Namaz Vakitleri

26 Şa'bân 1446
25 February 2025
İmsak
06:13
Güneş
07:38
Öğle
13:22
İkindi
16:25
Akşam
18:57
Yatsı
20:16
Detaylı Arama

Komşuluk ve Arkadaşlık Hakları (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

15 Rebîü'l-Evvel 1408 / 07.11.1987

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Yemekten Sonra Topluca Dua Etmek Bid'at Olduğunu Söylüyorlar Ne Dersiniz?, Namazdan Sonra Devamlı Olarak Musafaha | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Komşuluk ve Arkadaşlık Hakları (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

15 Rebîü'l-Evvel 1408 / 07.11.1987

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Yemekten Sonra Topluca Dua Etmek Bid'at Olduğunu Söylüyorlar Ne Dersiniz?, Namazdan Sonra Devamlı Olarak Musafaha | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Yemekten sonra topluca dua etmek bid'at olduğunu söylüyorlar ne dersiniz? Yemekten sonra topluca dua etmek bid'at olduğunu söylüyorlar ne dersiniz?

Önce topluca duayı düşünelim. Topluca dua Peygamber Efendimiz'in zamanında da yapılmıştır.Önce topluca duayı düşünelim. Topluca dua Peygamber Efendimiz'in zamanında da yapılmıştır. Topluca dua yağmur duası, namazlardan sonra yapılan dua, Topluca dua yağmur duası, namazlardan sonra yapılan dua, kunut duası gibi şekillerle topluca yapılmıştır. Duanın topluca yapılması olduğuna görekunut duası gibi şekillerle topluca yapılmıştır. Duanın topluca yapılması olduğuna göre yemekten sonra da yapılması haydi haydi -bir kere akıl mantık şey yapıyor ki- bir mahsur değildir.yemekten sonra da yapılması haydi haydi -bir kere akıl mantık şey yapıyor ki- bir mahsur değildir. Yemeği herkes yiyor beraberce dua ediliyor;Yemeği herkes yiyor beraberce dua ediliyor; şurada Kur'ân-ı Kerîm'i okuyoruz beraberce duasını yapıyoruz. şurada Kur'ân-ı Kerîm'i okuyoruz beraberce duasını yapıyoruz. Bunun gibi yemek yedikten sonra da beraberce duasının yapılması bid'at olmaz. Bunun gibi yemek yedikten sonra da beraberce duasının yapılması bid'at olmaz. Millet bid'atı adam akıllı karıştırmaya başladı; o bid'attır bu bid'attır, o bid'attır bu bid'attır.Millet bid'atı adam akıllı karıştırmaya başladı; o bid'attır bu bid'attır, o bid'attır bu bid'attır. Mesleği her şeye bid'at diye isnat etmek olan bir sınıf türedi diyeceğim adeta.Mesleği her şeye bid'at diye isnat etmek olan bir sınıf türedi diyeceğim adeta. O bid'at bu bid'at diyorlar ama dini bilgileri tam değil. O bid'at bu bid'at diyorlar ama dini bilgileri tam değil.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz yemeğin arkasından dua etti,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz yemeğin arkasından dua etti, yemeğin arkasından dua etmek sünnettir.yemeğin arkasından dua etmek sünnettir. Kalabalık bir grup içinde dua edildiği zaman da birisi dua eder, ötekiler âmin derler. Kalabalık bir grup içinde dua edildiği zaman da birisi dua eder, ötekiler âmin derler. Bunu namazda bile yapıyoruz. Fatiha'yı okuyoruz içinde dua var.Bunu namazda bile yapıyoruz. Fatiha'yı okuyoruz içinde dua var. İhdina's-sırâta'l-müstakîme sırâtallezîne en'amte 'aleyhim ğayri'l-mağdûbi 'aleyhim vele'd-dâllîn.İhdina's-sırâta'l-müstakîme sırâtallezîne en'amte 'aleyhim ğayri'l-mağdûbi 'aleyhim vele'd-dâllîn. Hepimiz âmin diyoruz, namazda bile var bu. Hepimiz âmin diyoruz, namazda bile var bu.

Onun için bu gibi şeyleri çok ihtiyatlı karşılasın kardeşlerimiz,Onun için bu gibi şeyleri çok ihtiyatlı karşılasın kardeşlerimiz, olur olmaz şeye şey yapmasınlar [inanmasınlar].olur olmaz şeye şey yapmasınlar [inanmasınlar]. Bid'at; dinde aslı esası olmayan dini rayından çıkartacak, dinin öğretilerini bozacak olan şeylerdir.Bid'at; dinde aslı esası olmayan dini rayından çıkartacak, dinin öğretilerini bozacak olan şeylerdir. Bozmayacak olan şeylere bid'at demezler.Bozmayacak olan şeylere bid'at demezler. Yemekte Peygamber Efendimiz böyle dua etti, bid'at değildir. Yemekte Peygamber Efendimiz böyle dua etti, bid'at değildir.

Namazdan sonra devamlı olarak musafaha yapılınca Namazdan sonra devamlı olarak musafaha yapılınca Râfızîler'e benzemek olduğu için bid'at olduğunu söylüyorlar ne dersiniz? Râfızîler'e benzemek olduğu için bid'at olduğunu söylüyorlar ne dersiniz?

Râfızîler'e benzemek değil. Peygamber Efendimiz'in zamanında sahâbe-i kirâmın Râfızîler'e benzemek değil. Peygamber Efendimiz'in zamanında sahâbe-i kirâmın birbirine musâfaha etmesini Efendimiz emretmiştir, tavsiye etmiştir, sünnettir.birbirine musâfaha etmesini Efendimiz emretmiştir, tavsiye etmiştir, sünnettir. İki kişi elini tutup da şöyle tutacak yalnız, Avrupalılar böyle tutuyorlar elleriİki kişi elini tutup da şöyle tutacak yalnız, Avrupalılar böyle tutuyorlar elleri müslümanlar böyle tutarlar.müslümanlar böyle tutarlar. Şekil olarak müslümanın musâfahası Avrupalıların gibi değildir;Şekil olarak müslümanın musâfahası Avrupalıların gibi değildir; baş parmakları kavrayarak karşılıklı yapılır musâfaha. baş parmakları kavrayarak karşılıklı yapılır musâfaha.

Peygamber Efendimiz musâhafayı tavsiye ediyor. "Musâfaha ediniz içinizdeki ters duygular geçsin.Peygamber Efendimiz musâhafayı tavsiye ediyor. "Musâfaha ediniz içinizdeki ters duygular geçsin. Musâfaha ediniz birbirinize muhabbetiniz artsın." diye tavsiyeleri vardır.Musâfaha ediniz birbirinize muhabbetiniz artsın." diye tavsiyeleri vardır. Musâfaha normal bir şeydir. Fakat, "Nasılsın iyi misin?" diye sevdiği insanların birbirlerineMusâfaha normal bir şeydir. Fakat, "Nasılsın iyi misin?" diye sevdiği insanların birbirlerine musafaha etmesinden ayrı olarak camiden çıktıktan sonra her namazın arkasındanmusafaha etmesinden ayrı olarak camiden çıktıktan sonra her namazın arkasından -ben de bir iki yerde rastladım, namaz bitiyor, birisi kenara diziliyor,-ben de bir iki yerde rastladım, namaz bitiyor, birisi kenara diziliyor, ötekisi geliyor ötekisi geliyor ötekisi geliyor- mecburi bir merasim edası vermek yanlış.ötekisi geliyor ötekisi geliyor ötekisi geliyor- mecburi bir merasim edası vermek yanlış. Namazın rüknüymüş, esasıymış, vazgeçilmez şartıymış gibiNamazın rüknüymüş, esasıymış, vazgeçilmez şartıymış gibi ille ona bir merasim edası vermek doğru olmuyor, o güzel değil.ille ona bir merasim edası vermek doğru olmuyor, o güzel değil. Ama İslâm'da musâfaha etmek var.Ama İslâm'da musâfaha etmek var. Râfızîler'in bu nesine benzediğine de sarih değil öyle bir şey yok,Râfızîler'in bu nesine benzediğine de sarih değil öyle bir şey yok, Râfızîler'in öyle bir şeyini bilmiyorum ben, onlara benzemek gibi bir durum olmuyor. Râfızîler'in öyle bir şeyini bilmiyorum ben, onlara benzemek gibi bir durum olmuyor.

Şimdi burada birisinin musâfaha ettiği zaman ötekisinin de arkadaşın olduğundan bırakmak istemeyinceŞimdi burada birisinin musâfaha ettiği zaman ötekisinin de arkadaşın olduğundan bırakmak istemeyince sırayla hepsiyle musâfaha etmiş oluyorsun, normal bir şey.sırayla hepsiyle musâfaha etmiş oluyorsun, normal bir şey. Musâfaha edilince günahlar dökülüyor, muhabbet artıyor.Musâfaha edilince günahlar dökülüyor, muhabbet artıyor. Yalnız bilinmeli ki bu mecburi bir şey değil, bazen yapılsa olur bazen yapılmasa olur, kâfi. Yalnız bilinmeli ki bu mecburi bir şey değil, bazen yapılsa olur bazen yapılmasa olur, kâfi.

İslâm'da evlat edinmenin, üvey evlat edinmenin hükmü nedir? İslâm'da evlat edinmenin, üvey evlat edinmenin hükmü nedir?

Bu evlat edinme İslâm'a göre hakîki bir şey olmuyor.Bu evlat edinme İslâm'a göre hakîki bir şey olmuyor. İslâmî bakımdan yetişkin bir kimseyse namahremlik kalkmıyor, edinilmiş olan kimseye miras düşmüyor.İslâmî bakımdan yetişkin bir kimseyse namahremlik kalkmıyor, edinilmiş olan kimseye miras düşmüyor. Böyle bir evlat edinmenin bugün kanunlarda söylenilen tarzda, tamam artık bu benim oğlum oldu.Böyle bir evlat edinmenin bugün kanunlarda söylenilen tarzda, tamam artık bu benim oğlum oldu. Kadın onun yanında açık gezme durumu veyahut bey gidip de o onunla yalnız kalma durumu olamaz.Kadın onun yanında açık gezme durumu veyahut bey gidip de o onunla yalnız kalma durumu olamaz. Miras da hak etmiyor. Ama nüfusuna geçirttirirse bu yeni hukukta,Miras da hak etmiyor. Ama nüfusuna geçirttirirse bu yeni hukukta, yeni kanunlara göre miras alıyor ama İslâmi bakımdan olmuyor o.yeni kanunlara göre miras alıyor ama İslâmi bakımdan olmuyor o. Birkaç defa misal ile buna benzer şeylerle karşılaştık. İslâm da böyle bir şey yok.Birkaç defa misal ile buna benzer şeylerle karşılaştık. İslâm da böyle bir şey yok. İslâm dini bunu kabul etmiyor, caiz görmüyor. İslâm dini bunu kabul etmiyor, caiz görmüyor.

Allah hepinizden razı olsun. Dünya ve âhiretin hayırlarına erdirsin. Allah hepinizden razı olsun. Dünya ve âhiretin hayırlarına erdirsin.

Fâtiha-i şerîfe meâl besmele. Fâtiha-i şerîfe meâl besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2