Namaz Vakitleri

26 Cemâziye'l-Âhir 1446
27 Aralık 2024
İmsak
06:49
Güneş
08:21
Öğle
13:10
İkindi
15:29
Akşam
17:49
Yatsı
19:16
Detaylı Arama

Allah Bir Kulu Severse (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

14 Rebîü'l-Evvel 1412 / 22.09.1991
İskenderpaşa Camii / İstanbul

İçerik

Gittiğimiz misafirlikte herhangi bir kasaptan alınmış et ikrâm ediyorlar. Bu etleri yiyebilir miyiz? Herhangi bir kasaptan et alıp yiyebilir miyiz?

Dernek ve vakıf kurmanın faydası nedir?

Sabretmemekten kasıt sadece âsîce söylenen sözler ve hareketler midir, yoksa kişinin başından geçen olay veya haksızlık durumu çevresindekilere anlatması da sabretmemek anlamına gelir mi?

Hanımların muayyen günlerinde zikir, rabıta yapmaları câiz midir?

Başı kapalı olan kadın saçını kesip kısaltabilir mi?

Dünyada ve âhirette müflis insan kimdir?

Aile fertleri yani karıyla koca farklı yerlerden ders alabilir mi? Alırsa ileride bir mesele çıkar mı?

Rüyada yapılan adak üzerimize vâcib olur mu?

Otomobillerimizin kasko yapılması mahzurlu mudur?

Hocam bankaların kartları çıktı. Bankamatik, telekart kullanmak câiz midir?

Bayanların üniversiteye gitmelerini tasvip ediyor musunuz? Şu an tıp hariç müslüman hanımlara en uygun meslek hangisidir?

Annemin çalışması câiz midir? Benim onun parasından yemem doğru olur mu?

Fâsıklık alâmeti belli olan bir kişiden alış veriş yapmak câiz midir? Eğer alış veriş yapılmışsa yememek takvâ olur mu?

Kasapta satılan etler hakkında hoş olmayan şeyler duyuyoruz. Mezbahalarda kesim hususunda tam cevaz var mıdır?

Faizdeki paranın birikmiş kısmını bilerek yemenin hükmü nedir? 

Finans kurumları için ne diyorsunuz? Para yatırılabilir mi? 

Filanca marka yağda domuz yağı olduğunu duyduk. Yemiyoruz. Fakat namaz da kılsalar başka insanlara söyleyince huzursuz oluyorlar. "Bugün dünya bunu kullanıyor." diyorlar. Ne yapacağız? Sabunlardaki durum nedir? 

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Gittiğimiz misafirlikte herhangi bir kasaptan alınmış et ikrâm ediyorlar. Bu etleri yiyebilir miyiz? Herhangi bir kasaptan et alıp | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Allah Bir Kulu Severse (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

14 Rebîü'l-Evvel 1412 / 22.09.1991
İskenderpaşa Camii / İstanbul

İçerik

Gittiğimiz misafirlikte herhangi bir kasaptan alınmış et ikrâm ediyorlar. Bu etleri yiyebilir miyiz? Herhangi bir kasaptan et alıp yiyebilir miyiz?

Dernek ve vakıf kurmanın faydası nedir?

Sabretmemekten kasıt sadece âsîce söylenen sözler ve hareketler midir, yoksa kişinin başından geçen olay veya haksızlık durumu çevresindekilere anlatması da sabretmemek anlamına gelir mi?

Hanımların muayyen günlerinde zikir, rabıta yapmaları câiz midir?

Başı kapalı olan kadın saçını kesip kısaltabilir mi?

Dünyada ve âhirette müflis insan kimdir?

Aile fertleri yani karıyla koca farklı yerlerden ders alabilir mi? Alırsa ileride bir mesele çıkar mı?

Rüyada yapılan adak üzerimize vâcib olur mu?

Otomobillerimizin kasko yapılması mahzurlu mudur?

Hocam bankaların kartları çıktı. Bankamatik, telekart kullanmak câiz midir?

Bayanların üniversiteye gitmelerini tasvip ediyor musunuz? Şu an tıp hariç müslüman hanımlara en uygun meslek hangisidir?

Annemin çalışması câiz midir? Benim onun parasından yemem doğru olur mu?

Fâsıklık alâmeti belli olan bir kişiden alış veriş yapmak câiz midir? Eğer alış veriş yapılmışsa yememek takvâ olur mu?

Kasapta satılan etler hakkında hoş olmayan şeyler duyuyoruz. Mezbahalarda kesim hususunda tam cevaz var mıdır?

Faizdeki paranın birikmiş kısmını bilerek yemenin hükmü nedir? 

Finans kurumları için ne diyorsunuz? Para yatırılabilir mi? 

Filanca marka yağda domuz yağı olduğunu duyduk. Yemiyoruz. Fakat namaz da kılsalar başka insanlara söyleyince huzursuz oluyorlar. "Bugün dünya bunu kullanıyor." diyorlar. Ne yapacağız? Sabunlardaki durum nedir? 

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Gittiğimiz misafirlikte herhangi bir kasaptan alınmış et ikrâm ediyorlar. Bu etleri yiyebilir miyiz? Herhangi bir kasaptan et alıp | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Gittiğimiz misafirlikte herhangi bir kasaptan alınmış et ikrâm ediyorlar. Gittiğimiz misafirlikte herhangi bir kasaptan alınmış et ikrâm ediyorlar. Bu etleri yiyebilir miyiz? Herhangi bir kasaptan et alıp yiyebilir miyiz? Bu etleri yiyebilir miyiz? Herhangi bir kasaptan et alıp yiyebilir miyiz?

Beldemiz İslâm beldesi olarak mâruftur. Beldemiz İslâm beldesi olarak mâruftur. Etler Et-Balık kurumunun kontrolünden geçerek kesiliyor.Etler Et-Balık kurumunun kontrolünden geçerek kesiliyor. Et-Balık kurumu ilgililerinden de müteaddit defalar duyduğumuza göre kasaplar besmele çekiyorlar.Et-Balık kurumu ilgililerinden de müteaddit defalar duyduğumuza göre kasaplar besmele çekiyorlar. Onun için bizim beldemizde Et-Balık kurumu kontrollü etler rahatlıkla yenilebilir.Onun için bizim beldemizde Et-Balık kurumu kontrollü etler rahatlıkla yenilebilir. Ama kaçak etlerse ona bir şey diyemiyoruz. Ama kaçak etlerse ona bir şey diyemiyoruz. Kesenin aklına, fikrine, ilmine, irfânına, imanına kalmış oluyor.Kesenin aklına, fikrine, ilmine, irfânına, imanına kalmış oluyor. Tabii güvenilir insanlardan et almak daha uygun olur. Tabii güvenilir insanlardan et almak daha uygun olur.

İnsan herhangi bir şekilde bir kasaptan et alabilir mi? İnsan herhangi bir şekilde bir kasaptan et alabilir mi?

Hüsnü zan ederek, memleketin ekseri sağlam olduğundan alınabilir.Hüsnü zan ederek, memleketin ekseri sağlam olduğundan alınabilir. İhtiyaten besmele çekip öyle yersiniz, olur. İhtiyaten besmele çekip öyle yersiniz, olur.

Dernek ve vakıf kurmanın faydası nedir? Dernek ve vakıf kurmanın faydası nedir?

Dernek ve vakıf kurmanın sosyal hizmetleri güzel yapmak bakımından çok büyük faydaları vardır. Dernek ve vakıf kurmanın sosyal hizmetleri güzel yapmak bakımından çok büyük faydaları vardır. Onun için biz sizi güzel gayelerinizi tahakkuk ettirmek bakımından böyle çalışmalar yapmayaOnun için biz sizi güzel gayelerinizi tahakkuk ettirmek bakımından böyle çalışmalar yapmaya hararetle teşvik ediyoruz. hararetle teşvik ediyoruz. Hocamız rahmetullâhi aleyh de bizim Hakyol Vakfını kendisi emretmişti, o kurdurmuştu.Hocamız rahmetullâhi aleyh de bizim Hakyol Vakfını kendisi emretmişti, o kurdurmuştu. Bizden önceki büyüklerimiz de çeşit çeşit vakıflar kurmuşlar, hayrât u hasenât bırakmışlar. Bizden önceki büyüklerimiz de çeşit çeşit vakıflar kurmuşlar, hayrât u hasenât bırakmışlar. İslâm'da vakfın sevabı hakkında çok rivayetler var. İslâm'da vakfın sevabı hakkında çok rivayetler var. Onun için vakıf kurmak da sevaptır. Hayırlı gayeleri tahakkuk ettirmek için el birliğiniOnun için vakıf kurmak da sevaptır. Hayırlı gayeleri tahakkuk ettirmek için el birliğini sağlayan o iş birliği de ayrıca sevaptır.sağlayan o iş birliği de ayrıca sevaptır. Tek başına yapacağı [işi] beraberce yapmak da sevaptır. Dernek kurmak da sevaptır.Tek başına yapacağı [işi] beraberce yapmak da sevaptır. Dernek kurmak da sevaptır. Müslüman şimdi sosyal hayatı bilmiyor, içine kapalı.Müslüman şimdi sosyal hayatı bilmiyor, içine kapalı. Biz de bu cemiyetin içinden yetişmiş insanlar olarak, biraz da mürekkep yalamış, Biz de bu cemiyetin içinden yetişmiş insanlar olarak, biraz da mürekkep yalamış, üniversite hocalığı yapmış kimseleriz, bir sosyal eksikliğimiz olduğunu biliyoruz. üniversite hocalığı yapmış kimseleriz, bir sosyal eksikliğimiz olduğunu biliyoruz. İstiyoruz ki müslüman,İstiyoruz ki müslüman, Müslümanlığın sadece camiye gidip gelmekten ibaret olmadığını öğrensin,Müslümanlığın sadece camiye gidip gelmekten ibaret olmadığını öğrensin, sosyal çalışmalara girişsin.sosyal çalışmalara girişsin. Sosyal çalışmaları kendisi güzel yapamıyor.Sosyal çalışmaları kendisi güzel yapamıyor. O zaman derneklere katılsın, güzel yapandan yavaş yavaş öğrenir diye dernek kuruyoruz. O zaman derneklere katılsın, güzel yapandan yavaş yavaş öğrenir diye dernek kuruyoruz.

Demek ki eskilerin tecrübelerinden faydalanılmasına, Demek ki eskilerin tecrübelerinden faydalanılmasına, yenilerin güzelce ibadet ve hayrât u hasenâtı yapmasını öğrenmesine, yenilerin güzelce ibadet ve hayrât u hasenâtı yapmasını öğrenmesine, bir de el birliği ile olduğundan daha büyük çapta hayırlar yapmasına vesile olduğundanbir de el birliği ile olduğundan daha büyük çapta hayırlar yapmasına vesile olduğundan dernek kurmak çok faydalı, çok güzel bir şeydir. dernek kurmak çok faydalı, çok güzel bir şeydir. Tavsiye ederim. Kadın dernekleri kurun, kadınlar çalışsın, hayırlı çalışmalar yapsın. Tavsiye ederim.

Kadın dernekleri kurun, kadınlar çalışsın, hayırlı çalışmalar yapsın.
Erkek dernekleri kurun. Çeşitli cami yaptırma, çevre derneği,Erkek dernekleri kurun. Çeşitli cami yaptırma, çevre derneği, hayır hasenât, kültür derneği, eğitim öğretim müesseseleri... hayır hasenât, kültür derneği, eğitim öğretim müesseseleri... Bunların hepsinin faydası vardır. Asra göre İslâmî hizmetler değişiklik gösterir.Bunların hepsinin faydası vardır.

Asra göre İslâmî hizmetler değişiklik gösterir.
Bu asrın, bu devletin, bu devrenin, bu bölgenin hizmet şekli budur. Bu asrın, bu devletin, bu devrenin, bu bölgenin hizmet şekli budur. Bunlar da güzel olur, daha fazla olur. Büyükler; "Bir elin nesi var? İki elin sesi var." demişler.Bunlar da güzel olur, daha fazla olur. Büyükler; "Bir elin nesi var? İki elin sesi var." demişler. İki eli birbirine çırptın mı hiç olmazsa bir ses çıkar. İki eli birbirine çırptın mı hiç olmazsa bir ses çıkar. Bir elin nesi var; kıymeti yok. Bir elin nesi var; kıymeti yok. Demek ki bir kişinin yapacağı şey mahduttur, iki kişinin, üç kişinin,Demek ki bir kişinin yapacağı şey mahduttur, iki kişinin, üç kişinin, beş kişinin yapacağı daha fazladır. beş kişinin yapacağı daha fazladır. Onun için namazlar bile daha çok sevaplı oluyor.Onun için namazlar bile daha çok sevaplı oluyor. Tek başına namaz kılıyorsun, bir sevap alıyorsun; cemaatle namaz kılıyorsun,Tek başına namaz kılıyorsun, bir sevap alıyorsun; cemaatle namaz kılıyorsun, 27 kat sevap alıyorsun.27 kat sevap alıyorsun. Camideki cemaatin sayısı arttıkça Allah sevabı arttırıyor. Camideki cemaatin sayısı arttıkça Allah sevabı arttırıyor. Bunlar birliğe beraberliğe teşvik içindir. Bunlar birliğe beraberliğe teşvik içindir.

O bakımdan sosyal hayata girin. Sosyal çalışmalara katılın. O bakımdan sosyal hayata girin. Sosyal çalışmalara katılın. Kıyıda köşede iş bilmez, cemiyet hayatına katılmaz, hıristiyan ruhbanların cemiyeti terk edenKıyıda köşede iş bilmez, cemiyet hayatına katılmaz, hıristiyan ruhbanların cemiyeti terk eden kaçkınları gibi olmayın. kaçkınları gibi olmayın. İslâm'ın ruhbanlığı cihattır; her çeşit sahada İslâm'ın gelişmesi için cehd etmektir.İslâm'ın ruhbanlığı cihattır; her çeşit sahada İslâm'ın gelişmesi için cehd etmektir. Bunu yeni nesil daha iyi anlar. Eskilerin de tecrübeleri çoktur. Bunu yeni nesil daha iyi anlar. Eskilerin de tecrübeleri çoktur. Eskilerle yeniler iş birliği ile hayırları yapsın. Eskilerle yeniler iş birliği ile hayırları yapsın.

Sabretmemekten kasıt sadece âsîce söylenen sözler ve hareketler midir,Sabretmemekten kasıt sadece âsîce söylenen sözler ve hareketler midir, yoksa kişinin başından geçen olay veya haksızlık durumu çevresindekilere yoksa kişinin başından geçen olay veya haksızlık durumu çevresindekilere anlatması da sabretmemek anlamına gelir mi? anlatması da sabretmemek anlamına gelir mi?

Evet, söylendiği zaman da sevabı kaçıyor. Mümkün olduğu kadar söylemeyecek. Evet, söylendiği zaman da sevabı kaçıyor. Mümkün olduğu kadar söylemeyecek. "Başına bir bela geldiği zaman beni etrafındakilere şikâyet etmesin." diye de hadîs-i kudsî var. "Başına bir bela geldiği zaman beni etrafındakilere şikâyet etmesin." diye de hadîs-i kudsî var. Söylememek sevabı çoğaltıyor, söylemek sevabı azaltıyor.Söylememek sevabı çoğaltıyor, söylemek sevabı azaltıyor. Sabrın bir [çeşidi de] başına gelen olayları etrafına söylememek. Sabrın bir [çeşidi de] başına gelen olayları etrafına söylememek.

Sabır nereye kadar? Size bir adam hakaret ediyor ve siz de kendinizi müdafaa ediyorsunuz.Sabır nereye kadar? Size bir adam hakaret ediyor ve siz de kendinizi müdafaa ediyorsunuz. Bu da yanlış mıdır? Her türlü hakarete de sabır gerekir mi? Bu da yanlış mıdır? Her türlü hakarete de sabır gerekir mi?

Tabii bu işin nereye varacağını düşünerek ona göre tavır takınmak lazım. Tabii bu işin nereye varacağını düşünerek ona göre tavır takınmak lazım. Pespâye insana uymamak, cevap vermemek, gitmek, ve a'rid ani'l-câhilîn âyetine uymak [lazım.]Pespâye insana uymamak, cevap vermemek, gitmek, ve a'rid ani'l-câhilîn âyetine uymak [lazım.] O söylediğiyle kalsın, cevap bile vermezsin; melek senin nâmına cevap verir, daha iyi olur.O söylediğiyle kalsın, cevap bile vermezsin; melek senin nâmına cevap verir, daha iyi olur. Ama bazen yalan yanlış ve aksi ters bir şeyler söylerler, başkaları da dinliyor olur, şaşırır. Ama bazen yalan yanlış ve aksi ters bir şeyler söylerler, başkaları da dinliyor olur, şaşırır. O zaman da doğruyu söyleyip gerçeği ifade etmek, uygun bir tarzda söylemek gerekiyor.O zaman da doğruyu söyleyip gerçeği ifade etmek, uygun bir tarzda söylemek gerekiyor. O zaman belki hakkın söyleneceği yerde hakkı söylememek büyük suç oluyor. O zaman belki hakkın söyleneceği yerde hakkı söylememek büyük suç oluyor. "Yok, senin söylediğin gibi değil, o işin aslı böyledir." demek gerekiyor."Yok, senin söylediğin gibi değil, o işin aslı böyledir." demek gerekiyor. Bir de eğer günah sözü söyleyen ve işi yapan kimseyi susturmaya senin gücün yeterse,Bir de eğer günah sözü söyleyen ve işi yapan kimseyi susturmaya senin gücün yeterse, mesela gıybet ediyor, susturabileceksenmesela gıybet ediyor, susturabileceksen "Yapma bunu, gıybettir, günahtır." diye susturacaksın ve o meclisten kalkacaksın."Yapma bunu, gıybettir, günahtır." diye susturacaksın ve o meclisten kalkacaksın. Yani kötülüğe de mâni olmak gerekiyor, muhterem kardeşlerim. Yani kötülüğe de mâni olmak gerekiyor, muhterem kardeşlerim.

Rical seviyesi yani gerçek adam olmak seviyesinden maksat nedir?Rical seviyesi yani gerçek adam olmak seviyesinden maksat nedir? Bir derviş böyle demiş, sebebi nedir? Özellikle sizden bunun mânasını yazmanızı istiyorum.Bir derviş böyle demiş, sebebi nedir? Özellikle sizden bunun mânasını yazmanızı istiyorum. Ricâl, Arapça'da "adamlar" demek. Racul, "adam" demek; ricâl, "adamlar" demek.Ricâl, Arapça'da "adamlar" demek. Racul, "adam" demek; ricâl, "adamlar" demek. Ama adamlık sıradan adamlık değil, ricâlullah yaniAma adamlık sıradan adamlık değil, ricâlullah yani "Allahu Teâlâ hazretlerinin erenlerinden olmak, Allah ehli, ehlullah, evliyâullahtan olmak" demek. "Allahu Teâlâ hazretlerinin erenlerinden olmak, Allah ehli, ehlullah, evliyâullahtan olmak" demek.

Ricâlullahın, Allah ehli evliyâullahın kademeleri vardır. Ricâlullahın, Allah ehli evliyâullahın kademeleri vardır. Hani hep duyuyorsunuz; kutb-u âzâm, gavs-ı âzâm, üçler, yediler, Hani hep duyuyorsunuz; kutb-u âzâm, gavs-ı âzâm, üçler, yediler, kırklar diye onların her birisinin mertebeleri, seviyeleri ve teşkilâtı olmuş oluyor.kırklar diye onların her birisinin mertebeleri, seviyeleri ve teşkilâtı olmuş oluyor. İmam Suyûtî hazretleri bu hususta kitap da yazmış.İmam Suyûtî hazretleri bu hususta kitap da yazmış. Bazı kitaplarda bu hususta teferruatlı bilgi de bulmak mümkün oluyor,Bazı kitaplarda bu hususta teferruatlı bilgi de bulmak mümkün oluyor, tasavvuf kitaplarında yazılmış oluyor. tasavvuf kitaplarında yazılmış oluyor.

O seviyeye gelmenin yolu tasavvuftur. O seviyeye gelmenin yolu tasavvuftur. Tasavvufî çalışmalardaki ihlâs derecesine göre o dereceler kendisine Allah tarafından verilir.Tasavvufî çalışmalardaki ihlâs derecesine göre o dereceler kendisine Allah tarafından verilir. Tasavvufî [çalışma olarak] nefsi terbiye etmek,Tasavvufî [çalışma olarak] nefsi terbiye etmek, Allah rızasını kazanma yolunda çalıştıkça Allah o dereceleri kullarına ihsan eder. Allah rızasını kazanma yolunda çalıştıkça Allah o dereceleri kullarına ihsan eder.

Ama ille istemekle de olmaz. Ama ille istemekle de olmaz. Bazen bir insan 70 yıl bir kapıda duruyor da hiçbir şey alamıyor.Bazen bir insan 70 yıl bir kapıda duruyor da hiçbir şey alamıyor. 40 yıl çalışıyor da hiçbir şey alamıyor.40 yıl çalışıyor da hiçbir şey alamıyor. Üç tane dört tane şeyhin yanında bulunuyor da tasavvufun 't'sini öğrenemiyor.Üç tane dört tane şeyhin yanında bulunuyor da tasavvufun 't'sini öğrenemiyor. Allah'ın hikmeti... Kabiliyeti yok veya bir kusuru var... Allah'ın hikmeti... Kabiliyeti yok veya bir kusuru var... Veya el-ucubu hicâbu't-tevfîk denmiş; Veya el-ucubu hicâbu't-tevfîk denmiş; insan ucublu kibirli olursa o zaman ucubu tevfikât-ı samedâniyyeyi engelliyor, insan ucublu kibirli olursa o zaman ucubu tevfikât-ı samedâniyyeyi engelliyor, gerçeği görmesi mümkün olmuyor. gerçeği görmesi mümkün olmuyor. Bu gibi sebepler olabiliyor. Bazısı alamıyor. Bazısı da kabiliyetsiz oluyor. Bu gibi sebepler olabiliyor. Bazısı alamıyor. Bazısı da kabiliyetsiz oluyor. Bazısı da bir çıkıyor bir düşüyor, bir sevap işliyor bir günah işliyor, Bazısı da bir çıkıyor bir düşüyor, bir sevap işliyor bir günah işliyor, biraz kazanıyor kaybediyor...biraz kazanıyor kaybediyor... Güzel huyları alamamış, kötü huyları atamamış... Güzel huyları alamamış, kötü huyları atamamış... Mesala hasetçi; bu taraftan sevap kazanıyor kazanıyor,Mesala hasetçi; bu taraftan sevap kazanıyor kazanıyor, haseti onu yakıp bitiriyor, kibiri [öyle] yapıyor... haseti onu yakıp bitiriyor, kibiri [öyle] yapıyor... Kötü huylar mâni oluyor. Kötü huylar mâni oluyor.

Demek ki kötü huylardan kendisini sıyırması lazım. Demek ki kötü huylardan kendisini sıyırması lazım. Allahu Teâlâ hazretlerinin sevdiği işleri yapar bir insan hâline gelmesi lazım. Allahu Teâlâ hazretlerinin sevdiği işleri yapar bir insan hâline gelmesi lazım. Takvâya çok riayet etmesi lazım.Takvâya çok riayet etmesi lazım. Günahlardan ve haramlardan kaçınmaya çok dikkat etmesi lazım.Günahlardan ve haramlardan kaçınmaya çok dikkat etmesi lazım. Böyle yaptığı zaman; ibadetleri, vazifelerini yapıp günahlardan kaçınıpBöyle yaptığı zaman; ibadetleri, vazifelerini yapıp günahlardan kaçınıp ahlâkını tasfiye ettiği zaman kendisine mânevî mertebeler birer birer açılır.ahlâkını tasfiye ettiği zaman kendisine mânevî mertebeler birer birer açılır. Derecesine göre, kabiliyeti, gayreti, himmeti nispetinde mesafe alır, bir dereceye gelir. Derecesine göre, kabiliyeti, gayreti, himmeti nispetinde mesafe alır, bir dereceye gelir.

Allah hayırlısıyla nasip eylesin. Allah hayırlısıyla nasip eylesin.

Hanımların muayyen günlerinde zikir, rabıta yapmaları câiz midir? Hanımların muayyen günlerinde zikir, rabıta yapmaları câiz midir?

Câizdir. Muayyen günlerden maksat, "aybaşı" demek istiyor. Câizdir. Muayyen günlerden maksat, "aybaşı" demek istiyor.

Âdet gördükleri, namaz kılamadıkları, oruç tutamadıkları zaman kadınlar zikir yapar mı? Âdet gördükleri, namaz kılamadıkları, oruç tutamadıkları zaman kadınlar zikir yapar mı?

Yaparlar. Râbıta yaparlar mı? Yaparlar. Ne yapamazlar? Yaparlar.

Râbıta yaparlar mı?

Yaparlar.

Ne yapamazlar?

Kur'an okuyamazlar. Mesela Kulhüvallah'ı okuyamaz, Kur'an okuyamazlar. Mesela Kulhüvallah'ı okuyamaz, Kur'ân-ı Kerîm sûresi olduğundan.Kur'ân-ı Kerîm sûresi olduğundan. Ama lâ ilâhe illallah, estağfirullah diyebilir, salavât-ı şerîfe getirebilir,Ama lâ ilâhe illallah, estağfirullah diyebilir, salavât-ı şerîfe getirebilir, Allah Allah diye zikir yapabilir. Allah Allah diye zikir yapabilir. Sadece Kur'an okuyamaz. Âdet zamanlarında namaz kılamıyor, camiye giremiyor. Sadece Kur'an okuyamaz. Âdet zamanlarında namaz kılamıyor, camiye giremiyor. Öteki [vazifeleri] yapabilir, muhterem kardeşlerim. Öteki [vazifeleri] yapabilir, muhterem kardeşlerim.

Sübhanallah, elhamdülillah, lâ ilâhe illallah ve diğer tesbihleri çekebilir mi? Sübhanallah, elhamdülillah, lâ ilâhe illallah ve diğer tesbihleri çekebilir mi?

Zikirlerin hepsini çekebilir. Salavâtların hepsini yapabilir.Zikirlerin hepsini çekebilir. Salavâtların hepsini yapabilir. Yıkanıncaya kadar sadece Kur'an okuyamaz, Kur'an'ı tutamaz, namaz kılamaz, camiye giremez. Yıkanıncaya kadar sadece Kur'an okuyamaz, Kur'an'ı tutamaz, namaz kılamaz, camiye giremez.

Başı kapalı olan kadın saçını kesip kısaltabilir mi? Kısaltabilir. Başı kapalı olan kadın saçını kesip kısaltabilir mi?

Kısaltabilir.
Sıhhî sebepler oluyor, yıkama zorlukları oluyor, kurutma zorlukları oluyor. Sıhhî sebepler oluyor, yıkama zorlukları oluyor, kurutma zorlukları oluyor. Uzun saç olduğu[nda] saçı ıslak kaldığı zaman baş ağrısı filan oluyor. Uzun saç olduğu[nda] saçı ıslak kaldığı zaman baş ağrısı filan oluyor. Bakımı zor oluyor, dökülme oluyor... Kısaltabilir. Bakımı zor oluyor, dökülme oluyor... Kısaltabilir. Mühim olan saçını nâmahreme göstermemektir. Mühim olan saçını nâmahreme göstermemektir.

Dünyada ve âhirette müflis insan kimdir? Dünyada ve âhirette müflis insan kimdir?

Dünyada müflis; sermayeyi kediye yükletecek kadar azaltan insandır. Dünyada müflis; sermayeyi kediye yükletecek kadar azaltan insandır. Ata filan değil de kediye kadar düşmüş, ağırlığı kalmamış, sermayesi sıfıra gelmiş. Ata filan değil de kediye kadar düşmüş, ağırlığı kalmamış, sermayesi sıfıra gelmiş. Borcu fazla, zararı çok, dükkânı kapatmış, mal alamıyor, borca gark olmuş. Müflis bu. Borcu fazla, zararı çok, dükkânı kapatmış, mal alamıyor, borca gark olmuş. Müflis bu.

Âhirette müflis de; sevabı varmış ama kalmamış. Âhirette müflis de; sevabı varmış ama kalmamış. Âhirete dağlar gibi sevapla gitmiş ama onu gıybet etmiş, buna dedikodu yapmış, Âhirete dağlar gibi sevapla gitmiş ama onu gıybet etmiş, buna dedikodu yapmış, ötekisini üzmüş, berikisini kırmış, ötekisinin hakkını yemiş, berikisini üzmüş... ötekisini üzmüş, berikisini kırmış, ötekisinin hakkını yemiş, berikisini üzmüş... Hepsi geliyor, hak olarak sevaplarını alıyorlar alıyorlar, bunun sevapları bitiyor. Hepsi geliyor, hak olarak sevaplarını alıyorlar alıyorlar, bunun sevapları bitiyor. Ondan sonra daha gelenler bitmiyor. Onlar da; Ondan sonra daha gelenler bitmiyor. Onlar da;

"Yâ Rabbi! Bunun üzerinde bizim de hakkımız vardı, sevapları kalmadı." "Yâ Rabbi! Bunun üzerinde bizim de hakkımız vardı, sevapları kalmadı."

"Günahlarınızı bırakın, siz hafifleyin, öyle ödenmiş olsun." "Günahlarınızı bırakın, siz hafifleyin, öyle ödenmiş olsun."

Bu sefer negatif başlıyor. Günahlar yığılmaya başlıyor. Bu sefer negatif başlıyor. Günahlar yığılmaya başlıyor. Mizanın başına dağlar gibi sevapla gelmişken mizanın başında dağlar gibi günahlar kalıveriyor. Mizanın başına dağlar gibi sevapla gelmişken mizanın başında dağlar gibi günahlar kalıveriyor. Âhiret müflisi de budur. Allah o durumlara düşürmesin. Âhiret müflisi de budur.

Allah o durumlara düşürmesin.

Aile fertleri yani karıyla koca farklı yerlerden ders alabilir mi?Aile fertleri yani karıyla koca farklı yerlerden ders alabilir mi? Alırsa ileride bir mesele çıkar mı? Almış olabilir. İnsanın ders alması bir sözdür. Alırsa ileride bir mesele çıkar mı?

Almış olabilir. İnsanın ders alması bir sözdür.
İnne'l-ahde kâne mes'ûlâ. İnsan ahdinden, bey'atından sorumludur. İnne'l-ahde kâne mes'ûlâ. İnsan ahdinden, bey'atından sorumludur. Olabilir, hak yol olduktan sonra mesele yoktur. Olabilir, hak yol olduktan sonra mesele yoktur. Eğer hak değilse, zayıfsa o zaman uygun olan yere ikisi birden intisab ederlerse daha uygun olur. Eğer hak değilse, zayıfsa o zaman uygun olan yere ikisi birden intisab ederlerse daha uygun olur.

Rüyada yapılan adak üzerimize vâcib olur mu? Rüyada yapılan adak üzerimize vâcib olur mu?

Olmaz. Rüyada "Şunu şöyle yapacağım." demiş. Öyle bir şey mecburiyet olmaz. Rüyadır. Olmaz. Rüyada "Şunu şöyle yapacağım." demiş. Öyle bir şey mecburiyet olmaz. Rüyadır.

Otomobillerimizin kasko yapılması mahzurlu mudur? Otomobillerimizin kasko yapılması mahzurlu mudur?

Bir trafik sigortası var, bir kasko sigortası var. Bir trafik sigortası var, bir kasko sigortası var. Birisinin taksiti daha fazla, kaza olduğu zaman daha avantajlı ödeme oluyor.Birisinin taksiti daha fazla, kaza olduğu zaman daha avantajlı ödeme oluyor. Ötekisi mecburî. Zaten sigortasız araba yola çıkamaz, mecburî. Ötekisi mecburî. Zaten sigortasız araba yola çıkamaz, mecburî. Zaten bir sigorta yaptıracak. Ama hiçbir işe yaramaz.Zaten bir sigorta yaptıracak. Ama hiçbir işe yaramaz. Öteki sigorta halkı soymaktan başka bir şey değildir.Öteki sigorta halkı soymaktan başka bir şey değildir. Çünkü kaza yapıyorsun, bir şey alamıyorsun.Çünkü kaza yapıyorsun, bir şey alamıyorsun. O zaman sigortayı yapma! Hiçbir şeye yaramıyor. O zaman sigortayı yapma! Hiçbir şeye yaramıyor. Avrupa'da öyle değil. Kaza yapanın arabasını sigorta ödüyor, yeni bir araba alınabiliyor,Avrupa'da öyle değil. Kaza yapanın arabasını sigorta ödüyor, yeni bir araba alınabiliyor, zararı telafi edilebiliyor.zararı telafi edilebiliyor. Mekaznima böyle kurulmuş, bir işe yarıyor.Mekaznima böyle kurulmuş, bir işe yarıyor. Burada göstermelik; sigorta şirketleri para kazanıyor, paralar çarçur oluyor. Burada göstermelik; sigorta şirketleri para kazanıyor, paralar çarçur oluyor. Bir de mecburiyet konulmuş. Bir işe de yaramıyor. Bir de mecburiyet konulmuş. Bir işe de yaramıyor.

Benim arabama Ankara'dayken evin önünde geldiler, vurdular. Benim arabama Ankara'dayken evin önünde geldiler, vurdular. Ne kadar zarar olduysa sigorta vermedi. Ama parayı almayı biliyor, vermeye gelince vermiyor. Ne kadar zarar olduysa sigorta vermedi. Ama parayı almayı biliyor, vermeye gelince vermiyor. Evimin önünde kaza olmuş, benim bir suçum yok, mahkemede ben kazanmışım; vermiyor!Evimin önünde kaza olmuş, benim bir suçum yok, mahkemede ben kazanmışım; vermiyor! Vermedikten sonra niye sigorta yaptırıyorsun, halkın parasını çarçur ediyorsun? Vermedikten sonra niye sigorta yaptırıyorsun, halkın parasını çarçur ediyorsun?

O halde kasko sigortası sağlam olarak bir kâr sağlayacaksa, zaten bir sigorta mecburiyeti var; O halde kasko sigortası sağlam olarak bir kâr sağlayacaksa, zaten bir sigorta mecburiyeti var; hiçbir işe yaramayan, başkalarını semirten şey yerine bari bir işe yarayan hiçbir işe yaramayan, başkalarını semirten şey yerine bari bir işe yarayan daha iyi olabilir diye düşünülebilir.daha iyi olabilir diye düşünülebilir. İslâm âlimleri sigortayı uygun görmemişler. Çünkü nâhak yere bir para alınıyor. İslâm âlimleri sigortayı uygun görmemişler. Çünkü nâhak yere bir para alınıyor. Ötekinin rızası olmuyor, berikinin rızası olmuyor. Ötekinin rızası olmuyor, berikinin rızası olmuyor. Ama bir mecburiyet var, o zaman isterse kasko yaptırabilir. Ama bir mecburiyet var, o zaman isterse kasko yaptırabilir.

Hocam bankaların kartları çıktı. Bankamatik, telekart kullanmak câiz midir? Hocam bankaların kartları çıktı. Bankamatik, telekart kullanmak câiz midir?

Mesele kartı kullanıp kullanmamak değil, orayla iş yapıp yapmamak meselesidir.Mesele kartı kullanıp kullanmamak değil, orayla iş yapıp yapmamak meselesidir. Mecburiyet varsa o zaman o mecburiyetin icrâsı ve kullanımı için kart da kullanmak câiz olur. Mecburiyet varsa o zaman o mecburiyetin icrâsı ve kullanımı için kart da kullanmak câiz olur.

Mecburiyet nasıl oluyor? Mesela dernek parasını yanında tutmak suç oluyor, Mecburiyet nasıl oluyor?

Mesela dernek parasını yanında tutmak suç oluyor,
kanunen ille bankaya yatırmak mecburiyeti var.kanunen ille bankaya yatırmak mecburiyeti var. Bu gibi şeyler oluyor. Şirket kuruyorsun; şu kadarını bloke etmek gerekiyor.Bu gibi şeyler oluyor. Şirket kuruyorsun; şu kadarını bloke etmek gerekiyor. Ticaret yapıyorsun, şu kadarını şöyle yapmak gerekiyor.Ticaret yapıyorsun, şu kadarını şöyle yapmak gerekiyor. O zaman bankamatik kart kullanmak mahzurlu değildir. O zaman bankamatik kart kullanmak mahzurlu değildir.

Râmûzü'l-ehâdîs'in ikinci cildinde "Farsça'yı öğrenmeyin,Râmûzü'l-ehâdîs'in ikinci cildinde "Farsça'yı öğrenmeyin, özellikle Arapça'yı öğrenmeye çalışanlar için o kafa karıştırıcıdır." diyor. özellikle Arapça'yı öğrenmeye çalışanlar için o kafa karıştırıcıdır." diyor. Tekrar tekrar okudum. Bizler Arap Dili ve Edebiyatı'nda okuyoruz ve Farsça görüyoruz.Tekrar tekrar okudum. Bizler Arap Dili ve Edebiyatı'nda okuyoruz ve Farsça görüyoruz. Bu konuyu açıklar mısınız? Bu konuyu açıklar mısınız?

O sizin için değil, siz öğrenin. Siz öğrenebilirsiniz. O sizin için değil, siz öğrenin. Siz öğrenebilirsiniz. Çünkü her ilmin, her mesleğin öğrenilmesi lazım. Çünkü her ilmin, her mesleğin öğrenilmesi lazım. O kafası karışacaklar için. Siz onu meslek edinmişsiniz, siz öğrenin, sevaptır. O kafası karışacaklar için. Siz onu meslek edinmişsiniz, siz öğrenin, sevaptır.

Namazı kıldıran imamın, estaîzübillâh; Namazı kıldıran imamın, estaîzübillâh;

Evelâ yeravne ennehüm yüftenûne fî külli âmin âyet-i kerîmesindeki âmin kelimesini Evelâ yeravne ennehüm yüftenûne fî külli âmin âyet-i kerîmesindeki âmin kelimesini amin diye ayn'ı hemze olarak okuması namazı ifsat eder mi? amin diye ayn'ı hemze olarak okuması namazı ifsat eder mi?

Bu yanlış okumadan dolayı mâna ters olacaksa o zaman namaz fâsit olur. Bu yanlış okumadan dolayı mâna ters olacaksa o zaman namaz fâsit olur. Âmin kelimesini öyle telaffuz etmiş ama maksadı yine ayn telaffuz etmek. Âmin kelimesini öyle telaffuz etmiş ama maksadı yine ayn telaffuz etmek. Kendisi Arap değil, gayret ettiği halde ancak öyle oluyor.Kendisi Arap değil, gayret ettiği halde ancak öyle oluyor. Veyahut kulak öyle duyuyor. İnşaallah bunun bir mahzuru yoktur. Veyahut kulak öyle duyuyor. İnşaallah bunun bir mahzuru yoktur.

Bayanların üniversiteye gitmelerini tasvip ediyor musunuz?Bayanların üniversiteye gitmelerini tasvip ediyor musunuz? Şu an tıp hariç müslüman hanımlara en uygun meslek hangisidir? Şu an tıp hariç müslüman hanımlara en uygun meslek hangisidir?

Din öğretme mesleğidir. Kadınlar da erkekler de yüksek tahsil yaparlarsa iyi olur.Din öğretme mesleğidir. Kadınlar da erkekler de yüksek tahsil yaparlarsa iyi olur. İslâmî emirlere aykırı durumlara düşmeden yapabilirlerse iyi olur. İslâmî emirlere aykırı durumlara düşmeden yapabilirlerse iyi olur.

Babam üç sene önce vefat etti. -Allah rahmet eylesin.- Babam üç sene önce vefat etti. -Allah rahmet eylesin.- Annem tesettürlü olarak bir konfeksiyonda çalışıyor. Tabiiki erkeklerle karışık.Annem tesettürlü olarak bir konfeksiyonda çalışıyor. Tabiiki erkeklerle karışık. Ben asgarî ücretle çalışıyorum. Evimiz kira değil. Fakat başka bir gelirimiz yok. Ben asgarî ücretle çalışıyorum. Evimiz kira değil. Fakat başka bir gelirimiz yok. Anneme "çalışma" diyorum. Ayrıca Aralık'ta askere gideceğim. Anneme "çalışma" diyorum. Ayrıca Aralık'ta askere gideceğim. Annem de "mecburuz" diyor. Ben bazen onun parasından aldığımı yemiyorum. Annem de "mecburuz" diyor. Ben bazen onun parasından aldığımı yemiyorum. Burada da; "Hakkımı helal etmem, anneler evlatlar için çalışır." diyor.Burada da; "Hakkımı helal etmem, anneler evlatlar için çalışır." diyor. Huzursuzluk oluyor. Bu durumda annemin çalışması câiz midir? Huzursuzluk oluyor. Bu durumda annemin çalışması câiz midir? Benim onun parasından yemem doğru olur mu? Kadınlar iş yapabilirler, yasak değildir.Benim onun parasından yemem doğru olur mu?

Kadınlar iş yapabilirler, yasak değildir.
Tesettüre ve İslâmî emirlere uygun olmak şartıyla yapılabilmesi mümkün oluyor. Tesettüre ve İslâmî emirlere uygun olmak şartıyla yapılabilmesi mümkün oluyor. Bunun da bir mecburiyeti var gibi görünüyor. Bunun da bir mecburiyeti var gibi görünüyor.

Fâsıklık alâmeti belli olan bir kişiden alış veriş yapmak câiz midir?Fâsıklık alâmeti belli olan bir kişiden alış veriş yapmak câiz midir? Eğer alış veriş yapılmışsa yememek takvâ olur mu? Eğer alış veriş yapılmışsa yememek takvâ olur mu?

Alış veriş iki tarafın razı olduğu bir [iştir.] Kişinin fısk u fücûru kendisine aittir.Alış veriş iki tarafın razı olduğu bir [iştir.] Kişinin fısk u fücûru kendisine aittir. Alış verişte bir zararı yoktur, aldığını yemekte bir mahzur yoktur. Alış verişte bir zararı yoktur, aldığını yemekte bir mahzur yoktur.

Kasapta satılan etler hakkında hoş olmayan şeyler duyuyoruz. Kasapta satılan etler hakkında hoş olmayan şeyler duyuyoruz. Mezbahalarda kesim hususunda tam cevaz var mıdır? Mezbahalarda kesim hususunda tam cevaz var mıdır?

Vardır. Dedikoduya itibar edilmez. Normal olarak itimat ediyoruz kiVardır. Dedikoduya itibar edilmez. Normal olarak itimat ediyoruz ki kasapların kesimleri mezbahadan geliyor, damgalı oluyor.kasapların kesimleri mezbahadan geliyor, damgalı oluyor. Normal kesim budur. Bir insan dürüst değilse onu anlamaya çalışırsınız, damgaya bakarsınız. Normal kesim budur. Bir insan dürüst değilse onu anlamaya çalışırsınız, damgaya bakarsınız. Onun besmeleyle kesildiği hususunda büyük bir itimat var. Onun besmeleyle kesildiği hususunda büyük bir itimat var. Türkiye'de mezbahalarda % 99,99 besmeleyle kesiliyor. Türkiye'de mezbahalarda % 99,99 besmeleyle kesiliyor. O bakımdan müsterih olun. Siz de besmele çekerek yiyin.O bakımdan müsterih olun. Siz de besmele çekerek yiyin. Allahu âlem etler mahzurlu olmasa gerek. Allahu âlem etler mahzurlu olmasa gerek.

Faizdeki paranın birikmiş kısmını bilerek yemenin hükmü nedir? Faizdeki paranın birikmiş kısmını bilerek yemenin hükmü nedir?

Haram yemektir. Ayrıca bu paranın faiz kısmını bırakmak nasıl olacak? Haram yemektir.

Ayrıca bu paranın faiz kısmını bırakmak nasıl olacak?

O da doğru değildir. Çünkü oraya bıraktığın zaman faizi veren müessese kuvvetlenmiş oluyor. O da doğru değildir. Çünkü oraya bıraktığın zaman faizi veren müessese kuvvetlenmiş oluyor. Onu alacaksınız, İslâmî bir yerde -kendiniz faydalanmadan- kullanılacak, değerlenecek. Onu alacaksınız, İslâmî bir yerde -kendiniz faydalanmadan- kullanılacak, değerlenecek.

Finans kurumları için ne diyorsunuz? Para yatırılabilir mi? Finans kurumları için ne diyorsunuz? Para yatırılabilir mi?

Finans kurumları bankalardan ayrı müesseseler. Finans kurumları bankalardan ayrı müesseseler. Parayı kâr ortaklığı olarak alıyorlar, "işletip kâr veriyoruz" diyorlar.Parayı kâr ortaklığı olarak alıyorlar, "işletip kâr veriyoruz" diyorlar. Bu sistem câiz bir sistemdir. O bakımdan birçok müslüman para yatırabiliyor. Bu sistem câiz bir sistemdir. O bakımdan birçok müslüman para yatırabiliyor. Biz de yatırma mecburiyeti olunca oralara yatırıyoruz. Başka çare olmuyor.Biz de yatırma mecburiyeti olunca oralara yatırıyoruz. Başka çare olmuyor. Bir de onlar bazı hocaları kendilerine danışman olarak almışlar.Bir de onlar bazı hocaları kendilerine danışman olarak almışlar. "Her şeyi usûlüne uygun yapmaya çalışıyoruz." diyorlar. Veballeri boynuna..."Her şeyi usûlüne uygun yapmaya çalışıyoruz." diyorlar. Veballeri boynuna... Biz de kâr ortaklığıdır diye kullanıyoruz. Ben bir ara tereddüt ettim.Biz de kâr ortaklığıdır diye kullanıyoruz. Ben bir ara tereddüt ettim. Rahmetli Muammer Dolmacı; "Biz bunu müslümanlara bir kolaylık olsun, Rahmetli Muammer Dolmacı; "Biz bunu müslümanlara bir kolaylık olsun, normal meşru bir yol olsun, Amerika'da duyuyorduk kâr ortaklığı sistemi var,normal meşru bir yol olsun, Amerika'da duyuyorduk kâr ortaklığı sistemi var, onun için kurduk hocam." diye açıklamada bulunmuştu. onun için kurduk hocam." diye açıklamada bulunmuştu.

Filanca marka yağda domuz yağı olduğunu duyduk. Yemiyoruz. Filanca marka yağda domuz yağı olduğunu duyduk. Yemiyoruz. Fakat namaz da kılsalar başka insanlara söyleyince huzursuz oluyorlar.Fakat namaz da kılsalar başka insanlara söyleyince huzursuz oluyorlar. "Bugün dünya bunu kullanıyor." diyorlar."Bugün dünya bunu kullanıyor." diyorlar. Ne yapacağız? Sabunlardaki durum nedir? Ne yapacağız? Sabunlardaki durum nedir?

Muhterem kardeşlerim! Margarin yağları çeşitli şeylerden yapılırMuhterem kardeşlerim! Margarin yağları çeşitli şeylerden yapılır ve ciddi ülkelerde bunun hangi malzemeden yapıldığı yazılır.ve ciddi ülkelerde bunun hangi malzemeden yapıldığı yazılır. Mesela Almanya'da bir margarin yağını aldığınız zaman içinde ne kadar nebâtî malzeme var, Mesela Almanya'da bir margarin yağını aldığınız zaman içinde ne kadar nebâtî malzeme var, ne kadar hayvânî malzeme var, net olarak yazar. ne kadar hayvânî malzeme var, net olarak yazar. Türkiye'de bunlar yazılmıyor. Mesela diyelim ki Tariş bir devlet müessesesidir, bir kooperatiftir,Türkiye'de bunlar yazılmıyor. Mesela diyelim ki Tariş bir devlet müessesesidir, bir kooperatiftir, sanıyorum böyle özel müesseseler gibi kıvırtma yapmazlar. sanıyorum böyle özel müesseseler gibi kıvırtma yapmazlar. Süt Endüstrisi kurumu gibi, Et-Balık kurumu gibi müesseseler daha ciddi müesseseler oluyor,Süt Endüstrisi kurumu gibi, Et-Balık kurumu gibi müesseseler daha ciddi müesseseler oluyor, hizmet gayesiyle kurulmuş oluyor. hizmet gayesiyle kurulmuş oluyor. Sanıyorum böyle müesseselerde daha garantili olabilir. Sanıyorum böyle müesseselerde daha garantili olabilir. Bir de yapılışını bildiğiniz özel yerlerde, içinde tanıdığnız çalışanı olan,Bir de yapılışını bildiğiniz özel yerlerde, içinde tanıdığnız çalışanı olan, kimyagerini tanıdığınız bildiğiniz kimseler olan markaları kullanabilirsiniz.kimyagerini tanıdığınız bildiğiniz kimseler olan markaları kullanabilirsiniz. Ama garantili olarak devletin ürettikleri ve üzerindeki yazılara itimat edilen yağlarıAma garantili olarak devletin ürettikleri ve üzerindeki yazılara itimat edilen yağları kullanmanızı tavsiye ederim. kullanmanızı tavsiye ederim.

Fakat bana "Tıbben bunları kullanmak doğru mudur, değil midir?" diye sorulmuyor.Fakat bana "Tıbben bunları kullanmak doğru mudur, değil midir?" diye sorulmuyor. "Dînen" diyor. Doktorlar bunları tıbben tenkit ediyor. "Dînen" diyor. Doktorlar bunları tıbben tenkit ediyor. "Dînen bir mahzuru yok." desek bile margarin yağlarını sıhhate uygun bulmuyorlar."Dînen bir mahzuru yok." desek bile margarin yağlarını sıhhate uygun bulmuyorlar. Likit, akıcı yağları uygun buluyorlar. Pamuk yağı, ayçiçek yağı da olsa, Likit, akıcı yağları uygun buluyorlar. Pamuk yağı, ayçiçek yağı da olsa, -zeytin yağı zaten faydalı- başka yağlar da olsa onları tavsiye ediyorlar da dondurulmuş-zeytin yağı zaten faydalı- başka yağlar da olsa onları tavsiye ediyorlar da dondurulmuş yağları sıhhate uygun bulmuyorlar. yağları sıhhate uygun bulmuyorlar. "Damar sertliği yapıyor. Kolestrolü artırıyor." gibi tenkitler var. "Damar sertliği yapıyor. Kolestrolü artırıyor." gibi tenkitler var. Bunu da bilin. İçine yabancı madde karışmamış olan malzemeyi dînen kullanabilirsiniz. Bunu da bilin. İçine yabancı madde karışmamış olan malzemeyi dînen kullanabilirsiniz. Ama tıbben mahzurlu olabiliyor.Ama tıbben mahzurlu olabiliyor. İçine yabancı madde karıştırılma ihtimali olanları da kullanmazsınız. İçine yabancı madde karıştırılma ihtimali olanları da kullanmazsınız. O da takvâ olur, şüpheliden kaçınma olur. O da takvâ olur, şüpheliden kaçınma olur.

Sabunlara gelince; "Sabunların allı pullu, kokulu, Sabunlara gelince; "Sabunların allı pullu, kokulu, süslü olanlarının çoğu Avrupa'dan gelen don yağından yapılıyor." diyorlar.süslü olanlarının çoğu Avrupa'dan gelen don yağından yapılıyor." diyorlar. Don yağından yapılmış olan sabunların içinde, don yağının içinde domuzun yağı vesairesi var. Don yağından yapılmış olan sabunların içinde, don yağının içinde domuzun yağı vesairesi var. Domuzun kulağını, kuyruğunu, her şeyini atıyorlar, oradan bir malzeme çıkarıyorlar. Domuzun kulağını, kuyruğunu, her şeyini atıyorlar, oradan bir malzeme çıkarıyorlar. Don yağı diye memlekete geliyor, birçok yerde kullanılıyor. Don yağı diye memlekete geliyor, birçok yerde kullanılıyor. Bu yağlarla yapılmış sabunları kullanmayı ben şahsen doğru görmüyorum. Bu yağlarla yapılmış sabunları kullanmayı ben şahsen doğru görmüyorum. Çünkü yağ ne kadar baz ile nötralize edilmiş bile olsa yine o yağdan bir miktar kalıyor,Çünkü yağ ne kadar baz ile nötralize edilmiş bile olsa yine o yağdan bir miktar kalıyor, insanın eline yüzüne o bulaşmış oluyor. insanın eline yüzüne o bulaşmış oluyor. Onun için kardeş tavsiyesi olarak, ya zeytinyağı sabun kullanın...Onun için kardeş tavsiyesi olarak, ya zeytinyağı sabun kullanın... Marka filan bahis konusu değil, esas itibariyle süs, yakışıklı olacağım,Marka filan bahis konusu değil, esas itibariyle süs, yakışıklı olacağım, yüzüm cildim beslenecek diye o endişelerle değil de ihtiyatlı olmak bakımındanyüzüm cildim beslenecek diye o endişelerle değil de ihtiyatlı olmak bakımından zeytinyağından yapılmış sabunu kullanın. zeytinyağından yapılmış sabunu kullanın. Tavsiyem bu. Bu cilde de iyi geliyormuş, saça da iyi geliyormuş. Tavsiyem bu. Bu cilde de iyi geliyormuş, saça da iyi geliyormuş. Bazla tamamen söndürülmemiş bile olsa zeytinyağının kendisi şifa olduğundan saça,Bazla tamamen söndürülmemiş bile olsa zeytinyağının kendisi şifa olduğundan saça, yüze iyi geliyormuş ve saç sıhhat kazanıyormuş. yüze iyi geliyormuş ve saç sıhhat kazanıyormuş. Öteki sabunlarla başını yıkıyorsun, bazen kepek yapıyor, bazen malzemesi kalıyor, iyi olmuyor.Öteki sabunlarla başını yıkıyorsun, bazen kepek yapıyor, bazen malzemesi kalıyor, iyi olmuyor. O bakımdan bu kokulu sabunlar yerine ya zeytinyağlı sabunlar kullanın;O bakımdan bu kokulu sabunlar yerine ya zeytinyağlı sabunlar kullanın; ya kokusu, görünüşü biraz hoş değil ama arap sabunu kullanın.ya kokusu, görünüşü biraz hoş değil ama arap sabunu kullanın. Çünkü arap sabunu potasyum hidroksit ile, normal bir yağ ile yapılmış bir sabun oluyor.Çünkü arap sabunu potasyum hidroksit ile, normal bir yağ ile yapılmış bir sabun oluyor. O da fena değil. Bir de doktorların ameliyatta kullandığı akıcı malzemeler var.O da fena değil. Bir de doktorların ameliyatta kullandığı akıcı malzemeler var. Çevirdiğin zaman bir avuç eline geliyor, yıkıyorsun. Onlar mikropları, bakterileri öldürüyormuş.Çevirdiğin zaman bir avuç eline geliyor, yıkıyorsun. Onlar mikropları, bakterileri öldürüyormuş. Ama onların ticarî şekilleri var mı yok mu, bilmiyorum. Ama onların ticarî şekilleri var mı yok mu, bilmiyorum. Ben onları öteki sabunlardan daha uygun görüyorum. Ben onları öteki sabunlardan daha uygun görüyorum.

Özetlemek gerekirse:Özetlemek gerekirse: Don yağıyla yapılmış sabunları kullanmak içinde domuz yağı vardır diye ihtiyata uygun değil.Don yağıyla yapılmış sabunları kullanmak içinde domuz yağı vardır diye ihtiyata uygun değil. Zeytinyağından yapılmışı tecih edin.Zeytinyağından yapılmışı tecih edin. Likit, akıcı sabunları, kimyevî malzeme oldukları için onları tercih edin. Likit, akıcı sabunları, kimyevî malzeme oldukları için onları tercih edin.

Müzik parçalarını ve şarkıları dinlemek istemesek de bulunduğumuz araba veya sâir yerlerde Müzik parçalarını ve şarkıları dinlemek istemesek de bulunduğumuz araba veya sâir yerlerde dinlenmek zorunda oluyoruz. dinlenmek zorunda oluyoruz. Mâni olamazsak dinlemek günah olur mu? İstemeden insan müziğe kendini kaptırıyor. Mâni olamazsak dinlemek günah olur mu? İstemeden insan müziğe kendini kaptırıyor. Bu durum ne olacak? Bu durum ne olacak?

Mecburiyet ve elinde olmayan sebeplerle olursa kendisi vebal altında kalmaz. Mecburiyet ve elinde olmayan sebeplerle olursa kendisi vebal altında kalmaz. Bizim Sapanca'daki evimizde, 3 km ileride bir gazino var. Bizim Sapanca'daki evimizde, 3 km ileride bir gazino var. Geceleyin açıyor, sabaha kadar bedava şarkı dinliyoruz.Geceleyin açıyor, sabaha kadar bedava şarkı dinliyoruz. Halk şikâyet etmiş ama kimsenin aldırdığı yok. Gazinocular gözde ve kuvvetli insanlar,Halk şikâyet etmiş ama kimsenin aldırdığı yok. Gazinocular gözde ve kuvvetli insanlar, yine onu [açıyorlar.] Bunda bize bir vebal yok. yine onu [açıyorlar.] Bunda bize bir vebal yok. Söylüyoruz ama çare olmuyor. Söylüyoruz ama çare olmuyor.

Normal olarak sözleri insanda fısk u fücûra, günaha meyil uyandıran şarkılar Normal olarak sözleri insanda fısk u fücûra, günaha meyil uyandıran şarkılar ve müzikler günahtır. ve müzikler günahtır. Ama sözleri ilâhi gibi, şol cennetin ırmakları gibi Ama sözleri ilâhi gibi, şol cennetin ırmakları gibi güzel olup bestesi de insanda huşû ve takvâ duygusu uyandıran, tekbir gibi,güzel olup bestesi de insanda huşû ve takvâ duygusu uyandıran, tekbir gibi, salât-ı ümmiyenin musîki ile söylenmesi gibi, diğer ilâhiler gibi, salât-ı ümmiyenin musîki ile söylenmesi gibi, diğer ilâhiler gibi, onlarla halletmeye çalışmak lazım. onlarla halletmeye çalışmak lazım.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2