Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Zekâtınızı Ramazan’da Verin!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

20 Ramazan 1416 / 09.02.1996
AKRA- İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.

Konuşma Metni

Cumanız mübarek olsun… Cumanız mübarek olsun…

Allahu Teâlâ hazretleri hem Ramazan ayının hem de bu mübarek Cuma günününAllahu Teâlâ hazretleri hem Ramazan ayının hem de bu mübarek Cuma gününün her türlü mânevî ikramlarına ermenizi cümlenize nasip eylesin. her türlü mânevî ikramlarına ermenizi cümlenize nasip eylesin.

Ramazan müslümanlar, müminler, Allah'ın rızasını kazanmak isteyenler içinRamazan müslümanlar, müminler, Allah'ın rızasını kazanmak isteyenler için sonsuz güzelliklere sahip, çok meziyetleri olan, çok kıymetli bir ay… sonsuz güzelliklere sahip, çok meziyetleri olan, çok kıymetli bir ay…

Ramazan'ın muhtelif yönlerden bakıldığı zaman görünüşleri var; Ramazan'ın muhtelif yönlerden bakıldığı zaman görünüşleri var;

Ramazan bir bakıma "gufran" ayıdır. Allah'ın kullarını mağfiret eylediği aydır.Ramazan bir bakıma "gufran" ayıdır. Allah'ın kullarını mağfiret eylediği aydır. İftar saatinde ellerini açıp Allahu Teâlâ hazretlerine yalvaran o oruçlu kullarının,İftar saatinde ellerini açıp Allahu Teâlâ hazretlerine yalvaran o oruçlu kullarının, Allahu Teâlâ hazretleri dualarını reddetmez.Allahu Teâlâ hazretleri dualarını reddetmez. Nice nice azabı hak etmiş kulunu bu ayda, bu oruç bereketiyle,Nice nice azabı hak etmiş kulunu bu ayda, bu oruç bereketiyle, bu iftar zamanının en güzel haliyle afv u mağfiret eyler.bu iftar zamanının en güzel haliyle afv u mağfiret eyler. Ramazanı bir bakıma "gufran ayı", müslümaların Allah'ın gufranına erdiği,Ramazanı bir bakıma "gufran ayı", müslümaların Allah'ın gufranına erdiği, afv u mağfiret olduğu ay olarak değerlendirebiliriz. afv u mağfiret olduğu ay olarak değerlendirebiliriz.

Alimler, hoca efendiler bunu konuşmalarında her zaman söylüyorlar.Alimler, hoca efendiler bunu konuşmalarında her zaman söylüyorlar. Biz de Allah'ın lütfuna erelim, mağfiretine mazhar olalım diye ibadetlerimizi yapıyoruz.Biz de Allah'ın lütfuna erelim, mağfiretine mazhar olalım diye ibadetlerimizi yapıyoruz. Allahu Teâlâ hazretleri bizi umduğumuza nâil eylesin, rahmetine,Allahu Teâlâ hazretleri bizi umduğumuza nâil eylesin, rahmetine, mağfiretine mazhar eylesin, cennetiyle, cemaliyle cümlemizi müşerref eylesin. mağfiretine mazhar eylesin, cennetiyle, cemaliyle cümlemizi müşerref eylesin.

Ramazan bir bakıma, bir başka yönden yaklaşıldığı zaman Kur'ân-ı Kerîm ayıdır.Ramazan bir bakıma, bir başka yönden yaklaşıldığı zaman Kur'ân-ı Kerîm ayıdır. Gerçekten Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in de Kur'ân-ı Kerîm'i Gerçekten Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in de Kur'ân-ı Kerîm'i baştan sona tekrar ettiği, Kur'an'a daha fazla eğildiği bir aydır. baştan sona tekrar ettiği, Kur'an'a daha fazla eğildiği bir aydır.

Biz de Efendimiz'in o hareketinden feyiz alarak, esinlenerek Ramazan'da mukabeleler okuyoruz.Biz de Efendimiz'in o hareketinden feyiz alarak, esinlenerek Ramazan'da mukabeleler okuyoruz. Peygamber Efendimiz Cebrail aleyhisselam'la Kur'ân-ı Kerîm'i karşılıklı okuyarak, mukabele edipPeygamber Efendimiz Cebrail aleyhisselam'la Kur'ân-ı Kerîm'i karşılıklı okuyarak, mukabele edip dinlemek suretiyle tekrarladığı gibi hafızlar okuyor, müminler dedinlemek suretiyle tekrarladığı gibi hafızlar okuyor, müminler de dinliyorlar, Kur'ân-ı Kerîm'den takip ediyorlar. Ramazan aynı zamanda Kur'ân-ı Kerîm ayıdır. dinliyorlar, Kur'ân-ı Kerîm'den takip ediyorlar. Ramazan aynı zamanda Kur'ân-ı Kerîm ayıdır.

Bu konuşmamda Ramazan'ın başka bir yönünden bahsetmek istiyorum. Bu konuşmamda Ramazan'ın başka bir yönünden bahsetmek istiyorum.

Ramazan'ın insan ruhu, bedeni üzerindeki tesirleri son derece güzel, çok enfes bir ibadet.Ramazan'ın insan ruhu, bedeni üzerindeki tesirleri son derece güzel, çok enfes bir ibadet. Bedeni rahatlandırıyor, mideyi dinlendiriyor.Bedeni rahatlandırıyor, mideyi dinlendiriyor. Bütün sindirim cihazı gündüzleri oruç tutmak suretiyle bu ayda bir ay tatil, dinlenme yapmış oluyor.Bütün sindirim cihazı gündüzleri oruç tutmak suretiyle bu ayda bir ay tatil, dinlenme yapmış oluyor. İrade kuvvetleniyor insanın ruhi kuvveleri, melekeleri, istinatları, İrade kuvvetleniyor insanın ruhi kuvveleri, melekeleri, istinatları, kabiliyetleri gelişiyor ve ruhen temizleniyor.kabiliyetleri gelişiyor ve ruhen temizleniyor. Fakirin halini anlıyor, onun açlığını, ıstırabını kendisi de yapay olarak uyguladığı için görmüş oluyor.Fakirin halini anlıyor, onun açlığını, ıstırabını kendisi de yapay olarak uyguladığı için görmüş oluyor. Ramazan bir bakıma hayır ayıdır, bağış ayıdır, fakirleri kollama, gözetme onlara yardım etme ayıdır. Ramazan bir bakıma hayır ayıdır, bağış ayıdır, fakirleri kollama, gözetme onlara yardım etme ayıdır.

Bu konuşmamda bu nokta üzerinde durmak istiyorum. Bu konuşmamda bu nokta üzerinde durmak istiyorum.

Biliyorsunuz Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sahih,Biliyorsunuz Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sahih, sağlam bir hadîs-i şerîflerinde İslâm'ın beş temel üzerine kurulduğunu ifade buyurmuşlardı. sağlam bir hadîs-i şerîflerinde İslâm'ın beş temel üzerine kurulduğunu ifade buyurmuşlardı.

Birisi; Allah'ın bir olduğuna, Resûlullah'ın onun elçisi olduğuna şahadet etmek, şahit olmak,Birisi; Allah'ın bir olduğuna, Resûlullah'ın onun elçisi olduğuna şahadet etmek, şahit olmak, ikrar etmek, söylemek, kabul etmek. Bu çok önemli, Allah'a inancını insan ifade etmiş oluyor.ikrar etmek, söylemek, kabul etmek. Bu çok önemli, Allah'a inancını insan ifade etmiş oluyor. Allah'ın kendisine elçi olarak gönderdiği Muhammed-i Mustâfâ'sına inandığını kabul ettiğiniAllah'ın kendisine elçi olarak gönderdiği Muhammed-i Mustâfâ'sına inandığını kabul ettiğini ve onun emirlerine uyacağını beyan etmiş oluyor.ve onun emirlerine uyacağını beyan etmiş oluyor. Binâenaleyh Peygamberimiz'in izinden yürümenin, sünnet-i seniyyesine sarılmanın ifadesi oluyor.Binâenaleyh Peygamberimiz'in izinden yürümenin, sünnet-i seniyyesine sarılmanın ifadesi oluyor. Önemli temel bu. Bir insanı mü'min yapan, en güzel noktaya getiren ilk önemli, büyük, tercih bu… Önemli temel bu.

Bir insanı mü'min yapan, en güzel noktaya getiren ilk önemli, büyük, tercih bu…
Allah'ın varlığına inanmak, Resûlullah'ın Peygamber, onun bize,Allah'ın varlığına inanmak, Resûlullah'ın Peygamber, onun bize, insanlara,Allah'ın emirlerini tebliğ eden yüce vazifeli bir elçi olduğuna inanmak,insanlara,Allah'ın emirlerini tebliğ eden yüce vazifeli bir elçi olduğuna inanmak, "Resûlullah'ın dediklerine uyacağım, Resûlullah'a tabii olacağım." demek oluyor. Çok önemli! "Resûlullah'ın dediklerine uyacağım, Resûlullah'a tabii olacağım." demek oluyor.

Çok önemli!

Bunu bastırarak söylemek istiyorum. Bir müslümanın zihniyet bakımından en önemli yönüBunu bastırarak söylemek istiyorum. Bir müslümanın zihniyet bakımından en önemli yönü Resûlullah'a her yönden, her bakımından tam bağlanmasıdır.Resûlullah'a her yönden, her bakımından tam bağlanmasıdır. Ne demişse kabul edecek, onun hükmünü itirazsız, içinden herhangi bir tereddütNe demişse kabul edecek, onun hükmünü itirazsız, içinden herhangi bir tereddüt veya itiraz geçmeden kabul edecek ve gönlünü ona bağlayacakveya itiraz geçmeden kabul edecek ve gönlünü ona bağlayacak ve tam Resûlullah Efendimiz'e ittibâ edecek. ve tam Resûlullah Efendimiz'e ittibâ edecek.

Ondan sonra namaz kılmak var; Elhamdülillah, Ramazan'da her zaman kıldığımız farz namazlardan ayrı,Ondan sonra namaz kılmak var; Elhamdülillah, Ramazan'da her zaman kıldığımız farz namazlardan ayrı, bu Ramazan'a mahsus, geceyi değerlendiren çok sevap kazanmaya vesile olan bu Ramazan'a mahsus, geceyi değerlendiren çok sevap kazanmaya vesile olan "teravih namazı" var. Ayrıca sahura kalkan insanın, o vakti değerlendirip, "teravih namazı" var. Ayrıca sahura kalkan insanın, o vakti değerlendirip, abdest alıp "teheccüd namazı" kılması çok sevap kazandırır.abdest alıp "teheccüd namazı" kılması çok sevap kazandırır. Çünkü, "Geceleyin kılınan iki rekât namaz dünyadanÇünkü, "Geceleyin kılınan iki rekât namaz dünyadan ve dünyanın içindeki her şeyden daha hayırlıdır." diye hadîs-i şerîf var. ve dünyanın içindeki her şeyden daha hayırlıdır." diye hadîs-i şerîf var.

Namaz, devamlı bir insanın Allah'ın kulu olduğunu hatırlamasına,Namaz, devamlı bir insanın Allah'ın kulu olduğunu hatırlamasına, o hatırlamaya çeken bir ibadet olduğu için, günün belli kritik zamanlarında; o hatırlamaya çeken bir ibadet olduğu için, günün belli kritik zamanlarında; "Ben Allah'ın kuluyum, huzuruna çıkmam, kulluğumu arz etmem lazım." diye düşündürdüğü için "Ben Allah'ın kuluyum, huzuruna çıkmam, kulluğumu arz etmem lazım." diye düşündürdüğü için çok önemli bir ibadet ve dinin direğidir. İnsan o suretle, bütün günlük hayatı boyunca çok önemli bir ibadet ve dinin direğidir. İnsan o suretle, bütün günlük hayatı boyunca Allahu Teâlâ hazretlerine bağlılığını hatırlayarak iyi bir müslüman olmak, gayretini tazelemiş oluyorAllahu Teâlâ hazretlerine bağlılığını hatırlayarak iyi bir müslüman olmak, gayretini tazelemiş oluyor ve iyi müslümanın yapması gereken işleri yapmaya hız kazanıyor, kuvvet kazanıyorve iyi müslümanın yapması gereken işleri yapmaya hız kazanıyor, kuvvet kazanıyor ve kötülükleri yapmamak için de namaz bir vesile oluyor. Onun için âyet-i kerîmede; ve kötülükleri yapmamak için de namaz bir vesile oluyor.

Onun için âyet-i kerîmede;

İnne's-salâte tenhâ ani'l-fahşâi ve'l-münker. buyuruluyor.İnne's-salâte tenhâ ani'l-fahşâi ve'l-münker. buyuruluyor. Namaz insanı fuhşiyattan, kötülüklerden de alıkoyar,Namaz insanı fuhşiyattan, kötülüklerden de alıkoyar, yapacaksan bile yapmaz duruma getiriverir. Buda çok önemli bir vazife. yapacaksan bile yapmaz duruma getiriverir. Buda çok önemli bir vazife.

Ondan sonra zekât geliyor. Kur'ân-ı Kerîm'de 30 küsur yerde Allahu Teâlâ hazretlerinin; Ondan sonra zekât geliyor. Kur'ân-ı Kerîm'de 30 küsur yerde Allahu Teâlâ hazretlerinin;

Ve akîmu'ssalâte ve âtü'z-zekâte. "Namaz kılın, zekât verin." diye bize emir buyurmuş.Ve akîmu'ssalâte ve âtü'z-zekâte. "Namaz kılın, zekât verin." diye bize emir buyurmuş. Bu da zekâtın ne kadar önemli bir ibadet olduğunu gösteriyor. Bu da zekâtın ne kadar önemli bir ibadet olduğunu gösteriyor.

Bu konuşmamda siz kardeşlerime zekâtı hatırlatmak istiyorum. Bu konuşmamda siz kardeşlerime zekâtı hatırlatmak istiyorum.

Zekât, zengin insanın varlığından, malından, mülkünden, ilmihal kitaplarındaZekât, zengin insanın varlığından, malından, mülkünden, ilmihal kitaplarında detayı yazılı şekilde, miktarda, ölçüde verdiği bir hayır, bir farz, çok önemli bir farz…detayı yazılı şekilde, miktarda, ölçüde verdiği bir hayır, bir farz, çok önemli bir farz… İslâm'ın yüceliğini gösteren bir güzel alâmet… İslâm'ın yüceliğini gösteren bir güzel alâmet…

İslâm, insanların birbirleriyle kardeş olduğunu sözde bırakmıyor; yardımlaşmaya da aktarıyor.İslâm, insanların birbirleriyle kardeş olduğunu sözde bırakmıyor; yardımlaşmaya da aktarıyor. Müminler, fakir kardeşlerini kendi imkânlarıyla kollayıp onları da elemden, Müminler, fakir kardeşlerini kendi imkânlarıyla kollayıp onları da elemden, fakrin, yoksulluğun, sıkıntılarından kurtarma çalışması yapıyorlar. Çok önemli! fakrin, yoksulluğun, sıkıntılarından kurtarma çalışması yapıyorlar.

Çok önemli!

Zekât, İslâm'ın ne kadar sosyal yönünün, sosyal adaleti sağlayan yönününZekât, İslâm'ın ne kadar sosyal yönünün, sosyal adaleti sağlayan yönünün kuvvetli olduğunu gösteren bir hükmü. Allah, bir farz olarak emrediyor.kuvvetli olduğunu gösteren bir hükmü. Allah, bir farz olarak emrediyor. Kazancının, mal, mülk, ticari varlığının bir kısmını fakirlere vermesini emrediyor.Kazancının, mal, mülk, ticari varlığının bir kısmını fakirlere vermesini emrediyor. Bu bir ibadet oluyor, vermek bir ibadet oluyor. Tabi bunun için şartlar var; Bu bir ibadet oluyor, vermek bir ibadet oluyor.

Tabi bunun için şartlar var;

Şartlardan bir tanesi o elindeki varlığın bir sene elinde kalması.Şartlardan bir tanesi o elindeki varlığın bir sene elinde kalması. Hemen aldığı bir şeyin değil, üzerinden bir senenin geçip bir sene tamamlandığı zaman verilmesi lazım.Hemen aldığı bir şeyin değil, üzerinden bir senenin geçip bir sene tamamlandığı zaman verilmesi lazım. Senede bir verildikçe, on iki ay geçtikçe, o zaman zekât vermek gerekiyor. Senede bir verildikçe, on iki ay geçtikçe, o zaman zekât vermek gerekiyor.

O halde insanın elinde malı mülkü her zaman geçebildiği için her zaman zekât vermesi gerekebilir.O halde insanın elinde malı mülkü her zaman geçebildiği için her zaman zekât vermesi gerekebilir. Fakat zekât vazifesini aksatmadan, muntazam yapabilmek için, dükkanların,Fakat zekât vazifesini aksatmadan, muntazam yapabilmek için, dükkanların, tüccarların, müesseselerin yılın belli zamanlarında, envanter çıkarıp kar zarar hesaptan çıkartıptüccarların, müesseselerin yılın belli zamanlarında, envanter çıkarıp kar zarar hesaptan çıkartıp sonucu öğrendikleri gibi, onu bir belli zamana bağlamakta pratik bakımından iyi olur. sonucu öğrendikleri gibi, onu bir belli zamana bağlamakta pratik bakımından iyi olur.

İnsan istediği zaman, zekâtını verir ama Ramazan'da vermesi [ni tavsiye ediyorum.] İnsan istediği zaman, zekâtını verir ama Ramazan'da vermesi [ni tavsiye ediyorum.]

Mesela her Ramazan geldiği zaman oruç tutuyor, dini duyguları kuvvetleniyor,Mesela her Ramazan geldiği zaman oruç tutuyor, dini duyguları kuvvetleniyor, zekatlarını da verir. Böylece bir programa bağlamış olur; bir. zekatlarını da verir. Böylece bir programa bağlamış olur; bir.

İkincisi Ramazan'da yapılan hayır-hasenatın sevabı çok olduğundanİkincisi Ramazan'da yapılan hayır-hasenatın sevabı çok olduğundan Ramazan'da zekât verdiğinde başka zamanda verdiğinden daha çok sevap alacağından;Ramazan'da zekât verdiğinde başka zamanda verdiğinden daha çok sevap alacağından; kardeşlerime, acizane, zekatlarını vermeye gayret etmelerini tavsiye edeceğim. kardeşlerime, acizane, zekatlarını vermeye gayret etmelerini tavsiye edeceğim.

Bence zenginin cebinin bir kenarında zekatından parası bulunmalı,Bence zenginin cebinin bir kenarında zekatından parası bulunmalı, yeri gelince tam müstahak olan, layık olan bir fakir gördüğü zaman hemen eline tutuşturuvermesi,yeri gelince tam müstahak olan, layık olan bir fakir gördüğü zaman hemen eline tutuşturuvermesi, ayırdığı zekâtı verivermesi uygun olur.ayırdığı zekâtı verivermesi uygun olur. Ama özellikle hatırlatayım, Ramazan'da da zekâtlarını kardeşlerimiz versinler,Ama özellikle hatırlatayım, Ramazan'da da zekâtlarını kardeşlerimiz versinler, oruç tutuyorlar çok sevap kazanıyorlar, namazları kılıyorlar, teravih namazlarını kılıyorlar,oruç tutuyorlar çok sevap kazanıyorlar, namazları kılıyorlar, teravih namazlarını kılıyorlar, gece ibadetlerini yapıyorlar, Kur'ân-ı Kerîm okuyorlar, çok sevaplar kazanıyorlar. gece ibadetlerini yapıyorlar, Kur'ân-ı Kerîm okuyorlar, çok sevaplar kazanıyorlar. Bir de bu zekât vazifelerini yapmalarını hatırlatmak istiyorum. Bir de bu zekât vazifelerini yapmalarını hatırlatmak istiyorum. Allahu Teâlâ hazretleri Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e hitaben buyuruyor ki; Allahu Teâlâ hazretleri Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e hitaben buyuruyor ki;

Bismillâhirrahmânirrahîm Huz min emvâlihim sadakaten tutahhiruhum ve tüzekkîhim biha. Bismillâhirrahmânirrahîm

Huz min emvâlihim sadakaten tutahhiruhum ve tüzekkîhim biha.

Ey Resûlüm! Huz min emvâlihim "O müminlerin mallarından al." Sadakaten.Ey Resûlüm! Huz min emvâlihim "O müminlerin mallarından al." Sadakaten. "Öyle bir bağış, sadaka." "Onların İslâm'a bağlılıklarının, sadakatlerinin, doğruluklarının,"Öyle bir bağış, sadaka." "Onların İslâm'a bağlılıklarının, sadakatlerinin, doğruluklarının, kalplerinin doğru ve temiz olduğunun alameti olarak onların mallarından böyle bir miktar al." kalplerinin doğru ve temiz olduğunun alameti olarak onların mallarından böyle bir miktar al."

Nasıl bir sadaka? Tutahhiruhum ve tüzekkîhüm bihâ.Nasıl bir sadaka?

Tutahhiruhum ve tüzekkîhüm bihâ.
"Onu almak suretiyle, o sadaka onları temizleyecek ve sen onların mallarından,"Onu almak suretiyle, o sadaka onları temizleyecek ve sen onların mallarından, o vergiyi almak suretiyle onları temizlemiş olacaksın.o vergiyi almak suretiyle onları temizlemiş olacaksın. Bu sadakayla, maddeten, manen tertemiz, pırıl pırıl, Bu sadakayla, maddeten, manen tertemiz, pırıl pırıl, safî müslümanlar hâline getireceksin." diye emrediyor. safî müslümanlar hâline getireceksin." diye emrediyor.

Peygamber Efendimiz kendisine zekât alma emri gelince müslümanlara bildirdi.Peygamber Efendimiz kendisine zekât alma emri gelince müslümanlara bildirdi. O zamanın müslümanları cân-ı gönülden seve seve mallarını Allah yolunda verdiler.O zamanın müslümanları cân-ı gönülden seve seve mallarını Allah yolunda verdiler. Kur'ân-ı Kerîm'in 30 kadar yerinde de yine zekât vermek emrediliyor. Kur'ân-ı Kerîm'in 30 kadar yerinde de yine zekât vermek emrediliyor.

Hem bizim şu anda kullandığımız "zekât" kelimesi tabir olarak Kur'ân-ı Kerîm'de geçer,Hem bizim şu anda kullandığımız "zekât" kelimesi tabir olarak Kur'ân-ı Kerîm'de geçer, Kur'ân-ı Kerîm'de o kelimeyle anlatılır hem de "sadaka" kelimesi de;Kur'ân-ı Kerîm'de o kelimeyle anlatılır hem de "sadaka" kelimesi de; Huz min emvâlihim sadakaten âyet-kerîmesinde geçen "sadaka" kelimesinde kastedilen "zekât"tır. Huz min emvâlihim sadakaten âyet-kerîmesinde geçen "sadaka" kelimesinde kastedilen "zekât"tır.

Zaten sadaka, insanın iyi müslüman olduğunu, sadakatini göstermek için verdiği bağıştır.Zaten sadaka, insanın iyi müslüman olduğunu, sadakatini göstermek için verdiği bağıştır. Farz olanına "zekât" diyoruz. Farz olmayanını da biz "sadaka" olarak kullanıyoruz. Farz olanına "zekât" diyoruz. Farz olmayanını da biz "sadaka" olarak kullanıyoruz.

"Fakire sadaka verdim." diyoruz. Kur'ân-ı Kerîm'de "sadaka" bazen "zekât" mânasına gelir. "Fakire sadaka verdim." diyoruz. Kur'ân-ı Kerîm'de "sadaka" bazen "zekât" mânasına gelir.

Bu parayı vermezse müslümanların durumları ne olur? Bu parayı vermezse müslümanların durumları ne olur?

Bunu vermediği zaman maddeten ve mânen çok kötü duruma düşer, zengin olduğu haldeBunu vermediği zaman maddeten ve mânen çok kötü duruma düşer, zengin olduğu halde böyle fakirlere yardım yapması gerektiği halde yapmadığı için dünyada da zararını görür,böyle fakirlere yardım yapması gerektiği halde yapmadığı için dünyada da zararını görür, malına telefât gelir, zararını görür, âhirette de azabını, ikâbını görür.malına telefât gelir, zararını görür, âhirette de azabını, ikâbını görür. Bu hususta İmam Buhârî ve Müslim'in ki bunlar en büyük, en meşhur iki hadis alimidir.Bu hususta İmam Buhârî ve Müslim'in ki bunlar en büyük, en meşhur iki hadis alimidir. İbn Abbas radıyallahu anhüma'dan Peygamber Efendimiz'in amcasının oğlu Abdullah'tan İbn Abbas radıyallahu anhüma'dan Peygamber Efendimiz'in amcasının oğlu Abdullah'tan rivayet ettikleri bir hadîs-i şerîfi okumak istiyorum. rivayet ettikleri bir hadîs-i şerîfi okumak istiyorum.

Biliyorsunuz Hz. Abbas Peygamber Efendimiz'in çok sevdiği, hürmet ettiği bir amcasıydı.Biliyorsunuz Hz. Abbas Peygamber Efendimiz'in çok sevdiği, hürmet ettiği bir amcasıydı. Amca babanın kardeşi olduğundan her zaman sevilir, akrabalar sevilir. Abbas'ı çok severdi. Amca babanın kardeşi olduğundan her zaman sevilir, akrabalar sevilir. Abbas'ı çok severdi.

Hz. Hamza da bir amcasıydı, biliyorsunuz, Uhud harbinde şehit düştü.Hz. Hamza da bir amcasıydı, biliyorsunuz, Uhud harbinde şehit düştü. Seyyid-i şuhedâ "şehitlerin efendisi" Peygamber Efendimiz sahabeden Seyyid-i şuhedâ "şehitlerin efendisi" Peygamber Efendimiz sahabeden Hz. Hamza Efendimizi de böyle çok severdi. Hz. Hamza Efendimizi de böyle çok severdi.

Abbas'ın oğlu Abdullah da Peygamber Efendimiz'in çağında gençti,Abbas'ın oğlu Abdullah da Peygamber Efendimiz'in çağında gençti, bazen onu Peygamber Efendimiz bineğinin arkasına da bindirirdi. bazen onu Peygamber Efendimiz bineğinin arkasına da bindirirdi. "Bin bakalım benim arkama, devenin arka tarafına sende otur." diye bindiği devenin arkasına bindirirdi. "Bin bakalım benim arkama, devenin arka tarafına sende otur." diye bindiği devenin arkasına bindirirdi. Hacca, Arafat'a çıkarken arkasına aldığını rivayetlerde biliyoruz. Gençti, çok zekiydi ve çok güzeldi. Hacca, Arafat'a çıkarken arkasına aldığını rivayetlerde biliyoruz.

Gençti, çok zekiydi ve çok güzeldi.
Yüzü güzeldi, boyu, posu güzeldi. Çok zekiydi ve çok güzel konuşurdu.Yüzü güzeldi, boyu, posu güzeldi. Çok zekiydi ve çok güzel konuşurdu. Konuştuğu zaman son derece enfes ifadesi, sözünün seçtiği, kelimeler itibariyleKonuştuğu zaman son derece enfes ifadesi, sözünün seçtiği, kelimeler itibariyle tonuyla beğenilirdi ve ilmide çok yüksekti. tonuyla beğenilirdi ve ilmide çok yüksekti. Ashabın dini bilgileri, Kur'ân-ı Kerîm'i en iyi bilen yedi şahıstan birisidir. Ashabın dini bilgileri, Kur'ân-ı Kerîm'i en iyi bilen yedi şahıstan birisidir.

O rivayet ediyor ki; -ve İmam Buhârî ve Müslim'in rivayet etmeleri bu hadisin çok sağlam olduğunu,O rivayet ediyor ki; -ve İmam Buhârî ve Müslim'in rivayet etmeleri bu hadisin çok sağlam olduğunu, ayrıca da sahih olduğunu da gösteriyor.- ayrıca da sahih olduğunu da gösteriyor.-

Peygamber Efendimiz diyor ki: Enne Resûlallah sallallahu aleyhi ve sellemPeygamber Efendimiz diyor ki:

Enne Resûlallah sallallahu aleyhi ve sellem
baase muâzen ile'l-yemeni. "Peygamber Efendimiz Muaz b. Cebel'i Yemen diyarına gönderdi." baase muâzen ile'l-yemeni. "Peygamber Efendimiz Muaz b. Cebel'i Yemen diyarına gönderdi."

Biliyorsunuz Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz kendisi İslâm'ı çevresine anlatıpBiliyorsunuz Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz kendisi İslâm'ı çevresine anlatıp insanları İslâm'a davet edip irşat ettiği, bunları İslâm'a soktuğu, ashabı yaptığı gibi, insanları İslâm'a davet edip irşat ettiği, bunları İslâm'a soktuğu, ashabı yaptığı gibi, ashabını da yetiştirip onlardan Kur'ân-ı Kerîm'i iyi bilenleri, iyi anlatabilenlerini, muhtelif bölgelerine,ashabını da yetiştirip onlardan Kur'ân-ı Kerîm'i iyi bilenleri, iyi anlatabilenlerini, muhtelif bölgelerine, kabilelerine, gruplarına öğretsin diye de gönderdi. kabilelerine, gruplarına öğretsin diye de gönderdi.

Yemen'e gönderdiği Muaz b. Cebel radıyallahu anh oraya Peygamber Efendimiz'in temsilcisi olarak,Yemen'e gönderdiği Muaz b. Cebel radıyallahu anh oraya Peygamber Efendimiz'in temsilcisi olarak, İslâm'ı öğretmek için ve orada idari görevi yapmak için görevlenip giderken; İslâm'ı öğretmek için ve orada idari görevi yapmak için görevlenip giderken; Fe kale. "Ona şunları söyledi." Peygamber Efendimiz'in gönderdiği görevliye tavsiyeleri var. Fe kale. "Ona şunları söyledi."

Peygamber Efendimiz'in gönderdiği görevliye tavsiyeleri var.
Şimdi onları okuyacağım. Biliyorsunuz Yemen, Peygamber Efendimiz'in doğduğu yer olanŞimdi onları okuyacağım.

Biliyorsunuz Yemen, Peygamber Efendimiz'in doğduğu yer olan
Mekke'nin güneyinde yer alan bir diyardır.Mekke'nin güneyinde yer alan bir diyardır. Bu günde Arap yarım adasının güneyinde, güney batısında yer alıyor.Bu günde Arap yarım adasının güneyinde, güney batısında yer alıyor. Suudi Arabistan'a komşu bulunuyor, en büyük şehri San'a şehri. Suudi Arabistan'a komşu bulunuyor, en büyük şehri San'a şehri.

Peygamber Efendimiz'in zamanında orada Hıristiyanlık yayılmış,Peygamber Efendimiz'in zamanında orada Hıristiyanlık yayılmış, oralara kadar gelmiş bulunuyordu. San'a da kilise vardı.oralara kadar gelmiş bulunuyordu. San'a da kilise vardı. Ve bu kiliseye, Bizans'tan yıllık bağışlar, yardımlar, tahsisatlar giderdi. Ve bu kiliseye, Bizans'tan yıllık bağışlar, yardımlar, tahsisatlar giderdi. İşte öyle bir diyara Peygamber Efendimiz İslâm'ı öğretmek üzere İşte öyle bir diyara Peygamber Efendimiz İslâm'ı öğretmek üzere Muaz b. Cebel radıyallahu anh'ı gönderiyor ve buyuruyor ki; İnnekeMuaz b. Cebel radıyallahu anh'ı gönderiyor ve buyuruyor ki;

İnneke
kavmen ehle'l-kitâbi. "Sen öyle bir…" Tehdi kavmen ehle'l-kitâbi.kavmen ehle'l-kitâbi. "Sen öyle bir…" Tehdi kavmen ehle'l-kitâbi. "Kendisine daha önce kitap indirilmiş binalaneyh kitap tabir edilen kitap sahibi "Kendisine daha önce kitap indirilmiş binalaneyh kitap tabir edilen kitap sahibi kendilerine kitap indirilme meziyetine sahip topluluklardandır; sen öyle bir topluluğa gidiyorsun." kendilerine kitap indirilme meziyetine sahip topluluklardandır; sen öyle bir topluluğa gidiyorsun."

Onlar böyle tamamen putlara, taşlara tapınan müşrikler, putperestler gibi değil,Onlar böyle tamamen putlara, taşlara tapınan müşrikler, putperestler gibi değil, Peygamber tanımış, kendilerine ilahi kitap indirilmiş, Allah'ın varlığını bilen insanlar.Peygamber tanımış, kendilerine ilahi kitap indirilmiş, Allah'ın varlığını bilen insanlar. Ama eskiden gelmiş olan dini bilgileri asırlar boyunca değiştirmişler.Ama eskiden gelmiş olan dini bilgileri asırlar boyunca değiştirmişler. Hatalı inançlara saptanmışlar, şaşırmışlar, dalalete düşmüşler. Hatalı inançlara saptanmışlar, şaşırmışlar, dalalete düşmüşler. Onlara şimdi Allahu Teâlâ hazretleri, Peygamber Efendimiz'i gönderdi.Onlara şimdi Allahu Teâlâ hazretleri, Peygamber Efendimiz'i gönderdi. Peygamber Efendimiz'de kendi elçisini göndererek onları hak yola davet edecek. Peygamber Efendimiz'de kendi elçisini göndererek onları hak yola davet edecek.

Diyor ki; "Ey Muaz! Sen ehli kitaptan bir kavme gidiyorsun." Diyor ki; "Ey Muaz! Sen ehli kitaptan bir kavme gidiyorsun."

Fed'uhum ilâ şehâdeti en ilâhe ill'allâhi ve enneFed'uhum ilâ şehâdeti en ilâhe ill'allâhi ve enne Resûlullah "Evvela onları Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in onların elçisi,Resûlullah "Evvela onları Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in onların elçisi, Resûlü olduğuna davet et. İlk önce bu hakikati kabul ettirmeye onları gayret et." Resûlü olduğuna davet et. İlk önce bu hakikati kabul ettirmeye onları gayret et."

Çünkü onlar maalesef Allah'ın varlığını bilmekten ayakları kaymış, şaşırmışlardı.Çünkü onlar maalesef Allah'ın varlığını bilmekten ayakları kaymış, şaşırmışlardı. Allah'ın birliği hususunda şirke düşmüşlerdi. Teslis inancına kaymışlardı.Allah'ın birliği hususunda şirke düşmüşlerdi. Teslis inancına kaymışlardı. Binalaneyh Allah'ın sevmediği bir yanlış inanca saplanmışlardı.Binalaneyh Allah'ın sevmediği bir yanlış inanca saplanmışlardı. Peygamber Efendimiz ilk önce "'Allah birdir.' diye onlara öğret." diyor.Peygamber Efendimiz ilk önce "'Allah birdir.' diye onlara öğret." diyor. Allah'ın birliğini, tevhit inancını bildirmesini ve "Benim, Muhammed-i Mustafâ'nınAllah'ın birliğini, tevhit inancını bildirmesini ve "Benim, Muhammed-i Mustafâ'nın Allah'ın elçisi olduğunu söyle." diyor. Resûlullah Efendimiz'e tabii olsunlar Allah'ın elçisi olduğunu söyle." diyor. Resûlullah Efendimiz'e tabii olsunlar ve ondan gelecek talimatları da kabul etsinler diye ilk adım bu. ve ondan gelecek talimatları da kabul etsinler diye ilk adım bu.

Bizim de bu devirlerde aynı şeyi yapmamız, insanları yanlış inançlardan,Bizim de bu devirlerde aynı şeyi yapmamız, insanları yanlış inançlardan, putlara tapınmaktan, şirkten, küfürden kurtaracak tevhit inancını onlara güzelce anlatmamız lazım.putlara tapınmaktan, şirkten, küfürden kurtaracak tevhit inancını onlara güzelce anlatmamız lazım. Bu ilim, irfan yirminci yüzyılın ulaştığı bilimsel bilgiler, seviye, Bu ilim, irfan yirminci yüzyılın ulaştığı bilimsel bilgiler, seviye, bizi bu hususta bu inancı kabul ettirmekte yardımcı olur, başarıya götürebilir.bizi bu hususta bu inancı kabul ettirmekte yardımcı olur, başarıya götürebilir. Biz bu hususta bu vazifeyi yapmalıyız. Biz bu hususta bu vazifeyi yapmalıyız. Peygamber Efendimiz'in Allah'ın en son Peygamberi olduğunu söylemeliyiz. Peygamber Efendimiz'in Allah'ın en son Peygamberi olduğunu söylemeliyiz. Peygamber Efendimiz Muaz radıyallahu anh'a önce bunu söylüyor, sonra buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz Muaz radıyallahu anh'a önce bunu söylüyor, sonra buyuruyor ki;

Fe-in hüm etâ'û leke bi-zâlike. "Eğer o Yemenliler senin bu davetine icabet ederler,Fe-in hüm etâ'û leke bi-zâlike. "Eğer o Yemenliler senin bu davetine icabet ederler, sana itaat ederlerse…" Bu inanca boyun eğerler, kabul ederlerse, sana itaat ederlerse…" Bu inanca boyun eğerler, kabul ederlerse, doğru inanca gelirlerse; müslüman olacaklar…doğru inanca gelirlerse; müslüman olacaklar… O zaman, kabul etmeleri, Allah'ın birliğini kabul etmek, O zaman, kabul etmeleri, Allah'ın birliğini kabul etmek, Peygamber Efendimiz'in peygamberliğini kabul etmek, müslüman olmak demektir.Peygamber Efendimiz'in peygamberliğini kabul etmek, müslüman olmak demektir. müslüman olurlarsa, bunu kabul ederlerse… müslüman olurlarsa, bunu kabul ederlerse…

Fe a'limhum enne'llâhe'f-terada aleyhim hemse salevâtin fî külli yevmin ve leyletin.Fe a'limhum enne'llâhe'f-terada aleyhim hemse salevâtin fî külli yevmin ve leyletin. "Ey Muaz! Onlara bildir, öğret ki, Allahu Teâlâ hazretleri insanlara, müminlere bir gün ve gecede "Ey Muaz! Onlara bildir, öğret ki, Allahu Teâlâ hazretleri insanlara, müminlere bir gün ve gecede -24 saat demek oluyor bizim bugünkü ölçülerimizle- Allah beş namazı farz kılmıştır, bunu bildir." -24 saat demek oluyor bizim bugünkü ölçülerimizle- Allah beş namazı farz kılmıştır, bunu bildir."

Burada Peygamber Efendimiz beş vakit olduğunu açıkça beyan ediyor. Hadis, sahih hadîs-i şerîf… Burada Peygamber Efendimiz beş vakit olduğunu açıkça beyan ediyor. Hadis, sahih hadîs-i şerîf…

Kur'ân-ı Kerîm'de, Allah "namaz kılın" buyuruyor da namazın detayını hadîs-i şerîflerden öğreniyoruz,Kur'ân-ı Kerîm'de, Allah "namaz kılın" buyuruyor da namazın detayını hadîs-i şerîflerden öğreniyoruz, vakitlerini, rekâtlarını, sünnetlerini, farzlarını Efendimiz öğretiyor.vakitlerini, rekâtlarını, sünnetlerini, farzlarını Efendimiz öğretiyor. Allah'ın elçisi, "Beş vakit namazı emret." diyor. Allah'ın elçisi, "Beş vakit namazı emret." diyor.

Tevhit inancının, hemen arkasından öğrettiği husus, beş vakit namaz…Tevhit inancının, hemen arkasından öğrettiği husus, beş vakit namaz… Onun için bugün biz de yirminci yüzyılda Türkiye'de yaşayan müslümanlar,Onun için bugün biz de yirminci yüzyılda Türkiye'de yaşayan müslümanlar, Türkçe bilen benim size hitap ettiğim, benim hitabımı dinleyen siz sevgili okuyucularım, dinleyicilerim,Türkçe bilen benim size hitap ettiğim, benim hitabımı dinleyen siz sevgili okuyucularım, dinleyicilerim, yazdığımız yazıları okuyan okuyucular, kardeşlerimiz, muhatabımız olan insanlar ne yapacaklar? yazdığımız yazıları okuyan okuyucular, kardeşlerimiz, muhatabımız olan insanlar ne yapacaklar?

Beş vakit namaza gayret edecekler. Bunu niye söylüyorum? Beş vakit namaza gayret edecekler.

Bunu niye söylüyorum?

Bazı insanlar; "Elhamdülillah benim kalbim temiz, ben müslümanım, Allah'ın varlığını,Bazı insanlar; "Elhamdülillah benim kalbim temiz, ben müslümanım, Allah'ın varlığını, birliğini Peygamber Efendimiz'in Allah'ın elçisi olduğunu kabul ediyorum." diyor dabirliğini Peygamber Efendimiz'in Allah'ın elçisi olduğunu kabul ediyorum." diyor da yalnız namaz kılmak zor geliyor. Alışmamış bir insan için şeytan onları, çeşitli bahanelerle yalnız namaz kılmak zor geliyor. Alışmamış bir insan için şeytan onları, çeşitli bahanelerle "Allah gafurdur, rahimdir, affeder, işte ihtiyarlayınca kılarım, emekli olunca kılarım, "Allah gafurdur, rahimdir, affeder, işte ihtiyarlayınca kılarım, emekli olunca kılarım, şimdi zor oluyor…" gibi sebeplerle namaz kılmaktan alıkoyuyor. şimdi zor oluyor…" gibi sebeplerle namaz kılmaktan alıkoyuyor.

Hemen tevhit inancından sonra en önemli şey olarak Peygamber EfendimizHemen tevhit inancından sonra en önemli şey olarak Peygamber Efendimiz Muaz radıyallahu anh'a namaz kılmayı öğretmeyi, namaz kılmayı söylemeyi tavsiye ediyor. Bu da çok önemli… Muaz radıyallahu anh'a namaz kılmayı öğretmeyi, namaz kılmayı söylemeyi tavsiye ediyor. Bu da çok önemli…

Biz de bu devirde, kendimiz çoluk çocuğumuza namaz kılmayı söylemeliyiz,Biz de bu devirde, kendimiz çoluk çocuğumuza namaz kılmayı söylemeliyiz, kendimiz kılmalıyız, onları da kıldırmalıyız, çok önemli olduğunu bildirmeliyiz.kendimiz kılmalıyız, onları da kıldırmalıyız, çok önemli olduğunu bildirmeliyiz. Namazın çok derin anlamı olduğunu, çok kıymetli bir ibadet olduğunu, beş vakit olduğunun daNamazın çok derin anlamı olduğunu, çok kıymetli bir ibadet olduğunu, beş vakit olduğunun da çok yerli yerinde olduğunu; sabah gün başlarken; öğleyin tam günün ortasında, tatilde,çok yerli yerinde olduğunu; sabah gün başlarken; öğleyin tam günün ortasında, tatilde, insanların dinlenme ihtiyacı olan zamanda; ikindi tam böyle işlerin sona ulaştığı, insanların dinlenme ihtiyacı olan zamanda; ikindi tam böyle işlerin sona ulaştığı, dünya telaşının çoğaldığı zamanda, orada da şaşırmasınlar diye bir uyarı daha;dünya telaşının çoğaldığı zamanda, orada da şaşırmasınlar diye bir uyarı daha; akşam tam güneş batarken artık çalışma hayatı kapanıyor; akşam tam güneş batarken artık çalışma hayatı kapanıyor; yatsı yatarken günlük faaliyetleri durdurduğumuz zaman... Ne kadar önemli beş zaman! yatsı yatarken günlük faaliyetleri durdurduğumuz zaman...

Ne kadar önemli beş zaman!

Bunların farz kılındığını söyleyeceğiz. Peygamber Efendimiz Muaz radıyallahu anh'a böyle emretti.Bunların farz kılındığını söyleyeceğiz.

Peygamber Efendimiz Muaz radıyallahu anh'a böyle emretti.
Yemen'e giderken söylediği ikinci nasihat bu. Üçüncüsü; Fe-in hüm etâ'û leke bi-zâlike.Yemen'e giderken söylediği ikinci nasihat bu.

Üçüncüsü;

Fe-in hüm etâ'û leke bi-zâlike.
Eğer o Yemenliler, "Yâ Muaz! Buna da itaat ederlerse, sen namaz kılın dediğin zaman, Eğer o Yemenliler, "Yâ Muaz! Buna da itaat ederlerse, sen namaz kılın dediğin zaman, namaz kılmayı da kabul edip namaz kılmaya da başlarlarsa…" namaz kılmayı da kabul edip namaz kılmaya da başlarlarsa…"

Fe a'limhum enne'llâhe'f-terada aleyhim sadekaten tü'hazü min e'ğniyâihim fe türadduFe a'limhum enne'llâhe'f-terada aleyhim sadekaten tü'hazü min e'ğniyâihim fe türaddu fukarâihim. "Ya Muaz! Onlara bildir ki Allahu Teâlâ hazretlerifukarâihim. "Ya Muaz! Onlara bildir ki Allahu Teâlâ hazretleri onların boyunlarına bir sadakayı farz kıldı. -Burada da "zekât" demek-"onların boyunlarına bir sadakayı farz kıldı. -Burada da "zekât" demek-" Tü'hazü min e'ğniyâihim Varlıklı zenginliklerinden alınacak bu sadaka, zekât...Tü'hazü min e'ğniyâihim Varlıklı zenginliklerinden alınacak bu sadaka, zekât... Fe türaddu alâ fukarâihim "Fakirlerine verilecek; bunun farz olduğunu onlara bildir." diyor. Fe türaddu alâ fukarâihim "Fakirlerine verilecek; bunun farz olduğunu onlara bildir." diyor.

İşte bizde bileceğiz ki zenginsek, mallı, mülklü varlıklı isek malımızın bir miktarınıİşte bizde bileceğiz ki zenginsek, mallı, mülklü varlıklı isek malımızın bir miktarını fakir müslüman kardeşlerimize, zekâtı verilebilecek yerlere vermek üzere ayırmamız gerekiyor. fakir müslüman kardeşlerimize, zekâtı verilebilecek yerlere vermek üzere ayırmamız gerekiyor.

Bunu kendimiz uygulamalıyız hem de etrafımıza bildirmemiz gerekiyor.Bunu kendimiz uygulamalıyız hem de etrafımıza bildirmemiz gerekiyor. Bu, Ramazan ayında olursa sevabı çok daha fazla olduğundan,Bu, Ramazan ayında olursa sevabı çok daha fazla olduğundan, Ramazan ayında vermeyi ben hatırlatıyorum. Bu konuşmayı onun için yapmış oluyorum. Ramazan ayında vermeyi ben hatırlatıyorum. Bu konuşmayı onun için yapmış oluyorum.

Hadisi Şerifi tamamlayalım. Kelime-i tevhit inancını da emretti bir,Hadisi Şerifi tamamlayalım. Kelime-i tevhit inancını da emretti bir, namazı emretti iki, zekâtı emretti üç… Dördüncüsü; namazı emretti iki, zekâtı emretti üç…

Dördüncüsü;

Ve hüm etâ'û li-zâlike fe iyyâke ve kerâimu emvâlihim. Burada bir Muaz radıyallahu anh'a ihtarda bulunuyor.Ve hüm etâ'û li-zâlike fe iyyâke ve kerâimu emvâlihim.

Burada bir Muaz radıyallahu anh'a ihtarda bulunuyor.
"Zekât vermeyi kabul ederlerse gidip de mallarının en gözde olanlarını almaktan sakın" diyor."Zekât vermeyi kabul ederlerse gidip de mallarının en gözde olanlarını almaktan sakın" diyor. Zekâtı alacak olan memur gidip de en kıymetlisini almayacak. Zekâtı alacak olan memur gidip de en kıymetlisini almayacak. Mesela böyle atın en kıymetlisini almayacak orta, vasat, vasati ölçüde [olanı alacak…] Mesela böyle atın en kıymetlisini almayacak orta, vasat, vasati ölçüde [olanı alacak…]

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2