Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Yahudilerin Küfrü Tercih Etmeleri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

6 Cemâziye'l-Evvel 1420 / 17.08.1999
Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekatüh! es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekatüh!

Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun.

Acı zelzele ve onun sonucunda meydana gelen hasar ve can kayıpları ile ilgili haberleri,Acı zelzele ve onun sonucunda meydana gelen hasar ve can kayıpları ile ilgili haberleri, aşağı yukarı vukuu anında Avustralya'da haber aldık. İlgili arkadaşlarımızla, yakınlarımızla görüştük.aşağı yukarı vukuu anında Avustralya'da haber aldık. İlgili arkadaşlarımızla, yakınlarımızla görüştük. Hasarın tespit edilmesini, zarara uğrayanların giderilmesini arkadaşlarımıza görev olarak verdik. Hasarın tespit edilmesini, zarara uğrayanların giderilmesini arkadaşlarımıza görev olarak verdik.

Allahu Teâlâ hazretleri vefat edenlere rahmet eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri vefat edenlere rahmet eylesin. Zelzelede, duvar yıkılarak zelzelede vefat edenlerin şehit sayılacağına dair hadîs-i şerîflerde bilgiler var.Zelzelede, duvar yıkılarak zelzelede vefat edenlerin şehit sayılacağına dair hadîs-i şerîflerde bilgiler var. Harpte öldürülen şehitlerden ayrı, denizde boğulan, zelzeleyle hayatını kaybeden mü'minlerin deHarpte öldürülen şehitlerden ayrı, denizde boğulan, zelzeleyle hayatını kaybeden mü'minlerin de şehit gibi muamele göreceğine dair hadîs-i şerîfte riayetler var. şehit gibi muamele göreceğine dair hadîs-i şerîfte riayetler var.

Allah ölenlerimize şehit muamelesi lütfeylesin, rahmeylesin.Allah ölenlerimize şehit muamelesi lütfeylesin, rahmeylesin. Kalanlarımıza sabır-ı cemîl ihsan eylesin.Kalanlarımıza sabır-ı cemîl ihsan eylesin. Bütün felakete uğramış, acıya mâruz kalmış olan dinleyicilere, kardeşlerime,Bütün felakete uğramış, acıya mâruz kalmış olan dinleyicilere, kardeşlerime, vatandaşlarımıza taziyelerimi arz ederim.vatandaşlarımıza taziyelerimi arz ederim. Allah daha sonraki musibetlerden, afetlerden, felaketlerden korusun. Allah daha sonraki musibetlerden, afetlerden, felaketlerden korusun.

İnsanoğlu âciz! Hep Cenâb-ı Hakk'ın lütfuna muhtacız.İnsanoğlu âciz! Hep Cenâb-ı Hakk'ın lütfuna muhtacız. Onun yolundan ayrılmamak, onun dinine sımsıkı sarılmak lazım. Onun yolundan ayrılmamak, onun dinine sımsıkı sarılmak lazım.

Şairin; Neylersin ölüm herkesin başında Uyudun uyanamadın olacak dediği gibi,Şairin;

Neylersin ölüm herkesin başında

Uyudun uyanamadın olacak

dediği gibi,
insan bir gecede yatıyor ve ölüm gelebiliyor. insan bir gecede yatıyor ve ölüm gelebiliyor.

O hâlde abdestli yatmak, iki rekât namaz kılarak yatmak, bizim din büyüklerimizin,O hâlde abdestli yatmak, iki rekât namaz kılarak yatmak, bizim din büyüklerimizin, tasavvuf büyüklerimizin söylediği şeyler. Çok önemli! Çünkü vademiz ne zaman yetecek bilmiyoruz.tasavvuf büyüklerimizin söylediği şeyler. Çok önemli! Çünkü vademiz ne zaman yetecek bilmiyoruz. Onun için her gece sanki sabaha çıkamayacakmış gibi hazırlıklı olup abdest alıp Onun için her gece sanki sabaha çıkamayacakmış gibi hazırlıklı olup abdest alıp namaz kılıp imanını ifade eden sûreleri, duaları okuyaraknamaz kılıp imanını ifade eden sûreleri, duaları okuyarak uyuyan kimselerin ölürse şehit olacağına dair hadîs-i şerîfler var. uyuyan kimselerin ölürse şehit olacağına dair hadîs-i şerîfler var.

Bir kere her zaman hazırlıklı olalım. Herkes günahlarını düşünsün.Bir kere her zaman hazırlıklı olalım. Herkes günahlarını düşünsün. Günahlarından Cenâb-ı Hakk'ın yoluna dönsün. Afv u mağfiret dilesin. Günahlarından Cenâb-ı Hakk'ın yoluna dönsün. Afv u mağfiret dilesin.

Bu, iyi insanlara mukadderatın cilvesi olarak da gelebilir.Bu, iyi insanlara mukadderatın cilvesi olarak da gelebilir. Bazen de buna benzer büyük afetler Allah'ın bir kahrı ve gazabının eseri olarak geliyor.Bazen de buna benzer büyük afetler Allah'ın bir kahrı ve gazabının eseri olarak geliyor. Bazen bir kavmi -Ad kavmi, Semud kavmi, Firavun'un kavmi gibi kavimleri-Bazen bir kavmi -Ad kavmi, Semud kavmi, Firavun'un kavmi gibi kavimleri- Cenâb-ı Hak gazabından cezalandırabiliyor. Cenâb-ı Hak gazabından cezalandırabiliyor.

Onun için Cenâb-ı Hakk'ın yolunda yürümek önemli.Onun için Cenâb-ı Hakk'ın yolunda yürümek önemli. Yürünmediği zaman kahrına uğrama durumu doğmasın diye daima itaat üzere, takvâ üzere,Yürünmediği zaman kahrına uğrama durumu doğmasın diye daima itaat üzere, takvâ üzere, iyi hâl üzere güzel işler yaparak [yaşamak] lazım. Haramlardan, günahlardan sakınmak lazım. iyi hâl üzere güzel işler yaparak [yaşamak] lazım. Haramlardan, günahlardan sakınmak lazım.

Geçmiş olsun! Cenâb-ı Hak başka elem keder göstermesin.Geçmiş olsun!

Cenâb-ı Hak başka elem keder göstermesin.
Ölenlere rahmet eylesin, kalanlara sabr-ı cemîl, ecr-i cezîl ihsan eylesin. Ölenlere rahmet eylesin, kalanlara sabr-ı cemîl, ecr-i cezîl ihsan eylesin.

Geçen hafta Bakara Sûre-i Şerîfesi'nden 89. âyet-i kerîmeyi okumuştuk.Geçen hafta Bakara Sûre-i Şerîfesi'nden 89. âyet-i kerîmeyi okumuştuk. O konuda genişçe bilgiler vermiştik. Bugün 90. âyet-i kerîmeyi okuyalım. O konuda genişçe bilgiler vermiştik. Bugün 90. âyet-i kerîmeyi okuyalım. Dilimiz döndüğünce onun üzerinde konuşmamızı, sohbetimizi açıklamaları yapmaya başlayalım. Dilimiz döndüğünce onun üzerinde konuşmamızı, sohbetimizi açıklamaları yapmaya başlayalım.

Cenâb-ı Hak Bakara sûresinin 90. âyet-i kerîmesinde buyurmuş ki; Cenâb-ı Hak Bakara sûresinin 90. âyet-i kerîmesinde buyurmuş ki;

Bismillâhirrahmânirrahîm. Bi'se meeşterev bihî enfüsehüm en yekfürû bimâ enzellallâhü bağyenBismillâhirrahmânirrahîm.

Bi'se meeşterev bihî enfüsehüm en yekfürû bimâ enzellallâhü bağyen
en yünezzillallâhü min fazlihî alâ men yeşâu min ibâdihi febâü bi-gazabin alâ gazabinen yünezzillallâhü min fazlihî alâ men yeşâu min ibâdihi febâü bi-gazabin alâ gazabin ve li'l-kâfirîne azâbün mühînün. Sadakallâhü'l-azîm. ve li'l-kâfirîne azâbün mühînün.

Sadakallâhü'l-azîm.

Bi'semâ. "Ne fena, ne kötü!.." mânasına bir edat. Bi'semâ. "Ne fena, ne kötü!.." mânasına bir edat.

Cenâb-ı Hak neyin fenalığını anlatıyor? Cenâb-ı Hak neyin fenalığını anlatıyor?

Bi'se meşterev bihî enfüsehüm. "Nefislerini onunla sattıkları şey ne fena!" Bi'se meşterev bihî enfüsehüm. "Nefislerini onunla sattıkları şey ne fena!"

Kendileri helâk edecek, kendilerinin varlığını, selametliğini, rahatlığını, huzurunu,Kendileri helâk edecek, kendilerinin varlığını, selametliğini, rahatlığını, huzurunu, maddî mânevî saadetini yok edecek işlere girişmeleri, kendilerini öyle bir şeye satmak gibi oluyor. maddî mânevî saadetini yok edecek işlere girişmeleri, kendilerini öyle bir şeye satmak gibi oluyor.

"Bu kendilerini sattıkları şey ne fena, ne kadar çirkin!" "Bu kendilerini sattıkları şey ne fena, ne kadar çirkin!"

Bu gayrimüslimlerin, Allah'ın kızdığı kavmin yaptığı nedir? Bu gayrimüslimlerin, Allah'ın kızdığı kavmin yaptığı nedir?

En yekfürû bimâ enzellallâhü. "Allah'ın indirdiği şeye inanmamaları, kâfir olmaları!" En yekfürû bimâ enzellallâhü. "Allah'ın indirdiği şeye inanmamaları, kâfir olmaları!"

Birtakım duygularla inanmıyorlar, kâfir oluyorlar. Küfürde kalıyorlar, imana gelmiyorlar. Birtakım duygularla inanmıyorlar, kâfir oluyorlar. Küfürde kalıyorlar, imana gelmiyorlar.

Hâlbuki imanı bilen, peygamberi, kitabı bilen, Allah'ı tanıyan insanlar!Hâlbuki imanı bilen, peygamberi, kitabı bilen, Allah'ı tanıyan insanlar! Ama Allah'ın indirdiğine, bu sefer, yeni indirdiğine inanmıyorlar.Ama Allah'ın indirdiğine, bu sefer, yeni indirdiğine inanmıyorlar. Böylece kendilerini kötü bir duruma düşürüyorlar.Böylece kendilerini kötü bir duruma düşürüyorlar. Birtakım duygularla kendilerini bir kötü duruma düşürüyorlar.Birtakım duygularla kendilerini bir kötü duruma düşürüyorlar. Adeta kendilerini, o duygularını yapmak pahasına satmış oluyorlar! Adeta kendilerini, o duygularını yapmak pahasına satmış oluyorlar!

Kendi nefislerini sattıkları, mahvettikleri o kadar kötü bu şey ki!.. O nedir? Kendi nefislerini sattıkları, mahvettikleri o kadar kötü bu şey ki!..

O nedir?

"Cenâb-ı Hakk'ın indirdiğine inanmamaları, ona kâfir olmaları!" Bunlar kimlerdir? "Cenâb-ı Hakk'ın indirdiğine inanmamaları, ona kâfir olmaları!"

Bunlar kimlerdir?

O devrin Peygamber Efendimiz'in çevresindeki Ehl-i Kitabdır.O devrin Peygamber Efendimiz'in çevresindeki Ehl-i Kitabdır. Yahudilerdir ki hakkı feda ederek bâtılı tutmuşlardır, bâtıldan yana yer almışlardır.Yahudilerdir ki hakkı feda ederek bâtılı tutmuşlardır, bâtıldan yana yer almışlardır. Hakkı gözetmemişlerdir. Hakkı gözetmemişlerdir. Peygamber Efendimiz'in hak peygamber olduğuna dair delillerPeygamber Efendimiz'in hak peygamber olduğuna dair deliller kendi okudukları Tevrat'ta mevcut olduğu hâlde, kendilerinin gönlünde,kendi okudukları Tevrat'ta mevcut olduğu hâlde, kendilerinin gönlünde, aklında mevcut olduğu hâlde onu reddetmişlerdir. Saklamışlardır. aklında mevcut olduğu hâlde onu reddetmişlerdir. Saklamışlardır.

Söyleyenleri olmuş, sonradan bakmışlar ki durum aleyhlerine gidecek… Söyleyenleri olmuş, sonradan bakmışlar ki durum aleyhlerine gidecek…

Aleyhlerine gittiğini sanmışlar!Aleyhlerine gittiğini sanmışlar! Yoksa Cenâb-ı Hakk'ın emrini tutsalar mutlaka lehlerine olacaktı, aleyhlerine olmayacaktı. Yoksa Cenâb-ı Hakk'ın emrini tutsalar mutlaka lehlerine olacaktı, aleyhlerine olmayacaktı.

Ama öyle sanıp bir tavra girdiler. Allah'ın emrine kâfir oldular, yeni indirdiğine iman etmediler.Ama öyle sanıp bir tavra girdiler. Allah'ın emrine kâfir oldular, yeni indirdiğine iman etmediler. Kur'ân-ı Kerîm'e, Peygamber Efendimiz'in peygamberliğine karşı kâfir bir duruma düştüler. Kur'ân-ı Kerîm'e, Peygamber Efendimiz'in peygamberliğine karşı kâfir bir duruma düştüler.

Neden yaptılar? Bağyen. Neden yaptılar?

Bağyen.

Bâğîlik olarak bir asilik olarak birtakım kötü duygularla yaptılar.Bâğîlik olarak bir asilik olarak birtakım kötü duygularla yaptılar. Tabii karşılanacak güzel duygulardan değil, kötü duygulardan! Tabii karşılanacak güzel duygulardan değil, kötü duygulardan!

Beğâ-yebğî-bağyen fiili; "kötülük yapmak, âsi olmak, karşı gelmek" mânalarına geliyor. Beğâ-yebğî-bağyen fiili; "kötülük yapmak, âsi olmak, karşı gelmek" mânalarına geliyor.

Mesela bir devlete karşı isyan etmiş kimselere de bâğî deniliyor. Çoğulu da buğât geliyor. Mesela bir devlete karşı isyan etmiş kimselere de bâğî deniliyor. Çoğulu da buğât geliyor.

Râvî-ruvât gibi, bâğî-buğât geliyor. Râvî-ruvât gibi, bâğî-buğât geliyor.

"Bunlar bâğîler olarak, bağyederek haksızlık, asilik ederek emir tutmayarak karşı gelerek ne yaptılar? "Bunlar bâğîler olarak, bağyederek haksızlık, asilik ederek emir tutmayarak karşı gelerek ne yaptılar?

Allah'ın emrine kâfir oldular. Bunu neden yaptılar? Allah'ın emrine kâfir oldular.

Bunu neden yaptılar?

"Bâğî" kelimesiyle ilgili Cevdet Paşa'nın Tarihi'nde bir dörtlük vardı. Bize talebeliğimizde okutmuşlardı."Bâğî" kelimesiyle ilgili Cevdet Paşa'nın Tarihi'nde bir dörtlük vardı. Bize talebeliğimizde okutmuşlardı. Mâlum yeniçeriler ikide bir de karşı gelmeye başlamışlardı, isyan etmeye başlamışlardı.Mâlum yeniçeriler ikide bir de karşı gelmeye başlamışlardı, isyan etmeye başlamışlardı. Padişahları indirmeye, yenilerini çıkartmaya,Padişahları indirmeye, yenilerini çıkartmaya, tarih kitaplarının yazdığı çeşitli itaatsizliklere, savaşa gitmemeye,tarih kitaplarının yazdığı çeşitli itaatsizliklere, savaşa gitmemeye, kazan kaldırmaya, isyan etmeye alışmışlardı. kazan kaldırmaya, isyan etmeye alışmışlardı.

"kazan kaldırmak" demek, yeniçeriliğin tabirler lügatinde, terminolojisinde "isyan etmek" demekti."kazan kaldırmak" demek, yeniçeriliğin tabirler lügatinde, terminolojisinde "isyan etmek" demekti. Her şeyin Türkçe'sini kullanmaya çare aramamız lazım. Her şeyin Türkçe'sini kullanmaya çare aramamız lazım.

Padişahlar askeri ıslah etmeye mecburiyet hissetmeye başlamışlardır.Padişahlar askeri ıslah etmeye mecburiyet hissetmeye başlamışlardır. Çeşitli ıslahat teklifleri oluyordu, ıslahat layihaları oluyordu.Çeşitli ıslahat teklifleri oluyordu, ıslahat layihaları oluyordu. "Bu durum nasıl düzelir, devlet nasıl kurtulur, millet nasıl kurtulur, askeriye nasıl düzelir,"Bu durum nasıl düzelir, devlet nasıl kurtulur, millet nasıl kurtulur, askeriye nasıl düzelir, nasıl düzen içine girer, nasıl kuvvetlenir?.." diye çeşitli teşebbüsler olmuştur. nasıl düzen içine girer, nasıl kuvvetlenir?.." diye çeşitli teşebbüsler olmuştur.

Bunlara karşı da çeşitli direnişler olmuştu: Bunlara karşı da çeşitli direnişler olmuştu:

Islahat yapacağını söylediği için Genç Osman'ı Yedikule Zindanı'nda boğmuşlardı.Islahat yapacağını söylediği için Genç Osman'ı Yedikule Zindanı'nda boğmuşlardı. Başşehirden gelip başka bir yerde asker toplayıp kendilerine zarar verecek diye öldürmüşlerdi.Başşehirden gelip başka bir yerde asker toplayıp kendilerine zarar verecek diye öldürmüşlerdi. Vezirleri konaklarında kuşatıp alıp parçalıyorlardı. Hunharca durumlar! Vezirleri konaklarında kuşatıp alıp parçalıyorlardı. Hunharca durumlar!

Bir devletin kendi askeriyle çatışma durumuna girmesi ve sonunda onu yok etmeye çalışmasıBir devletin kendi askeriyle çatışma durumuna girmesi ve sonunda onu yok etmeye çalışması çok acı, çok kötü bir şey! Keşke basiretle vaziyet idare edilip çözümlenseydi.çok acı, çok kötü bir şey! Keşke basiretle vaziyet idare edilip çözümlenseydi. Disiplin, düzen, itaat geri gelmiş olsaydı. Disiplin, düzen, itaat geri gelmiş olsaydı.

II. Mahmud -tarih kitaplarından hatırımızda kaldığı kadarıyla- bir Nizâm-ı Cedid ordusu teşkil ediyordu.II. Mahmud -tarih kitaplarından hatırımızda kaldığı kadarıyla- bir Nizâm-ı Cedid ordusu teşkil ediyordu. Sonra yeni kuvvetlerine dayanarak eski yeniçeri ordugâhını;Sonra yeni kuvvetlerine dayanarak eski yeniçeri ordugâhını; şimdiki İstanbul'un Vatan Caddesi'nde, bizim İskender Paşa Camii'nin, Sofular Camii'ninşimdiki İstanbul'un Vatan Caddesi'nde, bizim İskender Paşa Camii'nin, Sofular Camii'nin arka mıntıkalarında kışlaları vardı. Devlet, orada topa tutup kendi askerini imha etti! arka mıntıkalarında kışlaları vardı. Devlet, orada topa tutup kendi askerini imha etti!

Bu da çok acı bir olay! Sonuç itibariyle kardeşin kardeşi öldürmesi demek.Bu da çok acı bir olay! Sonuç itibariyle kardeşin kardeşi öldürmesi demek. Bu da devletin zaafı demek. Ordu zayıflıyor. Çünkü bir kısmı öteki kısmını tepeliyor, güç kırılmış oluyor. Bu da devletin zaafı demek. Ordu zayıflıyor. Çünkü bir kısmı öteki kısmını tepeliyor, güç kırılmış oluyor. Ondan sonra da peş peşe başka mağlubiyetler, felaketler geldi. Ondan sonra da peş peşe başka mağlubiyetler, felaketler geldi.

Tarih kitabında onun hakkında diyor ki; Tecemmü' eyleyip meydân-ı lahme İdüp küfrân-ı ni'met nice bâğî Tarih kitabında onun hakkında diyor ki;

Tecemmü' eyleyip meydân-ı lahme

İdüp küfrân-ı ni'met nice bâğî

"Nice bâğî, âsi, karşı gelici itaatsiz kimseler meydan-ı lahm, et meydanı denilen yerde"Nice bâğî, âsi, karşı gelici itaatsiz kimseler meydan-ı lahm, et meydanı denilen yerde küfrân-ı nimet ederek nimetleri hiçe sayarak orada toplanıp isyan ettiler! küfrân-ı nimet ederek nimetleri hiçe sayarak orada toplanıp isyan ettiler!

Vatan Caddesi'nin olduğu yerde toplayıp kazan kaldırdılar. İsyan etmenin özel tabiri: Kazan kaldırmak! Vatan Caddesi'nin olduğu yerde toplayıp kazan kaldırdılar.

İsyan etmenin özel tabiri: Kazan kaldırmak!

Tecemmü' eyleyip meydân-ı lahme İdüp küfrân-ı ni'met nice bâğî Tecemmü' eyleyip meydân-ı lahme

İdüp küfrân-ı ni'met nice bâğî

Koyup kaldırmadan ikide bir de Kazan devrildi söndürdü ocağı Bâğî-ocağı kâfiye oluyor. Koyup kaldırmadan ikide bir de

Kazan devrildi söndürdü ocağı

Bâğî-ocağı kâfiye oluyor.

"Kazanı ikide bir de koyup kaldırmaktan kazan devrildi, ocağı söndürdü." "Kazanı ikide bir de koyup kaldırmaktan kazan devrildi, ocağı söndürdü."

İçinde su dolu olan kazan indirilirken devrilir deİçinde su dolu olan kazan indirilirken devrilir de içindeki su dökülürse tabii oradaki ateş söner, ocak söner. içindeki su dökülürse tabii oradaki ateş söner, ocak söner.

Yeniçeriler de ikide bir de kazan kaldırıyorlar, isyan ediyorlar isyan ediyorlar isyan ediyorlar!..Yeniçeriler de ikide bir de kazan kaldırıyorlar, isyan ediyorlar isyan ediyorlar isyan ediyorlar!.. Kazan kaldırıyorlar kazan kaldırıyorlar!.. Sonra imha edildiler!Kazan kaldırıyorlar kazan kaldırıyorlar!.. Sonra imha edildiler! Tabii çok fena bir durum, kötü bir olay!Tabii çok fena bir durum, kötü bir olay! Vakâ-yı Hayriye deniliyor ama devletin bütünü noktasında çok acı bir olay! Vakâ-yı Hayriye deniliyor ama devletin bütünü noktasında çok acı bir olay! Askerin bir kısmının öteki kısmını imha etmesi. Ne oldu? Askerin bir kısmının öteki kısmını imha etmesi.

Ne oldu?

Kazan kaldırdıktan sonra kazan devrildi, ocak söndü. Yeniçeri ocağı söndü, mânasına.Kazan kaldırdıktan sonra kazan devrildi, ocak söndü. Yeniçeri ocağı söndü, mânasına. Bâğî kelimesini izah edelim diye hatırımıza gelen bir şey. Bâğî kelimesini izah edelim diye hatırımıza gelen bir şey.

Bunlar da bâğî olarak âsi olarak karşı gelerek itaatsizlik yaparak Allah'a kâfir oldular. Bunlar da bâğî olarak âsi olarak karşı gelerek itaatsizlik yaparak Allah'a kâfir oldular.

Neden, ne sebeple bunu yaptılar? Neden, ne sebeple bunu yaptılar?

En yünezzillallâhü min fazlihî alâ men yeşâu min ibâdihi.En yünezzillallâhü min fazlihî alâ men yeşâu min ibâdihi. "Cenâb-ı Hak fazlının, , fazl u kereminin bir kısmını kullarından dilediği birisine tahsis etti, indirdi,"Cenâb-ı Hak fazlının, , fazl u kereminin bir kısmını kullarından dilediği birisine tahsis etti, indirdi, verdi diye bunlar karşı gelerek bunu kabul etmeyerek diklenerek Allah'ın indirdiğine karşı geldiler!" verdi diye bunlar karşı gelerek bunu kabul etmeyerek diklenerek Allah'ın indirdiğine karşı geldiler!"

Kullarından isteği kimse üzerine Allah'ın fazl u kereminden bir miktarını bahşettiği kimdir? Kullarından isteği kimse üzerine Allah'ın fazl u kereminden bir miktarını bahşettiği kimdir?

Peygamber Efendimiz! Burada kast edilen Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'dir.Peygamber Efendimiz! Burada kast edilen Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'dir. Cenâb-ı Hakk'ın lütfu, rahmeti sonsuz olduğundan; Cenâb-ı Hakk'ın lütfu, rahmeti sonsuz olduğundan;

En yünezzillallâhü min fazlihî. "Fazlından bir miktarını…" [diyor]. "Fazlının tamamını…" demiyor.En yünezzillallâhü min fazlihî. "Fazlından bir miktarını…" [diyor].

"Fazlının tamamını…" demiyor.
Çünkü fazlı çok! Sadece Peygamber Efendimiz'e değil. Daha bütün mahlûkatına yayılmış.Çünkü fazlı çok! Sadece Peygamber Efendimiz'e değil. Daha bütün mahlûkatına yayılmış. Nice sonsuz, sayısız, ölçüye sığmaz, tarife imkân olmayacak kadar fazl u keremi çok! Nice sonsuz, sayısız, ölçüye sığmaz, tarife imkân olmayacak kadar fazl u keremi çok!

Min fazlihî. "O sonsuz fazlından bir kısmını!" Alâ men yeşâu min ibâdihî. "Kullarından dilediği birisine!" Min fazlihî. "O sonsuz fazlından bir kısmını!" Alâ men yeşâu min ibâdihî. "Kullarından dilediği birisine!"

O kim? Muhammed-i Mustafâ Efendimiz, Peygamber Efendimiz!O kim?

Muhammed-i Mustafâ Efendimiz, Peygamber Efendimiz!
Ona fazlını indirdi, verdi, diye onlar da Allah'ın indirdiğine karşı gelerek kâfir oldular! Ona fazlını indirdi, verdi, diye onlar da Allah'ın indirdiğine karşı gelerek kâfir oldular!

Âyet-i kerîmede, "Böyle yapmaları kendilerini ne kötü bir duruma düşürmektir.Âyet-i kerîmede, "Böyle yapmaları kendilerini ne kötü bir duruma düşürmektir. Kendilerini nasıl duygulara sattılar da nasıl feda ettiler?Kendilerini nasıl duygulara sattılar da nasıl feda ettiler? Nasıl mahvettiler, ne kötü bir şekilde mahvettiler?!.." denmiş oluyor. Anlatılan konu nedir? Nasıl mahvettiler, ne kötü bir şekilde mahvettiler?!.." denmiş oluyor.

Anlatılan konu nedir?

Yahudiler bir âhir zaman peygamberi geleceğini biliyorlar.Yahudiler bir âhir zaman peygamberi geleceğini biliyorlar. Kurtarıcı, mübarek, âlemlere rahmet bir zât geleceğini biliyorlar.Kurtarıcı, mübarek, âlemlere rahmet bir zât geleceğini biliyorlar. Onlar ona "kurtarıcı" da diyorlar.Onlar ona "kurtarıcı" da diyorlar. O gelince küfrün de tepeleneceğini, puta tapıcılığın, kâfirliğin, müşrikliğin yeryüzünde onunla silineceğini,O gelince küfrün de tepeleneceğini, puta tapıcılığın, kâfirliğin, müşrikliğin yeryüzünde onunla silineceğini, imha edileceğini, hakkın galip geleceğini de biliyorlar, bekliyorlardı. Ve söylüyorlardı!imha edileceğini, hakkın galip geleceğini de biliyorlar, bekliyorlardı.

Ve söylüyorlardı!
Geçen hafta anlattığım gibi bundan önceki âyet-i kerîmede açıklandığı gibi söylüyorlardı. Geçen hafta anlattığım gibi bundan önceki âyet-i kerîmede açıklandığı gibi söylüyorlardı.

Yahudiler; "Böyle birisi gelecek; biz şirki yeneceğiz, müşrikleri yeneceğiz,Yahudiler; "Böyle birisi gelecek; biz şirki yeneceğiz, müşrikleri yeneceğiz, kâfirleri tepeleyeceğiz!" diyorlardı. Dedikleri geldi. Geldi ama kime geldi? kâfirleri tepeleyeceğiz!" diyorlardı.

Dedikleri geldi.

Geldi ama kime geldi?

İstemedikleri, tahmin etmedikleri, beklemedikleri bir kimseye geldi. Alâ men yeşâu min ibâdihî. İstemedikleri, tahmin etmedikleri, beklemedikleri bir kimseye geldi.

Alâ men yeşâu min ibâdihî.

Cenâb-ı Hak rahmetini, peygamberliğini, lütfunu, keremini, yüksek rütbesini kullarından dilediğine verir.Cenâb-ı Hak rahmetini, peygamberliğini, lütfunu, keremini, yüksek rütbesini kullarından dilediğine verir. Onun fazlını engellemek, yönlendirmek, değiştirmek, başka tarafa çekmek kimin haddine?!.. Onun fazlını engellemek, yönlendirmek, değiştirmek, başka tarafa çekmek kimin haddine?!..

Âlemlerin Rabbi her şeye kâdir olan Mevlâ öyle dilemiş;Âlemlerin Rabbi her şeye kâdir olan Mevlâ öyle dilemiş; Hz. İbrahim aleyhisselam'ın soyundan, Hz. Muhammed Mustafa aleyhisselam'a peygamberlik vermiş.Hz. İbrahim aleyhisselam'ın soyundan, Hz. Muhammed Mustafa aleyhisselam'a peygamberlik vermiş. En büyük şerefi vermiş, methedilen âhir zaman peygamberi olmak ona nasip olmuş. En büyük şerefi vermiş, methedilen âhir zaman peygamberi olmak ona nasip olmuş.

Aslında İbrahim aleyhisselam'ı seven, İbrahim aleyhisselam'a bağlı olduğunu söyleyenAslında İbrahim aleyhisselam'ı seven, İbrahim aleyhisselam'a bağlı olduğunu söyleyen herkesin bundan memnun olması lazım. Çünkü İbrahim aleyhisselam'ın bir torununa gelmiş oldu.herkesin bundan memnun olması lazım. Çünkü İbrahim aleyhisselam'ın bir torununa gelmiş oldu. Sonuç itibariyle peygamberimiz, Muhammed Mustafa aleyhisselam hazretleri, İbrahim'in bir evlâdı.Sonuç itibariyle peygamberimiz, Muhammed Mustafa aleyhisselam hazretleri, İbrahim'in bir evlâdı. Sevinmeleri lazım: "Tamam, bizim tanıdığımız, bildiğimiz İbrahim aleyhisselam'ın oğluna,Sevinmeleri lazım:

"Tamam, bizim tanıdığımız, bildiğimiz İbrahim aleyhisselam'ın oğluna,
torununa, evladından sülalesinden bir zata Allah peygamberliğini verdi.torununa, evladından sülalesinden bir zata Allah peygamberliğini verdi. Ne mutlu!.." diyerek onun etrafında toplanmaları lazım. Cenâb-ı Hak onu seçmiş. Ne mutlu!.." diyerek onun etrafında toplanmaları lazım.

Cenâb-ı Hak onu seçmiş.

Mustafâ ne demek? Seçkin demek. Mustafâ ne demek?

Seçkin demek.

Müctebâ, Mustafâ, Muhtâr; bunların hepsi Peygamber Efendimiz'in kulları arasındanMüctebâ, Mustafâ, Muhtâr; bunların hepsi Peygamber Efendimiz'in kulları arasından Allah tarafından seçilmiş bir kimse olduğunu gösteren sıfatları. Allah tarafından seçilmiş bir kimse olduğunu gösteren sıfatları.

Allahu Teâlâ hazretleri her şeyi hikmetli yapar. Elbette her şeyi güzeldir, seçtiği de güzeldir.Allahu Teâlâ hazretleri her şeyi hikmetli yapar. Elbette her şeyi güzeldir, seçtiği de güzeldir. Madem Peygamber Efendimiz'i seçti, ona itiraz olmaması lazım. Kabul görmesi lazım. Madem Peygamber Efendimiz'i seçti, ona itiraz olmaması lazım. Kabul görmesi lazım. Herkesin bunu kabul etmesi ve söz dinlemesi lazım. Herkesin bunu kabul etmesi ve söz dinlemesi lazım.

Peygamberlik de bir saltanat değil, krallık değil, dünya debdebesi değil! Nedir? Peygamberlik de bir saltanat değil, krallık değil, dünya debdebesi değil!

Nedir?

Sonuç itibariyle Allah'ın emirlerinin kullara iletilmesi tebliğ vazifesidir.Sonuç itibariyle Allah'ın emirlerinin kullara iletilmesi tebliğ vazifesidir. Bu vazife kime gelmişse mü'min olanların bu gelen kimseye yardımcı olması lazım.Bu vazife kime gelmişse mü'min olanların bu gelen kimseye yardımcı olması lazım. Çünkü o seçilen kul Allah'ın emrini yerine getirecek. O peygamber Allah'ın emrini yerine getirecek. Çünkü o seçilen kul Allah'ın emrini yerine getirecek. O peygamber Allah'ın emrini yerine getirecek.

Ümmetlerinin fertlerinin peygamberlere yardımcı olmaları lazım.Ümmetlerinin fertlerinin peygamberlere yardımcı olmaları lazım. Ama dünyanın, kaderin cilvesi, şeytanın oyunları…Ama dünyanın, kaderin cilvesi, şeytanın oyunları… Bir peygambere yardım etmek gerekirken hem de soyu sopu belli, şanlı şerefli, ahlâkı güzel,Bir peygambere yardım etmek gerekirken hem de soyu sopu belli, şanlı şerefli, ahlâkı güzel, güvenilir, temiz bir aileden, Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz gelincegüvenilir, temiz bir aileden, Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz gelince itaat etseler, destekleselerdi ne iyi olacaklardı!itaat etseler, destekleselerdi ne iyi olacaklardı! Âhiretleri kurtulacaktı, Allah'ın sevgisini kazanacaklardı.Âhiretleri kurtulacaktı, Allah'ın sevgisini kazanacaklardı. Peygamber Efendimiz'in ashabından olacaklardı, cennetlik olacaklardı. Büyük sevaplar kazanacaklardı. Peygamber Efendimiz'in ashabından olacaklardı, cennetlik olacaklardı. Büyük sevaplar kazanacaklardı.

Birtakım duyguların esiri oldular. Kıskançlık, dünya menfaati düşünmek, hesaplar yapmak,Birtakım duyguların esiri oldular. Kıskançlık, dünya menfaati düşünmek, hesaplar yapmak, Allah'a tam inanmamak…Allah'a tam inanmamak… Sonuç itibariyle bu durum Allah'tan korkmamaktan, tam inanmamaktan kaynaklanıyor. Bir çeşit bâğîlik! Sonuç itibariyle bu durum Allah'tan korkmamaktan, tam inanmamaktan kaynaklanıyor. Bir çeşit bâğîlik!

Niye yeniçeri olayını anlattım? Niye yeniçeri olayını anlattım?

Yeniçeriler nasıl kazan kaldırıp adam öldürmüş, nasıl sadrazamları parçalamış,Yeniçeriler nasıl kazan kaldırıp adam öldürmüş, nasıl sadrazamları parçalamış, vezirleri konağından alıp da nasıl sokak ortasında linç edip parça parça etmiş, vezirleri konağından alıp da nasıl sokak ortasında linç edip parça parça etmiş, padişahları boğdurtmuş, sonunda kendileri ettiğini bulmuşsa bu da onların bâğîliği gibi mânevî bir bâğîlik! padişahları boğdurtmuş, sonunda kendileri ettiğini bulmuşsa bu da onların bâğîliği gibi mânevî bir bâğîlik!

İtaatsizlik, laf dinlememek, karşı gelmek, asilik eseri olarak Allah'ın dilediği kullarındanİtaatsizlik, laf dinlememek, karşı gelmek, asilik eseri olarak Allah'ın dilediği kullarından bir kula lütfunu tahsis etmesini hazmedemediler. İstiyorlardı ki kendi içlerinden gelsin. bir kula lütfunu tahsis etmesini hazmedemediler. İstiyorlardı ki kendi içlerinden gelsin.

Müşriklerin de böyle lafları olmuş. "Laf" diyorum, kusura bakmayın.Müşriklerin de böyle lafları olmuş. "Laf" diyorum, kusura bakmayın. Abuk sabuk saçma [istek ve söz]! Demişler ki; Abuk sabuk saçma [istek ve söz]! Demişler ki;

Bu Kur'ân-ı Kerîm, bu peygamberlik iki büyük şehirden meşhur bizim tanıdığımız falanca hakîm feylesof,Bu Kur'ân-ı Kerîm, bu peygamberlik iki büyük şehirden meşhur bizim tanıdığımız falanca hakîm feylesof, filanca meşhur zata gelmeli değil miydi?!.." demişler. filanca meşhur zata gelmeli değil miydi?!.." demişler. Taif'deki filanca adamı, Mekke'deki filanca kendilerinin gözlerinde büyüttükleri kimseyi kast ederekTaif'deki filanca adamı, Mekke'deki filanca kendilerinin gözlerinde büyüttükleri kimseyi kast ederek müşrikler; "Buna peygamberlik gelmeli değil miydi?" demiş. Onlara karşı âyet-i kerîmeler gelecek! müşrikler; "Buna peygamberlik gelmeli değil miydi?" demiş. Onlara karşı âyet-i kerîmeler gelecek!

Allahu Teâlâ buyuruyor ki; E hüm yaksimûne rahmete rabbike.Allahu Teâlâ buyuruyor ki;

E hüm yaksimûne rahmete rabbike.
"Rabbinin rahmetini onlar mı taksim ediyor? Kime verileceğini onlar mı karar verecek?" "Rabbinin rahmetini onlar mı taksim ediyor? Kime verileceğini onlar mı karar verecek?"

Elbette Cenâb-ı Hakk'ın seçtiği en uygun, en temiz, pak, güzel,Elbette Cenâb-ı Hakk'ın seçtiği en uygun, en temiz, pak, güzel, münasip, asil, soylu, en güzel ahlâklı bir kimsedir. İnsanlar böyle kabul etmediler! münasip, asil, soylu, en güzel ahlâklı bir kimsedir.

İnsanlar böyle kabul etmediler!
Bağyen, karşı gelerek asilik yaparak Allah'ın bu lütfunun karşısında durdular.Bağyen, karşı gelerek asilik yaparak Allah'ın bu lütfunun karşısında durdular. Daha önce mü'min iken kâfir durumuna düştüler. Neden? İnsan inanmayınca kâfir oluveriyor. Daha önce mü'min iken kâfir durumuna düştüler.

Neden?

İnsan inanmayınca kâfir oluveriyor.

İman, insanın kalbinde ürkek bir kuş gibidir! Cebinde bir cevher gibidir, cüzdanında bir şey gibidir.İman, insanın kalbinde ürkek bir kuş gibidir! Cebinde bir cevher gibidir, cüzdanında bir şey gibidir. Bunun hırsızları vardır. Çalarlar, alıp götürürler. Kuş uçuverir. Öyle senet ile bir zincir ile bağlı değil! Bunun hırsızları vardır. Çalarlar, alıp götürürler. Kuş uçuverir. Öyle senet ile bir zincir ile bağlı değil!

Mü'min bir insan kötü bir iş yaptı mı cehenneme düşüverir.Mü'min bir insan kötü bir iş yaptı mı cehenneme düşüverir. Allah'ın sözünü dinlemedi mi âsi oluverir.Allah'ın sözünü dinlemedi mi âsi oluverir. Eski kavimlerin âbid ve zahidlerinden niceleri olmuş, gelmiş geçmiş ki âbid iken mağarasında, Eski kavimlerin âbid ve zahidlerinden niceleri olmuş, gelmiş geçmiş ki âbid iken mağarasında, ibadetgâhında ibadet ederken şehre indikten sonra bir şeytana uyup günah işlemesi, içki içmesi,ibadetgâhında ibadet ederken şehre indikten sonra bir şeytana uyup günah işlemesi, içki içmesi, işret derken kötü bir duruma düşüp cehennemlik oluvermiş. işret derken kötü bir duruma düşüp cehennemlik oluvermiş. Eski ümmetlerden, âbidlerden bazılarının bile cehennemlik oluverdiği bildiriliyor. Eski ümmetlerden, âbidlerden bazılarının bile cehennemlik oluverdiği bildiriliyor.

Onun için ne yapmamız lazım? Biz insanlar bunlardan ibret almalıyız.Onun için ne yapmamız lazım?

Biz insanlar bunlardan ibret almalıyız.
Aklımızı başımıza toplamalıyız. İmanı korumak için gayret etmeliyiz. Aklımızı başımıza toplamalıyız. İmanı korumak için gayret etmeliyiz.

Maalesef Türkiye'de gazetelerden okuyoruz, kitaplardan görüyoruz: Bazıları kâfirleşmiş!Maalesef Türkiye'de gazetelerden okuyoruz, kitaplardan görüyoruz: Bazıları kâfirleşmiş! Anası babası belki mübarek insan, belki namazlı niyazlı insan ama kendileri kıpkızıl, kapkara! Anası babası belki mübarek insan, belki namazlı niyazlı insan ama kendileri kıpkızıl, kapkara! Bunların aslı esası yok, her şeyi "ret" durumuna düşmüş! Haklı mı? Değil! Bunların aslı esası yok, her şeyi "ret" durumuna düşmüş!

Haklı mı?

Değil!
Çünkü onlar bu konuları bizim kadar bilmezler. Çünkü onlar bu konuları bizim kadar bilmezler. Bilmedikleri hâlde yarım yamalak bilgiyle küfrü de yaymaya çalışan kaynaklar var.Bilmedikleri hâlde yarım yamalak bilgiyle küfrü de yaymaya çalışan kaynaklar var. Türkiye'de Müslümanlığı yok etmek isteyen düşmanlar,Türkiye'de Müslümanlığı yok etmek isteyen düşmanlar, bir milleti millet yapan önemli unsurları tahrip ederek yok edecekler!bir milleti millet yapan önemli unsurları tahrip ederek yok edecekler! En önemli unsurların başında iman kuvveti, inanç kuvveti geliyor.En önemli unsurların başında iman kuvveti, inanç kuvveti geliyor. İnancın doğru olması, güzel olması! Onun tahrip edilmesi lazım. Bunun için karar vermişler. Demişler ki; İnancın doğru olması, güzel olması! Onun tahrip edilmesi lazım. Bunun için karar vermişler. Demişler ki;

"Türkiye'yi yıkacağız. Bu bize düşman, bu devleti yıkalım!" Ne yapalım? "Türkiye'yi yıkacağız. Bu bize düşman, bu devleti yıkalım!"

Ne yapalım?

"Bunları imanından soyutlayalım. Bunları Kur'an'dan ayıralım!.." "Bunları imanından soyutlayalım. Bunları Kur'an'dan ayıralım!.."

Bunlar düşman devletlerin meclislerinde konuşulmuş.Bunlar düşman devletlerin meclislerinde konuşulmuş. Başbakanlar Kur'ân-ı Kerîm'i eline alıp; "Müslümanların elindenBaşbakanlar Kur'ân-ı Kerîm'i eline alıp; "Müslümanların elinden bu Kur'ân-ı Kerîm'i almazsanız onları yenemezsiniz.bu Kur'ân-ı Kerîm'i almazsanız onları yenemezsiniz. Onları yenmeniz için bu Kur'an'dan onları ayırmanız şarttır!" diye söylemişler. Onları yenmeniz için bu Kur'an'dan onları ayırmanız şarttır!" diye söylemişler. Bunlar adıyla sanıyla biliniyor. Kimlerin böyle yaptığı, yapmak istediği gizli değil,Bunlar adıyla sanıyla biliniyor. Kimlerin böyle yaptığı, yapmak istediği gizli değil, hayal de değil vehim de değil! Bizim uydurduğumuz bir şey de değil. Olayların da oluşundan görülüyor. hayal de değil vehim de değil! Bizim uydurduğumuz bir şey de değil. Olayların da oluşundan görülüyor.

Milleti, ümmeti parçalamak isteyen, müslümanları birbirine düşman eden,Milleti, ümmeti parçalamak isteyen, müslümanları birbirine düşman eden, bu arada işini götüren [insanlar belli]! Ötekiler uğraşıp dururken atı alan Üsküdar'ı geçecek.bu arada işini götüren [insanlar belli]!

Ötekiler uğraşıp dururken atı alan Üsküdar'ı geçecek.
İşini götürmek için de müslümanları ihtilafa düşürmek isteyen, komşularıyla ters duruma düşüren, İşini götürmek için de müslümanları ihtilafa düşürmek isteyen, komşularıyla ters duruma düşüren, birbirleriyle çarpıştıran [insanlar belli]! İşte Irak, işte İran! İki komşu ülke çarpıştı.birbirleriyle çarpıştıran [insanlar belli]! İşte Irak, işte İran! İki komşu ülke çarpıştı. İşte Mısır, işte Libya, Tunus, Cezayir, işte Afganistan, Afganistan'ın içindeki gruplar filan. İşte Mısır, işte Libya, Tunus, Cezayir, işte Afganistan, Afganistan'ın içindeki gruplar filan. Bunların misalleri çok! Kimseye kastım da yok! Üzüldüğüm için bunları söylüyorum.Bunların misalleri çok! Kimseye kastım da yok! Üzüldüğüm için bunları söylüyorum. Maalesef böyle ihtilaflar körükleniyor.Maalesef böyle ihtilaflar körükleniyor. Bazıları da bu körüklenmeye razı oluyorlar, çanak tutuyorlar, âlet oluyorlar. Bazıları da bu körüklenmeye razı oluyorlar, çanak tutuyorlar, âlet oluyorlar.

Sonuç ne oluyor? Millet ve devlet zarar görüyor. Biz çevremizde görüyoruz. Ümmet zarar görüyor.Sonuç ne oluyor?

Millet ve devlet zarar görüyor. Biz çevremizde görüyoruz. Ümmet zarar görüyor.
Sonra insanların hem dünyaları hem âhiretleri mahvoluyor.Sonra insanların hem dünyaları hem âhiretleri mahvoluyor. Bunları kuşbakışı görebilen, tarihi bilen, dini imanı bilen milletlerin yükselmesinin neden olduğunu, Bunları kuşbakışı görebilen, tarihi bilen, dini imanı bilen milletlerin yükselmesinin neden olduğunu, çökmesinin neden olduğunu bilen insanlar var! Bunlar kitaplarda yazılmış: çökmesinin neden olduğunu bilen insanlar var! Bunlar kitaplarda yazılmış:

"Roma imparatorluğu niçin genişledi, büyüdü, yükseldi, niçin çöktü?"Roma imparatorluğu niçin genişledi, büyüdü, yükseldi, niçin çöktü? Osmanlı imparatorluğu, niye gelişti, hangi sebeplerle gelişti, niye çöktü?.." Osmanlı imparatorluğu, niye gelişti, hangi sebeplerle gelişti, niye çöktü?.."

Tarihteki büyük devletlerin ilerlemeleri, yükselmeleri, çökmelerinin sebepleri belli.Tarihteki büyük devletlerin ilerlemeleri, yükselmeleri, çökmelerinin sebepleri belli. Bunun kanunları var. Bir düşmanın karşısındaki düşman devleti yenmek için yaptığı çalışmalar var:Bunun kanunları var. Bir düşmanın karşısındaki düşman devleti yenmek için yaptığı çalışmalar var: Beşinci kol faaliyeti diyoruz, casusluk faaliyeti diyoruz, propaganda faaliyeti diyoruz…Beşinci kol faaliyeti diyoruz, casusluk faaliyeti diyoruz, propaganda faaliyeti diyoruz… Düşmanın maneviyatını yok etmek! Onu ye'se, ümitsizliğe düşürmek! Zaferden ümidini kesmek!.. Düşmanın maneviyatını yok etmek! Onu ye'se, ümitsizliğe düşürmek! Zaferden ümidini kesmek!.. Askeriyede bunlar bilinen şeyler.Askeriyede bunlar bilinen şeyler. Psikolojik harp dedikleri bu gibi şeylerin, insanın maneviyatına dayalı ruhsal kuvvetlerini kırmak içinPsikolojik harp dedikleri bu gibi şeylerin, insanın maneviyatına dayalı ruhsal kuvvetlerini kırmak için yapılan maneviyat sahasındaki harp diye adı sanı var. Kitapları var, uzmanları var.yapılan maneviyat sahasındaki harp diye adı sanı var. Kitapları var, uzmanları var. Bunların hepsi yapılıyor. Bunu bizim askeriyedekiler bilirler, başka askeriyedekiler bilirler.Bunların hepsi yapılıyor.

Bunu bizim askeriyedekiler bilirler, başka askeriyedekiler bilirler.
Çünkü askerler birbirlerini ziyaret ederler. Bu kitapları biz de askerlik derslerinde okuduk.Çünkü askerler birbirlerini ziyaret ederler. Bu kitapları biz de askerlik derslerinde okuduk. Orduda görev yaptığımız zaman da gördük. Orduda görev yaptığımız zaman da gördük. Askerin maneviyatının, moralinin yüksek olması, savaştan kaçmaması, harpten, düşmandan korkmaması,Askerin maneviyatının, moralinin yüksek olması, savaştan kaçmaması, harpten, düşmandan korkmaması, sebat etmesi, başarı kazanması, şehitliği istemesi… Bunların hepsi bizim hasletlerimiz. sebat etmesi, başarı kazanması, şehitliği istemesi… Bunların hepsi bizim hasletlerimiz.

Nereden geliyor? Bu askeri başarıların kökeninde ne var? Kesin olarak İslâm var.Nereden geliyor?

Bu askeri başarıların kökeninde ne var?

Kesin olarak İslâm var.
İslâm bizim minnettar olmamız gereken velinimetimiz. Bize tarih boyu neler kazandırmış neler kazandırmış?.. İslâm bizim minnettar olmamız gereken velinimetimiz. Bize tarih boyu neler kazandırmış neler kazandırmış?..

Şimdi bazıları ona düşman durumuna geçmiş.Şimdi bazıları ona düşman durumuna geçmiş. Bayağı İslâm'a düşman, müslümanlara düşman, Kur'an'a düşman!Bayağı İslâm'a düşman, müslümanlara düşman, Kur'an'a düşman! Bunların hepsinin aleyhinde konuşmalar yapıyor. Yazılar yazıyor, kitaplar yazıyor, basıyor.Bunların hepsinin aleyhinde konuşmalar yapıyor. Yazılar yazıyor, kitaplar yazıyor, basıyor. Bu kitaplar da okutuluyor. Olmaz. Çok yanlış. Olur, ama yanlış olur. Bu kitaplar da okutuluyor.

Olmaz. Çok yanlış. Olur, ama yanlış olur.
Olur, ama sonuç kötü olur. Yapılırsa bunlara göz yumulursa bir millet çöker! Olur, ama sonuç kötü olur. Yapılırsa bunlara göz yumulursa bir millet çöker!

Bizim milletimizin çökmesini isteyenler de çok! "Çöksün de birkaç parçasını daha alalım…" Bizim milletimizin çökmesini isteyenler de çok!

"Çöksün de birkaç parçasını daha alalım…"

Koca bir ülkeden, devlet-i aliyyeden 16-17 tane başka devlet çıktı. Hepsi de birbiriyle uğraşıyor.Koca bir ülkeden, devlet-i aliyyeden 16-17 tane başka devlet çıktı. Hepsi de birbiriyle uğraşıyor. Hiçbir yerde de huzur yok! Osmanlı'ya hıyanet etmiş olanların hiçbirisi mutlu olmadı!Hiçbir yerde de huzur yok! Osmanlı'ya hıyanet etmiş olanların hiçbirisi mutlu olmadı! Osmanlı'nın hâkimiyetinden çıktı, Rus'un hâkimiyetine girdi.Osmanlı'nın hâkimiyetinden çıktı, Rus'un hâkimiyetine girdi. Veya daha başka bir zalimin boyunduruğu altına düştü.Veya daha başka bir zalimin boyunduruğu altına düştü. Veyahut kendi ülkesi sömürüldü, tabii kaynakları sömürüldü… Bunları anlayamıyorlar!Veyahut kendi ülkesi sömürüldü, tabii kaynakları sömürüldü…

Bunları anlayamıyorlar!
Ama biz anlıyoruz, söylüyoruz. Allah rızası için söylüyoruz. Herkes tarafından da anlaşılması lazım! Ama biz anlıyoruz, söylüyoruz. Allah rızası için söylüyoruz. Herkes tarafından da anlaşılması lazım!

Demek ki Allah Peygamber Efendimiz'e peygamberlik verdi diye kızdıkları için âsi oldular,Demek ki Allah Peygamber Efendimiz'e peygamberlik verdi diye kızdıkları için âsi oldular, karşı geldiler, kâfir oldular. Ama bu çok kötü bir şey! Kendilerini çok kötü bir duruma düşürdüler. karşı geldiler, kâfir oldular. Ama bu çok kötü bir şey! Kendilerini çok kötü bir duruma düşürdüler. Sağladıkları menfaatlerin karşılığında kendilerini sattılar. Çok kötü bir sonuca sattılar.Sağladıkları menfaatlerin karşılığında kendilerini sattılar. Çok kötü bir sonuca sattılar. Çok kötü bir akıbeti kendilerine kendi eliyle hazırladılar! Çok kötü bir akıbeti kendilerine kendi eliyle hazırladılar!

Febaû bi-ğadabin alâ ğadabin. "Gazap üzerine gazaba müstahak oldular!" Febaû bi-ğadabin alâ ğadabin. "Gazap üzerine gazaba müstahak oldular!"

Bâu; istehakkû-istevcebû mânasına: "Hak ettiler, mâruz kaldılar." demek. Bâu; istehakkû-istevcebû mânasına: "Hak ettiler, mâruz kaldılar." demek.

Mü'minken küfre düşüverdi. Neden? Hayat bir imtihandır.Mü'minken küfre düşüverdi.

Neden?

Hayat bir imtihandır.
Her an herkesin ayağı kayabilir. Herkes her an söylediği söze, yaptığı işe dikkat edecek! Her an herkesin ayağı kayabilir. Herkes her an söylediği söze, yaptığı işe dikkat edecek!

Ben tasavvuf sahasında da düşünüyorum. Mesela bir dergâhta ne olur? Ben tasavvuf sahasında da düşünüyorum.

Mesela bir dergâhta ne olur?

Şeyh efendi birisini kendisine "Bu olsun." diye halife tayin etmiş. Bakıyorsun birçok isyan, birçok itiraz!..Şeyh efendi birisini kendisine "Bu olsun." diye halife tayin etmiş. Bakıyorsun birçok isyan, birçok itiraz!.. Hocaefendiden, şeyhefendiden sonra bir sürü karşı gelme!.. Ama bereket onun tayin ettiğinde!Hocaefendiden, şeyhefendiden sonra bir sürü karşı gelme!.. Ama bereket onun tayin ettiğinde! Onun seçtiğini beğenmeyenler, onu tenkit edenler, yanlış ters tarafa düşmüş oluyorlar! Onun seçtiğini beğenmeyenler, onu tenkit edenler, yanlış ters tarafa düşmüş oluyorlar!

Halvetî tarikatinin tarihinde böyle olmuş. Hediyyetü'l-ihvân kitabında bunun misalleri anlatılıyor.Halvetî tarikatinin tarihinde böyle olmuş. Hediyyetü'l-ihvân kitabında bunun misalleri anlatılıyor. Daha başka şeyler de böyle! İnsanoğulları, görevlendirilmiş insanların mânevî kıymetini anlayamıyorlar.Daha başka şeyler de böyle! İnsanoğulları, görevlendirilmiş insanların mânevî kıymetini anlayamıyorlar. İtiraz ediyorlar. Sonradan da itiraz edenler zarara uğruyor. İtiraz ediyorlar. Sonradan da itiraz edenler zarara uğruyor. Çok kötü duruma kendilerini düşürmüş oluyorlar. Febâu istahakku. "Müstahak oldular." Çok kötü duruma kendilerini düşürmüş oluyorlar.

Febâu istahakku. "Müstahak oldular."

Bi-ğadabin alâ ğadabin. "Gazap üzerine gazaba müstahak oldular!" Bi-ğadabin alâ ğadabin. "Gazap üzerine gazaba müstahak oldular!"

Ğadabin alâ ğadab'dan murad, İbn Abbas rahmetullahi aleyh'in beyanına göre;Ğadabin alâ ğadab'dan murad, İbn Abbas rahmetullahi aleyh'in beyanına göre; önce Tevrat'ın, kendi kitaplarının, peygamberlerinin şeriatini uygulamamalarından dolayıönce Tevrat'ın, kendi kitaplarının, peygamberlerinin şeriatini uygulamamalarından dolayı bir gazaba uğradılar! "Madem yahudisiniz Tevrat'a uyun. Madem İsevi'siniz, İncil'e uyun!.." bir gazaba uğradılar!

"Madem yahudisiniz Tevrat'a uyun. Madem İsevi'siniz, İncil'e uyun!.."

Ama kendi kitaplarına da kendi peygamberlerinin öğrettiklerine de uymadıkları zaman Allah;Ama kendi kitaplarına da kendi peygamberlerinin öğrettiklerine de uymadıkları zaman Allah; kendisine âsi oldu, emirlerini, buyruğunu, kutsal kitapta emrettiklerini tutmadı,kendisine âsi oldu, emirlerini, buyruğunu, kutsal kitapta emrettiklerini tutmadı, ahlâklı olmadı, zulmetti, haksızlık etti diye oradan bir gazap ediyor. ahlâklı olmadı, zulmetti, haksızlık etti diye oradan bir gazap ediyor.

Febâu bi-ğazabin bi-ğazab. "Kendi kitaplarında kendi ahkâmlarına uymayıpFebâu bi-ğazabin bi-ğazab. "Kendi kitaplarında kendi ahkâmlarına uymayıp kendilerinin ahkâmı yönünden de şeraitleri yönünden de suçlu duruma düşmeleri! kendilerinin ahkâmı yönünden de şeraitleri yönünden de suçlu duruma düşmeleri!

İkinci gazap da bu sefer yeni şeriat gelince Allah yeni peygamber gönderinceİkinci gazap da bu sefer yeni şeriat gelince Allah yeni peygamber gönderince -ki tarih boyunca göndermiş- buna da alışmaları lazımdı. -ki tarih boyunca göndermiş- buna da alışmaları lazımdı.

Ey Ehl-i Kitab, Âdem aleyhisselam peygamber miydi? Peygamberdi. Ey Ehl-i Kitab, Âdem aleyhisselam peygamber miydi?

Peygamberdi.

İbrahim aleyhisselam size göre de peygamber mi? Evet, peygamber. İbrahim aleyhisselam size göre de peygamber mi?

Evet, peygamber.

Musa aleyhisselam da peygamber mi? Evet, peygamber. Musa aleyhisselam da peygamber mi?

Evet, peygamber.

Görüyorsunuz; Allah zaman içinde ihtiyaçlara göre rahmetinden, lütfundan doğruyu,Görüyorsunuz; Allah zaman içinde ihtiyaçlara göre rahmetinden, lütfundan doğruyu, doğru yolu gösteren, doğru yolu öğütleyen mübarek kulları göndermiş. doğru yolu gösteren, doğru yolu öğütleyen mübarek kulları göndermiş. Siz bunu görüp duruyorsunuz. Siz bunu görüp duruyorsunuz. Sonra kendi tarihlerinde Musa aleyhisselam da peygamber, Harun aleyhisselam da peygamber!Sonra kendi tarihlerinde Musa aleyhisselam da peygamber, Harun aleyhisselam da peygamber! Biz inanıyoruz, seviyoruz. Yuşa aleyhisselam da peygamber! Beykoz'da makamı var. Biz inanıyoruz, seviyoruz. Yuşa aleyhisselam da peygamber! Beykoz'da makamı var. Ziyaret ediyoruz, memnun oluyoruz. "Ne feyizli yer?!.." diyoruz, dualar ediyoruz. Ziyaret ediyoruz, memnun oluyoruz. "Ne feyizli yer?!.." diyoruz, dualar ediyoruz.

Yahudi değiliz ama peygamberlerin hepsine hürmet etmek bizde olduğu için böyle yapıyoruz. Yahudi değiliz ama peygamberlerin hepsine hürmet etmek bizde olduğu için böyle yapıyoruz.

Peygamberler demek ki peş peşe geliyor. Gelene itaat etmek lazım. Peygamberler demek ki peş peşe geliyor. Gelene itaat etmek lazım.

"Ben Musa'ya inandım." diye Yuşa aleyhisselam'ın emrini tutmayan ne olur? Yine âsi olur! "Ben Musa'ya inandım." diye Yuşa aleyhisselam'ın emrini tutmayan ne olur?

Yine âsi olur!

Bu sefer İsa aleyhisselam'a inanmadılar!Bu sefer İsa aleyhisselam'a inanmadılar! Allahu Teâlâ İsa aleyhisselam'ı gönderince, ona İncil'i indirince inanmadılar. Allahu Teâlâ İsa aleyhisselam'ı gönderince, ona İncil'i indirince inanmadılar. Peygamber Efendimiz de gelince işte geleneksel bir değişim! Peygamber Efendimiz de gelince işte geleneksel bir değişim!

Lâ teşbîh ve lâ temsil: Bir dairenin başına bir bakan geliyor, gidiyor.Lâ teşbîh ve lâ temsil: Bir dairenin başına bir bakan geliyor, gidiyor. Bir devletin başına birisi geliyor, gidiyor. Bir yere bir müdür geliyor, gidiyor.Bir devletin başına birisi geliyor, gidiyor. Bir yere bir müdür geliyor, gidiyor. Makam devam ettiği için makamın başındaki insanlar efendi bir şekilde oradan ayrılınca Makam devam ettiği için makamın başındaki insanlar efendi bir şekilde oradan ayrılınca yerine bir başkası geliyor veya gerektiği zaman da değiştiriliyor. yerine bir başkası geliyor veya gerektiği zaman da değiştiriliyor.

Cenâb-ı Hak da âhir zaman peygamberini göndereceğini önceden bildirmiş.Cenâb-ı Hak da âhir zaman peygamberini göndereceğini önceden bildirmiş. Tevrat'ta yazılmış: Âhir zaman peygamberi gelecek! Yahudiler de bekliyorlar, söylüyorlar.Tevrat'ta yazılmış: Âhir zaman peygamberi gelecek!

Yahudiler de bekliyorlar, söylüyorlar.
İncil'de de yazılmış: "Benden sonra bir peygamber gelecek!" diye Hz. İsa aleyhisselam da söylemiş.İncil'de de yazılmış: "Benden sonra bir peygamber gelecek!" diye Hz. İsa aleyhisselam da söylemiş. "Hakikatin ruhu ben değilim. Benden sonra birisi gelecek. Ben bütün vazifeleri tamamlayamadım."Hakikatin ruhu ben değilim. Benden sonra birisi gelecek. Ben bütün vazifeleri tamamlayamadım. Vazifeleri tamamlayacak birisi gelecek!" diye açıkça söylemiş. Bunlar İncil'de var.Vazifeleri tamamlayacak birisi gelecek!" diye açıkça söylemiş.

Bunlar İncil'de var.
Bizim üniversitede profesörlerimiz gösterdiler, o İncil cümlelerini okuttular. Bizim üniversitede profesörlerimiz gösterdiler, o İncil cümlelerini okuttular.

Ama onlar bunu kabul etmiyorlar: "İleride gelecek…" [diyorlar].Ama onlar bunu kabul etmiyorlar:

"İleride gelecek…" [diyorlar].
Daha ileriye atıyorlar, daha ileriye atıyorlar. Bu da tabii kendilerini oyalama, aldatma! Daha ileriye atıyorlar, daha ileriye atıyorlar.

Bu da tabii kendilerini oyalama, aldatma!
Şeytanın bir aldatması, başka bir şey değil!Şeytanın bir aldatması, başka bir şey değil! Çünkü birçok delillerden Hz. İsa'nın da hak peygamber olduğu ortada! Çünkü birçok delillerden Hz. İsa'nın da hak peygamber olduğu ortada! Musa aleyhisselam'ın da mucizelerini yahudiler gördüler. O da hak peygamber!Musa aleyhisselam'ın da mucizelerini yahudiler gördüler. O da hak peygamber! Peygamber Efendimiz'in de hak peygamber olduğu hayatıyla, mucizelerle, her şeyle apaşikar ortada! Peygamber Efendimiz'in de hak peygamber olduğu hayatıyla, mucizelerle, her şeyle apaşikar ortada!

Kendisi hristiyan veya yahudi olan alimler şimdi inceliyorlar, müslüman oluyorlar! Kendisi hristiyan veya yahudi olan alimler şimdi inceliyorlar, müslüman oluyorlar!

Profesör Morris Bukai nedir? Bir Fransız, mübarek bir ilim adamı!Profesör Morris Bukai nedir?

Bir Fransız, mübarek bir ilim adamı!
Fransız İlimler Akademisi'ne seçilmiş bir insan! Tevrat'ı bilen bir insan!Fransız İlimler Akademisi'ne seçilmiş bir insan! Tevrat'ı bilen bir insan! Tevrat İncil ve Kur'an diye kitap yazmış, hepsini inceleyen bir insan! Tevrat İncil ve Kur'an diye kitap yazmış, hepsini inceleyen bir insan! İncelemesinin sonunda Kur'an'ın Allah kelamı olduğunu anlayıp tasdik edip kabul edip müslüman oluyor. İncelemesinin sonunda Kur'an'ın Allah kelamı olduğunu anlayıp tasdik edip kabul edip müslüman oluyor.

Roger Garaudy kimdir? Bir feylesof! Asrın önemli bir mütefekkiri, düşünürü!Roger Garaudy kimdir?

Bir feylesof! Asrın önemli bir mütefekkiri, düşünürü!
Çok meşhur, sevilen sayılan bir insan! Fransa'da yetişmiş. Dinî terbiyesini almış.Çok meşhur, sevilen sayılan bir insan! Fransa'da yetişmiş. Dinî terbiyesini almış. Fransız medeniyetini biliyor. Toplumunu biliyor, fikirlerini, tarihini biliyor.Fransız medeniyetini biliyor. Toplumunu biliyor, fikirlerini, tarihini biliyor. Sonra fikir akımlarını biliyor. En sonunda kapitalizmin kusurlarını gördüğü için sosyalizme meyletmiş.Sonra fikir akımlarını biliyor. En sonunda kapitalizmin kusurlarını gördüğü için sosyalizme meyletmiş. Kitapları Moskova'da ders kitabı olarak okutulmuş.Kitapları Moskova'da ders kitabı olarak okutulmuş. İncelemesini ilerletince İslâm'ın hak din olduğunu anlıyor ve müslüman oluyor. Kimse zorlamadı.İncelemesini ilerletince İslâm'ın hak din olduğunu anlıyor ve müslüman oluyor.

Kimse zorlamadı.
Düşünüp arayınca buluyor. Hepsi buluyor. Amerikalı senatörlerden müslüman olanlar var. Düşünüp arayınca buluyor. Hepsi buluyor. Amerikalı senatörlerden müslüman olanlar var. Japonlar'dan müslüman olanlar var. İngilizler'den, Almanlar'dan müslüman olanlar var.Japonlar'dan müslüman olanlar var. İngilizler'den, Almanlar'dan müslüman olanlar var. Almanlar'ın meşhur şairlerinden, İngilizler'in meşhur feylesoflarından müslüman olanlar var… Neden? Almanlar'ın meşhur şairlerinden, İngilizler'in meşhur feylesoflarından müslüman olanlar var…

Neden?

İncelemelerinin sonunda sonuç böyle olduğu için müslüman oluyorlar! Neden gazap üzerine gazap aldılar? İncelemelerinin sonunda sonuç böyle olduğu için müslüman oluyorlar!

Neden gazap üzerine gazap aldılar?

1.Kendi kitaplarının ahkâmını çiğnedikleri için! 1.Kendi kitaplarının ahkâmını çiğnedikleri için!

2.Gelen yeniliği, yeni hükmü anlayamadıkları, yeni peygambere uymadıkları,2.Gelen yeniliği, yeni hükmü anlayamadıkları, yeni peygambere uymadıkları, Allah'ın yeni peygamber vasıtasıyla insanlara ulaştırdığı ahkâmı reddettikleri,Allah'ın yeni peygamber vasıtasıyla insanlara ulaştırdığı ahkâmı reddettikleri, Kur'an'a inanmadıkları için gazap üzerine gazap aldılar. Kur'an'a inanmadıkları için gazap üzerine gazap aldılar.

Gazap üzerine gazap kendi tarihlerindeki çeşitli hataları ile de yorumlanıyor: Gazap üzerine gazap kendi tarihlerindeki çeşitli hataları ile de yorumlanıyor:

Hz. Musa'yı, mucizelerini görünce kurtulunca Firavun'un zulmünden halas oluncaHz. Musa'yı, mucizelerini görünce kurtulunca Firavun'un zulmünden halas olunca iyi bir mü'min olmaları gerekirken başladılar puta tapmaya! iyi bir mü'min olmaları gerekirken başladılar puta tapmaya! Hatta Musa aleyhisselam'a; "Şu kavmin putları gibi bir buzağı heykeli yap, tap!" diyeHatta Musa aleyhisselam'a; "Şu kavmin putları gibi bir buzağı heykeli yap, tap!" diye kendileri teklif ettiler. Bunları tarihleri yazıyor.kendileri teklif ettiler. Bunları tarihleri yazıyor. Bizim Kur'ân-ı Kerîm'de de âyet-i kerîmeler bunları beyan ediyor.Bizim Kur'ân-ı Kerîm'de de âyet-i kerîmeler bunları beyan ediyor. Çeşitli hatalarından dolayı gazap üzerine gazabı aldılar, kazandılar, müstahak oldular.Çeşitli hatalarından dolayı gazap üzerine gazabı aldılar, kazandılar, müstahak oldular. Ceza üzerine ceza, bela üzerine bela! Allah'ın kahrı üzerine kahrı peş peşe bunların üzerine geldi. Ceza üzerine ceza, bela üzerine bela! Allah'ın kahrı üzerine kahrı peş peşe bunların üzerine geldi.

Ve li'l-kâfirîne azâbün mühînün. Ve li'l-kâfirîne azâbün mühînün.

"Kâfirlere onları hor kılıcı, zelil eyleyici, değersiz hâle getirici,"Kâfirlere onları hor kılıcı, zelil eyleyici, değersiz hâle getirici, şeref bırakmayıp mahv ü perişan edici bir azap vardır." şeref bırakmayıp mahv ü perişan edici bir azap vardır."

Allah'ın kahrına azabına uğradı mı ne mevki kalır ne makam kalır, ne para kalır, ne şan ne şöhret kalır,Allah'ın kahrına azabına uğradı mı ne mevki kalır ne makam kalır, ne para kalır, ne şan ne şöhret kalır, ne sermaye kalır,ne dünyadaki unvanlar kalır!.. Allah'ın zelil ettiğini kimse aziz eyleyemez.ne sermaye kalır,ne dünyadaki unvanlar kalır!..

Allah'ın zelil ettiğini kimse aziz eyleyemez.
Çünkü Allah kızdı, onu cezalandırdı. Çünkü kâfirlere böyle bir azap vardır. Nasıl bir azap? Çünkü Allah kızdı, onu cezalandırdı. Çünkü kâfirlere böyle bir azap vardır.

Nasıl bir azap?

Bütün şerefleri, haysiyetleri, izzeti yok eden, rezil rüsva eden bir azap vardır. Bütün şerefleri, haysiyetleri, izzeti yok eden, rezil rüsva eden bir azap vardır.

Mühîn, dehâne-yuhînu-ihâneten masdarından ism-i faîl. Mühîn, dehâne-yuhînu-ihâneten masdarından ism-i faîl.

"Onları heyyin, değersiz, önemsiz, hor, zelil, hakir kılıcı." demek. Bunun mastarı ihanet! "Onları heyyin, değersiz, önemsiz, hor, zelil, hakir kılıcı." demek. Bunun mastarı ihanet!

Türkiye'de ihanet sözü yanlış biliniyor ve yanlış kullanılıyor.Türkiye'de ihanet sözü yanlış biliniyor ve yanlış kullanılıyor. İhanet deyince vatana ihanet deniyor. Vatana ihanet değil, vatana hıyanet! İhanet deyince vatana ihanet deniyor. Vatana ihanet değil, vatana hıyanet! Hıyanet başka ihanet başka! Başkalığı nedir? Hıyanet başka ihanet başka!

Başkalığı nedir?

Hıyanet; "hain olmak" demek. Hıyânet-i vataniyye, vatana hainlik! İhanet ne demek? Hıyanet; "hain olmak" demek. Hıyânet-i vataniyye, vatana hainlik!

İhanet ne demek?

"Hor ve zelil kılmak" demek. O ayrı bir kelime. "Hor ve zelil kılmak" demek. O ayrı bir kelime.

"Vatana ihanet etti." diyor. Vatana ihanet etmek, yanlış bir tabir olmuş oluyor. "Vatana ihanet etti." diyor. Vatana ihanet etmek, yanlış bir tabir olmuş oluyor.

"Kâfirlere hor ve zelil kılıcı bir azap vardır!" Burada ve ile gelmiş: "Kâfirlere hor ve zelil kılıcı bir azap vardır!"

Burada ve ile gelmiş:

Ve li'l-kâfirîne azâbün mühîn. "Ve kâfirlere onları hor, zelil eyleyici, bir hiç eyleyici,Ve li'l-kâfirîne azâbün mühîn. "Ve kâfirlere onları hor, zelil eyleyici, bir hiç eyleyici, mahv u perişan eyleyici, adeta yok edici bir gazap vardır." mahv u perişan eyleyici, adeta yok edici bir gazap vardır."

Febâu bi-ğadabin alâ ğadabin. Bu, hâl cümlesi oluyor. Febâu bi-ğadabin alâ ğadabin.

Bu, hâl cümlesi oluyor.

"Onlar gazap üzerine gazabı almaktan kaçınmadılar, korunmadılar, bunu hak ettiler." "Onlar gazap üzerine gazabı almaktan kaçınmadılar, korunmadılar, bunu hak ettiler."

Hâlbuki azabı düşünüp korkup da kaçınmaları lazımdı. İnsanların bu işleri yapması neden oluyor? Hâlbuki azabı düşünüp korkup da kaçınmaları lazımdı.

İnsanların bu işleri yapması neden oluyor?

İmansızlıktan oluyor.İmansızlıktan oluyor. Korkmuyor, azabı düşünmüyor, azap gelmeyecek sanıyor ama geliyor.Korkmuyor, azabı düşünmüyor, azap gelmeyecek sanıyor ama geliyor. Gördüğü zaman olduğunu, hak olduğunu anlıyor ama iş işten geçmiş oluyor.Gördüğü zaman olduğunu, hak olduğunu anlıyor ama iş işten geçmiş oluyor. Ama şeytan onlara azap olmayacak gibi bir düşünce veriyor. Ama şeytan onlara azap olmayacak gibi bir düşünce veriyor.

"Bunların aslı esası yok. Geç beyim geç, biz bunların hiçliğini anladık!.." demiş. "Bunların aslı esası yok. Geç beyim geç, biz bunların hiçliğini anladık!.." demiş.

Rahmetli Nurettin Topçu Balıkesir'de giderken yolda bakmış;Rahmetli Nurettin Topçu Balıkesir'de giderken yolda bakmış; bir insafsız köylü, yolun kenarına dikilmiş güzel fidanı hayvanına vurmak için sopa yapıyor. bir insafsız köylü, yolun kenarına dikilmiş güzel fidanı hayvanına vurmak için sopa yapıyor.

Arkadan yetişmiş, demiş: Arkadan yetişmiş, demiş:

"Günah değil mi, yol kenarı ağaçlandırmasından bir taze fidanı bir hiç uğruna kırdın!?!.. "Günah değil mi, yol kenarı ağaçlandırmasından bir taze fidanı bir hiç uğruna kırdın!?!..

"Geç beyim geç, biz onların boşluğunu anladık!.." demiş. Neresi boş? "Geç beyim geç, biz onların boşluğunu anladık!.." demiş.

Neresi boş?

Boş değil ama münkirlik işte! İnanmıyor artık! "Sen günahtan anlamıyor musun?" deyipBoş değil ama münkirlik işte! İnanmıyor artık!

"Sen günahtan anlamıyor musun?" deyip
yakasın yapışıp götüreceksin hâkimin karşısına. Hâkim de salahiyetini kullanacak: yakasın yapışıp götüreceksin hâkimin karşısına. Hâkim de salahiyetini kullanacak:

"Herkes senin gibi yaparsa memlekette bir tek fidan kalmaz. Sen demek Allah'tan korkmuyorsun!"Herkes senin gibi yaparsa memlekette bir tek fidan kalmaz. Sen demek Allah'tan korkmuyorsun! O zaman ben sana anlayacağın dilden muamele edeyim: Atın şunu hapse, kalsın 2 sene!.." O zaman ben sana anlayacağın dilden muamele edeyim: Atın şunu hapse, kalsın 2 sene!.."

Bir fidandan dolayı 5 sene cezayı çeksin bakalım! Almanya'da bir çocuk yangın çıkarmış.Bir fidandan dolayı 5 sene cezayı çeksin bakalım!

Almanya'da bir çocuk yangın çıkarmış.
Orman yakmış. Hâkimin karşısına çıkarmışlar.Orman yakmış. Hâkimin karşısına çıkarmışlar. Çocuk tabii, çocukların cezai ehliyetleri, ceza yeme durumları henüz yok. Çocuk tabii, çocukların cezai ehliyetleri, ceza yeme durumları henüz yok.

Hâkim demiş ki; "Bu çocuk hayatı boyunca yüz bin fidan dikmeye mahkûmdur.Hâkim demiş ki;

"Bu çocuk hayatı boyunca yüz bin fidan dikmeye mahkûmdur.
Bunu mahkûm ediyorum. Polis ve çevresindeki ilgililer takip etsinler: Bu çocuk yüz bin tane ağaç dikecek!" Bunu mahkûm ediyorum. Polis ve çevresindeki ilgililer takip etsinler: Bu çocuk yüz bin tane ağaç dikecek!"

Yaktığı kadarının fazlasını dikmesi lazım. Ben olsam hâkim olarak [daha fazla dikmesine karar verirdim].Yaktığı kadarının fazlasını dikmesi lazım. Ben olsam hâkim olarak [daha fazla dikmesine karar verirdim]. Bilmiyorum, tabii onlar da kanunlarla sınırlı, keyfî olarak iş yapamazlarBilmiyorum, tabii onlar da kanunlarla sınırlı, keyfî olarak iş yapamazlar ama Almanya'daki bu olayı duyduğum için söylüyorum: Ben olsam o adamı yakalarım.ama Almanya'daki bu olayı duyduğum için söylüyorum:

Ben olsam o adamı yakalarım.
İki sene hapsederim. Yüz bin tane de fidan dikmeye mahkûm ederim. İki sene hapsederim. Yüz bin tane de fidan dikmeye mahkûm ederim. "Şu boş arazi, buraya fidanları ekeceksin! Her sene fidanları kontrol edeceğiz."Şu boş arazi, buraya fidanları ekeceksin! Her sene fidanları kontrol edeceğiz. Sulayacaksın, ihmal ettiğin takdirde cezan yine arttırılacaktır!" diye söylerim. Sulayacaksın, ihmal ettiğin takdirde cezan yine arttırılacaktır!" diye söylerim.

Çünkü bazısı; "Geç beyim geç, bunlar boş…" diyor ama kendisi yanlış yolda! Çünkü bazısı; "Geç beyim geç, bunlar boş…" diyor ama kendisi yanlış yolda!

Nurettin Topçu üniversitede doçent; kalsaydı profesör olurdu, ordinaryüs profesör olurdu.Nurettin Topçu üniversitede doçent; kalsaydı profesör olurdu, ordinaryüs profesör olurdu. Ama ayrıldı. Allah rahmet eylesin. Fikir hayatımızda müstesna bir yeri var. Ama ayrıldı. Allah rahmet eylesin. Fikir hayatımızda müstesna bir yeri var. Çok güzel hizmetler yaptı. Gençlik yetiştirdi. Milliyetçi, mukaddesatçı gençlik yetiştirdi.Çok güzel hizmetler yaptı. Gençlik yetiştirdi. Milliyetçi, mukaddesatçı gençlik yetiştirdi. Yetiştirdiği insanlar devlet adamı oldular, yüksek mevkilere geldiler, güzel icraatlar yaptılar. Yetiştirdiği insanlar devlet adamı oldular, yüksek mevkilere geldiler, güzel icraatlar yaptılar. Nur içinde yatsın. Tabii Abdülaziz [Bekkine] Hocamız'a da müntesip idi.Nur içinde yatsın.

Tabii Abdülaziz [Bekkine] Hocamız'a da müntesip idi.
Derviş idi, dindar idi, mütedeyyin idi.Derviş idi, dindar idi, mütedeyyin idi. Bir mütefekkirin derviş olması, mutasavvıf olması, dindar olması önemlidir.Bir mütefekkirin derviş olması, mutasavvıf olması, dindar olması önemlidir. Hiçbir şey bilmeyen sıfır herifin kıpkızıl, kapkara olması önemli değilHiçbir şey bilmeyen sıfır herifin kıpkızıl, kapkara olması önemli değil ama bir bilim adamının mü'min olması, mutasavvıf olması önemli bir olay! ama bir bilim adamının mü'min olması, mutasavvıf olması önemli bir olay!

Televizyonlardan siz aleyhte neşriyat yaparsınız, tasavvufun ruh terbiyesinin önemsizliğini vurgulayacakTelevizyonlardan siz aleyhte neşriyat yaparsınız, tasavvufun ruh terbiyesinin önemsizliğini vurgulayacak yalan yanlış beyanat yaparsınız… Bunlar şeytanlık! İnsan halkı -karşılık görmeyince- kandırır. yalan yanlış beyanat yaparsınız… Bunlar şeytanlık! İnsan halkı -karşılık görmeyince- kandırır. Ama senin ilmin ne irfanın ne! Bak bu [Nurettin Topçu] bilim adamı!Ama senin ilmin ne irfanın ne!

Bak bu [Nurettin Topçu] bilim adamı!
Fransa'da okumuş, Fransızca'sı var. Kafası çalışıyor, eserleri var. Eserleri ders kitabı olarak okutuluyor.Fransa'da okumuş, Fransızca'sı var. Kafası çalışıyor, eserleri var. Eserleri ders kitabı olarak okutuluyor. Uluslararası şöhreti var. Hayırlı faaliyetleri var… Uluslararası şöhreti var. Hayırlı faaliyetleri var…

Her çeşit söz söylenir ama milletin doğru olan söze tâbi olması lazım.Her çeşit söz söylenir ama milletin doğru olan söze tâbi olması lazım. İlgililerinin doğruları uygulaması lazım. İlgililerinin doğruları uygulaması lazım.

Kur'ân-ı Kerîm'i niye okuyoruz? Bunun ahkâmı şimdi de uygulanacak!Kur'ân-ı Kerîm'i niye okuyoruz?

Bunun ahkâmı şimdi de uygulanacak!
Mü'minler şimdi de Kur'ân-ı Kerîm'in ahkâmına uyacaklar. Bunları öğrenecekler, ibret alacaklar. Mü'minler şimdi de Kur'ân-ı Kerîm'in ahkâmına uyacaklar. Bunları öğrenecekler, ibret alacaklar. Mü'minken kâfir durumuna düşmemeye dikkat edecekler. Mü'minken kâfir durumuna düşmemeye dikkat edecekler.

Türkiye'de maalesef babaları mü'minken müftüyken vaizkenTürkiye'de maalesef babaları mü'minken müftüyken vaizken hatipken kendisi İslâmî terbiyeden uzaklaşmış dinsizliğe düşmüş nice insan var!hatipken kendisi İslâmî terbiyeden uzaklaşmış dinsizliğe düşmüş nice insan var! Kendisi bilir, tabii kanunların karşısında bu bir suç sayılmıyorKendisi bilir, tabii kanunların karşısında bu bir suç sayılmıyor ama ilâhî kanunların karşısında onun bir cezası vardır. Âhirette ve dünyada ettiğinin cezasını görecek! ama ilâhî kanunların karşısında onun bir cezası vardır. Âhirette ve dünyada ettiğinin cezasını görecek!

Allahu Teâlâ hazretleri gaflet uykusundan uyandırsın.Allahu Teâlâ hazretleri gaflet uykusundan uyandırsın. Gaflete, dalalete düşürmesin, şeytana kananlardan etmesin. Gaflete, dalalete düşürmesin, şeytana kananlardan etmesin. Cümle cihanın bildiği büyük hakikatleri inkâr edip de sonradan, iş işten geçtikten sonraCümle cihanın bildiği büyük hakikatleri inkâr edip de sonradan, iş işten geçtikten sonra "Vay ben yanılmışım!.." derse kıymeti kalmıyor. O durumlara düşürmesin. "Vay ben yanılmışım!.." derse kıymeti kalmıyor. O durumlara düşürmesin.

Böyle diyenlerin aldatmalarına da kimse aldanmasın, gözünü açsın!Böyle diyenlerin aldatmalarına da kimse aldanmasın, gözünü açsın! Çünkü; "Beni falanca aldattı." demenin Allah indinde savunma bakımından bir değeri yok! Çünkü; "Beni falanca aldattı." demenin Allah indinde savunma bakımından bir değeri yok!

"Yâ Rabbi! Falanca adam beni aldattı da ben onun için kâfir oldum da müşrik oldum, yanlış yola girdim;"Yâ Rabbi! Falanca adam beni aldattı da ben onun için kâfir oldum da müşrik oldum, yanlış yola girdim; sen onu cezalandır, ben kurtulayım…" Cenâb-ı Hak; "Hayır!sen onu cezalandır, ben kurtulayım…"

Cenâb-ı Hak;

"Hayır!
Sen de aklını kullanacaksın, ona uymayacaksın! Sen de aklını kullanacaksın, ona uymayacaksın! İkinizin de azabı kat kat farklı olabilir ama ikinizin de yeri cehennemdir.İkinizin de azabı kat kat farklı olabilir ama ikinizin de yeri cehennemdir. Ettiğinizin cezasını çekeceksiniz!" diyecek. Onun için aldanmak bir mazeret değildir!Ettiğinizin cezasını çekeceksiniz!" diyecek.

Onun için aldanmak bir mazeret değildir!
Aldatanın cezası katmerli olabilir ama aldanan da cezadan kurtulmaz! Aldatanın cezası katmerli olabilir ama aldanan da cezadan kurtulmaz!

Allah gözümüzü açıp gerçekleri görüp rızasına uygun ömür sürmeyi,Allah gözümüzü açıp gerçekleri görüp rızasına uygun ömür sürmeyi, sevdiği işleri yapmayı nasip etsin. Bu dünyada herkes bir laf söylüyor. sevdiği işleri yapmayı nasip etsin. Bu dünyada herkes bir laf söylüyor. Ama mugalata dediğimiz laf kalabalığıyla, ağız kalabalığıyla kandırmaca da olabiliyor.Ama mugalata dediğimiz laf kalabalığıyla, ağız kalabalığıyla kandırmaca da olabiliyor. Hatta mahkemelerde yalancı şahitlerle davayı kazanmak mümkün oluyor. Hatta mahkemelerde yalancı şahitlerle davayı kazanmak mümkün oluyor. Çeşitli sahte belgelerle, yalancı şahitlerle vs. Ama Allah her şeyi bilmektedir.Çeşitli sahte belgelerle, yalancı şahitlerle vs.

Ama Allah her şeyi bilmektedir.
Allah'ın mahkemesinde yanılma yoktur. Hem suçluyu dünyada cezalandırır hem de âhirette! Allah'ın mahkemesinde yanılma yoktur. Hem suçluyu dünyada cezalandırır hem de âhirette!

Allah bizi sevdiği kullarından eylesin. Sevdiği şekilde ömür geçirmeye muvaffak eylesin.Allah bizi sevdiği kullarından eylesin. Sevdiği şekilde ömür geçirmeye muvaffak eylesin. Huzuruna yüzü ak, alnı açık varmayı nasip eylesin. Huzuruna yüzü ak, alnı açık varmayı nasip eylesin.

Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin.Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. Okuduklarımızdan azami istifade etmeyi nasip eylesin. Yanına yüzü ak, alnı açık varmayı nasip eylesin. Okuduklarımızdan azami istifade etmeyi nasip eylesin. Yanına yüzü ak, alnı açık varmayı nasip eylesin.

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekatüh! es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekatüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2