Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Cüneyd-i Bağdâdî Hz. (3) (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

14 Muharrem 1417 / 01.06.1996
İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN Tabakatus Sufiyye sohbetlerine Mustafa Selâmi Efendi Tekkesi’nde başlamıştır (02. 12. 1991).
Tabakàtü’s-Sùfiyye, Sülemî’nin ilk sûfilerden yüz tanesinin hayatını ve sözlerini kaydettiği eseridir.

Fudayl ibn-i Iyad hakkındadır. Daha sonraki yıllarda, İstanbul’un Anadolu yakasında muhtelif camilerde yapılmıştır.

Sohbetlerin amacını şöyle açıklıyordu: “Bizler de karınca kararınca takvâ yolunda, Rabbimizin rızası yolunda yürüyen insanlar olduğumuzdan, “Bu yolun bizden önceki büyükleri, selef-i sàlihînimiz neler söylemişler, onların nasihatlerinden istifade edelim; nasıl yaşamışlar, hayatları bize örnek olsun!” diye, tasavvuf aleminin büyüklerinin hayatlarını okumayı; sözlerini dinleyip, belleyip mûcebince amel etmeyi düşünerek; Türkçesi bulunmayan bir eser olsun, kaynak olsun, ana eser olsun; böylece yaptığımız çalışma da yapılmamış bir çalışma olarak, yeni bir çalışma olsun diye düşündüğümüz için; 412 hicrî, 1021 milâdî tarihinde, yâni yıllarında vefat etmiş olan, Nişâpurlu Ebû Abdurrahman es Sülemî Hazretleri’nin, tasavvuf ilminde kaynak olan, ana eser olan, müracaat kitabı olan Tabakàtü’s Sùfiyye’sini okumaya başladık.

Bu sohbetler Cumartesi akşamları yapılıyordu ve bir saat kadar sürüyordu. Hoca efendi seyahatte olduğu zamanlar sohbete ara veriliyor, İstanbul’da oldukları zaman devam ediyordu. 7 Mayıs 1997 günü yurtdışına çıkıncaya kadar devam etti. Fudayl ibn-i Iyad’dan başlayıp, sırayla her seferinde birkaç sayfa okuyup izah ederek sohbetlerini sürdürüyordu. 26 Ekim 1996 günü yaptığı son Tabakàtü’s-Sûfiyye sohbetinde, Ebû Osman el-Hîrî’nin 29. sözüne kadar gelmişti.

Sohbetlerde, önce o gün izah edilecek sözlerin Arapça metinleri okunuyor, kısaca anlamı veriliyor; sonra râvîler hakkında dipnotlardan bilgiler veriliyordu. Sözler izah edilip açıklanıyordu. Sohbetin sonunda da, çıkartılacak dersler anlatılıyor ve günümüzde neler yapmamız gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunuluyordu.

Konuşma Metni

Yüksek lisans ve doktora tezlerinde dört mezhebin dışındakiYüksek lisans ve doktora tezlerinde dört mezhebin dışındaki Câferiyye, İmâmiyye, İbâziyye gibi mezheplerin görüşlerine yer vermek doğru olur mu? Câferiyye, İmâmiyye, İbâziyye gibi mezheplerin görüşlerine yer vermek doğru olur mu?

Olur. Çünkü onlar ilmî çalışmalardır. Olur. Çünkü onlar ilmî çalışmalardır. İlmî çalışmalarda hepsini bileceğiz, inceleyeceğiz, doğrusunu söyleyeceğiz. İlmî çalışmalarda hepsini bileceğiz, inceleyeceğiz, doğrusunu söyleyeceğiz.

Sayın hocam, ülkemiz dâru'l-harb mi, yoksa dâru'l-İslâm mı?Sayın hocam, ülkemiz dâru'l-harb mi, yoksa dâru'l-İslâm mı? Bir kısmı dâru'l-harb diyor, bir kısmı dâru'l-İslâm diyor. Bir kısmı dâru'l-harb diyor, bir kısmı dâru'l-İslâm diyor. Bu hususta sizin düşünceniz nedir? Açıklarsanız memnun olurum. Bu hususta sizin düşünceniz nedir? Açıklarsanız memnun olurum.

Evet doğrudur. Bu hususta iki fark var. Bazıları buraya dâru'l-harb diyor. Evet doğrudur. Bu hususta iki fark var. Bazıları buraya dâru'l-harb diyor. Çünkü İslâm ahlâkı uygulanmıyor. "Dâru'l-harpte İslâm uygulanmıyor." diyor.Çünkü İslâm ahlâkı uygulanmıyor. "Dâru'l-harpte İslâm uygulanmıyor." diyor. Ama bizim Hanefî mezhebine ve Şâfiî mezhebine göre dâru'l-İslâm'dır, dâru'l-harb değildir.Ama bizim Hanefî mezhebine ve Şâfiî mezhebine göre dâru'l-İslâm'dır, dâru'l-harb değildir. Çünkü o mezheplerin dâru'l-harbin nasıl olduğuna dair kanaatine uymuyor.Çünkü o mezheplerin dâru'l-harbin nasıl olduğuna dair kanaatine uymuyor. Bir kere İmâm-ı Şâfiî hazretlerine göre bir yer dâru'l-İslâm oldu mu kıyamete kadar dâru'l-İslâm'dır.Bir kere İmâm-ı Şâfiî hazretlerine göre bir yer dâru'l-İslâm oldu mu kıyamete kadar dâru'l-İslâm'dır. "Dâru'l-harb, dâru'l-küfür" olmaz. Mesela İmâm-ı Şâfiî'ye göre Endülüs dâru'l-İslâmdır."Dâru'l-harb, dâru'l-küfür" olmaz. Mesela İmâm-ı Şâfiî'ye göre Endülüs dâru'l-İslâmdır. Sicilya dâru'l-İslâm'dır, Toronto Kalesi'ni Osmanlılar bir ara fethetti, dâru'l-İslâm'dır.Sicilya dâru'l-İslâm'dır, Toronto Kalesi'ni Osmanlılar bir ara fethetti, dâru'l-İslâm'dır. Belgrad, Viyana'nın yakınları, Romanya dâru'l-İslâm'dır.Belgrad, Viyana'nın yakınları, Romanya dâru'l-İslâm'dır. Buna göre dâru'l-harb sayılması için üç şart vardır.Buna göre dâru'l-harb sayılması için üç şart vardır. O şartlar tahakkuk etmediği için bizim ülkemiz dâru'l-İslâm'dır, dâru'l-harb değildir. O şartlar tahakkuk etmediği için bizim ülkemiz dâru'l-İslâm'dır, dâru'l-harb değildir.

Hocam, İlâhiyat Fakültesi'nde okuyoruz. Birçok konuda o kadar tartışma var ki… Hocam, İlâhiyat Fakültesi'nde okuyoruz. Birçok konuda o kadar tartışma var ki… Bizler sağlam, doğru fikre sahip olmak istiyoruz. Bunun için bize ne tavsiye edersiniz? Bizler sağlam, doğru fikre sahip olmak istiyoruz. Bunun için bize ne tavsiye edersiniz?

İlk başta her zaman takvâyı tavsiye ederim. Takvâ ehli olun. İlk başta her zaman takvâyı tavsiye ederim. Takvâ ehli olun. Allah'tan korkun, tir tir titreyin. Ve günah işlemekten, yanlış söz söylemekten sakının.Allah'tan korkun, tir tir titreyin. Ve günah işlemekten, yanlış söz söylemekten sakının. Birisini yanlış yere itham etmekten, eğriye doğru demekten,Birisini yanlış yere itham etmekten, eğriye doğru demekten, doğruya eğri demekten tir tir titreyin, takvâ ehli olun. doğruya eğri demekten tir tir titreyin, takvâ ehli olun.

Ben İstanbul'da okudum. Ankara'da asistanlığı kazanıp da Ankara'ya giderkenBen İstanbul'da okudum. Ankara'da asistanlığı kazanıp da Ankara'ya giderken -Allah razı olsun, Allah ömrünü uzun etsin, cennetlik eylesin.- babam bana; -Allah razı olsun, Allah ömrünü uzun etsin, cennetlik eylesin.- babam bana;

"Evladım, biz seni Ankara'ya ilim öğrenmeye, 'Üniversiteye asistan oluyorsun.' diye gönderiyoruz."Evladım, biz seni Ankara'ya ilim öğrenmeye, 'Üniversiteye asistan oluyorsun.' diye gönderiyoruz. Aman evladım, İslâm'dan taviz verme, dininden fedakârlık yapma,Aman evladım, İslâm'dan taviz verme, dininden fedakârlık yapma, eğer üniversitede dinine bir tazyik, bir baskı olursa korkma evladım,eğer üniversitede dinine bir tazyik, bir baskı olursa korkma evladım, bas istifanı, gel yanımıza, biz sana bakarız." dedi. bas istifanı, gel yanımıza, biz sana bakarız." dedi.

"'Korkma evladım, maaşsız kalacağım, aç kalacağım, açık kalacağım,"'Korkma evladım, maaşsız kalacağım, aç kalacağım, açık kalacağım, şu maaş elden gitmesin, şu mevki makam kaybolmasın.' diye dininden fedakârlık yapma." dedi. şu maaş elden gitmesin, şu mevki makam kaybolmasın.' diye dininden fedakârlık yapma." dedi.

Bu çok önemli. Kim ne derse desin kınayanın kınamasından korkmayın,Bu çok önemli. Kim ne derse desin kınayanın kınamasından korkmayın, hakkı söylemek çok mühim muhterem kardeşlerim! hakkı söylemek çok mühim muhterem kardeşlerim! Allah razı olsun, babam bana öyle dedi. Bir de; her sabah fakülteye giderken on defa; Allah razı olsun, babam bana öyle dedi. Bir de; her sabah fakülteye giderken on defa;

Rabbenâ lâ tuziğ kulûbenâ ba'de iz hedeytenâ ve heb lenâ min ledünke rahmeh.Rabbenâ lâ tuziğ kulûbenâ ba'de iz hedeytenâ ve heb lenâ min ledünke rahmeh. İnneke ente'l-vehhâb ayetini oku." dedi. İnneke ente'l-vehhâb ayetini oku." dedi.

Onun mânası ne? Onun mânası ne?

Rabbenâ. "Ey bizim Rabbimiz, ey mevlâmız, ey âlemlerin Rabbi!"Rabbenâ. "Ey bizim Rabbimiz, ey mevlâmız, ey âlemlerin Rabbi!" Lâ tuziğ kulûbenâ. "Kalplerimizi saptırma, doğru yoldan kaydırma." Lâ tuziğ kulûbenâ. "Kalplerimizi saptırma, doğru yoldan kaydırma." Ba'de iz-hedeytenâ. "Doğru yolda gidip dururken, hidayette iken,Ba'de iz-hedeytenâ. "Doğru yolda gidip dururken, hidayette iken, kalbimizi, gönlümüzü, ayağımızı doğru yoldan saptırma yâ Rabbi!" kalbimizi, gönlümüzü, ayağımızı doğru yoldan saptırma yâ Rabbi!" Ve heb lenâ min ledünke rahmeh. "Ve bize ind-i ilâhînden rahmet ihsan eyle." Ve heb lenâ min ledünke rahmeh. "Ve bize ind-i ilâhînden rahmet ihsan eyle."

"Böyle dua et. Bu ayeti 10 defa oku, öyle git." dedi. "Böyle dua et. Bu ayeti 10 defa oku, öyle git." dedi.

İnsan şaşırabilir. Aklına mağrur olur, nefsine güvenirse İnsan şaşırabilir. Aklına mağrur olur, nefsine güvenirse Allah'ın istemediği işleri yaparsa edebi terk ederse Allah onu şaşırtır. Neden? Allah'ın istemediği işleri yaparsa edebi terk ederse Allah onu şaşırtır.

Neden?

Hidayeti veren de, sapıtan da Allah'tır. Dalâlet te, hidayet te Allah'tandır.Hidayeti veren de, sapıtan da Allah'tır. Dalâlet te, hidayet te Allah'tandır. Edepsiz olursun, sapıtırsın.Edepsiz olursun, sapıtırsın. Seni edepsiz seni; "Hadi bakalım ne halin varsa gör." der. Seni edepsiz seni; "Hadi bakalım ne halin varsa gör." der.

Onun için takvâyı tavsiye ediyorum, bu duayı okumanızı tavsiye ediyorum.Onun için takvâyı tavsiye ediyorum, bu duayı okumanızı tavsiye ediyorum. Elinizi vicdanınıza koyun; tabi her şeyin doğrusunu öğrenmek için de en büyük alime gidip sormak lazım.Elinizi vicdanınıza koyun; tabi her şeyin doğrusunu öğrenmek için de en büyük alime gidip sormak lazım. Birden karar vermemek lazım. Hâkim iki tarafı dinler, delilleri bulur, değerlendirir; kararı öyle verir.Birden karar vermemek lazım. Hâkim iki tarafı dinler, delilleri bulur, değerlendirir; kararı öyle verir. Hâkimlik zor bir meslektir. Hâkimler kıyamet gününde; Hâkimlik zor bir meslektir. Hâkimler kıyamet gününde;

"Keşke hayatta iken hiç hâkimlik yapmasaydık." diye pişman olacaklar. Neden? "Keşke hayatta iken hiç hâkimlik yapmasaydık." diye pişman olacaklar.

Neden?

Adaleti temin etmek zor olduğundan, hâkimlik mesleği zor olduğundan.Adaleti temin etmek zor olduğundan, hâkimlik mesleği zor olduğundan. Tabi ilimde de gerçeği bulmak zordur. Çok dikkat etmek lazım. Tabi ilimde de gerçeği bulmak zordur. Çok dikkat etmek lazım.

Kız kardeşime falanca cemaatten bir genç talip oldu. Fikirlerinizi ve dualarınızı bekliyorum. Kız kardeşime falanca cemaatten bir genç talip oldu. Fikirlerinizi ve dualarınızı bekliyorum.

O cemaat ile bu cemaat arasında farklar olduğu zaman bir takım sıkıntılar oluyor. O cemaat ile bu cemaat arasında farklar olduğu zaman bir takım sıkıntılar oluyor. Cemaatlerin ismini vermeden bir misal vereyim.Cemaatlerin ismini vermeden bir misal vereyim. Bizim ihvanımızdan bir kızcağız bugün bana telefon etti, konuştuk.Bizim ihvanımızdan bir kızcağız bugün bana telefon etti, konuştuk. Başka bir cemaatten, bir gruptan birisi ile nişanlanmışlar ve nikahlanmışlar.Başka bir cemaatten, bir gruptan birisi ile nişanlanmışlar ve nikahlanmışlar. Olur, Allah mesut etsin. Konuşmuşlar, kız falanca şehre tayin olacak.Olur, Allah mesut etsin. Konuşmuşlar, kız falanca şehre tayin olacak. Kadınlarla ilgili bir mesleği var, oraya tayin olacak, "tamam" denmiş.Kadınlarla ilgili bir mesleği var, oraya tayin olacak, "tamam" denmiş. Kız tayin olunca erkek de oraya gidecek; kız oraya tayin olmuş fakatKız tayin olunca erkek de oraya gidecek; kız oraya tayin olmuş fakat bu sefer erkeğin bağlı olduğu cemaatin reisleri erkeğin buraya gitmesine müsaade etmiyor. bu sefer erkeğin bağlı olduğu cemaatin reisleri erkeğin buraya gitmesine müsaade etmiyor.

Bunlar nikahlandı, siz de önceden söz verdiniz, böyle şey olur mu? O cemaatte düğün için izin almak gerekiyormuş. Bunlar nikahlandı, siz de önceden söz verdiniz, böyle şey olur mu?

O cemaatte düğün için izin almak gerekiyormuş.

Bunlar nikâhlı. Düğüne izin vermiyorlar. Hoppala! Bunlar nikâhlı. Düğüne izin vermiyorlar.

Hoppala!

Ne Kur'an'da ne hadiste var. Bu kızla erkek nikahlanmış, karı koca olurlar. Düğüne müsaade etmiyor. Ne Kur'an'da ne hadiste var. Bu kızla erkek nikahlanmış, karı koca olurlar. Düğüne müsaade etmiyor.

Öyle şey olur mu? Olmaz. Bunlar saçma sapan şeyler. Böyle bazı şeyler oluyor; doğru değil! Öyle şey olur mu?

Olmaz.

Bunlar saçma sapan şeyler. Böyle bazı şeyler oluyor; doğru değil!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2