Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Evvel 1446
25 Kasım 2024
İmsak
06:25
Güneş
07:55
Öğle
12:56
İkindi
15:24
Akşam
17:46
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

Kur’an-ı Kerim’in Te’vil Edilmesi (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

28 Cemâziye'l-Âhir 1406 / 09.03.1986

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Amcaoğlu İle Evlenmek Haram Mıdır?, Cehri Zikir Âdabı, Kâbe-i Muazzama'nın Taşları Sökülüp Denize Atılmadan Haccınızı Yapmak İçin | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Kur’an-ı Kerim’in Te’vil Edilmesi (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

28 Cemâziye'l-Âhir 1406 / 09.03.1986

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Amcaoğlu İle Evlenmek Haram Mıdır?, Cehri Zikir Âdabı, Kâbe-i Muazzama'nın Taşları Sökülüp Denize Atılmadan Haccınızı Yapmak İçin | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Amcaoğlu ile evlenmek haram mıdır? İki kardeşin çocukları evlenebilir. Amcaoğlu ile evlenmek haram mıdır?

İki kardeşin çocukları evlenebilir.

Bir kimse başına gelen bir hastalığı yediği yemekten veya başka bir şeyden bilirse Bir kimse başına gelen bir hastalığı yediği yemekten veya başka bir şeyden bilirse Allah'a şirk koşmuş olur mu? Bazıları "Bırakılmış sakalı kesmek haram, Allah'a şirk koşmuş olur mu? Bazıları "Bırakılmış sakalı kesmek haram, bırakmamışsan kesmek haram değil." diyorlar. Ne dersiniz? bırakmamışsan kesmek haram değil." diyorlar. Ne dersiniz?

Her şey Allah'tandır, öteki şeyler vasıtadır. Her şey Allah'tandır, öteki şeyler vasıtadır. Her şey Allah'ın dilemesiyle oluyor. Dilemezse olmaz. Her şey Allah'ın dilemesiyle oluyor. Dilemezse olmaz. Zehirin insanı zehirlemesi Allah'ın izniyledir. Ateşin yakması izniyledir.Zehirin insanı zehirlemesi Allah'ın izniyledir. Ateşin yakması izniyledir. İstese İbrahim aleyhisselam'ı yaktırmadığı gibi onu da yaktırmaz. İstese İbrahim aleyhisselam'ı yaktırmadığı gibi onu da yaktırmaz. Hz. Ömer'i zehirin öldürmediği gibi istese öldürtmez. Hz. Ömer'i zehirin öldürmediği gibi istese öldürtmez. İnsanın her şeyin Allah'tan olduğunu bilmesi lazım.İnsanın her şeyin Allah'tan olduğunu bilmesi lazım. Bilmezse [düşüncesinde] sakatlık var demektir. Ama o yüksek insanların [işi]. Bilmezse [düşüncesinde] sakatlık var demektir. Ama o yüksek insanların [işi].

Bırakılmış sakalı da, bırakılmamış sakalı da kesmek doğru değil. Bırakılmış sakalı da, bırakılmamış sakalı da kesmek doğru değil. Ama tabii bırakılmış bir şeyde, demek imkânı varmış da bırakmış, Ama tabii bırakılmış bir şeyde, demek imkânı varmış da bırakmış, ondan sonra da kesiyor, biraz daha bir ağırlık var. ondan sonra da kesiyor, biraz daha bir ağırlık var. Ötekisinde belki mazereti olduğundan hiç bırakamıyor; Ötekisinde belki mazereti olduğundan hiç bırakamıyor; o mazeret sayılırsa sayılır, sayılmazsa o da haramdır, o da haramdır.o mazeret sayılırsa sayılır, sayılmazsa o da haramdır, o da haramdır. Yani mazereti Allah indinde geçerli değilse öyle şey olmaz. Yani mazereti Allah indinde geçerli değilse öyle şey olmaz.

Açık, cehrî zikir yapılırken el kol sallama ve sağa sola sallanmalar oluyor.Açık, cehrî zikir yapılırken el kol sallama ve sağa sola sallanmalar oluyor. Açık zikir yapılırken böyle yapmanın sakıncası var mıdır? Açık zikir yapılırken böyle yapmanın sakıncası var mıdır?

Gayriihtiyârî olarak hafifçe olursa, aşırı olmamak şartıyla, büyük bir mahzuru yoktur.Gayriihtiyârî olarak hafifçe olursa, aşırı olmamak şartıyla, büyük bir mahzuru yoktur. Ama bazıları çok aşırı yapıyorlar.Ama bazıları çok aşırı yapıyorlar. Yapmamaya dikkat etsinler. Bizim büyüklerimizden gördüğümüz sükûnetli,Yapmamaya dikkat etsinler. Bizim büyüklerimizden gördüğümüz sükûnetli, ağır başlı olmak, taşkınlığı dışa çok vurdurmamaktır. ağır başlı olmak, taşkınlığı dışa çok vurdurmamaktır.

"Kâbe-i Muazzama'nın taşları sökülüp denize atılmadan haccınızı yapmak için acele ediniz." diye"Kâbe-i Muazzama'nın taşları sökülüp denize atılmadan haccınızı yapmak için acele ediniz." diye bir hadîs-i şerîf var mıdır? bir hadîs-i şerîf var mıdır?

Bu ifadelerle veya başka ifadelerle, âhir zamanda Habeş tarafından bazı kavimlerin gelip deBu ifadelerle veya başka ifadelerle, âhir zamanda Habeş tarafından bazı kavimlerin gelip de Kâbe'yi sökeceğine dair hadîs-i şerîfler var. Kâbe'yi sökeceğine dair hadîs-i şerîfler var.

Allahu Teâlâ hazretleri bizi İslâm'a güzel hizmet edenlerden eylesin. Allahu Teâlâ hazretleri bizi İslâm'a güzel hizmet edenlerden eylesin. Kâbemizi, beldemizi güzel korumak nasip eylesin. Âhir zamanın şerlerinden uzak eylesin.Kâbemizi, beldemizi güzel korumak nasip eylesin. Âhir zamanın şerlerinden uzak eylesin. Allah cümlemize, inşaallah daha uzun zamanlar iyi günler göstersin. Allah cümlemize, inşaallah daha uzun zamanlar iyi günler göstersin.

Üç aylarda tutulan oruçlar Ramazan hariç başka kaza oruç yerine geçebilir mi? Üç aylarda tutulan oruçlar Ramazan hariç başka kaza oruç yerine geçebilir mi?

Niyete bağlı. "Ben kaza niyetine [tutuyorum]." deyince olur. Her şey niyete göredir.Niyete bağlı. "Ben kaza niyetine [tutuyorum]." deyince olur. Her şey niyete göredir. "Ben şunu tutamadığım filanca zamanın kaza orucu niyetine tutuyorum." diyecek. "Ben şunu tutamadığım filanca zamanın kaza orucu niyetine tutuyorum." diyecek. Öyle demezse nafile olur. Nafile oruçlar âhirete hesaba girerler ama diliyle söylemesi uygundur. Öyle demezse nafile olur. Nafile oruçlar âhirete hesaba girerler ama diliyle söylemesi uygundur.

Sakal tıraşı olurken kanatmamak için besmele çekilebilir mi? Sakal tıraşı olurken kanatmamak için besmele çekilebilir mi?

Tabii mecburiyetten yapıyor. Kanamasın diye çekebilir.Tabii mecburiyetten yapıyor. Kanamasın diye çekebilir. Kesmenin doğru olmadığını biliyor da o zaman öteki türlü o niyetli yapınca mahsur olmaz inşaallah. Kesmenin doğru olmadığını biliyor da o zaman öteki türlü o niyetli yapınca mahsur olmaz inşaallah.

Ramazan'da vefat eden kimsenin orucu yarım kalınca o kişinin orucunu tutmak gerekir mi?Ramazan'da vefat eden kimsenin orucu yarım kalınca o kişinin orucunu tutmak gerekir mi? Hayır. Ölünce mecburiyet de bitiyor. Hayır. Ölünce mecburiyet de bitiyor. Tuttuğu zamana kadar tutar, ondan sonrasını tamamlamak, Tuttuğu zamana kadar tutar, ondan sonrasını tamamlamak, Ramazan'ı tamamlamak diye bir şey yok. Vefat bir mazeret olduğundan gerekmez. Ramazan'ı tamamlamak diye bir şey yok. Vefat bir mazeret olduğundan gerekmez.

Alafranga tuvaletin hükmü? Hangi durumlarda cevaz verilmiştir? Alafranga tuvaletin hükmü? Hangi durumlarda cevaz verilmiştir?

Alafranga tuvalet, alaturka tuvalet fark etmez. Eskiden hicazda berreye çıkarlardı.Alafranga tuvalet, alaturka tuvalet fark etmez. Eskiden hicazda berreye çıkarlardı. Ne yapsın, bir şey yok ki; araziye çıkardı. Bir şey yoktu.Ne yapsın, bir şey yok ki; araziye çıkardı. Bir şey yoktu. Sonradan o usül veya bu usül bulunmuş, etrafı kapalı olduktan sonra oluyor. Sonradan o usül veya bu usül bulunmuş, etrafı kapalı olduktan sonra oluyor. Bazı kimselerin de mesela dizleri bükülmüyor, hasta oluyor, yaşlanınca bir mecburiyet oluyor. Bazı kimselerin de mesela dizleri bükülmüyor, hasta oluyor, yaşlanınca bir mecburiyet oluyor. Onun için "Alafranga yasaktır. Alaturka iyidir." gibi bir şey yok.Onun için "Alafranga yasaktır. Alaturka iyidir." gibi bir şey yok. Dinimizde o hususta bir hüküm yok. İhtiyaca kalmış bir şey. Dinimizde o hususta bir hüküm yok. İhtiyaca kalmış bir şey. Kendisini temiz koruduktan, ihtiyacını gördürdükten sonra görür biter.Kendisini temiz koruduktan, ihtiyacını gördürdükten sonra görür biter. Bazen ihtiyarlar lazımlık bile kullanırlardı. Hani hastaların altına sürgü filan yapılır.Bazen ihtiyarlar lazımlık bile kullanırlardı. Hani hastaların altına sürgü filan yapılır. Bunlar ihtiyaca ait şeylerdir. Bu yasak, ötekisi İslâmî, bu gayri İslâmî diye bir şey yok. Bunlar ihtiyaca ait şeylerdir. Bu yasak, ötekisi İslâmî, bu gayri İslâmî diye bir şey yok. Bu hususta öyle bir sıkı [hükme] lüzum yok. Duruma göre [tercih] yapılabilir. Bu hususta öyle bir sıkı [hükme] lüzum yok. Duruma göre [tercih] yapılabilir. Kullanışında üstüne sıçratmamak, kendisini korumaya dikkat etmek [şartıyla]... Kullanışında üstüne sıçratmamak, kendisini korumaya dikkat etmek [şartıyla]...

Namaz kılmaya başladıktan sonra aklıma dünyayla alakalı şeyler geliyor.Namaz kılmaya başladıktan sonra aklıma dünyayla alakalı şeyler geliyor. Huşû içinde namaz kılmam için bana neler tavsiye edersiniz? Huşû içinde namaz kılmam için bana neler tavsiye edersiniz?

İlk önce abdestin güzel olması lazım. Abdest güzel olmayınca olmuyor. Abdestin alınışına...İlk önce abdestin güzel olması lazım. Abdest güzel olmayınca olmuyor. Abdestin alınışına... Bir kere yüznumaradan çıkınca tamamen bu işin tamam olduğuna dikkat etmek lazım.Bir kere yüznumaradan çıkınca tamamen bu işin tamam olduğuna dikkat etmek lazım. İstibraya dikkat etmek lazım. Ondan sonra abdesti dualarıyla güzel almak lazım. İstibraya dikkat etmek lazım. Ondan sonra abdesti dualarıyla güzel almak lazım. O zaman iyi olur. O zaman iyi olur.

Kahvede oturma hakkında ne dersiniz? Kahvede oturma hakkında ne dersiniz?

Boş vakit geçirmektir. Tehlikelidir. Şu anda oyun yeridir, eğlence yeridir.Boş vakit geçirmektir. Tehlikelidir. Şu anda oyun yeridir, eğlence yeridir. Eskiden kahvelerin adı kıraathaneydi, biraz bir işe yarıyordu. Şimdi işi yaramaz. Eskiden kahvelerin adı kıraathaneydi, biraz bir işe yarıyordu. Şimdi işi yaramaz. O bakımdan "Durma!" derim. Bana kalırsa durmasın.O bakımdan "Durma!" derim. Bana kalırsa durmasın. Ya bir kitap okusun ya bir hayırlı bir iş yapsın.Ya bir kitap okusun ya bir hayırlı bir iş yapsın. Hiçbir şey yapamazsa sokağın taşını toprağını bir kenara [alsın;] hayırlı, sevaplı bir şey olur.Hiçbir şey yapamazsa sokağın taşını toprağını bir kenara [alsın;] hayırlı, sevaplı bir şey olur. Bir taşı kenara alsa kahvede duracağına, sokağın bir çukurunu doldursa sadaka olur, sevap kazanır.Bir taşı kenara alsa kahvede duracağına, sokağın bir çukurunu doldursa sadaka olur, sevap kazanır. Ben orada boş yere oturanlara çok acıyorum.Ben orada boş yere oturanlara çok acıyorum. Allah kurtarsın. Allah şuur versin. Allah kurtarsın. Allah şuur versin.

Birisiyle söz kestik. Acaba nikâhı önceden yapsak iyi olur mu?Birisiyle söz kestik. Acaba nikâhı önceden yapsak iyi olur mu? Ailelerimiz razı değil. Hanefî fıkhına göre velisinin [gelme] mecburiyeti yok.Ailelerimiz razı değil. Hanefî fıkhına göre velisinin [gelme] mecburiyeti yok. Kendisi reşit hâle geldiği zaman kendisi nikâh kıyabilir. Öyle olabilir mi? Kendisi reşit hâle geldiği zaman kendisi nikâh kıyabilir. Öyle olabilir mi?

Ben âcizâne, biraz ihtiyat etsinler, çok konuşmasınlar ama Ben âcizâne, biraz ihtiyat etsinler, çok konuşmasınlar ama öyle analarının babalarının haberi olmadan yapınca sonra başka pürüzler çıkar diye uygun görmüyorum.öyle analarının babalarının haberi olmadan yapınca sonra başka pürüzler çıkar diye uygun görmüyorum. Başka pürüzler çıkıyor. İki taraf riâyet etmiyor. Bu işin ehemmiyetini bilemiyorlar. Başka pürüzler çıkıyor. İki taraf riâyet etmiyor. Bu işin ehemmiyetini bilemiyorlar. O bakımdan ölçülü konuşmalı. Şimdi ihtiyata riâyet etsinler. O bakımdan ölçülü konuşmalı. Şimdi ihtiyata riâyet etsinler. [Nikâhlarını] sonra yapsınlar. Allah hepinizden razı olsun. [Nikâhlarını] sonra yapsınlar.

Allah hepinizden razı olsun.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2