu. Uyku tutmadı ben de dışarı çıktım. Üçü birden dosdoğru gittiler Ebu Eyyub el-Ensari hazretlerinin kapısına.Üçü birden dosdoğru gittiler Ebu Eyyub el-Ensari hazretlerinin kapısına. Ebu Eyyub el Ensari Medine'li. Bu mübarekler Mekke'den hicret etmişler.Ebu Eyyub el Ensari Medine'li. Bu mübarekler Mekke'den hicret etmişler. Ensarın bağı bahçesi, hurması, tarlası var. Oranın yerlisi. Malı mülkü var. Ensarın bağı bahçesi, hurması, tarlası var. Oranın yerlisi. Malı mülkü var. Bu muhacirler herşeylerini bıraktılar geldiler. Din yolunda. Kapıyı çaldılar, geceleyin.Bu muhacirler herşeylerini bıraktılar geldiler. Din yolunda. Kapıyı çaldılar, geceleyin. Ebu Eyyub el Ensari hazretleri kapıyı açtı bir de baktı kiEbu Eyyub el Ensari hazretleri kapıyı açtı bir de baktı ki iki cihan güneşi Server-i Kainat Muhammed-i Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem iki sahabesiyle beraber karşısında.iki cihan güneşi Server-i Kainat Muhammed-i Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem iki sahabesiyle beraber karşısında. Aman buyur ya Resûlallah. Aldı eve, içeriye. Zaten onun evinde misafir olmuşlardı bir ara.Aman buyur ya Resûlallah. Aldı eve, içeriye. Zaten onun evinde misafir olmuşlardı bir ara. Peygamber Efendimiz evinde misafir kalmıştı.Peygamber Efendimiz evinde misafir kalmıştı. Hemen içeri aldı, oturttu, gitti bir hurma salkımı getirdi. Hurmalar biliyorsunuz sap verir.Hemen içeri aldı, oturttu, gitti bir hurma salkımı getirdi. Hurmalar biliyorsunuz sap verir. Sapta salkım halinde olur hurmalar, uzanır.Sapta salkım halinde olur hurmalar, uzanır. Bir sap kesti mi bayağı bir hurma olur üstünde birkaç kilo hurma olur.Bir sap kesti mi bayağı bir hurma olur üstünde birkaç kilo hurma olur. Hemen bir hurma salkımı getirdi. Bunlardan buyrun yiyin ya Resûlallah dedi. Hemen bir hurma salkımı getirdi. Bunlardan buyrun yiyin ya Resûlallah dedi. Onlar da atıştırmaya başladılar dalı üzerinde hurmayı. Çok lezzetli olur. Onlar da atıştırmaya başladılar dalı üzerinde hurmayı. Çok lezzetli olur. Taze dalından daha kopmamış ama olgunlaşmış. Çok güzel olur. Güzel bir ikram yani. Taze dalından daha kopmamış ama olgunlaşmış. Çok güzel olur. Güzel bir ikram yani. Onu yerken gitti bir hayvan da kesti arkada. Getirdi bunları ikram etti çarçabuk.Onu yerken gitti bir hayvan da kesti arkada. Getirdi bunları ikram etti çarçabuk. Ne kadar çabuk olduysa. Eti de ikram etti.Ne kadar çabuk olduysa. Eti de ikram etti. Onlar beraberce yerken Peygamber Efendimiz bir parça aldı. Onlar beraberce yerken Peygamber Efendimiz bir parça aldı. Dedi bunu da Fatıma'ya gönderir misin. Biliyorum ki günlerdir yemek yemedi dedi. Fatıma anamız.Dedi bunu da Fatıma'ya gönderir misin. Biliyorum ki günlerdir yemek yemedi dedi. Fatıma anamız. Ona gönderdiler, göndertti. Sonra dedi ki bak bunlar büyük nimet. Hurma, et büyük sefa.Ona gönderdiler, göndertti. Sonra dedi ki bak bunlar büyük nimet. Hurma, et büyük sefa. İşte bu büyük nimetleri hep soracak Allah dedi. İşte bu büyük nimetleri hep soracak Allah dedi. İşte bunun karşılığında Elhakümüttekasür'ü okursanız o onun karşılığı olur dedi. İşte bunun karşılığında Elhakümüttekasür'ü okursanız o onun karşılığı olur dedi. Oradan da bir Elhakümüttekasür'ü okumak tavsiyesi Peygamber Efendimiz'den geldi. Oradan da bir Elhakümüttekasür'ü okumak tavsiyesi Peygamber Efendimiz'den geldi.

Ne demek bu Elhakümüttekasür? Ne demek bu Elhakümüttekasür?

Onu da o zaman açıklayıverelim dilimizin döndüğünce,Onu da o zaman açıklayıverelim dilimizin döndüğünce, tefsir yapmak tarzında değil de kısaca bir manası hakkında. tefsir yapmak tarzında değil de kısaca bir manası hakkında.

Elhakümüttekasür. Bu Abdullah ibn Mesud radıyallahuanhuma'ya göre müşriklere hitap. Müşrikler.Elhakümüttekasür.

Bu Abdullah ibn Mesud radıyallahuanhuma'ya göre müşriklere hitap. Müşrikler.
Sizi mal çokluğunda yarışmak, zenginlik yarışı oyaladı bu dünyada, aldattı. Sizi mal çokluğunda yarışmak, zenginlik yarışı oyaladı bu dünyada, aldattı. Siz ona kapıldınız, ahireti düşünmüyorsunuz.Siz ona kapıldınız, ahireti düşünmüyorsunuz. Birbirinizle benim ki daha çok, benimki daha çok diye övünmeye geçtiniz. İddialaşmaya geçtiniz. Birbirinizle benim ki daha çok, benimki daha çok diye övünmeye geçtiniz. İddialaşmaya geçtiniz.

Hatta zürtümü'l makabir. Hatta zürtümü'l makabir.

Benim şu kadar malım var bu kadar tarlam var şu kadar devam var demekle yetinmedinizBenim şu kadar malım var bu kadar tarlam var şu kadar devam var demekle yetinmediniz üstelik bir de gittiniz benim kavmim daha kalabalık, işte bak kabristanda şu var şu var şu var.üstelik bir de gittiniz benim kavmim daha kalabalık, işte bak kabristanda şu var şu var şu var. Ötekisi de bizimkilerden de şunlar şunlar var. Yani kabirlere gidinceye kadar işi uzattınız.Ötekisi de bizimkilerden de şunlar şunlar var. Yani kabirlere gidinceye kadar işi uzattınız. Kabirlerdeki adamlarınızı sayıncaya kadar.Kabirlerdeki adamlarınızı sayıncaya kadar. Benimki daha çok, biz daha ileriyiz, biz sizden daha güçlüyüz hikayesinden. Benimki daha çok, biz daha ileriyiz, biz sizden daha güçlüyüz hikayesinden.

Kella sevfe ta'lemun. Kella sevfe ta'lemun.

Hiç sizin hesap ettiğiniz gibi değil bu mal mülk kavim kabile çokluğunun hiçbir faydası olmayacak.Hiç sizin hesap ettiğiniz gibi değil bu mal mülk kavim kabile çokluğunun hiçbir faydası olmayacak. Siz onlardan faydalanacağınızı sanıyorsunuz övünüyorsunuz ama hiç faydası olmayacak. Siz onlardan faydalanacağınızı sanıyorsunuz övünüyorsunuz ama hiç faydası olmayacak.

Sevfe ta'lemun. İlerde anlayacaksınız siz. Ahirette anlayacaksınız ne kadar yanlış yolda olduğunuzu. Sevfe ta'lemun.

İlerde anlayacaksınız siz. Ahirette anlayacaksınız ne kadar yanlış yolda olduğunuzu.

Sümme kella sevfe ta'lemun. Evet hiç de sizin hesap ettiğiniz gibi değil işler. İlerde anlayacaksınız.Sümme kella sevfe ta'lemun.

Evet hiç de sizin hesap ettiğiniz gibi değil işler. İlerde anlayacaksınız.
Vaziyetin ne kadar sizin tahmin etmediğiniz gibi olduğunu. Vaziyetin ne kadar sizin tahmin etmediğiniz gibi olduğunu.

Kella lev ta'lemune ilmen yakin. Kella lev ta'lemune ilmen yakin.

Kesin bir bilgi ile bilmiş olsanız. Şeksiz şüphesiz bir bilgi ile bilmiş olsanız ki; Kesin bir bilgi ile bilmiş olsanız. Şeksiz şüphesiz bir bilgi ile bilmiş olsanız ki;

Leterevunnel cehim. Muhakkak siz cehennemi göreceksiniz. Muhakkak cehenneme uğrayacaksınız göreceksiniz. Leterevunnel cehim.

Muhakkak siz cehennemi göreceksiniz. Muhakkak cehenneme uğrayacaksınız göreceksiniz.

Sümme leteravunneha aynel yakin. Sümme leteravunneha aynel yakin.

Sonra siz bu cehennemi böyle göreceğinizi bilmekle de kalmayacaksınızSonra siz bu cehennemi böyle göreceğinizi bilmekle de kalmayacaksınız aynen oraya düşüp aynen o Cehennemi göreceksiniz. aynen oraya düşüp aynen o Cehennemi göreceksiniz.

Sümme letüselinne yevme izin aninnaim. Sümme letüselinne yevme izin aninnaim.

Sonra o ahiret gününde sizin bu dünyadaki mallarınız, mülkleriniz,Sonra o ahiret gününde sizin bu dünyadaki mallarınız, mülkleriniz, varlıklarınızdan sorguya muhakkak ve muhakkakvarlıklarınızdan sorguya muhakkak ve muhakkak sorgu ve suale çekileceksiniz ve hesabını vereceksiniz.sorgu ve suale çekileceksiniz ve hesabını vereceksiniz. Hesabını veremeyecek çünkü hesabını vermenin yolu İslam. Hesabını veremeyecek çünkü hesabını vermenin yolu İslam. Malın mülkün varlığın nimetin hesabını vermenin yolu yöntemi Müslüman olmak, Müslümanca hareket etmek. Malın mülkün varlığın nimetin hesabını vermenin yolu yöntemi Müslüman olmak, Müslümanca hareket etmek. İslam göstermiş, nasıl bu işin halli hallolur diye. Zekatını verecek sadakasını verecek.İslam göstermiş, nasıl bu işin halli hallolur diye. Zekatını verecek sadakasını verecek. Allah yoluna cihada parayı sarfedecek. Bunların yolu belli. Allah yoluna cihada parayı sarfedecek. Bunların yolu belli. Onu yapmayan insan hesabını veremeyecek sorgu sualin sonunda. Onu yapmayan insan hesabını veremeyecek sorgu sualin sonunda.

Niye bu paraları helal yoldan kazanmadın? Nedir bu kazanma şekli? Niye bu paraları helal yoldan kazanmadın?

Nedir bu kazanma şekli?

Öyle aldatmacayla haramla mal kazanılır mı? Oradan ceza yiyecek. Öyle aldatmacayla haramla mal kazanılır mı?

Oradan ceza yiyecek.

Sonra bu kazandıklarınla niye fukaraya hayır hasenatı yapmadın? Oradan bir ceza yiyecek. Sonra bu kazandıklarınla niye fukaraya hayır hasenatı yapmadın?

Oradan bir ceza yiyecek.

Sonra niye keyfe zevke sefaya harcadın? Sonra niye keyfe zevke sefaya harcadın?

Niye nefsine şehevatına harcadın da hayrata hasenata cihada harcamadın? Diye oradan sual olacak.Niye nefsine şehevatına harcadın da hayrata hasenata cihada harcamadın?

Diye oradan sual olacak.
Kazanç, malın kazanıldığı yerden sorgu sual olacak. Kazanç, malın kazanıldığı yerden sorgu sual olacak. Mal elindeyken malın kendisine yüklemiş olduğu görevleri yapıp yapmadığından dolayıMal elindeyken malın kendisine yüklemiş olduğu görevleri yapıp yapmadığından dolayı sorgu sual ve ceza ikab olacak.sorgu sual ve ceza ikab olacak. Bir de malı sarfedilmesi gereken yerin dışında sarfetmediği taktirde Bir de malı sarfedilmesi gereken yerin dışında sarfetmediği taktirde niye oraya sarf ettin diye de sarf yerinden dolayı da sorgu sual olacak. niye oraya sarf ettin diye de sarf yerinden dolayı da sorgu sual olacak.

Ne kadar para harcadın sen bakayım yılbaşında? Ne kadar para harcadın sen bakayım yılbaşında?

Bilmem hangi yeri tutmuş da eğlenmiş de iki gün önce şu kadar parayı harcayıvermiş. Onun da hesabı. Bilmem hangi yeri tutmuş da eğlenmiş de iki gün önce şu kadar parayı harcayıvermiş. Onun da hesabı.

Para benim! Para senin ama buraya harcamaya hakkın yoktu, yasaktı buraya harcaman.Para benim!

Para senin ama buraya harcamaya hakkın yoktu, yasaktı buraya harcaman.
Öbür tarafta Müslümanlar inliyor, memleket batıyor.Öbür tarafta Müslümanlar inliyor, memleket batıyor. İslam ülkeleri perişan sen burada gavurların adetlerini uyguluyorsun, keyfine zevkine bakıyorsun.İslam ülkeleri perişan sen burada gavurların adetlerini uyguluyorsun, keyfine zevkine bakıyorsun. Dansöz oynatıyorsun, dansöz geliyor kucağına oturuyor, karısı da yanında sırıtıyor, resim çektiriyor.Dansöz oynatıyorsun, dansöz geliyor kucağına oturuyor, karısı da yanında sırıtıyor, resim çektiriyor. Yok yılbaşı eğlencesiymiş, kafasına sivri külahı takıyor, dans ediyorlar.Yok yılbaşı eğlencesiymiş, kafasına sivri külahı takıyor, dans ediyorlar. O onun karısına sarılıyor, o onun karısına sarılıyor. Allah saklasın. O onun karısına sarılıyor, o onun karısına sarılıyor. Allah saklasın. Allah imandan ayırmasın, güzel ahlaktan İslam'dan doğru yoldan ayırmasın yanlış yollara saptırmasın.Allah imandan ayırmasın, güzel ahlaktan İslam'dan doğru yoldan ayırmasın yanlış yollara saptırmasın. Müslüman olarak dünyaya geldik yaşıyoruz, Müslüman olarak ahirete göçmeyi nasip etsin. Müslüman olarak dünyaya geldik yaşıyoruz, Müslüman olarak ahirete göçmeyi nasip etsin. Bir göz yumup açıncaya kadar bizi şeytana nefse dünyaya kapılıp rızasına aykırı iş yapma durumuna düşürmesin.Bir göz yumup açıncaya kadar bizi şeytana nefse dünyaya kapılıp rızasına aykırı iş yapma durumuna düşürmesin. Daima yolunda eylesin. Sevdiği kul eylesin. Daima yolunda eylesin. Sevdiği kul eylesin. Ramazan'da güzel ibadetine koştuğumuz gibi koşuştuğumuz gibi daima ibadet ve taatinde olmayı nasip eylesin.Ramazan'da güzel ibadetine koştuğumuz gibi koşuştuğumuz gibi daima ibadet ve taatinde olmayı nasip eylesin. Hizmetinde olmayı nasip eylesin. Hizmetinde olmayı nasip eylesin. Ümmet-i Muhammed'e güzel hizmetler yapmayı hayratı hasenat yapmayı nasip etsin. Ümmet-i Muhammed'e güzel hizmetler yapmayı hayratı hasenat yapmayı nasip etsin. Helalinden kazanıp helal yerlere sarfetmeyi nasip etsin Allah. Helalinden kazanıp helal yerlere sarfetmeyi nasip etsin Allah. Cennetiyle cemaliyle cümlenizi cümlemizi çoluk çocuğumuzla sevdiklerimizle beraber müşerref eylesin. Cennetiyle cemaliyle cümlenizi cümlemizi çoluk çocuğumuzla sevdiklerimizle beraber müşerref eylesin.

el-Fatiha el-Fatiha

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2