Namaz Vakitleri

19 Cemâziye'l-Evvel 1446
21 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:51
Öğle
12:55
İkindi
15:26
Akşam
17:49
Yatsı
19:13
Detaylı Arama

Bid’atlardan Uzak Durun!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

28 Zilhicce 1407 / 23.08.1987
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Bid’at Sahibi Olmanın Zararı, Cemaatle Zikretmenin Mükâfâtı, Müslüman Temizdir, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Bid’atlardan Uzak Durun!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

28 Zilhicce 1407 / 23.08.1987
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Bid’at Sahibi Olmanın Zararı, Cemaatle Zikretmenin Mükâfâtı, Müslüman Temizdir, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracim. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzubillahimineşşeytânirracim. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillahirabbilâlemîn.el-Hamdülillahirabbilâlemîn. Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn.Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn. Seyyidinâ Muhammedin ve âlihi ve sahbihî ecmain ve men tebiahû bi-ihsânin ila yevmid din. Seyyidinâ Muhammedin ve âlihi ve sahbihî ecmain ve men tebiahû bi-ihsânin ila yevmid din.

Emmâ ba'd… Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe inne efdale'l-hadîsi kitâbullahEmmâ ba'd…

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe inne efdale'l-hadîsi kitâbullah
ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellemve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr.ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve sellem ennehû kâle: Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve sellem ennehû kâle:

Lâ yakbelullâhu li-sâhibi bid'atin salâten ve lâ savmen ve lâ sadakaten ve lâ haccenLâ yakbelullâhu li-sâhibi bid'atin salâten ve lâ savmen ve lâ sadakaten ve lâ haccen ve lâ umreten ve lâ cihâden ve lâ sarfen ve lâ adlenve lâ umreten ve lâ cihâden ve lâ sarfen ve lâ adlen yahrucu mine'l-İslâmi kemâ tahrucu'ş-şa'ratü mine'l-acîni. yahrucu mine'l-İslâmi kemâ tahrucu'ş-şa'ratü mine'l-acîni.

Sadaka Resûlullâh fîmâ kâl ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullâh fîmâ kâl ev kemâ kâl.

Aziz ve muhterem kardeşlerim, Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun.Aziz ve muhterem kardeşlerim, Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini okuyup izah etmek istiyoruz.Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini okuyup izah etmek istiyoruz. Bu izahlara başlamadan önce Peygamber Efendimiz'e sevgimizin, saygımızın, bağlılığımızın,Bu izahlara başlamadan önce Peygamber Efendimiz'e sevgimizin, saygımızın, bağlılığımızın, ümmetliğimizin bir nişanesi olmak üzere onun ruh-i pâkine hediye olsun diye ve onun cümle âlinin,ümmetliğimizin bir nişanesi olmak üzere onun ruh-i pâkine hediye olsun diye ve onun cümle âlinin, ashabının, etbâının ve ahbâbının ruhlarına hediye olsun diye; sair enbiyâ ve mürselînashabının, etbâının ve ahbâbının ruhlarına hediye olsun diye; sair enbiyâ ve mürselîn ve cümle evliyaullah ve mukarrabînin ve bilhassa ümmet-i Muhammed'in irşâdıyla meşgul olmuş olanve cümle evliyaullah ve mukarrabînin ve bilhassa ümmet-i Muhammed'in irşâdıyla meşgul olmuş olan sâdât ve meşâyih-ı turuk-i aliyyemizin cümlesinin ruhlarına hediye olsun diye; kendisinden feyz aldığımız sâdât ve meşâyih-ı turuk-i aliyyemizin cümlesinin ruhlarına hediye olsun diye; kendisinden feyz aldığımız hocamız Muhammed Zahid Kotku ibni İbrahim el-Bursevî hazretlerinin, eserini okuduğumuz hocamız Muhammed Zahid Kotku ibni İbrahim el-Bursevî hazretlerinin, eserini okuduğumuz Gümüşhaneli Ahmed Ziyaüddin Efendi hazretlerinin, bu hadisleri bize nakil ve rivayet etmiş olanGümüşhaneli Ahmed Ziyaüddin Efendi hazretlerinin, bu hadisleri bize nakil ve rivayet etmiş olan nâkil, râvi ve âlimlerin ruhlarına hediye olsun diye; bu beldeleri fetheden Fatih Sultan Mehmed Han hazretlerininnâkil, râvi ve âlimlerin ruhlarına hediye olsun diye; bu beldeleri fetheden Fatih Sultan Mehmed Han hazretlerinin ve ordusunun mübarek askerlerinin, şehitlerin, gazilerin ruhlarına hediye olsun diye;ve ordusunun mübarek askerlerinin, şehitlerin, gazilerin ruhlarına hediye olsun diye; bu caminin bânisi İskender Paşa'nın ve cümle hayratu hasenat sahiplerinin ruhlarına hediye olsun diyebu caminin bânisi İskender Paşa'nın ve cümle hayratu hasenat sahiplerinin ruhlarına hediye olsun diye ve bu beldede metfun olduğu rivayet olunan enbiyânın, sahabenin, tabiînin,ve bu beldede metfun olduğu rivayet olunan enbiyânın, sahabenin, tabiînin, sâlihlerin ruhlarına hediye olsun diye ve nihayet uzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzeresâlihlerin ruhlarına hediye olsun diye ve nihayet uzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere şu meclise gelip cem olmuş, toplanmış olan siz muhterem kardeşlerimizin deşu meclise gelip cem olmuş, toplanmış olan siz muhterem kardeşlerimizin de ahirete göçmüş bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına ayrı ayrı hediye olsun,ahirete göçmüş bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına ayrı ayrı hediye olsun, ruhları şâd olsun, kabirleri pür nur olsun, makamları âli olsun diye; biz yaşayan müslümanlar daruhları şâd olsun, kabirleri pür nur olsun, makamları âli olsun diye; biz yaşayan müslümanlar da Rabbimizin rızasına uygun yaşayalım, Kur'an-ı Kerîm'in yolunda yürüyelim, Rabbimizin rızasına uygun yaşayalım, Kur'an-ı Kerîm'in yolunda yürüyelim, Peygamber Efendimiz'in sünnetini tutalım, ihya edelim diye Peygamber Efendimiz'in sünnetini tutalım, ihya edelim diye bir Fâtiha, üç İhlâs-ı şerif okuyalım öyle başlayalım. bir Fâtiha, üç İhlâs-ı şerif okuyalım öyle başlayalım.

Bu haftaki ilk hadîs-i şerîf Râmûzü'l-ehâdîs kitabının 489. sayfasının 11. hadîs-i şerîfidir. Bu haftaki ilk hadîs-i şerîf Râmûzü'l-ehâdîs kitabının 489. sayfasının 11. hadîs-i şerîfidir.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri İbn Mâce'ninPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri İbn Mâce'nin Huzeyfe radıyallahu anh'ten rivayet ettiğine göreHuzeyfe radıyallahu anh'ten rivayet ettiğine göre bid'at ehlinin ibadetlerinin kabul olmayacağını şöyle ifade buyurmuş: bid'at ehlinin ibadetlerinin kabul olmayacağını şöyle ifade buyurmuş:

Lâ yakbelullahu. "Allahu Teâlâ hazretleri kabul etmeyecek.Lâ yakbelullahu. "Allahu Teâlâ hazretleri kabul etmeyecek. " Li-sâhibi bid'atin. "Bir bid'at ortaya çıkarmış, bid'at sahibinin kabul etmeyecek."" Li-sâhibi bid'atin. "Bir bid'at ortaya çıkarmış, bid'at sahibinin kabul etmeyecek." Salâten. "Bir namazını." Ve lâ savmen. "Bir orucunu."Salâten. "Bir namazını." Ve lâ savmen. "Bir orucunu." Ve lâ sadakaten. "Bir sadakasını." Ve lâ haccen. "Bir haccını." Ve lâ umreten. "Bir umresini." Ve lâ sadakaten. "Bir sadakasını." Ve lâ haccen. "Bir haccını." Ve lâ umreten. "Bir umresini." Ve lâ cihâden. "Bir cihadını, yani hiçbirini." Ve lâ sarfen. "Tevbesini,Ve lâ cihâden. "Bir cihadını, yani hiçbirini." Ve lâ sarfen. "Tevbesini, -şefaatini veya bir izaha göre-." Ve lâ adlen. "Adaletini, veyahut fidyesini, farzını."-şefaatini veya bir izaha göre-." Ve lâ adlen. "Adaletini, veyahut fidyesini, farzını." Hiçbir şeyini kabul etmeyecek.Hiçbir şeyini kabul etmeyecek. Yahrucu mine'l-İslâmi. "Bu bid'ati ortaya çıkartan kimse İslâm'dan çıkar."Yahrucu mine'l-İslâmi. "Bu bid'ati ortaya çıkartan kimse İslâm'dan çıkar." Öyle kolaylıkla çıkar ki; kemâ tahrucu'ş-şa'ratü mine'l-acîni.Öyle kolaylıkla çıkar ki; kemâ tahrucu'ş-şa'ratü mine'l-acîni. "Tereyağının içinden, hamurun içinden"Tereyağının içinden, hamurun içinden kılın böyle çekildiği zaman kolayca çıktığı gibi sıyrılıp çıkar." kılın böyle çekildiği zaman kolayca çıktığı gibi sıyrılıp çıkar."

Zaten onun içinde değil, onun içine yanlışlıkla düşmüş, atılması gereken bir şey.Zaten onun içinde değil, onun içine yanlışlıkla düşmüş, atılması gereken bir şey. Oradan nasıl kılı çekip çıkartırsak öyle çıkar gider İslâm'dan.Oradan nasıl kılı çekip çıkartırsak öyle çıkar gider İslâm'dan. İslâm'la ilgisi kalmaz. Kıl çekilip gider gibi İslâm'dan gider. İslâm'la ilgisi kalmaz. Kıl çekilip gider gibi İslâm'dan gider.

Bid'at kelimesini Peygamber Efendimiz umumî mânasına kullanmış.Bid'at kelimesini Peygamber Efendimiz umumî mânasına kullanmış. İbadetteki bid'at mi, sünnet-i seniyyeye uygun olmayan yeni, uydurma,İbadetteki bid'at mi, sünnet-i seniyyeye uygun olmayan yeni, uydurma, fantezi ibadetler mi, kendiliğinden ortaya konulmuş yeni dînî ibadet usûlleri mi,fantezi ibadetler mi, kendiliğinden ortaya konulmuş yeni dînî ibadet usûlleri mi, yoksa itikattaki Peygamber Efendimiz'in söylememiş olduğu,yoksa itikattaki Peygamber Efendimiz'in söylememiş olduğu, dinde aslı esası olmayan yanlış laflar, sözler mi? dinde aslı esası olmayan yanlış laflar, sözler mi? Genel mânasıyla söylediğine göre şerhi yapan hocamız Gümüşhaneli hazretleri diyor ki;Genel mânasıyla söylediğine göre şerhi yapan hocamız Gümüşhaneli hazretleri diyor ki; "Madem böyle genel söyledi, o zaman hepsi buna dâhildir." "Madem böyle genel söyledi, o zaman hepsi buna dâhildir." Ne itikattaki bid'atin ne de ibadetteki, usûldeki, yaşayış tarzındaki bid'atin tutar tarafı yoktur.Ne itikattaki bid'atin ne de ibadetteki, usûldeki, yaşayış tarzındaki bid'atin tutar tarafı yoktur. İnsanı bu fecî duruma hepsi düşürür demek. İnsanı bu fecî duruma hepsi düşürür demek.

Onun için müslümanlar dinin aslına, özüne bağlı kalmayaOnun için müslümanlar dinin aslına, özüne bağlı kalmaya eski devirlerden beri son derece titiz davranmışlar ve titremişlerdir dinin üzerine.eski devirlerden beri son derece titiz davranmışlar ve titremişlerdir dinin üzerine. Dinin aslına bir şey ilave etmeyeyim diye.Dinin aslına bir şey ilave etmeyeyim diye. Bunun en aşırı misalini Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'de görüyoruz. Bunun en aşırı misalini Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'de görüyoruz. Peygamber Efendimiz'in o kadar yakını, türbesinde, kabirde bile yoldaşı, arkadaşı olmuş.Peygamber Efendimiz'in o kadar yakını, türbesinde, kabirde bile yoldaşı, arkadaşı olmuş. Hicrette mağarada arkadaşı olmuş.Hicrette mağarada arkadaşı olmuş. Kur'ân-ı Kerîm'de methi geçen, hakkında sûre inen, mübarek, Kur'ân-ı Kerîm'de methi geçen, hakkında sûre inen, mübarek, başımızın tacı Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz, ümmetin en faziletlisi... başımızın tacı Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz, ümmetin en faziletlisi...

Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'e sahabenin ötekileri geliyorlar, Hz. Ömer filan gibiEbû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'e sahabenin ötekileri geliyorlar, Hz. Ömer filan gibi düşünüp taşınıp karar vermiş kimseler diyorlar ki; düşünüp taşınıp karar vermiş kimseler diyorlar ki;

"Ey halife, Peygamber Efendimiz'den sonra bu makama sen geçtin."Ey halife, Peygamber Efendimiz'den sonra bu makama sen geçtin. Bu Kur'ân-ı Kerîm'i ezberlemiş alimler, hafızlar cihatlarda, savaşlarda şehit ediliyor…" Bu Kur'ân-ı Kerîm'i ezberlemiş alimler, hafızlar cihatlarda, savaşlarda şehit ediliyor…"

70 tanesini bir kabile çağırdı, ondan sonra bir kenarda kıstırdılar,70 tanesini bir kabile çağırdı, ondan sonra bir kenarda kıstırdılar, üstüne baskın yaptılar, 70 tane kıymetli hafızı öldürdüler.üstüne baskın yaptılar, 70 tane kıymetli hafızı öldürdüler. Kabilelere din öğretmeye gidecek iken onlar öyle çağırmışken…Kabilelere din öğretmeye gidecek iken onlar öyle çağırmışken… Hani halk tabirinde kalleşlik deniliyor, kalleş bir tarzda onları kenarda bastırdılar, şehit ettiler.Hani halk tabirinde kalleşlik deniliyor, kalleş bir tarzda onları kenarda bastırdılar, şehit ettiler. Bu sahâbe-i kirâm arasında çok büyük telaş uyandırdı. Bu sahâbe-i kirâm arasında çok büyük telaş uyandırdı.

Ölümden korkmuyorlar onlar da Kur'an'ı kim bilecek, kim anlatacak başkalarına? Ölümden korkmuyorlar onlar da Kur'an'ı kim bilecek, kim anlatacak başkalarına?

Ölümden korkmadıklarına bir misal söyleyeyim: Gazadan dönüp de sağlam dönenlerin yüzüne bakmamışlar.Ölümden korkmadıklarına bir misal söyleyeyim: Gazadan dönüp de sağlam dönenlerin yüzüne bakmamışlar. Siz niye arkadaşlarınız gibi şehit olmadınız, niye sağ geldiniz diye...Siz niye arkadaşlarınız gibi şehit olmadınız, niye sağ geldiniz diye... Sağ gelmek meziyet değil, yoksa kaçtınız mı cepheden?Sağ gelmek meziyet değil, yoksa kaçtınız mı cepheden? Hiç kimse yüzüne bakmamış da Peygamber Efendimiz; "Hayır, onların durumu şöyle oldu böyle oldu…" diyeHiç kimse yüzüne bakmamış da Peygamber Efendimiz; "Hayır, onların durumu şöyle oldu böyle oldu…" diye onları aklayıcı sözler söyleyince artık şey yapmışlar. onları aklayıcı sözler söyleyince artık şey yapmışlar. Öteki kardeşleriniz şehit oldu da siz niye böyle sağ salim Medine'ye geliyorsunuz diyeÖteki kardeşleriniz şehit oldu da siz niye böyle sağ salim Medine'ye geliyorsunuz diye yüzüne bakmıyorlar cihada giden arkadaşlarına.yüzüne bakmıyorlar cihada giden arkadaşlarına. Ölümden korkmaz onlar. Ölüm korkusu değil. Kur'ân-ı Kerîm'in kaybolması korkusu.Ölümden korkmaz onlar. Ölüm korkusu değil. Kur'ân-ı Kerîm'in kaybolması korkusu. Ya hafızlar gider de Kur'ân-ı Kerîm kaybolursa... Ya hafızlar gider de Kur'ân-ı Kerîm kaybolursa...

"Gel ey halîfe-i Resûlullah.." "Gel ey halîfe-i Resûlullah.."

Evet, Resûlullah'ın makamına halef olmuş, gelmiş, oturmuş, onun halifesi olan Ebû Bekr-i Sıddîk,Evet, Resûlullah'ın makamına halef olmuş, gelmiş, oturmuş, onun halifesi olan Ebû Bekr-i Sıddîk, şu Kur'ân-ı Kerîm'in hafızları birer ikişer ölüyor, şunları toplayalım,şu Kur'ân-ı Kerîm'in hafızları birer ikişer ölüyor, şunları toplayalım, yazalım bu âyetleri, Mushaf haline getirelim..." deyince, Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz düşünmüş. yazalım bu âyetleri, Mushaf haline getirelim..." deyince, Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz düşünmüş.

Ne kadar düşünmüş? Bir dakika mı, beş dakika mı, altı dakika mı,Ne kadar düşünmüş? Bir dakika mı, beş dakika mı, altı dakika mı, on dakika mı, bir gün mü, bir hafta mı? on dakika mı, bir gün mü, bir hafta mı?

Altı ay düşünmüş! Neden? Altı ay düşünmüş!

Neden?

"Resûlullah'ın yapmadığı bir şeyi yaparsam acaba bid'at olur mu?" diye.Acaba bid'at olur mu diye... "Resûlullah'ın yapmadığı bir şeyi yaparsam acaba bid'at olur mu?" diye.Acaba bid'at olur mu diye...

Dinin aslını, özünü saklamaktaki mübareklerin titizliğine bakın!Dinin aslını, özünü saklamaktaki mübareklerin titizliğine bakın! Toplanacak olan ne? Kur'ân-ı Kerîm'in âyetleri Mushaf hâline getirilecek.Toplanacak olan ne? Kur'ân-ı Kerîm'in âyetleri Mushaf hâline getirilecek. Yazılacak, bir cilt hâline getirilecek. Yazılacak, bir cilt hâline getirilecek. Muhtelif kâğıtların üzerinde, muhtelif yazı malzemelerinin üzerinde yazılı duruyor,Muhtelif kâğıtların üzerinde, muhtelif yazı malzemelerinin üzerinde yazılı duruyor, derli toplu olacak ama Resûlullah Efendimiz'in zamanında vahiy devam ettiği için,derli toplu olacak ama Resûlullah Efendimiz'in zamanında vahiy devam ettiği için, boyuna vahiy geliyor, yapılmamış bir şey.boyuna vahiy geliyor, yapılmamış bir şey. Acaba ben yaparsam bid'at olur mu diye arkadaşlarım, kardeşlerim, altı ayAcaba ben yaparsam bid'at olur mu diye arkadaşlarım, kardeşlerim, altı ay Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz Kur'ân-ı Kerîm'in toplanması meselesini düşündü. Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz Kur'ân-ı Kerîm'in toplanması meselesini düşündü.

Biz günahlarda altı saniye düşünmüyoruz! Biz günahlarda altı saniye düşünmüyoruz! Sevaplı işlerde değil, günahları işlemekte altı saniye tereddüdümüz yok. Sevaplı işlerde değil, günahları işlemekte altı saniye tereddüdümüz yok. Günahın içine, haramın içine atlıyorlar müslümanlar.Günahın içine, haramın içine atlıyorlar müslümanlar. Bu müslümanları o eski müslümanlar görseler ne yaparlar? Bu müslümanları o eski müslümanlar görseler ne yaparlar?

Bid'at, dinde aslı esası olmayan,Bid'at, dinde aslı esası olmayan, Resûlullah Efendimiz'in söylemediği, öğretmediği bir şeyi ortaya çıkartmak.Resûlullah Efendimiz'in söylemediği, öğretmediği bir şeyi ortaya çıkartmak. Yeniden çıkma bir şey. Hani yeni çıktı diyoruz ya. Dinde öyle yeni çıktı yok.Yeniden çıkma bir şey. Hani yeni çıktı diyoruz ya. Dinde öyle yeni çıktı yok. Dinde her şeyin sahibi var. Kur'ân-ı Kerîm'de var mı? Var. O zaman yap. Dinde her şeyin sahibi var. Kur'ân-ı Kerîm'de var mı? Var. O zaman yap. Peygamber Efendimiz tavsiye etmiş mi? Etmiş. O zaman yap.Peygamber Efendimiz tavsiye etmiş mi? Etmiş. O zaman yap. Kur'ân-ı Kerîm yasaklamış mı? Yasaklamış. O zaman bırak. Kur'ân-ı Kerîm yasaklamış mı? Yasaklamış. O zaman bırak.

Takvâ ehli insanların bu işleri nasıl düşündüğüne bir misal olsun diye söylüyorum. Takvâ ehli insanların bu işleri nasıl düşündüğüne bir misal olsun diye söylüyorum.

Hocamız rahmetullahi aleyh sağken, Mehmed Zahid hocamız.Hocamız rahmetullahi aleyh sağken, Mehmed Zahid hocamız. Ankara'dan böyle çok yüksek bazı dostlar tanıdıklar geldiler, dediler ki; Ankara'dan böyle çok yüksek bazı dostlar tanıdıklar geldiler, dediler ki;

"Efendim, bizim maaşlarımızdan tasarruf bonosu kestiler."Efendim, bizim maaşlarımızdan tasarruf bonosu kestiler. Tasarruf bonosu kestikten sonra da ona bir kâğıt verdiler, mukabilinde para,Tasarruf bonosu kestikten sonra da ona bir kâğıt verdiler, mukabilinde para, aldıkları paranın yerine bir kâğıt verdiler." aldıkları paranın yerine bir kâğıt verdiler."

Kâğıdın bir tarafında aldıkları para yazıyor, yüz lira, bin lira neyse…Kâğıdın bir tarafında aldıkları para yazıyor, yüz lira, bin lira neyse… Bir tarafında da küçük küçük, pul gibi parçalar var, kupon deniliyor, oradan koparılıyor faizi. Bir tarafında da küçük küçük, pul gibi parçalar var, kupon deniliyor, oradan koparılıyor faizi.

"Şimdi bu parayı aldığı zaman birinden üç sene önce, beş sene önce"Şimdi bu parayı aldığı zaman birinden üç sene önce, beş sene önce bu parayla bir file yiyecek alınıyordu.bu parayla bir file yiyecek alınıyordu. Şimdi küçücük bir şey alınamaz. Paranın değeri düştüğü için kıymeti kalmadı.Şimdi küçücük bir şey alınamaz. Paranın değeri düştüğü için kıymeti kalmadı. Bu kâğıtların, bu kenardaki yazılı şeyleri alabilir miyiz?Bu kâğıtların, bu kenardaki yazılı şeyleri alabilir miyiz? Bizden aldığı paradan da az kalıyor, kıymeti düştü bunu alabilir miyiz?" diye sordular. Bizden aldığı paradan da az kalıyor, kıymeti düştü bunu alabilir miyiz?" diye sordular.

"Bakalım ne diyecek?" diye ben de dikkatle dinliyorum."Bakalım ne diyecek?" diye ben de dikkatle dinliyorum. Hocamız; "O kâğıtların üzerinde ne yazıyor?" dedi. Bilmezliğe vuruyor, mahsustan soruyor. Hocamız;

"O kâğıtların üzerinde ne yazıyor?" dedi.

Bilmezliğe vuruyor, mahsustan soruyor.

"Ne yazıyor?" dedi. "Tasarruf bonosunun faizi, faizi.." yazıyor. "Ne yazıyor?" dedi.

"Tasarruf bonosunun faizi, faizi.." yazıyor.

"Ne yazıyor?" dedi. "Faizi yazıyor." "O zaman alamazsınız." dedi, bitti. "Ne yazıyor?" dedi.

"Faizi yazıyor."

"O zaman alamazsınız." dedi, bitti.

Allah "Faiz yemeyin!" demiş, onu ye mi diyecek hocamız. Der mi? Allah "Faiz yemeyin!" demiş, onu ye mi diyecek hocamız. Der mi?

"E oradan benim ziyanım olacak." "E oradan benim ziyanım olacak."

Bin yıllık ziyan olsun, ben Allah'ın rızasını kazanayım da ne olursa olsun! Bin yıllık ziyan olsun, ben Allah'ın rızasını kazanayım da ne olursa olsun!

Allah öbür taraftan şey yapar. Öbür taraftan kâr ettirir.Allah öbür taraftan şey yapar. Öbür taraftan kâr ettirir. Beri taraftan… Yemhakullâhu'r-ribâ ve yurbi's-sadakâti.Beri taraftan…

Yemhakullâhu'r-ribâ ve yurbi's-sadakâti.
"Allah faizi mahveder, siler, sadakayı geliştirir." diyor, Kur'ân-ı Kerîm diyor. "Allah faizi mahveder, siler, sadakayı geliştirir." diyor, Kur'ân-ı Kerîm diyor.

Sen cebinden sadaka verirsin, fakire bakarsın,Sen cebinden sadaka verirsin, fakire bakarsın, kesen bu taraftan şişkinleşmiş, dolmuş, bir yerden paralar gelmiş.kesen bu taraftan şişkinleşmiş, dolmuş, bir yerden paralar gelmiş. Zenginlemişsin, geçimin düzelmiş. Ötekisi sadaka vermez, faiz alır, faiz yer, borçtan kurtulmaz.Zenginlemişsin, geçimin düzelmiş. Ötekisi sadaka vermez, faiz alır, faiz yer, borçtan kurtulmaz. Arabası kaza yapar, çocuğu sakat doğar, hasta olur, bilmem ne yapar.Arabası kaza yapar, çocuğu sakat doğar, hasta olur, bilmem ne yapar. Hanımıyla geçinemez, evine yangın gelir, fabrikasına zarar gelir,Hanımıyla geçinemez, evine yangın gelir, fabrikasına zarar gelir, malına telefat gelir, bilmem sel basar... Neden? malına telefat gelir, bilmem sel basar...

Neden?

Her şeyin sahibi Allah da ondan. Allah'a oyun oynanır mı? Hâşâ sümme hâşâ!Her şeyin sahibi Allah da ondan. Allah'a oyun oynanır mı? Hâşâ sümme hâşâ! Allah yapmayın, demiş, yapıyor. Nasıl yapıyor? Allah yapmayın, demiş, yapıyor.

Nasıl yapıyor?

Gözünün içine baka baka yapıyor. Yapmayacaksın! Takvâ ehli insanlar bak nasıl yapıyor.Gözünün içine baka baka yapıyor. Yapmayacaksın! Takvâ ehli insanlar bak nasıl yapıyor. Ne yazmış onun üzerinde? Faiz.Ne yazmış onun üzerinde? Faiz. O zaman alamazsın dedi, bitti.O zaman alamazsın dedi, bitti. Bu en son şeylerde de yine bir şey oldu.Bu en son şeylerde de yine bir şey oldu. Bir çok alim arasında meseleler konuşuldu, Bir çok alim arasında meseleler konuşuldu, işte bu memurlardan memur yardımlaşma kesintisi diye, MEYAK diye bir şey kesildi. işte bu memurlardan memur yardımlaşma kesintisi diye, MEYAK diye bir şey kesildi. Sonradan bu iş tutmadı. İptal oldu, kesilen paralar iade edildi, aldık. Sonradan bu iş tutmadı. İptal oldu, kesilen paralar iade edildi, aldık. Bir de devletin elinde şu kadar beklediğinden dolayı faizi var.Bir de devletin elinde şu kadar beklediğinden dolayı faizi var. Onu da ikinci postada, ikinci taksitte verecek. Onu da ikinci postada, ikinci taksitte verecek. O alınır mı alınmaz mı, kitaplar yazmaya başladı, bizim gazeteler yazmaya başladı.O alınır mı alınmaz mı, kitaplar yazmaya başladı, bizim gazeteler yazmaya başladı. İslâmî bakımdan şöyledir, böyledir filan. Kimisi cevaz, fetva veriyorlar. İslâmî bakımdan şöyledir, böyledir filan. Kimisi cevaz, fetva veriyorlar.

Ben de eskiden Diyanet İşleri Başkanlığı yapmış olan bir arkadaşın evindeyim tesadüfen.Ben de eskiden Diyanet İşleri Başkanlığı yapmış olan bir arkadaşın evindeyim tesadüfen. Ona da bir mektup gelmiş, soruyorlar. O da neredeyse alınabilir diyecek, o noktaya gelecek.Ona da bir mektup gelmiş, soruyorlar. O da neredeyse alınabilir diyecek, o noktaya gelecek. Bir kasabadan bir fakih din alimi arkadaşımız var, o mektup yazmış diyor ki; Bir kasabadan bir fakih din alimi arkadaşımız var, o mektup yazmış diyor ki;

"Gazetelerde "Bu alınabilir." filan diye bizim dostlarımızın, din alimlerimizin"Gazetelerde "Bu alınabilir." filan diye bizim dostlarımızın, din alimlerimizin biraz müsaadekâr sözler söylediğini duyuyoruz. biraz müsaadekâr sözler söylediğini duyuyoruz. Şu memlekette zaten haram yemeyen azıcık bir namuslu insan kaldı, onları da faize bulaştırmayın."Şu memlekette zaten haram yemeyen azıcık bir namuslu insan kaldı, onları da faize bulaştırmayın." diye mektup yazmış arkadaş. diye mektup yazmış arkadaş.

Alınmaması lazım çünkü adı "faiz." Faiz olunca alınması doğru olmaz. Almazsan ne olur? Alınmaması lazım çünkü adı "faiz." Faiz olunca alınması doğru olmaz.

Almazsan ne olur?

Hazineye gider. Kalsın devletin hazinesine. Alırsan ne olur? Hazineye gider.

Kalsın devletin hazinesine.

Alırsan ne olur?

Dulun, yetimin, ihtiyarın, işçinin, köylünün, ziraatçının, herkesin hakkındanDulun, yetimin, ihtiyarın, işçinin, köylünün, ziraatçının, herkesin hakkından senin üstüne hak yapışacak, rûz-ı mahşerde bir büyük kalabalık, hadi ayıkla pirincin taşını... senin üstüne hak yapışacak, rûz-ı mahşerde bir büyük kalabalık, hadi ayıkla pirincin taşını...

Almayan arkadaşlar almadı, alanlar fetvaya uydu, kılıfına uydurdu aldı. Almayan arkadaşlar almadı, alanlar fetvaya uydu, kılıfına uydurdu aldı.

Ben herkesin ne olduğunu ne bileyim.Ben herkesin ne olduğunu ne bileyim. Ama alanlardan bazılarının aldıklarından daha büyük zararlara uğradığını gördüm.Ama alanlardan bazılarının aldıklarından daha büyük zararlara uğradığını gördüm. Mânevî şey bu, böyle belli oluyor. Allah bizi kale gibi sağlam müslüman etsin. Mânevî şey bu, böyle belli oluyor.

Allah bizi kale gibi sağlam müslüman etsin.

Birazcık menfaat gördü mü sıcağın karşısındaki mum gibi eriyor. Birazcık menfaat gördü mü sıcağın karşısındaki mum gibi eriyor.

Olmaz. Müslüman çelik gibi olacak, kale gibi olacak. Hayır, bu haram, yapmam, bitti.Olmaz.

Müslüman çelik gibi olacak, kale gibi olacak. Hayır, bu haram, yapmam, bitti.
Şöyleymiş de böyleymiş de, menfaat varmış da kâr varmış da, zarar varmış da… Şöyleymiş de böyleymiş de, menfaat varmış da kâr varmış da, zarar varmış da…

Benim menfaatim, kârım ve zararım Allah'ın rızası. Allah beni severse ne mutlu bana.Benim menfaatim, kârım ve zararım Allah'ın rızası. Allah beni severse ne mutlu bana. Sevdi mi zengin de eder, mesut da eder. İsterse fakir etsin. Kendisi bilir. Sevdi mi zengin de eder, mesut da eder. İsterse fakir etsin. Kendisi bilir. Rabbimiz ne dilerse öyle yapar. Biz de onun kaderine razı gelmişiz.Rabbimiz ne dilerse öyle yapar. Biz de onun kaderine razı gelmişiz. Dilerse yaşatır, dilerse öldürür, dilerse yükseltir, dilerse indirir.Dilerse yaşatır, dilerse öldürür, dilerse yükseltir, dilerse indirir. Dilerse sıhhatli eder öyle imtihan oluruz, dilerse hasta eder öyle imtihan oluruz. Dilerse sıhhatli eder öyle imtihan oluruz, dilerse hasta eder öyle imtihan oluruz.

Ben dünya hayatının iki paralık işleri için hesapları için Ben dünya hayatının iki paralık işleri için hesapları için Rabbim'in emrinin karşısına çıkabilir miyim müslüman olarak? Rabbim'in emrinin karşısına çıkabilir miyim müslüman olarak?

Çıkamam. Çıkamazdı eskiden, eskiden çıkmazlardı. Çıkamam.

Çıkamazdı eskiden, eskiden çıkmazlardı.

Vakıf malı satılacak. Cumhuriyet'in ilk yıllarında vakıf mallarını satışa çıkarmışlar. Vakıf malı satılacak. Cumhuriyet'in ilk yıllarında vakıf mallarını satışa çıkarmışlar.

Vakıf malları çok, camiler çok, satalım bunları. Satılmaz vakıf malı. Vakıf malları çok, camiler çok, satalım bunları.

Satılmaz vakıf malı.

Devletin idaresinde birisi karar vermiş. Devletin idaresinde birisi karar vermiş. O müdürlüğün başında ben olsam "olmaz" derim ama o zaman karar vermiş. O müdürlüğün başında ben olsam "olmaz" derim ama o zaman karar vermiş.

Müslümanlar girmediler. Ermenisi girdi, yahudisi girdi, onlar aldılar... Müslümanlar girmediler. Ermenisi girdi, yahudisi girdi, onlar aldılar...

"Vakıf malı alınmaz." diye. "Vakıf malı alınmaz." diye.

Bazı müslümanlar girmiş satın almışlar, tekrar hayra vermişler, almış. Bazı müslümanlar girmiş satın almışlar, tekrar hayra vermişler, almış.

Nûr-ı Osmâniye camii'nin müştemilatı olan dükkânların bazılarını Ermeniler almış, yahudiler almış, Nûr-ı Osmâniye camii'nin müştemilatı olan dükkânların bazılarını Ermeniler almış, yahudiler almış, kiliseye, havraya bağışlamış. Şimdi Nûr-ı Osmâniye camiinin müştemilatı kilisenin malı. kiliseye, havraya bağışlamış.

Şimdi Nûr-ı Osmâniye camiinin müştemilatı kilisenin malı.

Yakışır mı Türkiye'de, müslüman ülkede yakışır mı müslümana bu? Olmuş. Yakışır mı Türkiye'de, müslüman ülkede yakışır mı müslümana bu?

Olmuş.

Milletimizi iyi terbiye etmemiz lazım, haramı helali bilmesi lazım. Milletimizi iyi terbiye etmemiz lazım, haramı helali bilmesi lazım.

Bu adam bu malı kazanmıştı... Bu adam bu malı kazanmıştı...

Bu İskenderpaşa camiini yaptıran adam, İskender Paşa, Bu İskenderpaşa camiini yaptıran adam, İskender Paşa, Allah rahmet eylesin, burayı almış, bir kubbeli cami yapmış. Allah rahmet eylesin, burayı almış, bir kubbeli cami yapmış.

Bunun arka tarafı bizim geldiğimizde çöplüktü. Bu arka taraf çöplüktü, binalar yoktu.Bunun arka tarafı bizim geldiğimizde çöplüktü. Bu arka taraf çöplüktü, binalar yoktu. Şurada bir sübyan mektebi varmış, mahalle çocuklarının okuması, sabilerin okuması için mektep varmış.Şurada bir sübyan mektebi varmış, mahalle çocuklarının okuması, sabilerin okuması için mektep varmış. Onun da yerinde yeller esiyordu, çöplüktü orası. Onun da yerinde yeller esiyordu, çöplüktü orası.

Biz birer ikişer, yavaş yavaş alarak bunu derlemeye, toparlamaya çalıştık.Biz birer ikişer, yavaş yavaş alarak bunu derlemeye, toparlamaya çalıştık. Belki bunun etrafında, şu apartmanların olduğu yerlerde belki medresesi de vardı, Belki bunun etrafında, şu apartmanların olduğu yerlerde belki medresesi de vardı, belki başka şeyleri vardı.belki başka şeyleri vardı. Belki bu paşa falanca yerdeki tarlayı, filanca yerdeki mülkü,Belki bu paşa falanca yerdeki tarlayı, filanca yerdeki mülkü, hanı buna gelir getirsin diye bağışlamıştı.hanı buna gelir getirsin diye bağışlamıştı. Bu kandillerinin yağı, müezzininin, imamın maaşı, geçimi filan oradan gelecekti.Bu kandillerinin yağı, müezzininin, imamın maaşı, geçimi filan oradan gelecekti. Adamcağız bunları kazanmış, mülkiyeti, hakkı. Bunlar şuraya verilsin demiş, yazmış, vakıfname yapmış.Adamcağız bunları kazanmış, mülkiyeti, hakkı. Bunlar şuraya verilsin demiş, yazmış, vakıfname yapmış. Bir başkası geliyor, sonra onun vakıf şartlarını değiştiriyor, yapmıyor o işleri. Bir başkası geliyor, sonra onun vakıf şartlarını değiştiriyor, yapmıyor o işleri.

Çok büyük günah! Haksızlık! Onun hakkına riayet etmemek oluyor. Çok büyük günah! Haksızlık! Onun hakkına riayet etmemek oluyor.

Onun için muhterem kardeşlerim, size de böyle imtihanlar gelir, bize de gelir, herkese gelir. Onun için muhterem kardeşlerim, size de böyle imtihanlar gelir, bize de gelir, herkese gelir. Bu hayat imtihan dünyasıdır. Bu hayat imtihan dünyasıdır.

"Altından kendini gözet, zehri teneke kupa içerisinde sunmazlar." diyor edebiyatçının birisi."Altından kendini gözet, zehri teneke kupa içerisinde sunmazlar." diyor edebiyatçının birisi. Altından korun. Zehri teneke kupa içerisinde sunmazlar, güzel bir ambalajda sunarlar sana. Altından korun. Zehri teneke kupa içerisinde sunmazlar, güzel bir ambalajda sunarlar sana. Günahı da şeytan öyle güzel bir ambalaj içinde sana takdim eder ki için gider böyle.Günahı da şeytan öyle güzel bir ambalaj içinde sana takdim eder ki için gider böyle. Bak ne güzel bak, hadi işle şu günahı diye böyle için gider, Bak ne güzel bak, hadi işle şu günahı diye böyle için gider, nefsin kışkırtır içerden hadi yap hadi yap... İşte imtihan. Orada belli olur. nefsin kışkırtır içerden hadi yap hadi yap... İşte imtihan. Orada belli olur. Uzat elini şu harama, alıver, bak polis yok, bekçi yok, hakim yok, savcı yok, müfettiş yok...Uzat elini şu harama, alıver, bak polis yok, bekçi yok, hakim yok, savcı yok, müfettiş yok... Aldın mı, köşeyi döndün mü tamam, senin bu para. Almaz. Aldın mı, köşeyi döndün mü tamam, senin bu para. Almaz.

Geçen gün vardı gazetelerde: 8,5 milyon muydu liralık hâmiline muharrer çek, Geçen gün vardı gazetelerde: 8,5 milyon muydu liralık hâmiline muharrer çek, kim taşıyorsa bankadan gidip onun alabileceği çek, isme değil, Ali Efendi,kim taşıyorsa bankadan gidip onun alabileceği çek, isme değil, Ali Efendi, Mehmet Efendi diye isim yazılmamış, hâmiline muharrer çek 8,5 milyon lira. Mehmet Efendi diye isim yazılmamış, hâmiline muharrer çek 8,5 milyon lira. Götürürse alır, kimse de gık diyemez. Kanun öyle.Götürürse alır, kimse de gık diyemez. Kanun öyle. Hâmili kim taşıyorsa o çeki o gider bankadan tahsil edebilir. Hâmili kim taşıyorsa o çeki o gider bankadan tahsil edebilir.

Götürmüş sahibine vermiş. Sahibi de da çıkarmış 100 bin lira bahşiş vermiş.Götürmüş sahibine vermiş. Sahibi de da çıkarmış 100 bin lira bahşiş vermiş. Bak 8,5 milyon lirayı almamış bekçi, belki ihtiyacı var. Neden? Namuslu. Bak 8,5 milyon lirayı almamış bekçi, belki ihtiyacı var.

Neden?

Namuslu.

Şimdi diyebiliriz ki bazıları da çıkar; "Hocam enayilik etmiş." der. Şimdi diyebiliriz ki bazıları da çıkar;

"Hocam enayilik etmiş." der.

Mesela böyle diyenler de olur etrafta, bir sürü insan var.Mesela böyle diyenler de olur etrafta, bir sürü insan var. Alsaydı, koysaydı cebine diyebilir mesela.Alsaydı, koysaydı cebine diyebilir mesela. Diyebilir ama ey böyle düşünen kardeşim o 8,5 milyon liralık çeki sen düşürmüş olsaydın? Diyebilir ama ey böyle düşünen kardeşim o 8,5 milyon liralık çeki sen düşürmüş olsaydın?

Şimdi düşün; sen şimdi mesela fakülteden mezun oldun, bir iş tutacaksın, Şimdi düşün; sen şimdi mesela fakülteden mezun oldun, bir iş tutacaksın, yatalak bir annen var filan, hasta bir baban var, kardeşlerin var.yatalak bir annen var filan, hasta bir baban var, kardeşlerin var. İş tutacaksın sermaye lazım. İş tutacaksın sermaye lazım. Gittin, köydeki tarlanı sattın 8,5 milyon lira. Gittin, köydeki tarlanı sattın 8,5 milyon lira. Satın alan adam sana bir hâmiline çek yazdı, 8,5 milyon liralık çek. Aldın, hayatın ona bağlı.Satın alan adam sana bir hâmiline çek yazdı, 8,5 milyon liralık çek. Aldın, hayatın ona bağlı. O çeki götüreceksin, sermayeyi kuracaksın, bütün aile senin eline bakıyor kiO çeki götüreceksin, sermayeyi kuracaksın, bütün aile senin eline bakıyor ki sen kazanıp şey yapacaksın.sen kazanıp şey yapacaksın. Onu bir bekçi almış, hırsız, kedinin ciğeri alıp yalandığı gibi Onu bir bekçi almış, hırsız, kedinin ciğeri alıp yalandığı gibi senin karşında gidiyor bankadan alıyor, cebine koyuyor. senin karşında gidiyor bankadan alıyor, cebine koyuyor. Ne yapalım, hâmiline muharrer çek, enayilik mi edeceğim, vermem, cebine koyuyor. Ne yapalım, hâmiline muharrer çek, enayilik mi edeceğim, vermem, cebine koyuyor.

Razı gelir misin? "Yok, o zaman razı gelmem." Razı gelir misin?

"Yok, o zaman razı gelmem."

O zaman kendine yapılmasına razı gelmiyorsan bu iş yapılmayacak demektir. O zaman kendine yapılmasına razı gelmiyorsan bu iş yapılmayacak demektir.

İşte bizim eski İslâmî terbiyemiz buydu.İşte bizim eski İslâmî terbiyemiz buydu. Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapmamak. Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapmamak. Şimdi bunun adı enayilik oldu.Şimdi bunun adı enayilik oldu. Bu namusluluk, bu kahramanlık, bu tok gözlülük, bu fedakârlık,Bu namusluluk, bu kahramanlık, bu tok gözlülük, bu fedakârlık, bu dürüstlük şimdi döndü, dolaştı Batı ahlâkına göre aptallık oldu. bu dürüstlük şimdi döndü, dolaştı Batı ahlâkına göre aptallık oldu. Ötekisi açıkgözlülük oldu. Adam devleti dolandırıyor, açıkgöz.Ötekisi açıkgözlülük oldu.

Adam devleti dolandırıyor, açıkgöz.
Bankayı dolandırıyor, açıkgöz. Sahte batma çıkma yapıyor, açıkgöz.Bankayı dolandırıyor, açıkgöz. Sahte batma çıkma yapıyor, açıkgöz. Bir batıyor bir çıkıyor, ondan sonra bakıyorsun orta yerde, piyasada.Bir batıyor bir çıkıyor, ondan sonra bakıyorsun orta yerde, piyasada. Karagöz Hacivat sahnesi gibi, açıkgöz. Mercedeslerde geziyor, köşklerde yaşıyor… Karagöz Hacivat sahnesi gibi, açıkgöz. Mercedeslerde geziyor, köşklerde yaşıyor… Ne yaparsa yapsın, Firavun'un saltanatı daha fazlaydı.Ne yaparsa yapsın, Firavun'un saltanatı daha fazlaydı. Kârun'un saltanatından görenlerin gözleri kamaşıyordu, ne oldu?Kârun'un saltanatından görenlerin gözleri kamaşıyordu, ne oldu? Onun için imanlı insanın hâli başkadır.Onun için imanlı insanın hâli başkadır. Aç gezer, aç geceler, aç uyur; harama el uzatmaz, nâmahreme kuşak çözmez, Aç gezer, aç geceler, aç uyur; harama el uzatmaz, nâmahreme kuşak çözmez, sözünü eğri büğrü söylemez, dobra dobra konuşur, hakkı söyler. sözünü eğri büğrü söylemez, dobra dobra konuşur, hakkı söyler.

Biz böyle bir ahlâka sahip bir millettik.Biz böyle bir ahlâka sahip bir millettik. Harp ettiğimiz diyarlara gittiğimiz zaman adamlar korkularındanHarp ettiğimiz diyarlara gittiğimiz zaman adamlar korkularından köylerini, bağlarını bırakıp kaçtıkları mağaralara saklandıkları zaman,köylerini, bağlarını bırakıp kaçtıkları mağaralara saklandıkları zaman, orduya üzüm lazım, üzümü toplamışız da üzümün parasını üzüm kütüklerine, orduya üzüm lazım, üzümü toplamışız da üzümün parasını üzüm kütüklerine, böyle paçavralarla bağlayıp geçmişiz.böyle paçavralarla bağlayıp geçmişiz. Böyle milletiz biz.Böyle milletiz biz. Bizim ecdadımız, bizden önceki müslümanlar bir beldeye hâkim olmuşlar, vergi almışlar. Bizim ecdadımız, bizden önceki müslümanlar bir beldeye hâkim olmuşlar, vergi almışlar. Sonradan askerî bir sebeple o beldeden çekilmeleri gerekmiş, Sonradan askerî bir sebeple o beldeden çekilmeleri gerekmiş, o beldeyi müdafaa edemeyecek duruma düşmüşler, çekilecekler. o beldeyi müdafaa edemeyecek duruma düşmüşler, çekilecekler. Geri çekilirken bütün ahaliye vergilerini geri vermişler.Geri çekilirken bütün ahaliye vergilerini geri vermişler. Buyurun geri alın paraları. Hıristiyanlara paraları geri vermişler. Buyurun geri alın paraları. Hıristiyanlara paraları geri vermişler. Diyorlar ki; "Biz size vermiştik ne diye geri veriyorsunuz?" Diyorlar ki;

"Biz size vermiştik ne diye geri veriyorsunuz?"

"Biz sizden bu vergiyi alınca sizi de emanımıza almıştık,"Biz sizden bu vergiyi alınca sizi de emanımıza almıştık, sizi de korumamıza almıştık, kanatlarımızın altına almıştık sizi de. sizi de korumamıza almıştık, kanatlarımızın altına almıştık sizi de. Şimdi düşman geliyor, sizi koruyacak durumumuz yok, bu para bize helal olmaz, alın." Şimdi düşman geliyor, sizi koruyacak durumumuz yok, bu para bize helal olmaz, alın."

Paraları almışlar, çekilmiş gitmişler. Tarihe geçmiş bu misaller. Paraları almışlar, çekilmiş gitmişler. Tarihe geçmiş bu misaller.

Biz dünya malına tamah etmeyen bir millettik. Biz dünya malına tamah etmeyen bir millettik. Harama bakmayan bir millettik. Haramda bir hayır olmadığını bilen bir millettik. Harama bakmayan bir millettik. Haramda bir hayır olmadığını bilen bir millettik. Bizi aydınlatmak için, Batılılaştırmak için başka felsefeler getirdiler, kapitalizm getirdiler,Bizi aydınlatmak için, Batılılaştırmak için başka felsefeler getirdiler, kapitalizm getirdiler, spiritüalizm getirdiler, bilmem egzistansiyalizm getirdiler, bilmem varoluşçuluk getirdiler, spiritüalizm getirdiler, bilmem egzistansiyalizm getirdiler, bilmem varoluşçuluk getirdiler, komünizm getirdiler, ıvır getirdiler zıvır getirdiler; mahvettiler milleti!komünizm getirdiler, ıvır getirdiler zıvır getirdiler; mahvettiler milleti! Adamın birisi bir hastalanmış, birisi bir ilaç söylemiş yapmış, birisi bir ilaç söylemiş yapmış,Adamın birisi bir hastalanmış, birisi bir ilaç söylemiş yapmış, birisi bir ilaç söylemiş yapmış, birisi bir ilaç söylemiş yapmış; onu içerken, bunu içerken sıhhati adamakıllı bozulmuş ölecek... birisi bir ilaç söylemiş yapmış; onu içerken, bunu içerken sıhhati adamakıllı bozulmuş ölecek...

"Bir kâğıt getirin bana." demiş. Bir kâğıt getirmişler yazmış. "Bir kâğıt getirin bana." demiş. Bir kâğıt getirmişler yazmış.

"Benim kabir taşıma yazacaksınız ki;"Benim kabir taşıma yazacaksınız ki; 'Bu adam iyi idi, daha iyi olayım derken öldü.' Böyle yazın." demiş. 'Bu adam iyi idi, daha iyi olayım derken öldü.' Böyle yazın." demiş.

Bizim de memleketimiz bir sıkıntı geçirdi. Kocaman bir memleketti; Viyana'dan… Bizim de memleketimiz bir sıkıntı geçirdi. Kocaman bir memleketti; Viyana'dan… Viyana'ya kadar gittik de kuşattık da Kahlenberg tepesinde askerlerimiz ordugâh kurdu,Viyana'ya kadar gittik de kuşattık da Kahlenberg tepesinde askerlerimiz ordugâh kurdu, Viyana böyle gözümüzün önünde tabak gibi, alamadık. İhtilaf çıktı askerlerin arasında.Viyana böyle gözümüzün önünde tabak gibi, alamadık. İhtilaf çıktı askerlerin arasında. Kırım askerleri elli bin kişi ayrıldılar, sonra düşman geldi, çekilmek zorunda kaldık.Kırım askerleri elli bin kişi ayrıldılar, sonra düşman geldi, çekilmek zorunda kaldık. Viyana hudut. Bavyera'ya çok akınlar yapmışız, Münih'in olduğu yerlere.Viyana hudut. Bavyera'ya çok akınlar yapmışız, Münih'in olduğu yerlere. Bütün Yugoslavya, Bulgaristan, Romanya, Kırım, Kafkasya, Yunanistan, Mora eyaletimiz,Bütün Yugoslavya, Bulgaristan, Romanya, Kırım, Kafkasya, Yunanistan, Mora eyaletimiz, Tuna vilayetimiz bizimken, birlik olmamamızdan, beraberlik olmamamızdan,Tuna vilayetimiz bizimken, birlik olmamamızdan, beraberlik olmamamızdan, ilimde geri kalmamızdan, düşmanı takip etmememizden… ilimde geri kalmamızdan, düşmanı takip etmememizden…

Kabahatlerimiz çok. Kusurlarımızdan dolayı bu durumlara düştük.Kabahatlerimiz çok. Kusurlarımızdan dolayı bu durumlara düştük. Bu durumlara düşmenin ilacı olarak, bu durumlardan kurtulmanın ilacı olarak bize zehir sundular.Bu durumlara düşmenin ilacı olarak, bu durumlardan kurtulmanın ilacı olarak bize zehir sundular. Kendi köklerimizden kopardılar bizi, kendi örfümüzdenKendi köklerimizden kopardılar bizi, kendi örfümüzden kendi dinimizden kendi imanımızdan kopardılar bizi...kendi dinimizden kendi imanımızdan kopardılar bizi... Bizi rezil rüsva bir millet hâline getirmek istiyorlar. Namus, neymiş boş ver.Bizi rezil rüsva bir millet hâline getirmek istiyorlar. Namus, neymiş boş ver. İçki, iç içebildiğin kadar. Afyon, kullan kullanabildiğin kadar.İçki, iç içebildiğin kadar. Afyon, kullan kullanabildiğin kadar. Hırsızlık, arsızlık, edepsizlik, yap yapabildiğin kadar noktasına getirdiler.Hırsızlık, arsızlık, edepsizlik, yap yapabildiğin kadar noktasına getirdiler. Babana itimat etmeyeceksin durumuna getirdiler. Babana itimat etmeyeceksin durumuna getirdiler.

Eskiden kapılar, pencereler açıktı. Bizim köyde kapılar kilitlenmezdi.Eskiden kapılar, pencereler açıktı. Bizim köyde kapılar kilitlenmezdi. Kapılar açık dururdu, yalnız iki halkanın arasında böyle örme bir ip vardır, Kapılar açık dururdu, yalnız iki halkanın arasında böyle örme bir ip vardır, onu ona, onu ona geçirip giderdi giden. onu ona, onu ona geçirip giderdi giden. Ben evde yokum demek. Girip de içeriye bağırıp çağırıp boşuna zaman kaybetmesin diye. Ben evde yokum demek. Girip de içeriye bağırıp çağırıp boşuna zaman kaybetmesin diye. Yoksa kilit vurulmazdı. Yoksa kilit vurulmazdı. Halkanın bu tarafındaki ipi alırsın, bu taraftaki halkaya geçirirsin, iki defa dolandırırsın, Halkanın bu tarafındaki ipi alırsın, bu taraftaki halkaya geçirirsin, iki defa dolandırırsın, iki halka birbirine bağlı oldu mu sembol oluyor bu, evde yokum demek.iki halka birbirine bağlı oldu mu sembol oluyor bu, evde yokum demek. Su doldurmaya gitmiş, tarlaya gitmiş, üzüm toplayacak, bilmem ne yapacak, gelecek. Su doldurmaya gitmiş, tarlaya gitmiş, üzüm toplayacak, bilmem ne yapacak, gelecek. Evde yok. Yoksa kapı açık. İpi şöyle şey yapıver, kapıyı aç gir içeri. Evde yok. Yoksa kapı açık. İpi şöyle şey yapıver, kapıyı aç gir içeri. İç kapı da açık ötekisi de açık, çık yukarıya otur. Böyleydik biz. İç kapı da açık ötekisi de açık, çık yukarıya otur. Böyleydik biz.

Kimse kimsenin malına bakmaz. İyileri bıraktık kötüleri aldık.Kimse kimsenin malına bakmaz. İyileri bıraktık kötüleri aldık. Biz şimdi neyin iyi, neyin kötü olduğunu anlamış bir grubuz müslümanlar olarak.Biz şimdi neyin iyi, neyin kötü olduğunu anlamış bir grubuz müslümanlar olarak. Allah ötekilere de akıl fikir versin. Allah ötekilere de akıl fikir versin.

Bid'at çıkartmayacağız. Bid'ate iltifat etmeyeceğiz.Bid'at çıkartmayacağız. Bid'ate iltifat etmeyeceğiz. Dinin aslına, özüne, Peygamber Efendimiz'in öğrettiği şekle sadık kalacağız.Dinin aslına, özüne, Peygamber Efendimiz'in öğrettiği şekle sadık kalacağız. Dinin aslı neyse, Peygamber Efendimiz nasıl yaşamışsa, nasıl öğretmişse öyle yapacağız.Dinin aslı neyse, Peygamber Efendimiz nasıl yaşamışsa, nasıl öğretmişse öyle yapacağız. "Efendim ben biraz Avrupalılardan bir şey gördüm,"Efendim ben biraz Avrupalılardan bir şey gördüm, biraz da Hindistan'a gittim oradan da bir şey gördüm, Çin'den de Japonya'dan da…biraz da Hindistan'a gittim oradan da bir şey gördüm, Çin'den de Japonya'dan da… Bak gazeteler, mecmualar bir şeyler yazıyorlar, ondan da katıştırsam bundan da katıştırsamBak gazeteler, mecmualar bir şeyler yazıyorlar, ondan da katıştırsam bundan da katıştırsam dînî törenlerimiz daha şaşaalı olsa…dînî törenlerimiz daha şaşaalı olsa… " Öyle şey yok. Bid'at, bid'at derler. " Öyle şey yok. Bid'at, bid'at derler.

Din neyse, Peygamber Efendimiz bize hiçbir şeyi eksik bırakmadı,Din neyse, Peygamber Efendimiz bize hiçbir şeyi eksik bırakmadı, her şeyi öğretti, o kadarını yaparız.her şeyi öğretti, o kadarını yaparız. Sünnet olan kadarını yaparız, fazlasını yapmayız.Sünnet olan kadarını yaparız, fazlasını yapmayız. Efendimiz'in emrettiği kadarını yaparız. En güzeli odur. Efendimiz'in emrettiği kadarını yaparız. En güzeli odur.

"Çok ibadet etsem, çok sevap kazansam…" "Çok ibadet etsem, çok sevap kazansam…"

Peygamber Efendimiz; "Çok ibadet etmeyin!" diyor ya!Peygamber Efendimiz; "Çok ibadet etmeyin!" diyor ya! "Çok ibadet etmeyin, sonra bıkarsınız." diyor. "Çok ibadet etmeyin, sonra bıkarsınız." diyor.

Allah bıkmaz sizin ibadet etmenizden, siz bıkarsınız, mahvolursunuz. Allah bıkmaz sizin ibadet etmenizden, siz bıkarsınız, mahvolursunuz.

Ölçülü ibadet edin. Kimse takat getiremez,Ölçülü ibadet edin. Kimse takat getiremez, Allah'ın huzuruna layık ibadeti geniş geniş yapmaya kimsenin gücü yetmez. Allah'ın huzuruna layık ibadeti geniş geniş yapmaya kimsenin gücü yetmez. Ölçülü müslüman olacağız. Dengeli müslüman olacağız. Devamlı müslüman olacağız.Ölçülü müslüman olacağız. Dengeli müslüman olacağız. Devamlı müslüman olacağız. Ramazan'da müslüman, Ramazan'dan sonra ayyaş. Hacda sakallı, hacdan sonra matruş. Ramazan'da müslüman, Ramazan'dan sonra ayyaş. Hacda sakallı, hacdan sonra matruş. Camide hacı hoca, camiden sonra kahvede poker, bilmem adını bildiğim bilmediğim domino,Camide hacı hoca, camiden sonra kahvede poker, bilmem adını bildiğim bilmediğim domino, şunu bunu, tavla, şak şuk, pat küt, oyun. Olmaz!şunu bunu, tavla, şak şuk, pat küt, oyun. Olmaz! Müslüman devamlı müslüman olacak. Her anında, her yaptığı işte Müslümanlığı belli olacak. Müslüman devamlı müslüman olacak. Her anında, her yaptığı işte Müslümanlığı belli olacak.

Bizim bir arkadaştan bahsettiler. Kardeş, bir fakülteyi bitirmiş. Bizim bir arkadaştan bahsettiler. Kardeş, bir fakülteyi bitirmiş. Allah zekâ vermiş, ufacık tefecik ama bir zekâ vermiş Allah.Allah zekâ vermiş, ufacık tefecik ama bir zekâ vermiş Allah. Şimdi iki fakülte daha bitirmeye çalışıyormuş.Şimdi iki fakülte daha bitirmeye çalışıyormuş. Bir tanesi bitmiş, elde, çantada, iki tanesini daha bitirmek üzereymiş Amerika'da.Bir tanesi bitmiş, elde, çantada, iki tanesini daha bitirmek üzereymiş Amerika'da. Kız kardeşi varmış, aileden demek ki hepsi müstesna insanlar,Kız kardeşi varmış, aileden demek ki hepsi müstesna insanlar, o da başörtülüymüş, orada tıp fakültesinin ikinci sınıfına gidiyormuş, Amerika'da.o da başörtülüymüş, orada tıp fakültesinin ikinci sınıfına gidiyormuş, Amerika'da. Amerika'da, Batıda, uygar memlekette başörtülü tıp fakültesine gidiyormuş ikinci sınıfa. Amerika'da, Batıda, uygar memlekette başörtülü tıp fakültesine gidiyormuş ikinci sınıfa. Anası babası da yanlarındaymış evlatlarının. Tahsilli insanlarmış, babası emekliymiş.Anası babası da yanlarındaymış evlatlarının. Tahsilli insanlarmış, babası emekliymiş. Hadi boş durmamayım diye o da bir fakülteye gidiyormuş. Annesi de bir fakülteye gidiyormuş.Hadi boş durmamayım diye o da bir fakülteye gidiyormuş. Annesi de bir fakülteye gidiyormuş. Ailece hepsi ilim yolunda. Ama müslüman. Beş vakit namazlarını kılıyorlarmış, örtülü.Ailece hepsi ilim yolunda. Ama müslüman. Beş vakit namazlarını kılıyorlarmış, örtülü. Amerikalılar hayran kalmışlar. "Ya, siz ne biçim milletsiniz?Amerikalılar hayran kalmışlar.

"Ya, siz ne biçim milletsiniz?
Ne biçim ümmetsiniz nesiniz siz?" "Biz müslümanız." Ne biçim ümmetsiniz nesiniz siz?"

"Biz müslümanız."

"Bize de Müslümanlığı anlatsana." diyorlarmış. "Bize de Müslümanlığı anlatsana." diyorlarmış.

Hayran kalıyorlar çünkü.Hayran kalıyorlar çünkü. Benim bir profesör tabip arkadaşım vardı,Benim bir profesör tabip arkadaşım vardı, onun ahlâkının güzelliğinden Amerika'daki profesör müslüman olmaya kalkmış.onun ahlâkının güzelliğinden Amerika'daki profesör müslüman olmaya kalkmış. Amerikalı pratik adam, bakıyor bu güzel, tamam, kabul ediyor hemen. Amerikalı pratik adam, bakıyor bu güzel, tamam, kabul ediyor hemen.

Bu kardeşler memleketleri ya bizim bu Türkiye, bizim bu Türkiye'ye gelmişler. İstanbul'a gelmişler. Bu kardeşler memleketleri ya bizim bu Türkiye, bizim bu Türkiye'ye gelmişler. İstanbul'a gelmişler. Geçen gün anlattılar. Yalova'ya gelmişler, Esenköy mü var orada? Geçen gün anlattılar. Yalova'ya gelmişler, Esenköy mü var orada? Öyle bir yere, deniz kenarı bir yere gelmişler. Bu iki evlat, anne baba, dört kişilik aile. Öyle bir yere, deniz kenarı bir yere gelmişler. Bu iki evlat, anne baba, dört kişilik aile. Onların plajla filan ilgileri yok da deniz kenarına, hava güzel, manzara güzel,Onların plajla filan ilgileri yok da deniz kenarına, hava güzel, manzara güzel, akşam biraz yürüyelim demişler.akşam biraz yürüyelim demişler. Başörtülü, mantolu filan. Başörtülü, mantolu filan. Oradakiler burada da mı bizi buldunuz başörtülüler filan diye homurdanmaya başlamış sağdan soldan. Oradakiler burada da mı bizi buldunuz başörtülüler filan diye homurdanmaya başlamış sağdan soldan. Laf atmaya başlamışlar. Deniz kenarında da biz plaja gidenleri rahatsız ediyormuşuz demek ki. Laf atmaya başlamışlar.

Deniz kenarında da biz plaja gidenleri rahatsız ediyormuşuz demek ki.

Bakmışlar, birkaç adım atmışlar tadı yok, dönmüşler, evlerine kapanmışlar. Bakmışlar, birkaç adım atmışlar tadı yok, dönmüşler, evlerine kapanmışlar.

"Biz Türkiye'de yapamayacağız, Amerika'ya gidelim bari." demişler. Böyle. "Biz Türkiye'de yapamayacağız, Amerika'ya gidelim bari." demişler.

Böyle.

Allah hayra döndürsün. Bizim memleketin bazı insanları ne yaptığını hiç bilmiyor. Hiç bilmiyor!Allah hayra döndürsün. Bizim memleketin bazı insanları ne yaptığını hiç bilmiyor. Hiç bilmiyor! Masal değil, olmuş hikâye. Şahsın adını da verebilirim, kendisini daha görmedim ama birisi anlattı. Masal değil, olmuş hikâye. Şahsın adını da verebilirim, kendisini daha görmedim ama birisi anlattı.

Demek ki dinin aslına, özüne bağlı kalacağız, dinimize sımsıkı sarılacağız. Demek ki dinin aslına, özüne bağlı kalacağız, dinimize sımsıkı sarılacağız. Hurafelere, bid'atlera dalmayacağız. O zaman Müslümanlığın kıymeti oluyor. Hurafelere, bid'atlera dalmayacağız. O zaman Müslümanlığın kıymeti oluyor. Öyle olmazsa daha güzel yapayım derken bid'atlera saparsak, dalarsak yalan yanlış işlere… Öyle olmazsa daha güzel yapayım derken bid'atlera saparsak, dalarsak yalan yanlış işlere… O zaman Allah neleri kabul etmiyor; hiçbir namazı kabul etmiyor.O zaman Allah neleri kabul etmiyor; hiçbir namazı kabul etmiyor. Bid'atçı adam çünkü bu, uydurukçu, yeni şeyler ortaya çıkartıcı bir adam; bunun namazı kabul olmuyor.Bid'atçı adam çünkü bu, uydurukçu, yeni şeyler ortaya çıkartıcı bir adam; bunun namazı kabul olmuyor. Orucu kabul olmuyor, sadakası kabul olmuyor. Haccı kabul olmuyor, umresi kabul olmuyor. Orucu kabul olmuyor, sadakası kabul olmuyor. Haccı kabul olmuyor, umresi kabul olmuyor. Cihadı kabul olmuyor. Cihat ediyor cihadı kabul olmuyor. Nafilesi kabul olmuyor, farzı kabul olmuyor.Cihadı kabul olmuyor. Cihat ediyor cihadı kabul olmuyor. Nafilesi kabul olmuyor, farzı kabul olmuyor. Tevbesi kabul olmuyor, fidyesi kabul olmuyor.Tevbesi kabul olmuyor, fidyesi kabul olmuyor. Hamurdan kılın çekip çıkartıldığı gibi İslâm'dan çekip çıkmış oluyor bid'at ehli insan. Hamurdan kılın çekip çıkartıldığı gibi İslâm'dan çekip çıkmış oluyor bid'at ehli insan.

Acaba bizim bu hâlimizde, bizim farkına varmadığımız,Acaba bizim bu hâlimizde, bizim farkına varmadığımız, bilmediğimiz bazı bid'atler var da bizim bu çektiklerimiz ondan mı? bilmediğimiz bazı bid'atler var da bizim bu çektiklerimiz ondan mı? Çünkü şu dua çok makbul diyorlar, sabah akşam o duayı yapıyor, yine bir şey yok.Çünkü şu dua çok makbul diyorlar, sabah akşam o duayı yapıyor, yine bir şey yok. Güya İslâm için çalışıyor, yine bir şey yok. Güya oruç tutuyor, yine bir şey yok.Güya İslâm için çalışıyor, yine bir şey yok. Güya oruç tutuyor, yine bir şey yok. Güya namaz kılıyor, yine bir şey yok. Allah duaları kabul ederdi.Güya namaz kılıyor, yine bir şey yok. Allah duaları kabul ederdi. Bid'atçıdır, bid'atçı ise kabul olmuyor. Bid'atçıdır, bid'atçı ise kabul olmuyor. Bak, şimdi anladık, işte bak bu hadîs-i şerîf bize çok mühim bir şey öğretti:Bak, şimdi anladık, işte bak bu hadîs-i şerîf bize çok mühim bir şey öğretti: Bir insan bid'atçı oldu mu havanda su dövmek gibi oluyor, bir işe yaramıyor. Bir insan bid'atçı oldu mu havanda su dövmek gibi oluyor, bir işe yaramıyor. Yaptığı şey işe yaramıyor. Acaba bizim üzerimizde bid'at var mı? Yaptığı şey işe yaramıyor.

Acaba bizim üzerimizde bid'at var mı?

Dönelim şimdi, kendimizi kontrol edelim: Dönelim şimdi, kendimizi kontrol edelim:

Yüzün Peygamber Efendimiz gibi mi? Yüzün Peygamber Efendimiz gibi mi?

"Değil hocam, ben memur olduğum için sakalımı keserim, bıyığımı keserim…" filan. "Değil hocam, ben memur olduğum için sakalımı keserim, bıyığımı keserim…" filan.

Kıyafetin Peygamber Efendimiz'in, dinimizin tarif ettiği tarzda mı? Kıyafetin Peygamber Efendimiz'in, dinimizin tarif ettiği tarzda mı?

"Değil hocam, işte bu Amerikan modası blue jean pantolon, bu falanca modası, "Değil hocam, işte bu Amerikan modası blue jean pantolon, bu falanca modası, bu japone kol modası, bu mini etek modası, bu yırtmaçlı etek modası,bu japone kol modası, bu mini etek modası, bu yırtmaçlı etek modası, bu üstsüz modası, bu altsız modası…" bu üstsüz modası, bu altsız modası…"

Ondan kabul olmuyor. Ondan kabul olmuyor.

Adam veya kadın Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretlerinin camiine gelip üç tane mum yakınca Adam veya kadın Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretlerinin camiine gelip üç tane mum yakınca her dediğinin olacağını sanıyor. her dediğinin olacağını sanıyor.

"Ben bir de adak adadım, onu da kestirdim, şimdi benim istediğim olacak…" diyor."Ben bir de adak adadım, onu da kestirdim, şimdi benim istediğim olacak…" diyor. Hava alırsın sen. Çok bekle… Neden? Çünkü burada bu işin kaidesi var. Hava alırsın sen. Çok bekle…

Neden?

Çünkü burada bu işin kaidesi var.
Elektrik şebekesini yaptın, ana şebekeye bağlamadan lamba yanıyor mu? Yanmıyor. Elektrik şebekesini yaptın, ana şebekeye bağlamadan lamba yanıyor mu? Yanmıyor. Evinde elektrik şebekesi var. Neden? Ana şebekeye bağlamadın.Evinde elektrik şebekesi var.

Neden?

Ana şebekeye bağlamadın.
Sen de kurbanını kesmişsin, adağını adamışsın, başına bir şifon örtmüşsün,Sen de kurbanını kesmişsin, adağını adamışsın, başına bir şifon örtmüşsün, altında çok da sıkı bağlamıyor ki şeyleri bozulmasın,altında çok da sıkı bağlamıyor ki şeyleri bozulmasın, saçlarının berbere yaptırdığı dalgaları bozulmasın. saçlarının berbere yaptırdığı dalgaları bozulmasın. Şöyle bir tutturuyor hafifçe, ondan sonra etekler gene Allahlık... Şöyle bir tutturuyor hafifçe, ondan sonra etekler gene Allahlık... Ondan sonra duasının kabul olmasını bekliyor. Olmaz. Ondan sonra duasının kabul olmasını bekliyor. Olmaz.

Neden? Üstünde bid'at var. Neden?

Üstünde bid'at var.

Tepeden tırnağa sen bid'at kesilmişsin. Sen bid'at müslümansın. Bid'at âbidesi müslümansın.Tepeden tırnağa sen bid'at kesilmişsin. Sen bid'at müslümansın. Bid'at âbidesi müslümansın. Yukarıdan aşağı senin müslüman olduğuna yüz tane şahit lazım, bin tane yemin lazım. Yukarıdan aşağı senin müslüman olduğuna yüz tane şahit lazım, bin tane yemin lazım.

"Vallaha da müslüman billaha da müslüman…"Vallaha da müslüman billaha da müslüman… Ben anasını tanırım, babasını tanırım; İngiliz değil, Fransız değil, Ben anasını tanırım, babasını tanırım; İngiliz değil, Fransız değil, Yunanlı, Bulgar değil; vallahi Türk'tür, bu vallahi müslümandır." Yunanlı, Bulgar değil; vallahi Türk'tür, bu vallahi müslümandır."

İyi ama hâlinde niye şey yok? Kendisine sorsan; "Benim kalbim temiz." diyor. İyi ama hâlinde niye şey yok? Kendisine sorsan;

"Benim kalbim temiz." diyor.

Hadi ayıkla pirincin taşını... Neyle temizledin? Hadi ayıkla pirincin taşını... Neyle temizledin?

Temiz, kalbi temizmiş. Hortum mu sarkıttı? Temiz, kalbi temizmiş.

Hortum mu sarkıttı?

Bid'at ehli oldu mu namazı kabul olmuyormuş kardeşlerim.Bid'at ehli oldu mu namazı kabul olmuyormuş kardeşlerim. Bu hadisi unutmayın. Hâlinizi Peygamber Efendimiz'in hâline uydurun.Bu hadisi unutmayın. Hâlinizi Peygamber Efendimiz'in hâline uydurun. Peygamber Efendimiz'in sünnetine uyalım.Peygamber Efendimiz'in sünnetine uyalım. Giyimimiz kuşamımız, oturuşumuz kalkışımız, sözümüz sohbetimiz, ticaretimiz, Giyimimiz kuşamımız, oturuşumuz kalkışımız, sözümüz sohbetimiz, ticaretimiz, hareketimiz, konuşmamız, susmamız, her şeyimiz bid'atten uzak olsun ki ibadetlerimiz kabul olsun.hareketimiz, konuşmamız, susmamız, her şeyimiz bid'atten uzak olsun ki ibadetlerimiz kabul olsun. Yazık, sabahtan akşama uğraş; namaz kıldım, oruç tuttum, hacca gittim, umre yaptım… Yazık, sabahtan akşama uğraş; namaz kıldım, oruç tuttum, hacca gittim, umre yaptım… Kaçıncı haccın efendi? "Vallahi saymadım, parmaklarım yetmedi ki kaç defa hacca gittim.Kaçıncı haccın efendi?

"Vallahi saymadım, parmaklarım yetmedi ki kaç defa hacca gittim.
Bir sürü gittim." Ama hiç emaresi yok. İşte anahtarı burada… Bir sürü gittim."

Ama hiç emaresi yok. İşte anahtarı burada…

Bid'at ehliyse kabul etmiyor Allah. Allah bizi bid'atlerden korusun kurtarsın. Bid'at ehliyse kabul etmiyor Allah.

Allah bizi bid'atlerden korusun kurtarsın.
Dinimizin sâfî hâline, şöyle yüzde yüz katıksız,Dinimizin sâfî hâline, şöyle yüzde yüz katıksız, Peygamber Efendimiz zamanındaki hâline, sahabe Müslümanlığı hâline bizleri getirsin.Peygamber Efendimiz zamanındaki hâline, sahabe Müslümanlığı hâline bizleri getirsin. İbadetlerimizi, niyazlarımızı, hayırlarımızı kabul eylesin. İbadetlerimizi, niyazlarımızı, hayırlarımızı kabul eylesin.

Lâ yak'udu kavmün yezkurûnallâhe illâ haffethümü'l-melâiketüLâ yak'udu kavmün yezkurûnallâhe illâ haffethümü'l-melâiketü ve gaşiyethümü'r-rahmetü ve nezelet aleyhimü's-sekînetü ve zekerehümullâhu fîmen indehû. ve gaşiyethümü'r-rahmetü ve nezelet aleyhimü's-sekînetü ve zekerehümullâhu fîmen indehû.

Bu da çok kaynaklardan rivayet edilmiş.Bu da çok kaynaklardan rivayet edilmiş. Ebû Hüreyre, Ebû Saîd hazretlerinden radıyallahu anhüm ecmaîn rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîftir. Ebû Hüreyre, Ebû Saîd hazretlerinden radıyallahu anhüm ecmaîn rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîftir.

Demin sarf ve adl kelimelerini izah edecektim. Sarf kelimesinin izahı...Demin sarf ve adl kelimelerini izah edecektim. Sarf kelimesinin izahı... Yani sarfını da kabul etmez, adlini de kabul etmez,Yani sarfını da kabul etmez, adlini de kabul etmez, "nafilesini ve farzını" mânasına gelebilir diyorlar."nafilesini ve farzını" mânasına gelebilir diyorlar. Bir de sarf kelimesi insiraftan, günahtan yüz çevirme mânasından tevbe mânasına gelir. Bir de sarf kelimesi insiraftan, günahtan yüz çevirme mânasından tevbe mânasına gelir. Tevbesini kabul etmez diyorlar. Adil de mukabele mânasına gelir, fidye mânasına gelir.Tevbesini kabul etmez diyorlar. Adil de mukabele mânasına gelir, fidye mânasına gelir. "Fidyesini kabul etmez." demek oluyor."Fidyesini kabul etmez." demek oluyor. Ama bu ikisi yan yana geldi mi, "sarfını, adlini kabul etmez" demek,Ama bu ikisi yan yana geldi mi, "sarfını, adlini kabul etmez" demek, şusunu busunu, hiçbir şeyini kabul etmez demek. şusunu busunu, hiçbir şeyini kabul etmez demek. "Allah bid'at ehlinin hiçbir şeyini kabul etmiyor" demek. "Allah bid'at ehlinin hiçbir şeyini kabul etmiyor" demek.

Burada sayılmamış bir şey acaba kabul olur mu? Burada kurbanını zikretmemiş. Burada sayılmamış bir şey acaba kabul olur mu?

Burada kurbanını zikretmemiş.

"Yakaladım, demek ki bid'at ehli olan bir insanın"Yakaladım, demek ki bid'at ehli olan bir insanın kurbanı da kabul olmaz." demiyor Peygamber Efendimiz. kurbanı da kabul olmaz." demiyor Peygamber Efendimiz.

Acaba o kabul olur mu? Acaba o kabul olur mu?

O da kabul olmaz.O da kabul olmaz. Hiçbir şeyi kabul olmaz mânasına, ekstrem uçları böyle söylemek suretiyleHiçbir şeyi kabul olmaz mânasına, ekstrem uçları böyle söylemek suretiyle Peygamber Efendimiz hiçbir şeyinin kabul olmayacağını belirtiyor.Peygamber Efendimiz hiçbir şeyinin kabul olmayacağını belirtiyor. O halde bid'atten uzak olacağız. Onu anladık. O çok önemli bir hadîs-i şerîf.O halde bid'atten uzak olacağız. Onu anladık. O çok önemli bir hadîs-i şerîf. Dinimizin önemli direği, ibadetlerimizin kabulünün anahtarı,Dinimizin önemli direği, ibadetlerimizin kabulünün anahtarı, işin sırrı, püf noktası, can damarı, bam teli; onu anladık. işin sırrı, püf noktası, can damarı, bam teli; onu anladık.

İkinci hadîs-i şerîf, buyurun mânasını düşünelim, söyleyelim. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki… İkinci hadîs-i şerîf, buyurun mânasını düşünelim, söyleyelim. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki…

Çok kaynaklar, onları söyleyeyim. Çok kaynaklar, onları söyleyeyim.

Ahmed b. Hanbel, Hanbelî mezhebinin kurucusu meşhur Müsnedü Ahmed b. Hanbel'i yazan,Ahmed b. Hanbel, Hanbelî mezhebinin kurucusu meşhur Müsnedü Ahmed b. Hanbel'i yazan, 34 bin hadîs-i şerîfi toplamış olan büyük alim Ahmed b. Hanbel, İmam Ahmed b. Hanbel hazretleri... 34 bin hadîs-i şerîfi toplamış olan büyük alim Ahmed b. Hanbel, İmam Ahmed b. Hanbel hazretleri... Müslim, Buhârî'nin eşi sahih hadis kitabını yazan büyük alim.Müslim, Buhârî'nin eşi sahih hadis kitabını yazan büyük alim. Tahavî, İbn Hibban vesaire birçok kaynaklarda bu hadis var.Tahavî, İbn Hibban vesaire birçok kaynaklarda bu hadis var. Yani sahih. Şimdi bu hadîs-i şerîfin mânasını okuyacağım. Yani sahih. Şimdi bu hadîs-i şerîfin mânasını okuyacağım. Diyor ki Peygamber Efendimiz : Diyor ki Peygamber Efendimiz :

Lâ yak'udu kavmün. "Bir kavim oturmaz.Lâ yak'udu kavmün. "Bir kavim oturmaz. " Yezkurûnallâhe. "Allah'ı zikretmek hâliyle bir yere oturur oturmaz." " Yezkurûnallâhe. "Allah'ı zikretmek hâliyle bir yere oturur oturmaz."

"Bir kavim oturunca" demek. "Bir kavim oturunca" demek.

İllâ haffethümü'l-melâiketü. "Melekler onu çepeçevre toplaşıp kuşatırlar." İllâ haffethümü'l-melâiketü. "Melekler onu çepeçevre toplaşıp kuşatırlar."

O kavmi, o topluluğu, kavim yani insan grubu.O kavmi, o topluluğu, kavim yani insan grubu. Bir grup insan Allah'ı zikreder bir vaziyette bir yere gelip oturdular mı Bir grup insan Allah'ı zikreder bir vaziyette bir yere gelip oturdular mı hiç çaresi yok, hemen, otomatikman bu olur, melekler onların etrafına üşüşürler.hiç çaresi yok, hemen, otomatikman bu olur, melekler onların etrafına üşüşürler. Toplaşıverirler hemen böyle. Yığılıverirler melekler. Sonra, melekler toplanır; Toplaşıverirler hemen böyle. Yığılıverirler melekler. Sonra, melekler toplanır;

Ve gaşiyethümü'r-rahmetü. "Allah'ın rahmeti bunları şöyle kaplar." Ve gaşiyethümü'r-rahmetü. "Allah'ın rahmeti bunları şöyle kaplar."

Tüyleri diken diken olur insanın. Allah'ın rahmeti öyle onları kaplar. Tüyleri diken diken olur insanın. Allah'ın rahmeti öyle onları kaplar.

Ve nezelet aleyhimü's-sekînetü. "Allah'ın sekînesi onların üzerine iner." Ve nezelet aleyhimü's-sekînetü. "Allah'ın sekînesi onların üzerine iner."

Şöyle bir huzur, şöyle bir rahatlık, Allah'ın verdiği bir ikram, huzur hâli onlara iner. Şöyle bir huzur, şöyle bir rahatlık, Allah'ın verdiği bir ikram, huzur hâli onlara iner.

Ve zekerehümullâhu fîmen indehû.Ve zekerehümullâhu fîmen indehû. "Allahu Teâlâ hazretleri etrafındaki yakın meleklerine, yüce meleklerine, "Allahu Teâlâ hazretleri etrafındaki yakın meleklerine, yüce meleklerine, yüksek rütbeli meleklerine onları anıp metheder." yüksek rütbeli meleklerine onları anıp metheder."

"Bak bu kullarım yeryüzünde şeytana uymamışlar, nefse uymamışlar, "Bak bu kullarım yeryüzünde şeytana uymamışlar, nefse uymamışlar, gaflete düşmemişler, dalalete sapmamışlar, küfre girmemişler; gaflete düşmemişler, dalalete sapmamışlar, küfre girmemişler; oturmuşlar benim varlığımdan, birliğimden haberdarlar, beni istiyorlar, beni zikrediyorlar..." oturmuşlar benim varlığımdan, birliğimden haberdarlar, beni istiyorlar, beni zikrediyorlar..." diye Allah över bu kulları. diye Allah över bu kulları.

Öteki meleklere metheder. Öteki meleklere metheder.

"Görüyor musunuz? Bak benim kullarıma nasıl beni zikrediyorlar?" diye"Görüyor musunuz? Bak benim kullarıma nasıl beni zikrediyorlar?" diye Allah o kulları onlara zikreder, anar, yâd eder. Allah o kulları onlara zikreder, anar, yâd eder.

Sen burada Allah diyorsun, Rabbimiz Teâlâ orada meleklerine bu topluluğu anıyor. Sen burada Allah diyorsun, Rabbimiz Teâlâ orada meleklerine bu topluluğu anıyor. Zikir iyi bir şey mi kötü bir şey mi kardeşler? Zikir iyi bir şey mi kötü bir şey mi kardeşler? İşte hadis, işte akıl, işte mantık, işte siz, işte ben...İşte hadis, işte akıl, işte mantık, işte siz, işte ben... Buyurun, zikir iyi bir şey mi kötü bir şey mi?Buyurun, zikir iyi bir şey mi kötü bir şey mi? İyi bir şey! Kötü bir şey olsaydı melekler toplaşmazdı, Allah methetmezdi. İyi bir şey! Kötü bir şey olsaydı melekler toplaşmazdı, Allah methetmezdi. İnsanların üzerine rahmet böyle inip kaplamazdı. İnsanların üzerine rahmet böyle inip kaplamazdı. Sekînet üzerlerine inmez. İyi bir şey. Sekînet üzerlerine inmez. İyi bir şey.

Peki nedir bu bizim kavmimizdeki sapıkların zikir düşmanlığı? Peki nedir bu bizim kavmimizdeki sapıkların zikir düşmanlığı?

Din düşmanlığı, başka bir şey değil! Zikir deyince tüyleri diken diken oluyor… Din düşmanlığı, başka bir şey değil!

Zikir deyince tüyleri diken diken oluyor…

Vay! Herifler toplaşmışlar zikrediyorlar... Vay! Herifler toplaşmışlar zikrediyorlar...

Ne olur? "Allah" diyorlar, fenâ mı? Ne olur?

"Allah" diyorlar, fenâ mı?

Fenâ olsa Peygamber Efendimiz metheder mi? "İşte, çok zikretme oynatırsın." Fenâ olsa Peygamber Efendimiz metheder mi?

"İşte, çok zikretme oynatırsın."

Öyle diyorlar. "Nemelazım, oynatırsın." Dinimizin aslını unutmuşuz. Öyle diyorlar.

"Nemelazım, oynatırsın."

Dinimizin aslını unutmuşuz.
Dinimizin aslını, özünü unutmuşuz.Dinimizin aslını, özünü unutmuşuz. Bazı kimseler dinimizin aslına dik, doğrudan doğruya böyle hücum ediyorlar da Bazı kimseler dinimizin aslına dik, doğrudan doğruya böyle hücum ediyorlar da biz de sanıyoruz ki dinimizin aslına hücum etmiyorlar canım, kenarından, kıyısından, biz de sanıyoruz ki dinimizin aslına hücum etmiyorlar canım, kenarından, kıyısından, ufacık tefecik zararla geçiştiriyorlar sanıyoruz. ufacık tefecik zararla geçiştiriyorlar sanıyoruz. Özüne, esasına saldırıyor! Özüne, esasına saldırıyor! Seni rahmete erdirecek olan, sana huzur verecek olan, kalbine iman verecek olan en kıymetli ibadet,Seni rahmete erdirecek olan, sana huzur verecek olan, kalbine iman verecek olan en kıymetli ibadet, Allah indinde senin mertebeni en yükseltecek olan ibadeti sana öcü gibi gösteriyorlar. Allah indinde senin mertebeni en yükseltecek olan ibadeti sana öcü gibi gösteriyorlar. Filanca topluluk yakalandı, ceplerinden suç âletleri çıkartılıyor; 99'luk tesbih, Filanca topluluk yakalandı, ceplerinden suç âletleri çıkartılıyor; 99'luk tesbih, bir beyaz takke, bir bilmem ne.bir beyaz takke, bir bilmem ne. Ne olur yani! Sarık sarıyorlarmış. Ne olur yani!

Sarık sarıyorlarmış.
Sarık sarılarak kılınan bir namazın sarıksız kılınan bir namazdan yetmiş kat fazla sevabı var.Sarık sarılarak kılınan bir namazın sarıksız kılınan bir namazdan yetmiş kat fazla sevabı var. Ondan sarık sarılıyor. Müftü efendi sarık sarmayı yasaklamış cemaate. Ondan sarık sarılıyor. Müftü efendi sarık sarmayı yasaklamış cemaate.

Ey müftü efendi sen ölmeyecek misin? Sen âhirete gitmeyecek misin?Ey müftü efendi sen ölmeyecek misin? Sen âhirete gitmeyecek misin? Sen Allah'ın hesabına inanmaz mısın? Sen Peygamber Efendimiz'in sünnetini duymadın mı?Sen Allah'ın hesabına inanmaz mısın? Sen Peygamber Efendimiz'in sünnetini duymadın mı? Müftülük makamında işin ne? Müftülük makamında işin ne?

Madem hadis bilmezsin, madem dinin aslını bilmezsin,Madem hadis bilmezsin, madem dinin aslını bilmezsin, madem ki sevabın hangisi daha çoktur bilmiyorsun, o halde o makamda durma. madem ki sevabın hangisi daha çoktur bilmiyorsun, o halde o makamda durma.

"Kusura bakmayın ben bu işin ehli değilim, kömürcülük yapayım, demircilik yapayım,"Kusura bakmayın ben bu işin ehli değilim, kömürcülük yapayım, demircilik yapayım, başka meslek yapayım, parayı oradan kazanayım, buraya bir ehli gelsin." de, o makamı işgal etme. başka meslek yapayım, parayı oradan kazanayım, buraya bir ehli gelsin." de, o makamı işgal etme.

Peygamber Efendimiz; "Sarık meleklerin simasıdır, alametidir." diyor. Peygamber Efendimiz; "Sarık meleklerin simasıdır, alametidir." diyor.

Kendisi sarık sarmış, sarık sarmayı tavsiye etmiş. Sarıkla kılınan namaz daha sevaplıdır diyor.Kendisi sarık sarmış, sarık sarmayı tavsiye etmiş. Sarıkla kılınan namaz daha sevaplıdır diyor. Bunun üzerine de müslüman kardeşlerimiz ceplerinde sarık olabilecek malzemeyi taşıyorlar Bunun üzerine de müslüman kardeşlerimiz ceplerinde sarık olabilecek malzemeyi taşıyorlar şuralarında buralarında, camiye gelince hemen son cemaat yerindeşuralarında buralarında, camiye gelince hemen son cemaat yerinde fırt fırt döndürüyor sarığı, sarıyor. fırt fırt döndürüyor sarığı, sarıyor. Böyle, yapma olması da şart değil sarığın, şart değil böyle yapma olması.Böyle, yapma olması da şart değil sarığın, şart değil böyle yapma olması. Tabii hâli daha güzel. Sen de bir tülbent edin, camiye gidince sarmayı öğren. Tabii hâli daha güzel. Sen de bir tülbent edin, camiye gidince sarmayı öğren. Şöyle şöyle her sargısına, her dolamasına bir başka sevap var. Şöyle şöyle her sargısına, her dolamasına bir başka sevap var. Ne kadar çok olursa o kadar iyi.Ne kadar çok olursa o kadar iyi. Ee bakıyorsun, sarık güzel bir kıyafet doğrusu.Ee bakıyorsun, sarık güzel bir kıyafet doğrusu. Caminin içinde onunla namaz kıldığın zaman sevabı çok oluyor.Caminin içinde onunla namaz kıldığın zaman sevabı çok oluyor. Biz camimizin içinde Peygamber Efendimiz'in tavsiye etmiş olduğu ibadeti yapamayacak mıyız! Biz camimizin içinde Peygamber Efendimiz'in tavsiye etmiş olduğu ibadeti yapamayacak mıyız! Müftü efendi yasaklamış. Yapmayın. Yapılmasın. Müftü efendi yasaklamış. Yapmayın. Yapılmasın.

Biz tesbih çekiyoruz, hadîs-i şerîflerden böyle okuyoruz ya pazar günleri, sizlerleBiz tesbih çekiyoruz, hadîs-i şerîflerden böyle okuyoruz ya pazar günleri, sizlerle tesbih çekiyoruz bu hadîs-i şerîflere göre. Mesela; tesbih çekiyoruz bu hadîs-i şerîflere göre. Mesela;

Allahümme ecirnâ mine'n-nâr, Allahümme ecirnâ mine'n-nâr, Allahümme ecirnâ mine'n-nâr…Allahümme ecirnâ mine'n-nâr, Allahümme ecirnâ mine'n-nâr, Allahümme ecirnâ mine'n-nâr… Yedi defa denmesi hadîs-i şerîfte var. Bir yerde yapmış bir kardeşimiz bir camide.Yedi defa denmesi hadîs-i şerîfte var. Bir yerde yapmış bir kardeşimiz bir camide. İmam mı demiş, orada kim demiş bilmiyoruz, "Bırakın böyle bid'atleri!" demiş. İmam mı demiş, orada kim demiş bilmiyoruz, "Bırakın böyle bid'atleri!" demiş.

Subhanallah! Subhanallah! Subhanallah!Subhanallah! Subhanallah! Subhanallah! Ne günlere kaldık ey gazi hünkâr. İmam veya öteki din görevlisi "Bırakın bu bid'ati!" demiş. Ne günlere kaldık ey gazi hünkâr. İmam veya öteki din görevlisi "Bırakın bu bid'ati!" demiş.

Ona bid'at demezler, sana bid'at derler. Çünkü bu hadîs-i şerîfte var. Ona bid'at demezler, sana bid'at derler. Çünkü bu hadîs-i şerîfte var.

Allahümme ecirnâ mine'n-nâr. "Ya Rabbi sen bizi cehennemden koru." diyorsun yedi defa. Allahümme ecirnâ mine'n-nâr. "Ya Rabbi sen bizi cehennemden koru." diyorsun yedi defa. Peygamber Efendimiz "deyin" demiş. Yedi defa denmesi neden? Peygamber Efendimiz "deyin" demiş.

Yedi defa denmesi neden?

İnsan yedi cehennemden âzat olsun diye. Hikmeti anlaşılıyor. İnsan yedi cehennemden âzat olsun diye.

Hikmeti anlaşılıyor.
Peygamber Efendimiz "yapın" demiş, onu yapsak sünnet olacak, sevap olacak, Peygamber Efendimiz "yapın" demiş, onu yapsak sünnet olacak, sevap olacak, hem de duamız kabul olursa cehennemden kurtulacağız. hem de duamız kabul olursa cehennemden kurtulacağız. Ötekisi ömründe hiç duymamış. Ötekisi ömründe hiç duymamış.

"Nereden çıkardınız bu bid'at işi, yapmayın bu bid'ati!" diyor."Nereden çıkardınız bu bid'at işi, yapmayın bu bid'ati!" diyor. Unutulmuş olan bir sünneti ihya ediyoruz, bid'at değil. Unutulmuş olan bir sünneti ihya ediyoruz, bid'at değil.

Ümmetin fesada uğradığı zamanda Ümmetin fesada uğradığı zamanda sünnet-i seniyye-yi Nebeviyye'yi ihyâ edene yüz şehit sevabı var, onun peşindeyiz! sünnet-i seniyye-yi Nebeviyye'yi ihyâ edene yüz şehit sevabı var, onun peşindeyiz!

Kim Peygamber Efendimiz'in sünnetini ihya ederse ona yüz tane şehit sevabı verilecek. Kim Peygamber Efendimiz'in sünnetini ihya ederse ona yüz tane şehit sevabı verilecek. Bir tane şehit sevabını alsan yeter. Hesapsız cennete gireceğiz.Bir tane şehit sevabını alsan yeter. Hesapsız cennete gireceğiz. Şehitlerin defteri açılmayacak, hesabı görülmeyecek.Şehitlerin defteri açılmayacak, hesabı görülmeyecek. Sen falanca gün şu kusuru işlemişsin, bu kabahati yapmışsın denmeyecek onlara.Sen falanca gün şu kusuru işlemişsin, bu kabahati yapmışsın denmeyecek onlara. Onlar o şehitlik şeyleriyle hâlleriyle, kanları üzerinde kalkacaklar, onlara sorgu sual yok,Onlar o şehitlik şeyleriyle hâlleriyle, kanları üzerinde kalkacaklar, onlara sorgu sual yok, onları Allahu Teâlâ hazretleri en üstün insanlar olarak cennete sokacak. onları Allahu Teâlâ hazretleri en üstün insanlar olarak cennete sokacak. Bir şehitlik makamını aldı mı öyle olacak. Bir şehitlik makamını aldı mı öyle olacak.

Yüz şehitlik makamı ne demek? Şehitlerden de önde gidecek demek.Yüz şehitlik makamı ne demek?

Şehitlerden de önde gidecek demek.
Öyle anlaşılıyor ki bu işte bazı zorluklar da olacak demek. Biraz da zorluk olacak, kolay değil.Öyle anlaşılıyor ki bu işte bazı zorluklar da olacak demek. Biraz da zorluk olacak, kolay değil. Tatlı dille, güleç yüzle anlatırsın;Tatlı dille, güleç yüzle anlatırsın; "Kardeşim bu bid'at değil, senin sözün yanlış, böyle şeye bid'at demezler."Kardeşim bu bid'at değil, senin sözün yanlış, böyle şeye bid'at demezler. Yanlış bir iş yapılırsa bid'at olur, bunlara sünnet derler.Yanlış bir iş yapılırsa bid'at olur, bunlara sünnet derler. Bunları yapalım." filan diye yavaş yavaş öğreteceğiz. Yaygın bir cahillik var.Bunları yapalım." filan diye yavaş yavaş öğreteceğiz.

Yaygın bir cahillik var.
Az uz değil, okumuşlar da cahil. Okumuşlar ama ne okumuşlar? Okumuş, matematik okumuş. Az uz değil, okumuşlar da cahil.

Okumuşlar ama ne okumuşlar?

Okumuş, matematik okumuş.

Matematikten din ilmine ne fayda? Okumuş, fizik okumuş. Matematikten din ilmine ne fayda?

Okumuş, fizik okumuş.

Biz bir mühendislik fakültesinde öğretmenler odasındayız, Biz bir mühendislik fakültesinde öğretmenler odasındayız, Ankara'da özel mühendislik [okulu] vardı, ben de orada derse gidiyorum.Ankara'da özel mühendislik [okulu] vardı, ben de orada derse gidiyorum. Bir meşhur fizik profesörü de derse geliyor. Ders arasında oturuyoruz, büyük salonu var.Bir meşhur fizik profesörü de derse geliyor. Ders arasında oturuyoruz, büyük salonu var. Orada fizik profesörü açtı ağzını, yumdu gözünü, İslâm hakkında yalan yanlış konuşuyor. Orada fizik profesörü açtı ağzını, yumdu gözünü, İslâm hakkında yalan yanlış konuşuyor. Bilmiyor çünkü. Profesör ama fizik profesörü, bilmiyor. Bilmiyor çünkü. Profesör ama fizik profesörü, bilmiyor.

Dedim ki; "Hocam, şimdi ben fizikten bir şey anlatsam size dedim,Dedim ki;

"Hocam, şimdi ben fizikten bir şey anlatsam size dedim,
elektrik bahsinden optik bahsinden daha başka konulardanelektrik bahsinden optik bahsinden daha başka konulardan ve kanunlarına fizik kanunlarına aykırı,ve kanunlarına fizik kanunlarına aykırı, sizin bilgilerinize aykırı, saçma sapan şeyler söylesem, atsam ne yaparsınız?sizin bilgilerinize aykırı, saçma sapan şeyler söylesem, atsam ne yaparsınız? 'Yahu sen bu işi bilmiyorsun, sus!' dersiniz. 'Yahu sen bu işi bilmiyorsun, sus!' dersiniz. Siz profesörsünüz ama bu dînî konuları bilmiyorsunuz, söyledikleriniz yanlış. Siz profesörsünüz ama bu dînî konuları bilmiyorsunuz, söyledikleriniz yanlış. Susun, bu işleri bize bırakın." dedim. Susun, bu işleri bize bırakın." dedim. Bilmiyorsun, sen fizik tahsili görmüşsün, profesör olmuşsun. Bilmiyorsun, sen fizik tahsili görmüşsün, profesör olmuşsun. Fizikten profesör olmuşsun, ilâhiyattan değil ki. Ben de ilâhiyat tahsili görmüşüm. Fizikten profesör olmuşsun, ilâhiyattan değil ki. Ben de ilâhiyat tahsili görmüşüm.

Gazete yarım sayfa adamın bir de resmini basıyor; Gazete yarım sayfa adamın bir de resmini basıyor;

"Büyük din alimi, profesör…" bilmem ne. O din alimi değil ki tarihçi. Kime yutturuyorsun? "Büyük din alimi, profesör…" bilmem ne.

O din alimi değil ki tarihçi. Kime yutturuyorsun?

İlâhiyat Fakültesi'nde. İlâhiyat Fakültesi'nde.

Olsun, İlâhiyat Fakültesi'ne bir tarihçi lazım olmuş, getirmişler tarihçi tayin etmişler. Olsun, İlâhiyat Fakültesi'ne bir tarihçi lazım olmuş, getirmişler tarihçi tayin etmişler.

O dînî mesele oldu mu gider ilâhiyatçı profesöre sorardı. Kendisi bilmezdi, ötekisine sorardı. O dînî mesele oldu mu gider ilâhiyatçı profesöre sorardı. Kendisi bilmezdi, ötekisine sorardı. Sen onu nereden büyük din adamı yapıyorsun… Sen onu nereden büyük din adamı yapıyorsun…

O da orada kasılmış köşeye diyor ki; "Araplar fenâdır, bilmem kimler fenâdır..." O da orada kasılmış köşeye diyor ki;

"Araplar fenâdır, bilmem kimler fenâdır..."

Olabilir, iyisi de olur fenâsı da olabilir ama ne geçecek eline? Olabilir, iyisi de olur fenâsı da olabilir ama ne geçecek eline?

Senin yaptığını İngiliz Lawrence de yaptı.Senin yaptığını İngiliz Lawrence de yaptı. Araplar'a gitti Türkler'i kötüledi, Türkler'e geldi Araplar'ı kötüledi,Araplar'a gitti Türkler'i kötüledi, Türkler'e geldi Araplar'ı kötüledi, bizi birbirimizden ayırdı, şimdi kendisi sömürüyor. bizi birbirimizden ayırdı, şimdi kendisi sömürüyor.

Bizim beldelerimizde biz kardeş kardeş yaşıyorduk. Bizim beldelerimizde biz kardeş kardeş yaşıyorduk.

Şimdi aynı şey Kürtçülük meselesinde de... Aynı mesele. Şimdi aynı şey Kürtçülük meselesinde de... Aynı mesele.

Kürt devleti kurulsa ne olacak? Kürt devleti kurulsa ne olacak?

Rusya bizim Raman'da, Batman'da çıkan petrolleri sömürecek.Rusya bizim Raman'da, Batman'da çıkan petrolleri sömürecek. Kafkasya'nın petrolleri az geldi, oraları da sömürecek. Kafkasya'nın petrolleri az geldi, oraları da sömürecek.

Yorgan gitti mi kavga biter, hiçbir şey kalmaz. Yorgan gitti mi kavga biter, hiçbir şey kalmaz.

Oradaki ahâliyi Sibirya'ya sürerler, oradan petrolleri emmeye başlarlar. Oradaki ahâliyi Sibirya'ya sürerler, oradan petrolleri emmeye başlarlar. Herhalde Kafkasya'daki petrolleri azaldı.Herhalde Kafkasya'daki petrolleri azaldı. Çünkü ben bir mecmuada okumuştum; Rusya'nın 11 yıllık petrolü kalmış galiba. Çünkü ben bir mecmuada okumuştum; Rusya'nın 11 yıllık petrolü kalmış galiba. Çeke çeke, çeke çeke... Veya sekiz yıllık. Rakamları unuttum.Çeke çeke, çeke çeke... Veya sekiz yıllık. Rakamları unuttum. Amerika'nın 11 yıllık filan.Amerika'nın 11 yıllık filan. En büyük petrol yatakları Ortadoğu'daymış, Kuveyt'te, Suudi Arabistan'da bilmem nerede. En büyük petrol yatakları Ortadoğu'daymış, Kuveyt'te, Suudi Arabistan'da bilmem nerede.

Biz de petrol yataklarımızı daha kullanmadık. Biz de petrol yataklarımızı daha kullanmadık. Biz akıllılık ediyoruz. Sonda kullanırız diye Biz akıllılık ediyoruz. Sonda kullanırız diye bizde şimdi 30 yıllık, 50 yıllık petrol olduğuna dair bilgiler geliyor. bizde şimdi 30 yıllık, 50 yıllık petrol olduğuna dair bilgiler geliyor.

Burada kardeşi kardeşe kırdıracaklar, ayrı devlet kurduracaklar, ondan sonra Burada kardeşi kardeşe kırdıracaklar, ayrı devlet kurduracaklar, ondan sonra Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne bir tane daha katılacak, ayıkla pirincin taşını... Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne bir tane daha katılacak, ayıkla pirincin taşını...

Böyle böyle sömürdüler bizi. Böyle böyle sömürdüler. Böyle böyle sömürdüler bizi. Böyle böyle sömürdüler.

"Sizi Osmanlılar sömürüyor." diye diye Araplar'ı bizden ayırdılar, şimdi kendileri sömürüyorlar. "Sizi Osmanlılar sömürüyor." diye diye Araplar'ı bizden ayırdılar, şimdi kendileri sömürüyorlar. Kanını, iliğini şey yapıyor ve birbirine kırdırıyor görüyorsunuz. Kanını, iliğini şey yapıyor ve birbirine kırdırıyor görüyorsunuz.

Onun için biz kardeş kardeş geçiniyorduk, evvelce mutlu idik.Onun için biz kardeş kardeş geçiniyorduk, evvelce mutlu idik. Şu şöyle, bu böyle diyerek bu hâle getirdiler.Şu şöyle, bu böyle diyerek bu hâle getirdiler. Allahu Teâlâ hazretleri bize müslümanın gözünde, aklında olması gereken feraseti versin.Allahu Teâlâ hazretleri bize müslümanın gözünde, aklında olması gereken feraseti versin. Şöyle baktığı zaman şıp diye gerçekleri görmeyi Allahu Teâlâ hazretleri cümlemize nasip eylesin. Şöyle baktığı zaman şıp diye gerçekleri görmeyi Allahu Teâlâ hazretleri cümlemize nasip eylesin.

Demek ki Allah'ı zikretmek dinin farzlarından biridir kardeşlerim.Demek ki Allah'ı zikretmek dinin farzlarından biridir kardeşlerim. Özetleyeyim şimdi. Allah'ı zikretmek dinin farzlarından biridir. Yasak olamaz. Özetleyeyim şimdi. Allah'ı zikretmek dinin farzlarından biridir. Yasak olamaz. Çünkü namaz yasak değildir, oruç yasak değildir, hac yasak değildir, zekât yasak değildir, Çünkü namaz yasak değildir, oruç yasak değildir, hac yasak değildir, zekât yasak değildir, o da Allah'ın farzlarından biridir, yasak olamaz.o da Allah'ın farzlarından biridir, yasak olamaz. Ama kötü gösteriliyor. Hacı efendi kötü gösteriliyor, örtülü kadın kötü gösteriliyor. Ama kötü gösteriliyor. Hacı efendi kötü gösteriliyor, örtülü kadın kötü gösteriliyor. Öbür taraftan affedersiniz kötü yola düşmüş fahişe,Öbür taraftan affedersiniz kötü yola düşmüş fahişe, gazetenin bir sayfası, iki sayfası kendisine tahsis ediliyor, gazetenin bir sayfası, iki sayfası kendisine tahsis ediliyor, evinde nasıl rezalet edermiş, nasıl banyo yaparmış, banyoda hangi parfümü kullanırmış,evinde nasıl rezalet edermiş, nasıl banyo yaparmış, banyoda hangi parfümü kullanırmış, nasıl köpükleri köpürtürmüş, bunun resmini basıyor, bacağını çıkartmış, kolunu çıkartmış... nasıl köpükleri köpürtürmüş, bunun resmini basıyor, bacağını çıkartmış, kolunu çıkartmış... Görüyorsunuz, akıl mantık ortada...Görüyorsunuz, akıl mantık ortada... Namuslu insana çatıyor, namussuzu bayraklaştırıyor, ona özendiriyor.Namuslu insana çatıyor, namussuzu bayraklaştırıyor, ona özendiriyor. Bu sefer bizim genç kızlar da köyden kaçıyor artist olmaya. Artist olacağım diye köyden kaçıyor.Bu sefer bizim genç kızlar da köyden kaçıyor artist olmaya. Artist olacağım diye köyden kaçıyor. Hadi arasın bakalım kızını şey. Kandırdılar.Hadi arasın bakalım kızını şey. Kandırdılar. Hem de böyle gün gün kandırıyorlar, yavaş yavaş kandırıyorlar. Hem de böyle gün gün kandırıyorlar, yavaş yavaş kandırıyorlar.

Allah cümlemize uyanıklık versin. Allah cümlemize uyanıklık versin.

Evet, bir hadis daha okuyalım, zaman doldu, biraz fazla uzattık konuları. Evet, bir hadis daha okuyalım, zaman doldu, biraz fazla uzattık konuları.

Lâ yekûlünne ehadüküm habüset nefsî. Ve lâkin li-yekul le-kaset nefsî. Lâ yekûlünne ehadüküm habüset nefsî. Ve lâkin li-yekul le-kaset nefsî.

Buhârî'de, Müslim'de ve diğer kaynaklarda var. Buhârî'de, Müslim'de ve diğer kaynaklarda var. Peygamber Efendimiz diyor ki; "Sizden biriniz 'ruhum, nefsim habis oldu' demesin.Peygamber Efendimiz diyor ki; "Sizden biriniz 'ruhum, nefsim habis oldu' demesin. " Pis oldu, habis oldu, habis kelimesi var ya, o kelimeyi kullanmasın nefsi hakkında." Pis oldu, habis oldu, habis kelimesi var ya, o kelimeyi kullanmasın nefsi hakkında. "Ama desin ki 'ruhum katılaştı, feyz alamaz oldum, biraz böyle duygularım şey yaptı…' filan mânasına"Ama desin ki 'ruhum katılaştı, feyz alamaz oldum, biraz böyle duygularım şey yaptı…' filan mânasına böyle diyebilir ama 'habis oldu' demesin."böyle diyebilir ama 'habis oldu' demesin." Demek ki Araplar bu sözleri kullanıyorlarmış. Peygamber Efendimiz bize sözün edebini de öğretiyor. Demek ki Araplar bu sözleri kullanıyorlarmış. Peygamber Efendimiz bize sözün edebini de öğretiyor. Nasıl konuşmamız gerektiğini de. Nasıl konuşmamız gerektiğini de.

Biz de zaman zaman çocuklarımıza demez miyiz; Biz de zaman zaman çocuklarımıza demez miyiz; "Evladım öyle deme ayıp olur, şöyle de, misafire şöyle denilir. "Evladım öyle deme ayıp olur, şöyle de, misafire şöyle denilir. 'Sen' diye hitap edilmez, 'siz' diye hitap edilir…" filan diye öğretiriz ya. 'Sen' diye hitap edilmez, 'siz' diye hitap edilir…" filan diye öğretiriz ya.

Büyüğüne bir dilekçe verileceği zaman "arz ederim" denir. Büyüğüne bir dilekçe verileceği zaman "arz ederim" denir. Kendinden aşağı olanlara söylerken "rica ederim" denilir filan diye yazışmalarda edep öğretiriz. Kendinden aşağı olanlara söylerken "rica ederim" denilir filan diye yazışmalarda edep öğretiriz. Burada da Peygamber Efendimiz diyor ki; "'Nefsim habis oldu' demesin sizden biriniz. Burada da Peygamber Efendimiz diyor ki;

"'Nefsim habis oldu' demesin sizden biriniz.
Dese dese 'içim katılaştı, nefsim, ruhum biraz katılaştı, kasvet bağladı' desin, fazla demesin." Dese dese 'içim katılaştı, nefsim, ruhum biraz katılaştı, kasvet bağladı' desin, fazla demesin."

Neden? Çünkü müslüman esas itibariyle iyidir. Mayası müslümanın temizdir. Neden?

Çünkü müslüman esas itibariyle iyidir. Mayası müslümanın temizdir.
Müşrikler; İnneme'l-müşrikûne necesün fe lâ yakrabû'l-mescide'l-harâme ba'de âmihim hâzâ. Müşrikler;

İnneme'l-müşrikûne necesün fe lâ yakrabû'l-mescide'l-harâme ba'de âmihim hâzâ.

Kur'ân-ı Kerîm'de diyor ki Allahu Teâlâ hazretleri; "Müşrikler pistir, necistir!" Kur'ân-ı Kerîm'de diyor ki Allahu Teâlâ hazretleri;

"Müşrikler pistir, necistir!"

"Allah Allah, sabah akşam yıkanıyor hocam bunlar." "Allah Allah, sabah akşam yıkanıyor hocam bunlar."

Ne kadar yıkansa onların pisliği gitmez. Ne kadar yıkansa onların pisliği gitmez.

"Müşrikler pistir, Mescid-i Haram'a bu yıldan sonra yaklaşmasınlar." "Müşrikler pistir, Mescid-i Haram'a bu yıldan sonra yaklaşmasınlar."

Şimdi Kâbe-i Müşerrefe'ye doğru yola çıkarsınız Cidde'den.Şimdi Kâbe-i Müşerrefe'ye doğru yola çıkarsınız Cidde'den. 20 küsur kilometre kala böyle bir köprü vardır, askerler durur orada, nöbetçiler durur. 20 küsur kilometre kala böyle bir köprü vardır, askerler durur orada, nöbetçiler durur. Şöyle bir yan yol var, yana doğru böyle kıvrılır. Şöyle bir yan yol var, yana doğru böyle kıvrılır. Oraya levha asmışlar; gayrimüslimler bu tarafa.Oraya levha asmışlar; gayrimüslimler bu tarafa. Buradan ileriye müslümandan gayrisi geçemez diye yazıyorlar. Neden? Buradan ileriye müslümandan gayrisi geçemez diye yazıyorlar.

Neden?

O âyet-i kerîmeye göre. Müşrikler, imansızlar Mekke'ye giremez. Neden? O âyet-i kerîmeye göre. Müşrikler, imansızlar Mekke'ye giremez.

Neden?

Mânevî bakımdan pis, onun için. Buna mukabil müslüman temizdir. Mânevî bakımdan pis, onun için. Buna mukabil müslüman temizdir. Onun için 'nefsim habis oldu' demesin,Onun için 'nefsim habis oldu' demesin, ancak 'biraz kasvet bağladı beni' desin, çırpınır yine iyi olur. ancak 'biraz kasvet bağladı beni' desin, çırpınır yine iyi olur.

Altın ezilse, büzülse, yamulsa yine altındır. Çünkü mayası altındır. Altın ezilse, büzülse, yamulsa yine altındır. Çünkü mayası altındır. Kötü bir pis madde de artık ismini söylemeyelim, Kötü bir pis madde de artık ismini söylemeyelim, hangi kılığa girerse girsin, hangi pakete sarılırsa sarılsın içi pistir. hangi kılığa girerse girsin, hangi pakete sarılırsa sarılsın içi pistir.

Bir misalle söyleyeyim; Hacı Bektâş-ı Velî'yi nasıl bilirsiniz? Bir misalle söyleyeyim;

Hacı Bektâş-ı Velî'yi nasıl bilirsiniz?

Biz hüsn-i zan ederiz. Bazıları diyorlar ki; "Hacı Bektâş-ı VelîBiz hüsn-i zan ederiz.

Bazıları diyorlar ki;

"Hacı Bektâş-ı Velî
bıyıkları böyle ağzına giren, uzun bıyıklı Alevî dedesi, namaz kılmayan filan böyle bir insan.bıyıkları böyle ağzına giren, uzun bıyıklı Alevî dedesi, namaz kılmayan filan böyle bir insan. Arap harsının, kültürünün baskısına karşı Türk kültürünü korumuş…" Arap harsının, kültürünün baskısına karşı Türk kültürünü korumuş…"

Vay vay, vay vay… Böyle diyorlar. Hacı Bektâş-ı Velî acaba böyle mi? Vay vay, vay vay…

Böyle diyorlar.

Hacı Bektâş-ı Velî acaba böyle mi?

Kitaplara bakıyorsun, Hacı Bektâş-ı Velî hakkında diyorlar ki; Kitaplara bakıyorsun, Hacı Bektâş-ı Velî hakkında diyorlar ki; Türk değil de Arap'tı, Peygamber Efendimiz'in soyundandı. Türk değil de Arap'tı, Peygamber Efendimiz'in soyundandı.

Hadi… O mu doğru söylüyor bunlar mı doğru söylüyor, bir. Hadi…

O mu doğru söylüyor bunlar mı doğru söylüyor, bir.

İkincisi, Hacı Bektâş-ı Velî'nin kitabına bakıyorsun, diyor ki; İkincisi, Hacı Bektâş-ı Velî'nin kitabına bakıyorsun, diyor ki;

"İçki pistir, murdardır." "İçki pistir, murdardır."

İçki, şarap, rakı, votka bilmem ne cinsi olursa olsun içki.İçki, şarap, rakı, votka bilmem ne cinsi olursa olsun içki. İnsana içildiği zaman sarhoşluk veren içki. Bu içkiye eskiden Türkler "süçi" derlerdi. İnsana içildiği zaman sarhoşluk veren içki. Bu içkiye eskiden Türkler "süçi" derlerdi. Türkçe'nin şeyi buymuş. Hani askere çeri dedikleri filan gibi, o devirde "süçi" derlermiş. Türkçe'nin şeyi buymuş. Hani askere çeri dedikleri filan gibi, o devirde "süçi" derlermiş. Şimdi içki içildiği zaman insanın aklını alıp sarhoş edip gayrimeşru şeyler yaptıran şey haram, pis.Şimdi içki içildiği zaman insanın aklını alıp sarhoş edip gayrimeşru şeyler yaptıran şey haram, pis. Şeriat bakımından murdar. İnsanın üstüne dökülse ne olur? Şeriat bakımından murdar.

İnsanın üstüne dökülse ne olur?

Yıkanması lazım gelir, yıkanmazsa namazı kabul olmaz. Yıkanması lazım gelir, yıkanmazsa namazı kabul olmaz. Şarap döküldü, birayı fuk kaldırdı kapağını, bira bu kapağın altındadır,Şarap döküldü, birayı fuk kaldırdı kapağını, bira bu kapağın altındadır, fış, fışkırdı, üstü biralandı adam, ne yapacak?fış, fışkırdı, üstü biralandı adam, ne yapacak? Pantolonu yıkayacak, onunla namaz olmaz. İçkidir, pistir. Pantolonu yıkayacak, onunla namaz olmaz. İçkidir, pistir.

Şimdi Hacı Bektâş-ı Velî diyor ki; Şimdi Hacı Bektâş-ı Velî diyor ki;

"Bir içkiyi bir şişeye koysalar, şişenin ağzını sımsıkı kapatsalar, "Bir içkiyi bir şişeye koysalar, şişenin ağzını sımsıkı kapatsalar, denizin kenarına götürseler, on sene yıkasalar,denizin kenarına götürseler, on sene yıkasalar, tâ on sene yıkasalar gene pistir, gene murdardır!" diyor. tâ on sene yıkasalar gene pistir, gene murdardır!" diyor.

Neden? "İçkidir çünkü" diyor. Neden?

"İçkidir çünkü" diyor.

Hacı Bektaş'a bağlıyız diyen insanlar da bugün Hacı Bektaş'ı kutlama törenlerinde Hacı Bektaş'a bağlıyız diyen insanlar da bugün Hacı Bektaş'ı kutlama törenlerinde kırmızı şarap mı içersin, beyaz şarap mı içersin, kova kova buyur, iç.kırmızı şarap mı içersin, beyaz şarap mı içersin, kova kova buyur, iç. İç içebildiğin kadar kovayla, fıçılarla… Hacı Bektaş'ı onlar öyle şey yapıyorlar. İç içebildiğin kadar kovayla, fıçılarla… Hacı Bektaş'ı onlar öyle şey yapıyorlar.

Onun için Allahu Teâlâ hazretleri bize gerçekleri göstersin. Bunları bilelim söyleyelim.Onun için Allahu Teâlâ hazretleri bize gerçekleri göstersin. Bunları bilelim söyleyelim. Başkalarına söyleyelim. Ben Hacı Bektaş kasabasına da gittim, orada da söyledim. Başkalarına söyleyelim. Ben Hacı Bektaş kasabasına da gittim, orada da söyledim. Bu şeyleri aynen söyledim. Yanlış biliyorlar. Yanlış biliyorlar, dini tahrif ediyorlar.Bu şeyleri aynen söyledim. Yanlış biliyorlar. Yanlış biliyorlar, dini tahrif ediyorlar. Dinde aslı esası olmayan şeyleri yapıyorlar. Dinde aslı esası olmayan şeyleri yapıyorlar.

Şimdi orası öyle de Hacı Bektâş-ı Velî bile ne diyor, içkici tanınan bir şahıs bile ne diyor? Şimdi orası öyle de Hacı Bektâş-ı Velî bile ne diyor, içkici tanınan bir şahıs bile ne diyor?

"İçki içinde olduktan sonra şişenin, on yıl yıkasan temizlenmez." diyor. "İçki içinde olduktan sonra şişenin, on yıl yıkasan temizlenmez." diyor.

Kâfir de kâfirlik içinde olduğu zaman 20 yıl, 30 yıl, 50 yıl, 100 yıl yıkansa temiz olmaz. Kâfir de kâfirlik içinde olduğu zaman 20 yıl, 30 yıl, 50 yıl, 100 yıl yıkansa temiz olmaz. Kalbi pis, gönlü pis, imanı pis, aklı pis, Allah'ın varlığını anlayamamış, Kalbi pis, gönlü pis, imanı pis, aklı pis, Allah'ın varlığını anlayamamış, Rabbimiz sevmiyor. Rabbimiz pis demiş, biz de sevmiyoruz. İmana gelince bağrımıza basarız.Rabbimiz sevmiyor. Rabbimiz pis demiş, biz de sevmiyoruz. İmana gelince bağrımıza basarız. Hangi milletten olursa olsun, ne olursa olsun, imana geldi miHangi milletten olursa olsun, ne olursa olsun, imana geldi mi kelime-i şehâdet getirdi mi, bizim imanımıza girdi mi kardeşimizdir. kelime-i şehâdet getirdi mi, bizim imanımıza girdi mi kardeşimizdir. Müslümanlar kardeştir.Müslümanlar kardeştir. Onun için Müslüman kendisine 'nefsim habis oldu' demesin, 'kasvet bağladı kalbime' desin,Onun için Müslüman kendisine 'nefsim habis oldu' demesin, 'kasvet bağladı kalbime' desin, kendisine hakaret etmesin çünkü kendisi iyidir." demek istiyor Peygamber Efendimiz. kendisine hakaret etmesin çünkü kendisi iyidir." demek istiyor Peygamber Efendimiz.

Bizler de bütün kardeşlerimize bu gözle bakalım. Bizler de bütün kardeşlerimize bu gözle bakalım. Madem bu hadîs-i şerîf geldi en son, dersimizin sonunda.Madem bu hadîs-i şerîf geldi en son, dersimizin sonunda. Bütün kardeşlerimize bu gözle bakalım. Esas itibariyle mayası temizdir. Bütün kardeşlerimize bu gözle bakalım. Esas itibariyle mayası temizdir. Peygamber Efendimiz onlara pis denmesine razı olmuyor,Peygamber Efendimiz onlara pis denmesine razı olmuyor, mü'minlerdir, madem ki müslümandır o halde kalbi temizdir, kusurları düzelir. mü'minlerdir, madem ki müslümandır o halde kalbi temizdir, kusurları düzelir. Biz de onlara yumuşaklıkla muamele edelim. Biz de onlara yumuşaklıkla muamele edelim. Doğruları, gerçekleri anlatalım insanlara, İslâm'ı yeniden öğretelim.Doğruları, gerçekleri anlatalım insanlara, İslâm'ı yeniden öğretelim. Peygamber Efendimiz'in sünnetini bu asırda biz ihya edelim. Şehit sevaplarını biz alalım. Peygamber Efendimiz'in sünnetini bu asırda biz ihya edelim. Şehit sevaplarını biz alalım.

Allahu Teâlâ hazretleri bizi dîn-i mübîn-i İslâm'a en güzel tarzda hizmet edenlerden eylesin. Allahu Teâlâ hazretleri bizi dîn-i mübîn-i İslâm'a en güzel tarzda hizmet edenlerden eylesin. Dedelerimizin cepheden cepheye koşup canlarını, mallarını, varlıklarını, emeklerini Dedelerimizin cepheden cepheye koşup canlarını, mallarını, varlıklarını, emeklerini İslâm için harcadığı gibi bize de İslâm'a hizmet aşkı şevki versin Rabbimiz Teâlâ.İslâm için harcadığı gibi bize de İslâm'a hizmet aşkı şevki versin Rabbimiz Teâlâ. Bizim elimizden çok hayırlar hâsıl olsun. Bizim elimizden çok hayırlar hâsıl olsun. Müslümanlık gelişsin, beldelerimiz emniyet, asudelik, huzur, saadet içindeMüslümanlık gelişsin, beldelerimiz emniyet, asudelik, huzur, saadet içinde nice nice asırlar pâyidâr olsun.nice nice asırlar pâyidâr olsun. Diğer milletlere önder olsun, numune olsun.Diğer milletlere önder olsun, numune olsun. Allahu Teâlâ hazretleri beldelerimizi düşmanlarımıza çiğnetmesin.Allahu Teâlâ hazretleri beldelerimizi düşmanlarımıza çiğnetmesin. Pis, yanlış ideolojilere istila ettirmesin! Pis, yanlış ideolojilere istila ettirmesin!

Fâtihâ-i şerîfe mea'l-besmele. Fâtihâ-i şerîfe mea'l-besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2