Namaz Vakitleri

19 Cemâziye'l-Evvel 1446
21 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:51
Öğle
12:55
İkindi
15:26
Akşam
17:49
Yatsı
19:13
Detaylı Arama

Zulmü Engelleyin!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

20 Cemâziye'l-Evvel 1416 / 15.10.1995
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Zayıfa Hakkı Verilmeli!, Allah İhlâslı Ameli Kabul Eder, Bid’at Sahibi Olmanın Zararı, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Zulmü Engelleyin!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

20 Cemâziye'l-Evvel 1416 / 15.10.1995
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Zayıfa Hakkı Verilmeli!, Allah İhlâslı Ameli Kabul Eder, Bid’at Sahibi Olmanın Zararı, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîne hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin ve fî külli hîn.el-Hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîne hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin ve fî külli hîn. Kemâ yenbeğî li-celâli vechihî ve li-azimi sultânih. Kemâ yenbeğî li-celâli vechihî ve li-azimi sultânih. es-Salâtü ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîne Muhammedini'l-Mustafâes-Salâtü ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîne Muhammedini'l-Mustafâ ve âlihi ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin zevi's-sıdki ve'l-vefâ. Emmâ ba'd: ve âlihi ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin zevi's-sıdki ve'l-vefâ. Emmâ ba'd:

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullâhFa'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullâh ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtühâve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün ve külle dalâletin ve sâhibihâ fi'n-nâr. ve külle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün ve külle dalâletin ve sâhibihâ fi'n-nâr. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-Nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-Nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

İnnallâhe lâ yukaddisü ümmeten lâ yu'tûne'd-daîfe minhüm hakkahû. Sadaka Rasûlullâh fî mâ kâl ev kemâ kâl. İnnallâhe lâ yukaddisü ümmeten lâ yu'tûne'd-daîfe minhüm hakkahû. Sadaka Rasûlullâh fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Aziz ve muhterem kardeşlerim, Allah cümlenizden razı olsun.Aziz ve muhterem kardeşlerim, Allah cümlenizden razı olsun. Lütfettiniz, zahmet ettiniz, bu dersi dinlemeye geldiniz.Lütfettiniz, zahmet ettiniz, bu dersi dinlemeye geldiniz. Allahu Teâlâ hazretleri iki cihanda sizleri bahtiyar eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri iki cihanda sizleri bahtiyar eylesin. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in şefaatine nail eylesin.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in şefaatine nail eylesin. Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini okumaya başlamadan önce onun mübarek rûh-i pâkinePeygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini okumaya başlamadan önce onun mübarek rûh-i pâkine bizlerden birer hediyye-i Kur'âniyye olsun diye; ve onun cümle âlinin, ashabının, etbâ'ının,bizlerden birer hediyye-i Kur'âniyye olsun diye; ve onun cümle âlinin, ashabının, etbâ'ının, ahbabının ruhlarına hediye olsun diye; hâssaten kitabını okuduğumuzahbabının ruhlarına hediye olsun diye; hâssaten kitabını okuduğumuz Gümüşhaneli Ahmed Ziyaeddin Efendi hazretlerinin ve kendisinden feyiz aldığımızGümüşhaneli Ahmed Ziyaeddin Efendi hazretlerinin ve kendisinden feyiz aldığımız Muhammed Zahid Kotku hazretlerinin,Muhammed Zahid Kotku hazretlerinin, hocamızın ruhlarına hediye olsun diye; bu beldeleri Allah rızası için cihat ederek,hocamızın ruhlarına hediye olsun diye; bu beldeleri Allah rızası için cihat ederek, malını canını feda ederek fethetmiş olan mübarek fatihlerin, şehitlerin, gazilerin,malını canını feda ederek fethetmiş olan mübarek fatihlerin, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin ruhlarına hediye olsun diye;mücahitlerin ruhlarına hediye olsun diye; hâssaten ve bilhassa Fatih Sultan Mehmed Han hazretlerinin ruhuna hediye olsun diye;hâssaten ve bilhassa Fatih Sultan Mehmed Han hazretlerinin ruhuna hediye olsun diye; beldemizin medâr-ı iftihârı enbiyaullah ve evliyaullah ve salihîn ve sahâbe-i kirâm hazretlerinin,beldemizin medâr-ı iftihârı enbiyaullah ve evliyaullah ve salihîn ve sahâbe-i kirâm hazretlerinin, bilhassa Yûşâ aleyhisselam'ın ve Ebu Eyyub Halid b. Zeyd el-Ensârîbilhassa Yûşâ aleyhisselam'ın ve Ebu Eyyub Halid b. Zeyd el-Ensârî ve sair sahâbe-i kirâmın ruhlarına hediye olsun diye;ve sair sahâbe-i kirâmın ruhlarına hediye olsun diye; cümle hayır hasenât sahiplerinin ve bilhassa içinde oturup cümle hayır hasenât sahiplerinin ve bilhassa içinde oturup bu dersleri yaptığımız şu İskenderpaşa Camii'ni bina eden mübarek zatın bu dersleri yaptığımız şu İskenderpaşa Camii'ni bina eden mübarek zatın ve bu camiyi asırlar boyu hizmette tutup, ihya, tamir, tecdid,ve bu camiyi asırlar boyu hizmette
tutup, ihya, tamir, tecdid,
tevsi edip bu güne getirmiş olan hayır sahiplerinin,tevsi edip bu güne getirmiş olan hayır sahiplerinin, bu hususlarda katkısı yardımı iştiraki olanların ruhlarına hediye olsun diye; bu hususlarda katkısı yardımı iştiraki olanların ruhlarına hediye olsun diye; ve bu camiden güzeran eylemiş eimme ve hutabâ, müezzinîn ve vâizîn ve kayyimînve bu camiden güzeran eylemiş eimme ve hutabâ, müezzinîn ve vâizîn ve kayyimîn ve cemaat kardeşlerimizin, bu dersi dinlemeye gelen siz kıymetli kardeşleriminve cemaat kardeşlerimizin, bu dersi dinlemeye gelen siz kıymetli kardeşlerimin cümle müslüman geçmişlerinin ruhlarına hediye olsun, kabirleri nur dolsun, ruhları şad olsun diye,cümle müslüman geçmişlerinin ruhlarına hediye olsun, kabirleri nur dolsun, ruhları şad olsun diye, makamları âlâ, dereceleri yüksek olsun diye; bizler de Allah'ın sevdiği kullar olalım, makamları âlâ, dereceleri yüksek olsun diye; bizler de Allah'ın sevdiği kullar olalım, Rabbimizin huzuruna sevdiği razı olduğu kullar olarak varmamız nasip olsun diyeRabbimizin huzuruna sevdiği razı olduğu kullar olarak varmamız nasip olsun diye bir Fatiha üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım, öyle başlayalım. Buyrun. bir Fatiha üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım, öyle başlayalım. Buyrun.

Okuyacağımız hadîs-i şerîfler Gümüşhaneli Hocamızın Râmûzü'l-Ehâdîs isimli eserinin 91. sayfası,Okuyacağımız hadîs-i şerîfler Gümüşhaneli Hocamızın Râmûzü'l-Ehâdîs isimli eserinin 91. sayfası, 12. hadis ve devamı olacak.12. hadis ve devamı olacak. Ezberlenecek ve hatırdan hiç çıkartılmayacak, çok mühim konuları ihtiva eden hadîs-i şerîfler okunacak bugün. Ezberlenecek ve hatırdan hiç çıkartılmayacak, çok mühim konuları ihtiva eden hadîs-i şerîfler okunacak bugün.

Abdullah b. Mesud radıyallahu anh'ın rivayet ettiğine göreAbdullah b. Mesud radıyallahu anh'ın rivayet ettiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurmuş ki: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurmuş ki:

İnnallâhe. "Hiç şüphe yok ki Allahu Teâlâ hazretleri..."İnnallâhe. "Hiç şüphe yok ki Allahu Teâlâ hazretleri..." Lâ yukaddisü ümmeten lâ yu'tûne'd-daîfe minhüm hakkahû.Lâ yukaddisü ümmeten lâ yu'tûne'd-daîfe minhüm hakkahû. "İçlerindeki zayıfa zayıf olduğundan dolayı hakkını vermeyen bir ümmeti, bir topluluğu takdis etmez."İçlerindeki zayıfa zayıf olduğundan dolayı hakkını vermeyen bir ümmeti, bir topluluğu takdis etmez. Hiç şüphe yok ki Allah içlerindeki zayıfın hakkını vermeyen ümmeti takdis etmez." Hiç şüphe yok ki Allah içlerindeki zayıfın hakkını vermeyen ümmeti takdis etmez."

Takdis etmek temizlemek, temize çıkarmak, kirlerden paklamak, mukaddeslik vermek,Takdis etmek temizlemek, temize çıkarmak, kirlerden paklamak, mukaddeslik vermek, mânevî temizlik, mânevî kudsiyet vermek demek.mânevî temizlik, mânevî kudsiyet vermek demek. Bir ümmetin içindeki zayıf da sosyal yönden işini söküp hakkını alabilecek güce sahip olmayan insan.Bir ümmetin içindeki zayıf da sosyal yönden işini söküp hakkını alabilecek güce sahip olmayan insan. Duldur, kocası yoktur; gidip devlet dairelerinde uğraşamıyordur.Duldur, kocası yoktur; gidip devlet dairelerinde uğraşamıyordur. Veyahut komşu tarla sahibiyle, ev sahibiyle uğraşacak hali yoktur.Veyahut komşu tarla sahibiyle, ev sahibiyle uğraşacak hali yoktur. Yanındaki herif, komşusu hayduttur, çetedir. Bu zavallı dul kadıncağızın sataşır malına.Yanındaki herif, komşusu hayduttur, çetedir. Bu zavallı dul kadıncağızın sataşır malına. Kenarından alır, köşesinden alır, tazyik eder, gasp eder.Kenarından alır, köşesinden alır, tazyik eder, gasp eder. Veya bu zayıf belki bir dul kadın değildir, bir yetimdir, çocuktur.Veya bu zayıf belki bir dul kadın değildir, bir yetimdir, çocuktur. Hakkının ne olduğunu bilmiyor, mallarının ne olduğunu bilmiyor. Hakkının ne olduğunu bilmiyor, mallarının ne olduğunu bilmiyor. Ötekiler ondan istifade ediyorlar, yağmalıyorlar, hakkını vermiyorlar. Böyle olabilir.Ötekiler ondan istifade ediyorlar, yağmalıyorlar, hakkını vermiyorlar. Böyle olabilir. Veyahut bir işçidir, çalışır; işçinin hakkını vermiyor. Veyahut bir işçidir, çalışır; işçinin hakkını vermiyor. Veyahut dava eder, karşısındaki adam sosyal ve siyâsî ve idârî güce sahip müdürdür, vekildir.Veyahut dava eder, karşısındaki adam sosyal ve siyâsî ve idârî güce sahip müdürdür, vekildir. Farzedelim ki yöneticidir, kaymakamdır, validir, bakandır... Hakkını alamaz. Neden? Farzedelim ki yöneticidir, kaymakamdır, validir, bakandır... Hakkını alamaz. Neden? Kim uğraşacak onunla? Adamın gücü kuvveti fazla.Kim uğraşacak onunla? Adamın gücü kuvveti fazla. Oraya buraya baskı yapıyor, zorla haksız bir işi sürdürebiliyor. Bir hakkın verilmesini engelleyebiliyor.Oraya buraya baskı yapıyor, zorla haksız bir işi sürdürebiliyor. Bir hakkın verilmesini engelleyebiliyor. Tamam. Böyle bir ümmeti Allah hayra erdirmez, temize çıkartmaz, bereket, mukaddeslik vermez. Tamam. Böyle bir ümmeti Allah hayra erdirmez, temize çıkartmaz, bereket, mukaddeslik vermez.

Oluyor mu böyle şeyler?Oluyor mu böyle şeyler? Gelelim, yani bizim Allahın hayrına, rahmetine, lütfuna ermemiz için durum nasıl, bir kendi kendimizi inceleyelim.Gelelim, yani bizim Allahın hayrına, rahmetine, lütfuna ermemiz için durum nasıl, bir kendi kendimizi inceleyelim. Bizim ülkemizde adalet işliyor mu? Haklı hakkını alıyor mu? Veya ümmet dediğine göre ümmeti düşünelim. Bizim ülkemizde adalet işliyor mu? Haklı hakkını alıyor mu? Veya ümmet dediğine göre ümmeti düşünelim. Aslında buradaki ümmet de yani şöyle bir grup insan demek. Aslında buradaki ümmet de yani şöyle bir grup insan demek. İlle Ümmet-i Muhammed geneli mânasına değil de; diyelim ki falanca bölgede oturmuş bir grup insan, İlle Ümmet-i Muhammed geneli mânasına değil de; diyelim ki falanca bölgede oturmuş bir grup insan, bir şehrin ahalisi, bir köyün ahalisi demek yani. İnsan topluluğu demek.bir şehrin ahalisi, bir köyün ahalisi demek yani. İnsan topluluğu demek. Şimdi böyle bir toplulukta zayıf, zayıf olduğu için horlanıp hakkı çiğneniyor mu? Şimdi böyle bir toplulukta zayıf, zayıf olduğu için horlanıp hakkı çiğneniyor mu? Zayıf da olsa hakkıdır diye hakkı veriliyor mu? Mühim olan budur. Zayıf da olsa hakkıdır diye hakkı veriliyor mu? Mühim olan budur. Zayıf bile olsa hakkını alabiliyorsa, başı dikse, kimse onun hakkını engelleyemiyorsa,Zayıf bile olsa hakkını alabiliyorsa, başı dikse, kimse onun hakkını engelleyemiyorsa, engellediği zaman adalete başvurduğu zaman hâkim o işi sağlıyorsa tamam, o topluluk kutsal bir topluluktur.engellediği zaman adalete başvurduğu zaman hâkim o işi sağlıyorsa tamam, o topluluk kutsal bir topluluktur. Mukaddes bir topluluktur.Mukaddes bir topluluktur. Allahın rahmetine, lütfuna, yardımına, sevgisine, rızasına mazhar bir topluluk demektir. Allahın rahmetine, lütfuna, yardımına, sevgisine, rızasına mazhar bir topluluk demektir. Böyle yapılmıyorsa pis bir topluluk demektir. Mânen pis bir topluluktur. Çirkin bir topluluk demektir.Böyle yapılmıyorsa pis bir topluluk demektir. Mânen pis bir topluluktur. Çirkin bir topluluk demektir. Çünkü kuvvetli hakkını alıyor da zayıfa hakkını vermiyor. Kalleş bir topluluk demektir. Çünkü kuvvetli hakkını alıyor da zayıfa hakkını vermiyor. Kalleş bir topluluk demektir.

Böyle şeyler oluyor mu? Çevrenize bakın, gazeteleri okuyun. Kararı siz verin.Böyle şeyler oluyor mu?

Çevrenize bakın, gazeteleri okuyun. Kararı siz verin.
Ama ben aklıma ilk gelen misal olarak Suudi Arabistan'ı alacağım. Bayrağında Lâ ilâhe illallah yazıyor.Ama ben aklıma ilk gelen misal olarak Suudi Arabistan'ı alacağım. Bayrağında Lâ ilâhe illallah yazıyor. Hurma ağacı var. Yani ziraat genellikle hurma mahsulüne dayanıyor.Hurma ağacı var. Yani ziraat genellikle hurma mahsulüne dayanıyor. Medîne-i Münevvere'nin hurmasını filan hatırlatıyor. Bir de iki tane çapraz kılıç var.Medîne-i Münevvere'nin hurmasını filan hatırlatıyor. Bir de iki tane çapraz kılıç var. Tamam. Mekke var. Mekke-i Mükerreme'de Kâbe-i Müşerrefe var, hacıların gittiği yer.Tamam. Mekke var. Mekke-i Mükerreme'de Kâbe-i Müşerrefe var, hacıların gittiği yer. Medîne-i Münevvere var, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'inMedîne-i Münevvere var, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in harem-i şerîfi yani mukaddes şehri demek. Harem yani sarayın haremi demek değil.harem-i şerîfi yani mukaddes şehri demek. Harem yani sarayın haremi demek değil. Kutsal bölge demek. Ve Peygamber Efendimiz'in türbesi var.Kutsal bölge demek. Ve Peygamber Efendimiz'in türbesi var. Şimdi oraya gitmiş, iş yapmış kardeşlerimiz var. Çok kimseler var. Çoğunu tanıyorum.Şimdi oraya gitmiş, iş yapmış kardeşlerimiz var. Çok kimseler var. Çoğunu tanıyorum. Aylarca, yıllarca çalışmış olup maaşını alamayanlar var. Maaşını alamıyor. Vermiyor adam.Aylarca, yıllarca çalışmış olup maaşını alamayanlar var. Maaşını alamıyor. Vermiyor adam. Öyle insanlar var ki mahkemeye de başvuruyor, Oradan da alamıyor.Öyle insanlar var ki mahkemeye de başvuruyor, Oradan da alamıyor. Yabancının pozisyonu Suudlunun pozisyonu gibi değil. Suudlu trafik polisinin karşısında da daha rahat,Yabancının pozisyonu Suudlunun pozisyonu gibi değil. Suudlu trafik polisinin karşısında da daha rahat, mahkemede de daha avantajlı, haklarını götürmek bakımından da daha şey. Olmaz. mahkemede de daha avantajlı, haklarını götürmek bakımından da daha şey. Olmaz. Olmaz, Allah bereket vermez. Allah temizlemez. Allah rahmeylemez. Böyle olmaması lazım. Olmaz, Allah bereket vermez. Allah temizlemez. Allah rahmeylemez. Böyle olmaması lazım.

Gelelim kendi ülkemize. Adalete güvenebiliyor muyuz? Her yerde haklı hakkını alabiliyor mu?Gelelim kendi ülkemize. Adalete güvenebiliyor muyuz? Her yerde haklı hakkını alabiliyor mu? Mağdur mahkemeye başvurduğu zaman hakkını rahatlıkla alabiliyor mu?Mağdur mahkemeye başvurduğu zaman hakkını rahatlıkla alabiliyor mu? Veya mahkemeye başvurmadan herkes hak sahibine hakkını ödüyor mu?Veya mahkemeye başvurmadan herkes hak sahibine hakkını ödüyor mu? Biz de biraz daha rahat, yani normal olarak bazı basit haklar alınıyor. Biz de biraz daha rahat, yani normal olarak bazı basit haklar alınıyor. Ama büyük çapta yolsuzluklar oluyor bizde de. Büyük çapta, böyle halkın bilmediği.Ama büyük çapta yolsuzluklar oluyor bizde de. Büyük çapta, böyle halkın bilmediği. Evet birisi birisinden mesela çalışmışsa ücretini alır. Çalıştım der, gider müracaat eder. Evet birisi birisinden mesela çalışmışsa ücretini alır. Çalıştım der, gider müracaat eder. Mahkeme de "Tamam, bu çalışmış ver bunun parasını." der filan. Mahkeme de "Tamam, bu çalışmış ver bunun parasını." der filan. Ama birçok da böyle dalavereli şeyler olduğunu gazetelerde okuyoruz. Ne olması lazım? Ama birçok da böyle dalavereli şeyler olduğunu gazetelerde okuyoruz.

Ne olması lazım?

Bunları toplumun izale etmesi lazım.Bunları toplumun izale etmesi lazım. Topluluğun iyilerinin bu gibi şeylere fırsat bırakmaması lazım.Topluluğun iyilerinin bu gibi şeylere fırsat bırakmaması lazım. Hakkı çiğnenen sadece bir zayıf insan bile olsa toplumun bütün öbür fertleri bu zayıfa hakkını ver bakalım diyeHakkı çiğnenen sadece bir zayıf insan bile olsa toplumun bütün öbür fertleri bu zayıfa hakkını ver bakalım diye öteki kuvvetliyi tazyik etmesi lazım.öteki kuvvetliyi tazyik etmesi lazım. Biliyor musunuz ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in peygamber olmasından önce Biliyor musunuz ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in peygamber olmasından önce Mekke-i Mükerreme'nin ahlakı çok bozukmuş da çok haksızlıklar olurmuş. Çok edepsizlikler olurmuş.Mekke-i Mükerreme'nin ahlakı çok bozukmuş da çok haksızlıklar olurmuş. Çok edepsizlikler olurmuş. Hatta o kadar ki civardaki mıntıkalardan, kabilenin birisinden mal satmaya gelirlermiş.Hatta o kadar ki civardaki mıntıkalardan, kabilenin birisinden mal satmaya gelirlermiş. Malları alınır, parası verilmezmiş. Hatta daha büyük başka türlü haksızlıklar olurmuş. Malları alınır, parası verilmezmiş. Hatta daha büyük başka türlü haksızlıklar olurmuş. Onun üzerine Fadl ve Fudayl adında iki kişi demişler ki böyle olmaz.Onun üzerine Fadl ve Fudayl adında iki kişi demişler ki böyle olmaz. Biz bir anlaşma yapalım, şurada her şey adaletli olsun. Haksızlık yapılmasın.Biz bir anlaşma yapalım, şurada her şey adaletli olsun. Haksızlık yapılmasın. Haklı olan zayıf bile olsa haklıyı, zayıfı destekleyen bir organizasyon kuralım demişler. Kurmuşlar.Haklı olan zayıf bile olsa haklıyı, zayıfı destekleyen bir organizasyon kuralım demişler. Kurmuşlar. Hilfu'l-fudûl. Yani Fazl ve Fuzayl; ikisi de fazl kelimesiyle ilgili kelime.Hilfu'l-fudûl. Yani Fazl ve Fuzayl; ikisi de fazl kelimesiyle ilgili kelime. Yani Fazılların, bu isimli şahısların yaptığı anlaşma demek, antlaşma demek.Yani Fazılların, bu isimli şahısların yaptığı anlaşma demek, antlaşma demek. Antlaşmışlar, demişler ki bir haksızlık olursaAntlaşmışlar, demişler ki bir haksızlık olursa hep beraber kuvvetli ama zorba adamın karşısına çıkacağız, zayıfın hakkını alacağız demişler. hep beraber kuvvetli ama zorba adamın karşısına çıkacağız, zayıfın hakkını alacağız demişler.

Onlar bu işi kurdukları zaman bir de şâyân-ı dikkat bir haydutluk olmuş.Onlar bu işi kurdukları zaman bir de şâyân-ı dikkat bir haydutluk olmuş. Civardan efendi bir şahıs, zavallı. Karısıyla gelmiş Mekke-i Mükerreme'ye.Civardan efendi bir şahıs, zavallı. Karısıyla gelmiş Mekke-i Mükerreme'ye. Karısını kaçırmışlar adamın. Kaçıran belli. Karısını kaçırmış. Adam nereye başvurduysa çare bulamamış.Karısını kaçırmışlar adamın. Kaçıran belli. Karısını kaçırmış. Adam nereye başvurduysa çare bulamamış. Demişler ki Fazl ve Fuzayl Hilfu'l-fudûl diye bir organizasyon kurdular kendi aralarında, onlara müracaat et.Demişler ki Fazl ve Fuzayl Hilfu'l-fudûl diye bir organizasyon kurdular kendi aralarında, onlara müracaat et. O da gitmiş demiş ki ben karımla buraya geldim. Karımı kaçırdılar. O da gitmiş demiş ki ben karımla buraya geldim. Karımı kaçırdılar. Falanca haydut, zorba herif aldı evine kapattı filan.Falanca haydut, zorba herif aldı evine kapattı filan. Kılıçları çekmiş Fazl ve Fuzayl, kapıya gitmişler demişler ki aç kapıyı yoksa fena olursun.Kılıçları çekmiş Fazl ve Fuzayl, kapıya gitmişler demişler ki aç kapıyı yoksa fena olursun. Almışlar kadını. Yani gelen o şahsa yardımcı olmuşlar. Almışlar kadını. Yani gelen o şahsa yardımcı olmuşlar.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki:Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki: "Ben de yetişseydim o antlaşmaya ben de katılırdım. Ben de böyle bir şeye katılırdım.""Ben de yetişseydim o antlaşmaya ben de katılırdım. Ben de böyle bir şeye katılırdım." Demek ki toplum toplumun içinde kötü insanlar olabilir.Demek ki toplum toplumun içinde kötü insanlar olabilir. Sıhhatli bir toplum kötü insanları izole eder, izale eder. Kötülüğü yapamayacak hale getirir.Sıhhatli bir toplum kötü insanları izole eder, izale eder. Kötülüğü yapamayacak hale getirir. Yarayı tedavi eder. İnsanın vücudu sıhhatliyse kesiği, yarayı iyileştirir vücut. Yavaş yavaş tamir eder.Yarayı tedavi eder. İnsanın vücudu sıhhatliyse kesiği, yarayı iyileştirir vücut. Yavaş yavaş tamir eder. Tamir etme kabiliyeti var. Ama vücut dejenere olmuşsa, bozulmuşsa o zaman yara yarayı tamir edemez.Tamir etme kabiliyeti var. Ama vücut dejenere olmuşsa, bozulmuşsa o zaman yara yarayı tamir edemez. Ölür. Yara gittikçe büyür, ölür. Demek ki vücudun canı, sıhhati kalmamış demek.Ölür. Yara gittikçe büyür, ölür. Demek ki vücudun canı, sıhhati kalmamış demek. Toplumda siz kötülük yapmayacaksınız, tamam. Buna ne derler?Toplumda siz kötülük yapmayacaksınız, tamam. Buna ne derler? Kötülük yapmayan, iyi insana ne derler İslâm'da? Salih kul. İyi kul demek salih.Kötülük yapmayan, iyi insana ne derler İslâm'da? Salih kul. İyi kul demek salih. Uygun kul. Yetmez. Salih olmak kâfi değil. Bir vazife daha var. Muslih kul olacaksınız.Uygun kul. Yetmez. Salih olmak kâfi değil. Bir vazife daha var. Muslih kul olacaksınız. Yani ıslah edici kul. Kötülüğü de engelleyici olacaksınız.Yani ıslah edici kul. Kötülüğü de engelleyici olacaksınız. Kötülüğü engellemezseniz hayırlı bir insan olmanız için salih olmak yetmiyor.Kötülüğü engellemezseniz hayırlı bir insan olmanız için salih olmak yetmiyor. Ancak toplum çok bozulmuş da salih bir insanın salihliği ve muslihlik yapmak için,Ancak toplum çok bozulmuş da salih bir insanın salihliği ve muslihlik yapmak için, ıslah edicilik yapmak için, düzenleyicilik… Çürümüş toplum.ıslah edicilik yapmak için, düzenleyicilik… Çürümüş toplum. O zaman Allah o ümmeti helak eder, o muslih kulu kurtarır. Eski ümmetlerde böyle olmuştur.O zaman Allah o ümmeti helak eder, o muslih kulu kurtarır. Eski ümmetlerde böyle olmuştur. Peygamber gelmiştir. Uğraşmıştır, insanları doğru yola çekmeye çalışmıştır.Peygamber gelmiştir. Uğraşmıştır, insanları doğru yola çekmeye çalışmıştır. Azgın herifler yola gelmemişlerdir. Azgın herifler yola gelmemişlerdir. Allah peygamberleri ve kötülükten alıkoyan, iyiliği emreden mübarek insanları kurtarmış,Allah peygamberleri ve kötülükten alıkoyan, iyiliği emreden mübarek insanları kurtarmış, o kavimleri helak etmiştir. Kur'ân-ı Kerîm'de bunların misalleri çoktur.o kavimleri helak etmiştir. Kur'ân-ı Kerîm'de bunların misalleri çoktur. Demek ki esas itibariyle salih olacağız, kendimiz iyi kul olacağız, kötülük yapmayan kul olacağız.Demek ki esas itibariyle salih olacağız, kendimiz iyi kul olacağız, kötülük yapmayan kul olacağız. Yetmez; bir de muslih kul olacağız.Yetmez; bir de muslih kul olacağız. Yani başkasına da kötülük yaptırtmayacak bir ciddiyette Yani başkasına da kötülük yaptırtmayacak bir ciddiyette ve bir toplumu koruyucu kafada, gönülde, zihniyette insan olacağız. Toplumda kötülük yaptırtmayacağız.ve bir toplumu koruyucu kafada, gönülde, zihniyette insan olacağız. Toplumda kötülük yaptırtmayacağız. Yanımızda, civarımızda kötülük yaptırtmayacağız. Yanımızda, civarımızda kötülük yaptırtmayacağız. Kötülüğün yapıldığını görüp de kenarda durmayacağız. Engellemeye çalışacağız. Kötülüğün yapıldığını görüp de kenarda durmayacağız. Engellemeye çalışacağız. Bu vazifeye emr-i mâruf, nehy-i münker vazifesi derler ve Müslümanlıkta bu bir farzdır.Bu vazifeye emr-i mâruf, nehy-i münker vazifesi derler ve Müslümanlıkta bu bir farzdır. Namaz kılmak gibi, oruç tutmak gibi, haccetmek gibi farzlardan birisi de emr-i mâruf nehy-i münker vazifesidir.Namaz kılmak gibi, oruç tutmak gibi, haccetmek gibi farzlardan birisi de emr-i mâruf nehy-i münker vazifesidir. Bu vazifesini yapmayan bir toplum Allah'ın gazabına uğrar. Allah mukaddes etmez o topluluğu.Bu vazifesini yapmayan bir toplum Allah'ın gazabına uğrar. Allah mukaddes etmez o topluluğu. Pis bir toplum olur. Çirkin bir toplum olur. Allah yardım etmez. Bela gelir. Allah o topluma bela gönderir. Pis bir toplum olur. Çirkin bir toplum olur. Allah yardım etmez. Bela gelir. Allah o topluma bela gönderir.

Bela nasıl olur? Bela semâvî bela olur, arazî bela olur. Semâvî bela ne demek? Bela nasıl olur?

Bela semâvî bela olur, arazî bela olur.

Semâvî bela ne demek?

Sel felaketi olur, her tarafı alır götürür. Yıldırımlar yağar, orayı burayı yakar. Zelzele olur yıkılır.Sel felaketi olur, her tarafı alır götürür. Yıldırımlar yağar, orayı burayı yakar. Zelzele olur yıkılır. Fırtına olur, koca bir şehir kumların altında kalır, helak olur. Fırtına olur, koca bir şehir kumların altında kalır, helak olur. Yanardağ patlar, kilometrelerce yerleri tozları örter. İnsanlar bir anda mahvolur. Yanardağ patlar, kilometrelerce yerleri tozları örter. İnsanlar bir anda mahvolur. Pompei'nin patlaması gibi, Vezüv Yanardağı'nın patlayıp Pompei şehrinin, tarihte çirkin işleriyle,Pompei'nin patlaması gibi, Vezüv Yanardağı'nın patlayıp Pompei şehrinin, tarihte çirkin işleriyle, kötülükleriyle tanınmış şehrin Vezüv Yanardağı tarafından örtülmesi gibi.kötülükleriyle tanınmış şehrin Vezüv Yanardağı tarafından örtülmesi gibi. Bu çeşit afetlerle helak olmaya, bu afetlere semâvî afetler denir.Bu çeşit afetlerle helak olmaya, bu afetlere semâvî afetler denir. Yani Allah takdir ediyor, yıldırımlar yağdırıyor, volkanlar patlıyor. Seller. Mahvoluyor bir toplum.Yani Allah takdir ediyor, yıldırımlar yağdırıyor, volkanlar patlıyor. Seller. Mahvoluyor bir toplum. Yedi gün süren uzun fırtınalar, her şey görünmez oluyor, kumlar örtüyor her tarafı filan. Yedi gün süren uzun fırtınalar, her şey görünmez oluyor, kumlar örtüyor her tarafı filan.

Bazen felaketler dışarıdan olur. Allah bir başka kavmi musallat eder. O kavmi cezalandırır. Bazen felaketler dışarıdan olur. Allah bir başka kavmi musallat eder. O kavmi cezalandırır.

Hak kulundan intikâmın yine kul ile alır Bilmeyen ilm-i ledünnü ânı kul yaptı sanır Hak kulundan intikâmın yine kul ile alır

Bilmeyen ilm-i ledünnü ânı kul yaptı sanır

Ne yaparmış Allah? Bazen şerli bir kavmi cezalandırılacak bir kavme gönderir. O kavmi cezalandırır.Ne yaparmış Allah? Bazen şerli bir kavmi cezalandırılacak bir kavme gönderir. O kavmi cezalandırır. Yakar yıkar ortalığı. E bu zalime Allah niye fırsat veriyor?Yakar yıkar ortalığı. E bu zalime Allah niye fırsat veriyor? O kavim o cezayı hakettiği için Allah onun başına o kavmi musallat etti, ondan. Bazen de böyle olur.O kavim o cezayı hakettiği için Allah onun başına o kavmi musallat etti, ondan. Bazen de böyle olur. Bazen de toplumun içinden Allah fitne çıkartır. Kötü insanlar çıkartır. Bazen de toplumun içinden Allah fitne çıkartır. Kötü insanlar çıkartır. Kötü insanlar öteki insanları zarara uğratır, taciz eder, tazyik eder, katleder, katliam eder. Kötü insanlar öteki insanları zarara uğratır, taciz eder, tazyik eder, katleder, katliam eder. Fitne yani mahveder bir toplumu. Birisinin ezâsı ötekisinin zehir eder hayatını, mahveder.Fitne yani mahveder bir toplumu. Birisinin ezâsı ötekisinin zehir eder hayatını, mahveder. Bazen de böyle olur. Allahu Teâlâ hazretlerinin cezalandırma çeşitleri çoktur.Bazen de böyle olur. Allahu Teâlâ hazretlerinin cezalandırma çeşitleri çoktur. Bazen hastalık verir. Baştan sona hepsini kırar geçirir. Bazen gökten taş yağdırır.Bazen hastalık verir. Baştan sona hepsini kırar geçirir. Bazen gökten taş yağdırır. Bazen Ebabil kuşlarını gönderir, aşağı tarafı mahveder. Yenik ekin tanelerine benzetir kavimleri. Bazen Ebabil kuşlarını gönderir, aşağı tarafı mahveder. Yenik ekin tanelerine benzetir kavimleri. Tarihte misalleri çoktur. Bizim ne yapmamız lazım? Tarihten ibret almamızTarihte misalleri çoktur.

Bizim ne yapmamız lazım?

Tarihten ibret almamız
Kıssadan hisse almamız, öğütü anlamamız lazım. Kıssadan hisse almamız, öğütü anlamamız lazım. Allah'ın yoluna girmemiz, Allah'ın emirlerini tutmamız, Allah'a güzel kulluk yapmamız lazım.Allah'ın yoluna girmemiz, Allah'ın emirlerini tutmamız, Allah'a güzel kulluk yapmamız lazım. Allah'ın divanında durup mahkemesinde hesap vereceğimizi unutmamamız lazım.Allah'ın divanında durup mahkemesinde hesap vereceğimizi unutmamamız lazım. Mahkeme-i Kübrâ'da beraat etmek için şimdiden tedbir almamız lazım. İyi şeyleri yapmamız lazım.Mahkeme-i Kübrâ'da beraat etmek için şimdiden tedbir almamız lazım. İyi şeyleri yapmamız lazım. Kötü şeyleri yapmamamız lazım. Mıymıntı, pasif, mızmız kul olmamamız lazım.Kötü şeyleri yapmamamız lazım. Mıymıntı, pasif, mızmız kul olmamamız lazım. Aktif, hayrı işleyen, hayrı işleten; kötülüğü işlemeyen, kötülüğü engelleyen, yiğitAktif, hayrı işleyen, hayrı işleten; kötülüğü işlemeyen, kötülüğü engelleyen, yiğit bahadır, kahraman kul olmamız lazım.bahadır, kahraman kul olmamız lazım. İslâm böyle insan istiyor. Yani müslüman, iyi müslüman nasıl bir insandır? İslâm böyle insan istiyor. Yani müslüman, iyi müslüman nasıl bir insandır? "Bir köşeye çekilmiştir. Boynu büküktür, elinde tesbih vardır. Gözü kapalıdır, Allah diyor." Hayır. Hayır."Bir köşeye çekilmiştir. Boynu büküktür, elinde tesbih vardır. Gözü kapalıdır, Allah diyor." Hayır. Hayır. Halkın içinde dînî hizmeti yapmak, dağ başında sefalı, sakin, keyifli, zevkli, mânevî tarafı tatlı Halkın içinde dînî hizmeti yapmak, dağ başında sefalı, sakin, keyifli, zevkli, mânevî tarafı tatlı tek başına ibadet etmekten daha önemlidir. Bizim yolumuz böyledir. Hizmet yoludur.tek başına ibadet etmekten daha önemlidir. Bizim yolumuz böyledir. Hizmet yoludur. Bunu yapmamız lazım. Bunu yapmanız lazım. Bunu yapmamız lazım. Bunu yapmanız lazım. Bunu yapmadığı takdirde insanlar, dünyaya şerliler hakim olur. Kötüler hâkim olur.Bunu yapmadığı takdirde insanlar, dünyaya şerliler hakim olur. Kötüler hâkim olur. İyiler iyiliklerini ortaya koymayınca kötüler her tarafı tutarlar.İyiler iyiliklerini ortaya koymayınca kötüler her tarafı tutarlar. Kötülükle mücadele edilmeyince kötülük mikrobu süratle yayılır. Kötülükle mücadele edilmeyince kötülük mikrobu süratle yayılır. Salgın hastalık halinde her tarafı berbat eder. O halde ne yapmamız lazım? Salgın hastalık halinde her tarafı berbat eder.

O halde ne yapmamız lazım?

İyi olacağız. Bir de etrafı iyi yapmaya çalışacağız. Biz bunu yapıyor muyuz? İyi olacağız. Bir de etrafı iyi yapmaya çalışacağız.

Biz bunu yapıyor muyuz?

Karınca kararınca yapmaya çalışıyoruz. Yeterli mi? Onu Allah bilir.Karınca kararınca yapmaya çalışıyoruz.

Yeterli mi?

Onu Allah bilir.
Allah yaptığımız ibadetlerimizin eksikliklerine bakmasın, bize lütfuyla muamele eylesin.Allah yaptığımız ibadetlerimizin eksikliklerine bakmasın, bize lütfuyla muamele eylesin. Bize sevdiği işleri yapmayı nasip eylesin. Bize sevdiği işleri yapmayı nasip eylesin. Sonunda sorgu sual edip cezalandıracağı kötü durumda tutmasın bizi Allah. Uyarsın bizi. Lütfuyla ıslah eylesin.Sonunda sorgu sual edip cezalandıracağı kötü durumda tutmasın bizi Allah. Uyarsın bizi. Lütfuyla ıslah eylesin. Ne yapıyoruz iyilikleri yapmak için? Biz ne yapıyoruz? Ne yapıyoruz iyilikleri yapmak için? Biz ne yapıyoruz? Ben diyorum ki benim kardeşimin, ihvanımın olduğu her yerde o ihvanım sosyal bir çalışma yapması lazım.Ben diyorum ki benim kardeşimin, ihvanımın olduğu her yerde o ihvanım sosyal bir çalışma yapması lazım. Bir dernek kurması lazım. Hatta yuh olsun diyorum. Bir dernek kurması lazım. Hatta yuh olsun diyorum. Yani bir kardeşim var, bir yerde yaşıyor ve orada bizim bir organizasyonumuz yok.Yani bir kardeşim var, bir yerde yaşıyor ve orada bizim bir organizasyonumuz yok. Yazıklar olsun diyorum.Yazıklar olsun diyorum. Bir aktivite, bir çalışma, bir gayret göstermemiş; iyiliği yapmak için bir odak, bir ocak kurmamış;Bir aktivite, bir çalışma, bir gayret göstermemiş; iyiliği yapmak için bir odak, bir ocak kurmamış; bir çalışma başlatmamış, bir meşale yakmamış, karanlığı aydınlatmaya çalışmamış.bir çalışma başlatmamış, bir meşale yakmamış, karanlığı aydınlatmaya çalışmamış. Ne anlarım ben öyle ihvanlıktan? Öyle şey olur mu? Ateş parçası gibi olacak. Çalışacak. Ne anlarım ben öyle ihvanlıktan? Öyle şey olur mu? Ateş parçası gibi olacak. Çalışacak. Cevval olacak. Faal olacak. Gayretli olacak. Merhametli olacak. Hizmet ehli olacak. Cevval olacak. Faal olacak. Gayretli olacak. Merhametli olacak. Hizmet ehli olacak. Keyfine bakmayacak. Hizmeti, sevaplı işi arayacak. Meşakkati isteyecek.Keyfine bakmayacak. Hizmeti, sevaplı işi arayacak. Meşakkati isteyecek. Meşakkati, zahmeti talep edecek. Keyfi sefayı talep etmeyecek.Meşakkati, zahmeti talep edecek. Keyfi sefayı talep etmeyecek. Emirgan'da çay höpürdetmeyi değil; falanca yerde terden alnından burnundan ter damlamasını tercih edecek. Emirgan'da çay höpürdetmeyi değil; falanca yerde terden alnından burnundan ter damlamasını tercih edecek. Yolumuz bu çünkü. Büyüklerimiz bunu böyle dediler. Vakıflar kurduk. Dernekler kurduk. Yolumuz bu çünkü. Büyüklerimiz bunu böyle dediler. Vakıflar kurduk. Dernekler kurduk. Sayısını zaman zaman söylüyoruz, övünüyoruz; kâfi değil. Sayısını zaman zaman söylüyoruz, övünüyoruz; kâfi değil. Her köyde, her camide organizasyonumuzun olması lazım. Mahallede bir ışık kaynağı olması lazım.Her köyde, her camide organizasyonumuzun olması lazım. Mahallede bir ışık kaynağı olması lazım. Onun olduğu mahalledeki insanlara İslâm'ı öğretecek çalışma yapması lazım.Onun olduğu mahalledeki insanlara İslâm'ı öğretecek çalışma yapması lazım. Küçük çocukları çağırıp Kur'an öğretmesi lazım. Küçük çocukları çağırıp Kur'an öğretmesi lazım.

Benim hacı kardeşlerimden birisi bilmem kaçıncı Levent'te bir apartmana taşınmış. Kendisi sakallı.Benim hacı kardeşlerimden birisi bilmem kaçıncı Levent'te bir apartmana taşınmış. Kendisi sakallı. Hanımı başörtülü. Herkes böyle yorgun öküzün sabana baktığı gibi yamuk bakıyorlar. Herkes kızıyor.Hanımı başörtülü. Herkes böyle yorgun öküzün sabana baktığı gibi yamuk bakıyorlar. Herkes kızıyor. "Aa bu sakallı birisi geldi bizim apartmana, Levent'te ne işi var bu sakallı heriflerin,"Aa bu sakallı birisi geldi bizim apartmana, Levent'te ne işi var bu sakallı heriflerin, bu müslümanların böyle modern bir semtte. Bu başörtülü ne arıyor burada?" filan. bu müslümanların böyle modern bir semtte. Bu başörtülü ne arıyor burada?" filan. Tabii o kardeşimiz çalışmaya devam etmiş. Komşulara iyi komşuluk yapmaya devam etmiş. Tabii o kardeşimiz çalışmaya devam etmiş. Komşulara iyi komşuluk yapmaya devam etmiş. Çocuklarına Kur'an öğretmeye, büyüklerine böyle dînî bakımdan faydalı işler yapmaya başlamış.Çocuklarına Kur'an öğretmeye, büyüklerine böyle dînî bakımdan faydalı işler yapmaya başlamış. Çalışmış çabalamış. Etrafında bir sevgi şeyi meydana getirmiş.Çalışmış çabalamış. Etrafında bir sevgi şeyi meydana getirmiş. Kendisini seven, anlayan ve kendisinden istifade eden insanlar meydana getirmiş.Kendisini seven, anlayan ve kendisinden istifade eden insanlar meydana getirmiş. Evet, böyle olacak. Hatta öyle yerlere gideceğiz. Camide vaaz vermek kolay. Evet, böyle olacak. Hatta öyle yerlere gideceğiz. Camide vaaz vermek kolay. Benim bu söylediklerimi hepiniz biliyorsunuz. Okumuşsunuzdur.Benim bu söylediklerimi hepiniz biliyorsunuz. Okumuşsunuzdur. Asıl camiye gelmeyen insana haberi nasıl götüreceğiz? Bu hadisleri onlara nasıl duyuracağız?Asıl camiye gelmeyen insana haberi nasıl götüreceğiz? Bu hadisleri onlara nasıl duyuracağız? Allah'ın emirlerini nasıl anlatacağız? Bunları siz yapacaksınız.Allah'ın emirlerini nasıl anlatacağız? Bunları siz yapacaksınız. Halkın içinden gelen insanlar yapacak. Komşusuna, arkadaşına, iş yerindeki mesai arkadaşına.Halkın içinden gelen insanlar yapacak. Komşusuna, arkadaşına, iş yerindeki mesai arkadaşına. Yavaş yavaş, vakti boş geçirmeden, kelimesini harcamadan çalışma yapacak. Yavaş yavaş, vakti boş geçirmeden, kelimesini harcamadan çalışma yapacak.

Biz ne yapıyoruz?Biz ne yapıyoruz? Dernekler, vakıflar, okullar, kurslar, kolejler, anaokulları, kreşler, bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.Dernekler, vakıflar, okullar, kurslar, kolejler, anaokulları, kreşler, bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Dergiler çıkartıyoruz. Kitaplar çıkartıyoruz. Sonra? Yayın yapıyoruz. Niye bu cihazlar burada?Dergiler çıkartıyoruz. Kitaplar çıkartıyoruz. Sonra? Yayın yapıyoruz. Niye bu cihazlar burada? Niye bu televizyon, niye bu kamera? Bu konuşmalar tespit ediliyor, yayınlanıyor.Niye bu televizyon, niye bu kamera? Bu konuşmalar tespit ediliyor, yayınlanıyor. Bugün İsveç'ten gelmiş bir arkadaşım dün akşam,Bugün İsveç'ten gelmiş bir arkadaşım dün akşam, "Allah razı olsun, İsveç'ten radyo yayınlarınızı şimdi uydudan alıyoruz, dinliyoruz."Allah razı olsun, İsveç'ten radyo yayınlarınızı şimdi uydudan alıyoruz, dinliyoruz. Kadınlar açıyorlar radyoyu, akşama kadar sizin Akra'yı dinliyorlar. Allah sizden razı olsun.Kadınlar açıyorlar radyoyu, akşama kadar sizin Akra'yı dinliyorlar. Allah sizden razı olsun. Akra'nın abonesi olduk, hayranı olduk. Devamlı onu dinliyoruz." diyorlar. Elhamdülillah. Seviniyoruz. Akra'nın abonesi olduk, hayranı olduk. Devamlı onu dinliyoruz." diyorlar. Elhamdülillah. Seviniyoruz.

Kâfi mi? Hayır. Kâfi değil. Çünkü dışarısı iyi değil. Düzeltememişiz dışarısını. Kadınlar açık.Kâfi mi?

Hayır. Kâfi değil. Çünkü dışarısı iyi değil. Düzeltememişiz dışarısını. Kadınlar açık.
Erkekler namazsız niyazsız. Meyhaneler camilerden çok. Bira satışı su satışından fazla.Erkekler namazsız niyazsız. Meyhaneler camilerden çok. Bira satışı su satışından fazla. Eğlence yerleri sabahlara kadar faaliyette.Eğlence yerleri sabahlara kadar faaliyette. Camide yarım saat zor duran insanlar kumarhanelerde sabahlara kadar duruyor.Camide yarım saat zor duran insanlar kumarhanelerde sabahlara kadar duruyor. Kahvehanelerde sigara dumanının altında saatlerce duruyor. Bıkmadan duruyor.Kahvehanelerde sigara dumanının altında saatlerce duruyor. Bıkmadan duruyor. Oraları bizden çok daha fazla mesai yapıyorlar. Fazla mesai yapıyorlar.Oraları bizden çok daha fazla mesai yapıyorlar. Fazla mesai yapıyorlar. Bizim yaptığımız mesai nedir? Benim haftada bir gelip İskenderpaşa'da bir saat konuşmamla ne olur?Bizim yaptığımız mesai nedir? Benim haftada bir gelip İskenderpaşa'da bir saat konuşmamla ne olur? 24 saat çalışıyor meyhane, kahvehane, daha başka kötü yerler.24 saat çalışıyor meyhane, kahvehane, daha başka kötü yerler. İşte yabancıların okulları, papazların televizyon yayınları.İşte yabancıların okulları, papazların televizyon yayınları. Şimdi onların televizyon yayınları da çıkmış Hıristiyanlık propagandası yapan.Şimdi onların televizyon yayınları da çıkmış Hıristiyanlık propagandası yapan. Yanlış yoldasın, neyi propaganda ediyorsun? Hz. İsa Allahın peygamberi. Yanlış yoldasın, neyi propaganda ediyorsun? Hz. İsa Allahın peygamberi. Sen ona taptırmaya çalışıyorsun insanları. Öyle saçma şey mi olur?Sen ona taptırmaya çalışıyorsun insanları. Öyle saçma şey mi olur? Hz. İsa'dan önceki insanlar neye tapıyorlardı? Yok muydu o zaman tanrıları? Haşa sümme haşa.Hz. İsa'dan önceki insanlar neye tapıyorlardı? Yok muydu o zaman tanrıları? Haşa sümme haşa. Ne biçim saçma şey. Onu yaymaya çalışıyor. Yetmez. Ne olacak? Herkes çalışacak. Ne biçim saçma şey. Onu yaymaya çalışıyor.

Yetmez. Ne olacak? Herkes çalışacak.
Devamlı çalışacak. Çok çalışacak. En modern vasıtaları kullanarak çalışacak. Devamlı çalışacak. Çok çalışacak. En modern vasıtaları kullanarak çalışacak. Şimdi ben geçen gün düşündüm, aklıma geldi bu şey. Kızılderililer Amerika'ya hâkimdi. Şimdi ben geçen gün düşündüm, aklıma geldi bu şey. Kızılderililer Amerika'ya hâkimdi. Kızılderililer Bering Boğazı'ndan, Asya'dan Amerika'ya geçmiş olan, bizimle ırken yakınlıkları olan insanlar.Kızılderililer Bering Boğazı'ndan, Asya'dan Amerika'ya geçmiş olan, bizimle ırken yakınlıkları olan insanlar. Benziyorlar. Bizim ırkımızdan. Kelimeleri, örfleri, dilleri, kültürleri itibariyle bize akraba Kızılderililer. Benziyorlar. Bizim ırkımızdan. Kelimeleri, örfleri, dilleri, kültürleri itibariyle bize akraba Kızılderililer. Amerika'ya hâkim olmuşlar. Çeşit çeşit Kızılderili kabileleri, Mohawklar, bilmem neler bilmem neler...Amerika'ya hâkim olmuşlar. Çeşit çeşit Kızılderili kabileleri, Mohawklar, bilmem neler bilmem neler... Amerika'nın uçsuz bucaksız arazilerine hâkim olmuşlar. Ne oldu?Amerika'nın uçsuz bucaksız arazilerine hâkim olmuşlar. Ne oldu? Avrupa'dan Amerika'ya akım başlayınca, gemilerleAvrupa'dan Amerika'ya akım başlayınca, gemilerle Batılılar Amerika'ya göç etmeye başlayınca Kızılderililerle çarpıştılar.Batılılar Amerika'ya göç etmeye başlayınca Kızılderililerle çarpıştılar. Kızılderililer ülkelerini, onların ülkesi değil mi orası? Onların malı değil mi? Yayılmışlar yerleşmişler. Kızılderililer ülkelerini, onların ülkesi değil mi orası? Onların malı değil mi? Yayılmışlar yerleşmişler. Otlaklar bilmemne, araziler onların. Arazilerini korumak istemediler mi? İstediler. Otlaklar bilmemne, araziler onların. Arazilerini korumak istemediler mi? İstediler. Silah almadılar mı? Aldılar.Savaş yapmadılar mı? Yaptılar. Ne oldu? Hepsi öldürüldü. Neden?Silah almadılar mı? Aldılar.Savaş yapmadılar mı? Yaptılar. Ne oldu? Hepsi öldürüldü. Neden? Üstün alet ve edevât kullanan toplumlar zorbalıklaÜstün alet ve edevât kullanan toplumlar zorbalıkla zayıf olan toplumların elinden arazilerini, ülkelerini alıyorlar. O insanları katliam ediyorlar.zayıf olan toplumların elinden arazilerini, ülkelerini alıyorlar. O insanları katliam ediyorlar. Toptan öldürebiliyorlar. Yok edebiliyorlar. Tarihten silebiliyorlar. Yeryüzünden şey yapabiliyorlar. Toptan öldürebiliyorlar. Yok edebiliyorlar. Tarihten silebiliyorlar. Yeryüzünden şey yapabiliyorlar.

O halde biz ne yapacağız? Kızılderili gibi geri bir toplum olmayacağız.O halde biz ne yapacağız?

Kızılderili gibi geri bir toplum olmayacağız.
Hem sen geri olacaksın hem de İslâm'a yardım edeceksin. Ört ki ölem. Vah bana yazık bana o zaman.Hem sen geri olacaksın hem de İslâm'a yardım edeceksin. Ört ki ölem. Vah bana yazık bana o zaman. Nasıl olacaksın? Amerikalıdan daha teknik imkanlara sahip olacaksın, İngiliz'den daha ileri olacaksın,Nasıl olacaksın? Amerikalıdan daha teknik imkanlara sahip olacaksın, İngiliz'den daha ileri olacaksın, Avrupalıdan daha önde olacaksın, Japon'dan daha çok çalışacaksın. Bütün teknolojiye sahip olacaksın.Avrupalıdan daha önde olacaksın, Japon'dan daha çok çalışacaksın. Bütün teknolojiye sahip olacaksın. Var gücünle çalışacaksın, İslâm'ı yayacaksın.Var gücünle çalışacaksın, İslâm'ı yayacaksın. Fatih Sultan Mehmed Han cennet-mekân İstanbul'u fethettiği zaman kullandığı vasıtalarFatih Sultan Mehmed Han cennet-mekân İstanbul'u fethettiği zaman kullandığı vasıtalar o çağdaki vasıtaların en ilerisiydi. İmkanlar en güzeliydi. Ve kendisi yeni icatlar yaptı.o çağdaki vasıtaların en ilerisiydi. İmkanlar en güzeliydi. Ve kendisi yeni icatlar yaptı. Havan topunu icat etti. Düz böyle bomba atacağına tepeden aşırma bombayı kendisi buldu.Havan topunu icat etti. Düz böyle bomba atacağına tepeden aşırma bombayı kendisi buldu. Patlatıp adamın tepesine gülle düşürmeyi buldu. Büyük bir azimle çalıştı.Patlatıp adamın tepesine gülle düşürmeyi buldu. Büyük bir azimle çalıştı. Karşı tarafı eze eze, bastıra bastıra tuşa getirdi. Yani öyle tesadüfen böyle bir zafer değil.Karşı tarafı eze eze, bastıra bastıra tuşa getirdi. Yani öyle tesadüfen böyle bir zafer değil. Çağ kapayıp çağ açan, muazzam bir olay. Dünyanın çehresi değişti. İnsanların kafası değişti.Çağ kapayıp çağ açan, muazzam bir olay. Dünyanın çehresi değişti. İnsanların kafası değişti. Avrupa değişti. Avrupa adam oldu. Avrupa medeniyeti öğrendi. Vay dediler. Avrupa değişti. Avrupa adam oldu. Avrupa medeniyeti öğrendi. Vay dediler. Ya biz geriymişiz dediler. Dünya değişti. Ortaçağ kapandı. Çağ değişti. Ya biz geriymişiz dediler. Dünya değişti. Ortaçağ kapandı. Çağ değişti.

Öyle olmazsak olmaz. Kompüteri kullanacağız. Kompüter imal edeceğiz. Füzeyi kullanacağız.Öyle olmazsak olmaz. Kompüteri kullanacağız. Kompüter imal edeceğiz. Füzeyi kullanacağız. Füze imal edeceğiz. Sesten hızlı uçak mı lazım? Denizaltı mı lazım? Atom mu lazım?Füze imal edeceğiz. Sesten hızlı uçak mı lazım? Denizaltı mı lazım? Atom mu lazım? Hepsini yapmamız gerekiyor. Öyle çalışırsak, biz mü'min insanlarız, kimseye zulmetmeyiz.Hepsini yapmamız gerekiyor. Öyle çalışırsak, biz mü'min insanlarız, kimseye zulmetmeyiz. Karıncaya bastığımız zaman üzülüyoruz biz. Karıncayı bile ezmek istemiyoruz. Adımız karınca ezmez.Karıncaya bastığımız zaman üzülüyoruz biz. Karıncayı bile ezmek istemiyoruz. Adımız karınca ezmez. Yani üzülürüz hakikaten. Yanlışlıkla bir karıncaya basmak istemeyiz. Kimseye zulmetmek istemeyiz.Yani üzülürüz hakikaten. Yanlışlıkla bir karıncaya basmak istemeyiz. Kimseye zulmetmek istemeyiz. Bir hayvana bile iyilik yapmak isteriz. Bir kediye, bir köpeğe, bir kuşa hastaysa tedavi yapmak isteriz.Bir hayvana bile iyilik yapmak isteriz. Bir kediye, bir köpeğe, bir kuşa hastaysa tedavi yapmak isteriz. Bizim gaddarlığımız yok. Merhametimiz var bizim. Biz mü'miniz. Allaha hesap verecek insanlarız.Bizim gaddarlığımız yok. Merhametimiz var bizim. Biz mü'miniz. Allaha hesap verecek insanlarız. Bizim elimizde silah niçin lazım? Silahlı haydutlar korksun diye lazım.Bizim elimizde silah niçin lazım? Silahlı haydutlar korksun diye lazım. Silahlı haydutlar eşkiyalık yapmasın diye lazım. Sırp o katliamını o zalimliğini yapamasın diye lazım.Silahlı haydutlar eşkiyalık yapmasın diye lazım. Sırp o katliamını o zalimliğini yapamasın diye lazım. Görüyoruz. Gözler önünde ne kadar korkunç işler oluyor. Herkes de susuyor.Görüyoruz. Gözler önünde ne kadar korkunç işler oluyor. Herkes de susuyor. Yani kendisine zarar gelmeyince susanlar susuyor. Yani kendisine zarar gelmeyince susanlar susuyor. Kendisinin bir esrarkeş hippi vatandaşı İstanbul'da afyon kaçırıyor, Kendisinin bir esrarkeş hippi vatandaşı İstanbul'da afyon kaçırıyor, kullanıyor diye tutuklansa İngiltere oturup kalkıyor dakullanıyor diye tutuklansa İngiltere oturup kalkıyor da ama Bosna Hersek'te Bosnalılara acımıyor ve Sırpları tutuyor. Entrika çeviriyor. ama Bosna Hersek'te Bosnalılara acımıyor ve Sırpları tutuyor. Entrika çeviriyor.

Onun için bu kafayı değiştirmemiz lazım.Onun için bu kafayı değiştirmemiz lazım. Bizim bu mevcut Müslümanlık yapımızla, kafamızla, dervişlik kafamızla Bizim bu mevcut Müslümanlık yapımızla, kafamızla, dervişlik kafamızla Allah'ın rızasını kazanmamız zordur muhterem kardeşlerim. Bizim yepyeni bir müslüman olmamız lazım.Allah'ın rızasını kazanmamız zordur muhterem kardeşlerim. Bizim yepyeni bir müslüman olmamız lazım. Pırıl pırıl bir müslüman olmamız lazım. Pırıl pırıl bir müslüman olmamız lazım. Benim kardeşlerim müslüman, bir müessesede yarısı o fikirde, yarısı o fikirde,Benim kardeşlerim müslüman, bir müessesede yarısı o fikirde, yarısı o fikirde, yarısı ötekisine dargın, yarısı berikisine dargın. Bilmem şöyle böyle. Hepsi dervişliğe aykırı.yarısı ötekisine dargın, yarısı berikisine dargın. Bilmem şöyle böyle. Hepsi dervişliğe aykırı. Hani siz derviştiniz? Soracağım şimdi. Gideceğim soracağım. Siz derviş misiniz? Yoksa kamyonu devirmiş misiniz?Hani siz derviştiniz? Soracağım şimdi. Gideceğim soracağım. Siz derviş misiniz? Yoksa kamyonu devirmiş misiniz? Nesiniz diye soracağım. Derviş misiniz, devirmiş misiniz Diye soracağım. Dervişlik ne demek?Nesiniz diye soracağım. Derviş misiniz, devirmiş misiniz Diye soracağım. Dervişlik ne demek? Sabır demek. Dervişlik ne demek? Fedakarlık demek. Dervişlik güzel ahlak demek.Sabır demek. Dervişlik ne demek? Fedakarlık demek. Dervişlik güzel ahlak demek. Dervişlik merhamet demek. Dervişlik geçimlilik demek.Dervişlik merhamet demek. Dervişlik geçimlilik demek. Dervişlik ben yemeyeyim kardeşim yesin, ben giymeyeyim kardeşim giysin diye kardeşini üstün tutmak,Dervişlik ben yemeyeyim kardeşim yesin, ben giymeyeyim kardeşim giysin diye kardeşini üstün tutmak, Feragat, fedakarlık, muvâsât, îsâr; dervişlik bu. Takva, ihlâs. E bunları bilmiyor.Feragat, fedakarlık, muvâsât, îsâr; dervişlik bu. Takva, ihlâs. E bunları bilmiyor. Duymuşsa bile uygulamıyorsa olmaz. Bu kadar yeter. Bu hadîs-i şerîf çok mühim.Duymuşsa bile uygulamıyorsa olmaz.

Bu kadar yeter. Bu hadîs-i şerîf çok mühim.
Bundan sonraki hadîs-i şerîf. Niçin mühim? Hadîs-i şerîflerin hepsi mühimdir. Küçüğü büyüğü.Bundan sonraki hadîs-i şerîf. Niçin mühim? Hadîs-i şerîflerin hepsi mühimdir. Küçüğü büyüğü. Dinin ahkâmının hepsi muhteremdir. Ama bizim bir bam telimize, yaramıza basıyor bu.Dinin ahkâmının hepsi muhteremdir. Ama bizim bir bam telimize, yaramıza basıyor bu. Bir kusurumuzu gösteriyor bize. Toplumu mahveden bir felaketin kaynağını gösteriyor.Bir kusurumuzu gösteriyor bize. Toplumu mahveden bir felaketin kaynağını gösteriyor. Zayıfa hakkı verilmeli. Zayıf korunmalı. Zalimin zulmü engellenmeli.Zayıfa hakkı verilmeli. Zayıf korunmalı. Zalimin zulmü engellenmeli. Zalimin mazluma, zayıfa zulüm yapmasına fırsat verilmemeli İslâm toplumunda.Zalimin mazluma, zayıfa zulüm yapmasına fırsat verilmemeli İslâm toplumunda. Bu olmuyorsa toplum kusurlu demek. Müslümanlık eksik demek. Mekanizma çalışmıyor demek.Bu olmuyorsa toplum kusurlu demek. Müslümanlık eksik demek. Mekanizma çalışmıyor demek. İslâm yaşanmıyor demek. İslâm kitapta kalmış, vaizin dilinde kalmış, dinleyenin kulağında kalmış demek.İslâm yaşanmıyor demek. İslâm kitapta kalmış, vaizin dilinde kalmış, dinleyenin kulağında kalmış demek. Kalbine inmemiş, hareketine geçmemiş demek. O başka bir şey değil. Bir hastalık emaresi. Kalbine inmemiş, hareketine geçmemiş demek. O başka bir şey değil. Bir hastalık emaresi.

İnnallâhe azze ve celle lâ yakbelü mine'l-ameli illâ mâ kâne lehû hâlisan ve'btüğiye bihî vechuhû. İnnallâhe azze ve celle lâ yakbelü mine'l-ameli illâ mâ kâne lehû hâlisan ve'btüğiye bihî vechuhû.

Ebû Ümâme radıyallahu anh'ten ikinci hadîs-i şerîf. Ebû Ümâme radıyallahu anh'ten ikinci hadîs-i şerîf.

"Çok aziz ve çok celil olan Allahu Teâlâ hazretleri ancak halis olan ameli kabul eder. "Çok aziz ve çok celil olan Allahu Teâlâ hazretleri ancak halis olan ameli kabul eder. Halis muhlis olan ameli kabul eder.Halis muhlis olan ameli kabul eder. Ve yapıldığında kendisinin rızası düşünülerek yapılmış olan ameli, ibadeti, işi kabul eder."Ve yapıldığında kendisinin rızası düşünülerek yapılmış olan ameli, ibadeti, işi kabul eder." Bu zihniyetle yapılmazsa kabul etmez. Namaz da olsa, oruç da olsa, hac da olsa, zekât da olsa kabul etmez.Bu zihniyetle yapılmazsa kabul etmez. Namaz da olsa, oruç da olsa, hac da olsa, zekât da olsa kabul etmez. Neyi kabul etmez? Halis muhlis değilse, rızası düşünülerek yapılmakta değilse kabul etmez.Neyi kabul etmez? Halis muhlis değilse, rızası düşünülerek yapılmakta değilse kabul etmez. İhlâslı değilse adam kabul etmez. Allah'ın rızasını düşünerek yapmakta değilse kabul etmez. Nasıl yapılacak? İhlâslı değilse adam kabul etmez. Allah'ın rızasını düşünerek yapmakta değilse kabul etmez. Nasıl yapılacak? İhlâsla yapılacak. Allah'ın rızası gözetilecek. Allah rızası için yapılacak yapılan şey. İhlâsla yapılacak. Allah'ın rızası gözetilecek. Allah rızası için yapılacak yapılan şey.

Şimdi ihlâs ne demektir, onun üzerinde biraz duralım. Çünkü ihlâs önemli bir tasavvufî tabirdir.Şimdi ihlâs ne demektir, onun üzerinde biraz duralım. Çünkü ihlâs önemli bir tasavvufî tabirdir. Bunu dervişlerin bilmesi lazım. İhlâs; bir şeyi halis muhlis, sâfî, tertemiz, katıksız yapmak demek.Bunu dervişlerin bilmesi lazım. İhlâs; bir şeyi halis muhlis, sâfî, tertemiz, katıksız yapmak demek. Mesela halis tereyağı diyoruz. Ne demek? İçinde katkı yok. Patates ezmesi konulmamış.Mesela halis tereyağı diyoruz. Ne demek? İçinde katkı yok. Patates ezmesi konulmamış. Uyduruk malzeme konulmamış. Makine yağı katılmamış.Uyduruk malzeme konulmamış. Makine yağı katılmamış. Müşteri aldatacak kiloyu arttıracak şeyler konulmamış. Halis. Katıksız demek yani.Müşteri aldatacak kiloyu arttıracak şeyler konulmamış. Halis. Katıksız demek yani. İnsanın yaptığı ibadette de sırf tertemiz sâfî yapılıyorsa, sırf Allah rızası için yapılıyorsa İnsanın yaptığı ibadette de sırf tertemiz sâfî yapılıyorsa, sırf Allah rızası için yapılıyorsa o amel, o iş, o fiil, o ibadet amel-i sâlihtir. Sırf sâfî ameldir. o amel, o iş, o fiil, o ibadet amel-i sâlihtir. Sırf sâfî ameldir. Başka maksatlarla, hesaplarla yapılıyorsa o zaman bozuktur. Bozuk fiildir. Güzel görünse bile bozuktur.Başka maksatlarla, hesaplarla yapılıyorsa o zaman bozuktur. Bozuk fiildir. Güzel görünse bile bozuktur. Diyelim ki bir adam namaz kılıyor. Geldi buraya yabancı bir adam.Diyelim ki bir adam namaz kılıyor. Geldi buraya yabancı bir adam. Herkesten önce camiye geliyor, herkesten önce namaz kılıyor filan. Bir hafta on gün devam ediyor.Herkesten önce camiye geliyor, herkesten önce namaz kılıyor filan. Bir hafta on gün devam ediyor. Maksadı ne? Cemaatin ilgisini çekmek, sevgisini toplamak.Maksadı ne? Cemaatin ilgisini çekmek, sevgisini toplamak. Ondan sonra bakıyorsun, bir dalavere bir oyun, çarpıyor çırpıyor gidiyor. Hop kayıp.Ondan sonra bakıyorsun, bir dalavere bir oyun, çarpıyor çırpıyor gidiyor. Hop kayıp. E bunun bu kıldığı bu namazların bir kıymeti var mı? Yok. Bu namazları riya ile kılıyordu. E bunun bu kıldığı bu namazların bir kıymeti var mı? Yok. Bu namazları riya ile kılıyordu. Kalbindeki, kafasındaki asıl amaç başkaydı. Camiye geliyor adam. Hangi halı antika halı diye ona bakıyor.Kalbindeki, kafasındaki asıl amaç başkaydı. Camiye geliyor adam. Hangi halı antika halı diye ona bakıyor. Bursa'nın Ulu Camii'nden levha çalmaya geliyor adam. Bursa'nın Ulu Camii'nden levha çalmaya geliyor adam. Hangi levha kıymetli diye bakıyor, antika levha, onu çalıyor. Halı çalıyor. Camiye geliyor, ayakkabı çalıyor.Hangi levha kıymetli diye bakıyor, antika levha, onu çalıyor. Halı çalıyor. Camiye geliyor, ayakkabı çalıyor. Şimdi bu adam namaz kıldı, kıymeti var mı? Abdest aldı, kıymeti var mı? Yok.Şimdi bu adam namaz kıldı, kıymeti var mı? Abdest aldı, kıymeti var mı? Yok. Hacca gidiyor; başka maksatla. Zekât veriyor; başka maksatla. Olmadı. Bu kalp temiz olacak.Hacca gidiyor; başka maksatla. Zekât veriyor; başka maksatla. Olmadı. Bu kalp temiz olacak. Bu niyet halis olacak. Bu kafa sırf Allah'ın sevgisini kazanmayı, rızasını elde etmeyi düşünecek.Bu niyet halis olacak. Bu kafa sırf Allah'ın sevgisini kazanmayı, rızasını elde etmeyi düşünecek. Öyle olmadığı zaman kıymeti yok. Bir araba düşünün. Her şeyi var motoru yok. Öyle olmadığı zaman kıymeti yok. Bir araba düşünün. Her şeyi var motoru yok. Gider mi bir yere? Gitmez. Bir iş ki dışı güzel ama ihlâsı yok, motorsuz araba gibidir.Gider mi bir yere? Gitmez. Bir iş ki dışı güzel ama ihlâsı yok, motorsuz araba gibidir. Al sana yeni bir benzetme. Eski kitaplarda olmayan bir benzetme.Al sana yeni bir benzetme. Eski kitaplarda olmayan bir benzetme. Çok güzel bir Cadillac, çok güzel bir Mercedes, kanatlı kuyruklu pırıl pırıl boyanmış cilalı.Çok güzel bir Cadillac, çok güzel bir Mercedes, kanatlı kuyruklu pırıl pırıl boyanmış cilalı. Atlıyorsun içine hevesle. Direksiyon da var pedalları da var. Motoru yok. Gitmez. Olmaz.Atlıyorsun içine hevesle. Direksiyon da var pedalları da var. Motoru yok. Gitmez. Olmaz. Hadi motoru var, benzini yok. Gitmez. Benzini yok. Her şeyi tamam benzini yok. Gitmez. İhlâs bu işte.Hadi motoru var, benzini yok. Gitmez. Benzini yok. Her şeyi tamam benzini yok. Gitmez. İhlâs bu işte. İhlâs bir şeyi Allah indinde makbul eden vasıf. Sâfî olacak, tertemiz bir kalple yapılacak.İhlâs bir şeyi Allah indinde makbul eden vasıf. Sâfî olacak, tertemiz bir kalple yapılacak. Sırf Allah rızası için yapılacak. Başka hesap güdülmeyecek. Sırf Allah rızası için yapılacak. Başka hesap güdülmeyecek.

Diyor ki birisi bana, "Hocam mebus olmak öyle kolay mı?Diyor ki birisi bana, "Hocam mebus olmak öyle kolay mı? Ben mebus olmak için bölgemde 10 sene çalıştım.Ben mebus olmak için bölgemde 10 sene çalıştım. Ancak üçüncü seçime girdiğim zaman kazandım." diyor. 10 seneki amelleri hebadır.Ancak üçüncü seçime girdiğim zaman kazandım." diyor. 10 seneki amelleri hebadır. Yaptığı bütün iyilikler boşunadır. Neden? 10 senedir ameli mebus olmakYaptığı bütün iyilikler boşunadır. Neden? 10 senedir ameli mebus olmak Oy toplamak, halka sevdirmek için yapıyor.Oy toplamak, halka sevdirmek için yapıyor. Allah rızası için yapmıyor. Meclise girmek için yapıyor. Olmadı. İşte ihlâs bu. Allah rızası için yapmıyor. Meclise girmek için yapıyor. Olmadı. İşte ihlâs bu.

Allahu Teâlâ hazretleri halis olan ibadeti kabul eder. İbadet değil her iş. Her iş böyle.Allahu Teâlâ hazretleri halis olan ibadeti kabul eder. İbadet değil her iş. Her iş böyle. Eğitim, öğretim, sadaka, zekât, hayır,Eğitim, öğretim, sadaka, zekât, hayır, cami, yurt inşası ve saire. Ne maksatla yapıyorsun? Art niyetin ne? Mühim olan o.cami, yurt inşası ve saire. Ne maksatla yapıyorsun? Art niyetin ne? Mühim olan o. Allah rızası için yapmıyorsan kıymeti yok. Evet, bu da çok mühim bir hadîs-i şerîfti.Allah rızası için yapmıyorsan kıymeti yok. Evet, bu da çok mühim bir hadîs-i şerîfti. Çünkü bu da her şeyin başı. Her işin yapılmasında en önde dikkate alınması gereken bir şeyi söylüyor.Çünkü bu da her şeyin başı. Her işin yapılmasında en önde dikkate alınması gereken bir şeyi söylüyor. Yaptığımız şey sırf Allah rızası için olacak. Allah rızası için değilse yapmayacak. Yaptığımız şey sırf Allah rızası için olacak. Allah rızası için değilse yapmayacak.

Zengin ve evliyaullahtan bir zata birisi getiriyor. Al sana sadaka diyor, sadaka veriyor.Zengin ve evliyaullahtan bir zata birisi getiriyor. Al sana sadaka diyor, sadaka veriyor. Fakir değil adam. Al sana sadakam olsun diye veriyor. Şöyle bir kızarıyor, sarsılıyor.Fakir değil adam. Al sana sadakam olsun diye veriyor. Şöyle bir kızarıyor, sarsılıyor. Ne desin şimdi bu herife, bu dangalak adama böyle şey yapana. Alıyor. Şöyle bir düşünüyor, alıyor.Ne desin şimdi bu herife, bu dangalak adama böyle şey yapana. Alıyor. Şöyle bir düşünüyor, alıyor. Sonradan birileri diyor ki: Niye aldınız Efendim? Yani sadaka almıyordunuz, zengindiniz bilmem ne.Sonradan birileri diyor ki: Niye aldınız Efendim? Yani sadaka almıyordunuz, zengindiniz bilmem ne. "Reddetmekte nefsim hoşlanacaktı. Alınca nefsim ezilecek idi."Reddetmekte nefsim hoşlanacaktı. Alınca nefsim ezilecek idi. Nefsimin ezilmesini böbürlenmeye, kuvvetlenmesine, izzetlenmesine tercih ettim." diyor. Nefsimin ezilmesini böbürlenmeye, kuvvetlenmesine, izzetlenmesine tercih ettim." diyor. Nefsim ezilsin diye aldım diyor. Tabii onu götürüyor, başkasına veriyor. Nefsim ezilsin diye aldım diyor. Tabii onu götürüyor, başkasına veriyor.

Birisi şeyhine dört bin altın mesela bağış vermiş, hocasına. Kitaplarda yazıyor bunu.Birisi şeyhine dört bin altın mesela bağış vermiş, hocasına. Kitaplarda yazıyor bunu. Hocası da diyor ki "Allah razı olsun, filanca kardeşinizHocası da diyor ki "Allah razı olsun, filanca kardeşiniz işte hayır işlerinde kullanılmak üzere dört bin altın verdi." filan deyince kalkıyor delikanlı diyor ki:işte hayır işlerinde kullanılmak üzere dört bin altın verdi." filan deyince kalkıyor delikanlı diyor ki: "Hocam, özür dilerim. Söz istiyorum." Buyur diyor."Hocam, özür dilerim. Söz istiyorum." Buyur diyor. "Evet, ben onu vermiştim size ama sonra annem bir kızdı bir kızdı. Bana çok ağır konuştu."Evet, ben onu vermiştim size ama sonra annem bir kızdı bir kızdı. Bana çok ağır konuştu. Kusura bakma, geri alacağım." diyor. Alıyor parayı geriye. Peki, evladım al diyor.Kusura bakma, geri alacağım." diyor. Alıyor parayı geriye. Peki, evladım al diyor. Tabii annesi kızmışsa ne yapsın. Geri alıyor.Tabii annesi kızmışsa ne yapsın. Geri alıyor. İnsanlar gittikten sonra şeyh efendiye yine geliyor, hoca efendiye. Paraları önüne koyuyor.İnsanlar gittikten sonra şeyh efendiye yine geliyor, hoca efendiye. Paraları önüne koyuyor. "Efendim, beni affedin. "Efendim, beni affedin. Cemaatin teveccühünü kazanacağım, riya olacak, gösteriş olacak diye ben öyle davrandım. Cemaatin teveccühünü kazanacağım, riya olacak, gösteriş olacak diye ben öyle davrandım. Annemin filan kızdığı yok. Lütfen şu hayrı alın, kimse bilmesin. Allah rızası için veriyorum bunu.Annemin filan kızdığı yok. Lütfen şu hayrı alın, kimse bilmesin. Allah rızası için veriyorum bunu. Kimseye de beni deşifre etmeyin, açıklamayın." diyor. Tekrar veriyor.Kimseye de beni deşifre etmeyin, açıklamayın." diyor. Tekrar veriyor. İşte bunlar yani kimseden bir şey beklemediği için Allah rızası için olduğundan öyle yapıyor. İşte bunlar yani kimseden bir şey beklemediği için Allah rızası için olduğundan öyle yapıyor.

Evet, üçüncü hadîs-i şerîfi okuyacağım. 92. sayfanın birincisi.Evet, üçüncü hadîs-i şerîfi okuyacağım. 92. sayfanın birincisi. Bu da çok çok önemli bir konuya değinen hadîs-i şerîf. Bu da çok çok önemli bir konuya değinen hadîs-i şerîf.

İnnallâhe teâlâ lâ yakbelü li-sâhibi bid'atin savmen ve lâ salâten ve lâ sadakatenİnnallâhe teâlâ lâ yakbelü li-sâhibi bid'atin savmen ve lâ salâten ve lâ sadakaten ve lâ haccen ve lâ umraten ve lâ cihâden ve lâ sarfenve lâ haccen ve lâ umraten ve lâ cihâden ve lâ sarfen ve lâ adlen hattâ yahruce mine'l-İslâmi kemâ tahruce'ş-şa'ratü mine'l-acîni. ve lâ adlen hattâ yahruce mine'l-İslâmi kemâ tahruce'ş-şa'ratü mine'l-acîni.

Huzeyfe radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîf.Huzeyfe radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîf. Hatta yahrucü de okunur, hatta yahruce de okunabilir. İzah edeceğim.Hatta yahrucü de okunur, hatta yahruce de okunabilir. İzah edeceğim. İnnallâhe teâlâ. "Yüce Allah Teâlâ…" Lâ yakbelü. "Kabul etmez."İnnallâhe teâlâ. "Yüce Allah Teâlâ…" Lâ yakbelü. "Kabul etmez." Li-sâhibi bid'atin. "Bid'at sahibi bir insandan kabul etmez. Li-sâhibi bid'atin. "Bid'at sahibi bir insandan kabul etmez. Bid'at sahibi olan bir insandan şunları kabul etmez." Nesini kabul etmezmiş? Bid'at sahibi olan bir insandan şunları kabul etmez." Nesini kabul etmezmiş? Savmen. "Bir oruç kabul etmez. Tuttuğu orucu kabul etmez." Ve lâ salâten. "Bir namaz kabul etmez.Savmen. "Bir oruç kabul etmez. Tuttuğu orucu kabul etmez." Ve lâ salâten. "Bir namaz kabul etmez. Kıldığı namazı kabul etmez." Kıldığı namazı kabul etmez." Ve lâ sadakaten. "Zekât veya serbest bağış tarzındaki sadakasını kabul etmez."Ve lâ sadakaten. "Zekât veya serbest bağış tarzındaki sadakasını kabul etmez." Ve lâ haccen. "Haccını da kabul etmez. Bir hac da kabul etmez." Ve lâ umraten. "Umresini de kabul etmez."Ve lâ haccen. "Haccını da kabul etmez. Bir hac da kabul etmez." Ve lâ umraten. "Umresini de kabul etmez." Ve lâ cihâden. "Cihadını da kabul etmez. Düşmanla gidip savaşmasını da kabul etmez."Ve lâ cihâden. "Cihadını da kabul etmez. Düşmanla gidip savaşmasını da kabul etmez." Ve lâ sarfen ve lâ adlen. "Hiçbir şeyini kabul etmez.Ve lâ sarfen ve lâ adlen. "Hiçbir şeyini kabul etmez. Farzını, nafilesini hiçbir şeyini kabul etmez. Nihayet…" Farzını, nafilesini hiçbir şeyini kabul etmez. Nihayet…" Hattâ yahruce mine'l-İslâmi.Hattâ yahruce mine'l-İslâmi. "O bid'at sahibi böyle kabul olmaya olmaya hiçbir şeyi, İslâm'dan çıkar gider.""O bid'at sahibi böyle kabul olmaya olmaya hiçbir şeyi, İslâm'dan çıkar gider." Kemâ tahruce'ş-şa'ratü mine'l-acîni. Kemâ tahruce'ş-şa'ratü mine'l-acîni. "Hamurun içinde görülmüş kılın çekilip çıktığı gibi o da İslâm'ın içinden o kılın çekilip çıkıldığı gibi çekilir."Hamurun içinde görülmüş kılın çekilip çıktığı gibi o da İslâm'ın içinden o kılın çekilip çıkıldığı gibi çekilir. Çıkartılır atılır gider. Müslümanlıkla ilgisi kalmaz." Çıkartılır atılır gider. Müslümanlıkla ilgisi kalmaz."

Bid'at nedir? Bid'at; Allah'ın ve Resulünün koyduğu dînî ahkâma uymayan,Bid'at nedir? Bid'at; Allah'ın ve Resulünün koyduğu dînî ahkâma uymayan, birisinin aklının ortaya çıkartıp da ortaya koyduğu bir hükümdür. Yani sen dinin sahibi misin?birisinin aklının ortaya çıkartıp da ortaya koyduğu bir hükümdür. Yani sen dinin sahibi misin? Sen Allah'tan emir mi aldın? Sen Peygamberin vekili misin? Senin ne hakkın var şöyle yapmaya?Sen Allah'tan emir mi aldın? Sen Peygamberin vekili misin? Senin ne hakkın var şöyle yapmaya? "İşte benim hoşuma gitti de böyle yapmak istiyorum." Olmaz. E nasıl olacak müslüman?"İşte benim hoşuma gitti de böyle yapmak istiyorum." Olmaz. E nasıl olacak müslüman? Müslüman Kur'ân-ı Kerîm'in yolunda, Resulullah'ın sünneti yolunda gidecek. Müslüman Kur'ân-ı Kerîm'in yolunda, Resulullah'ın sünneti yolunda gidecek.

Bid'at ne demek? Sünnetin dışı demek. Sünnet ne demek? Resulullah'ın yolu demek.Bid'at ne demek?

Sünnetin dışı demek.

Sünnet ne demek?

Resulullah'ın yolu demek.
Resulullahın yolunda gidecek. Kendisi öyle ukalalık edip ayrı yol çizmeyecek. Ayrı iş çıkartmayacak.Resulullahın yolunda gidecek. Kendisi öyle ukalalık edip ayrı yol çizmeyecek. Ayrı iş çıkartmayacak. Yeni bir şey ortaya icat edip koymayacak, dînî bir şeyi. Ne olur o zaman?Yeni bir şey ortaya icat edip koymayacak, dînî bir şeyi. Ne olur o zaman? Allah onun ne orucunu, ne namazını, ne sadakasını, ne haccını, ne umresini,Allah onun ne orucunu, ne namazını, ne sadakasını, ne haccını, ne umresini, ne cihadını, ne farzını, ne nafilesini kabul eder. Hiç birisini kabul etmez yani. Hiçbir şeyini kabul etmez. ne cihadını, ne farzını, ne nafilesini kabul eder. Hiç birisini kabul etmez yani. Hiçbir şeyini kabul etmez. Neden? Sen dini bozuyorsun ukala herif.Neden? Sen dini bozuyorsun ukala herif. Sen kendin dine bir şeyler ekliyorsun, bir şeyler çıkartıyorsun.Sen kendin dine bir şeyler ekliyorsun, bir şeyler çıkartıyorsun. Dinin asıl çizgisinden dini saptırıyorsun alçak adam.Dinin asıl çizgisinden dini saptırıyorsun alçak adam. Dinin safiyetini bozuyorsun diye Allah hiçbir şeyini kabul etmiyor.Dinin safiyetini bozuyorsun diye Allah hiçbir şeyini kabul etmiyor. İşte bundan dolayı muhterem kardeşlerim, Peygamber Efendimiz'in zamanından beriİşte bundan dolayı muhterem kardeşlerim, Peygamber Efendimiz'in zamanından beri has müslümanlar Peygamber Efendimiz ne demiş, ne emretmiş, has müslümanlar Peygamber Efendimiz ne demiş, ne emretmiş, Allah'ın rızası ne tarafta diye hep Resulullah'ın yolunu gözetmişlerdir.Allah'ın rızası ne tarafta diye hep Resulullah'ın yolunu gözetmişlerdir. Resulullah'ın yolunda yürümeye çalışmışlardır. Bizim büyüklerimiz ne diyorlar?Resulullah'ın yolunda yürümeye çalışmışlardır. Bizim büyüklerimiz ne diyorlar? Elhamdülillah biz ehl-i sünnetiz. Sünnetin yolundan gidiyoruz. Ehl-i sünnet ve'l-cemaatiz.Elhamdülillah biz ehl-i sünnetiz. Sünnetin yolundan gidiyoruz. Ehl-i sünnet ve'l-cemaatiz. Öyle bid'at işlere, sünnet dışı işlere, dinin özüne, mantığına, esasına uygun olmayan yeni çıkma,Öyle bid'at işlere, sünnet dışı işlere, dinin özüne, mantığına, esasına uygun olmayan yeni çıkma, uyduruk şeylere, uyduruk kaydırık hükümlere tâbi olmayız demişlerdir.uyduruk şeylere, uyduruk kaydırık hükümlere tâbi olmayız demişlerdir. Sapasağlam bilgilerle sapasağlam yürümüşlerdir. Bu çok önemli.Sapasağlam bilgilerle sapasağlam yürümüşlerdir. Bu çok önemli. Onun için bizim de İslâmî hususlarda yaptığımız işin aslını esasını iyi bilmemiz lazım. Onun için bizim de İslâmî hususlarda yaptığımız işin aslını esasını iyi bilmemiz lazım.

İşte biz bu bid'at işine düşmeyelim, yaptığımız iş Resulullah'ın yoluna tam uygun olsun,İşte biz bu bid'at işine düşmeyelim, yaptığımız iş Resulullah'ın yoluna tam uygun olsun, tam Kur'an yolu olsun diye bizim tekkemizin ders kitabı nedir? Hadis kitabıdır.tam Kur'an yolu olsun diye bizim tekkemizin ders kitabı nedir? Hadis kitabıdır. Ayrıca bir İskenderpaşa tekkesinin özel kitabı çıkmış mı? Hayır. Nesi var? Ayrıca bir İskenderpaşa tekkesinin özel kitabı çıkmış mı? Hayır. Nesi var? Hadis kitabı var elimizde. Neden? Çünkü hadisleri öğrenirsek en sağlam yolda yürüyeceğiz.Hadis kitabı var elimizde. Neden? Çünkü hadisleri öğrenirsek en sağlam yolda yürüyeceğiz. Onları öğrenmezsek her kafadan bir ses çıkar, bir söz çıkar. Onları öğrenmezsek her kafadan bir ses çıkar, bir söz çıkar. Bir sivri akıllı çıkar, olmadık bir şey yapar, beğenilir; herkes de onu yapar. Din bozulur. Bir sivri akıllı çıkar, olmadık bir şey yapar, beğenilir; herkes de onu yapar. Din bozulur. Eski dinler böyle bozuldu. Eski dinlerin ahkâmı böyle iptal oldu.Eski dinler böyle bozuldu. Eski dinlerin ahkâmı böyle iptal oldu. Eski dinlerin kitapları böyle değişti, tahrifata uğradı. Dininin aslını esasını kaybetti eski ümmetler.Eski dinlerin kitapları böyle değişti, tahrifata uğradı. Dininin aslını esasını kaybetti eski ümmetler. Peygamberinin söylediği şeyden çok aykırı noktalara geldiler.Peygamberinin söylediği şeyden çok aykırı noktalara geldiler. Hz. İsa bana tapının dedi mi hıristiyanlara? Haşa! Haşa sümme haşa! Asla demedi.Hz. İsa bana tapının dedi mi hıristiyanlara? Haşa! Haşa sümme haşa! Asla demedi. Allah'a ibadet edin, Allah'a kul olun dedi.Allah'a ibadet edin, Allah'a kul olun dedi. Ama hıristiyanlar döndüre döndüre döndüre, kıvıra kıvıra, eğe eğe, büke boza eze,Ama hıristiyanlar döndüre döndüre döndüre, kıvıra kıvıra, eğe eğe, büke boza eze, İznik konsülü bilmem ne konsülü, toplantı, ukalalık ileri geri laf bilmem ne… Aslından çıkarttılar dini.İznik konsülü bilmem ne konsülü, toplantı, ukalalık ileri geri laf bilmem ne… Aslından çıkarttılar dini. Puta tapıyor şimdi. Şöyle bir şey bilmem ne, işaretler. Filmlerde şeylerde görüyorsunuz.Puta tapıyor şimdi. Şöyle bir şey bilmem ne, işaretler. Filmlerde şeylerde görüyorsunuz. Asılsız esassız törenler. Yaldızlı boyalı kıyafetler. Sırmalı şeyler. Hz. İsa onların hiç birisini giymedi.Asılsız esassız törenler. Yaldızlı boyalı kıyafetler. Sırmalı şeyler. Hz. İsa onların hiç birisini giymedi. Hz. İsa'nın o şeylerle hiç ilişkisi yok. Neden? İşte dinin aslını korumayınca iş böyle bozulur. Hz. İsa'nın o şeylerle hiç ilişkisi yok. Neden? İşte dinin aslını korumayınca iş böyle bozulur.

Bizde elhamdülillah Allahu Teâlâ hazretlerinin vaadi var Kur'ân-ı Kerîm'i hiç kimse bozamayacak diye.Bizde elhamdülillah Allahu Teâlâ hazretlerinin vaadi var Kur'ân-ı Kerîm'i hiç kimse bozamayacak diye. Bozulmamıştır. Resulullah'ın zamanındaki Kur'ân-ı Kerîm elimizdedir. Neden? Kütüphanelerde var. Bozulmamıştır. Resulullah'ın zamanındaki Kur'ân-ı Kerîm elimizdedir. Neden? Kütüphanelerde var. Hz. Ali Efendimiz'in imzasıyla Kur'ân-ı Kerîm var. Bizim şeyde Emânâtün Mukaddese dairesinde. Hz. Ali Efendimiz'in imzasıyla Kur'ân-ı Kerîm var. Bizim şeyde Emânâtün Mukaddese dairesinde. Ben gözlerimle gördüm, yani elhamdülillah İstanbulumuzda var. Ben gözlerimle gördüm, yani elhamdülillah İstanbulumuzda var. Hiçbir harfi, hiçbir âyeti değişmeden Kur'ân-ı Kerîm gelmiş. Bu çok büyük bir şey.Hiçbir harfi, hiçbir âyeti değişmeden Kur'ân-ı Kerîm gelmiş. Bu çok büyük bir şey. Çok büyük bir avantaj. Elhamdülillah ki dinimizin aslı bozulmamıştır. Eski ümmetlerin kitapları eksiktir.Çok büyük bir avantaj. Elhamdülillah ki dinimizin aslı bozulmamıştır. Eski ümmetlerin kitapları eksiktir. Muhafaza edilmemiştir, bozulmuştur, sonradan yazılmıştır. İçine birçok bid'atler karışmıştır.Muhafaza edilmemiştir, bozulmuştur, sonradan yazılmıştır. İçine birçok bid'atler karışmıştır. Onun için devreden çıkmıştır. Onun için Allah Peygamber Efendimiz'i göndermiştir, İslâm'ı göndermiştir.Onun için devreden çıkmıştır. Onun için Allah Peygamber Efendimiz'i göndermiştir, İslâm'ı göndermiştir. Onların yanlışlarını da öğretmiştir. "Bak siz şurada yanıldınız, şurayı bozdunuz,Onların yanlışlarını da öğretmiştir. "Bak siz şurada yanıldınız, şurayı bozdunuz, şurayı şu sahtekâr şey yaptı" diye onlara da yanlışlarını öğretmiştir.şurayı şu sahtekâr şey yaptı" diye onlara da yanlışlarını öğretmiştir. İslâm olmasaydı onlar yanlışlarını da bulamazlardı, bilemezlerdi.İslâm olmasaydı onlar yanlışlarını da bulamazlardı, bilemezlerdi. İslâm gelmiştir de onların yanlış oldukları noktaları bildirmiştir. İslâm gelmiştir de onların yanlış oldukları noktaları bildirmiştir.

Onun için aziz ve muhterem kardeşlerim, Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarılacaksınız.Onun için aziz ve muhterem kardeşlerim, Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarılacaksınız. Hadîs-i şerîf kitaplarını okuyacaksınız. Dinin aslına özüne sadık kalmaya çok dikkat edeceksiniz.Hadîs-i şerîf kitaplarını okuyacaksınız. Dinin aslına özüne sadık kalmaya çok dikkat edeceksiniz. Reformist olmayacaksınız. Din bozuk mu ki, deforme olmuş mu ki reforme ediyorsun?Reformist olmayacaksınız. Din bozuk mu ki, deforme olmuş mu ki reforme ediyorsun? Bozulan şey reforme edilir. Deforme olan şey reforme edilir. Yeniden şekillendirmek.Bozulan şey reforme edilir. Deforme olan şey reforme edilir. Yeniden şekillendirmek. Dinin şekli fena değil ki. Pırıl pırıl, gayet güzel; sen nesini reforme edeceksin? Dinin şekli fena değil ki. Pırıl pırıl, gayet güzel; sen nesini reforme edeceksin? Hıristiyanlarda rönenans ve reform olmuş. Tabii olur. Tabii olacak. Hıristiyanlarda rönenans ve reform olmuş. Tabii olur. Tabii olacak. Sen yalan yanlış, uyduruk kaydırık şeyleri din diye ortaya koy, sonra Osmanlı ecdadımız geldiği zaman,Sen yalan yanlış, uyduruk kaydırık şeyleri din diye ortaya koy, sonra Osmanlı ecdadımız geldiği zaman, "Ne bunlar be? Nedir bu yaptığınız?" diye söylenince tabii reforma edecek dinini. "Ne bunlar be? Nedir bu yaptığınız?" diye söylenince tabii reforma edecek dinini. Niye heykele tapıyorsunuz diyecek tabi. Niye bu puta tapıyorsunuz Niye heykele tapıyorsunuz diyecek tabi. Niye bu puta tapıyorsunuz Hiç öyle şey olur mu, Allah kuluna tapılır mı, Hz. İsa Allah'ın kuludur, Meryem validemiz Allah'ın mübarek bir kuludur diyecek.Hiç öyle şey olur mu, Allah kuluna tapılır mı, Hz. İsa Allah'ın kuludur, Meryem validemiz Allah'ın mübarek bir kuludur diyecek. Tabii onlar tesir edecek.Tabii onlar tesir edecek. Etmiştir onlara söyleye söyleye. Rönesans ve reform neden çıktı Avrupa'da? Müslümanlardan.Etmiştir onlara söyleye söyleye. Rönesans ve reform neden çıktı Avrupa'da? Müslümanlardan. Müslümanların tenkitleriyle, götürdükleri bilgilerle kafaları değişti adamların.Müslümanların tenkitleriyle, götürdükleri bilgilerle kafaları değişti adamların. Baktılar ki dinleri bile yamuk. Düzeltmeye başladılar.Baktılar ki dinleri bile yamuk. Düzeltmeye başladılar. Ama kendi aklıyla düzeltmeye çalışınca yine yamuk olur.Ama kendi aklıyla düzeltmeye çalışınca yine yamuk olur. İnsan yani yamuk bir şeyi kendi aklıyla düzeltmeye çalışınca düzeltemez. İnsan yani yamuk bir şeyi kendi aklıyla düzeltmeye çalışınca düzeltemez. Yine yamuk olur. Allah düzeltti. Allah düzeltti, İslâm'ı getirdi Allah. Yahudilik bozulunca Hıristiyanlık geldi.Yine yamuk olur. Allah düzeltti. Allah düzeltti, İslâm'ı getirdi Allah. Yahudilik bozulunca Hıristiyanlık geldi. Hıristiyanlık bozulunca İslâm geldi. Allah düzeltiyor. Sen düzeltemezsin. Hıristiyanlık bozulunca İslâm geldi. Allah düzeltiyor. Sen düzeltemezsin. Sen düzelteceğim derken yine karıştırırsın işi. Yine bir başka bir saçmalık yaparsın. Anlamazsın lafı.Sen düzelteceğim derken yine karıştırırsın işi. Yine bir başka bir saçmalık yaparsın. Anlamazsın lafı. Onun için İslâm kendisi reformdur. Onun için İslâm kendisi reformdur. Kendisi inanç yönünden, din yönünden insanlığa reformu getirmiştir. Güzelliği getirmiştir. Kendisi inanç yönünden, din yönünden insanlığa reformu getirmiştir. Güzelliği getirmiştir. Onun için müslüman nereye gitse orayı karıştırır, allak bullak eder orayı.Onun için müslüman nereye gitse orayı karıştırır, allak bullak eder orayı. Oradaki saçma sapan şeyleri sarsar. Putlu itli atlı otlu düzenleri sarsar. Neden? İslâm geldi.Oradaki saçma sapan şeyleri sarsar. Putlu itli atlı otlu düzenleri sarsar. Neden? İslâm geldi. Bir söz söyler, adam şey yapar. Biz Singapur'da uçağa gideceğiz.Bir söz söyler, adam şey yapar. Biz Singapur'da uçağa gideceğiz. Şakır şakır yağmur yağıyor. Arabamızın, taksimizin şoförü Budist'miş.Şakır şakır yağmur yağıyor. Arabamızın, taksimizin şoförü Budist'miş. Bizim arkadaş İngilizce bir yüklendi buna. "Kardeşim ayıp değil mi? Bizim arkadaş İngilizce bir yüklendi buna. "Kardeşim ayıp değil mi? Sizin şu önündeki şu Buda'nın heykeli bu şeyde dökülme bir şey değil mi, Sizin şu önündeki şu Buda'nın heykeli bu şeyde dökülme bir şey değil mi, uydurma elinizde yapılmış bir şey değil mi? Utanmıyor musunuz buna tapmaya?" dedi. uydurma elinizde yapılmış bir şey değil mi? Utanmıyor musunuz buna tapmaya?" dedi. Bilmemne filan bir yüklendi. Ne diyecek? Haklısınız dedi. Başka bir şey diyemez ki.Bilmemne filan bir yüklendi. Ne diyecek? Haklısınız dedi. Başka bir şey diyemez ki. Ama işte insanoğlu böyle şey kolay değil.Ama işte insanoğlu böyle şey kolay değil. Bu inancın inancının bozuğunu anlayıpta değiştirmek çok büyük kahramanlık, çok büyük babayiğitlik.Bu inancın inancının bozuğunu anlayıpta değiştirmek çok büyük kahramanlık, çok büyük babayiğitlik. Herkes yapamıyor. Biz kendimize gelelim. Biz kendimize gelelim. Herkes yapamıyor.

Biz kendimize gelelim. Biz kendimize gelelim.
Biz ne yapacağız? Müslümanlığın en doğrusunu kim biliyor? Resulullah biliyor.Biz ne yapacağız? Müslümanlığın en doğrusunu kim biliyor? Resulullah biliyor. Ondan daha iyi bilen var mı Allah'ın ahkâmını? Kur'an kime indi? Resulullah'a indi.Ondan daha iyi bilen var mı Allah'ın ahkâmını? Kur'an kime indi? Resulullah'a indi. Kur'ân-ı Kerîm'in mânasını en güzel kim açıklar? Resulullah açıklar. O zaman ne yapacağız?Kur'ân-ı Kerîm'in mânasını en güzel kim açıklar? Resulullah açıklar. O zaman ne yapacağız? Resulullah'ın sünnetine sarılacağız. Sünnet dışında bid'atte iş yok.Resulullah'ın sünnetine sarılacağız. Sünnet dışında bid'atte iş yok. Şimdi ama bizim ülkemizde radikal Müslümanlar, reformistler bilmem neler var.Şimdi ama bizim ülkemizde radikal Müslümanlar, reformistler bilmem neler var. Ben onları biliyorum. Tanıyorum da. Ailece bilmem vesairesini de gördüm.Ben onları biliyorum. Tanıyorum da. Ailece bilmem vesairesini de gördüm. Adam dine yeni hava getireceğim iddiasında. E kendisi sakalsız bıyıksız. Kravatlı. Elinde sigara.Adam dine yeni hava getireceğim iddiasında. E kendisi sakalsız bıyıksız. Kravatlı. Elinde sigara. Zaten sen kendin yamuksun, nereyi düzelteceksin? Kızı açık. Kızları açık.Zaten sen kendin yamuksun, nereyi düzelteceksin? Kızı açık. Kızları açık. Sen evinde İslâmî bir düzeni kuramamışsın ki, başkasına düzeni nasıl getireceksin? Sen evinde İslâmî bir düzeni kuramamışsın ki, başkasına düzeni nasıl getireceksin?

Bilgisi yok. Bilgisi yok. Dînî tahsil görmemiş Arapça bilmiyor. Yüksek tahsili de yok.Bilgisi yok. Bilgisi yok. Dînî tahsil görmemiş Arapça bilmiyor. Yüksek tahsili de yok. Yüksek tahsil de yetmez ya. Yüksek tahsili de yok.Yüksek tahsil de yetmez ya. Yüksek tahsili de yok. Müslümanların yanıldığı noktalar diye, düzeltilmesi gereken kavramlar diye makale yazıyor.Müslümanların yanıldığı noktalar diye, düzeltilmesi gereken kavramlar diye makale yazıyor. Ya sen ne anlarsın? Anlayamazsın ki. Yani yetmez ki, bu böyle aklına çok güveniyor.Ya sen ne anlarsın? Anlayamazsın ki. Yani yetmez ki, bu böyle aklına çok güveniyor. Aklına çok güveniyor ama akıl dediğin şey çok kaypak bir şeydir. Aklına çok güveniyor ama akıl dediğin şey çok kaypak bir şeydir. Öyle nice insanlar akıllarına güvendiler de ne kadar yanlış işler yaptılar. Öyle nice insanlar akıllarına güvendiler de ne kadar yanlış işler yaptılar. Sen biraz böyle oku, biraz böyle bir gör bakalım işin aslını özünü.Sen biraz böyle oku, biraz böyle bir gör bakalım işin aslını özünü. Tasavvufu inkâr eder, kerameti inkâr eder. Evliyaullah büyüklere çatar vesaire.Tasavvufu inkâr eder, kerameti inkâr eder. Evliyaullah büyüklere çatar vesaire. Allah şaşırtmasın. Allah yanıltmasın. Allah şaşırtmasın. Allah yanıltmasın. Allah hakkı hak olarak görüp ona uymayı nasip etsin,Allah hakkı hak olarak görüp ona uymayı nasip etsin, batılı batıl olarak görüp ondan korunmayı nasip eylesin cümlemize. batılı batıl olarak görüp ondan korunmayı nasip eylesin cümlemize.

Evet, üç tane hadîs-i şerîf yeter. Ama bunlar çok önemli. Çok önemli esasları öğrenmiş olduk.Evet, üç tane hadîs-i şerîf yeter. Ama bunlar çok önemli. Çok önemli esasları öğrenmiş olduk. Özetleyelim. Sünnet-i seniyye-i Nebeviyye'ye sarılacağız. Resulullah'ın arkasından gideceğiz.Özetleyelim. Sünnet-i seniyye-i Nebeviyye'ye sarılacağız. Resulullah'ın arkasından gideceğiz. Dinin özüne sadık kalacağız. Kıyafetimiz nasıl olacak? Resulullah'a bak. Tıraşımız nasıl olacak?Dinin özüne sadık kalacağız. Kıyafetimiz nasıl olacak? Resulullah'a bak. Tıraşımız nasıl olacak? Resulullah'a bak. Yememiz nasıl olacak? Resulullah'a bak. Evimiz nasıl olacak? Resulullah'a bak.Resulullah'a bak. Yememiz nasıl olacak? Resulullah'a bak. Evimiz nasıl olacak? Resulullah'a bak. Resulullah'ın nasihatlerini dinle; kurtulursun. Bir bu. Resulullah'ın nasihatlerini dinle; kurtulursun. Bir bu. İkincisi yaptığımız işi sırf Allah'ın rızasını düşünerek yapacağız. İkincisi yaptığımız işi sırf Allah'ın rızasını düşünerek yapacağız. Art niyet, ince hesap, oy hesabı, para hesabı, şöhret hesabı, reklam hesabı vesaire olmayacak. Art niyet, ince hesap, oy hesabı, para hesabı, şöhret hesabı, reklam hesabı vesaire olmayacak. Yaptığımız şey sırf Allah için olacak. Öyle olmazsa insanın ayağı çok kayar.Yaptığımız şey sırf Allah için olacak. Öyle olmazsa insanın ayağı çok kayar. Üçüncüsü de hem salih kul olacağız hem de ıslah edici kul olacağız. Zayıfı ezdirtmeyeceğiz.Üçüncüsü de hem salih kul olacağız hem de ıslah edici kul olacağız. Zayıfı ezdirtmeyeceğiz. Zalime fırsat vermeyeceğiz. Zulüm olmayacak. Zulmü engelleyecek bir kafa yapımız olacak.Zalime fırsat vermeyeceğiz. Zulüm olmayacak. Zulmü engelleyecek bir kafa yapımız olacak. Bizim oduğumuz yerde kötü bir şey yapamayacak. Korkacak bizden. Böyle olması lazım.Bizim oduğumuz yerde kötü bir şey yapamayacak. Korkacak bizden. Böyle olması lazım. Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizi sevdiği, has, hakiki, halis müslüman olmaya muvaffak eylesin. Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizi sevdiği, has, hakiki, halis müslüman olmaya muvaffak eylesin.

Fâtiha-i Şerîfe mea'l-besmele. Fâtiha-i Şerîfe mea'l-besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2