Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Evvel 1446
24 Kasım 2024
İmsak
06:24
Güneş
07:54
Öğle
12:55
İkindi
15:24
Akşam
17:47
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

Peygamber Efendimiz İçin Dua (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

30 Cemâziye'l-Evvel 1409 / 08.01.1989

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya [için], yarın ölecekmiş gibi âhiret için çalışın." sözünü uzun zamandır hadis biliyorduk. Topluma | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Peygamber Efendimiz İçin Dua (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

30 Cemâziye'l-Evvel 1409 / 08.01.1989

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya [için], yarın ölecekmiş gibi âhiret için çalışın." sözünü uzun zamandır hadis biliyorduk. Topluma | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Geçen hafta Türkiye'de Cuma namazının kılınıp kılınmayacağıyla ilgili bir soru sormuştuk.Geçen hafta Türkiye'de Cuma namazının kılınıp kılınmayacağıyla ilgili bir soru sormuştuk. Fakat panoda bu sorunun cevabı yoktu.Fakat panoda bu sorunun cevabı yoktu. Bu soruyu açıklamanızı Allah rızası için sizden rica ediyorum. Bu soruyu açıklamanızı Allah rızası için sizden rica ediyorum.

Türkiye'de de Cuma namazı kılınır, Almanya'da da kılınır, Türkiye'de de Cuma namazı kılınır, Almanya'da da kılınır, Fransa'da da kılınır, Belçika'da da kılınır.Fransa'da da kılınır, Belçika'da da kılınır. Tarih boyunca Bizans'ta da kılınmış, başka ülkelerde de kılınmış.Tarih boyunca Bizans'ta da kılınmış, başka ülkelerde de kılınmış. Cuma namazı kılacak kadar kalabalık bir yerde toplanıp da kılabilirlerse Cuma namazı kılarlar.Cuma namazı kılacak kadar kalabalık bir yerde toplanıp da kılabilirlerse Cuma namazı kılarlar. Memleket kâfir memleketi, mü'min memleketi, Memleket kâfir memleketi, mü'min memleketi, şu veya bu, ne olursa olsun kılınır, muhterem kardeşlerim. şu veya bu, ne olursa olsun kılınır, muhterem kardeşlerim.

Cuma ile oynamayın. Cuma namazı önemli bir namazdır, oyuna gelmez.Cuma ile oynamayın. Cuma namazı önemli bir namazdır, oyuna gelmez. Üç defa Cuma'yı kılmayanın kalbi bir mühürlenir, kafası ondan sonra doğru düzgün çalışmaz olur.Üç defa Cuma'yı kılmayanın kalbi bir mühürlenir, kafası ondan sonra doğru düzgün çalışmaz olur. Feleğini şaşırır. Ne yapacağını bilemez. Doğruyu göremez.Feleğini şaşırır. Ne yapacağını bilemez. Doğruyu göremez. Kalbi mühürlenir. Gönlü mühürlendi mi insan çok fena duruma düşer. Kalbi mühürlenir. Gönlü mühürlendi mi insan çok fena duruma düşer.

Cuma namazını kılın. Allah: "Benim huzuruma geldiniz, namaz kıldınız. Ben size; Cuma namazını kılın.

Allah:

"Benim huzuruma geldiniz, namaz kıldınız. Ben size;

Yâ eyyühe'llezîne âmenû izâ nûdiye li's-salâti min yevmi'l-cumuati fes'av ilâ zikrillâhi ve zerü'l-bey'.Yâ eyyühe'llezîne âmenû izâ nûdiye li's-salâti min yevmi'l-cumuati fes'av ilâ zikrillâhi ve zerü'l-bey'. "'Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağrıldığınız zaman"'Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağrıldığınız zaman alış verişi bırakın da benim huzuruma gelin.' diye emretmişim.alış verişi bırakın da benim huzuruma gelin.' diye emretmişim. Ondan sonra huzuruma gelmişsiniz, namaz kılmışsınız. Ben sizi cezalandırır mıyım?" demez mi? Ondan sonra huzuruma gelmişsiniz, namaz kılmışsınız. Ben sizi cezalandırır mıyım?" demez mi?

Allah'ın huzuruna, camiye gelip namaz kılmak ceza mevzuu olur mu? Allah'ın huzuruna, camiye gelip namaz kılmak ceza mevzuu olur mu?

"Efendim rejim kâfir rejimiyse, öyleyse böyleyse..." "Efendim rejim kâfir rejimiyse, öyleyse böyleyse..."

O iş başka. "Almanya'da bile kılınır." diyorum, anlasana. O iş başka.

"Almanya'da bile kılınır." diyorum, anlasana.

Almanya'da bile kılıyorlar, kabul olmuyor mu? Almanya'da bile kılıyorlar, kabul olmuyor mu?

Almanya'da kardeşlerimizin gidip de camilerde namaz kılması fena mı oluyor? Çok iyi oluyor. Almanya'da kardeşlerimizin gidip de camilerde namaz kılması fena mı oluyor?

Çok iyi oluyor.

Bizans'ta da kılmışlar.Bizans'ta da kılmışlar. Arap camiini daha İstanbul fethedilmediği zaman yapmışlar da orada Cuma namazı kılmışlar. Arap camiini daha İstanbul fethedilmediği zaman yapmışlar da orada Cuma namazı kılmışlar.

Her yerde kılınır. Fırsatı buldu mu kılınır. Her yerde kılınır. Fırsatı buldu mu kılınır.

Orada Cuma namazı konusunda bazı sözler çıktı. Kimisi "kılınmaz" dedi. Herkesin aklı karıştı.Orada Cuma namazı konusunda bazı sözler çıktı. Kimisi "kılınmaz" dedi. Herkesin aklı karıştı. Kimisinin de keyfine uygun geliyor. Zaten kılmakta zorluklar var.Kimisinin de keyfine uygun geliyor. Zaten kılmakta zorluklar var. Şimdi bu devirde "kılmayalım" deyip bir de ona ibadet süsü verildi.Şimdi bu devirde "kılmayalım" deyip bir de ona ibadet süsü verildi. Bu kardeşimiz için demiyorum da bazıları o havaya girdiler. Ama sonra helâk oldular.Bu kardeşimiz için demiyorum da bazıları o havaya girdiler. Ama sonra helâk oldular. Çoğunu gördüm, çoğu helâk oldu. Bu akım yavaşladı, azaldı ama hâlâ bazı şeyler olabiliyor. Çoğunu gördüm, çoğu helâk oldu. Bu akım yavaşladı, azaldı ama hâlâ bazı şeyler olabiliyor.

"Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya [için], yarın ölecekmiş gibi âhiret için çalışın." sözünü"Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya [için], yarın ölecekmiş gibi âhiret için çalışın." sözünü uzun zamandır hadis biliyorduk. Topluma da kabul ettirilmiş bir sözdü.uzun zamandır hadis biliyorduk. Topluma da kabul ettirilmiş bir sözdü. Bunun hadis olmadığını filanca hoca filanca yerde açıkladı. Bu hususta cemaati aydınlatır mısınız? Bunun hadis olmadığını filanca hoca filanca yerde açıkladı. Bu hususta cemaati aydınlatır mısınız?

Muhterem kardeşlerim! Bu, hadîs-i şerîftir.Muhterem kardeşlerim! Bu, hadîs-i şerîftir. Bunun hadîs-i şerîf olduğunu kendilerine gösterebilirim. Bir tane rivayet yok.Bunun hadîs-i şerîf olduğunu kendilerine gösterebilirim. Bir tane rivayet yok. Bu kitabı okurken bazen peşpeşe birkaç tane [hadis] geliyor. Bu kitabı okurken bazen peşpeşe birkaç tane [hadis] geliyor. Bu mânada 3-4 tane hadîs-i şerîfe rastladım. Hadîs-i şerîftir. Bu mânada 3-4 tane hadîs-i şerîfe rastladım. Hadîs-i şerîftir.

Onu inkâr etmesinler, o mâna öyledir. O kardeşimiz öyle bir şey yazmış, kim yazdıysa...Onu inkâr etmesinler, o mâna öyledir. O kardeşimiz öyle bir şey yazmış, kim yazdıysa... Belki tetkiki eksiktir, belki tahkiki eksiktir.Belki tetkiki eksiktir, belki tahkiki eksiktir. Ben 3-4 tane bu konuda bu mânayı ifade eden hadîs-i şerîf gördüm.Ben 3-4 tane bu konuda bu mânayı ifade eden hadîs-i şerîf gördüm. İlgililere gösterebilirim. Şu anda hangi kaynak olduğunuİlgililere gösterebilirim. Şu anda hangi kaynak olduğunu ezberimde olmadığından söyleyemiyorum ama bu hadîs-i şerîftir, müsterih olsun. ezberimde olmadığından söyleyemiyorum ama bu hadîs-i şerîftir, müsterih olsun.

15 yaşını geçmiş ve henüz sünnet olmamış bir kimse 15 yaşını geçmiş ve henüz sünnet olmamış bir kimse namaz, oruç, Kur'an ve sâir ibadetleri yapabilir mi? namaz, oruç, Kur'an ve sâir ibadetleri yapabilir mi?

Elbet yapacak. Elbet yapacak. Sünneti yapmamışsa, tabii orada pislik kalmasın diye temizliğini vesairesini yapacak.Sünneti yapmamışsa, tabii orada pislik kalmasın diye temizliğini vesairesini yapacak. Sünnet olsun. Ama onu yapmadım diye ibadetleri bırakmak yok. Yapacak.Sünnet olsun. Ama onu yapmadım diye ibadetleri bırakmak yok. Yapacak. Sünnet olmamak ibadetlere mâni gibi bir şey düşünmesin. Hepsini yapacak.Sünnet olmamak ibadetlere mâni gibi bir şey düşünmesin. Hepsini yapacak. Namazını kılacak, orucunu tutacak, Kur'an okuyacak, sâir ibadetlerini yapacak. Namazını kılacak, orucunu tutacak, Kur'an okuyacak, sâir ibadetlerini yapacak.

Niye sünnet oluyoruz?Niye sünnet oluyoruz? Peygamber Efendimiz "On şey vardır ki hilkâttendir." diye sünneti niye tavsiye etmiş? Peygamber Efendimiz "On şey vardır ki hilkâttendir." diye sünneti niye tavsiye etmiş?

Çünkü o kesilen kısım kesilmediği zaman içeride pislik, necaset kalıyor, temizlik eksik oluyor.Çünkü o kesilen kısım kesilmediği zaman içeride pislik, necaset kalıyor, temizlik eksik oluyor. Onu münasip zamanda, daha çocuk büluğa ermeden önce bir zamandaOnu münasip zamanda, daha çocuk büluğa ermeden önce bir zamanda kesiyorlar ki avret yeri göründüğü zaman çok vebal olmasın diye. kesiyorlar ki avret yeri göründüğü zaman çok vebal olmasın diye.

Ama kesmemişse şimdi hastanede, başka yerde kestirsin.Ama kesmemişse şimdi hastanede, başka yerde kestirsin. Çünkü mikrop yuvası oluyor ve pislik kaynağı oluyor. Orayı iyi temizlemesi lazım.Çünkü mikrop yuvası oluyor ve pislik kaynağı oluyor. Orayı iyi temizlemesi lazım. Orasını temizlemek şartıyla, temizlediği takdirde kılınır. Sünnet olmasını da tavsiye ederiz. Orasını temizlemek şartıyla, temizlediği takdirde kılınır. Sünnet olmasını da tavsiye ederiz.

Namaza yeni başlayıp da kaza namazı çok olanNamaza yeni başlayıp da kaza namazı çok olan bir kimse vakit namazlarındaki sünnetleri terk edip kaza namazı kılabilir mi? Caiz mi? bir kimse vakit namazlarındaki sünnetleri terk edip kaza namazı kılabilir mi? Caiz mi?

Caiz değildir. Vakit sünnetlerini kılacak.Caiz değildir. Vakit sünnetlerini kılacak. Ayrıca bizim tarif ettiğimiz duhâ namazı, işrak namazı, evvabin namazı,Ayrıca bizim tarif ettiğimiz duhâ namazı, işrak namazı, evvabin namazı, teheccüd namazı vesaireyi de kılacak. Onları da bırakmayacak. Ötekisini de ödemeye geçecek. teheccüd namazı vesaireyi de kılacak. Onları da bırakmayacak. Ötekisini de ödemeye geçecek.

Bizim mezhebimiz -Hanefî mezhebi- böyledir. Bizim mezhebimiz -Hanefî mezhebi- böyledir.

Bazı başka kaviller var. Şâfiî mezhebinde "Önce farzları ödesin." demişler. Bazı başka kaviller var. Şâfiî mezhebinde "Önce farzları ödesin." demişler.

Ama bizim mezhebimizde büyüklerimiz diyorlar ki; Ama bizim mezhebimizde büyüklerimiz diyorlar ki;

"Bu namazları vaktinde kılmadın, bir edepsizlik yaptın, bir günaha girdin, bulaştın."Bu namazları vaktinde kılmadın, bir edepsizlik yaptın, bir günaha girdin, bulaştın. Şimdi o günahı telafi edeceğim derken bu sefer Peygamber Efendimiz'in alışmış olduğuŞimdi o günahı telafi edeceğim derken bu sefer Peygamber Efendimiz'in alışmış olduğu sünnetleri kılmayıp oradan bir başka [hata] yapıyorsun, uygun olmuyor.sünnetleri kılmayıp oradan bir başka [hata] yapıyorsun, uygun olmuyor. Sen onları kıl. Ötekileri de belli bir plan dairesinde yavaş yavaş ödemeye giriş.Sen onları kıl. Ötekileri de belli bir plan dairesinde yavaş yavaş ödemeye giriş. Allah nasıl olsa rûz-ı mahşerde kulların namaz ibadetlerini hesaplarken farzlarını hesaplayacak.Allah nasıl olsa rûz-ı mahşerde kulların namaz ibadetlerini hesaplarken farzlarını hesaplayacak. Farzlarda eksik varsa sünnetlerle tamamlanacak. Ondan sonra nevâfil ile tamamlanacak.Farzlarda eksik varsa sünnetlerle tamamlanacak. Ondan sonra nevâfil ile tamamlanacak. Hesabı Allah'a ait. Sen Allah'a güzel kulluk et, O hesabı doğrultur.Hesabı Allah'a ait. Sen Allah'a güzel kulluk et, O hesabı doğrultur. Yoksa kimse ameliyle cennete girecek değil." Yoksa kimse ameliyle cennete girecek değil."

Büyüklerimiz bu kanaatte. Bizim mezhebimiz bu.Büyüklerimiz bu kanaatte. Bizim mezhebimiz bu. Başka mezheplerde başka türlü düşünceler olabilir. Başka mezheplerde başka türlü düşünceler olabilir.

Nişanlıyım, düğün yapmak istiyorum fakat ailem İslâmî bir tarzda düğün yapılmasına karşı çıkıyorlar.Nişanlıyım, düğün yapmak istiyorum fakat ailem İslâmî bir tarzda düğün yapılmasına karşı çıkıyorlar. Evde yapmaya razı oldular fakat yine bir şeyler yapabilir diye korkuyorum.Evde yapmaya razı oldular fakat yine bir şeyler yapabilir diye korkuyorum. Onun için düğün yapmak istemiyorum. Ne buyurursunuz? Onun için düğün yapmak istemiyorum. Ne buyurursunuz?

Düğün esnasında kadınların kendi aralarında eğlenmelerine cevaz verilmiştir,Düğün esnasında kadınların kendi aralarında eğlenmelerine cevaz verilmiştir, içki içmemek, [vesaire] yapmamak şartıyla eğlenmelerinin bir müsaade tarafı vardır. içki içmemek, [vesaire] yapmamak şartıyla eğlenmelerinin bir müsaade tarafı vardır. Ama düğünde kadınların dekolte açık saçık, erkeklerle karmakarış, Ama düğünde kadınların dekolte açık saçık, erkeklerle karmakarış, içkiler içilerek, dans ederek olmasına İslâm katiyen müsaade etmez.içkiler içilerek, dans ederek olmasına İslâm katiyen müsaade etmez. Allah'ın, İslâm'ın müsaade etmediği bir şeyi de kardeşimiz istememekte. Haklıdır.Allah'ın, İslâm'ın müsaade etmediği bir şeyi de kardeşimiz istememekte. Haklıdır. Onu ikna edecek, diyecek ki; Onu ikna edecek, diyecek ki;

"Böyle bir şey olmaz. Bu ömür boyu sürecek bir evlilik. Bunun günahla başlaması uygun değildir." "Böyle bir şey olmaz. Bu ömür boyu sürecek bir evlilik. Bunun günahla başlaması uygun değildir."

Kadınların kendi aralarında, hatta bir şeyler çalarak oynamalarına bile bir müsaade vardır.Kadınların kendi aralarında, hatta bir şeyler çalarak oynamalarına bile bir müsaade vardır. Kendi aralarında olmak şartıyla olabilir. Yalnız kadın erkek karıştığı zamanKendi aralarında olmak şartıyla olabilir. Yalnız kadın erkek karıştığı zaman nâmahrem yerler nâmahremlere göründüğü için uygun olmuyor. nâmahrem yerler nâmahremlere göründüğü için uygun olmuyor.

Onları söylesin. Müsaade olan kısmı fazla [zorlamasın].Onları söylesin. Müsaade olan kısmı fazla [zorlamasın]. "Kadınlar kendi aralarında kendi bildikleri gibi bir şeyler yapabilirler." desin. "Kadınlar kendi aralarında kendi bildikleri gibi bir şeyler yapabilirler." desin.

Ama haramlara, içki içilmesine veyahut kadın erkek karışıklığa müsaade olmadığı da muhakkak.Ama haramlara, içki içilmesine veyahut kadın erkek karışıklığa müsaade olmadığı da muhakkak. Onu da "Allah müsaade etmiyor." diye ikna edecek. Onu da "Allah müsaade etmiyor." diye ikna edecek.

Kadınlara selam vermek gerektiği zamanKadınlara selam vermek gerektiği zaman "Selâmun aleyküm" mü diyeceğiz, "Selâmun aleykünne" mi diyeceğiz? "Selâmun aleyküm" mü diyeceğiz, "Selâmun aleykünne" mi diyeceğiz?

Kadınlara hitap Arapça'da başka türlü oluyor. Onu bilen bir kardeşimiz. Kadınlara hitap Arapça'da başka türlü oluyor. Onu bilen bir kardeşimiz. Onun için "Aleykünne mi diyeceğiz?" diyor. Onun için "Aleykünne mi diyeceğiz?" diyor.

"Selâmun aleyküm" diyecek çünkü hem kadınlar var hem kadınların"Selâmun aleyküm" diyecek çünkü hem kadınlar var hem kadınların hafaza melekleri var, daha başka varlıklar var.hafaza melekleri var, daha başka varlıklar var. Öyle hepsi birden olunca "aleyküm" demek daha uygun olur. Öyle hepsi birden olunca "aleyküm" demek daha uygun olur.

Nikâhın farzlarını açıklar mısınız? İki nişanlı kimse nikâhlı sayılır mı? Bizleri aydınlatır mısınız? Nikâhın farzlarını açıklar mısınız? İki nişanlı kimse nikâhlı sayılır mı? Bizleri aydınlatır mısınız?

Nişan, nikâh sayılmaz. Yani nikâh akdi yapılmadan... Nişan, nikâh sayılmaz. Yani nikâh akdi yapılmadan...

Sen buna vardın mı? "Vardım." Sen bunu aldın mı? "Aldım." Tamam mı? "Tamam."Sen buna vardın mı?

"Vardım."

Sen bunu aldın mı?

"Aldım."

Tamam mı?

"Tamam."
diye nikah akdi münakit olmadan, o akit, sözleşme yapılmadan yüzük takmakla evlilik olmaz. diye nikah akdi münakit olmadan, o akit, sözleşme yapılmadan yüzük takmakla evlilik olmaz. O nişandır, sadece bir sözdür. [Nikâha] kâfi gelmiyor. O nişandır, sadece bir sözdür. [Nikâha] kâfi gelmiyor.

Hatta mesela, nikâh kıyan insan işin inceliğini bilmese; "Sen bu zâta varır mısın?" diye sorsa... Hatta mesela, nikâh kıyan insan işin inceliğini bilmese;

"Sen bu zâta varır mısın?" diye sorsa...

"E varırım." "Ne zaman varacaksın?" "Varırım işte, bakalım..." "E varırım."

"Ne zaman varacaksın?"

"Varırım işte, bakalım..."

Zaman belli olmadığı için, o zaman bile olmaz. Zaman belli olmadığı için, o zaman bile olmaz.

Onun için sen bu kızı aldın mı? "Aldım." Sen de buna vardın mı? "Vardım." Onun için sen bu kızı aldın mı?

"Aldım."

Sen de buna vardın mı?

"Vardım."

Yani mâzi siygasıyla söylüyoruz ki "iş bitti" mânasına gelsin diye. Yani mâzi siygasıyla söylüyoruz ki "iş bitti" mânasına gelsin diye.

Onun için nişan, nikâh demek değildir. Nikâhlanmak şarttır. Nişanlanmak yeterli değildir.Onun için nişan, nikâh demek değildir. Nikâhlanmak şarttır. Nişanlanmak yeterli değildir. O bir tanışıklık oluyor. O zaman birbirlerine karşı tesettürlü olmaları gerekiyor.O bir tanışıklık oluyor. O zaman birbirlerine karşı tesettürlü olmaları gerekiyor. Nikâhları yapıncaya kadar diğer kadınların diğer erkeklerin birbirlerine durumları gibi oluyor.Nikâhları yapıncaya kadar diğer kadınların diğer erkeklerin birbirlerine durumları gibi oluyor. Yani o kadın sokağa çıktığı zaman çarşıda pazarda hani ekmeğe, fırına gidip geldiği zamanki gibi;Yani o kadın sokağa çıktığı zaman çarşıda pazarda hani ekmeğe, fırına gidip geldiği zamanki gibi; o erkek de çarşıda pazarda sokakta bir başka kadınla karşılaştığı gibi dikkat etmesi gerekiyor. o erkek de çarşıda pazarda sokakta bir başka kadınla karşılaştığı gibi dikkat etmesi gerekiyor.

Hanımım iki defa sezeryanla doğum yapmıştır.Hanımım iki defa sezeryanla doğum yapmıştır. Sağlığa zararı olacağı korkusuna kürtaj yaptırdık. Bu caiz midir? Sağlığa zararı olacağı korkusuna kürtaj yaptırdık. Bu caiz midir?

Sağlığa zararlı olacağı korkusunun tahkiki yani incelenmesi gerekirdi. Sağlığa zararlı olacağı korkusunun tahkiki yani incelenmesi gerekirdi.

Bir tabîb-i müslim-i hâzık, müslüman doktor olacak, bir. Bir tabîb-i müslim-i hâzık, müslüman doktor olacak, bir.

İki, mesleğinde mâhir olacak. Sıradan, bilgisiz, görgüsüz, tecrübesi az bir kimse olmayacak.İki, mesleğinde mâhir olacak. Sıradan, bilgisiz, görgüsüz, tecrübesi az bir kimse olmayacak. Hâzık, hazaket sahibi olacak. Mâhir doktor olacak. Ona soracak. Hâzık, hazaket sahibi olacak. Mâhir doktor olacak. Ona soracak.

"Benim bu hanımım iki defa sezeryanla karnı ameliyat edilerek doğumu öyle yapmıştır."Benim bu hanımım iki defa sezeryanla karnı ameliyat edilerek doğumu öyle yapmıştır. Şimdi de karnında bir bebek belirdi. Şimdi de karnında bir bebek belirdi. Bunu acaba yine sezeryanla almakta bir tehlike var mıdır yok mudur? Ne yapalım?" diye soracaktı. Bunu acaba yine sezeryanla almakta bir tehlike var mıdır yok mudur? Ne yapalım?" diye soracaktı.

O müslüman doktor... Niye müslüman diyor? Gayrimüslim der ki; "Canım boş ver..." O müslüman doktor...

Niye müslüman diyor?

Gayrimüslim der ki;

"Canım boş ver..."

Gayrimüslim, müslümanın derdini anlamaz ki, "Yap gitsin." der. Gayrimüslim, müslümanın derdini anlamaz ki, "Yap gitsin." der.

Tabîb-i müslime soracak. Takvâ ehli bir müslüman doktora soracak. Tabîb-i müslime soracak. Takvâ ehli bir müslüman doktora soracak.

"Nasıl, caiz midir değil midir?" diye soracaktı. O da muayene edecekti. "Nasıl, caiz midir değil midir?" diye soracaktı.

O da muayene edecekti.

"Kardeşim, sen yine bir sezeryan yaptırırsın, bu çocuk [zarar görür]."Kardeşim, sen yine bir sezeryan yaptırırsın, bu çocuk [zarar görür]. Yazıktır bu çocuğa, kıyma." diyebilirdi. Yazıktır bu çocuğa, kıyma." diyebilirdi.

Veyahut da derdi ki; "Kardeşim, ben doktorum.Veyahut da derdi ki;

"Kardeşim, ben doktorum.
İki defa sezeryan olmuş, üçüncü sezeryana hanımın tahammülü yok.İki defa sezeryan olmuş, üçüncü sezeryana hanımın tahammülü yok. Hanımın canı elden gider. Hayatî tehlike var." O zaman alabilirdi. Hanımın canı elden gider. Hayatî tehlike var."

O zaman alabilirdi.

Burada kişilerin kendi bildiklerine iş yapması doğru olmaz.Burada kişilerin kendi bildiklerine iş yapması doğru olmaz. Tabîb-i müslim-i hâzıkın bu konuda karar vermesi gerekir. Tabîb-i müslim-i hâzıkın bu konuda karar vermesi gerekir.

el-Fâtiha. el-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2