Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Tasavvuf: Ruhî Derinliklerdeki İlahî İzlekler (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

17 Zilka'de 1412 / 20.05.1992

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde ve yurt dışında verdiği konferanslar, açılış ve kapanış konuşmalarından oluşmaktadır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yolunu insanlara anlatmaya çalışan hocamızın muhtelif yerlerde/ülkelerde yapmış oldukları konuşmalardan oluşmaktadır. Konuşmalarda genellikle önce İslâm’ın hak ve gerçek olduğu, büyüklüğü ortaya konuluyor ve İslâm’ın prensipleri hakkında genel bilgiler veriliyor. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında Peygamber Efendimiz’le ilgili haberler olduğu ifade ediliyor. Sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ahlâkı ve bazı güzel ahlâklar anlatılıyor. Peygamber Efendimiz’e en güzel şekilde uymanın yolu olan, ihsân yolu olan tasavvuf üzerinde duruluyor. Nefsi terbiye etmek, güzel ahlâk sahibi olmak için neler yapmak gerektiği anlatılıyor. Zikir ve zikrin usûlü hakkında bilgiler veriliyor. En son bölümde ise, tebliğ ve irşad çalışmalarının önemi üzerinde duruluyor, herkesin İslâm’a hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor.

COŞAN, muhtelif sempozyum ve anma programlarında pek çok muhterem zat hakkında konuşmalar yapmıştır. Hakkında konuşma yaptığı kimseler arasında Hz. Ali (r.a.), Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.), İmâm-ı Âzam, Ahmed-i Yesevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre vardır.

Hatırasına sempozyum ve çeşitli programlar tertip ettirdiği şahsiyetler arasında Ahmed-i Yesevî, Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî, Zâhid-i Kevserî, Çırpılarlı Ali Efendi, Necip Fazıl Kısakürek ve Ali Yakup Cenkçiler bulunmaktadır. Keza Mehmed Zahid Efendi, hocası Necati Lugal, Ali Yakup Cenkçiler ve Muammer Dolmacı hakkında da bağımsız yazılar kaleme almıştır.

Konuşma Metni

Mezhebin İslâm'daki önemi nedir? Bir mezhebe tâbi olmayan bir insanın hali nedir? Mezhebin İslâm'daki önemi nedir? Bir mezhebe tâbi olmayan bir insanın hali nedir?

İsâ aleyhisselam'ın durumu nedir? Anladım peki. Şimdi iki soru soruyor kardeşiniz. İsâ aleyhisselam'ın durumu nedir?

Anladım peki. Şimdi iki soru soruyor kardeşiniz.
Bir, İslamda mezhepler ve mezhepsizlik. Bir, İslamda mezhepler ve mezhepsizlik.

Mezheb, Arapça'da ze-ne-be kökünden geliyor, "gitmek, gidilen yer, gidiş yolu" demek. Mezheb, Arapça'da ze-ne-be kökünden geliyor, "gitmek, gidilen yer, gidiş yolu" demek. Yani o da tarikat gibi bir şeydir ama bakın tarikat kelimesinden farklı. Yani o da tarikat gibi bir şeydir ama bakın tarikat kelimesinden farklı. Fıkhî tarikatler denmemiş fıkhî mezhepler denmiş. Terminoloji farkı meydana gelmiş yani normal, güzel. Fıkhî tarikatler denmemiş fıkhî mezhepler denmiş. Terminoloji farkı meydana gelmiş yani normal, güzel.

Mezheb bir insanın zihninin gittiği ve karar kıldığı nokta demektir. Mezheb bir insanın zihninin gittiği ve karar kıldığı nokta demektir. Yani zihnin bir şeyi düşünüyor ve ondan karar veriyor şu şöyledir diye Yani zihnin bir şeyi düşünüyor ve ondan karar veriyor şu şöyledir diye aklının gidip sonuçta durduğu yer mânasına geliyor. İslâm da mezhepler vardır.aklının gidip sonuçta durduğu yer mânasına geliyor.

İslâm da mezhepler vardır.
Fıkhî mezhepler vardır, yani ahkâm-ı fıkhiyyeyi, fıkhıyyeye ait yolları, gurupları bildirir. Fıkhî mezhepler vardır, yani ahkâm-ı fıkhiyyeyi, fıkhıyyeye ait yolları, gurupları bildirir. Kelamî mezhepler vardır, yani akaide dair çeşitli yolları bildiren mezhepler. Kelamî mezhepler vardır, yani akaide dair çeşitli yolları bildiren mezhepler.

Fıkhî mezhepleri ele alalım. Fıkhî mezheplerin bizce meşhur olanları,Fıkhî mezhepleri ele alalım. Fıkhî mezheplerin bizce meşhur olanları, dört tanesini herkes okumuştur, biliyor; Hanefî, Şâfiî, Mâlikî, Hanbelî.dört tanesini herkes okumuştur, biliyor; Hanefî, Şâfiî, Mâlikî, Hanbelî. Ondan sonra da bunun dışında başka mezhepler var diye söyleniyor. Ondan sonra da bunun dışında başka mezhepler var diye söyleniyor.

Şimdi bu mezhepler nedir? Yani arkadaşımızın sorusu canlı bir konu üzerinde oldu.Şimdi bu mezhepler nedir?

Yani arkadaşımızın sorusu canlı bir konu üzerinde oldu.
Diyorlar ki; Peygamber Efendimiz'in zamanında mezhep yoktu nereden çıktı bu dört tanesi? Diyorlar ki;

Peygamber Efendimiz'in zamanında mezhep yoktu nereden çıktı bu dört tanesi?

Üstelik dört tane de değildir yüzlerceydi. Yüzlerce mezhep vardı.Üstelik dört tane de değildir yüzlerceydi. Yüzlerce mezhep vardı. Mesela Süfyân-ı Sevrî hazretleri bayağı hadiste büyük alim, zamanının müçtehidlerinden bir kimse.Mesela Süfyân-ı Sevrî hazretleri bayağı hadiste büyük alim, zamanının müçtehidlerinden bir kimse. Sevriye mezhebi vardı veyahut daha başka mezhepler vardı.Sevriye mezhebi vardı veyahut daha başka mezhepler vardı. Ama şu anda mütedavil olan tedavülde olan devam etmekte olan dört tane mezhebi biliyoruz. Ama şu anda mütedavil olan tedavülde olan devam etmekte olan dört tane mezhebi biliyoruz.

Bunun dışında da İranlılar kendilerinin İmam Câfer-i Sâdık'ın yolundan olduğunu, Bunun dışında da İranlılar kendilerinin İmam Câfer-i Sâdık'ın yolundan olduğunu, onun mezhebinde olduğunu söylüyorlar, Caferî mezhebi diyoruz.onun mezhebinde olduğunu söylüyorlar, Caferî mezhebi diyoruz. Ondan sonra şianın başka mezheplerinden bahsediliyor. Ondan sonra şianın başka mezheplerinden bahsediliyor. Yani Ehl-i Sünnetin dışında şianın çeşitli mezheplerinden bahsediliyor. Yani Ehl-i Sünnetin dışında şianın çeşitli mezheplerinden bahsediliyor.

Şimdi bu fark nereden meydana gelmiştir? Şimdi bu fark nereden meydana gelmiştir?

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in çağında insanlar problemlerini çözmek için,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in çağında insanlar problemlerini çözmek için, sorularını cevaplandırmak için bir kaynağa sahiplerdi: Peygamber Efendimiz.sorularını cevaplandırmak için bir kaynağa sahiplerdi: Peygamber Efendimiz. Soruyorlardı, Peygamber Efendimiz onlara bildiriyordu. Soruyorlardı, Peygamber Efendimiz onlara bildiriyordu. Bilmiyorsa, sorulan soru üzerine vahiy iniyordu,Bilmiyorsa, sorulan soru üzerine vahiy iniyordu, Allah o konu hakkında müslümanlara bir emir indiriyordu, bir âyet-i kerîme indiriyordu, kanaat anlaşılıyordu.Allah o konu hakkında müslümanlara bir emir indiriyordu, bir âyet-i kerîme indiriyordu, kanaat anlaşılıyordu. Fakat Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in zamanından sonra İslâm âlemi genişledi. Fakat Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in zamanından sonra İslâm âlemi genişledi.

Bir kere Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz zamanında büyüme başladı, Bir kere Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz zamanında büyüme başladı, Hz. Ömer zamanında İslâm toprakları Azerbaycan'a dayandı.Hz. Ömer zamanında İslâm toprakları Azerbaycan'a dayandı. Anadolu'nun şeylerine, bugünkü Güneydoğu Anadolu dediğimiz yerlere geldi.Anadolu'nun şeylerine, bugünkü Güneydoğu Anadolu dediğimiz yerlere geldi. Baraj yapılan mıntıkalarda sular altında kalan sahabe kabirleri var şimdi.Baraj yapılan mıntıkalarda sular altında kalan sahabe kabirleri var şimdi. Oralara kadar geldiler ve Kafkasya'ya dayandılar. Anadolu'da Bizans'la yüz yüze geldiler. Oralara kadar geldiler ve Kafkasya'ya dayandılar. Anadolu'da Bizans'la yüz yüze geldiler. Afrika'da Mısır'ı fethettiler, ileriye doğru gittiler.Afrika'da Mısır'ı fethettiler, ileriye doğru gittiler. Şarkta yani doğuda İran'ı geçtiler Maveraunnehir'e geldiler ve daha ötelere doğru yürüdüler.Şarkta yani doğuda İran'ı geçtiler Maveraunnehir'e geldiler ve daha ötelere doğru yürüdüler. Şimdi bu genişleme bilginin dağılmasına yol açıyor. Şimdi bu genişleme bilginin dağılmasına yol açıyor.

Bunun bir misalinin tarihî bir olay olarak Hz. Osman zamanında biliyoruz;Bunun bir misalinin tarihî bir olay olarak Hz. Osman zamanında biliyoruz; Kur'ân-ı Kerîm'in okunması konusunda ihtilaflar başlıyor.Kur'ân-ı Kerîm'in okunması konusunda ihtilaflar başlıyor. Yani "Kur'ân-ı Kerîm nasıl okunacak?" filan diye, birisi öyle okuyup birisi öyle okuyunca [ihtilaf çıkıyor,] Yani "Kur'ân-ı Kerîm nasıl okunacak?" filan diye, birisi öyle okuyup birisi öyle okuyunca [ihtilaf çıkıyor,] halifeye derhal bu haber geliyor diyorlar ki; halifeye derhal bu haber geliyor diyorlar ki;

"Kur'ân-ı Kerîm'in okunmasında çeşitli ihtilaflar belirdi, bunları yazalım." "Kur'ân-ı Kerîm'in okunmasında çeşitli ihtilaflar belirdi, bunları yazalım."

Onun üzerine Hz. Osman Efendimiz Kur'ân-ı Kerîm'i çoğaltıyor biliyorsunuz.Onun üzerine Hz. Osman Efendimiz Kur'ân-ı Kerîm'i çoğaltıyor biliyorsunuz. Muhtelif yerlere gönderiyor, komisyona yazdırtıyor ve her yerde bu Kur'ân-ı Kerîm'eMuhtelif yerlere gönderiyor, komisyona yazdırtıyor ve her yerde bu Kur'ân-ı Kerîm'e uygun olarak şey yapılıyor. Böylece herhangi bir farklılaşma engellenmiş oluyor.uygun olarak şey yapılıyor. Böylece herhangi bir farklılaşma engellenmiş oluyor. Hatta bu Kur'ân-ı Kerîm'lerden bir tanesi de Topkapı Sarayı Müzesi'ndedir deniliyor.Hatta bu Kur'ân-ı Kerîm'lerden bir tanesi de Topkapı Sarayı Müzesi'ndedir deniliyor. Bir tanesi Arap ülkelerinde Mısır'dadır filan deniliyor. Bir tanesi Arap ülkelerinde Mısır'dadır filan deniliyor. Buna, yani ana mushaflara, Hz. Osman'ın zamanından gelmiş olan böyle büyük mushaflara üm deniliyor. Buna, yani ana mushaflara, Hz. Osman'ın zamanından gelmiş olan böyle büyük mushaflara üm deniliyor.

Şunu anlatmak istiyorum: Kur'ân-ı Kerîm gibi bir harfi bile değişmeyecek olduğu Şunu anlatmak istiyorum: Kur'ân-ı Kerîm gibi bir harfi bile değişmeyecek olduğu Allah tarafından müjdelenmiş olan kitabın okunmasın da bile hafızlar zamanla tereddüde başlamışlardır.Allah tarafından müjdelenmiş olan kitabın okunmasın da bile hafızlar zamanla tereddüde başlamışlardır. Ben de bildiğim sûreleri okurken bazen takılıyorum. Hafızlar da takılır.Ben de bildiğim sûreleri okurken bazen takılıyorum. Hafızlar da takılır. Arkasına birisi açıklama yapar yani "fâtih" denilir ona; takıldığın yeri açıklar.Arkasına birisi açıklama yapar yani "fâtih" denilir ona; takıldığın yeri açıklar. Bazen aklı bir yerden öbür âyete kayar, atlama yapabilir. Bazen aklı bir yerden öbür âyete kayar, atlama yapabilir. Öbür tarafta benzer, müteşâbih âyete kayar oradan devam eder. Öbür tarafta benzer, müteşâbih âyete kayar oradan devam eder. Yani bu hafızaların zayıflığından kaynaklanan normal bir olay, tabii yazıya geçirme bu işi engelliyor. Yani bu hafızaların zayıflığından kaynaklanan normal bir olay, tabii yazıya geçirme bu işi engelliyor.

Bu genişlemede bilgilerin farklılaşması da kıraatin farklılaşması gibi olmuştur, bir. Bu genişlemede bilgilerin farklılaşması da kıraatin farklılaşması gibi olmuştur, bir.

İkincisi, İslâm toplumu büyümüştür, İslâm toplumu genişlemiştir İkincisi, İslâm toplumu büyümüştür, İslâm toplumu genişlemiştir ve İslâm toplumunun karşılaştığı olaylar çoğalmıştır, çeşitlenmiştir.ve İslâm toplumunun karşılaştığı olaylar çoğalmıştır, çeşitlenmiştir. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in zamanında vukû bulmayan bazı olaylar, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in zamanında vukû bulmayan bazı olaylar, bazı sorunlar meydana gelmiştir. Nitekim Peygamber Efendimiz kendisi, görevlendirdiği Yemen'e gönderdiğibazı sorunlar meydana gelmiştir.

Nitekim Peygamber Efendimiz kendisi, görevlendirdiği Yemen'e gönderdiği
Muaz b. Cebel radıyallahu anh'a diyor ki; Neyle hükmedeceksin orada? Muaz b. Cebel radıyallahu anh'a diyor ki;

Neyle hükmedeceksin orada?
Ben seni görevlendiriyorum, gönderiyorum neyle hükmedeceksin? Ben seni görevlendiriyorum, gönderiyorum neyle hükmedeceksin?

Diyor ki; "Allah'ın kitabıyla hükmedeceğim yani Kur'ân-ı Kerîm ne demişse onu yapacağım." Diyor ki; "Allah'ın kitabıyla hükmedeceğim yani Kur'ân-ı Kerîm ne demişse onu yapacağım."

Peki orada hüküm bulamazsan? O zaman yâ Resûlallah senin sünnetine göre hükmedeceğim. Peki orada hüküm bulamazsan?

O zaman yâ Resûlallah senin sünnetine göre hükmedeceğim.

Peki oradan hüküm bulamazsan ne yapacaksın, ne yaparsın? Peki oradan hüküm bulamazsan ne yapacaksın, ne yaparsın?

O zaman diyor düşünür, kendim ictihad ederek bir şey söylerim diyor.O zaman diyor düşünür, kendim ictihad ederek bir şey söylerim diyor. Peygamber Efendimiz onun üzerine memnuniyetini ızhar ediyor ve ona hayır dua ediyor. Peygamber Efendimiz onun üzerine memnuniyetini ızhar ediyor ve ona hayır dua ediyor.

Demek ki Peygamber Efendimiz dahi gönderdiği bir valiye ve kadıya veya hakimeDemek ki Peygamber Efendimiz dahi gönderdiği bir valiye ve kadıya veya hakime yani Kur'ân-ı Kerîm'de bir şey hüküm bulamazsan, yeni karşılaştığın bir meseleyle ilgiliyani Kur'ân-ı Kerîm'de bir şey hüküm bulamazsan, yeni karşılaştığın bir meseleyle ilgili hadîs-i şerîflerimde bir konu bulamazsan ne yapacaksın diye sorduğuna görehadîs-i şerîflerimde bir konu bulamazsan ne yapacaksın diye sorduğuna göre meselenin çoğalacağı, çeşitleneceği anlaşılıyor. meselenin çoğalacağı, çeşitleneceği anlaşılıyor.

Meselelerin çeşitlenmesinden dolayı ve bilgilerdeki hafızanın yanılmalarından dolayı Meselelerin çeşitlenmesinden dolayı ve bilgilerdeki hafızanın yanılmalarından dolayı doğru haberler yanlış haberler meydana gelmiştir.doğru haberler yanlış haberler meydana gelmiştir. Sonra çeşitli gurupların biribirleriyle mücadelesinde şu şöyle demiştir, bu böyle demiştir tarzındaSonra çeşitli gurupların biribirleriyle mücadelesinde şu şöyle demiştir, bu böyle demiştir tarzında kendilerine karşı deliller getirmeleri, o zaman rivayetlerin doğrusunu eğrisindenkendilerine karşı deliller getirmeleri, o zaman rivayetlerin doğrusunu eğrisinden ayırt etme mekanizması getirmiştir. Onun için bir hadis tenkidi, hadis kritiği,ayırt etme mekanizması getirmiştir. Onun için bir hadis tenkidi, hadis kritiği, hadislerin sahihi zayıfından, doğrusu eğrisinden, mevzuunu sahihinden ayırt eden bir çalışma yapılmıştır.hadislerin sahihi zayıfından, doğrusu eğrisinden, mevzuunu sahihinden ayırt eden bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalardan sonra da çeşitli konularda sahâbe-i kirâmın kanaatleri toplanılmıştır. Bu çalışmalardan sonra da çeşitli konularda sahâbe-i kirâmın kanaatleri toplanılmıştır.

Tabii sahâbe-i kirâmın bir konu üzerinde fikri bazen aynı olmayabildi. Yani fiilen şu konu nasıldır? Tabii sahâbe-i kirâmın bir konu üzerinde fikri bazen aynı olmayabildi. Yani fiilen şu konu nasıldır?

Bazısı şöyle dedi, bazısın böyle dedi, yani bu farklılık oldu. Bazısı şöyle dedi, bazısın böyle dedi, yani bu farklılık oldu.

Peygamber Efendimiz'in asrından uzaklaştıkça bir insanın İslâm'ın özüne ait gerçek bilgileri bilmesiPeygamber Efendimiz'in asrından uzaklaştıkça bir insanın İslâm'ın özüne ait gerçek bilgileri bilmesi şansı da daha azalıyor. Çünkü malzemeden uzaklaşıyor, ana kaynaktan uzaklaşıyor.şansı da daha azalıyor. Çünkü malzemeden uzaklaşıyor, ana kaynaktan uzaklaşıyor. O zaman bu işin mütehassısları özel olarak bu işi yakından takip eden insanlarO zaman bu işin mütehassısları özel olarak bu işi yakından takip eden insanlar meseleleri müzâkere ederek kararlar almaya ve hükümleri tarif edip meseleleri müzâkere ederek kararlar almaya ve hükümleri tarif edip insanların sorduğu sorulara cevap vermeye başladılar. Bu sıradan bir iş değil, çok zor bir iş. insanların sorduğu sorulara cevap vermeye başladılar.

Bu sıradan bir iş değil, çok zor bir iş.
Bir kere son derece büyük bir bilgin olmaya gerektiriyor. Bir kere son derece büyük bir bilgin olmaya gerektiriyor. Konuyu tamamen ihâta etmiş olmayı, kavramış olmayı gerektiriyor. Konuyu tamamen ihâta etmiş olmayı, kavramış olmayı gerektiriyor. Ondan dolayı bu çeşit insanlara müctehid deniliyor.Ondan dolayı bu çeşit insanlara müctehid deniliyor. Yani olanca derecede bilgisi yüksek olan ve bir işi tamamen çözümlemek içinYani olanca derecede bilgisi yüksek olan ve bir işi tamamen çözümlemek için olanca gücünü sarf eden yetkili, selâhiyetli, mütehassıs kimse. olanca gücünü sarf eden yetkili, selâhiyetli, mütehassıs kimse.

Bu fakihlerin, müctehidlerin ilk önde geleni İmâm-ı Âzam hazretleridir yani yaş bakımından Bu fakihlerin, müctehidlerin ilk önde geleni İmâm-ı Âzam hazretleridir yani yaş bakımından ve zaman bakımından en önde gelenlerin birisi odur. Fakat İmâm-ı Âzam hazretlerinin mezhebinde bile,ve zaman bakımından en önde gelenlerin birisi odur. Fakat İmâm-ı Âzam hazretlerinin mezhebinde bile, yani kanaatlerinde, belirli konulardaki kanaatlerinde bile [arkasından] yürüyen talebeleri yani kanaatlerinde, belirli konulardaki kanaatlerinde bile [arkasından] yürüyen talebeleri farklı şekilde düşünmüş olabilirler, düşünebilmişlerdir. farklı şekilde düşünmüş olabilirler, düşünebilmişlerdir. Onun için Hanefi mezhebinin içinde İmam Muhammed'in, İmam Ebû Yusuf'un, İmam Züfer'in Onun için Hanefi mezhebinin içinde İmam Muhammed'in, İmam Ebû Yusuf'un, İmam Züfer'in bu hususta kanaati şudur. İmam-ı Âzam şöyle demiştir ama şu şöyle demiştir, bu böyle demiştir, bu hususta kanaati şudur. İmam-ı Âzam şöyle demiştir ama şu şöyle demiştir, bu böyle demiştir, denmiştir tarzında rivayetlerle karşılaşabiliyoruz. denmiştir tarzında rivayetlerle karşılaşabiliyoruz.

Demek ki esas itibariyle mezhep bir kimsenin bir konudaki bilimsel görüşü demektir. Demek ki esas itibariyle mezhep bir kimsenin bir konudaki bilimsel görüşü demektir. İnsanların çeşitli konulara bakışı, değerlendirmesi, araştırmalarının sonucunda bir sonuca varmaları daİnsanların çeşitli konulara bakışı, değerlendirmesi, araştırmalarının sonucunda bir sonuca varmaları da farklı olabildiğinden çeşitli görüşler ortaya çıkmıştır.farklı olabildiğinden çeşitli görüşler ortaya çıkmıştır. Hatta bir mezhep içinde o mezhebe bağlı insanların kanaatlerinde bile değişik görüşler olabilmiştir.Hatta bir mezhep içinde o mezhebe bağlı insanların kanaatlerinde bile değişik görüşler olabilmiştir. Bu da normaldir yani insanoğlunun meseleye bakışından ve aldığı kararlardan Bu da normaldir yani insanoğlunun meseleye bakışından ve aldığı kararlardan bir takım farklılıklar olabilir. Kaynakların değerlendirilmesi anlayışı farklı olabilir.bir takım farklılıklar olabilir. Kaynakların değerlendirilmesi anlayışı farklı olabilir. Bu bakımdan çeşitli görüşler ortaya çıkmıştır. Bu görüşler incelenmiştir, elenmiştir,Bu bakımdan çeşitli görüşler ortaya çıkmıştır. Bu görüşler incelenmiştir, elenmiştir, tahkik edilmiştir, tenkit edilmiştir sonunda durulmuştur mesele ve belirginleşmiştir çizgiler. tahkik edilmiştir, tenkit edilmiştir sonunda durulmuştur mesele ve belirginleşmiştir çizgiler.

İşte böylece bir takım ana ekoller meydana gelmiştir bunlara biz mezhep diyoruz. İşte böylece bir takım ana ekoller meydana gelmiştir bunlara biz mezhep diyoruz. Bir insanın herhangi bir mezhebe sahip olması mecburiyeti,Bir insanın herhangi bir mezhebe sahip olması mecburiyeti, kendisinin bilimsel gücünün içtihat yapacak kadar yüksek olmamasıyla ile ilgilidir. kendisinin bilimsel gücünün içtihat yapacak kadar yüksek olmamasıyla ile ilgilidir. Yani kendisi eğer âyetleri, hadîs-i şerîfleri, dinî kaynakları, edille-i şeriyye diyoruz, şerî delilleriYani kendisi eğer âyetleri, hadîs-i şerîfleri, dinî kaynakları, edille-i şeriyye diyoruz, şerî delilleri tam anlayabilecek, yorumlayacak ihtisasta değilse, bilgi seviyesinde, kapasitede değilse tam anlayabilecek, yorumlayacak ihtisasta değilse, bilgi seviyesinde, kapasitede değilse elbette birisine tâbi olacak. Yani bir bilene soracak ve onun dediğini tamam diyecek kabul edecek.elbette birisine tâbi olacak. Yani bir bilene soracak ve onun dediğini tamam diyecek kabul edecek. Böyle tâbi olan kimseye mukallid deniliyor, yani birisinin şeyine bağlanıyor ve onun yolunda gidiyor. Böyle tâbi olan kimseye mukallid deniliyor, yani birisinin şeyine bağlanıyor ve onun yolunda gidiyor.

Eğer bir insanın kendisi edille-i şeriyyeyi toplayıp, değerlendirip müstakil bir karar verme Eğer bir insanın kendisi edille-i şeriyyeyi toplayıp, değerlendirip müstakil bir karar verme yeteneği ve kabiliyeti varsa, o da bir kanaat ortaya sürebiliyor, o da onun o konudaki görüşü oluyor,yeteneği ve kabiliyeti varsa, o da bir kanaat ortaya sürebiliyor, o da onun o konudaki görüşü oluyor, yani mezhebi oluyor. Mezhep yani görüş, görüşü olmuş oluyor. yani mezhebi oluyor. Mezhep yani görüş, görüşü olmuş oluyor. Binâenaleyh bilimsel gücü çok yüksek olan bir takım üstün zekâların mezhepleri ötekilerinin hepsindenBinâenaleyh bilimsel gücü çok yüksek olan bir takım üstün zekâların mezhepleri ötekilerinin hepsinden tutarlı, değerli olduğu için belirli görüşler ekoller meydana geliyor. tutarlı, değerli olduğu için belirli görüşler ekoller meydana geliyor. Ve öteki insanlar da bunların meselelerini yüzde yüz, tek başlarına yorumlayıp Ve öteki insanlar da bunların meselelerini yüzde yüz, tek başlarına yorumlayıp kendisi karar verecek durumda olamayan insanlar da onlara tâbi oluyorlar, kendisi karar verecek durumda olamayan insanlar da onlara tâbi oluyorlar, bunlara da tâbi olanlar deniliyor. Bir mezhebin sâlikleri, mensupları, o mezhebe uyan kimseler deniliyor.bunlara da tâbi olanlar deniliyor. Bir mezhebin sâlikleri, mensupları, o mezhebe uyan kimseler deniliyor. Bu da normal, başka türlü zaten bu iş halledilemez. Bu da normal, başka türlü zaten bu iş halledilemez.

Kur'ân-ı Kerîm'de de zaten Allahu Teâlâ hazretleri herkese bu yükü yüklemiyor. Kur'ân-ı Kerîm'de de zaten Allahu Teâlâ hazretleri herkese bu yükü yüklemiyor. Sizden bir grup dinde tefakkuh eylesin, yani dini bilgilerini kuvvetlendirsin, döndüğü zaman kavmine Sizden bir grup dinde tefakkuh eylesin, yani dini bilgilerini kuvvetlendirsin, döndüğü zaman kavmine İslâm'ı anlatsın diye bazı kimselerin bu hususta ihtisas yapıp o çalışmaları yapmasını, İslâm'ı anlatsın diye bazı kimselerin bu hususta ihtisas yapıp o çalışmaları yapmasını, böyle bir cemiyetin içinde iş bölümü meydana gelmesini tercih ediyor. böyle bir cemiyetin içinde iş bölümü meydana gelmesini tercih ediyor.

Bunun modern hayatımıza getirip modern hayatımızdaki bir şeyle anlatmak istersek,Bunun modern hayatımıza getirip modern hayatımızdaki bir şeyle anlatmak istersek, bugün bizim çevremizde çeşitli ilimler vardır ve bu ilimlerin ana üreticileri, bugün bizim çevremizde çeşitli ilimler vardır ve bu ilimlerin ana üreticileri, mütehassısları, araştırıcıları vardır. Bunlar bu araştırmaları yaparlar. mütehassısları, araştırıcıları vardır. Bunlar bu araştırmaları yaparlar. Biz de eğer o mesleklerden birisindeysek biz de bir araştırma yapıp bir şeyler ortaya koyabiliriz. Biz de eğer o mesleklerden birisindeysek biz de bir araştırma yapıp bir şeyler ortaya koyabiliriz. Eğer o meslekten değilsek o mesleğin büyük araştırıcılarının tâbi oluruz. Eğer o meslekten değilsek o mesleğin büyük araştırıcılarının tâbi oluruz.

Diyelim ki tıp ilmi. Yani benim karnım ağrımaya başladığı zaman, "İnsanın karnı neden ağrır?" diyeDiyelim ki tıp ilmi. Yani benim karnım ağrımaya başladığı zaman, "İnsanın karnı neden ağrır?" diye kütüphaneye kapanıpta karın ağrısı üzerine ihtisas yapmaya kalkmam. Ne yaparım? kütüphaneye kapanıpta karın ağrısı üzerine ihtisas yapmaya kalkmam.

Ne yaparım?

Giderim bu işi bilen bir doktora; "Valla doktor bey, benim sabahları karnım şöyle ağrıyor,Giderim bu işi bilen bir doktora; "Valla doktor bey, benim sabahları karnım şöyle ağrıyor, şöyle bir takım bir şeyler oluyor." derim. Ondan sonra o adam bana bir yazılar yazar, bir haplar verir.şöyle bir takım bir şeyler oluyor." derim. Ondan sonra o adam bana bir yazılar yazar, bir haplar verir. Ben de o hapları hiçte tahkik etmem.Ben de o hapları hiçte tahkik etmem. Yani o hapları kim yapmış, içine neler konmuş filan gibi bir araştırma da yapmam, hapı yutarım.Yani o hapları kim yapmış, içine neler konmuş filan gibi bir araştırma da yapmam, hapı yutarım. Ondan sonra tedavimi görürüm. Veya görmezsiniz. Neyi görmem? Yani tedaviyi. Ondan sonra tedavimi görürüm.

Veya görmezsiniz.

Neyi görmem?

Yani tedaviyi.

Başka yolu yok, yani ya karın ağrısından öleceğim ya tedaviden öleceğim.Başka yolu yok, yani ya karın ağrısından öleceğim ya tedaviden öleceğim. İkisinden biri. Başka bir çaresi yok. İkisinden biri. Başka bir çaresi yok.

Öyle de şimdi. Sizin anlattığınız metodla kütüphanede bunun üzerinde ihtisas yapmam da. Öyle de şimdi. Sizin anlattığınız metodla kütüphanede bunun üzerinde ihtisas yapmam da. Ancak şöyle bir şey var, bugün tıp üzerinde tartışmalar filan var... Ancak şöyle bir şey var, bugün tıp üzerinde tartışmalar filan var...

Bunu tıp ilminde ilgilenenler yapıyor, edebiyatçı yapmıyor, hukukçu yapmıyor, mühendis yapmıyor. Bunu tıp ilminde ilgilenenler yapıyor, edebiyatçı yapmıyor, hukukçu yapmıyor, mühendis yapmıyor. Mühendislik konusunda da mesela bir çeliğin, paslanmaz çeliğin yapılması konusunda daMühendislik konusunda da mesela bir çeliğin, paslanmaz çeliğin yapılması konusunda da tıpçılar hiç konuşmuyorlar. Herkesin bir ihtisası var. Mütehassıs olmayan mütehassısa tâbi oluyor. tıpçılar hiç konuşmuyorlar. Herkesin bir ihtisası var. Mütehassıs olmayan mütehassısa tâbi oluyor.

Biz de yani fıkıh konusunda mütehassıs olana tâbi oluyoruz kendimiz ihtisas sahibi değilsek. Biz de yani fıkıh konusunda mütehassıs olana tâbi oluyoruz kendimiz ihtisas sahibi değilsek. İhtisas sahibi varsa o da içtihat yapıyor kendisi bir karara varabiliyor. İhtisas sahibi varsa o da içtihat yapıyor kendisi bir karara varabiliyor. Ama bu karara varmak tabii ilme dayanmalı yani atmasyona dayanmamalı. Ama bu karara varmak tabii ilme dayanmalı yani atmasyona dayanmamalı. Keyfi, torbadan kura çekme usulüne dayanmamalı.Keyfi, torbadan kura çekme usulüne dayanmamalı. Yani eğer bir konuda hakikaten selahiyetli varsa insan konuşmalı, selahiyeti yoksa zaten konuşturmazlar. Yani eğer bir konuda hakikaten selahiyetli varsa insan konuşmalı, selahiyeti yoksa zaten konuşturmazlar.

Suudi Arabistan'da yapılan bir kongrede birisi çıkmış konuşmaya başlamış. Hemen indirmişler aşağıya. Suudi Arabistan'da yapılan bir kongrede birisi çıkmış konuşmaya başlamış. Hemen indirmişler aşağıya. Sen in aşağıya demişler. Profesör ama o konunun mütehassısı değil, indirmişler... Sen in aşağıya demişler. Profesör ama o konunun mütehassısı değil, indirmişler...

O halde kısaca söylememiz gerekirse;O halde kısaca söylememiz gerekirse; mezhepler fıkıh ekolleridir ve bilimsel çalışmaların ürünleridir, normaldir. mezhepler fıkıh ekolleridir ve bilimsel çalışmaların ürünleridir, normaldir. Bir insanın bir mezhebe tâbi olmaması düşünülemez.Bir insanın bir mezhebe tâbi olmaması düşünülemez. Mutlaka bir mezhebe sahip olacak, bir kanaate sahip olacak. Yani bir fikri olacak bir konuda.Mutlaka bir mezhebe sahip olacak, bir kanaate sahip olacak. Yani bir fikri olacak bir konuda. Mutlaka olacak, mezhepsizlik mümkün değildir. Bu mezhep ya İmâm-ı Âzam'ın mezhebi,Mutlaka olacak, mezhepsizlik mümkün değildir. Bu mezhep ya İmâm-ı Âzam'ın mezhebi, İmam Şafiî'nin mezhebi, vesairenin mezhebi olacak ya da kendisinin mezhebi olacak. İmam Şafiî'nin mezhebi, vesairenin mezhebi olacak ya da kendisinin mezhebi olacak. Yani kendisi bir mezhep ortaya koyabilirse kendisinin mezhebi olacak. Yani kendisi bir mezhep ortaya koyabilirse kendisinin mezhebi olacak. Koyamıyorsa o zaman birisine tâbi olacak. Koyamıyorsa o zaman birisine tâbi olacak.

Soru sorabilir miyim? Buyur. Mezheplerin hepsi olamaz mı? Soru sorabilir miyim?

Buyur.

Mezheplerin hepsi olamaz mı?

Mezheplerin hepsi olamaz? Mezheplerin hepsi şu bakımdan olamaz. Yani dört tane mezhep var. Mezheplerin hepsi olamaz? Mezheplerin hepsi şu bakımdan olamaz. Yani dört tane mezhep var. Birisi şu konuda böyle demiş ötekisi şöyle demiş. Ya şöyle olacak ya böyle olacak.Birisi şu konuda böyle demiş ötekisi şöyle demiş. Ya şöyle olacak ya böyle olacak. Yani hepsini birden yani zıtların bir araya gelmesi mümkün değildir de ondan.Yani hepsini birden yani zıtların bir araya gelmesi mümkün değildir de ondan. Kapı ya açıktır ya kapalıdır. Açıksa kapalı değildir, kapalıysa açık değildir. Kapı ya açıktır ya kapalıdır. Açıksa kapalı değildir, kapalıysa açık değildir. Yani iki tane kanaat varsa ortada hepsi birden olmaz, bir tanesi olacak. Yani iki tane kanaat varsa ortada hepsi birden olmaz, bir tanesi olacak.

Ama şunu demek istiyor sizin sorduğunuz soruyu soranlar; yani biraz ondan alsam, biraz ondan alsam, Ama şunu demek istiyor sizin sorduğunuz soruyu soranlar; yani biraz ondan alsam, biraz ondan alsam, biraz ondan alsam çeşni yapsam [olmaz mı?] O da olmaz. O zaman sistem bozulur. biraz ondan alsam çeşni yapsam [olmaz mı?]

O da olmaz. O zaman sistem bozulur.
Bunuda ben şöyle anlatıyorum; Yani hurdacı kendisinin hurdacı dükkanında mevcut olanBunuda ben şöyle anlatıyorum;

Yani hurdacı kendisinin hurdacı dükkanında mevcut olan
tekerlekle, şanzımanla, şunuyla bunuyla hepsini birleştiripte yeni bir araba yapabilir mi? tekerlekle, şanzımanla, şunuyla bunuyla hepsini birleştiripte yeni bir araba yapabilir mi?

Belki yapar ama zor. Biraz zor yapar ve o da bir şeye benzemez.Belki yapar ama zor. Biraz zor yapar ve o da bir şeye benzemez. Nasreddin Hoca; "Soğanla yoğurt yemeyi ben buldum ama pek de beğenmedim." demiş.Nasreddin Hoca; "Soğanla yoğurt yemeyi ben buldum ama pek de beğenmedim." demiş. Pek de güzel olmaz yani bilimsel olmaz. Şaka bir tarafa bilimsel olmaz. Pek de güzel olmaz yani bilimsel olmaz. Şaka bir tarafa bilimsel olmaz.

Hz. İsa hakkında Kur'ân-ı Kerîm'de âyet-i kerîme var.Hz. İsa hakkında Kur'ân-ı Kerîm'de âyet-i kerîme var. Âyet-i kerîmede buyuruluyor ki; Bismillâhirrahmânirrahîm. Ve mâ katelûhü ve mâ salebûhü. Âyet-i kerîmede buyuruluyor ki; Bismillâhirrahmânirrahîm.

Ve mâ katelûhü ve mâ salebûhü.
"Hz. İsa'yı öldüremediler, asamadılar." Velâkin şübbihe lehû. Yani berrefe'ahullahu ileyh."Hz. İsa'yı öldüremediler, asamadılar." Velâkin şübbihe lehû. Yani berrefe'ahullahu ileyh. "Öyle olmadığı halde Allah onu kendisine ref eyledi." deniliyor. "Öyle olmadığı halde Allah onu kendisine ref eyledi." deniliyor. Ve mâ katelûhü ve mâ salebûhü. "Öldüremediler, katlemediler, asamadılar." dendiğine göreVe mâ katelûhü ve mâ salebûhü. "Öldüremediler, katlemediler, asamadılar." dendiğine göre demek ki öldürme ve asma hadisesi doğru değil. demek ki öldürme ve asma hadisesi doğru değil.

Tabii bu konuda çeşitli, dinler tarihiyle ilgili çeşitli kaviller varTabii bu konuda çeşitli, dinler tarihiyle ilgili çeşitli kaviller var ama Kur'ân-ı Kerîm'in ifadesine göre durum böyle. Evet. ama Kur'ân-ı Kerîm'in ifadesine göre durum böyle.

Evet.

Soru asılıp asılmadığı, öldürülüp öldürülmediği değil de daha ziyade kıyamet günü Soru asılıp asılmadığı, öldürülüp öldürülmediği değil de daha ziyade kıyamet günü Hz. İsa'nın gelip gelmeyeceği ile ilgili galiba. Bilmiyorum. Hz. İsa'nın gelip gelmeyeceği ile ilgili galiba. Bilmiyorum.

Âyet yok. Hz. İsa'nın tekrar gelişiyle ilgili âyet yok.Âyet yok. Hz. İsa'nın tekrar gelişiyle ilgili âyet yok. Yalnız şeyler var, öyle mi dedi bilmiyorum, ben onu anlamamışım.Yalnız şeyler var, öyle mi dedi bilmiyorum, ben onu anlamamışım. Ama onu da ayrı bir soru olarak cevaplandıralım.Ama onu da ayrı bir soru olarak cevaplandıralım. Yani Hz. İsa'nın, nüzûl-ü İsa, Hz. İsa'nın tekrar yeryüzüne inmesi. Yani Hz. İsa'nın, nüzûl-ü İsa, Hz. İsa'nın tekrar yeryüzüne inmesi.

Nüzul "inmek" mânasına. Böyle bir konu hadis kitaplarında vardır.Nüzul "inmek" mânasına. Böyle bir konu hadis kitaplarında vardır. Yani Kur'ân-ı Kerîm'de Hz. İsa'nın ineceğine dair bir âyet-i kerîme mevcut değilYani Kur'ân-ı Kerîm'de Hz. İsa'nın ineceğine dair bir âyet-i kerîme mevcut değil fakat bazı hadîs-i şerîflerde bildirilmiştir ki; Hz. İsa âhir zamanda inecek, hıristiyanların haçını kıracak.fakat bazı hadîs-i şerîflerde bildirilmiştir ki; Hz. İsa âhir zamanda inecek, hıristiyanların haçını kıracak. Bu putperestliktir doğru değildir diyecek ve Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in Bu putperestliktir doğru değildir diyecek ve Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in şeriat-ı Ahmediyesi ile amel edecek diye rivayetler vardır. şeriat-ı Ahmediyesi ile amel edecek diye rivayetler vardır.

Deccal Hz. İsa zamanında tek bir kişi olarak mı gelecek yoksa kişiler olarak mı? Deccal Hz. İsa zamanında tek bir kişi olarak mı gelecek yoksa kişiler olarak mı?

Hadîs-i şerîflerde şöyle geçiyor. Bir deccal var yani özel bir deccal.Hadîs-i şerîflerde şöyle geçiyor. Bir deccal var yani özel bir deccal. Tek bir şahıs olarak bir deccal var.Tek bir şahıs olarak bir deccal var. Fakat hadîs-i şerîflerde geçiyor ki bu deccalden evvel 30'a yakın deccal gelip geçecek. Fakat hadîs-i şerîflerde geçiyor ki bu deccalden evvel 30'a yakın deccal gelip geçecek.

Demek ki deccallik mesleğinde olan, aynı bozgunculukta ve aynı aldatıcılıkta olanDemek ki deccallik mesleğinde olan, aynı bozgunculukta ve aynı aldatıcılıkta olan 30 kadar böyle şahıslardan sonra ondan sonra asıl tek bir şahıs olan deccal gelecek.30 kadar böyle şahıslardan sonra ondan sonra asıl tek bir şahıs olan deccal gelecek. Hadîs-i şerîfler var. Evet. Buyurun. Hadîs-i şerîfler var.

Evet. Buyurun.

Şimdi demiştiniz, tek bir mezhebe tâbi olmak gerekir, hepsi beraber olmayacak diye. Şimdi demiştiniz, tek bir mezhebe tâbi olmak gerekir, hepsi beraber olmayacak diye. Hacca gittiğimiz zamanlarda mesela oradakilerin genellikle Şâfii mezhebine tâbi olduklarını biliyoruz.Hacca gittiğimiz zamanlarda mesela oradakilerin genellikle Şâfii mezhebine tâbi olduklarını biliyoruz. Onların ardında namaz kıldığımız zamanlar, onlara tâbi olduğumuz nasıl olacak? Onların ardında namaz kıldığımız zamanlar, onlara tâbi olduğumuz nasıl olacak?

Bir mezhebe mensup bir kimsenin bir başka Ehli Sünnet mezhebine mensup bir imamın arkasındaBir mezhebe mensup bir kimsenin bir başka Ehli Sünnet mezhebine mensup bir imamın arkasında namaz kılması caizdir. Çünkü mezhepler nihayet nihayet İslâm şeriatının yorumlanmasıdır.namaz kılması caizdir. Çünkü mezhepler nihayet nihayet İslâm şeriatının yorumlanmasıdır. İslâm'ın genel emirlerinde ihtilafları yoktur, detayda ihtilafları vardır.İslâm'ın genel emirlerinde ihtilafları yoktur, detayda ihtilafları vardır. Yani namaz kılmak hepsinde müşterektir ama namazda Allahu Ekber derken elini kulağın hizasına mı kaldıracak Yani namaz kılmak hepsinde müşterektir ama namazda Allahu Ekber derken elini kulağın hizasına mı kaldıracak çenesi hizasına mı kaldıracak, bağlayacak mı salacak mı gibi meselelerdedir ihtilafları. çenesi hizasına mı kaldıracak, bağlayacak mı salacak mı gibi meselelerdedir ihtilafları. Farzlarda müşterektirler, ana konularda müşterektirler. Farzlarda müşterektirler, ana konularda müşterektirler. Binâenaleyh mezhep farkı biribirlerine iktidâyı engellemez. Biribirlerine iktidâ edebilirler.Binâenaleyh mezhep farkı biribirlerine iktidâyı engellemez. Biribirlerine iktidâ edebilirler. Bu bakımdan yani şâfii bir imama hanefî bir şahıs uyabilir. Hanefî bir imama şâfii bir şahıs uyabilir. Bu bakımdan yani şâfii bir imama hanefî bir şahıs uyabilir. Hanefî bir imama şâfii bir şahıs uyabilir.

Yalnız fıkıh kitaplarımızda şöyle demişlerdir; uyan şahıs kendi mezhebine göreYalnız fıkıh kitaplarımızda şöyle demişlerdir; uyan şahıs kendi mezhebine göre o kimsenin namazının olmadığına ayan beyan belli eden bir emâre görüyorsa o zaman uymaz. o kimsenin namazının olmadığına ayan beyan belli eden bir emâre görüyorsa o zaman uymaz. Mesela Hanefî mezhebinde, şakır şakır kan aktığı zaman abdest bozuluyor,Mesela Hanefî mezhebinde, şakır şakır kan aktığı zaman abdest bozuluyor, şâfii mezhebinde bozulmuyor. Şimdi adam kan aka aka geldi imamla şey yapacak. şâfii mezhebinde bozulmuyor. Şimdi adam kan aka aka geldi imamla şey yapacak. O zaman uymaz. Çünkü âşikar bir şeyi görüyor. Ama öyle bir durum yoksa işi karıştırmaz.O zaman uymaz. Çünkü âşikar bir şeyi görüyor. Ama öyle bir durum yoksa işi karıştırmaz. Yani sen buraya gelmeden önce burnun kanamışmıydı söyle bakalım sen nerelerden geçtin,Yani sen buraya gelmeden önce burnun kanamışmıydı söyle bakalım sen nerelerden geçtin, ne yaptın filan diye herhangi bir şey sormaz uyabilir. ne yaptın filan diye herhangi bir şey sormaz uyabilir. Ama âşikâre olarak kendisinin gördüğü bir hata varsa o zaman uymayabilir, diyorlar. Ama âşikâre olarak kendisinin gördüğü bir hata varsa o zaman uymayabilir, diyorlar.

Bir de çok farklı ise, mesela Hanbelilerin teheccüd namazları bizim hanefîlerden çok farklı.Bir de çok farklı ise, mesela Hanbelilerin teheccüd namazları bizim hanefîlerden çok farklı. O zaman uyulacak mı uyulmayacak mı diye ihtilaf etmişler.O zaman uyulacak mı uyulmayacak mı diye ihtilaf etmişler. Mehmed Zihni Efendi diyor ki, "Uyulmaz, çünkü onlar iki rekâtta selam veriyor, üçüncü rekâta ayrıca kalkıyor.Mehmed Zihni Efendi diyor ki, "Uyulmaz, çünkü onlar iki rekâtta selam veriyor, üçüncü rekâta ayrıca kalkıyor. O üçüncü rekât tek rekât oluyor. Halbuki bizim mezhebimizde tek rekât yok." filan diyor.O üçüncü rekât tek rekât oluyor. Halbuki bizim mezhebimizde tek rekât yok." filan diyor. Buna benzer şeyler olabilir. Buna benzer şeyler olabilir.

Sonra bir mesele daha hatırladım sizin sözlerinizden.Sonra bir mesele daha hatırladım sizin sözlerinizden. Bazı kimseler hani Şâfii dediğiniz için hatırladım. Bazı kimseler hani Şâfii dediğiniz için hatırladım. Şâfii mezhebine göre şimdikilerin tavaf etmesi mümkün değil. Şâfii mezhebine göre şimdikilerin tavaf etmesi mümkün değil. Çünkü şâfiilerde bir kimsenin eline, bir hanıma değse böyle abdesti bozuluyor. Çünkü şâfiilerde bir kimsenin eline, bir hanıma değse böyle abdesti bozuluyor. Yani dokunma dahi abdestini bozuyor.Yani dokunma dahi abdestini bozuyor. Binâenaleyh maalesef kadın erkek beraber tavaf ediyorlar. Maalesef! Binâenaleyh maalesef kadın erkek beraber tavaf ediyorlar. Maalesef!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2