Namaz Vakitleri

27 Cemâziye'l-Âhir 1446
28 Aralık 2024
İmsak
06:49
Güneş
08:21
Öğle
13:11
İkindi
15:29
Akşam
17:50
Yatsı
19:17
Detaylı Arama

Müslümanların Korunması (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

1 Zilkade 1412 / 03.05.1992

İçerik

Mevcut tefsir kitaplarından hangisini okumamızı tavsiye edersiniz?

Mehmed Zahid Kotku rahmetullahi aleyh; "Mürşidler devamlı olarak Resûlullah'ın huzurundadır. Ona danışmadan bir şey yapmazlar." buyurmuş.

Mezarlıklar üzerine mermer gibi maddelerden kasalar vesaireler yapılıyor mâlum. Bilgi verir misiniz?

Bazı yarım hocalar çıkmış, televizyon ve sinemanın helal olduğunu söylüyorlar. Sebebi de "Gölge olduğu için zararı yok." diyorlarmış.

Bir insana vesvese geldiği nasıl anlaşılır? Bu tür vesveselerden dolayı kişi Allah'a hesap verecek midir?

Yerli yabancı sigara alım satım ticareti hakkında bilgi verir misiniz?

Gayrimüslimler Kur'ân-ı Kerîm'e el sürebilirler mi?

Şehvet kesilmeden bu yolda ilerlenilir mi? Yani "dervişlikte" demek istiyor.

Kul hakkı olup da ödeyemeyenlerin onunla ne yapmaları lazım? Bu yolda hâli nasıl olur?

İmanı götüren vesveselerden nasıl kurtuluruz?

Sohbet, toplantı başlamış ise toplantıya girerken yine selam verilir mi?

Şuurlu müslüman kardeşlerimiz, telefonda yabancı kadınlara selam veriyor. Doğru mudur?

Şimdiye kadar Hocalarımız bize her sahada müslümanların en önde olması gerektiğini söyledi. Ben de tıp talebesiyim. Eğer en önde olmak, birinci olmak için kendimi derse versem bu sefer de dinî bilgileri elde edemiyorum. Bundan çok rahatsız oluyorum. Dinî bilgileri öğrenmek için fazla çalışsam bu sefer de notlarım yüksek olmuyor. Ne tavsiye edersiniz?

12 yaşından itibaren altı sene Ramazan orucu tutmadım. Ne yapmam gerekir?

Kadından mürşid-i kâmil olur mu?

Haram yemiş bir kişinin yaptığı ibadet, okuduğu Kur'an, kıldığı namaz, yaptığı ibadet kabul olur mu?

Sarık sardığımız ve secdeye gittiğimiz zaman alnımız ve burnumuz yere değmiyor. Namaz kabul olur mu?

Sakal bırakmak sünnet. Dolayısıyla sakal bırakıp kesmek mi yoksa her zaman her gün kesmek mi haramdır?

Bir arkadaşımızın validesi 40 gün öne vefat etmiş. Akrabasına rüyada görünmüş; "Benim bir miktar borcum var,' versin. Halil'in haberi var. Oğlumun haberi var." demiş. Bu arkadaş bu borcu hatırlamıyor ne yapması lazım diye soruyor bu rüya üzerine

Birisi önce bir yerden tarikate girmiş. Sonra bir başka yere gelmiş. Bazı kimseler "Bu iş yanlış." demişler.

Sizi rüyalarımızda görüyoruz, bize işaret veriyorsunuz; o şekilde amel etmeye çalışıyoruz. Bir mahzuru var mıdır?

Bir insan ilk önce fıkıh bilgisi mi öğrense daha iyi olur yoksa Kur'an'dan âyet ezberlese mi kazançlı olur?

Annemle kız görmeye gideceğiz. Ben normalde takke giyiyorum. Annem kız görmeye gittikçe "çıkar" diyor. Ben de evlilik ibadet olduğu için çıkarmak istemedim. Ne buyurursunuz?

Cübbe ve bol pantolon hakkında ne dersiniz?

Mevlid bid'at midir? Mevlidin sonunda mutlaka para veriliyor. Bunun hükmü nedir?

Diş dolgusu caiz midir?

Memurlara verilen maaşların "tasarruf" adı altında kesilen kısmı, yüzde beşi, bunun faizi de üçte biri ayrılarak veriliyor. Bunun alınması caiz midir? Ne yapılmalıdır?

Haram bir müessesede çalışan bir kimsenin evinde çay içmenin, yemek yemenin mahzuru var mıdır?

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Mevcut tefsir kitaplarından hangisini okumamızı tavsiye edersiniz?, Mehmed Zahid Kotku rahmetullahi aleyh; "Mürşidler devamlı olarak | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Müslümanların Korunması (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

1 Zilkade 1412 / 03.05.1992

İçerik

Mevcut tefsir kitaplarından hangisini okumamızı tavsiye edersiniz?

Mehmed Zahid Kotku rahmetullahi aleyh; "Mürşidler devamlı olarak Resûlullah'ın huzurundadır. Ona danışmadan bir şey yapmazlar." buyurmuş.

Mezarlıklar üzerine mermer gibi maddelerden kasalar vesaireler yapılıyor mâlum. Bilgi verir misiniz?

Bazı yarım hocalar çıkmış, televizyon ve sinemanın helal olduğunu söylüyorlar. Sebebi de "Gölge olduğu için zararı yok." diyorlarmış.

Bir insana vesvese geldiği nasıl anlaşılır? Bu tür vesveselerden dolayı kişi Allah'a hesap verecek midir?

Yerli yabancı sigara alım satım ticareti hakkında bilgi verir misiniz?

Gayrimüslimler Kur'ân-ı Kerîm'e el sürebilirler mi?

Şehvet kesilmeden bu yolda ilerlenilir mi? Yani "dervişlikte" demek istiyor.

Kul hakkı olup da ödeyemeyenlerin onunla ne yapmaları lazım? Bu yolda hâli nasıl olur?

İmanı götüren vesveselerden nasıl kurtuluruz?

Sohbet, toplantı başlamış ise toplantıya girerken yine selam verilir mi?

Şuurlu müslüman kardeşlerimiz, telefonda yabancı kadınlara selam veriyor. Doğru mudur?

Şimdiye kadar Hocalarımız bize her sahada müslümanların en önde olması gerektiğini söyledi. Ben de tıp talebesiyim. Eğer en önde olmak, birinci olmak için kendimi derse versem bu sefer de dinî bilgileri elde edemiyorum. Bundan çok rahatsız oluyorum. Dinî bilgileri öğrenmek için fazla çalışsam bu sefer de notlarım yüksek olmuyor. Ne tavsiye edersiniz?

12 yaşından itibaren altı sene Ramazan orucu tutmadım. Ne yapmam gerekir?

Kadından mürşid-i kâmil olur mu?

Haram yemiş bir kişinin yaptığı ibadet, okuduğu Kur'an, kıldığı namaz, yaptığı ibadet kabul olur mu?

Sarık sardığımız ve secdeye gittiğimiz zaman alnımız ve burnumuz yere değmiyor. Namaz kabul olur mu?

Sakal bırakmak sünnet. Dolayısıyla sakal bırakıp kesmek mi yoksa her zaman her gün kesmek mi haramdır?

Bir arkadaşımızın validesi 40 gün öne vefat etmiş. Akrabasına rüyada görünmüş; "Benim bir miktar borcum var,' versin. Halil'in haberi var. Oğlumun haberi var." demiş. Bu arkadaş bu borcu hatırlamıyor ne yapması lazım diye soruyor bu rüya üzerine

Birisi önce bir yerden tarikate girmiş. Sonra bir başka yere gelmiş. Bazı kimseler "Bu iş yanlış." demişler.

Sizi rüyalarımızda görüyoruz, bize işaret veriyorsunuz; o şekilde amel etmeye çalışıyoruz. Bir mahzuru var mıdır?

Bir insan ilk önce fıkıh bilgisi mi öğrense daha iyi olur yoksa Kur'an'dan âyet ezberlese mi kazançlı olur?

Annemle kız görmeye gideceğiz. Ben normalde takke giyiyorum. Annem kız görmeye gittikçe "çıkar" diyor. Ben de evlilik ibadet olduğu için çıkarmak istemedim. Ne buyurursunuz?

Cübbe ve bol pantolon hakkında ne dersiniz?

Mevlid bid'at midir? Mevlidin sonunda mutlaka para veriliyor. Bunun hükmü nedir?

Diş dolgusu caiz midir?

Memurlara verilen maaşların "tasarruf" adı altında kesilen kısmı, yüzde beşi, bunun faizi de üçte biri ayrılarak veriliyor. Bunun alınması caiz midir? Ne yapılmalıdır?

Haram bir müessesede çalışan bir kimsenin evinde çay içmenin, yemek yemenin mahzuru var mıdır?

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Mevcut tefsir kitaplarından hangisini okumamızı tavsiye edersiniz?, Mehmed Zahid Kotku rahmetullahi aleyh; "Mürşidler devamlı olarak | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Soru: Mevcut tefsir kitaplarından hangisini okumamızı tavsiye edersiniz? Soru: Mevcut tefsir kitaplarından hangisini okumamızı tavsiye edersiniz?

Cevap: Elmalılı'yı okurlarsa anlayabilirlerse onu tavsiye ederim.Cevap: Elmalılı'yı okurlarsa anlayabilirlerse onu tavsiye ederim. Olmazsa İbn Kesir'in Hadislerle Tefsir'i olabilir. Olmazsa İbn Kesir'in Hadislerle Tefsir'i olabilir.

Soru: Mehmed Zahid Kotku rahmetullahi aleyh; "Mürşidler devamlı olarak Resûlullah'ın huzurundadır.Soru: Mehmed Zahid Kotku rahmetullahi aleyh; "Mürşidler devamlı olarak Resûlullah'ın huzurundadır. Ona danışmadan bir şey yapmazlar." buyurmuş. Ona danışmadan bir şey yapmazlar." buyurmuş.

Cevap: Tabi kendi makamına uygun söz söylemiş. Herkes öyle olmaz; ama öyle olanlar vardır.Cevap: Tabi kendi makamına uygun söz söylemiş. Herkes öyle olmaz; ama öyle olanlar vardır. Ve hatta birisi bir şey sorduğu zaman;Ve hatta birisi bir şey sorduğu zaman; "Dur Resûlullah'a danışayım da öyle diyeyim." der, gözünü kapayıp cevap verenler bile var. "Dur Resûlullah'a danışayım da öyle diyeyim." der, gözünü kapayıp cevap verenler bile var.

Soru: Mezarlıklar üzerine mermer gibi maddelerden kasalar vesaireler yapılıyor mâlum.Soru: Mezarlıklar üzerine mermer gibi maddelerden kasalar vesaireler yapılıyor mâlum. Bilgi verir misiniz? Bilgi verir misiniz?

Cevap: Doğru değildir. Mezarlıkların sade olmasını Efendimiz tavsiye etmiştir. İsraftır, yazıktır.Cevap: Doğru değildir. Mezarlıkların sade olmasını Efendimiz tavsiye etmiştir. İsraftır, yazıktır. Öbür tarafta müslümanlar ölüyor, burada ev parası olacak.Öbür tarafta müslümanlar ölüyor, burada ev parası olacak. Müslümanlar açıkta kalıyor, açlıktan ölüyor. Burada ev parasından fazla para veriliyor; yazık. Müslümanlar açıkta kalıyor, açlıktan ölüyor. Burada ev parasından fazla para veriliyor; yazık.

Soru: Bazı yarım hocalar çıkmış, televizyon ve sinemanın helal olduğunu söylüyorlar. Sebebi deSoru: Bazı yarım hocalar çıkmış, televizyon ve sinemanın helal olduğunu söylüyorlar. Sebebi de "Gölge olduğu için zararı yok." diyorlarmış. "Gölge olduğu için zararı yok." diyorlarmış.

Cevap: Allah ıslah etsin. Çok büyük mazarratı olan şeyler. Tabi hayra kullanılabilecek aletler amaCevap: Allah ıslah etsin. Çok büyük mazarratı olan şeyler. Tabi hayra kullanılabilecek aletler ama şu anda ahlâkın bozulması için çok zararlı faaliyetler gösteriyor. şu anda ahlâkın bozulması için çok zararlı faaliyetler gösteriyor. Bunların karşısında müslümanların mutlaka çalışma yapması lazım.Bunların karşısında müslümanların mutlaka çalışma yapması lazım. İyi şeyin gölgesi iyi olur, kötü şeyin gölgesi kötü olur. Bazı alimler; "Fotoğraf caizdir." demişler.İyi şeyin gölgesi iyi olur, kötü şeyin gölgesi kötü olur. Bazı alimler; "Fotoğraf caizdir." demişler. "Bu tasvire girmez; çünkü gövdeyi aynen alıyor kağıda düzene aksettiriyor."Bu tasvire girmez; çünkü gövdeyi aynen alıyor kağıda düzene aksettiriyor. Fotoğrafı caiz görmeyenlere karşı bu sadece mevcut durumun aksini alıyor." demişler. Fotoğrafı caiz görmeyenlere karşı bu sadece mevcut durumun aksini alıyor." demişler. O radyo televizyon için değil; radyo, televizyon ve sinemadaO radyo televizyon için değil; radyo, televizyon ve sinemada oynanan şeyler ve söylenen sözler kötü olduğu zaman her birinin vebali çok büyüktür. oynanan şeyler ve söylenen sözler kötü olduğu zaman her birinin vebali çok büyüktür.

Soru: Bir insana vesvese geldiği nasıl anlaşılır? Soru: Bir insana vesvese geldiği nasıl anlaşılır? Bu tür vesveselerden dolayı kişi Allah'a hesap verecek midir? Bu tür vesveselerden dolayı kişi Allah'a hesap verecek midir?

Cevap: Vesvese insanın içine takılan bir söz veya fikirdir. Cevap: Vesvese insanın içine takılan bir söz veya fikirdir. İkide birde "şu şöyle bu böyle" diye aklına geliyor, onu rahatsız ediyor.İkide birde "şu şöyle bu böyle" diye aklına geliyor, onu rahatsız ediyor. Vesvese budur; "Şunu şöyle yap, bunu böyle yap." diye şeytandan gelir veya nefisten gelir. Vesvese budur; "Şunu şöyle yap, bunu böyle yap." diye şeytandan gelir veya nefisten gelir.

"Şunu istiyorum, şunu istiyorum. Şu şöyle olsa ah kavuşsam." filan tarzında. "Şunu istiyorum, şunu istiyorum. Şu şöyle olsa ah kavuşsam." filan tarzında.

Bunların hepsinin karşısında müslümanın yapacağı nedir?Bunların hepsinin karşısında müslümanın yapacağı nedir? Allah'ın emrine göre hareket etmek, nefsine hâkim olmak, şeytana uymamaktır. Allah'ın emrine göre hareket etmek, nefsine hâkim olmak, şeytana uymamaktır.

Vesvese bir de şudur: Vesvese bir de şudur:

Acaba benim abdestim kaçtı mı? Acaba namazım oldu mu? O zaman daAcaba benim abdestim kaçtı mı? Acaba namazım oldu mu? O zaman da zann-ı gâlibine göre hareket edecek ve aşikâre bir şekilde çok net olarak yapmadıysazann-ı gâlibine göre hareket edecek ve aşikâre bir şekilde çok net olarak yapmadıysa o vesveseye itibar etmeyecek. o vesveseye itibar etmeyecek.

Acaba abdestim kaçtı mı kaçmadı mı? Tereddüt mü ediyorsun? Kesin bilmiyor musun? Acaba abdestim kaçtı mı kaçmadı mı? Tereddüt mü ediyorsun? Kesin bilmiyor musun?

O zaman kaçmadı. Tereddütle bozulmaz. O zaman kaçmadı. Tereddütle bozulmaz.

Soru: Yerli yabancı sigara alım satım ticareti hakkında bilgi verir misiniz? Soru: Yerli yabancı sigara alım satım ticareti hakkında bilgi verir misiniz?

Sigara mekruhtur. Bazı alimlere göre haramdır. İsraf olduğu için, sıhhati bozduğu için haram.Sigara mekruhtur. Bazı alimlere göre haramdır. İsraf olduğu için, sıhhati bozduğu için haram. Duman olduğu için haram diyenler de var. Ama bizim insaflı alimlerimiz Duman olduğu için haram diyenler de var. Ama bizim insaflı alimlerimiz "Tahrîmen mekruhtur, harama yakın mekruhtur." demişlerdir. "Tahrîmen mekruhtur, harama yakın mekruhtur." demişlerdir.

Onun için kullanılmasını da tavsiye etmiyoruz. Satılması da tavsiye edilmez.Onun için kullanılmasını da tavsiye etmiyoruz. Satılması da tavsiye edilmez. Yerlisiyle yabancısı arasında mekruhluk bakımından fark yok.Yerlisiyle yabancısı arasında mekruhluk bakımından fark yok. Yabancı olunca paranın bir kısmı ayrıca yabancıya gittiği için bir de oradan zarardır.Yabancı olunca paranın bir kısmı ayrıca yabancıya gittiği için bir de oradan zarardır. Katmerli zarar olmuş oluyor. Katmerli zarar olmuş oluyor.

Soru: Gayrimüslimler Kur'ân-ı Kerîm'e el sürebilirler mi? Soru: Gayrimüslimler Kur'ân-ı Kerîm'e el sürebilirler mi?

Cevap: Hayır, hürmet etmezler.Cevap: Hayır, hürmet etmezler. Onun için Kur'ân-ı Kerîm'i onlara mümkün olduğunca dokundurtmamak lazım. Onun için Kur'ân-ı Kerîm'i onlara mümkün olduğunca dokundurtmamak lazım. Ama tabi Kur'ân-ı Kerîm'in tercemelerini alıp okumaları, anlamaları için verilebilir. Ama tabi Kur'ân-ı Kerîm'in tercemelerini alıp okumaları, anlamaları için verilebilir.

Soru: Sabah dersini zikrullah kaseti eşliğinde yapıyorum. Sakıncası var mı? Soru: Sabah dersini zikrullah kaseti eşliğinde yapıyorum. Sakıncası var mı?

Cevap: Demek ki kaseti açıyor; oradan onu dinleyerek bir taraftan da zikir yapıyor.Cevap: Demek ki kaseti açıyor; oradan onu dinleyerek bir taraftan da zikir yapıyor. Öğrenmek için böyle şeyler olabilir ama normali kendisinin yapmasıdır ve mümkünse camide olmasıdır.Öğrenmek için böyle şeyler olabilir ama normali kendisinin yapmasıdır ve mümkünse camide olmasıdır. Zikrullah kasetiyle yaptığına göre demek ki evde yapıyor. Yine gelsin, camide yapmaya çalışsın. Zikrullah kasetiyle yaptığına göre demek ki evde yapıyor. Yine gelsin, camide yapmaya çalışsın.

Soru: Şehvet kesilmeden bu yolda ilerlenilir mi? Yani "dervişlikte" demek istiyor. Soru: Şehvet kesilmeden bu yolda ilerlenilir mi? Yani "dervişlikte" demek istiyor.

Cevap: Şehvet kesilmez. Kesilmesi de gerekmez. Normal ölçüler içinde Allah öyle yaratmıştır, normaldir;Cevap: Şehvet kesilmez. Kesilmesi de gerekmez. Normal ölçüler içinde Allah öyle yaratmıştır, normaldir; onun esiri olmak doğru değildir. İnsan evlenecek, çoluk çocuk evlat yetiştirecek. onun esiri olmak doğru değildir. İnsan evlenecek, çoluk çocuk evlat yetiştirecek. Hayırlı evlatlar insanın dünya ve âhiret sevabının artmasına vesile olurlar.Hayırlı evlatlar insanın dünya ve âhiret sevabının artmasına vesile olurlar. Ümmet-i Muhammed'in adedi artar Bunlar normal şeyler. İslâm'da fıtrata aykırı bir durum yoktur. Ümmet-i Muhammed'in adedi artar Bunlar normal şeyler. İslâm'da fıtrata aykırı bir durum yoktur. İslâm fıtratı doğru bir yola sevk eder.İslâm fıtratı doğru bir yola sevk eder. İnsanın yaratılışında var olan bu duyguların meşru yolu da nikâhtır, evliliktir; bu normaldir. İnsanın yaratılışında var olan bu duyguların meşru yolu da nikâhtır, evliliktir; bu normaldir. Evlendiği zaman insanın dini bütünleşiyor. Evlendiği zaman insanın dini bütünleşiyor. Demek ki bu duygular doğrudan doğruya insanın mânevî ilerlemesine zarar vermiyor.Demek ki bu duygular doğrudan doğruya insanın mânevî ilerlemesine zarar vermiyor. Aklını başından alır da çok meşgul ederse tabi o zaman ilerletmez.Aklını başından alır da çok meşgul ederse tabi o zaman ilerletmez. Onun için de oruç tutmak, gözünü haramdan sakınmak ve zikre devam etmek lazım. Onun için de oruç tutmak, gözünü haramdan sakınmak ve zikre devam etmek lazım.

Soru: Kul hakkı olup da ödeyemeyenlerin onunla ne yapmaları lazım? Bu yolda hâli nasıl olur? Soru: Kul hakkı olup da ödeyemeyenlerin onunla ne yapmaları lazım? Bu yolda hâli nasıl olur?

Cevap: Tabi kul hakkını ödeyecek.Cevap: Tabi kul hakkını ödeyecek. Ya biliyorsa götürüp verecek ya da bilmediği kimselerse onların nâmına hayır hasenât yapacak. Ya biliyorsa götürüp verecek ya da bilmediği kimselerse onların nâmına hayır hasenât yapacak. "Yâ Rabbi! Ben onları bulamadım, ödeyemedim, onların nâmına bunları yapıyorum. "Yâ Rabbi! Ben onları bulamadım, ödeyemedim, onların nâmına bunları yapıyorum. Kabul eyle, affeyle." diyecek. "Hac yapıldığı zaman kul hakları da ödenir." diye müjdeler vardır. Kabul eyle, affeyle." diyecek. "Hac yapıldığı zaman kul hakları da ödenir." diye müjdeler vardır.

Soru: İmanı götüren vesveselerden nasıl kurtuluruz? Soru: İmanı götüren vesveselerden nasıl kurtuluruz?

Cevap: Kur'an okursunuz, akaid kitaplarını okursunuz, zikre sarılırsınız. Bunlar korur, kurtarır. Cevap: Kur'an okursunuz, akaid kitaplarını okursunuz, zikre sarılırsınız. Bunlar korur, kurtarır.

Soru: Sohbet, toplantı başlamış ise toplantıya girerken yine selam verilir mi? Soru: Sohbet, toplantı başlamış ise toplantıya girerken yine selam verilir mi?

Cevap: Verilmez. Doğru, güzel bir soru.Cevap: Verilmez. Doğru, güzel bir soru. Vaaz verilirken, Kur'ân-ı Kerîm okunurken, konuşma başlamışken verilmez.Vaaz verilirken, Kur'ân-ı Kerîm okunurken, konuşma başlamışken verilmez. Ancak oturduğu yerde yakınlarına belki hafifçe ortalığı bozmayacak, karıştırmayacak gibiAncak oturduğu yerde yakınlarına belki hafifçe ortalığı bozmayacak, karıştırmayacak gibi belki hafifçe bir şey verebilir. Bir insan bu gibi yerlerde abdest alırken, Kur'an okurken, belki hafifçe bir şey verebilir. Bir insan bu gibi yerlerde abdest alırken, Kur'an okurken, namaz kılarken vaaz verilirken ezan okunurken bu gibi durumlarda selam verilmiyor. namaz kılarken vaaz verilirken ezan okunurken bu gibi durumlarda selam verilmiyor.

Soru: Şuurlu müslüman kardeşlerimiz, telefonda yabancı kadınlara selam veriyor. Doğru mudur? Soru: Şuurlu müslüman kardeşlerimiz, telefonda yabancı kadınlara selam veriyor. Doğru mudur?

Cevap: Şimdi telefonda kimse kimseyi görmüyor. Ses öbür tarafa gidiyor.Cevap: Şimdi telefonda kimse kimseyi görmüyor. Ses öbür tarafa gidiyor. "Alo" demek "merhaba" demek. Hani bilmeden bu adamların bize alıştırttıkları kelime. "Alo" demek "merhaba" demek. Hani bilmeden bu adamların bize alıştırttıkları kelime. Alo "hello" demek. İngilizlerin hellosu, İtalyancası "alo." Onların dilinde "merhaba" demek.Alo "hello" demek. İngilizlerin hellosu, İtalyancası "alo." Onların dilinde "merhaba" demek. Müslüman da müslümanla karşılaştığı zaman ona hayır temenni eder ve "selamün aleyküm" der. Müslüman da müslümanla karşılaştığı zaman ona hayır temenni eder ve "selamün aleyküm" der. Orada bir fitne bahis konusu değildir, yüzünü görmüyor. "Alo" diyeceğine, Orada bir fitne bahis konusu değildir, yüzünü görmüyor. "Alo" diyeceğine, hiç bir şey demeyeceğine bir hayır temenni etmesinin mahzuru olmaz, kanaatindeyim. hiç bir şey demeyeceğine bir hayır temenni etmesinin mahzuru olmaz, kanaatindeyim.

Soru: Şimdiye kadar Hocalarımız bize her sahada müslümanların en önde olması gerektiğini söyledi.Soru: Şimdiye kadar Hocalarımız bize her sahada müslümanların en önde olması gerektiğini söyledi. Ben de tıp talebesiyim. Eğer en önde olmak, birinci olmak için kendimi derse versemBen de tıp talebesiyim. Eğer en önde olmak, birinci olmak için kendimi derse versem bu sefer de dinî bilgileri elde edemiyorum. Bundan çok rahatsız oluyorum. bu sefer de dinî bilgileri elde edemiyorum. Bundan çok rahatsız oluyorum. Dinî bilgileri öğrenmek için fazla çalışsam bu sefer de notlarım yüksek olmuyor. Ne tavsiye edersiniz? Dinî bilgileri öğrenmek için fazla çalışsam bu sefer de notlarım yüksek olmuyor. Ne tavsiye edersiniz?

Cevap: Biliyorsunuz hayat; birçok işin bir arada yürütüldüğü bir faaliyettir.Cevap: Biliyorsunuz hayat; birçok işin bir arada yürütüldüğü bir faaliyettir. Bir taraftan yemek yeriz bir taraftan çalışırız. Günün belirli bir saatinde uyuruz.Bir taraftan yemek yeriz bir taraftan çalışırız. Günün belirli bir saatinde uyuruz. Birçok faaliyeti beraber yaparız. Allah 24 tane de saat vermiştir, gününüzü planlarsınız. Birçok faaliyeti beraber yaparız. Allah 24 tane de saat vermiştir, gününüzü planlarsınız. Bazı saatlerde dinî bilgileri öğrenirsiniz bazı saatlerde de meslekî çalışmalarınızı yaparsınız.Bazı saatlerde dinî bilgileri öğrenirsiniz bazı saatlerde de meslekî çalışmalarınızı yaparsınız. Metotlu çalıştığınız zaman günde bir saat iki saat çalışmayla da birikir.Metotlu çalıştığınız zaman günde bir saat iki saat çalışmayla da birikir. Birisini yapıp ötekisini yapmamak gibi bir hareket tarzı doğru değildir.Birisini yapıp ötekisini yapmamak gibi bir hareket tarzı doğru değildir. Gününüzde programınız içinde hepsine bir saat ayırırsınız;Gününüzde programınız içinde hepsine bir saat ayırırsınız; orada dinî bilgi, burada meslekî bilgi öğrenirsiniz. orada dinî bilgi, burada meslekî bilgi öğrenirsiniz.

Soru: 12 yaşından itibaren altı sene Ramazan orucu tutmadım. Ne yapmam gerekir? Soru: 12 yaşından itibaren altı sene Ramazan orucu tutmadım. Ne yapmam gerekir?

Cevap: Tutulmamış olan oruçları ödemesi gerekiyor.Cevap: Tutulmamış olan oruçları ödemesi gerekiyor. Kılınmamış namazlar, tutulmamış oruçlar farzlar ödenir. Kılınmamış namazlar, tutulmamış oruçlar farzlar ödenir.

Soru: Kadından mürşid-i kâmil olur mu? Cevap: Olmaz. Soru: Kadından mürşid-i kâmil olur mu?

Cevap: Olmaz.

Soru: Ders verebilir mi? Soru: Ders verebilir mi?

Cevap: Hocaya vekaleten, filanca hoca nâmına kadınlara ders tarif edebilir. Ama kendisi olmaz. Cevap: Hocaya vekaleten, filanca hoca nâmına kadınlara ders tarif edebilir. Ama kendisi olmaz.

Soru: Haram yemiş bir kişinin yaptığıSoru: Haram yemiş bir kişinin yaptığı ibadet, okuduğu Kur'an, kıldığı namaz, yaptığı ibadet kabul olur mu? ibadet, okuduğu Kur'an, kıldığı namaz, yaptığı ibadet kabul olur mu?

Cevap: Olmaz. Hadîs-i şerîflerde bildiriliyor, burada okuduk.Cevap: Olmaz. Hadîs-i şerîflerde bildiriliyor, burada okuduk. "40 gün sabah namazı kabul olmaz." diye bildiriliyor. Haram yememeye çok dikkat etmek lazım."40 gün sabah namazı kabul olmaz." diye bildiriliyor. Haram yememeye çok dikkat etmek lazım. Bir müddet, o haramın tesiri geçinceye kadar kabul olunmuyor. Bir müddet, o haramın tesiri geçinceye kadar kabul olunmuyor. Onun için harama bulaşmamaya dikkat etmek lazım. Hadîs-i şerîfte açıkça bildirilmiştir. Onun için harama bulaşmamaya dikkat etmek lazım. Hadîs-i şerîfte açıkça bildirilmiştir. Geçen seneler burada okuduk; "Bir kimse bir haram lokma yese 40 sabah ibadeti, namazı kabul olmaz." Geçen seneler burada okuduk; "Bir kimse bir haram lokma yese 40 sabah ibadeti, namazı kabul olmaz."

Soru: Sarık sardığımız ve secdeye gittiğimiz zaman alnımız ve burnumuz yere değmiyor.Soru: Sarık sardığımız ve secdeye gittiğimiz zaman alnımız ve burnumuz yere değmiyor. Namaz kabul olur mu? Namaz kabul olur mu?

Cevap: Peygamber Efendimiz'in sarık üzerine secde ettiğine dair hadîs-i şerîfi geçen günler okuduk.Cevap: Peygamber Efendimiz'in sarık üzerine secde ettiğine dair hadîs-i şerîfi geçen günler okuduk. Alınla sarık araya, yer arasına girmişse bir mahzuru yoktur. Alınla sarık araya, yer arasına girmişse bir mahzuru yoktur. Ama tamamen sarığa dayalı oluyor, yere değmiyorsa temas etmiyorsa o zaman olmaz.Ama tamamen sarığa dayalı oluyor, yere değmiyorsa temas etmiyorsa o zaman olmaz. Alnın, burnun yere değmesini sağlamak lazım. Arkaya ittirirseniz sağlarsınız. Alnın, burnun yere değmesini sağlamak lazım. Arkaya ittirirseniz sağlarsınız.

Ama farz edelim sarık şuraya sarılmışsa. Böyle yaptığı zaman o çorap gibi oluyor, eldivenli gibi oluyor.Ama farz edelim sarık şuraya sarılmışsa. Böyle yaptığı zaman o çorap gibi oluyor, eldivenli gibi oluyor. Onun namaza mânisi yoktur. Onun namaza mânisi yoktur.

Soru: Sakal bırakmak sünnet.Soru: Sakal bırakmak sünnet. Dolayısıyla sakal bırakıp kesmek mi yoksa her zaman her gün kesmek mi haramdır? Dolayısıyla sakal bırakıp kesmek mi yoksa her zaman her gün kesmek mi haramdır?

Cevap: Sakalı kesmek, Efendimiz'in tavsiyesine aykırıdır.Cevap: Sakalı kesmek, Efendimiz'in tavsiyesine aykırıdır. Hilkati bozmaktır. Bazılarına göre haramdır. Bazılarına göre hükmü değişiktir;Hilkati bozmaktır. Bazılarına göre haramdır. Bazılarına göre hükmü değişiktir; kesmemek lazım. Ama memurdur, polistir, askerdir, öğrencidir, mecburdur; o zaman kesiyor. kesmemek lazım. Ama memurdur, polistir, askerdir, öğrencidir, mecburdur; o zaman kesiyor. Ama Allah'tan af dileyerek kesecek. Fırsat olduğu zaman sakalını bıraksın. Ama Allah'tan af dileyerek kesecek. Fırsat olduğu zaman sakalını bıraksın.

Soru: Bir arkadaşımızın validesi 40 gün öne vefat etmiş.Soru: Bir arkadaşımızın validesi 40 gün öne vefat etmiş. Akrabasına rüyada görünmüş; "Benim bir miktar borcum var,' versin.Akrabasına rüyada görünmüş; "Benim bir miktar borcum var,' versin. Halil'in haberi var. Oğlumun haberi var." demiş. Halil'in haberi var. Oğlumun haberi var." demiş. Bu arkadaş bu borcu hatırlamıyor ne yapması lazım diye soruyor bu rüya üzerine. Bu arkadaş bu borcu hatırlamıyor ne yapması lazım diye soruyor bu rüya üzerine.

Cevap: Annesi nâmına yapabildiği kadar malî imkânı yetebildiği kadar infak etsin.Cevap: Annesi nâmına yapabildiği kadar malî imkânı yetebildiği kadar infak etsin. Madem borcu hatırlamıyor, "Yâ Rabbi! Bilmediğim şeylerin yerine olsun." diye hayır yapsın. Madem borcu hatırlamıyor, "Yâ Rabbi! Bilmediğim şeylerin yerine olsun." diye hayır yapsın. Iskât-ı salâtı, ıskât-ı savmı, devrini yapmadıysa onu yaptırsın. Belki o borçtur, o eksik kalmıştır. Iskât-ı salâtı, ıskât-ı savmı, devrini yapmadıysa onu yaptırsın. Belki o borçtur, o eksik kalmıştır. O duanın, o rüyanın gereğini yapmış olsun. Rüya yerini bulmuş olsun. O duanın, o rüyanın gereğini yapmış olsun. Rüya yerini bulmuş olsun.

Soru: Birisi önce bir yerden tarikate girmiş. Sonra bir başka yere gelmiş.Soru: Birisi önce bir yerden tarikate girmiş. Sonra bir başka yere gelmiş. Bazı kimseler "Bu iş yanlış." demişler. Bazı kimseler "Bu iş yanlış." demişler.

Cevap: Bu işin yanlışlığı, taraflara bağlıdır. İnsan bir yere bağlı; sonra öbür tarafa gidiyor.Cevap: Bu işin yanlışlığı, taraflara bağlıdır. İnsan bir yere bağlı; sonra öbür tarafa gidiyor. Bağlandığı yerde durmamasına bir sebep varsa o zaman durması yanlıştır. Elbette değiştirecek.Bağlandığı yerde durmamasına bir sebep varsa o zaman durması yanlıştır. Elbette değiştirecek. Geldiği yer, yanlış bir yerse o zaman değiştirmemesi yanlıştır. Elbette doğru yerde durması gerekiyordu.Geldiği yer, yanlış bir yerse o zaman değiştirmemesi yanlıştır. Elbette doğru yerde durması gerekiyordu. Bu gibi şeylerde ölçü, bağlanılacak yerin, bağlanılacak kimsenin durumudur.Bu gibi şeylerde ölçü, bağlanılacak yerin, bağlanılacak kimsenin durumudur. O kimse Hak yoldaysa o zaman ona bağlılıkta vefa ve sebat göstermek, ahdine sadık olmak gerekir.O kimse Hak yoldaysa o zaman ona bağlılıkta vefa ve sebat göstermek, ahdine sadık olmak gerekir. Ama yanlışsa yanlışı mutlaka düzeltmek lazımdır. Yanlışta vefa göstermek,Ama yanlışsa yanlışı mutlaka düzeltmek lazımdır. Yanlışta vefa göstermek, yanlışa vefa göstermek olmaz. O yanlışlığı hemen bırakması gerekir. yanlışa vefa göstermek olmaz. O yanlışlığı hemen bırakması gerekir.

Soru: Sizi rüyalarımızda görüyoruz, bize işaret veriyorsunuz; o şekilde amel etmeye çalışıyoruz.Soru: Sizi rüyalarımızda görüyoruz, bize işaret veriyorsunuz; o şekilde amel etmeye çalışıyoruz. Bir mahzuru var mıdır? Bir mahzuru var mıdır?

Cevap: Rüyaların ve rüyada görülen şeylerin yorumlanması ince bir iştir.Cevap: Rüyaların ve rüyada görülen şeylerin yorumlanması ince bir iştir. Onu yine danışarak yapmakta fayda vardır. Herkes yorumlamasını doğru yapamayabilir,Onu yine danışarak yapmakta fayda vardır. Herkes yorumlamasını doğru yapamayabilir, yanlış sonuç çıkarabilir, kendi kendine bazı zararlar olabilir. Mümkünse bize sorması uygun. yanlış sonuç çıkarabilir, kendi kendine bazı zararlar olabilir. Mümkünse bize sorması uygun.

Soru: Bir insan ilk önce fıkıh bilgisi mi öğrense daha iyi olurSoru: Bir insan ilk önce fıkıh bilgisi mi öğrense daha iyi olur yoksa Kur'an'dan âyet ezberlese mi kazançlı olur? yoksa Kur'an'dan âyet ezberlese mi kazançlı olur?

Cevap: İlim daha önce gelir ama bu gibi şeylerde daima benim hatırlattığım nokta şu:Cevap: İlim daha önce gelir ama bu gibi şeylerde daima benim hatırlattığım nokta şu: İyi şeyleri birbirlerine tokuşturmamak lazım.İyi şeyleri birbirlerine tokuşturmamak lazım. Onu da onu da yapmak lazım. Hani deminki arkadaşımızın sorusu da öyleydi; Onu da onu da yapmak lazım. Hani deminki arkadaşımızın sorusu da öyleydi;

"Dersime mi çalışayım, dinî bilgileri mi öğreneyim?" "Dersime mi çalışayım, dinî bilgileri mi öğreneyim?"

Onu da yap, onu da yap. Mümkün. "Birisini yapınca ötekisini yapmamak" diye bir şey yok.Onu da yap, onu da yap. Mümkün. "Birisini yapınca ötekisini yapmamak" diye bir şey yok. Fıkıh bilgisi önemli. İnsan namazını kılmayı bilmiyorsa âyet ezberlemesinin ne faydası var;Fıkıh bilgisi önemli. İnsan namazını kılmayı bilmiyorsa âyet ezberlemesinin ne faydası var; onu öğrenecek. Ama onu öğrenirken Kur'an'dan, ezberden vazgeçse o da doğru olmaz.onu öğrenecek. Ama onu öğrenirken Kur'an'dan, ezberden vazgeçse o da doğru olmaz. Bir taraftan fıkıh bilgisini ilerletsin. Her gün bir iki saat onu okusun.Bir taraftan fıkıh bilgisini ilerletsin. Her gün bir iki saat onu okusun. Her gün bir iki sûre de ezberlesin. İkisini birden yapsın.Her gün bir iki sûre de ezberlesin. İkisini birden yapsın. "Güzel şeyleri birbirleriyle rakip hale getirmeyin, çatıştırmayın, beraber yapmaya çalışın." diyorum. "Güzel şeyleri birbirleriyle rakip hale getirmeyin, çatıştırmayın, beraber yapmaya çalışın." diyorum.

Soru: Annemle kız görmeye gideceğiz. Ben normalde takke giyiyorum.Soru: Annemle kız görmeye gideceğiz. Ben normalde takke giyiyorum. Annem kız görmeye gittikçe "çıkar" diyor.Annem kız görmeye gittikçe "çıkar" diyor. Ben de evlilik ibadet olduğu için çıkarmak istemedim. Ne buyurursunuz? Ben de evlilik ibadet olduğu için çıkarmak istemedim. Ne buyurursunuz?

Cevap: Arada annesin sözünü de dinlesin. Cevap: Arada annesin sözünü de dinlesin.

Soru: Cübbe ve bol pantolon hakkında ne dersiniz? Soru: Cübbe ve bol pantolon hakkında ne dersiniz?

Cevap: Dar pantolon hem rahatsızlık veriyor hem de mahzurları var.Cevap: Dar pantolon hem rahatsızlık veriyor hem de mahzurları var. Çünkü vücudun âzâları belli oluyor. O bakımdan bol pantolon çok güzel, tavsiye ederim. Çünkü vücudun âzâları belli oluyor. O bakımdan bol pantolon çok güzel, tavsiye ederim. Cübbe de insanın arkasını örttüğü için güzel.Cübbe de insanın arkasını örttüğü için güzel. Ya cübbe ya bir bol pardösü ya böyle rahat ve dikkati çekmeyecek Ya cübbe ya bir bol pardösü ya böyle rahat ve dikkati çekmeyecek her yerde giyilebilecek bir giysi edinirseniz uygun olur.her yerde giyilebilecek bir giysi edinirseniz uygun olur. Ben şahsen ceketle gezdiğim zaman çıplakmışım gibi bir his geliyor içime.Ben şahsen ceketle gezdiğim zaman çıplakmışım gibi bir his geliyor içime. Kısa olduğu için ceketle gezince rahatsızlık duyuyorum. Mümkünse uzun olsun.Kısa olduğu için ceketle gezince rahatsızlık duyuyorum. Mümkünse uzun olsun. Ama çok dikkati çekmeyecek. Herkesin tepkisini çekmeyecek tarzda Ama çok dikkati çekmeyecek. Herkesin tepkisini çekmeyecek tarzda bir pardösü gibi rahat görünüşlü bir şey iyi olur. bir pardösü gibi rahat görünüşlü bir şey iyi olur.

Soru: Mevlid bid'at midir? Mevlidin sonunda mutlaka para veriliyor. Bunun hükmü nedir? Soru: Mevlid bid'at midir? Mevlidin sonunda mutlaka para veriliyor. Bunun hükmü nedir?

Cevap: Mevlid, Peygamberimiz'in. Peygamber Efendimiz'in zamanındakiCevap: Mevlid, Peygamberimiz'in. Peygamber Efendimiz'in zamanındaki Efendimiz'in huzurunda okunmuş şiirlere benzetilebilir. Efendimiz'in huzurunda okunmuş şiirlere benzetilebilir. Mesela Ka'b b. Züheyr geldi, mescitte Peygamber Efendimiz'e Banet Suâdu Kasidesi'ni okudu. Mesela Ka'b b. Züheyr geldi, mescitte Peygamber Efendimiz'e Banet Suâdu Kasidesi'ni okudu. Affını isteyen kasideyi orada sundu. Affını isteyen kasideyi orada sundu. Ondan sonra Hassan b. Sâbit'in ve diğer sahabe-i kirâmın böyle şeyleri var.Ondan sonra Hassan b. Sâbit'in ve diğer sahabe-i kirâmın böyle şeyleri var. Demek ki şiir; Allah yolunda, Resûlullah'ı medih yolunda, Kur'ân-ı Kerîm ve iman yolunda olunca Demek ki şiir; Allah yolunda, Resûlullah'ı medih yolunda, Kur'ân-ı Kerîm ve iman yolunda olunca caiz oluyormuş ki Efendimiz'e okudular, kabul etti. Hatta cübbesini çıkardı, hediye etti.caiz oluyormuş ki Efendimiz'e okudular, kabul etti. Hatta cübbesini çıkardı, hediye etti. Demek ki bunda bir şey yok. Tabi Mevlid de çok güzel fikirler veriyor. Çok güzel anlatıyor, iyi.Demek ki bunda bir şey yok. Tabi Mevlid de çok güzel fikirler veriyor. Çok güzel anlatıyor, iyi. Yalnız bunun sanki namaz, oruç, hac, zekât gibi, Yalnız bunun sanki namaz, oruç, hac, zekât gibi, İslâm'ın şartlarından birisi de Mevlid'miş gibi düşünülmesi yanlış; o bid'at. İslâm'ın şartlarından birisi de Mevlid'miş gibi düşünülmesi yanlış; o bid'at. Mevlid, bir güzel şiirdir.Mevlid, bir güzel şiirdir. Okunması, dinlenmesi, dinletilmesiOkunması, dinlenmesi, dinletilmesi Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e güzel bir muhabbet meydana getiriyor.Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e güzel bir muhabbet meydana getiriyor. Ama bunun bir merasim haline gelmesi, İslâm'ın ibadetlerinden birisi de Mevlid'dir gibi Ama bunun bir merasim haline gelmesi, İslâm'ın ibadetlerinden birisi de Mevlid'dir gibi bir kanaat uyandıracak tarzda olması bid'attir.bir kanaat uyandıracak tarzda olması bid'attir. O İslâm'da yoktur. Onun için bunu normal ölçüler içinde yapmalı.O İslâm'da yoktur. Onun için bunu normal ölçüler içinde yapmalı. Tabi bunun bir kazanç vesilesi ve ticaret metaı olması da hiç doğru değildir.Tabi bunun bir kazanç vesilesi ve ticaret metaı olması da hiç doğru değildir. Ama kendisi birisine bir hediye veriyorsa belki olur ama netice itibariyle pek tatlı olmuyor. Ama kendisi birisine bir hediye veriyorsa belki olur ama netice itibariyle pek tatlı olmuyor.

Soru: Diş dolgusu caiz midir? Soru: Diş dolgusu caiz midir?

Cevap: Caizdir. Dişin dolgusu yapılabilir. Kaplaması yapılabilir. Cevap: Caizdir. Dişin dolgusu yapılabilir. Kaplaması yapılabilir. Bizim mezhebimize göre de mahzuru yoktur. Bizim mezhebimize göre de mahzuru yoktur.

Soru: Memurlara verilen maaşların "tasarruf" adı altında kesilen kısmı, yüzde beşi,Soru: Memurlara verilen maaşların "tasarruf" adı altında kesilen kısmı, yüzde beşi, bunun faizi de üçte biri ayrılarak veriliyor. Bunun alınması caiz midir? Ne yapılmalıdır? bunun faizi de üçte biri ayrılarak veriliyor. Bunun alınması caiz midir? Ne yapılmalıdır?

Cevap: Tabi bu zorla kesiliyor. Duyduğuma göre rıza ile değil galiba mecburi kesiliyormuş.Cevap: Tabi bu zorla kesiliyor. Duyduğuma göre rıza ile değil galiba mecburi kesiliyormuş. Kesildiğine bir şey denilemiyor. Kişi kendi ana parasını alabilir. "Faiz" adıyla olan hiç bir şeyi alamaz.Kesildiğine bir şey denilemiyor. Kişi kendi ana parasını alabilir. "Faiz" adıyla olan hiç bir şeyi alamaz. Bir şeyin faizi, adı "faiz" diye geçiyorsa artık onun alınması olmaz. Bir şeyin faizi, adı "faiz" diye geçiyorsa artık onun alınması olmaz.

Hocamıza sordular; Hocamıza sordular;

"Bakın hocam, tasarruf bonoları var. Bunların yanına faiz kuponları eklenmiş. "Bakın hocam, tasarruf bonoları var. Bunların yanına faiz kuponları eklenmiş. Bunlar seneden seneye kesiliyor, alınıyor. Bunlar seneden seneye kesiliyor, alınıyor. Zaten o kadar sene geçinceye kadar enflasyondan dolayı ana parayı bile bulmuyor." Zaten o kadar sene geçinceye kadar enflasyondan dolayı ana parayı bile bulmuyor."

"Bunu alabilir miyiz?" demek istediler. "Bunu alabilir miyiz?" demek istediler.

Hocamız rahmetullahi aleyh dedi ki; Hocamız rahmetullahi aleyh dedi ki;

"Üzerinde ne yazıyor? 'Tasarruf bonosu, faiz kuponu' yazıyor; alamazsınız." dedi. "Üzerinde ne yazıyor? 'Tasarruf bonosu, faiz kuponu' yazıyor; alamazsınız." dedi.

Faiz olduğu, faiz olarak verildiği belli. Bir para kesilmiş.Faiz olduğu, faiz olarak verildiği belli. Bir para kesilmiş. Ötekisi fark olarak yatıyor; faiz. Dinî bakımdan alınması caiz olmuyor. Ötekisi fark olarak yatıyor; faiz. Dinî bakımdan alınması caiz olmuyor.

Mecburen veriyorlarsa İslâmî bir hizmete devreder. Mecburen veriyorlarsa İslâmî bir hizmete devreder.

Soru: Haram bir müessesede çalışan bir kimsenin evinde çay içmenin, yemek yemenin mahzuru var mıdır? Soru: Haram bir müessesede çalışan bir kimsenin evinde çay içmenin, yemek yemenin mahzuru var mıdır?

Cevap: Tabi kazancı haram olan bir insanın yemeği yenmez, ikramı da alınmaz.Cevap: Tabi kazancı haram olan bir insanın yemeği yenmez, ikramı da alınmaz. "Haramdan kazanmış olursa da misafire helali gelir." diye düşünebilir de"Haramdan kazanmış olursa da misafire helali gelir." diye düşünebilir de kazancı tepeden tırnağa haramdan olan bir insanın ikramı da alınmaz.kazancı tepeden tırnağa haramdan olan bir insanın ikramı da alınmaz. Büyüklerimiz bundan şiddetle sakınmışlardır. Büyüklerimiz bundan şiddetle sakınmışlardır.

Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'e bir yerden hediye geldi, attı ağzına.Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'e bir yerden hediye geldi, attı ağzına. Ondan sonra geldiği yerin sağlam bir şey olmadığını anlayınca boğazına parmağını sokup kusarak onu çıkardı.Ondan sonra geldiği yerin sağlam bir şey olmadığını anlayınca boğazına parmağını sokup kusarak onu çıkardı. Halbuki hediye olarak gelmişti. Ama kaynağı haram olduğundan yemedi, kabul etmedi. Halbuki hediye olarak gelmişti. Ama kaynağı haram olduğundan yemedi, kabul etmedi.

Allah cümlemizi haramların her çeşidinden korunmakta dikkatli eylesin. Allah cümlemizi haramların her çeşidinden korunmakta dikkatli eylesin.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2