Namaz Vakitleri

26 Cemâziye'l-Âhir 1446
27 Aralık 2024
İmsak
06:49
Güneş
08:21
Öğle
13:10
İkindi
15:29
Akşam
17:49
Yatsı
19:16
Detaylı Arama

Ebû Süleyman Ed-Dârânî Hz. (3) (Sorular ve Cevaplar2)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

8 Safer 1412 / 18.08.1991
Eyüp / İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN Tabakatus Sufiyye sohbetlerine Mustafa Selâmi Efendi Tekkesi’nde başlamıştır (02. 12. 1991).
Tabakàtü’s-Sùfiyye, Sülemî’nin ilk sûfilerden yüz tanesinin hayatını ve sözlerini kaydettiği eseridir.

Fudayl ibn-i Iyad hakkındadır. Daha sonraki yıllarda, İstanbul’un Anadolu yakasında muhtelif camilerde yapılmıştır.

Sohbetlerin amacını şöyle açıklıyordu: “Bizler de karınca kararınca takvâ yolunda, Rabbimizin rızası yolunda yürüyen insanlar olduğumuzdan, “Bu yolun bizden önceki büyükleri, selef-i sàlihînimiz neler söylemişler, onların nasihatlerinden istifade edelim; nasıl yaşamışlar, hayatları bize örnek olsun!” diye, tasavvuf aleminin büyüklerinin hayatlarını okumayı; sözlerini dinleyip, belleyip mûcebince amel etmeyi düşünerek; Türkçesi bulunmayan bir eser olsun, kaynak olsun, ana eser olsun; böylece yaptığımız çalışma da yapılmamış bir çalışma olarak, yeni bir çalışma olsun diye düşündüğümüz için; 412 hicrî, 1021 milâdî tarihinde, yâni yıllarında vefat etmiş olan, Nişâpurlu Ebû Abdurrahman es Sülemî Hazretleri’nin, tasavvuf ilminde kaynak olan, ana eser olan, müracaat kitabı olan Tabakàtü’s Sùfiyye’sini okumaya başladık.

Bu sohbetler Cumartesi akşamları yapılıyordu ve bir saat kadar sürüyordu. Hoca efendi seyahatte olduğu zamanlar sohbete ara veriliyor, İstanbul’da oldukları zaman devam ediyordu. 7 Mayıs 1997 günü yurtdışına çıkıncaya kadar devam etti. Fudayl ibn-i Iyad’dan başlayıp, sırayla her seferinde birkaç sayfa okuyup izah ederek sohbetlerini sürdürüyordu. 26 Ekim 1996 günü yaptığı son Tabakàtü’s-Sûfiyye sohbetinde, Ebû Osman el-Hîrî’nin 29. sözüne kadar gelmişti.

Sohbetlerde, önce o gün izah edilecek sözlerin Arapça metinleri okunuyor, kısaca anlamı veriliyor; sonra râvîler hakkında dipnotlardan bilgiler veriliyordu. Sözler izah edilip açıklanıyordu. Sohbetin sonunda da, çıkartılacak dersler anlatılıyor ve günümüzde neler yapmamız gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunuluyordu.
Bir insan bir cinle evlenebilir mi?, Bir insanın ailesine, namusuna, malına tecavüz etmek isteyen bir kişi ile mücadele etmesi, onu | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Ebû Süleyman Ed-Dârânî Hz. (3) (Sorular ve Cevaplar2)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

8 Safer 1412 / 18.08.1991
Eyüp / İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN Tabakatus Sufiyye sohbetlerine Mustafa Selâmi Efendi Tekkesi’nde başlamıştır (02. 12. 1991).
Tabakàtü’s-Sùfiyye, Sülemî’nin ilk sûfilerden yüz tanesinin hayatını ve sözlerini kaydettiği eseridir.

Fudayl ibn-i Iyad hakkındadır. Daha sonraki yıllarda, İstanbul’un Anadolu yakasında muhtelif camilerde yapılmıştır.

Sohbetlerin amacını şöyle açıklıyordu: “Bizler de karınca kararınca takvâ yolunda, Rabbimizin rızası yolunda yürüyen insanlar olduğumuzdan, “Bu yolun bizden önceki büyükleri, selef-i sàlihînimiz neler söylemişler, onların nasihatlerinden istifade edelim; nasıl yaşamışlar, hayatları bize örnek olsun!” diye, tasavvuf aleminin büyüklerinin hayatlarını okumayı; sözlerini dinleyip, belleyip mûcebince amel etmeyi düşünerek; Türkçesi bulunmayan bir eser olsun, kaynak olsun, ana eser olsun; böylece yaptığımız çalışma da yapılmamış bir çalışma olarak, yeni bir çalışma olsun diye düşündüğümüz için; 412 hicrî, 1021 milâdî tarihinde, yâni yıllarında vefat etmiş olan, Nişâpurlu Ebû Abdurrahman es Sülemî Hazretleri’nin, tasavvuf ilminde kaynak olan, ana eser olan, müracaat kitabı olan Tabakàtü’s Sùfiyye’sini okumaya başladık.

Bu sohbetler Cumartesi akşamları yapılıyordu ve bir saat kadar sürüyordu. Hoca efendi seyahatte olduğu zamanlar sohbete ara veriliyor, İstanbul’da oldukları zaman devam ediyordu. 7 Mayıs 1997 günü yurtdışına çıkıncaya kadar devam etti. Fudayl ibn-i Iyad’dan başlayıp, sırayla her seferinde birkaç sayfa okuyup izah ederek sohbetlerini sürdürüyordu. 26 Ekim 1996 günü yaptığı son Tabakàtü’s-Sûfiyye sohbetinde, Ebû Osman el-Hîrî’nin 29. sözüne kadar gelmişti.

Sohbetlerde, önce o gün izah edilecek sözlerin Arapça metinleri okunuyor, kısaca anlamı veriliyor; sonra râvîler hakkında dipnotlardan bilgiler veriliyordu. Sözler izah edilip açıklanıyordu. Sohbetin sonunda da, çıkartılacak dersler anlatılıyor ve günümüzde neler yapmamız gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunuluyordu.
Bir insan bir cinle evlenebilir mi?, Bir insanın ailesine, namusuna, malına tecavüz etmek isteyen bir kişi ile mücadele etmesi, onu | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Soru: Bir insan bir cinle evlenebilir mi? Soru: Bir insan bir cinle evlenebilir mi?

Cevap: Böyle evlilikler olabiliyor, rivayetlerden. Cevap: Böyle evlilikler olabiliyor, rivayetlerden.

"İnsan besmelesiz nikâhlandığı zaman, evlendiği zaman, hayırsız, besmelesiz olduğu zaman, "İnsan besmelesiz nikâhlandığı zaman, evlendiği zaman, hayırsız, besmelesiz olduğu zaman, şeytan onun evliliğine ve evlilik münasebetlerine iştirak eder, evlatlarına ortak olur.''şeytan onun evliliğine ve evlilik münasebetlerine iştirak eder, evlatlarına ortak olur.'' diye hadîs-i şerîf var. Buradan çok net olarak biliniyor. diye hadîs-i şerîf var. Buradan çok net olarak biliniyor. Şeytan mallarına da, evlatlarına da ortak oluyor. Şeytan mallarına da, evlatlarına da ortak oluyor. Demek ki evladın meydana gelmesi olan muamelede iştiraki oluyor. Demek ki evladın meydana gelmesi olan muamelede iştiraki oluyor.

Cinle de evlilik diye şeyler vardır.Cinle de evlilik diye şeyler vardır. Tabii insan hepsinde, her işinde besmele ile işini yapmalı, Allah'a sığınmalı,yanlış bir iş olmamasına,Tabii insan hepsinde, her işinde besmele ile işini yapmalı, Allah'a sığınmalı,yanlış bir iş olmamasına, görünüz-görünmez her çeşit varlıkların şerrinden Allah'ın onu korumasına iltica etmeli, yalvarmalı. görünüz-görünmez her çeşit varlıkların şerrinden Allah'ın onu korumasına iltica etmeli, yalvarmalı.

Soru: Bir insanın ailesine, namusuna, malına tecavüz etmek isteyen bir kişi ile mücadele etmesi,Soru: Bir insanın ailesine, namusuna, malına tecavüz etmek isteyen bir kişi ile mücadele etmesi, onu öldürürse veya kendisi ölse bunun dinimizdeki hükmü nedir? onu öldürürse veya kendisi ölse bunun dinimizdeki hükmü nedir?

Cevap: Bu, hadîs-i şerîfte açıkça beyan edilmiştir Peygamber Efendimiz tarafından. Diyor ki; Cevap: Bu, hadîs-i şerîfte açıkça beyan edilmiştir Peygamber Efendimiz tarafından. Diyor ki;

"Bir kimse canını ve malını korumak için yol kesicinin, haydudun, eşkıyânın karşısında mücadele etse, "Bir kimse canını ve malını korumak için yol kesicinin, haydudun, eşkıyânın karşısında mücadele etse, -Malını bile, sadece canını değil. Ben sanıyordum ki; mal verilir, ne yapalım, şerrine lanetlenilir. -Malını bile, sadece canını değil. Ben sanıyordum ki; mal verilir, ne yapalım, şerrine lanetlenilir. Öyle değil.- mücadele ederken ölürse şehit olur." Öyle değil.- mücadele ederken ölürse şehit olur."

Öldürürse de haklıdır. Çünkü ötekisi yoluna çıkmıştır.Öldürürse de haklıdır. Çünkü ötekisi yoluna çıkmıştır. Onun için dinî bakımdan haksızlığa pirim vermemesi, edepsizliğe yüz vermemesi, teslim olmaması lazım. Onun için dinî bakımdan haksızlığa pirim vermemesi, edepsizliğe yüz vermemesi, teslim olmaması lazım.

Soru: Mürşide teslimiyet ile ashâb-ı kirâmın Peygamber Efendimiz'e teslimiyeti arasında fark var mıdır?Soru: Mürşide teslimiyet ile ashâb-ı kirâmın Peygamber Efendimiz'e teslimiyeti arasında fark var mıdır? Peygamber Efendimiz'i Hz. Ömer radıyallâhu anh'ın birçok noktada uyarması gibi. Peygamber Efendimiz'i Hz. Ömer radıyallâhu anh'ın birçok noktada uyarması gibi.

Cevap: Bağlılık, sahâbe-i kirâmın Peygamber Efendimiz'e bağlılığı gibi olacak ve bu bağlılık,Cevap: Bağlılık, sahâbe-i kirâmın Peygamber Efendimiz'e bağlılığı gibi olacak ve bu bağlılık, hâlis muhlis olacak. hâlis muhlis olacak. Hâlis muhlis, candan bir bağlılık bazı meseleleri konuşmayaHâlis muhlis, candan bir bağlılık bazı meseleleri konuşmaya ve müzakere etmeye ve ikaz etmeye mâni değildir.ve müzakere etmeye ve ikaz etmeye mâni değildir. İnsan sevdiği oğluna da, kardeşine de, babasına da; "Baba, arkanda şu var, İnsan sevdiği oğluna da, kardeşine de, babasına da; "Baba, arkanda şu var, araba geliyor, kenara çekil." araba geliyor, kenara çekil." dediği gibi, yani tehlike gördüğü zaman, bildiği bir şey varsa söyleyebilir, bu söylenir, normaldir. dediği gibi, yani tehlike gördüğü zaman, bildiği bir şey varsa söyleyebilir, bu söylenir, normaldir. Peygamber Efendimiz'e Hz. Ömer'in bazı hususlardaki şeyleri mâlum. Peygamber Efendimiz'e Hz. Ömer'in bazı hususlardaki şeyleri mâlum. Ama bu onun ona bağlılığının eksikliğinden değildi. Dine bağlılığının samimiyetinden idi.Ama bu onun ona bağlılığının eksikliğinden değildi. Dine bağlılığının samimiyetinden idi. Mü'minin mü'mine hakkı, hayrı her zaman tavsiye etmesi, söylemesi lazım geldiğinden, Mü'minin mü'mine hakkı, hayrı her zaman tavsiye etmesi, söylemesi lazım geldiğinden, ihvan ve şeyh arasındaki münasebetlerde de aynı minval üzere sevgi ve saygı olur. ihvan ve şeyh arasındaki münasebetlerde de aynı minval üzere sevgi ve saygı olur.

Soru: Şeyhlik için silsile şart mıdır? Soru: Şeyhlik için silsile şart mıdır?

Cevap: Bir sahih el alması şartı vardır. Cevap: Bir sahih el alması şartı vardır.

Soru: Uykusunda veya Üveysî olarak bir kimse ikaz edilebilir mi? Soru: Uykusunda veya Üveysî olarak bir kimse ikaz edilebilir mi?

Cevap: Allah'ın hükmüne, lütfuna kimse karışamaz.Cevap: Allah'ın hükmüne, lütfuna kimse karışamaz. Ama birçok kimse buna dayanarak palavradan ortaya çıkıyor, ondan sonra yalan yanlış işler yapıyor.Ama birçok kimse buna dayanarak palavradan ortaya çıkıyor, ondan sonra yalan yanlış işler yapıyor. Mesela "Kadınlara el öptürüldüğünü gördüm." diye bazı şeyler duyuyoruz. Mesela "Kadınlara el öptürüldüğünü gördüm." diye bazı şeyler duyuyoruz. "Sohbetlerin ilmî seviyesi yok. Ama ihvanlık duygularını gelişmiş gördüm ihvanlarının." diyor. "Sohbetlerin ilmî seviyesi yok. Ama ihvanlık duygularını gelişmiş gördüm ihvanlarının." diyor.

Kitaplarda yazıyor ki;Kitaplarda yazıyor ki; "Bir mürid, hak, gerçek bir mürşid-i kâmil bulmak için uğraşacak, çalışacak, gayret edecek. "Bir mürid, hak, gerçek bir mürşid-i kâmil bulmak için uğraşacak, çalışacak, gayret edecek. Bir karar verdi, şu doğru bir insan sandı, bağlandı. O ihlâsından dolayı ilerler, yani ilerleyebilir. Bir karar verdi, şu doğru bir insan sandı, bağlandı. O ihlâsından dolayı ilerler, yani ilerleyebilir. Ama tabii hatasını, şeriate aykırılığını, yanlışlığını anladığı zaman, Ama tabii hatasını, şeriate aykırılığını, yanlışlığını anladığı zaman, hakiki bir şeyhi gördüğü zaman da ona bağlanması icap eder, yanlışta ısrar etmemesi gerekir. hakiki bir şeyhi gördüğü zaman da ona bağlanması icap eder, yanlışta ısrar etmemesi gerekir.

Soru: Bizim yolumuzun aşkullah yolu olduğunu biliyoruz. Aşkullah her insanda var mıdır? Soru: Bizim yolumuzun aşkullah yolu olduğunu biliyoruz. Aşkullah her insanda var mıdır?

Cevap: Bu zikirden, seyr u sülûkten hâsıl olan bir şeydir. Çalışmayla, gayretle Allah lütfederse verir. Cevap: Bu zikirden, seyr u sülûkten hâsıl olan bir şeydir. Çalışmayla, gayretle Allah lütfederse verir.

Soru: Varsa şayet, riyazetle mi olur?Soru: Varsa şayet, riyazetle mi olur? Bazı müslümanlarda bu duygunun ortaya çıkması için riyazet şart mıdır? Bazı müslümanlarda bu duygunun ortaya çıkması için riyazet şart mıdır?

Cevap: Riyazet, nefsi terbiye etmek içindir.Cevap: Riyazet, nefsi terbiye etmek içindir. Aşkullah ve muhabbetullah için zikir daha müessir bir yoldur. Aşkullah ve muhabbetullah için zikir daha müessir bir yoldur. Kişi zikre sağlam devam ettiği zaman, gönlü aşkullah, muhabbetullaha âşinâ hale gelir. Kişi zikre sağlam devam ettiği zaman, gönlü aşkullah, muhabbetullaha âşinâ hale gelir.

Peygamberlerle birlikte bazı büyük velîlerin de mâsum olduğu yazılıdır.Peygamberlerle birlikte bazı büyük velîlerin de mâsum olduğu yazılıdır. Mahfuz derler, yani peygamberler mâsum olduğu,Mahfuz derler, yani peygamberler mâsum olduğu, ismet sıfatı olduğu için aynı kelimeyi kullanmazlar, mahiyette de fark vardır. ismet sıfatı olduğu için aynı kelimeyi kullanmazlar, mahiyette de fark vardır. Evliyâullah da mahfuzdur. Allahu Teâlâ hazretleri sevgili kullarını günahlardan hıfzeder. Evliyâullah da mahfuzdur. Allahu Teâlâ hazretleri sevgili kullarını günahlardan hıfzeder.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2