Namaz Vakitleri

26 Cemâziye'l-Âhir 1446
27 Aralık 2024
İmsak
06:49
Güneş
08:21
Öğle
13:10
İkindi
15:29
Akşam
17:49
Yatsı
19:16
Detaylı Arama

Peygamber Sas’in Üstünlüğü (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

14 Cemâziye'l-Evvel 1411 / 02.12.1990

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Soru: Niçin Peygamberler Arabistan'dan çıkmış da başka yerlerden çıkmamış?, Soru: Adalet ilmini yapmak isteyen fakat bu konudaki | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Peygamber Sas’in Üstünlüğü (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

14 Cemâziye'l-Evvel 1411 / 02.12.1990

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Soru: Niçin Peygamberler Arabistan'dan çıkmış da başka yerlerden çıkmamış?, Soru: Adalet ilmini yapmak isteyen fakat bu konudaki | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Soru: Niçin Peygamberler Arabistan'dan çıkmış da başka yerlerden çıkmamış? Soru: Niçin Peygamberler Arabistan'dan çıkmış da başka yerlerden çıkmamış?

Cevap: Başka yerlerden de çıkmış. Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruluyor ki: Cevap: Başka yerlerden de çıkmış. Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruluyor ki:

Ve in min ümmetin illâ halâ fîhâ nezîr. "Hiçbir ümmet yoktur ki Allah orada bir vazifeli göndermiş olmasın." Ve in min ümmetin illâ halâ fîhâ nezîr. "Hiçbir ümmet yoktur ki Allah orada bir vazifeli göndermiş olmasın."

İkaz eden, ihtar eden, ahiretin azabını anlatan cenneti müjdeleyen cehennemden korkutan; İkaz eden, ihtar eden, ahiretin azabını anlatan cenneti müjdeleyen cehennemden korkutan;

Minhüm men kasasnâhüm aleyke ve minhüm men lem naksu aleyke.Minhüm men kasasnâhüm aleyke ve minhüm men lem naksu aleyke. "Ey Resûlüm! Peygamberlerin bir kısmını sana anlattık bir kısmından bahsetmedik." deniliyor. "Ey Resûlüm! Peygamberlerin bir kısmını sana anlattık bir kısmından bahsetmedik." deniliyor.

Başka diyarlarda da peygamberler var. Efendimiz'in muhitinden, çevresinden tanıyabileceği kimseler anlatılmış,Başka diyarlarda da peygamberler var. Efendimiz'in muhitinden, çevresinden tanıyabileceği kimseler anlatılmış, vahiyde bildirilmiş ötekiler bildirilmemiş. Her yerden var. O doğru değil. vahiyde bildirilmiş ötekiler bildirilmemiş. Her yerden var. O doğru değil. Hiçbir topluluk yok ki Allah oraya haberci göndermemiş.Hiçbir topluluk yok ki Allah oraya haberci göndermemiş. Topluluk olmasa adam fert olarak yaşasa muhterem kardeşlerim. Topluluk olmasa adam fert olarak yaşasa muhterem kardeşlerim. Sen tek başına Uludağ'ın tepesinde kulübede yaşasan Allah sana da bir, içine bir duygu gönderir. Sen tek başına Uludağ'ın tepesinde kulübede yaşasan Allah sana da bir, içine bir duygu gönderir. Hakkı sezdirecek bir duygu gönderir. Allah erhamürrâhimîndir. Hakkı sezdirecek bir duygu gönderir. Allah erhamürrâhimîndir.

Soru: Adalet ilmini yapmak isteyen fakat bu konudaki mahzurları biliyorsunuzSoru: Adalet ilmini yapmak isteyen fakat bu konudaki mahzurları biliyorsunuz bunun karşısında ne yapılabilir gibi bir soru soruyor birisi. bunun karşısında ne yapılabilir gibi bir soru soruyor birisi.

Cevap: Ve men lem yahküm bimâ enzelallah. Allah'ın hükmüyle hükmetmeyenler hakkındaCevap: Ve men lem yahküm bimâ enzelallah.

Allah'ın hükmüyle hükmetmeyenler hakkında
Kur'ân-ı Kerîm'de kâfirdir, fâsıktır, zalimdir diye âyetler vardır. Allah'ın sözünü dinlemediği için kâfirdir.Kur'ân-ı Kerîm'de kâfirdir, fâsıktır, zalimdir diye âyetler vardır. Allah'ın sözünü dinlemediği için kâfirdir. Allah'a âsi geldiği için günahkâr olduğu için zalimdir. Allah'ın sözleri, emirleri adalet olduğundan, Allah'a âsi geldiği için günahkâr olduğu için zalimdir. Allah'ın sözleri, emirleri adalet olduğundan, onları yapmamak zulüm olduğundan zalimdir. Hem mü'minim deyip hem tutmadığı için fâsıktır, herşeydir. onları yapmamak zulüm olduğundan zalimdir. Hem mü'minim deyip hem tutmadığı için fâsıktır, herşeydir. Böyle yapmaya çalışan insan tabi Allah'ın emrini tutmaya çalışacakBöyle yapmaya çalışan insan tabi Allah'ın emrini tutmaya çalışacak ama bu vazifelere müslümanlar hiç gitmese hep mağduriyetler olduğundan hizmet niyetiyle ama bu vazifelere müslümanlar hiç gitmese hep mağduriyetler olduğundan hizmet niyetiyle oraya gidip bu işin inceliğini de bilmek uygun olur demiş bazı kimseler. oraya gidip bu işin inceliğini de bilmek uygun olur demiş bazı kimseler.

Şu mihrapta oturan bir hakim amca vardı, Allah rahmet eylesin.Şu mihrapta oturan bir hakim amca vardı, Allah rahmet eylesin. Ne dersiniz diye bana sordular. Ben hukukçuları ona gönderdim.Ne dersiniz diye bana sordular. Ben hukukçuları ona gönderdim. Bilen, tecrübe geçiren daha iyi bilir diye o hakime gönderdim.Bilen, tecrübe geçiren daha iyi bilir diye o hakime gönderdim. "Ben bu meslekte çok hizmet ettim." dedi."Ben bu meslekte çok hizmet ettim." dedi. Gelenlere "Adaleti icra hususunda çok çalıştım." diye söyledi, tavsiye etti. Gelenlere "Adaleti icra hususunda çok çalıştım." diye söyledi, tavsiye etti.

Soru: Şehvetimin kuvvetli olmasından dolayı evlenmem gerektiğine inanıyorum.Soru: Şehvetimin kuvvetli olmasından dolayı evlenmem gerektiğine inanıyorum. Bu konuda istihare, istişare olayının nasıl yapılması gerekir. Bu konuda istihare, istişare olayının nasıl yapılması gerekir.

Cevap: Arzuları kuvvetli olup da insanı günaha sürükleme durumunda olduğu zaman evlenmek farziyet kesbeder.Cevap: Arzuları kuvvetli olup da insanı günaha sürükleme durumunda olduğu zaman evlenmek farziyet kesbeder. Kuvvetinin derecesine, sabrının azlığına çokluğuna göre öncelik alır, kıymet kazanır.Kuvvetinin derecesine, sabrının azlığına çokluğuna göre öncelik alır, kıymet kazanır. O bakımdan arzuları kuvvetliyse orada istişare yok. Evlenirse evlenmesi lazım.O bakımdan arzuları kuvvetliyse orada istişare yok. Evlenirse evlenmesi lazım. İyi bir namzet bulma konusunda istihare ve istişare araştırma yapması gerekiyor. İyi bir namzet bulma konusunda istihare ve istişare araştırma yapması gerekiyor.

Soru: Çok uğraşmama rağmen bir türlü terk edemediğim bazı huylarım var,Soru: Çok uğraşmama rağmen bir türlü terk edemediğim bazı huylarım var, yaptığım zaman çok pişman oluyorum. Dua buyurun. yaptığım zaman çok pişman oluyorum. Dua buyurun.

Cevap: O pişmanlık inşaallah onu yaptırtmaz fakat tedbir olarak devamlı abdestli gezmeyiCevap: O pişmanlık inşaallah onu yaptırtmaz fakat tedbir olarak devamlı abdestli gezmeyi ve haram lokma yememeyi çok dikkatli uygulasın. Abdestli gezdiği zaman şeytan bastıramaz.ve haram lokma yememeyi çok dikkatli uygulasın. Abdestli gezdiği zaman şeytan bastıramaz. Eğer yine de yapıyorsa orucu da tavsiye ederim. Çünkü oruç da insanın nefsini zayıflatır. Eğer yine de yapıyorsa orucu da tavsiye ederim. Çünkü oruç da insanın nefsini zayıflatır.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2