Namaz Vakitleri

27 Cemâziye'l-Âhir 1446
28 Aralık 2024
İmsak
06:49
Güneş
08:21
Öğle
13:11
İkindi
15:29
Akşam
17:50
Yatsı
19:17
Detaylı Arama

Nefs Mücadelesi: İbadet ve Başarı Arasındaki Yol

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

9 Zilka'de 1412 / 12.05.1992

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Yatsı ve Sabah Namazı Cemaatle Kılınırsa Gecenin Tamamı İbadetle Geçirilmiş Gibi Olur, Bir Defa Salavat Getirene Allah 10 Salavat | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Nefs Mücadelesi: İbadet ve Başarı Arasındaki Yol

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

9 Zilka'de 1412 / 12.05.1992

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Yatsı ve Sabah Namazı Cemaatle Kılınırsa Gecenin Tamamı İbadetle Geçirilmiş Gibi Olur, Bir Defa Salavat Getirene Allah 10 Salavat | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdü lillâhi rabbi 'l-âlemîn. Ve 'sselâtu ve 'sselâmu alâs eyyidi 'l-evvelîne ve 'l-âhirin.el-Hamdü lillâhi rabbi 'l-âlemîn. Ve 'sselâtu ve 'sselâmu alâs eyyidi 'l-evvelîne ve 'l-âhirin. Ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi 'l-cezâ.Emma ba'd. Ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi 'l-cezâ.Emma ba'd.

Fe-kâle 'n-Nebiyyü sallallahu aleyhi ve sellem.Fe-kâle 'n-Nebiyyü sallallahu aleyhi ve sellem. Men salle'l-ışâe fî cemâ'atin fe-keennemâ kâme nısfe'l-leyliMen salle'l-ışâe fî cemâ'atin fe-keennemâ kâme nısfe'l-leyli ve men salle's-subha fî cemâ'atin fe-keennemâ salle'l-leyle küllehû.ve men salle's-subha fî cemâ'atin fe-keennemâ salle'l-leyle küllehû. Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Aziz ve değerli kardeşlerim. Allah razı olsun, Allah ibadetlerinizi kabul etsin. Aziz ve değerli kardeşlerim. Allah razı olsun, Allah ibadetlerinizi kabul etsin.

Sohbetlerin en güzeli muhakkak ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'inSohbetlerin en güzeli muhakkak ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sözleri ile, Kur'ân-ı Kerîm ile, onların okunmasıyla, ikra'ıyla olan ilim sohbetleridir.sözleri ile, Kur'ân-ı Kerîm ile, onların okunmasıyla, ikra'ıyla olan ilim sohbetleridir. O bakımdan birkaç hadîs-i şerîf okuyalım. O bakımdan birkaç hadîs-i şerîf okuyalım.

Allahu Teâlâ hazretleri feyizyâb eylesin, Peygamber Efendimiz'in şefaatine nâil eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri feyizyâb eylesin, Peygamber Efendimiz'in şefaatine nâil eylesin. Ümmetin bozulduğu zamanda, Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarılanlaraÜmmetin bozulduğu zamanda, Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarılanlara yüz şehit sevabı verileceği müjdelendiği için bu çok önemli.yüz şehit sevabı verileceği müjdelendiği için bu çok önemli. Allah cümlemizi o sevapları alanlardan eylesin. Allah cümlemizi o sevapları alanlardan eylesin.

Asla ve kat'a Efendimiz'in yolundan bir göz yumup açıncaya kadar ayrılmamayı, rızasını kazanmayı,Asla ve kat'a Efendimiz'in yolundan bir göz yumup açıncaya kadar ayrılmamayı, rızasını kazanmayı, şefaatine ermeyi, âhirette livâü'l-hamdi altında toplanmayı, havz-ı kevserinden doya doya içmeyi,şefaatine ermeyi, âhirette livâü'l-hamdi altında toplanmayı, havz-ı kevserinden doya doya içmeyi, Firdevs-i Âlâ'da komşu olmayı nasip eylesin. Firdevs-i Âlâ'da komşu olmayı nasip eylesin.

Hadis alimlerinin sıralanmasında birincisi İmam Buhârî, ötekisi İmam Müslim b. Kuteybe gelir.Hadis alimlerinin sıralanmasında birincisi İmam Buhârî, ötekisi İmam Müslim b. Kuteybe gelir. İmam Müslim'in ve İmam Buhârî'nin hadis kitapları sahih hadisleri almış olan kıymetli kitaplardandır.İmam Müslim'in ve İmam Buhârî'nin hadis kitapları sahih hadisleri almış olan kıymetli kitaplardandır. Bu hadîs-i şerîf size bir iltifat, bir müjde. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;Bu hadîs-i şerîf size bir iltifat, bir müjde. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; Men salle'l-ışâe fî cemâ'atin. Işâ' "yatsı namazı” demek.Men salle'l-ışâe fî cemâ'atin. Işâ' "yatsı namazı” demek. "Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa...” "Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa...”

Fe-keennemâ kâme nısfe'l-leyli. "Sanki bir gecenin yarısını namaz kılarak ibadetle geçirmiş gibi sevap alır.”Fe-keennemâ kâme nısfe'l-leyli. "Sanki bir gecenin yarısını namaz kılarak ibadetle geçirmiş gibi sevap alır.” Ve men salle's-subha fî cemâ'atin. "Sabah namazını da kim cemaatle kılarsa...”Ve men salle's-subha fî cemâ'atin. "Sabah namazını da kim cemaatle kılarsa...” Fe-keennemâ salle'l-leyle küllehû. "Sanki bütün geceyi ibadetle geçirmiş gibi olur.” Fe-keennemâ salle'l-leyle küllehû. "Sanki bütün geceyi ibadetle geçirmiş gibi olur.”

Yatsıyı kılınca yarısını geçirmiş gibi oluyordu, sabahı da kılınca iş tamam oluyor:Yatsıyı kılınca yarısını geçirmiş gibi oluyordu, sabahı da kılınca iş tamam oluyor: Bütün gece uyumamış da ibadet etmiş gibi sevap alıyor.Bütün gece uyumamış da ibadet etmiş gibi sevap alıyor. Bizim dinimiz nefse karşı şeyler de emrediyor bize.Bizim dinimiz nefse karşı şeyler de emrediyor bize. Her zaman güllük gülistanlık değil, her zaman işler tatlı değil. Her zaman güllük gülistanlık değil, her zaman işler tatlı değil. Nefse göre tatlı değil, içimizde nefis var. Keyif, zevk, rahat meraklısı bir varlık içimizdeki nefsimiz. Nefse göre tatlı değil, içimizde nefis var. Keyif, zevk, rahat meraklısı bir varlık içimizdeki nefsimiz. Ona biraz ağır gelir ve İslâm dini bu nefisle mücadele ile iyi olur.Ona biraz ağır gelir ve İslâm dini bu nefisle mücadele ile iyi olur. İnsan nefsini ne kadar yener; aklına, vicdanına, ilim ve irfanına ne kadar uyarsaİnsan nefsini ne kadar yener; aklına, vicdanına, ilim ve irfanına ne kadar uyarsa o kadar iyi müslüman olur. o kadar iyi müslüman olur.

Nefsinin sözünü ne kadar dinlerse, hevâ ve hevesine ne kadar uyarsa o kadar perişan olur.Nefsinin sözünü ne kadar dinlerse, hevâ ve hevesine ne kadar uyarsa o kadar perişan olur. Çünkü hevâ ve heves, nefsin istekleri, arzuları hep keyifli ve zevkli taraftadırÇünkü hevâ ve heves, nefsin istekleri, arzuları hep keyifli ve zevkli taraftadır ama şeytanın yoluna yakındır, günahlıdır. Halbuki cennetin yolu biraz yokuştadır.ama şeytanın yoluna yakındır, günahlıdır. Halbuki cennetin yolu biraz yokuştadır. Bu sözü peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor.Bu sözü peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor. Cennetin yolu yokuştaki, eğri büğrü, yürümesi zor yola benzer, biraz insanın ayakları incinir.Cennetin yolu yokuştaki, eğri büğrü, yürümesi zor yola benzer, biraz insanın ayakları incinir. İnsan biraz terler, sürat de yapamaz, sıkıntılıdır. İnsan biraz terler, sürat de yapamaz, sıkıntılıdır.

Cehennemin yolu vadideki düz yola benzer. Şimdiki tabirle yani asfalt yolu diyelim.Cehennemin yolu vadideki düz yola benzer. Şimdiki tabirle yani asfalt yolu diyelim. İnsan dosdoğru cehenneme düşer. Neden? Yolu kolay.İnsan dosdoğru cehenneme düşer. Neden? Yolu kolay. Cennetin yolu biraz yokuştadır, biraz zordur.Cennetin yolu biraz yokuştadır, biraz zordur. Onun için müslümanların en önemli işi bu içindeki görünmeyen, keyif meraklısı, Onun için müslümanların en önemli işi bu içindeki görünmeyen, keyif meraklısı, zevk meraklısı ve kendisine rahatlığı, kaytarmayı emreden nefsi yenmektir. zevk meraklısı ve kendisine rahatlığı, kaytarmayı emreden nefsi yenmektir. Mühim olan insanın kendi kendisini yenmesidir. Kendi arzularını yenmesidir.Mühim olan insanın kendi kendisini yenmesidir. Kendi arzularını yenmesidir. Bir de şeytanı yenmesidir. Şeytan bizim dışımızda, bizden ayrı bir varlık. Nefis, bizim kendimiz.Bir de şeytanı yenmesidir. Şeytan bizim dışımızda, bizden ayrı bir varlık. Nefis, bizim kendimiz. Yani hem nefsimizi yeneceğiz hem de görünmeyen şeytanı yeneceğiz. Yani hem nefsimizi yeneceğiz hem de görünmeyen şeytanı yeneceğiz.

İnne'ş-şeytâne leküm aduvvun fe'ttehizûhu aduvven. İnne'ş-şeytâne leküm aduvvun fe'ttehizûhu aduvven.

Şeytan da insana günahı emreder, vesvese verir.Şeytan da insana günahı emreder, vesvese verir. Allah'a âsî olma tarafına çekmeye, cehenneme götürmeye, kandırmaya, aldatmaya, dalâlete düşürmeye çalışır.Allah'a âsî olma tarafına çekmeye, cehenneme götürmeye, kandırmaya, aldatmaya, dalâlete düşürmeye çalışır. Onunla uğraşmamız lazım. Ama bir de kendimiz, kendi nefsimiz var. Zaten nefs kendisi demek Arapça'da.Onunla uğraşmamız lazım. Ama bir de kendimiz, kendi nefsimiz var. Zaten nefs kendisi demek Arapça'da. İçimizde bir kendi varlığımız var, onu aşmamız ve yenmemiz gerekiyor.İçimizde bir kendi varlığımız var, onu aşmamız ve yenmemiz gerekiyor. Bunu çok kimse yapamaz, yapamıyor. Yapamadığı için de zaten talebe imtihanlarda başarısız.Bunu çok kimse yapamaz, yapamıyor. Yapamadığı için de zaten talebe imtihanlarda başarısız. Neden? Çalışamıyor. Milletçe başarısızız.Neden? Çalışamıyor. Milletçe başarısızız. Neden? Nefsimize uymuşuz, keyfimize düşkünüz, çalışmıyoruz vesaire. Neden? Nefsimize uymuşuz, keyfimize düşkünüz, çalışmıyoruz vesaire.

Oraya gittim. Güzel şeyler söylüyorlar; bilgili insanların konuşmaları faydalı.Oraya gittim. Güzel şeyler söylüyorlar; bilgili insanların konuşmaları faydalı. Görgülü, bilgili, bakanlık yapmış insan. Diyor ki; "Japonlar öğle tatilini tam yapmazlar.Görgülü, bilgili, bakanlık yapmış insan. Diyor ki; "Japonlar öğle tatilini tam yapmazlar. 15 dakika kısa yaparsa kâr sayar onlar.15 dakika kısa yaparsa kâr sayar onlar. Diyelim ki öğle paydosu bir saat olsa; yarım saatte veya 45 dakikada bitirmeye gayret eder,Diyelim ki öğle paydosu bir saat olsa; yarım saatte veya 45 dakikada bitirmeye gayret eder, '15 dakika daha çalışırsam şu kadar kâr ederim diye düşünür' diyor.” '15 dakika daha çalışırsam şu kadar kâr ederim diye düşünür' diyor.” Halbuki bizde 15 dakika daha eklesem de bir buçuk saati acaba 1 saat 45 dakika,Halbuki bizde 15 dakika daha eklesem de bir buçuk saati acaba 1 saat 45 dakika, 2 saat yapamaz mıyım... 15 dakika da öyle öyle gider, öğle oluyor zaten. 2 saat yapamaz mıyım... 15 dakika da öyle öyle gider, öğle oluyor zaten. Japon'un başarısının sebebi burada anlaşılıyor. Japon'un başarısının sebebi burada anlaşılıyor. Bir arkadaşın oğlu bir Japon kızla anlaşmış, tanışmış, sonra kız müslüman olmuş.Bir arkadaşın oğlu bir Japon kızla anlaşmış, tanışmış, sonra kız müslüman olmuş. İyi müslüman olmuş, gelin gelmiş bize, Türkiye'ye; Japon gelinimiz. Çok beğeniyor kayınpederi, hayran. İyi müslüman olmuş, gelin gelmiş bize, Türkiye'ye; Japon gelinimiz. Çok beğeniyor kayınpederi, hayran. "Hocam böyle terbiyeli, itaatli, dindar, çalışkan; bizim memlekette kolay bulunmaz."Hocam böyle terbiyeli, itaatli, dindar, çalışkan; bizim memlekette kolay bulunmaz. Çok çalışkan insanlar. Çok okuyorlar.” diyor. Çok çalışkan insanlar. Çok okuyorlar.” diyor.

Affedersiniz, yine aklınızda kalacak bir şey olsun diye söylüyorum;Affedersiniz, yine aklınızda kalacak bir şey olsun diye söylüyorum; öğle tatilinden 15 dakika kırpıp da daha çok çalışmayı düşünmeleri gibi...öğle tatilinden 15 dakika kırpıp da daha çok çalışmayı düşünmeleri gibi... Yüz numaralarda bile kitapla dolanıyor. Anlıyorsunuz değil mi? Yüz numaralarda bile kitapla dolanıyor. Anlıyorsunuz değil mi? Oradaki zamanda bile açıp kitap okuyacak kendisi. Oradaki zamanda bile açıp kitap okuyacak kendisi. Japonlar niye dünyanın süper devletlerinden biri oluyor, biz niye geride kalıyoruz anlaşılıyor şimdi.Japonlar niye dünyanın süper devletlerinden biri oluyor, biz niye geride kalıyoruz anlaşılıyor şimdi. Biz 15 dakika öğle tatilinden evvel, 15 dakika da öğle tatilinden sonra, Biz 15 dakika öğle tatilinden evvel, 15 dakika da öğle tatilinden sonra, bir buçuk saat de öğle tatilinin kendisi.bir buçuk saat de öğle tatilinin kendisi. Günün yarısını yan gelip keyif yapmakla, sigara tüttürmekle, çimenlerin üzerinde oturmakla geçiriyoruz.Günün yarısını yan gelip keyif yapmakla, sigara tüttürmekle, çimenlerin üzerinde oturmakla geçiriyoruz. Ama o 15 dakika evvel girdiği için kârda oluyor, kârına göre boşa da gitmiyor. Ama o 15 dakika evvel girdiği için kârda oluyor, kârına göre boşa da gitmiyor. Biraz daha para alıyor.Biraz daha para alıyor. Ama kafa yapısı itibariyle yüz numarada bile geçen vakti zâyi olmasın diyeAma kafa yapısı itibariyle yüz numarada bile geçen vakti zâyi olmasın diye onu kitap okumakla değerlendirecek insanlar ile karşı karşıyayız. onu kitap okumakla değerlendirecek insanlar ile karşı karşıyayız.

Amerikalılar, İngilizler, Almanlar, Japonlar, Fransızlar vesaire, yani süper 7 devletten bahsediliyor.Amerikalılar, İngilizler, Almanlar, Japonlar, Fransızlar vesaire, yani süper 7 devletten bahsediliyor. Onlar süper, biz niye süper değiliz? Allah'ın hak kulları değil miyiz?Onlar süper, biz niye süper değiliz? Allah'ın hak kulları değil miyiz? Biz hak kullarıyız ama biz nefsimizi yenememişiz, onlar yenmişler. Biz hak kullarıyız ama biz nefsimizi yenememişiz, onlar yenmişler. Biz aklımızın hükmünü tutmuyoruz ama onlar tutuyorlar. Akıl ve mantık neyi gerektiriyorsa onu yapıyorlar.Biz aklımızın hükmünü tutmuyoruz ama onlar tutuyorlar. Akıl ve mantık neyi gerektiriyorsa onu yapıyorlar. O halde bizim en büyük düşmanlarımızdan birisi kendimiziz.O halde bizim en büyük düşmanlarımızdan birisi kendimiziz. Kendi ahlâkımız, kendi huyumuz.Kendi ahlâkımız, kendi huyumuz. Onun için de Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki; Onun için de Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki; "Senin en azılı, en büyük düşmanın şu iki koltuğunun arasındaki bu şeyindir, nefsindir.”"Senin en azılı, en büyük düşmanın şu iki koltuğunun arasındaki bu şeyindir, nefsindir.” Yani içindeki kendi nefsindir. Neden?Yani içindeki kendi nefsindir. Neden? "Boşver, bugün okula gitme, kaytar. Yarın ders çalışırsın. Tam imtihanlar yakına geldiği zaman çalışırsın.”"Boşver, bugün okula gitme, kaytar. Yarın ders çalışırsın. Tam imtihanlar yakına geldiği zaman çalışırsın.” Veyahut; "Bugün dükkânı açmayayım, çalışmayayım.Veyahut; "Bugün dükkânı açmayayım, çalışmayayım. Şu işler yapılacak ama çok yorgunum, akşam da geç yattım.” bilmem ne.Şu işler yapılacak ama çok yorgunum, akşam da geç yattım.” bilmem ne. "Çok da uykum var.” falan gözlerini ovuşturur. İşte bunlar halis muhlis tembelliktir."Çok da uykum var.” falan gözlerini ovuşturur. İşte bunlar halis muhlis tembelliktir. Nefis rahat istiyor. Nefis rahat istiyor.

Fuzûlî'nin güzel şiirleri var.Fuzûlî'nin güzel şiirleri var. Diyor ki; Rahat ister tab' mihnetdir ibadet serteser Terk-i rahat rağbet-i minnet kılan mümtâz olurDiyor ki; Rahat ister tab' mihnetdir ibadet serteser Terk-i rahat rağbet-i minnet kılan mümtâz olur Ol sebebdendir ki küfr âsân olur İslâm asâ Arsa-i âlemde mülhid çok muvahhid az olur. Ne demek?Ol sebebdendir ki küfr âsân olur İslâm asâ Arsa-i âlemde mülhid çok muvahhid az olur. Ne demek? Türkçe'den Türkçe'ye tercüme. Neden? Dilimizi unuttuk, her şeyimizi unuttuk, çalışmıyoruz.Türkçe'den Türkçe'ye tercüme. Neden? Dilimizi unuttuk, her şeyimizi unuttuk, çalışmıyoruz. Elin adamı dokuz tane dil öğreniyor, biz kendi atalarımızın dilini bilmiyoruz. Ne dedi acaba şimdi hoca?Elin adamı dokuz tane dil öğreniyor, biz kendi atalarımızın dilini bilmiyoruz. Ne dedi acaba şimdi hoca? Fuzûlî'den bir şiir okudu ama ne dedi? Tercüme edeyim. Fuzûlî'den bir şiir okudu ama ne dedi? Tercüme edeyim.

Osmanlıca'dan, eski Türkçe'den yeni Türkçe'ye tercüme.Osmanlıca'dan, eski Türkçe'den yeni Türkçe'ye tercüme. Cumhuriyet Türkçe'sinden 21. yüzyıla tercüme.Cumhuriyet Türkçe'sinden 21. yüzyıla tercüme. Yirmi birinci yüzyıldan yirmi dokuzuncu yüzyıla tercüme filan öyle gideceğiz galiba.Yirmi birinci yüzyıldan yirmi dokuzuncu yüzyıla tercüme filan öyle gideceğiz galiba. Rahat ister tab'... Yani insan tabiatı veya nefsi, içi rahat ister.Rahat ister tab'... Yani insan tabiatı veya nefsi, içi rahat ister. Hepimiz istemiyor muyuz; "Şöyle ayaklarımı uzatsam, Amerikanvari şöyle bir yaslansam,Hepimiz istemiyor muyuz; "Şöyle ayaklarımı uzatsam, Amerikanvari şöyle bir yaslansam, güneş de şöyle olsa, şapkayı da şöyle gölgelendirsem önüme... Bir de sigara tüttürsem...” güneş de şöyle olsa, şapkayı da şöyle gölgelendirsem önüme... Bir de sigara tüttürsem...”

"İster zengin olsun, ister fukara her yemekten sonra içmek lazımdır bir sigara...” filan diye tekerlemeler."İster zengin olsun, ister fukara her yemekten sonra içmek lazımdır bir sigara...” filan diye tekerlemeler. Sonra yan gelip yatsam. Rahat ister tab' mihnetdir ibadet serteserSonra yan gelip yatsam. Rahat ister tab' mihnetdir ibadet serteser Yalnız dünya çalışması değil âhiret çalışmasıdır mihnet dediği. Kolay değildir o.Yalnız dünya çalışması değil âhiret çalışmasıdır mihnet dediği. Kolay değildir o. Oruç, açlıktır cihad. Cihad çok zordur.Oruç, açlıktır cihad. Cihad çok zordur. Cihad ölmek veya öldürmek veya yaralanmak veya aç kalmak veya uykusuz kalmak.Cihad ölmek veya öldürmek veya yaralanmak veya aç kalmak veya uykusuz kalmak. Cihad oyuncak değil ki. Mücahitlerin derecesi yüksek ama oyuncak değil ki. Cihad oyuncak değil ki. Mücahitlerin derecesi yüksek ama oyuncak değil ki.

Hac kolay mı?Hac kolay mı? Kaç kişi tünelde ezildi öldü. Kaç kişi o sıkıntılar altında neler çekiyor.Kaç kişi tünelde ezildi öldü. Kaç kişi o sıkıntılar altında neler çekiyor. Zekât vermek kolay mı, o paracıklardan ayrılmak kolay mı?Zekât vermek kolay mı, o paracıklardan ayrılmak kolay mı? Ali Yakup hocamız rahmetliye zenginin birisi gelmiş, benim çok hoşuma gidiyor. Bağdat'ta yaşıyor.Ali Yakup hocamız rahmetliye zenginin birisi gelmiş, benim çok hoşuma gidiyor. Bağdat'ta yaşıyor. "Bağdat'tan şöyle dolaşıp hacca gideyim. "Bağdat'tan şöyle dolaşıp hacca gideyim. Hocam sen alimsin, fazılsın, az çok mâneviyattan da anlarsın,Hocam sen alimsin, fazılsın, az çok mâneviyattan da anlarsın, herhalde tasavvufu da biliyorsundur, ben zikri nasıl yapayım?” demiş. herhalde tasavvufu da biliyorsundur, ben zikri nasıl yapayım?” demiş. Yani zikr-i hafî mi yapayım, zikr-i cehrî mi yapayım...Yani zikr-i hafî mi yapayım, zikr-i cehrî mi yapayım... Veya [içimden mi] Allah diyeyim, âşikârâne Allah Allah diye yüksek sesle mi yapayım, falan diye sormuş.Veya [içimden mi] Allah diyeyim, âşikârâne Allah Allah diye yüksek sesle mi yapayım, falan diye sormuş. Hocanın kendisi anlatıyor bize. "Adamı tanıyorum, cimri.” diyor.Hocanın kendisi anlatıyor bize. "Adamı tanıyorum, cimri.” diyor. Çok hoşuma gidiyor.Çok hoşuma gidiyor. Neden? Nefsi yeneceksin, nefsi yenip yapman gerekeni yapacaksın.Neden? Nefsi yeneceksin, nefsi yenip yapman gerekeni yapacaksın. Rahat ister tab' mihnetdir ibadet serteser. Serteser ne demek?Rahat ister tab' mihnetdir ibadet serteser. Serteser ne demek? Rüzgâr sert eser mânasında değil. Serteser baştan başa demek. Rüzgâr sert eser mânasında değil. Serteser baştan başa demek. İbadet baştan başa meşakkatlidir. İbadet baştan başa meşakkatlidir.

Gece teheccüd namazı sevap; kalk göreyim, hadi babayiğit misin pehlivan mısın?...Gece teheccüd namazı sevap; kalk göreyim, hadi babayiğit misin pehlivan mısın?... Gençler güreşiyorlardı da ne yaptı Peygamber Efendimiz? Yanlarına geliverdi, hepsi utandılar, kaçıştılar.Gençler güreşiyorlardı da ne yaptı Peygamber Efendimiz? Yanlarına geliverdi, hepsi utandılar, kaçıştılar. "Eyvah yakalandık. Peygamber Efendimiz biz düğüne giderken gördü.” dediler."Eyvah yakalandık. Peygamber Efendimiz biz düğüne giderken gördü.” dediler. Ne dedi Peygamber Efendimiz onlara? Ne dedi Peygamber Efendimiz onlara? "Pehlivan güreştiği zaman karşısındakini yenen, yere çalan değildir."Pehlivan güreştiği zaman karşısındakini yenen, yere çalan değildir. Kızdığı zaman nefsine hâkim olabilendir.” Kızdığı zaman nefsine hâkim olabilendir.” Sen kızdığın zaman tutabiliyor musun kendini, ağzını tutabiliyor musun? Yumruğunu tutabiliyor musun?Sen kızdığın zaman tutabiliyor musun kendini, ağzını tutabiliyor musun? Yumruğunu tutabiliyor musun? Veya efendiler, evde kızdığı zaman mesela tabakları kırıyor mu kırmıyor mu? Veya efendiler, evde kızdığı zaman mesela tabakları kırıyor mu kırmıyor mu?

Tangır tungur masaya yumruklar iniyor mu, inmiyor mu? Tangır tungur masaya yumruklar iniyor mu, inmiyor mu? "Heyt ben asarım keserim.” oluyor mu olmuyor mu? İşte asıl pehlivanlık o."Heyt ben asarım keserim.” oluyor mu olmuyor mu? İşte asıl pehlivanlık o. İnsanın içi, tabiatı rahatlığı ister ama bu İslâm biraz mihnettir, meşakkattir. İnsanın içi, tabiatı rahatlığı ister ama bu İslâm biraz mihnettir, meşakkattir. Terk-i rahat rağbet-i minnet kılan mümtâz olur.Terk-i rahat rağbet-i minnet kılan mümtâz olur. Mümtaz ne demek? Süper demek. Arabistan'a giderseniz göreceksiniz; "mümtaz benzin” ne demek?Mümtaz ne demek? Süper demek. Arabistan'a giderseniz göreceksiniz; "mümtaz benzin” ne demek? Süper benzin demek. Süper benzin demek.

Terk-i rahat rağbet-i mihnet kılan mümtaz olur. Mümtaz ne demek.Terk-i rahat rağbet-i mihnet kılan mümtaz olur. Mümtaz ne demek. Yani süper olmak için, süperman olacaksanız, nasıl olacaksınız? Yani süper olmak için, süperman olacaksanız, nasıl olacaksınız? Terk-i rahat rağbet-i mihnet kılacaksınız.Terk-i rahat rağbet-i mihnet kılacaksınız. Rahatı bırakacaksınız, gönüllü mihnetlerin altına gireceksiniz. Rahatı bırakacaksınız, gönüllü mihnetlerin altına gireceksiniz. "Yok ben bu işte yokum. Arka sokaktan dolaşıp kaçayım.”"Yok ben bu işte yokum. Arka sokaktan dolaşıp kaçayım.” Mihnet etmeye gelince yanaşmıyor, baklava yemeğe gelince var.Mihnet etmeye gelince yanaşmıyor, baklava yemeğe gelince var. İşe, çalışmaya, gayrete, vazifeye gelince orada kimse yok. İşe, çalışmaya, gayrete, vazifeye gelince orada kimse yok. Rahat ister tab' mihnetdir ibadet serteser. Rahat ister tab' mihnetdir ibadet serteser.

Terk-i rahat rağbet-i minnet kılan mümtâz olur. Terk-i rahat rağbet-i minnet kılan mümtâz olur.

Ol sebebdendir ki küfr âsân olur İslâm asâ. Ol sebebdendir ki küfr âsân olur İslâm asâ.

İnsanın tabiatı, nefsi rahatı istediği için,İnsanın tabiatı, nefsi rahatı istediği için, ibadetler de biraz meşakkatli olduğundan küfür kolay, İslâm zordur. Müslüman olmak zordur.ibadetler de biraz meşakkatli olduğundan küfür kolay, İslâm zordur. Müslüman olmak zordur. "Adam namaza gel” diyorsun, "ütüm bozulur” diyor, ütüsü bozulmasın diye namaza gelmiyor."Adam namaza gel” diyorsun, "ütüm bozulur” diyor, ütüsü bozulmasın diye namaza gelmiyor. Hacca gel diyorsun; "Sigarayı bırakamadım daha şimdi gidersem, gelince sigara içmemem lazım.Hacca gel diyorsun; "Sigarayı bırakamadım daha şimdi gidersem, gelince sigara içmemem lazım. Biraz içeyim öyle gideyim.” diyor, sigaradan vaz geçemiyor. Allah rızası için hacdan vazgeçiyor.Biraz içeyim öyle gideyim.” diyor, sigaradan vaz geçemiyor. Allah rızası için hacdan vazgeçiyor. Ol sebebdendir ki küfr âsân olur İslâm asâ Arsa-i âlemde mülhid çok muvahhid az olur.Ol sebebdendir ki küfr âsân olur İslâm asâ Arsa-i âlemde mülhid çok muvahhid az olur. Mülhid çoktur, yani insanların çoğu ne olacak: Dünya nüfusu 5 milyarmış, vesaireymiş filan. Çoğu ne?Mülhid çoktur, yani insanların çoğu ne olacak: Dünya nüfusu 5 milyarmış, vesaireymiş filan. Çoğu ne? Ve emme'l-kâsıtûne fe-kânû li-cehenneme hataben. Hepsi cehenneme odun olacak.Ve emme'l-kâsıtûne fe-kânû li-cehenneme hataben. Hepsi cehenneme odun olacak. Çatacaklar, cayır cayır yakacaklar. Ekseriyeti mülhid, imansız... Çatacaklar, cayır cayır yakacaklar. Ekseriyeti mülhid, imansız...

Mü'minlerin bile çoğu meşakkatli vazifelere, gayretli vazifelere yanaşmıyor. Bak her yerde gezin.Mü'minlerin bile çoğu meşakkatli vazifelere, gayretli vazifelere yanaşmıyor. Bak her yerde gezin. Gezdim Frengistan'ı beldeler, kâşâneler gördümDolaştım mülk-i İslâm'ı bütün vîrâneler gördüm.Gezdim Frengistan'ı beldeler, kâşâneler gördümDolaştım mülk-i İslâm'ı bütün vîrâneler gördüm. Ziya Paşa bundan bir buçuk asır önce yaşamış.Ziya Paşa bundan bir buçuk asır önce yaşamış. Gezdim Frengistan'ı; yani İngiltere, Fransa, Almanya, Avusturya, İtalya'yı gezmiş oraları işte.Gezdim Frengistan'ı; yani İngiltere, Fransa, Almanya, Avusturya, İtalya'yı gezmiş oraları işte. Gezdim Frengistan'ı beldeler, kâşâneler gördüm Dolaştım mülk-i İslâm'ı bütün vîrâneler gördüm.Gezdim Frengistan'ı beldeler, kâşâneler gördüm Dolaştım mülk-i İslâm'ı bütün vîrâneler gördüm. Yapamaz mıyız biz de güzel konak, yapamamış mı padişahlar?Yapamaz mıyız biz de güzel konak, yapamamış mı padişahlar? Yok mu bizim Safranbolu'da böyle güzel konaklar, evler? Var. Yok mu bizim Safranbolu'da böyle güzel konaklar, evler? Var. İstesek yapabiliriz ama ne sokağımızı yaparız ne şehrimizi yaparız, ne evimize bakarız. İstesek yapabiliriz ama ne sokağımızı yaparız ne şehrimizi yaparız, ne evimize bakarız. Neden? İşte bu nefis var ya içimizdeNeden? İşte bu nefis var ya içimizde İçindeki en kötü varlık. İçindeki en kötü varlık.

Neden o çıktı hocam? Yatsı namazını kılarsak gecenin yarısını ibadetle geçirmiş gibi oluruz.Neden o çıktı hocam? Yatsı namazını kılarsak gecenin yarısını ibadetle geçirmiş gibi oluruz. Sabahı da kılarsak sabaha kadar kılmış olurduk. Hangi babayiğit sabah namazına gelebilecek? Sabahı da kılarsak sabaha kadar kılmış olurduk. Hangi babayiğit sabah namazına gelebilecek? Yatsıya herkes gelir, yatsıya gelmek kolay. Ama sabah uykuyu bırakacak, erken de oluyor şimdi.Yatsıya herkes gelir, yatsıya gelmek kolay. Ama sabah uykuyu bırakacak, erken de oluyor şimdi. Bakalım kaç kişi gelecek, sayım yapacağım.Bakalım kaç kişi gelecek, sayım yapacağım. Hele bir az olsun, hele bir az olsun bu yatsı namazındaki cemaatten Hele bir az olsun, hele bir az olsun bu yatsı namazındaki cemaatten sabah namazı ben yapacağımı bilirim, demiş Nasrettin Hoca. Hoca ne yapacaksın, demişler. sabah namazı ben yapacağımı bilirim, demiş Nasrettin Hoca. Hoca ne yapacaksın, demişler. Bir şey yapacağı yok; ben yapacağımı bilirim, demiş, o kadar. Bir şey yapacağı yok; ben yapacağımı bilirim, demiş, o kadar.

Bilmiyorum hiç elektriksiz bir köyde bulundunuz mu...Bilmiyorum hiç elektriksiz bir köyde bulundunuz mu... Ben bir yaz tatilinde bizim köye gittim, elektrik yoktu. O zaman gök de sansürlüydü, ay da yoktu.Ben bir yaz tatilinde bizim köye gittim, elektrik yoktu. O zaman gök de sansürlüydü, ay da yoktu. Kapkaranlık, evi bulamadım duvarlara toslaya toslaya,Kapkaranlık, evi bulamadım duvarlara toslaya toslaya, el yordamıyla, böyle âmâlar gibi, körler gibi zor gittim eve. Hiçbir şey görünmüyor hakikaten.el yordamıyla, böyle âmâlar gibi, körler gibi zor gittim eve. Hiçbir şey görünmüyor hakikaten. Köylerde bir kusuru yok ama görünmüyor. Köylerde bir kusuru yok ama görünmüyor.

İşte böyle bir karanlıkta da yatsı namazına kaç kişi gider. Evimde kılıveririm.İşte böyle bir karanlıkta da yatsı namazına kaç kişi gider. Evimde kılıveririm. Evinde kılıverir ama işte geceleyin gelip de bu yatsı namazını camide kılan Evinde kılıverir ama işte geceleyin gelip de bu yatsı namazını camide kılan gecenin yarısını ibadetle geçirmiş gibi sevabı alır.gecenin yarısını ibadetle geçirmiş gibi sevabı alır. Bir kere cemaatle kıldığında 27 kat fazla sevap alır.Bir kere cemaatle kıldığında 27 kat fazla sevap alır. İkincisi; attığı her adımda bir günahı silinir, bir sevap kazanır. Sonra da nefsi terbiye olmuş oluyor. İkincisi; attığı her adımda bir günahı silinir, bir sevap kazanır. Sonra da nefsi terbiye olmuş oluyor. Meşakkatli iş yapıyor, nefsine yüz vermemiş oluyor. Otur oturduğun yerde.Meşakkatli iş yapıyor, nefsine yüz vermemiş oluyor. Otur oturduğun yerde. Senin her dediğinin tersini yapacağım, sen benim düşmanımsın. Buraya geldi, tamam, yatsıya geldi. Senin her dediğinin tersini yapacağım, sen benim düşmanımsın. Buraya geldi, tamam, yatsıya geldi. Yatsıya gelmek kolay. Yatsıya gelmek kolay.

Sabahleyin sıcak yataktan soğuk dışarıya çıkmak, hele buz gibi suda abdest almak çok daha zor.Sabahleyin sıcak yataktan soğuk dışarıya çıkmak, hele buz gibi suda abdest almak çok daha zor. Hele hele şimdi biraz daha yaz geliyor ama kışın daha da zor.Hele hele şimdi biraz daha yaz geliyor ama kışın daha da zor. Kışın da doğrulur, sobanın yanında iki dakika bir bakar ondan sonra tekrar yatağa. Sabah namazı zordur.Kışın da doğrulur, sobanın yanında iki dakika bir bakar ondan sonra tekrar yatağa. Sabah namazı zordur. Demek ki yatsıda ve sabahta camide kılmayı Efendimiz tavsiye ediyor. Neden?Demek ki yatsıda ve sabahta camide kılmayı Efendimiz tavsiye ediyor. Neden? Çok nimetleri vardır, yarısını anlarız, onda birini anlarız, öbür taraflarını anlayamayabiliriz Çok nimetleri vardır, yarısını anlarız, onda birini anlarız, öbür taraflarını anlayamayabiliriz ama bir kere nefsi yeniyoruz. Meşakkatli bir iş yapmaya alışıyor. ama bir kere nefsi yeniyoruz. Meşakkatli bir iş yapmaya alışıyor. Müslümanlar Allah'ın askerleridir, yetişmesi lazım.Müslümanlar Allah'ın askerleridir, yetişmesi lazım. Meşakkate alışması lazım, uykusuzluğa alışması lazım, karanlığa alışması lazım. Her şeye alışması lazım. Meşakkate alışması lazım, uykusuzluğa alışması lazım, karanlığa alışması lazım. Her şeye alışması lazım. Biz beş yıldızlı bir otelde toplantı yaptık.Biz beş yıldızlı bir otelde toplantı yaptık. Üç dört gün iyiydi konferans, profesörler geldi gitti falan. Üç dört gün iyiydi konferans, profesörler geldi gitti falan. Herkes, yedi sekiz kişiden konferanslar dinlediler, iyi oldu.Herkes, yedi sekiz kişiden konferanslar dinlediler, iyi oldu. Ben dedim ki; "Beş yıldızlı otelden daha lüks bir şey var mı?” Var, çok yıldızlı otel var. Ben dedim ki; "Beş yıldızlı otelden daha lüks bir şey var mı?” Var, çok yıldızlı otel var. Gökyüzü üstünde, aşağıda çayır çimen bundan sonraki eğitiminiz inşaallah çok yıldızlı otelde, Gökyüzü üstünde, aşağıda çayır çimen bundan sonraki eğitiminiz inşaallah çok yıldızlı otelde, beş yıldızlıdan daha fazla yerde, yaylalarda olsun. İnsan alışmalı biraz!beş yıldızlıdan daha fazla yerde, yaylalarda olsun. İnsan alışmalı biraz! Yaylalarda İslâmiyet'i nasıl bulacak, geçimini nasıl karşılayacak... Yaylalarda İslâmiyet'i nasıl bulacak, geçimini nasıl karşılayacak...

Soğuğa sıcağa biraz alışmalı.Soğuğa sıcağa biraz alışmalı. Nane molla olmamalı, çıtkırıldım olmamalı benim gibi, biraz ceketim çıksa hapşururum. Nane molla olmamalı, çıtkırıldım olmamalı benim gibi, biraz ceketim çıksa hapşururum. Bir taraftan yel esse, yanımdan hızlı bir sinek uçsa hemen kanadından tesir alıyor falan.Bir taraftan yel esse, yanımdan hızlı bir sinek uçsa hemen kanadından tesir alıyor falan. Böyle müslüman olmaz. Böyle müslüman olmaz.

el-Mü'minü'l-kaviyyü. "Kuvvetli müslüman...”el-Mü'minü'l-kaviyyü. "Kuvvetli müslüman...” Hayrun ve ehabbu ilallâhi mine'l-mü'mini'd-da'îfi. "Hem daha hayırlıdır hem Allah'a daha sevgilidir.Hayrun ve ehabbu ilallâhi mine'l-mü'mini'd-da'îfi. "Hem daha hayırlıdır hem Allah'a daha sevgilidir. Diğer mü'minden hayırlıdır, zayıf müslümandan.”Diğer mü'minden hayırlıdır, zayıf müslümandan.” Kuvvetli müslüman zayıf müslümandan daha kuvvetlidir. Pazularınızı ölçeceğiz.Kuvvetli müslüman zayıf müslümandan daha kuvvetlidir. Pazularınızı ölçeceğiz. Kiminki kuvvetliyse ötekinden o daha hayırlı. O halde nasıl olacak, sıhhatine dikkat edecek. Kiminki kuvvetliyse ötekinden o daha hayırlı. O halde nasıl olacak, sıhhatine dikkat edecek. Sabah namazında camiye gelmenin bilmediğimiz hikmetlerinden birisi de sıhhattir. Sabah namazında camiye gelmenin bilmediğimiz hikmetlerinden birisi de sıhhattir.

Sabahın erken vaktinde fevkalâde sevap, fevkalâde sıhhat kazanıyor insan.Sabahın erken vaktinde fevkalâde sevap, fevkalâde sıhhat kazanıyor insan. Fakat biz ibadetleri böyle maddî faydaları var diye yapmıyoruz.Fakat biz ibadetleri böyle maddî faydaları var diye yapmıyoruz. Aerobic yaparsan şu kadar kilo zayıflarsın, şöyle yaparsan şöyle olur, böyle olur.Aerobic yaparsan şu kadar kilo zayıflarsın, şöyle yaparsan şöyle olur, böyle olur. Biz bu hesap içinde değiliz. Allah neyi emrettiyse onu yapıyoruz, Allah'ın rızasına ermek için. Biz bu hesap içinde değiliz. Allah neyi emrettiyse onu yapıyoruz, Allah'ın rızasına ermek için. Buyruk tutmaya alışalım diye. Buyruk tutmaya alışalım diye.

Birinci hadîs-i şerîf bu muhterem kardeşlerim.Birinci hadîs-i şerîf bu muhterem kardeşlerim. Camiye müdavim olun.Camiye müdavim olun. Tabii düşündükçe başka hikmetler bulabiliriz.Tabii düşündükçe başka hikmetler bulabiliriz. Başka ne faydası olabilir?Başka ne faydası olabilir? Cemaatin faydası var. Yani bir araya geliyorsun, kalabalık bir cemaat, bunun çok faydası olur.Cemaatin faydası var. Yani bir araya geliyorsun, kalabalık bir cemaat, bunun çok faydası olur. Bütün müslümanlar bir araya gelse Bosna'da, Hersek'te bu Sırplar bu zulmü yapabilirler mi?Bütün müslümanlar bir araya gelse Bosna'da, Hersek'te bu Sırplar bu zulmü yapabilirler mi? Yapamazlar. Karabağ'da Ermeniler bu zulmü yapabilirler miydi? Yapamazlardı.Yapamazlar. Karabağ'da Ermeniler bu zulmü yapabilirler miydi? Yapamazlardı. Bütün Arap âlemi "yok olmaz böyle şey” dese birleşse?.Bütün Arap âlemi "yok olmaz böyle şey” dese birleşse?. Bütün İslâm âlemi, her yerdeki müslümanlar ayağa kalksaydı, bir işler yapsaydı. Bütün İslâm âlemi, her yerdeki müslümanlar ayağa kalksaydı, bir işler yapsaydı. Protestolar yapılsaydı yapamazdı. Protestolar yapılsaydı yapamazdı.

Birlikten, beraberlikten, beraber olmaktan çok büyük kuvvet doğuyor.Birlikten, beraberlikten, beraber olmaktan çok büyük kuvvet doğuyor. Ama tek tek herkes evinde namaz kılsa bu belde müslüman beldesi mi, değil mi belli olmuyor.Ama tek tek herkes evinde namaz kılsa bu belde müslüman beldesi mi, değil mi belli olmuyor. Camilerde kimse yok etrafta, imamın arkasındaki saf bile dolmuyor: Camilerde kimse yok etrafta, imamın arkasındaki saf bile dolmuyor: Zayıf, böyle hiç kimse aldırmaz.Zayıf, böyle hiç kimse aldırmaz. Onun için cemaat kuvvet olduğundan, müslümanların birbirini sevmesi sevap olduğundan,Onun için cemaat kuvvet olduğundan, müslümanların birbirini sevmesi sevap olduğundan, dostluk ve ahbaplık bir araya gelmek ile olduğundan büyük müşterek projeler dostluk ve ahbaplık bir araya gelmek ile olduğundan büyük müşterek projeler beraberce çözülebileceğinden, bir kişi, iki kişi ile olmayan şeylerberaberce çözülebileceğinden, bir kişi, iki kişi ile olmayan şeyler büyük kalabalıklarla olabildiğinden cemaate teşvik var burada. büyük kalabalıklarla olabildiğinden cemaate teşvik var burada.

Müslümanlık cemaat dini, cemiyet dini. Müslümanlık daha başka şekilde uzlet yapma dini değil.Müslümanlık cemaat dini, cemiyet dini. Müslümanlık daha başka şekilde uzlet yapma dini değil. Tenhalarda tek başına durma dini değil, birlik ve beraberlik içinde hem dünyayı hem âhireti düzenleme dini.Tenhalarda tek başına durma dini değil, birlik ve beraberlik içinde hem dünyayı hem âhireti düzenleme dini. Biz Allah'ın görevli kullarıyız.Biz Allah'ın görevli kullarıyız. "Bunu ikidir söylüyorsun hocam, kendinden mi söylüyorsun, yoksa bir bildiğin var mı?” diye sorun."Bunu ikidir söylüyorsun hocam, kendinden mi söylüyorsun, yoksa bir bildiğin var mı?” diye sorun. Bildiğim var, âyet-i kerîmeden söylüyorum.Bildiğim var, âyet-i kerîmeden söylüyorum. Bismillâhirrahmânirrahîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Küntüm hayra ümmetin uhricet li'n-nâsi te'murûne bi'l-ma'rûfi ve tenhevne ani'l-münkeri ve tü'minûne billâhi.Küntüm hayra ümmetin uhricet li'n-nâsi te'murûne bi'l-ma'rûfi ve tenhevne ani'l-münkeri ve tü'minûne billâhi. Siz en hayırlı ümmetsiniz. Uhricet li'n-nâsi: Siz en hayırlı ümmetsiniz. Uhricet li'n-nâsi:

"Bütün insanlık için özel olarak çıkartılmışsınız, özel imalatsınız.”"Bütün insanlık için özel olarak çıkartılmışsınız, özel imalatsınız.” Vazifeniz: te'murûne bi'l-ma'rûfi.Vazifeniz: te'murûne bi'l-ma'rûfi. "Aklın, şeriatın, ilmin, irfanın, zekânın doğru ve güzel gördüğü şeyi"Aklın, şeriatın, ilmin, irfanın, zekânın doğru ve güzel gördüğü şeyi yaparsınız, yaptırırsınız, emredersiniz, takip kılmaya çalışırsınız.” yaparsınız, yaptırırsınız, emredersiniz, takip kılmaya çalışırsınız.”

Ve tenhevne ani'l-münkeri. Ve tenhevne ani'l-münkeri.

"Kötü olan şeyleri de aklın, irfanın, vicdanın, ilmin hoş görmediği"Kötü olan şeyleri de aklın, irfanın, vicdanın, ilmin hoş görmediği bunda hayır yok dediği şeyleri de nehyedersiniz, bunda hayır yok dediği şeyleri de nehyedersiniz, hem yapmazsınız hem yaptırmazsınız hem de yok olması için gayret gösterirsiniz.”hem yapmazsınız hem yaptırmazsınız hem de yok olması için gayret gösterirsiniz.” Ve tücâhidûne fî sebîlillâhi. "Allah yolunda cihad edersiniz.” Görevi bu. Ve tücâhidûne fî sebîlillâhi. "Allah yolunda cihad edersiniz.” Görevi bu.

İslâm'ın şartı kaç? Namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, zekât vermek, kelime-i şehâdet getirmek.İslâm'ın şartı kaç? Namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, zekât vermek, kelime-i şehâdet getirmek. Bitti mi? Yağma yok. İslâm bir hayat nizamıdır, hepsini yapacaksınız. Hepsi vazifen.Bitti mi? Yağma yok. İslâm bir hayat nizamıdır, hepsini yapacaksınız. Hepsi vazifen. Bunlar önemlileri olduğu için Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfte böyle buyurmuş;Bunlar önemlileri olduğu için Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfte böyle buyurmuş; Büniye'l-İslâmu alâ hamsin:Büniye'l-İslâmu alâ hamsin: "İslâm bu 5 esas üzerine kurulmuştur.” Tabii bunlar çok önemli. "İslâm bu 5 esas üzerine kurulmuştur.” Tabii bunlar çok önemli.

Namaz, insanları Allah'a bağlıyor. Cemaat, birbirlerine bağlıyor.Namaz, insanları Allah'a bağlıyor. Cemaat, birbirlerine bağlıyor. Hac bütün dünya müslümanlarını birbirlerine bağlıyor. Zekât müslümanlarla yardımlaşmayı sağlıyor.Hac bütün dünya müslümanlarını birbirlerine bağlıyor. Zekât müslümanlarla yardımlaşmayı sağlıyor. Oruç insanın sıhhat kazanmasına, nefsi yenmesine, mânevî moral eğitimine sebep oluyor.Oruç insanın sıhhat kazanmasına, nefsi yenmesine, mânevî moral eğitimine sebep oluyor. Tabii ki bunlar üzerine kurulmuştur ama başka görevleri de vardır müslümanların. Tabii ki bunlar üzerine kurulmuştur ama başka görevleri de vardır müslümanların. Ve tücâhidûne fî sebîlillâhi. Allah yolunda cihad edeceksin.Ve tücâhidûne fî sebîlillâhi. Allah yolunda cihad edeceksin. Emr-i mâruf nehy-i ani'l-münker yapacaksın. Sizin toplumunuzda kötülük olmayacak, iyilikler olacak.Emr-i mâruf nehy-i ani'l-münker yapacaksın. Sizin toplumunuzda kötülük olmayacak, iyilikler olacak. Müslümanların olduğu bir belde uzaktan belli olacak, ışıl ışıl, pırıl pırıl. Müslümanların olduğu bir belde uzaktan belli olacak, ışıl ışıl, pırıl pırıl. Sokakları, yolları çiçekli; her şeyi güzel olacak. Sokakları, yolları çiçekli; her şeyi güzel olacak.

İkincisi: Men sallâ aleyye vâhideten sallallâhu aleyhi aşre salavâtinİkincisi: Men sallâ aleyye vâhideten sallallâhu aleyhi aşre salavâtin ve hatta anhu aşre hatîâtin ve refe'a aşre derecâtin. ve hatta anhu aşre hatîâtin ve refe'a aşre derecâtin.

Buhârî rivayet etmiş. Bu da sâlât ü selâmla ilgili. Efendimiz buyuruyor ki; Buhârî rivayet etmiş. Bu da sâlât ü selâmla ilgili. Efendimiz buyuruyor ki; Men sallâ aleyye vâhideten. "Kim bana bir defa salavat getirirse...” Men sallâ aleyye vâhideten. "Kim bana bir defa salavat getirirse...”

Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammed dedi mesela. Sallallâhu aleyhi aşre salavâtin. Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammed dedi mesela. Sallallâhu aleyhi aşre salavâtin. "Allah o kula 10 salavat getirir.”"Allah o kula 10 salavat getirir.” Allah'ın salavat getirmesi ne demek? Allah'ın afv u mağfiret etmesi, rahmetini ihsan etmesi demek.Allah'ın salavat getirmesi ne demek? Allah'ın afv u mağfiret etmesi, rahmetini ihsan etmesi demek. Allah sadece şu şöyle olsun, bu böyle olsun diye bir temenni ile kalır mı? Allah sadece şu şöyle olsun, bu böyle olsun diye bir temenni ile kalır mı?

Kâinatın yaratıcısı bir şeyi diledi mi; Kün fe-yekûn. Bir şeyi diledi mi olur.Kâinatın yaratıcısı bir şeyi diledi mi; Kün fe-yekûn. Bir şeyi diledi mi olur. Allah bir kuluna salavat getiriyorsa ne demek o?Allah bir kuluna salavat getiriyorsa ne demek o? Yani 10 büyük lütfa eriyor, Allah ona ikramlarda bulunuyor demek.Yani 10 büyük lütfa eriyor, Allah ona ikramlarda bulunuyor demek. Onun için Peygamber Efendimiz'e bir salavat getirene Allah 10 salavat getiriyor.Onun için Peygamber Efendimiz'e bir salavat getirene Allah 10 salavat getiriyor. Sonra; ve hatta anhu aşre hatîâtin. "Evvelce işlemiş olduğu 10 günahı siliniyor.” Sonra; ve hatta anhu aşre hatîâtin. "Evvelce işlemiş olduğu 10 günahı siliniyor.” Ve refe'a aşre derecâtin. "Ve onun derecesi 10 kat daha yukarıya çıkartılıyor.” Ve refe'a aşre derecâtin. "Ve onun derecesi 10 kat daha yukarıya çıkartılıyor.”

"Hocam bir salavatta bu kadar mükâfat ne demek, bunun hikmeti ne ola acaba?”"Hocam bir salavatta bu kadar mükâfat ne demek, bunun hikmeti ne ola acaba?” Bu da Buhâri'nin rivayet ettiğine göre sağlam bir hadîs-i şerîf.Bu da Buhâri'nin rivayet ettiğine göre sağlam bir hadîs-i şerîf. Muhterem kardeşlerim bu da bir semboldür, bir remizdir.Muhterem kardeşlerim bu da bir semboldür, bir remizdir. Müslümanlığın aslı esası Resûlullah'ı sevmektir. Resûlullah'ı sevmeyen bir müslüman gerçek müslüman olamaz.Müslümanlığın aslı esası Resûlullah'ı sevmektir. Resûlullah'ı sevmeyen bir müslüman gerçek müslüman olamaz. Vellezî nefsî bi-yedihi. "Nefsim elinde olan Allah'a yemin olsun ki...”Vellezî nefsî bi-yedihi. "Nefsim elinde olan Allah'a yemin olsun ki...” Lâ yü'minü ehadüküm. "Mü'min olamazsınız.” Lâ yü'minü ehadüküm. "Mü'min olamazsınız.”

Hattâ eküne ehabbe ileyhi min vâlidihi ve veledihi.Hattâ eküne ehabbe ileyhi min vâlidihi ve veledihi. "Babasından da evladından da başka sevdiği bütün diğer insanlardan da ben onun yanında daha sevgili,"Babasından da evladından da başka sevdiği bütün diğer insanlardan da ben onun yanında daha sevgili, daha hürmetli, daha hikmetli, daha kıymetli olmadıkça o gerçek mü'min olmaz diyor.”daha hürmetli, daha hikmetli, daha kıymetli olmadıkça o gerçek mü'min olmaz diyor.” Yani birçok insanlar bugün gerçek mü'min değildir. Yani birçok insanlar bugün gerçek mü'min değildir.

Sen bakma onların dış kılıklarına kıyafetlerine. Resûlullah'ın sevgisi kalbine yerleşmiş mi? Sen bakma onların dış kılıklarına kıyafetlerine. Resûlullah'ın sevgisi kalbine yerleşmiş mi? Mühim olan o. "Hocam biz de müslümanız elhamdülillah.”Mühim olan o. "Hocam biz de müslümanız elhamdülillah.” Nüfus kâğıdında din hânesinde İslâm yazıyordu. Şimdi onu da kaldırdılar.Nüfus kâğıdında din hânesinde İslâm yazıyordu. Şimdi onu da kaldırdılar. Kimse darılmasın gayrimüslimler diye. Şimdi onu da yazmıyorlar o da kaldı orada.Kimse darılmasın gayrimüslimler diye. Şimdi onu da yazmıyorlar o da kaldı orada. "Ben müslümanım elhamdülillah."Ben müslümanım elhamdülillah. Eğlence vaktinde eğlenirim, içki zamanında içki içerim, keyif zamanında çengi çalar oynarım.Eğlence vaktinde eğlenirim, içki zamanında içki içerim, keyif zamanında çengi çalar oynarım. Namaz zamanında namaz kılarım, hac zamanında haccederim. Namaz zamanında namaz kılarım, hac zamanında haccederim.

Düğünde şöyle yaparım böyle yaparım.” Bu Rus salatası mı, bu ne biçim şey? Düğünde şöyle yaparım böyle yaparım.” Bu Rus salatası mı, bu ne biçim şey? Mü'minin gerçek rengi vardır, gerçek hâli vardır.Mü'minin gerçek rengi vardır, gerçek hâli vardır. Gerçek tavrı vardır, kendine mahsus bir öz stili vardır.Gerçek tavrı vardır, kendine mahsus bir öz stili vardır. Gerçek mü'minin asıl bariz vasfı Resûlullah aşkıdır. Resûlullah'ın sevgisi kalbinde çokça olmalı.Gerçek mü'minin asıl bariz vasfı Resûlullah aşkıdır. Resûlullah'ın sevgisi kalbinde çokça olmalı. Titreyecek, ağlayacak, hasretle yanacak yakılacak.Titreyecek, ağlayacak, hasretle yanacak yakılacak. Bu olmadığı zaman o müslüman gerçekten iman etmiş sayılmaz.Bu olmadığı zaman o müslüman gerçekten iman etmiş sayılmaz. Resûlullah'ı sevecek de "anam babam sana feda olsun” diyecek deResûlullah'ı sevecek de "anam babam sana feda olsun” diyecek de sünnet-i seniyyesine sarılacak da rızasını kazanmak için emirlerini tutacak da... sünnet-i seniyyesine sarılacak da rızasını kazanmak için emirlerini tutacak da...

İslâm marka olmalı. Senin yemen, içmen, giyinmen, kuşanman, her şeyin İslâm damgası taşımalı.İslâm marka olmalı. Senin yemen, içmen, giyinmen, kuşanman, her şeyin İslâm damgası taşımalı. Giydiğimiz pantolondur, İslâm kıyafeti değildir.Giydiğimiz pantolondur, İslâm kıyafeti değildir. Çünkü dar oldu mu eti budu belli oldu mu gerçek giyim sayılmaz.Çünkü dar oldu mu eti budu belli oldu mu gerçek giyim sayılmaz. Yemek yemesi İslâm zarafeti değildir, evindeki dekorasyonu İslâm değildir. Muamelesi İslâm değildir.Yemek yemesi İslâm zarafeti değildir, evindeki dekorasyonu İslâm değildir. Muamelesi İslâm değildir. Dostluğu İslam'ca değildir. Anasına babasına evlâdına İslam'ca değildir.Dostluğu İslam'ca değildir. Anasına babasına evlâdına İslam'ca değildir. Evladına muamelesi İslam'ca değildir. Komşusuna muamelesi İslam'ca değildir. Evladına muamelesi İslam'ca değildir. Komşusuna muamelesi İslam'ca değildir.

Biz taklit müslümanlarız. Bu devrin insanları taklit müslüman.Biz taklit müslümanlarız. Bu devrin insanları taklit müslüman. Gerçek som altından hakiki müslüman değil. Dışı yaldızlı içi plastik. İçi çürük.Gerçek som altından hakiki müslüman değil. Dışı yaldızlı içi plastik. İçi çürük. Onun için gerçek müslüman Peygamber Efendimiz'i sevecek.Onun için gerçek müslüman Peygamber Efendimiz'i sevecek. Hadisini okuyacak, yolunu öğrenecek, izinden gidecek. Ona gelmez... Hadisini okuyacak, yolunu öğrenecek, izinden gidecek. Ona gelmez... Eşhedü enne Muhammeden abduhu ve resûluh.Eşhedü enne Muhammeden abduhu ve resûluh. Şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın elçisidir.Şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın elçisidir. Haberleri o bildirmiştir, ben haberleri ondan alacağım. Ve ona uyuyacağım, demiş oluyor insan.Haberleri o bildirmiştir, ben haberleri ondan alacağım. Ve ona uyuyacağım, demiş oluyor insan. Nerede uyuyor; hiçbir şeyden haberi yok! Arkadaşların birisi bulunduğu ilçede sarık sarmış.Nerede uyuyor; hiçbir şeyden haberi yok! Arkadaşların birisi bulunduğu ilçede sarık sarmış. Başta müftü efendi karşı çıkmış. Vah zavallı vah, vah benim zavallıcık kardeşim.Başta müftü efendi karşı çıkmış. Vah zavallı vah, vah benim zavallıcık kardeşim. Sarsın sarık, sarmasını yadırgamışlar. Sarsın sarık, sarmasını yadırgamışlar.

İslâm ne diyorsa onu yapmaya çalış.İslâm ne diyorsa onu yapmaya çalış. Onun için salavât-ı şerîfin aslında, özünde Resûlullah sevgisi Resûlullah'a bağlılık yatar. Onun için salavât-ı şerîfin aslında, özünde Resûlullah sevgisi Resûlullah'a bağlılık yatar. Onun için salavât-ı şerîfe önemlidir.Onun için salavât-ı şerîfe önemlidir. Onun için salavât-ı şerîfe getiren insanlarda büyük değişmeler olur, büyük gelişmeler olur.Onun için salavât-ı şerîfe getiren insanlarda büyük değişmeler olur, büyük gelişmeler olur. Resûlullah Allah'ın bu teveccühüne mazhar olmuş. Onun teveccühüne mazhar olmuş bir kul.Resûlullah Allah'ın bu teveccühüne mazhar olmuş. Onun teveccühüne mazhar olmuş bir kul. Muazzam fark atar, değişir, gelişir. Muazzam fark atar, değişir, gelişir.

10 günahı silinen, 10 derece yükseltilen bir kul başka türlü bir kul olur. 10 günahı silinen, 10 derece yükseltilen bir kul başka türlü bir kul olur. O bakımdan Peygamber Efendimiz'e salât ü selâm getirin.O bakımdan Peygamber Efendimiz'e salât ü selâm getirin. Motor çalışıyor. Nasıl çalışıyor bilmezsiniz.Motor çalışıyor. Nasıl çalışıyor bilmezsiniz. Düğmeye basıyorsunuz, anahtarı çeviriyorsunuz çalışıyor. Ama eskiden nasıldı?Düğmeye basıyorsunuz, anahtarı çeviriyorsunuz çalışıyor. Ama eskiden nasıldı? Ön tarafta bir delik vardı, o deliğe bir kol sokuluyordu, bir çeviriyordu.Ön tarafta bir delik vardı, o deliğe bir kol sokuluyordu, bir çeviriyordu. Bir daha çeviriyorduBir daha çeviriyordu ondan sonra yine olmazsa çalışıyordu.ondan sonra yine olmazsa çalışıyordu. Yani marş motoru yoktu, motorun ilk gelirleri yakılıyordu. Yani marş motoru yoktu, motorun ilk gelirleri yakılıyordu.

Ondan sonra motor kendi kendine çalışmaya başlıyor. Ama ilk çalışması için biraz çevirmen gerekiyordu.Ondan sonra motor kendi kendine çalışmaya başlıyor. Ama ilk çalışması için biraz çevirmen gerekiyordu. Onun için Resûlullah'ın sevgisi insanın içine yerleşecek.Onun için Resûlullah'ın sevgisi insanın içine yerleşecek. Resûlullah'ın sevgisini yerleşmesi için marş motoru salât ü selâm edecek. Resûlullah'ın sevgisini yerleşmesi için marş motoru salât ü selâm edecek. Sen salât ü selâm getireceksin, getireceksin, yavaş yavaş Allah sana teveccüh edecek,Sen salât ü selâm getireceksin, getireceksin, yavaş yavaş Allah sana teveccüh edecek, günahlarını silecek, derecen artacak derken Resûlullah'ın sevgisi belirecek,günahlarını silecek, derecen artacak derken Resûlullah'ın sevgisi belirecek, çalışmaya başlayacak kalbin, gönlün. Mâneviyatın, ışıldaman artacak. çalışmaya başlayacak kalbin, gönlün. Mâneviyatın, ışıldaman artacak. O bakımdan salât ü selâm çok önemlidir. Peygamber Efendimiz'e salât ü selâmı küçümsemesin kimse.O bakımdan salât ü selâm çok önemlidir. Peygamber Efendimiz'e salât ü selâmı küçümsemesin kimse. Zikri kimse küçümsemesin. Çünkü bu işlerin altında onların bilmediği çok ince ince işler vardır.Zikri kimse küçümsemesin. Çünkü bu işlerin altında onların bilmediği çok ince ince işler vardır. Elin köylüsü şehirliden evvel cennete girer, vallahi bakakalırsınız.Elin köylüsü şehirliden evvel cennete girer, vallahi bakakalırsınız. Sen, 'benim şu kadar diplomam var' diye böbürlenirken hindi gibi kabarırken Sen, 'benim şu kadar diplomam var' diye böbürlenirken hindi gibi kabarırken elin ümmîsi Firdevs-i Âlâ'ya geçer de şaşar kalırsın. Neden? elin ümmîsi Firdevs-i Âlâ'ya geçer de şaşar kalırsın. Neden?

O tereddüt etmez. Akıllı mı, doğru mu, yanlış mı diye düşünüp duruncaya kadarO tereddüt etmez. Akıllı mı, doğru mu, yanlış mı diye düşünüp duruncaya kadar aptal cennete varır diyor hocalarımız.aptal cennete varır diyor hocalarımız. Tavşan yan gelip yatarken kaplumbağa onu geçer.Tavşan yan gelip yatarken kaplumbağa onu geçer. Onun için gözünüzü açacaksınız, bilmediğiniz şeylere karışmayacaksınız. Mâneviyat denilen bir şey var.Onun için gözünüzü açacaksınız, bilmediğiniz şeylere karışmayacaksınız. Mâneviyat denilen bir şey var. Bu dünyada Allah celle celâlüh kendi idare ediyor kâinatı. Bu dünyada Allah celle celâlüh kendi idare ediyor kâinatı.

Sevdiğini ilerletir, sevmediğini durdurtuyor.Sevdiğini ilerletir, sevmediğini durdurtuyor. Kâfirler gibi olmayın, kâfirlerin aklı, dünyevî aklı, maddî aklı sizden fazladır;Kâfirler gibi olmayın, kâfirlerin aklı, dünyevî aklı, maddî aklı sizden fazladır; tecrübesi, tekniği fazladır ama giremeyecektir onun için kâfirle mü'minin farkını anlayın. tecrübesi, tekniği fazladır ama giremeyecektir onun için kâfirle mü'minin farkını anlayın. Salât ü selâmın, zikrin, ibadetin, namazın kıymetini bilin.Salât ü selâmın, zikrin, ibadetin, namazın kıymetini bilin. "Hoca geldi de, üniversite profesörü geldi bize namazdan salavât-ı şerîfeden bahsetti.”"Hoca geldi de, üniversite profesörü geldi bize namazdan salavât-ı şerîfeden bahsetti.” Ne yapayım bu çıktı kaderinize, başka şey çıksaydı onu anlatırdımNe yapayım bu çıktı kaderinize, başka şey çıksaydı onu anlatırdım ama bunları da küçümsemeyin bunların altında çok derin mânalar yatar. ama bunları da küçümsemeyin bunların altında çok derin mânalar yatar.

Sen hiç Resûlullah'ı gördün mü rüyanda? "Kusura bakma hocam ama görmedim.”Sen hiç Resûlullah'ı gördün mü rüyanda? "Kusura bakma hocam ama görmedim.” Göremezsin tabii herkesin rüyasına gelmez.Göremezsin tabii herkesin rüyasına gelmez. Sünnetine uyarsan, salât ü selâm getirirsen, kendini sevdirirsen gelir.Sünnetine uyarsan, salât ü selâm getirirsen, kendini sevdirirsen gelir. Hem de öyle bir gelir ki şaşar kalırsın tir tir titrersin, mest olursun. Kokusundan bayılırsın. Hem de öyle bir gelir ki şaşar kalırsın tir tir titrersin, mest olursun. Kokusundan bayılırsın. Müslümanım diye bize geliyor ama bir şeyden haberi yok. Mâneviyattan eser yok.Müslümanım diye bize geliyor ama bir şeyden haberi yok. Mâneviyattan eser yok. Men dârra müslimen dârrallâhu bihi ve men şâkka müslimen şâkkallâhu aleyhi.Men dârra müslimen dârrallâhu bihi ve men şâkka müslimen şâkkallâhu aleyhi. Üçüncü hadîs-i şerîf de Tirmizi'den. Bu da büyük alimlerden biridir.Üçüncü hadîs-i şerîf de Tirmizi'den. Bu da büyük alimlerden biridir. Tirmizî Özbekistan'dadır şimdi. Yavaş yavaş serbest olmaya başlayan eski Türk illerindendir.Tirmizî Özbekistan'dadır şimdi. Yavaş yavaş serbest olmaya başlayan eski Türk illerindendir. Orada çok büyük alimler yetişmiş. Biri de İmam Tirmizî hazretleridir. Orada çok büyük alimler yetişmiş. Biri de İmam Tirmizî hazretleridir.

Hadis konusunda çok büyük alimdir muhterem kardeşlerim. Hadis konusunda çok büyük alimdir muhterem kardeşlerim. Bu hadîs-i şerîfte buyuruyor ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:Bu hadîs-i şerîfte buyuruyor ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: Men dârra müslimen. "Kim bir müslümanın karşısına geçerse ona zarar vermeye çalışırsa...”Men dârra müslimen. "Kim bir müslümanın karşısına geçerse ona zarar vermeye çalışırsa...” Dârrallâhu bihi. "Allah da onu öyle bir zarara uğratır ki.”Dârrallâhu bihi. "Allah da onu öyle bir zarara uğratır ki.” Müslüman Allah'ın sevgili kuludur. Müslüman Allah'ın sevgili kuludur.

Bütün müslümanların genel olarak Allah'ın evliyâsı damgası vardır pasaportunda. Bütün müslümanların genel olarak Allah'ın evliyâsı damgası vardır pasaportunda. Bütün müslümanlar velâyet-i âmme ile umumî velilik sıfatına sahiptir. Bütün müslümanlar velâyet-i âmme ile umumî velilik sıfatına sahiptir. Mü'min olan herkes Allah'ın bir kere velisidir. Mü'min olan herkes Allah'ın bir kere velisidir. Onun için Allah'ın velisine zarar vermeye kalkışmak Allah'ın şamarını,Onun için Allah'ın velisine zarar vermeye kalkışmak Allah'ın şamarını, cezasını, azabını yemeyi getirir arkasında. cezasını, azabını yemeyi getirir arkasında. Allah'ın bir sevgili kuluna insan öyle bir şey yaptı mı başı beladan çıkmaz.Allah'ın bir sevgili kuluna insan öyle bir şey yaptı mı başı beladan çıkmaz. "Ama hocam şimdiki müslümanlara çok zarar veriyorlardı, onlara bir şey olmuyor da bilmem ne.”"Ama hocam şimdiki müslümanlara çok zarar veriyorlardı, onlara bir şey olmuyor da bilmem ne.” İki sebebi var. Bir; şimdiki müslümanlar plastik müslüman, dışı boyalı,İki sebebi var. Bir; şimdiki müslümanlar plastik müslüman, dışı boyalı, gerçek müslüman değil, som müslüman değil. gerçek müslüman değil, som müslüman değil. Plastik cereyan geçiriyor mu geçirmiyor. Plastik cereyan geçiriyor mu geçirmiyor.

Plastiği sen devreye sokarsan elektrik yanar mı, yanmaz mı? Bir, ondan dolayı.Plastiği sen devreye sokarsan elektrik yanar mı, yanmaz mı? Bir, ondan dolayı. İkincisi de Allah cezayı ne zaman vereceğini kendisi çok daha iyi bilir, öyle iyi bilir ki...İkincisi de Allah cezayı ne zaman vereceğini kendisi çok daha iyi bilir, öyle iyi bilir ki... Firavun bir zamanlar Musa aleyhisselam'ın kavmine zulüm ediyordu.Firavun bir zamanlar Musa aleyhisselam'ın kavmine zulüm ediyordu. Musa aleyhisselam'a da mucizeleri gösterdiği halde inanmamıştı. Hatta inananları da tehdit etmişti.Musa aleyhisselam'a da mucizeleri gösterdiği halde inanmamıştı. Hatta inananları da tehdit etmişti. "Sizin hepinizin kollarını bacaklarını çaprazlama keserim. Sizi hurma ağacında sallandırırım."Sizin hepinizin kollarını bacaklarını çaprazlama keserim. Sizi hurma ağacında sallandırırım. Benim iznim olmadan nasıl gidip de bir başkasına ibadet edersiniz.” falan diye tehditler savuruyordu. Benim iznim olmadan nasıl gidip de bir başkasına ibadet edersiniz.” falan diye tehditler savuruyordu. Saltanatı vardı, forsu vardı. Sonunda ne yapmıştı Musa aleyhisselam,Saltanatı vardı, forsu vardı. Sonunda ne yapmıştı Musa aleyhisselam, birkaç müslümancıkla oradan ayrılıp gitmek zorunda kalmıştı. Firavun ne yapmıştı? birkaç müslümancıkla oradan ayrılıp gitmek zorunda kalmıştı. Firavun ne yapmıştı? Saltanatı vardı, yemeği vardı, ambarı vardı, göbeği vardı düşmüştü peşine müslümanların. Ne oldu sonu?Saltanatı vardı, yemeği vardı, ambarı vardı, göbeği vardı düşmüştü peşine müslümanların. Ne oldu sonu? Helak etti Allah, Firavun ordusuyla birlikte suda boğuldu. Helak etti Allah, Firavun ordusuyla birlikte suda boğuldu.

Demek ki cezanın bir zamanı varmış o da sen istediğin zaman olmaz.Demek ki cezanın bir zamanı varmış o da sen istediğin zaman olmaz. Allah bir cezayı ne zaman vereceğini bilir. Sen onun işine karışma. Allah bir cezayı ne zaman vereceğini bilir. Sen onun işine karışma. Onun için bir müslümana zarar vereni Allah zarara uğratır. Çarkına vurur onu bu bir.Onun için bir müslümana zarar vereni Allah zarara uğratır. Çarkına vurur onu bu bir. Tabii seninle ilgisi ne bunun? Sen de müslüman kardeşine zarar vermemeye çalış.Tabii seninle ilgisi ne bunun? Sen de müslüman kardeşine zarar vermemeye çalış. Kimse kimseye zarar vermemeye çalışsın. Kimse kimsenin harmanını yakmasın.Kimse kimseye zarar vermemeye çalışsın. Kimse kimsenin harmanını yakmasın. Kimse kimseye yan gözle bakmasın. Kimse kimseye zarar vermesin. Kimse kimseye yan gözle bakmasın. Kimse kimseye zarar vermesin.

Müslümanlar muhabbetli olsunlar, birlik ve beraberlik içinde olsunlar. Affedici olsunlar.Müslümanlar muhabbetli olsunlar, birlik ve beraberlik içinde olsunlar. Affedici olsunlar. Affedicilere cennette mücevherli köşkler var. Zarar verenlere de Allah'ın şamarı var, gazabı var.Affedicilere cennette mücevherli köşkler var. Zarar verenlere de Allah'ın şamarı var, gazabı var. Halbuki affedersin, hoş görürsün, ondan gelen zulmü yüklenirsin;Halbuki affedersin, hoş görürsün, ondan gelen zulmü yüklenirsin; Müslümanlardan zulmü yüklenmek zahitlerin vasıflarındandır.Müslümanlardan zulmü yüklenmek zahitlerin vasıflarındandır. Onun için de müslüman müslümana karşı sabırlı olacak. Meşakkati çekici olacak.Onun için de müslüman müslümana karşı sabırlı olacak. Meşakkati çekici olacak. Sen başkasına zarar verme, sana birisi zarar veriyorsa biraz tahammül göster.Sen başkasına zarar verme, sana birisi zarar veriyorsa biraz tahammül göster. Yaradılanı hoş gör Yaradan'dan ötürü.Yaradılanı hoş gör Yaradan'dan ötürü. Kim bir müslümana meşakkat verirse; ve men şâkka müslimen şâkkallâhu aleyhi.Kim bir müslümana meşakkat verirse; ve men şâkka müslimen şâkkallâhu aleyhi. "Allah da onu öyle meşakkatlere öyle sıkıntılara uğratır ki feleğini şaşırır.” "Allah da onu öyle meşakkatlere öyle sıkıntılara uğratır ki feleğini şaşırır.” Onun için dedelerimiz bu hadisleri bizden çok evvel okudular. Onun için dedelerimiz bu hadisleri bizden çok evvel okudular.

Topladılar, incelediler, hayatlarını ona göre tanzim ettiler. Onlar her şeyi çok iyi biliyordu. Topladılar, incelediler, hayatlarını ona göre tanzim ettiler. Onlar her şeyi çok iyi biliyordu. 'Her gördüğünü Hızır bil her geceni Kadir bil' demişler. Ne demek?'Her gördüğünü Hızır bil her geceni Kadir bil' demişler. Ne demek? Her geceyi Kadir gecesi imiş gibi ibadetle meşgul ol. Her geceyi Kadir gecesi imiş gibi ibadetle meşgul ol. Her karşındaki hırpânî insan bil, dilenci gibi bile görünse de belki Hızır'dır diye hürmet et, demişler.Her karşındaki hırpânî insan bil, dilenci gibi bile görünse de belki Hızır'dır diye hürmet et, demişler. Yani her ihtimale karşı, ne olduğu belli olmaz. Benim ağabeyim ağlayarak anlatıyor.Yani her ihtimale karşı, ne olduğu belli olmaz. Benim ağabeyim ağlayarak anlatıyor. Çarşıdan gitmiş bir şeyler almış, meyveler sebzeler falan. Çarşıdan gitmiş bir şeyler almış, meyveler sebzeler falan. Tam arabanın arkasını açmış filelerini koyacak. İri yarı bir adam geldi, diyor.Tam arabanın arkasını açmış filelerini koyacak. İri yarı bir adam geldi, diyor. Pazulu, güçlü kuvvetli, böyle bir parlıyor, turp gibi yani. Bir tane turfanda meyve istemiş.Pazulu, güçlü kuvvetli, böyle bir parlıyor, turp gibi yani. Bir tane turfanda meyve istemiş. Mesela diyelim ki salatalığın iki bin beş yüz lira bin lira olduğu devir diyelim.Mesela diyelim ki salatalığın iki bin beş yüz lira bin lira olduğu devir diyelim. İlk çıktığı zaman veya muz diyelim mesela. Şundan versene bana, demiş. İlk çıktığı zaman veya muz diyelim mesela. Şundan versene bana, demiş. Ağabeyim de biraz şakacıdır biraz.Ağabeyim de biraz şakacıdır biraz. Şöyle bakmış, güçlü kuvvetli bir adam, "çalış da kendin kazan” falan deriz ya, düşünürüz ya.Şöyle bakmış, güçlü kuvvetli bir adam, "çalış da kendin kazan” falan deriz ya, düşünürüz ya. Biraz kızmış, güçlü kuvvetli hergele, niye muhtaç oluyor. Muhtaç olmadan çalışsa ya falan gibi düşünmüş.Biraz kızmış, güçlü kuvvetli hergele, niye muhtaç oluyor. Muhtaç olmadan çalışsa ya falan gibi düşünmüş. Sen o istediğin şeyin kaç para olduğunu biliyor musun, demiş. Sen o istediğin şeyin kaç para olduğunu biliyor musun, demiş.

3 bin lira, 5 bin lira, 7 bin lira bilmiyorum 3 bin lira, 5 bin lira, 7 bin lira bilmiyorum turfanda bir salatalık çarşıya ben çıkmıyorum da çocuklar çıkıyor neyse. 10 bin lira diyelim.turfanda bir salatalık çarşıya ben çıkmıyorum da çocuklar çıkıyor neyse. 10 bin lira diyelim. Öyle dedim ama verecektim yine, diyor. Fileden salatalığı çıkarttım, döndüm, adam yok, diyor.Öyle dedim ama verecektim yine, diyor. Fileden salatalığı çıkarttım, döndüm, adam yok, diyor. Şu tarafa baktım, ortalığa, bir şey yok ki yürüse 3 adım 5 adım atar.Şu tarafa baktım, ortalığa, bir şey yok ki yürüse 3 adım 5 adım atar. Sağa baktım adam yok, sola baktım adam yok diyor. Heyecanlandım, diyor, ağlıyor. Sağa baktım adam yok, sola baktım adam yok diyor. Heyecanlandım, diyor, ağlıyor. Ağabeyim benim tez canlıdır. Demek ki öyle olabilir bazen. Yani kimin ne olduğunu Allah bilir.Ağabeyim benim tez canlıdır. Demek ki öyle olabilir bazen. Yani kimin ne olduğunu Allah bilir. Onun için herkesi güzel gözle bakmak lazım. Hoş görmek lazım. Onun için herkesi güzel gözle bakmak lazım. Hoş görmek lazım.

Yaradılanı hoş gör Yaradan'dan ötürü.Yaradılanı hoş gör Yaradan'dan ötürü. Birbirini sevmesi lazım müslümanların, acıması lazım, yardım etmesi lazım. Kendi yediğinden vermesi lazım.Birbirini sevmesi lazım müslümanların, acıması lazım, yardım etmesi lazım. Kendi yediğinden vermesi lazım. Giydiğinden giymesi lazım. Zengin insansa fakir mahallelerde arada dolaşması lazım. Giydiğinden giymesi lazım. Zengin insansa fakir mahallelerde arada dolaşması lazım. Üstünde leke kaplı, içinde su damlayan evlere arada bir girmesi lazım. Üstünde leke kaplı, içinde su damlayan evlere arada bir girmesi lazım.

Pis koksa da yağlı, paslı, kirli, yırtık pırtık olsa da. Oradaki insanların dertleriyle dertleşmesi lazım.Pis koksa da yağlı, paslı, kirli, yırtık pırtık olsa da. Oradaki insanların dertleriyle dertleşmesi lazım. Bak Arnavutluk'tan gitmişler bir heyet arkadaşlar. Arnavutluk'tan gelmişler ağlıyorlar.Bak Arnavutluk'tan gitmişler bir heyet arkadaşlar. Arnavutluk'tan gelmişler ağlıyorlar. Hiçbir şeyleri yok. Adamlar aç, ilaçsız, susuz, sıfıra sıfır elde var sıfır.Hiçbir şeyleri yok. Adamlar aç, ilaçsız, susuz, sıfıra sıfır elde var sıfır. Komünizm bitirmiş, yani bir ekmeğe muhtaç diyor. Komünizm bitirmiş, yani bir ekmeğe muhtaç diyor. Yıllar yılı komünistliğin azılı idaresi altında %100 müslüman olan bir ülkeydi.Yıllar yılı komünistliğin azılı idaresi altında %100 müslüman olan bir ülkeydi. Şurasına haç takmayınca kızılhaç yardım yapmıyormuş. Şurasına haç takmayınca kızılhaç yardım yapmıyormuş. Yani 'hıristiyan ol, ekmek vereyim', neden yardım yapayım demek istiyor. Yani 'hıristiyan ol, ekmek vereyim', neden yardım yapayım demek istiyor.

Biz de burada tabakların yarısını kibarlık olsun diye sıyırmıyoruz. Biz de burada tabakların yarısını kibarlık olsun diye sıyırmıyoruz. Bidonları döküyoruz, bidonlar dolusu yiyecekler, ekmekler…Bidonları döküyoruz, bidonlar dolusu yiyecekler, ekmekler… Zaten ekmeğe gıda gözüyle bakmıyor millet.Zaten ekmeğe gıda gözüyle bakmıyor millet. Tereyağına, peynire gıda gözüyle bakmıyor.Tereyağına, peynire gıda gözüyle bakmıyor. Eve gittiğin zaman "ne yaptın hanım” diye soruyor bey.Eve gittiğin zaman "ne yaptın hanım” diye soruyor bey. "Bugün bir şey yok.” "Bugün bir şey yok.”

Açsalar buzdolabının içi reçel dolu, yağ dolu, zeytin dolu, onlar bir şey değil mi?Açsalar buzdolabının içi reçel dolu, yağ dolu, zeytin dolu, onlar bir şey değil mi? Yiyecek yok bugün diyor. İlla biftek, pirzola mı olması gerekiyor.Yiyecek yok bugün diyor. İlla biftek, pirzola mı olması gerekiyor. Biftek mi olması lazım illa, ne bileyim şiş kebap mı olması lazım.Biftek mi olması lazım illa, ne bileyim şiş kebap mı olması lazım. Biraz da onu ye, biraz tuz al, tuza ban ekmeği, öyle ye. Biraz da onu ye, biraz tuz al, tuza ban ekmeği, öyle ye. Zaten arpa ekmeği katık istermiş de buğday ekmeğine katık lüzum yokmuş. Zaten arpa ekmeği katık istermiş de buğday ekmeğine katık lüzum yokmuş. Buğday ekmeği güzel, arpa ekmeği gibi değil demişlerdi eskiden. Buğday ekmeği güzel, arpa ekmeği gibi değil demişlerdi eskiden. Hurmanın bir tanesini alırmış ağzına biraz emermiş,Hurmanın bir tanesini alırmış ağzına biraz emermiş, ondan sonra ötekisine verirmiş o emermiş böyle kıtlık çekmişler. Hurma ile geçirmişler yani.ondan sonra ötekisine verirmiş o emermiş böyle kıtlık çekmişler. Hurma ile geçirmişler yani. Ölü eti yemişler. İhyâu Ulûmi'd-dîn'de yazıyor. Adamın birisi ötekinin evine gitmiş. Kapıyı çalıyor. Ölü eti yemişler. İhyâu Ulûmi'd-dîn'de yazıyor. Adamın birisi ötekinin evine gitmiş. Kapıyı çalıyor. "Mis gibi et kokuyor bizim evde de kadın var, bebek besliyor falan hani."Mis gibi et kokuyor bizim evde de kadın var, bebek besliyor falan hani. Canım çekti, yemekten azcık koyar mısın?” diyor. Komşu o yemekten size veremeyiz. Canım çekti, yemekten azcık koyar mısın?” diyor. Komşu o yemekten size veremeyiz. "Ya azcık ver işte, lohusa hamile canı çekiyor filan.” "O yemek bize helal ama size helal değil.” demiş. "Ya azcık ver işte, lohusa hamile canı çekiyor filan.” "O yemek bize helal ama size helal değil.” demiş. "Ya ne demek istiyorsun?” Şu kadar gündür açız."Ya ne demek istiyorsun?” Şu kadar gündür açız. Aç olduğumuzdan ölü hayvan eti yedik, demiş. Pişirdik, ölü hayvan tabii haram. Aç olduğumuzdan ölü hayvan eti yedik, demiş. Pişirdik, ölü hayvan tabii haram.

Meyyite yenmez. Meyyite yenmez. Biz aç olduğumuzdan yiyoruz ama siz o durumda olmadığınızdan haram şeyi size veremeyiz, demiş.Biz aç olduğumuzdan yiyoruz ama siz o durumda olmadığınızdan haram şeyi size veremeyiz, demiş. Neler çekmişler yani eski insanlar. Elhamdülillah biz yiyoruz, içiyoruz, giyiyoruz, modayı takip ediyoruz.Neler çekmişler yani eski insanlar. Elhamdülillah biz yiyoruz, içiyoruz, giyiyoruz, modayı takip ediyoruz. Beğenmiyoruz, her gün bir başka kılık kıyafet. Modalar değişiyor, kıyafetler değişiyor. Beğenmiyoruz, her gün bir başka kılık kıyafet. Modalar değişiyor, kıyafetler değişiyor. Onun için Allah bize İslâm versin. Allah bize İslâm'ın gerçeklerini göstersin.Onun için Allah bize İslâm versin. Allah bize İslâm'ın gerçeklerini göstersin. Şeytanın oyununa gele gele Allah'ın yolu, cennet bulunmaz. Şeytanın oyununa gele gele Allah'ın yolu, cennet bulunmaz.

Allah bize basiret ihsan etsin.Allah bize basiret ihsan etsin. Tevfîkini refîk etsin.Tevfîkini refîk etsin. İslâm'ın özünü, aslını, esasını Kur'ân-ı Kerîm'den, hadîs-i şerîften tam anlamayı, İslâm'ın özünü, aslını, esasını Kur'ân-ı Kerîm'den, hadîs-i şerîften tam anlamayı, hem kendi üzerimizde uygulamayı hem de ailemize uygulatmayı hem kendi üzerimizde uygulamayı hem de ailemize uygulatmayı hem de çevremizde tatbik etmeyi nasip etsin Allah.hem de çevremizde tatbik etmeyi nasip etsin Allah. Hakiki müslüman olmayı nasip etsin, sevdiği kul olmayı nasip etsin.Hakiki müslüman olmayı nasip etsin, sevdiği kul olmayı nasip etsin. Sevdiği işleri yapmayı nasip etsin. Gönül gözümüzü açık etsin, marifetullaha erdirsin.Sevdiği işleri yapmayı nasip etsin. Gönül gözümüzü açık etsin, marifetullaha erdirsin. Aşkullahı, muhabbetullahı muhabbet-i Resûlullah'ı kalbimize yerleştirsin.Aşkullahı, muhabbetullahı muhabbet-i Resûlullah'ı kalbimize yerleştirsin. Her yaptığımız işi Allah rızası için yapacak seviyeye getirsin.Her yaptığımız işi Allah rızası için yapacak seviyeye getirsin. Hak müslüman eylesin, som altın eylesin.Hak müslüman eylesin, som altın eylesin. Halis bal eylesin, halis kaymak eylesin, öyle sahte uydurulmuş değil. Halis bal eylesin, halis kaymak eylesin, öyle sahte uydurulmuş değil. Yarım yamalak plastik müslüman olmayalım.Yarım yamalak plastik müslüman olmayalım. Allahu Teâlâ hazretleri cümlemize hayırlı ilimler, salih ameller, uzun ömürler ihsan eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri cümlemize hayırlı ilimler, salih ameller, uzun ömürler ihsan eylesin. Hüsn-i hâtimeler nasip eylesin.Hüsn-i hâtimeler nasip eylesin. Peygamber Efendimiz'e sevgili ümmet, kendisine has kul olmayı nasip eylesin.Peygamber Efendimiz'e sevgili ümmet, kendisine has kul olmayı nasip eylesin. Cehenneme düşmemeye, ateşlerde yanmamayı, cehenneme hiç düşmedenCehenneme düşmemeye, ateşlerde yanmamayı, cehenneme hiç düşmeden doğrudan doğruya bi-gayri hisâb cennete girmeyi nasip eylesin.doğrudan doğruya bi-gayri hisâb cennete girmeyi nasip eylesin. Peygamber Efendimiz'e komşu eylesin. Peygamber Efendimiz'e komşu eylesin.

Cennet nimetleri ile sonsuz nimetleriyle gözlerin görmediği, kulakların işitmediği,Cennet nimetleri ile sonsuz nimetleriyle gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, kimsenin aklına hayaline bile sığmayan o nimetleri görmeyi, tatmayı, yaşamayı nasip eylesin. kimsenin aklına hayaline bile sığmayan o nimetleri görmeyi, tatmayı, yaşamayı nasip eylesin. Selâmun kavlen min rabbi'r-rahîm.Selâmun kavlen min rabbi'r-rahîm. Rahim olan Allah'tan selam size ey kullarım, diye selamlar verildiği zamanRahim olan Allah'tan selam size ey kullarım, diye selamlar verildiği zaman o selamları duyma şerefine cümlemizi Allah nasip eylesin, cemalini görmeyi nasip etsin. o selamları duyma şerefine cümlemizi Allah nasip eylesin, cemalini görmeyi nasip etsin.

Bi-hürmeti Esmâi'l-Hüsnâ. Ve bi-hürmeti Habîb-i Mustafâ. Ve bi-hürmeti esrâr-ı sûreti'l-Fâtiha. Bi-hürmeti Esmâi'l-Hüsnâ. Ve bi-hürmeti Habîb-i Mustafâ. Ve bi-hürmeti esrâr-ı sûreti'l-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2