Namaz Vakitleri

27 Cemâziye'l-Âhir 1446
28 Aralık 2024
İmsak
06:49
Güneş
08:21
Öğle
13:11
İkindi
15:29
Akşam
17:50
Yatsı
19:17
Detaylı Arama

Kıyamet Alâmetleri (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

11 Cemâziye'l-Evvel 1413 / 06.11.1992

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Bazı fakültelerde diploma için başörtülü fotoğraf kabul etmiyorlar, baş açık fotoğraf istiyorlar; bu durumdaki kardeşlerimiz ne | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Kıyamet Alâmetleri (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

11 Cemâziye'l-Evvel 1413 / 06.11.1992

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Bazı fakültelerde diploma için başörtülü fotoğraf kabul etmiyorlar, baş açık fotoğraf istiyorlar; bu durumdaki kardeşlerimiz ne | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bazı fakültelerde diploma için başörtülü fotoğraf kabul etmiyorlar,Bazı fakültelerde diploma için başörtülü fotoğraf kabul etmiyorlar, baş açık fotoğraf istiyorlar; bu durumdaki kardeşlerimiz ne yapsın? baş açık fotoğraf istiyorlar; bu durumdaki kardeşlerimiz ne yapsın?

Hukukî mücadelesini sürdürsün; bu istek haksızdır, yüzü görününce tamamdır,Hukukî mücadelesini sürdürsün; bu istek haksızdır, yüzü görününce tamamdır, başörtüsüne kimsenin sözü yoktur, imanından dolayıdır. başörtüsüne kimsenin sözü yoktur, imanından dolayıdır. Hakkını almak için avukatla mücadelesini sürdürsün. Hakkını almak için avukatla mücadelesini sürdürsün.

Güzel dinimize göre öldükten sonra organlarının bağışlanması caiz midir?Güzel dinimize göre öldükten sonra organlarının bağışlanması caiz midir? Dinimize göre yakın akrabalarımızdan hangi hanımlarla el sıkışmamıza müsaade vardır? Dinimize göre yakın akrabalarımızdan hangi hanımlarla el sıkışmamıza müsaade vardır?

Organ nakli yeni bir konudur. Her yerde konuşuluyor, müzakere ediliyor.Organ nakli yeni bir konudur. Her yerde konuşuluyor, müzakere ediliyor. Müftüler, fetva kurulları bu meseleyi inceliyor, bazı şartlarda caiz olduğuna fetva veriyorlar. Müftüler, fetva kurulları bu meseleyi inceliyor, bazı şartlarda caiz olduğuna fetva veriyorlar.

Hanımlarla el sıkışma İslâm'da yoktur. Yakın akrabamızla vesaire el sıkışma söz konusu değil.Hanımlarla el sıkışma İslâm'da yoktur. Yakın akrabamızla vesaire el sıkışma söz konusu değil. Peygamber Efendimiz bey'at alırken bile el sıkışmamıştır.Peygamber Efendimiz bey'at alırken bile el sıkışmamıştır. Yalnız annesinin, teyzesinin, halasının, büyüklerinin elini öpmek gibi bir şey örf olduğu içinYalnız annesinin, teyzesinin, halasının, büyüklerinin elini öpmek gibi bir şey örf olduğu için öpülmediği zaman onlar darılıp kızıp üzüleceğinden örfe göre ona müsaade veriliyor. öpülmediği zaman onlar darılıp kızıp üzüleceğinden örfe göre ona müsaade veriliyor.

Okuduğumuz derslerde öğrendiğimize göre neredeyse tüm tarih,Okuduğumuz derslerde öğrendiğimize göre neredeyse tüm tarih, siyasal düşüncelerin kapıştığı bir süreç. siyasal düşüncelerin kapıştığı bir süreç. Okulda Batı'nın siyasal düşünceler tarihini okurken şimdiki tüm hâlini ve buna karşılıkOkulda Batı'nın siyasal düşünceler tarihini okurken şimdiki tüm hâlini ve buna karşılık İslâm medeniyetinin durumunu da kavrayabiliriz.İslâm medeniyetinin durumunu da kavrayabiliriz. Şimdiki gayemiz sosyolojik ve psikolojik bakımdan ve tamamenŞimdiki gayemiz sosyolojik ve psikolojik bakımdan ve tamamen İslâm medeniyetini devam ettiren bir anlayış.İslâm medeniyetini devam ettiren bir anlayış. İslâm ve Batı siyasal düşünceler tarihini araştırıp güzelce öğrenip sonuçlar çıkarabilmek;İslâm ve Batı siyasal düşünceler tarihini araştırıp güzelce öğrenip sonuçlar çıkarabilmek; bu konudaki çalışmalarımızda başarılı olupbu konudaki çalışmalarımızda başarılı olup Rabbımiz'in rızasını kazanabilmek için bize dua ederseniz memnun oluruz. Rabbımiz'in rızasını kazanabilmek için bize dua ederseniz memnun oluruz.

İlmin zevkine varmış ve o ilme göre İslâmî çalışmalar yapmak istiyor,İlmin zevkine varmış ve o ilme göre İslâmî çalışmalar yapmak istiyor, Allah. muvaffak etsin, Allah razı olsun! Allah. muvaffak etsin, Allah razı olsun!

Ashabının Peygamber Efendimiz'e hitap ederken;Ashabının Peygamber Efendimiz'e hitap ederken; "Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın resûlü!" gibi bir tabir kullandığını biliyoruz."Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın resûlü!" gibi bir tabir kullandığını biliyoruz. Acaba sahabenin birbirine karşı kullandığı bunun gibi özel bir hitap, tabir veya tabirler var mıydı?Acaba sahabenin birbirine karşı kullandığı bunun gibi özel bir hitap, tabir veya tabirler var mıydı? Yoksa onlar birbirlerine sevgilerini sadece hâl ile mi gösteriyorlardı? Yoksa onlar birbirlerine sevgilerini sadece hâl ile mi gösteriyorlardı?

Ahi kelimesi var bildiğimiz, "kardeşim" demek.Ahi kelimesi var bildiğimiz, "kardeşim" demek. "Ahi" kelimesine hangi sıfatı ekliyorlardı bilmem,"Ahi" kelimesine hangi sıfatı ekliyorlardı bilmem, ahi el-azîz "aziz kardeşim" vesarie bir şeyler diyorlardır herhalde. ahi el-azîz "aziz kardeşim" vesarie bir şeyler diyorlardır herhalde.

Birisi ismini değiştirmek istediğini söylemiş, bir isim istiyor. Birisi ismini değiştirmek istediğini söylemiş, bir isim istiyor.

İsmi "Halis" olsun. İsmi "Halis" olsun.

Birisi evliliği için istihare yapmış, fakat bir sonuç çıkmamış. Birisi evliliği için istihare yapmış, fakat bir sonuç çıkmamış.

İstişare, istihareden önemlidir. Sevdiği üç ciddi kimseyle meseleyi konuşsun.İstişare, istihareden önemlidir. Sevdiği üç ciddi kimseyle meseleyi konuşsun. İstiharede bir şey görmüyorsa istişare daha önemli, ona göre yapsın; o da sevaptır. İstiharede bir şey görmüyorsa istişare daha önemli, ona göre yapsın; o da sevaptır.

Birisi kazandığı üniversiteleri anlatıyor.Birisi kazandığı üniversiteleri anlatıyor. Tekrar tekrar başka başka fakültelere gitmek için üniversite imtihanlarına girdiğini anlatıyor,Tekrar tekrar başka başka fakültelere gitmek için üniversite imtihanlarına girdiğini anlatıyor, "Üç senedir işim ters gidiyor." diyor, dua istiyor. "Üç senedir işim ters gidiyor." diyor, dua istiyor.

Bir insanın başladığı bir şeyi devam ettirmesi lazım. Gayret etmesi lazım.Bir insanın başladığı bir şeyi devam ettirmesi lazım. Gayret etmesi lazım. Sebat, önemli bir husustur; sebat edince inşaallah iyi olur, zorluklar aşılır. Sebat, önemli bir husustur; sebat edince inşaallah iyi olur, zorluklar aşılır.

Faizini almadan bankaya para yatırmak caiz midir? Faizini almadan bankaya para yatırmak caiz midir?

Faizi almayınca faiz yeme günahına bulaşmamış oluyor.Faizi almayınca faiz yeme günahına bulaşmamış oluyor. Tamam, fakat banka faiz işlemlerini yapmaktan geri durmuyor ki ona bir imkân sağlamış oluyor,Tamam, fakat banka faiz işlemlerini yapmaktan geri durmuyor ki ona bir imkân sağlamış oluyor, onun o işleri yapmasına yardımcı olmuş oluyor.onun o işleri yapmasına yardımcı olmuş oluyor. Haram olan faiz almayı verme işlerini yapan bir müesseseyi takviye etmiş oluyor. Haram olan faiz almayı verme işlerini yapan bir müesseseyi takviye etmiş oluyor.

Avrupa ülkesinde durum nasıldır? Orada bankaya para yatırmak, faizini almak caiz midir? Avrupa ülkesinde durum nasıldır? Orada bankaya para yatırmak, faizini almak caiz midir?

"İmam-ı Âzam'a göre caiz, bazı müçtehitlere göre caiz değildir." diyorlar. "İmam-ı Âzam'a göre caiz, bazı müçtehitlere göre caiz değildir." diyorlar. Fikri Yavuz'un Muamelatlı İslâm Fıkhı ve Hukuku kitabında onun cevazına dair hadîs-i şerîfiFikri Yavuz'un Muamelatlı İslâm Fıkhı ve Hukuku kitabında onun cevazına dair hadîs-i şerîfi yani "Küfür diyarında müslümanla kâfir arasında faiz işleri cereyan etmez."yani "Küfür diyarında müslümanla kâfir arasında faiz işleri cereyan etmez." şeklindeki hadîs-i şerîfi yazıyor; onunla amel edebilir. şeklindeki hadîs-i şerîfi yazıyor; onunla amel edebilir.

İslâm'a göre kadın çalışmalı mıdır? İslâm'a göre kadın çalışmalı mıdır?

Kadın çalışır yani çalışmanın cinsi önemli. Kadın da çalışır erkek de çalışır.Kadın çalışır yani çalışmanın cinsi önemli. Kadın da çalışır erkek de çalışır. Şeriatin ahkâmının çiğnenmediği bir usulde çalışabilir;Şeriatin ahkâmının çiğnenmediği bir usulde çalışabilir; tarlasında çalışır, evinde dikiş işinde çalışabilir. tarlasında çalışır, evinde dikiş işinde çalışabilir. Çalışamaz diye bir şey yok.Çalışamaz diye bir şey yok. Erkeklerle karışık halde, namahremlerle bir arada mahzurlar çıkıyor. Erkeklerle karışık halde, namahremlerle bir arada mahzurlar çıkıyor.

Zikirlerini aksatan bir kimsenin ne yapacağını soruyorlar. Zikirlerini aksatan bir kimsenin ne yapacağını soruyorlar.

Tevbe edecek, bir daha yapmamaya azmedecek ve bir daha o ihmali yapmamaya çalışacak. Tevbe edecek, bir daha yapmamaya azmedecek ve bir daha o ihmali yapmamaya çalışacak.

Farkında olmadan, istemeyerek konuşma arasında yemin ediyorum. Farkında olmadan, istemeyerek konuşma arasında yemin ediyorum.

O yeminlerin cezası olabilir. Yemin etmemeye alışacak.O yeminlerin cezası olabilir. Yemin etmemeye alışacak. Yemin edip de tutmadığı zaman yemin kefareti vermesi lazım. Yemin edip de tutmadığı zaman yemin kefareti vermesi lazım.

Kayınvalidem ve annem ders almak istiyor. Gelemeyenlere ders tarifini ben yapabilir miyim? Kayınvalidem ve annem ders almak istiyor. Gelemeyenlere ders tarifini ben yapabilir miyim?

Birisi yapsın, müsaade ediyorum, pekâlâ, kabul ettim. Gelsin sonra bir ara bizimle görüştürsün. Birisi yapsın, müsaade ediyorum, pekâlâ, kabul ettim. Gelsin sonra bir ara bizimle görüştürsün.

Ruhsatlı silah almanın faydaları nelerdir? Ruhsatlı silah almanın faydaları nelerdir?

Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor: Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor:

Ve eiddû lehüm me'steta'tum min kuvvetin Ve eiddû lehüm me'steta'tum min kuvvetin ve min ribâti'l-hayli türhibûne bihî adüvva'llâhi ve aduvveküm.ve min ribâti'l-hayli türhibûne bihî adüvva'llâhi ve aduvveküm. "Kâfirlere karşı gücünüzün yettiğince silah hazırlayın." "Kâfirlere karşı gücünüzün yettiğince silah hazırlayın."

Bu silah artık o kadar ileriye gitti, o kadar modernleşti, elektronik ilmi o kadar işin içine girdi,Bu silah artık o kadar ileriye gitti, o kadar modernleşti, elektronik ilmi o kadar işin içine girdi, o kadar uzaklardan öyle şeyler yapılıyor ki bizim bu silahlar bilmiyorum ne işe yarar? o kadar uzaklardan öyle şeyler yapılıyor ki bizim bu silahlar bilmiyorum ne işe yarar?

Sadece ruhsatlı silah. Basit bir takım şeylerde mesela dağa, kıra bayıra gidenler üstüne bir kurt,Sadece ruhsatlı silah. Basit bir takım şeylerde mesela dağa, kıra bayıra gidenler üstüne bir kurt, çakal filan hücum ederse belki ona patlatmakta işe yarar. çakal filan hücum ederse belki ona patlatmakta işe yarar.

A cemaatine bağlı birisinin B cemaatine devamda bulunması doğru mudur? A cemaatine bağlı birisinin B cemaatine devamda bulunması doğru mudur?

Doğrudur, yanlış değildir, mahzuru yoktur.Doğrudur, yanlış değildir, mahzuru yoktur. Çünkü ilim Çin'de bile olsa alınır, gidilir, dinlenir.Çünkü ilim Çin'de bile olsa alınır, gidilir, dinlenir. Dinlenmemesi veya "Gidilmesin." denmesi doğru değildir, çünkü hadîs-i şerîfler vardır.Dinlenmemesi veya "Gidilmesin." denmesi doğru değildir, çünkü hadîs-i şerîfler vardır. Hoca gidilen yerin batıl bir yol olduğunu, yanlış bir yer olduğunu biliyorsa o zamanHoca gidilen yerin batıl bir yol olduğunu, yanlış bir yer olduğunu biliyorsa o zaman "Oraya gitmeyin, çünkü orada yalan yanlış şeyler yapılıyor, söyleniyor." mânasına diyebilir"Oraya gitmeyin, çünkü orada yalan yanlış şeyler yapılıyor, söyleniyor." mânasına diyebilir yoksa müspet vasıflara sahip bir yere engel olmamak lazım. yoksa müspet vasıflara sahip bir yere engel olmamak lazım.

Birisi nişanlanmış, evlenmek istiyor fakat annesi babasından sekiz yıl önce ayrılmış.Birisi nişanlanmış, evlenmek istiyor fakat annesi babasından sekiz yıl önce ayrılmış. Ayrılma nedeni annesinin bazı kötü halleriymiş;Ayrılma nedeni annesinin bazı kötü halleriymiş; "Acaba böyle kötü huylu bir annenin çocuğu da kötü olabilir mi?" diye arkadaş tereddüt ediyormuş. "Acaba böyle kötü huylu bir annenin çocuğu da kötü olabilir mi?" diye arkadaş tereddüt ediyormuş.

Sıdk ile olsa hak yola girmişse eski günahlarının hepsi silinir. Sıdk ile olsa hak yola girmişse eski günahlarının hepsi silinir. Birisi ötekisine doğrudan doğruya tesir etmez.Birisi ötekisine doğrudan doğruya tesir etmez. Halini incelesin; iyi halli bir kimseyse inşaallah Allah onu böyle bir duruma düşmekten korur. Halini incelesin; iyi halli bir kimseyse inşaallah Allah onu böyle bir duruma düşmekten korur.

Birisi hatim indirmiş onun duası istiyor.Birisi hatim indirmiş onun duası istiyor. Bir de diyor ki sizin bazı yazılarınızda "devletimiz, devlet büyüklerimiz, ordumuz" gibi Bir de diyor ki sizin bazı yazılarınızda "devletimiz, devlet büyüklerimiz, ordumuz" gibi kelimeleri kullanmanızı bazıları eleştiriyorlar.kelimeleri kullanmanızı bazıları eleştiriyorlar. "Ben şahsen anlıyorum ama siz de bir açıklar mısınız?" diyor. "Ben şahsen anlıyorum ama siz de bir açıklar mısınız?" diyor.

Yazı yazmak ve konuşmak çok zordur. Düşündüğünüzü karşı tarafa tam anlatabilmeniz lazım.Yazı yazmak ve konuşmak çok zordur. Düşündüğünüzü karşı tarafa tam anlatabilmeniz lazım. Bunu anlatmak için kullanılan vasıta kelimelerdir.Bunu anlatmak için kullanılan vasıta kelimelerdir. Bunlar da bazen tam anlaşılmaz; yani birisi "mangal altı" der, ötekisi "kralın tahtı" anlar.Bunlar da bazen tam anlaşılmaz; yani birisi "mangal altı" der, ötekisi "kralın tahtı" anlar. Hani tekerlemelerde de var veya Hacivat Karagöz oyunlarında olduğu gibi olabilir.Hani tekerlemelerde de var veya Hacivat Karagöz oyunlarında olduğu gibi olabilir. Bazen ters anlaşılır. İktisab etmediği [işlemediği] bir suçtan dolayı bir insanı haksız yereBazen ters anlaşılır. İktisab etmediği [işlemediği] bir suçtan dolayı bir insanı haksız yere suçlamak da büyük günahtır, yanlış bir şeydir bühtandır, iftiradır.suçlamak da büyük günahtır, yanlış bir şeydir bühtandır, iftiradır. "Devlet büyüğümüz" dediysek, "yurdumuz, ordumuz, dünyamız, asrımız" dediysek,"Devlet büyüğümüz" dediysek, "yurdumuz, ordumuz, dünyamız, asrımız" dediysek, bu normal olarak içinde bulunduğumuz şey demektir.bu normal olarak içinde bulunduğumuz şey demektir. Yoksa "Dünyanın içindeki kötü insanların kötülüğünü tasvip ediyoruz." demek değildir.Yoksa "Dünyanın içindeki kötü insanların kötülüğünü tasvip ediyoruz." demek değildir. "Asrımızın içindeki kötülükleri tasvip ediyoruz." demek değildir. "Asrımızın içindeki kötülükleri tasvip ediyoruz." demek değildir. Kendi içimizde iştirak olmayan bir suçtan dolayı suçlanamayız herhalde.Kendi içimizde iştirak olmayan bir suçtan dolayı suçlanamayız herhalde. "Onu suçlayan da kötü niyetinden dolayı suçluyor." demektir, yanlış olur. "Onu suçlayan da kötü niyetinden dolayı suçluyor." demektir, yanlış olur.

Bizim o sözleri söylerken "Türkiye" demek istiyoruz; " Türkiye devleti" yerine "devletimiz" diyoruz.Bizim o sözleri söylerken "Türkiye" demek istiyoruz; " Türkiye devleti" yerine "devletimiz" diyoruz. "Türk ordusu" demek istiyoruz "ordumuz" diyoruz. İçinde bulunduğumuz cemiyetin içinde olduğu için. "Türk ordusu" demek istiyoruz "ordumuz" diyoruz. İçinde bulunduğumuz cemiyetin içinde olduğu için. İyisi de vardır, iyisini düşünmek lazım, hepsini tamamen defterden silmemek lazım.İyisi de vardır, iyisini düşünmek lazım, hepsini tamamen defterden silmemek lazım. İyi memur vardır, iyi öğretmen vardır, iyi insan vardır;İyi memur vardır, iyi öğretmen vardır, iyi insan vardır; kötüleri düşünüp de hepsini defterden silmek doğru değil.kötüleri düşünüp de hepsini defterden silmek doğru değil. Bunlara tamamen düşmanca bir tavır almak da yanlış. Tenkid edenlerin tavrı..Bunlara tamamen düşmanca bir tavır almak da yanlış. Tenkid edenlerin tavrı.. Tanımak lazım, tanımaya çalışmak lazım, anlamak lazım, hataları varsa düzeltmeye çalışmak lazım.Tanımak lazım, tanımaya çalışmak lazım, anlamak lazım, hataları varsa düzeltmeye çalışmak lazım. Netice itibariyle aynı yerde yaşıyoruz, hatası varsa anlatmaya çalışırsın.Netice itibariyle aynı yerde yaşıyoruz, hatası varsa anlatmaya çalışırsın. Üniversite, "üniversitemiz" diyoruz, bu başörtüsünü engelleyen hocaları tasvip ediyor muyuz?Üniversite, "üniversitemiz" diyoruz, bu başörtüsünü engelleyen hocaları tasvip ediyor muyuz? Etmiyoruz. Ama üniversite müessese olarak bizim. Etmiyoruz. Ama üniversite müessese olarak bizim.

Almanya'daki Cemalettin Hoca meselesi çok soruluyor, üç oldu.Almanya'daki Cemalettin Hoca meselesi çok soruluyor, üç oldu. Bir de "Cemaatler arasındaki çekişmeler ne zaman bitecek?" diye soruyor, güzel bir soru. Bir de "Cemaatler arasındaki çekişmeler ne zaman bitecek?" diye soruyor, güzel bir soru.

Cemaatler arasındaki sorun,Cemaatler arasındaki sorun, cemaatleri destekleyen insanların körü körüne desteklemesi bittiği zaman bitecektir.cemaatleri destekleyen insanların körü körüne desteklemesi bittiği zaman bitecektir. Körü körüne destekleyenler mevcut oldukça onları koyun gibi sürükleyip Körü körüne destekleyenler mevcut oldukça onları koyun gibi sürükleyip şuraya buraya saldırtan insanlar da istismar edenler de daima olabilir.şuraya buraya saldırtan insanlar da istismar edenler de daima olabilir. Herkes bir cemaate bağlı da olsa yukarıdaki adamın söylediği şeye uyduğu zaman o da sorumlu olur,Herkes bir cemaate bağlı da olsa yukarıdaki adamın söylediği şeye uyduğu zaman o da sorumlu olur, kendisi de sorumlu olur.kendisi de sorumlu olur. Kendi kafasını kullanacak, kendi sorumluluğunu bilecek;Kendi kafasını kullanacak, kendi sorumluluğunu bilecek; günahsa yapmayacak, sevapsa yapacak. Kendisi bir incelemeden geçirecek.günahsa yapmayacak, sevapsa yapacak. Kendisi bir incelemeden geçirecek. Bu şuura eremediği zaman o onu kötülüyor, o onu kötülüyor;Bu şuura eremediği zaman o onu kötülüyor, o onu kötülüyor; bir menfaat meselesi giriyor veya tanımadığı kimselere karşı cahillikten dolayıbir menfaat meselesi giriyor veya tanımadığı kimselere karşı cahillikten dolayı bilmeden bir düşmanlık yapılabiliyor. bilmeden bir düşmanlık yapılabiliyor.

İslâm'ın gıybetin, dedikodunun aleyhindeki hükümleri düşünülmüyor;İslâm'ın gıybetin, dedikodunun aleyhindeki hükümleri düşünülmüyor; gıybet, dedikodu, iftira yapılıyor yani Allah'ın bir mü'min kulu kötülenebiliyor, vesaire. Neden? gıybet, dedikodu, iftira yapılıyor yani Allah'ın bir mü'min kulu kötülenebiliyor, vesaire. Neden?

Aşağıdakilerin, yukarıdakilere mesnetsiz, haksız destekleri buna sebep oluyor.Aşağıdakilerin, yukarıdakilere mesnetsiz, haksız destekleri buna sebep oluyor. Haksız bir şey olduğu zaman söylemeli.Haksız bir şey olduğu zaman söylemeli. "Bak sen böyle diyorsun ama bunun dinde imanda yeri yoktur." demeli, "Bak sen böyle diyorsun ama bunun dinde imanda yeri yoktur." demeli, ötekiler de biraz kendilerini frenlesinler. ötekiler de biraz kendilerini frenlesinler.

İngiltere'de ankesörlü telefonların bir kısmı özel bir kısmı devlete aitmiş.İngiltere'de ankesörlü telefonların bir kısmı özel bir kısmı devlete aitmiş. Türkiye'yle görüşmek çok pahalıya mal olduğu için kardeşimiz para ödemeksizin görüşme yapmak istiyor.Türkiye'yle görüşmek çok pahalıya mal olduğu için kardeşimiz para ödemeksizin görüşme yapmak istiyor. Şahsa ve kamuya ait olduğu zaman bunları kullanmak caiz midir, değil midir? Şahsa ve kamuya ait olduğu zaman bunları kullanmak caiz midir, değil midir?

Burada ilk söyleyeceğimiz şey; müslümanın her yerde dürüst hareket etmesidir.Burada ilk söyleyeceğimiz şey; müslümanın her yerde dürüst hareket etmesidir. Karşı tarafın dürüst olmadığını tespit ettiği zaman cezalandırabileceği bir hareket yapması uygun olmaz.Karşı tarafın dürüst olmadığını tespit ettiği zaman cezalandırabileceği bir hareket yapması uygun olmaz. Ama karşı tarafın kendi mevzuatı içinde caiz gördüğü bir şeyi yapması caiz olur.Ama karşı tarafın kendi mevzuatı içinde caiz gördüğü bir şeyi yapması caiz olur. Çünkü kendisi zaten mevzuat olarak onu uygun bulmuş,Çünkü kendisi zaten mevzuat olarak onu uygun bulmuş, onun gönül rızasıyla olduğu için uygun olur fakat onunla yapılan anlaşma sayılıyor.onun gönül rızasıyla olduğu için uygun olur fakat onunla yapılan anlaşma sayılıyor. Bizim oraya gitmemiz, onun bize karşı boş vermesi anlaşma sayılıyor.Bizim oraya gitmemiz, onun bize karşı boş vermesi anlaşma sayılıyor. Bu da anlaşmaya aykırı hareket sayılıyor. Bu da anlaşmaya aykırı hareket sayılıyor. Ama şöyle olabilir; sen jeton attın, konuşacaktın, makinesi senin jetonunu yuttu;Ama şöyle olabilir; sen jeton attın, konuşacaktın, makinesi senin jetonunu yuttu; üç oldu, beş oldu, sen de belki ona karşılık böyle bir şeyi yapabilirsin. üç oldu, beş oldu, sen de belki ona karşılık böyle bir şeyi yapabilirsin.

Abdestsiz olarak ders veya tesbih çekmek, zikir yapmak mümkün mü? Abdestsiz olarak ders veya tesbih çekmek, zikir yapmak mümkün mü?

Mümkündür. İlla namaz için alınmış abdest gibi bir abdest şartı yoktur,Mümkündür. İlla namaz için alınmış abdest gibi bir abdest şartı yoktur, insan o zamanda da zikir yapabilir ama abdest almanın fazileti çoktur; insan o zamanda da zikir yapabilir ama abdest almanın fazileti çoktur; faziletli olanı tercih etmeli. faziletli olanı tercih etmeli.

Sevdiği bir kimseyi rüyada görmek için ne yapmak lazım? Sevdiği bir kimseyi rüyada görmek için ne yapmak lazım?

Dua edip yatar, onu görür insan.Dua edip yatar, onu görür insan. Bir de onu çok düşünür ve onun rızasına uygun işleri yaparsa Allah nasip eder. Bir de onu çok düşünür ve onun rızasına uygun işleri yaparsa Allah nasip eder.

Birisi kendisi için diyor ki "Ben iradesi çok zayıf birisiyim, devamlı hayal kuruyorum,Birisi kendisi için diyor ki "Ben iradesi çok zayıf birisiyim, devamlı hayal kuruyorum, kendimi kontrol altına alamıyorum. Ne yapmam gerek? Allah aşkına bana bir yol bir çıkış gösterin." kendimi kontrol altına alamıyorum. Ne yapmam gerek? Allah aşkına bana bir yol bir çıkış gösterin."

Bir insan abdestli gezerse nefse, şeytana uymaz; o bir tedbirdir.Bir insan abdestli gezerse nefse, şeytana uymaz; o bir tedbirdir. Zikirle meşgul olursa yine mahfuz kalır; o da bir tedbir.Zikirle meşgul olursa yine mahfuz kalır; o da bir tedbir. Bu hususta kuvvetli olmak da bir egzersiz işidir.Bu hususta kuvvetli olmak da bir egzersiz işidir. Oruç tutarak küçük meselelerde bir takım kararlarını yerine getirinceye kadar sebat etmeyeOruç tutarak küçük meselelerde bir takım kararlarını yerine getirinceye kadar sebat etmeye alışa alışa bu egzersiz sonunda durumu kuvvetlenebilir. alışa alışa bu egzersiz sonunda durumu kuvvetlenebilir. Kendisinin verdiği kararları çiğneye çiğneye de kararlı durma durumunu kaybedebilir. Kendisinin verdiği kararları çiğneye çiğneye de kararlı durma durumunu kaybedebilir.

Onun için kendikendinize karşı da saygılı olun, verdiğiniz kararları uygulayın.Onun için kendikendinize karşı da saygılı olun, verdiğiniz kararları uygulayın. Ya karar vermeyin, ya da karar verdiyseniz uygulamaya kendinizi alıştırın.Ya karar vermeyin, ya da karar verdiyseniz uygulamaya kendinizi alıştırın. Bir hatanız olduğu zaman kendinizi şöyle hafifçe cezalandırabilirsiniz. Bir hatanız olduğu zaman kendinizi şöyle hafifçe cezalandırabilirsiniz.

Birisi anlatıyor: Mesela sabah namazına kalkamamışsa o gün ceza olarak oruç tutarmış.Birisi anlatıyor:

Mesela sabah namazına kalkamamışsa o gün ceza olarak oruç tutarmış.
"Ey nefsim! Sen sabah namazına uykunun lezzetinden dolayı kalkamadın,"Ey nefsim! Sen sabah namazına uykunun lezzetinden dolayı kalkamadın, ben de sana bu gün oruç tutmak suretiyle yemek lezzetini tattırtmayacağım." diyerekben de sana bu gün oruç tutmak suretiyle yemek lezzetini tattırtmayacağım." diyerek böyle şeylerle yavaş yavaş iradeyi kuvvetlendirmeye çalışmalı. böyle şeylerle yavaş yavaş iradeyi kuvvetlendirmeye çalışmalı.

Soru: Birsi birisiyle nişanlanmış, nişanlısı bir yere bağlıymış o başka bir yere bağlıymış.Soru: Birsi birisiyle nişanlanmış, nişanlısı bir yere bağlıymış o başka bir yere bağlıymış. Aynı yere bağlanması için ne yapmak lazım. Aynı yere bağlanması için ne yapmak lazım.

Cevap: Bağlandığı yer iyi olunca, bağlandığı yerde sebat edebilir.Cevap: Bağlandığı yer iyi olunca, bağlandığı yerde sebat edebilir. Ama bağlandığı yerde istenilen şartlar yoksa daha uygun gördüğü yere istişare ile karar verip giderler. Ama bağlandığı yerde istenilen şartlar yoksa daha uygun gördüğü yere istişare ile karar verip giderler. O daha uygun olur.O daha uygun olur. Allahu Teâlâ hazretleri kalbinize aşkını, muhabbetini yerleştirsin. Allahu Teâlâ hazretleri kalbinize aşkını, muhabbetini yerleştirsin. Her yaptığınız işi Allah'ı severek, Allah'ın rızasını düşünerek yapacak seviyeye yükseltsin.Her yaptığınız işi Allah'ı severek, Allah'ın rızasını düşünerek yapacak seviyeye yükseltsin. Âşık-ı sâdık, halis muhlis kullar olun, ömrünüzü öyle geçirin.Âşık-ı sâdık, halis muhlis kullar olun, ömrünüzü öyle geçirin. Rabbimizin huzuruna sevdiği, razı olduğu kul olarak varın.Rabbimizin huzuruna sevdiği, razı olduğu kul olarak varın. Allahu Teâlâ hazretleri cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin. Habîb-i Edîbine komşu eylesin, iki cihanda aziz ve bahtiyâr eylesin. Habîb-i Edîbine komşu eylesin, iki cihanda aziz ve bahtiyâr eylesin.

Bi hürmeti esrâr-ı sûreti'l Fâtiha! Bi hürmeti esrâr-ı sûreti'l Fâtiha!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2