Namaz Vakitleri

21 Cemâziye'l-Âhir 1446
22 Aralık 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:19
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:46
Yatsı
19:13
Detaylı Arama

Ulül-Emr Alimlerdir

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

21 Şa'bân 1415 / 22.01.1995
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Alimlere Hürmet Edin!, Cihadın En Faziletlisi, Çocuklarınızı Alim Yetiştirin!, Cenneti Kazandıracak Altı Şey, İman ve Güzel Ahlâk, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Ulül-Emr Alimlerdir

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

21 Şa'bân 1415 / 22.01.1995
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Alimlere Hürmet Edin!, Cihadın En Faziletlisi, Çocuklarınızı Alim Yetiştirin!, Cenneti Kazandıracak Altı Şey, İman ve Güzel Ahlâk, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin ve fî külli hînel-Hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin ve fî külli hîn kemâ yenbeğî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih.kemâ yenbeğî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih. Ve's-sâlatu ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn senedinâ ve mededinâVe's-sâlatu ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn senedinâ ve mededinâ ve üsvetine'l-haseneti Muhammedini'l-Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihîve üsvetine'l-haseneti Muhammedini'l-Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ'. Emmâ ba'd: ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ'.

Emmâ ba'd:

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullah ve efdale'l-hedyi hedyüFa'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullah ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem.seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem. Ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletünVe şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. Ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: Ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

Ekrimu'l-ulemâe fe-innehüm veresetü'l-enbiyâi. Fe-men ekremehüm fekad ekrema'llâhe ve resûlehû. Ekrimu'l-ulemâe fe-innehüm veresetü'l-enbiyâi. Fe-men ekremehüm fekad ekrema'llâhe ve resûlehû.

Sadaka Resûlullah fîmâ kâl ev kemâ kâl. Aziz ve muhterem, mü'min ve muhlis kardeşlerim! Sadaka Resûlullah fîmâ kâl ev kemâ kâl.

Aziz ve muhterem, mü'min ve muhlis kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretlerinin selâmı, rahmeti, bereketi, ihsanı, ikrâmıAllahu Teâlâ hazretlerinin selâmı, rahmeti, bereketi, ihsanı, ikrâmı dünyada âhirette sizin ve sevdiklerinizin üzerinize olsun.dünyada âhirette sizin ve sevdiklerinizin üzerinize olsun. Allahu Teâlâ hazretleri iki cihan saadetine cümlenizi nâil eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri iki cihan saadetine cümlenizi nâil eylesin. Cennetiyle cemâliyle müşerref eyleyip Habîb-i Edîbi'ne komşu eylesin. Cennetiyle cemâliyle müşerref eyleyip Habîb-i Edîbi'ne komşu eylesin.

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerininPeygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin mübarek hadîs-i şerîflerini okumak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. mübarek hadîs-i şerîflerini okumak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bu hadîs-i şerîflerin okunması ve izâhı yapılmadan önce, Bu hadîs-i şerîflerin okunması ve izâhı yapılmadan önce, başta sevgili Peygamberimiz Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerininbaşta sevgili Peygamberimiz Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin ruh-u pâkine bizlerden âcizâne, nâçizâne bir sevgi, bağlılık nişanesi olsun,ruh-u pâkine bizlerden âcizâne, nâçizâne bir sevgi, bağlılık nişanesi olsun, bir ihsan ve ikramcık olsun diye; sonra onun mübarek âl'inin, ashâbının, etbâının,bir ihsan ve ikramcık olsun diye; sonra onun mübarek âl'inin, ashâbının, etbâının, ahbâbının, sâdât ve meşâyih-i turuk-u aliyyemizin cümlesinin, tekkemizin ders kitabı olan ahbâbının, sâdât ve meşâyih-i turuk-u aliyyemizin cümlesinin, tekkemizin ders kitabı olan bu Râmûzü'l-ehâdîs kitabını tertip eylemiş olan Gümüşhaneli Hocamızbu Râmûzü'l-ehâdîs kitabını tertip eylemiş olan Gümüşhaneli Hocamız Ahmed Ziyâeddîn-i Gümüşhanevî hazretlerinin, kendisinden feyz aldığımız şeyhimiz, Ahmed Ziyâeddîn-i Gümüşhanevî hazretlerinin, kendisinden feyz aldığımız şeyhimiz, üstadımız, başımızın tâcı Muhammed Zahid b. İbrahim el-Bursevî Hocamız'ın ruh-u pâki için; üstadımız, başımızın tâcı Muhammed Zahid b. İbrahim el-Bursevî Hocamız'ın ruh-u pâki için; bu beldeleri fethetmiş olan Fatih Sultan Mehmed Han'ın ve diğer fatihlerin, şehitlerin, bu beldeleri fethetmiş olan Fatih Sultan Mehmed Han'ın ve diğer fatihlerin, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin ruhları için; bilhassa beldemizin medâr-ı iftihârı enbiyâullahtan gazilerin, mücahitlerin ruhları için; bilhassa beldemizin medâr-ı iftihârı enbiyâullahtan Yûşa aleyhisselâm'ın, sahabeden Halid b. Zeyd hazretlerinin ve diğer medfun bulunanYûşa aleyhisselâm'ın, sahabeden Halid b. Zeyd hazretlerinin ve diğer medfun bulunan sahabe-i kirâmın ruhları için; cümle hayrât u hasenât sahiplerinin ve hâssetensahabe-i kirâmın ruhları için; cümle hayrât u hasenât sahiplerinin ve hâsseten içinde toplanıp ibadet ettiğimiz şu camiyi yapan İskender Paşa hazretlerinin ruhu için,içinde toplanıp ibadet ettiğimiz şu camiyi yapan İskender Paşa hazretlerinin ruhu için, bu camiyi zaman zaman tecdit ve tamir ve tevsî eyleyip ibadette tutmuş olan kimselerin, bu camiyi zaman zaman tecdit ve tamir ve tevsî eyleyip ibadette tutmuş olan kimselerin, bunlara katkıda bulunan, yardımda bulunanların ruhları için;bunlara katkıda bulunan, yardımda bulunanların ruhları için; uzaktan yakından bu dersi dinlemeye teşrif etmiş, gelmiş olanuzaktan yakından bu dersi dinlemeye teşrif etmiş, gelmiş olan siz kıymetli, sevgili, yakın kardeşlerimizin âhirete göçmüş bütün mü'min geçmişlerinin ruhları için,siz kıymetli, sevgili, yakın kardeşlerimizin âhirete göçmüş bütün mü'min geçmişlerinin ruhları için, camimizin çevresinde medfun bulunan mü'minlerin ruhları için ve bu camiden güzerân eylemiş olancamimizin çevresinde medfun bulunan mü'minlerin ruhları için ve bu camiden güzerân eylemiş olan eimme ve hutebâ, müezzinîn, kayyimîn ve cemaatin ruhları için,eimme ve hutebâ, müezzinîn, kayyimîn ve cemaatin ruhları için, ihvânımızdan âhirete intikal edenlerin ruhları için; bizim sıhhat ve âfiyetimiz,ihvânımızdan âhirete intikal edenlerin ruhları için; bizim sıhhat ve âfiyetimiz, saadet ve selâmet-i dâreyne nâil olmamız için bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım, öyle başlayalım. saadet ve selâmet-i dâreyne nâil olmamız için bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım, öyle başlayalım. Buyurun. Buyurun.

Az önce Arapça mübarek kelimelerini okuduğumuz hadîs-i şerîfi Hatîb-i BağdâdîAz önce Arapça mübarek kelimelerini okuduğumuz hadîs-i şerîfi Hatîb-i Bağdâdî ve Deylemî Câbir radıyallahu anh'ten rivayet eylemiş. ve Deylemî Câbir radıyallahu anh'ten rivayet eylemiş.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri buyuruyor ki;

Ekrimu'l-ulemâ' fe-innehüm veresetü'l-enbiyâ'. Fe-men ekremehüm fekad ekrema'llâhe ve resûlehû. Ekrimu'l-ulemâ' fe-innehüm veresetü'l-enbiyâ'. Fe-men ekremehüm fekad ekrema'llâhe ve resûlehû.

"Alimlere hürmet ediniz, saygı gösteriniz." "Onlara karşı saygılı, asaletli, ikrâmlı muamele ediniz." "Alimlere hürmet ediniz, saygı gösteriniz."

"Onlara karşı saygılı, asaletli, ikrâmlı muamele ediniz."

Buradaki ikrâm, "maddeten bağışta bulununuz" mânasına değil de "hürmet, izzet ve itibar etmek" mânasına. Buradaki ikrâm, "maddeten bağışta bulununuz" mânasına değil de "hürmet, izzet ve itibar etmek" mânasına.

"Alimlere izzet ve itibar eyleyiniz; çünkü..." diyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz; "Alimlere izzet ve itibar eyleyiniz; çünkü..." diyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz;

Fe-innehüm veresetü'l-enbiyâ'. "Onlar -alimler- peygamberlerin vârisleridir."Fe-innehüm veresetü'l-enbiyâ'. "Onlar -alimler- peygamberlerin vârisleridir." Fe-men ekremehüm. "Kim onlara izzet, hürmet ve itibar eyler ise..." Fe-men ekremehüm. "Kim onlara izzet, hürmet ve itibar eyler ise..." Fekad ekrema'llâhe ve resûlehû. "Allah'a ve Resûlullah'a izzet, itibar ve hürmet göstermiş olurlar." Fekad ekrema'llâhe ve resûlehû. "Allah'a ve Resûlullah'a izzet, itibar ve hürmet göstermiş olurlar."

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Allahu Teâlâ hazretleri insanları yarattığı,Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretleri insanları yarattığı,
dünya yüzüne gönderdiği, bu âlemde yaşamalarını başlattığı zamandünya yüzüne gönderdiği, bu âlemde yaşamalarını başlattığı zaman onlara her türlü nimetlerini verdiği gibi onların yanlış yollara sapmaması içinonlara her türlü nimetlerini verdiği gibi onların yanlış yollara sapmaması için ilk insandan itibaren, hemen ilk insan neslinin var olduğu zamandan itibaren ilk peygamberi göndermiştir.ilk insandan itibaren, hemen ilk insan neslinin var olduğu zamandan itibaren ilk peygamberi göndermiştir. İlk insan; ilk peygamber. İnsanları hiç peygambersiz bırakmamıştır. Kur'ân-ı Kerîm'de de buyuruluyor ki; İlk insan; ilk peygamber. İnsanları hiç peygambersiz bırakmamıştır. Kur'ân-ı Kerîm'de de buyuruluyor ki;

Ve in min ümmetin illâ halâ fihâ nezîr.Ve in min ümmetin illâ halâ fihâ nezîr. "Âhiretin tehlikelerini ihbar ve ihtar edecek, insanları yanlış işler yaparlarsa"Âhiretin tehlikelerini ihbar ve ihtar edecek, insanları yanlış işler yaparlarsa azaba uğrayacaklarını söyleyerek korkutacak bir mübarek,azaba uğrayacaklarını söyleyerek korkutacak bir mübarek, vazifeli, görevli Allah elçisi gönderilmedik hiçbir ümmet yoktur." vazifeli, görevli Allah elçisi gönderilmedik hiçbir ümmet yoktur."

Her bir karyeye, her bir yere de tarih boyunca bir vazifeli göndermiştir. Onların sayısını Allah bilir.Her bir karyeye, her bir yere de tarih boyunca bir vazifeli göndermiştir. Onların sayısını Allah bilir. Kimisinin ümmeti geniştir, çoktur; kimisinin ümmeti azdır. HattaKimisinin ümmeti geniştir, çoktur; kimisinin ümmeti azdır. Hatta ümmeti tek bir kişi olanlar dahi varmış diye kitaplar yazıyor.ümmeti tek bir kişi olanlar dahi varmış diye kitaplar yazıyor. Ümmetinin sayısı ille çok olacak diye bir şey yok. Ümmetinin sayısı ille çok olacak diye bir şey yok.

Bu peygamberlerin evveli Hz. Âdem atamız aleyhisselam, âhiri de bizim Peygamberimiz,Bu peygamberlerin evveli Hz. Âdem atamız aleyhisselam, âhiri de bizim Peygamberimiz, başımızın tâcı Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleridir.başımızın tâcı Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleridir. Âhir zaman peygamberi Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem EfendimizÂhir zaman peygamberi Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Kur'ân-ı Kerîm'in şehadetiyle aynı zamanda hâtemü'n-nebiyyîndir. Kur'ân-ı Kerîm'in şehadetiyle aynı zamanda hâtemü'n-nebiyyîndir.

Mâ kâne Muhammedün ebâ ehadin min ricâliküm velâkin resûlallâhi ve hâteme'n-nebiyyîn. Mâ kâne Muhammedün ebâ ehadin min ricâliküm velâkin resûlallâhi ve hâteme'n-nebiyyîn.

Allah'ın elçisidir ve peygamberlerin sonuncusudur, hâtemidir, mührüdür.Allah'ın elçisidir ve peygamberlerin sonuncusudur, hâtemidir, mührüdür. Artık peygamberlik onunla hitam buluyor, ondan sonra peygamber yok. Artık peygamberlik onunla hitam buluyor, ondan sonra peygamber yok. Men lâ nebiyye ba'dehû.Men lâ nebiyye ba'dehû. Peygamber Efendimiz, kendisinden sonra başka peygamber gelmeyecek olan âhir zaman peygamberidir. Peygamber Efendimiz, kendisinden sonra başka peygamber gelmeyecek olan âhir zaman peygamberidir.

Peki, ilk insanlara Allah peygamber göndermiş de, her karyeye, her beldeye,Peki, ilk insanlara Allah peygamber göndermiş de, her karyeye, her beldeye, her ümmete peygamber göndermiş de, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'denher ümmete peygamber göndermiş de, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'den sonra asırlar geçmiş, insanlar cihana yayılmış, onlar ne olacak? sonra asırlar geçmiş, insanlar cihana yayılmış, onlar ne olacak? Her yere göndermiş de, Peygamber Efendimiz'den sonraki ülkelere, karyelere, beldelere,Her yere göndermiş de, Peygamber Efendimiz'den sonraki ülkelere, karyelere, beldelere, gruplara, insan topluluklarına ne olacak? gruplara, insan topluluklarına ne olacak?

Onlara Peygamber Efendimiz'e bağlı alimler aynı vazifeyi devam ettirip göstermişlerdir. Onlara Peygamber Efendimiz'e bağlı alimler aynı vazifeyi devam ettirip göstermişlerdir.

Peygamber Efendimiz'in vârisi demek; "onun yapmış olduğu vazifeyi devam ettirmek" demek,Peygamber Efendimiz'in vârisi demek; "onun yapmış olduğu vazifeyi devam ettirmek" demek, "Peygamber Efendimiz'in ilmine vâris olup, ilmini alıp insanlara Peygamber Efendimiz'in hayatında"Peygamber Efendimiz'in ilmine vâris olup, ilmini alıp insanlara Peygamber Efendimiz'in hayatında anlattığı şeyleri anlatan kimseler" demek. Bakın, biz burada ne okuyoruz?anlattığı şeyleri anlatan kimseler" demek.

Bakın, biz burada ne okuyoruz?
Şu kürsüye çıktık, kendi sözümüzü mü söylüyoruz? Şu kürsüye çıktık, kendi sözümüzü mü söylüyoruz?

Hayır, Peygamber Efendimiz'in hadislerini okuyoruz. Ne yapıyoruz? Hayır, Peygamber Efendimiz'in hadislerini okuyoruz.

Ne yapıyoruz?

Size Peygamber Efendimiz'in sözlerini anlatıyoruz, açıklıyoruz, naklediyoruz.Size Peygamber Efendimiz'in sözlerini anlatıyoruz, açıklıyoruz, naklediyoruz. Peygamber Efendimiz'in vazifesini yapıyoruz. Alimlerin vazifesi budur. Peygamber Efendimiz'in vazifesini yapıyoruz. Alimlerin vazifesi budur.

Peygamber Efendimiz'in vârisi olarak vazife aynı şekilde insanları Allah'ın yoluna çağırmaktırPeygamber Efendimiz'in vârisi olarak vazife aynı şekilde insanları Allah'ın yoluna çağırmaktır ve Allah'ın sevgili kulu olmaları için ne yapmaları gerektiğini öğretmektir. Alimler bunlardır. ve Allah'ın sevgili kulu olmaları için ne yapmaları gerektiğini öğretmektir. Alimler bunlardır.

Bunlara hürmet etmek onların Allah ehli olmasından dolayıdır,Bunlara hürmet etmek onların Allah ehli olmasından dolayıdır, Allah yolunun görevlileri olmasından dolayıdır. Kur'an'a niçin hürmet ediyoruz? Allah yolunun görevlileri olmasından dolayıdır.

Kur'an'a niçin hürmet ediyoruz?

Allah'ın kelâmı olduğu için. Peygamber Efendimiz'e niye hürmet ediyoruz? Allah'ın kelâmı olduğu için.

Peygamber Efendimiz'e niye hürmet ediyoruz?

Allah'ın peygamberi olduğu için. Allah'ın peygamberi olduğu için.

Allah'ın olan her şeye, Allah'ın sevdiği her şeye sevgi ve hürmetimiz vardır, Allah'ın olduğu için.Allah'ın olan her şeye, Allah'ın sevdiği her şeye sevgi ve hürmetimiz vardır, Allah'ın olduğu için. Yol Allah'ın yoludur, din Allah'ın yoludur.Yol Allah'ın yoludur, din Allah'ın yoludur. Onun için de bu dini öğreten vazifeli kimlere de aynı şekilde hürmet, Allah'ın sevdiği razı olduğu iştir. Onun için de bu dini öğreten vazifeli kimlere de aynı şekilde hürmet, Allah'ın sevdiği razı olduğu iştir.

O bakımdan Allah için, Allah'ın rızasını kazanmak için, doğru yolda yürümek için,O bakımdan Allah için, Allah'ın rızasını kazanmak için, doğru yolda yürümek için, doğruları öğrenmek için, peygamberlerin tebliğlerine âşina olmak için,doğruları öğrenmek için, peygamberlerin tebliğlerine âşina olmak için, dinin inceliklerini öğrenmek için insanların alimleri sevmesi lazım,dinin inceliklerini öğrenmek için insanların alimleri sevmesi lazım, alimlere izzet, itibar ve hürmet göstermesi lazım.alimlere izzet, itibar ve hürmet göstermesi lazım. Çünkü öğrettikleri şey önemlidir, yaptıkları vazife önemlidir; peygamber vazifesi yapıyor. Çünkü öğrettikleri şey önemlidir, yaptıkları vazife önemlidir; peygamber vazifesi yapıyor.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e sahabe-i kirâm nasıl hürmet ederlerdi? Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e sahabe-i kirâm nasıl hürmet ederlerdi?

Öyle hürmet ederler ki hürmetlerinden yüzüne bakamazlardı. Sahabeden birisi diyor ki; Öyle hürmet ederler ki hürmetlerinden yüzüne bakamazlardı. Sahabeden birisi diyor ki;

"Resûlullah'a hürmetimden, saygımdan, izzet ve itibarımdan ömrümde başımı kaldırıp da"Resûlullah'a hürmetimden, saygımdan, izzet ve itibarımdan ömrümde başımı kaldırıp da yüzüne doya doya bakamadım." yüzüne doya doya bakamadım."

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz mescid-i saadetine namaz kıldırmak içinPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz mescid-i saadetine namaz kıldırmak için geldiği zaman herkes başı önünde, hürmetinden tüyleri diken diken öyle beklerlerdi.geldiği zaman herkes başı önünde, hürmetinden tüyleri diken diken öyle beklerlerdi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in yüzüne herkes bakamazdı.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in yüzüne herkes bakamazdı. Ebû Bekr-i Sıddık Efendimiz, Ömerü'l-Faruk Efendimiz - mütebessim- bakarmış,Ebû Bekr-i Sıddık Efendimiz, Ömerü'l-Faruk Efendimiz - mütebessim- bakarmış, o da onlara tebessüm buyururmuş. Böyle anlatılıyor. o da onlara tebessüm buyururmuş. Böyle anlatılıyor.

Sahabe-i kirâm Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'inSahabe-i kirâm Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in mübarek sözlerini dinlerken kıpırdamazlardı, çıt çıkartmazlardı, öyle dururlardı ki şöyle anlatılıyor;mübarek sözlerini dinlerken kıpırdamazlardı, çıt çıkartmazlardı, öyle dururlardı ki şöyle anlatılıyor; sanki başlarının üstüne bir kuş konmuş, kıpırdarlarsa kaçacak.sanki başlarının üstüne bir kuş konmuş, kıpırdarlarsa kaçacak. Kıpırdamadan öyle hürmetle, öyle dikkatle dinlerlerdi.Kıpırdamadan öyle hürmetle, öyle dikkatle dinlerlerdi. Tıraş olduğu zaman saçlarını -hatıra olarak- kapışırlardı.Tıraş olduğu zaman saçlarını -hatıra olarak- kapışırlardı. Abdest suyunun artığını kapışırlardı. Abdest suyunun artığını kapışırlardı. Hitap ederken fidâke ebî ve ümmî yâ Resûlallah derlerdi;Hitap ederken fidâke ebî ve ümmî yâ Resûlallah derlerdi; "Annem, babam, canım, varım, malım, mülküm sana feda olsun ey Allah'ın Resûlü!" diye düşünürlerdi,"Annem, babam, canım, varım, malım, mülküm sana feda olsun ey Allah'ın Resûlü!" diye düşünürlerdi, öyle söylerlerdi ve öyle yapmışlardı. Neden? Allah için.öyle söylerlerdi ve öyle yapmışlardı.

Neden?

Allah için.
Allah'ın rızasını kazanmak için. Allah'ın emri böyle olduğundan.Allah'ın rızasını kazanmak için. Allah'ın emri böyle olduğundan. Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'inde "Resûlullah'a itaat edin." buyurduğundan. Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'inde "Resûlullah'a itaat edin." buyurduğundan.

Atîu'llâhe ve atîu'r-resûle ve uli'l-emri minküm. "Ve işin başındaki kimselere; ulu'l-emr..." Atîu'llâhe ve atîu'r-resûle ve uli'l-emri minküm.

"Ve işin başındaki kimselere; ulu'l-emr..."

Abdullah b. Abbas radıyallahu anhümâ'nın bildirdiğine göre ulû'l-emr, yani "işin başında olan" kim demek? Abdullah b. Abbas radıyallahu anhümâ'nın bildirdiğine göre ulû'l-emr, yani "işin başında olan" kim demek?

"Alimler" demek. "Alimler" demek.

"Allah'a itaat edin. Resûlullah'a itaat edin." Niçin? Allah'ın Resûlü olduğu için. "Allah'a itaat edin. Resûlullah'a itaat edin."

Niçin?

Allah'ın Resûlü olduğu için.

"Ulu'l-emre itaat edin." Niçin? İş elinde olduğu için. Ümmetin işi kime havale edilmiştir? "Ulu'l-emre itaat edin."

Niçin?

İş elinde olduğu için.

Ümmetin işi kime havale edilmiştir?

Alimlere havale edilmiştir. el-Ulemâu ümenâu ümmetî.Alimlere havale edilmiştir.

el-Ulemâu ümenâu ümmetî.
"Alimler ümmetin kendisine emanet edildiği, 'Ümmetimi koruyun.' diye"Alimler ümmetin kendisine emanet edildiği, 'Ümmetimi koruyun.' diye ümmetin teslim edildiği kimselerdir." diyor Peygamber Efendimiz. ümmetin teslim edildiği kimselerdir." diyor Peygamber Efendimiz.

Ümmetin teslim edildiği kimse, ümmetin işi elinde olan kimse... Onun için ulu'l-emr, alimlerdir.Ümmetin teslim edildiği kimse, ümmetin işi elinde olan kimse... Onun için ulu'l-emr, alimlerdir. Bunu tefsir kitapları da yazmışlardır, bu bilgi tefsir kitaplarında bu âyetlerin izahlarında vardır. Bunu tefsir kitapları da yazmışlardır, bu bilgi tefsir kitaplarında bu âyetlerin izahlarında vardır. Binâenaleyh, bütün Ümmet-i Muhammed'in alimlere ikrâm, izzet, itibar etmesi,Binâenaleyh, bütün Ümmet-i Muhammed'in alimlere ikrâm, izzet, itibar etmesi, sözünü dinlemesi, emrinde yürümesi lazımdır. İşin aslı, özü, esası budur. sözünü dinlemesi, emrinde yürümesi lazımdır. İşin aslı, özü, esası budur. Kim alimlere izzet itibar eder, saygı sevgi bağlılık gösterir,Kim alimlere izzet itibar eder, saygı sevgi bağlılık gösterir, sözünü tutar, yolunda giderse ne yapmış olur? Allah'a ve Resûlullah'a izzet itibar etmiş olur.sözünü tutar, yolunda giderse ne yapmış olur?

Allah'a ve Resûlullah'a izzet itibar etmiş olur.
Çünkü alimler Allah'ın ve Resûlullah'ın emrettiği vazifeyi yapmaya devam ediyorlar. Çünkü alimler Allah'ın ve Resûlullah'ın emrettiği vazifeyi yapmaya devam ediyorlar.

Alimleri İslâm ümmeti eskiden beri sevmiştir; en büyük saygıyı, en büyük sevgiyi göstermiştir.Alimleri İslâm ümmeti eskiden beri sevmiştir; en büyük saygıyı, en büyük sevgiyi göstermiştir. Düşünün, İmâm-ı Âzam Efendimiz'in sevgisini, mürşid-i kâmillerimizin sevgisini,Düşünün, İmâm-ı Âzam Efendimiz'in sevgisini, mürşid-i kâmillerimizin sevgisini, Abdülkâdir-i Geylânî Efendimiz, Bahaeddîn-i Nakşbend Efendimiz vesaire...Abdülkâdir-i Geylânî Efendimiz, Bahaeddîn-i Nakşbend Efendimiz vesaire... Mesela Şehâbeddîn-i Sühreverdî Şeyhimiz, Efendimiz; kitabını neşrettik, Mesela Şehâbeddîn-i Sühreverdî Şeyhimiz, Efendimiz; kitabını neşrettik, dergilerde sizlere hediye olarak verdik. Şehâbeddîn-i Sühreverdî Efendimiz öyle mübarek,dergilerde sizlere hediye olarak verdik. Şehâbeddîn-i Sühreverdî Efendimiz öyle mübarek, öyle itibarlı kimseymiş ki halifeler elini öperlermiş, hürmet gösterirlermiş;öyle itibarlı kimseymiş ki halifeler elini öperlermiş, hürmet gösterirlermiş; Abbasî halifeleri kendisine hürmet gösterirlermiş.Abbasî halifeleri kendisine hürmet gösterirlermiş. Alimlere yine aynı şekilde hürmet edilmesi lazım. Alimlere yine aynı şekilde hürmet edilmesi lazım.

Fakat acı bir durum vardır ki çok kere alimler zalimler tarafındanFakat acı bir durum vardır ki çok kere alimler zalimler tarafından mazlum duruma düşürülmüşlerdir, cevr ü cefaya uğratılmışlardır.mazlum duruma düşürülmüşlerdir, cevr ü cefaya uğratılmışlardır. "Allah'ın imtihanı, kaderi" diyelim. Ne diyelim, bir şey diyemeyiz."Allah'ın imtihanı, kaderi" diyelim. Ne diyelim, bir şey diyemeyiz. İmâm-ı Âzam Efendimiz'in hapislerde süründüğünü biliyorsunuz, İmâm-ı Âzam Efendimiz'in hapislerde süründüğünü biliyorsunuz, duymuşsunuzdur, menâkıbını okumuşsunuzdur.duymuşsunuzdur, menâkıbını okumuşsunuzdur. İmâm-ı Rabbânî Efendimiz'in hapislerde ne kadar eza cefa çektiğini, senelerce kaldığını biliyorsunuz. İmâm-ı Rabbânî Efendimiz'in hapislerde ne kadar eza cefa çektiğini, senelerce kaldığını biliyorsunuz.

Neden? Hakkı söylediği için. Zalime yüz vermediği için. Zalimin karşısında hak sözü söylediği için. Neden?

Hakkı söylediği için. Zalime yüz vermediği için. Zalimin karşısında hak sözü söylediği için.

Onun için, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in şu hadîs-i şerîfini hatırlayalım, diyor ki; Onun için, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in şu hadîs-i şerîfini hatırlayalım, diyor ki;

Efdalü'l-cihâdi. "Cihadın en faziletlisi, en üstünü, en kıymetlisi..."Efdalü'l-cihâdi. "Cihadın en faziletlisi, en üstünü, en kıymetlisi..." Kelimetü hakkın inde sultânin câirin. Kelimetü hakkın inde sultânin câirin. "Cevr ü cefa yapıcı bir hükümdarın karşısında hak sözü söylemektir, hakkı söylemektir." "Cevr ü cefa yapıcı bir hükümdarın karşısında hak sözü söylemektir, hakkı söylemektir."

En büyük cihat odur. Savaşa gidiyorsun, düşmanla beraberce çarpışıyorsun.En büyük cihat odur.

Savaşa gidiyorsun, düşmanla beraberce çarpışıyorsun.
Ama hükümdarın karşısına kimse çıkamıyor, hakkı, gerçeği söyleyemiyor.Ama hükümdarın karşısına kimse çıkamıyor, hakkı, gerçeği söyleyemiyor. Çıkacaksın, çatır çatır; "Haksızlık yapıyorsun! Yanlışlık yapıyorsun! İsraf yapıyorsun!Çıkacaksın, çatır çatır; "Haksızlık yapıyorsun! Yanlışlık yapıyorsun! İsraf yapıyorsun! Yaptığın doğru değildir! Bu işi düzelt…" Çünkü söylenmezse olmaz. En büyük cihat budur. Yaptığın doğru değildir! Bu işi düzelt…" Çünkü söylenmezse olmaz. En büyük cihat budur.

Onu söylediği için alimler mağdur edilmiştir, horlanmıştır, takip edilmiştir, hapsedilmiştir;Onu söylediği için alimler mağdur edilmiştir, horlanmıştır, takip edilmiştir, hapsedilmiştir; alimlere darp edilmiştir, kırbaç vurulmuştur vs. vs. Bu da tabii zalimlerin bir büyük yaygın hatasıdır.alimlere darp edilmiştir, kırbaç vurulmuştur vs. vs. Bu da tabii zalimlerin bir büyük yaygın hatasıdır. Tarih boyunca böyle olmuştur. Tarih boyunca böyle olmuştur.

İnsanların aslında alimlere tâbi olması gerekirken hayret edilecek bir şeydir kiİnsanların aslında alimlere tâbi olması gerekirken hayret edilecek bir şeydir ki insanlar alimleri bırakmışlardır, zalimlere tâbi olmuşlardır. Hayret edilecek şey!insanlar alimleri bırakmışlardır, zalimlere tâbi olmuşlardır. Hayret edilecek şey! Ya ne zalime tâbi oluyorsun? Neden tâbi olmuşlardır? Ya ne zalime tâbi oluyorsun? Neden tâbi olmuşlardır?

Zalimin mafyasını yenemiyor, zincirini kıramıyor.Zalimin mafyasını yenemiyor, zincirini kıramıyor. Alim organize olmadığından, tek başına olduğundan;Alim organize olmadığından, tek başına olduğundan; zalimin etrafında kavmi kabilesi, avânesi, haşemesi, gürûhu olduğundan baş edemiyor.zalimin etrafında kavmi kabilesi, avânesi, haşemesi, gürûhu olduğundan baş edemiyor. Hükümdarın komutanları var, askerleri var, kılıçları var, silahları var, orduları var. Alimin? Hükümdarın komutanları var, askerleri var, kılıçları var, silahları var, orduları var. Alimin?

Alimin boynu bükük, Allah'ı var, o kadar. Hükümdar alime zulmetmiştir, dövmüştür.Alimin boynu bükük, Allah'ı var, o kadar.

Hükümdar alime zulmetmiştir, dövmüştür.
Alimlerimizin bir kısmı hapislerde ölmüştür, yediği darbelerin tesirinden hayatını kaybetmiştir,Alimlerimizin bir kısmı hapislerde ölmüştür, yediği darbelerin tesirinden hayatını kaybetmiştir, şehit olmuştur. şehit olmuştur.

Ama alimi zalimin eline bırakmak Ümmet-i Muhammed'in ayıbıdır.Ama alimi zalimin eline bırakmak Ümmet-i Muhammed'in ayıbıdır. Alimi bırakıp da zalime tâbi olmak Ümmet-i Muhammed'in ayıbıdır.Alimi bırakıp da zalime tâbi olmak Ümmet-i Muhammed'in ayıbıdır. Zalime bir şey yapmayıp da mazlumu korumamak mertliğe sığmaz.Zalime bir şey yapmayıp da mazlumu korumamak mertliğe sığmaz. Mazlum da Allah'ın sevgili kuluysa, makbul kuluysa, o da çok yanlış bir şey olur. Mazlum da Allah'ın sevgili kuluysa, makbul kuluysa, o da çok yanlış bir şey olur.

Onun için, zalime destek veren büyük tehlike içindedir.Onun için, zalime destek veren büyük tehlike içindedir. Zalime tebessüm eden, fasıka tebessüm eden insan bile büyük tehlike içindedir. Zalime tebessüm eden, fasıka tebessüm eden insan bile büyük tehlike içindedir. Tebessüm bile edilmeyecek, "efendim" bile denilmeyecek.Tebessüm bile edilmeyecek, "efendim" bile denilmeyecek. Bir fasık, facir, yalan yanlış yolda olan kimseye bir kimse kalkar da yâ seyyidî derse.Bir fasık, facir, yalan yanlış yolda olan kimseye bir kimse kalkar da yâ seyyidî derse. Seyyid ne demek? "Efendim" demek. "Soylu, asaletli, kıymetli efendim" demek. Seyyid ne demek?

"Efendim" demek. "Soylu, asaletli, kıymetli efendim" demek.

"Yâ seyyidî derse Arş-ı Âzam zangır zangır titrer." diyor Peygamber Efendimiz. "Yâ seyyidî derse Arş-ı Âzam zangır zangır titrer." diyor Peygamber Efendimiz.

Bu işten hoşlanmaz. Kimse hoşlanmaz. Doğru bir şey değil.Bu işten hoşlanmaz. Kimse hoşlanmaz. Doğru bir şey değil. Onun için zalime yüz vermemek, prim vermemek, teslim olmamak lazımdır. Onun için zalime yüz vermemek, prim vermemek, teslim olmamak lazımdır.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz her zaman buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz her zaman buyuruyor ki;

Zü'l-mea'l-hakkı haysü zâle. "Her zaman hak neredeyse hakla beraber ol." Zü'l-mea'l-hakkı haysü zâle. "Her zaman hak neredeyse hakla beraber ol."

Azınlıkta da olsa, az da olsa, yalnız da olsa, kenarda boynu bükük de olsa,Azınlıkta da olsa, az da olsa, yalnız da olsa, kenarda boynu bükük de olsa, çamurlar içine düşmüş cevher gibi de olsa haktan yana olacak müslüman, hakkı tutacak! çamurlar içine düşmüş cevher gibi de olsa haktan yana olacak müslüman, hakkı tutacak!

Yâsîn sûresini hepiniz okuyorsunuz. İkinci sayfasındaki kıssadan ne hisse çıkarttınız? Yâsîn sûresini hepiniz okuyorsunuz. İkinci sayfasındaki kıssadan ne hisse çıkarttınız?

Mürselleri, gönderilmiş vazifeli mübarek insanları devrin hükümdarı öldürmeye karar veriyor, öldürecek.Mürselleri, gönderilmiş vazifeli mübarek insanları devrin hükümdarı öldürmeye karar veriyor, öldürecek. Niye öldürüyor? Kendisi putlara tapıyor, bunlar da onlara;Niye öldürüyor?

Kendisi putlara tapıyor, bunlar da onlara;
"Putlara tapmayın, Allah'a tapın." diyorlar, ondan öldürüyorlar. Onlar öldürülecek."Putlara tapmayın, Allah'a tapın." diyorlar, ondan öldürüyorlar.

Onlar öldürülecek.
Mahkeme kurulmuş. Şehir, askerler, hükümdar aleyhinde. Sûreleri okumuyor musunuz? Mahkeme kurulmuş. Şehir, askerler, hükümdar aleyhinde.

Sûreleri okumuyor musunuz?
Tefsirleri okumuyor musunuz? Okuyup ibret almıyor musunuz? Tefsirleri okumuyor musunuz? Okuyup ibret almıyor musunuz?

Bismillâhirrahmânirrahîm. Ve câe min aksa'l-medîneti raculün yes'â.Bismillâhirrahmânirrahîm.

Ve câe min aksa'l-medîneti raculün yes'â.
"Şehrin öbür tarafından, aksâsından, uzağından, bir adam koşa koşa geldi." "Şehrin öbür tarafından, aksâsından, uzağından, bir adam koşa koşa geldi."

Kâle yâ kavmi't-tebiu'l-murselîn. "Ey kavmim, bu gönderilmiş vazifeli mübarek insanlara,Kâle yâ kavmi't-tebiu'l-murselîn. "Ey kavmim, bu gönderilmiş vazifeli mübarek insanlara, bu mürsellere tâbi olun, ittibâ edin, bunların sözünü dinleyin. Bunlar Allah tarafından gönderilmiş." bu mürsellere tâbi olun, ittibâ edin, bunların sözünü dinleyin. Bunlar Allah tarafından gönderilmiş."

İttebiû men lâ yes'elüküm ecren ve hüm muhtedûn.İttebiû men lâ yes'elüküm ecren ve hüm muhtedûn. "Kendileri hidâyet üzere olan, doğru yolda olan, sizden de bir para pul istemeyen, "Kendileri hidâyet üzere olan, doğru yolda olan, sizden de bir para pul istemeyen, menfaat beklemeyen bu insanlara tâbi olun." dedi. menfaat beklemeyen bu insanlara tâbi olun." dedi.

Ve mâ liye lâ a'budü'llezî fataranî ve ileyhi turceûn.Ve mâ liye lâ a'budü'llezî fataranî ve ileyhi turceûn. Onlara mantık yürüttü, kendisini öne atarak; "Niye ben beni yaratan Rabbime ibadet etmeyeyim?" dedi. Onlara mantık yürüttü, kendisini öne atarak; "Niye ben beni yaratan Rabbime ibadet etmeyeyim?" dedi.

"Ona dönüp gideceğim, öldükten sonra huzuruna varacağım."Ona dönüp gideceğim, öldükten sonra huzuruna varacağım. O Rabbime niye ben ibadet etmeyeyim? Niye siz ibadet etmeyesiniz?O Rabbime niye ben ibadet etmeyeyim? Niye siz ibadet etmeyesiniz? Bunu böyle düşünsenize. Putlara ne tapıyorsunuz? Bunu böyle düşünsenize. Putlara ne tapıyorsunuz? Mermerden, tahtadan, ağaçtan, şundan bundan yapılmış putlara ne tapıyorsunuz?" dedi. Mermerden, tahtadan, ağaçtan, şundan bundan yapılmış putlara ne tapıyorsunuz?" dedi.

E ettehizu min dûnihî âliheten. "Ben o Allah'ı, o âlemleri yaratan Rabbü'l-âlemîn'i,E ettehizu min dûnihî âliheten. "Ben o Allah'ı, o âlemleri yaratan Rabbü'l-âlemîn'i, beni halk eden Mevlâmı bırakıp da onun dışında putlar, ilahlar edinir miyim?beni halk eden Mevlâmı bırakıp da onun dışında putlar, ilahlar edinir miyim? Yapmam böyle şey!" İn yuridni'r-rahmânu bi-durrin lâ tuğni annîYapmam böyle şey!" İn yuridni'r-rahmânu bi-durrin lâ tuğni annî şefâatuhum şey'en ve lâ yunkizûn.şefâatuhum şey'en ve lâ yunkizûn. "Allah bana bir gazap etse, bir bela, ceza, musibet gönderse"Allah bana bir gazap etse, bir bela, ceza, musibet gönderse bunların bana bir faydası olmaz ki; bunların bana bir faydası olmaz ki; bu tapınılan putların bir şefaati, faydası, hizmeti, kurtarması olmaz ki..."bu tapınılan putların bir şefaati, faydası, hizmeti, kurtarması olmaz ki..." İnnî izen lefî dalâlin mübîn."Eğer ben Allah'ı bırakıp da bu putlara tâbi olursam,İnnî izen lefî dalâlin mübîn."Eğer ben Allah'ı bırakıp da bu putlara tâbi olursam, açıkça bir dalâlete düşmüş olurum, yanlış bir iş yapmış olurum. Ben böyle şey yapmam.açıkça bir dalâlete düşmüş olurum, yanlış bir iş yapmış olurum. Ben böyle şey yapmam. Siz de yapmayın." mânasına orada konuştu. Siz de yapmayın." mânasına orada konuştu.

Kızgın kalabalığa, hükümdara, askere, orduya, devlete karşı konuştu.Kızgın kalabalığa, hükümdara, askere, orduya, devlete karşı konuştu. Hakkı söyledi ama, doğru olan şeyi söyledi. Ne yaptılar? Onu da öldürdüler. Hakkı söyledi ama, doğru olan şeyi söyledi.

Ne yaptılar?

Onu da öldürdüler.

Böyle bir şeyi siz yapar mıydınız? Yapıyor musunuz? Ölümü göze alıp da hakkı söyleyebiliyor musunuz? Böyle bir şeyi siz yapar mıydınız? Yapıyor musunuz? Ölümü göze alıp da hakkı söyleyebiliyor musunuz?

Bak, hakkı söyleyen bir tek insan yok orada.Bak, hakkı söyleyen bir tek insan yok orada. Üç tane mürsel var, vazifeli insan var, onlar vazifelerini yaptılar; kavim kabul etmedi,Üç tane mürsel var, vazifeli insan var, onlar vazifelerini yaptılar; kavim kabul etmedi, "Bizim dinimize karşı geliyor, putlarımıza hakaret ediyor!" diye onları öldürmeye kalktı."Bizim dinimize karşı geliyor, putlarımıza hakaret ediyor!" diye onları öldürmeye kalktı. Kimse ses çıkartamıyor, halk susuyor, belki bunların haklılığını anlıyor ama susuyor;Kimse ses çıkartamıyor, halk susuyor, belki bunların haklılığını anlıyor ama susuyor; zalimden korkuyor, mafyalardan korkuyor. Bu ne yaptı? zalimden korkuyor, mafyalardan korkuyor. Bu ne yaptı?

Ve câe min akse'l-medîneti raculün yes'â.Ve câe min akse'l-medîneti raculün yes'â. "Koşarak oraya geldi." O zulüm meydanına koşarak geldi."Koşarak oraya geldi." O zulüm meydanına koşarak geldi. Dedi ki; "Ey kavmim! Yanlış yapıyorsunuz. Böyle yapmayın. Hatalısınız, fikriniz yanlış..." Hakkı söyledi.Dedi ki; "Ey kavmim! Yanlış yapıyorsunuz. Böyle yapmayın. Hatalısınız, fikriniz yanlış..." Hakkı söyledi. Ne pahasına? Ölüm pahasına. Hayatı pahasına hakkı söyledi. Ne pahasına?

Ölüm pahasına. Hayatı pahasına hakkı söyledi.

Muhterem kardeşlerim! Müslümanın işi budur.Muhterem kardeşlerim!

Müslümanın işi budur.
Müslümanın işi hakla beraber, haklıyla beraber olmaktır. Haktan yana olmaktır. Müslümanın işi hakla beraber, haklıyla beraber olmaktır. Haktan yana olmaktır. Hakkın çiğnendiği yerde müslüman susarsa Müslümanlığa sığmaz.Hakkın çiğnendiği yerde müslüman susarsa Müslümanlığa sığmaz. Hakkı müslüman desteklemezse onun İslâmlığına yakışmaz. Ulemâyı desteklemezse yakışmaz. Hakkı müslüman desteklemezse onun İslâmlığına yakışmaz. Ulemâyı desteklemezse yakışmaz.

Ben kendim alim olduğum için söylemiyorum. Allah'ın emri böyle olduğu için söylüyorum.Ben kendim alim olduğum için söylemiyorum. Allah'ın emri böyle olduğu için söylüyorum. Karşımıza bu hadis geldiği için söylüyorum. Bana dediler ki;Karşımıza bu hadis geldiği için söylüyorum. Bana dediler ki; "Sıra 81. sayfanın yedinci hadisine gelmiş.""Sıra 81. sayfanın yedinci hadisine gelmiş." Yedinci hadisi açtım, karşıma bu geldiği için söylüyorum, yoksa kendimi savunmak için söylemiyorum, Yedinci hadisi açtım, karşıma bu geldiği için söylüyorum, yoksa kendimi savunmak için söylemiyorum, bir şey sağlamak için söylemiyorum. Sizden bir şey istemiyorum. bir şey sağlamak için söylemiyorum. Sizden bir şey istemiyorum. Size hizmet etmek benim için en büyük şereftir.Size hizmet etmek benim için en büyük şereftir. Size malımla canımla hizmet etmek benim için en büyük şereftir, sizden bir şey istemiyorum.Size malımla canımla hizmet etmek benim için en büyük şereftir, sizden bir şey istemiyorum. Ama Allah'ın emirlerini tutun, Allah'ın yolunun kıymetini bilin. Ama Allah'ın emirlerini tutun, Allah'ın yolunun kıymetini bilin.

Allah'ın size gönderdiği bilgiler garnitür olsun diye değildir; ittibâ edilsin diyedir.Allah'ın size gönderdiği bilgiler garnitür olsun diye değildir; ittibâ edilsin diyedir. Kur'ân-ı Kerîm ölülere okunsun diye değildir; diriler hayatını tanzim etsin diyedir.Kur'ân-ı Kerîm ölülere okunsun diye değildir; diriler hayatını tanzim etsin diyedir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîfleri masal değildir;Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîfleri masal değildir; ihbardır, ihtardır, tavsiyedir, "Bunu yapmazsanız sonunuz iyi olmaz." mânasınaihbardır, ihtardır, tavsiyedir, "Bunu yapmazsanız sonunuz iyi olmaz." mânasına önceden haber vermedir, muhterem kardeşlerim! İlmi sevin. Alim olmaya çalışın.önceden haber vermedir, muhterem kardeşlerim!

İlmi sevin. Alim olmaya çalışın.
Çocuklarınızı alim yetiştirmeye çalışın. Cahillikten kurtulmaya çalışın. İlmi destekleyin. Çocuklarınızı alim yetiştirmeye çalışın. Cahillikten kurtulmaya çalışın. İlmi destekleyin. Alimi destekleyin. Zalimi desteklemeyin. Millet, milyonlar, milyarlar zalimleri destekliyor.Alimi destekleyin. Zalimi desteklemeyin. Millet, milyonlar, milyarlar zalimleri destekliyor. Seçimler olduğu zaman zalimlere rey veriyor.Seçimler olduğu zaman zalimlere rey veriyor. Seçimler olduğu zaman Amerika'da, Fransa'da, Rusya'da, dünyanın her yerinde yer yerinden oynuyor. Seçimler olduğu zaman Amerika'da, Fransa'da, Rusya'da, dünyanın her yerinde yer yerinden oynuyor.

Rusya Çeçenistan'a zulmediyor, bütün dünya susuyor.Rusya Çeçenistan'a zulmediyor, bütün dünya susuyor. "Yapma bu zulmü!" dese yaptırtmaz. Avrupa, Estonya, Letonya, Litvanya'ya yaptırtmadı."Yapma bu zulmü!" dese yaptırtmaz. Avrupa, Estonya, Letonya, Litvanya'ya yaptırtmadı. O ayrılmak isteyince, istiklâl isteyince Rusya ona da homurdandı. İstemedi mi? O ayrılmak isteyince, istiklâl isteyince Rusya ona da homurdandı. İstemedi mi? Baltık ülkelerinden Estonya, Letonya, Litvanya, bunların üçü kopmadılar mı Sovyetler Birliği'nden?Baltık ülkelerinden Estonya, Letonya, Litvanya, bunların üçü kopmadılar mı Sovyetler Birliği'nden? Rusya onlara homurdanmadı mı? Saldırabildi mi? Saldıramadı. Neden? Rusya onlara homurdanmadı mı? Saldırabildi mi?

Saldıramadı.

Neden?

"Avrupalılar bu işe razı gelmez. Ben burada Avrupalılar bunları desteklerse baş edemem." dedi. "Avrupalılar bu işe razı gelmez. Ben burada Avrupalılar bunları desteklerse baş edemem." dedi.

Yazıklar olsun İslâm âlemine!Yazıklar olsun İslâm âlemine! Koca İslâm âleminden korkmuyor, müslümanlara saldırıyor!Koca İslâm âleminden korkmuyor, müslümanlara saldırıyor! Hem içeride müslümanlar var, onlardan korkmuyor.Hem içeride müslümanlar var, onlardan korkmuyor. Bugün Rusya Federasyonu'nda müslüman halk grupları var.Bugün Rusya Federasyonu'nda müslüman halk grupları var. Kazan Cumhuriyeti var, özerk cumhuriyeti. Daha başka Kafkaslar'da başka ülkeler var.Kazan Cumhuriyeti var, özerk cumhuriyeti. Daha başka Kafkaslar'da başka ülkeler var. Abazalar müslüman, Gürcülerin içinde müslümanlar var, Orta Asya müslümanları var, Abazalar müslüman, Gürcülerin içinde müslümanlar var, Orta Asya müslümanları var, daha başka müslümanlar var. Korkmuyor. Neden? daha başka müslümanlar var. Korkmuyor.

Neden?

Müslümanların İslâm'ı, Müslümanlığı zayıf, birbirlerini desteklemesi yok.Müslümanların İslâm'ı, Müslümanlığı zayıf, birbirlerini desteklemesi yok. Her birisi bir kuzu gibi teker teker boğazlanmak sırasını bekliyor. Her birisi bir kuzu gibi teker teker boğazlanmak sırasını bekliyor.

Yazıklar olsun Ümmet-i Muhammed'e! Yazıklar olsun yaşayan müslümanlara, yaşayan ölülere!Yazıklar olsun Ümmet-i Muhammed'e! Yazıklar olsun yaşayan müslümanlara, yaşayan ölülere! Hakkı desteklemiyor. Haktan yana bir tavır göstermiyorHakkı desteklemiyor. Haktan yana bir tavır göstermiyor veyahut çok zayıf bir reaksiyon gösteriyor. Veyahut karşı tarafı caydıracak bir şey göstermiyor. veyahut çok zayıf bir reaksiyon gösteriyor. Veyahut karşı tarafı caydıracak bir şey göstermiyor.

"Bugün bir ayrı Kürdistan kuracağız." diye müslüman kardeşlerimizin bir kısmını da"Bugün bir ayrı Kürdistan kuracağız." diye müslüman kardeşlerimizin bir kısmını da kandırarak yurt içinde, yurt dışında dünyanın kıyameti kopuyor.kandırarak yurt içinde, yurt dışında dünyanın kıyameti kopuyor. Eylemlere bakın, çeşitlerine bakın, görün. Sonuç ne, netice ne olacak? Eylemlere bakın, çeşitlerine bakın, görün. Sonuç ne, netice ne olacak?

İslâm âlemi Rusya'yı Sovyetler'e, Kafkasya'ya silah gönderemese bileİslâm âlemi Rusya'yı Sovyetler'e, Kafkasya'ya silah gönderemese bile Çeçenistan'a saldırmaktan caydıramaz mı? Caydırabilir, elinde imkân var. Ama Müslümanlığı zayıf. Çeçenistan'a saldırmaktan caydıramaz mı?

Caydırabilir, elinde imkân var. Ama Müslümanlığı zayıf.

Müslümanlar çok kusurlu, çok vebal altında;Müslümanlar çok kusurlu, çok vebal altında; devlet reisleri, milletler, ümmetler, fertler, hepsi vebal altında. Neden? devlet reisleri, milletler, ümmetler, fertler, hepsi vebal altında.

Neden?

Dinin özüne sahip değiller; mantığını, mantalitesini, zihniyetini,Dinin özüne sahip değiller; mantığını, mantalitesini, zihniyetini, aslını, esasını, özünü, temelini, ruhunu kavrayamamış. aslını, esasını, özünü, temelini, ruhunu kavrayamamış.

Sanıyor ki İslâm çok basit, çok küçük şeylerle oyalanıyor.Sanıyor ki İslâm çok basit, çok küçük şeylerle oyalanıyor. Eyüp Sultan camiine gidip kurban kesmekle işi bitireceğini sanıyor.Eyüp Sultan camiine gidip kurban kesmekle işi bitireceğini sanıyor. Başına tülden, şifondan altı görünen bir örtü örtüyor, saçı boyalı, eteği mini etekli, Başına tülden, şifondan altı görünen bir örtü örtüyor, saçı boyalı, eteği mini etekli, sosyetik kadın oraya gidiyor, orada bir kurban kesmekle bütün işler bitecek sanıyor.sosyetik kadın oraya gidiyor, orada bir kurban kesmekle bütün işler bitecek sanıyor. Bir Kadir gecesinde Süleymaniye camisinde mevlüt dinlemekle iş bitmez, muhterem kardeşlerim! Bir Kadir gecesinde Süleymaniye camisinde mevlüt dinlemekle iş bitmez, muhterem kardeşlerim!

İslâm hayat boyuncadır. İmtihan ölünceye kadardır. İnsan her anından sorumludur.İslâm hayat boyuncadır. İmtihan ölünceye kadardır. İnsan her anından sorumludur. Her yaptığı işten sorumludur. Her gününden sorumludur.Her yaptığı işten sorumludur. Her gününden sorumludur. Yaptıklarından sorumludur, bir de yapması gerektiği halde yapmadıklarından sorumludur. Yaptıklarından sorumludur, bir de yapması gerektiği halde yapmadıklarından sorumludur.

"Ben valla etliye sütlüye hiç dokunmadım." Dokunmadığın için de sorumlusun."Ben valla etliye sütlüye hiç dokunmadım."

Dokunmadığın için de sorumlusun.
Sen ne sanıyorsun? Etliye sütlüye dokunmayan cezasız mı kalır? Sen ne sanıyorsun? Etliye sütlüye dokunmayan cezasız mı kalır?

Etliye sütlüye dokunmadığın için de sorumlusun, yanlışı yaptığın için de sorumlusun,Etliye sütlüye dokunmadığın için de sorumlusun, yanlışı yaptığın için de sorumlusun, doğruyu yapmadığın için de sorumlusun. İslâm bu! doğruyu yapmadığın için de sorumlusun. İslâm bu!

Allah insanın yakasını bırakmıyor, muhterem kardeşlerim! Allah'ın kahrından kurtuluş yoktur.Allah insanın yakasını bırakmıyor, muhterem kardeşlerim! Allah'ın kahrından kurtuluş yoktur. Ya Allah'a samimi tam müslüman olacaksın, tam kul olacaksın; ya da Allah'ı kandıramazsın, Ya Allah'a samimi tam müslüman olacaksın, tam kul olacaksın; ya da Allah'ı kandıramazsın, başının çaresine bak, belanı bulursun.başının çaresine bak, belanı bulursun. Allahu Teâlâ hazretlerine yarım kulluk olmaz, dörtte bir kulluk olmaz. Allah'la pazarlık olmaz.Allahu Teâlâ hazretlerine yarım kulluk olmaz, dörtte bir kulluk olmaz. Allah'la pazarlık olmaz. "Ben senin şu ahkâmını beğendim, uygulayacağım da ötekisini yapmıyorum." diyemezsiniz."Ben senin şu ahkâmını beğendim, uygulayacağım da ötekisini yapmıyorum." diyemezsiniz. Derseniz müslüman olamazsınız. Derseniz müslüman olamazsınız. Allah'ın bir emrini içinizden inkâr edersiniz, kabul etmezseniz bir kere kâfir olursunuz.Allah'ın bir emrini içinizden inkâr edersiniz, kabul etmezseniz bir kere kâfir olursunuz. Yapmadığınız zaman da Allah'ın emrini yerine getirmediğiniz için fâsık olursunuz, münafık olursunuz. Yapmadığınız zaman da Allah'ın emrini yerine getirmediğiniz için fâsık olursunuz, münafık olursunuz.

"İnsanın gönlünde cihat arzusu, şevki, isteği, niyeti olmadan ölürse"İnsanın gönlünde cihat arzusu, şevki, isteği, niyeti olmadan ölürse münafıklıktan bir çeşit üzere ölür." diyor Peygamber Efendimiz. münafıklıktan bir çeşit üzere ölür." diyor Peygamber Efendimiz.

Tatlı canınızı korumak gayretiyle kendinizi münafık durumuna düşürmeyin.Tatlı canınızı korumak gayretiyle kendinizi münafık durumuna düşürmeyin. Canından, malından vazgeçmeden Allah'ın rızasını kazanmak olmaz, muhterem kardeşlerim! Canından, malından vazgeçmeden Allah'ın rızasını kazanmak olmaz, muhterem kardeşlerim! Her şeyini vereceksin. Sahabe-i kirâm Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'eHer şeyini vereceksin.

Sahabe-i kirâm Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e
fidâke ebî ve ümmî, "Anam babam sana feda olsun!" diyor muydu? Öyle olacak.fidâke ebî ve ümmî, "Anam babam sana feda olsun!" diyor muydu?

Öyle olacak.
Bu işin kaçamak noktası yoktur. Kaçamazsınız. Kaçarsanız felah da bulamazsınız. Bu işin kaçamak noktası yoktur. Kaçamazsınız. Kaçarsanız felah da bulamazsınız. Kaçtığınız zaman kâr da etmezsiniz. Geldiğiniz zaman, Allah'ın emrini dinlediğiniz zaman, Kaçtığınız zaman kâr da etmezsiniz. Geldiğiniz zaman, Allah'ın emrini dinlediğiniz zaman, Allah'ın yolunda yürüdüğünüz zaman kâr edersiniz. Dünya tersine dönmüştür.Allah'ın yolunda yürüdüğünüz zaman kâr edersiniz.

Dünya tersine dönmüştür.
İyi olan şeyler kötü sayılmaya başlanmıştır, kötü olan şeyler makbul olmuştur. İyi olan şeyler kötü sayılmaya başlanmıştır, kötü olan şeyler makbul olmuştur. Bu kıyamet alâmetidir. Fazilet olan şeyler makbul değil; rezalet olan şeyler makbul.Bu kıyamet alâmetidir. Fazilet olan şeyler makbul değil; rezalet olan şeyler makbul. Alçak olan insanlar baş tacı; âlâ, makbul, evliyâ olan insanlar ayaklar altında.Alçak olan insanlar baş tacı; âlâ, makbul, evliyâ olan insanlar ayaklar altında. Allah'ın kitabı çatır çatır çiğneniyor; küfrün ahkâmı şakır şakır, parıl parıl devam ediyor. Allah'ın kitabı çatır çatır çiğneniyor; küfrün ahkâmı şakır şakır, parıl parıl devam ediyor.

Bir de Türkiye'nin yüzde 99'u müslümanmış.Bir de Türkiye'nin yüzde 99'u müslümanmış. Bir de dünyadaki insanların yüzde 20'si, beşte biri müslümanmış. Ne biçim Müslümanlık?! Bir de dünyadaki insanların yüzde 20'si, beşte biri müslümanmış. Ne biçim Müslümanlık?!

Müslümanlığın biçimini öğrenmediği için böyle müslüman!Müslümanlığın biçimini öğrenmediği için böyle müslüman! Nüfus kağıdında müslüman; ama alimle irtibatı yok, ilimle irtibatı yok, dinini öğrenmemiş,Nüfus kağıdında müslüman; ama alimle irtibatı yok, ilimle irtibatı yok, dinini öğrenmemiş, namaz kılmayı bilmez, haramı bilmez, helali bilmez, bilir de yapmaz,namaz kılmayı bilmez, haramı bilmez, helali bilmez, bilir de yapmaz, yapmadığı zaman kimse kimseyi ikaz etmez. Öyle şey olur mu? yapmadığı zaman kimse kimseyi ikaz etmez. Öyle şey olur mu?

Herkes herkese yardım edecek. "Yapma kardeşim bunu." diyecek, "Bu yanlış." diyecek,Herkes herkese yardım edecek. "Yapma kardeşim bunu." diyecek, "Bu yanlış." diyecek, "Böyle yaparsan olmaz." diyecek. Herkes Allah'ın dinine hizmet etmeye çalışacak."Böyle yaparsan olmaz." diyecek.

Herkes Allah'ın dinine hizmet etmeye çalışacak.
Karısına söyleyecek, çocuğuna söyleyecek, gelinine söyleyecek, kızına söyleyecek,Karısına söyleyecek, çocuğuna söyleyecek, gelinine söyleyecek, kızına söyleyecek, "etme" diyecek, "eyleme" diyecek, "olmaz" diyecek, "yanlış" diyecek. Peşini bırakmayacak. "etme" diyecek, "eyleme" diyecek, "olmaz" diyecek, "yanlış" diyecek. Peşini bırakmayacak.

"Hocam 40 defa söyledim, dinlemedi." "Hocam 40 defa söyledim, dinlemedi."

O 40 defa dinlememekte sebat gösteriyor da sen niye bıkıyorsun?O 40 defa dinlememekte sebat gösteriyor da sen niye bıkıyorsun? O küfürde durmakta 40 defa inat ediyor da sen niye bıkıyorsun ya? O küfürde durmakta 40 defa inat ediyor da sen niye bıkıyorsun ya?

Sen de 40 defa söyleyeceksin, kırkbirinciyi de söyleyeceksin. Neden? Sen de 40 defa söyleyeceksin, kırkbirinciyi de söyleyeceksin.

Neden?

O madem ki yanlış yolda bıkmıyor, sen de doğru yolda bıkmayacaksın.O madem ki yanlış yolda bıkmıyor, sen de doğru yolda bıkmayacaksın. Çeşitli şekillerle uğraşacaksın, Allah'ın dinini yükselteceksin. Çeşitli şekillerle uğraşacaksın, Allah'ın dinini yükselteceksin.

"Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım." diyor Mehmet Âkif."Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım." diyor Mehmet Âkif. İslâm'da öyle aldırmamak, zulme ses çıkartmamak, vurdumduymazlık yoktur. İslâm'da öyle aldırmamak, zulme ses çıkartmamak, vurdumduymazlık yoktur.

Müslümanlar bir vücut gibidir. Ayağına diken batsa insan gece uykusuz kalıyor, ayağı zonkladığı zamanMüslümanlar bir vücut gibidir. Ayağına diken batsa insan gece uykusuz kalıyor, ayağı zonkladığı zaman uykusuzluğu bütün vücuda sirâyet ediyor.uykusuzluğu bütün vücuda sirâyet ediyor. Sadece parmakta kalmıyor, parmağının ucunda küçücük bir şeyden dolayı insanın uykusu kaçıyor,Sadece parmakta kalmıyor, parmağının ucunda küçücük bir şeyden dolayı insanın uykusu kaçıyor, ateşe düşüyor, ateşler içinde cayır cayır yanıyor. Neden? Vücut olduğu için. ateşe düşüyor, ateşler içinde cayır cayır yanıyor.

Neden?

Vücut olduğu için.

Müslümanlar da bir vücut gibidir. Hani birbirleriyle ilgisi? İlgi yok. Felç olmuştur.Müslümanlar da bir vücut gibidir.

Hani birbirleriyle ilgisi?

İlgi yok. Felç olmuştur.
Ayak, el, göz, kulak, dil çalışmıyor.Ayak, el, göz, kulak, dil çalışmıyor. İslâm âleminin varlığı, vücudu felçlidir, mefruştur, yatalaktır, bitkisel hayattadır. İslâm âleminin varlığı, vücudu felçlidir, mefruştur, yatalaktır, bitkisel hayattadır. Onun için yeryüzüne küfür hâkimdir, zulüm hâkimdir. Sırplar oradan saldırır,Onun için yeryüzüne küfür hâkimdir, zulüm hâkimdir. Sırplar oradan saldırır, Ermeniler buradan saldırır, Ruslar öbür yandan saldırır, içeriden birileri saldırır,Ermeniler buradan saldırır, Ruslar öbür yandan saldırır, içeriden birileri saldırır, dışarıdan birileri saldırır, aşağıdan birileri saldırır, yukarıdan birileri saldırır... Neden? dışarıdan birileri saldırır, aşağıdan birileri saldırır, yukarıdan birileri saldırır...

Neden?

Müslümanlar felçli olduğu için. Felçli vücuda herkes geliyor; kurtlar, çakallar, köpeklerMüslümanlar felçli olduğu için. Felçli vücuda herkes geliyor; kurtlar, çakallar, köpekler bir yerinden bir şey ısırıp koparıp götürmeye çalışıyor.bir yerinden bir şey ısırıp koparıp götürmeye çalışıyor. Çünkü yere düşmüştür, kendisini koruyacak enerjisi yoktur, felçlidir; Çünkü yere düşmüştür, kendisini koruyacak enerjisi yoktur, felçlidir; eli, ayağı, kafası çalışmıyor. Ondandır. Bunun yolu alimlere tâbi olmaktır.eli, ayağı, kafası çalışmıyor. Ondandır.

Bunun yolu alimlere tâbi olmaktır.
Ama milletin de bu işi anlayacak [hâli] yoktur.Ama milletin de bu işi anlayacak [hâli] yoktur. Millet heyecan peşindedir, heyecan ticaretindedir, olmadık işler peşindedir. Millet heyecan peşindedir, heyecan ticaretindedir, olmadık işler peşindedir.

Allah bizi nevm-i gafletten ikaz eylesin. Hadîs-i şerîftir;Allah bizi nevm-i gafletten ikaz eylesin.

Hadîs-i şerîftir;
"İnsanlar uykudadır, öldükleri zaman uyanacaklar." diyor Peygamber Efendimiz."İnsanlar uykudadır, öldükleri zaman uyanacaklar." diyor Peygamber Efendimiz. Gerçekleri o zaman görecekler. Firavun hayatındayken ne diyordu? Ene rabbükümü'l-a'lâ diyordu. Gerçekleri o zaman görecekler.

Firavun hayatındayken ne diyordu?

Ene rabbükümü'l-a'lâ diyordu.

Mâ alimtü leküm min ilâhin ğayrî diyordu.Mâ alimtü leküm min ilâhin ğayrî diyordu. "Ben sizin en yüce Rabbinizim, benden başka size bir ilah tanımıyorum." diyordu."Ben sizin en yüce Rabbinizim, benden başka size bir ilah tanımıyorum." diyordu. "Sizin ilahınız benim!" diyordu. Kavmini kendine taptırtıyordu."Sizin ilahınız benim!" diyordu. Kavmini kendine taptırtıyordu. Firavun "Tanrıyım" diyordu, tanrılık iddiasındaydı. Firavun "Tanrıyım" diyordu, tanrılık iddiasındaydı.

Bu adam zulüm yaptı, bebekleri kesti, adamları yok etti, kadınları bıraktı, yaşadı,Bu adam zulüm yaptı, bebekleri kesti, adamları yok etti, kadınları bıraktı, yaşadı, Musâ aleyhisselam'la mücadele etti, benî İsrail'i kovaladı, Kızıldeniz'in, deryanın kenarına geldiler,Musâ aleyhisselam'la mücadele etti, benî İsrail'i kovaladı, Kızıldeniz'in, deryanın kenarına geldiler, sonra kovaladıkları karşıya geçti, bu ordusuyla beraber denizin içinde boğulma durumuna geldi. Ne dedi? sonra kovaladıkları karşıya geçti, bu ordusuyla beraber denizin içinde boğulma durumuna geldi. Ne dedi?

Bismillâhirrahmânirrahîm. Hattâ izâ edrekehü'l-ğaraku kâleBismillâhirrahmânirrahîm.

Hattâ izâ edrekehü'l-ğaraku kâle
âmentü ennehû lâ ilâhe ille'llezî âmenet bihî benû isrâile ve ene mine'l-müslimîn dedi. âmentü ennehû lâ ilâhe ille'llezî âmenet bihî benû isrâile ve ene mine'l-müslimîn dedi.

Tam boğulacağı sırada ne demiş? Lâ ilâhe ille'llezî.Tam boğulacağı sırada ne demiş?

Lâ ilâhe ille'llezî.
"Benî İsrail'in kabul ettiği..." Âmenet bihî benû isrâil. ""Benî İsrail'in kabul ettiği..." Âmenet bihî benû isrâil. " Musa aleyhisselâm'ın söylediği, o benî İsrail'in ibadet ettiğiMusa aleyhisselâm'ın söylediği, o benî İsrail'in ibadet ettiği âlemlerin Rabbinden başka ilah olmadığına ben de inandım." dedi. Hattâ izâ edrekehü'l-ğaraku. âlemlerin Rabbinden başka ilah olmadığına ben de inandım." dedi.

Hattâ izâ edrekehü'l-ğaraku.

Boğulma anında ne dedi? "Ben de benî İsrail gibi inandım.Boğulma anında ne dedi?

"Ben de benî İsrail gibi inandım.
Benî İsrail'in inandığı âlemlerin Rabbine inandım. Musa aleyhisselâm'ın söylediği Rabbine inandım." dedi. Benî İsrail'in inandığı âlemlerin Rabbine inandım. Musa aleyhisselâm'ın söylediği Rabbine inandım." dedi.

Neden? Ölüm geldiğinden, gözden perdeler kalktığı için. İş ciddiyete bindiği için. Neden?

Ölüm geldiğinden, gözden perdeler kalktığı için. İş ciddiyete bindiği için.

İş ciddiyete bindiği zaman herkes gerçekleri anlayacak,İş ciddiyete bindiği zaman herkes gerçekleri anlayacak, gözünden perdeler kalkacak, anlayacak. O zaman uyanacaklar. Ama o zaman iş işten geçmiş olacak. gözünden perdeler kalkacak, anlayacak. O zaman uyanacaklar. Ama o zaman iş işten geçmiş olacak.

Bizim şimdi sözümüzü dinlerseniz faydası var. Ama ölüm anında uyanmanın faydası yok. Bizim şimdi sözümüzü dinlerseniz faydası var. Ama ölüm anında uyanmanın faydası yok.

Biz bu mantıkla hareket ettik diye, biz el-ulemâu veresetü'l-enbiyâ diye hareket ettik diyeBiz bu mantıkla hareket ettik diye, biz el-ulemâu veresetü'l-enbiyâ diye hareket ettik diye ihvânımızdan bir grup bizden koptu, ayrıldı. "Vay efendim..." diye...ihvânımızdan bir grup bizden koptu, ayrıldı. "Vay efendim..." diye... Biz ulemânın şanını, şerefini hadîs-i şerîfe göre [anlatmak] istedik diye...Biz ulemânın şanını, şerefini hadîs-i şerîfe göre [anlatmak] istedik diye... Onlarla hesabımız mahkeme-i kübrâdadır! Şurada birisi bir kağıt göndermiş.Onlarla hesabımız mahkeme-i kübrâdadır!

Şurada birisi bir kağıt göndermiş.
"Falanca tekkenin filanca adamları, hocaları bizim aleyhimize atmışlar, tutmuşlar...""Falanca tekkenin filanca adamları, hocaları bizim aleyhimize atmışlar, tutmuşlar..." Kimin nesi olduğunu okumuyorum. İftira etmişler, yalan söylemişler, atmışlar, tutmuşlar... Kimin nesi olduğunu okumuyorum. İftira etmişler, yalan söylemişler, atmışlar, tutmuşlar...

Dünya menfaati için âhirette tehlikeli olacak işler yapılmaz, muhterem kardeşlerim!Dünya menfaati için âhirette tehlikeli olacak işler yapılmaz, muhterem kardeşlerim! Bunlar akıllıca işler değildir, çocukça işlerdir. Bunlar akıllıca işler değildir, çocukça işlerdir. Ama görün ki "erbâb-ı tarîkim" diyen insanlar bile menfaat kaygısı ile,Ama görün ki "erbâb-ı tarîkim" diyen insanlar bile menfaat kaygısı ile, rekabet kaygısı ile neler yapıyorlar... rekabet kaygısı ile neler yapıyorlar... Mücevherin kıymetini kuyumcu bilir de alimin kıymetini niye öteki alim bilmez, alimse? Mücevherin kıymetini kuyumcu bilir de alimin kıymetini niye öteki alim bilmez, alimse?

Bilmiyor da aleyhinde konuşuyorsa demek ki alim değildir; cahildir, zalimdir! Bilmiyor da aleyhinde konuşuyorsa demek ki alim değildir; cahildir, zalimdir!

Dünya menfaatine âhiret satılır mı? Rekabet için yalan yanlış iş söylenir mi? Dünya menfaatine âhiret satılır mı? Rekabet için yalan yanlış iş söylenir mi?

Gelelim ikinci hadîs-i şerîfe... Bu hadîs-i şerîf yeter aslında.Gelelim ikinci hadîs-i şerîfe... Bu hadîs-i şerîf yeter aslında. Bunun üzerinde 40 dakikadır da konuşuyoruz. Ama bu hadîs-i şerîf çok mühimdir.Bunun üzerinde 40 dakikadır da konuşuyoruz. Ama bu hadîs-i şerîf çok mühimdir. İşin özüdür, aslıdır. İlim işin aslı, özüdür, esasıdır. Önemli olduğu için konuşuyoruz.İşin özüdür, aslıdır. İlim işin aslı, özüdür, esasıdır. Önemli olduğu için konuşuyoruz. Çünkü önemli bir sözü kısaca söyler geçersen lafın arasında boğulur gider.Çünkü önemli bir sözü kısaca söyler geçersen lafın arasında boğulur gider. Millet "Cebrail'in kanadında kaç tane tüy var?" diye merak ediyor,Millet "Cebrail'in kanadında kaç tane tüy var?" diye merak ediyor, onun peşine düşüyor da dininin ana direği en mühim meseleleri atlıyor.onun peşine düşüyor da dininin ana direği en mühim meseleleri atlıyor. Ve kendisi takvâ yolunda da gıybetten, iftiradan utanmıyor, korkmuyor.Ve kendisi takvâ yolunda da gıybetten, iftiradan utanmıyor, korkmuyor. Güya takvâ yolunun yolcusu, bu ne biçim iş?! Güya takvâ yolunun yolcusu, bu ne biçim iş?!

Önemli olduğu için bu [konunun] üzerinde çok durduk.Önemli olduğu için bu [konunun] üzerinde çok durduk. Bunun önemini siz de anlayın, kavrayın. Buna göre dikkat edin, hareketinizi ayarlayın. Bunun önemini siz de anlayın, kavrayın. Buna göre dikkat edin, hareketinizi ayarlayın. Allah'ın rızasını kazanmaya gayret edin. Allah'ın rızasını kazanmaya gayret edin.

Ükfülû lî bi-sitti hisâlin ve ekfülü leküm bi'l-cenneti:Ükfülû lî bi-sitti hisâlin ve ekfülü leküm bi'l-cenneti: "Siz bana altı şeyle garanti verin, yapacağınızı garantileyin, söz verin;"Siz bana altı şeyle garanti verin, yapacağınızı garantileyin, söz verin; ben de size cenneti garantileyeyim,ben de size cenneti garantileyeyim, cennete girersiniz diye size garanti verebilirim." diyor Peygamber Efendimiz. Bu altı şey nedir? cennete girersiniz diye size garanti verebilirim." diyor Peygamber Efendimiz.

Bu altı şey nedir?

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem sıralıyor: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem sıralıyor:

es-Salâti ve'z-zekâti ve'l-emâneti ve'l-ferci ve'l-batni ve'l-lisâni. es-Salâti ve'z-zekâti ve'l-emâneti ve'l-ferci ve'l-batni ve'l-lisâni.

Bu hadîs-i şerîf Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten. Efendimiz her şeyi çok kısa söyler.Bu hadîs-i şerîf Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten.

Efendimiz her şeyi çok kısa söyler.
Cenneti kazanmamıza sebep olacak altı şeyi söylüyor. Bir çırpıda söyleniyor.Cenneti kazanmamıza sebep olacak altı şeyi söylüyor. Bir çırpıda söyleniyor. Kısaca altı tane şey: "Namaz, zekât, emanet, namus, mide, dil." diyor. Kısaca altı tane şey: "Namaz, zekât, emanet, namus, mide, dil." diyor. Ne olduğunu açıklayacağım. Altı şeyi sayıyor, kolay, ezberleyebilirsiniz. Ne olduğunu açıklayacağım. Altı şeyi sayıyor, kolay, ezberleyebilirsiniz. Namaz, zekât, emanet, namus, karın, lisan. Namaz, zekât, emanet, namus, karın, lisan.

"Altı şeyi garantileyin, bu hususta Allah'ın emrine uygun davranacağınızı söyleyin,"Altı şeyi garantileyin, bu hususta Allah'ın emrine uygun davranacağınızı söyleyin, garanti edin, öyle davranın; ben de sizin cennete gireceğinizi garanti ediyorum." buyuruyor garanti edin, öyle davranın; ben de sizin cennete gireceğinizi garanti ediyorum." buyuruyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri. Allah şefaatine nâil eylesin. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri.

Allah şefaatine nâil eylesin.

İlk önce namazı söylemiş. Başka bir zaman da Peygamber Efendimiz'e; İlk önce namazı söylemiş. Başka bir zaman da Peygamber Efendimiz'e;

"Amellerin en faziletlisi hangisidir?" diye sordular. "Amellerin en faziletlisi hangisidir?" diye sordular.

"Vaktinde kılınan namazdır." dedi. Namaz çok önemlidir. "Vaktinde kılınan namazdır." dedi.

Namaz çok önemlidir.

"Ben müslümanım ama hocam, namazda kusurluyum." Öyle şey olmaz!"Ben müslümanım ama hocam, namazda kusurluyum."

Öyle şey olmaz!
Namaz çok önemli. Namaz dinin direğidir. Namaz olmadı mı din yerlere serilir.Namaz çok önemli. Namaz dinin direğidir. Namaz olmadı mı din yerlere serilir. Namaz dinin direğidir. Çünkü namaz çok önemlidir, çok faydalıdır. Millet namazı bilmiyor.Namaz dinin direğidir. Çünkü namaz çok önemlidir, çok faydalıdır.

Millet namazı bilmiyor.
Çünkü millet namazı jimnastik hareketleri gibi yapıyor; Çünkü millet namazı jimnastik hareketleri gibi yapıyor; bir, iki, üç, dört, sağ, sol, ön, arka, bir, iki, üç, dört…bir, iki, üç, dört, sağ, sol, ön, arka, bir, iki, üç, dört… Sabahleyin aerobik yapıyormuş gibi veya jimnastik meydanındaSabahleyin aerobik yapıyormuş gibi veya jimnastik meydanında 19 Mayıs'ta jimnastik yapıyormuş gibi namazı öyle kılıyor.19 Mayıs'ta jimnastik yapıyormuş gibi namazı öyle kılıyor. Allahu ekber, semiallâhu li-men hamideh, rabbenâ ve leke'l-hamd,Allahu ekber, semiallâhu li-men hamideh, rabbenâ ve leke'l-hamd, es-selâmu aleyküm ve rahmetullah, esselâmu aleyküm ve rahmetullah... İşi rekor hızda bitiriyor.es-selâmu aleyküm ve rahmetullah, esselâmu aleyküm ve rahmetullah... İşi rekor hızda bitiriyor. Sen ne anladın bu namazdan? Namaz bu değil! Sen ne anladın bu namazdan?

Namaz bu değil!

Namaz; kulun Allah'ın divanına, dergâhına kabul olunması olayı, kabul merasimi; ciddi iş.Namaz; kulun Allah'ın divanına, dergâhına kabul olunması olayı, kabul merasimi; ciddi iş. Reisicumhurun huzuruna gitmek ne kadar ciddi iş, bir düşün.Reisicumhurun huzuruna gitmek ne kadar ciddi iş, bir düşün. Valinin yanına gitmek ne kadar ciddi, bir düşün. Mahkemeye çıkmak... Valinin yanına gitmek ne kadar ciddi, bir düşün. Mahkemeye çıkmak... Mahkemede hakim sanığı, suçluyu nasıl azarlar;Mahkemede hakim sanığı, suçluyu nasıl azarlar; "Ayakta dur! Ellerini [indir!]" Hadi hakimle oturarak konuşsun bakalım. Yapamaz."Ayakta dur! Ellerini [indir!]" Hadi hakimle oturarak konuşsun bakalım. Yapamaz. Allahu ekber diye dergâh-ı ilâhîye dahil oluyor, kabul olunuyor ve hitâb-ı ilâhîye mazhar oluyor,Allahu ekber diye dergâh-ı ilâhîye dahil oluyor, kabul olunuyor ve hitâb-ı ilâhîye mazhar oluyor, Allah'a hitap etmeye me'zun oluyor. Allah'ı tesbih ediyor;Allah'a hitap etmeye me'zun oluyor. Allah'ı tesbih ediyor; sübhâneke'llâhümme ve bi-hamdik diye başlıyor. sübhâneke'llâhümme ve bi-hamdik diye başlıyor. el-Hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn diye Allah'a niyazını arz ediyor. Oyuncak değil bu.el-Hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn diye Allah'a niyazını arz ediyor. Oyuncak değil bu. Namaz çok önemli bir olay! Ama millet Arapça bilmiyor, namazın ruhunu kavramamış,Namaz çok önemli bir olay!

Ama millet Arapça bilmiyor, namazın ruhunu kavramamış,
namazın önemini anlamamış, ne kadar mühim bir iş yaptığının farkında değil.namazın önemini anlamamış, ne kadar mühim bir iş yaptığının farkında değil. Farkında olmayınca Allah da onlardan yüz çeviriyor.Farkında olmayınca Allah da onlardan yüz çeviriyor. Allah bir kulu divanına geldiği zaman, Allah bir kulu divanına geldiği zaman, Allahu ekber deyip namaza divana durduğu zaman ona teveccüh eder.Allahu ekber deyip namaza divana durduğu zaman ona teveccüh eder. Ama kul namazda gönlünü başka şeylere kaydırırsa, "Bakkaldan neler alacaktım?Ama kul namazda gönlünü başka şeylere kaydırırsa, "Bakkaldan neler alacaktım? Tüh sabahleyin şunu unuttum, hay Allah, vergiyi yatıracaktım yatırmadım..."Tüh sabahleyin şunu unuttum, hay Allah, vergiyi yatıracaktım yatırmadım..." Bütün dünya işleri namazda kafasına hücum ediyor. Zaten Arapça da bilmiyor.Bütün dünya işleri namazda kafasına hücum ediyor. Zaten Arapça da bilmiyor. Sühâneke ne demek, Allahuekber ne demek, Fâtiha ne demek, okuduğuSühâneke ne demek, Allahuekber ne demek, Fâtiha ne demek, okuduğu sûrelerin mânasını, Arapça da bilmiyor, bilmediği için iş tekerleme tarzında oluyor.sûrelerin mânasını, Arapça da bilmiyor, bilmediği için iş tekerleme tarzında oluyor. Şuuru da müsait değil; böylece aklına birçok şey hücum ediyor, namazı güzel kılamıyor.Şuuru da müsait değil; böylece aklına birçok şey hücum ediyor, namazı güzel kılamıyor. Bir kere buradan kaybediyor. Namazı kılmayınca kaybediyor. Namazı gafletle kılınca kaybediyor. Bir kere buradan kaybediyor. Namazı kılmayınca kaybediyor. Namazı gafletle kılınca kaybediyor. Çünkü bir hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz; "Allah, huzuruna girdiği haldeÇünkü bir hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz; "Allah, huzuruna girdiği halde gönlünü başka yerlere dağıtan insanlardan yüz çevirir." diyor. gönlünü başka yerlere dağıtan insanlardan yüz çevirir." diyor.

Bir hükümdarın salonuna girmişsin, karşıdan hükümdarın tahtına doğru geliyorsun,Bir hükümdarın salonuna girmişsin, karşıdan hükümdarın tahtına doğru geliyorsun, hükümdar da sana bakıyor. Ama sen tam yarı yolda durup yandaki askerlerle, hükümdar da sana bakıyor. Ama sen tam yarı yolda durup yandaki askerlerle, eşyalarla, perdelerle, kumaşlarla; "Vay be, amma antika kumaşlar var burada ya!eşyalarla, perdelerle, kumaşlarla; "Vay be, amma antika kumaşlar var burada ya! Allah Allah, şu askerin kılıcına bak, şekline bak..." Allah Allah, şu askerin kılıcına bak, şekline bak..." Hükümdar orada sana bakıyor, sen yarı yolda oyalanmışsın, başka şeyle meşgul oluyorsun.Hükümdar orada sana bakıyor, sen yarı yolda oyalanmışsın, başka şeyle meşgul oluyorsun. O zaman "Atın bunu dışarı!" der. O zaman "Atın bunu dışarı!" der.

Allahu Teâlâ hazretleri de divanına giren bir kul gönlünü başka şeylere takınca,Allahu Teâlâ hazretleri de divanına giren bir kul gönlünü başka şeylere takınca, dağıtınca o zaman Allah ondan yüz çeviriyor. Teveccüh etmişken, yönelmişken yüz çeviriyor. dağıtınca o zaman Allah ondan yüz çeviriyor. Teveccüh etmişken, yönelmişken yüz çeviriyor.

Onun için millet namazdan bir tat almıyor. Halbuki Peygamber Efendimiz;Onun için millet namazdan bir tat almıyor. Halbuki Peygamber Efendimiz; "Namaz gözümün bebeği, gözümün şenliği, serinliği." diyor. Kurretu aynî fi's-salâh. "Namaz gözümün bebeği, gözümün şenliği, serinliği." diyor. Kurretu aynî fi's-salâh. "Gözümün şenliği namazda." diyor. Namazı anlayamayan İslâm'ı anlayamamıştır."Gözümün şenliği namazda." diyor.

Namazı anlayamayan İslâm'ı anlayamamıştır.
Namazdan zevk alamayan İslâm'ı tam kavrayamamıştır.Namazdan zevk alamayan İslâm'ı tam kavrayamamıştır. Namazı kılmak için can atmayan, namazı kılmak için içinde bir aşk olmayan,Namazı kılmak için can atmayan, namazı kılmak için içinde bir aşk olmayan, namaza aşk ile şevk ile gelmeyen çok geri durumdadır. Belki ileride olur. namaza aşk ile şevk ile gelmeyen çok geri durumdadır. Belki ileride olur. Allah olgunlaştırsın, ilerletsin. Ama bu bir göstergedir; çok eksik, çok kusurlu demektir. Önce namaz! Allah olgunlaştırsın, ilerletsin. Ama bu bir göstergedir; çok eksik, çok kusurlu demektir. Önce namaz!

Namaz beş vakit insanı yıkar, temizler, pırıl pırıl eder, pak eder.Namaz beş vakit insanı yıkar, temizler, pırıl pırıl eder, pak eder. Namaz çok önemli bir ibadet ve namazı usûlüyle kıldığı zaman bir insan,Namaz çok önemli bir ibadet ve namazı usûlüyle kıldığı zaman bir insan, her gün Allah'ın divanına çıkan Allah'ın yakın kulu olur. Kimin yanına insan günde beş defa gidebiliyor? her gün Allah'ın divanına çıkan Allah'ın yakın kulu olur. Kimin yanına insan günde beş defa gidebiliyor?

Babasının yanına bile gidemez. "Eeh!" der. Kimin yanına gitse; "Çok oldun ya!" der.Babasının yanına bile gidemez. "Eeh!" der. Kimin yanına gitse; "Çok oldun ya!" der. Peygamber Efendimiz; "Seyrek ziyaret et, sevgin çok olur." buyurmuş. Peygamber Efendimiz; "Seyrek ziyaret et, sevgin çok olur." buyurmuş. Fazla girip çıkmak herkesin hoşuna da gitmez. Ama Mevlâmız'ın hoşuna gidiyor. Fazla girip çıkmak herkesin hoşuna da gitmez. Ama Mevlâmız'ın hoşuna gidiyor.

Mevlâmız kendisine dua etmeyi seviyor, istenmesini seviyor; istenmemesine gazap ediyor.Mevlâmız kendisine dua etmeyi seviyor, istenmesini seviyor; istenmemesine gazap ediyor. Fesübhanallah! Dünya zenginleri istendikçe kızarlar; bir kere istersin sabreder,Fesübhanallah! Dünya zenginleri istendikçe kızarlar; bir kere istersin sabreder, ikincide sabreder, üçüncüde sabreder, dördüncüde yüzü kızarmaya başlar, ikincide sabreder, üçüncüde sabreder, dördüncüde yüzü kızarmaya başlar, beşincide nefesi değişmeye başlar, altıncıda istediğin zaman nihayet bir yerde bir patlar;beşincide nefesi değişmeye başlar, altıncıda istediğin zaman nihayet bir yerde bir patlar; -sabrına göre kaçıncıda patlayacaksa- "Eeh! Yahu benden başka isteyecek adam yok mu?-sabrına göre kaçıncıda patlayacaksa- "Eeh! Yahu benden başka isteyecek adam yok mu? Git biraz da başka yerden iste!" der, kovar. Allah öyle yapmıyor.Git biraz da başka yerden iste!" der, kovar. Allah öyle yapmıyor. İstedikçe veriyor, istedikçe seviyor ve istemeyene gazap ediyor. İstedikçe veriyor, istedikçe seviyor ve istemeyene gazap ediyor.

Men lem yed'ullâhe ğadiba'llâhu aleyhi. Arapça bilenler bilirler, mânası açık,Men lem yed'ullâhe ğadiba'llâhu aleyhi. Arapça bilenler bilirler, mânası açık, hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz; "Allah'a dua etmeyene Allah gazap eder." diyor. hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz; "Allah'a dua etmeyene Allah gazap eder." diyor. Dua etmeyene gazap eder, kızar! "Vay edepsiz vay, bir şey bile istemiyor benden!"Dua etmeyene gazap eder, kızar! "Vay edepsiz vay, bir şey bile istemiyor benden!" O zaman Allah kızıyor. O zaman Allah kızıyor.

Allah huzuruna çok geleni seviyor, namaza çok geleni seviyor.Allah huzuruna çok geleni seviyor, namaza çok geleni seviyor. Dünya insanları bıkar. Allah çok geleni seviyor. Dünya insanları bıkar. Allah çok geleni seviyor.

Namazı sevemeyen İslâm'dan bir şey anlamamıştır, anlayamamıştır. Hâlini düzeltsin.Namazı sevemeyen İslâm'dan bir şey anlamamıştır, anlayamamıştır. Hâlini düzeltsin. Kırmızı ışıklar yanıyor demektir, bir bozukluk var demektir. Kendini düzeltsin. Namazı sevecek.Kırmızı ışıklar yanıyor demektir, bir bozukluk var demektir. Kendini düzeltsin. Namazı sevecek. Namazı zorla kılmak olmaz, iterek kılmak olmaz, baba zoruyla kılmak olmaz, koca zoruyla kılmak olmaz. Namazı zorla kılmak olmaz, iterek kılmak olmaz, baba zoruyla kılmak olmaz, koca zoruyla kılmak olmaz.

Babası evli kızının evine geliyormuş veyahut aynı evde oturuyorlarmış, odaları farklı,Babası evli kızının evine geliyormuş veyahut aynı evde oturuyorlarmış, odaları farklı, sabahleyin kapıyı çalıyormuş... Kapalı ya, karı koca ayrı yatak odasında yattıkları için...sabahleyin kapıyı çalıyormuş... Kapalı ya, karı koca ayrı yatak odasında yattıkları için... Baba abdest alıyormuş, camiye gidecek, kapıyı çalıyormuş, kızına; "Kızım namaza kalkın!" [diyormuş.] Baba abdest alıyormuş, camiye gidecek, kapıyı çalıyormuş, kızına; "Kızım namaza kalkın!" [diyormuş.] Gülerek anlatıyorlar. Ağlanacak bir şey, gülünecek bir şey değil.Gülerek anlatıyorlar. Ağlanacak bir şey, gülünecek bir şey değil. Kız yatakta, babası kapıyı 'tık tık' çaldığı için uyanıyor, şeytan şöyle diyormuş;Kız yatakta, babası kapıyı 'tık tık' çaldığı için uyanıyor, şeytan şöyle diyormuş; "es-Selâmu aleyküm ve rahmetullah, es-selâmu aleyküm ve rahmetullah. "es-Selâmu aleyküm ve rahmetullah, es-selâmu aleyküm ve rahmetullah. Tamam tamam babacığım…" Yalan! Yatakta es-selâmu aleyküm ve rahmetullah diyor. Yalan!Tamam tamam babacığım…" Yalan! Yatakta es-selâmu aleyküm ve rahmetullah diyor. Yalan! Sanki kalkmış da namazdaymış da kapıyı çaldığı sırada namazda olduğundan açamamış gibi yapıyor. Sanki kalkmış da namazdaymış da kapıyı çaldığı sırada namazda olduğundan açamamış gibi yapıyor.

Peki babanı kandırdın ama Allah'ı kandırabilir misin? Hâlin ne olacak? Peki babanı kandırdın ama Allah'ı kandırabilir misin? Hâlin ne olacak?

Namazı sevememiş. Demek ki babası ona namazı da aşılayamamış.Namazı sevememiş. Demek ki babası ona namazı da aşılayamamış. Bu da babaların talihsizliğidir, belki vebalidir, belki kusurudur. Çocuğuna namazı sevdirecek.Bu da babaların talihsizliğidir, belki vebalidir, belki kusurudur.

Çocuğuna namazı sevdirecek.
"Çocuğunuzu Kur'ân-ı Kerîm sevgisiyle, Resûlullah sevgisiyle yetiştirin." diyor Peygamber Efendimiz."Çocuğunuzu Kur'ân-ı Kerîm sevgisiyle, Resûlullah sevgisiyle yetiştirin." diyor Peygamber Efendimiz. Yetiştiremedin; sorumluluk senin. Yetiştirmek sorumluluğu sana verilmiş olduğu için,Yetiştiremedin; sorumluluk senin. Yetiştirmek sorumluluğu sana verilmiş olduğu için, yetiştirmeyince, sonuç almayınca da sorumluluk senin, benim, hepimizin, çocuk sahibi herkesin.yetiştirmeyince, sonuç almayınca da sorumluluk senin, benim, hepimizin, çocuk sahibi herkesin. Bir insanın çocuğu namaz kılmıyorsa, namazı sevmiyorsa, iyi müslüman değilse vebali kimindir? Bir insanın çocuğu namaz kılmıyorsa, namazı sevmiyorsa, iyi müslüman değilse vebali kimindir?

Yetiştirenindir. Yetiştirememiştir, bu işi başaramamıştır. Yetiştirenindir. Yetiştirememiştir, bu işi başaramamıştır.

Onun için çocuklarımızı iyi yetiştirmeye dikkat edelim. Onun için çocuklarımızı iyi yetiştirmeye dikkat edelim.

"Altı şeyi garanti edin, ben de size cenneti garanti edeyim." "Altı şeyi garanti edin, ben de size cenneti garanti edeyim."

Bir; namaz. Bilmiyorum, bu birinci şarttan kaç kişi geçer? Tamam, biz namaz ehliyiz, kılıyoruz. Bir; namaz. Bilmiyorum, bu birinci şarttan kaç kişi geçer?

Tamam, biz namaz ehliyiz, kılıyoruz.

Ve'z-zekâti. İkincisi zekât. Muhterem kardeşlerim! Ve'z-zekâti. İkincisi zekât.

Muhterem kardeşlerim!

Allah celle celâlühû size varlık vermiş, imkân vermiş, mal vermiş, mülk vermiş, hepsini Allah vermiş;Allah celle celâlühû size varlık vermiş, imkân vermiş, mal vermiş, mülk vermiş, hepsini Allah vermiş; kırkta birini istiyor. "Benim verdiğimin 39 tanesi sende kalsın, bir tanesini fakir kardeşine ver." diyor. kırkta birini istiyor. "Benim verdiğimin 39 tanesi sende kalsın, bir tanesini fakir kardeşine ver." diyor. Kendisi ona verir, vermeye kâdir; ama seni imtihan ediyor, Kendisi ona verir, vermeye kâdir; ama seni imtihan ediyor, seni cömertliğe alıştırmak istiyor, seni terbiye etmek istiyor.seni cömertliğe alıştırmak istiyor, seni terbiye etmek istiyor. "39 tanesi sende kalsın, kırkta birini de şu fakir kardeşine ver."39 tanesi sende kalsın, kırkta birini de şu fakir kardeşine ver. Yazık, perişan, bak ağlıyor, inliyor." diyor. "Sen rahatsın, sen sıcaktasın, o titriyor." diyor.Yazık, perişan, bak ağlıyor, inliyor." diyor. "Sen rahatsın, sen sıcaktasın, o titriyor." diyor. "Sen toksun, o aç." diyor. "Sen sevinçlisin, o ağlıyor." diyor. "Ver ona." diyor. Birçok kimse vermiyor. "Sen toksun, o aç." diyor. "Sen sevinçlisin, o ağlıyor." diyor. "Ver ona." diyor. Birçok kimse vermiyor.

Bir insan malının zekâtını vermiyorsa cimridir, pintidir. Bir insan malının zekâtını vermiyorsa cimridir, pintidir. Cimrilikten, pintilikten, bu kötü sıfattan paçayı yakayı sıyırmanın asgarî seviyesi zekâtı vermektir.Cimrilikten, pintilikten, bu kötü sıfattan paçayı yakayı sıyırmanın asgarî seviyesi zekâtı vermektir. Maddî fedakârlık olmadan olmuyor. Çünkü para olmadan hizmetler yürümüyor. Maddî fedakârlık olmadan olmuyor. Çünkü para olmadan hizmetler yürümüyor. Peygamber Efendimiz'in zamanında da öyleydi. Ordu teçhiz edilecek; Peygamber Efendimiz'in zamanında da öyleydi. Ordu teçhiz edilecek; at, deve, silah, zırh, ok, kılıç alınacak; her şey para. Onun için zengin parasını Allah yoluna verecek. at, deve, silah, zırh, ok, kılıç alınacak; her şey para. Onun için zengin parasını Allah yoluna verecek.

Kırkta bir de sınır değildir. Evet sınırdır ama alt sınırdır.Kırkta bir de sınır değildir. Evet sınırdır ama alt sınırdır. Kırkta birini verecek, kırkta ikisini verse daha iyi olur, kırkta üçünü verse daha iyi olur,Kırkta birini verecek, kırkta ikisini verse daha iyi olur, kırkta üçünü verse daha iyi olur, kırkta beşini verse daha iyi olur, kırkta yirmisini verse daha iyi olur, kırkta otuzunu, kırkını verse,kırkta beşini verse daha iyi olur, kırkta yirmisini verse daha iyi olur, kırkta otuzunu, kırkını verse, kırkta otuz dokuzunu verse de kırkta biri kendisinde kalsa daha iyi olur. kırkta otuz dokuzunu verse de kırkta biri kendisinde kalsa daha iyi olur.

Mesela Amerika'da devlet zenginden fabrikatörden vergi alıyormuş, ne kadar alıyormuş? Mesela Amerika'da devlet zenginden fabrikatörden vergi alıyormuş, ne kadar alıyormuş?

Kazancının yüzde 80 [küsurunu] alıyormuş. Yüzde 80 bayağı büyük bir miktar. Kazancının yüzde 80 [küsurunu] alıyormuş. Yüzde 80 bayağı büyük bir miktar. Yani kırkta 30 küsurunu alıyor. Amerika onun için zengin, onun için silah alıyor,Yani kırkta 30 küsurunu alıyor. Amerika onun için zengin, onun için silah alıyor, silah yapıyor, âleti var, edavâtı var, füze gönderiyor... Devlet bu kadar alıyor. silah yapıyor, âleti var, edavâtı var, füze gönderiyor... Devlet bu kadar alıyor. Dinimiz ne kadar vermeyi emrediyor? Yüzde 2,5! Yüzde 80 nerede, yüzde 2,5 nerede?Dinimiz ne kadar vermeyi emrediyor?

Yüzde 2,5!

Yüzde 80 nerede, yüzde 2,5 nerede?
Devletin hangi vergisi böyle bu kadar azdır? Allah yolunda biraz para vereceksin.Devletin hangi vergisi böyle bu kadar azdır?

Allah yolunda biraz para vereceksin.
Bir de bizim şimdi vakıflarımız var.Bir de bizim şimdi vakıflarımız var. Ben bu işin işleme tarzını, şeklini, şemâilini biliyorum muhterem kardeşlerim.Ben bu işin işleme tarzını, şeklini, şemâilini biliyorum muhterem kardeşlerim. Hem zekât vereceksin, bir, "Bu zekâtım." diyeceksin; hem de serbest para vereceksin, Hem zekât vereceksin, bir, "Bu zekâtım." diyeceksin; hem de serbest para vereceksin, "Al, bu da serbest hayır. Bunu nerede istersen kullan." diyeceksin."Al, bu da serbest hayır. Bunu nerede istersen kullan." diyeceksin. Çünkü zekât her yere kullanılmıyor. Açın Büyük İslâm İlmihali'ni, yazar: Zekât camiye verilemez. Çünkü zekât her yere kullanılmıyor. Açın Büyük İslâm İlmihali'ni, yazar: Zekât camiye verilemez.

Cami Allah yolu? Olsun. Zekât ölüye verilemez. Din "Onu başka yerden karşılasınlar." diyor.Cami Allah yolu?

Olsun.

Zekât ölüye verilemez. Din "Onu başka yerden karşılasınlar." diyor.
Zekât fukarânın hakkı; şunların, şunların, şunların hakkı. Ölüye verilemez, camiye verilemez.Zekât fukarânın hakkı; şunların, şunların, şunların hakkı. Ölüye verilemez, camiye verilemez. Türk Hava Kurumu'na olmaz. Türk Hava Kurumu'na hayrını yap. Çünkü müesseseye verilemez.Türk Hava Kurumu'na olmaz. Türk Hava Kurumu'na hayrını yap. Çünkü müesseseye verilemez. Partiye olmaz. Kişiye verilecek. Fukarânın hakkı. İlmihal kitaplarını açın, [okuyun.] Bu böyledir. Partiye olmaz. Kişiye verilecek. Fukarânın hakkı. İlmihal kitaplarını açın, [okuyun.] Bu böyledir.

"Başka mezhepte böyledir." diye mezhep değiştirmeye de lüzum yoktur."Başka mezhepte böyledir." diye mezhep değiştirmeye de lüzum yoktur. "Falanca mezhepte şöyleymiş." Allah'ın dinini keyfine göre de kullanmak iyi bir şey değildir. "Falanca mezhepte şöyleymiş." Allah'ın dinini keyfine göre de kullanmak iyi bir şey değildir.

Zekât iki. Namazı garanti ettik mi? Ettik, kılacağız. Zekâtı vereceğiz mi? Zekât iki.

Namazı garanti ettik mi?

Ettik, kılacağız.

Zekâtı vereceğiz mi?

Vereceğiz, iki. Ramazan'da vermek sevapmış, hazırlayın. Sonra; ve'l-emâneti.Vereceğiz, iki. Ramazan'da vermek sevapmış, hazırlayın.

Sonra; ve'l-emâneti.
Emanet ne demek? "Güvenilirlik" demek. İnsan emin, güvenilir olacak. Hain olmayacak.Emanet ne demek?

"Güvenilirlik" demek. İnsan emin, güvenilir olacak. Hain olmayacak.
Kendisine güvenen insanı arkasından hançerlemeyecek. Kendisine güvenen insanı arkasından hançerlemeyecek. Kasasını teslim etmiş insanın kasasından para çalmayacak.Kasasını teslim etmiş insanın kasasından para çalmayacak. Komşusunun malına, canına, ırzına göz dikmeyecek. Komşusunun malına, canına, ırzına göz dikmeyecek. Her bakımdan güvenilir insan olacak, emanete riayetkâr insan olacak. Her bakımdan güvenilir insan olacak, emanete riayetkâr insan olacak.

Muhterem kardeşlerim! Emanet sözü çok geniş bir söz. Buna kolayca bir karşılık da bulunamıyor. Muhterem kardeşlerim!

Emanet sözü çok geniş bir söz. Buna kolayca bir karşılık da bulunamıyor.

Emanet nedir? İnsanın canı insana emanettir. Emanet nedir? Akıl insana emanettir. Emanet nedir?

İnsanın canı insana emanettir.

Emanet nedir?

Akıl insana emanettir.

Emanet nedir? Din insana emanettir. Dindeki mükellefiyetler, sorumluluklar emanettir. Emanet nedir?

Din insana emanettir. Dindeki mükellefiyetler, sorumluluklar emanettir.

Onun için, emanet çok geniş olduğundan âyet-i kerîmede buyuruluyor ki: Bismillâhirrahmânirrahîm. Onun için, emanet çok geniş olduğundan âyet-i kerîmede buyuruluyor ki:

Bismillâhirrahmânirrahîm.

İnnâ aradne'l-emânete ale's-semâvâti ve'l-ardı ve'l-cibâli fe-ebeyne en yahmilnehâİnnâ aradne'l-emânete ale's-semâvâti ve'l-ardı ve'l-cibâli fe-ebeyne en yahmilnehâ ve eşfakne minhâ ve hamelehe'l-insân innehû kâne zalûmen cehûlâ. ve eşfakne minhâ ve hamelehe'l-insân innehû kâne zalûmen cehûlâ.

İnsan Arapça'yı bilince tüyleri diken diken oluyor! İnsan Arapça'yı bilince tüyleri diken diken oluyor!

"'Emaneti al.' diye semalara, yeryüzüne, dağlara teklif ettik, arz ettik..." "'Emaneti al.' diye semalara, yeryüzüne, dağlara teklif ettik, arz ettik..."

İnnâ aradnâ. "Arz ettik." el-Emânete. "Emaneti." Ale's-semâvâti. "Göklere." Ve'l-ardı. "Yeryüzüne."İnnâ aradnâ. "Arz ettik." el-Emânete. "Emaneti." Ale's-semâvâti. "Göklere." Ve'l-ardı. "Yeryüzüne." Ve'l-cibâli. "Dağlara." "Arz ettik; 'Alın şu emaneti.'" Fe-ebeyne en yahmilnehâ.Ve'l-cibâli. "Dağlara."

"Arz ettik; 'Alın şu emaneti.'"

Fe-ebeyne en yahmilnehâ.
"O emaneti omuzlarına yüklenmekten yan çizdiler, kabul edemediler." Ve eşfakne minhâ. "Korktular." "O emaneti omuzlarına yüklenmekten yan çizdiler, kabul edemediler." Ve eşfakne minhâ. "Korktular."

Şafak attı, ödleri patladı. Böyle söylersem anlarsınız. İnsan çok korktuğu zaman "ödü patladı" diyoruz. Şafak attı, ödleri patladı. Böyle söylersem anlarsınız. İnsan çok korktuğu zaman "ödü patladı" diyoruz.

Ve eşfakne minhâ. "Emanetten korktular, ödleri patladı." Ve hamelehe'l-insân.Ve eşfakne minhâ. "Emanetten korktular, ödleri patladı." Ve hamelehe'l-insân. "İnsanoğlu emaneti yüklendi." İnnehû kâne zalûmen cehûlâ."İnsanoğlu emaneti yüklendi." İnnehû kâne zalûmen cehûlâ. "Çünkü insanoğlu öyle zalimdir ki, öyle cahildir ki ne yüklendiğinin farkında değildir." Emanet nedir? "Çünkü insanoğlu öyle zalimdir ki, öyle cahildir ki ne yüklendiğinin farkında değildir."

Emanet nedir?

Dinî mükellefiyetlerdir. Mevlâmız Âdem aleyhisselâm'a "Emaneti alır mısın?" diye sordu.Dinî mükellefiyetlerdir.

Mevlâmız Âdem aleyhisselâm'a "Emaneti alır mısın?" diye sordu.
O da; "Nedir emanet, yâ Rabbi?" demiş. Tefsir kitaplarında okuyoruz. Demiş ki; O da;

"Nedir emanet, yâ Rabbi?" demiş.

Tefsir kitaplarında okuyoruz. Demiş ki;

"Allah'ın emirlerini tutarsan cennete gideceksin; emirleri tutmazsan cehenneme gideceksin." "Allah'ın emirlerini tutarsan cennete gideceksin; emirleri tutmazsan cehenneme gideceksin."

Bu durum. Emanet bu; dinî mükellefiyet. Âdem atamız aleyhisselam; "Tamam, kabul ettim." demiş. Bu durum. Emanet bu; dinî mükellefiyet.

Âdem atamız aleyhisselam; "Tamam, kabul ettim." demiş.

"Onu kabul ettim." demiş. Arkasından hemen kısa bir zaman sonra yasak ağaca yaklaşıp"Onu kabul ettim." demiş. Arkasından hemen kısa bir zaman sonra yasak ağaca yaklaşıp yasak meyveyi yemiş; ilk [hata.] Emanet bu kadar geniş bir şey. Emanet çok geniş bir kavram.yasak meyveyi yemiş; ilk [hata.]

Emanet bu kadar geniş bir şey. Emanet çok geniş bir kavram.
Din bir emanet demek. Akıl bir emanet demek. Evlat sana emanet.Din bir emanet demek. Akıl bir emanet demek. Evlat sana emanet. Can sana emanet. Vatan sana emanet. Bayrak sana emanet. Çocuklar sana emanet. Her şey emanet.Can sana emanet. Vatan sana emanet. Bayrak sana emanet. Çocuklar sana emanet. Her şey emanet. Emanete riayet, nasıl yapacağız bilmem? Bu üçüncü şartı kabulEmanete riayet, nasıl yapacağız bilmem? Bu üçüncü şartı kabul ediyoruz da nasıl yürüteceğiz? Namaz kolay. Zekât kolay; hadi cimriliği ezdik, zekâtı verdik.ediyoruz da nasıl yürüteceğiz?

Namaz kolay. Zekât kolay; hadi cimriliği ezdik, zekâtı verdik.
Nefsi ezdik, namazı kıldık. Emanet çok geniş. Nefsi ezdik, namazı kıldık. Emanet çok geniş. Dar mânasıyla, yani sana birisi bir şey emanet ettiği zaman vereceksin.Dar mânasıyla, yani sana birisi bir şey emanet ettiği zaman vereceksin. Emanet çok geniş bir şey. Allah emanete de riayetkâr olmayı, hürmetkâr olmayı nasip etsin.Emanet çok geniş bir şey.

Allah emanete de riayetkâr olmayı, hürmetkâr olmayı nasip etsin.
Hain etmesin. Güvenilip de güveni suistimal edenlerden olmamayı nasip etsin.Hain etmesin. Güvenilip de güveni suistimal edenlerden olmamayı nasip etsin. Mert, dürüst insan olmayı Allah cümlemize nasip etsin. Kasayı teslim ediyorsun, kasayı çalıyor.Mert, dürüst insan olmayı Allah cümlemize nasip etsin.

Kasayı teslim ediyorsun, kasayı çalıyor.
Tarlayı teslim ediyorsun, malı çalıyor. İşi teslim ediyorsun, sonunda işten seni tasfiye ediyor.Tarlayı teslim ediyorsun, malı çalıyor. İşi teslim ediyorsun, sonunda işten seni tasfiye ediyor. Acıyıp ortak olarak alıyorsun, işleri eviriyor çeviriyor, dolapları döndürüyor,Acıyıp ortak olarak alıyorsun, işleri eviriyor çeviriyor, dolapları döndürüyor, ondan sonra bakıyorsun seni işten atıyor. Üçüncüsü emanet. Dördüncüsü; ve'l-ferc. ondan sonra bakıyorsun seni işten atıyor.

Üçüncüsü emanet.

Dördüncüsü; ve'l-ferc.

Ferc, Arapça'da "seks" demek. Kelime mânası olarak ferc, "yarık" demek. Ferc, Arapça'da "seks" demek. Kelime mânası olarak ferc, "yarık" demek. Mesela "Gökyüzüne bak; hiç orada bir ferc, fürûc görecek misin?"Mesela "Gökyüzüne bak; hiç orada bir ferc, fürûc görecek misin?" Yani bir yarık var mı; kâinat, her şey gayet mükemmel yaratılmış. Yani bir yarık var mı; kâinat, her şey gayet mükemmel yaratılmış. Tabii bu söz bir de "tenasül âleti" mânasına kullanılmış, Tabii bu söz bir de "tenasül âleti" mânasına kullanılmış, oradan da genel olarak "seks" mânasına kullanılmış. oradan da genel olarak "seks" mânasına kullanılmış.

Burada "Ferc konusunda da garanti veriyor musun?" demek,Burada "Ferc konusunda da garanti veriyor musun?" demek, yani "Namusunu koruyacak mısın, korumayacak mısın?yani "Namusunu koruyacak mısın, korumayacak mısın? Seks bakımından iyi dürüst bir insan olabilecek misin; yoksa ırz düşmanı, namus düşmanı,Seks bakımından iyi dürüst bir insan olabilecek misin; yoksa ırz düşmanı, namus düşmanı, ırzı, namusunu korumayan bir edepsiz, fahişe, deyyus [mu olacaksın?]" ırzı, namusunu korumayan bir edepsiz, fahişe, deyyus [mu olacaksın?]"

Bunların hepsi dinî bakımdan namus kusurunun ismidir; fahişelik, deyyusluk...Bunların hepsi dinî bakımdan namus kusurunun ismidir; fahişelik, deyyusluk... Deyyus, "karısını kıskanmayan" demek vs. vs. Zampara; kadına düşkün.Deyyus, "karısını kıskanmayan" demek vs. vs. Zampara; kadına düşkün. Gulampara, "gullampara" diyoruz; "çocuğa düşkün, yani çocuğa yan bakan,Gulampara, "gullampara" diyoruz; "çocuğa düşkün, yani çocuğa yan bakan, ona seks bakımından tecavüzkâr" demek. Tacizkâr vs. Muhterem kardeşlerim! ona seks bakımından tecavüzkâr" demek. Tacizkâr vs.

Muhterem kardeşlerim!

Bu ferc, seks öyle büyük bir belâdır ki... Allah bunu tabii herkese vermiş. Bu ferc, seks öyle büyük bir belâdır ki... Allah bunu tabii herkese vermiş. Çok az insanlarda bu duygu yok.Çok az insanlarda bu duygu yok. Onlar da yaratılış itibariyle kusurlu olduğundan böyle bir şeyle ilgisi filan yok. Ötekilerde var. Onlar da yaratılış itibariyle kusurlu olduğundan böyle bir şeyle ilgisi filan yok. Ötekilerde var.

Allah bu duyguyu neden vermiş? Nesil devam etsin diye. Her şeyi yaratmasında hikmet var.Allah bu duyguyu neden vermiş?

Nesil devam etsin diye.

Her şeyi yaratmasında hikmet var.
Bu duygu Peygamber Efendimiz'de de var. Peygamberlerde de var.Bu duygu Peygamber Efendimiz'de de var. Peygamberlerde de var. Peygamberler de evlenmiş. Nuh aleyhisselam evlenmiş; karısı var, çocuğu var.Peygamberler de evlenmiş. Nuh aleyhisselam evlenmiş; karısı var, çocuğu var. Lut aleyhisselam evlenmiş; karısı var, çocuğu var.Lut aleyhisselam evlenmiş; karısı var, çocuğu var. İbrahim aleyhisselam evlenmiş; karısı var, çocuğu var. İsmail aleyhisselam var.İbrahim aleyhisselam evlenmiş; karısı var, çocuğu var. İsmail aleyhisselam var. Araplar İsmail aleyhisselam'ın neslinden. Âdem atamız Havva anamızla evlenmiş. Seks normal.Araplar İsmail aleyhisselam'ın neslinden. Âdem atamız Havva anamızla evlenmiş. Seks normal. Evlilik, izdivaç, nikâh normal. Zina anormal. Zina günah. Harama bakmak günah.Evlilik, izdivaç, nikâh normal. Zina anormal. Zina günah. Harama bakmak günah. Öteki çeşitli seks manyaklıkları, hastalıkları, onlar günah.Öteki çeşitli seks manyaklıkları, hastalıkları, onlar günah. Günah bakmaktan başlıyor, en ileri noktalara kadar gidiyor. Bu büyük bir beladır, büyük bir imtihandır. Günah bakmaktan başlıyor, en ileri noktalara kadar gidiyor. Bu büyük bir beladır, büyük bir imtihandır.

Burada dinimiz mü'minlere diyor ki; "Evlenin."Burada dinimiz mü'minlere diyor ki; "Evlenin." Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; "Evlenin, çoğalın,Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; "Evlenin, çoğalın, ben mahşer yerinde ümmetlere sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim.ben mahşer yerinde ümmetlere sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim. 'Bak benim ümmetim ne kadar çok!' diye sevineceğim, mübahat eyleyeceğim." diyor.'Bak benim ümmetim ne kadar çok!' diye sevineceğim, mübahat eyleyeceğim." diyor. Evlenmek meşru. Hatta size bir şey daha söyleyeyim...Evlenmek meşru.

Hatta size bir şey daha söyleyeyim...
Bizim Ali Rıza Demircan kardeşimiz -ihvânımızdandır- İslâm'da Cinsel Hayat diye kitap yazdı,Bizim Ali Rıza Demircan kardeşimiz -ihvânımızdandır- İslâm'da Cinsel Hayat diye kitap yazdı, kıyamet koptu, Diyanet'ten tâkibâta bile uğradı. kıyamet koptu, Diyanet'ten tâkibâta bile uğradı. Tabii herkes bu konuya alışkın olmadığı için de biraz da şaşırdılar; Tabii herkes bu konuya alışkın olmadığı için de biraz da şaşırdılar; "Bir hoca böyle bir konuyu nasıl yazıyor?" [diye]. "Bir hoca böyle bir konuyu nasıl yazıyor?" [diye].

Ne olacak, yazmayacaksın da herkes bildiğini mi okuyacak;Ne olacak, yazmayacaksın da herkes bildiğini mi okuyacak; yoksa yazıp da doğrusunu mu bilecek?yoksa yazıp da doğrusunu mu bilecek? Hiçbir şey öğretmeyeceksin, sokaktan öğrendiği çirkinlikleri mi yapacak;Hiçbir şey öğretmeyeceksin, sokaktan öğrendiği çirkinlikleri mi yapacak; yoksa her şeyin doğrusunu mu öğreteceksin? Doğrusunu öğreteceksin.yoksa her şeyin doğrusunu mu öğreteceksin?

Doğrusunu öğreteceksin.
"Evlâdım, evlenmek sevap. Nikâh sevap. Çoluk çocuk sahibi olmak sevap. Muamele-i cinsiyye sevap..." "Evlâdım, evlenmek sevap. Nikâh sevap. Çoluk çocuk sahibi olmak sevap. Muamele-i cinsiyye sevap..."

Diyorlar ki; "Yâ Resûlallah, insan muamele-i cinsiyyeden de sevap alır mı?" "Tabii.Diyorlar ki;

"Yâ Resûlallah, insan muamele-i cinsiyyeden de sevap alır mı?"

"Tabii.
Haramla olsaydı günah olacaktı ya, helalle olunca sevap." diyor. Haramla olsaydı günah olacaktı ya, helalle olunca sevap." diyor.

Allah mükâfat veriyor, hayırlı evlat veriyor, sevap veriyor; nikâh yolundan olunca.Allah mükâfat veriyor, hayırlı evlat veriyor, sevap veriyor; nikâh yolundan olunca. Çünkü İslâm neslin korunmasını esas almıştır, muhterem kardeşlerim. Çünkü İslâm neslin korunmasını esas almıştır, muhterem kardeşlerim.

İslâm'ın çok büyük hedefleri vardır. İslâm'ı anlayan İslâm'ın güzelliğine hayran olur.İslâm'ın çok büyük hedefleri vardır. İslâm'ı anlayan İslâm'ın güzelliğine hayran olur. İslâm en güzel nizamdır. Bu da boş bir laf değildir.İslâm en güzel nizamdır. Bu da boş bir laf değildir. Hangi bakımdan? Her bakımdan. Ekonomik bakımdan, siyasî bakımdan, kültürel bakımdan...Hangi bakımdan?

Her bakımdan. Ekonomik bakımdan, siyasî bakımdan, kültürel bakımdan...
Her bakımdan en güzel nizam İslâm'dır. İslâm gibisi yoktur. Her bakımdan en güzel nizam İslâm'dır. İslâm gibisi yoktur. İslâm kadar her şeyi etraflı düşünen yoktur. Başka dinlerde de yoktur. İslâm kadar her şeyi etraflı düşünen yoktur. Başka dinlerde de yoktur.

Hıristiyanlar evliliği ayıp saymışlardır. Kadını şeytanın oyuncağı saymışlardır.Hıristiyanlar evliliği ayıp saymışlardır. Kadını şeytanın oyuncağı saymışlardır. Dinlerinin özünde yoktu bu; ama kültürleri öyle gelişmiştir.Dinlerinin özünde yoktu bu; ama kültürleri öyle gelişmiştir. Rahibeler, papazlar evlenmemişlerdir. Olmaz. Katoliklikte boşanmak haramdır. Olmaz.Rahibeler, papazlar evlenmemişlerdir. Olmaz. Katoliklikte boşanmak haramdır. Olmaz. Gerekirse boşanırsın, niye haram olsun? Çığırından çıkartmışlardır. Gerekirse boşanırsın, niye haram olsun? Çığırından çıkartmışlardır.

Bu işin normal, güzel şekli evlenmektir. Bu işin normal, güzel şekli evlenmektir. Namuslu iki insanın yuvayı birleştirmesidir, birbirleriyle mutlu bir yuva kurmasıdır. Namuslu iki insanın yuvayı birleştirmesidir, birbirleriyle mutlu bir yuva kurmasıdır.

Çocuklarınızı erken evlendirin. Çocuklarınız flörte alışmasın. Çocuklarınızı erken evlendirin. Çocuklarınız flörte alışmasın. Çocuklarınız gayrimeşru yollarla kendisini seks yönünden tatmine düşmeden, alnının akıyla,Çocuklarınız gayrimeşru yollarla kendisini seks yönünden tatmine düşmeden, alnının akıyla, yüzünün nuruyla, haysiyetiyle, şerefiyle bir kötülüğe, yüzünün nuruyla, haysiyetiyle, şerefiyle bir kötülüğe, harama bulaşmadan çocuklarınızı erken evlendirin. harama bulaşmadan çocuklarınızı erken evlendirin.

Ben kendi çocuğuma ortaokulda teklif ettim, Allah'tan korktuğum için.Ben kendi çocuğuma ortaokulda teklif ettim, Allah'tan korktuğum için. Çünkü anne baba çocuğunu evlendirmez de çocuk bir günah işlerse vebali anneye babaya gelir. Çünkü anne baba çocuğunu evlendirmez de çocuk bir günah işlerse vebali anneye babaya gelir. "Evlâdım, ben seni bir kızla evlendireyim, o da benim evlâdım olsun, ikinize de bakarım."Evlâdım, ben seni bir kızla evlendireyim, o da benim evlâdım olsun, ikinize de bakarım. Sizi evlendireyim." dedim, teklif ettim. Çocuklarınızı erken evlendirin. Sizi evlendireyim." dedim, teklif ettim.

Çocuklarınızı erken evlendirin.

"Hocam, olur mu genç yaşta?" Niye olmasın? 40 yaşında, 50 yaşına geliyor, hâlâ evlenmiyor; "Hocam, olur mu genç yaşta?"

Niye olmasın?

40 yaşında, 50 yaşına geliyor, hâlâ evlenmiyor;
kart lahana gibi, onun tadı tuzu olur mu? Erkenden evlendirin, bu iş olmasın. kart lahana gibi, onun tadı tuzu olur mu?

Erkenden evlendirin, bu iş olmasın.
Adam 40 yaşına, 50 yaşına gelmiş, hâlâ bekâr. Gel bakalım buraya. Adam 40 yaşına, 50 yaşına gelmiş, hâlâ bekâr. Gel bakalım buraya. Gel bakalım şurada seninle bir mahrem konuşalım. Sen 40 yaşına kadar seks hayatın nasıl senin?Gel bakalım şurada seninle bir mahrem konuşalım. Sen 40 yaşına kadar seks hayatın nasıl senin? Nasıl geçiriyorsun bu ömrünü? Söyle bakalım. Ver bakalım hesabı... Nasıl geçiriyorsun bu ömrünü? Söyle bakalım. Ver bakalım hesabı...

"Hocam konuşamam, söyleyemem." Öyle şey olmaz. Allah sevmez."Hocam konuşamam, söyleyemem."

Öyle şey olmaz. Allah sevmez.
Bu işin normal yolu nikâhtır; evlenirsin, gayet güzel sevaplı bir şeydir, böyle devam eder. Bu işin normal yolu nikâhtır; evlenirsin, gayet güzel sevaplı bir şeydir, böyle devam eder.

Ferci korumak çok önemli. Ferci korumanın ilk adımları bakmayı korumaktır, gözünü korumaktır.Ferci korumak çok önemli. Ferci korumanın ilk adımları bakmayı korumaktır, gözünü korumaktır. Ve göz korumak bu devirde çok zordur. Biz uçakla Ankara'ya gittik geldik, Allahım yâ Rabbi!Ve göz korumak bu devirde çok zordur.

Biz uçakla Ankara'ya gittik geldik, Allahım yâ Rabbi!
Evet eteği duyduk, kısa eteği duyduk, diz üstünde eteği duyduk; Evet eteği duyduk, kısa eteği duyduk, diz üstünde eteği duyduk; şimdi öyle etekler çıkmış ki Allah Allah, etek denecek hâli yok, bir karış herhalde,şimdi öyle etekler çıkmış ki Allah Allah, etek denecek
hâli yok, bir karış herhalde,
belden aşağıya doğru [ölçersen] bir karış; kısacık etek!belden aşağıya doğru [ölçersen] bir karış; kısacık etek! Ya bari kış gününde uzun örtseler de ayakları üşümese. Hayır, etekler yukarıya kadar.Ya bari kış gününde uzun örtseler de ayakları üşümese. Hayır, etekler yukarıya kadar. Hosteslerin öyle... Orada havaalanına gidiyor ya insan, ister istemez görüyor,Hosteslerin öyle... Orada havaalanına gidiyor ya insan, ister istemez görüyor, önünden geçiyor, sağından geçiyor. Türkiye'de İslâm var mı, yok mu? Havaalanlarında yok. önünden geçiyor, sağından geçiyor. Türkiye'de İslâm var mı, yok mu?

Havaalanlarında yok.
Lüks yerlerde yok. Elhamdülillah İskenderpaşa camiinde var, Fatih'te var, Anadolu'da var. Lüks yerlerde yok. Elhamdülillah İskenderpaşa camiinde var, Fatih'te var, Anadolu'da var. Modern ve lüks yerlerde İslâm, ara da mercekle ara. Modern ve lüks yerlerde İslâm, ara da mercekle ara. İki tane de polis dedektifi tut da öyle ara, parmak izlerin[e bak,] "İslâm var mı yok mu?" diye ara.İki tane de polis dedektifi tut da öyle ara, parmak izlerin[e bak,] "İslâm var mı yok mu?" diye ara. Gitmiş... Giyimde İslâm kalmamış, harekette, davranışta, düşüncede vesairede İslâm kalmamış.Gitmiş... Giyimde İslâm kalmamış, harekette, davranışta, düşüncede vesairede İslâm kalmamış. Birçokları kaymışlar gitmişler... Allah bizleri şaşırtmasın.Birçokları kaymışlar gitmişler...

Allah bizleri şaşırtmasın.
Şaşıranları da doğru yola hidâyet eylesin. Ve her şeyin belkemiği seks duygusu olmuş.Şaşıranları da doğru yola hidâyet eylesin.

Ve her şeyin belkemiği seks duygusu olmuş.
Gazeteler, mecmualar, eğlence yerleri, ticaret, giyim, kuşam, moda... Yaz modası, kış modası...Gazeteler, mecmualar, eğlence yerleri, ticaret, giyim, kuşam, moda... Yaz modası, kış modası... Türk Hava Yolları'nın okuyuculara magazini, aylık mecmuası var. Sayfaları çeviriyorum; moda...Türk Hava Yolları'nın okuyuculara magazini, aylık mecmuası var. Sayfaları çeviriyorum; moda... Eyüp'ten de bahsediyor, tamam güzel. Güzel şeylerden bahsediyor.Eyüp'ten de bahsediyor, tamam güzel. Güzel şeylerden bahsediyor. Moda; uzun kıyafet, uzun kol, uzun etek, göbek açık. Kadının göbeği görünüyor, göğsü görünüyor.Moda; uzun kıyafet, uzun kol, uzun etek, göbek açık. Kadının göbeği görünüyor, göğsü görünüyor. Modaymış! Kıyafetler böyle. Kışlık kıyafetler sadrazam kavuğu gibi, Mevlevî külâhı gibi,Modaymış! Kıyafetler böyle. Kışlık kıyafetler sadrazam kavuğu gibi, Mevlevî külâhı gibi, cübbe vesaire; ama ille bir yerinden bir yırtmaç, ille bir haram yer görünecek. Bu nedir? cübbe vesaire; ama ille bir yerinden bir yırtmaç, ille bir haram yer görünecek. Bu nedir?

Seksin modayı dahi istila etmesi demektir. Ve buradan insanların çoğu gümbürtüye gidiyor.Seksin modayı dahi istila etmesi demektir.

Ve buradan insanların çoğu gümbürtüye gidiyor.
Ferc, namus duygusu dediğimiz şey çok kuvvetli bir duygu olduğundan Ferc, namus duygusu dediğimiz şey çok kuvvetli bir duygu olduğundan birçok kimse buradan İslâmiyet'le, cennetle olan bağlarını koparıyor,birçok kimse buradan İslâmiyet'le, cennetle olan bağlarını koparıyor, kendisini tehlikeye düşürüyor, muhterem kardeşlerim. Namaz kılacağız, bir. Zekât vereceğiz, iki. kendisini tehlikeye düşürüyor, muhterem kardeşlerim.

Namaz kılacağız, bir. Zekât vereceğiz, iki.
Emanete riayet edeceğiz, üç. Namusumuzu korumaya gözle bakmaktan başlayarak dikkat edeceğiz. Emanete riayet edeceğiz, üç. Namusumuzu korumaya gözle bakmaktan başlayarak dikkat edeceğiz.

İlk bakışta gözüne bir şey takıldı, normal. İkinci bakış şeytandandır. İlk bakışta gözüne bir şey takıldı, normal. İkinci bakış şeytandandır.

Bizim tarikatimizde bir prensip vardır: Bizim tarikatimizde bir prensip vardır: Nazar ber kadem. Birinci prensibi hûş der dem.Nazar ber kadem. Birinci prensibi hûş der dem. Dervişin her zaman aklında Allah olacak, aklı başında olacak. İkincisi; nazar ber kadem.Dervişin her zaman aklında Allah olacak, aklı başında olacak. İkincisi; nazar ber kadem. Gözü pabucunun ucunda olacak, ayağında olacak. Tabii bu prensibin derin mânası var. Gözü pabucunun ucunda olacak, ayağında olacak. Tabii bu prensibin derin mânası var. Başı yere eğik olacak. Etrafa baktı mı insan çok fena...Başı yere eğik olacak. Etrafa baktı mı insan çok fena... Çünkü birçok yerde İslâm kalmamış, şeytan hâkim olmuş ve her şey şeytanî düzene göre kurulmuş.Çünkü birçok yerde İslâm kalmamış, şeytan hâkim olmuş ve her şey şeytanî düzene göre kurulmuş. Her şey insanı İslâm'dan koparıp şeytanın tuzağına, cehenneme çekmek için ayarlanmış. Her şey insanı İslâm'dan koparıp şeytanın tuzağına, cehenneme çekmek için ayarlanmış. Işıklı reklamlar, gazeteler, mecmualar, sayfalar, giyimler, kuşamlar, hepsi böyle...Işıklı reklamlar, gazeteler, mecmualar, sayfalar, giyimler, kuşamlar, hepsi böyle... Bunun bir çaresini bulmak lazım ve şuurlu bir şekilde bunun yok olması, olmaması,Bunun bir çaresini bulmak lazım ve şuurlu bir şekilde bunun yok olması, olmaması, yayılmaması, gerilemesi için çalışmak lazım. yayılmaması, gerilemesi için çalışmak lazım.

Ve'l-batn. Batn, Arapça'da "karın" demek. Karnı garanti etmek ne demek? Ve'l-batn. Batn, Arapça'da "karın" demek. Karnı garanti etmek ne demek?

"Haram lokma yememek. Haram bir şey yememek, içmemek." demek. "Haram lokma yememek. Haram bir şey yememek, içmemek." demek.

Lokmanın haramlığı bazen lokmanın cinsinden olur. Domuz eti haramdır, yiyemezsin.Lokmanın haramlığı bazen lokmanın cinsinden olur. Domuz eti haramdır, yiyemezsin. Şarap haramdır, içemezsin. Bundan olur. Bazen kazanılış şeklinden olur.Şarap haramdır, içemezsin. Bundan olur. Bazen kazanılış şeklinden olur. Faiz haramdır, yiyemezsin. Yalanla, dolanla, aldatmayla aldığın haramdır. Faiz haramdır, yiyemezsin. Yalanla, dolanla, aldatmayla aldığın haramdır. Haksız mirastan, gasp vesaire yoluyla aldığın haramdır.Haksız mirastan, gasp vesaire yoluyla aldığın haramdır. Elmadır ama, zeytindir ama, temizdir aslında ama senin kesp ediş tarzın yanlış olduğundan haramdır.Elmadır ama, zeytindir ama, temizdir aslında ama senin kesp ediş tarzın yanlış olduğundan haramdır. Onu yapmaman lazım. Dükkânın vardır, ticarete riayet ediyorsundur,Onu yapmaman lazım. Dükkânın vardır, ticarete riayet ediyorsundur, İslâmî prensiplere uyarak ticaret yapıyorsundur;İslâmî prensiplere uyarak ticaret yapıyorsundur; cuma günü dükkânın açıksa, ticaret yapıyorsan Cuma vaktinde haramdır.cuma günü dükkânın açıksa, ticaret yapıyorsan Cuma vaktinde haramdır. Allah haram kılmıştır, dükkânı kapayacaksın, namaza geleceksin diye.Allah haram kılmıştır, dükkânı kapayacaksın, namaza geleceksin diye. İşte bu işin böyle çeşitli incelikleri vardır. Bu da ilimden öğrenilecek, alimden öğrenilecek. İşte bu işin böyle çeşitli incelikleri vardır. Bu da ilimden öğrenilecek, alimden öğrenilecek.

Karnını haram lokmadan bir insan koruyamazsa mutlaka cehenneme düşecek ve yanacak. Karnını haram lokmadan bir insan koruyamazsa mutlaka cehenneme düşecek ve yanacak. Mutlaka! Haramla biten teni ancak cehennem ateşi yakıp temizler. Ateşle temizlenir.Mutlaka! Haramla biten teni ancak cehennem ateşi yakıp temizler. Ateşle temizlenir. Bu işi ateş temizler, başka şey temizlemez. Hani diyorlar ya; "Bu işi ancak kan temizler." Bu işi ateş temizler, başka şey temizlemez. Hani diyorlar ya; "Bu işi ancak kan temizler." Yani 'dan dan dan...' "Ancak öyle temizlenir" mânasına, silahlar konuşur diye...Yani 'dan dan dan...' "Ancak öyle temizlenir" mânasına, silahlar konuşur diye... Haramı ne temizlermiş? Su temizlemez.Haramı ne temizlermiş?

Su temizlemez.
Cehennem ateşi. Ancak ateş temizler. Cehennem ateşi. Ancak ateş temizler.

Onun için haramın mideye girmemesi, vücuda katıştırılmaması lazım geliyor. Onun için haramın mideye girmemesi, vücuda katıştırılmaması lazım geliyor.

"E hocam, şimdi yaktın bizi... Ne yapmamız lazım? "E hocam, şimdi yaktın bizi... Ne yapmamız lazım? Ya daha evvelki hayatımızda böyle çeşitli haramlara bulaşmışsak?" Ya daha evvelki hayatımızda böyle çeşitli haramlara bulaşmışsak?"

Bir, aşk ile sıdk ile tevbe edeceksin.Bir, aşk ile sıdk ile tevbe edeceksin. "Yâ Rabbi! Ben şimdiye kadarki hayatımda cahillik ettiysem,"Yâ Rabbi! Ben şimdiye kadarki hayatımda cahillik ettiysem, haramlara günahlara bulaştıysam beni affeyle." diyeceksin. İki, telafi cihetine gideceksin. haramlara günahlara bulaştıysam beni affeyle." diyeceksin. İki, telafi cihetine gideceksin. Yani affettireceksin, bir de onu telafi ettirme cihetine gideceksin.Yani affettireceksin, bir de onu telafi ettirme cihetine gideceksin. Ve bundan sonra da harama bulaşmamaya dikkat edeceksin. Ve bundan sonra da harama bulaşmamaya dikkat edeceksin.

Feyz almanın, iyi derviş olmanın, iyi kul olmanın, Allah'ın sevgili kulu olmanın yoluFeyz almanın, iyi derviş olmanın, iyi kul olmanın, Allah'ın sevgili kulu olmanın yolu karnına helal lokma yemektir, ağzından helal lokma geçmesidir, çocuğuna helal lokma yedirmektir.karnına helal lokma yemektir, ağzından helal lokma geçmesidir, çocuğuna helal lokma yedirmektir. Buna çok dikkat edin! Ve sonuncusu; ve'l-lisâni. "Dil." Buna çok dikkat edin!

Ve sonuncusu; ve'l-lisâni. "Dil."

Bir insan dilini garanti ederse, o da önemli. Dilin garantisi nasıl olacak? Bir insan dilini garanti ederse, o da önemli.

Dilin garantisi nasıl olacak?

Bu dil yalan söylemeyecek, küfür sözü söylemeyecek, gıybet etmeyecek.Bu dil yalan söylemeyecek, küfür sözü söylemeyecek, gıybet etmeyecek. Bu dil adam çekiştirmeyecek, ara bozmakta, laf taşımakta,Bu dil adam çekiştirmeyecek, ara bozmakta, laf taşımakta, Allah'ın sevmediği işleri söylemekte kullanılmayacak.Allah'ın sevmediği işleri söylemekte kullanılmayacak. Bu dil Allah'ı zikretmeli, hakkı söylemeli, Kur'an okumalı, Allah'ın sevdiği yolda çalışmalı.Bu dil Allah'ı zikretmeli, hakkı söylemeli, Kur'an okumalı, Allah'ın sevdiği yolda çalışmalı. Dilini koruyan kurtulur. "Ekseriyetle insanların cehenneme düşme sebebi" diyorDilini koruyan kurtulur.

"Ekseriyetle insanların cehenneme düşme sebebi" diyor
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, "iki dudağı arası ile iki bacağı arasıdır."Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, "iki dudağı arası ile iki bacağı arasıdır." Ne kadar kısa söylüyor bak, gayet kolay. İki dudağı arası ne demek? Dil.Ne kadar kısa söylüyor bak, gayet kolay. İki dudağı arası ne demek?

Dil.
Yani "Ağzına, lafına sahip olmayan başına belayı alır, cehenneme düşer." demek.Yani "Ağzına, lafına sahip olmayan başına belayı alır, cehenneme düşer." demek. "Ne söyleyeceğini düşünmeyen, söylediği söze dikkat etmeyen cehenneme düşer." demek."Ne söyleyeceğini düşünmeyen, söylediği söze dikkat etmeyen cehenneme düşer." demek. Ekseriyetle ondan düşüyorlarmış. Bu, iki dudak arası. Ekseriyetle ondan düşüyorlarmış. Bu, iki dudak arası.

İki bacak arası da seks, ferc dediğimiz hâdisedir. Yine o ekseriyetle insanları cehenneme düşürüyormuş. İki bacak arası da seks, ferc dediğimiz hâdisedir. Yine o ekseriyetle insanları cehenneme düşürüyormuş.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bizlere cenneti tekeffül ediyor.Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bizlere cenneti tekeffül ediyor. "Cennete girersiniz." diyor; ama biz ona neyi tekeffül etmemiz lazım? "Cennete girersiniz." diyor; ama biz ona neyi tekeffül etmemiz lazım?

Altı şeyi: Bir, namaz. İki, zekât. Üç, emanet. Dört, ferc. Beş, batn. Altı, lisan. Altı şeyi: Bir, namaz. İki, zekât. Üç, emanet. Dört, ferc. Beş, batn. Altı, lisan.

Bunları garanti ederseniz, söylediğim şekilde kullanırsanız cennete gireceksiniz. Bunları garanti ederseniz, söylediğim şekilde kullanırsanız cennete gireceksiniz.

Hem kolay, hem de zor. Kötü şeylere alışmış bir insan için kötülüklerden vazgeçmek zor.Hem kolay, hem de zor. Kötü şeylere alışmış bir insan için kötülüklerden vazgeçmek zor. Ama zaten böyle alışmış bir insan için gayet kolay. Ama zaten böyle alışmış bir insan için gayet kolay.

"Elhamdülillah namazı kılıyoruz hocam, ne var, kılarız. Yaparız bu işi. Zekâtı veririz."Elhamdülillah namazı kılıyoruz hocam, ne var, kılarız. Yaparız bu işi. Zekâtı veririz. Emanete riayet ederiz. Allah yolunda yürümeye çalışırız. Hainlik yapmayız.Emanete riayet ederiz. Allah yolunda yürümeye çalışırız. Hainlik yapmayız. Namusumuzu kollarız, harama bakmayız. Namusumuzu kollarız, harama bakmayız. Haram lokma yemeyiz, midemize helal lokma girmesine dikkat ederiz.Haram lokma yemeyiz, midemize helal lokma girmesine dikkat ederiz. Dilimize sahip oluruz. Tamam, gireriz cennete…" Dilimize sahip oluruz. Tamam, gireriz cennete…"

Güzel şeylere alışmış için çok basit, cennetin şartları çok kolay.Güzel şeylere alışmış için çok basit, cennetin şartları çok kolay. Bir insan; "Kolaymış ya cennete girmek. Tamam, elhamdülillah, cennete girmek kolaymış..." diyebilir. Bir insan; "Kolaymış ya cennete girmek. Tamam, elhamdülillah, cennete girmek kolaymış..." diyebilir.

Ama kötülüklere alışmış için de zor. Bu toplum için de zor.Ama kötülüklere alışmış için de zor. Bu toplum için de zor. Dikkat edin, Allah'tan yardım dileyin, Allah kolaylaştırsın. Allah hepinizden razı olsun. Dikkat edin, Allah'tan yardım dileyin, Allah kolaylaştırsın.

Allah hepinizden razı olsun.

Söz biraz uzadı, 1 saat 15 dakikayı buldu. Ama hadisler üç tane olsun diye üçüncüyü de okuyorum. Söz biraz uzadı, 1 saat 15 dakikayı buldu. Ama hadisler üç tane olsun diye üçüncüyü de okuyorum.

Ekmelü'l-mü'minîne îmânen ahsenühüm hulukan el-muvattaûne eknâfen ellezîne ye'lefûneEkmelü'l-mü'minîne îmânen ahsenühüm hulukan el-muvattaûne eknâfen ellezîne ye'lefûne ve yu'lefûne. Lâ hayra fî men lâ ye'lefu ve lâ yu'lefu. Ebû Saidini'l-Hudrî radıyallahu anh'ten. ve yu'lefûne. Lâ hayra fî men lâ ye'lefu ve lâ yu'lefu.

Ebû Saidini'l-Hudrî radıyallahu anh'ten.

Bu hadîs-i şerîfi ezberlemenizi, hatırınızda iyi tutmanızı diliyorum. Diyor ki Peygamber Efendimiz; Bu hadîs-i şerîfi ezberlemenizi, hatırınızda iyi tutmanızı diliyorum.

Diyor ki Peygamber Efendimiz;

Ekmelü'l-mü'minine îmânen. "Mü'minlerin imanı en kâmil olanı, en kuvvetli imanı olanı" kimdir? Ekmelü'l-mü'minine îmânen. "Mü'minlerin imanı en kâmil olanı, en kuvvetli imanı olanı" kimdir?

Ahsenühüm hulukan. "Ahlâkı en güzel olandır." Allah Allah... İmanı en kuvvetli olan mü'min kimmiş? Ahsenühüm hulukan. "Ahlâkı en güzel olandır."

Allah Allah... İmanı en kuvvetli olan mü'min kimmiş?

Ahlâkı en güzel olanmış. Ahlâkı kötüyse? Bu adam sinirli, bu adam kızgın,Ahlâkı en güzel olanmış.

Ahlâkı kötüyse?

Bu adam sinirli, bu adam kızgın,
bu adamın yanına yanaşılmaz; önüne gidersen süser, ardına gidersen teper, yanaşırsan ısırır,bu adamın yanına yanaşılmaz; önüne gidersen süser, ardına gidersen teper, yanaşırsan ısırır, uzakta durursan şöyle yapar, böyle yapar... Kötü huylu.uzakta durursan şöyle yapar, böyle yapar... Kötü huylu. Ama hacıymış, camiye namaza gidermiş, sakallıymış...Ama hacıymış, camiye namaza gidermiş, sakallıymış... Ben onu bilmem, işte hadîs-i şerîfi okuyorum. Herkes kendisini hadîs-i şerîfe göre ayarlayacak.Ben onu bilmem, işte hadîs-i şerîfi okuyorum. Herkes kendisini hadîs-i şerîfe göre ayarlayacak. Kimseye kastımız yok, Peygamber Efendimiz'in sözlerini naklediyoruz: Kimseye kastımız yok, Peygamber Efendimiz'in sözlerini naklediyoruz:

"Mü'minlerin iman bakımından en kâmili, en olgunu ahlâkı en güzel olandır." Ahlâkın güzelliği nedir? "Mü'minlerin iman bakımından en kâmili, en olgunu ahlâkı en güzel olandır."

Ahlâkın güzelliği nedir?

Peygamber Efendimiz biraz da onu açıklıyor. el-Muvattaûne eknâfen. "Yanları yumuşak olan." Peygamber Efendimiz biraz da onu açıklıyor.

el-Muvattaûne eknâfen. "Yanları yumuşak olan."

Ne demek bu yanların yumuşaklığı? Ne demek bu yanların yumuşaklığı?

"Sert değil, problemli değil, sivri tarafları yok" demek. Yumuşak, yumuşacık... "Sert değil, problemli değil, sivri tarafları yok" demek. Yumuşak, yumuşacık...

Ellezîne ye'lefûne ve yu'lefûn. "Kendisi başkalarıyla güzel geçim yapabilen, ülfet edebilen;Ellezîne ye'lefûne ve yu'lefûn. "Kendisi başkalarıyla güzel geçim yapabilen, ülfet edebilen; başkaları da kendisine gelip onunla güzel ülfet yapabilecek durumda gören kimse." başkaları da kendisine gelip onunla güzel ülfet yapabilecek durumda gören kimse."

Sen başkalarıyla geçinebiliyorsan, başkaları da senin yanına yanaşabiliyorlarsa,Sen başkalarıyla geçinebiliyorsan, başkaları da senin yanına yanaşabiliyorlarsa, seviyorlarsa, geçinebiliyorsa, işte bu.seviyorlarsa, geçinebiliyorsa, işte bu. Yumuşak kenarlı, omuzlu, yani sivri değil, geçimli,Yumuşak kenarlı, omuzlu, yani sivri değil, geçimli, başkasıyla kendisi geçiniyor, başkaları da yanına gelebiliyor. başkasıyla kendisi geçiniyor, başkaları da yanına gelebiliyor.

Lâ hayra fî men lâ ye'lefu ve lâ yu'lefu.Lâ hayra fî men lâ ye'lefu ve lâ yu'lefu. "Kendisi başkalarıyla ülfet edemeyen, ahbaplık, arkadaşlık, dostluk, samimiyet tesis edemeyen,"Kendisi başkalarıyla ülfet edemeyen, ahbaplık, arkadaşlık, dostluk, samimiyet tesis edemeyen, başkaları da yanına yanaşıp da onunla dostluk edemeyecek durumda olan bir kimsedebaşkaları da yanına yanaşıp da onunla dostluk edemeyecek durumda olan bir kimsede hiçbir hayır yoktur." diyor Peygamber Efendimiz. hiçbir hayır yoktur." diyor Peygamber Efendimiz.

O halde herkes kendisine dikkat edecek, muhterem kardeşlerim.O halde herkes kendisine dikkat edecek, muhterem kardeşlerim. Kendisini bu terazide tartacak. "Nasılım? Toplum içinde nasıl sayılıyorum? Sinirli miyim?Kendisini bu terazide tartacak. "Nasılım? Toplum içinde nasıl sayılıyorum? Sinirli miyim? Problemli miyim? Ben kalktığım zaman arkamdan ne diyorlar? Benim yanlarına gitmemi istiyorlar mı?Problemli miyim? Ben kalktığım zaman arkamdan ne diyorlar? Benim yanlarına gitmemi istiyorlar mı? Benimle gelip konuşuyorlar mı? Ben onların yanına gidebiliyor muyum?.." Benimle gelip konuşuyorlar mı? Ben onların yanına gidebiliyor muyum?.."

Avustralya'dayız, adam -yani çocuk- sarık sarıyor, cübbe giyiyor.Avustralya'dayız, adam -yani çocuk- sarık sarıyor, cübbe giyiyor. Sydney'de Auburn camiindeyiz. Berat kandili, yani bir senelik insanın ecelinin, rızkının,Sydney'de Auburn camiindeyiz. Berat kandili, yani bir senelik insanın ecelinin, rızkının, kaderinin yazıldığı, tespit edildiği kandil gecesinde, bize orada konuşma verdiler.kaderinin yazıldığı, tespit edildiği kandil gecesinde, bize orada konuşma verdiler. Kubbeli çok büyük bir cami... Radyolardan ilan ettiler. Biz o camide konuşma yapıyoruz.Kubbeli çok büyük bir cami... Radyolardan ilan ettiler. Biz o camide konuşma yapıyoruz. Tanıdığımız insan. Biz camiye gittik, oturduk; yanımızdan kalktı gitti.Tanıdığımız insan. Biz camiye gittik, oturduk; yanımızdan kalktı gitti. Tanışıyoruz, daha önceleri gittiğimizde bizi evlerine misafir etmiş olan insanlar.Tanışıyoruz, daha önceleri gittiğimizde bizi evlerine misafir etmiş olan insanlar. Çocuğu, sabah namazında camiye girerken, caminin sağında, başını çeviriyor. Çocuğu, sabah namazında camiye girerken, caminin sağında, başını çeviriyor.

Ben onlara ne yaptım? Ben onlara hiçbir şey yapmadım. Onlara ne yapabilirim ki?Ben onlara ne yaptım?

Ben onlara hiçbir şey yapmadım. Onlara ne yapabilirim ki?
Ben İstanbul'dayım, onlar Sydney'de. Siyasî farklılıktan, zihniyet farklılığından,Ben İstanbul'dayım, onlar Sydney'de. Siyasî farklılıktan, zihniyet farklılığından, o orada bilmem hangi görüşün temsilcisiymiş. o orada bilmem hangi görüşün temsilcisiymiş. O görüşün temsilcisi olan hoca, onun da âmiri durumunda olan hoca ben Sydney'e gittiğim zamanO görüşün temsilcisi olan hoca, onun da âmiri durumunda olan hoca ben Sydney'e gittiğim zaman beni ziyarete geldi, "es-Selâmu aleyküm hocam." dedi, çok hürmet gösterdi, izzet itibar gösterdi.beni ziyarete geldi, "es-Selâmu aleyküm hocam." dedi, çok hürmet gösterdi, izzet itibar gösterdi. Bu onun aşağılığı, aşağısında; ama camide ben şuraya oturdum diye o yakından kalktı,Bu onun aşağılığı, aşağısında; ama camide ben şuraya oturdum diye o yakından kalktı, arkalara gitti. Oğlu selam vermedi. Ne oluyor? arkalara gitti. Oğlu selam vermedi. Ne oluyor?

Oğlu cemaatü'l-tebliğdenmiş, sarıklı, cübbeli... Babası şuradanmış, buradanmış... Oğlu cemaatü'l-tebliğdenmiş, sarıklı, cübbeli... Babası şuradanmış, buradanmış...

Yahu kandil gecesi! İnsaf, merhamet! Müslümansın.Yahu kandil gecesi! İnsaf, merhamet! Müslümansın. Ben seninle bir alış veriş yapmadım, senin tavuğunu kışalamadım,Ben seninle bir alış veriş yapmadım, senin tavuğunu kışalamadım, senin aleyhinde bir söz söylemedim. Benimle senin doğrudan doğruya bir işin, bir problemin yok.senin aleyhinde bir söz söylemedim. Benimle senin doğrudan doğruya bir işin, bir problemin yok. İnsanların zihniyetleri aynı olmaz. Gel de sebebini sor, anlatayım, neden olduğunu da söyleyeyim.İnsanların zihniyetleri aynı olmaz. Gel de sebebini sor, anlatayım, neden olduğunu da söyleyeyim. Senin o girdiğin [grubun] ben özünü, aslını, esasını biliyorum. Kuranlardan birisi benim.Senin o girdiğin [grubun] ben özünü, aslını, esasını biliyorum. Kuranlardan birisi benim. Bu işi bilmeyen bir insan değilim, çalışmayan bir insan değilim. Her şeyini biliyorum.Bu işi bilmeyen bir insan değilim, çalışmayan bir insan değilim. Her şeyini biliyorum. Kandil gününde bir insanın bir mü'mine dargın kalması, "hoş geldin dememesi...Kandil gününde bir insanın bir mü'mine dargın kalması, "hoş geldin dememesi... İnsanın fikri farklı olabilir... İnsanın fikri farklı olabilir...

İki gün önce Ankara'da Ankara Akra FM'in, radyo yayınımızın açılış merasimi vardı. İki gün önce Ankara'da Ankara Akra FM'in, radyo yayınımızın açılış merasimi vardı. Ankara kısa dalga, FM dalgası Akra yayına başladı, İstanbul'daki gibi... Oraya kimler geldi? Ankara kısa dalga, FM dalgası Akra yayına başladı, İstanbul'daki gibi... Oraya kimler geldi?

Şu partinin başkanı geldi, bu partinin başkanı geldi, filanca öteki partinin milletvekili geldi,Şu partinin başkanı geldi, bu partinin başkanı geldi, filanca öteki partinin milletvekili geldi, beriki partinin milletvekili geldi, belediye başkanı, yardımcısı geldi,beriki partinin milletvekili geldi, belediye başkanı, yardımcısı geldi, mahalli belediyelerin başkanları geldi, yazarlar geldi, profesörler geldi, filancalar geldi...mahalli belediyelerin başkanları geldi, yazarlar geldi, profesörler geldi, filancalar geldi... Biz bunlardan şunun fikrindeysek ötekisinin fikrinde değiliz. Biz bunlardan şunun fikrindeysek ötekisinin fikrinde değiliz. Çeşitli insanlar, fikir farkı vardır. Ama nezaketen geldiler. Nezaket diye bir şey var.Çeşitli insanlar, fikir farkı vardır. Ama nezaketen geldiler. Nezaket diye bir şey var. İnsanlık diye bir şey var. Müslümanlık diye bir şey var. Ne oluyorsun? Mü'minin mü'mineİnsanlık diye bir şey var. Müslümanlık diye bir şey var.

Ne oluyorsun?

Mü'minin mü'mine
üç günden fazla dargın durması helal değil. Sonra senin rütben ne, bilgin ne, görgün ne? üç günden fazla dargın durması helal değil.

Sonra senin rütben ne, bilgin ne, görgün ne?

Ben senin bildiğinin 50 misli fazlasını biliyorum, gel sana onları öğreteyim.Ben senin bildiğinin 50 misli fazlasını biliyorum, gel sana onları öğreteyim. Senin bildiğin şey şu kadarcıksa, ben onun tonlarca, tırlarla miktarını biliyorum. Senin bildiğin şey şu kadarcıksa, ben onun tonlarca, tırlarla miktarını biliyorum. Gel sana onları istersen bir bir anlatayım. Bilgin yok, görgün yok, tecrüben yok.Gel sana onları istersen bir bir anlatayım. Bilgin yok, görgün yok, tecrüben yok. Sana da bir şey yapmamışım. Bu nedir? Bu insanların cahilliğidir. Sana da bir şey yapmamışım. Bu nedir?

Bu insanların cahilliğidir.
Tabii cahillerin pek kusuruna bakmamak lazım ama bunu da söylemek icap ediyor, muhterem kardeşlerim. Tabii cahillerin pek kusuruna bakmamak lazım ama bunu da söylemek icap ediyor, muhterem kardeşlerim.

Şu müslümanlar arasındaki ihtilafların bir kısmı tarikat farkıdır.Şu müslümanlar arasındaki ihtilafların bir kısmı tarikat farkıdır. Falanca tarikatten diye dedikodu yapıyor. Falanca tarikatten diye dedikodu yapıyor. Allah gıybeti, dedikoduyu, birisinin aleyhinde konuşmayı sever mi? Allah gıybeti, dedikoduyu, birisinin aleyhinde konuşmayı sever mi?

Sevmez. Hele o söylediği söz yalansa, yanlışsa yakışır mı? Yakışmaz. Sevmez. Hele o söylediği söz yalansa, yanlışsa yakışır mı?

Yakışmaz.

Tekke tekkeyle "rekabet edeceğim" diye rekabet duygusuyla yapıyor! Biz yapmıyoruz, o yapıyor. Tekke tekkeyle "rekabet edeceğim" diye rekabet duygusuyla yapıyor! Biz yapmıyoruz, o yapıyor.

Ben tekkenin başındayım, şeyhim; bizim içimizden çıkmış ihvânımız, mürit diyor ki; Ben tekkenin başındayım, şeyhim; bizim içimizden çıkmış ihvânımız, mürit diyor ki;

"Şeyh bana tâbi olacak." Öyle şey olur mu? Tarihin hangi devrinde görülmüş?"Şeyh bana tâbi olacak."

Öyle şey olur mu? Tarihin hangi devrinde görülmüş?
Böyle dangalaklık olur mu? Var mı hiç, dünyanın neresinde görülmüş? Böyle dangalaklık olur mu? Var mı hiç, dünyanın neresinde görülmüş?

Peygamber Efendimiz ne diyor? el-Ulemâu veresetü'l-enbiyâ' diyor. Peygamber Efendimiz ne diyor?

el-Ulemâu veresetü'l-enbiyâ' diyor.

el-Umerâu veresetü'l-enbiyâ'. "Emirler, komutanlar peygamberlerin vârisleridir." diye bir hadis var mı? el-Umerâu veresetü'l-enbiyâ'. "Emirler, komutanlar peygamberlerin vârisleridir." diye bir hadis var mı?

Yok. Bu var. Sen bir zaman bizim dervişimizdin,Yok.

Bu var. Sen bir zaman bizim dervişimizdin,
sonra dervişlikten ne hakla çıkıyorsun, niye çıkıyorsun? Dinlemeye mecbursun. sonra dervişlikten ne hakla çıkıyorsun, niye çıkıyorsun?

Dinlemeye mecbursun.

Sultan Ahmed padişahtı ama Aziz Mahmud-u Hüdâyî hazretlerinin dervişiydi.Sultan Ahmed padişahtı ama Aziz Mahmud-u Hüdâyî hazretlerinin dervişiydi. Fatih Sultan Mehmet padişahtı ama Akşemseddin o geldiği zaman ayağa bile kalkmamış,Fatih Sultan Mehmet padişahtı ama Akşemseddin o geldiği zaman ayağa bile kalkmamış, mahsustan, ayağını uzatmış. Terbiye edecek, çocuk o çünkü, terbiye edecek.mahsustan, ayağını uzatmış. Terbiye edecek, çocuk o çünkü, terbiye edecek. "Şöyle yapacaksın, böyle yapacaksın." demiş. Muhasarayı kaldırmaya kalkmış;"Şöyle yapacaksın, böyle yapacaksın." demiş. Muhasarayı kaldırmaya kalkmış; "Kaldırmayacaksın, devam edeceksin, Allah'ın izniyle fetih olacak!" demiş. Mânevî fatihi o. "Kaldırmayacaksın, devam edeceksin, Allah'ın izniyle fetih olacak!" demiş. Mânevî fatihi o.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Üçüncü hadîs-i şerîfi tamamlamış olduk.Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Üçüncü hadîs-i şerîfi tamamlamış olduk.
Mü'minlerin imanca en olgunu ahlâkı en güzel olandır.Mü'minlerin imanca en olgunu ahlâkı en güzel olandır. Yumuşak olacak, ahlâkı güzel olacak, geçimli olacak, kendisi başkalarıyla geçinecek,Yumuşak olacak, ahlâkı güzel olacak, geçimli olacak, kendisi başkalarıyla geçinecek, başkaları kendisiyle geçinebilecek. Durup dururken ilgiyi kesmeyecek, darılmayacak, küsmeyecek.başkaları kendisiyle geçinebilecek. Durup dururken ilgiyi kesmeyecek, darılmayacak, küsmeyecek. Yan yan bakmayacak.Yan yan bakmayacak. İnsaflı olacak. Allah'ın rızasını düşünecek. Allah yolunda yürüyecek. Allah'ın emirlerini tutacak.İnsaflı olacak. Allah'ın rızasını düşünecek. Allah yolunda yürüyecek. Allah'ın emirlerini tutacak. Resûlullah'ın tavsiyelerini tutacak. Allah bizi ahlâkı güzel olanlardan eylesin.Resûlullah'ın tavsiyelerini tutacak.

Allah bizi ahlâkı güzel olanlardan eylesin.
Yolunda dâim eylesin.Yolunda dâim eylesin. Sonuç olarak güzel bir ömür geçirip cennetiyle cemâliyle cümlemizi müşerref olanlardan eylesin.Sonuç olarak güzel bir ömür geçirip cennetiyle cemâliyle cümlemizi müşerref olanlardan eylesin. Allah hepinizden razı olsun. Hepinize teşekkür ederim. Haklarınızı helal edin. Allah hepinizden razı olsun.

Hepinize teşekkür ederim. Haklarınızı helal edin.

Fâtiha-i Şerîfe me'al besmele. Fâtiha-i Şerîfe me'al besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2