Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Evvel 1446
24 Kasım 2024
İmsak
06:24
Güneş
07:54
Öğle
12:55
İkindi
15:24
Akşam
17:47
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

Kıyamet Alâmetleri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

11 Cemâziye'l-Evvel 1413 / 06.11.1992
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

İşte O Saat, Ölümden Kaçılmaz, Selin Önündeki Çer Çöp Gibi, Asıl Vazifemiz Ne, Dört Fitne Olacak, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Kıyamet Alâmetleri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

11 Cemâziye'l-Evvel 1413 / 06.11.1992
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

İşte O Saat, Ölümden Kaçılmaz, Selin Önündeki Çer Çöp Gibi, Asıl Vazifemiz Ne, Dört Fitne Olacak, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdü li'llâhi Rabbi'l-âlemîn. Hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh alâ külli hâlin ve fî külli hîn.el-Hamdü li'llâhi Rabbi'l-âlemîn. Hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh alâ külli hâlin ve fî külli hîn. Yenbeğî kemâ yenbeğî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih.

Yenbeğî kemâ yenbeğî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih.

Ve's-salâtü ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn ve âşıkînVe's-salâtü ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn ve âşıkîn ve şefîi'l-mü'minîn Muhammedini'l-Mustafel muhtâri'l-mahmûdi'l-emînve şefîi'l-mü'minîn Muhammedini'l-Mustafel muhtâri'l-mahmûdi'l-emîn ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'd.

ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'd.

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân! Fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbu'llâh Fa'lemû eyyühe'l-ihvân! Fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbu'llâh ve efdale'l hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve âlihî ve sellimve efdale'l hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve âlihî ve sellim ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ vekülle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletünve şerre'l-umûri muhdesâtühâ vekülle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün ve külle dalâletin ve sahibehâ fi'n-nârve külle dalâletin ve sahibehâ fi'n-nâr ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

Tekûnü beyne yedeyi's-sâati eyyâmin yurfeu fîhe'l-ilmü ve yünzelü fîhe'l-cehlüTekûnü beyne yedeyi's-sâati eyyâmin yurfeu fîhe'l-ilmü ve yünzelü fîhe'l-cehlü ve yükseru fîhe'l-hercü ve'l-hercü'l-katl.

ve yükseru fîhe'l-hercü ve'l-hercü'l-katl.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi dünyada ve âhirette üzerinize olsun.Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi dünyada ve âhirette üzerinize olsun. Rabbimiz iki cihan saadetine cümlemizi lütfuyla, keremiyle nâil eylesin.Rabbimiz iki cihan saadetine cümlemizi lütfuyla, keremiyle nâil eylesin. Sevdiklerinizle beraber sizi cennetiyle, cemaliyle beraber müşerref eylesin.

Sevdiklerinizle beraber sizi cennetiyle, cemaliyle beraber müşerref eylesin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretlerinin mübarek hadîs-i şerîfleriPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretlerinin mübarek hadîs-i şerîfleri başımızın tâcı, yolumuzun nuru, dinimizin aslı, esası, kaynağı olduğundan onları okuyoruz.

başımızın tâcı, yolumuzun nuru, dinimizin aslı, esası, kaynağı olduğundan onları okuyoruz.

Hadîs-i şerîflerin okunmasına ve izahına geçmeden önce boynumuzun borcu,Hadîs-i şerîflerin okunmasına ve izahına geçmeden önce boynumuzun borcu, sevgimizin saygımızın gereği olarak Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'insevgimizin saygımızın gereği olarak Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in rûh-ı pâkine hediye olsun diye ve onun mübarek âl'inin, ashâbının, etbâının ve hassetenrûh-ı pâkine hediye olsun diye ve onun mübarek âl'inin, ashâbının, etbâının ve hasseten onun varisleri, makâm-ı irşâdı devam ettiren evliyâullah-ı mukarrebîn olanonun varisleri, makâm-ı irşâdı devam ettiren evliyâullah-ı mukarrebîn olan meşâyih-i vâsılînimizin, sâdât-ı turuk-u aliyyemizin,meşâyih-i vâsılînimizin, sâdât-ı turuk-u aliyyemizin, Ebû Bekr-i Sıddîk ve Aliyy-i Mürtezâ'dan müteselsilen,Ebû Bekr-i Sıddîk ve Aliyy-i Mürtezâ'dan müteselsilen, kendisinden feyiz aldığımız Hocamız Muhammed Zâhid-i Bursevî'ye kadarkendisinden feyiz aldığımız Hocamız Muhammed Zâhid-i Bursevî'ye kadar güzerân eylemiş olan cümlesinin fert fert ruhları içingüzerân eylemiş olan cümlesinin fert fert ruhları için ve onlara bağlı halifelerinin, müritlerinin, muhiblerinin ruhları içinve onlara bağlı halifelerinin, müritlerinin, muhiblerinin ruhları için ve bu beldeleri Allah rızası için cihat ederek mallarını canlarını ortaya koyarakve bu beldeleri Allah rızası için cihat ederek mallarını canlarını ortaya koyarak her türlü fedakarlıkları îfâ ederek fethetmiş ve bize emanet ve yadigâr bırakmış,her türlü fedakarlıkları îfâ ederek fethetmiş ve bize emanet ve yadigâr bırakmış, devretmiş olan fatihlerin, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin ruhları için,devretmiş olan fatihlerin, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin ruhları için, içinde ibadet ettiğimiz şu caminin yapılmasınaiçinde ibadet ettiğimiz şu caminin yapılmasına ve yaşamasına ve içinde ibadetlerinin yapılmasına katkısı olanlarınınve yaşamasına ve içinde ibadetlerinin yapılmasına katkısı olanlarının kendilerinin ve geçmişlerinin ruhları için,kendilerinin ve geçmişlerinin ruhları için, âhirete göçmüş olan annelerimizin, babalarımızın, dedelerimizin,âhirete göçmüş olan annelerimizin, babalarımızın, dedelerimizin, ninelerimizin müslüman ecdâd u ceddât u akrabâ u taallukâtımızın, kardeşlerimizin,ninelerimizin müslüman ecdâd u ceddât u akrabâ u taallukâtımızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın zürriyetlerimizin ruhları için,evlatlarımızın zürriyetlerimizin ruhları için, Ümmet-i Muhammed'in sıhhat ve selameti için,Ümmet-i Muhammed'in sıhhat ve selameti için, Allah'ın Ümmet-i Muhammed'e rahmetle muamele etmesi için,Allah'ın Ümmet-i Muhammed'e rahmetle muamele etmesi için, bize de tevfîkini refîk eylemesi, hakkı hak olarak görüp ona uymamızı lütfetmesi için,bize de tevfîkini refîk eylemesi, hakkı hak olarak görüp ona uymamızı lütfetmesi için, batıllardan fitnelerden koruması için bir Fâtiha üç İhlâs-ı şerîf okuyalım,batıllardan fitnelerden koruması için bir Fâtiha üç İhlâs-ı şerîf okuyalım, bu saydıklarımıza bağışlayalım öyle başlayalım.

bu saydıklarımıza bağışlayalım öyle başlayalım.

Okuduğumuz hadîs-i şerîfler Râmûzü'l-ehâdîs'in 258. sayfasında.

Okuduğumuz hadîs-i şerîfler Râmûzü'l-ehâdîs'in 258. sayfasında.

Hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki:

Hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki:

Tekûnü beyne yedeyi's-sâeti eyyamin. "Kıyamet kopmadan önceki devrede, o günlerde." Tekûnü beyne yedeyi's-sâeti eyyamin. "Kıyamet kopmadan önceki devrede, o günlerde." Yurfaü fîhe'l-ilm. "İlim kaldırılır; yeryüzünden götürülür, semaya kaldırılır."Yurfaü fîhe'l-ilm. "İlim kaldırılır; yeryüzünden götürülür, semaya kaldırılır." Ve yünzelü fîhe'l-cehl. "Ve yeryüzüne cahillik indirilir."Ve yünzelü fîhe'l-cehl. "Ve yeryüzüne cahillik indirilir." Ve yükserü fîhe'l-herc ve'l-hercü'l-katl. "Ve adam öldürme olayları arttırılır."

Ve yükserü fîhe'l-herc ve'l-hercü'l-katl. "Ve adam öldürme olayları arttırılır."

"Hercümerç" kelimesinde de kullanıyoruz. Türkler de bu kelimeyi biraz biliyor; "Hercümerç" kelimesinde de kullanıyoruz. Türkler de bu kelimeyi biraz biliyor; "öldürmek" demek.

"Adam öldürme olayları çoğalır." diyor Peygamber Efendimiz.

"öldürmek" demek.

"Adam öldürme olayları çoğalır." diyor Peygamber Efendimiz.

Aziz ve Muhterem kardeşlerim!

Aziz ve Muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretleri, Âdem atamızdan beri Âdemoğlu olan biz insanlarınAllahu Teâlâ hazretleri, Âdem atamızdan beri Âdemoğlu olan biz insanların iki cihan saadetine ermemizi sağlamak için bize yol göstermiştir.iki cihan saadetine ermemizi sağlamak için bize yol göstermiştir. Biz âciz ve nâçiz varlıklar idik, hâlâ öyleyiz.Biz âciz ve nâçiz varlıklar idik, hâlâ öyleyiz. Hiçbir şeyi bilmemiz mümkün değildi; bize akıl vermiştir, güç kuvvet vermiştir, imkân vermiştir. Hiçbir şeyi bilmemiz mümkün değildi; bize akıl vermiştir, güç kuvvet vermiştir, imkân vermiştir. Yeri göğü, yerdeki gökteki varlıkları bizim emrimize tahsis buyurmuştur, lütfetmiştir.Yeri göğü, yerdeki gökteki varlıkları bizim emrimize tahsis buyurmuştur, lütfetmiştir. "Şaşırmasınlar, yanılmasınlar, Allah'ın gazabına uğrayacak durumlara düşmesinler." diye de"Şaşırmasınlar, yanılmasınlar, Allah'ın gazabına uğrayacak durumlara düşmesinler." diye de peygamberler göndermiştir, kitaplar indirmiştir.

peygamberler göndermiştir, kitaplar indirmiştir.

"Peygamberler insanlara doğru yolu gösterdikten sonra doğru yolda yürürseniz dünyada,"Peygamberler insanlara doğru yolu gösterdikten sonra doğru yolda yürürseniz dünyada, âhirette bahtiyar olursunuz, cennete girersiniz,âhirette bahtiyar olursunuz, cennete girersiniz, Allah'ın rızasına erersiniz, kâinatın sahibinin rızasını kazanınca da bahtiyar olursunuz." diyeAllah'ın rızasına erersiniz, kâinatın sahibinin rızasını kazanınca da bahtiyar olursunuz." diye bizden öncekilere ve bizlere kazanacağımız mükâfatları bildirmişler.

bizden öncekilere ve bizlere kazanacağımız mükâfatları bildirmişler.

Allah'ın yolunda yürünmediği zaman da dünyada ve âhirette başaAllah'ın yolunda yürünmediği zaman da dünyada ve âhirette başa nice nice cezaların geleceğini ikaz yollu, ihtar yollu haber vermişlerdir.nice nice cezaların geleceğini ikaz yollu, ihtar yollu haber vermişlerdir. Onun için "Peygamberler Beşîr ve Nezîr olarak gelmiştir." denir.

Onun için "Peygamberler Beşîr ve Nezîr olarak gelmiştir." denir.

Beşîr müjdeci; nezîr de ihtarcı, ikazcı mânasına geliyorBeşîr müjdeci; nezîr de ihtarcı, ikazcı mânasına geliyor ve böylece nice nice enbiyâ ve mürselîn salavâtullahi ve selamün aleyhim ecmaîn gelmiş geçmiş;ve böylece nice nice enbiyâ ve mürselîn salavâtullahi ve selamün aleyhim ecmaîn gelmiş geçmiş; sayılarını Allahu Teâlâ hazretleri bilir.

sayılarını Allahu Teâlâ hazretleri bilir.

Yalnız âyet-i kerîmelerden bildiğimiz şu:

Yalnız âyet-i kerîmelerden bildiğimiz şu:

Ve in min ümmetin illâ halâ fîhâ nezîr.Ve in min ümmetin illâ halâ fîhâ nezîr. "Hiçbir topluluk yoktur ki"Hiçbir topluluk yoktur ki orada bir ihtarcı, haberci, Allah ehli, Allah'ın has bir kulu mevcut olmasın."

orada bir ihtarcı, haberci, Allah ehli, Allah'ın has bir kulu mevcut olmasın."

Allah mutlaka bir haberci göndermiştir. İnsanları habersiz, cahil bırakmamıştır.Allah mutlaka bir haberci göndermiştir. İnsanları habersiz, cahil bırakmamıştır. Haber gitmiştir de dinlememek insanların suçudur.Haber gitmiştir de dinlememek insanların suçudur. Haberciye kulak asmamak, haberi ciddiye almamak ve gereğini yapmamak insanların suçudur.

Haberciye kulak asmamak, haberi ciddiye almamak ve gereğini yapmamak insanların suçudur.

Peygamber Efendimiz'den sonra onun âhir zaman peygamberi olduğu;

Peygamber Efendimiz'den sonra onun âhir zaman peygamberi olduğu;

Hâteme'n-nebiyyîn olduğu Kur'ân-ı Kerîm'de bildirilmiştir.Hâteme'n-nebiyyîn olduğu Kur'ân-ı Kerîm'de bildirilmiştir. Başka peygamber gelmeyeceği hadîs-i şerîflerde beyan edilmiştir, âyetlerle sabittir.

Başka peygamber gelmeyeceği hadîs-i şerîflerde beyan edilmiştir, âyetlerle sabittir.

Kur'ân-ı Kerîm'in ve İslâm dininin ahkâmı kıyamete kadar baki olacak;Kur'ân-ı Kerîm'in ve İslâm dininin ahkâmı kıyamete kadar baki olacak; Peygamber Efendimiz'in getirdiği şeriatle dünya bozuluncaya kadar hükmolunacaktır.

Peygamber Efendimiz'in getirdiği şeriatle dünya bozuluncaya kadar hükmolunacaktır.

Hüküm devri hükm-ü Muhammedî'dir, devir devr-i Muhammedî'dir.Hüküm devri hükm-ü Muhammedî'dir, devir devr-i Muhammedî'dir. Fakat bu insanlar asırlar boyu geçmiş tarihî devrelerde zaman zaman,Fakat bu insanlar asırlar boyu geçmiş tarihî devrelerde zaman zaman, bölge bölge sapıttıkları gibi Peygamber Efendimiz'in devr-i Muhammedî'sinde de Kur'an'a,bölge bölge sapıttıkları gibi Peygamber Efendimiz'in devr-i Muhammedî'sinde de Kur'an'a, hak dine ve ulemâya rağmen yoldan çıkmış, raydan çıkmış, dünyaya tapınmış, nefse uymuşlardır.

hak dine ve ulemâya rağmen yoldan çıkmış, raydan çıkmış, dünyaya tapınmış, nefse uymuşlardır.

Allah celle celâlüh bu hayatı imtihan hayatı, imtihan sahası olarak yarattığındanAllah celle celâlüh bu hayatı imtihan hayatı, imtihan sahası olarak yarattığından insanlara bir serbestlik vermiştir.

Dileseydi.

insanlara bir serbestlik vermiştir.

Dileseydi.

Ve lev şâe rabbüke le-âmene men fi'l-ardı küllühüm cemîa.Ve lev şâe rabbüke le-âmene men fi'l-ardı küllühüm cemîa. "Ey Muhammed! Rabbin dileseydi, yeryüzündeki insanların hepsi topluca, eksiksiz,"Ey Muhammed! Rabbin dileseydi, yeryüzündeki insanların hepsi topluca, eksiksiz, tamamiyle hep birden mü'min olurlardı."

tamamiyle hep birden mü'min olurlardı."

Böyle bir şeyi dilememiş, serbest bırakmış; şeytana da serbestlik vermiş.Böyle bir şeyi dilememiş, serbest bırakmış; şeytana da serbestlik vermiş. Şeytanın da bir aldatma, vesvese verme imkânı var.Şeytanın da bir aldatma, vesvese verme imkânı var. Nefsi de serbest bırakmış. İnsanı da irâde-i cüz'iyye sahibi kılmışNefsi de serbest bırakmış. İnsanı da irâde-i cüz'iyye sahibi kılmış ve istediği hareketi yapmakta muhtar yani seçme hakkı kendisinde olan hür bir varlık kılmıştır:

ve istediği hareketi yapmakta muhtar yani seçme hakkı kendisinde olan hür bir varlık kılmıştır:

İyi şeyleri seçtiği takdirde mükâfatlanacak, kötü şeyleri seçtiği takdirde cezaya uğrayacaktır. İyi şeyleri seçtiği takdirde mükâfatlanacak, kötü şeyleri seçtiği takdirde cezaya uğrayacaktır. Tabi insanın etrafında kendisinin seçme hakkının olmadığı bir yığın olaylar, hadiseler vardır.Tabi insanın etrafında kendisinin seçme hakkının olmadığı bir yığın olaylar, hadiseler vardır. Kaderdir; onlara gücü yetmiyor. Sadece onların içinde bulunuyor.

Kaderdir; onlara gücü yetmiyor. Sadece onların içinde bulunuyor.

Bu bozulmadan, dinî dejenerasyondan, tefessühten, fesada uğramadan sonra kıyamet kopacaktır.Bu bozulmadan, dinî dejenerasyondan, tefessühten, fesada uğramadan sonra kıyamet kopacaktır. Muazzam, müthiş ve hiç hatırdan çıkmaması gereken bir saat olduğu için kıyameteMuazzam, müthiş ve hiç hatırdan çıkmaması gereken bir saat olduğu için kıyamete es-sâa ismi verilmiştir; o belirli saat.

es-sâa ismi verilmiştir; o belirli saat.

Çocuğa kızdığımız zaman;

Çocuğa kızdığımız zaman;

"Hani evde ne yaptığımı biliyorsun ya, söylemiyorum ama odayı hatırla;"Hani evde ne yaptığımı biliyorsun ya, söylemiyorum ama odayı hatırla; odada kapının arkasında ne var? Hatırla." filan deriz; söylemeyiz ama zihninde canlandırırız.odada kapının arkasında ne var? Hatırla." filan deriz; söylemeyiz ama zihninde canlandırırız. Bakarsın çocuk hemen sararır, solar, durur, kenara oturur, yaramazlık yapmaz.

Bakarsın çocuk hemen sararır, solar, durur, kenara oturur, yaramazlık yapmaz.

Bakın kıyamet ne kadar büyük hadise ki adı es-sâa "saat."

Bakın kıyamet ne kadar büyük hadise ki adı es-sâa "saat."

Ne saati?

Dünyanın bozulacağı saat. "İşte o saat, o belirli saat." demek.
Ne saati?

Dünyanın bozulacağı saat. "İşte o saat, o belirli saat." demek.
Böyle isimlenmiş; yani dehşetinin büyüklüğünü anlayın!

Böyle isimlenmiş; yani dehşetinin büyüklüğünü anlayın!

İnne zelzelete's-sâati şey'ün azîm.İnne zelzelete's-sâati şey'ün azîm. "O kıyametin sarsıntıları, zelzelesi müthiş, korkunç, muazzam bir olaydır."

"O kıyametin sarsıntıları, zelzelesi müthiş, korkunç, muazzam bir olaydır."

Yevme teravnehâ tezhelü küllü mürdiatin ammâ erdaat.Yevme teravnehâ tezhelü küllü mürdiatin ammâ erdaat. "Her emmekte olan çocuğa sahip olan ananın"Her emmekte olan çocuğa sahip olan ananın emzirmekte olduğu çocuğunu düşünecek aklı kalmadığı zaman."

emzirmekte olduğu çocuğunu düşünecek aklı kalmadığı zaman."

Ve tedau küllü zâti hamlin hamlehâ.Ve tedau küllü zâti hamlin hamlehâ. "Hamile olan her kadının; korkudan, karnındaki daha doğmamış yavrusunu düşürdüğü zaman."

"Hamile olan her kadının; korkudan, karnındaki daha doğmamış yavrusunu düşürdüğü zaman."

Ve tere'n-nâse sükârâ. "İnsanların hepsini mayhoş, sarhoş,Ve tere'n-nâse sükârâ. "İnsanların hepsini mayhoş, sarhoş, ne yaptığını bilmez, feci ve aklı başından gitmiş bir durumda görürsün"

ne yaptığını bilmez, feci ve aklı başından gitmiş bir durumda görürsün"

Ve mâ hüm bi-sükârâ ve lâkinne azâba'llâhi şedîd.Ve mâ hüm bi-sükârâ ve lâkinne azâba'llâhi şedîd. "Sarhoş değiller, içki içmiş değiller ama Allah'ın azabı şiddetli;"Sarhoş değiller, içki içmiş değiller ama Allah'ın azabı şiddetli; onun için öyle perişan şekilde sallanıyorlar." diye âyet-i kerîmede anlatılan o saat.

onun için öyle perişan şekilde sallanıyorlar." diye âyet-i kerîmede anlatılan o saat.

İşte o saat!

İşte o saat!

Bu saat, korkunç bir saattir ve herkesin kendinin başının derdine düşeceği bir zamandır.Bu saat, korkunç bir saattir ve herkesin kendinin başının derdine düşeceği bir zamandır. Bu; insanların alçaklarının ve en şerlilerinin başına patlayacaktır.Bu; insanların alçaklarının ve en şerlilerinin başına patlayacaktır. Ondan evvel Allah mü'minlerin canını alacaktır.Ondan evvel Allah mü'minlerin canını alacaktır. Bu kıyamet; o müthiş kabak, onların başına patlayacaktır.

Bu kıyamet; o müthiş kabak, onların başına patlayacaktır.

Fakat Allah'ın gazabının böyle şiddetlenmesine, artmasına sebep olan ondan evvelki bir devre var.Fakat Allah'ın gazabının böyle şiddetlenmesine, artmasına sebep olan ondan evvelki bir devre var. O saatin gelmesinden önceki devre var. Kıyametin kopmasına yakın yıllar var.O saatin gelmesinden önceki devre var. Kıyametin kopmasına yakın yıllar var. Bu devirlerde birtakım olaylar meydana gelecek;Bu devirlerde birtakım olaylar meydana gelecek; Peygamber Efendimiz geçmiş yıllardan, asırlar öncesinden;

Peygamber Efendimiz geçmiş yıllardan, asırlar öncesinden;

"Şöyle, şöyle, şöyle olacak." diye bunları bildirmiştir. Bunlara da eşrâtu's-sâa denir."Şöyle, şöyle, şöyle olacak." diye bunları bildirmiştir. Bunlara da eşrâtu's-sâa denir. "O saatin olacağını gösteren şartlar ve alametler" demek."O saatin olacağını gösteren şartlar ve alametler" demek. Hani şart olur; ondan sonra şartın gereği olan şeyler olur.

Hani şart olur; ondan sonra şartın gereği olan şeyler olur.

"O şartlar tahakkuk ettikten sonra o saat gelecek; işte o zaman kopup patlayacak." demek."O şartlar tahakkuk ettikten sonra o saat gelecek; işte o zaman kopup patlayacak." demek. Eşrâtu's-sâa hakkında; kıyametin kopmasına takabül eden zamandakiEşrâtu's-sâa hakkında; kıyametin kopmasına takabül eden zamandaki kötülüklerle ilgili çok hadîs-i şerîf vardır; onlardan birisi bu.

kötülüklerle ilgili çok hadîs-i şerîf vardır; onlardan birisi bu.

Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor:

Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor:

Tekûnü beyne yedeyi's-sâati eyyâmin. Tekûnü beyne yedeyi's-sâati eyyâmin. "O saatin evvelinde, kıyamet kopmadan önce öyle günler olacak ki.""O saatin evvelinde, kıyamet kopmadan önce öyle günler olacak ki." Yurfaü fîhe'l-ilm. "İlim kaldırılacak."

Yurfaü fîhe'l-ilm. "İlim kaldırılacak."

"İlim yok olacak." demiyor, "Kaldırılacak." diyor."İlim yok olacak." demiyor, "Kaldırılacak." diyor. Daha doğrusu "Yükseltilecek, yukarıya alınacak." diyor.

Daha doğrusu "Yükseltilecek, yukarıya alınacak." diyor.

Refea "yükseltmek" yurfaü "yükseltilmek" demek; yani yerdeki ilim sanki semadan yukarıya alınacak.

Refea "yükseltmek" yurfaü "yükseltilmek" demek; yani yerdeki ilim sanki semadan yukarıya alınacak.

İlim nasıl alınır?

Bir başka hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor:

İlim nasıl alınır?

Bir başka hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor:

"Allah ilmi kullarının aklına, göğsüne, gönlüne verdikten sonra oradan çekip çatır çatır almaz."Allah ilmi kullarının aklına, göğsüne, gönlüne verdikten sonra oradan çekip çatır çatır almaz. Fakat alimleri alır. Geriye cahiller kalır."

Fakat alimleri alır. Geriye cahiller kalır."

Hakiki alimler, evliyâullah büyük alimler gider, geriye cahiller kalır; millet onlara soru sorar.Hakiki alimler, evliyâullah büyük alimler gider, geriye cahiller kalır; millet onlara soru sorar. Bunlar da cahil oldukları için gelişigüzel cevap verirler, atarlar.Bunlar da cahil oldukları için gelişigüzel cevap verirler, atarlar. Bilmeden yalan yanlış cevap verirler.Bilmeden yalan yanlış cevap verirler. Hem kendileri yanlış kanaate düştükleri için dalalete düşmüş olurlarHem kendileri yanlış kanaate düştükleri için dalalete düşmüş olurlar hem de kendilerine soru soranları dalalete düşürmüş olurlar. İlim böyle gidebilir, bir.

hem de kendilerine soru soranları dalalete düşürmüş olurlar. İlim böyle gidebilir, bir.

İkinci bir şekil daha var. Bunun hakkında da hadîs-i şerîfler vardır.

Muhterem kardeşlerim!

İkinci bir şekil daha var. Bunun hakkında da hadîs-i şerîfler vardır.

Muhterem kardeşlerim!

Allah bir insanın gönlüne mânevî ilimler vermişse âriflik vermişse Allah bir insanın gönlüne mânevî ilimler vermişse âriflik vermişse gönlü nurlanmışsa bazı dinî ilimler vermişse ledünnî ilimler vermişse günahla bunlar da silinir.gönlü nurlanmışsa bazı dinî ilimler vermişse ledünnî ilimler vermişse günahla bunlar da silinir. Günah işledi mi ilim gider. Harama baktı mı ilim gider.Günah işledi mi ilim gider. Harama baktı mı ilim gider. Haramı söyledi mi, haramı dinledi mi ilim gider.

Haramı söyledi mi, haramı dinledi mi ilim gider.

İlim, günahlarla silinir, gider; hafızası zayıflar, bildiğini unutur.İlim, günahlarla silinir, gider; hafızası zayıflar, bildiğini unutur. Bildiğini uygulayan insanın ilmi artar;Bildiğini uygulayan insanın ilmi artar; bilgisine rağmen günah işleyenin ilmi azalır, yok olur, gider. bilgisine rağmen günah işleyenin ilmi azalır, yok olur, gider. Hafızası silinir, hatırlarken hatırlamaz olur. Hafızasından şikâyet eder.

Hafızası silinir, hatırlarken hatırlamaz olur. Hafızasından şikâyet eder.

Neden?

Neden?

Harama bakıyor da ondan. Haramı yiyor, haramı içiyor da ondan. İlim kaldırılır.

Harama bakıyor da ondan. Haramı yiyor, haramı içiyor da ondan. İlim kaldırılır.

Yünzelü'l-cehlü. "Yerine cahillik indirilir."

Yünzelü'l-cehlü. "Yerine cahillik indirilir."

Cahillik; Allah'ın yolunu, dinini, ahkâmını bilmemek; Cahillik; Allah'ın yolunu, dinini, ahkâmını bilmemek; neye kızdığını, gazap ettiğini bilmemek, neden hoşnut ve razı olduğunu bilmemek,neye kızdığını, gazap ettiğini bilmemek, neden hoşnut ve razı olduğunu bilmemek, günahların arkasından günahkârların burnundan fitil fitil geleceğini bilmemek,günahların arkasından günahkârların burnundan fitil fitil geleceğini bilmemek, günah işleyen bir insanın sonunda ne kadar büyük felaketlere dûçâr olacağının şuurunda olmamak.

günah işleyen bir insanın sonunda ne kadar büyük felaketlere dûçâr olacağının şuurunda olmamak.

Cahillik iner.

Pervasız; hani "Cahil cesur olur." demişler ya.

Cahillik iner.

Pervasız; hani "Cahil cesur olur." demişler ya.

"Sen banka faizini yemiyorsan getir, ben yiyeyim." diyor.

Herife bak, cahilliğe bak!

"Sen banka faizini yemiyorsan getir, ben yiyeyim." diyor.

Herife bak, cahilliğe bak!

Cahil olduğundan, faiz yemenin ne kadar büyük günah olduğundan perva etmiyor.

Cahil olduğundan, faiz yemenin ne kadar büyük günah olduğundan perva etmiyor.

"Getir, ben yiyeyim." diyor.

"Getir, ben yiyeyim." diyor.

Cehenneme atılmayı, Allah'ın cehenneme atmasını ve oradaki azabı oyuncak sanıyor.

Cehenneme atılmayı, Allah'ın cehenneme atmasını ve oradaki azabı oyuncak sanıyor.

Ama öyle değil!

Ama öyle değil!

Allahu Teâlâ hazretleri;

Azîzün zü'ntikâm.
Allahu Teâlâ hazretleri;

Azîzün zü'ntikâm.
"İzzet sahibidir, intikam sahibidir. Kullarından intikam alır."

"İzzet sahibidir, intikam sahibidir. Kullarından intikam alır."

Günahkârlara günahlarına pişman edecek belalar yağdırır, cezalarını çekerler.

Günahkârlara günahlarına pişman edecek belalar yağdırır, cezalarını çekerler.

Bosna olayları sırasında bir gazetede enteresan bir haber çıktı. Bosnalı bir kadın;

Bosna olayları sırasında bir gazetede enteresan bir haber çıktı. Bosnalı bir kadın;

"Bu olaylar bize Allah'ın bir lütfudur."Bu olaylar bize Allah'ın bir lütfudur. Bu olaylardan önce benim kocam ateistti, dinsizdi;Bu olaylardan önce benim kocam ateistti, dinsizdi; Allah'ı inkâr eden, dere tepe dümdüz, zift gibi kapkara, kıpkızıl bir adamdı.Allah'ı inkâr eden, dere tepe dümdüz, zift gibi kapkara, kıpkızıl bir adamdı. Şimdi beş vakit namaza başladı. 'Niye başını örtüyorsun?' diye yolda başımdan örtümü çekerdi.Şimdi beş vakit namaza başladı. 'Niye başını örtüyorsun?' diye yolda başımdan örtümü çekerdi. Şimdi beş vakit namaz kılıyor."

Şimdi beş vakit namaz kılıyor."

Bir insan; Allah'ı inkâr etme durumundan imana gelmişse tevbe etmişse Bir insan; Allah'ı inkâr etme durumundan imana gelmişse tevbe etmişse başörtüyü çekme durumundan, namaz kılma durumuna gelmişsebaşörtüyü çekme durumundan, namaz kılma durumuna gelmişse onu bu duruma getiren olay iyi midir, kötü müdür?

onu bu duruma getiren olay iyi midir, kötü müdür?

İyidir, iyiliğine sebep olmuştur. Sonunda belki ölecek; mü'min ölürse şehit olur.İyidir, iyiliğine sebep olmuştur. Sonunda belki ölecek; mü'min ölürse şehit olur. Ölmek mesele değil, hepimiz öleceğiz.

Ölmek mesele değil, hepimiz öleceğiz.

Bu dünyada kalacak olan var mı?

Hiç kimse kalmayacak.

Bu dünyada kalacak olan var mı?

Hiç kimse kalmayacak.

Birkaç defa ölmek var mı?

Hayır.

Birkaç defa ölmek var mı?

Hayır.

Vakti gelmeden ölmek var mı?

Hayır.

Vakti gelmeden ölmek var mı?

Hayır.

Vaktinden sonraya kalmak var mı?

Hayır.

Vaktinden sonraya kalmak var mı?

Hayır.

İzâ câe ecelühüm fe lâ yeste'hirûne sâaten ve lâ yestakdimûn.İzâ câe ecelühüm fe lâ yeste'hirûne sâaten ve lâ yestakdimûn. "Geriye de gitmez, ileriye de. Müddet geldi mi, yazılan ecel saati geldi mi o zaman ölür."Geriye de gitmez, ileriye de. Müddet geldi mi, yazılan ecel saati geldi mi o zaman ölür. Ondan önce de ölmez ondan sonra da ölmez."

Ondan önce de ölmez ondan sonra da ölmez."

Açıkgöz kardeşim!

Madem bunu biliyorsun, ne korkuyorsun?

Açıkgöz kardeşim!

Madem bunu biliyorsun, ne korkuyorsun?

Cümle cihan halkı başına toplansa seni öldüremez.Cümle cihan halkı başına toplansa seni öldüremez. Cümle cihanın tabibânı [doktorları] başına yığılsa sen öleceksen seni kurtaramaz.Cümle cihanın tabibânı [doktorları] başına yığılsa sen öleceksen seni kurtaramaz. Sen Allah'a güzel kulluk etmeye baksana! Ölümden ne korkuyorsun?Sen Allah'a güzel kulluk etmeye baksana! Ölümden ne korkuyorsun? Ölümden korkmak en büyük hastalıktır.Ölümden korkmak en büyük hastalıktır. Müslümana bulaşıp da onu mahvedecek en mühim hastalıklardan birisi, ölümden korkmaktır.Müslümana bulaşıp da onu mahvedecek en mühim hastalıklardan birisi, ölümden korkmaktır. Müslüman ölümden korktu mu şevketi, izzeti, itibarı, nusreti elinden gider.

Müslüman ölümden korktu mu şevketi, izzeti, itibarı, nusreti elinden gider.

İnsan yaşamasını bildiği kadar ölmesini de bilecek.İnsan yaşamasını bildiği kadar ölmesini de bilecek. Öleceği zamanı da bilmeli, ölümü de hoş karşılayabilmeli.Öleceği zamanı da bilmeli, ölümü de hoş karşılayabilmeli. Onu bilemeyen insan, ölümden kaçarken yakalanır.Onu bilemeyen insan, ölümden kaçarken yakalanır. Zaten nereye gitse ölümden kaçılmaz.Zaten nereye gitse ölümden kaçılmaz. Ama insan, ölüm saatine hazırlanmalı, şuurla hazırlanmalı.Ama insan, ölüm saatine hazırlanmalı, şuurla hazırlanmalı. Asaletle, imanla ölmeyi düşünmeli; onu nasıl sağlayacağını düşünmeli, ona göre hazırlanmalı.Asaletle, imanla ölmeyi düşünmeli; onu nasıl sağlayacağını düşünmeli, ona göre hazırlanmalı. Ölümden korkmamalı. Çünkü korkunun ölüme faydası yoktur.Ölümden korkmamalı. Çünkü korkunun ölüme faydası yoktur. Yapması gereken görevi ölüm korkusuyla yapmaktan geri durmamalı.Yapması gereken görevi ölüm korkusuyla yapmaktan geri durmamalı. Çünkü nasılsa ölümle geri gitmeyecek; fakat vazifeyi yapmadığı için başı başka türlü derde girecek.Çünkü nasılsa ölümle geri gitmeyecek; fakat vazifeyi yapmadığı için başı başka türlü derde girecek. Onun için vazifeyi yapmalı, ölümden korkup vazifeyi yapmamak olmaz.

Onun için vazifeyi yapmalı, ölümden korkup vazifeyi yapmamak olmaz.

Silah çekmek gerekiyorsa çekmeli, kâfirle cihat etmek gerekiyorsa cihat etmeli.Silah çekmek gerekiyorsa çekmeli, kâfirle cihat etmek gerekiyorsa cihat etmeli. Nasıl olsa ölecek, çaresi yok, nereye gitse ölecekse ölecek.

Nasıl olsa ölecek, çaresi yok, nereye gitse ölecekse ölecek.

Bir ibretli olay anlatayım. Bizi İzmir'de Manisa yolunda bir yere götürdüler.Bir ibretli olay anlatayım. Bizi İzmir'de Manisa yolunda bir yere götürdüler. Arkadaşlarımız kooperatif yeri arıyordu, mahalle kuracaklar, müslümanlar oturacak;Arkadaşlarımız kooperatif yeri arıyordu, mahalle kuracaklar, müslümanlar oturacak; "Huzurlu temiz bir yer olsun." diye."Huzurlu temiz bir yer olsun." diye. Meyilli yamaç, çamlar filan var, güzel; "Tamam, burayı alabilirsiniz." dedim.Meyilli yamaç, çamlar filan var, güzel; "Tamam, burayı alabilirsiniz." dedim. Hatta "Ben şu kadar dönümü şimdiden alabilirim." dedim.Hatta "Ben şu kadar dönümü şimdiden alabilirim." dedim. İlerisinde bir köy varmış; mühim olan yer değil de evleri görünüyor metruk, terk edilmiş köy:

İlerisinde bir köy varmış; mühim olan yer değil de evleri görünüyor metruk, terk edilmiş köy:

"Hocam! Bu köy ahalisi Girit'ten gelmiş."

"Hocam! Bu köy ahalisi Girit'ten gelmiş."

Girit adası bir zamanlar bizim ecdadımızın fethettiği, sonra kâfirin eline düşmüş bir yer.Girit adası bir zamanlar bizim ecdadımızın fethettiği, sonra kâfirin eline düşmüş bir yer. Oradaki müslümanlar katliama uğramışlar, kimse yardım edememiş.Oradaki müslümanlar katliama uğramışlar, kimse yardım edememiş. Rodostan ilerisi Girit. Ama çalışmamışız, deniz kuvveti hazırlamamışız,Rodostan ilerisi Girit. Ama çalışmamışız, deniz kuvveti hazırlamamışız, birlik ve beraberlik içinde olmamışız, ölümden korkmuşuz, dünyaya dalmışız.birlik ve beraberlik içinde olmamışız, ölümden korkmuşuz, dünyaya dalmışız. Artık ne türlü cezamız varsa Yunanlılar oradaki kardeşlerimizi kıtır kıtır kesmişler.Artık ne türlü cezamız varsa Yunanlılar oradaki kardeşlerimizi kıtır kıtır kesmişler. Hem de hafızalarında öyle tatlı hatıra kalmış ki hafızalarında..

Hem de hafızalarında öyle tatlı hatıra kalmış ki hafızalarında..

Şimdi diyorlar ki:

Şimdi diyorlar ki:

"Kıbrıs'taki Rumlar, Girit'tekiler kadar bile olamadı. Tüh, yazıklar olsun! "Kıbrıs'taki Rumlar, Girit'tekiler kadar bile olamadı. Tüh, yazıklar olsun! Onlar bütün müslümanların hepsini kıtır kıtır ne güzel kesmişti, bir tane bırakmamıştı.Onlar bütün müslümanların hepsini kıtır kıtır ne güzel kesmişti, bir tane bırakmamıştı. Kıbrıslılar bu işi beceremedi," diye, birbirlerine kızıyorlar.

Kıbrıslılar bu işi beceremedi," diye, birbirlerine kızıyorlar.

Bu felaket neden oldu?

Bu felaket neden oldu?

Bu işlerin neden başa geldiğini ayrı bir derste anlatabilirim.Bu işlerin neden başa geldiğini ayrı bir derste anlatabilirim. Ama orayı geçelim, olan olmuş, Girit'te bütün müslümanları kesmişler, müslüman kalmamış,Ama orayı geçelim, olan olmuş, Girit'te bütün müslümanları kesmişler, müslüman kalmamış, Girit şimdi Yunanlı.Girit şimdi Yunanlı. Bunlar o olaydan önce köy olarak kalkmışlar, İzmir'in o manzaralı yerine yerleşmişler.Bunlar o olaydan önce köy olarak kalkmışlar, İzmir'in o manzaralı yerine yerleşmişler. Orada köy kurmuşlar.Orada köy kurmuşlar. Yunanlar İzmir'e ayak basınca bu köy de onların eline geçiyor; o köydekileri de yine kesmişler.Yunanlar İzmir'e ayak basınca bu köy de onların eline geçiyor; o köydekileri de yine kesmişler. Gülünecek bir olay değil ama ibret alınacak bir olay!Gülünecek bir olay değil ama ibret alınacak bir olay! Yani bu adamların vefatları sebebi, Yunanlı'nın elinde kesilmekmiş.Yani bu adamların vefatları sebebi, Yunanlı'nın elinde kesilmekmiş. Yani ister Girit'te dur, ister İzmir'e gel, olan olmuş.

Yani ister Girit'te dur, ister İzmir'e gel, olan olmuş.

Bunu neden anlatıyorum?

Muhterem kardeşim!

Bunu neden anlatıyorum?

Muhterem kardeşim!

Ölümden kaçılmaz; vazifeyi yapmaktan geri durma! Sapasağlam dur!Ölümden kaçılmaz; vazifeyi yapmaktan geri durma! Sapasağlam dur! Er gibi yaşa, er gibi öl! Yiğit yaşa, yiğit öl! Aslan gibi yaşa, aslan gibi öl! Tedbirini al!

Er gibi yaşa, er gibi öl! Yiğit yaşa, yiğit öl! Aslan gibi yaşa, aslan gibi öl! Tedbirini al!

Düşün taşın; eh ne yapalım, galiba hayatımızın sonu, herhalde vademiz tamam oldu:

Düşün taşın; eh ne yapalım, galiba hayatımızın sonu, herhalde vademiz tamam oldu:

Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh de, şehit ol!Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh de, şehit ol! Şehit olacak durumda, şehit olacak yolda, şehitliği temenni ederek yaşa.Şehit olacak durumda, şehit olacak yolda, şehitliği temenni ederek yaşa. Merak etme! Hayatından bir şey eksilmeyecek; eksik değil, fazla değil.Merak etme! Hayatından bir şey eksilmeyecek; eksik değil, fazla değil. Ama şehit olursan ölmez bir hayata kavuşacaksın.

Ama şehit olursan ölmez bir hayata kavuşacaksın.

Ve lâ tahsebene'llezîne kutilû fî sebîlillâhi emvâtâ.Ve lâ tahsebene'llezîne kutilû fî sebîlillâhi emvâtâ. "Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayın.""Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayın." Bel ahyâün. "Bilakis onlar ölü değil haydırlar, diridirler, hayattadırlar."Bel ahyâün. "Bilakis onlar ölü değil haydırlar, diridirler, hayattadırlar." İnde rabbihim yürzekûn.İnde rabbihim yürzekûn. "Allahu Teâlâ hazretlerinin huzurunda ikramlara mazhar; rızıklar onlara Allah tarafından veriliyor.""Allahu Teâlâ hazretlerinin huzurunda ikramlara mazhar; rızıklar onlara Allah tarafından veriliyor." "Bir çeşit hayatta ve canlıdırlar." deniliyor.

Muhterem kardeşlerim!

"Bir çeşit hayatta ve canlıdırlar." deniliyor.

Muhterem kardeşlerim!

Demek ki yaşamasını da bileceğiz, ölmesini de bileceğiz; Demek ki yaşamasını da bileceğiz, ölmesini de bileceğiz; ileriye dönük tedbir almasını da bileceğiz.

ileriye dönük tedbir almasını da bileceğiz.

Ben nasıl yapacağımı henüz kafamda kararlaştırmadım ama "Bir müzakere açayım." diyorum.

Ben nasıl yapacağımı henüz kafamda kararlaştırmadım ama "Bir müzakere açayım." diyorum.

Bosna'da biz yaşasaydık, Bosna'nın ne olduğunu,Bosna'da biz yaşasaydık, Bosna'nın ne olduğunu, bu olayların olacağını önceden tahmin etseydik ne tedbirler almamız gerekirdi,bu olayların olacağını önceden tahmin etseydik ne tedbirler almamız gerekirdi, neler yapmamız gerekirdi?

neler yapmamız gerekirdi?

Herkes düşünsün. Türkiye'de de böyle bir şey olursa böyle bir durum olursa…

Herkes düşünsün. Türkiye'de de böyle bir şey olursa böyle bir durum olursa…

Olur mu? Olabilir mi?

Olur mu? Olabilir mi?

Olabilir.

Olabilir.

Bakarsın PKK ile çarpışırken ordumuza;

Bakarsın PKK ile çarpışırken ordumuza;

"Vay! Sen oraya neden girdin?" derler; şu saldırır, bu saldırır."Vay! Sen oraya neden girdin?" derler; şu saldırır, bu saldırır. Ermeni saldırır, Rus bahane eder, Yunanlı bahane eder; kendimizi savaşın içinde bulabiliriz.Ermeni saldırır, Rus bahane eder, Yunanlı bahane eder; kendimizi savaşın içinde bulabiliriz. Bakarsın hiç bir şey olmaz.

Bakarsın hiç bir şey olmaz.

"Katiller cezasını buldu, kişi ettiğini buldu." der; ondan sonra belki önümüzdeki günlerde,"Katiller cezasını buldu, kişi ettiğini buldu." der; ondan sonra belki önümüzdeki günlerde, önümüzdeki yıllarda huzur içinde yaşarız.önümüzdeki yıllarda huzur içinde yaşarız. Allah cümlemizi iki cihanda afiyet ehli eylesin, ama tedbir de almamız lazım.

Allah cümlemizi iki cihanda afiyet ehli eylesin, ama tedbir de almamız lazım.

Bosna'da olsaydık ne yapmamız gerekirdi?

Bosna'da olsaydık ne yapmamız gerekirdi?

Girit'te olsaydık ne yapmamız gerekirdi?

Anadolu'dayız, ne yapmamız gerekiyor?

Girit'te olsaydık ne yapmamız gerekirdi?

Anadolu'dayız, ne yapmamız gerekiyor?

Tedbir almak lazım. Karşı taraf boyuna tedbir alıyor.

Tedbir almak lazım. Karşı taraf boyuna tedbir alıyor.

Sırplar karar vermişler; Balkanlar'da müslüman bırakmayacağız, Anadolu'ya gitsinler.Sırplar karar vermişler; Balkanlar'da müslüman bırakmayacağız, Anadolu'ya gitsinler. Anadolu'dan da orta Asya'ya, Suudi Arabistan'a gitsinler; istekleri, temennileri böyle.Anadolu'dan da orta Asya'ya, Suudi Arabistan'a gitsinler; istekleri, temennileri böyle. Devamlı mütecaviz, devamlı yok etmeye çalışan bir düşünce.

Devamlı mütecaviz, devamlı yok etmeye çalışan bir düşünce.

"O öyle çalışıp dururken, senin aklın nerede? Senin tedbirin yok mu? Senin işin ne?"O öyle çalışıp dururken, senin aklın nerede? Senin tedbirin yok mu? Senin işin ne? Böyle bir şey olacaksa ona karşı hazırlığın ne?" diye insanın kendi kendisine sorması lazım.

Böyle bir şey olacaksa ona karşı hazırlığın ne?" diye insanın kendi kendisine sorması lazım.

Kıyametin öncesinde öyle günler gelir kiKıyametin öncesinde öyle günler gelir ki "İlim kaldırılır, cahillik indirilir ve adam öldürme olayları çoğalır."

"İlim kaldırılır, cahillik indirilir ve adam öldürme olayları çoğalır."

Nasıl çoğalır?

Nasıl çoğalır?

Muhterem kardeşlerim!

Adam öldürmek çok büyük günahtır.

Muhterem kardeşlerim!

Adam öldürmek çok büyük günahtır.

Ve men yaktül mü'minen müteammiden. Ve men yaktül mü'minen müteammiden. "Bir müslüman bir müslümanı taammüden öldürürse bilerek, kasten, şuurlu olarak öldürürse.""Bir müslüman bir müslümanı taammüden öldürürse bilerek, kasten, şuurlu olarak öldürürse." Cezâühû cehennemü hâliden fîhâ.Cezâühû cehennemü hâliden fîhâ. "Onun cezası ebedî olarak, cayır cayır cehennemde yanmaktır; dışarı hiç çıkamaz."

"Onun cezası ebedî olarak, cayır cayır cehennemde yanmaktır; dışarı hiç çıkamaz."

Onun için biz adam öldürmeyiz. Öldürebiliriz de, âlâsını öldürüp yakmasını biliriz de yapmayız.

Onun için biz adam öldürmeyiz. Öldürebiliriz de, âlâsını öldürüp yakmasını biliriz de yapmayız.

Neden yapmamışız?

Yapamıyoruz; herkes de biliyor, çünkü bizim inancımızda bu yok!
Neden yapmamışız?

Yapamıyoruz; herkes de biliyor, çünkü bizim inancımızda bu yok!
Biz kadınlara dokunmayız, din adamlarına dokunmayız, çocuklara dokunmayız, yaşlılara dokunmayız,Biz kadınlara dokunmayız, din adamlarına dokunmayız, çocuklara dokunmayız, yaşlılara dokunmayız, savaşmayanlara dokunmayız; savaşanla da erkek gibi çarpışırız.savaşmayanlara dokunmayız; savaşanla da erkek gibi çarpışırız. Çünkü o saldırmıştır. Biz haklıyız; Allah bize yardım eder, ileriye gideriz.

Çünkü o saldırmıştır. Biz haklıyız; Allah bize yardım eder, ileriye gideriz.

İslâm'ın ilk devrinden, şu devre gelinceye kadar İslâm neden savaşmıştır, müslüman niye savaşmıştır?

İslâm'ın ilk devrinden, şu devre gelinceye kadar İslâm neden savaşmıştır, müslüman niye savaşmıştır?

Mekke'de müşrikler müslümanların canına kast etmiştir ve öldürmüşlerdir.

Mekke'de müşrikler müslümanların canına kast etmiştir ve öldürmüşlerdir.

İlk kan döken kimdir?

Müslüman mı kan döktü?

Hayır!

İlk kan döken kimdir?

Müslüman mı kan döktü?

Hayır!

İlk kanı dökülen kimdir?

Sümeyye hatundur. Kadıncağızı şehit etmişler.

İlk kanı dökülen kimdir?

Sümeyye hatundur. Kadıncağızı şehit etmişler.

Bir asker mi kavgada ölmüştür?

Hayır!

Bir asker mi kavgada ölmüştür?

Hayır!

Peygamber Efendimiz'in canına kast etmişlerdir, yurdundan çıkarmışlardır,Peygamber Efendimiz'in canına kast etmişlerdir, yurdundan çıkarmışlardır, birçok müslümana ezâ cefâ etmişlerdir. Bu işin aslında onların tecavüzü vardır.birçok müslümana ezâ cefâ etmişlerdir. Bu işin aslında onların tecavüzü vardır. Biz öyle yapmayız ama bizde öldürme yoktur.

Biz öyle yapmayız ama bizde öldürme yoktur.

Karşı taraf bir kabadayılık yapıyorsa bir saldırıda bulunuyorsa o zaman daKarşı taraf bir kabadayılık yapıyorsa bir saldırıda bulunuyorsa o zaman da ona karşılık vermek gerekir.ona karşılık vermek gerekir. Erkekliğin şânındandır, adaletin şanındandır ve hukukun sonucudur.Erkekliğin şânındandır, adaletin şanındandır ve hukukun sonucudur. Madem bu saldırdı o halde ben de kendimi savunabilirim.Madem bu saldırdı o halde ben de kendimi savunabilirim. Buna "nefsi müdafaa" derler veya "mukabele bilmisil" derler.Buna "nefsi müdafaa" derler veya "mukabele bilmisil" derler. "Yapana yapmak yanlış değildir." derler.

"Yapana yapmak yanlış değildir." derler.

"Men dakka dukka" derler, bunu herkes biliyor."Men dakka dukka" derler, bunu herkes biliyor. "Çalma başkasının kapısını, çalarlar senin kapını." derler,"Çalma başkasının kapısını, çalarlar senin kapını." derler, "Elbette olur ev yıkanın hanesi viran." derler; çeşitli atasözleriyle ifade edilmiş."Elbette olur ev yıkanın hanesi viran." derler; çeşitli atasözleriyle ifade edilmiş. Maalesef müslümanların birbirlerini öldürmesi olayı artmış olabilir.

Maalesef müslümanların birbirlerini öldürmesi olayı artmış olabilir.

Mesela bizim ülkemizi ele alalım; ölüm, öldürme olayları artıyor.

Mesela bizim ülkemizi ele alalım; ölüm, öldürme olayları artıyor.

Bu öldüren şahısların hepsi sünnetsiz mi, hepsi Ermeni mi?

Değil!

Bu öldüren şahısların hepsi sünnetsiz mi, hepsi Ermeni mi?

Değil!

Bunu da hepimiz çok iyi biliyoruz.Bunu da hepimiz çok iyi biliyoruz. Bazısı öyle çıkıyor, böyle çıkıyor; ama neticede cahillik artmış,Bazısı öyle çıkıyor, böyle çıkıyor; ama neticede cahillik artmış, ilim kalkmış ve adam öldürmenin ne kadar korkunç bir günah olduğu unutulmuş,ilim kalkmış ve adam öldürmenin ne kadar korkunç bir günah olduğu unutulmuş, önüne gelen ötekisini öldürüyor.önüne gelen ötekisini öldürüyor. Ev sahibi kiracısını öldürüyor; filanca kimse mezra basıyor, 30 kişiyi öldürüyor;Ev sahibi kiracısını öldürüyor; filanca kimse mezra basıyor, 30 kişiyi öldürüyor; falanca kimse kan davasından dolayı karşı tarafın düğününü basıyor. Öldürme çok!

falanca kimse kan davasından dolayı karşı tarafın düğününü basıyor. Öldürme çok!

"Öldürmenin artması" bu mânaya olabilir; bu var, doğru. "Öldürmenin artması" bu mânaya olabilir; bu var, doğru. Çünkü ilim azaldı, günahın önemini anlama kalmadı; eline silahı geçiren,Çünkü ilim azaldı, günahın önemini anlama kalmadı; eline silahı geçiren, kafası kızan -zaten kafa da kafa değil, içkiyi içmiştir- arkadaşını öldürür.kafası kızan -zaten kafa da kafa değil, içkiyi içmiştir- arkadaşını öldürür. Böyle olur. Bir de görüyorsunuz İslâm âleminin başına bir takım belalar sardırılmış durumdadır.Böyle olur. Bir de görüyorsunuz İslâm âleminin başına bir takım belalar sardırılmış durumdadır. Açın gazeteleri ülser olursunuz, üzüntüden mideniz delinir.Açın gazeteleri ülser olursunuz, üzüntüden mideniz delinir. Kafanıza ağrılar saplanır, moraliniz bozulur. Strese girersiniz, eliniz ayağınız titrer.

Kafanıza ağrılar saplanır, moraliniz bozulur. Strese girersiniz, eliniz ayağınız titrer.

"Seylan adasında Tamil gerillaları bilmem kaç tane müslümanı öldürdü? "Seylan adasında Tamil gerillaları bilmem kaç tane müslümanı öldürdü? Hintli vahşiler Keşmir'de şöyle yaptı.Hintli vahşiler Keşmir'de şöyle yaptı. Bilmem hangi diyarda falancalar, filancalar müslümanlara böyle yaptı.Bilmem hangi diyarda falancalar, filancalar müslümanlara böyle yaptı. Sırplar kadınları topladı, kadın harası yaptı, erkekleri kesti Drama nehrine, Sava nehrine attı,Sırplar kadınları topladı, kadın harası yaptı, erkekleri kesti Drama nehrine, Sava nehrine attı, camileri bombaladı, vesaire vesaire…"

camileri bombaladı, vesaire vesaire…"

Bir şer membaı, bir şeytan ocağı, dünya üzerinde her yerde müslümanlara saldırdı.Bir şer membaı, bir şeytan ocağı, dünya üzerinde her yerde müslümanlara saldırdı. Organize bir saldırıya mâruzuz, çok net.

Organize bir saldırıya mâruzuz, çok net.

Bu neden oluyor?

Bu neden oluyor?

Ben bunun sebebini söylerim, sen söylersin, general söyler, polis söyler;Ben bunun sebebini söylerim, sen söylersin, general söyler, polis söyler; ortaya başka başka fikirler çıkar; amaortaya başka başka fikirler çıkar; ama Peygamber Efendimiz söylesin, hadîs-i şerîf söylesin bakalım neden oluyor?

Peygamber Efendimiz söylesin, hadîs-i şerîf söylesin bakalım neden oluyor?

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bir hadîs-i şerifte şöyle buyuruyor:

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bir hadîs-i şerifte şöyle buyuruyor:

"Gayrimüslim, kâfir milletler; öteki milletleri, birbirlerini çağıracaklar, sizin üzerinize toplaşacaklar."Gayrimüslim, kâfir milletler; öteki milletleri, birbirlerini çağıracaklar, sizin üzerinize toplaşacaklar. Tıpkı yemek yiyenlerin ortadaki kâseye, tabağa el uzattıkları,Tıpkı yemek yiyenlerin ortadaki kâseye, tabağa el uzattıkları, üşüştükleri gibi hepsi sizin üstünüze çullanacaklar.üşüştükleri gibi hepsi sizin üstünüze çullanacaklar. Hepsi size elini uzatacak, hepsi sizi yemeye çalışacak.Hepsi size elini uzatacak, hepsi sizi yemeye çalışacak. Yemek yerken herkesin tabaktan ağzına bir şey aldığı gibiYemek yerken herkesin tabaktan ağzına bir şey aldığı gibi bütün ümmetler de sanki bir ziyafet varmış gibi, davet varmış gibi sizin başınıza üşüşecekler,bütün ümmetler de sanki bir ziyafet varmış gibi, davet varmış gibi sizin başınıza üşüşecekler, toplanacaklar ve hepsi size el uzatacaklar, size kast edecekler."toplanacaklar ve hepsi size el uzatacaklar, size kast edecekler." Sahabe-i kirâm şaşırıyor;

"Allah Allah! Kim bu kâfircikler? Kâfirler müslümandan korkarlar!"

Sahabe-i kirâm şaşırıyor;

"Allah Allah! Kim bu kâfircikler? Kâfirler müslümandan korkarlar!"

Bir ay mesafede, uzakta bulunan kimsenin gönlüneBir ay mesafede, uzakta bulunan kimsenin gönlüne Peygamber Efendimiz'in korkusu tesir eder de orada titrermiş.

Peygamber Efendimiz'in korkusu tesir eder de orada titrermiş.

Mü'minlerin de öyledir.

Mü'minlerin de öyledir.

Sahabe-i Kiram diyorlar ki:

Sahabe-i Kiram diyorlar ki:

E min kılletin binâ yevmeizin yâ Resûlullah! "Yâ Resûlallah!E min kılletin binâ yevmeizin yâ Resûlullah! "Yâ Resûlallah! O gün bizim sayımız az olacak da, bizim sayımızın azlığınaO gün bizim sayımız az olacak da, bizim sayımızın azlığına bakarak mı kâfirler bize böyle saldıracaklar?"bakarak mı kâfirler bize böyle saldıracaklar?" Bel entüm yevmeizin kesîr ke-ğusâi's-seyli. "Hayır! Bilakis siz o gün çok olacaksınız.Bel entüm yevmeizin kesîr ke-ğusâi's-seyli. "Hayır! Bilakis siz o gün çok olacaksınız. Bugünkü sayınızdan kat kat fazla olacaksınız ama selin üzerindeki çör çöp gibi."

Bugünkü sayınızdan kat kat fazla olacaksınız ama selin üzerindeki çör çöp gibi."

Selin üzerindeki çör çöpü sayamazsınız, miktarı çoktur ama bir işe yaramaz. Selin üzerindeki çör çöpü sayamazsınız, miktarı çoktur ama bir işe yaramaz. Selin üstünde akıp gidiyor, sele tâbi.

Selin üstünde akıp gidiyor, sele tâbi.

Size eski ümmetlerin iki hastalığı bulaşmış olacak;Size eski ümmetlerin iki hastalığı bulaşmış olacak; ondan öyle selin üstündeki çöp gibi kıymetsiz olacaksınız. Birisi;

ondan öyle selin üstündeki çöp gibi kıymetsiz olacaksınız. Birisi;

Hubbü'd-dünyâ. "Dünyayı sevmek."

Hubbü'd-dünyâ. "Dünyayı sevmek."

İkincisi;

Kerâhiyetü'l-mevt. "Ölümden korkmak."

İkincisi;

Kerâhiyetü'l-mevt. "Ölümden korkmak."

Müslüman bu iki hastalığa tutuldu mu onun şânı, şevketi,Müslüman bu iki hastalığa tutuldu mu onun şânı, şevketi, şerefi, itibarı, malı, mülkü, ırzı, namusu gidiyor.

şerefi, itibarı, malı, mülkü, ırzı, namusu gidiyor.

"Dünyayı sevmek, ölümden korkmak."

"Dünyayı sevmek, ölümden korkmak."

Mü'min dünyayı sevmeyecek, âhireti sevecek.Mü'min dünyayı sevmeyecek, âhireti sevecek. Âhirete hazırlanacak, cennete hazırlanacak;Âhirete hazırlanacak, cennete hazırlanacak; dünyaya fâni bir âlem olarak bakacak, metelik vermeyecek.dünyaya fâni bir âlem olarak bakacak, metelik vermeyecek. Onun sevgisini gönlüne yerleştirmeyecek, onu kafasına hedef olarak sokmayacak.

Onun sevgisini gönlüne yerleştirmeyecek, onu kafasına hedef olarak sokmayacak.

"Benim hedefim, Allah'ın rızasını kazanmak, cenneti kazanmak;"Benim hedefim, Allah'ın rızasını kazanmak, cenneti kazanmak; Allah'ın huzuruna sevdiği kul olarak varmak." diyecek. Bir de ölümden korkmayacak.Allah'ın huzuruna sevdiği kul olarak varmak." diyecek. Bir de ölümden korkmayacak. Ölümden korkmaya lüzum yok, zaten bir defa öleceksiniz.Ölümden korkmaya lüzum yok, zaten bir defa öleceksiniz. Bir defa öleceğiniz için hiçbiriniz ölümden korkmayın.

Muhterem kardeşlerim!

Bir defa öleceğiniz için hiçbiriniz ölümden korkmayın.

Muhterem kardeşlerim!

Nasıl olsa ölünecek; bunun çaresi yok.

Nasıl olsa ölünecek; bunun çaresi yok.

Bademcik ameliyatı oluyordum, benden önce birisi ameliyat oluyor.Bademcik ameliyatı oluyordum, benden önce birisi ameliyat oluyor. Hastanenin tavanı kalkıp iniyor.Hastanenin tavanı kalkıp iniyor. Öyle bağırıyor ki sanki hastane yerinden oynuyor, yıkılıyor.

Öyle bağırıyor ki sanki hastane yerinden oynuyor, yıkılıyor.

Kendi kendime düşündüm; bağırmak bunun acısını azaltıyor mu?Kendi kendime düşündüm; bağırmak bunun acısını azaltıyor mu? Oraya gelmiş "Hadi senin bademciğini almayalım." diyecekler mi?


Hayır!

Oraya gelmiş "Hadi senin bademciğini almayalım." diyecekler mi?


Hayır!

Bağırmak da tesir etmeyecek, bu iş olacak; koparacaklar bu bademciği, başka çaresi yok. Bağırmak da tesir etmeyecek, bu iş olacak; koparacaklar bu bademciği, başka çaresi yok. O zaman ben;

"İnşaallah ses çıkarmayayım." dedim. Doktorun karşısına oturdum.
O zaman ben;

"İnşaallah ses çıkarmayayım." dedim. Doktorun karşısına oturdum.
Doktor kocaman iğneyi getirdi, içeriyi uyuşturmak için fırt soktu. Bana bakıyor;

Doktor kocaman iğneyi getirdi, içeriyi uyuşturmak için fırt soktu. Bana bakıyor;

"Hocam!" diyor "Acımıyor mu?"

"Acıyor."

"Hocam!" diyor "Acımıyor mu?"

"Acıyor."

Ses çıkmayınca şaşırdı;

"Acaba duyguları mı yok? Felçli gibi."

Ses çıkmayınca şaşırdı;

"Acaba duyguları mı yok? Felçli gibi."

Ondan sonra makas gibi iki taraftan tutan bir aletle yapıştı, işleme başladı.Ondan sonra makas gibi iki taraftan tutan bir aletle yapıştı, işleme başladı. Cart curt, cart curt sesleri duyuyorum, kesiyor; ondan sonra döndüre döndüre, çekti çıkardı.

Cart curt, cart curt sesleri duyuyorum, kesiyor; ondan sonra döndüre döndüre, çekti çıkardı.

Soruyor;

"Hocam, acımıyor mu?"

"Acıyor ama ne yapayım bağırmanın faydası var mı?"

Soruyor;

"Hocam, acımıyor mu?"

"Acıyor ama ne yapayım bağırmanın faydası var mı?"

İşte onun gibi ölümden korkmayacak, dünyayı sevmeyecek.İşte onun gibi ölümden korkmayacak, dünyayı sevmeyecek. Âhireti sevecek; gayesi Allah'ın rızası olacak, ölüme metelik vermeyecek.Âhireti sevecek; gayesi Allah'ın rızası olacak, ölüme metelik vermeyecek. Mü'minin böyle olması lazım. Böyle olmayınca herkes müslümanların üzerine saldırıyor.

Mü'minin böyle olması lazım. Böyle olmayınca herkes müslümanların üzerine saldırıyor.

Herkes yüzbinlerce müslüman kayıkla, gemiyle, uçak kaçırarak,Herkes yüzbinlerce müslüman kayıkla, gemiyle, uçak kaçırarak, otomobille Almanya'ya gidiyormuş gibi yaparak Bosna'ya gitseydi Sırp bunu yapabilir miydi?otomobille Almanya'ya gidiyormuş gibi yaparak Bosna'ya gitseydi Sırp bunu yapabilir miydi? Hatta müslümanların bu kafada olduğunu bilseydi, yapabilir miydi?Hatta müslümanların bu kafada olduğunu bilseydi, yapabilir miydi? Yapamazdı, vallahi yapamazdı, korkardı.

Yapamazdı, vallahi yapamazdı, korkardı.

Biz şimdi istesek Kıbrıs'ı fethedemez miyiz?

Biz şimdi istesek Kıbrıs'ı fethedemez miyiz?

Ederiz. Orada, adada ne kadar canları var.

Ederiz. Orada, adada ne kadar canları var.

Yunanlıyı yenemez miyiz?

Yeneriz ama niye yapmıyoruz?

Yunanlıyı yenemez miyiz?

Yeneriz ama niye yapmıyoruz?

Ayasofya'yı ibadete niye açamıyor?

Reaksiyondan korkuyor:

Ayasofya'yı ibadete niye açamıyor?

Reaksiyondan korkuyor:

"Onu bunu kızdırmayalım." vesaire çeşit çeşit hesaplar yapılıyor."Onu bunu kızdırmayalım." vesaire çeşit çeşit hesaplar yapılıyor. Bazı korkulardan yapabileceği şeyi yapamıyor.

Bazı korkulardan yapabileceği şeyi yapamıyor.

Büyükelçinin birisi yazmış:

Büyükelçinin birisi yazmış:

"Şimdi roller değişseydi, başka türlü olsaydı,"Şimdi roller değişseydi, başka türlü olsaydı, Yugoslavya'daki müslümanlar Sırpları ve Hırvatları kesseydi ne olurdu?

Yugoslavya'daki müslümanlar Sırpları ve Hırvatları kesseydi ne olurdu?

Hristiyan âlemi yerinden kalkar, yerine oturamaz, kıyameti koparırlardı.Hristiyan âlemi yerinden kalkar, yerine oturamaz, kıyameti koparırlardı. Oraya yardım yağardı, hepsi birden ayağa kalkardı."

Oraya yardım yağardı, hepsi birden ayağa kalkardı."

Bu ne biçim Müslümanlık!

Neden?

Bu ne biçim Müslümanlık!

Neden?

İki sebepten:

İki sebepten:

Bir; dünyayı seviyor, malı var, mülkü var, otomobili var, keyfi var, yazlığı var,Bir; dünyayı seviyor, malı var, mülkü var, otomobili var, keyfi var, yazlığı var, eğlencesi var, programı var, işi gücü var; onlardan vazgeçemiyor.

eğlencesi var, programı var, işi gücü var; onlardan vazgeçemiyor.

İkincisi; ölümden korkuyor, İkincisi; ölümden korkuyor, "Neme lazım? Ben oraya gitmeyeyim, yanaşmayayım, oradan kalkayım, geleyim, kaçayım." diyor."Neme lazım? Ben oraya gitmeyeyim, yanaşmayayım, oradan kalkayım, geleyim, kaçayım." diyor. Bu hastalık bulaşınca da tabi herkes müslümanın üzerine çullanıyor. Bu hastalık bulaşınca da tabi herkes müslümanın üzerine çullanıyor. Osmanlı'nın üstüne de böyle çullanmışlar; müslümanlar o zaman da yine yardım etmemiş.Osmanlı'nın üstüne de böyle çullanmışlar; müslümanlar o zaman da yine yardım etmemiş. Bir tedbiri önceden almazsan devam edip gidiyor.

Bir tedbiri önceden almazsan devam edip gidiyor.

Biz bugünlere göre hangi noktadayız?

Biz bugünlere göre hangi noktadayız?

"İlerde öyle günler olacak ki ilim kaldırılacak,"İlerde öyle günler olacak ki ilim kaldırılacak, cahillik indirilecek ve adam öldürme olayları çok olacak."

cahillik indirilecek ve adam öldürme olayları çok olacak."

Herhalde çok uzağında değiliz.

Herhalde çok uzağında değiliz.

Biz bu hadîs-i şerîfte anlatılan zamanın neresindeyiz?

Biz bu hadîs-i şerîfte anlatılan zamanın neresindeyiz?

Uzağında mıyız yakınında mıyız?



Uzağında mıyız yakınında mıyız?



Bana çok yakınındayız gibi geliyor. Fevkalâde yakındayız çünkü öldürme olayları fevkalâde arttı.Bana çok yakınındayız gibi geliyor. Fevkalâde yakındayız çünkü öldürme olayları fevkalâde arttı. Ne şehir kaldı ne dağ kaldı. Ne o ülke kaldı ne bu ülke kaldı; her yerde böyle oluyor.

Ne şehir kaldı ne dağ kaldı. Ne o ülke kaldı ne bu ülke kaldı; her yerde böyle oluyor.

Bu gibi durumlar madem yakındır; o halde gafleti bırakalım.

Bu gibi durumlar madem yakındır; o halde gafleti bırakalım.

Bundan çıkacak sonuç budur:

Bundan çıkacak sonuç budur:

"Gafleti bırak, Cenabı Hakk'a kul olmaya bak, tevbeni yap, doğru yola gir."Gafleti bırak, Cenabı Hakk'a kul olmaya bak, tevbeni yap, doğru yola gir. Allah'ın zikrinde, şükründe, güzel kulluğunda ol! Sevaplı işlerin ne olduğunu öğren."

Allah'ın zikrinde, şükründe, güzel kulluğunda ol! Sevaplı işlerin ne olduğunu öğren."

Hocaefendi hutbede;

"Allah kimleri sever?" Onları sıraladı.

Hocaefendi hutbede;

"Allah kimleri sever?" Onları sıraladı.

"Allah kimleri sever?" Öğren! "Allah kimleri sevmez?" Onları da öğren!

"Allah kimleri sever?" Öğren! "Allah kimleri sevmez?" Onları da öğren!

Sevdiği kullardan olmaya çalış, sevmediği kulların durumuna düşmemeye çalış; hayatın garanti.Sevdiği kullardan olmaya çalış, sevmediği kulların durumuna düşmemeye çalış; hayatın garanti. Hayatın Allah rızasına uygun hale gelsin; ölüm ne zaman gelecekse gelir. Tedbirini de alırsın. Sonunda;

Hayatın Allah rızasına uygun hale gelsin; ölüm ne zaman gelecekse gelir. Tedbirini de alırsın. Sonunda;

"Ey kulum! Niye tedbir almadın?" diye bir hitap,"Ey kulum! Niye tedbir almadın?" diye bir hitap, bir sorgu, bir sual ve ceza olmasın diye her türlü tedbiri alın.bir sorgu, bir sual ve ceza olmasın diye her türlü tedbiri alın. Savunma tedbiri alın! Apartman nasıl savunulur?Savunma tedbiri alın! Apartman nasıl savunulur? Bir durum olsa kasabayı nasıl savunuruz? Şehri nasıl savunuruz? Tedbirlerinizi alın.

Bir durum olsa kasabayı nasıl savunuruz? Şehri nasıl savunuruz? Tedbirlerinizi alın.

Çocuklarımızı nasıl yetiştirmeliyiz?

İşimizi nasıl kurmalıyız?

Çocuklarımızı nasıl yetiştirmeliyiz?

İşimizi nasıl kurmalıyız?

Her şeyi düşünün, tedbirli olun. Her şeyi düşünün, tedbirli olun. Ondan sonra da müsterih olarak bekleyin.

Ondan sonra da müsterih olarak bekleyin.

"Ne yapalım!" dersiniz."Ne yapalım!" dersiniz. Elinizde tesbih, dilinizde Allah'ın zikri, er gibi yaşarsınız.Elinizde tesbih, dilinizde Allah'ın zikri, er gibi yaşarsınız. Vadeniz yettiği zaman da Allah iman selametliği versin, sıhhat afiyet üzere yaşatsın,Vadeniz yettiği zaman da Allah iman selametliği versin, sıhhat afiyet üzere yaşatsın, mü'min-i kâmil olarak şehit sevapları alarak ölmeyi Allah nasip etsin! mü'min-i kâmil olarak şehit sevapları alarak ölmeyi Allah nasip etsin! Korkmanıza, telaş etmenize de lüzum yoktur.Korkmanıza, telaş etmenize de lüzum yoktur. Allah; uzun uzun yıllar, uzun uzun asırlar Ümmet-i Muhammed'e hayırlar ihsan etsin.

Allah; uzun uzun yıllar, uzun uzun asırlar Ümmet-i Muhammed'e hayırlar ihsan etsin.

"Yirmibirinci yüzyıl Türk asrı olacakmış, "Yirmibirinci yüzyıl Türk asrı olacakmış, bütün Türk alimleri müreffeh olacakmış!" diyorlar.bütün Türk alimleri müreffeh olacakmış!" diyorlar. Oraların cumhurbaşkanları geliyor, burada toplantılar yapılıyor;Oraların cumhurbaşkanları geliyor, burada toplantılar yapılıyor; imzalar, törenler, tatlı konuşmalar…imzalar, törenler, tatlı konuşmalar… İnşaallah öyle olur, temennimiz öyle.İnşaallah öyle olur, temennimiz öyle. Ama biraz sağa sola bakınca pek de öyle gibi görünmüyor. Bir kere şu anda fiilen harp içindeyiz.

Ama biraz sağa sola bakınca pek de öyle gibi görünmüyor. Bir kere şu anda fiilen harp içindeyiz.

Evet, Ankara'da harp olmuyor ama Güneydoğu'da harp oluyor.Evet, Ankara'da harp olmuyor ama Güneydoğu'da harp oluyor. Bir kolordumuz düşman kuvvetleriyle çarpışıyor.

Bir kolordumuz düşman kuvvetleriyle çarpışıyor.

Gelelim ikinci hadîs-i şerîfe:

Gelelim ikinci hadîs-i şerîfe:

Tekûnü beyneküm ve beyne beni'l-asfari hüdnetün fe-yağdirûne bikümTekûnü beyneküm ve beyne beni'l-asfari hüdnetün fe-yağdirûne biküm fe-yesîrûne ileyküm fî semânîne ğâyeten tahte külli ğâyetin isnâ aşere elfen.

fe-yesîrûne ileyküm fî semânîne ğâyeten tahte külli ğâyetin isnâ aşere elfen.

Konu sanki kasten seçilmiş gibi geldi.Konu sanki kasten seçilmiş gibi geldi. Âs b. Mâlik radıyallahu anh'ten İmam Neseî rivayet etmiş.

Âs b. Mâlik radıyallahu anh'ten İmam Neseî rivayet etmiş.

Tekûnü beyneküm ve beyne beni'l-asfari hüdnetün.Tekûnü beyneküm ve beyne beni'l-asfari hüdnetün. "Sizinle Benî Asfar kavmi arasında bir anlaşma olur."

"Sizinle Benî Asfar kavmi arasında bir anlaşma olur."

Beni'l-Asfar; "Sarıoğulları" demektir. "Sarı benizliler" demek, hani Kızılderililer Amerikalılar'a "Beni'l-Asfar; "Sarıoğulları" demektir. "Sarı benizliler" demek, hani Kızılderililer Amerikalılar'a " soluk benizliler veya sarı benizliler" diyordu onun gibi bir şey.

soluk benizliler veya sarı benizliler" diyordu onun gibi bir şey.

Benî Asfar dediğimiz "sarıoğulları" sarı renkli, soluk benizli olanlar kimler?

Benî Asfar dediğimiz "sarıoğulları" sarı renkli, soluk benizli olanlar kimler?

Bizans ve Batı Avrupa. Peygamber Efendimiz'in zamanına göre Bizans ve oradan Batısı Roma, Avrupa.Bizans ve Batı Avrupa. Peygamber Efendimiz'in zamanına göre Bizans ve oradan Batısı Roma, Avrupa. Çin'e başka isim veriyorlar; İran'a, Yemen'e başka isim veriyorlar.Çin'e başka isim veriyorlar; İran'a, Yemen'e başka isim veriyorlar. Beni'l-Asfar dediği "Bizans, Avrupa ve Batı âlemi."

Beni'l-Asfar dediği "Bizans, Avrupa ve Batı âlemi."

Peygamber Efendimiz, yine istikbale ait bilgi veriyor;Peygamber Efendimiz, yine istikbale ait bilgi veriyor; kendisinin zamanından sonra, ileriki bir zamanı bildiriyor:

kendisinin zamanından sonra, ileriki bir zamanı bildiriyor:

"Sizinle bu sarı benizliler arasında bir anlaşma olacak."

"Sizinle bu sarı benizliler arasında bir anlaşma olacak."

Müdne "sulh" demek.

Müdne "sulh" demek.

Anlaşma olacak ama

Fe-yağdirûne biküm. "Size gadredecekler, anlaşmayı bozacaklar."

Anlaşma olacak ama

Fe-yağdirûne biküm. "Size gadredecekler, anlaşmayı bozacaklar."

Anlaşmayı yapacaklar, imzalayacaklar, tamam ama size gadredecekler,Anlaşmayı yapacaklar, imzalayacaklar, tamam ama size gadredecekler, sizi aldatacaklar, sözlerinde durmayacaklar.

sizi aldatacaklar, sözlerinde durmayacaklar.



Fe-yesîrûne ileyhim.


Fe-yesîrûne ileyhim.
"Size karşı sefere çıkacaklar size karşı ordu sevk edecekler, size doğru gelecekler. "Size karşı sefere çıkacaklar size karşı ordu sevk edecekler, size doğru gelecekler. " Fî semânîne gâyetin. "80 bayrak altında toplanmış ordu."

" Fî semânîne gâyetin. "80 bayrak altında toplanmış ordu."

"Ey müslümanlar, ey ümmetim! Sarıoğulları, sarı benizliler, sizin üzerinize gelecek."

"Ey müslümanlar, ey ümmetim! Sarıoğulları, sarı benizliler, sizin üzerinize gelecek."

Tahte külli ğâyetin isnâ aşere elfen. "Her bir bayrak altında 12 bin nefer olacak."

Tahte külli ğâyetin isnâ aşere elfen. "Her bir bayrak altında 12 bin nefer olacak."

12 bin çarpı seksen, 960 bin kişilik bir orduyla..

12 bin çarpı seksen, 960 bin kişilik bir orduyla..

Bu olay başka hadîs-i şerîflerde de geçer. Bu olay başka hadîs-i şerîflerde de geçer. Netice itibariyle bu olayda; müslümanlar ile kâfirlerin çarpışacağı sonunda müslümanların galip geleceği anlatılır.Netice itibariyle bu olayda; müslümanlar ile kâfirlerin çarpışacağı sonunda müslümanların galip geleceği anlatılır. Bu olayın mahalli, mevkii, cereyan ettiği yer olarak daBu olayın mahalli, mevkii, cereyan ettiği yer olarak da bizim İskerderun'un az ötesi, Amik ovası söylenir.

bizim İskerderun'un az ötesi, Amik ovası söylenir.

Bu ne zaman olacak?

Bu ne zaman olacak?

Amik ovasında müslümanlarla gayrimüslimler arasında bir çarpışma oluyor.Amik ovasında müslümanlarla gayrimüslimler arasında bir çarpışma oluyor. Önce anlaşıyorlar, müttefik gibi ama sonra ahdi bozuyorlar ve oraya ordu gönderiyorlar.Önce anlaşıyorlar, müttefik gibi ama sonra ahdi bozuyorlar ve oraya ordu gönderiyorlar. Bunlarla müslümanlar arasında savaş olacak ve sonuç müslümanların lehine olacak.Bunlarla müslümanlar arasında savaş olacak ve sonuç müslümanların lehine olacak. 960 bin kişi tabi büyük bir kuvvet ama müslümanlar onları yenecekler.

960 bin kişi tabi büyük bir kuvvet ama müslümanlar onları yenecekler.

Ne zaman olacak, yıl olarak hangi yıl?

Ne zaman olacak, yıl olarak hangi yıl?

Peygamber Efendimiz bunu 1400 küsur yıl önce bildirmiş ama senesini söylememiş.Peygamber Efendimiz bunu 1400 küsur yıl önce bildirmiş ama senesini söylememiş. Bizim bu işlere meraklı kardeşlerimiz vardır.Bizim bu işlere meraklı kardeşlerimiz vardır. Bu hususta kitaplar yazmış, hadîs-i şerîfleri toplamışlar.Bu hususta kitaplar yazmış, hadîs-i şerîfleri toplamışlar. Okumuşlar, yazmışlar, çizmişler; onların kanaatine göre bu zaman yakındır.Okumuşlar, yazmışlar, çizmişler; onların kanaatine göre bu zaman yakındır. Tahminen veya incelemeleri sonunda böyle söylüyorlar.

Tahminen veya incelemeleri sonunda böyle söylüyorlar.

Bu hadîs-i şerîften çıkacak ders nedir?

Bu hadîs-i şerîften çıkacak ders nedir?

Domuzdan post, gâvurdan dost olmuyor. Adam özünde durmuyor.Domuzdan post, gâvurdan dost olmuyor. Adam özünde durmuyor. Müslüman değil ki verdiği söze riayet etsin, ahdine sadık olsun, verdiği sözü tutsun.Müslüman değil ki verdiği söze riayet etsin, ahdine sadık olsun, verdiği sözü tutsun. O halde buradan beynelmilel hukuk, beynelmilel devletlerarası münasebetlerden bir kaide çıkıyor:

O halde buradan beynelmilel hukuk, beynelmilel devletlerarası münasebetlerden bir kaide çıkıyor:

Evet, anlaşma yaparsın ama tedbirini de alırsın; her türlü tedbiri almak lazım.

Evet, anlaşma yaparsın ama tedbirini de alırsın; her türlü tedbiri almak lazım.

"Almanya bizim müttefikimiz, İngiltere dostumuz, İtalya kardeşimiz, Fransa bilmem neyimiz…"

"Almanya bizim müttefikimiz, İngiltere dostumuz, İtalya kardeşimiz, Fransa bilmem neyimiz…"

Tamam, ben külahımı çıkarayım, ters çevireyim, sen onun içine anlat, anlat, anlat!Tamam, ben külahımı çıkarayım, ters çevireyim, sen onun içine anlat, anlat, anlat! Bunların hepsini külahıma anlat!

Bunların hepsini külahıma anlat!

"İlerde bu olay olacak." diye onlarla hiçbir beşerî münasebetimiz,"İlerde bu olay olacak." diye onlarla hiçbir beşerî münasebetimiz, devletlerarası hiçbir ilgimiz, irtibatımız olmasın mı?

devletlerarası hiçbir ilgimiz, irtibatımız olmasın mı?

Hayır! Bu ilgi, bu irtibat zaten bizim tarafımızdan istenen bir şey.Hayır! Bu ilgi, bu irtibat zaten bizim tarafımızdan istenen bir şey. Biz bunu yapmak zorundayız.Biz bunu yapmak zorundayız. İngiltere'yle, Almanya'yla, İtalya'yla, Amerika'yla, Çin'le, Hint'le, Rus'la,İngiltere'yle, Almanya'yla, İtalya'yla, Amerika'yla, Çin'le, Hint'le, Rus'la, Yunanlı'yla, Bulgar'la hepsiyle temas etmeye mecburuz.Yunanlı'yla, Bulgar'la hepsiyle temas etmeye mecburuz. Sırp'la, Arnavut'la, Boşnak'la her kimse dünyanın her yerindeki insanlaraSırp'la, Arnavut'la, Boşnak'la her kimse dünyanın her yerindeki insanlara İslâm'ı anlatmak bizim vazifemiz. Bizim her dili öğrenmemiz lazım.

İslâm'ı anlatmak bizim vazifemiz. Bizim her dili öğrenmemiz lazım.

Gençliğimde olsaydı ben Yunanca öğrenirdim, Bulgarca öğrenirdim, Rusça öğrenirdim;Gençliğimde olsaydı ben Yunanca öğrenirdim, Bulgarca öğrenirdim, Rusça öğrenirdim; elhamdülillah Arapça öğrendik, Farsça öğrendik o da güzel; İngilizce öğrendik,elhamdülillah Arapça öğrendik, Farsça öğrendik o da güzel; İngilizce öğrendik, Almanca öğrendik ama yakın dilleri de öğrenmek lazım, ötekileri de öğrenmek lazım.

Almanca öğrendik ama yakın dilleri de öğrenmek lazım, ötekileri de öğrenmek lazım.

Oralara yönelik bizim niyetimiz ne?

Oralara yönelik bizim niyetimiz ne?

Biz insanların iyiliğini istiyoruz; net olarak bu böyle. Yağcılık veyahut aldatmaca da değil.

Biz insanların iyiliğini istiyoruz; net olarak bu böyle. Yağcılık veyahut aldatmaca da değil.

Biz adam keser miyiz?

Kesmeyiz.

Biz adam keser miyiz?

Kesmeyiz.

Biz insanlara zarar verir miyiz?

Vermeyiz.

Biz insanlara zarar verir miyiz?

Vermeyiz.

Biz ırza tecavüz eder miyiz?

Etmeyiz.

Biz ırza tecavüz eder miyiz?

Etmeyiz.

Biz çocuk keser miyiz?

Kesmeyiz.

Biz çocuk keser miyiz?

Kesmeyiz.

Bir başkasının malına el uzatır mıyız?

Uzatmayız.

Bir başkasının malına el uzatır mıyız?

Uzatmayız.

Ne istiyoruz biz? Derdimiz ne?

Ne istiyoruz biz? Derdimiz ne?

Bir adam karşımıza çıkıp da;

"Ne istiyorsun be adam!" derse;

Bir adam karşımıza çıkıp da;

"Ne istiyorsun be adam!" derse;

"Benim derdim; senin yanlış yola gitmemen."

"Benim derdim; senin yanlış yola gitmemen."

Batıl kafayı, yanlış inancı bırak! Aptallık etme! İmana gel, cennetlik ol! Batıl kafayı, yanlış inancı bırak! Aptallık etme! İmana gel, cennetlik ol! Dünyada da âhirette de bahtiyar ol!" diye onlara söylemek bizim vazifemiz.Dünyada da âhirette de bahtiyar ol!" diye onlara söylemek bizim vazifemiz. Onun için yabancı dil öğreneceğiz. İngilizce öğreneceğiz, oralara yerleşeceğiz.Onun için yabancı dil öğreneceğiz. İngilizce öğreneceğiz, oralara yerleşeceğiz. Bazı arkadaşlarımız gidecek; merkezler kuracağız, yayınlar yapacağız,Bazı arkadaşlarımız gidecek; merkezler kuracağız, yayınlar yapacağız, radyo istasyonları kuracağız, kitaplar çıkaracağız, kardeşlerimiz harıl harıl çalışacak, yemeyecek.radyo istasyonları kuracağız, kitaplar çıkaracağız, kardeşlerimiz harıl harıl çalışacak, yemeyecek. Çoluk çocuğunu böyle yetiştirecek.

Çoluk çocuğunu böyle yetiştirecek.

Dünyanın her yerine İslâm'ı anlatacağız. Anlatırsın; ummadığın insan müslüman olur.

Dünyanın her yerine İslâm'ı anlatacağız. Anlatırsın; ummadığın insan müslüman olur.

Silahını kuşanıp da Peygamber Efendimiz'i öldürmek üzere evinden çıkan Hz. Ömer'in o gece müslüman olacağını kim tahmin ederdi?

Silahını kuşanıp da Peygamber Efendimiz'i öldürmek üzere evinden çıkan Hz. Ömer'in o gece müslüman olacağını kim tahmin ederdi?

Edemezdi.

Edemezdi.

Kim tahmin ederdi caz şarkıcısı Cat Stevens'in müslüman olacağını?

Kim tahmin ederdi caz şarkıcısı Cat Stevens'in müslüman olacağını?

Tahmin edemezdi.

Tahmin edemezdi.

Kim tahmin ederdi Roger Garaudy isimli sosyalist, komünist bir profesörün,Kim tahmin ederdi Roger Garaudy isimli sosyalist, komünist bir profesörün, filozofun müslüman olacağını?

Tahmin edemezdi kimse.

filozofun müslüman olacağını?

Tahmin edemezdi kimse.

Ama tebliğ ettin mi;

Ola kim rahmet kıla ol pâdişâh!

Ama tebliğ ettin mi;

Ola kim rahmet kıla ol pâdişâh!

Allah rahmet eder, lütfeder; bakarsın Alman müslüman olur,Allah rahmet eder, lütfeder; bakarsın Alman müslüman olur, İtalyan müslüman olur, Fransız müslüman olur.İtalyan müslüman olur, Fransız müslüman olur. Daha dün Avustralyalı bir misafir geldi, müslüman olmuş;Daha dün Avustralyalı bir misafir geldi, müslüman olmuş; bizden ders aldı, tarikate de girdi, bizim ilericiler duymasın.

bizden ders aldı, tarikate de girdi, bizim ilericiler duymasın.

"Avustralyalıları da tarikatçi yaptı." diyecekler.

"Avustralyalıları da tarikatçi yaptı." diyecekler.

Muhterem kardeşlerim!

O halde bizim asıl vazifemiz ne?

Muhterem kardeşlerim!

O halde bizim asıl vazifemiz ne?

İhmal ettiğimiz bir nokta var; çok önemli bir noktayı çok ihmal ediyoruz.İhmal ettiğimiz bir nokta var; çok önemli bir noktayı çok ihmal ediyoruz. Dere tepe dümdüz, herkese kaş çatıp düşmanca gidiyoruz.

Dere tepe dümdüz, herkese kaş çatıp düşmanca gidiyoruz.

Vay kahrolasıcalar! Vay mahvolasıcalar! Vay yok olasıcalar! Sizi gidiler, sizi!

Vay kahrolasıcalar! Vay mahvolasıcalar! Vay yok olasıcalar! Sizi gidiler, sizi!

Dur bakalım! Sen ona karşı tebliğ vazifeni yaptın mı?

Yapmadın. O halde sus!

Dur bakalım! Sen ona karşı tebliğ vazifeni yaptın mı?

Yapmadın. O halde sus!

Ya müslüman olursa…

Belki müslüman olur.

Ya müslüman olursa…

Belki müslüman olur.

Muhterem kardeşlerim!

Muhterem kardeşlerim!

Ne Amerika, ne Rusya, ne İran, ne Suriye, ne Mısır hiçbir kimseye düşman gözüyle bakmayın!Ne Amerika, ne Rusya, ne İran, ne Suriye, ne Mısır hiçbir kimseye düşman gözüyle bakmayın! Mü'min olabilecek insan gözüyle bakın. "Belki mü'min olur." diye düşünün.

Mü'min olabilecek insan gözüyle bakın. "Belki mü'min olur." diye düşünün.

"Mısırlıdır yine zıpırdır, Suriyelidir yine zıpırdır ama acaba biz ona "Mısırlıdır yine zıpırdır, Suriyelidir yine zıpırdır ama acaba biz ona tebliğ ettiğimiz,anlattığımız zaman müslüman olabilir mi?" diye düşünmeliyiz.tebliğ ettiğimiz,anlattığımız zaman müslüman olabilir mi?" diye düşünmeliyiz. Bu yapmadığımız bir şey, bu bizim kusurumuz.Bu yapmadığımız bir şey, bu bizim kusurumuz. Benim de kusurum, ben de kızıyorum; Sırp'a kızıyorum, Ermeni'ye kızıyorum ama Ermeni'nin içinde,Benim de kusurum, ben de kızıyorum; Sırp'a kızıyorum, Ermeni'ye kızıyorum ama Ermeni'nin içinde, Yunanlı'nın içinde müslüman olduğu zaman kızamıyorsun işte. İş bitiyor.Yunanlı'nın içinde müslüman olduğu zaman kızamıyorsun işte. İş bitiyor. "Müslümanım." dediği zaman akan sular duruyor.

"Müslümanım." dediği zaman akan sular duruyor.

Peygamber Efendimiz'in mübarek amcasını kim öldürdü?

Peygamber Efendimiz'in mübarek amcasını kim öldürdü?

"Vahşi" isimli bir sahabi öldürdü, radıyallahu anh.

"Vahşi" isimli bir sahabi öldürdü, radıyallahu anh.

Neden radıyallahu anh?

Ne?

"Radıyallahu anh mı diyorsunuz?"

Neden radıyallahu anh?

Ne?

"Radıyallahu anh mı diyorsunuz?"

Evet, radıyallahu anh diyorum çünkü sonradan müslüman oldu.Evet, radıyallahu anh diyorum çünkü sonradan müslüman oldu. Peygamber Efendimiz'in yanına geldi, sahabe oldu.

Ne yapacaksın?

Peygamber Efendimiz'in yanına geldi, sahabe oldu.

Ne yapacaksın?

Peygamber Efendimiz'in yanında Mekke'ye gidip sonradan İslâm'dan dönmüş birisi vardı.Peygamber Efendimiz'in yanında Mekke'ye gidip sonradan İslâm'dan dönmüş birisi vardı. Öldürülmesi lazım. İslâm'dan döndü mü "irtidat" deniliyor; öldürülmesi lazım.Öldürülmesi lazım. İslâm'dan döndü mü "irtidat" deniliyor; öldürülmesi lazım. Mekke'nin fethinde öldürülecekler arasında; çünkü İslâm'dan döndü, Mekke'ye kaçtı.

Mekke'nin fethinde öldürülecekler arasında; çünkü İslâm'dan döndü, Mekke'ye kaçtı.

Mekke fethedildiği zaman öldürülecek şahısların listesi içindeMekke fethedildiği zaman öldürülecek şahısların listesi içinde üç, beş tane şahıs vardı, azılılardan birisi de o. Fakat Hz. Osman geliyor;

üç, beş tane şahıs vardı, azılılardan birisi de o. Fakat Hz. Osman geliyor;

"Yâ Resûlallah! Bunu bana bağışla." diyor.

"Yâ Resûlallah! Bunu bana bağışla." diyor.

Peygamber Efendimiz başını bu tarafa çeviriyor, o tarafa geliyor;

Peygamber Efendimiz başını bu tarafa çeviriyor, o tarafa geliyor;

"Yâ Resûlallah! Bunu bana bağışla."

"Yâ Resûlallah! Bunu bana bağışla."

Peygamber Efendimiz sonunda;

"Peki, bağışladım." demiş.
Peygamber Efendimiz sonunda;

"Peki, bağışladım." demiş.
O da gelmiş, özür dilemiş. Efendimiz yanındaki sahabeye;

O da gelmiş, özür dilemiş. Efendimiz yanındaki sahabeye;

"Ben başımı öbür tarafa çevirdiğim sırada içinizden birisi kalkıp da o adamı haklamadınız."

"Ben başımı öbür tarafa çevirdiğim sırada içinizden birisi kalkıp da o adamı haklamadınız."

Henüz "peki" demedi; kızdığı, sevmediği belliHenüz "peki" demedi; kızdığı, sevmediği belli ama "Affettim." deyince bitiyor." Onu bile affetmiş.

ama "Affettim." deyince bitiyor." Onu bile affetmiş.

Muhterem kardeşlerim!

Muhterem kardeşlerim!

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem nice nice insanları affetti.Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem nice nice insanları affetti. Kendisine zulmetmiş nice insanları affetti. Nice nice insanlara lütuflar buyurdu.

Kendisine zulmetmiş nice insanları affetti. Nice nice insanlara lütuflar buyurdu.

Neden?

Neden?

Bu dünyanın hiç bir şeyi, gönül bağlamaya değmez; mühim olan âhirettir,Bu dünyanın hiç bir şeyi, gönül bağlamaya değmez; mühim olan âhirettir, mühim olan Allah'ın rızasıdır.

mühim olan Allah'ın rızasıdır.

Onlara hiç bakmadı:

Onlara hiç bakmadı:

Sürüyle koyun verdi, sürüyle ganimet verdi;Sürüyle koyun verdi, sürüyle ganimet verdi; kalpleri ısındırmak için gayrimüslimlere bile zekâttan pay ayırdı da verdi.kalpleri ısındırmak için gayrimüslimlere bile zekâttan pay ayırdı da verdi. Hepsinin gönlünü yaptı, İslâm'a ısındırdı; kâfir ve müşriklerin çocukları müslüman oldular.Hepsinin gönlünü yaptı, İslâm'a ısındırdı; kâfir ve müşriklerin çocukları müslüman oldular. Münafıkların çocukları has müslüman oldular; İslâm yayıldı.

Münafıkların çocukları has müslüman oldular; İslâm yayıldı.

Sahabe-i kirâm da ömürleri boyu İslâm'ı yaymak için çalıştılar.Sahabe-i kirâm da ömürleri boyu İslâm'ı yaymak için çalıştılar. Şimdi biz bu aksiyonu durdurduğumuz için bu tebliğ vazifesini,Şimdi biz bu aksiyonu durdurduğumuz için bu tebliğ vazifesini, irşat vazifesini durdurduğumuz için İslâm büyümüyor, yayılmıyor.

irşat vazifesini durdurduğumuz için İslâm büyümüyor, yayılmıyor.

Bak radyolar çıktı, televizyonlar çıktı, teypler çıktı, kitaplar çıktı,Bak radyolar çıktı, televizyonlar çıktı, teypler çıktı, kitaplar çıktı, seyahat hürriyeti çıktı, demir perde kalmadı; her yere girip çıkabiliyorsun.

seyahat hürriyeti çıktı, demir perde kalmadı; her yere girip çıkabiliyorsun.

Fırsat bu fırsattır; İslâm'ı yaymak için çalışsana!

Fırsat bu fırsattır; İslâm'ı yaymak için çalışsana!

İslâm'ı yayma çalışmasını bıraktık, bir; dünyanın keyfine, zevkine daldık, iki.İslâm'ı yayma çalışmasını bıraktık, bir; dünyanın keyfine, zevkine daldık, iki. Keyfine, zevkine daldık; bizimle İngiliz'in veya Fransız'ın bir farkı kalmadı.Keyfine, zevkine daldık; bizimle İngiliz'in veya Fransız'ın bir farkı kalmadı. Deniz kenarları, Akdeniz kenarları, Ege denizi kenarları zevk yerleriyle doldu.Deniz kenarları, Akdeniz kenarları, Ege denizi kenarları zevk yerleriyle doldu. Gözümüz bira ilanlarından başka yeri görmez hâle geldi.Gözümüz bira ilanlarından başka yeri görmez hâle geldi. Fıçılardan memleket bira diyarı oldu. Memleket meyistan oldu,Fıçılardan memleket bira diyarı oldu. Memleket meyistan oldu, meyhâne oldu, zevke düştük; şimdi bu günahların bir cezası olmaz mı?

meyhâne oldu, zevke düştük; şimdi bu günahların bir cezası olmaz mı?

Bunların bir tokatı olmayacak mı?

Bir ilâhî darbe olmayacak mı?

Bunların bir tokatı olmayacak mı?

Bir ilâhî darbe olmayacak mı?

Olabilir.

Biz İslâm'ı bıraktık, dünyaya daldık; tabi ondan sonra cezalar geliyor.

Olabilir.

Biz İslâm'ı bıraktık, dünyaya daldık; tabi ondan sonra cezalar geliyor.

Bosna'daki kardeşlerimiz de -hiç kimseyi üzmek istemem ama-Bosna'daki kardeşlerimiz de -hiç kimseyi üzmek istemem ama- tabi imanla göçerse şehit olarak ölecek,tabi imanla göçerse şehit olarak ölecek, mazlum olarak öldüğü için âhirette en yüksek mertebeyi bulacak da benim korkum;mazlum olarak öldüğü için âhirette en yüksek mertebeyi bulacak da benim korkum; acaba Allah sevmediği için mi bu cezaya uğradılar?

acaba Allah sevmediği için mi bu cezaya uğradılar?

İslâm'ı bıraktılar da, İslâm'dan uzaklaştılar da ondan mı bu cezaya uğradılar?

İslâm'ı bıraktılar da, İslâm'dan uzaklaştılar da ondan mı bu cezaya uğradılar?

Korkumuz bu.

Korkumuz bu.

Onun için İslâm'dan ayrılmayalım, İslâm'ı kenara itmeyelim, gönlümüzden çıkarmayalım.

Onun için İslâm'dan ayrılmayalım, İslâm'ı kenara itmeyelim, gönlümüzden çıkarmayalım.

Allahu Teâlâ hazretleri bize rahmetiyle muamele etsin.Allahu Teâlâ hazretleri bize rahmetiyle muamele etsin. Bizi kâfirle terbiye etmesin.Bizi kâfirle terbiye etmesin. Bizi düşmana ezdirtmesin, bizi onların karşısında hor ve zelil duruma düşürmesin.

Bizi düşmana ezdirtmesin, bizi onların karşısında hor ve zelil duruma düşürmesin.

Hepsine karşı İslâm'ı güzel bir din olarak göstermemiz lazım.Hepsine karşı İslâm'ı güzel bir din olarak göstermemiz lazım. İslâm'ın güzelliklerini anlatabilmemiz lazım.İslâm'ın güzelliklerini anlatabilmemiz lazım. Bunu da müşahhas olarak üzerimizde görmeleri lazım; göstermemiz lazım.

Bunu da müşahhas olarak üzerimizde görmeleri lazım; göstermemiz lazım.

Sulh olan her yere gitmeliyiz,Sulh olan her yere gitmeliyiz, sulh olan her yerde İslâm'ı tebliğ etmeliyiz ve insan kazanmaya çalışmalıyız.sulh olan her yerde İslâm'ı tebliğ etmeliyiz ve insan kazanmaya çalışmalıyız. Güzel çalıştığımız zaman insanlar her yerde müslüman oluyor.Güzel çalıştığımız zaman insanlar her yerde müslüman oluyor. Bu hadîs-i şerîfe göre şimdi etrafımızda olan, dünyada bulunan devletlerin;Bu hadîs-i şerîfe göre şimdi etrafımızda olan, dünyada bulunan devletlerin; anlaşmalarına, sözleşmelerine ne derecede riayet edeceklerini düşünmeliyiz.

anlaşmalarına, sözleşmelerine ne derecede riayet edeceklerini düşünmeliyiz.

Bizim millet bu hususta biraz gazete propagandalarının, misyoner propagandalarınınBizim millet bu hususta biraz gazete propagandalarının, misyoner propagandalarının veyahut daha başka oyunların, filmlerin, tiyatro eserlerinin, kitapların tesirinde kalıyor.veyahut daha başka oyunların, filmlerin, tiyatro eserlerinin, kitapların tesirinde kalıyor. Bir komünistin kitabını okuyor; bakıyorsun çocuk komünist olmuş.Bir komünistin kitabını okuyor; bakıyorsun çocuk komünist olmuş. Bir başka eser okuyor; bakıyorsun, şaşırmış. Bir başka eser okuyor; bakıyorsun, şu tarafı tutmuş.

Bir başka eser okuyor; bakıyorsun, şaşırmış. Bir başka eser okuyor; bakıyorsun, şu tarafı tutmuş.

Aklımızı, mantığımızı kullanalım!

Aklımızı, mantığımızı kullanalım!

Allahu Teâlâ hazretleri bize hakkı hak olarak görmeyi, batılı batıl olarak görmeyi; Allahu Teâlâ hazretleri bize hakkı hak olarak görmeyi, batılı batıl olarak görmeyi; hakka uymayı batıldan korunmayı nasip eylesin.

hakka uymayı batıldan korunmayı nasip eylesin.

Tekûnü erbeu fitenin el-ûlâ yüstehallü fîhe'd-demüTekûnü erbeu fitenin el-ûlâ yüstehallü fîhe'd-demü ve's-sâniyetü yüstehallü fîhe'd-demü ve'l-mâlüve's-sâniyetü yüstehallü fîhe'd-demü ve'l-mâlü ve's-sâlisü yüstehallü fîhe'd-demü ve'l-mâlü ve'l-fercü ve'r-râbiatü'd-deccâlü.

ve's-sâlisü yüstehallü fîhe'd-demü ve'l-mâlü ve'l-fercü ve'r-râbiatü'd-deccâlü.

İmran b Husayn radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş.İmran b Husayn radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Yine demin anlattığımız konulara benzeyen bir konu çıktı karşımıza.

Yine demin anlattığımız konulara benzeyen bir konu çıktı karşımıza.

"Dört tane fitne olacak."

Fitne, "karışıklık" demek.

"Dört tane fitne olacak."

Fitne, "karışıklık" demek.

Dört tane fitne olacak, ortalık karışacak.

Ne zaman olacak?

Dört tane fitne olacak, ortalık karışacak.

Ne zaman olacak?

"O saat gelmeden önce." Kıyametten biraz evvel dört esaslı, büyük fitne olacak.

"O saat gelmeden önce." Kıyametten biraz evvel dört esaslı, büyük fitne olacak.

Peygamber Efendimiz; o dört fitneyi sayıyor:

Peygamber Efendimiz; o dört fitneyi sayıyor:

el-Ûlâ yüstehallü fîhe'd-dem. "Birincisinde kanlar akıtılacak."

el-Ûlâ yüstehallü fîhe'd-dem. "Birincisinde kanlar akıtılacak."

Kan dökmek meşru ve mübah sayılacak; önüne gelen karşısındakinin kanını dökecek.Kan dökmek meşru ve mübah sayılacak; önüne gelen karşısındakinin kanını dökecek. Muhterem kardeşlerim!

Muhterem kardeşlerim!

Şuna dikkat edin! Sizin elinizden, dilinizden bir müslüman zarar görmesin.Şuna dikkat edin! Sizin elinizden, dilinizden bir müslüman zarar görmesin. Sizi kışkırtabilirler.Sizi kışkırtabilirler. Müslümanın müslümana kanı, canı, malı, ırzı, namusu, karısı, kızı, hepsi haramdır;Müslümanın müslümana kanı, canı, malı, ırzı, namusu, karısı, kızı, hepsi haramdır; hiç zarar veremez. Ama kışkırtırlar.

hiç zarar veremez. Ama kışkırtırlar.

Müslüman müslümanla savaş etmez. Müslüman müslümana el kaldırmaz.Müslüman müslümanla savaş etmez. Müslüman müslümana el kaldırmaz. Müslüman müslümanın kanını dökmez.

Müslüman müslümanın kanını dökmez.

Yustehallu diyor; "Helal görülecek." demek.Yustehallu diyor; "Helal görülecek." demek. Birisi ötekisinin kanını dökmeyi helal sayacak.Birisi ötekisinin kanını dökmeyi helal sayacak. Bu büyük bir fitne, büyük bir karışıklık. O onu öldürecek, o onu öldürecek.

Bu büyük bir fitne, büyük bir karışıklık. O onu öldürecek, o onu öldürecek.

Şimdi bu mezradaki 30 kişiyi, çoluk çocuğu, bebekleri, kundaktaki çocukları niye öldürdün?

Şimdi bu mezradaki 30 kişiyi, çoluk çocuğu, bebekleri, kundaktaki çocukları niye öldürdün?

"Benim ideolojimin gereği savaş yapıyorum, yapmam lazım!"

"Benim ideolojimin gereği savaş yapıyorum, yapmam lazım!"

Yaptığı şeyi helal görüyor, meşru görüyor.Yaptığı şeyi helal görüyor, meşru görüyor. Karşındaki adam senin fikrinde değil, onu öldür; bu da yanlış!

Karşındaki adam senin fikrinde değil, onu öldür; bu da yanlış!

Bildiğimiz bir misal:

Bildiğimiz bir misal:

Sahabeden biri, bir kâfirle çarpışmış, yere yatırmış; tam keseceği sırada adam lâ ilâhe illallah demiş.Sahabeden biri, bir kâfirle çarpışmış, yere yatırmış; tam keseceği sırada adam lâ ilâhe illallah demiş. Kesmiş. Durumu Peygamber Efendimiz'e bildiriyorlar.

Kesmiş. Durumu Peygamber Efendimiz'e bildiriyorlar.

"Sen lâ ilâhe illallah diyen bir insanı nasıl kesersin?" diye soruyor.

"Sen lâ ilâhe illallah diyen bir insanı nasıl kesersin?" diye soruyor.

"Yâ Resûlallah! Benimle çarpıştı, çarpıştı, ben onu yendim, "Yâ Resûlallah! Benimle çarpıştı, çarpıştı, ben onu yendim, tam yatırdığım sırada lâ ilâhe illallah dedi.tam yatırdığım sırada lâ ilâhe illallah dedi. Bıçaktan korkuyor; kalbi inandığından mı söylüyor?" diye cevap veriyor.

Bıçaktan korkuyor; kalbi inandığından mı söylüyor?" diye cevap veriyor.

"Senin âhirette lâ ilâhe illallah diyen bir insanla davan ne olacak? Senin âhirette hâlin ne olacak?" diye tekrarladı."Senin âhirette lâ ilâhe illallah diyen bir insanla davan ne olacak? Senin âhirette hâlin ne olacak?" diye tekrarladı. O sahabe de boynunu büktü gitti. Ne yapsın? Yaptı bir kere.

O sahabe de boynunu büktü gitti. Ne yapsın? Yaptı bir kere.

Müslüman müslümanı öldürmez!

Müslüman müslümanı öldürmez!

Camiye gidiyor, namaz kılıyor, lâ ilâhe illallah diyor, "Kanı revadır." diyor.

Camiye gidiyor, namaz kılıyor, lâ ilâhe illallah diyor, "Kanı revadır." diyor.

Yüstehullü fîhe'd-dem.

Yüstehullü fîhe'd-dem.

Kıyamet alameti, fitne alameti; çünkü müslüman müslümanı öldürmez.Kıyamet alameti, fitne alameti; çünkü müslüman müslümanı öldürmez. Gazeteler yazıyor, senaryolar var. Amerika'da filanca stratejik araştırma enstitüsü açıklamış.Gazeteler yazıyor, senaryolar var. Amerika'da filanca stratejik araştırma enstitüsü açıklamış. Türkiye 1993 yazında harbin içine girecekmiş, büyük karışıklıklar olacakmış.

Türkiye 1993 yazında harbin içine girecekmiş, büyük karışıklıklar olacakmış.

Karışıklık olunca ne olacak?

Rusya mı hücum edecek? Ermeni mi gelecek?
Karışıklık olunca ne olacak?

Rusya mı hücum edecek? Ermeni mi gelecek?
Yunanlı mı çıkacak? Bulgar mı gelecek? Yoksa içeride başka bir şey mi yapacaklar?

Yunanlı mı çıkacak? Bulgar mı gelecek? Yoksa içeride başka bir şey mi yapacaklar?

Oyuna gelmeyin. Mü'min mü'mini öldürmez.Oyuna gelmeyin. Mü'min mü'mini öldürmez. Bir fitne olacak; o zaman kan helal sayılacak, kan heder edilecek dökülecek, bir.

Bir fitne olacak; o zaman kan helal sayılacak, kan heder edilecek dökülecek, bir.

Ve's-sâniyetü yüstehullü fîhe'd-demü ve'l-mâl.Ve's-sâniyetü yüstehullü fîhe'd-demü ve'l-mâl. "Hem kanını dökecekler hem de öldürdükleri adamın malını yağmalayacaklar."

"Hem kanını dökecekler hem de öldürdükleri adamın malını yağmalayacaklar."

Birinci de sadece kan dökmekti. İkincide iş daha da azgınlaşacak. Birinci de sadece kan dökmekti. İkincide iş daha da azgınlaşacak. Tabi insan, öldürdüğü insanı suçlar da öyle öldürür.Tabi insan, öldürdüğü insanı suçlar da öyle öldürür. Kabahatliydi, suçluydu, şöyleydi, böyleydi, kes.Kabahatliydi, suçluydu, şöyleydi, böyleydi, kes. Ama ikincide artık gözler daha da döndüğü için bu sefer hem öldürecekAma ikincide artık gözler daha da döndüğü için bu sefer hem öldürecek hem malına tecavüz edecek, el uzatacak, malını yağmalayacak.

hem malına tecavüz edecek, el uzatacak, malını yağmalayacak.

Ve's-sâlisetü yüstehallü fîhe'd-demü ve'l-mâlu ve'l-fercü.Ve's-sâlisetü yüstehallü fîhe'd-demü ve'l-mâlu ve'l-fercü. "Üçüncü de hem öldürme hem malını yağmalama hem de ırza tecavüz olacak."

"Üçüncü de hem öldürme hem malını yağmalama hem de ırza tecavüz olacak."

Üçüncüde artık adamakıllı din, iman, insaf, izan, adalet ortadan kalkıyor;Üçüncüde artık adamakıllı din, iman, insaf, izan, adalet ortadan kalkıyor; edepsizlik, şeytanlık başlıyor ve artık ırza da tecavüz ediliyor.

edepsizlik, şeytanlık başlıyor ve artık ırza da tecavüz ediliyor.

Ve'r-râbiatü'd-deccâl.Ve'r-râbiatü'd-deccâl. "Dördüncü olarak deccal gelecek" buyuruyor. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki:

"Dördüncü olarak deccal gelecek" buyuruyor. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki:

"Her biriniz, her gün deccalin fitnesinden Allah'a sığının, çünkü büyük bir fitnedir."

"Her biriniz, her gün deccalin fitnesinden Allah'a sığının, çünkü büyük bir fitnedir."

Olaylar ters gösterilecek; cehennem yolu, cennet yolu gibi gösterilecek,Olaylar ters gösterilecek; cehennem yolu, cennet yolu gibi gösterilecek, cennetin yolu da cehennem gibi ters gösterilecek. Deccalin fitnesi büyük bir fitne.

cennetin yolu da cehennem gibi ters gösterilecek. Deccalin fitnesi büyük bir fitne.

Muhterem kardeşlerim!

Muhterem kardeşlerim!

Bütün bu olaylardan, hadîs-i şerîflerden düşündüğümüz, size söylemek istediğimiz şu:

Bütün bu olaylardan, hadîs-i şerîflerden düşündüğümüz, size söylemek istediğimiz şu:

Neticede siz aldanıyorsunuz.

İnsanoğlu kardeşlerimiz!

Neticede siz aldanıyorsunuz.

İnsanoğlu kardeşlerimiz!

Sizler aldanıyorsunuz, müslüman kardeşlerimiz aldanıyor ve bu fitnelere bulaşıyorlar.

Sizler aldanıyorsunuz, müslüman kardeşlerimiz aldanıyor ve bu fitnelere bulaşıyorlar.

O halde ne yapacaksınız?

O halde ne yapacaksınız?

Kafanızı kullanacaksınız, aklınızı kullanacaksınız, basiretinizi kullanacaksınız.Kafanızı kullanacaksınız, aklınızı kullanacaksınız, basiretinizi kullanacaksınız. Oyuna gelmeyeceksiniz, harama düşmeyeceksiniz, fitneye bulaşmayacaksınız.Oyuna gelmeyeceksiniz, harama düşmeyeceksiniz, fitneye bulaşmayacaksınız. Allah'ın razı olmadığı bir şeyi yapmayacaksınız.

Allah'ın razı olmadığı bir şeyi yapmayacaksınız.

Peygamber Efendimiz bize bunları niye bildirmiş?

"Ümmetim bunu okusun da yapmasın." diye.

Peygamber Efendimiz bize bunları niye bildirmiş?

"Ümmetim bunu okusun da yapmasın." diye.

Yapmamamız için.

Yapmamamız için.

O halde kafanızı kullanmak; aklınızı, mantığınızı, vicdanınızı kullanmak ana fikriniz,O halde kafanızı kullanmak; aklınızı, mantığınızı, vicdanınızı kullanmak ana fikriniz, ana düşünce tarzınız, ana hareket tarzınız olsun, bir. İkincisi de, ne olur İslâm'ı öğrenin biraz!ana düşünce tarzınız, ana hareket tarzınız olsun, bir. İkincisi de, ne olur İslâm'ı öğrenin biraz! Adamlara bakıp herkesin peşine takılıp gitmek yerineAdamlara bakıp herkesin peşine takılıp gitmek yerine İslâm'ı öğrenin; âyeti, hadisi öğrenin de Allah yolunda yürümeye gayret edin.

İslâm'ı öğrenin; âyeti, hadisi öğrenin de Allah yolunda yürümeye gayret edin.

Allahu Teâlâ hazretleri cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin. Habîb-i Edîbine komşu eylesin, iki cihanda aziz ve bahtiyâr eylesin. Habîb-i Edîbine komşu eylesin, iki cihanda aziz ve bahtiyâr eylesin. Bi hürmeti esrâr-ı sûreti'l Fâtiha!

Bi hürmeti esrâr-ı sûreti'l Fâtiha!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2