Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

İlk Söz Lâ İlâhe İlla’llàh Olsun! (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

18 Cemâziye'l-Âhir 1411 / 04.01.1991
Melbourne/ Avustralya

İçerik

Bir olayı anlatıyor bir kardeşimiz. Olay şu; birisi kumar masasında kalp krizi geçirmiş. Hastaneye zor yetiştirilmiş. Adam üç beş dakika dalmış gitmiş, kendisinden geçmiş. Sonra kendisine gelince "öbür dünyaya gittim, âhireti gördüm" demiş. İyileşmiş, iyileşince kendisini düzeltmiş, çeki düzen vermiş. Böyle bir şey olabilir mi?

Diğer şey [soru],Allahu Teâlâ'nın yasaklarından olan gıybetten çok uğraşmamıza rağmen kendimizi kurtaramıyoruz. Şunu tekrar anlatıp açıklayabilir misiniz? 

Hediyyete vela tadrikul müslimin. Müslümanlara vurmayın. Acaba müslüman olmayanlardan hediye alınabilir mi?

Avustralya'da buranın şartlarına uygun bir şekilde siyasi çalışma yapmamızı uygun görür müsünüz? Eğer uygunsa tavsiyeleriniz nelerdir? Mesela, Başbakan bizim caminin Coburg muhitinden adaylarını koyuyor, fakat müslüman düşmanı.

Annem babam öldü, Beyim, anneme babama küfrediyor, diyor bir kardeşimiz.

Kadınlar kendi aralarında imamlık yapabilir mi?

Annesi babası çocuğa haram lokma yedirdiyse, çocuğun bu [durumda] ne yapması gerekiyor? Çocuk okuyorsa okulu bıraksın mı?

Üç ayları tutmak istiyorum eğer hasta olup da yarıda bırakma durumum olursa bir mahsuru var mı?

Yemin hakkında biraz bizi aydınlatır mısınız?

Doğru olmayan, günah olan bir şeye yemin edilmişse, o zaman ne yapılacak?

Soru: Televizyon seyrediyoruz, havâdis ve hayvanat filmlerine bakıyoruz. Bunların içlerinde edepsiz reklamlar oluyor. Ne dersiniz?

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın 1980 sonrası sohbetlerine ek olarak başka bir uygulama daha başlatıldı. Problemi olanlar, herhangi bir konuda sıkıntısı olanlar, meselelerini yazılı olarak hocamıza gönderiyorlardı. Hocamız onları birer birer okuyor, her birisi için gerekli cevapları, açıklamaları, nasihatleri yapıyor, tavsiyelerde bulunuyordu.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamızın sohbetlerine katılanlar, katlanmış kâğıt parçalarının elden ele, kürsüye doğru taşındığını ve bir zaman sonra bunların kürsüde küçük tepecikler oluşturduklarını görmüşlerdir.

Konuşma Metni

Bir olayı anlatıyor bir kardeşimiz. Bir olayı anlatıyor bir kardeşimiz. Olay şu; birisi kumar masasında kalp krizi geçirmiş.Olay şu; birisi kumar masasında kalp krizi geçirmiş. Hastaneye zor yetiştirilmiş. Hastaneye zor yetiştirilmiş. Adam üç beş dakika dalmış gitmiş, kendisinden geçmiş.Adam üç beş dakika dalmış gitmiş, kendisinden geçmiş. Sonra kendisine gelince "öbür dünyaya gittim, âhireti gördüm" demiş. Sonra kendisine gelince "öbür dünyaya gittim, âhireti gördüm" demiş. İyileşmiş, iyileşince kendisini düzeltmiş, çeki düzen vermiş. İyileşmiş, iyileşince kendisini düzeltmiş, çeki düzen vermiş.

Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir şey olabilir mi?

Olur. Çok çok olur, müteaddit defalar olur.

Olur. Çok çok olur, müteaddit defalar olur.

Size de olur, bana da olur. Olmuştur.Size de olur, bana da olur. Olmuştur. İnsanın Rüyada da ruhu gidiyor. İnsanın Rüyada da ruhu gidiyor. Yani rüya da bir çeşit ölüm. Yani rüya da bir çeşit ölüm. Rüyada da insan âhirete gidiyor, mahşer yerini, görüyor, Mahkeme-i Kübrayı görüyor,Rüyada da insan âhirete gidiyor, mahşer yerini, görüyor, Mahkeme-i Kübrayı görüyor, terler içinde kalıyor veya kıyametin koptuğunu, her şeyin perişan olduğunu görüyor, bunlar mümkün.terler içinde kalıyor veya kıyametin koptuğunu, her şeyin perişan olduğunu görüyor, bunlar mümkün. Böyle şeyleri görebilir insan. O da görmüş.Böyle şeyleri görebilir insan. O da görmüş. İnsan gerçekten ölünce geri gelmez.İnsan gerçekten ölünce geri gelmez. O, bizim rüyada gördüğümüz gibi görmüş.O, bizim rüyada gördüğümüz gibi görmüş. Tevbe nasip etmiş.Tevbe nasip etmiş. Böyle olur. Böyle olur.

Siz de, biz de âhiretin bazı şeylerini görebiliriz.Siz de, biz de âhiretin bazı şeylerini görebiliriz. Görmüşüzdür, başımızdan geçmiştir, ıslahımıza sebep olmuştur.Görmüşüzdür, başımızdan geçmiştir, ıslahımıza sebep olmuştur. İnsan kan ter içinde rüyadan kalkar bazen, dehşet içinde titrer gördüğü şeyden, bilin ki ihtardır o kendisine. İnsanın rüyada ölümü, kıyameti, mahşeri, cehennemi, cenneti görmüşse veya huri kızlarını görmesi mümkün. Bunların her birisi ya kusurundan dön diye ihtardır ya da iyi halinde devam et diye bir teşviktir. Mümkün. Böyle şeyler olabilir. Ama bir insan âhirete tam gittikten sonra gelmez. Yani gerçekten öldükten sonra ölümden dönüş olmaz. O ölmemiş, ama ölüme yaklaşmış o halleri görmüş oluyor. Hepimizin başından geçen şeyler. İnsan kan ter içinde rüyadan kalkar bazen, dehşet içinde titrer gördüğü şeyden, bilin ki ihtardır o kendisine. İnsanın rüyada ölümü, kıyameti, mahşeri, cehennemi, cenneti görmüşse veya huri kızlarını görmesi mümkün. Bunların her birisi ya kusurundan dön diye ihtardır ya da iyi halinde devam et diye bir teşviktir. Mümkün. Böyle şeyler olabilir. Ama bir insan âhirete tam gittikten sonra gelmez. Yani gerçekten öldükten sonra ölümden dönüş olmaz. O ölmemiş, ama ölüme yaklaşmış o halleri görmüş oluyor. Hepimizin başından geçen şeyler.

dehşet içinde titrer gördüğü şeyden, bilin ki ihtardır o kendisine.dehşet içinde titrer gördüğü şeyden, bilin ki ihtardır o kendisine. İnsanın rüyada ölümü, kıyameti, mahşeri, cehennemi,İnsanın rüyada ölümü, kıyameti, mahşeri, cehennemi, cenneti görmüşse veya huri kızlarını görmesi mümkün.cenneti görmüşse veya huri kızlarını görmesi mümkün. Bunların her birisi ya kusurundan dön diye ihtardır ya da iyi halinde devam et diye bir teşviktir. Bunların her birisi ya kusurundan dön diye ihtardır ya da iyi halinde devam et diye bir teşviktir. Mümkün. Böyle şeyler olabilir.Mümkün. Böyle şeyler olabilir. Ama bir insan âhirete tam gittikten sonra gelmez.Ama bir insan âhirete tam gittikten sonra gelmez. Yani gerçekten öldükten sonra ölümden dönüş olmaz.Yani gerçekten öldükten sonra ölümden dönüş olmaz. O ölmemiş, ama ölüme yaklaşmış o halleri görmüş oluyor.O ölmemiş, ama ölüme yaklaşmış o halleri görmüş oluyor. Hepimizin başından geçen şeyler. Hepimizin başından geçen şeyler.

Diğer şey [soru],Allahu Teâlâ'nın yasaklarından olan gıybettenDiğer şey [soru],Allahu Teâlâ'nın yasaklarından olan gıybetten çok uğraşmamıza rağmen kendimizi kurtaramıyoruz.çok uğraşmamıza rağmen kendimizi kurtaramıyoruz. Şunu tekrar anlatıp açıklayabilir misiniz? Şunu tekrar anlatıp açıklayabilir misiniz?

Gıybet ile ilgili şikâyet.Gıybet ile ilgili şikâyet. Muhterem kardeşlerim, gıybetten kurtulmak çok zordur. Muhterem kardeşlerim, gıybetten kurtulmak çok zordur.

Neden? Şeytandan yakayı kurtarmak zordur da ondan.Neden?

Şeytandan yakayı kurtarmak zordur da ondan.
Şeytan insanoğlunun kurdudur. İnsanoğlu kuzu, şeytan kurt.Şeytan insanoğlunun kurdudur. İnsanoğlu kuzu, şeytan kurt. Yakalar, parça parça parçalar.Yakalar, parça parça parçalar. Etrafında dolaşır, sadece etrafında dolaşmıyor içinde de var. Etrafında dolaşır, sadece etrafında dolaşmıyor içinde de var. Damarlarında da dolaşıyor. Fırsatı yakaladı mı kandırır.Damarlarında da dolaşıyor. Fırsatı yakaladı mı kandırır. Hani nasıl insanın bazen yarası tatlı tatlı kaşınırHani nasıl insanın bazen yarası tatlı tatlı kaşınır harthart kaşır insan, gıybet de çok tatlı bir şeydir.harthart kaşır insan, gıybet de çok tatlı bir şeydir. Tatlandırıyor şeytan, hoş gösteriyor ve insan gıybeti yapıyor. Tatlandırıyor şeytan, hoş gösteriyor ve insan gıybeti yapıyor. Yapmayacak tabi. Yapmayacak tabi.

Büyükler baklaya okurlarmış, üflerlermiş, al ağzına bunu.Büyükler baklaya okurlarmış, üflerlermiş, al ağzına bunu. İşte bu ağzında bulunduğu müddetçe İşte bu ağzında bulunduğu müddetçe bakla çabuk erimiyor, çikolata gibi bir şey değil kibakla çabuk erimiyor, çikolata gibi bir şey değil ki bakla bu, çabuk erimiyor-- o zaman işte o küfretmez, bakla bu, çabuk erimiyor-- o zaman işte o küfretmez, gıybet etmez, yalan söylemez, kendisine hâkim olur diye öyle yaparlarmış. gıybet etmez, yalan söylemez, kendisine hâkim olur diye öyle yaparlarmış. Hatta Türkçede "Çıkart ağzından baklayı!" diye bir söz vardır. Hatta Türkçede "Çıkart ağzından baklayı!" diye bir söz vardır. Yani kontrol yok, yap yapabildiğini manasına geliyor. Yani kontrol yok, yap yapabildiğini manasına geliyor.

İnsanın gıybetten kurtulması için ilk şey; gıybetin çok kötü olduğunu bilmesi lazım.İnsanın gıybetten kurtulması için ilk şey; gıybetin çok kötü olduğunu bilmesi lazım. Gıybet hakkında bilgi sahibi olması lazım.Gıybet hakkında bilgi sahibi olması lazım. Hazreti Aişe validemiz Efendimiz'in yanında:Hazreti Aişe validemiz Efendimiz'in yanında: "Bak şu adamın boyuna, ne kadar uzun", deyince, "sen onu gıybet ettin" dedi."Bak şu adamın boyuna, ne kadar uzun", deyince, "sen onu gıybet ettin" dedi. Adam gerçekten fevkalade uzun boylu, iki metre bilmem kaç santim boyunda belki.Adam gerçekten fevkalade uzun boylu, iki metre bilmem kaç santim boyunda belki. Ama sen ona öyle dedin diye gıybet oldu, dedi. Gıybeti hiç etmeyecek insan.Ama sen ona öyle dedin diye gıybet oldu, dedi. Gıybeti hiç etmeyecek insan. Alıştıracak kendisini.Alıştıracak kendisini. İmam Gazâlî'ninrahmetullahialeyhinİhya-u Ulûm'unda gıybet bahsi çok güzel anlatılmış.İmam Gazâlî'ninrahmetullahialeyhinİhya-u Ulûm'unda gıybet bahsi çok güzel anlatılmış. Olan bir şey söylemek de gıybettir. Bak adamın boyu uzun tamam.Olan bir şey söylemek de gıybettir. Bak adamın boyu uzun tamam. Allah öyle yaratmış. "Aa, ne kadar uzun boylu adam" gıybet oldu.Allah öyle yaratmış. "Aa, ne kadar uzun boylu adam" gıybet oldu. Onu dahi söylemeyeceksin, çok dikkat edeceksiniz, bu bir. Onu dahi söylemeyeceksin, çok dikkat edeceksiniz, bu bir.

Bir de tabi insan abdestli olursa şeytan yanına yanaşamaz.Bir de tabi insan abdestli olursa şeytan yanına yanaşamaz. Biz derviş kardeşlerimize ne diyoruz, devamlı abdestli gez.Biz derviş kardeşlerimize ne diyoruz, devamlı abdestli gez. Abdestli gezdiği zaman, şeytan yanına yanaşamaz, aldatması da olmaz.Abdestli gezdiği zaman, şeytan yanına yanaşamaz, aldatması da olmaz. O bakımdan abdestli gezmek bir tedbirdir. O bakımdan abdestli gezmek bir tedbirdir.

Sonra zikrullahmânevî bir kaledir.Sonra zikrullahmânevî bir kaledir. Zikirle meşgul olan insan, gıybete düşmez.Zikirle meşgul olan insan, gıybete düşmez. Onun için biz diyoruz ki size, zikr-i kalbîye devam edin.Onun için biz diyoruz ki size, zikr-i kalbîye devam edin. Yani kalbinizden Allah Allah deme[k]. Devamlı bu zikre müdavim olun diyoruz.Yani kalbinizden Allah Allah deme[k]. Devamlı bu zikre müdavim olun diyoruz. Onlar bu gibi kusurları engelleyen şeylerdir.Onlar bu gibi kusurları engelleyen şeylerdir. İnsanı devamlı şuurlu tutup günahlara bulaştırmayan şeylerdir. İnsanı devamlı şuurlu tutup günahlara bulaştırmayan şeylerdir.

Önce İhyadan gıybet bahsini okuyacaksınız.Önce İhyadan gıybet bahsini okuyacaksınız. Ne kadar kötü olduğunu, ölü eti yemek gibi çirkin olduğunu, günah olduğunu öğreneceksiniz.Ne kadar kötü olduğunu, ölü eti yemek gibi çirkin olduğunu, günah olduğunu öğreneceksiniz. Sonra abdestli olmaya dikkat edeceksiniz, zikre müdavim olacaksınız. Sonra abdestli olmaya dikkat edeceksiniz, zikre müdavim olacaksınız.

Ramuzü'lehadiskitabının 16. sayfasında şöyle bir şey deniliyor;Ramuzü'lehadiskitabının 16. sayfasında şöyle bir şey deniliyor; "Davete icabet edin davet edene, hediyeyi reddetmeyin ve müslümanları dövmeyin." "Davete icabet edin davet edene, hediyeyi reddetmeyin ve müslümanları dövmeyin." On altıncı sayfa on birinci hadîs. On altıncı sayfa on birinci hadîs.

Hediyyete vela tadrikul müslimin. Müslümanlara vurmayın.Hediyyete vela tadrikul müslimin. Müslümanlara vurmayın. Acaba müslüman olmayanlardan hediye alınabilir mi? Acaba müslüman olmayanlardan hediye alınabilir mi?

Hediye alınabilir. Hediyeleşilebilir. Hediyenin bir mahsuru yok.Hediye alınabilir. Hediyeleşilebilir. Hediyenin bir mahsuru yok. Hediye gönül hoşluğuyla veriliyor. Onun için hediye alınır.Hediye gönül hoşluğuyla veriliyor. Onun için hediye alınır. Ama hediyenin âdâbı, hediye verene sen de bir karşılık [verirsin].Ama hediyenin âdâbı, hediye verene sen de bir karşılık [verirsin]. Peygamber Efendimiz diyor ki; hediyeyi karşılayın.Peygamber Efendimiz diyor ki; hediyeyi karşılayın. Ama hemen o anda değil. Sen bana şu hediyeyi verdin, al benden şu hediyeyi.Ama hemen o anda değil. Sen bana şu hediyeyi verdin, al benden şu hediyeyi. Bu biraz kaba olur yani. Bu biraz kaba olur yani. Bir vakit kollarsın, sen de bir zamanda bir hediye verirsin.Bir vakit kollarsın, sen de bir zamanda bir hediye verirsin. Eğer paranız pulunuz yok, zengin değilsiniz, o size bir hediye verdi,Eğer paranız pulunuz yok, zengin değilsiniz, o size bir hediye verdi, o zaman hediye eden kimseye dua edin diyor. o zaman hediye eden kimseye dua edin diyor. O da onun karşılığıdır.O da onun karşılığıdır. Ne kadar dua edin? Kâfi geldiğine kani oluncaya kadar dua edin.Ne kadar dua edin? Kâfi geldiğine kani oluncaya kadar dua edin. Yani çokça dua edin diyor. Yani çokça dua edin diyor.

Hediyeleşmek vardır. Müslüman gayrimüslim fark etmez.Hediyeleşmek vardır. Müslüman gayrimüslim fark etmez. Komşudur, ahbaptır, işyerinde dosttur, merhabalaştığı bir kimsedir.Komşudur, ahbaptır, işyerinde dosttur, merhabalaştığı bir kimsedir. Sen ona bir hediye verirsin, o sana bir hediye verir.Sen ona bir hediye verirsin, o sana bir hediye verir. Ahbaplığınız ilerler. Yarın öbür gün İslâm'ı da anlatırsın. Ahbaplığınız ilerler. Yarın öbür gün İslâm'ı da anlatırsın. O İslâm'ı sever, müslüman olur belki. Onun için onların mahsuru yoktur. O İslâm'ı sever, müslüman olur belki. Onun için onların mahsuru yoktur.

Haram hediye alınmaz, verilmez.Haram hediye alınmaz, verilmez. Divan-ı Mahsalat deniliyor[du] eskiden, Sayıştay diyorlar şimdi.Divan-ı Mahsalat deniliyor[du] eskiden, Sayıştay diyorlar şimdi. Sayıştayda bizim bir Müslüman kardeşimiz vardı.Sayıştayda bizim bir Müslüman kardeşimiz vardı. Takva ehli, daire başkanı, bir ağabey yani yaşlı kimse vardı.Takva ehli, daire başkanı, bir ağabey yani yaşlı kimse vardı. Buna sayıştayın hâkimi diye, daire başkanı diye,Buna sayıştayın hâkimi diye, daire başkanı diye, en pahalı içkilerden viskilerden bir koca paket getirmişler.en pahalı içkilerden viskilerden bir koca paket getirmişler. Yılbaşında, buyurun hâkim bey diye.Yılbaşında, buyurun hâkim bey diye. Haram hediye olmaz. Memur, hediye alamaz zaten.Haram hediye olmaz. Memur, hediye alamaz zaten. Memurun aldığı hediye rüşvettir.Memurun aldığı hediye rüşvettir. Haram hediye ne alınır, ne verilir.Haram hediye ne alınır, ne verilir. Yani şimdi o likörler[i] viskiler[i] çok pahalı içkiler[i]Yani şimdi o likörler[i] viskiler[i] çok pahalı içkiler[i] başkasına verebilir mi? Veremez. Ne alır ne verir. başkasına verebilir mi? Veremez. Ne alır ne verir.

Sorumluluk duygusu, fazla yemek, günaha bakmak konularında çok noksanız. Sorumluluk duygusu, fazla yemek, günaha bakmak konularında çok noksanız.

Evet, müslümanın bir sorumluluk duygusu olması lazım.Evet, müslümanın bir sorumluluk duygusu olması lazım. Fazla yemekten de şikâyet ediyor arkadaş.Fazla yemekten de şikâyet ediyor arkadaş. Hepimiz şikâyetçiyiz. Hele burada bizi besleyiş şekliniz maşallah.Hepimiz şikâyetçiyiz. Hele burada bizi besleyiş şekliniz maşallah. Tabi biraz az yemekte fayda vardır. Tabi biraz az yemekte fayda vardır. Bazı günler oruç tutmakta fayda vardır.Bazı günler oruç tutmakta fayda vardır. Bizim kalp hastası fabrikatör bir tanıdığımız var. Hapla geziyor. Bizim kalp hastası fabrikatör bir tanıdığımız var. Hapla geziyor. Açık kalp ameliyatı geçirmiş. Hapsız yaşayamıyor.Açık kalp ameliyatı geçirmiş. Hapsız yaşayamıyor. "Hocam, pazartesi perşembe oruçlarını tutarsam, hapa lüzum kalmıyor" diyor."Hocam, pazartesi perşembe oruçlarını tutarsam, hapa lüzum kalmıyor" diyor. Hani nafile oruç, sevap kazanmak için oluyor.Hani nafile oruç, sevap kazanmak için oluyor. "Tutmadığım zaman hap almak zorunda kalıyorum."Tutmadığım zaman hap almak zorunda kalıyorum. Hele bir de eyyam-ı bi'd oruçlarını tuttum mu, --eyyamı bi'd oruçları da malumHele bir de eyyam-ı bi'd oruçlarını tuttum mu, --eyyamı bi'd oruçları da malum mehtaplı gecelerin gündüzlerinde tutulan oruç, Arabi ayların on üç on dört on beşi. --mehtaplı gecelerin gündüzlerinde tutulan oruç, Arabi ayların on üç on dört on beşi. -- Onları da tuttum mu tam sıhhatim yerine geliyor" diyor. Onları da tuttum mu tam sıhhatim yerine geliyor" diyor.

Demek ki Peygamber Efendimiz'in tavsiyeleri sıhhat için tam garanti,Demek ki Peygamber Efendimiz'in tavsiyeleri sıhhat için tam garanti, sıhhatsizlik için tam emniyet supabı.sıhhatsizlik için tam emniyet supabı. Hasta adam hapsız yaşayamıyor ama Efendimiz'in tavsiyesine göre yaşayınca hapa lüzum kalmıyor.Hasta adam hapsız yaşayamıyor ama Efendimiz'in tavsiyesine göre yaşayınca hapa lüzum kalmıyor. Kullanmıyorum, cebimde duruyor, ihtiyaç olmuyor diyor o zaman.Kullanmıyorum, cebimde duruyor, ihtiyaç olmuyor diyor o zaman. O bakımdan biraz oruca alıştıralım.O bakımdan biraz oruca alıştıralım. Ben burada biraz oruç tutalım diye konuştum da bazı arkadaşlarla...Ben burada biraz oruç tutalım diye konuştum da bazı arkadaşlarla... Yalnız Peygamber Efendimiz'in bir Hadîs-i Şerîfi var:Yalnız Peygamber Efendimiz'in bir Hadîs-i Şerîfi var: Seferilik halinde oruç tutmak takvadan değildir, buyurmuş.Seferilik halinde oruç tutmak takvadan değildir, buyurmuş. Melbourn'e gittiği zaman insan pazartesi perşembe oruçlarını tutar. Melbourn'e gittiği zaman insan pazartesi perşembe oruçlarını tutar.

Bir buçuk hafta kaldı işte Recep ayı gelecek.Bir buçuk hafta kaldı işte Recep ayı gelecek. Recep ayı oruç ayı. Efendimiz'in çok oruç tuttuğu aylardan birisidir Recep ayı.Recep ayı oruç ayı. Efendimiz'in çok oruç tuttuğu aylardan birisidir Recep ayı. O ayda bol bol oruç tutarsınız. O ayda bol bol oruç tutarsınız. Zaten yemek yediğiniz zaman da az yiyin. Tabağın yarısını yiyin.Zaten yemek yediğiniz zaman da az yiyin. Tabağın yarısını yiyin. Tabağa az koyun veya yiyeceğiniz şeyleri aklınız kontrollü olarak az az alın,Tabağa az koyun veya yiyeceğiniz şeyleri aklınız kontrollü olarak az az alın, tencereyi saklayın, mutfağa göndertin, tekrar alma olmasın.tencereyi saklayın, mutfağa göndertin, tekrar alma olmasın. Az yiyin, o çok yemenin belalarından kurtulmaya birazgayret edin. Az yiyin, o çok yemenin belalarından kurtulmaya birazgayret edin.

Günaha bakmak,Günaha bakmak, o da çok büyük bir yaygın bir şeydir, çok oluyor.o da çok büyük bir yaygın bir şeydir, çok oluyor. Allah korusun. Abdestli gezerseniz inşaallah mani olur şeytana da,Allah korusun. Abdestli gezerseniz inşaallah mani olur şeytana da, o günaha bakmak biraz engellenebilir.o günaha bakmak biraz engellenebilir. Çok dikkat etmeniz gerekiyor.Çok dikkat etmeniz gerekiyor. Mümkün olduğu kadar sakin yerlerde durmak, Mümkün olduğu kadar sakin yerlerde durmak, burada mesele insanın gözü rahat sakin.burada mesele insanın gözü rahat sakin. Şehrin kalabalıklarından, çarşıdan pazardan uzak. Şehrin kalabalıklarından, çarşıdan pazardan uzak.

Çarşı pazar şeytanın en kesif olduğu, en kalabalık olduğu yerdir.Çarşı pazar şeytanın en kesif olduğu, en kalabalık olduğu yerdir. Sadece Melbron çarşısı değil, İstanbul'da da öyledir.Sadece Melbron çarşısı değil, İstanbul'da da öyledir. Çarşı pazar şeytanın insanları çok kandırdığı bir yerdir.Çarşı pazar şeytanın insanları çok kandırdığı bir yerdir. Gidecekse illa, gitmek zorunda kalacaksa, tespih çekerek, dua ederek gezmesi lazım.Gidecekse illa, gitmek zorunda kalacaksa, tespih çekerek, dua ederek gezmesi lazım. Şeytan zarar vermesin diye. Şeytan zarar vermesin diye.

Cennete giden Müslüman erkekler için hûriler olduğunu öğrendikCennete giden Müslüman erkekler için hûriler olduğunu öğrendik kadınların durumu hakkında bilgi istiyor kardeşimiz. kadınların durumu hakkında bilgi istiyor kardeşimiz.

Allahu Teâlâ Hazretleri erkekleri de kadınları da bahtiyar edecektir. Allahu Teâlâ Hazretleri erkekleri de kadınları da bahtiyar edecektir.

Avustralya'da buranın şartlarına uygun bir şekilde siyasi çalışma yapmamızı uygun görür müsünüz?Avustralya'da buranın şartlarına uygun bir şekilde siyasi çalışma yapmamızı uygun görür müsünüz? Eğer uygunsa tavsiyeleriniz nelerdir?Eğer uygunsa tavsiyeleriniz nelerdir? Mesela, Başbakan bizim caminin Coburg muhitinden adaylarını koyuyor, fakat müslüman düşmanı. Mesela, Başbakan bizim caminin Coburg muhitinden adaylarını koyuyor, fakat müslüman düşmanı.

Şimdi Amerika'da başkan yardımcısı bir yüksek papaz varmış.Şimdi Amerika'da başkan yardımcısı bir yüksek papaz varmış. O bizim arkadaşların bir toplantısına gelmiş.O bizim arkadaşların bir toplantısına gelmiş. Müslüman derneklerinin federasyon toplantısına gelmiş, bir konuşma yapmış. Papaz ama politikacı,Müslüman derneklerinin federasyon toplantısına gelmiş, bir konuşma yapmış. Papaz ama politikacı, parti içinde başkan yardımcılığı görevi yapıyormuş.parti içinde başkan yardımcılığı görevi yapıyormuş. Demiş ki: "Ey müslümanlar, Amerika'da iki büyük partiden şu partinin, bu partinin oyları şu kadar.Demiş ki: "Ey müslümanlar, Amerika'da iki büyük partiden şu partinin, bu partinin oyları şu kadar. Arada beş yüz bin oy farkı var.Arada beş yüz bin oy farkı var. Siz politikaya şuurlu girerseniz ve birlikte hareket edip de ağırlığınızı koyarsınızSiz politikaya şuurlu girerseniz ve birlikte hareket edip de ağırlığınızı koyarsınız Amerikan seçimine hakim olursunuz, istediğinizi seçtirir istemediğinizi seçtirmezsiniz.Amerikan seçimine hakim olursunuz, istediğinizi seçtirir istemediğinizi seçtirmezsiniz. Ve pazarlık gücünüz yüksek olur" demiş. Ve pazarlık gücünüz yüksek olur" demiş.

Bakın yahudiler New York'ta kalabalık oldukları için, şuurlu hareket ettiklerindenBakın yahudiler New York'ta kalabalık oldukları için, şuurlu hareket ettiklerinden New York valisini kendilerinden seçtirmek veya pazarlık yapmaktaNew York valisini kendilerinden seçtirmek veya pazarlık yapmakta çok örnek hareket ediyorlar diye söylemiş.çok örnek hareket ediyorlar diye söylemiş. Her yerde bu böyledir.Her yerde bu böyledir. Ama bunların hepsiAma bunların hepsi birlik ve beraberlik olma,birlik ve beraberlik olma, bir, ikincisi şuurlu bir yönetim mekanizmasına bağlı [olmaya dayaniyor]bir, ikincisi şuurlu bir yönetim mekanizmasına bağlı [olmaya dayaniyor] Yani aklı eren, basiretli bir yönetiminYani aklı eren, basiretli bir yönetimin içinde gürültü patırdı, ayrılık ihtilaf çıkarmadan, yek vücut çalışmak.içinde gürültü patırdı, ayrılık ihtilaf çıkarmadan, yek vücut çalışmak. Basiretli bir [yönetim] gerekli, ona dikkat etmek lazım.Basiretli bir [yönetim] gerekli, ona dikkat etmek lazım. Kendi içinizde katiyen itilafa düşmeyinKendi içinizde katiyen itilafa düşmeyin ve yönetiminizi müşkül durumda bırakacak çatlaklıklar, itirazlar, vesaireler yapmayın. ve yönetiminizi müşkül durumda bırakacak çatlaklıklar, itirazlar, vesaireler yapmayın.

Annem babam öldü, Beyim, anneme babama küfrediyor, diyor bir kardeşimiz. Annem babam öldü, Beyim, anneme babama küfrediyor, diyor bir kardeşimiz.

Tabi beyinin bir kusuru; vefat etmiş kimsey[i] hayırla anması gerekirken hayırla anmıyor.Tabi beyinin bir kusuru; vefat etmiş kimsey[i] hayırla anması gerekirken hayırla anmıyor. Ayrıca küfür zaten müslümana yakışmayan bir şey.Ayrıca küfür zaten müslümana yakışmayan bir şey. Beyi eksikli kusurlu öyle yapmaması lazım. Bu onu felakete sürekler.Beyi eksikli kusurlu öyle yapmaması lazım. Bu onu felakete sürekler. O giden insana zarar gelmez, bu [küfüredilen] insana zarar gelmez.O giden insana zarar gelmez, bu [küfüredilen] insana zarar gelmez. Bu sözü söyleyen kimse, küfrü yapan kimse zarara uğrar.Bu sözü söyleyen kimse, küfrü yapan kimse zarara uğrar. O bakımdan aklını başına toplaması lazım. Allah ıslah etsin ne diyelim. O bakımdan aklını başına toplaması lazım. Allah ıslah etsin ne diyelim.

Kadınlar kendi aralarında imamlık yapabilir mi? Kadınlar kendi aralarında imamlık yapabilir mi?

Sırf kadınlardan ibaret bir topluluk olsa, birisi içlerinden imam olur,Sırf kadınlardan ibaret bir topluluk olsa, birisi içlerinden imam olur, ötekiler de ona tabi olurlar. ötekiler de ona tabi olurlar. Yalnız, kadınların imamlığında imam öne geçmez.Yalnız, kadınların imamlığında imam öne geçmez. Saflar aynı hizada durur. Saflar aynı hizada durur.

Annesi babası çocuğa haram lokma yedirdiyse,Annesi babası çocuğa haram lokma yedirdiyse, çocuğun bu [durumda] ne yapması gerekiyor?çocuğun bu [durumda] ne yapması gerekiyor? Çocuk okuyorsa okulu bıraksın mı? Çocuk okuyorsa okulu bıraksın mı?

Hayır. Annesi babası çocuğa haram lokma yedirdiyse,Hayır. Annesi babası çocuğa haram lokma yedirdiyse, çocuğun yapacağı şeyi demin söyledim. Dua edecek.çocuğun yapacağı şeyi demin söyledim. Dua edecek. Yani olan olmuş, biten bitmiş.Yani olan olmuş, biten bitmiş. Kendisi bir haksızlığı telafi etme imkânına sahipse telafi eder.Kendisi bir haksızlığı telafi etme imkânına sahipse telafi eder. Bilmediği şeyler varsa Allah'a sığınır, dua eder.Bilmediği şeyler varsa Allah'a sığınır, dua eder. "Yâ Rabbi bu benim elimde olan bir şey değil. Büyüklerim böyle yapmışlar."Yâ Rabbi bu benim elimde olan bir şey değil. Büyüklerim böyle yapmışlar. Bende kusurlar varsa düzelt, sen beni ıslah eyle,Bende kusurlar varsa düzelt, sen beni ıslah eyle, hayra çevir, kusurlarımı bağışla" diye dua yapması lazım. hayra çevir, kusurlarımı bağışla" diye dua yapması lazım.

Üç ayları tutmak istiyorum eğer hasta olup da yarıda bırakma durumum olursa bir mahsuru var mı? Üç ayları tutmak istiyorum eğer hasta olup da yarıda bırakma durumum olursa bir mahsuru var mı?

Üç ayları tutmak diye bir şey yoktur.Üç ayları tutmak diye bir şey yoktur. Peygamber Efendimiz Recep'te çok oruç tutardı.Peygamber Efendimiz Recep'te çok oruç tutardı. Şaban'da çok oruç tutardı ama tamamını tutmazdı,Şaban'da çok oruç tutardı ama tamamını tutmazdı, hatta Şaban'ın on beşinden sonra oruç tutmayın vücudunuz hatta Şaban'ın on beşinden sonra oruç tutmayın vücudunuz Ramazan'a hazır olsun, yani beslensin diye tavsiyesi vardır. Ramazan'a hazır olsun, yani beslensin diye tavsiyesi vardır. Üç aylarda oruç tutmanın sebebi şudur: Üç aylarda oruç tutmanın sebebi şudur:

Bir insan Ramazan orucunu kasten yerse; iki ay, altmış gün,Bir insan Ramazan orucunu kasten yerse; iki ay, altmış gün, bir de o yediği oruç, altmış bir gün, kaza etmesi gerekir.bir de o yediği oruç, altmış bir gün, kaza etmesi gerekir. İşte onu üç aylara rastlatıyorlar.İşte onu üç aylara rastlatıyorlar. Yani sevaplı zamanda eski bir hatasının telafisini, kefaretini ödemiş oluyorlar.Yani sevaplı zamanda eski bir hatasının telafisini, kefaretini ödemiş oluyorlar. Yoksa üç ayları oruçlu geçirmek diye bir şey yoktur. Üç aylarda veya başka aylardaYoksa üç ayları oruçlu geçirmek diye bir şey yoktur. Üç aylarda veya başka aylarda böyle bir niyetle kefaret orucu tutmak olabilir. böyle bir niyetle kefaret orucu tutmak olabilir. Kefaret orucu yani aralık vermeden yapılması gereken bir oruçtur. Kefaret orucu yani aralık vermeden yapılması gereken bir oruçtur.

Yemin hakkında biraz bizi aydınlatır mısınız? Yemin hakkında biraz bizi aydınlatır mısınız?

Yemin, Allah adını vererek bir şeyin yapılmasını, yapılmamasını söylemek oluyor.Yemin, Allah adını vererek bir şeyin yapılmasını, yapılmamasını söylemek oluyor. Eğer hak olan, hayır olan, güzel olan bir şeyin yapılmasınaEğer hak olan, hayır olan, güzel olan bir şeyin yapılmasına yemin edilmişse, yemin insanı bağlayıcı bir mecburiyet getiriyor. yemin edilmişse, yemin insanı bağlayıcı bir mecburiyet getiriyor. İnsanın onu yapması lazım. İnsanın onu yapması lazım. "Vallahi yarın oruç tutacağım, vallahi şu kimseye şu hayrı yapacağım""Vallahi yarın oruç tutacağım, vallahi şu kimseye şu hayrı yapacağım" dediği zaman [mesela] hayırlı olduğu için yemin ettiği şey, bunun yapılması gerekiyor.dediği zaman [mesela] hayırlı olduğu için yemin ettiği şey, bunun yapılması gerekiyor. Eğer hayırsız bir şeye yemin edilmişse "vallahi o adamın kafasını kıracağım."Eğer hayırsız bir şeye yemin edilmişse "vallahi o adamın kafasını kıracağım." Yok doğru değil, ettiği yemin doğru bir şey değil. Yok doğru değil, ettiği yemin doğru bir şey değil.

Doğru olmayan, günah olan bir şeye yemin edilmişse, o zaman ne yapılacak? Doğru olmayan, günah olan bir şeye yemin edilmişse, o zaman ne yapılacak?

Yeminden dönülmesi sevaptır.Yeminden dönülmesi sevaptır. Günah çünkü. Günah çünkü. Peygamber Efendimiz o yeminden dönmeyi tavsiye ediyor. Dönecek ve yemin kefareti verecek.Peygamber Efendimiz o yeminden dönmeyi tavsiye ediyor. Dönecek ve yemin kefareti verecek. Yemin kefareti on kişiyi fıtır miktarı [sadaka vererek madden desteklemek]Yemin kefareti on kişiyi fıtır miktarı [sadaka vererek madden desteklemek] veyahut ona imkanı yoksa on gün oruç tutmaktır.veyahut ona imkanı yoksa on gün oruç tutmaktır. Yemin kefaretini ödeyecek ama yapmayacak söylediği şeyi, çünkü günah.Yemin kefaretini ödeyecek ama yapmayacak söylediği şeyi, çünkü günah. Söz verdim, yemin ettim ne yapayım demeyecek.Söz verdim, yemin ettim ne yapayım demeyecek. Yemininden vazgeçecek, kefaretini ödeyecek. Yemininden vazgeçecek, kefaretini ödeyecek.

Soru: Televizyon seyrediyoruz, havâdis ve hayvanat filmlerine bakıyoruz.Soru: Televizyon seyrediyoruz, havâdis ve hayvanat filmlerine bakıyoruz. Bunların içlerinde edepsiz reklamlar oluyor. Ne dersiniz? Bunların içlerinde edepsiz reklamlar oluyor. Ne dersiniz?

Televizyonun haber kısmına bakılabilir.Televizyonun haber kısmına bakılabilir. Yani normal, bilgi arttıracak programlara görüntülere bakılabilir, konuşmaları dinlenebilir. Yani normal, bilgi arttıracak programlara görüntülere bakılabilir, konuşmaları dinlenebilir. Günah olduğu zaman bakmayacak ve televizyonu kapatacak.Günah olduğu zaman bakmayacak ve televizyonu kapatacak. Düğmesini çevirecek veya başını çevirecek veya kapatacak günah olduğu zaman.Düğmesini çevirecek veya başını çevirecek veya kapatacak günah olduğu zaman. Fakat benim Türkiye'de konuşmalarımda kardeşlerime tavsiyem:Fakat benim Türkiye'de konuşmalarımda kardeşlerime tavsiyem: Televizyonu evinize sokmayabilirseniz sokmayın diyorum. Televizyonu evinize sokmayabilirseniz sokmayın diyorum.

Neden? Neden?

Haberi nasıl olsa radyodan da alabilirsiniz.Haberi nasıl olsa radyodan da alabilirsiniz. Televizyon insanı çok meşgul ediyor.Televizyon insanı çok meşgul ediyor. Kur'ân ezberlettirmiyor, din kitaplarını okutturmuyor, çeşitli çalışmaları yaptırtmıyor. Kur'ân ezberlettirmiyor, din kitaplarını okutturmuyor, çeşitli çalışmaları yaptırtmıyor. Hatta filmler cazip ve enteresan olursa camiye gelmiyor.Hatta filmler cazip ve enteresan olursa camiye gelmiyor. İbadetten alıkoyuyor. Vakti çok israf ediyor. Onun için ben "telefisyon" diyorum. İbadetten alıkoyuyor. Vakti çok israf ediyor. Onun için ben "telefisyon" diyorum. Telef makinesi manasında, televizyon değil telefisyon diyorum.Telef makinesi manasında, televizyon değil telefisyon diyorum. İnsan ona bir yakalandı mı durumlar zor oluyor. İnsan ona bir yakalandı mı durumlar zor oluyor.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2